Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıişleri Müdürleri:
IbrahimYüdız (Sorumlu), Dinç Tayanç
# Habcr Meıkezı Müdürü. Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu 9 Istıhbarat
Cengiz Yıldınm 0 KüJtür Handan Şenköken
• Spor AbdOlkadir Yücelman • Makakler
Sami Karaören • Düzeltme: Abduliah Vaacı
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra # Yurt Haberlen Vlehmet Faraç
Yaym Kurutu: Ühan Selçuk(Başkan),
Oriıan Erinç, Okta) Kurtbökc,
Hikmet Çetinkaya, Şökran Soner,
F.rgunBalcı, Dinç Tayanç, Ibrahim
Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balba>, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısi: Mastafa Balbay 0 Haber Müdürü Doğan
Akın Atatüric Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlüdar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 tzmır Temsılcısi
StrdarKmk,RZiyaBW. 1352S 23Tel:4411220, Faks.
44191170AdanaTemsilcısı: ÇetinYiğenoğlu, lnönüCd.
119 S No:lKat:l,TeI:363 12 11, Faks 363 12 15
Müessese Müdûriı: Üstfin Akmen
0Koordmatör Ahmet Koruban 0
Muhasebe Bülent Yener0Jdare:
Hüseyin Gürer 0 tşletme Önder
Çelik 0 Bılgi-tşlem Nail İnal 0
Bilgısayar Sıstem: Mürüvet Çikr
MEDYA C: • Ydneüın Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Cülbin
Erduran 9 Koordinatör Reiıa
Işıtnun • Genel Müdûr Yardımcısı
Min« Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Ya\ımla\an ve fiasan: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş
T Q Â C A 3 9 41Cağaloğlu34334İjt PK 246 lstanbul f el (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 8AĞUSTOS1997 Imsak:4.18 Güneş: 6.00 Öğle: 13.17 tkindi: 17.07 Akşam: 20.20 Yatsı: 21.55
Hülya Avşap
evlendi
• Haber Merkezi - Sinema
sanatçısı Hülya Avşar. Kaya
Çilingiroğlu ile Paris
Başkonsolosluğu'nda
evlendi. Hamile olan Avşar
ve bir süredır beraber olduğu
Çilingıroğlu'nun nıkâhını
Paris Başkonsolosu Ali
Ergin Oba kıydı.
Discovery yine
uzayda
• CAFE CANAVERAL
(AA) - Amerikan uzay
mekığı Discovery 23.
yolculuğuna çıktı. Cape
Canaveral'daki (Florida)
Kennedy Uzay
Merkezf nden dün havalanan
mekiğın bilımsel yolculuğu
10 gün sürecek. lçinde 6
astronotun bulunduğu
Discovery'nın programında
astronomi, fizik, biyolojı ve
kımya alanlannda çeşıtli
deneylerin yapılması
bulunuyor.
Temiz deniz
kampanyası
• İstanbul Haber Servisi -
Deniztemız
Derneği'Turmepa, Göcek
koylannın temizlenmesı ıçin
bugün kampanya başlatıyor.
Deniztemız Demeği Genel
Sekreten Ömer Borovalı.
insanlann her yerde sadece
yiyen, yok eden bir
umursamazlık içinde
olduğunu belirterek "7'den
70'e bir zincir kuralım.
Koylanmızı temizleyelım"
çağnsı yaptı.
14saatMTV
yayını
• TV Servisi - Türk
Telekom'la telif ücreti
konusunda anlaşamayarak
kablolu TV'dekı yayınını
kesen MTV'ye Number One
TV yer açtı. Önceki gûnden
itıbaren Number One TV,
günde 8 saat olan MTV
yayınlannı arttırarak 14
saate çıkardı. MTV'nın
Türkiye'dekı programlannı
yayımlama hakkına sahip
olan Number One TV'de
konserler, dünya listelen,
MTV plaj partileri, moda ve
kültür yapımlannın yanı sıra
canlı yayınlarda Türkçe
klipler yer alıyor.
4. Altın Çınar
Festivali
• İstanbul Haber Servisi -
Çınarcık Belediyesi
tarafindan düzenlenen ve bu
yıl dördüncüsü yapılacak
olan Altın Çınar Festivali
çerçevesinee konserler.
çeşitli yanşmalar ve klasık
festival etkinliklerinin
yanında çevreye ve yeni
teknolojinin tanıtımına
yönelik etkinlikler
düzenleneceğı bildirildi.
Festival 8-10ağustos
tarihleri arasında
gerçekleştirilecek.
Karabasan gibi
bir tıp olayı
• WASHEVGTON (AA) -
Amerikalı bir kadmın
vûcudunda yedı adet larva
büyüdü. Bu larvalar daha
sonra kadmın derisinden
çıkarak sınek haline geldiler.
36 yaşındaki kimliği
belirtilmeyen ABD'li kadın,
tatil için gıttiği Peru'dan
Kaliforniya'daki San
Diego"ya dönüşünden sonra,
baldırlannda şişmeler
başladı. Doku enfeksiyonu
sanılan noktalar iki hafta
sonra artmaya başladı. Bir
gün bu noktalardan birinden
bir larva deriyi delerek dışan
çıktı. Daha sonra bu
noktalardan yedi adet larva
daha kadının vücudundan
çıktı. Amerikalı kadının
hastalığı, bir sinekten kaptığı
bildirildi.
İzmir 1 No'lu Koruma Kurulu üyeleri için Kültür Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunuldu
Yağmacı 'koruma' masadaASUMAN ABACIOĞLU
tZMİR- Kültür Bakanlığı'na tzmir 1
No'lu Koruma Kurulu müdürü, başkanı ve
üyeleri hakkmda suç duyurusunda bulu-
nuldu. tzmir çevresindeki geniş kapsamlı
SİT kararlannı bozarak Çeşme Yanmada-
sı'nı yapılaşmaya, Selçuk ve Şirince'yi ko-
nut kooperatiflerine açan kurul yöneticile-
ri ve üyeleri hakkındaki suç duyurusunda,
eski korumacı üyelerin de görevlerine ia-
deedilmesi istendi.
tzmir 1 Nolu Koruma Kurulu'ndaki "ko-
rumaa" üyeler görevlerinden alınarak yer-
lerine atanan kurul başkanı Prof. Dr. Cemal
Arkon ve kurul üyesi Efes Müzesi Müdü-
rü SeUhattin Erdemgfl ile kurul müdürlü-
ğüne getirilen Kubilay Nayır aleyhinde so-
ruşturma açılarak, haklannda lüzumu mu-
hakeme karan verilmesi için Kültür Ba-
kanlığı'na başvuru yapıldı. İzmir Çevre
Hareketi Avukatlan' ndan Rıfat Bozkurt ta-
rafindan yapılan başvuruda, iki kez mah-
keme karanyla görevine dönmesine karşm
• İzmir çevresindeki geniş kapsamlı SÎT kararlannı bozarak
Çeşme Yanmadası'nı yapılaşmaya, Selçuk ve Şirince'yi konut
kooperatiflerine açan İzmir 1 No'lu Koruma Kurulu'nun görevden
alınması ve eski korumacı üyelerin göreve iadesi istendi.
üçüncü kez görevden alınan eski üye Doç. kemizın kültürel ve doğal mirasını yağma-
Dr.Numan Tuna ve Erhan Acar'm da gö- ya açma seferberliğine gıriştiklerini vur-
reve iadesi istendi. guladığı dilekçesinde şu görüşlere yer ver-
Avukat Bozkurt, Kültür Bakanı İstemi-
han Talay'a gönderdiği başvuru dilekçe-
sinde, Doç. Dr. Tuna'nın ilk görevden alın-
dığı tarihte kurul üyesi olan Prof. Dr. Ömer
Özyiğjt, Y. Mimar Erhan Acar ve Prof. Dr.
Çınar Atay'ın da görevlerinden alındıkla-
nnı, bu üyelerden Çınar Atay dışmdakile-
rin 1995 yılında bilimsel ve korumacı bir
çok kararlar aldıklannı kaydetti.
'Seferberük başlattılar'
Avukat Bozkurt, eski üyelerin yerine gö-
reve başlay an yeni kurul üyeleri Cemal Ar-
kon, Akın Süei ve Seiahattin Erdemgü'ın,
Koruma Genel Müdürü Altan Akat'ın ön-
cülüğünde korumacı kararlan kaldırarak, ül-
di: "Göreve başladıktan itibaren Urla Ya-
runadası SİT kararlannı kaldırmak için
büyük çaba sarfetmişler. Konak'ta hukuka
aykın köprülü kavşak yapımına göz yum-
muşlar. Kordon dolgu yohınıın mahkeme ka-
ranna karşın yapılmasını görmezden gele-
rek İzmir MMOB'nin başvunısunu red-
detmişlerdir. Selçuk Şirince'yi konut koope-
ratiflerine açan kararlar alnuşlar, Çeşme
Alacaü ve Seİçuk'ta 1995 yılında alınan ko-
rumacı SİT kararlannı kakhrarak burala-
n da yapılaşmaya açmışlardır. Bunlann ya-
nı sıra Odemiş Gök-ük krater gölü doğal ala-
nında büyük bir alanı vapılaşmaya açmış-
lardır. Kurul üjesi ve Efes Müzesi Müdürü
Seiahattin FrdemgiTin Şirince'de, Kurul
Başkanı Cemal Arkon'un da Çeşme'de bfi-
yük arazikri olduğu bilinmektedir."
İzmir 1 No'lu Kurul başkan ve üyeleri-
nin aldıklan bir çok karann hukuka aykın
olmasının yanı sıra görevi suiistimal suçu-
nu da oluşturduğunu kaydederı Avukat Boz-
kurt, Kurul Müdürü Kubilay Nayır'ın da bu
hukuka aykın kararlar alan birlikteliğın bir
ayağını oluşturduğunu bildirdi. Nayır'ın
yetkilerini korumacıhk yanında değil, ko-
rumacı karar ve uygulamalann ortadan kal-
dınlması yönünde kullandığını, bunlann
da kültürel ve doğal değerlerimizin tahri-
batına neden olduğunu ve görevi suiisti-
mal suçunu oluşturduğunu kaydeden Avu-
kat Bozkurt, şunlan dedi:
"Bu nedenierle 1995yınndagörevden alı-
nan üyeler Numan Tuna ve Erhan Acar'm
göreve iadeleri ile bu üyelerin yerierine ata-
nan yeni kurul üyelerinin görevden ahnma-
laruu, suç işleyen kurul başkanı, üyeieri ve
müdürü hakkında soruşturma açılarak
lüzumu muhakeme karan verümesini talep
ederim."
Arkeolojik alanlar 'tapulanıyor', SİT sınırları 'gözden geçiriliyor!..'
Göcek'te 'kentlesıne' sancısı
OKTAY EKİNCİ
GÖCEK - Küçük bir balıkçı
köyü kimliğini henüz yitirmedi-
ği 1980'liyıllarda.TunjutÖzal'ın
yat gezileriy le ünlenen Göcek. bu-
gün artık "köyden kente dönüşme-
nin" karmaşasmı yaşıyor. trili
ufaklı sayısız koyun "merkea"
konumundaki Göcek Körfezi'nde
de eski balıkçı tekneleri yerine
pahalı kotralar ve lüks yatlar ba-
nnıyor...
Sadece 6-7 yıl içinde gerçekle-
şen bu hızlı değişimin henüz baş-
langıç döneminde de Mimarlar
Odası'nın "Göcek Zirvesi" ola-
rak anılan çevre etkinliği düzen-
lenmişti. 1988'deki bu buluşma-
ntn amacı. yıne o yıllarda başla-
tılan "koylann kiralanması" fur-
yasına engel olmak ve kıyılann
betonlaşmasına yol açacak "49
yıDık tahsisleri" durdurmaktı.
îmarbaskısı
Bu tepkılenn ardından ülke ge-
nelindeki kıyı ve orman yağması
yine devam etti ama. hiç değilse
Göcek ve çevresi de "Özel Çevre
Koruma BölgesP içine alınarak
koylardakj tahsisler ve projeler ip-
tal edildi. Ne var ki bu kez de
"imar baskısı" Göcek köy mer-
kezi üzerinde yoğunlaşarak bukü-
çük kıyı beldesine "25.000 Idşi-
Bk" bir imar planı yapıldı. Üste-
lik "Çevre BakanhğT tarafindan
Göcek Koyu'ndaki lüks yatlar sadece mavi yolculara değil, arazi arayanlara da hizmet ediyor.
ve yine üstelik benzer nüfuslan
bulunan Fethhc, Marmaris gibi
yerleşmelerin sorunlan da orta-
dayken...
Yıllar sonra yine Göcek'te. bu
kez Ban Akdeniz Çevre Platfor-
mu'nun (BAÇEP) düzenlediği
"çevre zirvesi" için toplanıldığın-
da, köydeki "geüşme"(!) doğrusu
kimseyi şaşırtmadı.
Hemen her kıyı yerleşmemiz-
de olduğu gibi burada da gelişme
denince sadece "imar" anlaşılıyor.
Özellikle denize yakın parseller-
de "kimliksiz'' ve tek düze bina-
lar öylesine "sıkışıkdüzende" sı-
ralanmışlar ki, az da olsa kimi
"mimar eü değmiş" özenli yapı-
lan bu kargaşa içinde fark etmek
bile neredeyse olanaksız...
BAÇEP Göcek temsilcisi Ka-
sun Yeter, toplantının açılış bölü-
münde sunduğu Göcek Rapo-
ru'nda, Muğla'nın bu güzel bel-
desindekj sorunlann sadece "çir-
kin yapdaşma" olmadığını sergi-
ledi.
Tıpkı "1980'lerdekigibi'' Göcek
kıyılannın yenıden yağma proje-
leriyle tehdit edilmeye başlandı-
ğına dikkat çeken Kasım Yeter,
son zamanlardaki gelişmeleri şöy-
leözetledi:
"Karia ve Lykia'nın sınır ken-
ti olan antik Daedala'nın kalıno-
lan talan edilhor. .Arkeolojik böl-
gede tapulama yapılarak SİT ala-
nı parseOeniyor. İnlice Koyu veçev-
resinde ise SİT sınırlannın daral-
ounası çahşmalan var. Bu girişi-
minin arkasında FB Kulübü Baş-
kanı Alı Şen' in adı geçi>
r
or.Göcek
körfezini çevTeleyen 12 adalar ve
diğer ko>1arda da denetim hiç yok
ve mavi yolculuk kültüründen yok-
sun bir yat turizmi korkunç bir
küütik yarabyor-."
Toplantıya katılan Çevre Baka-
nı tmren Aykut ise bütün bunlan
dinledikten sonra, çevre sorunla-
nnın çözümü için bulduğu yönte-
mi şöyle açıkladı: "Her ailenin
birferdrni Çevre Bakanbgı'nın gö-
nüBü elemanı yapmak tsti\orum_"
Böylece "halkm kaOhmıyla" çev-
reyi koruyacağıru belirten Aykut;
"Bunuyapacağuuza çevre için ge-
cegündüzçırpınan gönüllü kunı-
luşlar ve demokratik kurumlaıia
biriikte cahşın—" şeklindekı öne-
riyi ise gülümseyerek yanıtsız bı-
raktı...
BAÇEP'in Göcek Zirvesi, tm-
ren Aykut'un "Bergama ricala-
nyta" basında yer aldı ama, çev-
re savaşçılannın eylem tarihine
hiç kuşkusuz "raporlan>1a" da
geçecek.
Cevre Bakanı sabır istedi
Aykut: 30 yıllık
çevreciyim
CANGAZALCI
ANKARA - ÇevTe Ba-
kanı tmren Aykut, 30 yıl-
lık çevreci olduğunu vur-
gulayarak "künseye pabuç
bırakmayacağmı" söyle-
di. 80 ilde bir tane bile çöp
antma tesisi olmadığına
dikkat çeken Aykut. "Bir
yanda birileri trihonluk
yaü çekmiş geziyor, diğer
yanda bir başkası kanaU-
zasyonun boşalüldığı de-
nizde yüzüyor. Bunlar
siyanürden daha mı
önemsiz? Bütün bu sorun-
laria ilgUenmemek ihanet
olur" dedı.
Aykut, siyanürle altın
için sürekli bazı yorumla-
nn yapıldığını belirterek,
"Danıştay karan bana fir-
mayı kapatma >etkisi ver-
miyor. Sorumhıluğualmak
için konuyu Bakanlar Ku-
rulu'na getirdim. Kurul
üyeleri de hukukun çiğne-
nemeyeceğini söylediler"
diye konuştu. Eurogold'un,
bakanlığm yaptığı, çalış-
malara ara verme yönün-
deki isteğe "ret" yanıtı ver-
mesinin ardından, kafasın-
da bir plan oluşturduğunu
Hcaydeden Aykut, sözleri-
ni şöyle sürdürdü: "Hu-
kuki sürecin hızlandıni-
ması için bakanhğın, Da-
nıştay'a >aptığı karar dü-
zeltme istemini geri çeke-
ceğim. Adli tatiUn bitmesi-
ne az bir süre kaldı. Böy-
lecedava hemen y«rel mah-
kemede görüşülebilecek.
Sabırh olunmasım istiyo-
rum."
Nükleerenerji konusun-
da bazı çevrelerin kasıtlı
olarak üzerine geldiğini
savunan Aykut, "Akku-
yu'da nükleer santral ya-
punı için izni ben verme-
dim. Ben 30 yıllık çevrect-
yim,kimseye pabuç bırak-
mam. Ama, gerçekleri de
göz ardı edemeyiz" diye
konuştu.
Çevrecilerden sabırh ol-
malannı isteyen Aykut,
"Ben bakanhğun süresin-
ce bütün sorunlan çözece-
ğimdemiyonıın. Ama hep-
sinin üzerine gideceğun"
dedi. tmren Aykut, ülkede
büyük bir alryapı sorunu
olduğunu vurgulayarak,
öncelikle kanalizasyon ve
çöp sorununun üzerine gi-
deceklerini belirtti.
e-posta : tan (â prizma.net tr
Savaşın
çocuklan
eğlendi
Savaşın rüm dehşetini vaşayan Bosna'da. en fazla acı ontann payına düşmüştü. Daha
birkaç yıl öncesine kadar bomba sesleri arasında yeraltmdaki sığınaklarda \aşamla-
nnı sürdürmek zorunda kalan bu çocuklar, en sevdikleri vakınlannı savaşta vitirmiş-
lerdi. Yaklaşık 250 Bosnah çocuk önceki gün İstanbul'a gelerek, geçmişin kötü izleri-
ni sUmeye çalışü. Tatilya'da ağırlanan çocuklar, saat 12.00'den 19.00'a kadar eğlence
merkezinin birbirinden Uginç ovıınlanyla doyasıva eğlendiler. Yıüarca süren savaşın
açtığı yaralar, beş saatliğine de olsa geride kaldı, unutuldu. Ancak yaşanan acüann
gözleriien yansıyan hüznü daha uzun yıllar varuğını koruyacak gibL.
AVRUPA ÛLKELERİ TEHDlT ALTINDA
BatıMa içki ve şiddet salguu
ANKARA (ANKA) - Dünya Sağ-
hk Örgütü (WH0) tarafindan yapı-
lan bir araştırmada, dünyanın en zen-
gin ülkelerinde yaşayan gençler ara-
sında alkol kullanımı, kabadayılık,
zorbalık gibi davranışlann çok cid-
di bir oranda yaygın olduğu belirlen-
di. Araştırmada, Danimarka en alko-
lik ülke olarak gösterilirken Alman-
ya'nın da, zorbalık bakımından ilk
sırada olduğu ifade edildi.
Sanayileşmiş ülkelerin geleceğini
oluşturan gençlerin başanlı bir ye-
tişkin olma şanslannın azaldığı uya-
nsında da bulunulan araştırmada,
gençlerin alkole ve şiddete olan düş-
künlükJerinin eve ve okula yabancı-
laşma ile okuldaki başansızhklarla
ilişkili olduğu belirtilirken, sağlık
konusunda erkekJerin karşılaştıkla-
n riskJerin kızlardan daha fazla ol-
duğu kaydedildi.
15 yaşındaki çocuklar arasında al-
kol kullanımı, kızlarda yüzde 67 ve
erkeklerde yüzde 65'lik oranla en
fazla Danimarka'da görülürken, bu
oran Avusturya'da erkeklerde yüzde
44, kızlarda yüzde 30; Kanada'da er-
keklerde yüzde 39, kızlarda yüzde 38
ve Almanya'da erkeklerde yüzde 34
ve kızlarda yüzde 26 olarak göste-
rildi. Araştırmada, fiziksel ya da söz-
lü saldırganlığın yine 15 yaşındaki
gençler arasında en çok görüldüğü
ülkenin, erkeklerin yüzde 86, kızla-
nn yüzde 72'lik bir oranda bu tür
davranışlan sergilediği Almanya ol-
duğu kaydedildi. WHO'ya göre zor-
balıkta Almanya'yı erkeklerde yüz-
de 78, kızlarda yüzde 59'la Avus-
turya; erkeklerde yüzde 75, kızlar-
da yüzde 53'le Danimarka izliyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
O 'Zâbitler' Nereye Kayboldu?..
Oyıllarda, 'subay' lâfı yok, onlara 'zâbit' diyo-
ruz; çocukluğumuzun en büyük merâkı, 7şâ-
retlerinden', hangisinin, hangi rütbede olduğunu
kestirebilmek: Mülâzim mi, Kaymakam mı, Mira-
lay mı? Çünkü 'erken'cumhuriyet döneminin 'zâ-
bitleri', sokaklarda, -şimdi olduğu gibi 'sivil' değil-
üniformalarıyla dolaşıyorlar; hele Anadolu'nun
'gamîzon 'şehirlerinde, dakika başı, yoldan geçen
bir 'zâbit'!
Dahası, uzak ve tenha hudut bölgelerinde (yolu
yoktur, kabr sırtında dört saat; dağlar dizboyu kar,
yazın toz, kışın çamur) o 'zâbitler', senin benim gi-
bi 'kirâda' otururlardı; zahireci Musta'fendi'nin
komşusu, Alay Kumandanı bir Miralay, ya da 'kı-
demli' bir başçavuş olabilirdi; yâni 'zâbit',sokakta
olduğu kadar, evinde de halkıyla iç içe sarmaşdo-
laş! Bunda Cumhuriyet Silahlı Kuvvetleri'nin,
'Kuva-yı Milliye'ninve 'Müdafaa-i Hukuk'un 'halk-
çı've 'halktan' geleneğini sürdürmesi, etkili olma-
mış mıdır? Lâyıkıyla düşünmeli!
Bülent Tanör, işâret etmiş ÇKuruluş'); Gâzi Mus-
tafa Kemal, Saltanatın ve Hilâfetin kaldınlışında,
silâh arkadaşlanndan daha kolay ve çabuk karar
verebilmiştir; çünkü o bir 'halk çocuğu' idi; oysa
Hüseyin Rauf Bey, ya da Refet Bey (Paşa), ya
Hanedan'la irtibatlıydı, ya da derebeylik düzeniy-
le! Cumhuriyef in silahlı gücü, 'sistem'e dâhil olun-
caya kadar, 'Anadolu Ihtilâli ve Inkılâbı'nöan ge-
len 'halkçıiığını', halkla iç içeliğini sürdürmüştü:
'nefer'\ (Hele onlar, ah hete onlar!..), 'küçükzâbit'i
ve 'zâb/fTyle, halkın oluşturduğu bir gücün, başka
türiü davranması garip kaçmaz mıydı?
Şimdi onları görür gibiyim: kalpaklı yağız yüzle-
rini, kaiser bıyıklannı, sâde üniformalarını; gözle-
rinde parıldayan, 'gelecek güzel günler' inancını!
'Ihtiyat Zâbit' Yıldınm Kemal Bey, Yuzbaşı Gâ-
vur' Mümin Bey, Yenibahçe'li Şükrü Bey, Sü-
vari Kaymakamı Hüsamettin Bey, Yüzbaşı Se-
iahattin Bey, daha niceleri, niceleri... halk gibi
yaşayıp, halk gibi ölmediler mi?
Hatıraları aziz olsun!
Temel aynı temel, ama...
Düşünülecek ikinci nokta hangisidir? 'NATO
Standartlan', böyle halkçı bir tabanı ve gele-
neği olmayan, 'ecnebi' ordular için tasartanmıştır;
acaba o standartlan uygulamak, bizim askerimi-
zin o temel ve vazgeçilmez vasıflannı aşındırma-
mış mıdır? Değişmeyen, sağlam kalan bir temel var:
Osmanlı'da olduğu gibi, bugün de 'mutlu azın-
lık' (burjuvazi) meslek olarak askerliği seçmi-
yor; onlar servetlerini çoğaltmayı yeğliyorlar;
galiba askeri, biraz da bu 'serveti'in 'bekçisi'
gibi görüyorlan o yüzden askerliği secen yine
halk, yani köylülük ve işçilik, pek pek şehirli or-
ta sınrf, esnaf, küçük çiftçi vs. yani, temel ay-
nı temel!
lyi de, üstyapı değişmedi mi? Değişti sanınm; ar-
tık çocuklarımız, işaretlerinden subaylann rütbesi-
ni kestiremiyor; sebebi basit, çünkü 'gamizon'şe-
hirlerimizde bile, sokaklarda üniformalı subay gö-
remiyorlar; ne hikmetse, hepsi 'sivil' dolaşıyor. Ne-
den? Amerika'lı subay 'sivilliğe' saklanır, çün-
kü utanılacak çok şey yapmıştır, halkıyla yüz-
leşmeye cesareti yoktur; Avrupa'lı subay 'sivil-
liğe' sığınır, çünkü soyu sopu aristokrattır, si-
vil görünürse, halktan birisi oldum sanır, ikisin-
den de farklı bir köken ve getenekten gelen Türk
subaylan, niye 'sivilliğe' heves etsinler ki? Ba-
balan değilse dedeleri, bu ünrforma içinde, 'is-
tiklâl-i tam' için can vermedi mi?
Ayrıca evimiz barkımız da aynldı. Bunca yıldır, şe-
hir şehir, ev ev, dolaşırım; hanidir, yüzbaşı, binba-
şı ya da albay, bir komşumun olduğunu hatırlamı-
yorum; sizin oldu mu, hiç sanmam; çünkü tuttuk,
-ayn 'kast'mış gibi- subaylanmızı, -bir çeşit ghet-
to bile diyebileceğimiz- 'lojmanlara' yerleştirdik; ara-
lannda ayrı bir hayat yaşıyoıiar; otelleri ayn, gazi-
noları ayn, mağazalan ayn! Niye? 'Mayası' ve 'fe-
meli' halk olan Türk subayları, halkın yaşantısın-
dan neden uzak dursun? Siz buna akla yakın bir
gerekçe gösterebiliyor musunuz? Ben hayır! Olsa
olsa, 'NATO'nun Standartlan' gerekçe diye gös-
terilebilir ki, sonuç, bizde bu 'standartlann' eğ-
reti durduğunun kanıtı!
Aman, dikkat!..
Üstelik, çok ciddi -bir bakıma tehlikeli- bir de sa-
kıncası var; galiba, ordunun 'halk temelinden' ol-
duğunu belirtmek için kullanılan 'resmi' ifade tar-
zı; bu ciddi sakıncanın altını çizip duruyor. 'Türkhal-
kının bağnndan kopan Türk Silahlı Kuvvetleri' de-
niliyor ya, aman dikkat, 'kopmak' fiili, dilimizde
'alakayı kesmek' anlamına da gelir ki, 'askerimiz
halkımıza 'yabancılaşıyor' diye, yorumlayan bile
çıkar.
Allah saklasın!
. prizma.net tr/ A İLHAN
rrttp^/www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.htlm