25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE HABERLER Susurluk yeniden tettiş kurulunda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz, Başbakanhk Teftiş Kurulu Başkanvekili Kutlu Savaş'a Susurluk kazası sonrası ortaya çıkan bağlantılan soruşturma talimatı verdi. Yılmaz'ın geçen hafta sözlü talimatla Susurluk skandalı konusunda inceleme Vapmasını istedıği Kutlu Savaş, çalışmalannı tamamladi. Savaş, Başbakanlığa gönderdıği yazıda soruşturma için 'olur' istemini Yılmaz'ın onayına sundu Yılmaz, Savaş'ın bu istemini yerinde görerek onay verdi. Bu onayla birlikte Savaş'a Susurluk bağlantılan konusunda soruşturma talimatı verildi. Emekliği Sandığı Kanunu'nda degişiklik • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlı Kuvvetler Iç Hizmet Kanunu. Devlet Memurlan Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nda degişiklik yapılmasmı öngören kanun tasansı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Tasan ile devlet memurlan ve kamu görevlilerinin bakmakla yükümlü bulunduklan kişilere de yurtdışında tedavi imkânı getiriliyor. RP'den bir engelleme daha • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aile içindeki şiddetin önlenmesı amacıyla hazırlanan yasa tasansı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmek üzereyken. RP engellemesine takıldı. Aile içinde eşlerden biri veya çocuklara şiddet uygulanması durumunda, kendileri başvurmasalar da döven kişiye üç aydan altı aya kadar hapis cezası getiren yasa tasansının son fnaddesine geiindiğinde, RP'li Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet Tekdal tasanyı geri çekti. MEB'den yeni düzenleme • İstanbul Haber Servisi - Milli Eğitim Bakanlığı'nca getirilen düzenlemeyle 1996-97 öğretim yılında ortaöğretim kurumlannın 10. sınıfmda okurken birinci dönem sonunda yöneldikleri alanlarda derslerinde güçlük çeken öğrencilerin alanlannı değiştinnelerine olanak tanınmasına karşın, 11. sınıf öğrencilerin alanlannı değiştiremeyecekleri bildirildi Nüfus sayımı genelgesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz, 30 Kasım 1997 tarihinde yapılacak nüfiıs sayımı sınsında, bütün bakanlıklann, mülki idare amirliklerinin. KİT'lerin, mahalli idareler ile bölge teşkilatlannın Devlet Istatistik Enstitüsü'ne (DİE) yardımcı olmalannı istedi. Yılmaz, genelgede sürenin kısıtlı olduğunu hatırlatarak çalışmayı yakından takip edeceğini bildirdi. Zamlara tepki • İstanbul Haber Servisi - Belediye-İş Sendikası İstanbul şubeleri tarafından zamlan protesto eden ortak bir yazılı basın açıkJaması yapıldı. Şark Kahvesi'nde, Okmeydanı Halk Meclisi öncülüğünde toplanan yaklaşık 500 kişi adına yapılan basın açıklamasında da ANASOL-D'nin "sermayenin" hükümeti olduğu savunuldu. Belediye- tş tarafından yapılan açıklamada. zamlann nedeninin yüksek işçi ücretleri değil bozulan ekonomik dengeler olduğu bildirildi. Açıklamada, enflasyonun düşmesı için gerginlik politikası izlenmemesi, ülkede yaşanan kargaşanın banşçı yollardan çözülmesı ve çalışanlar ûzerindeki baskının kaldınlması gerektiği ifade edildi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Adem uyardı 6 Gizli yönlendirme var'EBRU TOKTAR .ANKARA - 8 yıllık kesintisiz eğitim yasa tasansının ANAP'lı muhafazakârlara ödün olarak ge- tirilen 4. maddesi, din eğitimini hafta sonu ve yanyıl tatilleriyle yaygınlaştınrken "imam-hatiple- re gizli yönlendirme" de içeriyor. Diyanet Işleri Başkanlığı'na bağ- lı Kuran kurslannın Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerince denet- lenmesi konusunda şimdiye kadar yaşanan sorunlar ve yetersiz yap- tınmlann, kesintisiz eğitim döne- minde de bu kurslann artmasma koşut olarak süreceğine dikkat çe- kıldi. Yapılan son değişikliğe göre 4. madde, u Din eğitiıni ve öğretimi, ktşilerin kendi isteğine, küçükle- rin de kanuni temsiicilerinin tale- binebağbdır.Bu eğitim veoğretim. örgûn eğitim kurumlan dışında Diyanet IşleriBaş kanlığj'ncaveri- Br. Milli Eğitim Bakanuğı'ıun de- netim ve gözetiminde tatillerde Di- yanet İşleri Başkanlığı'nca verilen bu amaçh kurslardan yararlana- caköğrencilerin. ilköğretimin 5. sı- nıfinı tamamlamış olmalan gere- Idr" şeklınde hiikme bağlandı. Isteğe bağlı din eğitiminin Di- yanet işleri BaşkanlığYnın açaca- ğı kurslarla gerçekleştirilmesini öngören 4. madde, hafızlık eğiti- mine yeni düzenleme getiriyor. Kuran kurslarrnda verilecek öğre- tım programı, Milli Eğitim Ba- kanlığı Talim Terbiye Kurulu ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın or- tak çalışması ile belirlenecek. Di- yanet İşleri Başkanlığı'nca açıla- cak resmi nitelikli kurslar dışında tüm Kuran kurslan kapatılacak. Denetim Milli Eğitim Bakanlığı ilköğretim müfettişlerince yapı- lırken Kuran Kurslan Yönetmeli- ği'ne aykın eğitim veren ve fizi- ki koşullan uygun olmayan kurs- lar kapatılacak. Vakıflar ve tari- katlarca sokak aralannda açılacak her türlü Kuran kursunun da ka- patılmasına çalışılacak. Tasanda, isteğe bağlı din eğiti- minin 'tatillerde'" v erileceği belir- tilerek zamanm esnek tutulması, "Kuran kurslan, imam-hatip okullannın hazırhk kurslanna dö- nüşebilir*" kaygısı yarattı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fa- kültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Adem. Öğretimin Birli- ği Yasasfna göre tüm okullann Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olması gerektığıni anımsatarak "4. maddenin tasandan çıkanl- ması gerekirdi. İsteğe bağlı din eği- timinin hangi tatil döneminde ve- rileceği de betirlenmemiş. Kuran kurslanna ilköğretimi bitiren öğ- rencilerin girmesi gerekirdi" de- Ecevit, 4. maddenin inanç sömürüsünü engelleyeceğini ileri sürdü ' 8 yıl Atatürk'ün zaferi'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, temel eğitim reformunun gcrçekleştırilfnesinın "laik cumhuriyetin, 55. hükümerjn, ölümünden 59 yıl sonra Atatürk'ün zaferi olacağını" söyledi. "Çağın akışına karşı kürek çekenterin" TBMM'de "hüsrana uğrayacağuu" vurgulayan Ecevit. "Azınlık hükümeti, cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim reformunun temelini atmış olacak" dedi. Ecevit. CHP'nin 4. maddeyle ilgili itirazlanna da. "Bu madde yasada yer almasaydı din eğitimindeki inanç sömürüsünü önlemek çok zorlaşmış olacaktT karşılığını verdi. Ecevit, dün parlamentoda partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 8 yıllık eğitim yasasının önemini vurguladı. Tasannın komisyon aşamasında olduğu gibi TBMM Genel Kurulu aşamasının da başanyla sonuçlanacağını vurgulayan Ecevit. "Bu basanTBMM'nin, ölümünden 59 yıl sonra Atatürk'ün yeni bir zaferi olacaktır** deyince, mılletvekilleri ayağa kalkarak alkışlamaya başladı. Milli Eğitim Bakanı Hikmet lÜuğbay ile tasannın komisyonda görüşülmesi sırasında katkı verenlere ve "CHP'nin olumlu katkuuuT teşekkür eden Ece\ it. "Anlayabildiğûn kadanyla 4. maddeyle ilgili olarak CHP metnin özüne değiL bu yasada yer almasına karşı. Oysa 4. madde bu yasada yer almasaydı din eğitimindeki inanç sömürüsünü önlemek çok zorlaşmış olacakn" dedi. Ecevit, "Çocuklann, gençlerin laik demokratik cumhuriyet karşıüannca sömürülmesi artık son bulacak. İnanç özgürlüğü ile laiklik bütünleşmiş olacakür" diye konuştu. Başbakan Yardıması Ecevit, eğitim refbrmuyla u eğitimde fırsat eşitiiğinden olanak eşit- üğj" dönemine geçileceğini. çocuklann inanç sömürücülerinin maddi tuzaklanndan da kurtulacağınısöyledL(Fotoğraf: HASAN AYDIN) di. Haftada ikişer saat üzerinden verilen din kültürü ve ahlak der- sınin dışında "isteğe bağlı din eği- timi" getirilmesinin yanlış oldu- ğunu vurgulayan Adem, imam- hatip liselerine gızli bir yönlen- dirme yapılmaya çalışıldığını söy- ledi. Adem. "Bu isteğe bağlı din eğitiminin gerekçesi ne? Bunun gerekçesL isteyen öğrencileri i- mam-hatip liselerine hazırlamak- sa. imam-hatip liselerinin ha/ırtık sınıfı açdryor. İsteğe bağlı kurslar- da Kuran ve Arapça öğretilecek. Bu düzenlemeyle yazılı olmayan, gizM, kamufle edilmiş bir yönlen- dirme olabiür" uyansında bulun- du. Adem, Diyanet İşleri Başkanlı- ğı'nın 633 sayılı Kuruluş Yasa- sı'na göre bu başkanhğın okul ve kurs açma yetkısine sahip olmadı- ğını vurguladı. Diyanet tşleri Baş- kanlığı'na Kuran kursu açma yet- kısi vermeyen yasanın, yönetme- likle delindığıni belırten Adem. "Bu yönetmelikresmenyasaya ay- kın. Yönetmelikler yasaya göre düzenlenir. Yasay la verilmeyen bir göre\ yönetmelikle sağlanmaz. Ya- saya aykın olarak Kuran kursu aç- ma yetkisini yönetmelikle sağlayan Diyanet İşleri Başkanlığı bu göre- vi dertıaL Tevhid-i Tedrisat Yasa- sı'na göre Milli Eğitim Bakanlt- ğVna vermelidir'' dedi. TÜMÖD Genel Şekreteri Prof. Dr. Mustafa Altınt^, 4. maddenin eğıtımde ıkıncı bir kanal yarattığı- na ışaret ederek "Diyanet İşleri Başkanhğı'nın, eğitimde ikinci bir kanal açması, devrim yasalann- dan olan Öğretimin Birliği Yasası ile Milli Eğitim Temel Yasasfna aykınlık taşımaktadır. Ancak asıl önemlisi. eğitim sistemi içinde ikin- ci bir kanal açılmasıdır. Bu neden- le ikinci kanal tümüyle kapatılma- h, din hizmetlerinin yürütülmesi, kamu hizmeti olarak üstlenikcek- se, bu okullar bu hizmetin gerek- tirdiği sayıya ve içerige dönüştü- rülmelidir" görüşlenni savundu. ADD Genel Başkanı Suphi Gürsoytrak, 4. maddenin laik top- lum yapısıyla çeliştiğini belirtti. Gürsoytrak, "Zaten öteden Hiba- ren yaz aylannda isteyenlere Diya- net İşleri Başkanlığı'nın düzenle- diğikurslarda dini eğitim veriliyor. Bunu neden tekraıiamak gereksi- nimi duydular anlamıyorum" de- di. Eğıt-Der Genel Başkanı Mus- tafa Gazalcı. isteğe bağlı din eği- timinin ilköğretimi bıtırdıkten sonra verilmesı gerektiğini. bu ha- liyle 4. maddenin Öğretimin Bir- liği Yasası'na aykın olduğunu yi- neledi. RP'lilerle birlikte, devletle karşı karşıya getirilmek istenen dindarlan uyardı Yılmaz: Bu ateş herkesi yakarANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan ile partisinin "fitne çıkarmaya, kaos yaratma- ya" çalıştığım belirterek RP'li- lerle birlikte devletle karşı karşı- ya getirilmek istenen dindarlan uyardı ve "Bu ateş herkesi ya- kar* dedi. Yılmaz, Diyanet İşle- ri Başkanlığı'nm hükümettenba- ğımsız olarak ve yalnızca Islami estetik ve üslup kaygısıyla ya- yımladığı genelgenin "ezanın susturulmasryla" hiçbir ilgisi ol- madığını söyledi. ANAP'ın tüm milli ve manevi değerlerin gü- vencesi olduğunu kaydeden Yıl- maz. ezan genelgesinin de gere- kirse kaldınlabileceğini bildirdi. Yılmaz, ANAP'ın Meclis grup toplantısında yaptığı konuşma- da, afetzedelere yardım için hü- kümetin elinden geleni yapaca- ğını, trafik terörünün önlenmesi için gerekli çalışmalann yüriitül- düğünüanlattı. Haftalık ödemeler dışında devletin çiftçisine 5 kuruş borcu kalmadığını belirten Yılmaz, kü- çük ve orta boyutlu işletmelere kredi musluklannın açıldığını ıfade etti. Yılmaz. konuşmasımn büyük bölümünde 8 yıllık eğitı- me karşı çıkan RP'nin, din eğiti- mine darbe vurulduğu iddiası ve hükümete yönelik eleştirilerine yer verdi. 55. hükümet olarak Türkiye'ye yeni bir açılım yarat- maya çalıştıklannı, ayaklannda- ki prangalardan kurtarmaya ça- lıştıklannı anlatan Yılmaz, biri- lerinin de ellerinden kollanndan tutarak kendilerini geriletmeye çalıştıgını söyledi. Eğitim refor- mu ile din eğitimine darbe vu- ruiduğunun kafalara kazınmaya çalışıldığını belirten Yılmaz, kı- sır çekişmeier uğruna Türki- ye'nin geleceğinin karartılması- nın büyük bir vebal olduğunu ifade etti. TelevTzvonda 8 yüı anlattı Yılmaz, televizyonlardan dün akşam yayımlanan "Hizmete Başlarken" programında vatan- daşlara seslenerek 8 yıllık eğitim reformunu anlattı. TBMM'de bugün görüşülerek yasalaşması beklenen "Sekiz Yıllık Zorunlu İlköğretim Kanunu'nun. hükü- metin çok kapsamlı olarak ele al- dığı eğitim reformunun ılk adımı olduğunu söyledi. Bu reformun hedefinın asla Türkiye'de mev- cut okullan kapatmak olmadığı- nı kaydeden Başbakan, tam ter- sine hedeflerinin, okullann ve bu okullarda okuyan çocuklann hem sayılannı hem de imkânla- nnı arttırmak olduğunu söyledi. Başbakan. sözlerini şöyle sür- dürdü: "Çünkü Türkiye'nin eği- timde öğrenci başına ayırdığı kaynak, gelişmiş ülkelerin ayır- dıklannın 35'te biri düzeyinde- dir. Avrupa ülkeleri, bizim öğren- ci başına harcadığımız paranın 35 katını harcarken. bunu dahi yetersiz bulmakta ve bütçenin başka kalemlerinde kesinti yapa- rak eğitim harcamalannı arttır- maya çalışmaktadırlar. Türki- ye'nin, çocuklanna bu kadar az flgi göstererek Avrupa Birliği"ne girmesi veya dünya ile rekabet edcbilmesi mümkîin değUdir." Başbakan Yılmaz, eğitim re- formuna şu veya bu bahaneleîle karşı çıkan, bazı dar görüşlü çev - relerin ve istismarcılann arzu et- rikleri gibi, çocuklann zihinleri- ni denetim altında tutmaya çalı- şan çağdışı bir eğitim anlayışına izin vermeyeceklerini de söyledi. SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr özgürlük ve demokrasiyle, kadınların toplum içindeki ağırlığı arasında birebir ilişki olduğu inancındayım. Böyle düşündüğümü çeşitli plat- formlarda dile getiriyorum. Bazı erkek arkadaşlar -bunlar içinde solcu aydınlar çoğun- lukta- benim kadınlar konu- sundaki görüşlerime tepki gösteriyorlar. Bazıları var ki, islamcı kesimin tezlerine sarı- larak erkek üstünlüğünü ka- nıtlamaya çabalıyor. Öylesine abuk sabuk tezler öne sürü- yorlar ki, onlaria tartışmak bi- le bazen gereksiz hale geliyor. Tartışmak yerine Islamcıların kitaplanndan bölümleri gös- tererek hangi noktada dur- duklarını anlatmaya çalışıyo- rum. Nuriye Akman'ın, Sabah gazetesinde yayımlanan "De- ğişen Iran" başlıklı yazı dizisi, siyasi Islamın tam anlamıyla erkek egemenliğini pekiştir- meye yönelik bir akım oldu- öunu gözler önüne seriyor. ıran'da bir erkek despotizmi yaşanıyor. 'Devletin Rızası îçin Kapanmak(J)' Işte Nuriye Akman'ın kale- minden Iran'agiderken uçak- tan kadın manzaraları: "Iranlı kadın yolcuların büyük ço- ğunluğu hicapsız. fçlerinde mini etek giyeni de var, tayt giyeni de, blucinlerin üstüne dasdaracık body geçirenler de. Hepsinin ellerinde birer naylon poşet var. Güvenlik kontrolünden geçtikten son- ra bir kısmı bu poşetlerin için- den pardösü ve eşarplannı çı- karıp örtünmeye başlıyor. Bir kısmı hicaba girme anını uça- ğa binene kadar uzatıyor. Uçağımız Türk Havayolları'na ait olduğu için Mehrabad Ha- vaalanı'na ininceye kadar za- manları var. Pilotumuz Tah- ran'a inmek üzere olduğunu söylediği an eşarplar da ol- ması gereken yere, başlara geçiyor. Inanılmaz bir deği- şim. Kadınların kimliği ve tip- leh farklılaşıyor bir anda. Bir- kaç yaş birden yaşlanıyoriar sanki. Tahran'dan Istanbul'a dönerken ise bu süreç tersin- den yaşanıyor " Siyasi Islamın iktidarageldi- ği ülkelerden birinden kadın manzaraları bunlar. Kadınlann erkek despotizminin zoruyla istemeye istemeye kapanma- ya zorlandıklarını bundan gü- zel ne anlatabilir? Türkiye'de- ki siyasi Islamcıların örnek gösterdiği ülkelerden birisi fran. Bizimkilerin de ellerine fırsat geçse benzer bir ülke yaratmak isteyeceklerinden şüpheniz olmasın. "Çok hu- kuklu sistem" diyerek, ele ge- çirdikleri belediyelerde kendi inandıkları tür yaşamaya bü- tün toplumu nasıl zorladıkları- nı artık herkes biliyor. Siyasi Islamla kadın özgür- lüğü arasında birebir ilişki ol- duğu kesin. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, geri- likle kadınlara uygulanan bas- kı arasındaki bağ. Siyasi Is- lamcılartoplumun en geri eği- limlerini temsil ettikleri için ka- dınlara yönelik baskıları en açık onlar dile getiriyorlar. Unutmayalım ki, kadınların toplum içinde kişilikli birşekil- de yer almasından yalnızca Is- lamcılar rahatsız değiller. Ka- dınları örtmeye çalışanların, onlann inisiyatifini kırmaya ça- lışanların Islamcılarla sınırlı ol- duğunu söyleyebilir miyiz? Yaşamın her alanında geri erkekler, kadınları hedef alı- yorlar. Mülkiyet, onların elin- de, iyi meslekler onlann elin- de, yönetimler onlann elinde. En modern geçinen erkeklerin bile bir noktada falso verdiği- ne defalarca şahit olanlarımı- zın sayısı az değil. ••• Siyasi Islamla mücadele ederken, modernleşme mü- cadelesini yaygınlaştırmak gerekiyor. Islamcıların kadın- lan hedef alan ilkel fikirlerinin bütün toplum içinde ne kadar genel geçer fikirier olduğunu görüyoruz. O zaman özellikle kadınlar, siyasi Islamın ilkelli- ğiyle, erkek ilkelliği arasında- ki bağı görerek, daha ileri bir modernleşme çabası içine girmek zorundalar. Türkiye İs- lamcı akımlaria mücadele sü- reci içinde ciddi bir modern- leşme çabası içine girdi. An- cak bu çaba, yaşamın bütün alanlarına yayılmış durumda değil. Kadınlar aleyhine yüzlerce yasa ne yazık ki Meclis'te er- keklerin tutumuyla değiştirile- miyor. Burada Refah'lılarla di- ğer erkek pariamenterier ara- sında tam bir ittifak oluştuğu- nu söyleyebiliriz. Bütün parti- ler kadınları Meclis'e sokma- mak noktasında görüş birliği içindeler. 550 kişilik Meclis'in yalnızca 13 üyesinin kadın ol- ması, başka nasıl açıklanabi- lir? Istanbul'dan Tahran'a gi- derken uçakta yaşananlar, asıl hedefin kadınlar olduğunun çıplak kanıtı. Buradan çıkarı- lacak ders, kadınlar ne kadar öndeyse gerilik o kadar arka- da kalıyor. Çözüm kadınlarda. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Bir Bilimcinin Ölümü Önceki gün bilim dünyamızdan değerli bir in- sanı, Kazım Çeçen'i son yolculuğuna uğurla- dık. Çoğu kimse, Kazım Çeçen de kim, diye sora- caktır. Bu soruyu yadırgamamak gerek. Çok iyi bir medya izleyicisi, hatta TV'lerde tek bir haberi kaçırmama savında olanlar bile, Ka- zım Bey'i bilmeyebilir. Gördüğüm kadarıyla ölüm haberi de sadece Cumhuriyet'te yayımlandı. Kısa bir yaşam öy- küsüyle birlikte... Milletçe ekranlarda falancanın dudaklarının kaç kez ve nasıl doldurulmuş; yüzünün kaç kez gerdirilmiş olduğunu, poposunun kaça kaç gel- diğini bilir; Sevda hanımın aşk maceralannı ka- çırmaz; onunla yapılan röportajlara bayılır ve TV'lere izleme rekorlan kırdınrız. Hadi, diyelim ve kabul edelim; bütün hepsi- nin, o dudakların, yüzlerin, gerdanlann ve popo- lann tabii ki bir değeri vardır ve olacaktır. Peki, pek Sayın Toplum, Sayın Toplum Üyele- ri; Sayın Medya, Sayın Okur ve Izleyici! Aklın değeri yok mu? Araştırmanın. çalışmanın, emeğin, inatçılığın, bilginin, bilim ürünlerinin.. hiç mi bir değeri yok? Omeğin Kazım Çeçen'in "Roma Suyollannın En Uzunu"nu ortaya çıkarmasının bir anlamı var mı toplum için? 3.5 yıl dere-tepe dolaşarak, ığne ile kuyu ka- zar gibi çalışarak; kar, kış, yağmur, güneş de- meden ısrarla aradığının peşinde koşarak; Ro- malılann 242 kilometrelik en uzun suyolunu İs- tanbul şehri için yaptıklannı, Istranca dağların- dan su getirdiklerini saptamanın, bizce ederi ne- dir? Çeçen, bu suyolunu saptamakla kalmamtş, planlarını çizmiş, fotoğraflannı çekmiş, suyolu- nun üzerinden geçtıği 40 kemeri de bulmuş. Suyun debisini, galerilerin eğimini hesap etmiş ve Istanbul'daki üç tane büyük ve açık su depo- suna nasıl aktıklarını saptamış. Önümde "Roma Suyollannın En Uzunu" kita- bı duruyor (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ya- yını). Kazım Çeçen'in profesyonel fotoğrafçı merakıyla çektiği pınl pınl fotoğraflarda bu suyo- lunun muhteşem görüntülerini seyrediyor ve ha- ritada yollarını izliyorum. Çeçen, Istanbul'un bütün suyollarını araştır- mış bir insan. Emekli olduktan sonraki kısa hayatına suyla il- gili, hepsı geniş araştırmaların ürünü olan 7 kita- bı sığdırmış. Emeklilik nedir? Çeçen için çalışmak ve çalışmak, yapmak is- teyip de yapamadıklarını yapmaktı. Düşlerini gerçekleştirmekti. İTÜ'nün tarihinin ortaya çıkartılmasında da önemli katkıları olan, bilim tarihine olan merakıy- la Istanbul'da bir bilim müzesi kurma girişimleri- ni yılmadan sürdüren Kazım Hoca'yla, Bilim Merkezi Vakfı'nın kuruluşunda ve Yönetim Ku; rulu'nda birlikte olduk. Öğrencilerin bilgiyi pratik uygulamalar yoluyla, deneyerek, görerek, kulla- narak öğrenmesi, edinmesi gereğine olan inan- cı, bizi bu vakıf çatısı altında bir araya getirmişti. Çeçen Hoca, çocuklann, gençlerin cıvıl cıvıl ko- şuşturacakları; 7'den 70'e herkesin bilimsel sü- reçleri bizzat deneyerek öğrenebilecekleri bir bi- lim merkezınin bir an önce kurulmasına gönül- den destek verdi. Böyle bir merkezin kuruluşunu görmek, onun yeni bir düşüydü. Bilim Şenliği ile bu düşünün nihayet gerçek- leşme yolunda olduğunu gördü; o an, yüzünün pınl pınl aydınlandığını anımsıyorum... • • • Acaba bunları yazmamın da Sayın Toplum için bir anlamı olacak mı? MEB 8 trilyon aktaracak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Milli Eği- tim Bakanlığı, 96 yatılı ilköğretim bölge okulu- nun (YÎBO) onanmı ile inşaatı süren diğer okul- lann yapımı için 8 tril- yon lira kaynak aktara- cak. Öğretmen dağılımı konusunda bir planlama yapacak olan bakanlığın. en çok İngilizce. Türk Dili ve Edebiyatı. Beden Eğitimı. Müzik, Resim. Ev Ekonomisi ve tş Eği- timi branşlannda öğret- men açığı yaşayacağı be- lirtildi. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbayın baş- kanlığında müsteşar yar- dımcılannın katılımıyla önceki gün 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitime ilişkin bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Bakan, bölge toplan- tılanndan dönen müste- şar yardımcılarından 8 yıllık kesintisiz temel eğitimde karşılaşılabile- cek sorunlar konusunda bilgi aldı. Uluğbay, 8 yıllık ke- sintisiz eğitimin başany- la uygulanmasının 55. hükümetin en önemli ko- nulanndanbinsı olduğu- nu vurgulayarak bakanlı- ğın gereken her türlü ça- bayı göstermesini istedi. Müsteşar yardımcılan yaptıklan bölge toplan- tılannda elde ettikleri ve- rilen İlköğretim Genel Müdürü Ekrem Yan- gm'a sundu. Ekrem Yangın tarafın- dan toplanacak veriler, bakanlığın istediği ders- lik, öğretmen, YİBO ve pansiyon gereksinimini gösterecek. Bakanlıkta yapılan bu toplantı sonrasında 96 YİBO'nun onanmı ve inşaatı süren diğer okul- lann yapımı için ilk aşa- mada 8 trilyon lira kay- nak aktanmı gerçekleş- tirilecek. Yeni öğretim döneminde meslek eğiti- mine ağırlık verilmesi- nin kararlaştınldığı top- lantıda, okullann da maksimum kalitede kul- lanılması gerektiği kay- dedildi. Teknik okullara - yönlendirme , Toplantıda, kız teknik okullannda üç öğrenci- ye bir öğretmen düştüğü, metropollerde ise sınıf mevcutlannın 100'e ka- dar ulaştığı kaydedildi. Öğrencilerin yüzde 70'inın teknik okullara yönlendirilmesi gerekti- ği vurgulanan toplantıda, öğretmen dağıhrrunın da dengeli şekilde gerçek- leştirilmesi istendi. Toplantıda, öğretmen dağılımı iyi planlanırsa açığın yüzde 50 oranın- da azaltılacağı kaydedil- di. Yeni öğretim döne- minde en çok İngilizce ve Türk Dili ve Edebiya- tı branşlannda öğretmen açığı olacağı kaydedilen toplantıda, gereksinime göre emekli öğretmenle- rin yeniden göreve çağ- nlabileceği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle