05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SA.YFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Sekiz Yıllık Eğitimin Ekonomik Analizi Prof. Dr. ORHAN ŞENER E ğitim hizmetlennin sos- yo-ekonomik \e siyasal kalkınma üzerindeki olumlu etkileri, kamu ekonomisi kitaplannda şöyle sıralanmakta- dııt 1): Emeğin prodüktivitesinde artış, bu nedenle gelirdağılımının iyileşme- sı. siyasal oturmuşluğa (istikrara) kat- kısı, sosjal ve lcültürel kalkınmayı ger- çekleştirmesi. suç oranının azaltması, ekonomik ve teknolojik gelişmeyı sağ- layıcı sosyal yararlar ve olumlu dışsal- lıklardır. Bu sayılan olumlu dışsallıkla- nn topluma yayılabilmesı ya da içsel- leştirilebilmesi için zorunlu eğitim sü- resi, gelişmiş ülkelerde en az 11-12 yıl olarak uygulanmaktadır. Böylece lise düzeyinde zorunlu öğrenim süresinin geçerli olduğu ülkeler, bugünkü sosyo- ekonomik ve siyasal gelişmişlik düzey- lerine ulaşabilmişlerdir. Şöyle ki. günü- mûzde ülkelerin ulaştıklan refah dü- zeylerini ölçmede eğitim hizmetlennin kalite ve kantitesi ile ortalama yaşam süresinin uzunluğu gibi ikı önemli pa- rametre kullanılmaktadır. IConuya iliş- kin olarak Ekonomistdergisinin yaşam kalitesi ya da refah düzeyi sıralamasın- da ülkemizi 67 gibi son derece olum- suz bir konumda görmekteyiz.(2) Bu açıklanan nedenlerle. Türkiye'de 8 yıl- lık değil. 11-12 yıllık zorunlu vekesin- tisiz eğitimin tartışılması gerekmekte- dir. Çünkü gelişmiş ülkelerde uygula- Toplumsal Saydamlık Hareketi nan en az lise düzeyındeki zorunlu öğ- renim. sadece yukanda sayılan dışsal- lıklan realıze etmez, aynca sağlık hiz- metlerinin de maliyetini düşürmekte- dir. Gerçekten, gelişmiş ülkeler dene- yimlerine göre annelerinin yeterli eği- timi görmelerini sağlamadan, sağlıklı çocuk yetiştirme olasılığının son dere- ce düşük olduğu sonucuna vanlmakta- dır. Ülkemizde çocuk ölümlerinin dün- ya sıralamalanna göre en üst düzeyler- de yer alması ile zorunlu eğitim süre- sinin kısalığı arasında oldukça yakın bir ilişki bulunmaktadır. Zorunlu öğrenim süresinin uzunluğu ile organızasyonunun ekonomik etkile- rine gelince, konuyu dünya uygulama- lan sonuçlan ve yukandaki açıklama- lanmızdan yararlanarak şöyle açıklaya- biliriz: Dünya Bankası'nm 1965-1980 yılla- n arasındaki 15 yıllık bir dönemı kap- sayan araştırma sonuçlanna göre zo- runlu eğitim süresi arttıkça ulusal ge- lirde de hızlı bir artış görülmektedir. Buna göre örneğin ortalama öğrenim süresinin 2.9 gibi oldukça düşük oldu- ğu Afrika ülkelerinde ulusal gelir artı- şı 0.31 iken ortalama öğrenim süresi- nin 4.9 yıl olduğu Doğu Asya ülkele- rinde ulusal gelir artışı 4.7 oranına yük- selmiştir. Yapılan analizlere göre orta- lama öğrenim süresinin 1 yıl arttınl- masıyla, ulusal gelir artışının Afrika'da 3.8 ve Doğu Asya ülkelerinde ise 5.17 oranlanna yükseleceği hesaplanmıştır. Doğu Asya ülkeleri sonraki yıllarda or- talama öğrenim süresıni daha da arttı- rarak günümüzün "Asya KaplanJan" olgusunu yaratmışlardır. Buna karşın ülkemizdeki 3.6 gibi oldukça küçük or- talama öğrenim nedeniyle, reel anlam- da ulusal gelir artışı Afrika ülkelerinin bıraz üzerinde gerçekleşmektedir.(3) Bu sonuçlarla yine Dünya Banka-, sı'nca yapılan araştırmalara göre orta- öğrenim düzeyindeki okullaşma oranı ile kişi başına ulusal gelir artışı arasın- da da doğrusal bir ilişki kurulmaktadır. Buna göre örneğin Türkiye'de 1965-80 yıllan arasında, orta öğrenim düzeyin- deki okullaşma oranı yüzde 9'dan yüz- de 13'e yükselirken, kişi başına ulusal gelir artışı 800 dolardan 1.000 dolara çıkmıştır. Buna karşın aytıı dönemde Yunanistan'daki ortaöğretim düzeyin- deki okullaşma oranj yüzde 27 "den yüz- de 48'e yükselirken, kişi başına düşen ulusal gelir artışı ise 2.000 dolardan 3.600 dolara yükselmiştir. Yine aynı dönemde Japonya'da okullaşma oranı- nın yüzde 78'den yüzde 83'e yükselme- si, kişi başına düşen ulusal geliri 4.500 dolardan 9.000 dolara çıkarmıstır. Ne var ki ortalama öğrenim süresinin ve orta öğrenim düzeyindeki okullaşma oranının arttınlmasıyla, gelişmiş ülke- ler düzeyine ulaşabileceğimiz düşünül- memehdir. Yazımızın başında sıraladı- ğımız dışsalhklann ya da sosyal yarar- lann topluma yayılabilmesi için eğitim hizmetlerinin uygun nitelikte ve bugün- künden değişik bir yapılanmaya gide- rek verilmesi gerekmektedir. Eğitimin niteliği bu yazımızın kapsamı dışında kaldığından. kısaca yeniden yapılanma konusuna değinmemiz kaçınılmazdır. Bilindiği gibi gelişmiş ülkelerde or- taöğrenim düzeyindeki (11-12 yıllık zorunlu öğrenim süresindeki) meslek- sel ve uygulayımsal (teknik) eğitimin oranı. birçok gelişmiş ülkede yüzde 70'leri geçmektedir. Ne yazık ki bu ba- kımdan ülkemizde oldukça çarpık bir okullaşma olgusu yaşanmaktadır. Şöy- le ki 1996-97 öğretim yılında Türki- ye'deki mesleksel ve uygulayımsal eği- timde okullaşma oranı yüzde 23.4 olup bu oran ayrıca imam-hatip liselerini de içermektedir. Bu durumda, gerçek an- lamda mesleksel ve uygulayımsal eği- timde okullaşma oranı yüzde 18.8 ka- dardır.(4) 1970'li yıllarda Yunanis- tan'da bile bu oranın yüzde 48 olduğu düşünülürse, ülkemizdeki mesleksel ve uygulayımsal öğrenimin ne kadar önemsiz olduğu görülür. Kaldı ki mes- leksel ve uygulayımsal eğitim gören li- se mezunlannın önemli birbölümünün meslekleri dışında kalan ve klasik eği- tim veren fakültelere girdikleri de göz önünde bulundurulursa, ülkemizin en- düstriyel alanda niçin yeterli gelişmiş- lik düzeyini yakalayamadığı anlaşıl- maktadır. Gelişmiş ülkelerde ise mesleksel ve uygulayımsal öğrenime verilen önem nedeniyle, iş gücünün bilgi ve becerisi arttığından, gelir dağılımı reel anlam- da iyileşmekte, üretilen mal ve hizmet- lerin niteliği arttığından, uluslararası rekabetten kolayca yararlanılmaktadır. Buna karşın ülkemizde olduğu gibi ma- aş ve ücret artışlanyla ya da sosyal yar- dımlarla gelir dağılımınrn iyileştirile- meyeceği, 50 yıldan beri kanıtlanmış bulunmaktadır. Gerçekten iş gücünün bilgi ve begerisini arttırarak. üretimin nitelik ve niceliğini (kantitesini) yük- seltmeden Türkiye'nin en önemli so- runlannın başında gelen adaletsiz gelir dağılımı ve yüksek enflasyon olgusu- nu önleme olanağı yok gibidir. Sonuç olarak eğitim hizmetlerinin ulusal geliri arttırabilmesi, siyasal istik- rara katkıda bulunabilmesi, gelir dağı- lımını iyıleştırebilmesi, sosyal ve kül- türel gelişmeyı sağlayabilmesi, endüst- rileşme çabasını teşvik edebilmesi ve ülkemizin saygınlığını arttırabilmesi için 8 yıllık sürenin değil, fakat geliş- miş ülkelerdeki 11-12 yıllık zorunlu öğrenim süresinin Türkiye'ye nasıl uyarlanacağının tartışılması gerektiği- ne inanmaktayım. Çünkü bu sayılan dışsallıklan realize etmek için 8 yıllık zorunlu öğrenim süresi yeterli değildir. Dıpnotlar (1) Orhan Şener, Kamu Ekonomisi, Beta Yayınevı, Istanbul, 1996 (2) TheEconomıst, Worldin Figures. "Li- vingStandards",l996, s. 24 (3) YVorldBank Yearbooks (4) Türhye de Mesleki ve Teknik Eğitim, Friedrich Ebert Vakfı, Istanbul, Hazıran 1997. s 9 ARADABÎR Av. Dr. CEJNGİZ ABBASGİL Devletin Memuru Olmak... Devlet Memurlan Yasası yeniden düzenleniyor- muş. Şu anda yürüriükte olan 657 sayıh Devlet Me- murları Yasası'nın yerine geçmek üzere iki taslak yasa tasansı düşünülmekteymış. Bunlardan birisi- nin adı "Memuriar ve Diğer Kamu Görevlileri Yasa Taslağı". Buna göre yapılması düşünülen bazı de- ğişiklikler şöyle: Memur-işçi aynmı kesin açıklığa kavuşturulacak. Kamu emekçileri, işçi, memur, söz- leşmeli ve kamu çalışanları olarak dört ad altındaça- lıştırılacak. Kamu çalışanlannın ise ne anlama gel- diği şöyle: Memur, askeri personel, işçi, sözleşme- li, hâkim, savcı, öğretim elemanlarının dışında ka- lanlar. Bu grubun büyük çoğunluğu öğretmenler ve din görevlilerinden oluşmakta. Anayasa değışikliği ile memuratanınmak istenen sendikal haklar ise sa- dece bu gruptakttere tanınacak. Grev yasaklannın süreceği büyük olasılrk... Anlaşılan o ki kapsamrsa- dece kamu çaJışanlan ile sınırlı grevsiz bir sendikal örgütlenme tasarlanıyor. Buna sendikal örgütlenme hakkı denebilinirse. Ucretlerie ilgili sadece şekle ait değinme olduğu anlaşılmakta, onlar da temel ücret tablo numaralan ve başlangıç hizmet yıllan listesi bi- çiminde. Ama ne anlama geldiğı henüz belli değil. Devletin memuaı olabilmeyi sağlayacak yeterli bir ücret saptanacak mı? O da belli değil, bunlaria bir- likte birçok konuda değişikliklerin olacağı anlaşıl- makta. Sanınm değişikliklerin çoğunluğu şekle ait. Bütün bunlan gazeteden, Banu Salman'ın Cumhu- riyet'te 20 Ağustos 1997 tarihli sayısında çıkan ya- zısından öğrendik. Varsa meraklısı, diğer değişiklik- lerin neler olduğunu oradan okuyabilir. Elbette de- ğişen koşullann ve gereksinmelerin zoriaması ile ge- rekli yasal düzenlemelerin yarariı olduğu yadsına- maz. Ancak asıl üzerinde durmak istediğimiz konu başkadır. Bugün devlet katında çalışan kişilerin statü ve ad- ları ne olursa olsun en yaşamsal sorunlan geçim derdidir. Enflasyonun gemi azıya aldığı bir ortamda yasa değişikliği düşünülürken öncelığin bu derdi or- tadan kaldıracak önlemlerde olması beklenir. Kamu emekçilerinin ekonomik gücünü ve bağımsızlığını gerçekleştirecek önlemler alınmadan yapılacak ya- sal düzenlemelerin yarariı olacağını sanmak yanlış- tır. Memurun, öncelikle onuriu, bağımsız, çağdaş ve ona buna muhtaç olmadan yaşayacak düzeye çı- kanlması gerekir. Işın püf noktası budur. Bunları ger- çekleştiremeden yapılacak şekli düzenlemeler kısa sürede gücünü yitirir. Bu arada memur maaşlarını saptamanın da bilmece olmaktan çıkanlması yarar- iı olur. Birtakım tablolar ve sürekli değişen çeşıtli ad- lar altındaki katsayılar, rakamlarla konuyu bilmece olmaktan çıkarıp herkesin, öncelikle memurun an- layacağı yalınlığa kavuşturmakta yarar vardır. Sözün özüne gelince: Yasal düzenlemeler yapılır- ken, devlet, öncelikle memur vatandaşlannın eko- nomik gücünü arttıracak önlemleri almalıdır. Onlan kimseye muhtaç olmadan onuriu olarak yaşamları- nı sağlayacak ekonomik güce kavuşturmalıdır. Kı- saca, onlan "Benim memurum işinibilir" çirkinliğin- den ve tipinden kurtarıp yeniden Türkiye Cumhuri- yeti Devleti'nin onuriu memuaı olarak ortaya çıkar- malıdır. 1. Baskı 1 9 8 8 ALAŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1997/50 E. Davacı kendisine asaleten küçük Zübeyde Yük- sel ve Ihsan Yüksel'e velayeten anneleri Fatma Yüksel vekili avukat Cem Saçaklıoğlu tarafından davalılar Yurdagül Özdemir, Küçük Filiz Özdernir ve Neslihan Özdemir'lere velayeten Yurdagül Öz- demir ve Metin Bozkurt aleyhine açılmış bulunan tazminat ve ihtiyati tedbir davasının yapılan açık yargılaması sırasında: Davalılardan Metin Bozkurt'un Izmir Şirinyer Akıncılar 648 sokak No: 4/A adresine çıkanlan meşruhatlı davetiye tanınmadığından bahisle iade edildiği, C. savcılığınca da yapılan tahkikat sonu- cunda adı geçen Metin Bozkurt'un tebligata yarar açık adresi tespit edilemedığinden adı geçen hak- kında ilanen tebhgat yapılmasına karar verilmış ol- makla, yukanda adı geçen davalının duruşmanın atılı bulunduğu 8.10.1997 günü saat 09.00'da mah- kememizde hazır bulunması veya kendini bir vekil- le temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya ken- dini bir vekil ile temsil ettirmediği taktirde duruş- maya gıyaplannda devam edilip karar verileceği hu- susu dava dilekçesi ve dnruşma günü yerjne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur (HUMK'nin 213-377 mad.) Basın: 38349 ÇORUM 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1997354 Duruşma günü: 23.9.1997 Saat: 09.00 Davacı Gazı Çömüz vekili Av. Ahmet Ünal tarafından davalı Ismaıl oğlu Abdulkadır aleyhine mahkememize açılan ortaklıgın giderilmesi davasının yapılan açık duruşması sırasında: Tüm aramalara ragmen açık adresi tespit edilemeyen davah Ismail oğlu Abdulkadir'in, yukanda esas numarası yazıh bulunan dava dosya- sının duruşma gün ve saatınde mahkememızde hazır bulunması veya kendisıni bir vekille temsil ettirmesi gerekmektedir. Aksi taktirde du- ruşmanın yokluğunda sürdürüleceği ve karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 38254 TC İLAN YOZGAT ASLİYE TİCARET HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1996/630 Karar No: 1997/269 Davacı Seyit Mehmet Ekinci tarafından mahkememize açılan çek iptali davasının yapılan muhakemesi neticesinde; Açılmış olan davanın kabulü ile, Yozgat Şekerbank TAŞ Şube- si'nce verilen 3200612/8 No'lu hesabına ait B. 6436751 seri numa- rasından başlayıp 6436775 seri numarasına kadar devam eden boş olan çeklerin iptaline karar verildiği ilan olunur. 12.8.1997 Basın: 29286 İNEGÖL1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo 1996239 Tal. Bir botçtan dolayı hacızlı bulunan ve aşağıda tapu kaydı.tapu adedı, cınsı. evsafı. kıytnetı ve önemli özellıklen ile satış şartlan a^ğida belırtılen taşınmazlar mûdürlüğumûzce açık amırma su- retıyle saülarak paraya çe\nlecektır. Satış ilanı ılgilılenn adreslenne teblığe göndenlmış olup. adreste tebhgat yapılamamazı veya adresı bılınmeyenleı ıçın de ış bu saüş ılanınm ılanen teblığı ye- nne kaım olacağı ılan olunur. 1. Tapu ki)dı: Buısa. Inegöl ılçesı. Çeltikçı köyû. 2 pafta. 51 parselde kayıtlı 756.00 m! miktarlı avhılu kârgıı ev ve ahşap ev vasıflı tajinmazın 1'3 hıssesı tmar du- nıma: Taşınmaz köy sınnian ıçınde kalmakta olup tmar durumu mevcut de&ldır Ga>rimeDkulÜDhali hazır dDrumu ve nilelikleri: Satışı ısienılen gaynmenkul. Inegöl ılçesı, Çeltikçı kö>ü. köy ıçı me\kıınde kaın olup, 2 pafta, 51 parselde 756 00 m : mıklaılı avlulu kârgır ve ahşap ev vasıflıdır Gayrimenkulün kıymeti: Sattşa konu gaynmenkulün bulunduğu Çeltikçı Köyıi'nûn Inegöl'e çok yakm oluşu. taşınmaz mal üzennde bulunan yapılann ınşaat durumlan ve kullanılış özellıklen goz onüne alınarak \e bu cıvarda bu özellıklen ta^ıyan ta^mmaz mallann bugûnkû alım ve sa- nm ra>ıçlen de dıkkte alınarak. tamammın değennın 900 000.000 - TL. edeceğı, borçlunun bu taşınmaz uzennde 1 3 hıssesı bulunduğundan, hıssesıne ısabet eden değenn ise 300 000 000.- TL (ûçyiizmılyon lıral edeceğı kanaanne vanlmışör. 2. Tapu kaydı: Bursa, Inegöl ılçesı. Çeltikçı köyü, 5 pafta. 516 parsel sayılı, 4550 nr miktarlı tarla vasıflı taşınmazm 3'8 hıssesı Imar durumo: Taşmmaz köy sınırlan ıçmde kalmakta olup ımar durumu bulunmamaktadır Gayrimenkulün hali hazır dorurau ve nitelikleri: Satışı ıstenılen Çeltikçı köyû, Çaylar mevkunde kam 5 pafta. 51 parselde kayıth 4550 m : miktarlı taşınmazm tapu kaydına uygun bulunduğu mahallınde yapılan ınceleme ile anlaşılmış olup. borçlunun taşınmaz üzennde 3'8 hıssesı mevcuttur Borçlunun 3 8 hıs- sesmın zemınden aynlarak ka\ak ağacı dıkılmek suretıyle kullanıldığı, diğer kısım da tapu kaydında her ne kadar tarla ise de zermnde halen kontrplak fabnkası mşaatının devam etmekte olduğu görûlmüşrür Gayrimenkulün kıymeti: Satısa konu taşınmazm yukanda özelliklen gözönüne alınarak ve hissedarlar herne kadar kendi aralannda aynlmışlarsa da tapu kaydının hısselı oluşu gö- zönüne almarak bu cıvarda bu özellıklen taşıyan taşınmaz mallann bugünkü alım ve satım değerlen de ıncelenerek bu taşınmaz malın uzenndekı yapılar ile bırlıkte tamamının bugünkü değennın 4 800 000 000 - TL edeceğı. borçlunun bu yerde 3 8 hıssesı olduğundan hıssesuıe ısabet edecek değenn ise 1.800.000.000 - TL. (bırmılyarsekızyüzınılyon lıra) edeceğı kanaatıne vanlmıştır. Sa- tış şırtlan: Yukanda kaydı venlen taşmmazlardan a) 2 pafta. 51 parsel sayılı taşınmazın. 1. satışı 13.10 1997 Pazartesı gûnû saat: 14.00-14 15'e kadar b) 5 pafta, 516 parsel sayılı taşınmazm, 1 satışı 13.10.1997 Pazartesı gunü saat. 14.20-14 35'e kadar Inegöl 1 lcra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen bymetlenn O 'o75'mı ve rüçhanlı alacakh- lann alacaklan toplamını ve satış masraflannı geçmek kaydıyla en çok arttırana ihale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranm taahhüdü bakı kalmak şartıyla arttırma 10 gün daha uzatılarak 10 gün olan 23 10.199" 1 Perşembe günü aynı yer \e aynı saatlerde 2. açık arttırma suretıvle yapılacakrtr. Bu arttırmada tahmın edılen kıymetlenn 0/ o40'ını ve rüçhanlı alacaklılann ala- caklan toplamını ve satış masraflannı geçmek kaydıyla en çok arttırana ıhale olunur 2- Arttırmaya ışnrak edecekJerm. tahmm edılen kıymetlerm yüzde 20'sı nıspetınde nakıt pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bir bankanın temınat mektubunu vermelen lazmıdn-. Satış, peşın para ıledır, alıcı ıstedığmde kendisine 20 günü geçmemek üzere mehil venlebılır KDV, ıhale damga pulu bede- k, tapu abm narcı ve tahlıye masraflan alıcıya aifrjr Binkmış vergıler tellalıye satış bedelınden ödenır. 3- lpotek sahibı alacakhlarla diğer ılgüılenn (*) bu gaynmenkul üzenndeki haklannı husu- srvle faız ve masrafa daır olan ıddıalannı dayanağı belgelen ile on beş gün ıçınde daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcılı ile sabıt otmadıkça paylaşmadan hanç bırakıla- caklardır 4- thaleye katılıp daha sonra ıhale bedelmı yatırmamak suretıyle ıhalenın feshıne sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklıf ettiklen bedel ile son ıhale bedelı arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faıznıden müteselsılen mcsul olacaklardır. thale farkı ve temerrüt faızı aynca hükme hacet kalmaksızın daıremizce tahsıl olunacak. bu fark. varsa öncelikle temınat bedelınden almacaktır. 5- Şartname. ılan tanhmden mbaren herkesin görebılmesı ıçın damMİe açık olup masrafı venldığı takdırde ısteyen alıcıya bır örneğı gönderilebılir 6- Satışa ıştırak edenlenn şarmame>T görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan, başkaca bilgi ahnak ısteyenlenn 1996 239 Tal sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze basvTirmalan ılan olunur 20 8 1997 (•) llgılıler tabırine ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır Basm- 37 889 PENCERE Düşündürücü Bir Anı... Medyanın özel yaşama bumunu ne kadar sokabi- leceği konusu tartışılıyor. Paparazzilik gündemde... Iştesizebiröykü!.. • 1962'de Cumhuriyet'te yazmaya başladığım za- man Cevat Fehmi Başkut 'genelyayın müdüriı' idi; Erol Dallı yazıışlerinde çalışıyordu. Aradan kaç yıl geçmiş?.. Erol'un anılan bu yaz 'Nereden Nereye' adı attında 'Dünya Yayınlan'nda çıktı. Dallı yazıyor: "1950-60 arası Başbakan Adnan Menderes Istan- bul'a geldiği zaman hep Park Otel'de kalırdı. Istan- bul'da Menderes 7 takip görevi de bana verilirdi. 3'ün- cü Menderes hükümeti düşmüş, Adnan Bey 4 'üncü hükümeti kurmak için temaslara başlamış, Anka- ra'dan sonra çalışmalanna Istanbul'da devam etmek üzere buraya gelmişti. Saat 18.00'e geliyordu. Yazı- işleri müdürü Cevat Fehmi beni çağırdı, Menderes'i adım adım takip edip gazeteye bildirmemi istedi. Ben doğruca Park Otel'e gittim. Otelin önünde Menderes'in 73 numaralı Cadillac arabası duruyor- du. Menderes'in bir de Istanbul'da Nuh Baba dedi- ğimiz koruması vardı. Kasım Gülek'/n kaşlanna ben- zeyen gür, yukarı kıvrılmış beyaz kaşları vardı. Çok sempatikti, kaşlanna takılır, şakalaşırdık, ama bizi Menderes 'in yanına hiç sokmazdı. Zaten o günlerde başbakan ve bakanların yanına bugünkü gibi soku- lup soru sormak -hele Istanbul'da- imkânsızdı. Ad- nan Bey, Fatin Rüştü, Namık Gedik, isteherse bizi ayaküstü yanlanna çağınr, bir iki laf eder, soru sor- mamıza imkân vermeden yürür gideherdi." Erol'un yazısını kısaltarakbu köşeyesığdırmayaça- lışacağım. Dallı, Menderes'i izlerken bir dizi güçlüğü atlatır, ama yılmadan iz sürer, sonunda Teşvikiye Ca- misi karşısında Belveder Palas'ın kapısında, başba- kanın arabasını yakalar. Kapıda koruma Nuri Baba ile birkaç sivil memur daha vardır. Caminin önünde de zamanın Istanbul Emniyet Müdür Muavini Ferit Sö- zen votta atmaktadır. Erol, Sözen'e yaklaşıp Sayın Başbakan'ın kiminle temas ettiğini sorunca, "hiçbir zaman nezaketini kaybetmeyen" polis müdürü, ga- zeteciyi "adeta kovar": "Sana ne, gecenin bu saatinde burada ne dolaşı- yorsun, hadi git evine!.." Menderes, Belveder Palas'tan çıkar, Park Otel'e gi- der. Erol da peşinden otele vanr. Bu kez zamanın em- niyet müdürü Hayrettin Nakipoğlu devreye girip inat- çı gazetecıyi uyanr; ama Dallı Belveder Palas'a dö- ner, kapıcıyı bulur, on lira toka edip bilgi ister. Kapıcı, başbakanın her Istanbul'a gelişinde o yılların ünlü ro- mancısı 'Dorothy Lamour' Suzan Sözen'in dairesin- •de vakit geçirdiğini, bu sırada bayanın eşi Ferit Sö- zen'in dışanda nöbet tuttuğunu söyler. Türkiye'yi yerinden oynatacak bomba gibi bir ha- beryakalamıştır Erol Dallı; bundan sonrasınıonun ka- leminden izleyelim: "Oradan aynldım ve doğru gazeteye geldim. Olan- lan Cevat Fehmi Bey'e anlattım. Beni sonuna kadar büyük bir dikkatle ve ciddiyetle dinledi. Ben bomba gibi bir haberyakalamanın heyecanı içinde yerimde duramıyordum. Cevat Beygözlüğünü çıkardı ve şöy- le dedi: - Bak, şimdi otur, Sayın Başbakan'ın Suzan hta- nım'a gelene kadarki temaslarınıyaz, bana getir. Ama, diyecek oldum, konuşmama fırsât vermddi: - Geri kalan Cumhuriyet gazetesini ilgilendirmez. Burası Cumhuriyet gazetesidir. Gördüklerin doğru olsa da bu gazeteye dedikodu benzeri habehergir- mez, bunu iyi bil!.." • Erol Dallı'nın kitabında anlattığı olaya ilişkin bir yo- rum yapmayacağım. Biliyorum ki konu üzerine çok şey söylenebilir; ama "Hep bihikte düşünelim" diye yukandaki anıyı yansrtmakta yarar gördüm. SINEMA EGITIM CALISMALARIBASLIYOR. 6 Eylül - 22 Kosmı 1997 (Cumortesi gûnleri, Son»: 14 30 -18.30) • Vmf* S İ M M M i M Gcad Bob? • TBtk S I H M M M GCMJ Uof • «nemodo Kgrontor ve Akmlor • Snmyo Yoran Tduriği • Mekanik Kamerolor ve SeılendmM Yentemleri • Objektif Öıell&leri ve Kadraj • VMe* Koneralorı • SiseBwto Saıot YÖMtini • AydHİotma Tekıriği ve Işık Bilgisi • Çekn Pfankın ve KoMro teekerieri • Sâenadg OyMoM • Sâemdo K«rg« İieteri • Shena fİmmit Knrgt Teknği (Uygsbndı) • V U M FilmMe K»rg« Tekniği (Uygılaımh) • Fta Yöıtetimmin Tenel ilkeleri • Bir Filniı Yopm Sirec! • fûm ÇöziBİMtsi TÜRSAK - rsrfciye SineM ve Aı*oviswl «İ3t»r Vdrfı Gozettd Erol Oemek Soi. No:l 1/2 Bcyoğhı - ISTANBUL Tet (0 212) 251 84 81 - 251 67 70 - 244 52 51 ALAADDIN HOTEL *••* ALAADDİN OTEL İncekum Alaaddin Hotel. Türkiye'nin yeşil turizm beldesi Antalya'nın Alanya ilçesi Avsallar kasabasında Akdeniz'in berrak kıyılannda huzur. spor, eğlence dolu bir ortama sahiptir. Antalya Havaalanı'na 98 km. uzaklıkta olan İncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasitelidir. Yılın 300 gününün güneşlı geçtiği ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şinn yöresindeki otelimizin odalan ile tüm kapalı alanlan merkezi ısıtma, soğutma \e ha\alandırma sistemi ile donatılmıştır. Özel banyoiu odalanmız otomatik telefon, 4 kanal müzik yayını. uvdu yayın TV sistemi ile otelimiz tatilde evinizi aratmayacaktır. İncekum Alaaddin Hotel'de aynca açık ve kapalı barlar. sauna, kondisyon merkezi. disco. 2 yüzme havıızu. özel plaj alanı. iskele, su sporlan merkezi. tenis kortu bulunmaktadır. Otelimiz 150 kişilik simültane çeviri sistemi toplantı salonu, 500 kişilik restoran, alakart restoran, pasta salonu. televizyon salonu, oyun odası. alışveriş mağazalan ve manzara terasları ile unutamayacağınız bir tatil sunmaktadır. İncekum Alaaddin Otel'in mutfak ustaları da gece müziği eşliğinde zengin açık büfeleri ile Türk yemeklerinin lezzetıni sizler e bır kez daha tattıracaktır. Rezervasyon için: (0242) 517 14 91 (6 hat) İncekum - ALANYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle