25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstanbul'da elektrik ve su kesintisi • İstanbul Haber Servisi - Boğaziçı Elektrik Dağıtım A.Ş.'den >apılan açıklamada Çağlayan bölgesinde yann 08.00- 18.00 arası Kuştepe Abide Siteleri. Gelincik Sokak, Biracılar Sokak, Ömür Sokak. K.öz Sokak ve l. Yoi'a: cumartesi günü de Kuştepe Ayazma Yolu'nun bir bölümü, Ayazma Aralığı Sokak, Gümüşhane Sokak ve Alev Sokak'ın bir bölümüne elektrik verilemeyeceği bildirildi. Öte yandan ISKİ Genel Müdürlüğü'nden yapılan açtklamada. bugün 07.00- 18.00 saatleri arasında Bakırköy, Bahçelievler, Şirinevler. Bağcılar, Avcılar, Mahmutbey, Güngören. K. Çekmece, B. Çekmece. Yenibosna, Sefaköy. İncirli, Osmaniye ve Ataköy'e su verilemeyeceği bıldirildı. Lisans tamamlama kayıtları • İstanbul Haber Servisi - Temel eğitim öğTetmenlerimn 4 yıllık fakülte mezunu olmalanm sağlamak amacıyla Anadolu Üniversitesi Açıkögretım Fakültesi'nce açılan Lisans Tamamlama Programı'na kesin kayıt yaptırma süresi 15 gün uzatıldı. Buna göre, daha önce programa önkaydını yaptıran öğretmenlerin kesin kayıtlannı yaptırmalan için 3-17 eylül tarihleri arasında AÖF Lisans Tamamlama Programı'na başvurmalan gerekiyor. Astsubayın intiharı • İstanbul Haber Servisi - Tuzla'da. bunalım geçıren emekli Astsubay Başçavuş Hüseyin Tepeli beylik taoancasıyla ıntihar etti. Caflii Mahallesi Ova Sokak Serdaroğlu Apartmanı'nın 19 numaralı dairesinde yalnız yaşayan Tepeli"nin cesedi, dün eve gelen eşi tarafından bulundu. Prof. İmren toprağa veriMî • İstanbul Haber Servisi - Geçirdiği rahatsızlık sonucu önceki gün ölen tstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ali Hayati tmren, Söğütlüçeşme Camısi"nde kılınan öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Imren'in cenaze törenine ailesi, yakınlan, öğretim üyeleri ve vatandaşlarkatıldı. Posteurop toplandı • İstanbul Haber Servisi - Avrupa Kamu Posta Işletmecileri Birliği'nin (Posteurop) 'Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine yardım' konulu toplantısı istanbul'da başladı. 17 Avrupa ülkesinden temsilcilerin katıldığı toplantıya Türkiye adına katılan Posta Işletmesi Genel Müdürlüğü Uluslararası Ilişkiler Daire Başkanı Necdet Akkuş, Posteurop"un alt grup toplantısı olan dünkü toplantıda Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri posta işletmelerine yönelik yardım kararlannın alınacağını bildirdi. Dokunulmazlığm kaldırılması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Milletvekili dokunulmazlığının başbakan \ e bakanlan da kapsayacak şekilde daraltılmasını öngören anayasa değişikliği önerisi imzaya açıldı. ANAP Grup Başkanvekili Ülkü Güney, imzaya açılan önerinin yeni yasama yılında öncelikle gerçekleştiri lmesinde kararlı olduklannı söyledi. Anayasanın 175. maddesıne göre öneri üye tam sayısının üçte birine denk düşen 184 milletvekilinin imzalaması durumunda gündeme gelebilecek. Öneriye DSP grubu da yeşil ışık yaktı. Araştırmacı-yazar Faruk Güçlü, 1980'den sonra yüzde 500 artan polis intiharlannı anlattı 'Polis iııtilıarlan gizleniyor' 25 bin ölüm Güçlü'ye göre savcılık kayıtlanna işlenmeyen intiharlann