Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE
HABERLER
Susurluk
yeniden tettiş
kurulunda
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Mesut Yılmaz,
Başbakanhk Teftiş Kurulu
Başkanvekili Kutlu
Savaş'a Susurluk kazası
sonrası ortaya çıkan
bağlantılan soruşturma
talimatı verdi. Yılmaz'ın
geçen hafta sözlü talimatla
Susurluk skandalı
konusunda inceleme
Vapmasını istedıği Kutlu
Savaş, çalışmalannı
tamamladi. Savaş,
Başbakanlığa gönderdıği
yazıda soruşturma için
'olur' istemini Yılmaz'ın
onayına sundu Yılmaz,
Savaş'ın bu istemini
yerinde görerek onay
verdi. Bu onayla birlikte
Savaş'a Susurluk
bağlantılan konusunda
soruşturma talimatı verildi.
Emekliği Sandığı
Kanunu'nda
degişiklik
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Silahlı Kuvvetler Iç
Hizmet Kanunu. Devlet
Memurlan Kanunu ve
Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı
Kanunu'nda degişiklik
yapılmasmı öngören kanun
tasansı, TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda
kabul edildi. Tasan ile
devlet memurlan ve kamu
görevlilerinin bakmakla
yükümlü bulunduklan
kişilere de yurtdışında
tedavi imkânı getiriliyor.
RP'den bir
engelleme daha
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Aile içindeki şiddetin
önlenmesı amacıyla
hazırlanan yasa tasansı
TBMM Genel Kurulu'nda
kabul edilmek üzereyken.
RP engellemesine takıldı.
Aile içinde eşlerden biri
veya çocuklara şiddet
uygulanması durumunda,
kendileri başvurmasalar da
döven kişiye üç aydan altı
aya kadar hapis cezası
getiren yasa tasansının son
fnaddesine geiindiğinde,
RP'li Adalet Komisyonu
Başkanı Ahmet Tekdal
tasanyı geri çekti.
MEB'den yeni
düzenleme
• İstanbul Haber Servisi -
Milli Eğitim Bakanlığı'nca
getirilen düzenlemeyle
1996-97 öğretim yılında
ortaöğretim kurumlannın
10. sınıfmda okurken
birinci dönem sonunda
yöneldikleri alanlarda
derslerinde güçlük çeken
öğrencilerin alanlannı
değiştinnelerine olanak
tanınmasına karşın, 11.
sınıf öğrencilerin alanlannı
değiştiremeyecekleri
bildirildi
Nüfus sayımı
genelgesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Mesut Yılmaz,
30 Kasım 1997 tarihinde
yapılacak nüfiıs sayımı
sınsında, bütün
bakanlıklann, mülki idare
amirliklerinin. KİT'lerin,
mahalli idareler ile bölge
teşkilatlannın Devlet
Istatistik Enstitüsü'ne
(DİE) yardımcı olmalannı
istedi. Yılmaz, genelgede
sürenin kısıtlı olduğunu
hatırlatarak çalışmayı
yakından takip edeceğini
bildirdi.
Zamlara tepki
• İstanbul Haber Servisi -
Belediye-İş Sendikası
İstanbul şubeleri tarafından
zamlan protesto eden ortak
bir yazılı basın açıkJaması
yapıldı. Şark Kahvesi'nde,
Okmeydanı Halk Meclisi
öncülüğünde toplanan
yaklaşık 500 kişi adına
yapılan basın
açıklamasında da
ANASOL-D'nin
"sermayenin" hükümeti
olduğu savunuldu.
Belediye- tş tarafından
yapılan açıklamada.
zamlann nedeninin yüksek
işçi ücretleri değil bozulan
ekonomik dengeler olduğu
bildirildi. Açıklamada,
enflasyonun düşmesı için
gerginlik politikası
izlenmemesi, ülkede
yaşanan kargaşanın banşçı
yollardan çözülmesı ve
çalışanlar ûzerindeki
baskının kaldınlması
gerektiği ifade edildi.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Adem uyardı
6
Gizli yönlendirme var'EBRU TOKTAR
.ANKARA - 8 yıllık kesintisiz
eğitim yasa tasansının ANAP'lı
muhafazakârlara ödün olarak ge-
tirilen 4. maddesi, din eğitimini
hafta sonu ve yanyıl tatilleriyle
yaygınlaştınrken "imam-hatiple-
re gizli yönlendirme" de içeriyor.
Diyanet Işleri Başkanlığı'na bağ-
lı Kuran kurslannın Milli Eğitim
Bakanlığı müfettişlerince denet-
lenmesi konusunda şimdiye kadar
yaşanan sorunlar ve yetersiz yap-
tınmlann, kesintisiz eğitim döne-
minde de bu kurslann artmasma
koşut olarak süreceğine dikkat çe-
kıldi.
Yapılan son değişikliğe göre 4.
madde, u
Din eğitiıni ve öğretimi,
ktşilerin kendi isteğine, küçükle-
rin de kanuni temsiicilerinin tale-
binebağbdır.Bu eğitim veoğretim.
örgûn eğitim kurumlan dışında
Diyanet IşleriBaş kanlığj'ncaveri-
Br. Milli Eğitim Bakanuğı'ıun de-
netim ve gözetiminde tatillerde Di-
yanet İşleri Başkanlığı'nca verilen
bu amaçh kurslardan yararlana-
caköğrencilerin. ilköğretimin 5. sı-
nıfinı tamamlamış olmalan gere-
Idr" şeklınde hiikme bağlandı.
Isteğe bağlı din eğitiminin Di-
yanet işleri BaşkanlığYnın açaca-
ğı kurslarla gerçekleştirilmesini
öngören 4. madde, hafızlık eğiti-
mine yeni düzenleme getiriyor.
Kuran kurslarrnda verilecek öğre-
tım programı, Milli Eğitim Ba-
kanlığı Talim Terbiye Kurulu ve
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın or-
tak çalışması ile belirlenecek. Di-
yanet İşleri Başkanlığı'nca açıla-
cak resmi nitelikli kurslar dışında
tüm Kuran kurslan kapatılacak.
Denetim Milli Eğitim Bakanlığı
ilköğretim müfettişlerince yapı-
lırken Kuran Kurslan Yönetmeli-
ği'ne aykın eğitim veren ve fizi-
ki koşullan uygun olmayan kurs-
lar kapatılacak. Vakıflar ve tari-
katlarca sokak aralannda açılacak
her türlü Kuran kursunun da ka-
patılmasına çalışılacak.
Tasanda, isteğe bağlı din eğiti-
minin 'tatillerde'" v erileceği belir-
tilerek zamanm esnek tutulması,
"Kuran kurslan, imam-hatip
okullannın hazırhk kurslanna dö-
nüşebilir*" kaygısı yarattı. Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Mahmut Adem. Öğretimin Birli-
ği Yasasfna göre tüm okullann
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı
olması gerektığıni anımsatarak
"4. maddenin tasandan çıkanl-
ması gerekirdi. İsteğe bağlı din eği-
timinin hangi tatil döneminde ve-
rileceği de betirlenmemiş. Kuran
kurslanna ilköğretimi bitiren öğ-
rencilerin girmesi gerekirdi" de-
Ecevit, 4. maddenin inanç sömürüsünü engelleyeceğini ileri sürdü
' 8 yıl Atatürk'ün zaferi'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit,
temel eğitim reformunun
gcrçekleştırilfnesinın "laik cumhuriyetin,
55. hükümerjn, ölümünden 59 yıl sonra
Atatürk'ün zaferi olacağını" söyledi.
"Çağın akışına karşı kürek çekenterin"
TBMM'de "hüsrana uğrayacağuu"
vurgulayan Ecevit. "Azınlık hükümeti,
cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim
reformunun temelini atmış olacak" dedi.
Ecevit. CHP'nin 4. maddeyle ilgili
itirazlanna da. "Bu madde yasada yer
almasaydı din eğitimindeki inanç
sömürüsünü önlemek çok zorlaşmış
olacaktT karşılığını verdi. Ecevit, dün
parlamentoda partisinin grup
toplantısında yaptığı konuşmada, 8 yıllık
eğitim yasasının önemini vurguladı.
Tasannın komisyon aşamasında olduğu
gibi TBMM Genel Kurulu aşamasının da
başanyla sonuçlanacağını vurgulayan
Ecevit. "Bu basanTBMM'nin,
ölümünden 59 yıl sonra Atatürk'ün yeni
bir zaferi olacaktır** deyince,
mılletvekilleri ayağa kalkarak
alkışlamaya başladı. Milli Eğitim Bakanı
Hikmet lÜuğbay ile tasannın komisyonda
görüşülmesi sırasında katkı verenlere ve
"CHP'nin olumlu katkuuuT teşekkür
eden Ece\ it. "Anlayabildiğûn kadanyla 4.
maddeyle ilgili olarak CHP metnin özüne
değiL bu yasada yer almasına karşı. Oysa
4. madde bu yasada yer almasaydı din
eğitimindeki inanç sömürüsünü önlemek
çok zorlaşmış olacakn" dedi. Ecevit,
"Çocuklann, gençlerin laik demokratik
cumhuriyet karşıüannca sömürülmesi
artık son bulacak. İnanç özgürlüğü ile
laiklik bütünleşmiş olacakür" diye
konuştu.
Başbakan Yardıması Ecevit, eğitim refbrmuyla
u
eğitimde fırsat eşitiiğinden olanak eşit-
üğj" dönemine geçileceğini. çocuklann inanç sömürücülerinin maddi tuzaklanndan da
kurtulacağınısöyledL(Fotoğraf: HASAN AYDIN)
di. Haftada ikişer saat üzerinden
verilen din kültürü ve ahlak der-
sınin dışında "isteğe bağlı din eği-
timi" getirilmesinin yanlış oldu-
ğunu vurgulayan Adem, imam-
hatip liselerine gızli bir yönlen-
dirme yapılmaya çalışıldığını söy-
ledi. Adem. "Bu isteğe bağlı din
eğitiminin gerekçesi ne? Bunun
gerekçesL isteyen öğrencileri i-
mam-hatip liselerine hazırlamak-
sa. imam-hatip liselerinin ha/ırtık
sınıfı açdryor. İsteğe bağlı kurslar-
da Kuran ve Arapça öğretilecek.
Bu düzenlemeyle yazılı olmayan,
gizM, kamufle edilmiş bir yönlen-
dirme olabiür" uyansında bulun-
du.
Adem, Diyanet İşleri Başkanlı-
ğı'nın 633 sayılı Kuruluş Yasa-
sı'na göre bu başkanhğın okul ve
kurs açma yetkısine sahip olmadı-
ğını vurguladı. Diyanet tşleri Baş-
kanlığı'na Kuran kursu açma yet-
kısi vermeyen yasanın, yönetme-
likle delindığıni belırten Adem.
"Bu yönetmelikresmenyasaya ay-
kın. Yönetmelikler yasaya göre
düzenlenir. Yasay la verilmeyen bir
göre\ yönetmelikle sağlanmaz. Ya-
saya aykın olarak Kuran kursu aç-
ma yetkisini yönetmelikle sağlayan
Diyanet İşleri Başkanlığı bu göre-
vi dertıaL Tevhid-i Tedrisat Yasa-
sı'na göre Milli Eğitim Bakanlt-
ğVna vermelidir'' dedi.
TÜMÖD Genel Şekreteri Prof.
Dr. Mustafa Altınt^, 4. maddenin
eğıtımde ıkıncı bir kanal yarattığı-
na ışaret ederek "Diyanet İşleri
Başkanhğı'nın, eğitimde ikinci bir
kanal açması, devrim yasalann-
dan olan Öğretimin Birliği Yasası
ile Milli Eğitim Temel Yasasfna
aykınlık taşımaktadır. Ancak asıl
önemlisi. eğitim sistemi içinde ikin-
ci bir kanal açılmasıdır. Bu neden-
le ikinci kanal tümüyle kapatılma-
h, din hizmetlerinin yürütülmesi,
kamu hizmeti olarak üstlenikcek-
se, bu okullar bu hizmetin gerek-
tirdiği sayıya ve içerige dönüştü-
rülmelidir" görüşlenni savundu.
ADD Genel Başkanı Suphi
Gürsoytrak, 4. maddenin laik top-
lum yapısıyla çeliştiğini belirtti.
Gürsoytrak, "Zaten öteden Hiba-
ren yaz aylannda isteyenlere Diya-
net İşleri Başkanlığı'nın düzenle-
diğikurslarda dini eğitim veriliyor.
Bunu neden tekraıiamak gereksi-
nimi duydular anlamıyorum" de-
di. Eğıt-Der Genel Başkanı Mus-
tafa Gazalcı. isteğe bağlı din eği-
timinin ilköğretimi bıtırdıkten
sonra verilmesı gerektiğini. bu ha-
liyle 4. maddenin Öğretimin Bir-
liği Yasası'na aykın olduğunu yi-
neledi.
RP'lilerle birlikte, devletle karşı karşıya getirilmek istenen dindarlan uyardı
Yılmaz: Bu ateş herkesi yakarANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Mesut Yılmaz,
Necmettin Erbakan ile partisinin
"fitne çıkarmaya, kaos yaratma-
ya" çalıştığım belirterek RP'li-
lerle birlikte devletle karşı karşı-
ya getirilmek istenen dindarlan
uyardı ve "Bu ateş herkesi ya-
kar* dedi. Yılmaz, Diyanet İşle-
ri Başkanlığı'nm hükümettenba-
ğımsız olarak ve yalnızca Islami
estetik ve üslup kaygısıyla ya-
yımladığı genelgenin "ezanın
susturulmasryla" hiçbir ilgisi ol-
madığını söyledi. ANAP'ın tüm
milli ve manevi değerlerin gü-
vencesi olduğunu kaydeden Yıl-
maz. ezan genelgesinin de gere-
kirse kaldınlabileceğini bildirdi.
Yılmaz, ANAP'ın Meclis grup
toplantısında yaptığı konuşma-
da, afetzedelere yardım için hü-
kümetin elinden geleni yapaca-
ğını, trafik terörünün önlenmesi
için gerekli çalışmalann yüriitül-
düğünüanlattı.
Haftalık ödemeler dışında
devletin çiftçisine 5 kuruş borcu
kalmadığını belirten Yılmaz, kü-
çük ve orta boyutlu işletmelere
kredi musluklannın açıldığını
ıfade etti. Yılmaz. konuşmasımn
büyük bölümünde 8 yıllık eğitı-
me karşı çıkan RP'nin, din eğiti-
mine darbe vurulduğu iddiası ve
hükümete yönelik eleştirilerine
yer verdi. 55. hükümet olarak
Türkiye'ye yeni bir açılım yarat-
maya çalıştıklannı, ayaklannda-
ki prangalardan kurtarmaya ça-
lıştıklannı anlatan Yılmaz, biri-
lerinin de ellerinden kollanndan
tutarak kendilerini geriletmeye
çalıştıgını söyledi. Eğitim refor-
mu ile din eğitimine darbe vu-
ruiduğunun kafalara kazınmaya
çalışıldığını belirten Yılmaz, kı-
sır çekişmeier uğruna Türki-
ye'nin geleceğinin karartılması-
nın büyük bir vebal olduğunu
ifade etti.
TelevTzvonda 8 yüı anlattı
Yılmaz, televizyonlardan dün
akşam yayımlanan "Hizmete
Başlarken" programında vatan-
daşlara seslenerek 8 yıllık eğitim
reformunu anlattı. TBMM'de
bugün görüşülerek yasalaşması
beklenen "Sekiz Yıllık Zorunlu
İlköğretim Kanunu'nun. hükü-
metin çok kapsamlı olarak ele al-
dığı eğitim reformunun ılk adımı
olduğunu söyledi. Bu reformun
hedefinın asla Türkiye'de mev-
cut okullan kapatmak olmadığı-
nı kaydeden Başbakan, tam ter-
sine hedeflerinin, okullann ve bu
okullarda okuyan çocuklann
hem sayılannı hem de imkânla-
nnı arttırmak olduğunu söyledi.
Başbakan. sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Çünkü Türkiye'nin eği-
timde öğrenci başına ayırdığı
kaynak, gelişmiş ülkelerin ayır-
dıklannın 35'te biri düzeyinde-
dir. Avrupa ülkeleri, bizim öğren-
ci başına harcadığımız paranın
35 katını harcarken. bunu dahi
yetersiz bulmakta ve bütçenin
başka kalemlerinde kesinti yapa-
rak eğitim harcamalannı arttır-
maya çalışmaktadırlar. Türki-
ye'nin, çocuklanna bu kadar az
flgi göstererek Avrupa Birliği"ne
girmesi veya dünya ile rekabet
edcbilmesi mümkîin değUdir."
Başbakan Yılmaz, eğitim re-
formuna şu veya bu bahaneleîle
karşı çıkan, bazı dar görüşlü çev -
relerin ve istismarcılann arzu et-
rikleri gibi, çocuklann zihinleri-
ni denetim altında tutmaya çalı-
şan çağdışı bir eğitim anlayışına
izin vermeyeceklerini de söyledi.
SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
özgürlük ve demokrasiyle,
kadınların toplum içindeki
ağırlığı arasında birebir ilişki
olduğu inancındayım. Böyle
düşündüğümü çeşitli plat-
formlarda dile getiriyorum.
Bazı erkek arkadaşlar -bunlar
içinde solcu aydınlar çoğun-
lukta- benim kadınlar konu-
sundaki görüşlerime tepki
gösteriyorlar. Bazıları var ki,
islamcı kesimin tezlerine sarı-
larak erkek üstünlüğünü ka-
nıtlamaya çabalıyor. Öylesine
abuk sabuk tezler öne sürü-
yorlar ki, onlaria tartışmak bi-
le bazen gereksiz hale geliyor.
Tartışmak yerine Islamcıların
kitaplanndan bölümleri gös-
tererek hangi noktada dur-
duklarını anlatmaya çalışıyo-
rum.
Nuriye Akman'ın, Sabah
gazetesinde yayımlanan "De-
ğişen Iran" başlıklı yazı dizisi,
siyasi Islamın tam anlamıyla
erkek egemenliğini pekiştir-
meye yönelik bir akım oldu-
öunu gözler önüne seriyor.
ıran'da bir erkek despotizmi
yaşanıyor.
'Devletin Rızası îçin Kapanmak(J)'
Işte Nuriye Akman'ın kale-
minden Iran'agiderken uçak-
tan kadın manzaraları: "Iranlı
kadın yolcuların büyük ço-
ğunluğu hicapsız. fçlerinde
mini etek giyeni de var, tayt
giyeni de, blucinlerin üstüne
dasdaracık body geçirenler
de. Hepsinin ellerinde birer
naylon poşet var. Güvenlik
kontrolünden geçtikten son-
ra bir kısmı bu poşetlerin için-
den pardösü ve eşarplannı çı-
karıp örtünmeye başlıyor. Bir
kısmı hicaba girme anını uça-
ğa binene kadar uzatıyor.
Uçağımız Türk Havayolları'na
ait olduğu için Mehrabad Ha-
vaalanı'na ininceye kadar za-
manları var. Pilotumuz Tah-
ran'a inmek üzere olduğunu
söylediği an eşarplar da ol-
ması gereken yere, başlara
geçiyor. Inanılmaz bir deği-
şim. Kadınların kimliği ve tip-
leh farklılaşıyor bir anda. Bir-
kaç yaş birden yaşlanıyoriar
sanki. Tahran'dan Istanbul'a
dönerken ise bu süreç tersin-
den yaşanıyor "
Siyasi Islamın iktidarageldi-
ği ülkelerden birinden kadın
manzaraları bunlar. Kadınlann
erkek despotizminin zoruyla
istemeye istemeye kapanma-
ya zorlandıklarını bundan gü-
zel ne anlatabilir? Türkiye'de-
ki siyasi Islamcıların örnek
gösterdiği ülkelerden birisi
fran. Bizimkilerin de ellerine
fırsat geçse benzer bir ülke
yaratmak isteyeceklerinden
şüpheniz olmasın. "Çok hu-
kuklu sistem" diyerek, ele ge-
çirdikleri belediyelerde kendi
inandıkları tür yaşamaya bü-
tün toplumu nasıl zorladıkları-
nı artık herkes biliyor.
Siyasi Islamla kadın özgür-
lüğü arasında birebir ilişki ol-
duğu kesin. Burada dikkat
edilmesi gereken nokta, geri-
likle kadınlara uygulanan bas-
kı arasındaki bağ. Siyasi Is-
lamcılartoplumun en geri eği-
limlerini temsil ettikleri için ka-
dınlara yönelik baskıları en
açık onlar dile getiriyorlar.
Unutmayalım ki, kadınların
toplum içinde kişilikli birşekil-
de yer almasından yalnızca Is-
lamcılar rahatsız değiller. Ka-
dınları örtmeye çalışanların,
onlann inisiyatifini kırmaya ça-
lışanların Islamcılarla sınırlı ol-
duğunu söyleyebilir miyiz?
Yaşamın her alanında geri
erkekler, kadınları hedef alı-
yorlar. Mülkiyet, onların elin-
de, iyi meslekler onlann elin-
de, yönetimler onlann elinde.
En modern geçinen erkeklerin
bile bir noktada falso verdiği-
ne defalarca şahit olanlarımı-
zın sayısı az değil.
•••
Siyasi Islamla mücadele
ederken, modernleşme mü-
cadelesini yaygınlaştırmak
gerekiyor. Islamcıların kadın-
lan hedef alan ilkel fikirlerinin
bütün toplum içinde ne kadar
genel geçer fikirier olduğunu
görüyoruz. O zaman özellikle
kadınlar, siyasi Islamın ilkelli-
ğiyle, erkek ilkelliği arasında-
ki bağı görerek, daha ileri bir
modernleşme çabası içine
girmek zorundalar. Türkiye İs-
lamcı akımlaria mücadele sü-
reci içinde ciddi bir modern-
leşme çabası içine girdi. An-
cak bu çaba, yaşamın bütün
alanlarına yayılmış durumda
değil.
Kadınlar aleyhine yüzlerce
yasa ne yazık ki Meclis'te er-
keklerin tutumuyla değiştirile-
miyor. Burada Refah'lılarla di-
ğer erkek pariamenterier ara-
sında tam bir ittifak oluştuğu-
nu söyleyebiliriz. Bütün parti-
ler kadınları Meclis'e sokma-
mak noktasında görüş birliği
içindeler. 550 kişilik Meclis'in
yalnızca 13 üyesinin kadın ol-
ması, başka nasıl açıklanabi-
lir?
Istanbul'dan Tahran'a gi-
derken uçakta yaşananlar, asıl
hedefin kadınlar olduğunun
çıplak kanıtı. Buradan çıkarı-
lacak ders, kadınlar ne kadar
öndeyse gerilik o kadar arka-
da kalıyor. Çözüm kadınlarda.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bir Bilimcinin Ölümü
Önceki gün bilim dünyamızdan değerli bir in-
sanı, Kazım Çeçen'i son yolculuğuna uğurla-
dık.
Çoğu kimse, Kazım Çeçen de kim, diye sora-
caktır.
Bu soruyu yadırgamamak gerek.
Çok iyi bir medya izleyicisi, hatta TV'lerde tek
bir haberi kaçırmama savında olanlar bile, Ka-
zım Bey'i bilmeyebilir.
Gördüğüm kadarıyla ölüm haberi de sadece
Cumhuriyet'te yayımlandı. Kısa bir yaşam öy-
küsüyle birlikte...
Milletçe ekranlarda falancanın dudaklarının
kaç kez ve nasıl doldurulmuş; yüzünün kaç kez
gerdirilmiş olduğunu, poposunun kaça kaç gel-
diğini bilir; Sevda hanımın aşk maceralannı ka-
çırmaz; onunla yapılan röportajlara bayılır ve
TV'lere izleme rekorlan kırdınrız.
Hadi, diyelim ve kabul edelim; bütün hepsi-
nin, o dudakların, yüzlerin, gerdanlann ve popo-
lann tabii ki bir değeri vardır ve olacaktır.
Peki, pek Sayın Toplum, Sayın Toplum Üyele-
ri; Sayın Medya, Sayın Okur ve Izleyici!
Aklın değeri yok mu?
Araştırmanın. çalışmanın, emeğin, inatçılığın,
bilginin, bilim ürünlerinin.. hiç mi bir değeri yok?
Omeğin Kazım Çeçen'in "Roma Suyollannın
En Uzunu"nu ortaya çıkarmasının bir anlamı
var mı toplum için?
3.5 yıl dere-tepe dolaşarak, ığne ile kuyu ka-
zar gibi çalışarak; kar, kış, yağmur, güneş de-
meden ısrarla aradığının peşinde koşarak; Ro-
malılann 242 kilometrelik en uzun suyolunu İs-
tanbul şehri için yaptıklannı, Istranca dağların-
dan su getirdiklerini saptamanın, bizce ederi ne-
dir?
Çeçen, bu suyolunu saptamakla kalmamtş,
planlarını çizmiş, fotoğraflannı çekmiş, suyolu-
nun üzerinden geçtıği 40 kemeri de bulmuş.
Suyun debisini, galerilerin eğimini hesap etmiş
ve Istanbul'daki üç tane büyük ve açık su depo-
suna nasıl aktıklarını saptamış.
Önümde "Roma Suyollannın En Uzunu" kita-
bı duruyor (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ya-
yını). Kazım Çeçen'in profesyonel fotoğrafçı
merakıyla çektiği pınl pınl fotoğraflarda bu suyo-
lunun muhteşem görüntülerini seyrediyor ve ha-
ritada yollarını izliyorum.
Çeçen, Istanbul'un bütün suyollarını araştır-
mış bir insan.
Emekli olduktan sonraki kısa hayatına suyla il-
gili, hepsı geniş araştırmaların ürünü olan 7 kita-
bı sığdırmış.
Emeklilik nedir?
Çeçen için çalışmak ve çalışmak, yapmak is-
teyip de yapamadıklarını yapmaktı. Düşlerini
gerçekleştirmekti.
İTÜ'nün tarihinin ortaya çıkartılmasında da
önemli katkıları olan, bilim tarihine olan merakıy-
la Istanbul'da bir bilim müzesi kurma girişimleri-
ni yılmadan sürdüren Kazım Hoca'yla, Bilim
Merkezi Vakfı'nın kuruluşunda ve Yönetim Ku;
rulu'nda birlikte olduk. Öğrencilerin bilgiyi pratik
uygulamalar yoluyla, deneyerek, görerek, kulla-
narak öğrenmesi, edinmesi gereğine olan inan-
cı, bizi bu vakıf çatısı altında bir araya getirmişti.
Çeçen Hoca, çocuklann, gençlerin cıvıl cıvıl ko-
şuşturacakları; 7'den 70'e herkesin bilimsel sü-
reçleri bizzat deneyerek öğrenebilecekleri bir bi-
lim merkezınin bir an önce kurulmasına gönül-
den destek verdi.
Böyle bir merkezin kuruluşunu görmek, onun
yeni bir düşüydü.
Bilim Şenliği ile bu düşünün nihayet gerçek-
leşme yolunda olduğunu gördü; o an, yüzünün
pınl pınl aydınlandığını anımsıyorum...
• • •
Acaba bunları yazmamın da Sayın Toplum
için bir anlamı olacak mı?
MEB 8 trilyon
aktaracak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Milli Eği-
tim Bakanlığı, 96 yatılı
ilköğretim bölge okulu-
nun (YÎBO) onanmı ile
inşaatı süren diğer okul-
lann yapımı için 8 tril-
yon lira kaynak aktara-
cak.
Öğretmen dağılımı
konusunda bir planlama
yapacak olan bakanlığın.
en çok İngilizce. Türk
Dili ve Edebiyatı. Beden
Eğitimı. Müzik, Resim.
Ev Ekonomisi ve tş Eği-
timi branşlannda öğret-
men açığı yaşayacağı be-
lirtildi.
Milli Eğitim Bakanı
Hikmet Uluğbayın baş-
kanlığında müsteşar yar-
dımcılannın katılımıyla
önceki gün 8 yıllık ke-
sintisiz temel eğitime
ilişkin bir değerlendirme
toplantısı yapıldı.
Bakan, bölge toplan-
tılanndan dönen müste-
şar yardımcılarından 8
yıllık kesintisiz temel
eğitimde karşılaşılabile-
cek sorunlar konusunda
bilgi aldı.
Uluğbay, 8 yıllık ke-
sintisiz eğitimin başany-
la uygulanmasının 55.
hükümetin en önemli ko-
nulanndanbinsı olduğu-
nu vurgulayarak bakanlı-
ğın gereken her türlü ça-
bayı göstermesini istedi.
Müsteşar yardımcılan
yaptıklan bölge toplan-
tılannda elde ettikleri ve-
rilen İlköğretim Genel
Müdürü Ekrem Yan-
gm'a sundu.
Ekrem Yangın tarafın-
dan toplanacak veriler,
bakanlığın istediği ders-
lik, öğretmen, YİBO ve
pansiyon gereksinimini
gösterecek.
Bakanlıkta yapılan bu
toplantı sonrasında 96
YİBO'nun onanmı ve
inşaatı süren diğer okul-
lann yapımı için ilk aşa-
mada 8 trilyon lira kay-
nak aktanmı gerçekleş-
tirilecek. Yeni öğretim
döneminde meslek eğiti-
mine ağırlık verilmesi-
nin kararlaştınldığı top-
lantıda, okullann da
maksimum kalitede kul-
lanılması gerektiği kay-
dedildi.
Teknik okullara -
yönlendirme ,
Toplantıda, kız teknik
okullannda üç öğrenci-
ye bir öğretmen düştüğü,
metropollerde ise sınıf
mevcutlannın 100'e ka-
dar ulaştığı kaydedildi.
Öğrencilerin yüzde
70'inın teknik okullara
yönlendirilmesi gerekti-
ği vurgulanan toplantıda,
öğretmen dağıhrrunın da
dengeli şekilde gerçek-
leştirilmesi istendi.
Toplantıda, öğretmen
dağılımı iyi planlanırsa
açığın yüzde 50 oranın-
da azaltılacağı kaydedil-
di. Yeni öğretim döne-
minde en çok İngilizce
ve Türk Dili ve Edebiya-
tı branşlannda öğretmen
açığı olacağı kaydedilen
toplantıda, gereksinime
göre emekli öğretmenle-
rin yeniden göreve çağ-
nlabileceği belirtildi.