29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA HABERLER Karadeniz'de komıcuhık sistemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tçişlen Bakanı Murat Başesgioğlu. Karadeniz'de etkinlik sağlamaya çalışan PKK'ye karşı koruculuk sisteminin getirilmediğini savunarak, "Vatandaş teröristlerin bir an önce temizlenmesinı istiyor. Vatandaş kendisi silah alıyor, yasal yollarla. Kendilerine göre tedbirler alıyor" dedi. Uygun: İrtica aröyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun, Türkiye'de irtica tehlıkesinin giderek arttığını bıldirdi. TBB Başkanı Eralp Özgen'in, adli yıhn açılış töreninde yaptığı konuşmaj ı değerlendiren Uygun. Özgen'in saptamalanna tûmüyle katıldığını belirterek "Aynlıkçı örgütlerin biri zayıflarken diğeri güç kazanıyor. Bunun önûne mutlaka geçilmesi gerekir" dedi. 30PKKIİ öldürüldü • DİYARBAKIR (Curahuriyet Bürosu) - Güvenlik güçlennce Bingöl'ün Meşekli Tepesi, Siirt'in Eruh ilçesi Çaçi Dağı ve Şırnak'ın Kaval Dağı'nda düzenlenen operasyonlarda 30 PKK'lı öldürüldü. Bingöl"ün Kığı ilçesi yakınlannda askeri bir aracın şarampole deviilmesi sonucu piyade er Serdar Kuzu şehit oldu. Kazada Kiğı Cumhuriyet Savcısı Kemalettin Eren, üsteğmen Önder Kanat, asteğmenler Tayfun Tuma, Hasan Baştürk, astsubay lsmet Karatahcacı ve uzman çavuş Metin Çiftçi ile 7 er yaralandı. Yaralılar Elaziğ Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Elazığ'ın Ancak ilçesine bağlı Erbağı Köyü'nde odun kesmek için ormana giden Muhış Gülmez adlı köy korucusu da teröristkr tarafindan otomatik silahlaria taranarak öldûrüldü RPr gensonuya haorlamyor • ANKARA (AA)-RP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan. uygulamalannı eleştirdiği 55. hükûmetin TBMM açılınca gideceğini öne sürerek "Destekçisı cumhurbaşkanı olsa da gıdecek" diye konuştu. Kazan. hükümetın kurulma dönemindeki rant vaatlerini ödemeye başladığını, medya desteğinin de azaldığını belirtirken RP'nin Meclis açılır açılmaz, ilk olarak "Sanyer peşkeşi" konusunda hükümet hakkmda gensoru önergesi vereceğini kaydetti. Karadayı'dan ABD'ye ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Resmi bir ziyaret için Brüksel'e giden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı'nin. Avrupa'daki temaslannın ardından ABD'ye gideceği öğrenildi. Türkiye'nin, NATO'nun 'Dynamic Mix' tatbikatından çekildiğini açıklamasının ardından Orgeneral Karadayf nın Brüksel'e gidişi dikkat çekerken Genelkurmay Başkanı'nın, Türkiye'ye 20 eylülde Kanada'dan döneceği bildirildi. Karatepe davası • KAYSERİ (AA) - Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'nin 10 Kasım'da yaptığı konuşmadan dolayı yargılanmasma, yann Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlanacak. Karatepe'nin 10 Kasım konuşmasının ardından Kayseri DGM tarafından soruşturma başlatılarak konuşma bilirkişıye incelettirilmiştı. Prof. Dr. Ali Şafak başkanlığındaki heyet ise konuşmamn "eleştiri sınırlan ıçınde kaldığı, yargılamaya gerek olmadığT yönünde görüş belirtmişti. Kayseri DGM ise rapor doğrultusunda, takıpsizlik karan vermişti. Kuşadası Barosu"na bağlı bir avukatın Kayseri DGM'nin karanna itirazda bulunması üzerine karar bozularak yenı bir dava açılmasına karar venldi. Söz gazetesi sahibi Mehmet Ali Altındağ'a ait inşaat şirketi Hazine'den usulsüz para aldı Yolsuzhığa trilyonhık cezaYurt Haberleri Servisi- Gü- neydoğu'da aldığı devlet ihalele- riyle dikkat çeken Diyarbakır Söz TV ve Söz gazetesinin sahi- bi Hacı Mehmet Ali Altındağ'a ait lntim İnşaat şirketi, fazla ha- kediş aldığı gerekçesiyle Bayın- dırlık Bakanlığı müfettişlerince 1 trilyon 200 milyar lira para ce- zasına çarptınldı. Yapılan bir ihbar üzerine Ba- yındırlık Bakanlığı tarafından Diyarbakır'a gönderilen müfet- tişler, Hacı M. Ali Altındağ'a ait lntim İnşaat Nakliyat Taahhüt Ltd. şirketinin ihaleleriyle ilgili incelemebaşlattılar. Şirketinha- kedişlerini inceleyenmüfettişler, lntim Inşaat'ın. Diyarbakır kent merkezinde yapımı devam eden ve ön keşif bedeli 700 milyar olan 290 konutluk polis lojman- lan ihalesi nedeniyle devletten fazladan 542 milyar lira aldıgını tespit ettiler. Müfettişlertarafin- dan yapılan incelemenin tamam- lanmasınm ardından söz konusu Fırmaya gecikme faiziyle biriik- te tam 1 trilyon 200 milyar lira cezakesildi. Altındağ'ın söz ko- nusu cezayı ödediği bildirildi. Diyarbakır'ın Embelli Kö- yü'nden olan Mehmet Ali Altın- dağ, 1980'li yıllara kadar Diyar- C e t e d a v a s ı n d a s o n u c : B e r a a t Yargıç: Deliller yetersiz kaldıDtYARBAKlR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır kent merkezinde bir kişinin ka- çmlâtak öldürülmesi davasuıda karan açık- layan mahkeme başkanı "beraaf eden Özel Harekât tim polisi Hüseyin Bozkuş'u "Senin suçsuz olduğuna inanmıyoruz. Suç- lusun.Ancak eklcki mevcutddillcr suçlu ol- duğunu kanıtiamava yetmedi" dedi. Aynı davada yargılanan bir PKK itirafçısı 20 yıl ağır hapis cezasma çarptınldı. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 1994 yılında Şeyhmuz Yavuz adlı vatandaşm kacınlarak öldürülmesi davası- nın dünkü oturumunda mahkeme karannı açıkladı. Karar oturumuna taammüden adam öldürmek suçundan yargılanan PKK itirafçısı İsmail Yeşttmen ve geçen oturum kefalet karşıhğı salıverilen tutuksuz sanık Özel Harekât tim polisi Hüseyin Bozkuş hazır bulundu. Savcınm esas hakkındaki görüşünü bil- dirmesinden sonra mağdur ve sanık avu- katlanndan karar için son savnnmalan is- tendi. Seyhmuz Yavuz'un yakınlannm avukatı olan Sezgin Tannkulu, "Sanıklar hakmda taammüden adam kaçınp işkenceyle öldür- dülderine dair tüm dcliller mevcutnır. Tb- tuklu ve tutuksuz sanık İsmail YeşUmen ile polis metnuru Hüseyin Bozkuş'un taaam- müden adam öldürmek suçundan cezaian- dınlmasını istiyonız" dedi. Kısa bir aradan sonra karan açıklayan mahkeme heyeti, PKK itirafçısı İsmail Ye- şilmen'i taammüden adam öldürmek su- çundan 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Şırnak Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Özel Harekât tim polisi Hüseyin Bozkuş hakkında da beraat karan verdi. Mahkeme başkanı, Özel Harekât polisi hakkındaki karan açıklamadan önce sanı- ğa dönerek "Senin suçsuz olduğunainanrru- yonız. Soçlusun ancak eldeki mevcut delil- ler suçlu olduğunu kanıtlamaya yetmedi Beraatine karar verdik" dedi. bakır Gazi Caddesi üzerinde çakmakçılık yaptı. 1980 askeri darbesinden sonra Diyarbakır'da 7. Kolordu Komutanlığı'nda gö- rev yapan üst düzeyde bir asker- le kirve olan Altmdağ bu tarih- lerden sonra bir inşaat şirketi ku- rup müteahhitliğe başladı. Altın- dağ kısa sürede bölgenin sayılı işadamlan arasına girdı. 1990'h yıllara doğru devlet- ten aldığı ihalelerle önlenemez bir yükselişe geçen Altındağ, 1991 yılı sonunda Diyarbakır'da yayın yapan Söz Gazetesi'ni kurdu. Bu gazeteyle iş çevrele- rine sert eleştireleryönelten, ters düştüğü devlet görevlileri aley- hine yayınlar yapan Altındağ, yayın organlanndaki dini yayın- lar nedeniyle "HizbuUah'ın fi- nansörlüğünü" yapmakla da suçlandı. PKK'ye"yönelik eleştiriler ne- deniyle 1993 yılında Altındağ'ın Söz gazetesi, 1996'da ise Din- lenme Tesisleri teröristlerin sal- dınsına uğradı. Ikinci saldında 8 yurttaş yaşamını yitirdi. 1993 yılınm sonlanna doğru Diyarbakır'da Söz TV'yi kuran M. Ali Altındağ, Kuran-ı Kerim okunarak açılıp kapanan televiz- yonunda dini yayınlar yaparken gazetesiyle de kupon karşılığı dini kitaplar dağıtıyor. İlk yurtdışı gezisi Yılmaz, boru hattı için Kazakistan'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Mesut Yılmaz, 55. hükümetteki ilk yurt- dışı gezisini Kazakistan'agerçekleştirdi. Yıl- maz, Kazakıstan'ın bağımsızlığa kavuşması- nın ardından siyasal. ekonomik ve kültürel ilişkilerin önemli gelişmeler kaydettiğini be- lirtirken iki ülkeyi ilgilendıren uluslararası ve bölgesel konularda görüş alışverişinde bulu- nulacağını bildirdi. Başbakan Yılmaz. dün Kazakistan'a hare- ketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda dü- zenlediği basın toplantısında, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursuftan Nazarbayev'ın da- veti üzerine bu resmi ziyareti gerçekleştirdi- ğini söyledi. Yılmaz, 3 gün sürecek ziyaret sı- rasında Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazar- bayev, Başbakan Akejan Kajıgeldin ve Mec- lis Başkanı Ospanov ile iki ülke arasındakı ilişkileri her yönüyle değerlendireceklerini söyledi. Başbakan Yılmaz, resmi ziyaret için Kazakistan'a giderken uçakta gazetecilerin, Bakû-Ceyhan boru hattı ile ilgili sonılannı yanıtladı. Yılmaz, petrolün dört ayağı bulunduğunu, bunlann Azerbaycan. Kazakistan, Türkme- nistan ve Gürcistan olduğunu belirterek Aze- ri ayağının sağlandığını, anlaşmanın yapıldı- ğını ve Azeri tarafının bu anlaşmayı teyit et- tiğini bildirdi. Kazakistan ayağını da kendi- sinin halledeceğini belirten Başbakan Yıl- maz, daha sonra Türkmenistan'a gidecegini, ardından da Gürcistan ayağının halledilece- ğini söyledi. Işin siyasi ayağının da halledilmesi gerek- tiğini ifade eden Başbakan, bunun için Rus- ya Federasyonu Başbakanı VTctorÇernomır- din ile görüşeceğini belirtti. Petrol boru hattı işinin yı! sonuna kadar bitirileceğini kayde- den Yılmaz. "Projenin 1998 yılında hayata gecirilmesi lazırrT diye konuştu. Mesut Yılmaz, bir gazetecinin, projenin ne- den bu yıl bitirilmesi gerektiğini sorması üze- rine. Boğaz'dan petrol nakliyatının tehlikeli olduğuna işaret ederek petrolün 70 milyon to- na çıktığında Boğazlar'ın bunu kaldıramaya- cağmı söyledi. Yılmaz, Bakû-Ceyhan petrol boru hattı için bir Alman firmasının fizibili- te yaptığını bildirerek Türkiye'nin Boğazlar'ı tehlikeden kurtarmak için çalıştığını anlattı. Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerine de değinen Başbakan Yılmaz, bu ülke ile ilgili projelerin Azerbaycan ipoteğinde olduğunu söyledi. Yılmaz, Ermenistan'ın Trabzon Ha- vaalanı'na uçak indirmek ıstediğini kaydetti. Ağdaş davası sürüyor AKbeyköy Saya Yokuşu'nda Kurruluş gazetesi satarken öl- dürülen îrfan Ağdaş'la ilgili da\aya dün Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de%am edildi. Mahkeme. kamu gmenliği- nin sağlanıp sağlanamayacağı konusunda İstanbul Valili- ği'nden görüş alındıktan sonra davanın naklinin başka bir ile yapüması konusunda dosyanın Yargıtay Ceza Dairesi'ne gönderilmesine karar verdL "Faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek" ve "kasten adam öldürmek" suçlanndan haklannda 12 yüdan 15 yıla kadar ağır hapis cezası istenen \e tutuksuz yargılanan polis memurlan Aytekin Kayiıan. Bi- rol MıdıkveAbdurrahman Yöku dün oruruma katümak için Eyüp Adliyesi'ne geldiler. Ancak sanıklar "güvenliğin sağ- lanamaması" gerekçesiyle salona ahnmazken, çoksayıda ba- sın mensubu da dışanda kaldı. Duruşmaya katılan İrfan Ağ- daş'ın >engesi Şükran Ağdaş, da\anın başka ile nakil edil- mesi istemini du>unca. "Adalet isfi> orum. trfan'ımı öldüren- ler burada yarguansın" diye bağırdı. Duruşma sonunda bir açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, "*Sa>ın Başbakan Cöktepe davası gibi bu sanıklann da yar- gı önüne çıkardması için talimat vermelidir" diye konuştu. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ) Barış Treni heyetinden suç duyurıısu • Banş Treni Koordinasyon Sözcüsü Ahmet Cihan'ın da aralannda bulunduğu bir grup istanbul Valisi, Emniyet Müdürü, Müdür Yardımcısı ve bazı polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Haber Servisi -Aralannda Banş Treni Koordinasyon Sözcüsü Ah- met Cihan'ın da bulunduğu bir grup, ts- tanbul Valisi Kutlu Aktaş. İstanbul Em- niyet Müdürü Hasan Özdemir. Emni- yet Müdür Yardımcısı Mehmet Çağlar ile bazı polis memurlan hakkında İstan- bul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyu- rusunda bulundu. Suç duyurusu dilek- çesinde yukanda ismi geçen yetkilile- rin "hürriyeti tehdit", "görevi kötüye kullanarak arama", "memuriyetgöre- vini kötüye kullanma" suçlannı işledik- leri öne sürüldü. Ahmet Cihan, Tomris Ozden, şair Suna Aras'ın da aralannda bulunduğu grup dün sabah İstanbul Adliyesi'ne geldi. Çağdaş Hukukçular Derneği Yö- netim Kunılu üyesi Bilgütay Hakkı Duma tarafından nöbetçi cumhuriyet savcısına verilen suç duyunısu dilekçe- sinde İstanbul Valisi. İstanbul Emniyet Müdürü ve yardımcısı ile TEM Otoyo- lu lstanbul-Çamlıca rurnikelerinde gö- revli polis memurlannın Musa Anter Banş Heyeti yolculannı 2 Eylül'de İs- tanbul girişinde durdurduklan vurgu- landı. Polisin otobüsü ve yolculan "keyfî" olarak aradığının belirtildiğı di- lekçede 15 yolcunun da gözaltına alın- dığı anımsatıldı. Görevli polislerin ba- şında Mehmet Çağlar'm bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada. "Yasadışı olarak sehre girişimizin engellenmesi, arama yapüması, haksız ve >asadışı ola- rak gözalüna ahnmamız, keyfi bir bi- çimde emredilmiştir" denildi. Çağlar'ın "Evet ben hukuktanımryo- rum, keyfi davramyonım" dedığınin öne sürüldüğü dilekçede yetkilılerin, "Hürriyeti tehdit, seyahat özgürlüğünü tehdit, memuriyet görevini kötüye kul- lanma, kanunsuz eınir verme, kanun- suzemriyerine getirme" ve "Görevi kö- tüye kullanarak arama" yapmak suçla- nnı ihlal ettikleri savunuldu. Adliye binası önünde açıklama ya- pan Ahmet Cihan da banş heyetine key- fi davranıldığını söyleyerek, yetkililer hakkında dava açılması gerektiğini bil- dirdi. SIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Küttür Bakanlığı Kültür veTa- biat Varlıklannı Konjma G^iel Müdürü Artan Akat, bu göre- vini hâlâsürdürüyor. Hâlâdiyo- njm çünkü bu genel müdürün hakkındaki suçlamalar aylardır kamuoyunda. Önde gelen bi- lim ve kültür insanlanmız, RE- FAHYOL döneminde görevden uzaklaştınlan duyarlı Koruma Kurulu üyeleri, Izmir'deki çev- reci avukatlar ve Mimaıiar Odalan, Altan Akat'ın bu göre- vi sürdürmesini endişeyle izle- diklerini belirtiyorlar. Altan Akat'ın adı çevreyi tah- rip eden kişi olarak birçok kez gündeme geldi. MHP eski yö- neticisi Agâh Oktay Güner'in Kültür Bakanlığı döneminde başlattığı uygulamalann arka- sındaki isim olarak dikkat çe- ken Altan Akat, ismail Kahra- man döneminde de İsmail Kahraman'ın sağ kolu oldu. ••• Neler mi yapmış Altan Akat? Size birkaç tanesinden söz edebiliriz: Altan Akat'lı Kültür Bakanlığı... 1. Istanbul'da 3. Nolu Koru- ma Kurulu'nun, Beykoz ve Sa- nyer için aldığı doğal SİT kara- nnı göreve gelir gelmez bir te- lefon talimatıyla engellemek is- tedi. Kuzeydeki ormanlann ve Boğaziçi'ne komşu su havza- lannın yapılaşmaya açılmasını durdurmak ve su havzalannın kirlenmesini kontrol edebilmek amacıyla Koruma Kurulu bu bölgeyi de StT alanı ilan etmiş- ti. 15 Kasım 1995 tarihinde alı- nan bu karann uygulama ko- şulları, Altan Akat tarafından uzun süre işleme konulmadı. Kurul üyelerinin ısranylave Kül- tür Bakanı Fikri Sağlar'ın giri- şimiyle karar ancak iki ay son- ra yürürlüğe girebildi. 2. İstanbul MimariarOdasrnı Yıldız Sarayı'ndan atmak iste- yen Refahlı Bakan İsmail Kah- raman'ın baş destekçisı ve uy- gulayıcısı da yine Altan Akat'tı. Akat, mahkemenin tahliye işle- mini durdurma karannın alındı- ğı tarihte, bu karan işlevsiz kıl- mak amacıyla bir cumartesi gecesi Mimarlar Odası'nı ba- sarak odanın eşyalannı dışan attı. Altan Akat'ın bakanlık için- deki etkisi sürüyor olacak ki, yargı karan Mimarlar Odası le- hine çoktan sonuçlandığı hal- de yeni Kültür Bakanı Istemi- han Talay, binayı mimarlara bir türiü teslim edemedi. 3. Bakanlık'ta yaptığı çeşitli oyunlarla, özerk karar üretme- si gereken Koruma Kurulla- n'nın inisiyatifini köreltici uygu- lamalan yürürlüğe soktu. Ko- ruma Kurullan, SİT alanı ilan et- me yetkileriyle, çok önemli do- ğal vetarihsel varlıkları koruma olanağını ellerinde bulunduru- yorlar. Bu nedenle Koruma Ku- rullan'nın kimlerden oluşacağı- nın saptanması, bu alanlann yağmaya açılıp açılmaması açısından büyük önem taşıyor. Bu büyük rant kavgasında Kül- tür vetabıat Varlıklannı Koruma Genel Müdürtüğü'nün tutumu belirleyici bir rol oynuyor. Altan Akat, bu kurullann üye- lerinin inisiyatıfli, duyarlı ve ka- rariı insanlardan oluşmasını en- gellemek amacıyla hem Agâh Oktay Güner'e hem de ismail Kahraman'a yeni kurul üyelik- len konusunda yol göstericilik yaptı. Koruma Kurulu'nun etki- li üyeleri yerine, bakanlığın em- rinden çıkamayacak bürokrat- lann atanmasını sağlayarak rant çevreleriyle işbiriiğine uy- gun bir atmosfer yarattı. Bu- nunla da yetinmeyip kurullann yetkilerini sınırlandırarak bu yetkıleri genel müdürlük emrin- dekı kurul müdürlerinde topla- dı. 4. Altan Akat'ın görev yaptı- ğı ANAYOL ve REFAHYOL dö- nemlerinde Türkiye'de hiçbir yeni SİT alanı karan alınmadı. tersine, önceki dönemlerde örneğin izmir ve Çeşme Yan- madası çevresi için- alınmış SİT kararlannın bir kısmı kaldı- nldı, bir kısmı birinci dereceden üçüncü dereceye düşürülerek yapılaşmaya açıldı. Yani bir di- ğer ifadeyle yağmaya açıldı. Iz- mir'deki bu operasyon, Istemi- han Talay'ın bakanlık koltuğu- na oturduğu ilk günlerde de de- vam ettirilerek sonuçlandınldı. 5. İzmir ve İstanbul Mimarlar Odalan'yla, çevreci avukatlar, Altan Akat'ın doğayı ve tarihi tahrip eden kararlannı her se- ferinde mahkeme yoluyla dur- durdular. Altan Akat, bu konu- da o kadar kararlıydı ki, her se- ferinde yeni kararlar alarak, es- ki uygulamalan, yani tahribat- lan sürdürdü. • • • Kültür Bakanı Istemihan Ta- lay'ın ve hükümet üyelerinin bil- gisine sunulur. GLOBALPOLÎTİKÜLTCR ERGIN YıLDıZOĞLU Karanlık Yırtılırken... Reagan'ın, 1979'da Federal Hükümet Hava Trafik Kontrolörleri grevini kırmasıyla gelişmiş ül- kelerde, sendikal hareket için karanlık bir dönem başladı. ABD'deki UPS grevinin başarıyla bitme- sinden sonra başlayan tartışmalar, giderek bu ka- ranlığın yırtılmaya başladığını gösteriyor. Tartış- malardan çıkan bir diğer sonuç da bu aydınlığın genişleyebilmesi için sendikaların ve emekten ya- na güçlerin mücadelelerini günün koşullarına uy- durmaları gerektiği doğrultusunda. Nec-liberal ve yeni-sağ hükümetler, sermaye birikim krizine karşı tedbir olarak bir taraftan kü- reselleşmeyi teşvik ederken diğer taraftan da e- mek pazarını esnekleştirmeye giriştiler. Bu hedef- lerin gerçekleşebilmesi için 1950-70 arasında ya- şanmış olan sınıfşekillenmesinin (sayısal ve yerel yoğunlaşma ve örgütlenme düzeyi, ortak davran- ma dürtüsü) kınlması gerekiyordu. Bu sınıf şekillenmesinin kınlmasını, işçilerin bir sınıf olarak ortak dayanışma dürtüsüne iîişkin ya- nının kırılmasını sosyal demokratların neo-liberal • politikalan ve söylemi benimsemeleri hızlandırdı. İşçilerin örgütlenme düzeyinin en doğrudan ifade- si olan sendikalann kırılmasını da muhafazakâr hükümetler üstlendiler. Neo-liberal hükümetlerin bir buldozer gibi açtı- ğı yoldan ilerleyen yeni teknoloji, büyük işyerieri- nin parçalanarak küçük birımlere dönüşmesi ve ta- şeronluğun yaygınlaşması, işsizliği arttırdı ve sen- dikalaşma oranını azalttı. 1990'lann başında egemen olan küreselleşme ideolojisi de bu süreci meşru kılacak bir şekerie kapladı: "Artık değişen dünyada esneklik ve kü- resel rekabet gerçeğini sendikalar kabul etmeliy- di." Hatta bazı aklı evveller, gelecek 50 yıl içinde sendikalann artık gereksiz olacağını, çünkü "işçi çıkan'mn ekonomik bir kategori olarakanlamını yi- tirdiğini anlatmaya başladılar. Sanki olaylar da on- lan haklı çıkarıyordu, teori tümüyle reddetse bile... Ta ki 1995 Fransa, sonra da Kore grevlerine ve ni- hayet UPS grevine kadar. Bu arada, Italya ve Is- panya'da iki kere genel grev, Belçika'da ve Al- manya'da büyük grevler yaşandı. Bugün OECD sendikalar tavsiye komitesi ile "kûreseHeşme söz- cüğünün birçok hükümet ve şirket tarafından iş- çiler arasında, korku ve politikasızlık ortamı yarat- makta kullanıldığını" (1997 Denver Toplantısı) ka- bul ediyor. UPS grevinden sonra gözler sendikal hareketin son yıllardaki deneyi üzerine yönelince, ortaya iş- çiler açısından yüreklendirici bir manzara çıkma- ya başladı. Isveç, Almanya ve Hollanda gibi ülke- lerde sendikalaşma oranlan 1970'lerden bu yana düşmemiş, hatta az da olsa artmıştı. En büyük sendikalaşma kaybı Ingiltere, ABD ve Fransa'day- dı. Fransa'da sendikalaşma oranı 1970-1990 ara- sı yüzde 22'den yüzde 9.8'e düşmüş, ancak son- ra 1996'da tekraryüzde 10'ayükselmişti. ABD'de ise yüzde 20'lerde dolaşan sendikalaşma oranı, bugün yüzde 10'un altına inmişti. En büyük kayıp ise Ingiltere'de yaşanmış ve sendikalaşma oranı 1970-96 arasında, yüzde 44.8'den yüzde 31'e düşjnüştü. Ancak Fransa ve ABD örneklerinin gösterdtğtgıbisendikalaşma oranının düşük olma- > sı, bu iki ulkecte son yılların en başanlı iki işçi ha-^ reketinin yaşanmasını engelleyemedi. Sendikalann mücadele yöntemleri ve üye kay- detme taktikleri üzerine yapılan gözlemler, bazı önemli yeniliklere dikkati çekiyorlar. Sendikalar, uluslararası dayanışmalara önem vermeye ve/cü- resel sermaye ile küresel düzeyde karşılaşmanın yollarını bulmaya çalışıyorlar. Internet haberleş- mesi ve Kore, Finlandiya grevlerinde, Renault gre- vinde olduğu gibi doğrudan işbirliği, PTTI isimli USA şirketine karşı Fransız, Ispanyol ve Alman sendıkalarının dayanışması, Avrupa Biriiği Düze- yinde İş Konseyleri yoluyla yeni yöntemler gelişti- riyorlar. Birçok sendika, üyelerine meslekı ve aka- demik eğitim sunarak değişen ortama uymalan- na yardımcı olmaya çalışıyor. Sendikalar, ellerin- deki fonları kendi üyelerine düşük maliyetli, kredi, sigorta ve tatil olanakları sağlamak için kullanıyor- lar. Çalışma yaşamında kadınlann sayısının gide- rek artması, sendikalan bu alanla özellikle ilgilen- meye ve özgün gereksinimlerine cevap vermeye zoriuyor. Sendikalar; daha demokratik taban ka- tılımına olanak sağlayacak biçimler geliştirerek iş- çilerin sendikaya güvenini güçlendiriyorlar. Bazı Amerikan sendikaları yaz dönemlerinde üniversi- teli öğrencileri sendikalaşma atılımlannda kullanı- yor ve gençliğin enerjisinden faydalanıyorlar. Ni- hayet sendikalar, kendi üyelerini olduğu kadar top- lumu da doğrudan ilgilendiren, insan haklan, çev- recilik, kadın hareketi, banş hareketleri, ırkçılığa karşı mücadele, eşcinsellerin özgün haklan gibi konularda kampanyalara katılıyor ve bu gruplarla işbirliğine gidiyor ve etkilerini bu mücadeleler için de kullanıyorlar. Yukandaki paragraflardaözetlediğim yöntemler, sendikalann yeni üye kazanma ve etkinliğini art- tırma atılımlarına büyük güç katmışa benziyor. Ar- tık sendikalar dünden daha avantajlı durumda ol- makla birlikte, henüz yapacak çok işleri olduğunu biliyorlar. Ancak karanlıkların yırtılmaya başladığı da bir gerçek. Dansı başımıza... 'Cumhuriyet okuyan kâfirdir' demişti Yenice Müftüsü hakkında dava açıldı TURHAN NARLER ÇANAKKALE - Yenı- ce ilçesine bağlı Davut- köy'de bir hayır yemeğin- de, "Cumhuriyet gazetesi okuyanın aptesi bozulur, bu gazeteyi okuyanlar kâ- firdir" dediğı bildirilen Müftü Zekeriya Avyıldız hakkında Yenice Savcılığı dava açtı. Müftünün 'Cumhuri- yet' okuduğu için kendısı- ne 'kâfir ve komünist' de- diğini savunan Ramazan Ünsal'ın baş\urusu üzen- ne açılan davada Ayyıldız hakkında l aydan 6 aya ka- dar hapis isteniyor. Ramazan Cnsal'ın açtı- ğı davaya müdahil olarak katılmak için avukatı ara- cılığı ile mahkemeye baş- vuran Çanakkale Belediye Başkanı İsmail Özay, "Ben Cumhuriyet Türki- yesi'nin bir ferdiyim. Ben Cumhuriyet gazetesi oku- yorum ve kâfir değilim. Cumhurivet'i okuyanlan komünist \-e kâfıriikle suç- layan bu kişi yargı önünde hesap wrmetidir" dedi. Öte yandan. Ünsal'ın avukatı Zuhat Yokuş du- rusmanın 10 Ekim'de baş- layacağını ve yargılamaya çok sayıda avukatın kaöl- masının beklendiğini söy- ledi. Yokuş, Yenice Müf- tüsü'nün ilerici, demokrat yaymlara karşı tavır içinde olduğunu belirterek, "Bu dav raruş müftünün ilk su- çu değildir. Birçok kez ge- rek ilerici vayınlara gerek- se aydınlara saldınlarda bulunmuş, sözümona bir din adanudır'" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle