Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Karadeniz'de
komıcuhık
sistemi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tçişlen Bakanı
Murat Başesgioğlu.
Karadeniz'de etkinlik
sağlamaya çalışan PKK'ye
karşı koruculuk sisteminin
getirilmediğini savunarak,
"Vatandaş teröristlerin bir
an önce temizlenmesinı
istiyor. Vatandaş kendisi
silah alıyor, yasal yollarla.
Kendilerine göre tedbirler
alıyor" dedi.
Uygun: İrtica
aröyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay Başkanı
Mehmet Uygun, Türkiye'de
irtica tehlıkesinin giderek
arttığını bıldirdi. TBB
Başkanı Eralp Özgen'in, adli
yıhn açılış töreninde yaptığı
konuşmaj ı değerlendiren
Uygun. Özgen'in
saptamalanna tûmüyle
katıldığını belirterek
"Aynlıkçı örgütlerin biri
zayıflarken diğeri güç
kazanıyor. Bunun önûne
mutlaka geçilmesi gerekir"
dedi.
30PKKIİ
öldürüldü
• DİYARBAKIR
(Curahuriyet Bürosu) -
Güvenlik güçlennce
Bingöl'ün Meşekli Tepesi,
Siirt'in Eruh ilçesi Çaçi Dağı
ve Şırnak'ın Kaval Dağı'nda
düzenlenen operasyonlarda
30 PKK'lı öldürüldü.
Bingöl"ün Kığı ilçesi
yakınlannda askeri bir aracın
şarampole deviilmesi sonucu
piyade er Serdar Kuzu şehit
oldu. Kazada Kiğı
Cumhuriyet Savcısı
Kemalettin Eren, üsteğmen
Önder Kanat, asteğmenler
Tayfun Tuma, Hasan
Baştürk, astsubay lsmet
Karatahcacı ve uzman çavuş
Metin Çiftçi ile 7 er
yaralandı. Yaralılar Elaziğ
Devlet Hastanesi'nde tedavi
altına alındı. Elazığ'ın
Ancak ilçesine bağlı Erbağı
Köyü'nde odun kesmek için
ormana giden Muhış Gülmez
adlı köy korucusu da
teröristkr tarafindan
otomatik silahlaria taranarak
öldûrüldü
RPr
gensonuya
haorlamyor
• ANKARA (AA)-RP
Genel Başkan Yardımcısı
Şevket Kazan.
uygulamalannı eleştirdiği 55.
hükûmetin TBMM açılınca
gideceğini öne sürerek
"Destekçisı cumhurbaşkanı
olsa da gıdecek" diye
konuştu. Kazan. hükümetın
kurulma dönemindeki rant
vaatlerini ödemeye
başladığını, medya
desteğinin de azaldığını
belirtirken RP'nin Meclis
açılır açılmaz, ilk olarak
"Sanyer peşkeşi" konusunda
hükümet hakkmda gensoru
önergesi vereceğini kaydetti.
Karadayı'dan
ABD'ye ziyaret
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Resmi bir ziyaret
için Brüksel'e giden
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Ismail Hakkı
Karadayı'nin. Avrupa'daki
temaslannın ardından
ABD'ye gideceği
öğrenildi. Türkiye'nin,
NATO'nun 'Dynamic Mix'
tatbikatından çekildiğini
açıklamasının ardından
Orgeneral Karadayf nın
Brüksel'e gidişi dikkat
çekerken Genelkurmay
Başkanı'nın, Türkiye'ye 20
eylülde Kanada'dan
döneceği bildirildi.
Karatepe davası
• KAYSERİ (AA) - Kayseri
Büyükşehir Belediye
Başkanı Şükrü Karatepe'nin
10 Kasım'da yaptığı
konuşmadan dolayı
yargılanmasma, yann
Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde başlanacak.
Karatepe'nin 10 Kasım
konuşmasının ardından
Kayseri DGM tarafından
soruşturma başlatılarak
konuşma bilirkişıye
incelettirilmiştı. Prof. Dr. Ali
Şafak başkanlığındaki heyet
ise konuşmamn "eleştiri
sınırlan ıçınde kaldığı,
yargılamaya gerek olmadığT
yönünde görüş belirtmişti.
Kayseri DGM ise rapor
doğrultusunda, takıpsizlik
karan vermişti. Kuşadası
Barosu"na bağlı bir avukatın
Kayseri DGM'nin karanna
itirazda bulunması üzerine
karar bozularak yenı bir dava
açılmasına karar venldi.
Söz gazetesi sahibi Mehmet Ali Altındağ'a ait inşaat şirketi Hazine'den usulsüz para aldı
Yolsuzhığa trilyonhık cezaYurt Haberleri Servisi- Gü-
neydoğu'da aldığı devlet ihalele-
riyle dikkat çeken Diyarbakır
Söz TV ve Söz gazetesinin sahi-
bi Hacı Mehmet Ali Altındağ'a
ait lntim İnşaat şirketi, fazla ha-
kediş aldığı gerekçesiyle Bayın-
dırlık Bakanlığı müfettişlerince
1 trilyon 200 milyar lira para ce-
zasına çarptınldı.
Yapılan bir ihbar üzerine Ba-
yındırlık Bakanlığı tarafından
Diyarbakır'a gönderilen müfet-
tişler, Hacı M. Ali Altındağ'a ait
lntim İnşaat Nakliyat Taahhüt
Ltd. şirketinin ihaleleriyle ilgili
incelemebaşlattılar. Şirketinha-
kedişlerini inceleyenmüfettişler,
lntim Inşaat'ın. Diyarbakır kent
merkezinde yapımı devam eden
ve ön keşif bedeli 700 milyar
olan 290 konutluk polis lojman-
lan ihalesi nedeniyle devletten
fazladan 542 milyar lira aldıgını
tespit ettiler. Müfettişlertarafin-
dan yapılan incelemenin tamam-
lanmasınm ardından söz konusu
Fırmaya gecikme faiziyle biriik-
te tam 1 trilyon 200 milyar lira
cezakesildi. Altındağ'ın söz ko-
nusu cezayı ödediği bildirildi.
Diyarbakır'ın Embelli Kö-
yü'nden olan Mehmet Ali Altın-
dağ, 1980'li yıllara kadar Diyar-
C e t e d a v a s ı n d a s o n u c : B e r a a t
Yargıç: Deliller yetersiz kaldıDtYARBAKlR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır kent merkezinde bir kişinin ka-
çmlâtak öldürülmesi davasuıda karan açık-
layan mahkeme başkanı "beraaf eden
Özel Harekât tim polisi Hüseyin Bozkuş'u
"Senin suçsuz olduğuna inanmıyoruz. Suç-
lusun.Ancak eklcki mevcutddillcr suçlu ol-
duğunu kanıtiamava yetmedi" dedi. Aynı
davada yargılanan bir PKK itirafçısı 20 yıl
ağır hapis cezasma çarptınldı.
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen 1994 yılında Şeyhmuz Yavuz adlı
vatandaşm kacınlarak öldürülmesi davası-
nın dünkü oturumunda mahkeme karannı
açıkladı. Karar oturumuna taammüden
adam öldürmek suçundan yargılanan PKK
itirafçısı İsmail Yeşttmen ve geçen oturum
kefalet karşıhğı salıverilen tutuksuz sanık
Özel Harekât tim polisi Hüseyin Bozkuş
hazır bulundu.
Savcınm esas hakkındaki görüşünü bil-
dirmesinden sonra mağdur ve sanık avu-
katlanndan karar için son savnnmalan is-
tendi.
Seyhmuz Yavuz'un yakınlannm avukatı
olan Sezgin Tannkulu, "Sanıklar hakmda
taammüden adam kaçınp işkenceyle öldür-
dülderine dair tüm dcliller mevcutnır. Tb-
tuklu ve tutuksuz sanık İsmail YeşUmen ile
polis metnuru Hüseyin Bozkuş'un taaam-
müden adam öldürmek suçundan cezaian-
dınlmasını istiyonız" dedi.
Kısa bir aradan sonra karan açıklayan
mahkeme heyeti, PKK itirafçısı İsmail Ye-
şilmen'i taammüden adam öldürmek su-
çundan 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme, Şırnak Emniyet Müdürlüğü'nde
görevli Özel Harekât tim polisi Hüseyin
Bozkuş hakkında da beraat karan verdi.
Mahkeme başkanı, Özel Harekât polisi
hakkındaki karan açıklamadan önce sanı-
ğa dönerek "Senin suçsuz olduğunainanrru-
yonız. Soçlusun ancak eldeki mevcut delil-
ler suçlu olduğunu kanıtlamaya yetmedi
Beraatine karar verdik" dedi.
bakır Gazi Caddesi üzerinde
çakmakçılık yaptı. 1980 askeri
darbesinden sonra Diyarbakır'da
7. Kolordu Komutanlığı'nda gö-
rev yapan üst düzeyde bir asker-
le kirve olan Altmdağ bu tarih-
lerden sonra bir inşaat şirketi ku-
rup müteahhitliğe başladı. Altın-
dağ kısa sürede bölgenin sayılı
işadamlan arasına girdı.
1990'h yıllara doğru devlet-
ten aldığı ihalelerle önlenemez
bir yükselişe geçen Altındağ,
1991 yılı sonunda Diyarbakır'da
yayın yapan Söz Gazetesi'ni
kurdu. Bu gazeteyle iş çevrele-
rine sert eleştireleryönelten, ters
düştüğü devlet görevlileri aley-
hine yayınlar yapan Altındağ,
yayın organlanndaki dini yayın-
lar nedeniyle "HizbuUah'ın fi-
nansörlüğünü" yapmakla da
suçlandı.
PKK'ye"yönelik eleştiriler ne-
deniyle 1993 yılında Altındağ'ın
Söz gazetesi, 1996'da ise Din-
lenme Tesisleri teröristlerin sal-
dınsına uğradı. Ikinci saldında 8
yurttaş yaşamını yitirdi.
1993 yılınm sonlanna doğru
Diyarbakır'da Söz TV'yi kuran
M. Ali Altındağ, Kuran-ı Kerim
okunarak açılıp kapanan televiz-
yonunda dini yayınlar yaparken
gazetesiyle de kupon karşılığı
dini kitaplar dağıtıyor.
İlk yurtdışı gezisi
Yılmaz, boru
hattı için
Kazakistan'da
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kan Mesut Yılmaz, 55. hükümetteki ilk yurt-
dışı gezisini Kazakistan'agerçekleştirdi. Yıl-
maz, Kazakıstan'ın bağımsızlığa kavuşması-
nın ardından siyasal. ekonomik ve kültürel
ilişkilerin önemli gelişmeler kaydettiğini be-
lirtirken iki ülkeyi ilgilendıren uluslararası ve
bölgesel konularda görüş alışverişinde bulu-
nulacağını bildirdi.
Başbakan Yılmaz. dün Kazakistan'a hare-
ketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda dü-
zenlediği basın toplantısında, Kazakistan
Cumhurbaşkanı Nursuftan Nazarbayev'ın da-
veti üzerine bu resmi ziyareti gerçekleştirdi-
ğini söyledi. Yılmaz, 3 gün sürecek ziyaret sı-
rasında Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazar-
bayev, Başbakan Akejan Kajıgeldin ve Mec-
lis Başkanı Ospanov ile iki ülke arasındakı
ilişkileri her yönüyle değerlendireceklerini
söyledi. Başbakan Yılmaz, resmi ziyaret için
Kazakistan'a giderken uçakta gazetecilerin,
Bakû-Ceyhan boru hattı ile ilgili sonılannı
yanıtladı.
Yılmaz, petrolün dört ayağı bulunduğunu,
bunlann Azerbaycan. Kazakistan, Türkme-
nistan ve Gürcistan olduğunu belirterek Aze-
ri ayağının sağlandığını, anlaşmanın yapıldı-
ğını ve Azeri tarafının bu anlaşmayı teyit et-
tiğini bildirdi. Kazakistan ayağını da kendi-
sinin halledeceğini belirten Başbakan Yıl-
maz, daha sonra Türkmenistan'a gidecegini,
ardından da Gürcistan ayağının halledilece-
ğini söyledi.
Işin siyasi ayağının da halledilmesi gerek-
tiğini ifade eden Başbakan, bunun için Rus-
ya Federasyonu Başbakanı VTctorÇernomır-
din ile görüşeceğini belirtti. Petrol boru hattı
işinin yı! sonuna kadar bitirileceğini kayde-
den Yılmaz. "Projenin 1998 yılında hayata
gecirilmesi lazırrT diye konuştu.
Mesut Yılmaz, bir gazetecinin, projenin ne-
den bu yıl bitirilmesi gerektiğini sorması üze-
rine. Boğaz'dan petrol nakliyatının tehlikeli
olduğuna işaret ederek petrolün 70 milyon to-
na çıktığında Boğazlar'ın bunu kaldıramaya-
cağmı söyledi. Yılmaz, Bakû-Ceyhan petrol
boru hattı için bir Alman firmasının fizibili-
te yaptığını bildirerek Türkiye'nin Boğazlar'ı
tehlikeden kurtarmak için çalıştığını anlattı.
Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerine de
değinen Başbakan Yılmaz, bu ülke ile ilgili
projelerin Azerbaycan ipoteğinde olduğunu
söyledi. Yılmaz, Ermenistan'ın Trabzon Ha-
vaalanı'na uçak indirmek ıstediğini kaydetti.
Ağdaş davası sürüyor
AKbeyköy Saya Yokuşu'nda Kurruluş gazetesi satarken öl-
dürülen îrfan Ağdaş'la ilgili da\aya dün Eyüp 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde de%am edildi. Mahkeme. kamu gmenliği-
nin sağlanıp sağlanamayacağı konusunda İstanbul Valili-
ği'nden görüş alındıktan sonra davanın naklinin başka bir
ile yapüması konusunda dosyanın Yargıtay Ceza Dairesi'ne
gönderilmesine karar verdL "Faili belli olmayacak şekilde
adam öldürmek" ve "kasten adam öldürmek" suçlanndan
haklannda 12 yüdan 15 yıla kadar ağır hapis cezası istenen
\e tutuksuz yargılanan polis memurlan Aytekin Kayiıan. Bi-
rol MıdıkveAbdurrahman Yöku dün oruruma katümak için
Eyüp Adliyesi'ne geldiler. Ancak sanıklar "güvenliğin sağ-
lanamaması" gerekçesiyle salona ahnmazken, çoksayıda ba-
sın mensubu da dışanda kaldı. Duruşmaya katılan İrfan Ağ-
daş'ın >engesi Şükran Ağdaş, da\anın başka ile nakil edil-
mesi istemini du>unca. "Adalet isfi> orum. trfan'ımı öldüren-
ler burada yarguansın" diye bağırdı. Duruşma sonunda bir
açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen,
"*Sa>ın Başbakan Cöktepe davası gibi bu sanıklann da yar-
gı önüne çıkardması için talimat vermelidir" diye konuştu.
(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
Barış Treni heyetinden suç duyurıısu
• Banş Treni Koordinasyon
Sözcüsü Ahmet Cihan'ın da
aralannda bulunduğu bir grup
istanbul Valisi, Emniyet
Müdürü, Müdür Yardımcısı
ve bazı polisler hakkında suç
duyurusunda bulundu.
İstanbul Haber Servisi -Aralannda
Banş Treni Koordinasyon Sözcüsü Ah-
met Cihan'ın da bulunduğu bir grup, ts-
tanbul Valisi Kutlu Aktaş. İstanbul Em-
niyet Müdürü Hasan Özdemir. Emni-
yet Müdür Yardımcısı Mehmet Çağlar
ile bazı polis memurlan hakkında İstan-
bul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyu-
rusunda bulundu. Suç duyurusu dilek-
çesinde yukanda ismi geçen yetkilile-
rin "hürriyeti tehdit", "görevi kötüye
kullanarak arama", "memuriyetgöre-
vini kötüye kullanma" suçlannı işledik-
leri öne sürüldü.
Ahmet Cihan, Tomris Ozden, şair
Suna Aras'ın da aralannda bulunduğu
grup dün sabah İstanbul Adliyesi'ne
geldi. Çağdaş Hukukçular Derneği Yö-
netim Kunılu üyesi Bilgütay Hakkı
Duma tarafından nöbetçi cumhuriyet
savcısına verilen suç duyunısu dilekçe-
sinde İstanbul Valisi. İstanbul Emniyet
Müdürü ve yardımcısı ile TEM Otoyo-
lu lstanbul-Çamlıca rurnikelerinde gö-
revli polis memurlannın Musa Anter
Banş Heyeti yolculannı 2 Eylül'de İs-
tanbul girişinde durdurduklan vurgu-
landı. Polisin otobüsü ve yolculan
"keyfî" olarak aradığının belirtildiğı di-
lekçede 15 yolcunun da gözaltına alın-
dığı anımsatıldı. Görevli polislerin ba-
şında Mehmet Çağlar'm bulunduğuna
dikkat çekilen açıklamada. "Yasadışı
olarak sehre girişimizin engellenmesi,
arama yapüması, haksız ve >asadışı ola-
rak gözalüna ahnmamız, keyfi bir bi-
çimde emredilmiştir" denildi.
Çağlar'ın "Evet ben hukuktanımryo-
rum, keyfi davramyonım" dedığınin
öne sürüldüğü dilekçede yetkilılerin,
"Hürriyeti tehdit, seyahat özgürlüğünü
tehdit, memuriyet görevini kötüye kul-
lanma, kanunsuz eınir verme, kanun-
suzemriyerine getirme" ve "Görevi kö-
tüye kullanarak arama" yapmak suçla-
nnı ihlal ettikleri savunuldu.
Adliye binası önünde açıklama ya-
pan Ahmet Cihan da banş heyetine key-
fi davranıldığını söyleyerek, yetkililer
hakkında dava açılması gerektiğini bil-
dirdi.
SIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Küttür Bakanlığı Kültür veTa-
biat Varlıklannı Konjma G^iel
Müdürü Artan Akat, bu göre-
vini hâlâsürdürüyor. Hâlâdiyo-
njm çünkü bu genel müdürün
hakkındaki suçlamalar aylardır
kamuoyunda. Önde gelen bi-
lim ve kültür insanlanmız, RE-
FAHYOL döneminde görevden
uzaklaştınlan duyarlı Koruma
Kurulu üyeleri, Izmir'deki çev-
reci avukatlar ve Mimaıiar
Odalan, Altan Akat'ın bu göre-
vi sürdürmesini endişeyle izle-
diklerini belirtiyorlar.
Altan Akat'ın adı çevreyi tah-
rip eden kişi olarak birçok kez
gündeme geldi. MHP eski yö-
neticisi Agâh Oktay Güner'in
Kültür Bakanlığı döneminde
başlattığı uygulamalann arka-
sındaki isim olarak dikkat çe-
ken Altan Akat, ismail Kahra-
man döneminde de İsmail
Kahraman'ın sağ kolu oldu.
•••
Neler mi yapmış Altan Akat?
Size birkaç tanesinden söz
edebiliriz:
Altan Akat'lı Kültür Bakanlığı...
1. Istanbul'da 3. Nolu Koru-
ma Kurulu'nun, Beykoz ve Sa-
nyer için aldığı doğal SİT kara-
nnı göreve gelir gelmez bir te-
lefon talimatıyla engellemek is-
tedi. Kuzeydeki ormanlann ve
Boğaziçi'ne komşu su havza-
lannın yapılaşmaya açılmasını
durdurmak ve su havzalannın
kirlenmesini kontrol edebilmek
amacıyla Koruma Kurulu bu
bölgeyi de StT alanı ilan etmiş-
ti. 15 Kasım 1995 tarihinde alı-
nan bu karann uygulama ko-
şulları, Altan Akat tarafından
uzun süre işleme konulmadı.
Kurul üyelerinin ısranylave Kül-
tür Bakanı Fikri Sağlar'ın giri-
şimiyle karar ancak iki ay son-
ra yürürlüğe girebildi.
2. İstanbul MimariarOdasrnı
Yıldız Sarayı'ndan atmak iste-
yen Refahlı Bakan İsmail Kah-
raman'ın baş destekçisı ve uy-
gulayıcısı da yine Altan Akat'tı.
Akat, mahkemenin tahliye işle-
mini durdurma karannın alındı-
ğı tarihte, bu karan işlevsiz kıl-
mak amacıyla bir cumartesi
gecesi Mimarlar Odası'nı ba-
sarak odanın eşyalannı dışan
attı. Altan Akat'ın bakanlık için-
deki etkisi sürüyor olacak ki,
yargı karan Mimarlar Odası le-
hine çoktan sonuçlandığı hal-
de yeni Kültür Bakanı Istemi-
han Talay, binayı mimarlara bir
türiü teslim edemedi.
3. Bakanlık'ta yaptığı çeşitli
oyunlarla, özerk karar üretme-
si gereken Koruma Kurulla-
n'nın inisiyatifini köreltici uygu-
lamalan yürürlüğe soktu. Ko-
ruma Kurullan, SİT alanı ilan et-
me yetkileriyle, çok önemli do-
ğal vetarihsel varlıkları koruma
olanağını ellerinde bulunduru-
yorlar. Bu nedenle Koruma Ku-
rullan'nın kimlerden oluşacağı-
nın saptanması, bu alanlann
yağmaya açılıp açılmaması
açısından büyük önem taşıyor.
Bu büyük rant kavgasında Kül-
tür vetabıat Varlıklannı Koruma
Genel Müdürtüğü'nün tutumu
belirleyici bir rol oynuyor.
Altan Akat, bu kurullann üye-
lerinin inisiyatıfli, duyarlı ve ka-
rariı insanlardan oluşmasını en-
gellemek amacıyla hem Agâh
Oktay Güner'e hem de ismail
Kahraman'a yeni kurul üyelik-
len konusunda yol göstericilik
yaptı. Koruma Kurulu'nun etki-
li üyeleri yerine, bakanlığın em-
rinden çıkamayacak bürokrat-
lann atanmasını sağlayarak
rant çevreleriyle işbiriiğine uy-
gun bir atmosfer yarattı. Bu-
nunla da yetinmeyip kurullann
yetkilerini sınırlandırarak bu
yetkıleri genel müdürlük emrin-
dekı kurul müdürlerinde topla-
dı.
4. Altan Akat'ın görev yaptı-
ğı ANAYOL ve REFAHYOL dö-
nemlerinde Türkiye'de hiçbir
yeni SİT alanı karan alınmadı.
tersine, önceki dönemlerde
örneğin izmir ve Çeşme Yan-
madası çevresi için- alınmış
SİT kararlannın bir kısmı kaldı-
nldı, bir kısmı birinci dereceden
üçüncü dereceye düşürülerek
yapılaşmaya açıldı. Yani bir di-
ğer ifadeyle yağmaya açıldı. Iz-
mir'deki bu operasyon, Istemi-
han Talay'ın bakanlık koltuğu-
na oturduğu ilk günlerde de de-
vam ettirilerek sonuçlandınldı.
5. İzmir ve İstanbul Mimarlar
Odalan'yla, çevreci avukatlar,
Altan Akat'ın doğayı ve tarihi
tahrip eden kararlannı her se-
ferinde mahkeme yoluyla dur-
durdular. Altan Akat, bu konu-
da o kadar kararlıydı ki, her se-
ferinde yeni kararlar alarak, es-
ki uygulamalan, yani tahribat-
lan sürdürdü.
• • •
Kültür Bakanı Istemihan Ta-
lay'ın ve hükümet üyelerinin bil-
gisine sunulur.
GLOBALPOLÎTİKÜLTCR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Karanlık Yırtılırken...
Reagan'ın, 1979'da Federal Hükümet Hava
Trafik Kontrolörleri grevini kırmasıyla gelişmiş ül-
kelerde, sendikal hareket için karanlık bir dönem
başladı. ABD'deki UPS grevinin başarıyla bitme-
sinden sonra başlayan tartışmalar, giderek bu ka-
ranlığın yırtılmaya başladığını gösteriyor. Tartış-
malardan çıkan bir diğer sonuç da bu aydınlığın
genişleyebilmesi için sendikaların ve emekten ya-
na güçlerin mücadelelerini günün koşullarına uy-
durmaları gerektiği doğrultusunda.
Nec-liberal ve yeni-sağ hükümetler, sermaye
birikim krizine karşı tedbir olarak bir taraftan kü-
reselleşmeyi teşvik ederken diğer taraftan da e-
mek pazarını esnekleştirmeye giriştiler. Bu hedef-
lerin gerçekleşebilmesi için 1950-70 arasında ya-
şanmış olan sınıfşekillenmesinin (sayısal ve yerel
yoğunlaşma ve örgütlenme düzeyi, ortak davran-
ma dürtüsü) kınlması gerekiyordu.
Bu sınıf şekillenmesinin kınlmasını, işçilerin bir
sınıf olarak ortak dayanışma dürtüsüne iîişkin ya-
nının kırılmasını sosyal demokratların neo-liberal •
politikalan ve söylemi benimsemeleri hızlandırdı.
İşçilerin örgütlenme düzeyinin en doğrudan ifade-
si olan sendikalann kırılmasını da muhafazakâr
hükümetler üstlendiler.
Neo-liberal hükümetlerin bir buldozer gibi açtı-
ğı yoldan ilerleyen yeni teknoloji, büyük işyerieri-
nin parçalanarak küçük birımlere dönüşmesi ve ta-
şeronluğun yaygınlaşması, işsizliği arttırdı ve sen-
dikalaşma oranını azalttı.
1990'lann başında egemen olan küreselleşme
ideolojisi de bu süreci meşru kılacak bir şekerie
kapladı: "Artık değişen dünyada esneklik ve kü-
resel rekabet gerçeğini sendikalar kabul etmeliy-
di." Hatta bazı aklı evveller, gelecek 50 yıl içinde
sendikalann artık gereksiz olacağını, çünkü "işçi
çıkan'mn ekonomik bir kategori olarakanlamını yi-
tirdiğini anlatmaya başladılar. Sanki olaylar da on-
lan haklı çıkarıyordu, teori tümüyle reddetse bile...
Ta ki 1995 Fransa, sonra da Kore grevlerine ve ni-
hayet UPS grevine kadar. Bu arada, Italya ve Is-
panya'da iki kere genel grev, Belçika'da ve Al-
manya'da büyük grevler yaşandı. Bugün OECD
sendikalar tavsiye komitesi ile "kûreseHeşme söz-
cüğünün birçok hükümet ve şirket tarafından iş-
çiler arasında, korku ve politikasızlık ortamı yarat-
makta kullanıldığını" (1997 Denver Toplantısı) ka-
bul ediyor.
UPS grevinden sonra gözler sendikal hareketin
son yıllardaki deneyi üzerine yönelince, ortaya iş-
çiler açısından yüreklendirici bir manzara çıkma-
ya başladı. Isveç, Almanya ve Hollanda gibi ülke-
lerde sendikalaşma oranlan 1970'lerden bu yana
düşmemiş, hatta az da olsa artmıştı. En büyük
sendikalaşma kaybı Ingiltere, ABD ve Fransa'day-
dı. Fransa'da sendikalaşma oranı 1970-1990 ara-
sı yüzde 22'den yüzde 9.8'e düşmüş, ancak son-
ra 1996'da tekraryüzde 10'ayükselmişti. ABD'de
ise yüzde 20'lerde dolaşan sendikalaşma oranı,
bugün yüzde 10'un altına inmişti. En büyük kayıp
ise Ingiltere'de yaşanmış ve sendikalaşma oranı
1970-96 arasında, yüzde 44.8'den yüzde 31'e
düşjnüştü. Ancak Fransa ve ABD örneklerinin
gösterdtğtgıbisendikalaşma oranının düşük olma- >
sı, bu iki ulkecte son yılların en başanlı iki işçi ha-^
reketinin yaşanmasını engelleyemedi.
Sendikalann mücadele yöntemleri ve üye kay-
detme taktikleri üzerine yapılan gözlemler, bazı
önemli yeniliklere dikkati çekiyorlar. Sendikalar,
uluslararası dayanışmalara önem vermeye ve/cü-
resel sermaye ile küresel düzeyde karşılaşmanın
yollarını bulmaya çalışıyorlar. Internet haberleş-
mesi ve Kore, Finlandiya grevlerinde, Renault gre-
vinde olduğu gibi doğrudan işbirliği, PTTI isimli
USA şirketine karşı Fransız, Ispanyol ve Alman
sendıkalarının dayanışması, Avrupa Biriiği Düze-
yinde İş Konseyleri yoluyla yeni yöntemler gelişti-
riyorlar. Birçok sendika, üyelerine meslekı ve aka-
demik eğitim sunarak değişen ortama uymalan-
na yardımcı olmaya çalışıyor. Sendikalar, ellerin-
deki fonları kendi üyelerine düşük maliyetli, kredi,
sigorta ve tatil olanakları sağlamak için kullanıyor-
lar. Çalışma yaşamında kadınlann sayısının gide-
rek artması, sendikalan bu alanla özellikle ilgilen-
meye ve özgün gereksinimlerine cevap vermeye
zoriuyor. Sendikalar; daha demokratik taban ka-
tılımına olanak sağlayacak biçimler geliştirerek iş-
çilerin sendikaya güvenini güçlendiriyorlar. Bazı
Amerikan sendikaları yaz dönemlerinde üniversi-
teli öğrencileri sendikalaşma atılımlannda kullanı-
yor ve gençliğin enerjisinden faydalanıyorlar. Ni-
hayet sendikalar, kendi üyelerini olduğu kadar top-
lumu da doğrudan ilgilendiren, insan haklan, çev-
recilik, kadın hareketi, banş hareketleri, ırkçılığa
karşı mücadele, eşcinsellerin özgün haklan gibi
konularda kampanyalara katılıyor ve bu gruplarla
işbirliğine gidiyor ve etkilerini bu mücadeleler için
de kullanıyorlar.
Yukandaki paragraflardaözetlediğim yöntemler,
sendikalann yeni üye kazanma ve etkinliğini art-
tırma atılımlarına büyük güç katmışa benziyor. Ar-
tık sendikalar dünden daha avantajlı durumda ol-
makla birlikte, henüz yapacak çok işleri olduğunu
biliyorlar. Ancak karanlıkların yırtılmaya başladığı
da bir gerçek. Dansı başımıza...
'Cumhuriyet okuyan kâfirdir' demişti
Yenice Müftüsü
hakkında dava açıldı
TURHAN NARLER
ÇANAKKALE - Yenı-
ce ilçesine bağlı Davut-
köy'de bir hayır yemeğin-
de, "Cumhuriyet gazetesi
okuyanın aptesi bozulur,
bu gazeteyi okuyanlar kâ-
firdir" dediğı bildirilen
Müftü Zekeriya Avyıldız
hakkında Yenice Savcılığı
dava açtı.
Müftünün 'Cumhuri-
yet' okuduğu için kendısı-
ne 'kâfir ve komünist' de-
diğini savunan Ramazan
Ünsal'ın baş\urusu üzen-
ne açılan davada Ayyıldız
hakkında l aydan 6 aya ka-
dar hapis isteniyor.
Ramazan Cnsal'ın açtı-
ğı davaya müdahil olarak
katılmak için avukatı ara-
cılığı ile mahkemeye baş-
vuran Çanakkale Belediye
Başkanı İsmail Özay,
"Ben Cumhuriyet Türki-
yesi'nin bir ferdiyim. Ben
Cumhuriyet gazetesi oku-
yorum ve kâfir değilim.
Cumhurivet'i okuyanlan
komünist \-e kâfıriikle suç-
layan bu kişi yargı önünde
hesap wrmetidir" dedi.
Öte yandan. Ünsal'ın
avukatı Zuhat Yokuş du-
rusmanın 10 Ekim'de baş-
layacağını ve yargılamaya
çok sayıda avukatın kaöl-
masının beklendiğini söy-
ledi. Yokuş, Yenice Müf-
tüsü'nün ilerici, demokrat
yaymlara karşı tavır içinde
olduğunu belirterek, "Bu
dav raruş müftünün ilk su-
çu değildir. Birçok kez ge-
rek ilerici vayınlara gerek-
se aydınlara saldınlarda
bulunmuş, sözümona bir
din adanudır'" dedi.