27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 1997 SALI HABERLER Zühal Sönmez 'Dinci basına yargıda cevap vereceğim' • Şeriatçılann Kütahya daki gösterisinde "Yaşasın laiklik" sloganı atan Zühal Sönmez, kendisine iftira yağdıran dinci basınla mahkemede hesaplaşacak. Sönmez, mahkeme tazminatını 8 yıllık eğitime bağışlacayak. OZAN YAYMAN tZMİR- Kütahya'da şeriatçı başkaldınya dönüşen gösteride "Yaşasın laiklik" sloganı attığı ıçin şeriatçılann boy hedefi haline gelen Zühal Sönmez, kendisine yöneltilen tüm iftiralann yanı sıra demokratik kitle örgûtlennden destek bulamamaktan yakınıyor. Sönmez, gösterdiğı demokratik tepkinin ardmdan dıncı basında yer alan ıftiralara yargı yoluyla cevap vereceğinı ve mahkemeyi kazanırsa elde edeceği tazmınatı 8 yıllık kesıntısız eğitim için oluşturulan fona aktaracağmı söylüyor. Sekız yıllık kesintisiz eğitime karşı yapılan izınsiz gösterilerde gerçek kimliklerini dışa vurup şeriat çığlıklan atanlar, cumhuriyete ve aydınlık Türkiye'ye sahıp çıkanlann tepkilerine tehditle karşılık venyor. Menemen'de KubUay'ı keserek öldüren, Sıvas'ta 35 aydını yakarak katleden gelenekten gelenlenn yeni boy hedefi Zühal Sönmez. TBMM'de kabul edilen sekiz yıllık kesintisiz temel eğıtimin gündeme gelmesiyle birlikte sokaklara dökülen dîncilere karşı ilk bireysel başkaldın Chantal Zakari'yte başlamıştı. Zakari, Ankara'daki sekiz yıl karşıtı gösteride Atatürk fotoğrafiyla dikilmıştı şeriatçılann karşısına. Aıdından Zühal Sönmez çıktı karşılanna. Kütahya'daki gösteride, laıkliğı içine sındiremeyenlere "Yaşasın laiklik" dıyerek yanıt verdi. Ancak her ıkisi de dinci basınm boy hedefi haline geldi. Akit, Sönmez'i hedefgösterdi Sönmez, özellikle Akit gazetesınden kendisini hedef gösterdiği için, demokratik kıtle örgûtlennden de 'destek vermedikleri' için yakınıyor. Akit gazetesi tarafından "Dilar kod adlı DHKP-C militanı, TDKP militanı, aldığı içldnin etkisivle sokaklarda bağıran sarhoş ve son olarak da evli erkeklerie geceleyen birisi" olarak gösterilen Sönmez, iftiralann kendi şahsında tüm Atatürkçülen hedef aldığını dile getinyor. Sönmez, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Tarih boyunca kendisine muhalif düşünceleri ve düşünenieri yakarak, asarak ve zor kullanarak engeUemeye çalışan bu zihnhet bugün de benim şahsunda seviyesiz dil ve ahlaksızca saldınlaria kendisini belli ederek klam mangası hazırlıyor. Akit gazetesi. mahkemedeki savunmasuu, yazdığı yazılar kadarrahatverebilecek mi? Benim evli erkeklerie sabahladığım. Dilar kod adlı TDKP militanı olduğum iddialannın hesabını adaletin önünde vereceklerine inanıyorum. Bu zihniyet, Ankara'da düzenlenen 'Şeriata hayır' mitingine kanlan kadınlanmıza 'fahişe' demeye çekinmemistir. Bana yöneltilen iftiraları dikkate almıyorum. Ancak yapılan karalama kampanyası benim şahsında tüm Atatürkçüleri hedef alıyor." Demokratik kitle örgütlenni yanında göremedığım belirten Zühal Sönmez, Türkiye'de aydınlann çok büyük bir kısmının yargılandığını, kendisinin de hakkını mahkemede arayacağını belırtiyor. 'Mafyanm boyutu tehükeden de ötede* Adalet Bakanı Sungurlu, "Susurluk'la ortaya çıkan mafya çeteleri de silahlı Marksist- Leninist örgütler gibi kendi düşüncelerine göre devlet düzeni kurmak istiyorlar" dedi EVtN GÖKTAŞ ANKARA - Adalet Bakanı Oltan Sungur- lu, Türkiye'de aydınlatılmamış ve faili meç- hul kalmış birçok cinayet bulunduğunu, bun- lann çeşitli mafya çeteleri tarafından yapıl- dığının ilen sürüldüğünü vurgulayarak "Tür- kiye'de mafyanın etkisi, tehlike boyutlann- dan daha ötede" dıye konuştu. Susurluk ola- yı ile mafyanın boyutlannın ortaya çıktıgını belirten Sungurlu, "mafya'' diye bilinen or- ganize suç çetelerini, Marksist-Leninist ör- gütlenmelere benzetti. Adalet Bakanı Sungurlu, mafyanın, Türki- ye'deki etkisinın. tehlike boyutlanndan çok ötede olduğunu bildirdi. Sungurlu, Türki- ye'de mafyanın ilk olarak Susurluk olayı ile patlak verdiğine dikkat çekerek "Bugün ay- dınlatüamamış ve faili meçhul kalmış birçok cinayet var. Bunlann çeşitli mafv a çeteleri ta- rafından yapıldığı ileri sürülüyor. Eğer böyle ise Türkiye'de mafyanın etkisi, tehlike boyut- lanndan daha ötede" diye konuştu. Çeteler için özel bir yasa hazırlayarak Ba- kanlar Kurulu'na sevkettiğini anlatan Sun- gurlu, "Mafya ile mücadeleyasası'" olarak ad- landınlan bu yasa tasansının 17 maddeden oluştuğunu bildirdi. Sungurlu, bilim adamla- nna hazırlattığı yasa tasansının ABD'deki gi- bi "tanık koruma programı" ve çetelerin ıçi- ne "gizli devlet ajanı sokma" hükümlerini içerdiğini belirtti. Bu konuda daha önce Em- niyet Genel Müdürlüğü'nce de bir yasa tasa- nsının hazırlandığını anımsatan Sungurlu, "Onlar bu yasayı polis gözüyle hazuiaımşlar- dL Biz bu yasaya hukuksal çerçeve kazandır- dık. Bir anlamda bir > argıç gözüyle bu yasa- vı biraz yumuşattık'' dedi. Bu yasa tasansı- nın Türkiye'nin gereksinimlerinden doğdu- ğunu vurgularken ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonucu devletin bu konuya daha fazla eğilmesi gerektiğini belirten Sungurlu, şunlan söyledi: "Organize suç örgütleri son günlerde parlamentonun, yargının, görsel ve yazılı medyanın gündemini büyük oranda iş- ğal etmeye başiadı. Organize suçlara karşı, maddi ceza ve infaz bukuku ile ceza nıuhake- mesi hukuku açısmdan verilmesi gereken mü- cadele kendisini iyice dayatmaya başladı. Dünyada ve ülkemizde son yıllarda ekonomik ve teknolojik alanda büyük gelişmeler kayde- dildi. Batılı gelişmiş ülkelerde yaşanan büyük kabuk değişinü, ülkemizde de yaşanmaya bas- landı. Bu radikal değişimlerle birlikte yapıl- ması gereken uyum yasalanndaki gecikinele- ri ve güvenlik kuvvetlerimizin terör örgütleri ile mücadeleye aşın derecede zaman ayırma- sını fırsat bilen organize olmuş suç örgütleri, ortaya çıkmaya başladılar. Türkiye'de mafya denen organize suç çeteleri, ilk defa Susurluk olayı ile patlak verdi. Ülkemizde bu çetelerin ne derece ettdn olduklan, Susurluk olayı ile kendini gösterdL" Sungurlu. organize suç çe- telerinın de silahlı Marksist-Leninist örgüt- ler gibi toplumdaki tüm olumsuzluklardan yararlanıp kendi düşüncelerine göre devlet düzeni kurmaya çalıştıklannı kaydetti. Gerek terör, gerekse organize suç örgütlerinin en büyük beslenme kaynağırıın yüksek enflas- yon ve işsizlik olduğunu vurgulayan Sungur- lu, "Toplumdaki bozulma devletin içindeki bazı iyi insanlan zamanla bu yöne itiyor. Va- tandaş ister istemez etkileniyor. 'Devlet bunu yaparsa, ben neden yapmayayım?" düşünce- sine kapılarak organize suç çetelerine dahil olabiliyorlar" diye konuştu. Organize suç örgûtlennden "çek-senet mafyası"mn, eskisi kadar etkin olmadığına dikkat çeken Sungurlu, bu durumun, çek-se- net mafyasının yok olduğu anlamma gelme- yeceğıni belirtti. Yargının en büyük sorunu- nun yüksek enflasyon olduğunu bildiren Sun- gurlu. şöyle dedi: "Enflasyonu kontrol altına almadan, maf- yayı kontrol altına almak imkânsız. Yüksek enflasyon hem yargıdaki iş yükünü arttınyor hem de yargıya olan güveni azalüyor. Bu da yargının dışında faaliyet gösteren çek-senet mafyasuun doğmasına neden oluyor. Bunun öniine geçmek için biz temerrüt faizlerinin oranını yükselttik. Yani; vatandaşm senedi ge- ciktiği zaman ödemesi gereken faiz oranuıı yüzde 30'dan 50'ye çıkardık. Bu oran çek-se- net mafyası için de geçerliydi. Çünkü: alaca- ğuu tahsil edemeyen insan, çek-senet mafya- sma gidip, "Alacağımı tahsil edersen, yansı senin' diyor. Bunun önüne geçmek için te- merrüt faizlerinin oranını önce yüzde 80'e çı- karmak istedik, ancak sonunda yüzde 50'de karar küdık." T i m e ' ı n ' 2 0 . y ü z y ı l ı n e n e t k i l i 1 0 0 l i d e r i ' y a r ı ş m a s ı Atatürk 29 bin 500 oyla birinci sıradaCH1CAGO / GÖCEK (AA) - Ti- me dergısınin düzenlediği "Yirmin- ci Yüzyüın En Önemti Isimleri" oy- lamasında, Mustafa Kemal Atatürk birinci sıraya yükseldı. Fransa Ulusal Cephe Partısi lideri Jean Marie Le Pen. Time'ın yanşmasında. oyunun, Mustafa Kemal Atatürk'e olduğunu söyledi. Atatürk'ün, dün öğle saatlerine ka- Jar birinci sırada bulunan eski ABD Başkanı Ronald Reagan'ı akşam sa- atlennde 379 oy geçtiği bildirildi. Bi- rinci sıraya yerleşen Atatürk'ün aldı- ğı oy sayısı 29 bin 596, aldığı oy yüz- desi ise 10.10 olarak gösterildi. Ikin- ci sıraya düşen Regan'ın 29 bin 217 oy aldığı, üçüncü sırada görünen WînstonChurchîu"ın oylannın ise 26 bin 384 olduğu belirtildi. Atatürk'e yalnız Türkıye'den değil. dünyanın her tarafından oy geldiği Time yetki- lilerince kaydedildi. Time dergısin- ce düzenlenen "YirminciYüzyıhn En Önenüi İsimleri" oylamasına katıl- mak isteyenlerin 001 212 522 06 01 numaraya faks çekmesı ya da tnter- net üzerinden htp.www.time.com. ad- resine elektronik posta göndenmesi gerekiyor. Le Pen, Time dergisi tarafmdan dü- zenlenen, "20. vüzyüınenetkili 100li- deri'' yanşmasında, oyunun, Türkiye Cumhunyeti'nın kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e olduğunu söyledi. Fransız parti liderinin lzmir do- ğumlu eşı Jany Le Pen de, kendisi gi- bi Levanten bir aılenin kızı olan Chantal Zakari'nın Ankara'daki ızin- siz bir yürüyüşte göstencilere Ata- türk resminı göstermesini çok anlam- lı bulduğunu behnerek. "Bir Türk vatandaşuun. geridlere karşı bu tep- kiv i göstermesi, normal bir davranış- Le Pen'in eşi Jany Le Pen, "Benim gibi İ/.mirii Levanten ailenin kızı Chantal Zakari'nin. Türk vatandaşı olduğu için Atatürk'ün resmini taşıması çok normal" diyor. Le Pen, oyunun Atatürk'e olduğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) nr. Onun yerinde ben olsam. aynısuu yapardım* dedi. RP Genel Başkanı Necmettin Er- bakan ile görüşen ve bu nedenle son günlerde Türkiye'nin gündemıne gi- ren Jean Marie Le Pen. Time dergi- sinin, 20. yüzyılın en önemli 100 ki- şısıni seçmek ıçin açtığı kampanya ile ilgili görüşünü şöyle açıkladı: "Bu oylamaya kanhrsam, 20. yüzyılın en büvük lideri olarak Atatürk'e ov ve- ririm. Çünkü 20. yüzyılda en büyük izleri. en kalıcı geiişmeleri Atatürk sağlamıştır. Atatürk'ün Türkiye'deki resim ve heykeüeri, Hitler'in Ahnan- ya'daki, Roosevvelt'in ABD'deki top- lam resim ve heykeDerinden daha faz- ladır. Benim ovıım da tahmin edildi- ği gibi Hiüer'e değü, Atatürk'edir." Türkiye'de "Türk düşmanı" ola- rak tanınmasına çok üzüldüğünü, kendısinin Türk dostu olduğunu be- lirten Le Pen, buna en büyük kanıt olarak da eşi Jany Le Pen'in tzmir doğumlubir Levanten ailenin kızı ol- masım gösterdi. Le Pen, "Ben nasıl Türk düşmanı olabilirim? 40 vıldır seyahat etmekten en büyük kev if al- dığun ülke,Türkiye"dir. Eşün Jany de İzmir doğumlu bir Levanten ailenin laztdır" diye konuştu. Le Pen. Türkiye'nin Avrupa Birlı- ğıne girmesı için her türlü çabayı harcadığıru, ancak kişisel tahminınin Türkiye'nin AB'yegiremeyeceğı yo- lunda olduğunu vurguladı. Jean Ma- rie Le Pen, ülkesi Fransa'da olduğu gibi, tüm ülkelerde üniter yapıdan ya- na olduğunu ifade ederek. "Türki- ye'de de bölücü terörün, ülkenin bü- tünlüğünü bozması çabalanna karşı çıkıvorum" dedi. Fransa Ulusal Cephe Partısi liden Le Pen'in eşi Jany de, 2. Dünya Sa- vaşı öncesinde tzmır'de doğduğunu, fırsat bulursa bu kentteki aile büyük- lerinın mezannı ziyaret etmek ıstedi- ğini anlattı. Jany. "Ben İzmir dogum- luyum. Doğduğum bu kcnri. küçük yaşta terketmeme rağmen ha>al me- yal hanrhyorum. Bu ülkede doğdu- ğum için Türkiye'yi de çok seviyo- rum" dıye konuştu.. Fransız aşın sağ- cı lider Le Pen'in eşı Jany, Ankara'da- ki bir gösteride yürüyüşçülere Ata- türk'ün resmini gösterme cesaretıni sergileyen ve kendisi gibi tzmirli bir Levanten ailenin kızı olan Chantal Zakari ile ilgili düş.üncelerini deşöy- le aktardı: "Eğer Chantal Zakari bir Türk vatandaşı ise demokrasinin. la- ikliğin ve çağdaşlığın tehlikeye düş- mesi karşısında gösterdiği bu cesaret çok aıüamlıdır. Bir Türkvatandaşının gericilere karşı bu tepkiyi göstermesi, normal bir dav ranışnr. Onun yerinde ben olsam, ayniMnı yapardım." Ulusal Cephe Partisı lideri Jean Mane Le Pen de, eşi Jany 'nin. Chan- tal Zakari ile ilgili görüşlenni destek- ledi. Fransız parti lideri Le Pen. Tür- kiye'de Chantal Zakari'nın cesaretli davranışına tepkı gösterenleri ve bu tepki gösterenler arasında ön sıraya çıkan îzmir Büyükşehir Beledıye BaşkanıBurhan Özfatura'yı kınadı- ğını bildirdi. Iran ve Libya MGK gündemindeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlık Kurulu (MGK) ağustos toplantısını yoğun bir gündemle y ann yapacak. MGK toplantısının ana gündem maddesı, sekiz yıllık zorunlu eğitime karşı şeriatçı örgütlerin camılerde yapnklan eylemler ve PKK'nin dığer bölgelere sızma gırişimleri oluşturacak. MGK toplantısı öncesinde MİT tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığa sunulan raporda, kesintisiz 8 yıllık temel eğitim gerekçe gösterilerek Türkiye'yi kanştırmaya yönelik cami eylemlerinde, tran ve Libya parmağımn olduğu savunuldu. MGK, ağustos olağan toplantısını yann saat 09.30'da Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin başkanlığında yapacak. Yüksek Asken Şûra'nın (YAŞ) ağustos toplantısında emeklıye aynlan Kara Kuv-vetleri Komutanı Orgeneral Hikmet KöksaL Deniz Kuvvetleri Komutam Oramiral Güven Erkaya. Hava KuvTetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman da Cumhurbaşkam'nın istemi üzerine son kez katılacaklar. MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kıhç'ın 28 şubat kararlannın uygulanmasına ilişkin genel bir değerlendirme yapacağı kaydedilirken emeklıye aynlacak kuvvet komutanlannm da kısa bırer \ eda konuşması yapabılecekleri belirtildi. MGK, 28 şubatta yaptığı toplantının ardından gündeme gelen şenatçı faaliyetlen kurulun bu ayki gündemine de aldı. MGK Genel Sekreten Orgeneral Kıhç'ın 28 şubat kararlannın uygulanmasına ilişkin genel değerlendirme raporunu kurul üyelerine sunacağı bildirildi. Şeriatçı finans kuruluşlan ile vakıflann da toplantının gündemıne gelebileceğıne işaret edildi. UBA'nın habenne göre, MGK toplantısı öncesinde MlT tarafından Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa venlen raporlarda, Hizbullah, tBDA-C ve Islami Gençlik Örgütleri'nin, camı eylemlerinde başrol oynayıp. vatandaşı kışkırttıklan vurgulanırken, bu olaylann gerisinde tran ve Libya'nın da parmağı olduğu ima ediliyor. Özellikle Iran yönetımınin daha önce aynı tür eylemlere Suudi Arabıstan'da Hac protestolannda başvurduklan, Kuran'ın Iranlı protestocular tarafından eylemlerde zincire vurulduğunu kaydeden yetkililer, Iran ve Libya'yı raporlannda sanık sandalyesine oturtuyorlar. MGK toplantısının ana gündem maddesini, bu olaylann yanısıra Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sıkışan PKK'nin batıya sızma girişimi oluşruracak. PKK'nin bir süre önce Kemer'deki jeep yakma eylemi ile Ordu'dakı yol kesme eylemleri çerçevesinde, örgütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden ülkenin kuzeyine ve batısına sızarak eylem yapma gırişimleri değerlendirilecek. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Bir belediyemizin yaptırdığı en büyük Atatürk heykelini, geçen günlerde Başbakan Mesut Yılmaz törenle açtı. Belediye Başkanı'nın iyi niyet- le davrandığından şüphem yok. Siyasi Islamın yükselişi, toplumda duyarlığı ve endişe- yi arttırdı. Belediye Başkanı da bu duyarlığın sonucu olarak, sanırım böyle bir heykelin ya- pımına girişti. Heykel haberini görünce, 12 Eylül günlerini anımsadım. As- keri darbenin ardından kapa- tıldığımız Mamak Askeri Ce- zaevi'nde Atatürkçülük adına yapılan zulümler, gözümün önünden birer film şeridi gibi geçti. Hersabah birsaldırgan- lar kalabalığı, kaldığımız hüc- relere dalıyor, önce 12 bölüm- den oluşan "En büyük Türk: Atatürk" metnini ezbere oku- mamızı söylüyordu. Ne tür okursak okuyalım, hiç hata yapmasak bile bir eksik bulup acımasız bir dayağa girişiyor- lardı. En Büyük Atatürk Heykeli "En büyük Türk: Atatürk" metniyle ilgili sınav bittikten sonra, Kenan Evren'in önsö- zünü yazdığı Atatürkçülük ki- tabından yapılan sorgu başlı- yordu. 12 Eylül askeri cunta- sının zulmünün en önemli araçlarından birisi Atatürk olarak belleklere kazındı. Bin- lerce genç, Atatürk'ü yıllarca cop ve asker saldırısı olarak öğrendi. 12 Eylül askeri cuntasının şeriat diye bir derdi yoktu. O zaman "komünizme ve bölü- cülüğe karşı vatanın ve mille- tin bölünmez bütünlüğü" te- mel endişeleriydi(l) Bu tehlike- yi önlemek adı altında Atatürk bir zorbahk aracı olarak kulla- nıldı. Heykel Atatürkçülüğü, o dönemde olağanüstü hız ka- zandı. Her yere Atatürk hey- kelleri yapıldı, Atatürkçülük adına diktatörlüğü savunan nutuklar atıldı. Atatürk'ü kal- kan olarak kullananlar, aynı dönemde imam-hatip lisesi mezunlarının üniversitelere girmesi kararını aldılar. Cunta- nın Başbakanı Bülend Ulusu döneminde çıkan bu kararı, li- selerde zorunlu din dersleri kanunu izledi. Cezaevinde Atatürk adına sopalar atılır- ken, dışarıda siyasal Islamın güçleneceği kararlar yürürlü- ğe konuldu. Amerikan Time dergisinin "Yüzyılın en önemli yüz kişisi" yanşmasında Atatürk'ü Hitler ve Madonna'yla yanştırmayı da aynı nedenlerle anlamsız buluyorum. O listeye Atatürk pek yakışmıyor. Bizden örne- ğin Kenan Evren ve Hülya Av- şar önerilebilirdi. İyi niyetli ol- duğuna inandığım bu çabayı desteklemek içimden gelmi- yor. Atatürk, Türkiye'nin ulus- devlet yaratma mücadelesinin önderi. Ulusal devletin kurul- ması sırasında. önemli çağ- daşlık adımlarının da öncüsü oldu. Putlara, tabulara karşı çıktı. Onun başlattığı modern- leşme çabaları ne yazık ki de- mokrasi yönünde geliştirile- medi. Türkiye, yüzyılın sonun- da büyük bir bunalımın eşiği- ne geldi. Atatürkçülüğü dog- matik bir milliyetçilik ve des- potizm olarak algılayanlar, ik- tidarı ellerinde tuttular. Türkiye, 20. yüzyıla Ata- türk'le başlamıştı. Mustafa Kemal, kimlik arayışı içindeki Türkleri, emperyalizme karşı mücadeleyle ulus-devlet altın- da birleştirdi. Sömürgeciliğe karşı milli mücadeleye öncü- lük etmek ve bir ulus-devlet yaratmak her şeyi çözmüyor- du. Bunu bir modernleşme çabasıyla sağlamlaştırmak gerekiyordu. Mustafa Kemal, jakoben bir anlayışla yukarı- dan aşağıya yöntemlerle geri- cilikle mücadeleye girişti. Önemli atılımlann öncüsü ol- du. Sonraki adım, çoksesli, çok partili demokratik bir ülke yaratmaktı. Ne yazık ki, jako- ben gelenekyerini bir türlü öz- gürlükçü yeni hamlelere bıra- kamadı. Cop ve dipçik, tayin edici bir yerde durdu. Sol ve demokrasi düşmanhğı, cum- huriyetin taşlaşmasına ve ge- ricileşmesine neden oldu. On- ce ırkçılık, ardından siyasi Is- lam, demokratikleşemeyen Türkiye'nin tepesine bindi. Her türlü gericilik için Ata- türk'ün adı kullanıldı. Bugünün modern Türkiyesi özgürlüklerin Türkiyesi olabilir. Atatürk'ün heykellerine harca- nan enerji, eşitlik, adalet ve demokrasi için harcansa 21. yüzyılın sonunda Atatürk için daha anlamlı bir anma yerine getirilmiş olur. Erbokon y uı 'sabıkah' dostlan! ANKARA (Cumhurhet Bürosu)- Mil- li Istıhbarat Teşkılatf nın (MlT). RP Ge- nel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, Altı- noluk'ta Fransız faşist lider Jean- Marie Le Pen ile yaptığı görüşme konusunda araştırma başlattığı kaydedildi. Görüşme ile ilgili olarak daha fazla bilgi almak is- teyen, teşkilatın bazı yetkilileri Altmo- luk'a gönderdiği kaydedildi. Erbakan'ın yaklaşık bir yıl süren başbakanlığı döne- minde marjinal organizasyonlann liderle- riyle bir araya geldiğine dikkat çekildi. Erbakan'ın bir araya geldiği bazı grup- lar ve temsilcileri şöyle sıralandı: Raşid El Gannuşi: Erbakan'ın geçen sonbaharda bir araya geldiği Tunuslu re- jim muhalifi Gannuşi, sistemi degiştir- mek amacındakı lslami hareketlerin, şıd- dete başvurabileceği görüşünde. HasanTurabi:Şenatçıbiryönetimesa- hip olan Sudan'ın etkili ismi Dr. Hasan Turabi, tslam çevrelerinde "saygıdeğer dini lider" olarak tanınmasına karşın, Mı- sır başta olmak üzere diğer bölge komşu- lan tarafından. "İslami terör destekçisi, Hartum kasabı" olarak tanınıyor. Tura- bi'nın en büyük desteği tran. Tahran yö- netiminin. Turabı'nın radikal tslamı böl- geye yayması için yaklaşık 2 trilyon lira karşılıksız teşvik kredisi verdiği bildirili- yor. Müslüman Kardeşler: Erbakan. başba- kanlığı döneminde Mısır'da terör faali- yetleri sürdüren Müslüman Kardeşler'in üst düzey temsilcileri ile birçok kez bir araya geldi. Basbakanlığf nın ilk günle- rinde El-Benna ile görüşen Erbakan, te- rör örgütünün üst düzey yöneticılen ile 1997'nin hemen başında Istanbul'da te- mas kurdu. tstanbul'dakı toplantıya Suri- yeli Amin Yakan, Mısırlı Mustafa Meş- hur. Ürdünlü Isac Farhan ve Ali Sadran ElBinonikatıldı. Erbakan. Türkiye'yi ge- çen sene ziyaret eden Mısır Devlet Baş- kanı Hüsnü Mübarek ile yaptığı görüş- mede. Müslüman Kardeşler örgütüne hoşgörülü yaklaşılmasını istemişti. Şeyh Osman: Erbakan, iktidardayken Kuzey Irak sorununa çözüm bulma ge- rekçesiyle bölgede dinci faaliyetlerde bu- lunan Şeyh Osman'ın kardeşi Sıddık Az- iz Muhammed ile görüştü. . İslamaÇağnCemiyeti: Erbakan'ın ge- çen yıl ekim başında yaptığı skandallar- la dolu Libya gezisi sırasında bazı RP'li- lerin Uluslararası tslama Çağn Cemiye- tı'nın üyelen ile bir araya geldiği öğrenil- di. Taleban: Erbakan, Hac ziyaretini yeri- ne getirmek ıçin gittiği Suudi Arabis- tan'da Afganıstan'da çatışan gruplar ara- sında yer alan şeriatçı Taleban örgütünün temsilcileri ile bir araya geldi. Operasyonlarda 40 PKK'li öldürüldü Dt\ARBAKTR (Cumhurryet Bürosu) - Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlar sırasında güvenlik kuvvetleriyle PKK'liler arasında çıkan çaüşmalarda 40 terörist öldürüldü, bir güvenlik görevlisi şehit oldu, beş görevli de yaralandj. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, Siirt'in Pervari iîçesi yakınlanndaki Yazlıca Dagı'nda bir grup teröristm banndığının tespit ediJmesi üzerine güvenlik kuvvetleri bu bölgeye hava desteğinin de olduğu operasyon düzenledi. Çıkan çatışmada 30 terörist öldürüldü. Operasyon sırasında bir güvenlik görevlisi şehit olurken biri köy korucusu beş güvenlik görevlisi de yaralandı. Diyarbakır'm Hani, Hakkâri merkez ve Yüksekova, Van'ın Başkale ilçelerinin kırsal alanlannda karşılılan teröristlerle çıkan çatışmada da 10 terörist öldürüldü. Aynca BingöFün Genç^ Diyarbakır'ın Silvan. Tunceli'nin Mazgirt, Van'm Çatak ilçelerinde beş terörist yakalandı. Kahramanmaraş'ta da bölücü terör örgütüne katılma hazırhğı içinde olan üç kişinin yakalandığı öne sürüldü. Örgütten kaçan üç kişinin de Muş, Siirt ve Şımak'ta güvenlik kuvvetlerine teslim olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle