01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Donanma'da devir teslim töraıi • Haber Merkezi - Denız Kuvvet Komutanlığı'na atanan Donanma Komutanı Oramıral Salim Dervişoğlu, görevıni Koramiral llhami Erdil'e törenle devretti. Törende konuşan Denız Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, Dervişoğtu'nun görevde kaldığı sürede önemli hizmetler \erdiğini, donanmanın 33. komutanı olarak atanmasının gurur verici olduğunu kaydetti. Yozgat'ta uyuşturucu operasyonlam • YOZGAT (Cumhııriyet) - Doğu-Batı, Güney-Kuzey bağlantılı transit yollannın kesiştiği noktada yer alan Yozgat'ta, öncekı yıllara oranla bu yıl esrar hammaddesı dişi hıntkeneviri ekiminin yoğun olarak görülmesi, Genelkurmay ve Emniyet Genel Müdûrlüğü narkotik birimlerini de harekete geçirdi. Son bir buçuk ayda yapılan operasyonlarda Yozgat'ta 391 bınkökdişi hintkeneviri bulunarak imha edildiği ve 129 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Kadro yasası cıkarılsın' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kiiltür Bakanı tstemıhan Talay, kadro açığını gidermek için 150 geçici işçi aldıklannı bildirdi. Talay, personel sayısının yetersiz olduğunu belirterek Kültür Bakanlığı Kadro Yasası'nın bir an önce çıkanlması gerektiğini söyledı. Talay, bakanlıkta 1700 kadro açığı bulunduğunu belirterek "Geçici işçi alımı tamamlandı. Gereksinim duyulan yor ]e r e atamalar yapıldı. Ancak kadro alamadığımız için önemli görevlere geçici işçi yerleştirmek zorunda kalıyoruz" dedi. MHP İstanbul il kongresi • tstanbul Haber Servisi - MHP'nin İstanbul 11 Kongresi bugün saat 10.00'daBurhanFelek Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. tstanbul tl Başkanlığı için yanşacak 8 aday arasında Osman Ceylan, Mehmet Gül ve Halit Kanak'ın ıddialı olduklan öğrenildi. Kongrenin diğer adaylannın ise Ahmet Çapan. Mustafa Çakıroğlu, Celal Bayar, Fahrettin Taşkın olduğu bildirildi. Baro işgali davası • İstanbul Haber Servisi - istanbul Barosu'nu işgal ederek 3'ü stajyer 8 avukat ile 20 personeli 4 saat süreyle rehin tutan ve yasadışı örgüt üyesi olduklan öne sürülen 6'sı rutuklu 8 saruğın yargılanmasına devam edildi. Dava dosyasmın karar aşamasında olduğunu belirten mahkeme heyeti, Ümraniye Cezaevi'nde bulunan tutuklu sanıkların duruşmaya katılmamalan nedeniyle karan açıklamanm mümkün olmadığını bildirdi. Bektrik kesintisi • İstanbul Haber Servisi - Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ, trafo merkezlerinde yapılacak çalışmalar nedeniyle Ayazağa Cendere Yolu'na 2 ayn gûnde 10'ar saat süreyle elektrik venlemeyeceğini bildirdi. Sanyer tşletme Müdürlüğü bölgesindeki trafo merkezlennde abonelere daha iyi enerji hizmeti sunabilmek için yapılacak çalışmalar nedeniyle, 23 ağustos cumartesi günü ve 27 ağustos çarşamba günü Ayazağa Cendere Yolu'na 08.00-18.00 saatleri arasında elektrik verilemeyeceği kaydedildi. Açıklamada çalışmalann erken bitirilmesi durumunda, belirtilen saatlerden erken elektrik verilebileceği ifade edildi. Adnan Keskin, Ankara Kırkkonaklar semtinde bir bakkal dükkâruru ziyaret etti. Keskin veresiye defterini incekdL CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin'den hükümete zam tepkisi 'Sandıkta sekize katlanacaklar' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, 55. hükümetın 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim gerekçesiyle yaptığı zammı eleştirerek "Halkı zamlaria sekize çevirenkri, halk da sandıkta 8'e kaüayacakar" dedi. Ankara Kırkkonaklar semtinde bir bakkal dükkânını ziyaret ederek veresiye defterini inceleyen Keskin, burada birbasın toplantısı düzenledi. Keskin, 55. hükümetin işbaşına geldiği günden bu yana tek icraatının sağanak gibi zam yapmak olduğunu söyledı. Zamlann ardından yapılan "ufak tefek ayariama, incc ayar" gibi değerlendirmelerle halkla alay edildiğini öne süren Keskin, şöyle konuştu: "ÖzeUikk kendini sosyal demokrasinin tek temsilcisi gibi gören hükümet ortağının liderinin 'ufak tefek ayariama' değeıiendirmesi en hafif deyimryle pişkinliktir. ay mazlıkür. Deli Dumrul vergileri gibi vergifcri halkın sırtına yükleyerek, RP'nin güçlenmesine RP'den daha fazla katkı yapmaktadır. Eğitim yerine halkı sekize benzetmişlerdir. Aç insanın 8 yıllık eğhimle bir şey kazanması mümkün müdür? 8 ydı gerekçe göstererek halkı sekize çev irenleri halk sandıkta sekize katiayacaktır."" Keskin, Kuran kurslan yönetmenliğinde yapılan değişiklikle hükümetin halka. demokrasiye ve TBMM'ye saygısızlık yaptığını öne sürerek, "Hükümet anayasa suçu işiemiştir, bu düzenlemeyi iptal etmek için her türlû yasal yola başvuracağız" dedi. Keskin'in basın toplantısı sırasında ellerinde, akaryakıt, ekmek, un, şeker ve sigaraya yapılan zam oranlan yazılı pankartlar taşıyan CHP gençlik kollan üyesi gençler zamlan protesto ettiler. RP, faşist Le Pen'in masraflaımı ödedi İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - RP lideri Necmettin Erbakan'm Altınoluk'ta Fransa'mn ırkçı lideri Le Pen ile görüşmesi tepkilere neden oldu. Le Pen'in, tatil yaptığı Marmaris'ten tekneyle Ayvalık'a geldiği ve oradan da Erbakan'm özel aracıyla Altınoluk'a geçtiği belirlendi. Le Pen'in, geçen pazartesi günü Erbakan'la görüşmesinin ardından Marmaris'e geri dönerek tatilini sürdürdüğü öğrenildi. Fransa'mn ırkçı Ulusal Cephe Partisi lideri Jean Marie Le Pen'in isteği ûzerine gerçekleştiği belirlenen görüşmede, Refah Partisi'nin kapatılması konusunun ve son siyasi gelişmelerin ele alındığı öğrenildi. RP'li Abdullah Gül'ün de katıldığı dört saatlik görüşme, Altınoluk'taki Elbis Otel'de yapıldı. Otel giderlerini RP'lilerin karşıladığı ortaya çıktı. Görüşme sırasında Le Pen'in "RP kapatdabflir mi?" diye sorduğu, Erbakan'ın ise bu soruya "Böyle bir şeye inanmıyorum. Türkiye'de az da olsa hukuk ve demokrasi vardır. thtilallerde bik mahkemekr doğru karar verebümiştir'' yamtını verdiği bildirildi. Abdullah Gül, iki liderin görüşmesine ilişkin basına yaptığı açıklamalarda, Le Pen'in Türkiye'deki demokrasi eksikliğine dikkat çektığini, "bu tür gelişmelerin demokrasüerde yaşanmaması gerektiğini düşündüğünü" söyledığini bildirdi. Görüşmeden önceki bir hafta süresince Marmaris'te tatil yaptığı belirlenen Le Pen'in, görüşmenin ardından tatilini sürdürdüğü ve Marmaris kıyılannda yatla gezdiği öğrenildi. Başbakan Mesut Yılmaz, Erbakan-Le Pen görüşmesini değerlendirdi ' Aşırdar aşırılarla görüşiir 9 BODRUM (AA) -Başbakan Mesut Yümaz, Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile Fransız, Ulusal.i Cephe Partisi lideri Jean MarieİjePeır» ı arastnda yapıldığı bildirilen görüşmeyle ilgili olarak, "Birbirlerine yakısıyorlar" dedi. Başbakan Yılmaz, seçim tarihi konusunda da en uygun seçim tarihınin ise 1998 sonbahan olduğunu belirtti. Başbakan Mesut Yılmaz, Bodrum'daki yazlık konutunda kabul ettiği gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Yılmaz, Erbakan-Le Pen görüşmesi ile ilgili soruyu, "Ben hiç garipsemedim. Aşınhr, aşınîarla görüşür. Gayet normaL Yakışıyorlar birbirlerine" diye cevaplandırdı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin, kendisine "Zam yapmayın" uyansında bulunup bulunmadığı sorusuna ise "Hayır" karşılığını verdi. Yılmaz, şöyle devam etti: "Zamlar üçe ayntar. Bir, bizden önceki hükümetin zamamnda yapmadığı, bize bıraküğı \e bizim yaprnak zorunda otduğumuz zamlar. Lki, elektrik. akaryakıt gibi konularda dövize bağh olduğu için meçburen yapılan fîyat ayarlamalan. Üçüncüsü de eğhim için ek kaynak yaratmak amacryla yapılan fiyat arüşlandır. Eğitime ek kaynak için yapüğımız zamlar. sadece Tekel mallandır. Bir de Toto, Loto, oto ve ev sanşı gibi insanlann günlük yaşamını doğrudan etkilemeven konulardır. Bunun dışında eğitime katkı için hiçbir maia zam vapdmamışnr. Yapıknayacakbr. Akaryakıt gibi dövize endeksli ürünlere, dövizdeki değer artışına paralel a>arlama yapmazsak. Türkiye'nin dünyaya entegrasyonu Bodrum'daki yazlık konutunda gazetecilerin sorulannı yanrtlayan Başbakan Me- sut Yılmaz, seçim tarihi olarak kendisine göre en uygun tarihin 1998 olduğunu söy- ledL Susurluk olayı konusunda son sözü yargının söyleyeceğini belirten Yılmaz, "Dev- letin bütün kuruluşlan. ellerinde ne bilgi varsa görevlendirdiğûn kişiye vermekle görevlidir. Vermezlerse gereğini yapmak da bana düşer" dedL (Fotoğraf: AA) amacımızı gerçekleştiremeyiz. Dövize bağh bu artışlan akaryakıt, enerji gibi ürünlere yansıtmazsak. özelleştirmede de başansız oluruz." 'RP, el altından organize etti' Başbakan Yılmaz, RP'nin 8 yıllık eğitim yasası konusundaki tutumuyla ilgili soruyu da şöyle cevaplandırdı: "Bu konuda, sokaklarda yapılan eylemler, her yerde cıhz kalabalıklar halinde kakh. RP'nin bu konudaki tuhımu, Meclis'i engelleyerek kanunu geciktirmek şekKnde oldu. Ancak sokaktan medet ummak. demokratik bir partiye yakışmaz. RP, el alnndan özellikle belediy deri aracıbğı ile bu tür sokak hareketierini organize etmistir. Bu da üpik takryyeci bir rutumdur. Kesinİikk devleti karamsarüga ve sokağa yenik düsürmeyeceğiz." Seçim tarihi Başbakan Mesut Yılmaz. seçim tarihi ile ilgili görüşünü açıklarken de kendisine göre en uygun tarihin 1998 sonbahan olduğunu belirtti. ANAP'ın şu anda tek başına seçim takvimi yapabilecek durumda olmadığını kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti: "Bu konuda CHP faktörü var. CHP, seçim takvimi konusunda ya RP ile uzlaşacak ya da bizle. Bize göre seçimin 1998 yüı içinde olması lazım. Bence bu yıl içindeki en uygun zaman, sonbahardır. Eğer sıkıştınlırsa ilkbahar da olabilir. Seçim takvimi konusunda diğer siyasi partilerlc devamh temas haUndeyiz. Şu anda kabul görmese bile, Sayın Baykal ve partisi de, tarih konusunda bizimle aynı noktaya gelecektir. Çiinkü, 'Seçim takvimini 3-5 ay önceye alalım' diye haorhklan tam yapamadan seçime girmenin, Türkiye'ye kazandıracaklanndan çok, kaybettirecekleri otacakur." Başbakan Yılmaz, "CHPGend Başkanı Deniz Baykal'm, seçim takvimiyle biriikte Susurluk olayı konusunda da talebi bulunduğu" konusundaki soruya ise şu karsılığı verdi: "Susurluk konusunda daha önce de söyledim, klare üzerine düşeni yapmadı. Ben. şimdi bu eksikliği tamamuyorum. Dokunuunazhklann kaldırüması kaydrvia son sözü yargrya btrakacağız. De> letin bütün kuruluşlan. ellerinde ne bflgi varsa görevlendirdiğim kişiye vermekle görevlidir. Yermezlerse gereğini yapmak da bana düşer. Teftiş Kurulu. benim görevlendirmemle göreve başladL MİT ve Emniyet dahil bütün kuruluşlar, ne bilgi varsa, Teftiş Kurulu'na iletmek zorundadırr Yılmaz, DYP'li Mehmet Ağar'ın da ANAP'a katılıp katılmayacağına ilişkin soruya da, "Yargı önünde aldanmak kaydıyia herkesi partimize almaya hazmz" dedi. IRMIKI AYDIN ENGÎN Önce susturma haklannı kul- landılar. Susturmanın yöntemi çok. Korkutursunuz; makam, mev- ki, rütbe vaat edersinız; olma- dı gözattına alırsınız, döversi- niz, filistin askısına takarsınız; bir suçu üstüne yıkar mahkûm ettirmeye çabalarsınız. Bütün bunlar da tutmazsa yok eder- siniz. Aynı yolun yolculan, aynı tomanın mallan bunu slogan- laştırmadılarmı: "Ya kan kustu- racağız, ya tam susturacağız!" Gazeteci tanıktır. Çağının ta- nığı. En önce sustuaılması ge- rekendir. Kamerası yalan söy- lemez. Yalanları yalanlar, dü- zenleri yakalar. Susturulacak- sa o sustuaılmalı, mümkün ol- sa (an, bir mümkün olsa) tam susturulmalıdır. Bunu biliyorlardı. Eyüp Spor Salonu'na doldurdukları yüz- lerce kişi arasından "tam sus- turvlması" gerekeni üstlerinin verdiği bilgi ve iliklerine işlemiş sırtlan içgüdüsü ile çabucak buldular. Öldüresiye dövdüler. Öldürdüler. Susturdular. Her katil hata yapar. Onlar da Susma Hakkı - Susturma Hakkı yaptılar. Türkiye'de demokra- sinin gelişmemişliğine, kısrtlan- mışlığına ve kuşatılmışlığına bakıp, demokratlan küçümse- diler, inatçılıklannı ölçemediler, kararlılıklannı kavrayamadılar. Hatalan izlerini sürmeyi ko- laylaştırdı. Atılan her adım ür- küntülerini paniğe dönüştürdü. Zekâlan, kültürieri ve alışkanlık- ları örümcekliydi. Geleneksel yöntemlerle sıyrılmayı denedi- ler. Ömeğin Memurin Muhake- matı Kanunu'nun adı kadar küfiü maddeleri ardına sakla- narak paçayı ve yakayı kurta- rabileceklerinl sandılar. Mahke- melerde "...nüfus kayıtlannın gelmediği görüldü. Nüfus ka- yıtlannın gönderilmesi için ilgi- li nüfus dairelerine te'kiden müzekkere yazılmasına, bu se- beple dunjşmanın çıkmazayın son çarşambasına bırakılması- na..." diye btten ara kararlann yeterli korunağı sağlayacağını umdular. Davanın Istanbul'dan gü- venlik gerekçesiyle Aydın'a ak- tanlmasından medet umdular. Metin Göktepe'nin izini süren, kanının hesabını soranlann yı- lacağını, Istanbul'lardan kalkıp taa Aydın'lara gidemeyeceğinı sandılar. Yanıldıklannı çabuk gördüler. Bu kez Aydın'daki mahkeme salonunun yakınında okul bu- lunduğunu, bu kadar yakında okul bulunmasının duruşmala- nn güvenliğini tehlikeye soka- cağını söylediler; dava dosya- sını bu kez de Afyon'a taşıdılar. Söylediklerine sadece kendile- ri inandı. Afyon'daki mahkeme salonunun iki yanında ve ardın- da bir ilkokul, bir imam-hatip li- sesi, bir de yüksekokul bulun- duğunu kimseler fark etmez sandılar. Fark edenler gülüp geçtiler. Aynntılarla uğraşmayacak, ağaçlara bakıp ormanda kay- bolmayacak kadar gelişkindi- ler. Yakalanacak halka, katille- rin yargıç karşısına çıkanlma- lanydı. Yargı, katilleri cezalan- dırmalı, cezalandıramazsa, bir daha yargı bağımsızlığından, hukuk devletinden söz edile- memeliydi. Alışageldikleri yöntemler bi- rer birer çökünce, sığındıklan zımlar birer birer delinince ça- reyi saklanmakta buldular. Saklanmak yasadışı bir eyle- mi kabullenmektir. Saklandılar. Sinirli gülüşleri sıntmaya, sırtlan gülümsemesine dönüştü. Poli- sin kendi gibi düşünmeyenleri engellemeye değil, sadece ve sadece yasaları çiğneyenleri engellemeye yetkili olduğunu zavallı beyincikleri birtürlü kav- rayamıyordu. Birzamanlarsırt- lannı sıvazlayan şeflerin, politi- kacı desteklerin birer ikişer sı- vıştığını gördükçe panikleri art- tı. Sonunda gerilemenin sonu- na geldiler. Sırtlan duvara da- yandı. Son çare olarak susma haklannı kullandıklannı söyle- mek akıllanna geldi. Hani sor- guya aldıklan kullanmaya kalk- tığında sadist gülücüklerle ya- nıtladıklan susma hakkını... Bir dahaki duruşmada yeni oyalama teknikleri fısıldanacak kulaklanna. Öğretileni eğreti cümlelerie yargıçlara aktarma- ya çabalayacaklar. Kendileri susma haklannı kullanırlarken susmayan, sesini yükselten demokratlan gördükçe için için kuduracaklar. Belki de anımsamaktan ve somrıaktan kendilerini alama- yacaklar. Alanlarda coplaria ez- dikleri gencecik insanlann; öl- düresiye dövdükleri ve döve- rek öldürdükleri insanlann "Susma! Sustukça sıra sana gelecek!" haykınşlannı anım- sayacaklar. Çocuklanna; sor- guda ser verip sır vermeyen yi- ğidin susuşunu değil, yargıç karşısında ağzını açsa "Evet ben öldürdüm. öldürenlerden biri de bendim" demekten öte uman kalmamış katillerin susu- şunu miras bıraktıklannı ister istemez fark edecekler. Bu ar- tık biliniyor. Bilinmeyen.. bundan utanıp utanmayacaklan... POLİTİKA GUM.UGU HİKMET ÇETİNKAYA Örgüt... Kudbettin Gök Metris Cezaevi'nde yatarken, üniversite sınavlanna giriyor ve matematik birinci- sinden fazla puan aldığı saptanıyor... Sonra ne oluyor? Kudbettin Gök'ün kopya çektiği ya da birilerinin ona yardım ettiği bilgisayar aracılığıyla anlaşılıyor... Sınav Metris Cezaevi'nde yapılıyor ama, Kudbet- tin'e birileri yardımcı oluyor... Haberi gazetelerde okuyunca birden aklıma isla- mi Hareket Örgütü geldi. Ardından da Irfan Çağncı adını anımsadım ne- dense... Kudbettin Gök, RP Batman Belediye Başkanı Sa- lih Gök'ün oğlu... O zaman Irfan Çağncı kim? Polis kayrtlannda îrfan Çağncı şöyle anlatılıyor: "Irfan Çağncı ile Kudbettin Gök aynı örgütün 'vu- rucu timi'nde görevli... Elimizdeki 'resmi bilgilere' bakıyoruz... Şöyle deniliyor "Türkiye'de 1983yılında kurulan Hizbullah'ın Hü- seyin Galip kod adıyla 'genel emir'i seçilen Irfan Çağncı, 1987 sonbaharından itibaren Istanbul'da çeşitli eylemleri yönetti ve bunlara bizzat katıldı..." 1984 yılından ben aranan Irfan Çağncı tam 12 yıl sonra Istanbul'da yakalandı... Acaba Hizbullah kökenli Islami Hareket Örgütü'ne yönelik ilk operasyon ne zaman yapıldı? 23Ocak1993'te... Uğur Mumcu ne zaman öldürüldü? 24 Ocak 19931e; yani bir gün sonra... Irfan Çağncı, örgütü vurucu güç haline hangi ta- rihte getirdi? 1987'de Batman'da Ekrem Baytap'la biriikte... Irfan Çağncı, Çetin Emeç'i öldüren dört kişilik ekipte var mıydı? Evet... Ama şimdi inkâr ediyor... Kudbettin Gök'ün görevi neydi? O da 'teMrç/'ydi ve pek çok olaya kanşmıştı... ••• 5 Haziran 1994'te Izmir'defidyeci bir örgüt yaka- landığında şeriatçı gazeteler haberi şöyle vermişler- di: "Sözde Islami Hareket militanları!.." Izmir'deki Islami Hareket Örgütü'nün başında kim vardı? Rıdvan Çağncı... Bu kişi, Irfan'ın kardeşiydi... Rıdvan Çağncı'nın evinde 'MİT sahte kimlikleri bulundu mu? Evet! MİT kimliklerinde adı geçenler, gerçekten MİT mensubu muydu? Öyle!.. Islami Hareket Örgütü üyeleri bu kişileri nereden tanıyortardı? Işte bugüne dek yanıt alınamamış bir spru olarak kaldı 'MİTmensuplan'ru Islami Hareket Örgütü mi- litarlannın nasıl tanıdığı... Islami Hareket Örgütü militanları başta belirttiği- miz gibi Hizbullah'ın Türkiye kolu olarak ortaya çık- mıştır. Doğum yeri Batman olan bu örgüt 1987'de Islami Hareket Örgütü adını almıştır... Bugün Güneydoğu'dafaili meçhullerin en yoğun olduğu il Batman değil midir? 1991-95 yıllan ara- sında yüzlerce cinayet işlenen Batman'da bu örgü- tün PKK'ye karşı kullanıldığı doğru değil midir? Kudbettin Gök, Metris Cezaevi'nde nasıl kopya çeker? Bu olanaksızdır... O zaman bir soru: "Kudbettin sınava girdiğinde yanında kim vardı, sınav gözetmeninin adı neydi? Diyarbakır'da kadınlann kollannı, kulaklannı, bu- runlannı satıria kesen, öldüren, camileri silahlt ör- güt yuvasına çeviren 'dinci örgüt'ün devlet içinde yandaşlan olup olmadığı araştınlıyor mu?" • • • Hizbullah, Islami Hareket ve İBDA-C militanlan ve sempatizanlannın kimi kamu kuruluşlannda memur olarak çalıştığı, SSK, Defterdarlık, Maliye, Tanm İl Müdüriüklerinden 'kadrolu' olduklan, yine kimı yer- lerde 'sözleşmelipersonel' olarak görev aldıklan bi- linen birgerçek... Şeriatçı örgüt militanlarının yakalandıklarında 'devlet memuru' oldukları öğrenilmiyor mu? Öğre- niliyori Pek çok bombalama eylemine katılan, son- ra da yakalanan bu kişilerin 'hangigazetelehe' ya- kın ilişkide olduklan saptanmıyor mu? saptanıyor!.. Islami Hareket ve diğeryasadışı şeriatçı örgüt mi- litanlannın 'devlet içinde örgütlü çetelerle' bağlan- tısı var mı? Acaba, Güneydoöu'da kaç korucunun Hizbullah, Islami Hareket ve IBDA-C ile ilişkisi vardır, cami imamlan örgüt üyelerine ne gibi olanaklar tanımak- tadır? Şeriatçı yapılanmanın en yoğun olduğu Ana- dolu üniversitelerindeki kimi öğretim üyelerinin ya- sadışı dinci örgütlerle bağlantılan hiç araştırılmış mı- dır? Işte yanrtlanması gereken sorular bunlardır... Elbet, Kudbettin Gök birilerinden kopya aldı. Önemli olan kopya veren gücün kimden destek aldığıdır... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Koyıp çantada adres bilmecesi Tuğrul Türkeş üvey annesini suçladı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - MHP lideri Alparslan Türkeş'in oğ- lu Tuğrul Türkeş, Türk Kurultayı için toplanan 625 bin mark tutanndaki dövizin ilgililerin eline geçmediğini belirtirken, isim vermeden üvey an- nesi Seval Türkeş'i adres gösterdi. Tuğrul Türkeş, "Babam Almanya dönü- şünden sonra bir gece ev- de kaldı. Ertesi gün Amasya'ya gitti. Çanta yoktu" dedi. Ülkücülerin lideri Al- paslan Türkeş'in ölümü- nün ardından aile içinde başlayan miras kavgası ve ilk evliliğinden olan çocuklannın kendilerine kalan maivarlığını parti- ye devretmesinin ardın- dan şimdi de "kayıp çan- ta"olayı gündeme geldi. Tuğrul Türkeş, açıkla- malannda üvey annesi- nin adını kullanmaktan çekinirken, MHP'lı yö- neticiler, "Bu konu par- ti\i ilgilendirmez. Ailevi bir konudur" açıklama- sını yaptılar. Tuğrul Tür- keş. kayıp çanta konusu- nun 4 ay önce gündeme geldiğini, ancak yoğun bir dönemden geçtiği için konuyla ilgilenmedi- ğini söyledi. Tuğrul Türkeş, Cum- huriyet'in kayıp çanta konusundaki sorulannı yanıtlarken, "Nesöyleye- yim. Çanta olayı doğru- dur. Bu dönemde baş- kanhk seçimleri olduğu için ilgilenmedik. Babam Almanya dönüşü evde kaldı. Ertesi gün Amas- ya'ya gitti. Giderken çan- tası yoktu. Yorumu size bırakıyorum" diye ko- nuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle