Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8AĞUSTOS1997CUMA
HABERLER
Coşkun'dan
8 yıl resti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP grubunda
8 yılhk kesintisız temel
eğitim yasa tasansının
desteklenmesi içın bağlayıcı
karar alınmasına karşı çıkan
14 milletvekilinden bazılan
çark ederken, bazı
milletvekilleri de tasanya
karşı çıkmakta ısrarlı.
Tasannın emrivaki ile
ANAP grubuna kabul
ettirilmeye çalışıldığını öne
süren Ali Coşkun, şöyle
dedi: "Biz koalisyonun
büyük partısıyiz. Ancak
küçük partinin bize empoze
ettiği modele sahip
çikıyoruz. Böyle şey olmaz.
Hükümet tasansı Meclis'e
geldı, ancak henüz
komisyonlarda son şeklini
almadı. Buna rağmen
aceleyle grup karan
alınmasının dayatmadan
başka bir anlamı yok.
Kusura bakmasınlar ama,
ben bu tasanya evet demem.
Eğer grup karan, disiplin,
ihraç derlerse de kendileri
bilirler. Beni ilgilendirmez."
Genel görüşme
istemi
• ANKARA (AA) - RP'li
21 milletvekilı, "55.
hükümetin yaptığı zamlann
halkta infial yarattığım"
öne sürerek. TBMM
Başkanlığı'na genel
görüşme önergesı verdı. RP
Zonguldak Milletvekilı
Necmettin Aydın ve
arkadaşlannca verilen
önergede, "Sayın Mesut
Yılmaz başkanlığında
kurulan 55. hükümetin şok
zamlan halkta büyük bir
infiale neden olmuştur. Bu
nedenle anayasanın 98,
TBMM içtüzüğünün 101.
102 ve 103 maddeleri
gereğince bir genel görüşme
açılmasını arz ve teklif
ederiz" denıldı.
SHP'nin mali
denetimi
• ANKARA (AA) -
Feshedilen SHP'nin 1991
yılı kesin hesabını inceleyen
Anayasa Mahkemesı,
kanuna uygun olmayan
toplam 10milyar959
milyon lıra tutanndaki
gelirin, Hazine'ye gelir
yazılmasına karar verdi.
Mahkeme aynca, bazı
makbuz dıpkoçanlannın
kayıp olduğu gerekçesiyle
mahkemeye verilmemesine
neden olan parti sorumlulan
hakkında yasal işlem
yapılması için Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
suç duyurusunda
bulunulması karannı da
aldı.
MGV'de aramalar
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Ankara DGM
Başsavcılığı'nın yazısı
üzerine tzmir'de de Milli
Gençlik Vakfı binalan
arandı. Izmir Emniyet
Müdürlüğü yetkilileri vakfın
Izmir Merkez Şubesı ile
değişik semtlerde faaliyet
gösteren 25 şubesinde
arama yapıldığını belirttiler.
Yetkililer yapılan
aramalarda. 34 adet vıdeo
banta el konulduğunu ve
incelemeye alındığını
belirterek, "Bantlan
çözeceğiz, bantlann
çözümünden sonra suç
unsuru varsa vakıf
yöneticilen hakkında
soruşturma açacağız.
Bantlarda suç unsuruna
rastlanmadığı takdirde iade
edeceğız" dedıler.
Yılmaz ve yardımcısı Ecevit, SSK Genel Kurulu'nda kararlı mesajlarmı yinelediler
6
Dm tacirine geçit yok'
BIRBAKIMA
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Mesut Yılmaz, bü-
tün siyasi direnmelere karşın 8
yılhk eğitim reformunu gerçek-
leştirmek zorunda olduklannı
vurguladı. Başbakan Yardımcısı
Bülent Ecevit, "İmam-hatipler
kapanlıyor" diyerek iftira eden-
lenn halkı ve gençlen aldatmaya
çalıştıklanna dikkat çekerek, din
eğitiminin inanç tüccarlanndan
kurtanlacağmı söyledi.
Başbakan Yılmaz, SSK Genel
Kurulu'nda yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin son 15 yılda sağladı-
ğı ekonomik gelişmeyi sürdüre-
bilmesi ıçin eğitim reformunu
yapmak zorunda olduğunu vur-
gulayarak, şunlan dedi:
- Bütün direnişlere rağmen hal-
kımızın da kabhmı>1a bir sefer-
berlik anlayışı içinde bu büyük re-
formu gerçekleştirmek zonında-
yız. Türkiye'nin 2000'li yülarda
birleştirilmişsinıflarda lOOöğren-
cinin avnı sınıfta öğrenim gördü-
ğü ortamlarda çocuklannı yetiş-
tirmesini istemiyorsak, eğer çok
söylendiği gibi 21. asnn Türk asn
olmasını istiyorsak. 8 yılhk eğitim
reformunu siyasi direnmelere rağ-
men gerçekleştirmeliyiz.''
Başbakan Yardımcısı Ecevit de,
hükümetin Türkiye'yi 2000'li yıl-
lara taşıyacak bir eğitim reformu-
nu gerçekleştırmeyı amaçladığını
belırttı. Ecevit, şunlan söyledi:
"'Eğitim, 8 yıl kesintisız ve zo-
runlu olacakür. 'Din eğitimi kal-
dınlıyor. imam-hatipler kapatılı-
yor' dhenler aslında iftira edip
halkı ve gençleri aldatmaya çahşı-
yorlar. Din eğitimi, devlet gözeti-
minde saglıklı bir şekilde verile-
cektir. 8 yü sonunda hazııiık sııu-
fında imam-hatiplerin ortaokul
bölümünde verilmeyenden daha
çok Kuranıkerim ve hanzlık der-
si veriiecektir. Din eğitimi. inanç
tüccarlanndan kurtanlacaktır.
Dar gelirU aileler, anti-laik okulla-
• Din eğitiminin inanç tüccarlannın elinden kurtulacağını söyleyen Ecevit,
"İmam-hatipler kapatılıyor" diyerek iftira edenlerin halkı ve gencleri
aldatmaya çalıştıklanna dikkat çekti. Başbakan Yılmaz ise Türkiye'nin son 15
yılda sağladığı ekonomik gelişmeyi sürdürebilmesi için eğitim reformunu
yapmak zorunda olduğunu vurguladı.
Başbakan Yılmaz ve yardımcısı Ecevit, SSK Genel Kurulu'na kablarak birer konuşma yaptılar.
ra çocuklannu kendileri de laikli-
ğe karşı olduklan için değil ola-
naksızhklardan gönderiyor. Bu-
nun için yaülı bölge okullannın sa-
yısı artnnlacak."
Koalisyon ortaklarının SSK
Genel Kurulu'nda yaptığı diğer
açıklamalar ise sosyal güvenlik
kuruluşlan ve ekonomı ile ilgiliy-
di. Başbakan Yılmaz, Türk sosyal
güvenlik sisteminin iflas noktası-
na geldiğini, bunun diğer alanlar-
da olduğu gibi bu kuruluşlann kö-
tü yönetilmesinden kaynaklandı-
ğını kaydetti. 1992 yılında getiri-
len erken emeklilik uygulaması-
nın yanlış politikalardan biri oldu-
ğuna dikkat çeken Yılmaz. geli-
nen aşamada sosyal güvenlik ku-
rumlannın kendi gelirleriyle ken-
dilerini fınanse eden kurumlarol-
maktan çıktıklanna, devletten
önemli ölçüde yardımlar aldıkla-
nna işaret etti. Bütçede bu yıl sos-
yal güvenlik kurumlannın açıkla-
nnı kapatmak için 530 trilyon li-
ra aynldığını, ancak bu rakamın
800 trilyon hatta 1 katrilyon lira-
ya ulaşacağını vurgulayan Yıl-
maz, 6 milyar dolarlık bir yük
oluşturan bu kaynak aktanmının
Türkiye gibi gelişmekte olan ül-
keler için çok önemli bir yük ol-
duğunu kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Ecevit,
Türkiye'de serbest pazar ekono-
misinin "başıboş ekonomi" biçi-
minde algılandığını, kayıtdışı iş-
çi çalıştırmaryn arttığını ve adeta
"sömürge" çalıştınr gibi işçı ça-
lıştınldığını kaydetti. Ekonomik
ve Sosya! Konsey'de kamu çalı-
şanlannın da bulunması gerekti-
ğinı belirten Ecevit, devletin sos-
yal güvenlik kapsamını genişle-
tirken işsizlik sorununu da çöz-
mesi gerektiğini söyledi. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami
Çağan, kurumun sosyal güvenlik
kapsamında bulunanlann yüzde
53'üne hizmet sunduğuna dikkat
çekti. "Aktif pasif oranı adı veri-
len, çalışan sigortahlar ile aylık
alanlar arasındaki saglıklı bir sos-
yal güvenlik kurumunda 4 ile 7
arasında olması gervktiği bildiri-
len denge, SSK'de 1.82'dir" diyen
Çağan, SSK'nin toplam 5 milyon
994 bin 761 sigortalısı bulundu-
ğunu belirtti.
Bayrampaşa Cezaevi Savcısı'ndan eski Adalet Bakanı'na ağır eleştiri
'Kazan'ın bakanhğı tabhsizliktT
İstanbul Haber Servisi - Bay-
rampaşa Cezaevi Savcısı Necati
Özdemir. eski Adalet Bakanı Şev-
ket Kazan'ın kendisıne istediği
yere terfi etme sözünü verdiğini
belirtti. Kazan'ın Adalet Bakanı
olmasını "büyük bir talihsizük"
olarak nıtelendiren Özdemir,
"Kazan'ın Adalet Bakanı okhığu
bir ülkede bana cumhurbaşkaıüı-
ğı bile azdır" dedi
Akcığerlenndekı ıltıhaplanma
nedeniyle on gündür İstanbul
Cniversitesi istanbul Tıp Fakülte-
si Göğüs Hastalıklan Ana Bilim
Dalı' nda tedav i gören Bayrampa-
şa Cezaevi Savcısı Necati Özde-
mir, cezaeviyle ilgili olarak Ak-
şam gazetesınde yer alan haberler
nedeniyle dün hastanede basın
toplantısı düzenledi. Akşam ga-
zetesınde çıkan haberlerde ceza-
evınde Özdemir'ın sevılmediğı.
tutuklu ve hükümlülerin isyan ha-
zırlığında olduğu yolundaki ıddi-
alara tepki gösteren Özdemir. "Bi-
riJeri benim hastaneye yatmamı
firsat bildi. cezaevini kanştırmak
istiyor" dedi Akşam gazetesınde
bazı köşe yazarlannın eski Ada-
let Bakanı Şevket Kazan'ın Özde-
mir'e yönelik suçlamalanna da y-
er verdiğini belirten Özdemir.
Bayrampaşa Cezaevi'nin savcı.
tutuklu ve hükümlüler ile basının
desteği sonucu utanılacak durum-
dan yüzünün akıyla çıktığını vur-
guladı.
Bayrampaşa'da tutuklulann her
ıstediğini yaptığına yönelik eleş-
tirilere. "Tabiikiverivorduın.On-
lann meşru, hukuki tüm haklan-
nı verdim" yanıtını veren Özde-
mir, Türkiye'de herkesin ınsan
haklan ihlallerinin son bulması
için çalışması gerektiğini kaydet-
ti. Akşam gazetesindekı köşe ya-
zılannda "Bayrampaşa'da devlet
otoritesi vok" şeklındekı sözlere
de kızan Özdemir, "Bırakın bunu
ben göreve başladığunda cezaevin-
de devletin kendisi vokru" dedi.
Kazan'a bakanhğı döneminde
bir faks çekerek OHAL Valılıği.
İstanbul ya da Ankara Cumhun-
yet başsavcılıklanndan bırini iste-
diğıni doğrulayan Özdemir şöyle
konuştu: "Kazao'a böyle bir faks
çektiğim doğrudur. Kendisi göre-
ve başladığı günlerde bana övgü-
lerjağdınvordu. Ben decezaevin-
deki sorunlan görüşmek üzere
Ankara'ya gittim. Benimle görüş-
me nezaketinde bulunmadı. Özel
kalemi. 'Bakanımız göreve gel-
mek istediğinız yeri yazıp bırak-
manızı ıstedı' dedi Bu dunım be-
ni çok fazla üzdü. İstanbul'a döne-
rekcumhuriyetsavcılannın baka-
nın kapıkulu olmadığını göster-
mek için nükteli bu faksı çektim.
Ancak kendisi benim ona vermek
istediğün mesajı anlamadı. Kazan
İstanbul'da savcı ve hâkimlerin
katildığı toplantida, cezaevlerinin
sorunlannı anlatmama Ldn ver-
mediği için toplanti salonunu ne-
den terk ettiğimi de anlamamıştı
zaten. Bu ülkede yargının. hâkim
ve sa>cuann bağımsız olması ge-
rektiğini savunuyoruz. Ama bir
bakan bir savcıyı alıp istediği yere
getirme ya da kafasına göre alma
kudretine sahipmiş demek. Ken-
disi beni Pendik'c C umhuriyet
Başsa\cısı yapmayı düşünüyordu.
Şimdi Akşam gazetesi köşe \azar-
lanna verdiği demeçte 'Ona Pen-
dık bıle çoktu' diyor."
Bayrampaşa Cezaevi Savcısı Necati Özdemir akciğerlerindeki iltihaplanma nedeniyle 10 gündür
İstanbul Tıp Fakültesi göğüs hastalıklan bölümünde tedavi görüyor.
DüZYAZII ORHAN BİRGİT
Cenel kurul
SSK'nin
sivil üyeleri
belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ihtıyatı tedbir karanyla
ertelenmesi nedeniyle ancak
dün yapılabilen SSK'nin 44.
genel kurulunda yönetım ku-
rulunun siv il üyeleri belirlendi.
Türk-Jş, öncekı gün hile kanş-
ması nedeniyle saptayamadığı
adayını, genel kurul devam
ederken yenilenen seçimle be-
lirledi. SSK Yönetim Kuru-
lu'nda. işçi kesimını. Türk-tş
Genel Başkanı Bayram Me-
ral'in desteklediği Tes-tş Ge-
nel Başkanı Mahmut Özonur
temsil edecek.
Hava-tş ve Tümtis genel
başkanlan dünkü seçımlerde
de boykotlannı sürdürürken,
Basisen delegesinin de geleme-
mesi nedeniyle 90 kişinin katil-
dığı seçimde, Meral'in destek-
lediği aday Tes-iş Genel Baş-
kanı Özonur 50. Türkiye Ma-
den-lş Sendikası Genel Başka-
nı Hasan Hüseyin Kayabaşı 38
oy aldı. Seçımlerde, önceki gün
olduğu gibi iki kişinin çift oy
kullandığı saptanarak, 2 oy ge-
çersiz sayıldı. Yedek olarak da
44 oyla Yol-Iş tstanbul 3 No'lu
Şube Başkanı Cahit Erhan se-
çildi.
SSK Genel Kurulunda öğ-
leden sonra yapılan seçimlerde
de, işçi temsilcisi olarak Mah-
mut Özonur, TİSK temsilcisi
olarak Kubilay Atasayar, işçi
emeklilerini temsilen de Tür-
kiye işçi Emeklileri Cemiyeti
Genel Başkanı Ethem Ezgü se-
çildi. Türk-lş'in yedek üyesi
Cahit Erhan, TlSK'in yedek
üyesı Sancar Beyunt TlEC'ın
yedek üyesi de İnci Koyuncu
oldu. Yenı SSK Yönetım Kuru-
lu'nda 4 seçilmiş üye dışında,
Genel Müdür Kemal Kılıçda-
roğlu, Genel Müdür Yardımcı-
sı Mahfuz Güler. Hazine tem-
silcisi Halil Tunç ile Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlı-
ğı'nı temsilen de Zekâi Ozcan
yer alıyor.
'REFAHYOLa eleştiri^
Öte yandan genel kuruida
yapılan konuşmalarda SSK'-
nin durumu tartışıldı. Türk-tş
Genel Teşkılatlandırma Sekre-
teri SabriÖzdeş. özellikle RE-
FAHYOL hükümetinın SSK
ımkânlannı bellı çevrelere ak-
tarmak ve kadrolaşmak yolu-
nu tuttuğunu vurgulayarak,
SSK'den bazı bankalara önem-
li kaynak aktanmının gerçek-
leştiğini söyledi.
Tüm Sosyal-Sen ile Sağlık
ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES) sosyal güven-
lik kuruluşlannın özelleştiril-
mes^ ve genel kuruida temsil
edılmemelerini genel kurulun
yapıldığı SSK Konferans Salo-
nu önünde protesto ettıler.
Bu arada İstanbul İşçi Sendi-
kalan Şubelen Platformu, yap-
tığı açıklamada Türk-lş'i. ışçı
sınıfının yaşadığı sorunlan
gündeme getirmek yenne, ken-
di içinde "komık kavgası" ver-
mekle suçladı. DİSK Genel
Başkanı Rtdvan Budakda.
SSK'nin genel kurulunun bile-
şimi ve yönetim yapısının olu-
şumunun bir tartışma konusu
haline geldığine işaret ederek.
SSK'nin tam anlamıyla bir çık-
maz içmde olduğunu söyledi.
Sekiz yılhk temel eğitim yasası için
Bütçe ve Plan Komisyonu'ndaki gö-
rüşmelerde, Refahlı milletvekilleri, alı-
şılmış engelleme yöntemlerine değil;
açıkça şirretlik yoluna başvuruyorlar.
Yumruklan havada, hep biriikte ko-
misyon başkanının üzerine yürüyen
ve bu tutumlarını, "demokratikbir iç-
tüzük hakkı olarak" açıklayanları,
Başbakan öncekı günkü ANAP gru-
bunda "yarasaya" benzetiyor Ama o
grup konuşmasının asıl önemli yanı,
iktidarın büyük partisi içinde, sekiz yıl
yasa tasansı nedeni ile su yüzüne çı-
kan ve neredeyse kangrenleşmekte
olan enfeksiyondur.
Yılmaz, belki biraz gecikmiş bir
yöntem ile bu enfeksiyonu önleyebil-
mek için, önceki gün ANAP grubun-
da tasanya Refah Partililerin söylem-
lerini çağrıştırır bir üslup ile karşı çı-
kanlann restini görmüştür:
"Burada karanlıkta kalmayı ya da
aydınlığa çıkmayı oylayacağız. Baş-
ka partilerin etrafa saldığı korku ile
hareket ederek gelip burada konuş-
malaryapmayın. Bu yoldan geri dön-
meyeceğiz."
Yılmaz'ın önceki günkü konuşma-
Yılmaz'ın Liderlik Smavı
sı, ANAP içindeki kimi politikacılar
için, yol ayınmı kavşağında oldukla-
nnı anımsatan sözlerdir. Bu tür politi-
kacıların içinde, partinin kuruculuğu-
nu yapmış olanlar da vardır llk Genel
Başkan Özal'a kan bağı ile bağlı olan-
lar da. Asıl dikkat edilecek nokta, se-
kiz yıl tasansı için, gruplannda ve on-
dan da önce Meclis'in Milli Eğitim Ko-
misyonu'nda isyanları oynayan bu
ekibin, bayrak açmak için zaman ve
zemin faktörierini kendi açılanndan
iyi hesaplamış olduklandır.
Sekiz yıl karşıtlannın, asıl huzursuz-
luk duyduklan oluşumun ANASOL-D
hükümeti olduğu bellidir. Ama bu hü-
kümetin kuruluşunun geniş kitlelerde
estirdıği olumlu rüzgâr, o aşamada bir
başkaldırıyı erteletmek zorunluğunu
gerektirdi.
ANAP'lı başkaldırıcılann eylemleri,
bence Refah Partisi'nin önce Milli
Eğitim Komisyonu'ndaki işgal eylem-
lerini, şimdi de Bütçe ve Plan Komis-
yonu'nda, içtüzük kurallarını da kötü-
ye kullanarak kürsü önünde terör ya-
ratmaya yönelik hareketlerine somut
bir moral desteğidir.
Çiller'in partisi haline gelen
DYP'de bile bir iki milletvekilinin dışın-
da Refahlıların anarşik eylemlerine
açıktan arka çıkanlar olmazken, Ana-
vatanlı on dörtlerin açık başkaidınsı,
öyle omuz silkilerek geçiştirilecek bir
olay değildir.
Nitekim, Mesut Yılmaz, bu başkal-
dınnın ayırdına varmış bir üslup ile.
grup görüşmelerinde kürsüye ikinci
kez çıkıp kararlı birtutum iztemiştir.
Benim gibi, olayı televizyon ekran-
larından izleyebilenlerin gözünden
kaçmayan birgörüntü, elbette ANAP
kurmaylannın da kayıtlanna geçmek-
tedir. Yılmaz'ın gruptaki kararlılık ko-
yan konuşmasına ve dahası grup ge-
nel kurulunun tasarıyı destekleme yö-
nünde aldığı bağlayıcı karara rağmen,
dünkü komisyon görüşmelerinde
Korkut Özal, bir köşeye oturmuş,
NTV kameramanının görüş açısı için,
Refahlı partnerterine taktik vermek-
teydi.
Korkut Özal'ın bu davranışı, bazı
çevrelerde siyasi ahlak kurallarına
ters olarak gösterilebilir.
Ama, bence yeni bir oluşumun ha-
zırlığı bakımından önemlidir.
Korkut Özal ile biriikte sekiz yıl kar-
şıtlığını sürdürenlerden Ali Coşkun,
dün gazetelerde, grubunun bağlayı-
cı kararına karşın tasannın genel ku-
ruldakı görüşmelerinde de karşıt tu-
tumunu oyu ile sürdüreceğini açık
açık söyledi.
ANAP'taki karşıtları, DYP'den ge-
lecek destekleyici oylarta dengeleye-
ceklerini hesap edenlerin dışında ba-
na öyle geliyor ki Başbakan bu tasa-
nnın karşısında yer alacaklar için acı-
masız birtutum izlemeyi, baştan ka-
rarlaştırmış görünüyor.
Ki, en doğrusunu yapıyor.
Bir yandan, tasanya karşı çıkan Re-
fahlılan yarasaya benzeterek aydınlık-
tan korkan yaratıkların çağnşımını ya-
parken, çağımızdaçocuklanmızın ka-
ratahta önünde tebeşir tozu yutma-
larına hâlâ göz yumanlar varsa bun-
lann bu ülkeyi yönetmeye haklan ol-
mayacağını söylerken Yılmaz, kendi
arkadaşlanndan bu kafada olanlara
elbette "Siz istisnasınız" diyemez.
Yılmaz, üç yıldır ANAP'ta genel
başkanlık yapıyordu.
Elli beşinci hükümetin başkanlığı-
nın bu ilk ayında, liderlik kulvarına
doğru adım atmaktadır.
Korkut Özal ve arkadaşlarının da
sekiz yıl tasansına karşı verecekleri
kavgadan sonra, Refah sergüzeşti-
nin Anayasa Mahkemesi'ndeki akı-
betine göre bir karar vermeleri, açık-
çası yeni partinin sahipliğine soyun-
malan, benim için şaşırtıcı olmaya-
caktır.
Korkut Özal'ı Refah Partisi'nden
bugüne dek uzak tutan olgu, söylem
farkı değildi. Erbakan'la birbirlerin-
den hiç mi hıç hoşlanmadıkları gerçe-
ğiydi.
Ama, ya Anayasa Mahkemesi'nin
RP liderini yasaklı politikacı yapması
halinde? Mesut Yılmaz, liderlik yolun-
da kararlı adımlar atarken, Korkut
Özal'ın da yeni bir hazırlık için ısınma
hareketlerine başladığını söylemek
abartılı sayılmamalıdır.
SERVER TANILLI
Bir Eğitim Gönüllüsü idi...
Feyyaz Tokar'ı, geçen cumartesi, toprağa vere-
ceğimiz gün gazetemizde çıkan kısa bir uğuriama
yazısında, onu belki en çok niteleyen bir yanından,
eğitime olan tutkusundan söz etmemiş, aynntılı ola-
rak ele almak için, haftalık yazıma, bugüne bırakmış-
tım.
Gerçekten de, tam bir Cumhuriyet çocuğu olarak
yetişmiş bu çağdaş görüşlü insanımızın en önem
verdiği konulardan birinin eğitim olmasından daha
doğal ne olabilirdi?
Eğitimin önemini biliyordu. Ciddi birtarih kültürüy-
le donandığı için, bir Hıristiyan ailenin çocuğundan
"Islamın kılıcı" yeniçeriyi ortaya çıkaran şeyin eğiti-
min gücü olduğunu da, emsalsiz bir ömek olarak
belleğıne kazımıştı.
Feyz aldığı Kabataş LJsesi'ni, bir yıkıntı halinden
kurtarıp dört başı mamur bir eğitim kurumu durumu-
na getiren o oldu.
Yaptıklanndan sadece bıri diye andım bunu.
Ondan olacak, Türk Eğitim Vakıflan Dayanışma
Konseyı Onursal Başkanı olmayı, taşıdığı unvanla-
nn en başta gelenı olarak görüyor ve övünüyordu
haklı olarak.
2 Ağustos günlü Milliyet'te, Sibel Kahraman Şen
arkadaşımızın "Eğitim Dünyamızdan Bir YıldızKay-
dı" başlıklı yazısından da, Feyyaz Tokar'ın eğitimle
ilgili görüş ve özlemlerini -özetle- öğrendik. Hepimi-
zin duraksamasız altına imza atabileceğimiz bu gö-
rüş ve özlemlerden altlannı çizdiklerim özellikle şun-
lar oldu:
"Eğitimimizde iyi yurttaş, özgür, çağdaş düşün-
celi insan, kültürel kimlik sahibi ve meslek edinmiş,
düşünen, bulan, uygulayan insan yetiştirilmesi he-
dehenmeli. Felsefe öğretimine büyük önem verilme-
li."
"Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin eğitim ve eği-
tim yatınmlanna öncelik verilmeli."
"Ana okullan özellikle çalışan annelerin yoğun ol-
duğu veya durumu elverişsiz ailelehn yaşadığı ge-
cekondu bölgelerinde yaygınlaştınlmalı."
Bunlar ve ötekileri, eğitim üzerinde enikonu dü-
şünmüş ve yarınlara dönük -yurt çapında- bir uya-
nışın heyecanını duyan bir insanın önerilen. Öyle ol-
duğu için de, Sibel Kahraman Şen'in yazısına attığı
"Eğitim Dünyamızdan Bir Yıldız Kaydı" başlığı yeri-
ne oturmuştur.
Böylesine bir aydın insanı yitirdik Feyyaz'la.
örnek bir eğitim gönullüsunü kaybettik.
Nur içinde yatsın!..
•
Açıkça görülüyor: Bir eğitim reformunun heyeca-
nına iyiden lyiden kapılmış haldeyiz. Eğitim adınayıl-
lardır onca korkunç yanlışların yapıldığını gören, o
yüzden de içi kan ağlayan insanlar olarak pek de do-
ğal değil mi bu durum!
Öneriler, tasanlar birbirini izliyor...
Hepsinin altında ezilip kalmamak için, hemen ger-
çekleştirilecek olanlarla zaman alacak olanlann bir
sıralamasını yapmak da gerek.
Yani neyi göz ardı etmemek?
Planlamayı!
Toplumu ilgilendiren büyük davalann çözümünde
onca gereklı olan planlama, eğitim için daha da zo-
runlu. Çünkü, kolay değil, insan yetiştirmek için yo-
la çıkmışstnız. 27 Mayıs'ı ızleyen birkaç yıl heyeca-
nını duyup yaşadığımız, sonra da unutup gösterme-
lik halde bıraktığımız planlama düşüncesine gerçek-
ten sanlıp, onun eğıtımde uygulamasının ciddi bir ör-
neğini ortaya koymak da şu sıralarda olmalı.
Devlet yetkilisı kadar yurttaş da bilmeli.
Saptanan hedefleri, para ve insanca olanaklanmı-
zı, nereden başlayıp hangi yıl nereye varacağımızı
hepimiz bilmeliyiz.
Işleri kovuşturmak ancak böyle mümkündür.
Yoksa, politikanın kör dövüşü içinde, olan heves-
ler de erir gider ve insanlarımız yeniden bir kötüm-
serliğin içine gömülüp kalır.
Bundan en başta yararlananlar da kimleroturder-
siniz?
insanlanmızın uyanmamasını isteyenler; çocuk-
lanmızın ve gençlerimizin dogmaların kölesi olarak
yetiştirilip çağlarının aydınlığına gözlerinin kapalı kal-
ması için çırpınanlar.
Karanlık güçler kısacası.
Şu sıralarda en çok hareketleniş içinde olanlar da
onlar.
Ama hayır seyirci kalamayız, seyirci kalamazsınız.
Gericiliğin irilı ufaklı ocaklannı birer birer söndür-
mekte duraksamayalım.
Demokrasiye evet, ama gericiliğe hayır!..
CHP'den danısma merkezi
Kadmlara siyasete
katılma çağnsı
istanbul Haber Servisi -
CHP, Türkiye'de sı\asetin
kadına. kadının da siyase-
te ihtiyacı olduğunubelir-
terek, kadınlan siyasete
katılmaya çağırdı. CHP
Kadın Kollan Başkanı
Güldal Okuducu, Türki-
ye'nin bir sorunlar yuma-
ğı olduğunu vurguladı ve
" Böyle bir süreçte ikincili-
ğin bütün dayarmalannı
yaşayan kadınlanmız için
Kadın-Danış merkezleri
oluşturuyoruz. Hepinizi
bekliyoruz"dedi.
Kadın-Danış merkezle-
ri nin genel merkezde ve
illerde oluşturulacağını
belirten Güldal Okuducu,
"Amacımı/ kadınlanmı-
zın günlük yaşamda karşı-
laştıklan sorunlan tartışıp
çözüm arayacaklan bir
merkez oluşturmak" dıye
konuştu. Tek bir kadının
bîle hakkının gasp edilme-
sınin kabul edılemeyece-
ğini söyleyen Okuducu.
kadının siyasete atılması-
nı istedı.
Yeterince haklannın ve-
rilmediği bir ortamda,
haklannı kadmlann ken-
dilerinin alması gerektiği-
ni ıfade eden Okuducu,
Kadın-Danış merkezlerı-
nin ışlevlerini şöyle sırala-
dı:
-KadınJannmedenihu-
kuk. tş hukuku, ceza hu-
kuku. ticaret hukuku ve
diğer yasalar karşısuidaki
haklan vesonmlannın çö-
zümüyle, Hukuksal Yar-
dım Birimi aracılığıyla il-
gilenir. Bu birim, eğitim,
danışmanhk ve dava taki-
bi, yasalann izlenmesi ve
araştırma-geliştirme ile
kamuoyu olusturma işle-
vini yürütür.
- Kadının çalışma yaşa-
mında karşılaştığı, işye-
riyle, işvereniyle ve diğer
sorunlanyla ilgili çalışma-
lar yapar.
- Kadmlann,çocuklan-
nın eğitimiyle ilgili olarak
yaşadıklan zorluklan çöz-
meye çalışır.
- Kadın sağlığıyla ilgi-
li. koruyucu çalışmalar
yapar.
- Kadın istihdamını ge-
Bştirid, yönlendirici orga-
nizasyonlan gerçekleştirir.
- Kadınlara becen ka-
zandırma ve becerilerini
geliştirmenin yollannı
açar.
- Hukukçu. sağukçı, öğ-
retmen, psikolog ve gönüî-
lülerden oluşur.
- Kadın kuruluşlan ve
diğer demokratik kitle ör-
gütlenyle, gönüllülerle iş-
bırliği yapar.