Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
ALLEGRO EVİN İLYASOĞLU
Bilkent'te Mozart işlemeleriDördûncü Bilkent Anadolu Festiva-
li'ni antik kentlerde Anadolu'yu şen-
lendiren etkinliklerinden bırinde izle-
yemiyorum. Aklım Sivrihisar'daki Sa>-
gun'un oratoryosunda, Zelve Vadi-
si'ndeki 9. Senfonı'de, Efes'teki Paga-
nininın keman konçertosunda, Bod-
rum Kalesi'ndeki Carmina'da kalıyor.
Ama geçen hafta orkestranın kendi sa-
lonunda, Bilkent'te bu coşkuyu paylaş-
ma fırsatını buldum. Baştan sona bir
Mozart dinletisıydı. Çinli şef Julian
Shew,Bulgaristan Devlet Filarmoni Ko-
rosu, Romen solistler ve Bilkent'in 12
ülkeden oluşan orkestrası ile. Şef
Shevv'in dediğı gıbi müziğin ortak bir
dil olduğunu, bunca değişik ınsan bir-
leşince daha ıyi anlıyorsunuz. Salonun
kusursuz akustiğinde iyi yetişmış, şan
tekniği bilen solistlerin ışıltılı sesleriy-
le ve mükemmel bir koro ile deneyim-
le orkestranın bağdaştığı profesyonel
bir konserdi. Koronun fortelerindeki
coşku. tüyler ürperticiydi. Sopranolar
pianissımolarda tek kişi gibiydiler.
1960'tan beri koronun şefliğıni üstle-
nen Gerogi Robev'i a>nca kutlamak ge-
rekir.
Mozart" ın aryalannda bariton Dan
Constantin Serbac, sahneye alışık, iyi
bir tiyatrocu olduğunu kanıtlıyordu.
Ancak sesi orkestranın üstüne çıkmadı.
Soprano Ramona Eremia. gerek arya-
larda gerekse Requiem'de tatlı tonuyla
etkileyiciydi. Bas Szabo Balint ise Re-
quiem'deki en yetkin ses olarak kaldı
kulaklanmızda.
Antik kentlerde konser
Requiem. Ölüm duası. "Requiem ae-
ternam dona eis Domine." (Tannm tüm
ölmüşlerime ebedi huzur ver). Mo-
zart'ın ölüm döşeğinde, adeta kendi
ölümü için yazdığı ve öğrencileri tara-
findan tamamlanan başyapıtı. Requ-
iem'i dinlerken Cemal Reşit Rey'in anı-
lanna uzandım. Bu yapıtı çarşaflı ha-
nımlar ve fesli beylerle 1926 yılında
kurduğu bir koroya söyletmeye çalış-
mış. Ve sözleri bir tûrlü ezberleyemeyen
topluluğa simizasyon usulû, notalan
söyleterek seslendirtmiş. Bundan tam
yetmiş bir yıl önce!
4. Anadolu Festivali'nin biri dışında
tüm etkinliklerini yönetmekte olan Çin
asıllı şef Julian Shew, zarif, toparlayıcı
niteliklefl.v.enet vuru£İarj ile dıkkati
çekıyordu. Daha 3-4 yaşlarmda iken ev-
<•% Bilkent Anadolu Festivali'nin biri dışında tüm etkinlikleri
yönetmekte olan Çin asılh şef Julian Shew, zarif, toparlayıcı nitelikleri
ve net vuruşlan ile dikkati çekiyordu. Shew'in en tedirgin olduğu
konser Bilkent salonunda yer alacak konseri idi. Provaya yeterli zaman
bulamadığından, kendi stilini, anlayışını tam olarak veremeyeceğinden
kaygılıydı. "Mozart ince işlemelerin bestecisi" diyordu.
deki Çin halk çalgılannı çalarak başla-
mış müziğe. Ardından hükümet tara-
fından müziğe yetenekli çocuklar çer-
çevesinde değerlendirilip "Çocuklar
için yarabcı icra okulıTna alınrruş. Yıl-
larca süren bu yatılı okulda profesyonel
müzik eğitimi görmüş. Sonra Çin'in en
eski kentlerinden biri olan Nanjing'in
orkestrasına girmiş. Önceleri çellistmiş,
derken yardımcı şef ve şef olmuş. Ame-
rika'da Kansas City'den aldığı bir burs
ile master derecesini tamamlamış. "Bu
arada çellayıı bıraküm. Orkestrasyon-
lar yapıp besteler yazdım. Aklım fikriın
iyi bir şef olmaktaydL Şeflik için de bes-
teciliği bilmek gerekiyordu" diyor.
1984'le ana-babası ile göç etmiş
ABD'ye. Bir daha da Çin'e hiç'gitme-
miş. Arnavutluk'ta bir konser sırasında
tanıştığı eşi de bir Arnavut kemancı.
Derken Kansas Üniversitesi'nden dok-
torasını alrruş. Doktora tezi olarak Mah-
ler'in Toprağm Ezgisi başlıklı senfoni-
sine esin kaynağı olan Çin Fliitü başlık-
lı şiırleri incelemiş. "Mahler aslında
herhangi bir Uzakdoğu etkisi duyur-
mak için saydam, oryantal bir doku ya-
ratmış. Ornegin gong kuUanmış. Egzo-
tik ses aranuş. Bu şürk'ronun en karam-
sar döneminde umutsuz bir adamın or-
tanuyta örtüşen ölüm- dirim şiirleri."
Bir süre Hays Orkestrasrnda şeflik
yapmış; şimdi Gustavus Orkestrası'nın
genel müzik direktörü. Minnesota'da
Minneapolis'in bir banliyösündft-yaşı- •
yor.
Julian Shew'in Bilkent Orkestra-
sı'ndaarkadaşlan varmış. Bilkent'ebu.
üçüncü kez gelişi. Üç yıl öne yine fes-
tival konserlerini yönetmiş. Böyle bir
festivale katılması Shew 'in kanyeri açı-
sından da çok önemli bir kayıt.
Antik kentlerde konser salonu için
yapılmamış ortamlarda konser vermek
zaman zaman sorun yaratır. Ancak
Shew her şeyden hoşnut. "Gittiğimiz
yerler, antik kentler, orkestra ve koro
mükemmel. Çaldığımız her eser birer
başyaprt. Her şey çok profesyonelce dü-
zenlenmiş. Genelde pek fazla prova za-
manı olamadı. İki haftadan az. Çünkü
orkestra tatildeydi ama çok kısa zaman-
M MlSktelik ve uyiH»M^bwdr diyor.
Akustık açısından bu değişik ortam-
larda özellikle açık hayada sorun yaşa-
mamak elde değil. Örneğin Sivrihi-
sar'da Yunus Emre'nın çalındığı gece
çıkan rüzgâr, notalann uçmasından sah-
ne düzeninin altüst olmasına ve sesin
dağılmasınakadartehlike yaratmış. Yi-
ne de hiçbir şey aksamadan başladığı gi-
bı bitmiş konser. Anadolu Festivali'nde
yalnız yöneticiler değil. orkestra ve ko-
ro da kendi dayanma gücünü sınıyor,
herhalde. Her gün sahne değiştirmek, o-
tel değiştirmek, uzun tren, otobüs yol-
culuklan. Shevv'e akustik için her sefe-
rinde yeni uygulama yapıyor mu diye
soruyoruz: "Her ghtiğhniz >erin akus-
ttği pek mükemmel olmayabilir. Ama
yapüan hizmet öyle büyük ki artık bu
konuda fazla titizlik etmemeliyiz. Eserin
bütünündeki ses dinamikleriyle pek oy-
namı>orum. Sadece ufak ayarlamalar
yapıyoruz. Örneğin, bir obua solonun
duyulması için her zamankinden daha
güçlü çalmasını istiyorum."
SaygurTun oratoryosu çok güzel
Shevv'in en tedirgin olduğu konser
Bilkent salonunda yer alacak Mozart
konseri idi. Provaya yeterli zaman bu-
lamadığından, kendi stilini, anlayışını
tam olarak veremeyeceğinden kaygılıy-
dı. "Ancak birkaç aynntımn üstünde
durabildim bu kısa zamanda. Mozart
çalmak, başka hiçbir şeye benzemez. Be-
nim anlayışun, stilim olmasına imkân
yok. Beethoven 9. senfonu Carmina Bu-
rana, bunlar çok daha kolay. Mozart,
ince işlemelerin bestecisi*' diyordu.
u
Bugün Çin'de pop müzik, hafif mü-
zik ve klasik, ciddi müzikvar. Tıpkı çok-
sesli Türk müziğjnde olduğu gibi. Halk
müziğL, klasik müzik malzemesi kulla-
nılmış ve Baü kompozisyon tekniğine
göre yazümış" Kendisı hıçbir çağdaş
Çin yapıtını almamış programlanna.
Çin'den aynldığından beri anavatanına
da dönmemiş. tlk kez genel, klasik da-
ğarcığın dışında bir yapıt olarak Say-
gun'un oratoryosunu yönetmiş. "Say-
gun'un oratoryosu dünyanın her yerin-
de kabul göriir ve çalınabilir. Çok güzel,
profesyonelce yazılmış. Dissonanslara
karşın aşın modern degiL Zengin bir ar-
monisi var*
1
diyor.
Bilkent Dördûncü Anadolu Festiva-
h'ne emeğı geçenleri kutluyoruz. Böy-
lesi büyük bir organizasyonu gerçek-
leştirdikleri için Anadolu'nun hem yer-
li insanına hem de turistik bölgelerine
nitelikli müzik taşıdıklan için.
Müzikçi temizliğL, politikacı ldıiAHMETSAY
ANKARA - Asıl mesleğine ba-
karsanız doktor, mimar, mühen-
dis, yargıç, subay vb. olan çok sa-
yıda müzıkçimiz var ve bız onlan
daha çok "müzikçi"' yönüyle tanı-
yoruz. "Tıbbiyeden. doktordan
başka her şey çıkar" demışler. Bu
özdeyiş, doktorlann ötekı alanlar-
da da başan kazandığıru vurgula-
mış olmuyor mu? Doktor müzik-
çiler saymakla bıtmez. Aklıma il-
kin değerli bir beyın cerrahı
olan bestecımiz Bülent Tar-
can (1914-1991) geliyor. Tar-
can, bale süitleri. orkestra çe-
şıtlemeleri, keman ve piyano
konçertolan bestelerken bir
yandan da tıp fakültesinde
profesörlük yapıyordu. Fa-
külteden emekli olunca bu
kez konservatuvarda "kom-
pozByon" dersleri verdi.
Dr. Hamit Alacahoğlu.psi-
kiyatn dalında "klinik va-
ka"lann cefasını uzun yıllar
çekmiş, aynı zamanda tstan-
bul Şehır Orkestrası'nda ve
Istanbul Devlet Senfonı Or-
kestrası'nda birinci keman
üyeliği, Radyo Oda Orkest-
rası'nda başkemancılık yap-
mıştır. Türk sanat müziginde
"geteneksel'' çizginın belki de
son temsilcileri olan Dr. Alâ-
attin Yavaşça, Dr. Selahattin
İçli ve Dr. Nevzad Atiığ'ı da
hemen not etmelıyiz. Diş
doktoru Fikret Kızdok. mu-
ayenehanesini acaba kapattı
mı?
Başka örneklere geçelim:
"Senfonici" olarak tanınan
KemaLSünder.deniz subayıy-
dı. Emekli olunca o da kon-
servatuvarda "kompozisyon''
dersleri vermeye başladı.
"Bahriye", bu açıdan Tıbbi-
ye'yeçokbenzer. Denizcilik,
bilım ve sanata açılan engin
bir yoldur ve müzıkçiler "de-
niz
w
le denizciler de "mü-
ak"le buluşmuşlardır hep.
Öyleyse "yaşasın müzik"
derken "yaşasın bahriye" de-
miş oluyoruz. Batı müziği ça-
lışmalannda denızcilenmizin
başanyı sürdüreceklerine
ınanıyoruz.
Istanbul Devlet Operası
solistlerinden bas Attila Ma-
nizade'nin "mimar'' olduğu-
nu ımutmayahm. Elektronik
müzdkte dünyaca ünlü beste-
cimiz Bülent Arp«'in (1919-
1991) pilotluğu vardır. Bestecımiz
Yalçın Türa, felsefe mezunudur.
Ali Dogan Sinangil. kompozısyon-
lannda çağdaş müzik tekniklerim
basanyla kullanmış bir mühendıs-
tir.
"Çağdaş müzik" denınce en
başta sayacağımız "öncü"' besteci-
lenmızden biri olan Ertuğrul
Oğuz Fırat, yargıçtır. Anado-
lu'nun çeşitli kentlennde sorgu ve
ceza yargıçhğı yaptığı yıllarda
yazmaya başladığı yapıtlar, ya-
bancı orkestralar tarafından yurt-
dışında seslendinlmış, radyo is-
tasyonlanndan yayımlanmış. ba-
zılannın notası ABD'de basılmış-
tır. Fırat evinden hiç çıkmaz. Ger-
çek bir aydın, titiz bir sanatçı ol-
dugu için, sokağa çıkıp abur cu-
burla zaman yıtirmekten kaçınır.
Belkı de bu, dışan çıkarsa üstüne
"bir şey sıçrayacak" tedirginliği-
dir. Eskiden ıki-üç yılda bir, note-
re kadar giderdi. Zorunlu işlemle-
ri kendi adına yapabilmesi için bir
yakınına vekâletname vermek
için... Kendi kozası ıçınde sanatı-
nı üreten Fırat. a>Tiı zamanda res-
sam ve yazardır llk sergısıni Al-
manya'nın Wuppertal kentinde
açmış, resimleri >"urtdışında ve
içinde sergılenmiştir. Şair, öykücü
ve denemecı olarak kendıne özgü
bir "sözdizûni"ne ulaşan Ertuğrul
Oğuz Fırat'ın yenilerde yayımla-
nan iki kitabını okurlann dıkkati-
ne sunuyorum: "Karmakanşık
Övküler Kitabı'' Metis Yayınlan;
"Seviçıra" Doruk Yayınlan.
Psıkiv atrist ve kemancı Dr. Ha-
mit Alacalıoğlu'nun da son yıllar-
da iki kitabı yavımlandı: Papırüs
Yayınlan' ndan çıkan "Soyadımda
Deh' var" hekimlik anılanndan
oluşan fıkralan: Pan Yayrnlan'nın
sunduğu "Müzikli Kareter" ise
müziğe ilişkin gülmece notlaraıı
kapsıyor. Bınnci kitap, saygıyla
andığımız karikatürcü Nehar Tüb-
lek'tn çızgileriyle; ikincısi ise Tan
Oral'ın karikatürleriyle desteklen-
mış.
Tan Oral'ın "mimar" olduğunu
bıliyor muydunuz? 0nun olağa-
nüstü "desen" yeteneğinı övmek,
bana değil. erbabına düşer. Oysa
şu gerçeği vurgulamahyım: Çalgı-
lan ve çalgıcılan çizgıyle betim-
lemek zordur; müzikten anlamayı
da gerektinr. Tan Oral'ın "trom-
boncular" kankatürü. bence bu
alanda bir donıktur.
Tala> suç işlemiştir
KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT)
VO
PERA
1996- 1997 öğretim yılında eğitim ve öğretime başlayan
Anadolu lisesi statüsündeki Türkiye'nin
OZEL GUZEL SANATLAR LİSESİ,
1997-1998 öğretim yılı için
MÜZİK ve RESİM
bölümlerine giriş sınavı ile öğrenci alacaktır.
ÖZEL PERA GÜZEL SANATLAR LİSESİ
• Üsemizde TIYATRO dersleri ağırlıklı program seçeneği vardır
• llk yılı Ingilizce Hazırlık olmak üzere 4 yıllık öğrenim süresi
• Kendi dallarında uzman öğretim görevlileri eşliğinde köklü eğitimi
• En fazla 24 kişilik ingilizce hazırlık sınıfları
• Hazıriık sınıflannda ağırlıklı branj dersleri için, tam donanımlı
müzik, resim atöryeleri, bale salonlan, liyatro salonlan,
çok amaçlı salon ve zengin bir kütüphane
• Oğrencilerin yiyecek ve icecek ihtiyaçiarının karşılandığı gün boyu
hizmete açık donanımlı yemekhane ve kafeterya
• Şehrin kültür merkezindeki okulumuzdan eve, evden okula rahat,
güvenli uloşım
KAYITLAR BAŞLAMIŞTIR
nrandnausÜSİNEMALARI
MALTEPE'DE AÇILDIGRADHAUS ALIŞVERİŞ ve EĞLENCE MERKEZİ
Ataturk. Cd. No.41 / MALTEPE (Beledı/e Yan,] Tel 0 216 442 60 30
BATMAN & ROBIN SALON A
1 1 . 0 0 - 1 3 . 3 0 - 1 6 . 0 0 - 1 8 . 3 0 - 2 1 . 0 0
CIGLIK - SCREAM
ESKIYA
SALON B
SALON C
K A R Y A I Ş L E T M E S I D İ R
1997 DÖNEMİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ
ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ RESİM
BÖLÜMÜ PROF. DR. RAMİZ AYDIN ATÖLYESİ
YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİLERİ
RESİM SERGtSİ
lEylül - 15 Eylül 1997
Şair Eşref Bulvan 19 35210 İZMİR
Başak Sigorta Sanat Galerisi, Başak Sigorta'nın
bir kültür hizmetidir.
T.C. MILLI EGITIM BAKANLIGI
OZEL IPERA GUZEL SANATLAR LİSESİ
Sıraseivıler Cd. Bıliurcu Çıkmazı Bıllurcu Sk N o l 4 TAKSIM/ISTANBUl
Tel: O(212) 245 44 6O - 245 3O O8 -245 3O O9
Kültür
ilanlarınız İçin:
293 89 78 (3 hat)
Arkadaşımız Evin İNasoğ-
lu, gazetemızde yayımlanan
>azısında Kültür Bakaru İste-
mihanTala\'ınyasadışı ışlem
yaptığını belgelemiş oldu. Ta-
lay, îstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası "na tepeden inme
"orkestraşef yardımcıa'' ata-
mış ve orkestra müdürlüğüne
bir "atamaemri'" göndermiş-
tir. Bu emir. Senfonı Orkest-
ralan Yasası'na aykındır.
Orkestraya şef, şef yardım-
cısı ve üye atanmasının yolla-
n yasada gösterilmıştir. Ba-
kan yetkili değildır. Yetkili or-
gan. orkestra teknik kurulun-
dan oluşan "sınav komisyo-
nu"dur: aynca orkestra şefı-
nin de onayını gerektırir. Iste-
mıhan Talay'ın yaptığı "yasa
tanımazhk"tır. hukuk devleti
ilkelerinı hiçe saymaktır. Ya-
sadışı işlem yapmak ya da ya-
salara aykm davranmak suç-
tur. Kültür Bakanı suç işle-
miştir. Üstelik, İstanbul Dev-
let Senfoni Orkestrası Müdür-
lüğü'nü de "suç işlemeye teş-
vik" etmıştir. Orkestra mü-
dürlüğü bu emri uygulaya-
maz; uygularsa suç işlemiş
olur.
Aslında meselenin can ab-
cı noktası şudur: Cumhuriyet
hükümetleri, günümüze de-
ğin senfoni orkestralannın iş-
leyişine saygı göstermişler,
"müdahale" etmemişlerdir;
Talay'ın emri ise yasanın "de-
Hnmesi
r
nı getirmektedir. Bu
suç, orkestralanmızın tarihin-
de alenen ılk kez ışlenmekte-
dir. Orkestra atamalan eğer
politikacılann keyfıne kalsay-
dı. gardırop görevlisi orkest-
raya şef; kamyonetle patates.
soğan satanlar da operaya
"bariton" olarak atanırdı.
Müezzın Ebüziddin Efendi de
"solist tenor" yapılırdı.
tstemıhan Talay başarama-
yacaktır.
Fopd ve Peterson VeneA'te
• Kültür Servisi - ^Amerikalı aktör Harnson Ford ve
Alman yönetmen Wolfgang Peterson, 54. Venedik
Film Festivalı programına ahnan son filmlen Air Force
One"ın gösterimi için kentte bulunuyorlar. Aynı fılmde
Glenn Close da rol almıştı.
"Bilgi Toplumunun Politikacısr
paneli bugün Lütfi Kırdar'da
• Kültür Servisi-TBD 14 Llusal Bılişım Kurultayı,
3-6 eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Uluslararası
Kongre ve Sergi Sarayfnda gerçekleştirilecek. TBD
14. Ulusal Bilişim Kurultayı açılış etkinlikleri
çerçevesinde TBMM Ba^kanı Mustafa Kalemli'nin
yöneteceği "Bilgi Toplumunun Politıkacısı" konulu
açılış oturumu bugün saat 16.00'da Lütfi Kırdar
Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayf nda gazetemiz
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç, ATV Haber
Dairesi Başkanı Ali Kırca, KanalD Haber Genel
Yönetmeni Uğur Dündar ve Milliyet Gazetesi Genel
Yayın Yönetmenı Derya Sazak"ın katılımı ile
gerçekJeştirilecek. Aynca TBD 14. Uluslararası
Bilişim Kurultayı çerçevesinde TBD ve TÜBİSAD
tarafından "Yaşam Boyu Hizmet" ödül töreninde
ödüle layık görülenlere ödüllerini Aydın Köksal
verecek. Açılış oturumunun ardından TC Kültür
Bakanlığı İstanbul Devlet Modern Folk Müzik
Toplulugu konseri yer alacak. Kurultayda aynca.
akademik ve teknolojik bildıriler, çalışma gruplan,
mesleki yenileme seminerleri ve paneller yer alcak.
Venedik'te Diana'ya saygı
• Kültür Servisi - Pazar
günü sevgılısı Dodi el-
Fayed ile birlikte geçirdiği
tarafik kazasında
yaşamını yitiren Prenses
Diana'ya bir saygı ışareti
olarak Venedik Film
Festivali'ndekı Ingilız
bayrağı yanya indırildi.
Festival başkanı Felice
Laudadio. prensesin
anısına herhangi bır özel
tören ya da uygulama
yapılmasının
tasarlanmadığını söyledi.
MÜ resim öğrencileri İzmir'de
• Kültür Servisi -1997 dönemi Marmara Üniversitesi
Ataturk Eğitim Fakültesi Resim Bölümü öğrencilerinin
resım sergisi tzmir Başak Sıgarta Sergi Galerisi'nde
açıldı. 15 eylüle dek sürecek olan sergıd^ Prof. Dr, _-
Ramiz Aydın atölyesı yüksek lîsans ögrencilennîa•,,-.• -r,
resimleri yer alıyor. Sergiye katılan oğrencilerin
ısimleri şöyle: Songül Ayan, Bilgihan Bölükbaşı,
Hülya Çullu, Tülin Demir, Hatice Düzağaç, Uğur llci,
Gülay ince, Firuzan Şimşek, Melik Iskender, Şehnaz
Musaoğlu, Nuray Topçu. Naciye Turgut. Yasemin
Yalçınkaya, Arzu Zinler.
Aytep Kalsın'ın seramik sergisi
• KüMr Sergisi - Kadın Eserlen Kütüphanesı ve
Bilgı Merkezi Vakfi. 1997-98 yılı sergi sezonuna Ayfer
Kalsın ile merhaba diyor. Kalsın'ın 1994 yılında
Berlin'de açtığı "Mesaj'" adlı sergınin devamı olan
"Mesaj II", sanatçının gerçekleştirdığı 3. kişisel
seramik sergisi olma özelliğiru de taşıyor. 1965 yılında
Muş'ta doğan Kalsın, 1988 yılında Mimar Sinan
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Cam
Ana Sanat Dah'ndan mezun olduktan sonra yine aynı
bölümde master programını tamamlamış. Bugüne dek
pek çok karma sergiye katılan ve aynı zamanda çeşitli
yanşmalarda birincilik ödülleri kazanan sanatçı, yenı
sergisi ile geçmiş ve gelecek arasında ılişkiler kurarak
yapıtlannı genış kitlelere ulaştırmayı amaçhyor.
Kalsın'ın, yaşadığı kültürün bir sorgulaması,
sembollerle anlatımı ve yorumu nitelığinde olan
"Mesaj II" adlı sergisi, yann saat 18.00'de Kadın
Eserlen Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfi'nda
başlıyor. Sergiyi pazar günleri hanç her gün 10.00-
18.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.
JuHa Roberts, orangutanları
• Kültür Servisi -
Amenkalı sınema yıldızı
Julia Roberts,
Kalimantan
ormanlannda yaşayan
orangutanlan anlatan bir
belgeselde oynayacak. 29
yaşmdaki sanatçı, geçen
cuma günü Kotai Ulusal
Parkı'nda bulunan
orangutan rehabilitasyon
merkezini ziyaret ettı.
Bu merkezde, orangutan
rehabilitasyona
alındıktan sonra
ormanlara geri
bırakılıyor. 1991 yılından bu yana 250'den fazla
orangutan Kalimantan ormanlanna bırakıldı.
Kalimantan merkezindeki parkı da ziyaret eden
Roberts ve Tıgress Productions'dan gelen çalışma
ekibi pazar günü Endozya'dan aynlacak.
YKY'den iki yeni kitap
• Kültür Servisi - Hüseyın Peker'in 1997 Arkadaş Z.
Özger Ödülü'nü kazanan şiirlerini bir araya toplayan
şiir kitabı 'İnsan Arkadaşınındır' Yapı Kredi
Yayınlan'ndan çıktı. Daha önce YKY'den
'Yazıcı ya da Bir Yol RomanT adlı kitabı
yayımlanmış olan Hüseyin Peker. yıllar süren şiir
yolculuğunu, okuyucusuyla ilk kez bır şiir kitabiyla
paylaşıyor. Atilla Nalbant'ın 'Üniter Devlef başlıklı
çalışması da Yapı Kredi Yayınlan "Cogito"
dizisinden çıktı. MÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi
Dr. Atilla Nalbant. 'politikayı hukuk kıskacı'na aldığı
bu çahşmasında. "ünıter devlet" in kavramsal
sistemini oluşturuyor ve "Türkiye'nin üniter devleti"ni
irdeliyor.
BUGÜN
• İFSAK'ta saat 19.30'da Doğa Fotoğrafçılan
Grubu Etkinliği kapsamında fotoğraf yanşması yer
alıyor.
• BİLİŞİM 97 müzik etkinlikleri kapsamında saat
20.30'da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda
açılış konsen yer alıyor.