29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA 10 KULTUR Y A P I K R E D İ S A N A T F E S T t V A L 1 ' 9 7 Bol ödiiüü gitar ııstası liebertKültür Servisi - Yapı Kredi Sanat Festivalı "97 kapsamında bu akşam saat 21.OO'de. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda Ottmar Liebert gmbu Luna Negra XL ıle bir konser verecek. Mûzikle ilgilenmeye küçük yaşlarda başlayan Ottmar Liebert. Almanya"nın Köln kentinde doğdu. Çin asıllı Alman bir babanın ve Macar bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ottmar Liebert 11 yaşında gitar çalmaya başladı, 18 yaşında Rusya ve Asya'ya yolculuklar yaptı. Seyahatleri boyunca Doğu'nun geleneksel müzığiyle ilgili araştırmalar yapan Lıebert'in bu çalışmalan 1970"lerin sonlan ve 1980'lerin başlanndakı müzik ortamında pek ses getirmedi. Almanya'da, sonra Boston'da caz- fünk çalışan Liebert. müzikte özgür olmayı ve müziğini kendisi ıçın yapmayı prensıp edindi. • Listelerdeki hızlı yükselîşi, tutkulu flamenko- blues kanşımı müziğiyle 'newage'e farklı bir yaklaşım getiren 'çağdaş flamenko gitaristi' Ottmar Liebert, bu akşam 21 .OO'de Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda. 1988'de grubu Luna Negra XL'i kuran Ottmar Liebert altın sertifika, platin ve Grammy ödüllü bir sanatçı. Grubu Luna Negra XL 1988 yılında doğdu. Sayılan gittikçe artan geniş izleyici kitlesi edinen sanatçının ılk albümü Nouveau Flamenco. ilk yayımlandığında. Marita: Shadovvs and Storm adını taşıvan, düşük maliyetle yapılrruş bir albümdü. Sonra albüm, radyo programcılan tarafından ilgi görmeye başlayınca, Marita. Nouveau Flamenco adıyla yenıden pıyasaya sürüldü. 1993"te ABD'de altın plak alan albüm. 1996'da platine yaklaştı. 1990'daki Poets and Angels ve 1991 'dekı Grammy Ödülü alan Borrasca'nın ardından Nouveau Flamenco 'nev* age' listelerinde bir numara olmayı başardı. 1992'de çıkarttığı ve Carlos Santana'nın Samba Pa Ti parçasını da içeren Solo Para Ti'si, 100 pop albümü arasında birinci sırada yer aldı. 1995'te 'yıhn sanatçısı' seçilen ve altın sertifikaya layık görülen sanatçı. 1992'de NatalieCole'un •l nforgettaNe' adlı ABD turnesinin açılışında ve Jay Leno'nun 'Tonight' şovu öncesinde gösterdiği performansla da büyük başan kazandı. 1993 te The Hours Betvveen NightandDay albümünde akustik ve elektro gitann yanında. bılgisayardan da yararlandı. Şubat 1995'te piyasaya çıkan Euphoria Luna Negra XL'in 1993 ve 1994 yıllannda Avrupa ve Güney Amerika'ya düzenlediği rurnelerden sonra oluşturuldu. Basında. hakkında hıçbır gitarcmın kolay kolay erişemeyeceği bir enerjiye sahip olduğu ve tutkulu flamenko-blues kanşımı müziğiyle nevv age'a farklı bir tarz getirdiği gibi yorumlar yapılan Liebert. Haziran 1995'te, tamamı canlı kayıt olan ilk konser albümüVTva'yı yayımladı. Yeni albümü Opium'la ise dinleyicilerini keyifli bir yolculuğa çıkardığı belırtildi. Akgün Akova'nın yeni şiir kitabı 'Aşk ve Kuyrukluyıldız' Çınar Yayınlan'ndan çıktı Aşk sona evdi<ğizjLinum şiMe kutsanır FECİRALPTEKİN Akgün Akova'nın "Aşk ve Kuyruklu- \ildiz" ısımü şiır kitabı Çınar Yayınla- n'ndan çıktı. Kıtaba, kırk sekiz aşk şi- iri ve iki şıirsel metin konuk olmuş. "Aşk ve Kuyrukluyıldız*' beş bölümden oluşuyor. "Esmerolojn, "Sıynlan Etek- ler Kitabı" v e "Öpüşen Çrffleri Alkışla- ma Ekibi" başlıklan altında, Akova'nın daha önce yayımlanmış olan üç kita- bmdan alınan aşk şiırleri bulunuyor. "Uzak kalan sevdalılan bir araya gefir- dik" diyen Akova'nın yepyeni aşk şiır- leri ise "Yalnızca Kanatianna Güven" adlı ilk bölümünü oluşturuyorlar kita- bın. Gerek ıçerisinde iki şiirsel metnın bulunduğu "Sevgüi Kırlangıç''ta, gerek- se bu yeni şiırlerde hep gökcisimleri. kırlangıçlar. ateşböcekleri. martılar ya da kuyrukluyıldızlar çıkıyor okurun karşısına. "İçinde aşk. mitoloji, felsefe, astroioji ve astronominin olacağı bir ro- manın ön çalışmalanm yapıyordum" dıye anlarmaya başlıyor Akova: "İşte kuyrukluyıldız sevdasıda böyleçıktı or- taya. Üç yıkür astronomi çalışıyorum. Romanıma konu olacak aşk öyküsünü düşünürken kendimi dağınık bir döne- min içersinde buldum ve bu dönemin varattığı imgeler, >ani romanımın ön im- geleri konuk oldu yeni şiirlerime." "Bilimle açıklanamaz aşk, şiirle açık- lanabilir ancak~." diyen Akova ıle şııri ve aşk üzerine konuştuk. Aşkta rastlantı ve üretim - "Sevgüiın. yaban otian arasında bul- duğum yeşim" derken aşkın raslanbsal- lığuender bulunurluğu mu anlatmak is- tediğiniz? - Ancak kendınizi iyi tanıyor ve do- layısıyla da ne aradığınızı bıliyorsanız. o aşkı bulma şansınız vardır. Ben yıldı- nm aşkına ınanmıyoum. Aşk. çok az raslantı ve daha çok bir üretim ilişkisi. Sevişmeden 'seviyonım* diyenler ya- lancıdır. Kendinizi tanıyarak aşkı bul- [şkın ancak şiirle açıklanabildiğini savunan Akgün Akova, yeni kitabı 'Aşk ve Kuyrukluyıldız'daki yeni şiirlerinde hep gökcisimleri, kırlangıçlar. martılar ve kuyrukluyıldızlaı çıkanyor okurun karşısına. Şiirin ancak aşk sona erdiğinde başladığını belirten Akova, "Böylelikle biten aşk kutsanıyor ve verdiği duygunun sürekliliği sağiarayor" diyor. duğunuz gibi, aşkta da kendinizi bulur- sunuz ki bu da önemli bir paradokstur. Picasso,"Her yaratma edimi, bir yıkma eylemidir" der. Bir aşkı yaratırken de bir sürü şeyi yok edersinız; ahlak kuralla- nnı, toplumsal sınırlan ve her şeyden önce de kendi gururunuzu. İşte bu yüz- den "Aşk, sevenlerin yüzünde tahtlar devirir, saravlaryıkar" denm bir şıırim- de. -"Yerçekimini aşk yoksunlanna bıra- kıp / bir bir çıkardun gi> silerimi" diyor- sunuz, ya da "Sonsuz ipli uçurtma şen- liğine dönüştü birlikteliğimiz". Aşık olunca nasıl hiç geri dönmemecesine uçuluyor? - Hani aşkın gözü kördür derler ya. ben hep düşünmüşümdür hangı gözü kördür aşkın diye. Galiba körlüğe, sa- ğırlığı ve hatta dünyaya tamamen ka- panmay ı da katmak gerekiyor. Sevdiği- nizden başka bir şey düşünemez hale geliyorsunuz. Bunu bilimle de şiirle de açıklamak çok güç. Zaten şair de ancak o aşk duygusundan sıvrıldığı zaman yazmaya başlıyor. Aşkın içindeyken sa- dece aşkı yaşamak var çünkü. Ancak aşk sona erdiğinde başlıyor şiır. Böyle- likle bıten aşk kutsanıyor ve verdiği duygunun sürekliliği sağlanıyor. Aşkın ayağınızı yerden kestiğı dönemlerde, bulutlann arasında kalem bulamazsı- nız. Sadece yaşamah, o kadar - O halde dizeleri bir ara> a getiren. aş- kın mutluluk anından çok kırgınlıklan ve acıları. - Beethoven. yapıtlannın kaynağında mutsuzluk yattığını söyler. Bu.CanYü- cel ıçin de böyledir. Attilâ İlhan için de, Hemingvvay için de. Yazara ve şaire ra- hat batar. bu yüzden de genelde sağlık- lı ilişkiler kuramazlar. Şair ya aşkın bı- raktığı acılardan beslenir ya da aşklan- na çektirdıği acıdan. - "Galata Kulesi'nden aşağıya fırlat- tım beyninu"" 1 divor, Heisenberg'den bir alınnyla sürdüriiyorsunuz şiirlerinizden birini: "Yürekle beyin arasındaki en bü- yük belirsizliktir aşk.'" Nasıl bir şey bu aşkın mantık voksunluğu? - 'Düşerken Bile' adlı bu şiinmde K.u- antum mekanığı var. Orada geçen ısım- lerin hepsi, yani Planck, Brogiie ya da Einstein, Newton fiziğini yıkıp mikro anlamda yeni bir fizık kuran adamlar. Şiirdekı alıntılar ise onlann teoremleri. Ben. bu teoremlen şıirsel anlamda aş- ka dönüştürmeye çalıştım \e sonra da Osmanlılarda ilk rasathanev i kuran Ta- kiyüddin'in dolaşabileceği bir mekân seçmek istedim; orası da Galata Kule- si oldu. Aşkınızı > aşarken her şeyın bi- lım olduğu bir dünyadan düşsel bir ye- re doğru gidiyorsunuz. Aşk. bılinçaltı- nın değil de bılinçüstünün yarattığı bir şey belki de. - ACL aşkın olmazsa olmazı mı yoksa mutlu aşklar da var mı bir yerlerde? - Yaşamın kendisi acı veren bir şey as- lmda ve aşk da bu yapının bir parçası Acılar da mutluluklar gibi birtakım den- geleri sağlıyor. Aşkta da zaman zaman acılar yaşıyorsunuz. zaman zaman bü- yük mutluluklar. Aşkı yaşamaktan da- ha fazlasını beklememeli aşktan. Bir patlama ve parlama anı - "Aşk ve Kuyrukluyıldız" şürinde de aşk, hem bir hastalık hem de bir aydın- lanma. Buna aşkın dhalektiği de deni- lebilir mi? - Yaşamın çıkmaz sokaklannda yü- rürken bir kuyrukluyıldıza çarpmanız, ya kuyrukluyıldızın yere inmiş olması ya da sizın yukanya çıkmış olmanız an- lamına gelir zaten. ki burada da bir kar- şıtlık vardır. Çarpmadan kaynaklanan bir patlama ve parlama anıdır aşk. Bir yandan yenilenirken diğer vandan bin parçaya bölünmektir. Diyalektik bura- da işte. ,. .-Peki sevdanmkıjyrukluyıldız mev- sinü ne zamandır? - Sevdanın kuyrukluyıldız mevsimi. nereve gittiklerini bilmeden tüm parça- lannızın göğe. uzayın boşluğuna dağıl- dığı o ilk çarpışma anı bence. Işığın azalmaya başladığı zanıana kadar da sü- rüyor. - Neden özellikle gökcisimlerini, kır- langıçlan va da ku\Tukluyıklızları seç- tiniz? - Daha küçücük bir çocukken yaz ge- celerinı sırt üstü yatıp gökyüzünü sey- rederek geçırdıv seniz, Samanyolu'nun. Hera'nın göğsünden fışkıran sütle oluş- ruğunu ya da bir yıldızın ışığının bize yıllar sonra geldiğini, bu anlamda da aslında yıldızın geçmışını görebildıği- mizi öğrendiyseniz bir gün. karşınızda duran güzellik ve insanın doğadakı var- lığı üzerine sorgulamaya başlarsınız kendinizi. Benim şiirlerim. bu sorula- nntoplamıdırişte. Eınstein'ıbılimegö- türen de çocukluk yıllannda içinden atamadığını söyledigı böyle bir soru ol- muşrur: "Bir ışıga bincbilseydim. acaba nasıl görünürdii dünya?" Dormen Tiyatrosu 43. sezonuna başlıyor 'Opera Restor'd'Eskişehir'de Kiiltür Servisi - Zeytinoğlu Eği- tım, Bilım ve Kültür Vakfı tarafın- dan bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Eskişehir Festivali. dünyanın ilk ve tek 'gezginci opera' topluluğu 'Opera Restor'd'u konuk edecek. 17. ve 18. yüzyıl lngıliz operası ve müzıkli tıyatrosu üzerin- de uzmanlaşan tek opera topluluğu olan v Opera Restor'd' 17 Ekim cu- ma akşamı saat 21.15'te Eskişehir Atatürk Kültür Merkezi'nde ger- çekleştireceği konserde, 18. yüzyıl Ingiltere'sinin en popüler komık operalanndan bıri olarak nitelendı- rilen4 Wantle>Canavan'nı sahnele- yecek. Az bilinenrepertuvarlannve geç- miş zamanlann zengin müzikli ya- şamının günümüze kazandınlması konusunda önemli çalışmalar yapan 'Opera Restor'd'un sanat yönet- menlığıni Petcr Holnıan ve JackEd- wards yapıyor. 18. yüzyıl dönemi- ne ait enstrümanlardan oluşan or- kestrasındaki yaylı çalgılarda ma- deni tel yerine barsak tel kullanan 'OperaRestor'd'. günümüz akort ve ses kalitesinden farklı bir tını sağlı- yor. 18. yüzyıl komik operalannı în- giltere'nın yanı sıra. dünyanın bır- çok ülkesınde tanıtan topluluk. Hjperion Plak Şırketf yle çok sayı- da 18. yüzyıl Ingiliz operasının CD kayıtlannı da gerçekleştiriyor. Bens- lovv Müzık Vakfı ıle birer hafta sü- ren Barok Opera Okulu programını gerçekleştiren grup, bu ortak çalış- ma sonucu yepyeni bir 18. yüzyıl operasını sahnelemeyi amaçhvor. Kültür Servisi - Dormen Tı- yatrosu 43. sezonuna iki yeni komediyle ginyor. Bir özel ti- yatro olarak 43 yıldır perde aç- makla neredeyse dünvada bir ılkı gerçekleştirdiklerini belir- ten Haldun Dormen bu yıl ar- tık kendilerinın de sponsorara- dıklannı ve birkaç fırmayla gö- rüşmeyebaşladıklannı belirtti. Özel bir tiyatro olarak çok geniş bir kadro çalıştıklannı ve bu konuda çeşitli eleştinler al- dıklannı söyleyen Dormen. genç ve kalabalık bir sanatçı kadrosuyla çalışmanın Dor- men Tiyatrosu'nun en önemli özelliği ve misyonu olduğunu düşünüyor. Altan Erbulak, Me- tin SerezlL Erol Keskin, Erol Günaydın gibi sanatçılarla yo- la çıktığı dönemde de pek çok kişinin "Bu taıunmamış insan- larla neyapacaksın?" diye sor- duğunu hatırlatarak bugünün genç sanatçılanna da aynı şan- sı vermek ıstiyor. Öte yandan kâr etmek bir ya- na. kendi masraflannı bıle kar- şılayamayan tıyatronun bu misyonunu sürdürebilmesi için sponsor bulmak zorunda kal- dıklarını belırtıyor Dormen. Ancak tarafsızlık ilkesinı boz- mamak ve inandıncılığını sür- dürmek için genel sanat yönet- menliğini yürüttüğü Halk Sı- gorta'dan yardım almıyor. Dormen Tiyatrosu'nun se- zon içınde sahneleyecegi ilk oyun Gencay Gürün'ün Brica- ireve Lasajguesikılisinden çe- virdığı "Bu Filmi Görmüş- tüm..." Başrollerını Haldun 43 }ildır perde açan Dormen Tıyatrosu hep gençlere şans veriyor. (Fotoğraf: KADER TUĞL A) Dormen ve Metin Serezli'nin paylaştığı o>ıınu Çetin Akcan yönetecek. Serezlı-Dormen ıkilisinın beş yıllık bir arahktan sonra tekrar bir araya geldikle- rı oyunun dekorunu Duygu Sa- ğıroğlu. kostümlenni de Gülen Karamanüstlenıyor. Bakanol- mak üzere olan bir Fransız mil- letvekilı ile Amerikalı bir al- bay arasında geçen garip ılışkı- yi konu alan komedinin ılgınç sonunun herkesı şaşırtması beklenıyor. Dormen, izleyicı- lerden her oyundan sonra oyu- nun sonunu başka kışilere an- latmamalannı nca edeceklen- ni belirtıvor. Dormenler'in bu sezon içın- deki ıkinci oyunlan ise Haldun Dormen ve Kemal Uzun'un ka- leme aldığı "Tann Misafıri" adlı medyatık komedı. Hıncal Uluç'tan yola çıkılarak yaratı- lan medyatik bir yazann ayağı kınldıktan sonra Söke'debiraı- lenın başma kalmasını ve aile- nın hayatını altüst etmesini ko- nu alan oyunda Huysuz Virjin. futbolcu Hakan ve Hande Ata- izi gıbı medyatik ısımlerden yola çıkılarak yaratılan başka medyatik tiplemelere de yer veriliyor. Suat Sun^ur, Güneş Berberoğlu, İsmet L stekin, Ke- rcm Atabeyoğlu, Hakan Ökten ve Neslihan Vieldan'ın rol aldı- ğı oyun Haldun Dormen tara- fından sahneye konacak. Haldun Dormen günün eko- nomik koşullan nedenıyle bilet fiyatlannı iki milyon olarak be- lirlediklerinı. bunun asıl izle- yici kıtlelen olan orta sınıfı zorlayacağını bıldiklerini belır- tirken başka türlü tiyatroyu ayakta tutma şanslanmn olma- dığını hatırlattı. Sanatçı aynca Dormen Tiyatrosu'nda çalışan bütün sanatçıların televizyon sayesinde geçimlerinı sağla- dıklannı. tiyatroyu da bir gönül ışı olarak sürdürdüklerinı be- lırttı. "Bu Filmi Görmüştüm" 29 Ekim'de. "Tann Misafiri" de 4 Aralık'ta ızleyıcıyle bu- luşacak. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ İskender'in Şiirli Dünyası Yirmili yaşlarda, bir anlamda şiire başlar başla- maz ünlenen şairler azdır. Bir şairin kendini, baş- kalanna, topluma kabul ettirmesi kolay olmaz. Ço- ğu zaman da şiir dışı etkenlerie, birtakım olaylara kanştığında duyulur şairin adı. Sözgelimi ülkenin devlet başkanı sizin vatan haini olduğunuzu söy- lerse bir günde herkes duyar adınızı. küçük Iskender 1986 yılında, henüz yirmi iki ya- şındayken şiirleri "Adam Sanat" dergisinde ya- yımlanmaya başlar başlamaz. giderek genişleyen bir okur çevresince tanınıp sevildi. Çünkü şiirleri şaşırtıcıydı. Bu özelliği yalnızca sözcüklerle oyna- masından gelmiyordu. Anlattığı şeyler farklıydı. Solcuydu ama bilinen solcular gibi konuşmuyor- du: "Beni ezılenler ilgilendirmedi, kendini ezdi- renleri merak ettim. Neden boyun eğiyorduk?" demişti daha ılk söyleşisinde. Sonra yazdıklanndan yetışme yıllarını yoğun bir okuma içinde geçirdığı anlaşılıyordu. Shakespe- are'den Ataol Behramoğlu'na, Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan Pınar Kür'e. geçmişın ve günümü- zün edebiyatını tanıyordu. Sürekli göndermelerle kuruyordu şiirini. Sanki kendinden önceki edebi- yatın üzerinde zıphyordu şiir yazarken. Öte yandan içi doluydu. Şiirler sanki çok önce- den yazılmışlar gibi dökülüyordu kaleminden. 1988'de, henüz yirmi dört yaşındayken ilk kitabı Gözlerim Sığmıyor Yüzüme yayımlandığında, en az üç koca kitaplık daha şiiri bekliyordu gerıde. Bu kitabına o güne dek dergiierde yayımlanmış şiir- lerini neredeyse hıç almamıştı. Uzun soluklu, ayrı kitaplar olabilecek hacimdekı şiirlerine ağırlık ver- mişti. Kırk sayfalık "Kerem ile Şule'nın AynlıkSen- fonisi", on beş sayfalık "Şehsuvar", on yedi say- falık "Cangüncem'in Gri Yapraklarına Şavkı Dü- şer Halkımın" ıçlerindeki unutulmaz bölümlerle belleklere yerleşti. "Meyva vermeyen tek ağaç, darağacıdır!" dizesi, cezaevlerı ıdam mahkûmla- rıyla dolu bir ülkede ağızdan ağıza dolaştı. Erotikaum ve Suzidilara'nm yayımlanmasıyla İskender'in çıkış dönemi sona erdi. Bu noktadan sonra nedenlerini tam anlayama- dığım bir değışim gereği duydu şair. Belki büyü- müştü. Otuzuna yaklaşan bir insan hayatla farklı alanlarda hesaplaşmak isteyebilir. Belki aykırılığın, sanıldığının tersine daha çekici bulunduğunu kav- radı. Nedenlerini bilemem ama şairin bir değişim gereksinimi duyduğu açık. Belki daha çok okun- mak, daha çok satılmak istemış olabilir. Bunun yolu magazın basınına konu olmaktan geçiyorsa, neden olmasın? Ancak bu yeni dönemin şiirlerinde öncekilerin diri havası kalmadı. Sanki yaşlandığı için şiiri eski gücünü yitiren bir şairin ürünleriydi karşımızdaki. Kötü şiirler yazdı demiyorum. Iskender gibi çok genç yaşta ustaca şiirler yazmış bir şair istese de kötü şiir yazamaz artık. Üstelik ıçi bu denli şiirle do- luyken. Kitap imzalarken adama sözcükleri yeri- ne bile herkese küçük şiirler yazan bir şairin şiiri tükentr mi?Şiirde ustalaşmak budur/kötü şi\t,yot zamaz duruma gelırsiniz. Her yazdığınız ortaya çt- kanlabilecek düzeydedir. Yiten, artık bulamadığım ne o halde? Belki de şunlar: "Doğal ve güzel olan her şeyi sevmeye çalışı- yonım; onlan imgeleyerek yaşatıyor, bırbakıma da tarihe sığdırmak için sahipleniyorum. Tek sıcak kalan kaygım sevmek-sevdirmek, yaşamak-ya- şatmak kaygısı." Şairler, sözcükleri cilalarlar şiir yazarken. Bir şi- iri okuduğunda önce bu cilanın parlaklığı etkiler okurları. Sonra cilayı sıyırır, altına bakarsınız, "sev- mek-sevdirmek, yaşamak-yaşatmak" kaygısı ye- rinde mi? Iskender, bugüne dek yazdığı şiirlerle kendi ku- şağının en pariak şairı olarak anılacaktır. kendisi bunu ıstemese bile. Chiara Mastroianni'den tepki • Kültür Servisi - Venedik Film Festivali yöneticısi Felice Laudadio, Mastrioanni'nin kızı tarafından saldınya uğradı. Mastroianni'nin Catherine Deneuve'dan doğan kızı Chiara. kendısıyle yapılan birsöyleşide festival >öneticilerinın Venedik Film Festivali'nde Anna Mario Tato'nun Mastroianni'nin yaşamını anlatan uzun metrajlı bir filminın gösterileceğini belirtmediklerini anlatarak Tato'nun filminin babasınm yaşamını tam olarak yansıtmadığını iddia etti. Chiara. aynca Tato'nun Mastroianni'nin anısına ödül verilmesı ısteğini de eleştirerek Mastroianni'nin ödüllerden hiç ' hoşlanmadığını söyledi. Festival yöneticisi i Laudadio ise Mastroianni'nın eşi Flora ve kızı Barbara'yı festivale davet ettıklerinı. ancak ' katılmadıklannı belirterek festivalde Marcello Mastroianni'nin kişiliğini değil, onu dünya sinemasındaki yeri ve yaptıklanyla andıklannı söyledi. K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K KÂMİL MASARACI r
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle