27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Karaparada jkinci sınav Kasım 1998de • ANKARA (A.A) - Gelişmiş 7 ülkenın oluşturduğu Yediler Grubu (G-7) önciilüğünde kumlan ve 26 ülkenın üye olduğu Malı Eylem Görev Grubu Yetkılisi Patrick Moulette, Türkıye'de karapara ile mücadele konusunda yapılan çalışmalann cesaret verici olduğunu söyledi. Türkıye"nın karapara ile mücadele vereceği sınavın Eylül ayındaki toplantıyla sınırlı kalmayacağını vurgulayan Moulette, Kasım 1998 yılındada yapılan düzenlemelerin yeniden gözden geçirileceğini ve yasanın etkin bır şekilde uygulanıp uygulanmadığına bakacaklannı belirtti. Beymen, Akmer sözleşmesini jptal ediyor • Ekonomi Servisi- Beymen yetkılılerinden dün yapılan açıklamaya göre "Beymen Home" bayii AKMER Mobilya ve Pekorasyon Ltd şirketinin bayilik sözleşmesi iptal ediliyor. Beymen'ın açıklamasında. sözleşme hükümlerine uymayan Akmer şirketıne mahkeme karanyla ıhtiyadı haciz fşlemi uygulandığı ve yasal ışlemlerin sürdüğünü belirtildi. Akmer Mabilya ve Dekorasyon Ltd. şirketinin Nişantaşı ve Galleria mağazaları "Beymen Home"' olarak çalışıyordu Şekere zam geliyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanayı ve Tıcaret Bakanı Yalım Erez. şekerpancanna yüksek fiyat verilmesınin, şekere zam yapılmasına yol açacağını söyledi. Hükümetın göreve geldikten sonra art arda Maptığı zamlan da savunan Erez, "Hükümet zevk almak ıçın zam yapmaz" diye konuştu. Erez, Bank Kapital'in Ostim Şubesi'nin açılışı sonrasında gazetecilerin sorulannı yanıtlarken şekere zam yapılacağının işaretini verdi. Enflasyon belli bir noktaya çekilemediği sürece zamlann kacınılmaz olduğunu vurgulayan Erez, "4 bin 500 liralık şeker pancanna politik nedenlerle 11 bin lira fiyat verirsenız bunu birilerine mal edeceksiniz. Şekere mecburen zam gelecek" dedi. Pamukbank'tan TBVIA'ya destek ' • Ekonomi Servisi - Toprak erozyonuna, toprağın verimsizleşmesine karşı mücadele eden ve doğal varlıklann korunması için çalışan TEMA Vakfı, Genç Pamukbank Sanat Etkinlikleri çerçevesinde Pamukbank ile işbirliği yaptı. Etkınlikler jçerçevesınde bu yıl "Sevgi 've Hoşgörü'' temasını ışleyen Pamukbank, Eylül ayında Northern Bale Tiyatrosu tarafından sergilenecek olan Romeo ve Juliet bale gösterisinin 5 Eylül gecesi yapılacak Ibiletli gösterisınden elde edilen eelirin tamamını ITEMA^Vakfı işbirliği ile ,'Kınalı Kavşağı'nda bir ;" Sevgi ve Hoşgörü ,'Ormanı" kurulması için ;tahsis edecek. İSO, 500 büyük firmayı açıklıyor 'H Ekonomi Servisi- Istanbul Sanayi Odası'nca (İSO) geleneksel olarak hazırlanan "İSO 500" jTürkiye'nin 500 Büyük ;Sanayi Kuruluşu çalışması '1997yılısonuçları, 27 |Ağustos çarşamba günü jaçıklanacak. tSO Yönetım IKurulu Başkanı ÎHüsamettin Kavi'nin Jcatılacağı bir basın ^oplantısı ile açıklanacak lolan Türkiye'nın 500 iBüyük Sanayi Kurulu |1997 raporu, yine aynı jgün yapılacak olan İSO [olağan aylık Meclis ;topTantısının an gündem jnaddesinı oluşturacak. 100-150 trilyonluk bölümünün nakit olarak, 600 trilyonun tahville ödenmesi gündemde 'Zorunlu'ya kaynak aranıyor • Hazine yetkilileri, 720 trilyon liranın ödenmesi için doğrudan borçlanmaya gidilmesi gerektiğini, hesaptaki bu paranm nakit karşıhğının bulunmadığını belirttiler. Maliye Bakanı Temizel ise ödemelerin tahville yapılmasına sıcak bakmıyor. Zekeriya Temizel peşin ödemeden yana. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin, 720 trilyon liraya yakın bi- rikimin toplandığı zorunlu tasarruf he- sabını tasfiye ederken, çalışanlara ilk aşa- mada 100-150 trilyon liralık bir bölü- mü peşın ödemeyi planladığı öğrenjl- di. Hesabın geri kalanının, 1-2 yıl va- deli tahvil veya maaşlara çok düşük paylarda eklenerek ödenmesinin düşü- nüldüğü bildirildi. 3 katrilyon liraya dayanması bekle- nen bütçe açığını kapatmak için kaynak arayan hükümet, çalışanlann hesabın- dan yapılan zorunlu tasarruf kesintisi uygulamasına son verilmesi ve bu ke- sintilerden oluşan birikimin dağıtılma- sı için çalışmalannı hızlandırdı. ÇalışanJann maaşlanndan 1988 yılın- dan itibaren yapılmaya başlanan kesin- tiler soncunda hesapta kâğıt üzerinde 720 trilyon liralık bir birikim oluşurken, bu rakamın nakit olarak bulunmadığı öğ- renildi. Hükûmetler kullandı Hükümetler tarafından düzenli ola- rak kullanılan bu kaynağın kâğıt üze- rinde büyüyerek Hazine'nin borç yü- küne eklenmesi ve çalışanlann büyük tepki göstermesi üzerine hesabın tasfi- yesine karar verildi. Alınan bilgilere göre, Hazine hesap- ta biriken paralann 100-150 trilyon li- ralık bir bölümünün yıl sonuna kadar çalışanlara peşin olarak ödenmesi, ge- ri kalanı için de 1 -2 yıl vadeli tahvil ve- rilmesi formülünü gündeme getirdi. Maliye Bakanlığı'nın ise, birikimin tahvil yerine aylıklara eklenerek dağı- tılmasından yana olduğu kaydedildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın ça- lışmalan yoğun olyarak sürdürdükleri öğrenildi. Özellikle Maliye Bakanı Ze- keriya Temizel'in birikimin tahville verilmesine sıcak bakmadığı kaydedil- di. Hazine yetkilileri ise, 720 trilyon li- ranın ödenmesi için doğrudan borçlan- maya gidilmesi gerektiğini, hesaptaki bu paranın nakit karşıhğının bulunma- dığını belirterek. "Bu da olanaksız. Ödemeler ancak 2-3 yıllık döneme yayılabilir" değerlendirmesini yaptılar. Zorunlu tasarruf kesintisinin kaldınl- ması programının ancak hükümet ortak- lannın ödeme planı üzerinde anlaşma- sı durumunda gerçekleşeceği bildiril- di. Hazine ve Maliye bürokratlannca ya- pılan çalışmalann Bakanlar Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor. ESK, sosyal güvenlik reformu için çalışma yapılmasını kararlaştırdı Kaçak işçi çalıştırana sıkı takip ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet ışveren ve ışçı temsilcilennden olu- şan Ekonomik \e Sosyal Konsey'ın (ESK) dünkü ilk toplantısında, kaçak işçi ça- Iıştırmaya karşı etkin ön- lemler alınması kararlaşunl- dı. ESK toplantısı bitimin- de bilgi veren Devlet Bakanı Işın Çelebi, sosyal güvenlik reformu için Çalışma Ba- kanlığı'yla sendikalann ortak bir çalışma başlatacağını ve eşelmobil sisteminin kal- dınlacağını belirtti. ESK'nin dünkü toplantısında, makro- ekonomik sorunlar, sosyal güvenlik kuru- luşlarının sorunları ve çözüm önerileri, eşelmobil sisteminin uygulanması, mev- simlik \e geçici işçilerin ıstihdamı ile ESK'nin çalışma yöntemı ve bileşimi ko- nulan ele alındı. Toplantının açılış konuş- masını yapan Başbakan Mesut Yılmaz, ül- kenin içinde bulunduğu ekonomik ve sos- yal sorunlar karşısında önemlı makroeko- nomik kararlara gereksinim olduğunu be- lirtti. Önemli sorunlar hakkındaki kararla- nn tüm sosyal kesimlerin temsilcileriyle birliktealınmasını ve ESK'nin etkin bıror- gan dummuna getırilmesini amaçladıkla- nnı belirten Yılmaz, sjvil toplum örgütle- ri temsılcilerinden ülke koşullannı dikka- te almalannı istedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, si- vil kuruluşlann, hükümetin kuruluşundan önce laik-demokratık rejimi korumak için büyük bir dayanışma içine girdığini belir- terek aynı dayanışma ve uzlaşmanın eko- nomik sorunlar konusunda da gösterilme- si gerektiğini söyledi. Ecevit, ESK'de ka- • Devlet Bakanı Işın Çelebi, vergi kayıplanna ve sigorta primi kaçaklanna yol açan kaçak işçi çalıştırma uygulamasını durduracaklannı söyledi. Eşel mobil sistemine göre yapılan toplu sözleşmelerin gözden geçirileceğini kaydeden Çelebi, enflasyonla mücadele için bütçede faiz giderleri dışındaki harcamalann azaltılacağını söyledi. mu çalışanlannın temsil edilmemesınin önemli bir eksiklik olduğuna dikkat çekti. Türk-İş Başkanı Bayram Meral, işçi ve işveren temsilcileriyle hükümetin aralann- daki uzlaşmazlıklan bir yana bırakarak bir araya geldiklerini kaydederek "Ülkenın ciddi sorunları vardır. Bu sorunlara sos- yal devlet anlayışı içerisinde ortak çö- zümler bulunması gerekmektedir" diye konuştu. Devlet Bakanı Çelebi, toplantı bitimin- deyaptığı basın toplantısında, Devlet Plan- lama Teşkilatı'nca hazırlanan ekonomik raporun sunulmasıyla taraflann. ekonomi- nin içinde bulunduğu durum hakkında bil- gılendiriIdiğini belirtti. Sosyal güvenlik ku- rumlannın bütçeye yükünün yıl sonunda 750 trilyon lira olacağını kaydeden Çelebi, "Bu yapı böyle devam edemez" diye konuştu. Vergi kayıplanna ve sigorta primi kaçak- lanna yol açan kaçak işçi çalıştırma uygu- lamasını durduracakJannı belirten Çelebi, eşelmobil sisteminin de kaldınlacağını söy- ledi. Eşelmobil sistemine göre yapılan top- lusözleşmelerin gözden geçirileceğini kay- deden Çelebi. enflasyonla mücadele için büt- çede faiz giderleri dışındaki harcamalann azaltılacağını belirtti. Zorunlu tasarrufun ne şekilde tasfiye edileceğinin kesinleşmediğinı söyleyen Çe- lebi, çalışmalann teknik dü- zeyde sürdüğünü kaydetti. Po- pülist politıkalardan kaçınıla- cağını vurgulayan Çelebi. "Bu ekonomik tabio, seçim ekono- misi uygulayan sorumsuz in- sanlann eseridir"diye konuş- tu. Toplantıda, ESK'nin bileşi- mi ile ilgili birsorunun günde- me gelmediğini kaydeden Çelebi, yakın gelecekte Bakanlar Kurulu kararnamesiy- le kurulması planlanan ESK'nin gelecek- te yasayla oluşturulacağını söyledi. DtSK Başkanı Rıdvan Budak ise top- lantı çıkışında yaptığı açıklamada, bütün si- vil kuruluşlann, ESK'nin bileşiminin si- villeştirilmesini ıstediğini belirtti. Sendikalann istemleri ESK'nin dünkü toplantısı öncesinde bi- rer açıklama yapan Türk-lş ve Hak-lş, gün- deme alınmasını istedikleri temel sorunlar konusundaki istemlerini ortaya koydular. Türk-lş'in istemlerinin bazılan şöyle: Onavlanmış ILO şözleşmeleri çerçeve- sinde, iş gihencesi sağianmalı. kamu ça- lışanlarına grevli toplusözleşme hakkı tanınmalı. Eşelmobil sistemi kaldınlmalı, çalışan- lann reel kayıplan giderilmeli, adil bir ver- gi düzenı için gerekJi reformlar yapılmalı. İşsizlik sigortası çıkanlmalı, kamuda çalışan geçici ve mevsimlik işçilerin kad- roya geçiriimesi sağianmalı. SSK'nin sorunlan, sigortalılarveemek- li-dul-yetimler açısından hak kaybına yol açmayacak biçimde ve işçi, işveren-hükü- met diyaloğu temelinde çözülmeli, zorun- lu tasarruf uygulamasına son verilmeli. 10 ılde okul yapılacak TOBB'den eğitime ltrüyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TürkiyeOdalar ve Borsalar Birlığı (TOBB) Başkanı Fuat Miras, kalkınmada önce- likli 10 ilde ilköğretim okullan yapılma- sı içintoplam l trilyonluk destek verecek- lenni açıkladı. Miras, Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantısı açılışmda, TOBB olarak başm- dan beri 8 yıllık eğitimden yana oldukla- rını söyledi. Hafta sonunda Sapanca'da ya- pılan yönetim kurulu toplantısında, kal- kınmadaöncelikli 10 ilde ilköğretim okul- lan yapılması için l trilyonluk destek ver- me karan aldıklannı açıklayan Miras, MEB ve ilgili illerin valilikleriyle ilişki- ye geçerek eylül ayında inşaat çalışmala- nnı başlatacaklannı belirtti. Miras, diğer meslek kuruluşlanna da 8 yıllık kesinti- sız eğitime maddi destek sağlama çağn- sında bulundu. TOBB'den yapılan yazılı açıklamada da TOBB'nin daha önce de Hakkâri ve Di- yarbakır'da okul yaptırdığı anımsatılarak "Bütün uygar ülkelerin tartışmasız ka- bul ettiği en önemli yatırım, insana ya- pılan yatırımdır. Bu yatırım yeri ise çağdaş eğitim sistemini uygulayan okul- larımızdır. Ülkemizin geleceğini ema- net edeceğimiz evlatlarımızın eğitimin- de önemli bir dönüm noktası sağlayan 8 yıllık kesintisiz ilköğretim u\gula- masında başarı sağlanması. kuşkusuz bütün Türk milleti için büyük önem arz etmektedir" denildi. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUM! TEKİRDAĞ - Sanayi ve Tica- ret Bakanlığı'ndaki çarklar anla- şılan çok ağır dönüyor. Trakya ve Marmara bölgelerinde ayçi- çeği üretimi başladığı halde, aJım fıyatlan hâlâ açıklanmadı. Ûreti- ciler 1997 yılı ürünü ayçiçeğini TRAKYABİRLİK merkeztenne gö- türüyor, ancak fiyat belli olmadı- ğı için parasını alamryor. Acete pa- raya ihtiyacı olanlar da bu ne- denle ayçiçeğini tüccara mali- yetinin çok altında satmak zorun- da kalıyor... 1997 yılı ürünü ayçiçeği için üreticinin beklediği fiyat 90 bin li- ra. Zira, bir kilo ayçiçeğinin ma- liyeti 80 bin lira civarında. Hatta, Tekirdağ Zıraat Odası Başkanı Şerif Baykut'un verdiğı bilgiye göre, maliyettam 84 bin lira. Hü- kümet henüz bir fiyat tespit et- mediği için bu ortamdan yarar- lanan tüccar ve sanayici ayçiçe- ğini 55 ila 60 bin lıradan satın alı- yor... Eğer, fiyat 90 bin lira ola- rak ilan edilırse ürününü bu ara- da satmak zorunda kalan üreti- cılerin kilo başına zararı 30 ile 35 bin liraarasındaolacak. Fiyat 80 bin lira bile ilan edilse üreticinin kaybı 20 ila 25 bin lirayı bula- cak!.. Ayçiçeğinin anavatanı Trakya.. Ancak, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde de önemli sayıla- cak ekim alanı var. Trakya ve Marmara bölgelerindeki alımla- n TRAKYABİRLİK, Karadeniz ve Orta Anadolu ıllerimizdekı alım- lan da KARADENlZBlRÜKyapı- yor. Her ıki birlik de hazırlıklannı tamamlamış durumda. Ancak, alımları sürdürecek kadar para- sı olmadığı için hükümetlerin fi- yat konusundaki önerilerini dik- kate almak zorunda. Aksi halde, kısa süre sonra parası biterve pe- şin ödeme yapamaz. Örneğin, TRAKYABlRLIK'in 100 milyon kilodan fazla çiçek alma gücü yok. Halbukı, beklenen rekolte 650 ila 700 milyon kilo civarın- da. TRAKYABİRLİK bu gücünü bitırdıkten sonra, peşin paraya ih- tiyacı olan üreticiler, ürününü bir- liklere götürmez ve tüccara dü- şük fiyatla satar. Birlikler tam 17 yıl dışlandı 1980 yılından sonra Tüccarve Ayçiçek Ureticisi Kuşkulu!.. Hükümet fiyat tespit etmediği için tüccar ve sanayici ayçiçeğini 55-60 bin liradan satın alıyor... sanayicinin daha çok kazanma- sını" sağlamak için TRAKYA- BİRLİK ve KARADENİZBİRLİK gibi tarım satış kooperatifleri birlikleri hep dışlandı. Özellikle, Turgut Özal, Tansu Çiller ve Necmettin Erbakan dönemle- rınde bu birliklere baskı yapıla- rak kendi öz kaynaklan tüketil- di. Ayrıca, yüksek faizli borç- lanmalara zorlandı. Örneğin, tüccar ve sanayicıye düşük fa- izli kredılersağlanırken, üretici- nin öz malı olan birlikler yüzde 118, hatta yüzde 198 faizli kre- diler kullanmak zorunda bıra- kıldı. Ayrıca, Özal, Çiller ve Er- bakan dönemlerinde bu kuruluş- lann yok olması veya hiç olmaz- sa görevini yapamaz hale gel- mesi için çeşitlı uygulamalar ve yasa değişiklıkleri yapıldı. So- nuçta da birlikler hükümetlere muhtaç duruma getirıldi. Amaç, birlikleri parasız bırak- mak ve urün alımlarında peşin ödeme yapmasını önlemekti. Böylece, peşin paraya ihtiyacı olan üreticiler, ürünlerini tücca- ra götürecek ve düşük fiyatla satacaktı. Nıtekim, Kenan Ev- ren, Turgut Ozal. Tansu Çiller ve Necmettin Erbakan hükü- metlerı dönemınde bu tur oyun- lar her yıl denendi. Çiftçinin hak- kı olan paralar bu yüzden bazı tüccar ve sanayicilerin kasala- rına aktı... 17 yıl süren bu vur- gunun bir hesabı yapılsa, üreti- cinin cebinden kaçan paranın katrilyonlarca lirayı bulacağı gö- rülecektır. Arka arkaya ışbaşına gelen bu dört siyasetçinin Türk tanmı- na vurduğu darbe yıllarca unu- tulamaz. 1980 yılından sonra yüzbinlerce üreticimizin ortak olduğu birlikler Türk kamuoyu- na "asalak ve kara delik" ola- rak ilan edildi. Yüzlerce trilyon lira zarar ettiği ve bu zararların bütçeden karşılandığı iddia edil- di... Yüksek tirajlı bazı gazete- ler de bu kampanyalara katılın- ca üretici ile tüketici arasında soğuk rüzgârlaresti. KlT'lere ve birliklere çıkarılan kredıler bile çiftçiyedağıtılan "ulufe"olarak değerlendirildi. Tabıı, Türk tarı- mı ve çiftçisi, bu arada ayçıçek ureticisi de ekonomik bunalıma sürüklendi. Bazı ihraç ve ithal ürünlerı de bu uygulamalardan etkilendiğı için verim düştü ve böylece Türk ekonomisi büyük kayıplara uğradı. Ihracattan kay- bettık, gereksiz yere yaptığımız ithalat yüzünden Türk halkının paraları dövız olarak başka ül- kelere uçtu gitti... Ayçiçek hem üreticiyi hem tüketiciyi hem de ekonomimizı çok yakından ilgilendiren bir ürün. Yeteri kadar ayçiçeği üre- temediğımiz için her yıl 600 ve- ya 700 milyon kilo sıvı yağ ithal etmek zorunda kalıyoruz. Hal- buki, Türkiye'nin sıvı yağ açığı- nı kapatabilecek kadar ayçiçe- ği üretme imkânımız var. Eğer, hükümetler çiftçinın hakkını ve- rebilse.. ayçiçeği ekimi artacak ve sonuçta ıthalata gerek kalma- yacak. Paralarımız da yabancı ülkelere gitmeyecek. Dahası var... Bugün ekono- mik sıkıntılar içinde kıvranan çiftçimiz paraya kavuşunca alış- veriş artacak. Ayrıca, traktör, minibüs, otomobil, nakliye araç- ları, yedek parça, lastik, gübre, mazot gıbı ürünlerı daha çok alabileceği için sanayiimiz geli- şecek. Bunlardan doğacak ver- gilerle devletimız büyük yatınm- laryapabilecek... Işleraçılacak, işsizlik ortadan kalkacak!.. Böylesine güzel bir Türkiye yaratmak için sadece çiftçiye hakkını vermek ve onu vurgun- cuların sömürüsünden kurtar- mak yeterli olacaktır... Ayçiçe- ği üretimini arttırmak için yapıl- ması gerekenler bellidir: 1. Ayçiçeğinin alım fiyatı bu yıl 90 bin lira olmalıdır. 2. TRAKYABİRLİK ve KARA- DENlZBlRLlK'e alımlarda etkili olabilecek kadar düşük faizli krediler sağlanmalıdır. 3. Iç ve dış piyaşalar arasın- da fiyat dengesinin kurulabil- mesi için mutlaka prim sistemi uygulanmalıdır. Hatta, bu uygu- lamaya bu yıl başlanmalıdır. Fiyat paritesi sağlanmalıdır Ürünler arasında fiyat parite- si çok önemlıdir. Eğer, ürün fi- yatlan arasında uyum sağlan- mazsa, istenmeyen ürünlerin ekimi artar, istenenlerin ise dü- şebilir. Bu da ülke ekonomisin- de derin yaralar açabilir. Bugünkü koşullarda ayçiçe- ğine, buğdaya göre 3 kat fiyat vermek gerekir. Buğday taban fiyatı 33 bin lira olduğuna göre ayçiçeğine en az 90 bin lira ve- rilmelidir. Eğer ayçiçeğine veri- lecek fiyat pnm ile bırlikte 90 bin lirayı bulursa gelecek yıl ekim en azından iki kat artacaktır. Fi- yatlar üç beş yıl bu düzeyde de- vam ettiği takdirde Türkiye'nin ayçiçek üretimi 2 milyon tonu ge- çecektir ve belki de sıvı yağ it- halatına hiç gerek kalmayacak- tır. Türkiye için bundan daha bü- yük bir kazanç olabilir mi? İthalat önleneceği için 600 ile 700 milyon kilo sıvı yağın kar- şılığı olan yüzlerce trilyon lira Türkiye'de kalacak ve büyük bir kısmı bir buçuk milyon üretici- nin kesesine girecektir. Aynca, döviz ödemekten de kurtulmuş olacağız. Prim verileceği için ayçiçeği ve sıvı yağların tüm alım-satım- lan kayıt içine girecek ve üreti- ciye prim olarak ödenecek pa- ranın en azından bir veya iki ka- tı devlete vergi olarak dönecek- tir... 17 yıldan beri bunlar yapılma- dığı için hem üretici hem tüke- tici hem de devlet kaybetmiştir. Sadece, kazanan üç beş tüccar ve sanayici olmuştur... Değermi? Mesut Yılmaz hükümetinin vereceği fiyat, Türk tanmının ye ayçiçeği üreticisinin kaderini çizecektirl... • İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Aşındıpma Dün demokrasilerde, sosyal banşın sağlanmasında önemli işlev yapabilecek bir kurumun daha aşındırılma- sı anlamına gelen önemli bır toplantı vardı. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in henüz ilk toplantısı sürerken bu sonuca varmamı, önyargılı ukalalık olarak görmek ısteyenler olabilir. Keşke öyle olabilse. Ne yazık ki gündeminde yer alan işçi-işveren-hükü- met cephesinden, ekonomınin yönlendirilmesi açısın- dan çok önemli görülen konuların hiçbiri üzerinde sağ- lıklı bır karar alınması şansı bile yok gibi. Diyelim ki bu yazı yazıldıktan sonraki saatlerde so- nuçlanacak toplantı çok olumlu, verımli geçmiş. Önem- li konularda uzlaşma sağlanmış, hatta ortak kararlar bi- le alınabilmiş ve dün gece dinlediğıniz televizyon veya bu sabah okuduğunuz gazete haberlerinde beni yalan- layan sonuç kararları var... Örneğin hükümet, işçi sendikalarından emeklilik ya- şının yükseltilmesi ödününü, iznini koparmanın karşı- lığı, kamu sözleşmelerindeki eşelmobili kaldırmayı ka- bul etmiş. Olur mu? Toplusözleşme düzeninin alternatifi Eko- nomik ve Sosyal Konsey olabilir mi? İşçi sendikaları, konfederasyonlar REFAHYOL hükümetine teslim ola- rak. toplusözleşme hak ve özgüriüğü ile çelişen eşe) mo- bili uygulayan toplusözleşme metinlerinin altına ımza attılar. Sonra da gerçekte ciddı bir eylem ya da örgüt ağırlığı ile değil, şov arenasında Yılmaz hükümetıni desteklemenın karşılığı olarak eşelmobilin kafdınlma- sını istediler. Bilindiği üzere de Yılmaz ve Ecevit, bu çarpıklığın giderilmesi yolunda kamuoyu önünde ıkili görüşmeler- de söz de verdıler. Hukuken geçerli toplusözleşmeler- deki özüne aykırı bu hükümlerı kaldıracak olan kurum, konsey, kişiler, başbakan ve yardımcısı tarafı hükümet olabilir mı? Hukuken geçerlilık kazanmış bır sözleşme metni üzerinde değişiklik, olsa olsa. yasal taraflar olan işçi ve ışveren sendikalarının masaya oturup, daha önce im- zaladıkları metni değiştiren bir ek protokol yapmaları ile olabilir. Ama ortada anayasa ve yasalardan gelen haklannı, toplusözleşme düzenini savunmada duyarsız bir sen- dikacılık hareketi, liderleri varsa bal gibi böylesi de olur. Bir başbakan gelir, "Ben toplusözleşme özgüriüğü, hukuku ve vaıiık nedenine bile aykın düşecek birücret artış sistemiuyguluyorum"der, dayatılan metnin altına sonradan imza atılıp dayatma hukuka uydurulur. Bir baş- ka başbakan gelir, "Ben bunu düzeltiyomm, karşılığın- da işçilerin şu şu haklanndan bedel istiyorum" der, yi- ne sonradan yasal taraflar bir araya gelip bunları hu- kuka uydurmanın yollarını bulurlar. Şimdı ben, taban ve toplumsal desteğini yitirmiş sendikalann konseyden beklenen emeklilik yaşının uza- tılması gibi kararlara, yüreklerı sıkıp imza atacaklarını sanmıyorum. Hatta yine bu konseyin gündeminde ol- maması ve doğrudan hükümetin iradesinde bır karar olarak biçimlenmesi gereken zorunlu tasarruf üzerin- de de uzlaşma metni beklemıyorum. Ancak bu konuların konsey gündemine alınması, görüşülmesi ve hükümet adına sendikaların dolaylı onayının alınmasını sağlamak amaçlarvyor: Sonradan zevahiri kurtarmak üzere sendikalar, "Biz bu kararlara onay vermedik" deseler de, gerek emeklilik yaşının yük- seltilmesi, gerekse zorunlu tasarruf ödemelerinin erte- lenmesi konularmda sendikalardan dolaylı onay alın- ması sağlanmış oluyor. Demokrasilerde gerçekten sosyal barışın, toplum- sal uzlaşmanın gerçekleşmesinde rol oynamış Ekono- mik ve Sosyal Konsey'ler Türkiye'de pek çok konuda olduğu üzere bir türlü amaçlanna yönelik oluşturulamı- yor. Daha Ecevit hükümeti döneminde büyük bir özlem- le gündeme gelen konsey, Türk-lş ile hükümet arasın- da DİSK'İ diskalifiye etme anlamında, işçiler adına çok kötü bir toplumsal anlaşma ile noktalanmış, daha ileri bır aşamaya geçilememişti. Sonra Çiller, Yılmaz ve Erbakan'm girişimleri sonuç- suz kaldı. Bu kez yeni Yılmaz hükümeti, Yılmaz ve Ece- vit'in ortak özlemi olarak oluşumu çok ciddi gündeme getirme savı ile yola çıktı. Görülen o ki, yine gerek ka- tılacak örgütlenmeler, gerekse gündemi ile aceleye ge- tirilip, iş ciddiyetsizliğe dökülmüş. Dağ fareyi doğurmuş. REFAHYOL hükümetinin dü- şürülüp, Yılmaz hükümetinin oluşturulması aşamasın- dabirbirleri ilekuryapmış, örgütlenmeleri bir araya ge- tiren, karşılıklı ödünlerle kollayan birtoplantı haline ge- tirilmiş. Bırakınız ekonominin, üretimin belkemiğini oluştu- ranörgütlenmelerin, bütün taraflann hükümetle bir ara- ya gelip, ekonominin, toplumun, çalışanların, sosyal banşın geleceği üzerinde ufuklar oluşturmaları, önem- li kararlar almalarıhı... Hani şu ağızlardan düşürülme- yen diyalog, öncelikle kendi örgütlenmelerinin var ol- ması, birbirierini gerçekten tanımaları, haklarına saygı- lı olmaları üzerinde olmalı değil mi? Şimdi birbirine, haklarına saygılı işçi ve işveren ta- raflara bakınız? Işçinin, işverenlerin yüzde kaçını tem- sıl edıyorlar? 600 bine yakını kamudan olmak üzere to- pu topu 800 bıne ulaşan işçinın örgütlü olduğu işçi sendikaları ile, özel sektörden 200 bin küsurla sayılan sendikalı ışçinin çalıştığı işyerierinın işveren sendikala- rını... İşçi ve işveren örgütlenmeleri bunca zamandır de- mokrasi, örgütlenme hakkı, Türkiye ve rejimi üzerinde bu kadar iddialılarda, gülünç, acıklı konumdaki örgüt- lülüklerini biraz genişletmek, karşı tarafın haklannı ta- nımak üzere nasıl bir proje geliştirdiler? Ne kadar dü- rüst ve samimiler? Bugün en modern teknoloji ile donanmış bir fabri- kanın kapısının önünde sendıka gözüksün, bedeli, iş- çinin sokağa atılması oluyor. Sendikasız, taşeron eliy- le, kayıt dışı ucuz işçilik geometrik ölçülerle artıyor. Anlamlı bir Ekonomik ve Sosyal Konsey'in günde- minde öncelikle kayıt dışı ekonomiden kurtulmanın yol- lan, adil bir vergi düzenı, sendikasızlaştırma, taşeron- laştırmanın önlenmesi olmalı, değil mi? İzmir Fuan'ndan 5 trilyon katkı bekleniyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Izmir Enter- nasyonal Fuan (İEF), kapı- lannı bugün 66. kez dünya- ya açıyor. Başbakan Me- sut Yılmaz'ın katılımıyla açılması beklenen fuara bu yıl katılım rekoru kınldı. Katılımcı ülke sayısının azalmasına karşın bu yıl 417'sı yabancı, 1349 fırma ürünleri sergileyecek. 1923'te Atatürk'ün iste- ğiyle kurulan ve 1927 yılın- dan bu yana düzenli hale getirilen tzmir Fuan, Ege Bölgesi'nin ihracattan elde ettiği katma değerin yüz- de 40'ını 10 gün gibi bır sürede ekonomiye kazandı- nyor. Geçen yıl firmalann gerçekleştıridiği uluslara- rası ve ulusal bağlantılar dışında ülke ekonomısine 2.6 trilyon liralık katkı sağ- layan lEF'in, bu vıl bu kat- kıyı 5 trilyona çıkarması bekleniyor. İzmir Enternasyonal Fu- an, bu yıl işadamları ve profesyonel ziyaretçılere yönelik hazırlanan prog- ramla dikkat çekiyor. 27- 28-29 ağustos tanhlerinde saat 15.00-18.00 saatleri arasında "İşadamlan Gün- leri" düzenlenecek. Pro- fesyonel ziyaretçilerin gö- rüşmelerini daha rahat ya- pabilmeleri ve füaralanına daha rahat girmeleri için de Lozan kapısında "İşa- damlan Ofisi" oluşturula- cak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle