05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI KESK 'Asgari ücret 94 milyon olsun'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Nami Çağan'ın, Kamu Emekçi- leri Sendikası Konfederas- yonu"nun (KESK) asgari üc- retin 94 milyon liraya çıka- nlması istemi için. "Bu ka- ran hükümet verebilir"de- diği bildirildi. Çağan'ın, as- gari ücretin vergi dışı bıra- kılması konusuna ise kaçak- lann artacağına dikkat çeke- rek sıcak bakmadığını söy- lediği öğTenildi. KESK Genel BaşkanıSi- yami Erdem ve KESK yö- neticileri dün Çağan'ı ziya- ret ettiler. Basına kapalı ola- rak yapılan görüsmeden son- ra Erdem, Çağan'a, kamu emekçilerinin isteklerini ilet- tiklerini kaydederek, "Ka- mu emekçileri yoksulluk sınırındadır. Besİenme. ba- rınma gibi temel ihriyaçla- n bile karşılamakta güçliik çekijorlar" dedi. Gübrede 50 trilyonluk vurgun DİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Gübre kul- lanımını yaygınlaştırmak amacıyla dört yıldan beri yü- rürlükte olan gübre sübvan- siyonu uygulamasında son 4 yıl içinde yurt genelinde tam 50 trilyon lıralık vurgunun gerçekleştirildiği kaydedıl- di. Diyarbakır"da I997'nin ılk 6 ayında 372 mılyar lira- lık vurgun gerçekleştirdiği belirlenen 50 kişi yakalandı. Dıyarbakıryöresınde 1997 yılının ılk 6 ayında gübre sübvansıvonunda 372 mil- yar lıralık yolsuzluk yaşan- dığı ortaya çıktı. Son dört yıl içinde Diyarbakıryöresinde gübre sübvansiyonunda usul- şüzJük yaptıkian belirlenen 200,kişi yakalandı. Bunlar- dan 110'u tutuklandı. Ekonomik programm temelini bütçe denetimi ve kaynak arayışı oluşturacak Ozellestirmeler masadaESRA YENER ANKARA - Yeni hükümet DYP- CHP koalısyonu ıle REFAHYOL hükümeti dönemınde yapılan ve birçok kuşkulu işlemin gölgesin- de kalan özelleştirmeleri masaya yatıracak. Hükümetin hazırladığı programın ekonomi ayağının te- mellerıni: bütçe harcamalarının denetim altına alınması. sosyal gü- venlik reformunun gerçekleştiril- mesi, enflasyonun dizgınlenmesi, iç borçlanmada vadenin l yılda tutulması, vergi reformu yapılma- sı. dış kredi kapılannın açılması \ e özelleştirmenin sürdürülmesinın oluşturacağı öğrenildi. Yeni hükümetin programının ekonomi bölümünün ağırlığını yıl sonunda 2.2 katrilyon liralık açık vermesi beklenen bütçede dene- tim sağlanması için alınması gere- ken önlemlerin oluşturduğu öğre- nildi. Devlet Bakanı Güneş Ta- ner ve Maliye Bakanı Zekeriya Te- mizel ile Maliye, Hazine, Devlet Planlama Teşkilatı bürokratlannın yaklaşık 5 gündüryürüttükleri ça- lışmalarda, öncelikle bütçe harca- malarının denetim altına alınması için gerekli önlemlerin ele alındı- ğı bildirildi. Butçe açıklarının düşürülmesi ve enflasyonun dızginlenmest için Merkez Bankası'yla ortak para programının sistemit yürütülmesı konusunun da görüşüldüğü top- lantıda. iç borçlanmada, tüketicı fiyatlarına endeksli 2 yıl vadelı TÜFE tahvillennin pıyasalarda ka- bul görmediğının bürokratlarca di- le getirildığı bildirildi. Yeni hükümet de 2-3 yıllık dö- nemi kapsayan orta vadeli progra- Ekonomi yönetimine getirilecek isimler belirginleşiyor Kadro değişimi başladıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yeni hükümetin ekonomi yönetıminde üst düzey kadrolara getireceği isimler belirgınleşmeye başladı. Hazine Müsteşarlığı için Mahfi Eğilmez'in ismi ağırlık ka- zanırken, Devlet Planlama Teşki- latı Müsteşarlığı'nda Ali Tigrel ıleYavuz Ege'nın adlan günde- me geldi. Selçuk Demiralp'in Ma- liye Müsteşarlığı için düşünüldü- ğü öğrenildi. Çalışma. Maliye. Kül- tür bakanlıklannda öncelikle RP'nin atadığı teftiş kurulu başkan- ları değiştirilecek. Yeni hükümet, programmı ha- zırlarken, ekonomide bırlikte ça- lışacağı üst düzey ekonomi kadro- lannda da genış çaplı bir hazırlı- ğa gırişiyor. Mehmet Kaytaz ta- rafından yürütülen Hazine Müs- teşarlığı ıçın daha önce Hazine Müsteşar Yardımcılığı görevi ya- pan, daha sonra emekliye aynlan Eğilmez"e öneri götürüldüğü, ata- manın güvenoylamasının ardından gerçekleşeceği bildirildi. DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler"e yakınhğıyla tanınan DPT Müsteşan Necati Özfırat'ın yeri- ne de Çiller'ın Başbakanhğı döne- minde. Avrupa Birliği'ndensorum- lu Başdanışman olan Tigrel ve DPT'de Müsteşar Yardımcılığı yapmış olan, Rekabet Kurulu üye- sı Ege'nin isimlennin gündeme geldiği bildirildi. REFAHYOL hükümeti döne- minde BBP"nin kontenjanından atanan Maliye Müsteşan tlhan Bayar'ınyerine,eski Hazıne Ban- ka Kambivo Genel Müdürü De- Mesut Yılmaz ın yeni hükümet döneminde çalışacağı bürokratlar belirlenmeye başlandı. miralp'in adının geçtigı ögrenıl- di. Yeni hükümetin. Çıllerailesine yakınlıklanyla bilinen E\ımbank Genel Müdürü Can Ycşilada ile Halkbank Genel Müdürü Yenal Ahsenı değiştireoeği bildınldi. Yeni hükümetin. özellikle RP"nın Maliye. Çalışma ve Kültür bakan- lıklannda yoğun olarak yürüttüğü kadro operasyonunun ardından önemli görevlere getırılen RP'ye yakınhğıyla tanman bürokratlan değıştirecegi vflrgulandt. ÇİFTÇÎ DOSTU / SADLLLAH USUMİ 1997 Buğdayda Felaket Yıb E rbakan-Çiller çiftı yönetım- den uzaklaştırıldı; ama, ta- rım kesiminde açtıkları derin yaralar yıllarca unutulmaya- cak. Bu ikilınin dönemınde milyon- larca çıftçi, trilyonlarca lırayı bulan gübre, süt ve ilaç desteklerinı aylar- ca alamadı. Çiftçiler urün bedelleri- ni tahsıl edebilmek ıçın aylarca dev- let ve banka kapılarını aşındırdı. Bu arada hemen hepsi parasızlıktan kıv- randı. Yüksek faizli yeni borçlarınai- tına ımza atmak zorunda kaldı. 1997'de çıftçi daha büyük sıkıntı- larla karşı karşıya kaldı. Pancar üre- ticıleri, 37 trilyon lıralık alacaklarını 6 ila-7 ayda devletten bınbır güçlükle tabsil edebildi. ihracatçı tüccar, tü- tün üreticilerinın paralarını uzun sü- re ödemedı ve sadece faızinden akıl almaz paralar kazandı. Hükümet ise, bu gelişmeler sanki çok doğalmış gıbi uzaktan ızlemekle yetindi. 1997 yılı ürünü buğdayda ise tam bır felaket yaşanıyor. Deprem gibi. Tayfun gibi. Devlet, zamanında ka- litelı tohum ve ucuz gübre yetiştire- mediği için buğdayda yeterince ve- rim sağlanamıyor. Üretim çeşitli ne- denlerle gıderek azalıyorvekalitesü- ratle bozuluyor. Hasadın başladığı bölgelerde bu yıl da buğday üretimin- de verımin düşük olduğu anlaşıldı. Çukurova bölgesınde üreticiler yas tutuyor. Çeşitli hastalıklar nedeni ile verımde yüzde 20 cıvarında eksik üretim bekleniyordu. Ancak, üretim kaybının yüzde 50'lileri geçmesı çev- rede hayal kırıklığı yarattı. Ege'de de verim düşük. Manisa, Aydın, Denizli ve Muğla ıllerinde buğ- day taneleri çok cılız. Normal olarak dekar başına 600 ila 700 kılo buğ- day ahnabilen birçok bölgede bu yıl ortalamasının 250 ile 300 kilo arasın- da olacağı anlaşılıyor. Bazı ilçe ve köylerde verımin ise 150 ila 200 kı- loya kadar düştüğü ıleri sürülüyor. Marmara Bölgesı'nde de durum pek ıç açıcı değıl. Bursa ve Balıke- sır yörelerinde buğdaylarda vurgun var. Bursa'ya yakın bazı ılçelerde ise tarlaları fareler ıstila etti. Özellikle Karacabey'de durum çok vahim. Merkez ilçeye bağlı 15 köyde fare- ler buğday tarlalarının altını ustüne getırdı. Köylüler şaşkın. Karakoca, Canbaş, Seyran, Subaşı, Taşpınar köylerınde buğdaylar bıçilmedi bile. Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nu- ri Karaca'nın verdıği bılgıye göre, binlerce çiftçi, ellerınde zehır tene- keleri ile tarlalarda farelere karşı sa- vaş veriyor. Ancak, ziraat odalarının veya çıftçilerin kendi imkânları ılefa- releri yok etmeleh mümkün değıl. Çünkü, fareler şu sıralarda Karaca- bey Ovası'na da indı ve süratle ya- yılıyor. Yetkililerin söyledığine göre, Karacabey ilçesinde bulunan tarla- larda mılyonlarca fare var ve kısa sü- re içinde üç beş kat birden ürüyor!.. Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca bu konuda şöyle dıyor: "Buğday tarialanmızı fareler istila etti. Biz oda olarak, çiftçiler de ken- di imkânları ile derhal mücadeleye başladık. Fakat, önünü alamıyoruz. Yüz binlerce, belki de milyonlarca fare, Karacabeyyamaçlarını ve ova- lannısardı.Hertaraffarekaynıyor. Za- ten venm dûşük olacaktı. Bir de bu fareler çıktı ve en azından ürünümü- zün yansını yediler. Buğdaylar biçi- lince tüm fareler bir anda domates ve pancar tahalanna saldırdı. Buğday- da olduğu gibi bıtkiyı kökünden yı- yip bitiriyor. Hükümet önlem almaz- sa Karacabey'dekı farelerbuğdaydan sonra domates ve pancar tarlalannı da bitirecek. Durum çok ciddi. Yet- kilileri göreve çağınyoruz." Karacabey ve çevresindeki doma- tes ve pancar üreticileri korku için- de. Hemen tüm köylüler tarlalannı gece gündüz dolaşarak farelerin ge- lip gelmedığinı kontrol ediyor. Mus- tafakemalpaşa'da da fare gözüktü- ğu yolunda yayılan haberler çevre- de heyecan yarattı. Hükümet el koymazsa farelerin tum Marmara ve hatta Ege Bölgesi'ne Erbakan-Çiller çifti yönetimden uzaklaştırıldı; ama, tarım kesiminde açtıkları derin yaralar yıllarca unutulmayacak. Erbakan ve Çiller'in çelişkili açıklamaları ile bazı gazetelerin gerçek dışı yorumları, çiftçiyi değeri 40 bin lira olan buğdayını 15 bin lira daha aza tüccara satmak zorunda bıraktı. kadar yayılması olasılığı da var. Üreticiler, buğdaylarını pazarlar- ken de sömürülüyor. Erbakan hükü- metınin 31 bin 300 ve 33 bin lira ola- rak ilan ettiği alım fiyatları pıyasada 25 ila 26 bin liraya kadar geriledi. Adana ve çevresinde yüz binlerce üretıci, hükümetin 33 bin lira açıkla- dığı buğdayını tüccara 25 ile 26 bin liraya sattı. Erbakan ve Çiller'in çe- lişkili açıklamaları ıle bazı gazetele- rin gerçek dışı yorumları, parasızlık- tan kıvranan çiftçiyi değeri 40 bin li- ra olan buğdayını 15 bin lira daha aza tüccara satmak zorunda bıraktı. Adana Ziraat Odası yöneticılerın- den Rıfat Kodal da venm ve kalite- nın bu yıl çok düşük olduğunu belir- terek şunları söylüyor: "Ofis peşin ödeme konusunda gü- ven veremediği için üreticı, buğda- yını göz göre göre tüccara 7 ila 8 bin lira daha ucuza sattı. Ithalattakı fon yükseltildi, ama üreticınin elinde de pek buğdaykalmadı. Çukurovalı üre- tıci böylece bu yıl da büyük bir dar- be yemiş oldu. Geçmış yıllarda ve- rim ortalama 600 kilo ıken bu yıl 250 kilonun altına düştü." Manisa ve Aydın'da da verim dü- şük. Dekar başına 250 kiloyu geçmı- yordu. Halbuki, bu yörelerde genel- lıkle verim hemen hemen her yıl 600 kilonun üstünde oluşmuştur. Trakya'da ise son hafta başlayan ve uzun süre devam eden yağışlar, buğdayı kurtardı. Edirne. Kırklareli ve Tekirdağ'da hasat bır ıki gün ön- ce başladı. Verim iyı gibi gözüküyor. Ancak tüccar, buğdayı 25 ile 27 bin lira arasında almakta kararlı. Ofis pe- şin para odeyeceğı konusunda gü- vence veremezse üreticiler buğda- yını tüccara satmak zorunda kalacak. Edirne Ziraat Odası Başkanı is- mail Bolu ıle Tekirdağ Ziraat Odası Başkanı Şerif Başkut, üretıcilerın, buğdayını tüccar yerıne ofise ver- mesınden yana. Bolu ve Başkut, 'Gerekirse gene meydanlara çıkarız ve paramızı alırız" dıyor. • mı inceleyerek, eylül ayında Ulus- lararası Para Fonu ile görüşmele- re başlayacak. Bürokratlann. dış kredi kapılannın açılması için IMF ıle ılişkilerin yeniden sağlanması- nın zorunlu olduğunu vurguladık- lan kaydedıldı. Maliye Bakanlı- ğı' nda bugün memur maaş zamla- nnın belirlenmesi için toplantı ya- pılacağı bildirildi. Hükümet programında, özelleş- tirmede öncelığın kamu bankala- nna verilmesi hedefinin de yer ala- cağı bildirildi. Hükümetin. aynca. TBMM'de özelleştirme ihaleleri- nin araştınlması için kurulan komis- yona. öncelikle şaibeli ihaleleri ge- tıreceğıne dikkat çekıldi. Ilk aşamada. EBK. SEK. Petlas. KÜMAŞ. HAVAŞ ile Anadolu Ban- kası, Denizbank ve Etibank'ın iha- leleri ıncelenecek. EBK'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kombina- ları. Dünya Bankasf nın bu bölge- lerdekı hayvancılık işletmelerine 4 trilyon liralık kredı vermesinın ar- dından satışa çıkarılmıştı. Sıverek Kombinası. DYP Şanlıurfa Millet- vekıli Sedat Bucak'ın kardeşme venlmışti. Kombinanın üretimı, sa- tış sözleşmesindeki 3 yıl çalıştınl- ması koşuluna karşın 3 ay sonra durdurulmuştu. Bölgede aşiretlere satılan EBK kombınalanndaki üre- timin yüzde 70 düzeyınde düşürül- düğü ortaya çıkmıştı. Î995 yı'hnda satılan HAVAŞ'ın. 1994 vılındaki 3 milyon dolarlık kân, Özelleştirme Fonu yerine, sa- tın alan Yazeks fiımasına verildı. Yazeks'ın, ödemesi gereken taksıt- lerı yatırmamasına karşın, şirkete yaptırım uysulanmadı. KÜMAŞ da 1996 yılında, yarı- sı peşin ödenmek üzere 108 milyon dolara Zeytınoğlu Holdıng'e satıl- mıştı. Ancak, şırketin peşinatı ya- tırmasından hemen önce. KÜ- MAŞ'ın 40 milyon dolarlık bınk- mış nakıtinin kamu bankalanndan çekilerek Zeytınoğlu Holdinge bağlı Esbank'ayatırıldığı vekuru- mun peşinatının böy lece de\ let ta- rafından aktarıldığı ortaya çıktı. 1995 te 54 milyon dolarlık tek- lif verilen Petlas, bu yıl mart ayın- da 37 milyon dolara RP'ye yakın- hğıyla bilinen Kombassan"a satıl- dı. SPK raporu ile Maliye Bakan- lığı Hesap Uzmanlan Kurulu'nun şirketin defterlerinin usule uygun olmadığı yönündeki bilgi notu Özel- leştirme Yüksek Kurulu'nca dikkate alınmadı. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Çağdaşlık Paçalammızdan Akıyor Televizyoncular kamera ve mikrofon- larını Beylikdüzü'nde tarlaya çalışma- ya gidenlere yöneltmişler. Gündelik iş bekleyen kadınlar, gocunmaksızın tar- la işlerınin "kadın işi'' olduğunu. erkek- lerın kahvelerde aylaklık yaptıklarını an- latıyorlar. Tabıi evdekı bütün ışler de kadın ışi. Gazetecilerden "aferin"\ koparan bir kadın, oğlunun evliliği için para topla- ma zorunluluğunu ortaya atarak koca- sını işe, hayvan gütmeye gönderebıldı- ğini anlatıyor. Erkekler biraz arsız gü- lümseyerek, yapacak erkek işi olmadı- ğından, kahvelerde vakıt öldürdükle- rinden söz edıyorlar.. Haber saatınde karısının boşanma- sını, kendı deyimı ile "kötüyola düşme- sıni" içine sındiremeyen babanın, iki çocuğunu ve kendisini, başına kurşun sıkarak öldürmesinin kanlı görüntüleri. Her haber saatınde bırkaç posta, tra- fik canavanndan teröre uzanan geniş bir halkada, ölen, öldürülenlerin arkasından yaşanan, herhalde mazoşıst duygula- nmızı besledıği gıbı bır varsayımla uzun uzun verılen, can acısı ıle ağlayanların, dövünenlerın görüntüleri. Çok ozel acı- lı anların bütün topluma sergilenmesi sahneleri.. Kırıkkale'de çalışan işçilerın örgütlü olduklan Türk Metal Sendikası yönetı- cilerıne geçmış olsun dileğımi iletirken, olayın boyutları üzerınde konuşmadan geçemiyoruz. Yangının boyutu, neden- lerınin kolay kolay anlaşılamamasını da getırecek nitelıkte. Kendilerı de bır za- manlar aynı fabnkada çalışmış. yöne- ticılik yapmış, içıni dışını en iyı bılen sendikacılar, yangını sürpriz olarak gör- müyorlar. Hemen daha önce olmuş benzer kazaları anımsatıp. benzerleri- niri olabilirliğini vurguluyorlar. Gumhur- başkanı Demirel kadar, "olağan, görün- mez, kaçınılmaz kaza" gözüyle bakma eğilimindeler. 300 işçınin çalıştığı fab- rikaya dün bu yazının yazıldığı saatler- de henüz girılememişti, ancak tama- men yandığı bilıniyordu. Zarara ılişkin medyada telaffuz edılen rakamların ger- çekte iki-üçle katlanmasına kesın gö- zü ile bakılıyordu.. Çağdaşlığın paçalarımızdan aktığını (!) sergıleyen "memleketımden ınsan manzaralanndan" bır günlük kesıtten örneklerin tümünü saymaya kalksak bu sayfa almaz. İHerkes bır şeylere takar ya, ben de. yüksek duvarlar ve bekçilerle korunan özel siteler, restoranlar, binalar arasın- da, artık onlarla, milyarlaria sayılan araç- larla gidıp gelerek yaşayan, borsa ge- lişmelerine, bırkaç ışadamının kârları- na bakıp Turkıye'nin gıdişi hakkında fetva verenlere takmış bulunuyorum. Çiller-Erbakan ikilisi gittı ya pek mut- lular. Zaten ondan once de, siyasette- ki çoküşe rağmen ekonomınin kendi kendine ayakta durması ıle övünüp du- rurlardı. Papua Yeni Gine'de bile satı- lan Türk ürünu. Türk müteşebbusu bu- lunduğunu soyleyıp şışinırlerdi. Yüzde payı çok sınırlı birkaç ciddı işletmeyi ayırırsak, en ilkel koşullarda, ucuz ya- tırım, ucuz işçilik, ucuz maliyet, yük- sek kâra dayalı, tamamen montaj, çev- reye, insana en zararlı. gelışmış ulke- lerin genellikle dışladıkları ve önemli bır çoğunluğu da kayıt dışı yatırımlan. "kal- kınmış, ekonomisı güçlü büyük Türkıye" sımgesi olarak görmek, merkez sağın, Demirel'in, Özal'ın huylarıydı. Şımdı de, "laik (!) sermayeye karşı hortlatılan şenatçı sermayenın önü ke- sılecek, Demirel'in deneyımli taktikleri ıle merkez sağ bırleştırilecek, sermaye- nın çıkarlanna yönelik ekonomik karar- lar daha kolay alınacak.." diye pek bir iyimserler. Kendı yaşamlarının önün- dekı tehditlerin kalktığı duygusunu al- dıklan an, olup bitenler, dünya umurla- rında değil. Şeriat tehdıdıni ancak sarıklı, cup- peli adamda, çarşaflı kadındagörmek- ten kurtülamadılar. Tarladakı işlerı "ka- dın ışı" olarak görmeye koşullandınlmış, kendisı hem tarlada hem evde en ağır ışlerde sürünürken, erkeğin kahvede aylak aylak dolaşmasını, yoksulluktan sürünmelerini sorgulayamayan, kader olarak gören kadınların varlığının asıl gelişmenin önünde engel olarak durdu- ğunu gormemeyı seçıyorlar. Kansının boşanma hakkını kabul ede- meyen, bunu kimlık, onursorunu yapıp çocuklarının ve kendının canına kıyan babaların var ve çok olduğu bır ulkede çağdaş toplumdan soz edilemeyece- ğini atlamak ıstıyorlar. Ordusu en elverişsiz koşullarda ha- rekât yapma gücüne sahip olsa da. bır ülkede mermılerin içınin doldurulduğu bir fabrikada, bır kentı yok edecek ka- dar ciddi yangınların, kazaların çıkma- sı cumhurbaşkanından fabrikada ör- gütlü sendıkasına kadar herkesçe ola- ğan sayılıyorsa, o ülke acaba çağdaş- lığın, gelişmişlığin neresınde olabılir? Gelırdağılımından, sosyal devletten falan zaten hıç soz edemez olduk. On- lar yeni dünya sömurü duzenının ıde- olojik bombardımanında moda dışı, "aut" kavramlar oldu. Oysa dunyanın en gelışmış, en zengin ülkeleri bile. ye- ni dünya sömurü düzenini, sonuçlarını ameliyat masasına yatırdılar, tartışma- ya başladılar. Reddettıklerı sol değer- leri yeniden gözden geçirme gereğıni duymaktalar. Ama bız o kadar çağda- şız (!) ki, bu tartışmalann bile farkına varamıyor, her şeyi yıllar gerisinden ız- lemeyi sürdürüyoruz. TELE FLAS Kanal 6'nın heyecan ve macera dolu dizisi... TELE FLAŞ adlı bir haber ekibinin, her bölümde, İstanbul'un başka bir yerinde, farklı toplumsal çevrelerde yaşanan olayları ve irdelediği sorunları ele alan dizide başrolde Sibel TURNAGÖL'Ü izleyebilirsiniz. HER CUMARTESİ SAAT 2O:OO'DE nal Türk Ele
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle