25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15OCAK 1998 PERŞEMBE 8 DIŞ HABERLER Ahnanya'daki yangın kundaklama • BONN(AA)- Almanya'mn Bielefeld kenrinde 25 Türk ve Yugoslavın yaşadığı 3 katlı binada çıkan yangında, 7 yaşındaki bir Türk çocuğu öldü. Bielefeld polisi ve savcınm verdiği bilgiye göre yangın kundaklama. Kundaklamayı kimin ve neden gerçekleştirdiği ise biliraniyor. Söndürme çalışmalan sırasında 7 yaşındaki bir çocuk, çatı katında ölü bulundu. Bu arada, yangın sırasında binayı saran alevlerden kaçmak isteyen bir anne. panik içinde önce 2 çocuğunu çatı katındaki pencereden aşağı attı, daha sonra da kendini boşluğa bıraktı. Pencereden atılan çocuklardan biri, sokakta bulunan bir başka çocuğun üzerine düşünce, hafif yaralı olarak kurtuldu. Bir otomobilin üzerine düşen diğer çocuk ile anne agır yaralandı. Atina: Nota verdik • ATİNA (AA) - Yunanistan Hükümet Sözcüsü Dimitri Reppas, Türk savaş uçaklannın dün Sakız-Rodos-Karpathos adalannın doğusunda Yunan hava sahasını ve Arina FIR hattmı Ihlal ettiklerini öne sürdü. Reppas, dün yaptığı basın toplantısında, Yiınanistan'ın Ankara Büyükelçisi Dimitri Nezeritis'in Türk Dışişleri Bakanlığı'na giderek dünkü Ihlalleri konu alan bir protesto notası verdigini söyledi. duştu IKÂBİL(AA)- Pakıstan'ın sınır bölgesinde önceki gün düşen ve 80 Taleban milisi taşıyan Afgan uçağından kurtulan olmadıği bildirildi. Sovyet yapımı Antonov-32 tipi askeri nakliye uçağı, batıdaki Herat kentine giderken kötü hava koşullan yüzünden yeniden Kandahar'a döndü. Ancak bu arada Kandahar'da da hava koşullannın kötüleşmesi yüzünden uçak. bu kentin 200 kilometre güneydoğusunda bulunan Pakistain'ın Belucıstan eyaletinin başkenti Quetta'ya inmek üzere alçalırken bir dağa çarptı. Şili'de senato işgali • SANTIAGO(AA)- Şili'de General Augusto Pinochet'nin ömürboyu senatör seçilmesi planlannı protesto eden sosyalist gençler, senato binasını 90 dakika boyunca ışgal ettiler. Eylemciler, Pinochet'nin, askeri yönetım sırasında insan haklan ihlalleri suçlamasıyla yargılanmış asker mahkumlann yattığı Punta de Pueco cezaevine senatör seçilmesini önerdiler. 72 Hutu milrtan (riduruldu • BLJUMBURA (AA) - Burundi'de askeri birliklerin, son 5 günde düzenledikleri operasyonlarda 72 Hutu mılıtanını öidürdükJeri bildirildi. Ordu sözcüsü Yarbay Isaie Nibızi yaptığı açıklamada. başkent Bujumbura'nın kuzeydofusundaki dağlık bölgede saklanan Hutu militanlanna karşı düzenledikleri operasyonlarda bombalarla donanmış askeri uçaklar kullandıklarını belirtti. Çinli muhalif direniyor • PEKİN(AA)-Çin'deki yönetim muhaliflerinden Cın Yongmin, ülkeyi terk etme emri aldığını öne sürdü. 1980 yılından bu yana "karşı devrimci cinayetler işlemek" ve çeşitli muhalif hareketlere katılmaktan toplam 10 yıl cezaevinde kalan Cin, son olarak sendikal özgürlük kampanyası başlatmıştı. Cin, Kamu Güvenlıği Bakanlığı'na gönderdiği mektupta, yurt dışına gitmeyeceğini ve sendikal özgürlüğü savunmaya devam edeceğini bildirdi. Cin, polisin kendisinden. ABD'ye gitmek üzere pasaport başvurusunda bulunmasını istediğini belirtti. Cezayir asıllı Fransız düşünür Bernard-Henri Levi, anayurdundaki vahşeti değerlendirdi w Katliaııılarm mantığı yok'• Cezayir'e giderek incelemelerde bulunan Levi'ye göre eskiden emirin fetvasıyla katliam düzenlenirken artık çetelerin sozü geçiyor. Kendini çete başı ilan eden herkes katliam fetvası veriyor. Militanlan ise işsizler ve sokak serserileri. GÜRHAN UÇKAIS STOCKHOLM - Cezayir'de herkesin cevabını merak ettiği so- ru şu: Katil kim? "tstikrarsıziığa yol açarak iktidara gelmek isteyen gözü dönmüş radikal İslamcılar nu, tslamcılann kökünii kurut- mak isteyen hükümet mi?" Fransa'nın yeni fılozoflanndan ve güncel tartışmalarda adını du- yuran Bernard-Henri Levi'ye gö- re, Cezayir'de katliamlar ne her- hangi bir grubun tekelinde ne de herhangi bir mantık çerçevesine oturuyor. Levi'ye göre artık ken- dini çete başı ilan eden herhangi bir kimse, katliam fetvası çıkara- biliyOr. Cezayir'de Yahudi bir ana baba- dan doğan ve şimdi Fransa'da ya- şayan Levi, kısa bir süre önce Ce- zayir'e gitti. Levi'nın kalemiyle ülkedeki katliamlann iç yüzü şöy- le: Mitica bölgesinde teröristlerin, bölgedeki bir dini liderin, yani "emir"in çıkardığı fetvalara göre insan öldürdükleri belgelenmişti. Şimdi emir olmak bile gerekmi- yor; kendini çete başı ilan eden herhangi birinin Tetvas* yeterli. Ortalık, hiçbir organik bağı olma- yan, hedef ve stratejı konusunda birbirleriyle işbirliği yapmayan si- lahlı çetelerle dolu. Çeteye nasıl girilivor? İşsizler ve sokak serserileri en uygun kişiler. Emirin önünde hiç- bir seçenekleri yok. Önce herhan- gi bir cinayete zorla tanıklık ettiri- liyorlar. Sonra da emirin adamlan emire gidip," Ya bize üye olsun ya da öldürelim. Yoksa muhbirlik ya- par" diyorlar. Tarikatlar ve aşiret- ler aynen mafya gibi çalışıyor. Bağlayıcı payda, dini inanç. Kjyımlann en sonuncusu Ci- bulo semtinde olmuştu, iki gün geçtı aradan. Tanık ıfadeleri aynı: Önce bir grup geldi ve hedef evle- ri işaretledi. Akşamüstü bir başka grup j;elip, çıkış yollannı mayın- ladı. Uçüncü bir grup meyve ağaç- lannın arasına saklandı. Gece ya- nsına doğru dördüncü bir grupje- neratörü havaya uçurarak ortalığı 400'den fazla Idşinin öldüğii Sidi Hamid'de katliam kurbanlan gözyaşlan içinde toprağa verildi. Cezayir AB heyeti reddedildi Dış Haberier Senisi - Cezayir, ülkede meydana gelen katliamla- ra son vermek için bir dizi diplo- matik temasta bulunmak üzere Avrupa Birliği (AB) tarafından gönderilecek heyeti kabul etme-' yeceğini açıkladı. Cezayir Dışişleri Bakam Ah- med Attaf, AB delegasyonunun söz konusu sorunlan tartışmak için yeterince üst düzey olmadığı- nı belirterek heyeti kabul etmeye- ceklerini söyledi. Attaf, heyetin, Cezayir hükü- metinin görüşmelerin terorizmle mücadele konusunda odaklanma- sı yönündeki resmi önerisini kabul etmediğini ileri sürdü. Cezayir hükümetinin son kara- nyla ilgili olarak düş kınklığına uğradığını açıklayan AB, bu ülke- ye diplomatik bir heyet gönderme fikrinin hâlâ sürdüğünü belirtti. Islami Selamet Cephesi (FIS), ise hükümetin AB heyetinin ziya- retini reddederek zaman kazan- maya çalıştığını iddia etti. 'Islamcılara sızan ajanlar militan oldu' Dış Haberier Servisi - Cezayirli gazeteci Yaser Benmflud, ülkede 1992 yılmdan beri süren katliamlarla ilgili yeni bir sav ortaya attı. ABD'de yayımlanan Newsweek dergisinde yer alan yazısında Benmilud, katliamlann sorumlulanyla ilgili şimdiye değin iki ayn varsayımın ortaya atıldığını söylüyor. Bunlardan birine göre Sîlahlı Islami Grup ihanetle suçladığı Islami Selamet Cephesi'nin (FIS) üyelerini aileleriyle biriikte öldürüyor. Bir diğer varsayım ise, köylüleri dağıtıp kaçırmak ve topraklanna el koymak için katlıamlan bizzat Cezayir ordusunun düzenlediği. Ordu içindeki birçok subayın zaten aynı zamanda işadamı olduklan da biliniyor. Ancak Cezayirli gazeteci her iki varsayunın da doğru olmadığıru ileri sürüyor. Benmilud'a göre katliamlar, ordu tarafından radikal Islamcı gruplann arasına sızdınlan ajardann daha sonra bu gruplann saflanna geçmeleri yüzünden önlenemiyor. Islami terörle mücadele eönek amacıyla ordu, silahlı Islami gruplann arasında ajanlar sızdırmaya başladı. Amaç, bu gruplan daha iyi izleyebilmek ve daha iyi mücadele edebilmekti. Ancak bu kişiler kısa bir süre içinde içlerine sızdıklan silahlı gruplann yaşam biçimine kendilerini uydurdular. Kadınlann ırzına gcçmek, para ve mücevher çalmak, bedava yiyecek, ordunun kendilerine sunduğu yaşamdan cazip geldi kendilerine. Cezayirli gazeteci ordunun, bu gruplann arasına sızan ajanlannın zarar görebileceği endişesiyle radikal tslami gruplarla çatışmaktan kaçmdığını belirtiyor. "Biz teröristter fle değil, teröristler ik savaşmayan generailer ile sa\Bşmalıyız" diyen Benmilud "katfiamlar da sürecek, uluslararası ildyüztölâk de* diyor. karanlığa boğdu. Bir lider, hiçbir kapıyı şaşırmadan evden eve gitti ve öidüriileceklerin adlannı oku- du. Önce kapıya çıkan erkekleri öldürdüler, sonrabütün aile üyele- rini... Bu evler neye göre seçilmişler- di? Larbaa FlS'ın güçlü kalesiydi. 28 ve 31 temmuzda burada iki kor- kunç toplu kıyım gerçekleştirildi. Geçen ekimde bölge sakinleri, or- dunun onlara silah verme önerisi- ni geri çevirmişlerdi. Larbaa'nın hemen yakınında iki askeri karakol var. Kadınlann ci- nayet gecesi haykırmalanna, ten- cereleri kepçelerle dövmelerine karşın tek bir asker gözükmemiş- ti. Karakollardanbirine giripnede- nini sormak istiyorum, içeri almı- yorlar beni. KatiDer mahalleden Rais'de 29 ağustosta büyük bir toplum kıyım oldu. Saldırganlann bıçak, satır, keser ve av tüfekleri vardı. 300 kişi doğrandı o gece. Bebekler, yanmakta olan ekmek finnlanna atıldılar diri diri. Tanık- lardan biri, emirin verdiği talima- tı işitti: "Yetişkinieri,cezao(sundi- ye öJdürüyoruz, çocuklan da kur- tutsular diye." Tanık bana bir ev gösteriyor. Saldırganlardan dördü o gece bu evdeki bir düğünde eğ- lenmişler. tki saat sonra gelip bu- radaki katliama katılmışlar! Soru- ma kızıyor. "Ne demek Idm kimi öldürüyor? Karillerin hcpsi bu semtingençlerv' Neden ordu gelip katılleri yakalamıyordiye soruyo- rum. Yanıtı "Söylebana,dünvanın hangi ülkesindegece karanlığında böyie bir olaya müdahale edip pu- suya düşürülme riskini göze ala- cak ordu var? Zaman zaman mü- dahale ediyoıiar ama, ortamına bağh." tktidardaki RND partisinin söz- cüsüne, petrol ve do|algaz tesısle- rini koruyacak gücünüz var, ama kıyımdan geçen köylerdeki halkı koruyacak gücünüzyok, diyorum. Mitica'da ve Cezayir'in batısında yeni kıyımlar olacaktır. Neden? Önemi olan tek soru bu. Ceza- yir, dış dünyaya şunu söyledığı gün demokrasi yoluna yeniden gir- miş olacaktır: Artık önemli ve önemsiz kentler diye bir şey yok. Yaşam ile ölüm aynmı da yok. Re- lizan'daki köylünün hayatı ile bir petrol işçisinin araç gerecinin de- ğeri arasında bir fark yok. Rusya Irak'a kalkan olduDış Haberier Servisi - Bağdat, ABD'li uzman başkanlığındakı BM heyetinin çalışmalannı dün ikinci kez engellerken Rusya, Irak-BM gerginliğinde güç kul- lanıhnasına tamamen karşı oldu- ğunu VV'ashington'a bildirdi. Interfax haber ajansı, Rusya Dışişleri Bakam Yevgeni Prima- kov'un, ABD Dışişlen Bakanı Madeleine Albrighfla salı günü bir telefon görüşmesi yaparak "Güç kullanılmasının kabul edi- lemez" olduğunu söyledi ğini du- yurdu. Bir dışişleri bakanlığı sözcüsünün açıklamalanna da- yanılarak verilen haberde, Pri- makov'un, Irak'ı BM ile işbirli- ğine gitmeye çağırdığı da kay- dedildi. Rusya, Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi'nin, Bağdat'a karşı ortakbirkararal- masını da engelledi. Konseyin beş daimi üyesi, VVashington'un hazırladığı tas- lak metin dogrultusunda Irak'a verilecek tepkiyi tartışmak üze- re salı günü bir araya gelmişti. Rusya Büyükelçisi'nin, Irak'ta- ki BM heyetinin yapısına ilişkin sorulan ise toplantıdan ortak bir kararçıkmasmı engelledi. Büyü- kelçi Sergei Lavrov, Mosİco- va'nın Irak'taki kitle imha silah- lannın tasfıyesinden sorumlu BM Özel Komisyonu Başkanı Richard Butier'a denetleme ekiplerinin yapısıyla ilgili bazı sorular yönelttiğini, ancak soru- lann yanıtlannı henüz alamadık- lannı söyledi. Konsey'in, Irak'a karşı sertbır karar almasını isteyen ABD'nin BM nezdindeki büyükelçisi Bill Rkhardson, Bağdat ın bıyolojik ve kimyasal sılahlan tutuklular üzennde denediği yolundaki ha- berleri "rahatsızedici" bulduğu- nu söyledi. UNSCOM Başkanı Richard Butler, Bağdat yönetiminin kim- yasal silahlan denemek amacıy- la mahkumlan kobay olarak kul- lanıp kullanmadığının arastınl- dığını açıklamıştı. Ancak Irak Başkan Yardımcısı Tarık Aziz, Bağdat'ta duzenlediği basın top- lantısında söz konusu iddianın Irak güvenlik birimlerine ait bi- nalara girebilmek için uydurul- muş bir yalan olduğunu söyledi. Öte yandan BM, Irak hakkın- da alacağı karan Butler'ın 19 Ocak'ta yapacağı Bağdat ziya- reti sonrasına erteledi. israil Baskonsolosu 'İran'la görüşürüz' Dtş Haberier Servisi- Israi1 Baskonso- losu Eli Şaked ülkesinin terorizm soru- nuna karşı Iran 'la diyaloğa hazır olduğu- nu söyledi. İsrail'in Istanbul Baskonso- losu Eli Şaked dün gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç'le görüştü. Görüşme sırasında terörün uluslarara- sı dayanışma içinde olduğu bir dönemde ülkelenn tek başlanna sorunun üstesin- den gelmelerinin mümkün olmadığını savunarak tek çarenin teröre karşı işbir- lığı ve koordınasyon olduğunu söyledi. Ülkelenn "Düşmanımındüşmanıdos- tumdur" düşüncesiyle zaman zaman te- rör örgütlerini desteklediğini belirten Şa- ked, terönstle gerilla arasındaki ajnraı belirlemek gerektiğini ve teröristlerin hiçbir şekilde desteklenmemesi gerekti- ğini savundu. Şaked "HizbuOah bizim sadece askeri hedeflerimize sakürsaydı onlardan geril- la diye söz ederdim. Ancak srvil hedefleri de vurduklan için terörist dryorum" de- dı. lran'ın Hizbullah'ı desteklediğini be- lırten Şaked, "Biz terörle mücadelede İran'la diyaloğa hazınz. Ama tran hazır mı? Sanmıyonım'' Netanyahu hükümeti bölgenin yalnızca yüzde 40'ını Filistin'e verecek israil Baü Şeria'dan çekilmiyorDış Haberier Servisi - İsrail hükümeti, Filistinliler ile ni- hai bir anlaşma olsa bile Batı Şeria'nın geniş bir bölümünü kontrolü altında rutmayı ka- rarlaştırdığını açıkladı. İsrail Başbakanı Benyamin Netan- yahu'nun ABD Başkanı BiD Clinton ile yapacağı görüşme öncesinde toplanan İsrail ka- binesi, bu karan "ulusalçıkar- lar" için ve Batı Şeria'da "gü- venlik bölgeleri" oluşrurmak amacıyla aldığını belirtti. tsrail'in kontrolü altında tu- tacağını açıkladığı bölgeler şunlar: - Doğu Güvenlik Bölgesi (Ürdün Vadisi) - Batı Güvenlik Bölgesi (Is- rail'i Batı Şeria'dan ayıran ye- şil hat boyunca) - Kudüs'ün errafindaki alan - İsrail yerleşimlerinin erra- findaki alan - Elektrik dağıtım merkez- leri. su kaynaklan ve anayol- lan da kapsamına alan altyapı bölgeleri - Stratejik önemi olan aske- ri üsler • Beyrut Kasabı lakaplı Altyapı Bakanı Ariel Şaron'un dediği oldu. Bakanlar Kurulu Netanyahu-Clinton görüşmesi öncesinde bölgenin yüzde 60'ının güvenlik gerekçesiyle israil kontrolü altında kalmasını kararlaştırdı. - Hem güvenlik hem de yer- leşimler açısında önemli olan Kuzey-Güney ve Doğu-batı karayollan - Tarihi Yahudi alanlan Netanyahu hükümetinin, bu güvenlik bölgelerini kesin şe- kilde sınırlayan bir harita çiz- meyi reddettiği bildiriliyor. Ancak İsrail Radyosu tüm bu bölgelerin Batı Şeria'nın yüz- de 60'ını kapsadığını söyledi. Netanyahu"nun ABD Baş- kanı ile 20 ocakta yapacağı görüşmede, geçici birçekilme planını da Clinton'a sunması planlanıyordu. Ancak İsrail kabinesinin aldığı bu son ka- rar, îsrail Başbakanı 'nın Was- hington'a, 10 aydan beri askı- ya alınan banş görüşmelerini yeniden başlatabilecek bir öneri ile gitmeyeceğini ortaya koyuyor. Başbakan Netanyahu'nun bir harita oluşturmayı da ABD Başkanı ile yapacağı görüş- meden önce. bu konudaki be- lirsizliği korumak amacıyla reddettiği ileri sürülüyor. Was- hington yönetimi, İsrail ve Fi- listin arasında nihai banş an- laşması için görüşmelerin ye- niden başlayabilmesi için Isra- il'in acil olarak Batı Şeria'dan çekilme planı ve takvimi ha- zırlamasını istemişti. Filistinlilerden tepki İsrail hükümetinin Batı Şe- ria ile ilgili açıklamalan Filis- tinlilerin tepkısine yol açtı. Fi- listin yönetimi Israil'i "banş düşüncesini" yok etmekle suç- ladı. Banş görüşmelerinde Fi- listini temsil eden Nebil Şaat "Ne İsrail işgalinin sürmesini ne de Baü Şeria'nın bölünme- sini kabul edebiUriz. Bu karar- la İsrail banş düşüncesini iyi- ce yok ediyor" diye konuştu. Şaron'un başansı İsrail kabinesinin dün Batı Şeria'dan çekilme konusunda aldığı karar Alryapı Bakanı Ariel Şaron'un zaferi olarak nitelendı. Ilımlı olarak tanınan Dışişleri Bakanı David Le- vi'nin istifasının ardından Şa- ron'un hükümet içindeki yıl- dızının yeniden parladığı be- lirtiliyor. Israil'in Batı Şeria toprakla- nnın yüzde 60'mı kontrolü al- tında tutmasını ve bir harita oluşturmasını Şaron önermiş- ti. Levi'nin istifasından sonra israil hükümetinin en ılımlı bakanı olarak görülen Savun- ma Bakanı İzak Mordehay ise Batı Şeria topraklannın yüzde 50'sinın konrrol altına alınma- smayönelik birplan önermiş- ti. Levi'nin istifası Netanyahu hükümeti içinde aşın milliyet- çilerin güçlenmesine yol aç- mıştı. POLİTİKADA SORUNLAR ERGUIN BALCI Cezayir'deki Vahşet Cezayir'de vahşet inanılmaz boyutlarda. Rama- zan'ın başlamasından bu yana öldürülenlerin sayısı 10OO'İ geçti. Katliamlann büyük çoğunluğu köktendinci Silahlı Islami Gaıp (GIA) tarafından gerçekleştiriliyor. Ancak devlete bağlı özel birliklerin de Islamcılarla diyalog umudunu ortadan kaldıımak için katliam yaptığı yo- lundaki kuşkular son zamanlarda giderek güçleniyor. Bu kuşkular kimi zaman başkent Cezayir'in varoş- lannda yerleşim birimlerini basan teröristlerin acele etmeden, büyük bir rahatlıkla insanlan boğazlama- lanndan kaynaklanıyor. Gözlemciler, hükümetin baş- kent yakınlarındaki varoşlara kısa süre içinde aske- ri biriik gönderebileceğini, oysa güvenlik güçlerinin katliamlann yapıldığı yörelere çok geç geldiğini vur- guluyorlar. Vahşetin tırmanması, yıllardır Cezayir'deki trajedi- yi seyretmekle yetinen Batı dünyasını sonunda ha- rekete geçirdi. Clinton yönetimi, Cezayir'deki olay- lan incelemek üzere bu ülkeye bir araştırma heyeti- nin gönderilmesini istiyor Avnjpa Birliği (AB) Ceza- yir"e Ingiltere, Lüksemburg ve Avusturya temsilcile- rinden oluşan bir heyet göndermeye hazırtanıyor. Ama Cezayir hükümeti dışandan gelecek bu tür inceleme heyetlerine karşı olumsuz bir tavır içinde. Bu girişimleri Cezayir'in içişlerine müdahale olarak kabul ediyor. Hükümet, AB'den gelecek heyeti sa- dece "Köktendinci teröre karşı mücadelenin güç- lendirilmesi konusunu görûşmek" koşulu ile kabul edebileceğini bildirdi. Yani AB heyeti bağımsız bir soruşturma yapama- yacak, katliamlann gerçek faillerini araştırmayacak, yalnız hükümetle teröre karşı daha etkin mücadele yollannı tartışabilecek. Bu nedenle, Cezayir'e gidecek olan heyetin bu ül- kedeki durum hakkında kapsamlı ve aydınlatıcı bir çalışma yapması beklenemez. ••• Islam ülkeleri ve Islam Konferansı Örgütü (İKÖ) gi- bi kuruluşlar ise hareketsiz. Bunlar arasında Suudi Arabistan, Iran ve Sudan gibi şeriatla yönetilen ül- keler Cezayir'de laik hükümetin yanında göriinme- mek için, köktendinci teröristlere ses çıkarmıyor ve katliamlann iktidardaki yönetim tarafından yapıldığı- nı iddia ediyor. Gerçek şu ki, katliamlar hem yönetim hem de fa- natik GIA örgütü tarafından yapılıyor. Newsweek dergisi "Katliamlar bir bakıma Devlet Başkanı General Liamine Zeroual'ın hükümetinin de işine yanyor. Islamcı katliamlardan gözü korkan Batı, Cezayirhükümetine destek veriyor. Katliamlar halkta da radikal Islamcılara karşı tepkiyi arttınyor" diyor. Cezayirli bir gazetecinin dergide yer alan yazısın- da ise vahşeti bu boyuta getiren etkenler arasında ordunun terör örgütü GIA'ya sızdırdığı ajanlar gös- teriliyor. Yazıda, terörü önlemek için GIA'ya sızdın- lan bu ajanlann bol para ve yağmaya dayanan örgüt hayatını benımseyerek birer katil olduklan belirtilryor Cezayir'de yaşanmakta olan trajedi ashnda iktkftr- daki Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN) diktatöriüğünün yaptığı tarihsel hatadan kaynaklanıyor. Ordunun dar- be yaparak 1992'de Islami Selamet Cephesi'nin (FIS) kazanacağı kesin olan seçimleri iptal etmesi, günü- müzdeki vahşete yol açan olayların başlangıcını oluşturdu. Oysa Cumhurbaşkanı Şadli Bin Cedid seçimlerin iptaline karşıydı. Böyle bir davranış şid- det olaylanna yol açabilirdi. Iktidar Islamcılarla pay- laşılmalıydı. Laik Cumhurbaşkanı anayasanın gü- vencesi olur, FIS da anayasanın sınırlan içinde ülke- yi yönetirdi. Şadli Bin Cedid'in öngörüsü doğru çıktı. Cezayir kan gölünedönüştü. Oysa FlS'a iktidara gelme şan- sı tanınsaydı, ülkenin muazzam ekonomik ve sosyal sorunlan karşısında o da yıpranırdı. llginçtir, Cezayir'de ordu darbe yapıp, seçimleri iptal ederken Batı'dan hiçbir ses çıkmadı. Neden acaba? Çünkü, Cezayir'in zengin petrol ve doğalgaz ya- taklan Batılı şirketler tarafından işletiliyordu. FIS, ik- tidara geldiği takdirde İslamcılar bu imtiyazlan Batı- lı şirketlerden alabilirdi. İnsan haklan, demokrasi filan iyi de, önce ekonomik çıkariar gelir. Öyle değil mi efendim? AB dönem başkanı İngiltere: Türkiye genişleme sürecine çekilmeli Dış Haberier Servisi - Avrupa Birliği (AB) dö- nem başkanı Ingiltere'nin Dışişleri Bakanı Robin Co- ok, Türkiye'yi genişleme sürecine çekmenin gerekli olduğunu söyledi. Cook, AB'nin kriterlerinin pazar ekonomisi, insan haklan ve demokrasi olduğunu vurguladı. Cook, dün Avrupa Par- lamentosu'nda ülkesinin dönem başkanlığı sırasın- da öncelik vereceği konu- lar konusunda Avrupalı parlamenterlere bilgi ver- di. Cook, konuşmasında Türkiye'nin, Avrupa'da yerini tanıdıklannı kaydet- mekle biriikte gelecek zir- veye kadar Ankara'nın di- ğer 11 aday ülke arasına alınması konusunda açık bir mesaj vermekten de ka- çındı. İngiltere Dışişleri Baka- nı, AB'ye katılmak isteyen ülkeler için gerekli kriter- lerin ortada olduğunu be- lirterek bunlann pazar ekonomisinin gerekliliği, insan haklan ve demokra- siye saygı olduğunu söyle- di. Cook, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için adaylığının, diğer ülkeler- le aynı tarafsız kriterlerle değerlendırilmesi gerekti- ğini söyledi. Bakan, dönem başkan- lığı sırasında ülkesinin An- kara ile ilişkileri güçlendir- mek için çalışacağını be- lirterek Türkiye'nin bölge- de uzun bir süredir önem- li rol oynayan ittifak üyesi olduğuna işaret etti. Kıbns konusunda. BM Genel Sekreteri'nin giri- şimlerini desteklediğini kaydeden Cook, Kıbns'ın AB'ye katılımının Ada'da- ki tüm insanlann banş ve refahına katkıda bulunaca- ğına inandığını söyledi. Toplumlar arası görüş- melerin başlamasmı umut ettiklerini kaydeden Cook, Rum Kesimi'nin, Türk temsilcilerin de tam üyelik müzakerelerine katılacak heyette yer almasını kabul etmesinden memnunluk duyduklannı söyledi. İngilız Bakan, Ada'nın bölünmüşlüğü için çözü- mün, Kıbns'ın tam üyelik sürecine koşul olmaması gerektiğini söyledi. Cook konuşmasında, AB genişlemesi konusu ve ortak para birliğinın ülke- sinin dönem başkanlığı sı- rasında en fazla önem ve- receği konulann başında geldiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle