Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Donanma'da
devir teslim
töraıi
• Haber Merkezi - Denız
Kuvvet Komutanlığı'na
atanan Donanma
Komutanı Oramıral Salim
Dervişoğlu, görevıni
Koramiral llhami Erdil'e
törenle devretti. Törende
konuşan Denız Kuvvetleri
Komutanı Oramiral Güven
Erkaya, Dervişoğtu'nun
görevde kaldığı sürede
önemli hizmetler \erdiğini,
donanmanın 33. komutanı
olarak atanmasının gurur
verici olduğunu kaydetti.
Yozgat'ta
uyuşturucu
operasyonlam
• YOZGAT
(Cumhııriyet) - Doğu-Batı,
Güney-Kuzey bağlantılı
transit yollannın kesiştiği
noktada yer alan Yozgat'ta,
öncekı yıllara oranla bu yıl
esrar hammaddesı dişi
hıntkeneviri ekiminin
yoğun olarak görülmesi,
Genelkurmay ve Emniyet
Genel Müdûrlüğü narkotik
birimlerini de harekete
geçirdi. Son bir buçuk
ayda yapılan
operasyonlarda Yozgat'ta
391 bınkökdişi
hintkeneviri bulunarak
imha edildiği ve 129
kişinin gözaltına alındığı
bildirildi.
Kadro yasası
cıkarılsın'
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kiiltür Bakanı tstemıhan
Talay, kadro açığını
gidermek için 150 geçici
işçi aldıklannı bildirdi.
Talay, personel sayısının
yetersiz olduğunu
belirterek Kültür Bakanlığı
Kadro Yasası'nın bir an
önce çıkanlması
gerektiğini söyledı. Talay,
bakanlıkta 1700 kadro
açığı bulunduğunu
belirterek "Geçici işçi
alımı tamamlandı.
Gereksinim duyulan
yor ]e r e atamalar yapıldı.
Ancak kadro alamadığımız
için önemli görevlere
geçici işçi yerleştirmek
zorunda kalıyoruz" dedi.
MHP İstanbul
il kongresi
• tstanbul Haber Servisi -
MHP'nin İstanbul 11
Kongresi bugün saat
10.00'daBurhanFelek
Spor Salonu'nda
gerçekleştirilecek. tstanbul
tl Başkanlığı için yanşacak
8 aday arasında Osman
Ceylan, Mehmet Gül ve
Halit Kanak'ın ıddialı
olduklan öğrenildi.
Kongrenin diğer
adaylannın ise Ahmet
Çapan. Mustafa Çakıroğlu,
Celal Bayar, Fahrettin
Taşkın olduğu bildirildi.
Baro işgali
davası
• İstanbul Haber Servisi -
istanbul Barosu'nu işgal
ederek 3'ü stajyer 8 avukat
ile 20 personeli 4 saat
süreyle rehin tutan ve
yasadışı örgüt üyesi
olduklan öne sürülen 6'sı
rutuklu 8 saruğın
yargılanmasına devam
edildi. Dava dosyasmın
karar aşamasında
olduğunu belirten
mahkeme heyeti,
Ümraniye Cezaevi'nde
bulunan tutuklu sanıkların
duruşmaya katılmamalan
nedeniyle karan
açıklamanm mümkün
olmadığını bildirdi.
Bektrik
kesintisi
• İstanbul Haber Servisi -
Boğaziçi Elektrik Dağıtım
AŞ, trafo merkezlerinde
yapılacak çalışmalar
nedeniyle Ayazağa
Cendere Yolu'na 2 ayn
gûnde 10'ar saat süreyle
elektrik venlemeyeceğini
bildirdi. Sanyer
tşletme Müdürlüğü
bölgesindeki trafo
merkezlennde abonelere
daha iyi enerji hizmeti
sunabilmek için yapılacak
çalışmalar nedeniyle, 23
ağustos cumartesi günü ve
27 ağustos çarşamba günü
Ayazağa Cendere Yolu'na
08.00-18.00 saatleri
arasında elektrik
verilemeyeceği kaydedildi.
Açıklamada çalışmalann
erken bitirilmesi
durumunda, belirtilen
saatlerden erken
elektrik verilebileceği
ifade edildi.
Adnan Keskin, Ankara Kırkkonaklar semtinde bir bakkal dükkâruru ziyaret etti. Keskin veresiye defterini incekdL
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin'den hükümete zam tepkisi
'Sandıkta sekize katlanacaklar'
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-CHP
Genel Sekreteri
Adnan Keskin, 55.
hükümetın 8 yıllık kesintisiz zorunlu
eğitim gerekçesiyle yaptığı zammı
eleştirerek "Halkı zamlaria sekize
çevirenkri, halk da sandıkta 8'e
kaüayacakar" dedi. Ankara
Kırkkonaklar semtinde bir bakkal
dükkânını ziyaret ederek veresiye
defterini inceleyen Keskin, burada
birbasın toplantısı düzenledi.
Keskin, 55. hükümetin işbaşına
geldiği günden bu yana tek icraatının
sağanak gibi zam yapmak olduğunu
söyledı. Zamlann ardından yapılan
"ufak tefek ayariama, incc ayar" gibi
değerlendirmelerle halkla alay
edildiğini öne süren Keskin,
şöyle konuştu: "ÖzeUikk kendini
sosyal demokrasinin tek temsilcisi gibi
gören hükümet ortağının liderinin
'ufak tefek ayariama'
değeıiendirmesi en hafif deyimryle
pişkinliktir. ay mazlıkür.
Deli Dumrul vergileri gibi vergifcri
halkın sırtına yükleyerek, RP'nin
güçlenmesine RP'den daha fazla
katkı yapmaktadır. Eğitim yerine
halkı sekize benzetmişlerdir. Aç
insanın 8 yıllık eğhimle bir şey
kazanması mümkün müdür? 8 ydı
gerekçe göstererek halkı sekize
çev irenleri halk sandıkta sekize
katiayacaktır.""
Keskin, Kuran kurslan
yönetmenliğinde yapılan değişiklikle
hükümetin halka. demokrasiye ve
TBMM'ye saygısızlık yaptığını öne
sürerek, "Hükümet anayasa suçu
işiemiştir, bu düzenlemeyi iptal etmek
için her türlû yasal yola
başvuracağız" dedi. Keskin'in basın
toplantısı sırasında ellerinde,
akaryakıt, ekmek, un, şeker ve
sigaraya yapılan zam oranlan
yazılı pankartlar taşıyan
CHP gençlik kollan üyesi gençler
zamlan protesto ettiler.
RP, faşist
Le Pen'in
masraflaımı
ödedi
İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
RP lideri Necmettin Erbakan'm
Altınoluk'ta Fransa'mn ırkçı lideri Le
Pen ile görüşmesi tepkilere neden
oldu. Le Pen'in, tatil yaptığı
Marmaris'ten tekneyle Ayvalık'a
geldiği ve oradan da Erbakan'm özel
aracıyla Altınoluk'a geçtiği
belirlendi. Le Pen'in, geçen pazartesi
günü Erbakan'la görüşmesinin
ardından Marmaris'e geri dönerek
tatilini sürdürdüğü öğrenildi.
Fransa'mn ırkçı Ulusal Cephe Partisi
lideri Jean Marie Le Pen'in isteği
ûzerine gerçekleştiği belirlenen
görüşmede, Refah Partisi'nin
kapatılması konusunun ve son siyasi
gelişmelerin ele alındığı öğrenildi.
RP'li Abdullah Gül'ün de katıldığı
dört saatlik görüşme, Altınoluk'taki
Elbis Otel'de yapıldı. Otel giderlerini
RP'lilerin karşıladığı ortaya çıktı.
Görüşme sırasında Le Pen'in "RP
kapatdabflir mi?" diye sorduğu,
Erbakan'ın ise bu soruya "Böyle bir
şeye inanmıyorum. Türkiye'de az da
olsa hukuk ve demokrasi vardır.
thtilallerde bik mahkemekr doğru
karar verebümiştir'' yamtını verdiği
bildirildi. Abdullah Gül, iki liderin
görüşmesine ilişkin basına yaptığı
açıklamalarda, Le Pen'in Türkiye'deki
demokrasi eksikliğine dikkat
çektığini, "bu tür gelişmelerin
demokrasüerde yaşanmaması
gerektiğini düşündüğünü" söyledığini
bildirdi.
Görüşmeden önceki bir hafta
süresince Marmaris'te tatil yaptığı
belirlenen Le Pen'in, görüşmenin
ardından tatilini sürdürdüğü ve
Marmaris kıyılannda yatla gezdiği
öğrenildi.
Başbakan Mesut Yılmaz, Erbakan-Le Pen görüşmesini değerlendirdi
' Aşırdar aşırılarla görüşiir
9
BODRUM (AA) -Başbakan Mesut
Yümaz, Refah Partisi Genel Başkanı
Necmettin Erbakan ile Fransız, Ulusal.i
Cephe Partisi lideri Jean MarieİjePeır» ı
arastnda yapıldığı bildirilen görüşmeyle
ilgili olarak, "Birbirlerine yakısıyorlar"
dedi. Başbakan Yılmaz, seçim tarihi
konusunda da en uygun seçim tarihınin
ise 1998 sonbahan olduğunu belirtti.
Başbakan Mesut Yılmaz, Bodrum'daki
yazlık konutunda kabul ettiği
gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Yılmaz,
Erbakan-Le Pen görüşmesi ile ilgili
soruyu, "Ben hiç garipsemedim. Aşınhr,
aşınîarla görüşür. Gayet normaL
Yakışıyorlar birbirlerine" diye
cevaplandırdı.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirerin, kendisine "Zam yapmayın"
uyansında bulunup bulunmadığı
sorusuna ise "Hayır" karşılığını verdi.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Zamlar üçe ayntar. Bir, bizden önceki
hükümetin zamamnda yapmadığı, bize
bıraküğı \e bizim yaprnak zorunda
otduğumuz zamlar. Lki, elektrik.
akaryakıt gibi konularda dövize bağh
olduğu için meçburen yapılan fîyat
ayarlamalan. Üçüncüsü de eğhim için ek
kaynak yaratmak amacryla yapılan fiyat
arüşlandır. Eğitime ek kaynak için
yapüğımız zamlar. sadece Tekel
mallandır. Bir de Toto, Loto, oto ve ev
sanşı gibi insanlann günlük yaşamını
doğrudan etkilemeven konulardır. Bunun
dışında eğitime katkı için hiçbir maia zam
vapdmamışnr. Yapıknayacakbr.
Akaryakıt gibi dövize endeksli
ürünlere, dövizdeki değer artışına
paralel a>arlama yapmazsak.
Türkiye'nin dünyaya entegrasyonu
Bodrum'daki yazlık konutunda gazetecilerin sorulannı yanrtlayan Başbakan Me-
sut Yılmaz, seçim tarihi olarak kendisine göre en uygun tarihin 1998 olduğunu söy-
ledL Susurluk olayı konusunda son sözü yargının söyleyeceğini belirten Yılmaz, "Dev-
letin bütün kuruluşlan. ellerinde ne bilgi varsa görevlendirdiğûn kişiye vermekle
görevlidir. Vermezlerse gereğini yapmak da bana düşer" dedL (Fotoğraf: AA)
amacımızı gerçekleştiremeyiz. Dövize
bağh bu artışlan akaryakıt, enerji gibi
ürünlere yansıtmazsak. özelleştirmede
de başansız oluruz."
'RP, el altından organize etti'
Başbakan Yılmaz, RP'nin 8 yıllık eğitim
yasası konusundaki tutumuyla ilgili
soruyu da şöyle cevaplandırdı: "Bu
konuda, sokaklarda yapılan eylemler, her
yerde cıhz kalabalıklar halinde kakh.
RP'nin bu konudaki tuhımu, Meclis'i
engelleyerek kanunu geciktirmek şekKnde
oldu. Ancak sokaktan medet ummak.
demokratik bir partiye yakışmaz. RP, el
alnndan özellikle belediy deri aracıbğı ile
bu tür sokak hareketierini organize
etmistir. Bu da üpik takryyeci bir
rutumdur. Kesinİikk devleti karamsarüga
ve sokağa yenik düsürmeyeceğiz."
Seçim tarihi
Başbakan Mesut Yılmaz. seçim tarihi ile
ilgili görüşünü açıklarken de kendisine
göre en uygun tarihin 1998 sonbahan
olduğunu belirtti.
ANAP'ın şu anda tek başına seçim
takvimi yapabilecek durumda olmadığını
kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu konuda CHP faktörü var. CHP,
seçim takvimi konusunda ya RP ile
uzlaşacak ya da bizle. Bize göre seçimin
1998 yüı içinde olması lazım.
Bence bu yıl içindeki en uygun zaman,
sonbahardır. Eğer sıkıştınlırsa ilkbahar
da olabilir. Seçim takvimi konusunda
diğer siyasi partilerlc devamh temas
haUndeyiz. Şu anda kabul görmese bile,
Sayın Baykal ve partisi de, tarih
konusunda bizimle aynı noktaya
gelecektir. Çiinkü, 'Seçim takvimini 3-5
ay önceye alalım' diye haorhklan tam
yapamadan seçime girmenin, Türkiye'ye
kazandıracaklanndan çok,
kaybettirecekleri otacakur."
Başbakan Yılmaz, "CHPGend
Başkanı Deniz Baykal'm, seçim
takvimiyle biriikte Susurluk olayı
konusunda da talebi bulunduğu"
konusundaki soruya ise şu
karsılığı verdi:
"Susurluk konusunda daha önce de
söyledim, klare üzerine düşeni yapmadı.
Ben. şimdi bu eksikliği tamamuyorum.
Dokunuunazhklann kaldırüması
kaydrvia son sözü yargrya btrakacağız.
De> letin bütün kuruluşlan. ellerinde ne
bflgi varsa görevlendirdiğim kişiye
vermekle görevlidir. Yermezlerse gereğini
yapmak da bana düşer. Teftiş Kurulu.
benim görevlendirmemle göreve başladL
MİT ve Emniyet dahil bütün kuruluşlar,
ne bilgi varsa, Teftiş Kurulu'na iletmek
zorundadırr
Yılmaz, DYP'li Mehmet Ağar'ın da
ANAP'a katılıp katılmayacağına ilişkin
soruya da, "Yargı önünde aldanmak
kaydıyia herkesi partimize almaya
hazmz" dedi.
IRMIKI AYDIN ENGÎN
Önce susturma haklannı kul-
landılar.
Susturmanın yöntemi çok.
Korkutursunuz; makam, mev-
ki, rütbe vaat edersinız; olma-
dı gözattına alırsınız, döversi-
niz, filistin askısına takarsınız;
bir suçu üstüne yıkar mahkûm
ettirmeye çabalarsınız. Bütün
bunlar da tutmazsa yok eder-
siniz. Aynı yolun yolculan, aynı
tomanın mallan bunu slogan-
laştırmadılarmı: "Ya kan kustu-
racağız, ya tam susturacağız!"
Gazeteci tanıktır. Çağının ta-
nığı. En önce sustuaılması ge-
rekendir. Kamerası yalan söy-
lemez. Yalanları yalanlar, dü-
zenleri yakalar. Susturulacak-
sa o sustuaılmalı, mümkün ol-
sa (an, bir mümkün olsa) tam
susturulmalıdır.
Bunu biliyorlardı. Eyüp Spor
Salonu'na doldurdukları yüz-
lerce kişi arasından "tam sus-
turvlması" gerekeni üstlerinin
verdiği bilgi ve iliklerine işlemiş
sırtlan içgüdüsü ile çabucak
buldular. Öldüresiye dövdüler.
Öldürdüler.
Susturdular.
Her katil hata yapar. Onlar da
Susma Hakkı - Susturma Hakkı
yaptılar. Türkiye'de demokra-
sinin gelişmemişliğine, kısrtlan-
mışlığına ve kuşatılmışlığına
bakıp, demokratlan küçümse-
diler, inatçılıklannı ölçemediler,
kararlılıklannı kavrayamadılar.
Hatalan izlerini sürmeyi ko-
laylaştırdı. Atılan her adım ür-
küntülerini paniğe dönüştürdü.
Zekâlan, kültürieri ve alışkanlık-
ları örümcekliydi. Geleneksel
yöntemlerle sıyrılmayı denedi-
ler. Ömeğin Memurin Muhake-
matı Kanunu'nun adı kadar
küfiü maddeleri ardına sakla-
narak paçayı ve yakayı kurta-
rabileceklerinl sandılar. Mahke-
melerde "...nüfus kayıtlannın
gelmediği görüldü. Nüfus ka-
yıtlannın gönderilmesi için ilgi-
li nüfus dairelerine te'kiden
müzekkere yazılmasına, bu se-
beple dunjşmanın çıkmazayın
son çarşambasına bırakılması-
na..." diye btten ara kararlann
yeterli korunağı sağlayacağını
umdular.
Davanın Istanbul'dan gü-
venlik gerekçesiyle Aydın'a ak-
tanlmasından medet umdular.
Metin Göktepe'nin izini süren,
kanının hesabını soranlann yı-
lacağını, Istanbul'lardan kalkıp
taa Aydın'lara gidemeyeceğinı
sandılar.
Yanıldıklannı çabuk gördüler.
Bu kez Aydın'daki mahkeme
salonunun yakınında okul bu-
lunduğunu, bu kadar yakında
okul bulunmasının duruşmala-
nn güvenliğini tehlikeye soka-
cağını söylediler; dava dosya-
sını bu kez de Afyon'a taşıdılar.
Söylediklerine sadece kendile-
ri inandı. Afyon'daki mahkeme
salonunun iki yanında ve ardın-
da bir ilkokul, bir imam-hatip li-
sesi, bir de yüksekokul bulun-
duğunu kimseler fark etmez
sandılar.
Fark edenler gülüp geçtiler.
Aynntılarla uğraşmayacak,
ağaçlara bakıp ormanda kay-
bolmayacak kadar gelişkindi-
ler. Yakalanacak halka, katille-
rin yargıç karşısına çıkanlma-
lanydı. Yargı, katilleri cezalan-
dırmalı, cezalandıramazsa, bir
daha yargı bağımsızlığından,
hukuk devletinden söz edile-
memeliydi.
Alışageldikleri yöntemler bi-
rer birer çökünce, sığındıklan
zımlar birer birer delinince ça-
reyi saklanmakta buldular.
Saklanmak yasadışı bir eyle-
mi kabullenmektir. Saklandılar.
Sinirli gülüşleri sıntmaya, sırtlan
gülümsemesine dönüştü. Poli-
sin kendi gibi düşünmeyenleri
engellemeye değil, sadece ve
sadece yasaları çiğneyenleri
engellemeye yetkili olduğunu
zavallı beyincikleri birtürlü kav-
rayamıyordu. Birzamanlarsırt-
lannı sıvazlayan şeflerin, politi-
kacı desteklerin birer ikişer sı-
vıştığını gördükçe panikleri art-
tı.
Sonunda gerilemenin sonu-
na geldiler. Sırtlan duvara da-
yandı. Son çare olarak susma
haklannı kullandıklannı söyle-
mek akıllanna geldi. Hani sor-
guya aldıklan kullanmaya kalk-
tığında sadist gülücüklerle ya-
nıtladıklan susma hakkını...
Bir dahaki duruşmada yeni
oyalama teknikleri fısıldanacak
kulaklanna. Öğretileni eğreti
cümlelerie yargıçlara aktarma-
ya çabalayacaklar. Kendileri
susma haklannı kullanırlarken
susmayan, sesini yükselten
demokratlan gördükçe için için
kuduracaklar.
Belki de anımsamaktan ve
somrıaktan kendilerini alama-
yacaklar. Alanlarda coplaria ez-
dikleri gencecik insanlann; öl-
düresiye dövdükleri ve döve-
rek öldürdükleri insanlann
"Susma! Sustukça sıra sana
gelecek!" haykınşlannı anım-
sayacaklar. Çocuklanna; sor-
guda ser verip sır vermeyen yi-
ğidin susuşunu değil, yargıç
karşısında ağzını açsa "Evet
ben öldürdüm. öldürenlerden
biri de bendim" demekten öte
uman kalmamış katillerin susu-
şunu miras bıraktıklannı ister
istemez fark edecekler. Bu ar-
tık biliniyor.
Bilinmeyen.. bundan utanıp
utanmayacaklan...
POLİTİKA GUM.UGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Örgüt...
Kudbettin Gök Metris Cezaevi'nde yatarken,
üniversite sınavlanna giriyor ve matematik birinci-
sinden fazla puan aldığı saptanıyor...
Sonra ne oluyor?
Kudbettin Gök'ün kopya çektiği ya da birilerinin
ona yardım ettiği bilgisayar aracılığıyla anlaşılıyor...
Sınav Metris Cezaevi'nde yapılıyor ama, Kudbet-
tin'e birileri yardımcı oluyor...
Haberi gazetelerde okuyunca birden aklıma isla-
mi Hareket Örgütü geldi.
Ardından da Irfan Çağncı adını anımsadım ne-
dense...
Kudbettin Gök, RP Batman Belediye Başkanı Sa-
lih Gök'ün oğlu...
O zaman Irfan Çağncı kim?
Polis kayrtlannda îrfan Çağncı şöyle anlatılıyor:
"Irfan Çağncı ile Kudbettin Gök aynı örgütün 'vu-
rucu timi'nde görevli...
Elimizdeki 'resmi bilgilere' bakıyoruz...
Şöyle deniliyor
"Türkiye'de 1983yılında kurulan Hizbullah'ın Hü-
seyin Galip kod adıyla 'genel emir'i seçilen Irfan
Çağncı, 1987 sonbaharından itibaren Istanbul'da
çeşitli eylemleri yönetti ve bunlara bizzat katıldı..."
1984 yılından ben aranan Irfan Çağncı tam 12 yıl
sonra Istanbul'da yakalandı...
Acaba Hizbullah kökenli Islami Hareket Örgütü'ne
yönelik ilk operasyon ne zaman yapıldı?
23Ocak1993'te...
Uğur Mumcu ne zaman öldürüldü?
24 Ocak 19931e; yani bir gün sonra...
Irfan Çağncı, örgütü vurucu güç haline hangi ta-
rihte getirdi?
1987'de Batman'da Ekrem Baytap'la biriikte...
Irfan Çağncı, Çetin Emeç'i öldüren dört kişilik
ekipte var mıydı?
Evet... Ama şimdi inkâr ediyor...
Kudbettin Gök'ün görevi neydi?
O da 'teMrç/'ydi ve pek çok olaya kanşmıştı...
•••
5 Haziran 1994'te Izmir'defidyeci bir örgüt yaka-
landığında şeriatçı gazeteler haberi şöyle vermişler-
di:
"Sözde Islami Hareket militanları!.."
Izmir'deki Islami Hareket Örgütü'nün başında kim
vardı?
Rıdvan Çağncı...
Bu kişi, Irfan'ın kardeşiydi...
Rıdvan Çağncı'nın evinde 'MİT sahte kimlikleri
bulundu mu?
Evet!
MİT kimliklerinde adı geçenler, gerçekten MİT
mensubu muydu?
Öyle!..
Islami Hareket Örgütü üyeleri bu kişileri nereden
tanıyortardı?
Işte bugüne dek yanıt alınamamış bir spru olarak
kaldı 'MİTmensuplan'ru Islami Hareket Örgütü mi-
litarlannın nasıl tanıdığı...
Islami Hareket Örgütü militanları başta belirttiği-
miz gibi Hizbullah'ın Türkiye kolu olarak ortaya çık-
mıştır. Doğum yeri Batman olan bu örgüt 1987'de
Islami Hareket Örgütü adını almıştır...
Bugün Güneydoğu'dafaili meçhullerin en yoğun
olduğu il Batman değil midir? 1991-95 yıllan ara-
sında yüzlerce cinayet işlenen Batman'da bu örgü-
tün PKK'ye karşı kullanıldığı doğru değil midir?
Kudbettin Gök, Metris Cezaevi'nde nasıl kopya
çeker?
Bu olanaksızdır...
O zaman bir soru:
"Kudbettin sınava girdiğinde yanında kim vardı,
sınav gözetmeninin adı neydi?
Diyarbakır'da kadınlann kollannı, kulaklannı, bu-
runlannı satıria kesen, öldüren, camileri silahlt ör-
güt yuvasına çeviren 'dinci örgüt'ün devlet içinde
yandaşlan olup olmadığı araştınlıyor mu?"
• • •
Hizbullah, Islami Hareket ve İBDA-C militanlan ve
sempatizanlannın kimi kamu kuruluşlannda memur
olarak çalıştığı, SSK, Defterdarlık, Maliye, Tanm İl
Müdüriüklerinden 'kadrolu' olduklan, yine kimı yer-
lerde 'sözleşmelipersonel' olarak görev aldıklan bi-
linen birgerçek...
Şeriatçı örgüt militanlarının yakalandıklarında
'devlet memuru' oldukları öğrenilmiyor mu? Öğre-
niliyori Pek çok bombalama eylemine katılan, son-
ra da yakalanan bu kişilerin 'hangigazetelehe' ya-
kın ilişkide olduklan saptanmıyor mu? saptanıyor!..
Islami Hareket ve diğeryasadışı şeriatçı örgüt mi-
litanlannın 'devlet içinde örgütlü çetelerle' bağlan-
tısı var mı?
Acaba, Güneydoöu'da kaç korucunun Hizbullah,
Islami Hareket ve IBDA-C ile ilişkisi vardır, cami
imamlan örgüt üyelerine ne gibi olanaklar tanımak-
tadır? Şeriatçı yapılanmanın en yoğun olduğu Ana-
dolu üniversitelerindeki kimi öğretim üyelerinin ya-
sadışı dinci örgütlerle bağlantılan hiç araştırılmış mı-
dır?
Işte yanrtlanması gereken sorular bunlardır...
Elbet, Kudbettin Gök birilerinden kopya aldı.
Önemli olan kopya veren gücün kimden destek
aldığıdır...
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Koyıp çantada adres bilmecesi
Tuğrul Türkeş üvey
annesini suçladı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - MHP lideri
Alparslan Türkeş'in oğ-
lu Tuğrul Türkeş, Türk
Kurultayı için toplanan
625 bin mark tutanndaki
dövizin ilgililerin eline
geçmediğini belirtirken,
isim vermeden üvey an-
nesi Seval Türkeş'i adres
gösterdi. Tuğrul Türkeş,
"Babam Almanya dönü-
şünden sonra bir gece ev-
de kaldı. Ertesi gün
Amasya'ya gitti. Çanta
yoktu" dedi.
Ülkücülerin lideri Al-
paslan Türkeş'in ölümü-
nün ardından aile içinde
başlayan miras kavgası
ve ilk evliliğinden olan
çocuklannın kendilerine
kalan maivarlığını parti-
ye devretmesinin ardın-
dan şimdi de "kayıp çan-
ta"olayı gündeme geldi.
Tuğrul Türkeş, açıkla-
malannda üvey annesi-
nin adını kullanmaktan
çekinirken, MHP'lı yö-
neticiler, "Bu konu par-
ti\i ilgilendirmez. Ailevi
bir konudur" açıklama-
sını yaptılar. Tuğrul Tür-
keş. kayıp çanta konusu-
nun 4 ay önce gündeme
geldiğini, ancak yoğun
bir dönemden geçtiği
için konuyla ilgilenmedi-
ğini söyledi.
Tuğrul Türkeş, Cum-
huriyet'in kayıp çanta
konusundaki sorulannı
yanıtlarken, "Nesöyleye-
yim. Çanta olayı doğru-
dur. Bu dönemde baş-
kanhk seçimleri olduğu
için ilgilenmedik. Babam
Almanya dönüşü evde
kaldı. Ertesi gün Amas-
ya'ya gitti. Giderken çan-
tası yoktu. Yorumu size
bırakıyorum" diye ko-
nuştu.