Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ŞİRKETLERDEN
• BENETTON012.
1997-98 dönemi için
öğrencilere yönelik
hazırladığı "Back to
School" koleksiyonunda
lacivert. gri. bordo ve nefti
yeşil gibi okul renklen
kazak ve yeleklerde
kullanırken, Oxford
gömlekler için beyaz, san
ve mavi renkler tercih
edildi.
• MNG Holding'in satın
aldığı Garantı Yatınm ve
Ticaret Bankası'nın
unvanı MNG Bank A.Ş.
olarak değiştirilerek, 500
milyar lira olan sermayesı
5 trilyon liraya çıkanldı.
NfNG Bank'ın Genel
Müdürlüğü'ne daha önce
Dışbank'ta Genel Müdür
Yardımcılığı ve Halk
Leasing'de Genel
Müdürlük görev lennde
bulunan Saım Sanlı
eetırildi.
• DIŞBANK
ınsan
kaynaklan
vönetiminde,
INKA
yönetim
paketi kullanılmaya
başlandı. SFS-MAN'ın
gelıştirdiği tNKA İnsan
Kaynaklan Yönetim
Paketi Kariyer Planlama.
Ölçme/Degerlendirme.
Performans Takibi, Eğıtim
Planlama, Bütçe, Lotus
Notes ile entegrasyon,
Holding Konsolidasyonu
gibi stratejik modülleri ile
Dışbank'ın tercihi oldu.
• SCRIKSS. kullanıcılar
tarafından beklenen en
ideal olarak saptadığı "07
mm" kalınlıkta Scrikss
Versatil 0.7'yi üretti. Yeni
ürünün kurşunkalem,
krom ya da altın kaplama
aksesuarlan, aknlik
gövdesi. kapaktan çalışan
otomatik mekanizması,
yenilenen uçlan, sıyah,
yeşil ve bordo olmak
üzere üç farklı rengiyle
kalemseverlerin
beğenisine sunuldu.
• THY, Aırbus
lndrüstrie"den beşinci
A340'ını teslim aldı. lç
dekorasyon ve yemek
servısı ile denizaşın
seferlennde ilgı gören
A340'lar Newyork,
Chıcago, Tokyo, Bangkok,
Jakarta gıbı non-stop
uçuşlanndakı yoğun
talebi karşılamak üzere
kullanılacak.
• BUNDAŞ ilkçekici
ihalesını sonuçlandırdı.
Mercedes-Benz'de karar
kılan Bundaş, ılk parti için
verdiği 75 adet Mercedes-
Actros sıpari, ekim ve
kasim aylannda şirket
ortaklanna teslim edilecek.
• MARSA KJS
tarafından. perakendeciler
ile Marsa KJS distribütör
satış temsılciliklerine
yönelik olarak düzenlenen
Ticari Pazarlama
Kampanyası, haziran
ayında yapılan çekilişle
son buldu. Çekılişte.
Trabzon'dan perakendecı
Hayrullah Baytar ve
tzmit'ten perakendecı
Alaaddin Aydın, 1997
model Renault Expres
Tolee Opak kazandılar.
• SLN
MICROSYSTEMS,
gelışmış ıntranet servisi ve
VV'ebTone güvenılirliği
sağlayan ilk server
yazılımı Sun Solaris'i bilgi
teknolojisinin hizmetine
sundu. Netvvork ortamı
için tasarlanan Sun Solaris.
şirket departmanlannda ve
yönetim kademelerinde
hız, yüksek güvenılirlik ve
düşük maliyet isteyen
kuruluşlar için ideal
özellıkler taşıyor. Sun
Solans. beraberinde
Sunlınk yazılımını da
sunuyor.
• ALCATEL
TELETAŞ, Türk Telekom
tarafından Ekım 96
tarihinde yapılan "'Türkiye
SDH (Synchronous
Digital Hyerarchy)
Şebekesi thalesi"
sözleşmesıni imzaladı.
lhale konusu SDH
sistemleri santraller arası
haberleşme için çok
yüksek hız ve kapasitede
iletişım ortamını
sağlayarak. tek bir fiber
optik kılı üzerinden
30.720 telefon kanalmın
aynı anda iletilmesinı
sağlıyor.
Önümüzdeki ay yapılacak Yılmaz-Kohl zirvesinin ana gündemi tam üyelik olacak
Yılmaz'ın KohPle AB pazarlığı
HAYRİYE MENGÜÇ
İlk yurtdışı gezisini. 30 eylül-
de Almanya'ya yapacak olan Baş-
bakan Mesut Yılmaz'ın. Alman-
ya Başbakanı Helmut Kohl'le
gerçekJeştireceği görüşmede, Al-
manya'nın, gümriik bırliğinin ge-
liştirilmesi ve Türkiye'ye bazı
özel statüler venlmesi şeklinde
özetlenebilecek "gümrük birli-
ği artı" formülünütersıne çevir-
mek için sert tepki koyması bek-
lenıyor. Yılmaz, aynca gümrük
birliğinin kapsammın genişletil-
mesini de gündeme getirecek. Al-
manya Başbakanı Kohl'ün ise
ağırlıklı olarak insan haklan ve
Kıbns konusunu masaya yatıra-
cağı belirtiliyor. Kohl'ün Güney
Kıbns'ın tam üye adaylığıyla il-
gili olarak Yılmaz'ı yumuşatma-
> a çalışacağına dikkat çekiliyor.
Avrupa Birliği'nin geçen ay
Türkiye'yi AB üyeliği dışında bı-
rakan kararından sonra, kozlar
Alman ekolünden gelen Başbakan
Mesut Yılmaz'ın Almanya ziya-
retinde paylaşılacak. Bu arada,
Başbakan Yılmaz'ın ana günde-
minde yer alan tam üyelik dışın-
da Almanya'daki Türklenn 1998
seçimlennde oy hakkı elde efme-
si. çifte vatandaşlığın kolaylaştı-
nlması konulanndadataleplerde
bulunacağı kaydediliyor.
Almanya ziyaretinden önce
Başbakan Yılmaz'a bir rapor su-
nacak olan, merkezi Essen'de bu-
lunan Türkiye Araştırmalar Mer-
kezı'nin (TAM) Direktörü Prof.
Türkiye'yi
tam
üyeliğe
aday
ülkeler
listesine
almamaya
kararlı
görünen
Avrupa
Birliği'nin
'anahtar
ülkesi'
olan Almanya
ziyaretine
hazırlanan
Mesut Yılmaz.
Alman
Başbakanı
Kohl'ü
"gümrük birliği
artı"
formülünden
vazgeçirmeye
çahşacak.
K e m a l Ş a h i n .
Dr. Faruk Şen, Erbakan-Çiller
koalisyonunun Türkiye'nın Av-
rupa'yla ilişkilerinı neredeyse sı-
firnoktasına getirdiğini belirterek.
"Başbakan Yılmaz,son bir yıl-
da donmuş politik ilişkileri ye-
niden ısıtacaktır" dedı.
Yılmaz'ın Almanya'da cıddı-
ye alınan bir polıtıkacı ve devlet
adamı olduğunu söyleyen TAM
Başkanı Prof. Şen şöyle konuştu.
"Başbakan yükseköğrenimi-
ni Almanya'da tamamlamış bir
politikacı olarak Alman politi-
kacüannı yakından tamyor. An-
cak iyi bir hazırlıkla Âlman-
ya'ya geleceğini sandığımız Me-
sut Yılmaz'ı iki zorluk bekli-
yor. Öncelikle. Almanya yavaş
yavaş seçim atmosferine giri-
yor. Bugüne kadar ki deneyim,
Almanya'daki Tûrkler konusu-
nun Alman politikacılar tarafın-
dan Türkiye ve TürkJer aleyhi-
ne seçim mal/emesi yapıldığı
yönündedir. İkincisi ise Türki-
ye-A B ilişkilerinde son bir yıl-
da görülen gözle görülür geri-
lemeyi tersine çevirebilmek çok
güç." Prof. Şen,"Türkiye, 'tam
üyelik eksi serbest dolaşım' for-
mülü ile bu durumu tersine çe-
virebilir" diye konuştu.
Avrupalı Türk Işadamlan ve
Sanayicileri Derneğı (ATİAD)
Başkanı Ahmet Aydın ise şöyle
konuştu: "Sanıyorum, Başba-
kan Yılmaz'ın. Kohl ile yapaca-
ğı görüşmede en fazla fizerinde
duracağı konu, üye adayı ülke-
lerin ekonomik durumlannın
Türkiye'den daha kötü olduğu-
nu vurgulamak olacak. NA-
TO'da yıllarca yaptığımız jan-
darmalığın hiç mi hatın yok?
Kohl'ü yumuşatmak gerekiyor.
Kohl'ün yüzde99'u Müslüman
olduğu için Türkiye'nin kültü-
rünün Avrupa'ya uynıacağı tav-
rıçokyanlış. Çünkü AB'ninte-
melinde kültür biriiği vok. Şim-
di bizim bu hatalardan yarar-
lanıp bir gol atmamız lazım."
AİTAD Istişare Kurulu Başka-
nı Kemal Şahin, "Ekonomik
ilişldlerin geliştirilmesi, Alman-
ya'daki Türkierin pozisyonlan-
nın güçlendirilmesi için Alman-
ya'nın Türkiye için her zaman
öncelikli ziyaret merkezi olma-
sı gerekir" dedı.
Lıberal Türk-Alman Derneğı
Genel Sekreteri Sina Afra ise
Başbakan Yılmaz'ın sanayi ma-
mulleri kapsamına giren bazı ta-
nm ürünleri konusunda iyileştir-
meleristeyeceğini belirterek. Yıl-
maz'ın Türkiye'ye döndüğünde
Türk kamuoyuna "GB kapsamı-
nı biraz daha genişlettik'' me-
sajını iletmek istediğini belirtti.
Akaryakıtın dolara endekslenmesiyle yıl sonu fiyatının yaklaşık 220 bin lira olması bekleniyor
1 dolar = Süper benzin = DıtilalTARIK YILMAZ
Yaptığı her açıklamayla eko-
nomide sarsıntı yaratan Devlet
Bakanı Güneş Taner'in, süper
benzınin 1 dolara endekslenme
düşüncesi piyasalann zam bek-
lentisı içine girmesine neden olu-
yor. Uzmanlar, süper benzin fi-
yatının 1 dolara endekslenme-
sinin enflasyonda patlama anla-
mına geleceğini belırtirken, bu
durumda yılsonunda dolar ku-
runa bağlı olarak, kalan 130 gün-
de benzine yüzde 50 düzeyinde
zam yapılması gerekeceğine dik-
kat çekıyorlar.
tşbaşma geldikten sonra bir ay
aray la yüzde 32 ve yüzde 9 oran-
lannda zam yapan hükümet, 68
centten aldığı süper benzinin fi-
yatını 87 cente taşıdı. Yılsonun-
da dolan 200-220 bin lira olarak
tahmin eden uzmanlar, 1 dolara
endekslenmesi durumunda sü-
per benzin fiyatının 200-220 bin
lira aralıSında olacağına dikkat
çektiler. Bu da halen 142 bin 200
lira olan süper benzin fiyatının
yılsonuna kadar 60-70 bin lira art-
ması anlamına geliyor.
Taner'in açıklamasının ardın-
dan dün Başbakan Mesut Yıl-
Benzin 1 dolara yaklaşıyor
-1996- -1997-
Taner'in 3 yıllık düşü
Güneş Taner, "Süper benzin eşittir 1 do-
lar" açıklamasını ANAP'ın muhalefette olduğu
1994 yılında da yapmıştı. Taner haziran ayında
bir gazetede yayımlanan açıklamalannda süper
benzinin 1 dolara sabitlenmesi ve diğer petrol
ürünlerinin fiyatının bu tavana göre belirlenme-
si önerisinde bulunuyor. Taner'in o gün yaptığı
açıklamada diğer önemli ana başlıklar ise şöyle:
Üretimdeki KDV'nin düşürülmesi, tüketim ver-
gilerinin arttınlması, Ortadoğu'nun Singapunı
olmak için Zonguldak ve Iskenderun'un serbest
bölge yapılraası, tanm birliklcrinin kapatılması,
bankalann mevduat munzam karşılıklarının ar-
tınlması ve bunlara faiz ödenmesi.
maz da bir açıklama yapma ge-
reği duydu. Başbakan Yılmaz
akaryakıt eşittir 1 dolar açıkla-
masının bağlayıcı olmadığını an-
cak Avrupa'mn Türkiye'den da-
ha yüksek fiyatlarla benzin tü-
kettiğini söyledi.
Türkiye Şili'ye döner
Bir bankacı. yılsonu dolar ku-
runu 213 bin lira olarak tahmin
ettiğini şu anda 142 bin 200 lira
olan süper benzinin bu seviye-
lere çıkanlmasıyla sabit gelirli ke-
sımin büyük darbe alaeağını be-
lirtti. Bankacı, "Akaryakıt fiya-
tı 1 dolar olursa taksiciler ve
kamyoncular kontak kapatır.
Tıpkı Şili'de Pinochet'nin Al-
lende'yi devirerek cunta yöne-
timini getirmesi gibi Türki-
ye'de sonu ihtilalle bitebilecek
bir gelişmeye neden olur" de-
di. Bankacı. Güneş Taner'in bu
uygulamasını teknik olarak ne-
ye dayandırdığını merak ettiği-
ni, bu tür açıklamalann tıpkı
Turgut Özal dönemindeki açık-
lamalara benzediğıni söyiedi.
Istanbul Üniversitesi Iktisat
Fakültesi Dekanı Esfender
Korkmaz ise, akaryakıtı 1 do-
lar seviyesine taşımalannın müm-
kün olduğunu ancak akaryakıta
yapılacak zamlann maliyet enf-
lasyonu yaratma etkisinin kuv-
vetli olduğunu söyiedi.
Korkmaz, akaryakıt zammı-
nın maliyetleri enflasyon ora-
nında yapmalan halınde çok faz-
la sorun yaşanmayacağını ancak
piyasalann bu artışla yetınmeye-
rek enflasyonu daha da yukan-
lara çekeceğini belirtti. Kork-
maz. "Özellikle akaryakıta ya-
pılan zammın doğrudan fiyat
artışı yaratmasının yanı sıra
bir de psikolojik fıya't artış et-
kisi var" dedi. Hükümetin zam-
lan göze batmayacak bir şekil-
de yapması gerektiğini belirten
Korkmaz, Başbakan Yılmaz'ın
"1 dolar bağlayıcı değil" açık-
lamasını da "Bizde gelire oran-
la vergiler yüksek seviyedeyken
Avrupa'da vergiler daha dü-
şük gerçekleşiyor. Bu durum
alım gücü düşük olan Türki-
ye'de halka haksızhk anlamına
geliyor'' şeklinde değerlendırdi.
ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUM!
Farelerin ve Selin Zararı 40 Trilyona UlastıBURSA - Türk tarımı 60 yıl-
dan beri görülmemiş birfelaket-
le karşı karşıya. Yazlık sebze-
ler Marmara Bölgesi'nde tama-
men, Ege ve Trakya bölgele-
rinde de kısmen büyük zarar
gördü. On binlerce dekar ara-
zi üzerine ekili domates ve pat-
lıcanlar kurudu ve yok oldu.
Bursa'dan Gönen'e kadar ya-
yılan tarlalarda bir haftalık bile
domates kalmadı. Bu arada bi-
berlerin de etkilendiği bildirili-
yor. Ziraat odalan yetkililennin
tahminlerine göre, çiftçinin za-
rarı en azından 40 trilyon lira
civannda. Belki de daha fazla!
Yüz binlerce çiftçi şaşkınlık
içinde. Çoğu masrafının onda
birini bile alamadı. Çiftçinin en
büyük üzüntüsü de başa gelen-
lerin bilinen ve beklenen birfe-
laket olmasıydı. Karacabey ve
çevresinde fareler daha iki ay
öncetarlalan basmıştı. Her gün
çoğalıyor ve yayılıyordu. İlk gün-
lerde çiftçilerin kendi başlan-
na yaptıkları mücadele etkili
olamıyor, hatta fareler daha da
ürüyor ve çevre ilçelerin sınır-
larını aşıyordu.
O günlerde tarlalarda yazlık
sebzeler henüz yetişmemişti.
Ancak, buğday, arpa ve yulaf
vardı. Süratle çoğalan fareler
özellikle buğdayı yiyip bitiriyor-
du. Karacabey Ziraat Odası
Başkanı Nuri Karaca ve çev-
re çiftçileri tehlikeyi sezince du-
rumu tarım örgütlerine bildirdi-
ler ve acıl önlem alınmasını is-
tediler. Bu arada bakanlığa ka-
dar başvurular oldu. Ancak ye-
terli bir mücadele yapılamadı.
Çiftçinin kendi başına yaptığı
mücadele de sonuç vermedi.
Milyonlarca liralık zirai ilaçlann
hiçbir etkisi olamadı. Sonuçta
fareler önce Mustafakemalpa-
şa'ya, ardında da sırası ile Su-
surluk, Manyas ve Gönen sınır-
lanna kadar yayıldı. Bazı bölge-
lerde buğdaylardaki tahribat
yüzde 50'yi geçti. Bazı tarla-
Son günlerde yaşanan sel felaketi İstanbul'u esir aldığı gibi çiftçiye de büyük zarar verdi.
lardan ise bir tek tane buğday
alamayanlar bile oldu. Sadece
Bursa çevresindeki zararın yüz
milyarlan, hatta trilyonları bul-
duğu ileri sürülüyor!..
Ziraat odası
başkanları yakınıyor
Kısa süre içinde çoğalarak
yayılan fareler tarlalarda tahri-
batını sürdürürken, geçen gün
yağan yağmurların ardından da
domateslerde kuruma başladı.
Fideler bükülüyor ve daha son-
ra yatıyordu. Uzerindekı doma-
tesler de beslenemediği için
kuruyordu. Çiftçıler gene şaş-
kına dönmüştü. Yetkili makam-
lara yapılan başvurular da so-
nuçsuz kaldı. Btnbir emekle ekı-
len milyonlarca kilo domates
ve patlıcan tarlalarda yok olup
gidiyor. Verilen bilgiye göre tar-
lalarda en çok bir hafta veya
10 güne kadar domates ve pat-
lıcanlar brtecek. Şu anda bile bir-
çok tarlada domates bulmak
mümkün değil. Çıftçı, sabah
tarlasına geldiği zaman, ya do-
mateslerinin fareler tarafından
yendiğini ya da fidelerin kuru-
duğunu görüyor.
Bursa Ziraat Odası Başkanı
Fuat San, çiftçinin bu yıl her ba-
kımdan perişan olduğunu ileri
sürüyor: "Bursa yöresi önce
buğdaydan büyük darbe yedi.
Geçmiş yıllarda dekar başına
700 ila 800 kilo buğday alabi-
len çiftçi bu yıl ne yazık ki 150
kiloda kaldı. 200 kilo buğday
alabilen çiftçi, parmakla göste-
riliyor. TMO'nun peşin para öde-
mesine rağmen zarar çok bü-
yük. Zira, verim düşük olduğu
için bir kilo buğdayın maliyeti
belkı de 40 bin lirayı geçti. Buğ-
daydan ağzı yanan çiftçi doma-
tese ve diğer sebzelere güve-
niyordu. Hatta bütün umudu
buydu. Ne yazık ki, iki ay kadar
önce Karacabey'de ortaya çı-
kan fareler kısa süre içinde tüm
bölgelere yayıldı. Önce buğ-
daylan tahrip etti. Ardından da
domates ve patlıcanlara yönel-
di. Bu arada Tanm Bakanlığı
yetkılilerine yapılan başvurular
sonuçsuz kaldı. Yeterince mü-
cadele yapılamadığı için doma-
teslerde tükendi. Tarlalarda hâ-
lâ fareler var. Bölgemizde bir
haftaya kadar domates bitecek
ve salça fabhkaları da çalışa-
mayacaktır. Zira, fabrikalara
hammadde kalmayacaktır. Hem
Türk ekonomisi hem de Türk
çiftçisi büyük bir darbe yemiş-
tir. Devlet zarar gören çiftçiye
yardım etmelidir. Yoksa çiftçi-
miz önümüzdeki aylarda kışlık
ürünlerini bile ekemeyecek ka-
dar parasızdır. Hükümet des-
teklemezse zarar 1998 ile 1999
yıllanna kadar taşacaktır."
San, mazota ve tanm girdi-
lerine yapılan son zamlardan
da yakınıyor ve "Bu koşullaral-
tında çiftçilıkyapılamaz. Kendı-
sine bakamayacak kadar fakır-
leşen çiftçi tarlasına gübreyi na-
sıl atacak, traktörüne mazotu
nasıl alacak" diyor.
Karacabey Ziraat Odası Baş-
kanı Nuri Karaca da farelerden
ve tarım teşkilatının ılgısızliğin-
den yakınıyor: "Fareler, daha
iki buçukayönce Karacabey'de
görülmüştü. Giderek çoğalıyor-
du. Çıftçilerile birlikte fareienyok
etmek için büyük bir mücade-
le verdik. Ama ne yazık ki başa
çıkamadık. Buğdaylarımızı yi-
yip bitirdiler. Milyonlarca liralık
zirai ilaçlarda fareleri etkileme-
di. Durumuyetkililere ilettik. On-
lann mücadelesi de yeterli ola-
madığı için fareler, önce buğ-
daylanmızı, sonra da domates-
lerimizi yiyip bitirdi. Salça fab-
rikalanna bile domates kalma-
dı. Bu yıl neyi işleyecekler bıle-
miyorum. Bu büyük bir afettir.
Çiftçi kendi başına bu darbenin
altından kalkamaz. Mutlaka dev-
let desteği gereklidir."
San, Karaca ve diğer ziraat
odalarının başkanlarına göre,
buğdayla domatesleri önce fa-
reler yedi. Ama domates fidan-
lannın çürümesinin ve domates-
lerin kurumasının nedeni son
günlerde meydana gelen sü-
rekli ve yoğun yağışlar. Bazı
tecrübeli çiftçilere göre ise fa-
releri yok etmek için tartalara atı-
lan zirai ilaçlar. llaçlar hem bit-
kilere zarar verdi hem de yarar-
lı bazı canlılann ölmesine neden
oldu.
Durum gerçekten çok vahim.
On binlerce dekar arazide eki-
li bulunan buğday ve doma-
tesleri önce fareler yedi ve ka-
lanı hava koşulları yüzünden
kurudu girti. Tahmin edilen za-
rar daha önce de belirttiğimiz
gibi 40 trilyon lira civannda. Bu
müthiş bir rakam. Şu anda cid-
dı bir araştırma da yapılmış de-
ğil.Bu rakam 20 trilyon olabilir,
ama 70 trilyon lira da olabilir.
Tarım Bakanlığı bu bölgeler-
de ciddi bir araştırma başlat-
malı ve zaran tespit ettirmelidir.
Zarar goren çiftçilere de gere-
ken destek yapılmalıdır. Aksi hal-
de, çiftçimiz bu yıl bankalara ve
esnafa olan borçlarını ödeye-
meyacek ve sonbaharda kışlık
ürünlerini ekemeyecektır. •
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Tuzu KUPU
Dünya pastasından en büyük payı alan ABD'de
farklı ırk, din, kültürden insanların resmı dairelere
ınançlarına uygun saç ve gıysılerle gıtmelerinin ser-
best bırakılması, şeriatçı medyanın ve yorumcuları-
nın bugünlerde baş konusu oldu. Düzeni için "batıl"
dedikleri ABD'deki bu kararı demokratıklik adına öve
öve bitiremiyorlar. Tabii ki sözü döndürüp dolaştırıp,
Türkiye'dekı yasaklamalara getirip, 15 yaşından kü-
çük kız çocuklarının bugüne kadar imam-hatiplerde
olduğu üzere başları örtülü okula gitmelerıni, üniver-
sitelerde, hastanelerde, mahkemelerde.. türbanı, çar-
şafı, şalvarı, cüppeyı, sarığı savunuyorlar.
8 yıllık kesintisize karşı sıstematık kampanyaların-
da, gerçeklen ters yüz etmede, demagojide işi öyle-
sine ileriye vardırdılar kı, onlar; "hak, hukuk, demok-
rasi, eğitimde yönlendirme, kalitenin kavgasını veren,
özgürlük havarisi..", Türkiye'yi biradım ileri götürme
çabası ve istemi ile hareket edenler ise, "Komünist
düzenlerden kalma dikta eğilimli, demokrasi karşıtı,
tek tip insan yetıştirme çabasında, hak ve özgürlük-
lere düşman, hoşgörüsüz, askerlerin güdümünde..ta-
biı ki din ve Islamiyet düşmanı.." kışiler. ABD'de bir
memurun saçı kazınmış ya da saç-sakal kanşmış, ka-
dının türbanlı, çarşaflı ya da şortlu, transparan giysi-
li yan yana işe gıtmiş olması kimin umurunda? ABD
düzeninde ne anlam taşır, neyı değıştırir kı?
ABD'nin tuzu kuru. Süper devlet, askeri, ıstıhba-
rat, sıyası, en çok da para gücüyle, uluslararası şir-
ketlerı, tekelleri, holdıngleriyle dünyayı sömurmekte.
Dünya nımetlerinden en büyük payları alırken, aslın-
da ülkesinde yaşayan çoğunluğa da dışarıdan öyle
görüldüğü gibi fazla bir pay verilmemekte.
insanlar dünyanın her bölgesinden, her ülkeden,
her ırk ve dinden "Büyük Amerika"nın bireyı olabil-
mek için çırpınırlarken, içeridekilerin ırklara, dinlere
göre en uç noktalarda, en mıkro düzeyde ayrımcılı-
ğa yönlendirilmelerinın düzen ve düzenin çıkar odak-
ları açısından hıçbır sakıncası yoktur. Tam tersi ço-
ğunluğunun düzenle, haksızlıklarla hesaplaşamaya-
cak kadar kimlık ayrımcılığı hastalığına yakalanma-
sında, duzen ve sahıplerınin çıkarları açısından bü-
yük yarar vardır.
ABD'de sonuçta hıçbır ırk ve dını inanç grubunun
düzene egemen olması, düzeni ele geçirmesı, baş-
kalarını yok edebılmesi söz konusu değildır. ABD'de
topraklarıngerçeksahiplenKızılderilıleryokedılip, si-
yahlar, dünya sömürülerek elde edilen bırikim ile olu-
şan çıkar düzeni çarkını sarsacak özgürlüğe ve ör-
gütlenmeye değil, oyalamaya prim verilır.
Bunun sonucunda da demokrasi ve özgürlükler için-
de, milyonlarca işsiz, evsiz, düzen dışınaatılmış uyuş-
turucu, alkol bağımlısı yaşar. Bırakın solu, sosyal de-
mokrat partının bile adı duyulamaz. Sendikal haklar
ışçilerin mutlu azmhksayılabilecek birgrubu için ge-
çerlidir. Sosyal devlet kavramı unutturulmuştur. Bü-
yük Amerıka'nın köşeyi dönecek, büyük zengin ola-
cak bireyi olma düşü ile uyutulan çoğunluk, yoksul
işçı olarak öleceğinin bilincine ancak ömrünün son
günlerinde varabılir. Sonuç olarak gerek ABD, gerek-
se dünya düzeyindeki sömürü çarkının işletilebilme-
si, kıtlelerın düzene karşı çıkmama yolunda afyonla-
nabiimesınde, özgürlük, demokrasi yutturmacasın-
da her tür ayrımcılığı beslemek, yeni dünya sömürü
düzeni için en etkili araç, aynı zamanda birsonuçtur.
Bizimkilerın yalarrcılığına, düzenbazlığına, sahte-
kârlığına gelınce: Tabii ki soyut demokrasi ve özgür-
lükler açısından kulağa hoş gelen ABD'deki karar
çarpıtılarak, amaçları için kullanılıyor. ABD'de başı-
na türban giyebilecek birkaç kadının yanında, şort-
lu, transparan, özgür giysili kadınların çoğunluk ola-
cağı atlanıyor.
Kadınla erkeğin bir mitingte, bir toplantı salonun-
da, türbanlı, çarşaflı olsalar da yan yana durmaları-
na katlanamayan, 15 yaşın altındaki kız çocuklarını
çarşafa sokan, ımam-natipte topuğuna kadar man-
tolu, türbanlı, erkeklerin bulunmadığı binalara kapa-
tan kafalar gerçekten ABD'deki düzeni isteyebilir mı?
Tuzu kurular, ABD'nin jandarmalığında yeni dün-
ya sömürü düzeni sahipleri, bizim şeriatçılarla, dü-
zenden pay alamayan yoksul çoğunluğun. gerçek
insan hakları bilincinı edinememesinde, bu akıl almaz
sömürü düzenine karşı örgütlenememesi ekseninde
buluşuyor, çıkar ıttıfakı yapıyorlar.
Bir de aydınlanmacı, çağdaş yaşamı hedef almış
Kemalizm, Cumhuriyet devrimlerinın ilke ve değer-
leri, özellikle gelışmekte olan ülkelerde gerçek demok-
rasi, insan hakları, bağımsızlık, laıklik hareketlerine ör-
nek oluşturacağı için, ABD'den yeni dünya düzeni ide-
olojisinı pompalayanlarca unutturulması, eritilmesı
gereken bir hareket ve düşünce akımı olarak görülü-
yor. Tabii sonunda gerçek diktatörlüğü, karanlığı ge-
tirecek, düşünmeyi reddeden, şeriata biyad eden ka-
falar yaratmayı hedefleyen, bu nedenle de Kemalız-
me, aydınlanmaya düşman bizimkılerin Atatürkçülük
ve rejim düşmanlığı da, tuzu kurularınki ile bir eksen-
de buluşmuş oluyor.
Bu arada şerıatı her bırı bir başka yorumlayıp, in-
san haklarını katleden, demokrasınin d'sının bile ol-
madığı, şeriatı bayrak yaparak farklı çıkar ve sömü-
rü ağları oluşturmuş ülkeler de, tek laik islam ülkesı-
nın rejimini değiştirmek, kendi ülkelerinde bu yolda-
ki gelişmeleri de durdurabilmek adına, bu kavgada
ellerinden gelen desteği veriyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti, içeriden ve dışandan parçalan-
mak, rejimi değıştırilmek üzere çemberaltınaalınmış,
ayakta kalmanın savaşımını veriyor.
ŞİLE SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA
İLANI
DosyaNo: 1997-8 Satış
Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cmsı, kıymeti. adedı.
e\safı lslanbul üı, Şıle ılçesı. Bahbey mahallesı, Kömürayazma-
deresımevkıı, 11 3pafta, 308ada, 19parsel,279 98 m2arsdvasıf-
lı üzennde herhangı bir \apı ve ekonomik değen olan tanmsal üriin
bulunmamaktadır lmar planı ûzennde bulunduğundan ıfrazı müm-
kün değildır Arsanın denıze yakmlığı. mevkıı ımar alanı içinde
kalması dıkkate alınarak arsanın m2 bınm fiyatı 4 000 000.-
TL'den tamamı 1 119 920 000 - TL'den satışa çıkanlmıştır
Satış şartlan: 1- Satış. 22 09.1997 günü saat 10 00'dan 10.30'a
kadar Şıle Hükümet Konağı zemın katta açık aıttıııııa suretıyle ya-
pılacak Bu arrtırmada tahmın edilen kıymetın yuzde ^5'ını ve rüç-
hanh alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masrafiannı
geçmek şartı ile ıhale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en
çok arttıramn taahhüdü bakı kalmak şartıyla 2.10.1997 Perşembe
günü aynı yerde aynı saatlerde ıkıncı arttırmaya çıkanlacaktır Bu
amırmada da rüçhanlı alacaklılann alaeağını ve satış masrafiannı
geçmesı şartıyla en çok arttırana ıhale olunur.
2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn. tahmin edilen kıymetın yüzde
20'sı nıspetmde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bir banka-
nın temınat mektubunu vermelen lazımdır. Satış. peşin para ıledır.
alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebıhr Tella-
lıye resmı, ıhale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır. Bınk-
mış vergiler satış bedelınden ödenır
3- lpotek sahıbı alacaklılarladiğer ılgılılenn (*) bugaynmenkul
uzerindekı haklannı. hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalan-
nı dayanağı belgelen ile on beş gun içinde daıremıze bıldırmelen
lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcili ile sabıt olmadıkça pay-
laşmadan hanç bırakılacaklardır
4- Satış bedelı hemen veya venlen mühlet ıçmde ödenmezse lc-
ra \e Iflas kanunu'nun 133 maddesı gereğınce ıhale feshedılır. tkı
ıhale arasındakı farktan ve o
'ol0 faızden alıcı ve kefillen mesul tu-
tulacak ve hıçbır hûkme hacet kalmadan kendılerinden tahsıl edı-
lecektır
5- Şartname. ilan tanhınden itibaren herkesın görebilmesı için
daırede açık olup masrafı venldığı takdırde isteyen alıcıya bu ör-
neğı göndenlebılır
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormuş ve munderecatını
kabul etmış sayılacaklan. baskaca bılgı almak ısteyenlenn 19978
satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ılan
olunur. 14 08.1997
(*) llgılıler tabırıne irtıfak hakkı sahipleri de dahıldır
Not:Tşbu gaynmenkul açıkarttırma ılanı adresı tespit edıleme-
yen taşınmaz malıklennden davalı Hüsnü kızı Memnun Erdem'e
teblıgat yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Basın