07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29AĞUSTOS1997 CUMA CUMHURİYET SAY C A EKONOMI Bitişim '97nin ana sponsoru Akbank • Ekonomi Servisi - Akbank. bilgisayar \e teknoloji dünvasındaki en son gelişmelenn sergileneceği Bilişim'97 Fuan'nın ana sponsoru oldu. Rekabette ön sıralarda kalmak niyetinde olan tüm bankalann bilişim teknolojisine ağırlık vermek zorunda olduklarını belirten Akbank Ticari ve Bireysel Bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Akın Kozanoğlu, "Inanıyoruz ki böyle büyük bir organizasyonun desteklenmesi, tüm bankacılık sektörüne fayda olarak geri dönecektir" dedi. TÜPkiye'ye yabancı sermaye akışı • ANKARA (ANKA) - Türkiye. 4.7 mıl>ar dolarla Dünya Bankası verilerine göre. özel yabancı sermayenin geçen yıl en çok tercıh ettiği gelişmekte olan ülkeler sıralamasında dokuzuncu oldu. Yabancı sermaye akışında Çin Halk Cumhuriyeti ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi Meksıka, Endonezya. Malezya, Brezilya, Tayland, Arjantin ve Hindıstan izledi. Toprak reformuna kaynak yok • ANKARA (AA)- Türkiye'de tanm sektörünün en önemli sorunu olarak "'arazilerin parçalanması" ğosterilirken. gerek topraklann toplulaştınlması. gerekse topraksız çiftçinin topraklandınlması çalışmalannın çok dar kapsamlı olduğu belirlendi. Tanm ve Köyişleri Bakanlıgı yetkililerinden edinılen bilgıye göre halen yürütülen toplulaştırma \e refornı çalışmalan ıse kaynak yetersizliği nedeniyle çok yavaş ilerleyebilivor. 'TOBB Vakıfbank'a talip olsun' • Ekonomi Servisi - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Ahmet Çavuşoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB). Vakıfbank'a talip olmasını önerdi ve "Bu gerçekleştiği takdirde banka. siyasetçilerin ehnden kurtulacak" dedi. Çavuşoğlu, özelleştirilmesi düşünülen Vakıfbank'a TOBB'nin talip olması halinde KOBl'lerin bir ihtisas bankasına kavuşacağını bildirdi. Turizmciler KOBİ ilgisi bekliyor • Ekonomi Servisi - Turistik Otelciler Birlığı (TUROB) Başkanı Alı Güreli. hükümetin. kendilenni yenilemekte zorlanan küçük \e orta boy otellere destek vermesıni istedi. Güreli. turizmin Yüksek Planlama Kurulu ile Ekonomık ve Sosyal Konsey'de temsil edılmesı gerektiğini kaydetti. Turizm Bakanı Ibrahım Gürdal ise. Otelciler Birliğı Yasası'nın ele alınacağını ve sektörün önünü açmaya çalışacaklannı ifade etti. dünyası istikrar peşinde • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - îzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demırtai}. iş dünyasının "sürekli istikrar" ıstedığini belirterek. "Mutlaka enflasyon, dövız kuru. faiz sacayağının dengesini bozmadan iyileştirici politikalarla orta \adede enflasyonu düşürmek zorundayız" dedi. Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşunda özel sektörde kârlılık rekortmeni Otosan oldu Aglayanlar kazanıyor YORUM FİLİZ GÜMÜŞ Geçen yıl "kriz durumu" sürek- li gündemde olan otomobil üreti- cılennın, Istanbul Sanay i Odası'nın (İSO) önceki gün açıklanan Türki- ye'nin 500 Büyük Sanayi Kurulu- şu araştırmasında kâr rekortmenli- ğini elde etmeleri dikkat çekti. 1996 yılı verilerine göre hazırlanan 500 büyük fırma arasında Koç Hol- ding'e bağlı Otosan, özel sektörde karbirincisi olurken. Oyak-Rena- ult ikincı sırada. Koç Holding'ın di- ğer otomotiv şirketi Tofaş sekizin- ci, General Motors'un yatınmı Opel Türkiye 24'ncü sırada. Sabancı Holding şirketi ToyotaSA 43'ncü sırada. yer aldılar. tSO'nun 500 büyük sanayi kuruluşuaraştırması. otomobil fir- malannın gözyaşlanndan adeta kâr aktığını ortaya çıkardı Geçen yıl. REFAHYOL'un bedelsiz ıthalat tar- tışmaları sırasında, satışların önü- müzdekı yıllarda gerılemeye de- vam edeceğini vurgulayan otomo- bil firmalarının 2000'li vıllar ıçin koyduğu 300 bınlı satış hedefınin bu yıl gerçekleşecek olması. oto- mobil devlerinin 97 yılı yüksek kârlarının devam edeceğini de gös- yıl özel sektörde üretimden satış- larda ikinci sırada yer alan Tofaş. kârlılık sıralamasında dört sıra ge- rilemesine karşın vergi öncesı bi- lanço kârı bir önceki yıla göre 2 tril- yon 178 milyar lira birden arttı. Otomomobil üreticileri. geçen yıl Başbakan Necmettin Erba- kan'a sunduklan raporda. 2001 yı- lına kadar satışlann 275 bını geçe- meyeceğı tahmininde bulunmuş- lardı. Yıl boyu. üretim gerileme endişeleri \e ışten çıkarmalanyla gündemde kalan otomotivciler. bu yıl 330 bın cıvarında satış tahmın- lerı yaparak. şımdıden üretımlerinı revize etmeye başladılar. Türkiye'nin en kârlı 10 özel kuruluşu Firma Kâr tutarı (Milyar TLj ' g OTOSAN OYAK-RENAULT ARÇELİK BRISA SASA AKSA AKRİLIK 14.163 ^ 1 12-761 <feJHft • 10.826 ;>> P'1Mj> 10.746 ^ j j j l B ^ / 4 ^ 9.363 p T i K 1 8.964 V/ \m^L\ > ÇUKUROVA ELEKTRİK 7.018 C k J İ İ W k ^ TOFAŞ UZEL MAKİNA NETAŞ âmmmmmmmmm& 6.980 ^ V ı ı 6.815 &HT I j|§ 6.567 V-> • W teriyor. 500 büyük firmada önce- ki yıl özel kuruluşlarda kâr bırın- cisı SASA 5'incı sıraya düşerken bırıncıliği OTOSAN "a bıraktı. Oyak Renault ıkincıliğı Netaş'tan alırken. Netaş 10'uncu sıraya ge- riledi. Tofaş'ın ıse dördüncü sıra- dan sekizinci sıraya düşmesı dik- kati çekti. Otomobil de\ lerinın kâr- lılıklarıyla ilgilı verilerde. geçen Üvey evlat kamunun kârı arttı, borcu geriledi Türkiye'nin 500 büyük kuruluşu arasına gi- ren kamu kuruluşlan 5 yıl aradan sonra ilk kez 1995 yılında kârlılığa geçmeleriyle dikkat çek- melerinin ardından. 1996'da bu performansla- rını sürdürdüler. Özelleştiıme nedeniyle ilk 500'e giren kamu kuruluşlannın sayilan her ge- çen yıl düşerken 1996 yılında 51 büyük kamu kuruluşunun net kân bir önceki yıla göre iki kat arttı. Türkiye'dekı toplam 201 kamu kuruluşun- dan. 500 büyük kuruluş kapsamı içine 1994 yı- lında 71 kamu kuruluşu girerken. bu sayı 1995'te 55'e\e 1996'da da 51'edüştü. Bu kuruluşlann 1996'dakidönemkân 176 tril- yon 2 milyar lira. dönem zararı 89 trilyon 1 mil- yar lira olarak gerçekleşti ve net kâr 87 tnlyon 1 milyar lira oldu. Kamu kuruluşlannın. 500 büyük firma içindeki toplam borçlardaki payı ise yüzde 46.14'den yüzde 42.4'e geriledi. Zorunlu tasarruftan çıkmanın maliyeti yarım milyar lirayı aşıyor Çıkış yollam tıkalı HAYRİYE MENGÜÇ Zorunlu tasarruf kesintilerini kaldı- rıp. bugüne kadar hesapta biriken yak- laşık 700 trilyon lirayı çalışanlanna ge- ri ödeyıp ödemeyeceğı konusunda hü- kümetin sergiledıği çelişkilı açıklama- lara karşılık, bugün 125 milyon lira brüt aylık alan bir çalışan. emekli ol- duğunda 585 milyon lira alması gere- kirken emekliğini beklemeden kendi is- teğıyle aynlması durumunda sadece 70 milyon lira alabilıyor. Bu durumda zorunlu tasarruftan vefat etmeden "sağ- lığında" yararlanmak isteyen her ça- lışanın hakkı olan 500 milyon lira, ta- Zorunlu tasarrufun 10 yıllık bilançosu m Yıllar 1988 (9 aylık) 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997(8ay!ık) TopJam Brüt Aylık 750.000 1.250.000 2.250.000 4.000.000 7300.000 14.000 000 25.000.000 " 45.000.000 80.000.000 125 000.000 Brüt Yıllık 6.750.000 15.000.000 27.000.000 48 000.000 90.000.000 168 000 000 300.000.000 540.000.000 960.000.000 1 000.000.000 Işçı tasarrufu (*) 135.000 513.334 1.080.000 1.920 000 3.600.000 6.720 000 6.233.333 10 800 000 19.200.000 20 000 000 70 201.66? Işveren katkı payı (") 202.500 770.000 1.620.000 2.880.000 5.400.000 10.080 000 9.350.000 16.200.000 28.800.000 30 000 000 105.302.500 Toplam^ 337.500 1 283.334 2.700.000 4.800.000 9.000.000 ' 6.800.000 15.583.333 27.000.000 48.000.000 50.000 000 175.504.167 O C) Kesınt ve Katkı oranlan 15 Temmuz 1989-14 Ocak 1994 arası ışçı 01 Nısan 1988-14 Ocak 1989 arası ışçı \2, ışveren %3. %4, ışveren %6 15 Ocak 1989 - 14 Temmuz 1989 arası ışçı %3, ifveren °>v4 5 15 Ocak 1994'ten sonra ışg %2. ışveren %3. sarrufu teşvik hesabında tutulmay a de- \am edecek. Kanun, çalışanın zorun- lu tasarruf uygulamasından emeklilik öncesi aynlmak istemesı durumunda en az 72 ay yani 6 yıl çalışmış olmasını gerekli kılıyor. Eğer çalışan. emekli ol- madan uygulamadan aynlmak isterse. şimdıye kadar kendisı adına ış\ eren ta- rafından yatınlan katkı paylan- nı \e nemasını almadan sadece kendi maaşı üzerinden kesilen \e en son yüzde 2 olarak belırlenen tasarruf tutannı alabiliyor. Buna göre asgan 6 y ıl tasarruf kesıntisi yapılan ücretlının tasar- rufunu almak istemesi halinde tabloya göre ayda 125 milyon li- ra brüt aylıga sahıp olan \e zo- runlü tasarrufunu almak isteyen çalışan, 70 milyon 201 bin 667 liralık kendi tasarruf tutannı ala- bilıyor Yıne tabloya göre emek- lılık halinde ıse tasarruf ve kat- kı toplamı 175 milyon 504 bın 167 lira olan çalışanın "233.79 üze- rinden" toplam neması 410 mil- yon 311 bin 192 lira olarak he- saplanıyor. Zorunlu hesap uygu- lamasıyia toplam olarak ıse 585 milyon 815 bin 359 lira alması ge- rekiyor. Nema skandalı FARUK ATAAY ANKARA - Çalışanlann yüzlerce trilyonluk birikiminden oluşan Zorunlu Tasarruf Hesa- bı'nın yüzde 68'e yakm bölümünün, 1997'nin ilk 8 ayında nemalandınlmadığı ortaya çıktı. Zorunlu tasarrufun gelirortakhğı senetleri (GOS) ve KtT kâğıtlannda tutulan bölümü için gere- ken Yüksek Planlama Kurulu (YPK) karan çık- mayınca. ocak ayından sonra emekli olanlardü- şük faiz geliri aldı. YPK'nin her yıl başında faiz düzeyini karar- laştırdığı GOS'larda tutulan zorunlu tasarruf bırikimlerinin yaklaşık yüzde 68 oranındaki bö- lümü, bu yıl oran belirlenemediği içm nemalan- dınlamadı. GOS'lara 1997 yılında uygulanacak faiz ora- nmın yılbaşında yapılan YPK toplantısında Ha- zine ile Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) anlaşamaması nedeniyle belirlenemediği orta- ya çıktı. YPK; Hazine'nin Merkez Bankası reeskont foizi düzeyinde önerdiği GOS faizi için DPT'nin Toptan Eşya Fiyatlan Endeksi (TEFE) oranla- nnda ısrarcı olması üzerine karar alamadı. Hazine'nin zorunlu tasarruf hesabının yal- nızca yüzde 30'luk bölümü ile 1997'deki biri- kimleri tahvil ve bonoya yatırdığı öğrenildı. He- sabın Kamu Ortaklığı Fonu'nda GOS'larda tu- tulan ve KtT tahvillerine yatınlan yüzde 68Tik bölümün nemalandınlması için ise halen YPK'nin karar alması bekleniyor. Fonda biri- ken paralann yaklaşık yüzde 1.7'lik bölümünü oluşturan 9.5 trilyon liranın ise 1988'den bu ya- na hiç nemalandınlmadıgı ögrenildi. ÇIFTÇI DOSTU / SADLLLAH USUM! Işın Çelebi Oyuna Geldi... İZMİR - Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin zeytinyağı ithala- tını 2 ay süre ile serbest bırak- ma kararı ortalığı karıştırma- ya devam ediyor. Üretıciler. ithalat haberinin çıktığı gün- den beri yaşamaya başladık- ları şoku hâlâ atamadılar. Ih- racatçı ve sanayiciler de ge- lişmeleri ve bu konudaki tar- tışmaları hayretler ıçinde ızlı- yorlar. Hele, Işın Çelebi'nin Yeni Yüzyıl gazetesınde yayımla- nan demecinde TARIŞ'İ suç- laması ve bu arada "mafya" ve "spekülatör" benzetmele- ri zeytin bölgelerinde kızılca kı- yametın kopmasına neden ol- du. Ege Bölgesi'ndeki üretı- ciler ve bazı ticaret odaları it- halat kararını ve Çelebi'nin açıklamalarını.protesto edi- yorlar. Işın Çelebi'nin birtalihsizli- ği de, demecinin yayımlandı- ğı Yeni Yüzyıl gazetesinde ay- nı gün ve aynı sayfada bir kö- şe yazarının gerçek dışı bilgı- lerle üreticileri veTARİŞ'ı suç- lamasıydı... Köşe yazarına gösterilen tepkilerden Çelebi de nasibini aldı. Hatta, bazı bölgelerde köşe yazannın suç- lamaları Çelebı'ye mal edili- yor... Işın Çelebi, haksız kazanç isteyenlerin zeytinyağı ithala- tına karşı çıktıklarını ve daha tebliğ yayımlanmadan ortalı- ğı birbirine kattıklannı ileri sü- rüyor ve arkasından da "Zey- tin mafyasının oyununa gelmi- yeceğim" diyor... Işın Çelebi'nin "bunları na- sıl söyler" diye insanı hayre- te düşüren açıklamasından bazı bölümler şöyle: "Türkiye'deki zeytınyağını stoklayan üç beş spekülatör, kapalı bir ekonomideki politi- kayı sürdürerek haksız para kazanmak istiyor. Dünya fiyat- larının yükseleceğini varsaya- rak başta TARİŞ olmak üzere politik baskılarla büyük büyük stoklar yaptılar. Ve ardından Stoklar yükselirken, zeytinyağı ithalatı yüz binlerce üreticinin başına kurulan bir tuzaktır. dünya fiyatlan düştü. Tonun- da 1.000 dolar zarar ettiler. Şimdi de devlet bunu ya sub- vanse etsin ya da çözülemez diyorlar. Eski Sovyetler'deki mantık. Devlet 65 milyonun hakkını üç beş kişıye yedir- mez..." Çelebi'nin "Devlet 65 milyo- nun hakkını üç beş kişiye ye- dirmez" sözüne yürekten ka- tılıyoruz. Gerçekten de bu sö- zü Çelebi'nin ağzından da duyduğumuz için seviniyo- ruz... Ancak, Işın Çelebi'ye hemen hatırlatalım ki, asıl zey- tinyağında ithalat başladığı zaman üç beş kişi 65 milyo- nun hakkını yemek imkânı bu- lacaktır. Nitekim, 1980 yılından ge- rek askeri yönetim dönemın- de. gerekse Özal, Tansu Çil- ler, Erbakan ve hatta kısa sü- re bile olsa Mesut Yılmaz dö- nemlerinde hep üç beş kişı tüm Türk halkının hakkını ce- binden almıştır... Hükümetler de ne yazık ki, böylesıne haksız uygulamala- rı ile yardımcı olmuştur. TARİŞ sarsıldı, ama çökmedi 1980 yılına kadar gerek CHR gerekse AP hükümetleri bütün kadroları ile zeytınyağındakı soygunu önlemeye çalışmış- lardır. Hele. CHP hükümetleri döneminde soygun tamamen önlenmiştir. Hükümetlerin bu başarısı da TARİŞ gibi dev bir kuruluş sayesinde olabilmıştir. O dönemlerde TARİŞ sadece üreticiyı korumakla kalmamış. ürettiği zeytınyağları iç piya- saya sürerek, özel sektör fir- malarının halkımıza yüksek fi- yatla zeytinyağı satmasına en- gel olmuştur. Böylece. TARİŞ uzun yıllar hem yüz binlerce zeytinyağı üreticisini. hem de 60 milyon tüketicisini koru- muştur. 1980 yılından sonra işba- şına gelen yönetımler özel sektörün baskısı ile bu güzel tabloyu tam tersıne çevirme- ye çalışmışlardır. Başbakan- lar, bakanlar ve de özellikle Tansu Çiller bazı vunguncu tüc- car ve sanayıcinin haksız ka- zanç sağlamasını engelleyen TARIŞ'ı yok etmek ıçın her ça- reye başvurmuşlardır. Çünkü, TARİŞ gıderse üç beş kışi 65 milyon ınsanımızı rahatlıkla sömürebilecektir... Zeytinyağını üreticiden ucuz alacaklar, tüketiciye birkaç kat fazlasına satacaklardır. Zeytinyağı ithalatı çılgınlıktır TARİŞ, başbakanların, ba- kanların ve çeşitlı odakların baskısı karşısında zaman za- man sarsılmıştır. Tüm kaynak- ları kestirıldiği için para sıkın- tısı çekmiştir. TARİŞ'in sahibi üreticıler olduğu halde. genel müdürleri hükümetler tarafın- dan atanmış ve gene Anka- ra'dan yönetilmıştir. TARİŞ'in batmasını isteyen hükümet ve bakanlar yönetimde ve uygu- lamalannda kargaşa yaratmış- lardır. Bütün bunlara rağmen TA- RİŞ büyük yaralar almış, an- cak ayakta kalabilmeyi başar- mıştır. Bellı bir ölçüde de olsa bazı tüccar ve sanayiciye kar- şı yüz binlerce zeytinyağı üre- ticisini koruyabılmektedır. Eğer, bugün TARİŞ 1980 yılından sonra ışbaşına gelen hükü- metler tarafından yok edılebil- miş olsaydı, üretıci bu yıl zey- tinyağını 100 bin liraya satmak zorunda kalırdı. Aynı zeytin- yağlar belli bir işlem gördük- ten sonra da halkımıza bir mil- yon liranın üstünde satılırdı. Böylece 65 milyon insanın tril- yonları bazı özel sektör firma- lannın kasalarına akardı. Işın Çelebi'ye hatırlatmak isteriz ki, vurgun asıl o zaman olur- du... Şımdi. bazı gazetelerve köşe yazarian. böylesine bir vurgun düzenine kavuşabil- mek için çalışan insanlann oyu- nuna geliyorlar. Çünkü, bu tür bilgiler ancak. vurgun düzeni- ni hayal edenlerin aklından ge- çebilir. Ne yazık ki, yoğun zey- tinyağı bölgesinin milletvekili ol- masına rağmen Işın Çelebi de bu oyuna geldi. Zeytiyağı itha- latı tartışmaları bahane edile- rek TARİŞ'e bir darbe daha vurulmak istendi... Nitekim, Işın Çelebi'nin TA- RİŞ'in bu yıl büyük stoklar yap- tığını söyleyerek "Spekülatör- ler halkı kazıklamak istiyortar" demesi asıl hedefin TARİŞ ol- duğunu açıkça gösteriyor!.. Türkiye'de zeytinyağında soygun düzenıni önlemeye ça- lışan kuruluş TARİŞ'tir. Eğer, TARİŞ giderse yerine soygun düzeni gelecektir. Zeytinyağı ithalatına gelin- ce, ithalat yüz binlerce üreti- cinin başına kurulan bir tu- zaktır. Üstelik, Türkiye'de ye- ni ürünle birlikte zeytinyağı stoklarının 200 milyon kilo- nun üstüne çıkacağı söyle- nirken, ithalatı düşünmek çıl- gınlıktır. Zıra, ithalatın amacı üreticinin elindeki yağları ucuza kapatmaktır... • ÖZTİN AKGÜÇ Likidite Sorunu Genellikle işletmeler, özellikle finansman ku- rumları açısından en önemli risk, likidite riski ya da fonlamariskidir.Daha açık bir deyişle, yüküm- lülüklerin zamanında yerine getirilememesi, va- desi gelen borçların ödenememesi. Işletmele- rin varlıklarını sürdürebilmeleri açısından en önemli tehlikeyi oluşturur. işletmeler, likidite risk- leri nedeniyle yükümlülüklerini yerine getireme- dikleri için batarlar, tasfiyeye uğrarlar. Oysa iş- letmenin makine-donanım farkı da vardır. Per- soneli de var. taşınmazları, stokları da vardır. işletmeler varlıklarını sürdüreceklerse, önce- likle likidite risklerini göz önünde tutmaları, bu riski azaltacak önlemleri almaları gerekir. Likidi- te riski; vade uyumsuzluğundan kaynaklanan sü- resi ile bu kaynakların yatırıldığı varlıkların de- ğer yitirmeden paraya çevrilmesi süresi arasın- daki uyumsuzluktan kaynaklanır. Bir işletmenin batışının etkisi, yalnız ilgili işlet- menin sınırları içinde kalmaz, diğer işletmelerin gelirlerini, varlıklarının değerini etkiler. Bu neden- le işletmelerin özellikle belirli bir büyüklüğe ulaş- mış işletmelerin batışı, ekonomide doğurabile- ceği olumsuz etkiler açısından istenmez. Finansal kurumların batışının doğurabileceği etkiler ise daha derin ve yaygındır. Finansal ku- rumların batışı, panığe neden olacak, finansal pazarlardaki güveni büyük ölçüde zedeler. Bu piyasalarda fon akışlarının durması, kararlığın or- tadan kalkması, belirsizliğin artması, ekonomik bunalıma yol açar. Ekonomik bunalımların ço- ğunun temelınde, finansal pazalarda oluşan pa- nik yatar. Finansal pazarlarda güven ve kararlı- lığın kaybolmaması, finansal kurumların batma- ması için kurum ve pazarlar, denetim ve göze- tim altında tutulur. Denetim ve gözetimin temel amacı. güven ortamının bozulmaması, güven ortamının yaşatılmasıdır. Finansman kurumlarının açıklamış oldukları bilançolara, daha geniş bir deyimle mali tablo- lara bakılarak likidite sorunları, vade uyumsuz- luğu olup olmadığı konusunda kesin yargılara varılamaz. Bu tablolar yeterlı bir analiz içinde ge- nelde eksiktir. Bununla beraber bazı kalemler, oranlar. likidite riski, likidite sorunu konusunda gösterge oluşturur. Bu bağlamda bilançolarda yer alan bankacıların diliyle gelir ve gider rees- kontlar, başka bir deyişle "gelir tahakkuklan" ve "gider karşılıklan." vade uyumsuzluğu, hat- ta kur riski konusunda bir görüş verirler. Vade uyumsuzluğu yüksek düzeyde olan bankalarda ve diğer finansal aracılarda, gelir ve gider rees- kontları arasında büyük farklar görülür. Kısa sü- reh kaynakları daha uzun süreli olarak plase eden finansman kurumlarında, gelir tahakkuk- lan ya da gelir reeskontları gider karşılıklarından ya da gider reeskontlarından çok daha yüksek- tir, belki de birkaç katıdır. Bu farklar, bir ölçüde kur riskini de yansıtır. Kur riski yüksek olan ban- kalarda da gelir reeskontları, gider reeskontla- rının çok üstüntedir. Öte yandan faiz gelirleriy- le faiz giderleri arasındaki farkın başka bir de- yişle net faiz marjının yüksekliği buna karşı önem- li boyutta kambiyo zararının gelir tablosunda yer alması dövizde pozisyon açığını gösterir. Açık pozisyonla ve vade uyumsuzluğu ile yük- sek bir likidite riski ile çalışmak, bankalar ıçin önemli tehlikeler doğurur. Sermaye piyasası kurumlarından yatırım or- taklıklarının, yatırım fonlarının menkul değer portföyü tutmaları ve portföy işletmeciliği yap- maları doğal olmakla beraber, diğer aracı kurum- ların büyük boyutlu, fazla hareket göstermeyen kısmen krediyle fonlanmış portföy tutmaları do- ğal olmayıp, tehlikelidir. İMKB'de endeksin duş- memesi, yüksek düzeylerde sürmesi için aracı kurumların portföy tutmalan, ileride bu portfö- yün fonlanmasında sorun yaratır. Hızlı ve acil sa- tışlar, bu piyasada kararlılığı bozar, hatta pani- ğe yol açar. Türkiye'de öngörülerde bulunmanın, uyarı yapmanın biryararı olmadığını bilmekle beraber, finansal pazarlardaki likidite sorununa dikkat etmek gerekir. Önlemler iş işten geçmeden alın- malıdır. Yangın, panik. en azından sıkıntılar baş- ladıktan sonraki önlemlerin maliyeti yüksek olur. Ekmek 35 bin liraya yükseliyor • Fınncılann. halen İstanbul'da 30 bin liradan satılan 225 gramlık ekmeğin 35 bin liraya çıkarılmasına ilişkin talebi, Esnafve Sanatkârlar Odaları Birliği'nin onayını bekliyor. FATMA KOŞAR Temel tüketım mallannda son ~-*Ü*&I_^' olarak şekere y apılan zammın ardın- dan ekmek fiyatlanna zam bekleniyor. Fırıncılar, akar- vakıt zammını gerekçe göstererek 1 Eylül pazartesi gü- nünden itıbaren ekmek fi\ atına yaklaşık yüzde 17 ora- nmda zam yapılmasını ıstedı. Fınncılann halen tstanbul'da 30 bin liradan satılan 225 gramlık ekmeğin 35 bin liraya çıkanlmasına iliş- kin talebi, Esnafve Sanatkârlar Odalan Birliği'nin onayını bekliyor Esnafve Sanatkârlar Odalan Birli- ği'nin, karannı bugünlerde açıklayacağı belirtiliyor. Üsküdar Fınncılar Kooperatıfi Başkanı Ahmet Sa- rıhan. Esnafve Sanatkârlar Odalan Birliği'nin ona- vını beklediklenni belirterek "Karar her an çıka- bilir. Yeni fivat uygulamasına 1 e\lül pazartesi gii- nü başlanacağını tahmin edivorum" dedi. Fiyatlan artırmak zonında olduklannı ifade eden Fı- nncılar Odası Başkanı Fahri Özer ise. "Akaryakıt zam- mından sonra, bütün girdilerin malheti arttı. Biz de 5 bin lira zam istedik'" diye konuştu Özer. yeni fıyat uygulamasının kesin birtarihe bağ- lanmadığını belirterek. "Esnafve Sanatkârlar Oda- ları Birliği. fınncılann ne kadar mağdur olduğu- nu inceliyor. İnceleme bittikten hemen sonra yeni fivat uygulamasına başlanacak" dedi. Esnafve Sanatkârlar Odalan Birliğı Genel Sekre- terı Hasan Pehlivan da fınncılann 35 bın lira yeni fi- >at istedıklerını belirterek konunun ıncelemeye alın- dığını bildirdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle