Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Sümer
Holding'e
teklifler verildi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sümer Holding'e bağlı
işletmelerin
özelleştırilmesi
kapsamında dün başlayan
pazarlık görüşmelerinde
Denizli Pamuklu Sanayi
işletmesi için en yüksek
tekJifı 7 milyon 150 bin
dolar ile Zafer Pamuk ve
Tekstil Sanayi verdi.
Kahramanmaraş PamukJu
Sanayi işletmesi için 4
milyon dolarla Kütük
Tekstil Sanayi teklıf
verirken, Ereğli Pamuklu
Sanayi işletmesi içinse en
yüksek teklifi 5 milyon
750 bin dolar ile
Albayrak Tunzm Seyahat
şirketi verdi. Sümer
Holding'e ait Akdeniz
Sanayi ve Ticaret
İşletmesi AŞ'nin
özelleştirilmesi için
yapılan ihalede en yüksek
teklifi, 8.5 milyon dolarla
Güney Sanayi ve Ticaret
İşletmeleri AŞ verdi.
Sanayide
elektrik patialı
• ANKARA (AA) -
Türkiye lşveren
Sendikalan
Konfederasyonu (TİSK),
Avrupa'da sanayide
kullanılan elektriğe en
fazla fiyat uygulayan
ülkenın Türkiye olduğuna
dikkat çekerek,
"'Sanayınin üretim
maliyetlerinde enerjinin
payının düşürülmesi
gerekir" dedi. Yapılan
açıklamada. 1996yılında
OECD ülkelerinde
sanayide kullanılan
elektrik fiyatlannda
indinm yapılırken,
Türkiye'de yüzde 17
oranında zam yapıldığı
belırtildi.
Trakya Birlik'te
alım hazırlıkları
• EDİRNE (AA) -
Önceki gün açıklanan
1997-98 yıh ayçiçeği
alıntfiyatlannın
ardı«üan.»Trakya Biriik
Yönetim Kurulu da alım
esaslannı belirledı. Buna
göre alım fiyatlan
Ağustos-Eylül 1997
aylannda kiloda 65 bin
lira, Ekim 1997a>ında70
binlira. Kasım 1997 ve
daha sonraki aylarda ise
75 bin lira şeklinde
uygulanacak.
Kardemir'in
kârı 3.8 trilyon
• ZONGULDAK (AA)
- Bu yılın ocak-temmuz
döneminde 3.8 tnlyon
lira kâr elde eden
Karabük Demir Çelik
Fabrikalan
(KARDEMİR). bu
rakamı yıl sonu itibariyle
5 tnlyon liraya çıkarmayı
hedefliyor. Yetkililerden
alınan bilgıye göre,
fabnkanın cirosu 7 ayda
17 trilyon 254 milyar
liraya ulaştı.
KARDEMİR'in geçen yıl
18 trilyon lira cirosu, 2
trilyon hra kân olmuştu.
GAP destekleme
merkezi
• GAZİANTEP -
(Cumhuriyet) Tanm ve
Köyişleri Bakanı Mustafa
Taşar. Bakanlar
Kurulu'nun aldığı bir
kararla GAP
bölgesindeki girişimcileri
desteklemek amacıyla bir
merkez kurulacağını
söyledi. GAP Idaresi ve
Birleşmiş Milletler
Projesi işbirliği. Türkiye
Kalkınma Bankası ve
Türki>e Odalar ve
Borsalar Birliği desteği
ile oluşturulacak GAP-
Girişimci Destekleme ve
Yönlendirme Merkezleri
bölgedeki 5 ilde
kurulacak.
Adana'da ilk
tekstil fuarı
• ADANA (Cumhuriyet
Güney İlleri Bürosu)-
Tekstil merkezi olarak
nitelendirilen
Cukurova'da ilk tekstil ve
makineleri fuan Adana
Valisi Oğuz Kağan
Köksal tarafından açıldı.
2-7 Eylül tarihleri
arasmda açık kalacak
fuarda toplam 37 Fırma
yer alıyor. Vali Köksal,
Adana'nın bir
konfeksiyon merkezi
olduğunu belirttı.
REFAHYOL iktidannda öne çıkan şirketlerin makyajı "500 büyük firmayla" aktı
Mam sermayesi baloııu
• REFAHYOL hükümeti döneminde dikkatleri
üzerine çeken îslam sermayeli şirketler, İSO 500
Büyük Sanayi Kuruluşü araştırmasında kendilerini
gösteremedi. Sıralamada Kombassan, îttifak ve
Yimpaş gruplanna ait şirketlere rastlanmazken İhlas
Holding'in yükselişi dikkatleri çekti.
HAYRİYE MENGÜÇ
REFAHYOL hükümeti döne-
minde yapılanmalanyla tüm eko-
nomik çevrelerin dikkatini çe-
ken, Genelkurmay Başkanlığı'nın
"ambargo listesi" ne giren ve
Petlas gibi stratejik kunıluşlann
özelleştirilmesinde öne çıkan
Kombassan, Yimpaş, Îttifak gi-
bi lslam sermayeli holdinglere
ait şirketler, lstanbul Sanayi Oda-
sı'nın yaptığı "Türkiye'nin 500
Büyük Sanayi Kuruluşü" araş-
tırmasına giremedi.
ISO araştırmasına Konya mer-
kezli holdinglerden olan ve kâ-
ğıt, basım, ambalaj, gıda, deri,
tekstil, makine ve motor sanayi-
inde faaliyet gösteren 37 şirkete
sahip olan; aynı zamanda Pet-
las'ı alan Kombassan'a ait hiç-
bir şirket sıralamaya giremezken
gıda, makine, yem, et, süt, bilgi-
sayar ve petrol sektöründe faali-
yet gösteren Îttifak Holding'e ait
11 şirketten bir tanesi dahi araş-
tırrnada sıralamaya giremedi. Ay-
nca Sabancı Grubu'nudahı "sol-
layarak" Türkiye'nin en büyük
et entegre tesisi olan Aytaç'ı sa-
tın alan Yozgatlı Yimpaş'a ait
şirketler de araştırma listesinde
bulunmuyor.
Türkiye'de tüm sanayi ve ti-
caret odalan üyelerinden alınan
bilgilere göre hazırlanan İSO
araştırmasına, Konya'dan bu ıl
merkezli lslam sermayeli grup-
lara ait şirketler dışında 4 şirket
girdi. Burüann Efes Pilsen'e ait
olan Çumra'daki Anadolu Bira-
cılık, beş yıl önce özelleştirilen
ve büyük çoğunluğu Pankobir-
lik'e ait olan Konya Şeker Fab-
rikası, Ova Ln Fabrikası ve Kon-
ya Çimento olduğu görüldü.
Yimpaş'ın merkezi olan Yoz-
gat'tan ise listede sadece Yibitaş
Yozgat Işçi Birliği lnşaat Malze-
meleri yeraldı.
500"ün en az 10 tanesi
İslam sermayeli
Dığer yandan İSO 500 Büyük
Sanayi Kuruluşu listesinde top-
lam en az 10 tane lslam serma-
yeli şirketin yer aldığı görüldü.
Özellikle 1995 sıralamasında
112'inci sırada bulunan İhlas
Holding AŞ, bu yıl 55'inci sıra-
da yer aldı. Gruba ait ikinci şir-
ket İhlas Ev Aletleri ise geçen yıl
369'uncu sıradayken bu yılki
araş,tırmada 355' inci sıraya yük-
seldi. Araştırmada îslam serma-
yeli şirketler arasında en hızlı
yükselişi Gaziantepli işadamı
Abdülkadir konukoğlu'na ait
Sanko İplik gerçekleştirdi. Geçen
yıl sıralamada yeralmayan San-
ko Iplik. bu yıl "hızlı" bir giriş-
le 78'inci sıraya yerleşti. Ayrıca
Türkıye'nin bisküvi merkezi Ka-
raman'dan Onsa'nın 438'incı ve
KarsaBisküvi'nin474"üncü ola-
rak ilk kez sıralamaya gırdiği gö-
rüldü. Geçen yıl 178'inci sırada
bulunan Kayserili HES Hacılar
Elektrik Sanayi ise bu yıl 249'un-
cu sıraya geriledi.
tstanbul merkezli lslam ser-
mayeli şirketler olarak ise İhlas
Grubu şirketlen dışında Hayat
Kimya, Demirer Kablo. Balsu
Marketing, Çetinkaya Mensucat
ve Atom Kimya listede yer al-
dı. Bu şirketlerin ise hemen hep-
si 1995 sıralamasındaki yerleri-
ni koruyamadılar.
Müslüman Sanayici ve Işa-
damlan Derneği MÜSlAD'ın
Başkanı Erol Yarar'a ait olan
Atom Kimya bu yılki sıralama-
da 186'dan 200'e düştü. Demi-
rer Kablo dört sıra gerileyerek
235'inci sırada yer alırken Aziz-
ler Holding'e ait Balsu Marke-
ting 210'uncu sıradan 243 'üncü
sıraya düştü. Çetinkaya Men-
sucat ise 425' ıncilikten 440'lara
geriledi.
Bazı sektörlerde yabancı işçi çahştırmama kararı endişe yarattı
Suudi kapısı kapanıyor
• tşgücünü Suudlaştırma
programıyla Suudi Arabistan
gurbetçi işçiler için
umut kapısı olmaktan
çıkarken, sayılan 130 bine
ulaşan mevcut Türk
işçilerinin durumu da
tehlikeye girdi.
MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ
Suudi Arabistan hükümetinin, bu
yıl başından itibaren uygulamaya koy-
duğu kamu işyerlerinde Suudi vatan-
daşlannı çalıştırma programına özel
sektörün de dahil edılmesinin bu ül-
kede çalışan tüm yabancılar gibi Türk
vatandaşlannı da olumsuz etkileye-
ceğı belırtilıyor.
Suudi hükümeti, ekim ayında 1995-
2000 yıllan kalkınma planının bir par-
çası olarak 650 bin Suudi vatandaşı-
na yeni iş olanaklan hazırlamayı amaç-
lıyor. Kalkınma planı çerçevesinde
190 bin Suudi'nin ülkedeki yabancı iş-
çilerin yerine geçmesi bekleniyor.
Dünya petrol rezervlerinin dörtte
birine sahip Suudi Arabistan'da top-
lam 18 milyon nüfusun 6 milyonu ya-
bancı işçilerden oluşuyor. Sayılan 130
bine ulaşan Türk vatandaşlanrun bu ül-
kedeki uzun vadeli beklentilerinin de
tehlikeye girebileceği kaydediliyor.
Yetkililer, bu ülkedeki Türk vatan-
daşlarının mesleki dağıhmlannın be-
lirlenerek, alınan karann kendilerini
ne şekilde etkileyebileceğinin ortaya
çıkanlması için bir rapor hazırlaya-
caklannı belirtiyorlar.
Aynı şekilde büyükelçiliğin de Türk
vatandaşlannın meslek gruplannı be-
lirlemeye çalıştığı kaydediliyor.
Suudi Arabistan'ın karanndan sonra Türk yetkililer harekete geçti.
Aralannda bekçilik, matbaacılık,
depoculuk, muhasebecilik, odacılık.
gümrük ve sigorta memurluğu gibi iş-
lerin de bulunduğu toplam 15 alanda
yabancılann çahşması yasaklanmış
bulunuyor. Türkiye'nin Suudi Arabis-
tan Büyükelçisi Türkekul Kurtte-
kin, söz konusu sektörlerde çalışan
yabacılann daha çok Arapça konuşan
uluslardan oluştuğunu behrterek, Türk
vatandaşlannın lokantacılık, otomobil
tamirciliği ve inşaat işçiliğinde yo-
ğunlaştığını bildirdi. Kurttekin şun-
lan söyledi:
"Suudi Arabistan'ın S yıllık kal-
kınma planında yer alan bir çalış-
ma bu. Ekonomiye girdi sağlamak
için işgücü Suudlaştırılıyor. Daha-
sı bu ülkede işsizlik de son vıllarda
oldukça artmış durumda. İlk aşa-
mada kamuda çalışanların Suud-
laştınlması programı başanldı. Şim-
di özel sektörde de bu \apılıvor. İş-
verenler en az yüzde 5 oranında Su-
ud çalıştıracak. Şimdilik belirli sek-
törîerdeki bu yasaklama, ileride
Türklerin de çalıştığı alanları kap-
sayacak şekilde genişleyebilir. O za-
man gurbetçi işçiler için olumsuz
bir gelişme söz konusu olabilir.'' Ça-
lışma Bakanlığı Yurtdışı İşçi Hizmet-
leri Genel Müdürü Ali Rıza Basa da
bu karann Türk çahşanlan nasıl etki-
leyebileceğini araştırmak için bir ra-
por hazırlandığını söyledi. Genel Mü-
dür Basa, şu bilgileri verdi:
"Bu yasaklama bizim vatandaş-
larımızı da etkileyecek. Özellikle söz
konusu sektörlerde çahşanlan. Uzun
vadede de olumsuz etkileri ortaya çı-
kabilir. Bu ülkedeki çalışına ataşe-
miz bir rapor hazırlayacak. Birkaç
hafta içinde kesin durum belli ola-
caktır. Biz durumu İş ve İşçi Bulma
Kurumu'na ilettik. Gerekli çalış-
malar yapılacak."
Esel-mobıl
Enflasyon
anlaşmazhğı
BANL SALMAN
ANKARA - 506 bin 708 kamu ışçısi adına ım-
zalanan 2 yıllık toplusozleşmelerle uygulamaya ko-
nulan eşel-mobil sisteminden vazgeçilmesi için baş-
latılan görüşmelerde "maliyet analizi" konusun-
da anlaşma sağlanamıyor. Ekonomik ve Sosyal
Konsey'de oluşturulan ait komisyon. kamu işçi-
lerinin ne kadannın genel ve katma bütçeli idare-
lerde. ne kadannın KtT'ler ile döner sermayeli
kurumlarda çalıştığını belirleyecek. 6 aylık enf-
lasyonun ücret artışı olarak yansıtılması durumun-
da devlet bütçestne gelecek ek yük hesabında.
SSK prim, gelir vergisi ve zorunlu tasarruf kesin-
tileri ayn olarak belirlenecek.
Kamu işçi ücretlerine birinci yılın ikinci 6 ay-
lık döneminin başından itibaren aylık enflasyon
oranında zam yapılması bıçiminde uygulamaya ko-
nulan eşel-mobil sisteminin kaldınlmasına yöne-
lik çalışmalan yürüten ait komisyon üyeleri. ön-
ceki akşam Devlet Bakanı Burhan Kara ve Dev-
let Bakanı Işın Çelebi ile bir toplantı gerçekleş-
tirdiler. Toplantıda. Türk-lş'in maliyet hesabı ko-
nusunda itırazı ele alındı. Türk-lş yetkilileri, enf-
lasyon karşısında paranın alım gücünün koruna-
madığına dikkatçekerek, "Bugünkü Değer Ana-
lbri"ne göre maliyet hesabımn yapılması gerekti-
ği konusunda ısrar ederlerken; bu duruma DPT ve
Kamu-tş temsilcilerinın sıcak bakmadığı öğrenil-
di. Farklı enflasyon değerleri üzerinden bugünkü
değer analiz hes;. ı dikkate alınarak, eşel-mobil
sisteminden vazgecilmesi durumunda oluşacak
yükün belirlenmeye çalışacağı belirtildi. Maliyet
hesaplannın çeşitli seçenekler halinde Ekonomik
ve Sosyal Konsey'e sunulacağı kaydedildi.
ESK'de oluşturulan sosyal güvenlik reformuy-
la ilgili ait komisyon da çalışmalannı sürdürüyor.
Komisyon çalışmalannda emeklilik yaşının yük-
seltilmesi konusunun gündeme geldiği kaydedil-
di. DSP'nin, 50-55 yaş sınınnı işçi ve işveren ara-
sında uzlaşma sağlanmış olması nedenıyle değiş-
tirmek istemediği, ANAP'ın ise yaş sınınnı yük-
seltmeye çalıştığı belirtiliyor.
Görüntülü telefoıdar
piyasaya geliyor
Ekonomi Servisi- Cep telefonunda talep patlaması yaratan Türkiye,
şimdi de görüntülü telefonlarla tanışıyor. Dünyada 45 ülke tarafından
yaygın olarak kullanılan görüntülü tele-
fonlar, eylül ayından itibaren lstanbul, An-
kara ve Izmir'deki pilot bölgelerde hizme-
te sunulacak. Alcatel Teletaş tarafından
Türk Telecom'un da işbirliğiyle getirilen
ISDN (Tümleşik HizmetleT Sayısal Şebe-
kesi)teknolojisinin kullanılmasıy la biriikte
ses, faks mesaj lan. her tür veri ve görüntü-
nün eş zamanh olarak iletilmesi mümkün
olacak. Telefon hatlan üzerinden gerçekle-
şecek hizmet için görüşme yapacak her iki
tarafın da bu sisteme geçmesi gerekiyor.
Türk Telecom'un tarife açıklamak için "er-
ken" dediği iletişim, her iki abonenin de ci-
hazlanna birer PC ilavesi ve video fon ci-
hazı takılmasıyla sağlanacak.
Kasaba Rusya'ya taşındı
ÖMER YURTSEVEN
DENİZLİ- Rusya'da kazançh bir
meslek olduğu belirtilen ve yaklaşık
120 bin dolarlık yatınm gerektiren
"ekmek fabrikası" kurmak için De-
nizli ve ilçelerinde seferberlik baş-
larken, salt Çal'ın Süller kasabası-
nadan 500'ü aşkın insan bu ülkeye
gittı.
Her birinin 100 ile 150 bin dolar
arasmda sermayesi bulunan şirket-
lerden 20'sinin Rusya'nın Astrahan,
Bolgagıra ve Saratova başta olmak
üzere çeşitli merkezlerde fabrikala-
n kurarak işletmeye açtığı öğrenil-
di. Süllerliler 10 ile 15 bin dolar ara-
sında değişen şirkethissesi satın ala-
bilmek için evini. bağını, tarlasını, ara-
basını satmak zorunda kaldı. Işsiz-
liğin yaygın olduğu kasabada şimdi
herkes işadamlığına soyununca Rus-
ya düşüyle yatılıp kalkılmay a başlan-
dı.
Rusya'da ekmek fabrikası açmak
için kurulan şirketlere Süller'in
CHP'li Belediye Başkanı İbrahim
Aycan ile CHP'li meclis üyeleri Sü-
lev man Boyacı ve Hüsem Tarhanın
da ortak olduğu öğrenildi.
Gümrük Müsteşarlığı, Petrol Ofisi'nden rapor bekliyor
Irakmazotunayabn takip
FATMA KOŞAR
Milli Güvenlik Kunılu'nun (MGK) son top-
lantısında denetim altına alınması kararlaştı-
nlan Irak mazotuna uygulanacak formül net-
lik kazanmaya başladı. Ucuz ve kalitesiz ol-
ması nedeniyle, tüketiciler ile akaryakıt firma-
lannın şikâyet konusu olan kaçak mazotun
Petrol Ofisi'nin denetimine verilmesi planla-
nıyor. Habur'dan giren akaryakıtın denetime
alınmasıyla devletin 70-80 trilyon dolayında
ek kaynak elde edeceği belirtiliyor.
Kamyon ve TIR'larla getirilen mazotun. Pet-
ro) Ofisi'nin depolannda toplanmasını öngö-
ren projeye göre, kalite kontrolünden sonra
dağıtım gerçekleştirilecek. Aynca, Akaryakıt
Tüketim Vergisi Yasası'nda değişiklik yapıla-
rak şu anda Gümrük Kanunu'na göre vergiden
muaf olan mazot vergilendirilecek. Yaklaşık 46
bin 500 liraya getirilerek, 70 bin hra dolayın-
da saülan mazotun fiyatını iç piyasadaki ya-
kıt fiyatlanna uyarlamayı amaçlayan hükü-
met Petrol Ofisi'nin konuya ilişkin raporunu
bekliyor.
Gümrükler Genel Müdürü Fethi Şahin Ho-
roz, "Bize inceleme sonuçlarını bildirdikle-
ri zaman, bölgedeki müdürlüğümüze tali-
mat vererek uygulamayı başlatacağız" de-
di.
Nusaybin sınır kapısı üzerinden Suriye'den
ithal edilen ve Irak mazotundan daha düşük
fiyata satılan mazotun sınır ticareti kapsamın-
da olduğunu anımsatan Horoz, Irak haricınde-
ki ülkelerden ıthal edilen yakıtın henüz proje
kapsamında olmadığını da bildirdi.
Diğer yandan, dün AA'ya açıklama yapan
Petrol Ofısi Genel Müdürü Mehmet Gültekin,
Irak'tan gelen akaryakıtın kontrol altına alın-
masına dönük çalışmalara başladıklannı bil-
dirdi. Irak mazotunun tstanbul, Izmir, Muğla
BENCE
Hükümet Habur'u denetime alıyor.
gibi illerde dahi satıldığını kaydeden Gültekin,
Habur gümrük kapısının yanında toplama tan-
kı ve kalite kontrol labaratuvan kurularak ka-
litesiz çıkan mazotun geri gönderilmesınin. di-
ğerlerinın ise Petrol Ofısi tarafından satın alın-
masının planlandığını belirtti. Gültekin "Al-
dığımız mazota, akaryakıt tüketim vergisi
ile akaryakıt fiyat istikrar fonu uygulana-
cak ve bayilere verilecek. Irak mazotu ke-
sinlikle Kars. Iğdır, Ağrı, Van, Hakkâri. Şır-
nak, Siirt gibi bölgede yer alan 11 ilin dışı-
na çıkmayacak'* diye konuştu.
tZZETTİN ÖNDER
Barış Değil Savaş
"Demokrasi" ya da "barış" gibi gizemli sözcük-
ler, hemen hiç kimsenin karşı koyamayacağı
kavramlardır. Bir kavramın karşı koyulamaz ol-
ması, tepkileri geriletici ve karşıdaki bireyi teslim
alıcı olduğundan dolayı, beni daima ürkütmüştür.
Bu kavramlan tartışmak söz konusu olmadığı gi-
bi, bunlara karşı gelmek, hele de reddetmek ne-
rede ise olanaksızdır. Kavramın gizemi insanı esır
alınca, oyuncunun eline de inanılmaz güçte bir
araç geçmiş olmaktadır.
Barış isteniyorsa, çatışma var demektir. Öyle
ise, önemli olan banş istemek değil, fakat çatış-
ma koşullarını ortadan kaldırmaktır. Bunun için
de çatışma nedenlerini çeşitli katmanlarda doğru
tanımak ve onları elimine etmek gerekir. Sorun
da burada düğümlenmektedir. Çünkü, banş nasıl
bir özlemse, çatışma da bazen bir süreç, bazen
de bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Oyle bir
süreç ki, çoğu zaman gerçek nedeni gizleyerek,
insanları saflara ayırır ve böylece onlan çatışma
adı verilen ulvi hedefe (!) kilitler. Neden olarak,
etnik, dinsel ya da başka faktörler karşımıza çı-
kabilır. Bu üstyapı kurumlanna bakarak, insanlar
bırbiri ile çatışır. O zaman şöyle düşünürüz: in-
sanların etnik, dinsel ya da sair kimliksel nitelik-
leri üzerindeki baskılann kaldınlması banşı sağ-
lar.
Acaba gerçekten çatışma nedeni şu veya bu
biçimde tanımlanabılecek sosyolojik kimlik farklı-
lıkları mıdır? Bir an şöyle düşünelim: Zengın ül-
kelerde farklı gruplar farklılıklarını sorun yapıyot-
lar mı? Daha kritik bir soru soralım. Gelişmekte
olan bir ülkenin gelişmiş bölgesi ile ekonomik
bütünlük sağlamış olan kişi ya da gruplar, kimlik
farklılıklarını algılayıp, ortaya koyuyor ve bunun
için catışıyorlar mı?
Bu sorulara çok dikkatle yaklaşıp, şu genel ha-
tanın yapılmamasının gerekli olduğunu düşünü-
yorum. Zengin ülkelerde de görülen dinsel ya da
etnik sorunlar, yukarıdaki sorularla kanıtlanmaya
çalışılan olgulan çürütme eğilimi taşımıyor mu?
Bu soruya benim cevabım, kocaman bir "Ha-
y/r/"dır. Çünkü, zengin ülkedeki fakir gruplar ile,
gelişmekte olan ülkelerdeki zengin gruplann ko-
numlan, birbirine ters olmakla beraber, analojık-
tir. Geri ekonomıdeki zengin kişi sistemle birleş-
miş ve ekonomiden yarar sağlıyor olduğu halde,
zengin ekonomıdeki fakir kişi sistemle butünle-
şememiş biridir. O zaman, sistemle bütünleşe-
memiş olan bu insanlar da çok haklı olarak, ken-
di dışlanmışlık ve yalnızlıklan içinde güçlü kimlik
arayışına girerek, kendilerine bir getto yaratmaya
çalışırlar. Görülüyor ki sorun, kuşkusuz başka
faktörler de olmakla beraber, özünde, ekonomik
sistemle bütünleşebilmek ya da sistemın dışına
itilmiş olmakla ilgilidir.
Bu anlatım ile, dinsel veya etnik kimliklerin
önemli olmadığı savı peşinde değilim. Bununla,
sadece, birbirini tamamlayan iki konuyu ortaya
koymaya çalışıyorum. Bunlardan birincisı, eko-
nomik kaynaklar üzerindeki kavganın yoğunlaş-
ması ile sosyolojik kimliklerin abartılma eğılimınin
de yükseleceğıdır. Sistem burada ekonomik güç-
lüden yanadır. Bu abartı ile, bizzat güçsüzün de
benimseyeceği ve fevkalade meşru görüntülü bir
zemin üzerinde kavga ve tabıatiyle kaynak pay-
laşımı gerçekleşmiş olur. Böyle bir kavga güçlü-
nün işine yarayacağı gibi, bu kavganın üstyapısal
nedeni olan kimliksel niteliklerın abartılması da
yine güçlünün işine yarar. Zaten, bu yarayı böy-
lesine yaratan ve kaşıyan da güçlü kesimdir.
Buradan ikinci konuya geçiyoruz ki, o da; böy-
le bir kavga ile dikkatierin ekonomiden farklı bir
noktaya çekilmiş olması ve maalesef, masum
görüntü altında, güçlüye hizmet eden çatışmanın
altyapısını güçlendirerek yeniden üretmektir.
Işte barış değil, savaş da bu noktada ve konu-
da başlatılmalıdır. Zira, birinci basamakta kalmak
demek, çatışma zeminini yeniden üretmek de-
mektir. Bu da, yukarıda söylediğim gibi, güçlü-
nün yanında bir politika anlamına gelir.
Hepimiz eşit insanlarız. Sadece dünyanın veya
ülkenin farklı bölgelerinde ve farklı sosyal toplu-
luklarda dünyaya gelmış bulunuyoruz. Tüm sos-
yal kimlikler, doğal olarak, kutsal ve dokunul-
mazdır. Toplumsal gruplar birbirinden ayrıştırıl-
mak istendiği zaman, bu nitelikler kasıtlı olarak
aşırı yüceltilip, dokulunur hale getirılir. Bu politi-
ka, kapitalist sıstemin kaynaklara hâkim olma
ve/veya ülkeleri bölme stratejilerindendir.
işte, çatışmalann gerçek nedeninı ortadan kal-
dırmaya yönelık samimi mücadele, ekonomik
düzlemde ve bu dokuya karşı yürütülmelidir. Ay-
nen "demokrasi" aldatmacasında olduğu gibi,
"barış" söyleminde de, gücümüzün yettiğince
yüzeyden derine, gölgeden öze, görüntüden asıl
nedene inmek zorundayız. Bu yolculuk, bugünkü
toplumda edinmiş olduğumuz ekonomik çıkarla-
rımızın pahasına da olsa! Böyle bir "barış yolcu-
luğu" ekonomik güçlere karşı yapılmalıdır. Yolcu-
luk ancak o zaman anlamlı ve sonuç sağlayıcı
olur. Ancak o zaman insanların yürekleri bir olur
ve guçleri birleşerek, insanlığın müşterek düşma-
nına yönelir. Günümüzde bu düşman, güçlü ser-
mayenin özel ellerde toplanması halidir.
Belki dünyada savaşlar hiç bitmeyecek, bu-
günkü neden ortadan kalksa da! Eğer savaşlann
gerçek nedenlerine inmeye yürekli olursak, yann
da yeni nedeni konuşup, ona kilitleniriz. Her şe-
yin göreceli olduğu bir düzlemde, çatışma ne-
denleri niçin değişmesin ki! Önemli olan, insanın
sevgi dolu yüreğinin çatışma hırsı ve histerisine
dönuşüyor olmamasıdır. Bugün bunun yolu, in-
sanlan sosyolojik kastlara bölen ve köleleştiren
ekonomik sistem ve mülkiyet biçimi ile bilinçli
mücadeledir.
'Toprak soruşturması
açıklansın
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ziraat Mühendis-
leri Odası (ZMO) Başkanı Prof. Dr. Gürol Ergin, Şanlı-
urfa'daki toprak ağalannm yasadışı yollardan elde ettiği
arazileriçin Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'ncaocak ayın-
da basjatılan soruşturmanın hâlâ sonuçlanmamasına tep-
ki gösterdi.
Ergin, yaptığı açıklamada, 25 Haziran 1973'te çıkan-
lan Toprak ve Tanm Reformu Yasası'yla belli miktarla-
nn üzerinde toprağa sahip ağalann arazilerinin kamulaş-
tınlarak, yeterli toprağı bulunmayan çıftçilere verilmesi-
nin amaçlandığını anımsattı. Siverek'te 1150, Harran
Ovası'nda 1030 dekann üzerindeki arazilerin kamulaştı-
nlmasına karar verildiğini kaydeden Ergin, bu kapsam-
da. Şanlıurfa'da 1975-78 tarihleri arasında, 1474 toprak
ağasının arazilerinin kamulaştınlarak 1175 çiftçiye dağı-
tıldığını bildirdi.
Ergin, "Ancak 10 Mayıs 1978'de, yasa, Anayasa
Mahkemesi'ncc iptal edilince tam bir boşluk doğdu.
Çünkü toprak dağıtımından yararlanan 1175 çiftçi
ailesi, 3 yıllık aday sürelerini doiduramadıklan için bu
toprakların tapularını alamadüar" dedi.