yüzde 80'i silahla gerçekleştiriliyor. Son 17yılda80 bin genel intihar girişiminin 25 bini ölümle sonuçlandı. Polis akademileri ırkçı, şeriatçı öğretim görevlileriyle dolduruluyor. HAZAL ATEŞ ÇAKIR ANKARA - Araştırmacı Yazar Faruk Güçlü, 12 Eylül 1980 darbe- sinin ardından polis intiharlannda yüzde 500'e varan artış olduğunu belirtirken, bugüne kadarbunlardan sadece 142'sinin belgelendiğini söyledi. Araştırmacı Yazar Güçlü, polis intiharlan konusundaki çalışmala- nnın sonuçlannı Cumhuriyet'e de- ğerlendirdi. Güçlü, 1980 öncesi po- lis intiharlannın yok denecek kadar az olduğunu belirtirken. "Bu tarihi, intiharlann miladı olarakkabul edi- yorum. Bu dönemde polislerüniz ruhsal bunahma düştü" dedi. Son 17 yılda 80 bin genel intihar girişi- minin bulunduğunu belirten Güçlü, bunlardan 25 bininin ölümle sonuç- landığını kaydetti. Savaşta bile bu kadar insanın yaşamını yitirmedi- ğini kaydeden Güçlü. "80 öncesi var olan terör her gün onlarca can alır- ken, bu tarihten sonra tablo değiş- miş, insan, terörü öze vönelterek kendi canına laymaya başlamıştır" diye konuştu. Güçlü, şöyle devam etti: "Polis, toplumun her kesimi ile muhatap ohıyor, yaşanan bütün st- kıntılardan payını alıyor. Stres ve depresvona en çok maruz kalan mesleklerden biri. Ancak. 17 yıllık süreçte sadece bin polis ya da emek- Usinin intihar guişüninde bulundu- ğu ve 142'sinin ölümk sonuçlandığı saptandL Bu da intiharlann kavıtla- ra gecilmedigini gösteriyor. Poliste intiharlar bir zamanlaro kadar yay- gın hale geldi ki, Özal dönemindc Emniyet Genel Müdürü olan Saffet Ankan Bedük. bir genelge yayımla- yarak polis amirlerinden astianna daha iyi davTanmalannı istemiştir.7 " Güçlü, son zamanlarda kamu- oyunda sıkça tartışılan polis ve şid- det olaylan konusunda şöyle konuş- tu: "Düny-anınhiçbirülkesindeilkve ortaokul mezunu güvenükgörevüsi- nin bilim adanu. profesörü sorgula- masuıa izin vermezier. Ne yazık ki ül- kemizde tek polis yüksekokulu olan Ptılis Akademisi son yülarda ırkçıya da şeriatçı öğretim görevülerryle dol- durularak bu okullar poKtize edil- miştir. Ülkemizde polislik mesleği hiç de hak etmedigi halde işsizlcrin terdh ettiği bir meslek okhı. Böyie olunca işe ve üniversiteye giremeyen polis, elinde copla eğitim sistemine olan kinini ünhersite öğrendsinden çıkartmaya başladı. Salt askerliğini komando olarakyapanlan değiL hu- kuk, felsefe gibi bölümlerde okuyan üniversite mezunlannı da polisliğe almahyız. Polisliğe girişte psikiv atri uzmanlanndan oluşan bir sağhk he- veti ile ruh sağlığı raporu ahnmah." Polis intiharlannın savcılık kayıt- lanna geçmediğini belirten Güçlü, "Bu konuda arasOrmayapmakçok güç. Örneğin 1986 ydında bir polis İşkenceden bıktım' notunu bıraka- rak intiharediyor. Kız kardeşi amir- leri hakkında suç duyurusunda bu- lunuyor. Ancak ağabeyinin dosyası bulunamryor'" diye konuştu. Meteoroloji isleri cenel Müdürlüğü Imamlarm yerîne ülkücü kadrolaşma OLCAYAYDtLEK A\KARA-REFAHYOL hükü- meti döneminde, Devlet Meteoro- loji Işleri Genel Müdürlüğü'nün (DMİGM) bılimsel çalışmalannı zaafa uğratan "imam'' kadrolann yerinı "ülkücüler" aldı. DMlGM'nin sapma payı yük- sek olan tahminlerinde, siyası ter- cihle yerleştirilen kadrolar kadar yenilenmeyen eski teknolojisı ve teknik eleman yetersizliğınin de rol oynadığına dıkkat çekıldı. Me- teoroloji Mühendislen Odası Baş- kanı İsmail Küçük. siyasi atama- lar ve teknolojik altyapı eksikJiği nedeniyle "kangren" olan DMlGM'nin. meteorolojık karak- terli doğal afetler konusunda "er- ken uyan" yapmasmın olanaksız olduğunu belirterek şunlan söyle- di : "Aşınyağıştan oluşan seller. ku- raklık. kâr çığlan ve hava kirlili- ğiyte ilgili olarak erken uyan yap- mak zomnda olan Devlet Meteoro- loji İşleri Genel Müdürlüğü, bu iş- levlerinin hjçbirini > erine getiremi- yor. 19%yılmda Palandöken'deçığ alnnda kalarak ölen 6 çocuğun ölü- münden Turizm Bakanlıgı. bölge- deki işletme sahipleri ve Devlet Me- teoroloji İşleri Genel Müdürlüğü sorumludur." Küçük, can ve mal kayıplanna yol açan meteorolojik kaynaklı fe- laketlerde, "a-maca yönelik bölge- sel tahminlerin" yapılamayışının etkıli olduğunu belirtti. Türkiye'nın. kesin meteorolojik değerlere ulaşılmasını sağlayacak "ulusal tahmin modelTnin bulun- madığını vurgulayan Küçük. tah-' mınlenn bu yüzden gerçeklerden uzak olduğuna ışaret etti. Yapılan tahminlerin yüzde 85'inin tutruğu- nu öne süren DMlGM'yi yalanla- yan Küçük. "Ama bu tahminler söyledikleri oranda degildir. Çün- kü bölgesel tahminlerde verdikleri olay gereekleşiyorsayapılan tahmi- ni doğru kabul ediyor. Oysa yapı- lan tahminin doğru olması için nokta nokta, yaniil il bu değerierin kontroledilip doğnıluk payının de- netlenmesi gerekir'' diye konuştu. Alet standardı \e alet kalibras- yonlan olmayan kurumun doğru tahminler yapamadığına dıkkat çe- ken Küçük, 1500 olan DMlGM'nin istasyon sayısının 500'e gerilediğinı ve bu sayının süreklı azaldığını belirtti. Kurum- da yıllardır meteoroloji mühendis- lerinın dışlandığını savunan Kü- çük, 1980'liyıllardabaşlayan siya- si kadrolaşmanın her geçen gün ağırlaşarak arttığını kaydetti. REFAHYOL hükümeti döne- minde kurumun "imam ve altraba odaklı" kadrolaşmaya sahne oldu- ğunu vurgulayan Küçük. 55. hükü- metçe tasfiye edilen kilit noktalar- daki imamlann yerine "ülkücüle- rin" getirildiğini belırterek şunla- n kaydetti: "ANASOL-D farklı bir kadro- laşmaya girti. Kurumun dışından gelen bir genel müdür nasıl oluyor da 1 aylık kısa bir süre içinde kim- lerle çalışabileceğini belirieyip yö- netim kadrosunu tümüyle değişti- riyor? Değişen kadrolann yerine göreve getirilenlerin bu işin ehliyet- lisi olmadığını görmekteviz. RE- FAHYOL dönemindeki kadrolaş- mada imamlıköne çıkanhrken, bu atamalarda MHP'li olmanın biret- kisi olmuş mudur? Eğer siyasi ol- masavdı atamalarda Uyakatöneçt- kardL" Kurumun çalışan sayısının yüz- de 2.73 gıbi düşük bir yüzdesınin meteoroloji mühendisi olduğuna dikkat çeken Küçük. "Kurumun 20 bölge müdürtüğünün vaklaşık 18'indc meteoroloji mühendisi voktur" dedi. r flTüRHCü HAYDİ TİME DERGİSİNİN 2O. IOO KİSISİNÎ SECMEK İCİN KAMPANYAYA SEN DE kDRES ve OENİ8 Bayrampaşa'daki binasını Atatürk posterieriyle donatan Fenerbahçeli amigo 'Paşalı Bi- roP. Time dergisinin düzenlediği kampany a\a herkesin katılmasıru istedi. Atatürkaçıkfarklabirind Haber Merkezi - Time dergisinin "20. yüzythn 100 önemli ismi" kampanyasında bırinciliğini açık farkla koruyan Mustafa Kemal Atatürk, sadece "Atatürk" adıyla verilen oylarla da altıncı sıraya yükseldi. Fenerbahçe'nın de amıgosu olarak tanı- nan "Paşah BiroP, Bayrampaşa'daki üç katlı bi- nasını Atatürk posterieriyle donattı. Time dergi- sinin düzenlediği yüzyılın en tanınmış kışısı kam- panyasına herkesin katılmasını isteyen Paşalı Bi- rol. bu amacına ulaşmak için üzerinde Time der- gisinin adresi bulunan tişörtler ve kart yaptırdı. Pa- şalı Birol. "Atatürkbenim içinöbnedLO'nuniçin her şeyi yapanm. 198l'den beri maçlarda bu amaç- la pankaıHar \apünyorum" diye konuştu. Time dergısi tarafından açılan kampanyaya "Mustafa Kemal Atatürk" adıyla verilen oylann sayısı 99 bin 630'a. oy oranı da yüzde 24.74'e çıktı. "Atatürk" adıyla verilen oylar ise 13 bin 537'ye yükselirken Atatürk'ün altıncı sıradakı oy oranı da yüzde 3.36. Oylamada toplam olarak Ata- türk'e verilen oylar 113 bin 167'ye çıkarken her iki sıradaki oylann toplam yüzdesi ise 28. l'ü bul- du. Önceki gün Mustafa Kemal Atatürk'e 8 bin 309 oy verilirken Ronald Reagan4 bin 354 oy al- dı. Üçüncü sırayı koruyan VVinston Churchill'e pazartesi günü verilen oy sayısı da 73 oldu. "20. Yüzyüın 100 Önemli İsmi" kampanyasın- da ilk sekız isim ve aldıklan oylar şöyle: Musta- fa Kemal Atatürk99.630, Ronald Reagan 36.032, VVinston Churchill 26.646, Franklin Roosevelt 19.210. Adolf Hitler 17.683, Atatürk 13.537 Ste- ve VVozniak 11.864 ve Dave Whitmer 11.461 Genel Sekreter Mumcu: Çiller, sütten çıkmış ak kaşıksa neden yargınm önünü kesti? ANAP'tan Çîller'e hodri meydan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ÂNAP, "İktidar ellerin- de, hesap sor- sunlar" diyen DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ter'e "hodri meydan" dedi. ANAP Genel Sekreteri Erkan Mumcu. "Eğer Çiller samimi ise kendisine 1 Ekim'i ran- devu olarak veriyoruz. Rüşvet, suiistimal, yol- suzluk ve irtikap gibi suçlan dokunulmazlık kapsamından çıkaran yasaya DYP evetoyu ver- sm"'dedi. Erkan Mumcu, dün ANAP Genel Merke- zi'nde düzenlediği ba- sın toplantısında, siya- sette halkın güvenini ye- niden kazanmak için yolsuzluk iddialannı si- yasi tartışmalann konu- su olmaktan çıkarmak gerektiğini söyledi. Bunun için milletve- kili dokunulmazlığım sınırlandırarak tüm id- dialan yargı önüne çı- karmak gerektiğini kay- deden Mumcu, bu yön- deki yasa önerilerinin Meclis'te grubu bulu- nan partilerce destek- lenmediğini dile getirdi. DYP lideri Tansu Çiller'in, kendisine yönelik yolsuzluk id- dialannı son günlerde sonuç ver- meyecek bir tartışma platformu- na çekme çabasına girdiğini be- lirten Erkan Mumcu. sözlerini şöyle sürdürdü: "Çiller, sütten çıkmış ak kaşık olduğuna inanıyor klKse, neden Meclis'teki soruşturma komis- yonlannda parmak üstünlüğü- ne başvurarak yargının önünü kesti? Eğer Çiller samimiyse kendi- sine 1 Ekim'i randevu olarak ve- riyoruz. Rüşvet, suiistimal. yol- suzluk ve irtikap gibi millerveki- li seçümeyi önleyen suçlan doku- nulmazlık kapsamı dışma çıka- ran yasaya D\T evet oyu versin." Yardım paralannın Çeçenis- tan'a ulaştınlmadığı yönündeki iddialann da aydınlığa kavuştu- rulması gerektiğini dile getiren Mumcu. RP'den, herkesin yargı önünde eşitliğini sağlayacak dü- zenlemelere destek vermesini is- tedi. Mumcu şunlan kaydetti: "Biziın amacımız, temiz siva- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Abdullah Cül hakkında dava açacak Savaş'm suç duyurusuna jet inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı, Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcısı \%ral Saraş'ın, RP Genel Ba$kan Yardımcı- sı AbduDah Gül hakkında yaptığı suç duyurusunajet inceleme başlattı. Vu- ral Savaş'ın, Gül'ün Kanal 7 televiz- yonunda yayımlanan konuşmasıyla il- gili olarak ayn bir suç duyurasunda bulunacağı. aynca tazminat davalan açacağı belirtildi. Başsavcı Savaş, önceki gün hazff- layarak avukatı aracılığı ile Ankara BaşsavcılığVna gönderdiği suç duyu- rusunda. Gül 'ün, 29 Ağustos 1997 ta- rihindeNTV'de yayımlanan demecin- de, hem Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cıhğı hem de Türk Silahlı Kuvvetle- ri'ne hakaret ettiğini belirterek doku- nulmazlığının kaldınlmasını istedi. Suç duyurusunda şöyle denildi: "Refah Partisi Genel Başkan Yar- dımcısı ve Kayseri Miüervekâi Abdni- lah GöL 29 Ağustos 1997 tarihinde NT\"de Özel Haber olarak yaynnla- nan demecinde. partikrin kapaülma- sıdavasına ilişkin olarak 'Savcınm id- dianamesi kendısınin hazırladığı id- dianame değil. O iddianame, maale- sef askeri çevrelerin hazırlayıp verdi- ği ve savcuun mahkemeye gönderdi- ği iddianamedir' demiştir. TCY'nin 159. maddesinde müeyyideye bağlan- nuş 'devletin askeri kuvvetlerini ve adliyenin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif, aynca 'görevli Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na göre- vinden dolayı hakaret' suçjannı oluş- turan bu eyîemi dolayisyla adı geçen mtletvekilinindokunuimazhğının kal- dtrdması İÇİB gerekB iştemJerin yapd- maamricaederim." Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı yetkilileri, suç duyurusuna konu olan görüntü ve ses bantlann NTV'den is- tediklerini belirterek gerekli belgeler geldikten sonra Gül'ün dokunulmaz- lığının kaldıniması için fezleke hazır- layıp TBMM Başkanlığı'na göndere- ceklerini belirttiler. Başsavcılık yetkilileri. RP Grup Başkanvekili SaBhKapusuz hakkında da yine Başsavcı Vural Savaş'a basnı yolu ile hakaret etriği gerekçesiyle, dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırladıklannı söyledüer. Yetkililer, Kapusuz'la ilgili fezleke- nin gelecek günlerde Adalet Bakanlı- ğı kanahyla TBMM Başkanlığı'na gönderileceğini bildirdiler. seri egemen küma iddiamız. ne Çiller'in ne de başka siyasetçi ya da siyasi partinin kişisel hesapla- nna dönükbir gavTetdeğfldir. Bi- zim amacımız, Türkiye'de siyaset kurumunu. paıiamentoyu yeni- den hak ettigi itibara kavuştur- maktır. Bunun için sadece. millerveki- li dokunulmazlığının sınırlandı- nlmasını değil, siyasi partilerin ve miBetveld- li adaylannın seçim büt- çelerinin belli hukuksal formlar içinde kamuya açık ve denetlenebilir hale getirflmesini de isti- yoruz. Bn amaçla verdi- ğimiz yasa önerisi de Meclis'e sunulmuş ve uyum yasalan komisyo- nuna sevkedilmiştir. Ye- ni yasama döneminde, bu konulan öncelikli olarak Mecüs'in günde- mine getirmekte karar- ANAP Genel Sekre- teri Mumcu, bürokrat atamalanna ilişkin bir soruya karşılık "Huku- ka aykın bir durum var- sa, herhangi bir yolsuz- luk iddiası varsa bu iddi- alar da yargı önünde so- ruşrurulabilsin" dedi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ••• Barışa, demokrasiye ve özgürlüğe karşı koyulur mu? Elbette koyulmaz! Banş Treni Türkiye'ye gelmeyince 'barış otobüs- leri' Güneydoğu'nun yolunu tuttu ama Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde durduruldu; bu arada Diyarbakır'da çok sayıda kişi gözaltına alındı... Banş Treni'nin arkasında kim var? Elbetteki PKK ve dolayısıyla Abdullah Öcalan!.. Acaba Apo, 1 Eylül Dünya Banş Günü'nde niçin Diyarbakır'ı seçtı? Bunun da yanıtı hazır: Kürtçü hareketin başkenti gördüğü için... Tüm bunlara karşın adı 'banş' olan bir eylemin baskıcı yöntemlerie engellenmesine karşıyız. Hele hele kimi yetkililerin "OHAL kalkacak, bunlar Diyar- bakır'a kışkırtıcılığa geliyoriar" demelerine gülüp geçiyoruz... Banş eyleminın PKK güdümünde olduğu elbet bir gerçektir. Ancak, bu gerçek ilkel yöntemlerie kamuoyuna anlatılmaz... Avrupalı, Türkiye gerçeğini ne zaman oğrendi ki? Avrupalı, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu la- ik demokratık Cumhuriyet'in üzerindeki kara bulut- lan ne zaman görebildi ki? Bugün Türkiye'de şeriatçı kuşatmayı gören aydın, yazar, politikacı sayısı kaçtır? Güneydoğu'da PKK'ye karşı Hizbullah'ı örgütle- yenlerin, kan gölünden çıkar sağlayanlann kimlerle nasıl ilişkiye girdiklerini tartışmalıyız; PKK desteğin- deki 'banş otobüsleri'n\ değil... Güneydoğu'yu kuşatan silahlı gücün PKK, Hiz- bullah, korucu, şeyh, şıh çıkarlan üzerinde niçin dur- muyoruz?.. Güneydoğu sorununun, PKK'nin 'banş otobüsü' şovlarıyla çözümlenemeyeceğıni bizim aydınları- mız, yazarianmız, politikacılanmız bilmiyoriar mı? • Biliyorlar!.. Bu kişiler daha düne dek 'şeriatçı tosuncuklan' koruyup kolluyortardı; ne zaman ki 'irtica boy gös- terdi' kimilerinin ayaklan yere bastı... Türkiye, Güneydoğu ya da Kürt sorununu 'dış destekli' ve PKK amblemli şovlarla değil, kendi öz- gur iradesi ve iç dinamikleriyle çözecektir. ••• Kürtçülüğün Türkçülük kadar tehlike yarattığına, bu coğrafyada yaşayan insanlanmızın 'savaş' değil 'barış' yanlısı olduklanna sık sık değindik... Ne yazık ki 'Kürtçülük' son yıllarda 'solculuk' gi- bi görülmeye başlandı. Ucuz solculuk Kürtçülüğe ödün verdi. Fatura Güneydoğu'da yaşayan insanlanmıza çık- tı... Diyetini de kan ve gözyaşlanyla onlar ödüyor... Bizim 'tatlı su solculan' emek-sermaye çelişkisi- ni bir kenara bırakıp Sevr özlemcileriyle birîikte Şe- riatçı-Kürtçü ittifakı içinde yer almadılar mı? Turgut Ozal'dan Tansu Çiller'e dek uzayan si- yasal çizgide 'devlet içinde örgütlü çeteler' aynı yıl- larda ortalığı kasıp kavurmadılar mı? Banşı ağızlanndan düşürmeyenler niye bir kez ol- sun şu soruyu sormadılar ve yanıt aramadılar: •' "Güneydoğu'da DYP, ANAP, RP, MHP, BBPör- gütlenirken CHP, DSP, İP, ÖDP nıye argütleneme--'. di?" Abdullah Öcalan'ın Güneydoğu'da Kürt aydınla- nna karşı yaptığı baskıyı bilmeyen var mı? 1991 se- çimlerinde SHP'den aday olan Kürt kökenli aydın- lann Mardin, Diyarbakırvb. yerterden birgeceyan- sı apar topar kaçtıklannı duymayan var mı? • • • Banşa karşı çıkılmaz... Acaba Apo, gerçekten barış yanlısı mıdır? Güneydoğu sorununun satt sosyal-ekonomik so- runlann çözümlenmesiyle değil. Kürt kimliğinin de tanınmasıyla gerçekleşeceğine inananlardanız... Işte bu noktada Apo ne düşünüyor? Avrupa'dan haraç alarak topladığı milyarlarca markın elden grt- mesini istiyor mu? Apo, Güneydoğu'da yaşayan Kürt kökenli yurttaşlanmızın sorunlannın çozümlen- mesinden yana mı? Apo, Avrupalı aydınlan, sendikacılan, yazarian, politikacılan çok güzel kullanıyor, bizim 'aymazlan' da onlaria birlikte otobüslere doldurup Diyarbakır'a gönderiyor... Ya Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkilileri ne yapıyor? Diyarbakır'da çok sayıda kişiyi gözaltına alıp ge- Ienleri 'kışkırtıcı' olarak görüyor... OHAL Vali Yardımcısı sanki üzerine vazifeymiş gi- bi bakın ne diyor: "Avrupalılar gelsinler, buraya fabrika kursunlar, işsizlik sona ersin..." Bırakalım böyle çağdışı yöntemleri... Şu Güneydoğu'da ve Türkiye'de sermaye-emek çelişkisine bakalım. Büyük sanayi kuruluşlannın üretimle değil, repoy- la kâr ettikleri gerçeğinin altını çizelim; bizdeki in- san sömürüsünün KaraAfrikaülkelerinde bile olma- dığını saptayalım; açlığı, faili meçhul cinayetleri, ero- in ticaretini görelim... Eğer fırsat bulursak bir de yakın tarihimizi okuyalım! Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Çiller'den Yılmaza yanıt 'Meclis'te benim değil, onunla ilgili dosya var' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP'ın Yüce Divan tehdidine ya- nıt veren DYP Genel Baş- kanı Tansu ÇiDer. Başba- kan Mesut Yılmaz'ı eleş- tirerek "Benim dosyam yok ki kendisinin var. Do- layısıyla getirsinler kaldı- rahm" dedi. Çiller'in. par- tisinin başkanlık divanı- mn içinde ise "Dokunul- mazlıklann kaldırılması konusunda kapsam bizi rahatsızediyor. Yargdama nasıl olacak? Süper savcı- lar yargıyı zedeler" görü- şünü dile getirdiği öğre- nildi. DYP Başkanlık Divanı dün toplandı. Toplantının çıkışında gazetecilerin so- rulannı yanıtlayan Çiller, dokunulmazlıklann kaldı- nlmasını kendilennin de istediğinı öne sürdü. Çil- ler. gazetecilerin Başba- kan Mesut Yılmaz'ın, ya- sama yıhnın başlamasıyla birlikte dokunulmazlık fezlekeleri için ışlem ya- pılacağı yönündeki açık- İamalannı anımsatması üzerine, "Yılmaz yargrya hesap wrsin" diye konuş- tu. Gazetecilerin. "Yılmaz sizin dokunulmazhğmız için söyledj" sözleri üzeri- ne Çiller, "Biz dokunul- mazlıklann kakhnlması- nı çok rstedik. MecBs'te ço- ğunluklanvarkenbundan yana olmadılar. Benim TBMM'de dosyam yok ki onun var. Getirsin hemen kendisinin dokunulmazlı- ğım kaldıralım. Biz zaten bu dokunulmazlıklann kakhnlmasmı çoktan iste- dik Fakat neden şimdiye kadar bırakûlar, o da bel- li değü" diye konuştu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle