Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 AâUSTCS 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ANAP'taı RP
uyarısi
• AVKARA (Cumhuriyet
Bünofu) - AMP
GeniJetılmiş Başkanlık
Divau, Mehnet Keçecıler
başkaılığındi dün toplandı.
Keçe.iler, toplantıdan bonra
yaptıp açıklamada, RP'nın,
"Dinalden gdiyor. Kuran
zincİE vurulıyor"
slogaılarıyla /ürüttüğü
kampanyaya tarşı yurttaşlan
uyararak "'Vaandaşlanmız
dını aıygular sömünnek
isteyeılere alet olmasınlar"
ded'ı.
SSI sınavı
sonifturması
• AVKARA (Cumhuriyet
Büroaı) - Çal^ma ve Sosyal
Güveılik Bakanlığı,
REFAHYOL lükümeti
döneninde aünan Teftiş
Kurukı Başkanı Ahmet
Aldenir'in görevden
alınmısına ilîşkin
kararnamenin
Cumturbaşkanı'run onayına
sunuljuğunu bildirdi. Şaibeli
SSK sınavıyla ılgili
soruşrurmayı 28 Temmuz
1997 tanhınde ızne çıkan
Ahmet Aldernir'in görevını
vekâleten devralan Bülent
Baykal'ın yüıüttüğü
öğreruldı. Bakanlıktan ve
SSK'den 3'erolmak üzere
toplan 6 müfettişin şaibeli
sınavla ilgili soruşturmayı
yürütıüğü, sonuca göre
gerekenin yapılacağı
bildinldi.
Kotnan'dan veda
ziyareti• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 30 ağustosta
emekliye aynlacak olan
Jandarrna Genel Komutanı
Orgeneral Teoman Koman,
Emniyet Genel Müdürü
Necati Bılican'a veda
ziyaretinde bulundu. Ziyaret
sırasında konuşan Bilican.
Koman'ın dürüst ve
düşündüğünü söylemekten
geri kalmayan bir kişiliğe
sahip olduğımu belirterek.
ülkeye hizmetleri nedeniyle
teşekkür etti. Orgeneral
Koman da polise özel bir
sempati duyduğunu
belirterek, "Asker
olmaşaydım pqlis olmak
isterdim" dedi. ^H»*»
Sağlık sigortası
ppim kesintisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-1479 sayılı Esnaf
ve Sanatkârlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu
Kanunu'na göre aylık
almakta olanlann
aylıklanndan yapılan sağlık
sigortası prim kesintisi
arttınldı. Resmi Gazete'nın
dünkü sayısında yayımlanan
Bakanlar Kurulu karanna
göre, SSK'ye bağlı esnaf ve
sanatkârlar ile bağımsız
çalışanlardan yapılan sağlık
sigortası prim kesintisinde, 1
Ocak 1997 tarihinden geçerli
olmak üzere yüzde 10
oranında artış öngörüldü.
Bilican'dan
Savaş'a destek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Emniyet Genel
Müdürü Necati Bilican,
Susurluk soruşturmasını
yürütecek olan Başbakanlık
Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu
Savaş'a yardımcı
olacaklannı söyledi. Bilican,
gazetecilerin sorularuıı
yanıtlarken, Kutlu Savaş'ın
ıstedıği zaman çalışmalannı
yürütebileceğıni. emniyetin
de Savaş'a yardımcı
olacağıru bildirdi.
Gîzlilik' genelgesi
• ANKARA (AA) -
Bayındırlık ve İskân Bakanı
Yaşar Topçu, ihale
sonuçlannda, resmen ilan
edilinceye kadar gizlilik
sağlanmasını istedi.
Topçu. yayımladığı
genelgede. personeline her
işe olumlu yakJaşmalan,
hiçbir işte kişisel ve sübjektif
değerlendirme ve tercih
yapmamalan. her işe olumlu
yaklaşarak yapılabilirliğini
araştırmalan talimatı da
verdi
Gemici'nin
kabulü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Bakanı
Hasan Gemici. Sosyal
Hizmetler ve Çocuk
Esireeme Kurumu'nun
(SHÇEK) merkez ve taşra
örgütlerinde çalışan
yaklaşık 80 kadın
yöneticiyi kabul etti.
Gemici, nüfusa oranla
çalışma yaşamında
kadınlann azlığına dikkat
çekerek, kadınlann tüm
alanlarda yer almasını
sağlamayı amaçladıkJannı
bildirdi.
Adalı, Ekinci cinayetleri ve Şahin-Ağar-Tinar bağlantısmda aynı silah markasına ulaşılıyor
Gnayetlerde 'UzT bağhmtrsıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Susurluk Komisyonu üyesi, CHP Içel
Mılletvekili Fıkri Sağlar. Başbakan
Mesut Yılmaz'dan, ağırlıkh olarak
özel tim görevlilerince kullamlan ve
faili meçhul siyasi cinayetlerde
karşılaşılan Israil yapımı Uzi marka
silahlardan kaç tanesınin emniyette
"kayboMuğunun"1
aydınlatılmasını
istedi. Sağlar. eski Ozel Harekât Dairesi
Başkanvekili İbrahim Şahin'in. eski
İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın
talimatıyla Israil'e gönderilip
gönderilmediğini de sordu.
KKTC'de yolsuzlukJann ve çetelerin
açığa çıkanlması çabalanyla bilinen
gazeteci Kutlu Adalı'nın Uzi marka bir
silahla öldürüldüğüne dikkat çeken
Sağlar, TBMM Başkanlığı'na verdiği
soru önergesinde. Yılmaz'dan şu
sorulann yanıtını istedi:
- KKTC kamuoyunda, bu cinayeti
işleyenlerin bağlantılannın Türkiye'de
olduğu şeklinde yaygın iddialar vardır.
Bu iddialar doğrultusunda emniyette
kaybolduğu söylenen silahlarla, cinayetin
işlendiği silah arasında balistik
karşılaştırmalarla bir bağlanb olup
olmadığı konusunda herhangi bir
araştırma yapmayı düşünüyor
musunuz? Türkiye ve KKTC güveniik
birimleri arasında Uzi marka silahlarla
ilgili herhangi bir alışveriş yapdmtş
mıdır?
- Avukat Yusuf Ekinci'nin de Uzi marka
bir silahla öldürüldüğü bilinmektedir.
Bu konuda da emniyette kaybolduğu
iddia edilen silahlarla balistik
karşılaştırma konusunda herhangi bir
araştırma yapılmış mıdır?
- Uzi marka silahlann aumıyla ilgili
olarak herhangi bir ilan yapılmış mıdır?
Alınan silahlann envanteri ve kimlere
zimmet edikliği tespit edilmiş midir?
- Uzi marka silahlann üretimi bir lsrail
KlT'i tarafından yapılmaktadır.
Devletlerarası usullere göre alım
satımlarda ödemeler genellikle aracısız
olarak devletin ilgili birimlerine
yapılır. Oysa söz konusu alımda,
ödemeler daha sonra Türkiye
hükümetince kara lısteye alınan Ertaç
Tinar'a ait HASPRO adlı firmaya
yapılmıştır. Bu yönteme
başvurulmasmın nedeni nedir? Bu
şirketten hıbe olarak silah alınmış
mıdır? Kara lısteye alınabilecek denli
güvenilirlikten uzak olduğu ortaya çıkan
ve hakkında yeterli bilgiye sahip
olunmadığı anlaşılan bir şirketle
devletin silah ticareti gibi önemli ve
hassas bir konuda ilişkiye girmesi doğru
mudur? Bu konuda herhangi bir
soruşturma açacak mısınız?
tnsan haklan alanının btonmest, knnınması vggeKştirilnMsi amaayta nluşfıınılan İnsanHaklanKoordİnatÖrÜst Kurulu toplantılanrun
albncısı Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün başkanhğuıda dün gerçekleştiriklL (Fotoğraf: AA)
Insan Haklan Koordinatör Üst Kurulu, örgütleri dinledi
'Hııkuk devleti sagLansın'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Avrupa
Birliği'nin aralık ayı zirvesinden önce de-
mokratikleşme paketini çıkarmayı hedefle-
yen hükümet, insan haklan örgütleri ve ba-
rolarlabirarayageldi. IzmirBarosu'ncatop-
lanüda sunulan raporda, "Türkiye, hukuk
devleti okluğunu henüz kanıtiayarnaınıştır"
denildi.
İnsan haklan alanının izlenmesi. korun-
ması ve geliştirihnesi amacıyla oluştunılan
ve Devlet Bakanı HikmetSamiTürk'ün baş-
kanlığında altıncısı gerçekleştinlen tnsan
Haklan Koordinatör Ust KuruJu'nun dünkü
toplantısında, insan haklan örgütleri dirüen-
dı. Toplantıya, IHD. Türkiye İnsan Haklan
Vakfi, Türk Tabipleri Birliği, Mazlum Der
ve Ankara-tstanbul-tzmirBaroIan'nıntem-
silcileri katıldılar. Bakan Türk, demokratik-
leşmenin önündekı engel olarak görülen ba-
zı yasalardaki smırlayıcı hükümlerde değı-
şiklik yapmayı hedeflediklerini söyledi.
tHD'yi temsilen toplantıya katılan Akın
BirdaL demokratikleşme konusunda verilen
sözlerin yaşama geçirilmesi gerektiğinı söy-
ledi. Birdal, hükümetin Basın Affi Yasası ile
attığı adımı yeterli bulmadıklannı kaydetti.
Toplantıya Izmir Barosu'nu temsilen ka-
tılan Avukat Ahmet Okyay, kuruia sunduğu
raporda, Türkiye'nin "hukuk devleti" değil
"yasa devleti" olduğunu belirterek, şunlan
kaydetti: "Avrupa İnsan Haklan Sözleşme-
si'nin 2. madde ilk cümlesine göre. her ferdin
vaşama hakkı kanunun himayesi alündadır.
İnsan haklanndan söz edebihnekve bu soru-
nu ele alabilmek için temel koşuL, hukuk gü-
vencesmin sağtanabilmesidir. Ne yazıkki Tür-
kiye, hukuk devleti olduğunu henüz kanrtla-
yamamıştır."
Türkiye'nın taraf olduğu uluslararası söz-
leşmelerin gereğinı bugüne değin yerine ge-
tinnediğine dikkat çekılen raporda, şu görüş-
lere yer verildi: "Klasik insan haklan, sosyal
haklarve üçüncü kuşak haklara iüşkin iç hu-
kuk metinlerinden düzenlemeler yapüma-
mıştır, en başta anayasadala, temel hak ve
hürrrverJerin suurianmasv, kuDamlmasının
durdurulması ve kötüye kuUanılmamasına
ilişkin hükümlerdeki yoruma açık aşın kısıt-
lamalar halen yürüriüktedir."
Avrupa ülkelerinde ölüm cezalanrun savaş
hali dışında kaldınldığına işaret edilen ra-
porda, ölüm cezalannınkaldınlması için ge-
rekli yasal düzenlemelerin yapılması isten-
di.
DYP LİDERİ 4 GÜNLÜK İZMİR GEZİSİNDEN BEKLEDİĞİ İLGİYİ GÖREMEDİ
Çiller: Kışlada siyaset var
ÇUlen, 8 yılhk kesintisiz eğrtimi yine eleştirdL
HAKANDİRtK
İZMİR - DYP Genel Baş-
kanı Tansu Çiller, Türkiye 'de
ara rejim yaşandığıru öne sü-
rerek "Normal döoem otsay-
du partiden ay nlan arkadaş-
lanmız bizim yanımızda bülbül gibi şakıyor
olacaktj" dedı. .Ara rejim nedeniyle AB Ko-
misyonu raporunda Türkiye'nin dışlandığı-
nı savunan Çiller. "baa rürbctilerin'' açık-
lama ve davranışlannı bütün Türkiye'nin
seyrettiğini savunurken
u
Kışlada kesinlikk
siyaset var" diye konuştu.
Çiller, dört günlük Izmir gezisinin ikinci
gününde de girtıği yerlerde belediye başka-
nı Burtıan Özfatura'nın tüm çabalanna kar-
şın lzmırlilerden '"beklediği ilgi>i"görmedi
Çiller, dünkü programına Özfatura'dan al-
dığı brifıngle başladı. Daha sonra gazeteci-
lerin sorulannı yanıtlayan Çiller, sekiz yıl-
lık kesintisiz temel eğitimi ^ııkandan giy-
dirilmişelbise" olarak tanımladı. Demokra-
si dahıl her şeyin aşağıdan yukanya yapılan-
ması gerektiğini dile getiren Çiller, imam-
hatiplere siyaset kanştığıru itirafederek söz-
lerini şöyle sürdürdü: "Imam-hatipleri Ata-
türk açnuş, din eğitimi devletin elinde oisun
diye. Robert Koİeji'mü Alman Okulu'mu
kapatmanın. meslek ILst4erinL Anadolu lise-
lerini kapatmanın çağdaşlıkla ilgisi var mı?"
5 Nisan Kararlan'nı tekelci sermayeyi
kırmak için yapılan girişimlere örnek gös-
teren Çiller, şunlan söyledi: "Tekelleri \ık-
mak lazun, tekelci sermayeye karşı olmak
lazım. Bugün ortaya çıkan hükümetin tali-
matta kurulduğu, adeta Nihat Erim bükü-
meti okluğu dünya kamuoyuna mal olmuş-
tur. Biz Brükserde Türkiye'nin doğu sınır-
lannın Avrupa'nın sınırlan olmasını kabul
ettirmiştik. Ancak yeni hükümetin siyasi du-
rumu AB tarafından dışlanmışar." "Kışla-
da siyaset var mı" sorusunu, "Kesinükle
var" diye yanıtlayan Çiller, siyasetin kışla-
ya, okula ve camiye girmemesı gerektiğini
kaydederek "Bu bir ara rejimdir. Bazı rüt-
belilerin bu konudaki beyanlarmı bütün
Türkiye seyTetti. Bunu tüm silahlı kuvvetle-
re mal etmiyorum,ama bazılannın siyasetin
içine girdikleri görülüyor." diye konuştu.
Bakan Sungurlu
'Hücre
sistemibize
uymaz'
EVİNGÖKTAŞ
ANKARA - Adalet Bakanı Oltan
Sunguriu, cezaevlerinde "tek kişilik
hücre sistemi"ni, Türk insanının ya-
pısına uygun görmediğıni ve bu uy-
gulamayı savunmadığını bildirdi.
Sungurlu, terör örgütlenne silah zo-
ruyla yardım ve yataklık edenlerin
cezalandınlmadığını savunarak, "Eş-
kjya dağdan gelip silahı davasa ben de
yardım ederim. Evimde misafir ede-
rim. yatinnm" dedı. Sungurlu, "Bi-
zim insanımız cezaevinde toplu yaşa-
mavı sever. Hücre sistemi bize uygun
düşmez. Benim hücre sistemini iste-
mem söz konusu degUdir. Tutukhı ve
hükümlüleri tek kişiük hücrelerdeya-
ürmanın doğru olmadıgma inanıyo-
rum" dedi.
Sungurlu, Türkiye'de hücre siste-
mine dayalı cezaevi bulunmadığını
anımsatârak, şunlan söyledi: "Aynca
böyle bir inşaaümızda yok. Ama mec-
bur kahrsak vaparız. Cezaevleruniz-
de şu anda büyük çapb açlık grevi de
yok. Ufak çapta bazı grevler var. Ba-
sın toplanüsı yapıp dhoriar ki; açlık
grevleriyayguüaşıyor. Bunu söyleyen-
lerin kötü niyetleri oünav abilir. Ama.
bu insanlar sanki açlık grevlerinin
yayguılaşmasuu isüjorlar gibi bir dii-
şünceleri var. Sonuçta içeride çile çe-
ken insanlan huzursuz edip incitiyor-
lar. Bu insanlar kimin sırtından mü-
cadelevedevam edeceklerinidüşünü-
yorlar. Başkalannın çocuklannı öl-
dürmeye ne hakkınız var? Onun için
cezaevİerini iyi bilen insanlann söz
söylemesi gerekir. İyi niyerü sövienmiş
söz bile cezaevlerindeki insanlara za-
rarverebDir."
Sungurlu, terör örgütlerine '^ar-
dım ve yatakhk" edenlere af çıkan1-
masına karşı olduğunu bildirdi. Sun-
gurlu. şunlan kaydetti:
"Zaten mahkemeler bu suçlardan
yatanlara ceza vermiyorlar. Mahke-
melerin cezaverdiği insanlar isteyerek
>annm ve v^taklık etmiş insanlardır.
Bunun için aynca bir af çıkanlması-
na gerek yoktur. Dağdan eşkrya gelse,
silahını day-asa ben de yardım ederim.
Evimde yaUnr. misafir de ederim. Bu
konuda mahkemeler gerekli hassasi-
yeti gösteriyorlar."
Genel bir "aPla ilgili şimdılik her-
hangi bir çalışmalan bulunmadığını
kaydeden Sungurlu, af konusunun
TBMM'nin işi olduğunu anımsattı.
Yazıışleri müdürlerine getirilen ceza
ertelemesinin toplumdan gelen is-
temler üzerine yapıldığını belirten
Oltan Sungurlu. "Aynca tüm siyasi
parti liderleri de aym düşüncedeydi.
Bunun üzerine öğretim üyelerini, ba-
ro ve basın temsikilerini çağınp din-
ledik. Kendi fıkirierini beyan cttiler.
Af fıkri benden gelen bir fildr değildL
Ama bu yeterli değildL Ashnda bence
ya suç olmamalıdır ya da suç ohınca
da af olmamahdır" dedi. Sungurlu,
-Gdişmiştoplumlann hiçbirisinde af
yoktur. Af geri kalmış toplumlara öz-
gübir şeydir" dedi.
IRMIKIAYDEN ENGİN
Günübirlik politikanın labi-
rentlerinde dolanıp dururken,
ister istemez daha köklü, de-
rin sorunları tartışamıyoruz.
Genel kabul görmüş, "doğru"
olduğu varsayılmış yargıları
sorgulamayı ha bire erteliyo-
ruz. Salt gazete köşelerinde
değil, arkadaş sohbetlerinde
filan da bu böyle... Üstelik bu
bize özgü. kişisel bir eksiklik
de değil. Daha yaygın ve sü-
regen.
Bir örnek: Yerel yönetimler.
Örneğin belediyeler.
Devlete tapmayı ideolojik
bir çizgi ve bir siyasal tercih
olarak belleyenler, merkezi
devletin yetkilerinin yerel yö-
netimlere devredilmesine iliş-
kin tartışmalarda genellikle
susmayı yeğliyorlar. Sanki
"Bunlar aydın gevezeliğidir.
Bin yıllık devlet geleneğinden
süzülmüş doğrular üstüne
abes bir beyin jimnastiğidir.
Onlar konuşur, devlet bildiği-
Yumurtasız Omlet Gibi...
ni okur" der gibiler.
Buna karşılık demokrasinin
serpilip gelişmesini kendine
dert edinenler, devletin hoş-
görüden nasipsiz belirieyici
gücü karşısında çıkış yolları
ararken, yerel yönetimlerin
güçlendirilmesinin demokra-
siye giden yoldaki tıkanıklıkla-
rı aşmakta bir kaldıraç işlevi
görebileceğini savunuyorlar.
Bu çok yinelendi. Batı Avru-
pa demokrasilerinden örnek-
ler aktarılarak pekiştirildi. Git-
gide genel bir kabul gördü.
Demokrasinin gelişmesi iste-
niyorsa, "Yerel yönetimlerin
yetkilerinin arttınlması zorun-
ludur" yargısı tartışılmazlık ka-
zanmış bir "doğru" olarak al-
gılanır oldu.
Öyle mi gerçekten?
Yerel yönetimlerin yetkileri-
nin artması, Ankara'dan ba-
ğımsızlaşması, yerel sorunla-
nn çözümünde seçilmiş yerel
meclislerin karar yetkisiyle do-
natılması, halkın egemenliği-
nin ete kemiğe bürtinmesi ola-
cakmı?
Keskin ve kesin bir yargı
üretmek yerine örnekler ara-
sında dolanmak daha doğru
olacak gibi. Başkentin yerel
yönetimi, Melih Gökçek ve
ekibinin elinde. Gazetelerin
sayfaları sık sık Gökçek ve
ekibinin marifetleriyle dolup
taşıyor. Bugün merkezi dev-
letten kaynaklanan kısıtlama-
ların, denetim kıskacının da-
ralttığı bir alanda bile bu hü-
nerteri gösterenlerin, yarın ye-
rel yönetimlerin gücünün art-
ması halinde neler becerecek-
lerini tahmin etmek için kâhin
olmak gerekmiyor.
Hürriyet'te Yalçın Bayer ar-
kadaşımız, değinip geçmenin
bizim mesleğe yaraşmadığını,
değinip peşini bırakmamanın
esas olduğunu kanıtlarcasına
"Patara Yağması "na parmak
bastı ve parmağını kaldırmı-
yor. Akdeniz'in göz kamaştın-
cı Patara kumsalını yağmala-
mak isteyen arsa ve turizm
mafyası ile kol kola verenler
arasında yerel yönetim tanımı
içinde yer alan güçlerin oldu-
ğu sergileniyor. Merkezi dev-
letin temsilcisi kaymakam ol-
masa Patara kumsalı gitti gi-
der.
Patara ne tek örnek ne de
son. Nice beldenin doğal zen-
ginliklerinin vurgunculara,
soygunculara peşkeş çekil-
mesinde, yerel yönetimin pa-
rasal olanaklarının abuk sabuk
alanlarda çarçur edilmesinde
"halkın oylan ile seçilmiş" ye-
rel yöneticilerin, özellikle bele-
diye başkanlarının payları gö-
zardı edilebilir mi?
Yerel ilişkilerin kolaylaştırdı-
ğı, etkisini arttırdığı akrabalık,
hemşerilik bağlarıyla, olmadı
iş ve para sözü verilerek "se-
çım kazanmış" sonra da gırt-
lağına kadar yolsuzluğa, pisli-
ğe batmış belediye başkanla-
rına, belediye meclislerine az
mı tanık olduk?
Sanıyoruz sorun, yurttaş bi-
linciyle donanmamış, yurttaş
sorumluluğu'nu üstlenmeye
hazır ve yatkın olmayan kuru
kalabalıklann "oy" tercihlerini
"demokratik bir gösterge"
olarak benimseme yanılgısın-
da yatıyor.
Demokrasinin motoruyurf-
taş. Yurttaşlık bilincinden, so-
rumluluğundan yoksun kitle-
lere dayanarak demokrasiyi
geliştiımek, yumurtasız omlet
yapmaktan pek farklı değil.
tadı da o omlet kadar oluyor...
POIİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Şeriatçı-lrkçı...
Milli Eğıtim Bakanı Hikmet Uluğbay, bakanlığın-
daki ırkçı-şeriatçı yapılanmayı kırabilecek mi, okul-
lardaki laik demokratik cumhuriyet düşmanı kadro-
lan temizleyebilecek mi?
Istanbul'dan Ankara'ya; Izmir'den Adana'ya dek
80 il, 500 ilçede 'örgütlü olan' ırkçı-şeriatçı Mılli Eği-
tim müdürleri, yardımcılan, şube müdürleri, lise mü-
dürleri görevleri başında kalacaklar mı?
Ya Milli Eğitim Bakarilığı'nın önemli birimlerinde
görevli genel müdür, müsteşar konumundaki kişiler;
tarikat şeyhlerinin peşinde koşan, onlann buyruğuy-
la hareket edenler ne olacak?
Şeriatçı etkinlikleri kanıtlanmış olan yayınevlerinin
kitaplan Milli Eğitim Bakanlığı'nca satın alınıp okul-
lara dağrtılacak mı; Bakanlık müfettişlennin seçimin-
de Atatürkçü, demokrat, yurtsever kişiler bir kena-
ra itilip Türk-islam sentezcı görüş tercih nedeni ola-
cak mı?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetimi ve denetimin-
deki vakıflara bağlı öğrenci yurtlan, okullar, dersha-
neler, bugün tarikatlann karargâh merkezidir ve bf-
ralarda Atatürk büstlerine ve fotoğraflanna sabah
akşam tükürülmektedir. Aynca, imam-hatip liseleri-
nin şubeleri hızla açılmakta, özellikle istanbul Milli
Eğitim Müdürlüğü'nde ırkçı-şeriatçı yapılanma bildi-
ğini okumaktadır...
Şimdi bir soru:
"// imar planlannda ilköğretim kurumlan için ayn-
lan arsalann bir bölümü neden imam-hatip okulla-
nna verilmektedir?"
Bir soru daha:
"İlköğretim okullan müdür atamalannda, Türk-İs-
lam sentezci görüşteki (RP ve BBP sempatizanı) ki-
şiler atanmadan önce; takdir ve teşekkür verilerek,
bu kişilerin puanlan yükseltilerek yasal zemin hazır-
landığ:nı acaba Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay
biliyormu?"
Nurettin Göncü, Üsküdar Belma Güde Ortaokul
Müdür Vekilliğı'ni 21 Haziran 1994'ten, 31 Ağustos
1994'e dek surdürmüş, daha sonra Üsküdar Kiraz-
lı Orhan Seyfi Orhon İlköğretim Okul Müdüriüğü'ne
atanmıştır...
Bu kişi disiplin yönünden, adli, ıdari ve mali yön-
den suçlu bulunduğu halde (müfettiş raporuyla) öğ-
retmenlik görevine döndürülmeyip İstanbul Milli Eği-
tim Şube Müdüriüğü'ne getirilerek ödüllendırilmiş-
tir...
Ömekleri çoğaltabiliriz...
Ortaya çıkan gerçek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın,
dolayısıyla il ve ilçe Milli Eğitim müdürlüklerinin, ta-
rikat, Refah ve Büyük Birlik Partisi tarafından, ırkçı-
şeriatçı kadrolar tarafından işgal edildiğidir...
Rotasyon adı artında, merkezi okullardaki Atatürk-
çü, çağdaş, ilerici müdürler uzak yerleşım birimleri-
ne atanarak. yerierine şeriatçı-ırkçı eğitimciler yer-
leştirilmektedir. Bunun yanı sıra memur eylemlerine
katılan öğretmenlerin okul yöneticıliğıne başvurula-
n kabul edilmemektedir...
Bugün Istanbul'da ve hemen hemen Türkiye'nin
dört bir yanında müdür ve yardımcılan ilahiyat fakül-
tesi çıkışlıdır, aynca 'vekil öğretmenler de' laik cum-
huriyet karşrtı görüşte kişilerdir...
Yine çok sayıda okulda, derslere türban ve kara
çarşafla giren bayan öğretmenler korunmaktadır...
Şimdi bir soru daha:
"Istanbul Milli Eğitim Müdürü, ilçe Milli Eğitim mü-
düıierini toplayarak, DYP'nin Sultanahmet mitingi-
ne öğretmenlerin katılmalarını istemiş midir, iste-
memiş midir?"
• • •
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın işi hem ko-
lay hemdezor...
Demokratik Sol Partililer kızmasın, alınmasın; ki-
mi tarikat şeyhlerinin, şıhlannm Başbakan Yardımcı-
sı Bülent Ecevit'le yakınlığını kamuoyu çok iyi bili-
yor...
Haydi söyleyin bakalım Sayın Bakan Uluğbay; Ay-
sal Aytaç'ı,FıkretGökdemir'ı,Kenan Kolukısa'yı
görevinden alabilecek misiniz?
Irkçı-şeriatçı kuşatma altında olan Milli Eğitim Ba-
kanhğı'nda, 'herdöneminadamı'olan bürokratlann
da sayılan hiç de az değil!..
Sekiz yıl kesintisiz ve zorunlu temel eğitim yasası
çıktı, ama Refah ve Büyük Birlik Partisi'nin kadrola-
n Milli Eğitim Bakanlığfnda hâlâ egemen...
Sahi okullann açılmasına kaç gün kaldı?
23gün...
Acaba okullar açılınca ne olacak? Atatürk'ün büs-
tüne, fotoğrafınatüküren kimi müdürler, yardımcıla-
n, Atatürkçü, demokrat, yurtsever oğretmenlere 'fe-
rörist' deyip onları fişlemeyi sürdürecek mı, cuma
günleri öğrencilerı topluca camiye götürecek mi?
Ben çok merak ediyorum, ya siz?
•••
Islami Hareket adlı yasadışı şeriatçı örgüt militanı
Kudbettin Gök'ün sınavı geçersiz sayılmış...
Kimdir Kudbettin Gök?
Batman'ın RP'li Belediye Başkanı Salih Gök'ün
oğludur...
Rize RP Milletvekili Şevki Yılmaz'ın yakın dostu-
nunoğlu...
Şevki Yılmaz, Batman'da ne demişti:
"Ben Hizbullah 'ım..."
Kimse onun, birilerine selam gönderdiğini anlama-
mıştı...
Irkçı-şeriatçı yapılanma cezaevine de gırer, sahte
diploma da verir, bu vurdumduymazlık sürdüğü sü-
rece...
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Yılmaz: Çevrecilik
bağnazlığa dönmesin
YATAĞAN (Cumhuri-
yet) - Başbakan Mesut Yıl-
maz, antma tesisleriyle
çevTeye yaptığı zarar ön-
lenen termik santrallann
çalıştınlacağını belirte-
rek. "Çevre dostlanna bir
mesajım var; bundan son-
ra çevTe duyarlılıgını çev-
re bağnazhğma çevirme-
yefim" dedı. Santrahn ça-
lışmasını protesto etmek
isteyen Sürekli Eylem
Birliği ve Batı Akdenız
Çevre Platformu engel-
lendi. Sürekli Eylem Bir-
liği Sözcüsü Saynur Ge-
lendost Yatağan Santra-
h'na antma tesisi yapılsa
bile çevreye verilen zara-
nn tam olarak önüne geçi-
lemeyeceğinı belirterek.
santrahn çalıştınlmasıyla
suç işlendiğini söyledi.
Yılmaz, dün Yatağan
Termik Santralı Bacagazı
Kükürt Antma Tesisle-
ri 'nin temel atma törenine
katıldı. Tören sırasında
Sürekli Eylem Birliği ve
Batı Akdeniz Çevre Plat-
formu üyeleri, protesto
için, "Yatağan, Yeniköy,
Gökova çauşonlamaz"
pankartını açmak istedi-
ler.
Pankartın kısa bir süre
açılmasına izin verilirken,
Sürekli Eylem Birliği
Sözcüsü Saynur Gelen-
dost tören alanından uzak-
laştınlmak istendi. Gelen-
dost, mahkeme karanna
karşın santrahn çalıştınl-
masıyla suç işlendiğini
vurgulayarak. "Bu ünite
yahuz belli bir zaran önle-
yebiür. Radyasyonlu kül-
İeri ne yapacaklar? Eğer
çalışürmay a devam edilir-
se burada birtoplu mezar-
lık oluşturulur" dedi.