Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Sirketlerden
• Teleses, Türkiye'nin
enbüyük
telekomünikasyon
mağazasını Ankara'da
açtı. 650 metrekare alan
ûzerine kurulan ve 50
kişinin hizmet verdiği
mağaza. 580 dağıtım
kanalının merkez üssü
konutnunda oldu.
• Spectrum, 6-26 eylül
günleri arasında sûrecek
olan "Okula Dönüş
KampanyasT
kapsamında üriinlerini
tüm mağazalannda çok
özel fiyatlarla satışa
sunuyor.
• Rotring, eylül ayından
itibaren eğitim, büro ve
özel yazılar için kaynak
oluşturan Xonox Büro
Kalemleri televizyon
reklamlannda
gösterilecek. Ürünün.
fîrmanın Türkiye'deki
pazannı daha da
genişletmesi amaçlanıyor.
• Beymen Casa Club,
"firsat köşeleri"nde tüm
ürünlerine yüzde 50
indirim uyguluyor. Yerli
ve yabancı bin 500 adetlik
ürün yelpazesinin hedef
kitlesini, doğal
ortamlarda, dinamik
yaşam tarzını
benimseyenler
oluşturuyor.
• Çarşı Mağazalan, bu
yıl daha da
zenginleştirdığı ürün
yelpazesini, öğrencilerin
tüm ihtiyaçlannı
karşılamaya yönelik
olarak hazırladığı "okul
reyonlan"nda sergiliyor.
• Scrikss'in Türkiye
dîstribftÖr&oldugtf '
Inoxcrom marka
kalemlerin yeni ürünü
Sydney, Eşantiyon' 97
fiiannda Scrikss standında
sergilendi.
• Adidas, Le Cog
Sportif, Arena ve
Slazenger gibi markalann
Türkiye temsilcisi Esem
Spor ISO 500 büyük
sanayi kuruluşu
sıralamasında 172'nci
sırayı aldı.
Sayaç pazannm yüzde 80'ini elinde tutan MKE ve Esem indirimli tarifeye tepkili
VBlyarLar boşa gidecekNURTENYALÇES
Bakanlığın ucuz elektrik uygulaması.
aralannda Sanayı ve Ticaret Bakanhğı'na
bağlı Makine Kimya Endüstrisi'nin (MKE)
de bulunduğu sayaç üreticilerini zor durum-
da bıraktı. Elektriğin en çok harcandığı za-
man diliminde yüksek fiyat tarifesinin uy-
ku saatinde ise indirimli tarifenin uygula-
nacak olması "tüketicinin aldatüması" ola-
rak nitelendirilirken, sayaç üreten fırmalar
da yatınm ve üretim planlannı mevcut sis-
teme göre yaptıklannı ve yeni uygulamanın
bütiin projelerini değiştirdığüıi belirtiyorlar.
Firmalar, karann gerekli altyapı çalışmala-
n tamamlanmadan ve sayaç üretıcilerinin
mevcut durumları göz önünde bulundurul-
madan açıklanmasına tepki gösteriyorlar.
Eneıji ve Tabi Kaynaklar BakanJığı tara-
findan açıklanan ve tüketicilerin zaman
ayarlı sayaçlan satın almalan koşuluyla ha-
yata geçecek olan "saat 22.00'den sonra
etektrikte yüzde 50 indirim" uygulaması,
yine devletin bır kuruluşu olan MKE tara-
findan tepkiyle karşılandı. MKE'ye baglı
olarak elektrik sayacı üreten ELSA Sayaç
Fabrikası Müdürü Vlahmut Kurtoğlu yeni
kararla ilgili çalışmalann başladığı andan
Uygulamapilot bölgelerde başlryor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlıgı'nca
hazırianan tasanyla. konudarda 06.00-
17.00 saatleri arasında normal, 17.00-
22.00 saatleri arasında pahah, 22.00-
06.00 saatleri arasında yüzde
50 indirimli tarife uygulanması
öngörülüyor. 17.00 ile 22.00
arasuıdaki saatlerde elektrik
kullanımında artış olduğunu belirten
yetküiler, uygulamanın
yayguüaştmlmasıyla bin ile 2 bin
megavvat arasında tasarruf sağlanmasmın
amaçlandığını kaydettiler.
Uygulamadan yararlaratıak isteyen
tüketicilerin "zaman ayarlı sayaç"
almalan gerektiğini vurgulayan yeüdliler,
sayaclara ilişkin şartnameıun henüz
hazırlanmadığmı belirmler. Zaman ayarlı
sayaç alımı için TEDAŞ'm ihale
ayayyg'ni kaydeden yetküiler. sayaçlarm
tarife uygulamasmdan yararlanmak
isteyen abonelere faturalara eklenerek
taksitle satılacağnn biJdırdiler.
Türkiye"de toplam 19 milyon abone
bulunduğunu kaydeden yetküiler,
"Lygulamayı hızla yaygınlaştırmak
istivoruz. Ancak. bunu bir anda
başlarmak da münıkün «örünmüyor.
Pilot uygulamaya 1998'de geçmeyi
amaçhyoruz. Püot uygulamayı önceikle
birkaç böigede başlatacağız, uygulamanın
bütün ülkeye yaygınlaştınlması ise birkaç
yıl sürebifir"' dediler.
itibaren bakanlık ve TEDAŞ >etkilılerine
gerekli uyanlan yaptıklannı belirterek u
Ar-
üketektrikte net birpoütika befirtemenin za-
manı geldi de geçiyor" dedi. Kurtoğlu hü-
kümetler tarafindan alınan farklı kararlar
nedeniyle, üretım stratejilerinı süreklı de-
ğiştirmek zorunda kaldıklanm, bunun da
önemli bir maliyet getirdiğini ifade etti. 4
yıl önce, dönemin hükümeti tarafından
elektrikte ön ödemeli sisteme geçileceği-
nin açıklandığım belirten Kurtoğlu "Biz 4
yıldır, bu karann hayata geçmesini bekliyo-
nız. 'Ön ödemeli' adryla duyurulan sLstem
için şu ana kadar pek çok proje denemesi.
araşünna. müyarlarca liraîık harcama ya-
pıkü. Bu karann açıklanmasıyla 4 yıldır ya-
püan çahşmalarve harcanan emek boşa git-
ti" dedi. Kurtoğlu, karardan vazgeçileceği-
ni umduklannı, aksı durumda diğer sayaç
üreticüeriyle birlikte hareket ederek gerek-
li uyanlan tekrarlayacaklannı söyledi.
Cankurtaran Holding'e bağlı olarak "E-
sem" markasıyla üretim yapan Esem Sa-
yaç'ın Genel Müdürü NailOlpak ise söz ko-
nusu karann kendileri gibi sayaç üreten fir-
malar için "sen arük bu işi yapma" anlamı-
nageldiğıni söyleyerek u
BLz biryıkürşu an-
da kullanılan sayaçlar için yeni teknoloji ya-
ünmı yapıyoruz. Şimdi devlet, senin malın
ise yaramıyor, diyor. Bunu kabul etmek
mümkün değU" dedi. Olpak. zaman ayarlı
sayaç üretimi için yeni bir hazırlık dönemi-
nin gerekli olduğunu belirterek "Şu anda
biz bu ürünü üretemiyoruz. Demek ki dışa-
ndan getirilmesi gerekiyor. Bu da akla baş-
ka sonılan getiriyor. Ortahkta yine bir do-
lu ithalatçı firma dolaşacak. tüketkileri
şimdiden uyarryoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, İstanbul Sanayi Odası'nda sanayicilere moral destek verdi
4
Yüksek enflasyon şevkinizi kırmasın'Ekonomi Servia - Cum-
hurbaşkanı Süleyman De-
mirel, Türkiye'nin 1997 yı-
lına büyük bir sanayi ham-
lesi ve şevki ile girdiğini be-
lirterek "Bu şevk devam et-
mefidir'' dedi. Cumhurbaş-
kanı Demirel, İstanbul Sa-
nayi Odası'nın (İSO) kuru-
luşunun 45. yüdönümü ne-
deniyle düzenlenen ödül tö-
renınde yaptığı konuşmada,
zenginliğin sanayileşmeden
geçtiğini belirterek, dört se-
ne ıçınde 6 hükümetın ku-
rulduğunu hatırlatn ve "Bu-
na ve yüzde80-100 enflasyo-
na rağmen, Türkiye yapı-
lanmayadevamediyor. Tür-
kiye'de sanavUeşme hareke-
ti siyasi istikrarsızuğL, çal-
kanblan aşnnşür" dedi.
Türkiye'nin sanayileşme-
nin henüz başında olduğunu
ve daha çok sanayi leşmeye
ihtiyacı olduğunu vurgula-
yan Demirel, sanayieilerden
2000 yılında ihracatı 40-45
milyardolara, ticarethacmi-
ni ise 100 milyar dolara çı-
karmalannı istedi. Sanayi-
cinin en büyük sorunu olan
enerji ve ulaşım darboğazla-
nnın da aşıünası için çalış-
malar yürütüldüğünü belir-
ten Demirel, ulaşım darbo-
ğazımn aşılması için bir top-
lantı yapacağınm müjdesi-
ni verdi. Aynca sanayiciyi
elektriksiz bırakmamak için
ne gerekiyorsa yapacaklan-
nı belirterek "Hangi kay-
naktan bulursak bulahm,
elektrik bubnaya devam
edeceğiz. Nerede bulursak
alıifagi7. Lüdt gaz alacağız.
Sanayiciyi elektriksiz bırak-
mayacağız'' diyen Demirel,
konuşmasmda sanayicilerin
"vüreğine su serpmeye" ça-
lıştı.
Dünyada 250 milyar do-
lar paranın dolaştığıiu, Tür-
kiye'nin aldığı payın ise sa-
dece 500 milyon dolar oldu-
ğunu ifade eden Demirel,
yabancı sermayenin getiril-
mesini de isteyerek işadam-
lanna, "Bensizdendahaçok
yatınm isnyorum" diye ses-
lendi. Türk sanayiinin daha
sağlıklı yoluna devam ede-
bilmesi ve "çıtayı yükselte-
bilmesi" için özelleştirme-
nın şart olduğunu vurgula-
yan Demirei, devletin ban-
kacılıktan veticarettenelini
çekmesı gerektiğini anlattı.
Törende konuşan İSO
Meclis Başkanı ÖmerDinç-
kök, "Moralimizyerindedir.
Başanlanmızortadadır. He-
def çrtarruz yüksektir. Türk
halkıdahaiyisine ulaşacak-
ür" dedi.
İSO Yönetim Kurulu
Başkanı Hüsamettin Kavi
ise "Bugünün taşh yoUann-
da, dünyanın acımasızreka-
betortamında bizvolumuza
Demirel İSO'nun 45. kuruluş yüdönümü törenine kaOlarak sanayicilere ödül verdL(Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
de\am ediyoruz. LTkemizi
21. yüzyıla taşunayahazuTz"
diyerek, kendılerinin göreve
hazır olduklannı ifade etti.
Adil ve uygulanabilir bir
vergi sistemi ihtiyacına işa-
ret eden Kavi, aynca vergi
konusuna cesaretle eğilin-
mesini de istedi.
İSO'nun 45'inci kuruluş
yıldönümü çerçevesinde
19% yılında ihracatta üstün
başan ödülü alarak şirketler
arasında birinciliği 270 mil-
yon 205 bin dolarla Çola-
koğlu Metalurji aldı. Tofaş
Türk Otomobil 245 milyon
240 bin dolarlık ihracatla
ikinci olurken Mercedes
Benz Türk ise 194 milyon
795 bin dolarlık ihracatla
üçüncü sırada yer aldı.
Vergide altın plaket alanlar
Firma Adı
ÇİFTÇİNİN DOSTU
SADULLAH USUMÎ
Deniz Gökçe'ye Toptan Yanıt!
Gazeteci, üniversite hocası, banka yö-
netim kurulu üyesi ve seçkin işadamla-
nnın derneği olan TÜSlAD'ın danışmanı
Sayın Deniz Gökçe için geçen yazımda
"Holding şakşakçısı" demiştim. Ancak
ikinci yazısını okuduktan sonra holding-
lere verdiği hizmetlerin karşısında "şak-
şakçı" demenin yeterii olamayacağı ka-
nısına vardım. Zira Deniz Gökçe, aldığı-
nın karşılığını fazlası ile verebilen bir ki-
şiliğe sahip... Tam bir fedai... 17 yıldan
beri görülmemiş bir sömürü çarkının diş-
lileri arasında ezilen üreticileri korumaya
çalışan herkese, kimliği ve kişıliği neolur-
sa olsun saldırıyor... Hakaretler yağdın-
yor!..
Yüz binlerce üreticinin temsilcisi Ay-
valık, Burtıaniye, Edremit ticaret ve zira-
at odalarının yöneticileri ile gazeteci Şa-
hin Alpay, üreticı Sezai Madra da bu
saldınlardan
nasibini aldı.
Banasaldınlan-
nı çok doğal
karşılıyorum.
Haksız kazanç
sağlayanlann
fedailiğine so-
yunan bir yaza-
nn, benim gibi
ezilen vesömü-
rülen tarım ke-
siminin sorun-
lannı bıkmadan, usanmadan yazan bir
gazeteciye saldırmaması düşünülemez-
di... Nitekim, hiç kimse için sürprizolma-
dı!..
Üstelik, Deniz Gökçe bu konuda sa-
bıkalı... 23 Eylül 1996 tarihli Milliyet ga-
zetesini okuyanlar, bunu daha iyi anlaya-
caklardır. Arkadaşımız Atillâ Özsever
geçen yıl yazdığı "Sermayenin Malı De-
niz" başlıklı yazısında, Deniz Gökçe için
aynen şöyle diyor:
"Bay Gökçe, birakademisyen (Boğa-
ziçi'nde hocalık yapıyor), bir gazeteci,
birbankacı (Yapı KrediBankası Yönetim
Kurulu üyesi) ve de TÛSİAD danışmanı
olarak tercihinı sermayeden, finans ka-
pitalden yana yapmıştır. Biz ise 30 yıllık
çalışma yaşamımızda hep emekten ve
insandan yana tavır aldık. Bunun bede-
liniödedik. Yinedeöderiz. Ölünceyeka-
Sermayenin malı Denız^
dar da aynı tavn sürdüreceğiz.
Onun için burjuvaziye uşaklık eden,
kalemini, kişiliğini, hatta ruhunu satan-
larla bizim işimiz yok...
Herkes kendi yoluna..."
• • •
Sayın Gökçe çağdaş bir bilim adamı
rolünde ama gerçekte savunduğu fikir-
ler artık sadece bazı Afrika, Asya ve Gü-
ney Amerika ülkelerinde kalabildi. Batılı
ve çağdaş ülkelerde ise tamamen terk
edildi. O ülkelerde üreticiler de tüketici-
ler de çağdaş sistemlerle hayatlannı so-
yulmadan, sömürülmeden sürdürüyor!..
Milliyet'te "Emek ve Insan" köşesinin
yazan Sayın Atillâ Özsever, Deniz Gök-
çe'nin ağzının payını vermiş. Ben de ge-
çen yazımda verebildiğimi sanıyordum.
Ne yazık ki Deniz Gökçe paylanmaya
doyamıyor!.. Bizim ise işimiz gücümüz
var. Gazete sü-
tunlannı fedailer
ile paylaşacak
kadar bol vakti-
miz ve yerimiz
yok. Arkamızı
da TÜSİAD ve
bankalar gibi
güçlü kuruluşla-
ra dayamış de-
ğiliz. Çalışmak
zorundayız...
Çünkü, biz
emekçiyiz!..
Bu nedenle Deniz Gökçe'ye bir öne-
rim var. Madem ki halkın haklannı sa-
vunduğunu iddia ediyor. O zaman zey-
tinyağı tartışmasını halkın önünde yapa-
lım. Zeytinyağı üretimi yapılan bölgelere
gidelim. Toplantılar Izmir'de, Aydın'da,
Muğla'da, Balıkesir'de, Ayvalık'ta. Bur-
haniye'de, Edremit'te veya istediği bir
başka yerde olabilir. Açık hava ve kapa-
lı salon toplantısını tercih hakkı Deniz
Gökçe'ye ait olacaktır. Eğer buralara git-
meye cesareti yoksa, kendisinin seçece-
ği bir başka üretim bölgesine de gidebi-
liriz. Halka açık her yerde tartışmaya ha-
zınm. Halis Komili dahil, her istediğini de
getirebilir.
Ne dersin Sayın Gökçe?.. Var mısın er
meydanına?..
Işte sana toptan yanıt...
Tanmsal kredi faizi, 27 puan arttınlarak yüzde 90'a yükseldi
ÇiftçiyeZiraotBankosı darbesi
ANKARA (Cumhurijet Bürosu)
- Türkiye Ziraat Odalan Birliği
(TZOB) Başkam FarukYücel,Zi-
raat Bankası'nın tanm ve hayvancı-
lık kredilerine uyguladığı faiz oran-
lannı arttırmasmı eleştirerek bu ko-
şullarla ve maliyetlerle çiftçilerin
kredi kullanarak tanmsal faaliyetle-
rini yürütmelerinin mümkün olma-
dığını bildirdi.
Yücel yaptığı açıklamada, Ziraat
Bankası'nın tanmsal kredi faiz
oranlannı yüzde 59-90'a, asgari ipo-
tek oranını yüzde 100'den yüzde
200'e, teminat ve kefalet mektupla-
n karşılığında açılan kredilerin as-
gari limit ve kıymet oranını yüzde
50'den yüzde 75'e yükselttiğini, ay-
nca kredi alımlannda gerekli olan
gayrimenkullerin ipotek işlemlerin-
de, eğitime katkı payı olarak tapu
başma 5 milyon lira aldığım bildir-
di.
Bu koşullarda çiftçilerin kredi
kullanarak tanmsal faalıyetlerini
yürütmelerinin mümkün olmadığı-
nı kaydeden Yücel, şunlan söyledi:
"Enflasyon oranını 1998 için yüz-
de 65 olarak hedefleyen hükümetin
zirai kredi faizlerini yüzde 90'lara
yükseitmesi,Türk çiftçisine, 'Tanm-
sal kredi kullanma veya çiftçilik
yapma' demek anlanundadır. Bu ka-
rarla. tanmsal kredi faizleri bazı tü-
ketki kredilerininde üzerinde bcür-
lenmiş olmaktadır. Bu da arük ül-
kemizde üretüne dcğil, tüketime
prim verilecegini göstermektedir.
Kredi faizlerindeld 27 puana varan
artışlar, tanmda üretimi ve kaliteyi
artbrma hedefunizi etkileyecek. Bu
karar 4 miryar dolan aşan tanmsal
ürün ithalatmı kısa sürede 10 milyar
dolara çıkaracak. Türk ekonomisi-
nezararverecekveüreticimizi mağ-
dur edecek bu yanlış uygulama, hü-
kümetimizce yeniden gözden geçir-
ilerek mutlaka düzeltilmelidir."
BENCE
İZZETTİN ÖNDER
Üçüncü Köprüden
YansıyanlarBoğaz'a üçüncü köprü projesi çok yönlü tartış-
maya aday gözüküyor. Her konuyu tartışmak fevka-
lade doğaldır da, Boğaz'a yapılacak üçüncü köprü-
nün tartışılacak bir yanı yok gibi! Zira, birinci sanayi
aşamasının lokomotif gücü olan otomotiv sanayii tüm
dünyayı kaplarken Türkiye de bu alanda yerini ala-
cak idi. Nitekim, aldı da! Böyle bir dünyada bu yenn
ilk niteliği pazar olmak, çünkü üretim başka merkez-
lerde yapılmaktadır, ikincisi ise pazar ve üretim mer-
kezi olmaktır. Her iki halde de Türkiye karar verici de-
ğil, karar uygulayıcı ve periferik konumdadır.
Türkiye'nin ilk sanayi babası ABD'ye Ford acen-
teliğini almaya giderken, dönemin siyasal liderinin
mektubunu da cebinde götürüyordu. Ne siyasal lide-
rin ne de sanayi babasının Türkiye'nin rolünü anladık-
lannı hiç, ama hiç sanmıyorum. Zira, eğer Türkiye'ye
biçilmiş olan bu rolü anlamış olsalardı, bugünkü gü-
nahı sırtlanmış olmanın yükü altında ezilip böyle bir
çabaya girmezlerdi.
Bireyler, iştergirişimci, istersiyasetçi olsun, sistem
içinde kendi rollerini oynariar. Bu nedenle, bireyden
uzaklaşıp sisteme yönelmemiz bizi sağlıklı düşünçe-
ye ulaştınr. Biraz da teoriye bakalım. Kapitalist bire-
yın davranışını açıklamaya yönelik teori diyor ki; giri-
şımci kendi çıkannı düşünerek davrandığında, aynı
andatoplumun da çıkannı gozetmiş olur. Öte yandan,
siyasetbilimi kuramı da diyor ki; siyaset adamı, ikti-
dara gelebilmek ve/veya iktidarda kalabilmek için
toplumun çoğunluğunun çıkannı gözetir. Bu teorile-
re göre toplumun çıkan korunuyor. Peki. toplumun çı-
kan korunuyor da bizim ulaşım sistemimiz niçin bu
durumda? Bunun cevabı, kesinlikle fakirliğimizle ve-
rilemez. Çünkü bizim ulaşım sistemimiz ucuz değil,
pahalıdır. Bu sistem hem maddi hem de maaleşef, in-
san canı olarak fevkalade pahalı bir sistemdır. İşte yi-
ne hep aynı noktaya geliyoruz: Karar odaklan nere-
sidir ya da kimlerdir; kimler bu karar odaklannın em-
rindedir; ve halk bu kararlara doğru nasıl yuvarian-
maktadır?
Türkiye karayollan politikasına kendi isteği ile geç-
medi, Batılı otomativ gruplannın baskısı ile pazar rc~
lüne soyunduruldu. Türkiye o zaman algılayamadı ki
karayolu politikası, uyuşturucu misali, inanılmaz bir
bağımlılık yaratmaktadır. Zira karayolu araç talebini
pompaladıkça, trafik sıkışıklığı beliriyor. Trafik sıkışık-
iığını çözmenin yolu da yeni yo) yapmak olarak algı-
lanıyor. Böylece yol yeni yolu ve o da araba talebini
inanılmaz bir hızla büyütüyor. Kendi kendini besleyen
bir pazar yapısı. Işletmecilenn arayıp da bulamadığı
bir alan!
Karayolu ulaştırma sistemi farklı zamanlarda de-
ğişen trafik yoğunluğuna göre ayarlanamadığı için,
zaman zaman beliren trafik sıkışıklığı yanında, atıl ka-
lan yollar da üretim maliyetini yükselten faktörler ola-
rak karşımıza çıkıyor.
Karayolu taşımacılığı toplu taşımacılığa fazla elve-
rişli olmayan, bireysel taşımacılık sistemini kamçıla-
yan bir ulaştırma yöntemidir. Bunun teknik anlamı, ta-
şımacıhğın bireysel maliyetinin üzerinde toplumsal
maliyetinin bulunduğudur. Taşımacılığın toplam ma-
liyeti, taşıt sürücüsünün katlandığı maliyetin yanında
topluma yıkılan veteknik yollarla hesaplanabilen top-
lumsal maliyeti de içerir. Aynı tür maliyet elemanı, ma-
alesef, nükleer enerjide de söz konusu olmaktadır.
Lütfen biraz daha uyanık ve dikkatli olalım: Acaba Ba-
ti niçin bizi bu alaniara itiyor? Türkiye gibi kaynaklan
üzerinde çok titiz olması gereken, kalkınmakta olan
bir ekonominin, göz önünde olmayan, fakat gerçek
anlamda maliyet niteliğindeki.tüm unsurlardan tasar-
ruf etme mecburiyeti vardır. Üstelik, bunlar fevkala-
de yüksek dış bağımlılığı olan alanlardır.
Açıktır ki sorun sadece giderek büyüyen iç ve dış
otomativ sektörünün bir dayatması olmayıp hızla bo-
zulan gelir dağılımının bir sonucu olarak da yansımak-
tadır. Karayolu taşımacılığı, belirli bir grubun göster-
melik tüketim talebini olduğu kadar, sistem ve düzen
mantığından yoksun, uyumsuz kasaba-kentsel bi-
reysel ve toplumsal davranış kalıplanmızı da yansıt-
maktadır. Genel ve ana yerleşim merkezlerıni demir-
yolu ile bağlamak önceliği ne özel ve özenti sürücü-
lerin zevklenne, ne de karayolu taşımacılığı yapanla-
nn çıkarlanna uygundur. Karayolu taşımacılığı; dev-
letin halı gibi döşediği yollar üzerinde, hiçbır emniye-
ti olmayan, öyle ki son durağa gelindiğinde, şoförün
yolculan "Geçmiş olsun!" diyerek uğurtadığı bir ma-
ceradır. Biryandan şeffaflaşma ve bireyin hertüriü bil-
giye ulaşma hakkından söz edip öte yandan iç savaş
gibi, her gün onlarca ölü ve yaralıya neden olan ka-
zalara yol açan otobüs firmalannın isimlerinin gizlen-
diği.bu sömürü düzeni demıryolunu nasıl savunur ki!
Üçüncü köprü yedinci planda yokmuş, şehir pla-
nına uymuyormuş, mevcut arterlere yük bindirecek-
miş, doğayı tahrip edecekmiş, daha da önemlisi,
üçüncü köprüde demıryolu da varmış, vs.. vs... Bu
itirazlann hiçbiri geçerii değıldir. Çünkü dünyamız güç-
lülerin dünyasıdır. Güç, bu soruna böyle yaklaşılma-
sını sadece ıstemiyor, fakat dayatıyor.
Işte, ekonomik sistem, piyasa ve demokrasi ilişki-
lerinin çok net olarak yansıdığı mikro bir ömek. insan-
lanmız hâlâ özelleştimrıenin ve piyasa çözümlerinin
(yani dayatmalannın) faziletjne taparcasına inanırsa,
nükleer enerji de gelir, üçüncü köprü de yapılır, daha
pek çok alametler de yavaş yavaş ortaya çıkar.
Kapital sahibinin kapitalist ruh taşıması çok doğal-
dır da acaba kapital sahibı olmayanlar neyi taşıdıkla-
nnın farkında mı!
İyi bir eğitim için önce çocuğu, sonra
OKULUTANIMALI
Çocuğa gelecek konusunda
ozgüven sağlayan bir okul.
Eylül 97'de eğitim ve öğretıme başlayacak olan 21. YÛZYIL KOLEJİ 4000 Ağaç
içinde ikı katılı üç bina üzerine kuruludur. 21. YÖZYIL KOLEJİ nde yeni çağa
yaraşır "daha iyi bir eğitim" için her biri 24 öğrenci ile sınırlı ve her öğrenciye
eğitimleri süresince tahsis edilecek bilgisayarlı sınıflar. sağlık odası, kapalı
devre televizyon sistemi. genış CD arşivli dil laboratuvarı öğrencilerin
uygulama yapabilmeleri için donanunlı, fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarları.
konferans salonu, kapalı spor salonları yemekhane ve kantinleri, tiyatro
salonu, resim, miizik odalan, hoby salonları rahat ve kolay ulaşım için
servis araçları öğrencinin okuldakı durumunu öğrenebilmek için
24 saat hizmete açık bilgisayar hattı bulunuyor. 21. YÜZYIL KOLEJİ,
anasınıf. ilkokul, ortaokul ve yabancı dil ağırlıklı süper lise bölümleriyle eğitim
vermektedir. "DAHA İYİ YAŞAM İÇİN, DAHA İYİ EĞİTİM" ilkesi ile 21. YÜZYIL
KOLEJİ'nde eğitim görecek çocuklar, Atatürk'ün izinden çağdaş uygarlık yoluna
giivenli adımlar atıyor.
Turgut Özal Bulvarı Sahil Yolu No: 3
(Dengemek-Beltaş Yanı) Kartal İstanbul,
Tel: (0216) 387 27 00 (6 hat)