25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 Doktora teziiKİe skaııdal /. Ü. îletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Samsun Demir, doktora tezini Yrd. Doç. Adem Sözüer'in lisans tezinden 'kopyalama' yaparak yazmış FİGEN ATALAY tstanbul Ünıversitesi îletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Samsun Demir' in doktora tezinde çok büyük ölçüde intihal yaptığı ortaya çıkanldı. t.Ü. Sosyal Bılimler Enstitüsü'nce üç profesörden oluşturulan inceleme komisyonu. Samsun Demir'in, doktora tezini, t.Ü. Hukuk Fakültesi öğretım üyesi Yrd. Doç. Adem Sözüer'in yüksek lisans tezinden çok büyük ölçüde aktanmlar yaparak hazırladığına karar verdi. YÖK Denetleme Kurulu Başkanlığı, yaklaşık bir yıl önce Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden. Yrd. Doç. Samsun Demir ile intihal yaptığı öne sürülen Adem Sözüer'in tezlerinin incelenmesini istedi. Bunun üzerine Hukuk Fakültesf nde görevlı üç profesörden oluşturulan komısyon. Demir'in 1991 yılında yazdığı "Türkiye'de Basın Suçlannda Sorumluluk ve Yargılama Rejimi" başlıklı doktora tezı ile Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Adem Sözüer'in 1987 yılında yazdığı "Basın Suçlannda Ceza Sorumluluğu" başlıklı yüksek lisans tezini incelemeye başladılar. Demir'in 135 sayfalık doktora tezinin danışman hocası Prof. Dr. Tayfun Akgüner. Sözüer'in 165 sayfalık yüksek lisans tezinin danışman hocası ise Prof. Dr. Kayıhan İçel'di. Komisyon üyelerinin yaklaşık bir yıl süren incelemesi sonucunda hazırlanan raporda. "Samsun Demir'in doktora tezinde Adem Sözüer'in 1986 tarihli yüksek lisans tezinden çok büyük ölçüde aktanmlar yapılarak intihal yoluyla hazırlandığr belirtildi. Rapor daha sonra YÖK Denetleme Kurulu Başkanlığı'na gönderildi. Yaklaşık iki aydır incelenmesine karşın henüz bir sonuca vanlamadı. Ya da sonuca vanldı ama YÖK yetkilileri bunu kamuoyuna duyurmak istemiyor. Çünkü, bu tezle ilgili olarak bir aydır neredeyse her gün sorduğumuz sorular yanıtsız kaldı. YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sedat Antürk, sorulanmızı YÖK Başkanı'nm izın vermesi halinde yanıtlayacagını söyledi. Ancak YÖK Başkanı, Prof. Antürk'ün bizimle konuşmasına izin vermedi. Iki tez birlikte incelendiğinde, Demir'in, tezinin neredeyse tamamını dipnotlanyla birlikte Sözüer'in tezinden aldığı hemen anlaşılıyor. Isteyen herkes iki tezi de inceleyebilir. Adem Sözüer'in tezi kitap olarak piyasada satılıyor, Samsun Demir'inki ise kütüphanelerde bulunabihr. Istanbul Üniversitesi koridorlannda yıllardır konuşulan Samsun Demir'in tez skandalının ortaya çıkanlmasından sonra üniversite çevrelerinde, l.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü'nün daha önce intihal yaptığı ortaya çıkanlan tez sahiplerinin unvanlannı geri almasına karşın bu olayda hâlâ neden bu yönde bir girişimde bulunmadığı merak ediliyor. 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü mahkemeye verdiler CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Ondokuz Mayıs Üriiversite- si'nde görevli 7 öğretim üyesi, örgütlenme özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle Rektör Prof. Dr. OsmanÇalar'ı mahkemeye verdi- ler. Öğretim üyelen, Aydınlar Ocağı üyesi olan Çakır'ın, bilimsel çalışmalar için kur- mak istedikleri derneğı engellediğinden ya- kjndılar. Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğretim üye- lerinden Prof Dr Süleyman Çelik, Prof. Dr. Mehmet Dag. Prof Dr. Yunus Pınar, Prof. Dr. Musa Onar. Doç. Dr. Mehmet Elbistan . Doç. Dr. TanerÖzbenli ve Doç. Dr. Ahmet Şahin. bir süre önce "üyeler arasında birlik ve dayanışmay ı sağlamak, bilimsel çalışmala- n özendirmek" amacıyla "Samsun Akade- mik Elemanlar Derneğj"ni kurmak içın rek- törlüğe başvurdular. Ancak öğretim üyeleri uzun bir aradan sonra olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt alamayınca başvurulannı yine- lediler. Bu girişimden de sonuç alamayan öğretim üyeleri, Samsun Bölge tdare Mahkemesi'ne dava açtılar. "Bilime önem vermeyen ve bi- lim adamlannı dışlayan ülkelerin başka ülke- lerin güdümüne girmcve ve en sonunda tarih sahnesinden siliıuneve mahkûm olatağuıa" i lfete h t dava dilekçesinde şu görüşlere yer verildi: "Bu nedenle üniversitelerimizde. yaratıcı dü- şüncelerini ortaya koyabilmeleri için öncelik- le öğretim elemanlannın düşiincclcrini öz- gürce ifade edebilmeleri sağlanmalıdır. Der- nek kurma özgürlüğünün bile bulunmadığı bir üniversitede bilimsel özgürlükten söz et- mek mümkün değildir. Kendileri hür ouna- yanlar 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür ne- siller' yetiştirebUirler mi?" Başta Ankara, Istanbul, tstanbul Teknik Üniversitesi olmak üzere ODTÜ. Gazi, Ege, Dokuz Eylül ve Çukurova gibi pek çok üni- versitedeki öğretim üyeleri tarafından bu tür derneklerin yıllar önce kurulduğuna dıkkat çekılen dava dilekçesinde, rektör ve çok sa- yıda öğretim üyesinin "Aydınlar Ocağı" üye- si olduğuna işaret edilerek şöyle devam edil- di: "Üniversite öğretim elemanlannın der- neklere üye olmalannı yasa rektörün iznine bağlamış olmakla birlikte, bu yetkinin keyfi olarak kullanılmaması gerekir. Kaldı Id On- dokuz Mayıs Üniversitesi'ndeki birçok öğre- tim üyesi Aydınlar Ocağı gibi belirli bir siya- sal görüşün savunuculuğunu yapan dernek- lere de üyedir. Rektör Osman Çakır'ın yanı sıra üniversite öğretim elemanlannın birço- ğu bu demeğin üyesidir. Bu gibi derneklere üye olma izni verUirken hiçbir siyasal amaç taşımavan, sadece bilimi yüceltmeyi ve bilim- sel düşünceyi yaşama geçirmeyi Uke edinmiş olanJann dernek kurma talebine yanıt veril- memesi, öncelikle bir hizmet kusuru oluştu- rur, yasanın amacına ters bir davranış olur ve en önemlisi anayasamızın 33. maddesine ay- kındır." Boğaz da büyük tehlike atlatıldı tstanbul HaberServisi-tstanbul Boğazı dün iki tehlike atlattı. Rusya'dan Istanbul'a gelen 'Vltyaz' adlı yolcu gemisi tstanbul Boğa- zı'ndan geçerken dümen kilitlenmesinden do- layı Tarabya sahilınde karaya oturdu. Türkiye Denizcilık Işletmelerine ait (TDt)'Tnıva' ad- lı yolcu feribotu da şiddetlı akıntı nedeniyle Yeniköy'deki biryaluıın iskelesine çarptı. Istanbul Liman Başkanlığı'ndan alınan bil- giye göre Kaptan Victor İlin yönetimindeki 150 yolcu taşıyan geminin. Istanbul'a ulaş- mak üzere boğaza girdiği sırada dümen kilit- lenmesi sonucu sabah 07.00'da Tarabya önle- rinde karaya oturduğu belirtildi. Istanbul'a ti- caret yapmak için gelen 110 metre uzunlu- ğunda. 5.291 grostonluk yolcu gemisindeki anza. tahliye edilmesine gerek kalmadan Türk görevlıleri tarafından gıderildi. Kılavuz kap- tan aldığı belirlenen geminin yolculannın Ka- raköy nhtımma nakledildiği bıldirildi. Rıze'den hareket ettikten sonra Karadeniz limanlanna uğrayarak lstanbul'a gelen. Kap- tan Oğuz Tosuner yönetimindeki Truva adlı feribot. Istanbul Boğazı'ndan geçerken saat 15.30 sıralannda şiddetli akıntıya kapıldı. Akıntının etkisiyle sürüklenen fenbot, burun kısmından Yeniköy Köybaşı Caddesi 115 nu- maradaki işadamı Mehmet Naci Güler'e ait yalının iskelesine çarptı. Kaza sırasında 200 yolcu ile araçlann bulunduğu feribotta herhangi bir hasar mey- dana gelmedi. Truva feribotu, saat 17.30 sıralannda da yolcularını indirerek lzmir'e hareket etti. Şeriatçılann mitinginde adını duyuran Chantal'in babası Jean Zakari 4 Kızımla gurur duydum' HAKAN DİRİK tZMİR-"Kınmlaonur duydum. gururiandım. Eminim Id binlerce Türk genci aynı hareketi yapardı_" Birçok dernek ödül vermek için ona ulaşmaya çalışıyor, ama baba Jean Zakari. kızının reklam malzemesi olmasını istemiyor. Yukanda söylediği gibi kızının davranışını bireysel tepkiden çıkanp binlerce Türk gencine mal edıyor. 1690'danbuyana 11 kuşaktır Türkiye'de yaşayan Zakan ailesinin üç çocuğundan binsi olan Chantal Zakari. şenatçılann Ankara'dakı mıtıngiyle adını Türkıye'ye duyurdu. 18 yaşında gıttiği Amerika'da Chicago Güzel Sanatlar Enstitüsü Grafık Bölümü'nde öğrenim gördükten sonra burada araştırma görevlisi olarak kalan Zakari. "Atatürk ûnajının halk arasında kullanılması" konulu araştınnası ıçın eşiyle w w a m ü Jean Zakari, olaydan kendisinin de televizyon aracılığıy la haberdar olduğunu, kızının za- rar göreceğinden endişetenmediğinL, çünkü kötü bir şey yapmadığını söyledi. bulunuyor. Sekız yıllık kesıntisiz temel eğıtim karşıtı gösteride elinde tuttuğu Atatürk fotoğrafinı bir metre ilerisindeki şeriatçılara doğru uzatan Zakari'nin babasına göre bu y, demokratik birtepki ve— olağan. Aynı zamanda bir görev. Chantal'in lzmir'de yaşayan turizmci babası Jean Birçok dernek ödül vermek için Chantal'a ulaşmak istiyor. Zakari. 18 Temmuz 1939'da doğduğunu belirterek şunlan söylüyor: "tlkokulu gittiğim zamaa, bize Uk öğretik'n şe> AtMCnctA. Anitnn. bsbam • • Atatürk'ü görmüş, onun zamarunı ve sonrasını yaşamış insanlartlı. Evimizde Atatürk konuşulurdu. Biz, Atatürk'ü her zaman takdir eden insanlanz. Bu bugün de değişmedi. Çocuklanmızda da bu saygı devam ediyor. Kızım. bunu sanatia da birlestinü. İdealist bir kn olduğu için de bu davranışı yapb. Kram için ve Türkiye için Atatürk büyük bir semboldür.'" Olaydan kendisinin de televizyon aracılığıyia haberdar olduğunu ve "gunuiandığmı" anlatan Jean Zakari, kızının zarar göreceğinden endişelenmediğini, çünkü kötü bir şey yapmadığını anlatıyor: "Bu bizim fikrimiz, biz Atatürkçüy üz; başkalan başka şekilde düşünebilir. Ama bunlar uygarca yapılmaİL Kavga dövüş ve kanla değiL Sekiz yülık temel eğitimi gerekli ve ilk adım olarak görüyorum." Babasının yanından telefonla görüştüğümüz Chantal Zakari. Atatürk'ün Türkiye için çok önemli bir sembol olduğunu ve bu sembolün halk arasındaki anlamını araştırdığını dile getirerek şeriatçılara Atatürk fotoğrafinı gösterdiği anı şöyle anlatıyor: "O anda, doğru tuttuğumda Atatürk'ün fotoğrafı Kılık Kıyafet Yasası'nın sembolü oMu. Atatürk'ün resmi cumhuriyete olan bağlılığın simgesidir. Atatürk heykeDeri, fotoğraflan ülke insanının birieşme noktasıdır. Esnaflar işyerlerine Atatürk fotoğran asıyor, törenler Atatürk hevkellerinin önünde yapıhyor. Atatürk'ün resmL bir adamın resmi ounaktan çıkmtşür. cumhuriyete olan bağlılığuı simgesidir. Bu arada basının ban istekierini de çok yadırgıyorum. Benden çocukluk fotoğraflanmı bile isteyen oldu. Söy lediğün gibi yaptığım kahramanhk değü, berkesin yapması gereken bir da\ ranış. Tepkimin bireyseOiğe indirgenmesini yadırgıyorum.*' Chantal Zakari, kahraman yerine konulmaktan yakınarak "İnsanlar birilerine sığınmak yerine kendi tepkiİerini göstermesini bilmeii" derken baba Zakari'nin son cümlesi, bizim de dileğimiz: "Eminim ki binlerce Türk genci de bu işi aynı şekikfc yapanh." DYP'de 8yü tartışması HÜLYA KARABAĞLI ANKARA - 8 yıllık kesintisiz eğitimi öngö- ren yasa tasansı konu- sunda RP ile aynı çizgi- de buluşarak "ret" oyu vereceğini açıklayan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, gruptaki farklı sesleri kesemedi. REFAHYOL hükümeti döneminde Çiller'e "Hükümetten çekUin" diyen Bursa Milletveki- lı Ali Osman Sönmez, bağlayıcı grup karan alınmaması durumunda TBMM Genel Kunı- lu'nda yapılacak oyla- mada iktidarla birlikte "kabul" oyu kullanaca- ğını söyledi. TurhanTa- yan, Ayfer Yılmaz, Os- man Berberoğiu ve Ha- san Karakaya'nın oyla- maya katılmama eğilı- minde olduğu belirtildi. DYP'yı radikal sağa çekmekle suçlanan Çil- ler'in, kesintisiz eğitim- dc izlediği "tmam-ha- tipleri kapattırmayız']^ tavn, mûhafazakâr'Tcâ- nattaki mılletvekillerinı rahatlattı. DYP grup başkanveki 1leri Saffet Ankan Bedük, Mehmet Gözlükaya ile yenı seçı- len Turhan Güven, "yönlendirme"nin ol- madığı bir tasanya des- tek verilmeyeceğini bil- dirdiler. DYP grubunun serbest bırakılacağını kaydeden Güven, "El- bette ret oyu vereceğim'' dedi. DYP genel merkez yöneticilerinden Hasan Ekinci, MehmetGöihan, Cihan Paçacu Nurhan TekineTin de oylamada ret oyu kullanacaklanna dikkat çekilirken genel başkan yardımcısı Hay- ri Kozakçıoğlu. tasannın son şeklini görmeden tavnnın belli olmayaca- ğını bildirdi. Hükümetin 8 yıl kasintisiz eğitim yasa tasansına destek veren DYP Genel Baş- kan Yardımcısı Nahit Menteşe'nin ise oylama- ya katılmayacağına işa- ret edildi. DYP Muş Milletveki- li Necmettin Dede ve Sa- lim Ensarioğlu da oyla- mada ret oyu verece- ceklerini belirttiler. Oda üyeleri Bakan Talay'dan binalannın kendilerine teslim edilmesini bekliyor Miınarlardan Kahraman^a tazminat davası İstanbul Haber Servisi- RE- FAHYOL hükümeti dönemin- de hukuk dışı yollarla Yıldız Sarayı Dış Karakol Bina- sı'ndan bir geceyansı operas- yonuyla çıkartılan Mımarlar Odası tstanbul Büyükkent Şu- besi. eski Kültür Bakanı İsma- fl Kahraman, Kültür ve Tabi- at Varlıklannı Koruma Genel Müdürü Altan Akat ve Kültür Bakanlığı Müsteşan Cevdet Türkoğlu hakkında tazminat davası açıyor. tstanbul 3. tdare Mahkeme- si'nin, Kültür Bakanlığı'nın Mimarlar Odası'nı binadan çı- kartmasıyla ilgili işlemlerini hukuka aykın bularak iptal et- mesinin ardından, dün Mi- marlar Odası üyelen. Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası önünde bir toplantı düzenle- di. Mimarlar Odası tstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Prof. Dr. Cengiz Eruzun. 29 Kasım- 2 Aralık 1996 tarihle- rinde "Gece yansı operasyon- lanyla" hukuk dışı biçimde ve polis zoruyla tahliye edildik- leri bınanın kendilerine geri verildiğini bildiren İstanbul 3. tdari Mahkemesi 'nin nihai ka- rannı. yeni Kültür Bakanı İs- temihan Talay 'a gönderdikle- rini söyledi. Eruzun, Mimar- lar Odası'nın hukuk dışı yol- larla binasından tahliye edil- mesini sağlayan REFAHYOL hükümetinin tsmail Kahra- man, Kültür ve Tabiat Vaı lık- lannı Koruma Genel Müdürü Altan Akat ve Kültür Bakan- lığı Müsteşan Cevdet Türkoğ- lu hakkında tazminat davası açacağını vurguladı. REFAHYOL hükümeti dö- neminde cumhuriyet tarihinin en büyük kültür katliamlan- nın yaşandığını belirten Eru- zun, tahliye karannın ardında da Mimarlar Odası'nın, bu ta- lanlara karşı çıkmasının oldu- ğunu söyledi. • Eruzun, Ta- lay'dan mahkeme karan uya- nnca binanın kendilerine tes- lim edilmesini bekledıklerinı belirtti. Mimarlar Odası üyeleri, Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası önünde bir toplanO yaparak en büyük kültür katlianıırun REFAHYOL döneminde yapıldığuu beürttiler. (IPE K YEZDANI) Uzaklara yolculuk İstanbul Haber Servisi - FotoğTafevi tarafından düzenlenen ve çeşitli mes- lek gruplan ile öğrencile- rin oluşturduğu grubun Asya ülkelerini kapsayan "Uzakiara yolculuğu", dün Ortaköy Meydanı'nda gezinin sponsoru lsuzu ta- rafından düzenlenen bir şenlikle başladı. Otobüsle yaklaşık 7 hafta sürmesi planlanan ve tran. Hindis- tan, Pakistan ile Nepal'i kapsayan geziye, değişik meslek gruplan ve öğren- cilerden 11 kişi katılıyor. tki biner dolar ödeyerek geziye katılan grubun üye- leri, gittikleri ülkelerdekj çocuklara; Türk çocukla- nnın banş, dostluk ve sev- gi içerikli mektuplan ile çeşitli hediyelerini de ve- recek. Geziye katılan TRT prodüktörlerinden Asım Üvez de, yolculuk sırasın- da yapılacak çekimler ile "Asya Yollarında" adlı bir belgesel hazırlayacak. Cezaevi aracma bombah saldırı • Patlama sonucu araçta bulunan Jandarma Üstçavuş Faruk Akdoğan, Jandarma Onbaşı Hakan Turgut, zırhlı araç sürücüsü Uğur Küçük ile tutuklulardan Ali Kurt yaralandı. RECEP BULUT KIRŞEHİR/K.\YSERİ- Sıvas davası sanıklannı An- kara'ya götüren cezaevi ara- cı. Kırşehir'in Akpınarilçe- sı yakınlannda bombah sal- kişinin yaralandığı saldın sonrasında DHKP/C örgü- tünün amblemını taşıyan bez parçası bulunurken ga- zetemizı arayan bir kişi de eylemi TKP/ML TtKKO örgütü adına üstlendi. Kırşehir E Tipı Ceza- evi'nden Sıvas davası 8 sa- nık Ankara DGM'dekı du- ruşmalanna götürülürken saat 08.15 sıralannda ceza- evi aracının Akpınar ilçe- sinden geçişi sırasında yol kenanna park etmış olan bomba yüklü 34 UVR 61 plakalı otomobil. uzaktan kumanda ile patlatıldı. Pat- lamanın etkisiyle cezaevi aracının ön kısmı parçalan- dı ve taşıt yaklaşık 300 met- re sonra durabıldi. Bomba konulan otomobilin parça- lan ise olay yerinden 300- 400 metre uzağa kadar da- ğıldı. Patlama sonucu ceza- evi aracında bulunan Jan- darma Üstçavuş Faruk Ak- doğan. Jandarma Onbaşı Hakan Turgut zırhlı araç sürücüsü Uğur Küçük ile tutuklulardan Ali Kurt ya- ralandı. Parçalanan otomo- bilin içinde DHKP'C örgü- tünün amblemini taşıyan bir bez bulunurken gazetemizi arayan bir kişi de eylemi TKP'ML TtKKO örgütü adına üstlendi. Kırşehir Vali Vekili Os- man Gürbüz, patlama sıra- sında. aracın ön kısmmda bulunan bir astsubay ile bir er bombanın parça tesiriy le yaralandığını ve yaralılann Akpınar Sağlık Ocağı'nda yapılan ilk müdahaleden sonra Kırşehir Devlet Has- tanesi'ne sevk edildiğıni be- lirtti. Gürbüz, olaydan he- men sonra, cezaevi aracının, tutuklulann kaçmaması için Akpınar Jandarması tarafın- dan kordon altına alındığını, tutuklulann daha sonra baş- ka bir araçla Kırşehir Ceza- evi'ne geri getinldıklenni, saMın tiüzenleycnlerrn ya-- kalanması içın bölgede ge- niş çaplı arama ve operas- yon başlatıldığını söyledi. Akpınar yakınlannda sal- dınya uğrayan cezaevi ara- cında bulunan sanıklardan Me\lüt Atalay. Ekrem Kurt, Halil İbrahim Düzbiçer,Os- man Çıbıkçı, Yüdınm Yük- sel ve Özay Karatürk çar- şamba günü, Gürün Ceza- evi'nde tutulan DurmuşTu- fan ve Ali Kurt adlı sanıkla- nn ise önceki gün Kırşehir Cezaevi'ne götürüldüğü öğ- renildi. Cezaevi aracının saldınya uğraması üzerine Ankara DGM'de dünyapıl- ması gereken Sıvas olaylan davası ileriki bir tarihe erte- lendi. Bir sanık, iki sanık avukatı ve CHP Ankara Milletvekıli Yılmaz Ateş'in de katıldığı duruşmada söz alan CHP Ankara Milletve- kili müdahil avukat Önder Sav. sanıklann getırileme- mesi nedeniyle savunma yapamayacaklannı söyledi. Sıvas olaylan davasında yargılanan 41 sanık, Anka- ra 1 No'lu DGM'de yapılan duruşmada 15'er yıl ağır hapse mahkûm edilmişti. Yargıtay'a gönderilen dava dosyasında, yüksek mahke- me, aralannda 8 sanığın da bulunduğu 41 sanığa veri- lecekcezarunTCK'nin 146. maddesı gereğince idam ol- ması gerekçesiyle, DGM karannı bozmuştu. Ankara 1 No'lu DGM'de yeniden başlanan yargıla- madakı savcılık mütalaasın- da. Yargıtay'ın bozma kara- nna uyulması istenmişti. Sıvas olaylan sanıklan halen Sıvas ve Gürün Ceza- evi'nde tutuklu bulunuyor. Trafik kazalarında temmuzda 684 kişi öldü .\NKARA(AA)-Otomo- bil, ınsan ve karayolu... Ço- ğu zaman özlemı sonlayan, aynlıklan kaldıran ya da başlatan, ancak aldığı can- larla da "hasreti sonsuz kı- lan" bir üçgen... "İçinizdeki trafik cana»- nnı durdurun" diye başla- dı kampanyalar. Trafik Ya- sası, günün koşullanna gö- re yeniden düzenlendi. Yap- tınmlar arttınldı. Ama dur- madı trafik canavan... Uzaktan baktık kımi za- man, uzaktan üzüldük ve unuttuk... Kimi zaman bir yakınımızdı kazaya kurban olan, yüreğimizde duyduk acıyı... Temmuz ayında, yurdun değişik merkezlerinde mey- dana gelen ve Anadolu Ajansı Haber Merkezi'ne ulaşan kazalarda, 684 kişi yaşamını yitirdi. Bu kaza- larda yaralananların sayısı ise 970. Trafik kazalanna en fazla kurban lzmir'de veril- di. Bu il sınırlanndaki kaza- larda 37 kişi öldü, 31 kişi yaralandı. Konya'daki kaza- larda ise 34 kişi hayatını kaybetti, 35 kişi de yaralan- dı. Temmuzdaki trafik ka- zalannda ölü ve yaralı sayı- sının bazı illere göre dağılı- mı şöyle: Samsun'da 31 ölü, 63 ya- ralı;Bursa'da30ölü, 14 ya- ralı; Antalya'da 25 ölü. 20 yaralı; tstanbul'da23 ölü. 55 yaralı: Gaziantep'te 22 ölü, 30 yaralı; Eskışehir'de 19 ölü, 31 yaralı; Balıkesır'de 19 ölü, 11 yaralı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle