05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SSK'de para cezalarına artış • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), asgari ücretteki artışa koşut olarak uygulanan ıdari para cezalannı da arttırdi. Asgari ücret yürûrlük tarihinin 1999 yılından itibaren 1 ocak tarihine çekilmesine bağlı olarak da, 1 Ağustos 1998-31 Arahk 1998tarihleri arasında geçerli olacak cezalar da düzenlendı. DGM'den Güzel'e soruşturma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı. Genelkurmay Başkanlığı ve Batı Çalışma Grubu (BÇG)ıleilgiligizli ve özel damgalı belgeleri kamuoyuna açıkladığı gerekçesiyle, Yeniden Doğuş Partısi Genel Başkanı Hasan Celal Gûzel hakkında soruşturma başlattı. Başsavcilık, bu konu ile ilgili olarak Savcı Nuh Mete Yüksel'ı görevlendırdi. Güneydoğu'da operasyon • DİYARRAKIR (Cumhuriyet) - Güvenlik güçlerince Hakkâri, Van, Diyarbakır ve Siirt'te gerçekleştinlen operasyonlarda 31 PKK'li ölü ele geçirildi. Çatışmalarda 2 köy korucusu hayatını kaybetti. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "Çekiç" harekâtından sonra, zaman zaman küçük çaptaki çatışmalann sürdüğü Kuzey Irak'ta, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) güçleri, son 3 ayda 200"ü aşkın PKK'liyi ölü ele geçirdi. Çatışmalarda, 32 peşmergenin de öldüğü bildirildi. PKK'ye, Talabani'den sonra Şeyh Osman liderliğindeki Kürdistan Islami Partisi'nin de lojistik destek verdigi, Şeyh Osman güçlerinin de IKDP'ye karşı küçük çaplı saldınlara kanştığı açıklandı. TRT'de atamalar • ANKARA (AA)-TRT Genel Müdürü Yücel Yener. haber merkezinin yenı yöneticilerini atadı. TRT Haber Dairesi Başkanlığı'na Ahmet Çetin Yeni, Haber Müdürlüğü'ne Halil Çaylak getirildi. TRT'nin yeni Haber Dairesi Başkanı Ahmet Çetın Yeni, dört yıldır Dış Yayınlar Daire Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyordu. Haber Müdürü Halil Çaylak da haber merkezinde 1974 yılında parlamento muhabıri olarak göreve başladı. Topal'ın adamları DGM'de • tstanbul Haber Servisi - Kumarhaneler kralı Ömer Lütfu Topal ve adamlannın bir kişiyi öldürdükleri gerekçesiyle Istanbul 3. AğırCeza Mahkemesi'nde açılan davada delil >etersızliğinden beraat eden 9 sanık hakkındaki davadosyası. Yargıtay'ca ğörevsizlik karan verilerek 'çete' suçlamasıyla Istanbul DGM'ye gönderildi. Aklanma umudunu yitiren Refah Partisi, uluslararası sözleşmelere sığınmaya çalışıyor Erbakan'ı kurtarma telaşı SEBAHAT KARAKOYUIS ANKARA - Yargıtay Cum- huriyet Başsav- cılığı "nınaçtığı kapatma dava- sında, yüksek mahkemeden gelen delilleri görünce kapatılma telaşına kapılan RP, Anayasa Mahkemesi'ne vereceği savun- masında uluslararası sözleşme ve mahkeme kararlanyla kendisini aklamayaçalıştı. Liderlerinı 5 yıl- lık siyaset yasağından kurtarmak için savunmanın temeline Nec- mettin Erbakan'a yönelik iddi- alan oturtan RP hukukçulannın, dosyada parti kapatılmasının Av- rupa Insan Haklan Sözleşmesi'ne uymadığını belirtmelen dikkat çektı. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın denetiminde çalışan hukukçu kökenli 5 milletvekilin- den oluşan komisyona, 30'a ya- kın öğretim üyesi ve hukukçu da katkıda bulundu. Hafta başında Anayasa Mahkemesı'ne verile- cek olan savunma dosyasının 80 sayfa olduğu belirtilirken, ilk 40 sayfalık bölümünde davanın usul açısından yanlışlıklanna dikkat çekildiği öğrenildi. Dört ana bö- lümden oluşan dosyada genel bir girişin ardından usule ve esasa ilişkin itirazlar sıralandıktan son- ra, sonuç bölümünde de "iddiana- rnede yer alan gerekceierle parti- nin kapatılmaanın hukuki açıdan mümkün olmadığT savunuldu. Savunmasını yaparken Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'ne u- mut bağlayan RP'nin kapatılma- sı durumunda Avrupa Insan Hak- lan Mahkemesi'ne başvunıda bu- lunacağı kaydedildi. Avrupa tnsan Haklan Sözleş- mesi'nden alıntılann yer aldığı savunma dosyasında, sözleşme- nin "fîkiraçıklarna veörgütlenrne haklannT düzenleyen 10 ve 11. maddelen anımsatıldı. Avrupa tn- san Haklan Mahkemesi'nin par- ti kapatmalanyla ilgili olarak da- ha önce verdigi bazı kararlann da sıralandığı dosyada, Almanya ve ABD'den mahkeme kayıtlanna geçen örnek davalara yer verildi. Ginş bölümünde Almanya'da en son 2. Dünya Savaşı sıralannda parti kapatıldığına dikkat çekilir- ken Isveç. Hollanda ve Norveç gi- bi ülkelerde ise böyle bir ömek ol- madığı vurgulandı. ABD'de en son 1950'lerde Komünist Parti- si'nin kapatıldığı anımsatılarak, parti kapatmanın demokrasi ayı- bı olduğu savunuldu. RP'nin savunmasında usule ilişkin itirazlara yer \ erilirken da- vanın anayasanın 68. ve 69. mad- delerine dayamlarak değıl, Siya- si Partiler Yasası'na (SPY) göre açılması gerektiği belirtildi. 18 baş Demirel uyardı 'Zorbalığa ;vuran pişman olur' İstanbul Haber Servisi-Çumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel, şeriatçılann 8 yıllık kesinti- siz eğitimle ilgili yaptığı gösterileri 'provokas- yon' olarak değerlendirerek "Camiden çıkısta provokasyonlara kalkışmak, polisle cabşmaya kalkmak fevkalade yanhştır. Cami shasete alet ediliyorsa bu çok büyük rahatsızlık varatir. Ge- lin, başkasuıa da ha\at hakkı tanıyın. Bu ülke sadece sizin değil. Vatandaşlaroyuna gelmeme- üdir" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, dün eşi Nazmiye Demirel ile birlikte Tuzla'daki yazlığına gide- rek basın mensuplannı kabul etti. Şeriatçı gös- tericilerin Fatih ve Beyazıt'taki eylemlerini 'kanunsuz gösteri' olarak nıtelendiren Demi- rel. "Kimzoravezorbalığabaşvurursa pişman olur. Bunlar olmasın_. Neyi istiyorsanız söyle- yin, söylüyorsunuz zaten» Yazıyorsunuz_. Te- levizyonlar, gazeteler ve parlamento kürsüsü açık Türkiyc'de ve bunlan söylerken de hiç öi- çü tanımıyorsunuz. Gdin, başkasına da hayat hakkı tamyın. Ülke de sadece sizin değil" dedi. 5 yıllık eğitimin, çocuklann yetişmesi için ye- terli olmadığını söyleyen Demirel, "8 yil şart- tır. Yok, geri kalacaksa, 3 yıla indirelim... 8 yıl uygulanacak, başka çaresi yoktur" dedi. Demirel, bir gazetecinin RP Cfenel Başkanı Necmettin Erbakan'ın son zamanlSTda kendi- sine karşı ağır eleştiriler yönelttiğini, hatta 'fa- şist' dahi dediğini hatırlatması üzerine "'Olabi- lir... Keskin sirke kiipüne zarar verir. Herkes, ateş olsa cürmü kadar yer yakar. Bir altın ka- seye taş atsalar. taş kaseye değse altın olmaz. ka- sede bir şey kaybetmez. Kuştan korkan dan ek- mez. Poternik gayet kolaydır" dedi. Liderlerini 5 yıllık siyaset yasağından kurtarmak için savunmamn temeline Necmettin Er- bakan'a yönelik iddialan oturtan RP hukukçulannın. dosyada parti kapatılmasının Avru- pa tnsan Haklan Sözleşmesi'ne uymadığını belirtmelen dikkat çekti. Kozlar, olağanüstü kurultaya gitmemek için ödün alan teşkilatm elinde Çfller'e 'önseçim baskısı' HÜLYA KARABAĞLI ANKARA-Peş peşe istifalardan sorumlu tutularak genel başkanlığı tartışmaya açılan DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDer, olağanüstü kunıltay hareketinin genişlememesi için örgütlere önseçim "ödünü" verdi. DYP Aydın ll Başkanı Ergüven Yakan, "Onseçim vaadi yerine gelmezse Çiller'e güven biter" dedi. Son 1.5 yılda 50'e yaktn istifanın yaşandığı DYP'de, tabandaki kayma ile örgütlerdekı kopmalan önlemek isteyen Çiller, liste beklentisınde olan teşkilat yöneticilenni ikna ettı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan. DYP'nin Çiller'le yoluna devam edeceğini belirterek "Genel başkan adayı çıksa dahi Çilkr'in aldığı oyun onda birini alacak aday otamaz* dedi. DYP'nin oylanmn erimediğini savunan Gölhan, "Hodri meyden diyorum. İlk seçimlerde kim daha çok oy alırsa onun bünyesinde partiyi birleştiretim" görüşünü dile getirdi. Istifa söylentisini yalanlayan Çiller muhalifı Antalya Milletvekili Osman Berberoğlu, olağanüstü kunıltay koşullannın oluşmadığını kaydetti. DYP yönetımi büyük illerde kaybettiği iddiasını yeniden kazanmak için acil önlem paketini açarken Izmir'in il başkanı Yıldınm l lupınar. RP'nin ıl merkezinde zarar verdiğini söyledi. Tabanda küçük kaymalar olduğunu belirten Ulupınar, "Buca'dan 37 istifa var. Gddi kayma olmaz'" diye konuştu. DYP'de bazı il başkanlannın görüşleri de şöyle: Barki Kutbay (Bahkesir): 5 ilçede DTP örgütlendi. Bunlar partimizden atılan ya da aynlanlar tarafından kunıldu. Büyük bir anlamda kayma yok. Genel başkanlık tartışmasını doğru bulmuyorum. Halis Barlas (Eskişehir): tkı milletvekili istifa etti. Demir Berberoğlu'nun da tabanı yoktu. Olağanüstü kongre yalnız büyük kongre delegelerini ilgilendirir, ancak genel başkanlıği değiştirme ıhtiyacı varsa bu, delegelerin ve kongrenin işidir. Mehmet Baysan (Antalya): Büyük kongre normal süresinde yapılmalıdır. Belediye başkanı Hasan SubaşTnın Çiller'e yönelik çıkışlan kişiseldir. bizi» ilgilendirmez. Olağanüstü kurultayın ısıtılıp ısıtılmayacağını zaman gösterecek. Ergüven Yakan (Aydın): Seçim sürecine gırildi. Bu dönem ıçinde liderlik tartışması DYP'de yeni çalkantılara neden olur. Genel başkan değişikliğı gerekli görülse bile zamanlama yanhştır. Liderlik sultasına karşıyım. Önseçim yapıimazsa biz yokuz. Parti içi demokrasinin vazgeçilmez koşuludur önseçim. Bu yerine getirilmezse Çiller'e eüven de bıter. Temmuz 1997 tarihınde Diriliş Partisi ile ilgili olarak Resmi Ga- zete'de yayımlanan kapatma kara- n örnek göstenlerek bu yöndeki kararlann ancak SPY'ye dayanı- larak verilebileceği kaydedildi. Aynntih savunma Dosyada esasa ilişkin itirazlar sıralanırken ağırlıklı olarak Erba- kan'la ilgili suçlamalar yanıtlan- dı. Erbakan'ın RP grubunda söy- lediği "tktidarageleceğizaına,bu acı mı olacaktatiı nu, kanlı mı ola- cak kansız mı?" sözlenyle ilgili savunma yapılırken bir yandan konuşmanın çarpıtıldığı öne sürül dü, diğer yandan da anayasanın 83. maddesine atıfta bulunularak "TBM1V1 çaüsı aranda yapt- lan konuşmalann sorum- suzluğa tabi olduğu" görü- şüne yer verildi. Dönemin TBMM Başkanı Hüsamet- tin Cindoruk'un. DGM Savcılığı'nın Erbakan'ın bu konuşması nedeniyle doku- nulmazlığının kaldınlması için gönderdiğı yazıyı bu maddeyi gerekçe göstererek ıade ettiği anımsatıldı. RP liderinin Sıvas Çer- mik'te yaptığı konuşma ise bütünüyle reddedildi. Bu id- dialann mahkemeye yansı- dığı ve iddıayı ortaya atan Doç. Dr. Zekeriya Beyaz'ın mahkûm olduğuna dikkat çekildi. Iddianamede suçla- nan milletvekilleriyle ilgili aynntıya girilmezken. Rize Milletvekili Şevki Yü- maz'ın söz konusu konuş- mayı yaptığı tarihte parti üyesı olmadığı \iırgulandı. RP dönemi ihaleleri incelemede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -RP'li eski Bayın- dırlık ve Iskân Bakanı Ce- vat Ayhan'ın. atadığı vekil il müdürleri aracılığıyla ver- digi ihaleler büyüteç altına alındı. RP'li este Bayındırlık Bakanı. Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel tarafın- dan onaylanmayan kilit ata- malar için vekâleten görev- lendirme yaptı. Ayhan. Ba- yındırlık ve tskân Bakanlı- ğı'nın ana hizmet birimleri arasında sayılan ve inşaat, onanm. proje, keşif çalış- malannı yüriiten Yapı Işle- ri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Bayındırlık il müdür- lüklerinin büyük bölümün- de değişikliğe gitti. Kendı- sine yakın kadrolan göre\ - lendırmek amacıyla il mü- dürlerinı başka kentte gö- revlendiren veya merkeze çeken Ayhan, partizan kad- rolaşmayı "vekil'' statüsüy- le sürdürdü. Ayhan'ın bu yolla "bakanlığın ihalele- rinde" yandaş kişi ve kuru- luşlara kolaylık sağlama amacı güttüğü öne sürülür- ken, halen 80 ilde görev ya- pan Bayındırlık il müdürle- rinin yaklaşık yüzde 30'u- nun vekâleten görev yaptık- lan öğrenildi. Bakanlık yetkililen, Ay- han dönemınde verilen iha- lelerin masaya yatınlarak ıncelemeye alındığını bil- dırdiler. Yetkilıler, asil mü- dürlerin de göre\ yerlerine dönmesi için çalışmalara hız venldiğini belirttiler. CjÖRÜŞ IBEDRİ BAYKAM ı Basın özgürlüğü açık rejimin, de- mokrasinin 'olmazsa olmaz' şartlann- dan biri ve laiklikle beraber en önde geleni. En zor konularda haber peşin- de koşup görev yapan muhabirler, ka- meramanlar, basın emekçileri hertür- lü tehdıt ve fiziki saldınyla karşı karşı- yalar. Şeriatçısı, faşisti, mafyası hep- sinin ortak noktası, özgür basın düş- manlığı. Buna bir de REFAHYOL dö- neminde gördüğümüz hükümet ve polis tacizi gelip ekleniyor! Yılmaz ve Ecevit'in en sert tepkileri verip, de- mokrasi çağrıları yaptıklan muhalefet dönemleri bitti. REFAHYOL düştü, ye- ni hükümet geldi. Çiller'e ve Erba- kan'a 'demokrasi' konusunda en sert bindirmeleri yapan partilerden ikisi görevi devraldı. Ankara'nın göbeğinde, muhabirler kan revan içinde dayak yiyorlar. Izin- siz gösteri yapan yobazlara, karaçar- şaflı beyni yıkanmış ortaçağ ucubele- rineel kaldıran yok. Polisin gücü yine kameramana yetiyor. TV muhabirteri hem görüntüyü çekip hem devlet te- röründen kaçıp hem de kendilerine emanet edilmiş kameralan korumaya çalıştyorlar. Başbakan özür diliyor, üç.dört po- Devletin Polisinin îpi Kimin Elinde? lis açığa alınıyor. içişleri Bakanı "Bir daha olmayacak" diye sözler veriyor, basın meslek kuruluşlan bir o kapıya, bir bu kapıya koşup haklarını koru- maya çalışıyorlar. Insanın aklına şu soru geliyor: "Ma- dem REFAHYOL hükümetinden 1ar- kınız olmayacaktı, Bacı ile Hoca 'ya ne celalleniyordunuz?"...Sokaktaki poli- sin tavrını da yetkisıni de kullandığj yöntemleri de hükümet ve onun baş- bakanı belirler. Bu sorumluluktan kâ- çış yoktur. "Bir musibet, bin nasihat- tan iyidir" derler. Bunun da bu vahim konuda ne kadar doğru olup olmadı- ğını göreceğiz. • • • İçişleri Bakanı göreve gelir gelmez gereken ikazlan tüm emniyet örgütle- rine yapmış olduğunu söylüyor ve "Gereken önlemler alınacak" diyor. Biz de "Inşallah, göreceğiz" diyoruz. Gerçekten en sert idari tedbirleri alıp sorumluları yargı önüne çıkarıp göz- dağı vermek ve "bir dönemin artık ka- pandığını", milliyetçi-mukaddessatçı muhafazakârlık adına devlet kadro- suna sızmış çeşitli gericilere ve yo- bazlara anlatmak hiç de imkânsız de- ğil. Devleti bu kadrolardan ayıklayabil- mek ise konunun ta kendisi. Sivrisine- ği yok etmek için bataklığı kuartmak lazım. 1974'te, Ecevit'in büyük bir gaf ya- parak İçişleri Bakanlığı'nı Milli Sela- met Partisi'ne veımesiyle başlayan gerici kadrolaşma, bugün çeşitli bi- rimlerde işin içinden çıkılmaz bir hal almış bulunuyor. Oğuzhan Asil- türk'ün İçişleri Bakanlığı döneminde, Vecdi Gönül'ü Emniyet Genel Mü- dürtüğü ve içişleri Bakanlığı Müste- şaıiığı gibi görevlere getirmesiyle star- tını alan yeni süreç, polis kadrolannı DP dönemini aratır duruma düşür- müştür. Şimdi, RP Genel Başkan Yar- dımcılığı yapan, Özal'ın eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Saffet An- kan Bedük ve Necati Çetinkaya gi- bi DYP'nin önde gelen isimleri, yıllar- dır belli bir mantıkla, özenle seçilen ve yerleştirilen aşın sağcı kadrolara geniş olanaklar tanımış. Türkiye gaze- tesi, Zaman gazetesi ve Milli Gazete her emniyet müdüriüğünün içinde ge- zen, neredeyse yegâne yayınlar hali- ne gelmiş. 1960'tan sonra örgütlenen Pol-Der gibi demokratik emniyet der- nekleri dağrtılmış ve Pol-Bir kadrola- nnın aşın tutucu üslubu, anlayışı ve baskıcı tavn esas alınmış. Atatürk'ün orduyla beraber Cumhuriyetin savu- nucu kadrosu olarak gördüğü polis gitmiş, yerine solcu avına çıkmış, de- mokrasi düşmanı bir çoğunluk adım adım yetiştirilmiş. Sosyal demokrat partiler, kendi ilkelerine sadık kadro- lannı koruyamamış, onlarasahip çıka- mamış. Kadın eli sıkmaktan bile imti- na eden yüzlerce kaymakam, vali ve emniyet müdürü böyle ortamlarda dikkatle yönetimlere hâkım kılınmış. Işte, yıllardır böyle bir anlayışı dev- letin kilit noktalanna yerieştirmiş olan- lann üstüne hükümet en seri ve en sert kararlanyla sadece gitmeye mec- bur değil, mahkûm. Aksi halde, RE- FAHYOL'dan görevi devralma konu- sundaki iddialannın en önemlisi orta- dan kalkıyor. Türidye Cumhuriyeti, yıl- lardır yalan-yanlış, komik istihbarat- larta solcu dergiye abone oldu diye, Cumhuriyet okuyor diye, sendikacı- lariatoplantı yapmış diye itilip kakılmış aydın kamu yöneticilerini yeniden ka- zanmalı. "Devlet sağcıdır, solculara olsa olsa demokratik dönemlerde(l) müsamaha edilir" mantığı terk edil- meli. Devletin tarafsızlığı ön plana çı- karılmalı, ülkücü-şeriatçı kadrolaşma- nın üstüne gidilmeli. Aksi takdirdeüç- beş polisi bir müessrf olaydan sonra açığa alarak bu hükümet kalıcı bir çö- züm getiremez. Polis, kendi başına buyruk mu? Ip- leri kimin elinde? Hiyerarşi, emir-ko- mutazinciri içinde tam işliyorsa, Baş- bakan'da. Mesırt Yılmaz iddialarına sahip çıkmak istiyorsa, iktidannı kul- lanmaya, ANAP içindeki bilindik geri- ci çıkışlan görmezlikten gelmeden on- lan tasfiye etmeye mecburdur. Devlet ve hükümet arasında, REFAHYOL döneminde yaşanan kopukluğun ta- mamen giderilmesi için Yılmaz ve Ecevit'in kesin bir tavır netleşmesine gitmeleri ve kaliteli bürokrat, tarafsız emniyet görevlilerinin töhmet altına girmesine engel olmak için de kadro temizliğini her alanda yaşama geçir- meleri gerekiyor. POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HtKıMET ÇETİNKAYA Yobazlardan Korkmayın!.. Malum şeriatçı gazetenin haber başlığı şöyle: "Menemen-97 provası tutmadı..." Haberi okuyorum: "Müslüman halkın TBMM'ye eğitimde 5+3 sis- temi için dilekçe verme girişimini provoke etmek is- teyen laikçiler, genç bir kızın canını tehlikeye at- makta sakınca görmediler. Yapmak istedikleri ade- ta, aynı 23 Arahk 1930 'da teğmen Kubilay / öldürt- meleri gibi genç kızı da kullanarak Müslüman hal- kın galeyanına kurban etmekti..." Şeriatçı gazete halkı kışkırtmayı yıllardır sürdürü- yor... Daha önce Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Gün- day'ı hedef gösterip öldürülmesine neden olan şe- riatçı gazeteye kim dur diyecek? Laik demokratik cumhuriyetin savcılan gözü dönmüş bu gazetenin kışkırtmalanna daha ne kadar izleyici kalacak? Gelelim RP'nin yayın organı Milli Gazete'ye... Manşetlerinde "Diyalog ve Saygı"y\ öneren RP'li- ler, şimdi de Cezayir'de olduğu gibi camileri kullan- maya başladı. Dün cuma namazından sonra Istan- bul, Ankara, Kayseri ve Gaziantep'te olaylar çıktı. Şeriatçılar, "Imam-hatipler kapatılamaz" sloganla- nylayürüdü... Bu bir şeriat provasıdır ve RP'nin denetiminde yapıldığı bir gerçektir. Kubilay'ın, karayobaz çetelerince katledilmesini Ankara'daki 'şeriat provasıyla' eşdeğer görenler, unutmasınlar ki, toplumun demokratik dinamik güç- leri birgün alanlan doldurursa, o 'karaböcekler' ka- çacak delik arayacaklardır... Karayobaz çetelerine artık "dur" demenın zama- nı gelip geçmıştir. Bunun için demokrasi yanlısı tüm sendıkalar ve demokratik kitle örgütlerıne görev düşmektedir. Bu ülkenin sahipsiz olmadığını cumhunyet ve de- mokrasi düşmanlanna göstermelıyiz... ••• Istanbul'da polis ve asker güvenlik önlemleri al- masına karşın Fatih ve Beyazıt'taki cuma namazı sonrası gösterilerin yapılması sizce düşündürijcü değil mı? Adamlar açık açık "Biz namazı cihat için kılanz" diyoriar ve sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimi ba- hane edip eyleme geçiyortar... Zaten 31 temmuz perşembe günü şeriatçı gaze- teler, televizyonlar ve radyolar 'cuma' sinyali vermiş- lerdi... Ne diyorlardı yaptıklan yayınlarda? Şunu: "5+3 modelıne dilekçe ile destek vermek için Meclis'e gelerek Ankara'yı kilıtleyen vatandaşlann yürüyüşünü 'eylem' olarak gösteren medya ve si- yasilere, Anadolu halkından anlamlı cevap: Siz bu dayatmacılığı sürdürürseniz, eylem nasıl olurmuş o zaman göreceksiniz!" Ne demek istediklerini açık açık söylemekten çe- kınmiyoriari Nasıl olacak o eylem? Birbaşkaldırıyla!.. Cuma namazından çıkanlar silahlanyla mı yürü- yüp, bir yerieri ele geçirecekler? Nasıl olacak o eylem? Tıpkı 23 Arahk 1930'da Menemen; 19931e de &- vas'ta olduğu gibi mi? Nasıl olacak bu eylem? RPMderi Necmettin Erbakan'ın peşine takılarak mı; yoksa Abdurrahman Dilipak ın önderiiğinde mi? ••• Sokaklara dökülen, cami çıkışlarında, "Türkiye Israil değildir" diye bağıranlann Müslümanlıkla uzaktan yakından ilişkisi yoktur... Kimdir bunlar? Dün Fatih'te ve Beyazıt'ta gösteri yapanlann he- men hemen tümü İBDA-C ve Hizbullah militanlany- la onlara parasal destek sağlayan din bezirgânlan- dır... Amaçlan dün ne ise bugün de aynıdır Laik de- mokratik cumhuriyeti yıkmak!.. Ama bunu başaramayacaklardır... Artık foyalan meydana çıkmış, Anadolu Müslüma- nı gerçeği görmüştür... Adı ve adresi bizde saklı bir yurttaşımızın yazdık- lannı birlikte okuyalım: "Ben çocukluğumdan beri beş vakit namaz kılar- dım. Bugün 50yaşındayım. Ancak, gördüm ki, 'Na- mazı cihat için kılarsanız sevaptır' denilıyor. Bunu camilerde imamlar söylüyor. Uç aydır bu nedenle camiye gitmiyorum, namazı evde kılıyorum. Yaşa- yarakanladım ki, bunlar Müslüman değil, güzel Tür- kiyemizi Iran'a dönüştürmekistiyoriar..." Ben Akdeniz kıyılarındayım... Kimi DYP'lilerie görüştüm... Tansu Çiller'e mesajlan şu: "Bırak Erbakan Hoca'nm ipine sanlmayı, laik cumhuhyete sahip çık!.." Faks numaramız: 0212/513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Çetinkaya (S Planetcom. TR İrticacı kadrolaşmaya Danıştay'dan durdurma BANUSALMAN ANKARA - Çalışma Bakanlığı \e bağlı birim- lennde yoğun kadrolaşma hareketi gerçekleştinlen RP'li NecatiÇeük'in, SSK personel yönetmeliklerin- de yaptığı partizan atama- lara olanak sağlayan deği- şıkliklerden sonuncusuna da Danıştay yürütmeyi durdurma karan verdı. REFAHYOL'un istifa- smı sunmasmın ardından son 15 gün içinde yaklaşık 1300 kışınin sınavsız ola- rak sağlık personeli göre- viyle SSK'de göreve baş- latıldığı öğrenildi. Danıştay 5. Dairesi'nin, SSK'nin atama. nakil ve unvan yükselmesine iliş- kin yönetmeliklerinde ya- pılan değişıkliklerde "kad- rolaşma" amacıru saptadı- ğı kararlannın ardından Danıştay 12. Dairesi de son partizan atama yönetmelik değişikliğıni yürürlükten kaldırdı. REFAHYOL dönemin- de birkaç kez sürülen SSK çalışanı Cafer Yıldız'ın açtığı ve Çağdaş Hukuk- çular Derneği Genel Baş- kam avukat Aydın Erdo- ğan'ın yürüttüğü da\ada Danıştay 12. Dairesi. SSK Personel Yönetmeliği'ni, "Sağlık hizmetieri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı,eği- tim ve öğretim hizmetieri sınıfı ve avukatlık hizmet- ieri sınıfında tadat edUen- ler ile mecburi hizmetli personel ve başka kurum- İardan naklen atanacak personel sınavsız atanabi- lir" biçimindekı değişik- liğe karşı yürütmeyi dur- durma karan verdı. RP'li Çelik döneminde şaıbeli sınav la alınan 2 bin 500 kişılik idari personel dışında, yedekte bulunan 2 bin 500 kişı de SSK'de işe başlatılmış, sınavsız sağlık elemanı alımı için de el altından başvurular alınmıştı. Duyuru yapılmadan gerçekleştinlen sınavsız personel alımında kadın- lann türbanlı olmasının is- tendiği ve RP teşkilatlan- nın da atamalarda etkınli- ği olduğu ileri sürülmüştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle