Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 TEMMUZ 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
KESK
'Asgari
ücret 94
milyon
olsun'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanı Nami
Çağan'ın, Kamu Emekçi-
leri Sendikası Konfederas-
yonu"nun (KESK) asgari üc-
retin 94 milyon liraya çıka-
nlması istemi için. "Bu ka-
ran hükümet verebilir"de-
diği bildirildi. Çağan'ın, as-
gari ücretin vergi dışı bıra-
kılması konusuna ise kaçak-
lann artacağına dikkat çeke-
rek sıcak bakmadığını söy-
lediği öğTenildi.
KESK Genel BaşkanıSi-
yami Erdem ve KESK yö-
neticileri dün Çağan'ı ziya-
ret ettiler. Basına kapalı ola-
rak yapılan görüsmeden son-
ra Erdem, Çağan'a, kamu
emekçilerinin isteklerini ilet-
tiklerini kaydederek, "Ka-
mu emekçileri yoksulluk
sınırındadır. Besİenme. ba-
rınma gibi temel ihriyaçla-
n bile karşılamakta güçliik
çekijorlar" dedi.
Gübrede
50 trilyonluk
vurgun
DİYARBAKIR (Cumhu-
riyet Bürosu) - Gübre kul-
lanımını yaygınlaştırmak
amacıyla dört yıldan beri yü-
rürlükte olan gübre sübvan-
siyonu uygulamasında son 4
yıl içinde yurt genelinde tam
50 trilyon lıralık vurgunun
gerçekleştirildiği kaydedıl-
di. Diyarbakır"da I997'nin
ılk 6 ayında 372 mılyar lira-
lık vurgun gerçekleştirdiği
belirlenen 50 kişi yakalandı.
Dıyarbakıryöresınde 1997
yılının ılk 6 ayında gübre
sübvansıvonunda 372 mil-
yar lıralık yolsuzluk yaşan-
dığı ortaya çıktı. Son dört yıl
içinde Diyarbakıryöresinde
gübre sübvansiyonunda usul-
şüzJük yaptıkian belirlenen
200,kişi yakalandı. Bunlar-
dan 110'u tutuklandı.
Ekonomik programm temelini bütçe denetimi ve kaynak arayışı oluşturacak
Ozellestirmeler masadaESRA YENER
ANKARA - Yeni hükümet DYP-
CHP koalısyonu ıle REFAHYOL
hükümeti dönemınde yapılan ve
birçok kuşkulu işlemin gölgesin-
de kalan özelleştirmeleri masaya
yatıracak. Hükümetin hazırladığı
programın ekonomi ayağının te-
mellerıni: bütçe harcamalarının
denetim altına alınması. sosyal gü-
venlik reformunun gerçekleştiril-
mesi, enflasyonun dizgınlenmesi,
iç borçlanmada vadenin l yılda
tutulması, vergi reformu yapılma-
sı. dış kredi kapılannın açılması \ e
özelleştirmenin sürdürülmesinın
oluşturacağı öğrenildi.
Yeni hükümetin programının
ekonomi bölümünün ağırlığını yıl
sonunda 2.2 katrilyon liralık açık
vermesi beklenen bütçede dene-
tim sağlanması için alınması gere-
ken önlemlerin oluşturduğu öğre-
nildi. Devlet Bakanı Güneş Ta-
ner ve Maliye Bakanı Zekeriya Te-
mizel ile Maliye, Hazine, Devlet
Planlama Teşkilatı bürokratlannın
yaklaşık 5 gündüryürüttükleri ça-
lışmalarda, öncelikle bütçe harca-
malarının denetim altına alınması
için gerekli önlemlerin ele alındı-
ğı bildirildi.
Butçe açıklarının düşürülmesi
ve enflasyonun dızginlenmest için
Merkez Bankası'yla ortak para
programının sistemit yürütülmesı
konusunun da görüşüldüğü top-
lantıda. iç borçlanmada, tüketicı
fiyatlarına endeksli 2 yıl vadelı
TÜFE tahvillennin pıyasalarda ka-
bul görmediğının bürokratlarca di-
le getirildığı bildirildi.
Yeni hükümet de 2-3 yıllık dö-
nemi kapsayan orta vadeli progra-
Ekonomi yönetimine getirilecek isimler belirginleşiyor
Kadro değişimi başladıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yeni hükümetin ekonomi
yönetıminde üst düzey kadrolara
getireceği isimler belirgınleşmeye
başladı. Hazine Müsteşarlığı için
Mahfi Eğilmez'in ismi ağırlık ka-
zanırken, Devlet Planlama Teşki-
latı Müsteşarlığı'nda Ali Tigrel
ıleYavuz Ege'nın adlan günde-
me geldi. Selçuk Demiralp'in Ma-
liye Müsteşarlığı için düşünüldü-
ğü öğrenildi. Çalışma. Maliye. Kül-
tür bakanlıklannda öncelikle
RP'nin atadığı teftiş kurulu başkan-
ları değiştirilecek.
Yeni hükümet, programmı ha-
zırlarken, ekonomide bırlikte ça-
lışacağı üst düzey ekonomi kadro-
lannda da genış çaplı bir hazırlı-
ğa gırişiyor. Mehmet Kaytaz ta-
rafından yürütülen Hazine Müs-
teşarlığı ıçın daha önce Hazine
Müsteşar Yardımcılığı görevi ya-
pan, daha sonra emekliye aynlan
Eğilmez"e öneri götürüldüğü, ata-
manın güvenoylamasının ardından
gerçekleşeceği bildirildi.
DYP Genel Başkanı Tansu Çil-
ler"e yakınhğıyla tanınan DPT
Müsteşan Necati Özfırat'ın yeri-
ne de Çiller'ın Başbakanhğı döne-
minde. Avrupa Birliği'ndensorum-
lu Başdanışman olan Tigrel ve
DPT'de Müsteşar Yardımcılığı
yapmış olan, Rekabet Kurulu üye-
sı Ege'nin isimlennin gündeme
geldiği bildirildi.
REFAHYOL hükümeti döne-
minde BBP"nin kontenjanından
atanan Maliye Müsteşan tlhan
Bayar'ınyerine,eski Hazıne Ban-
ka Kambivo Genel Müdürü De-
Mesut Yılmaz ın
yeni hükümet
döneminde
çalışacağı
bürokratlar
belirlenmeye
başlandı.
miralp'in adının geçtigı ögrenıl-
di.
Yeni hükümetin. Çıllerailesine
yakınlıklanyla bilinen E\ımbank
Genel Müdürü Can Ycşilada ile
Halkbank Genel Müdürü Yenal
Ahsenı değiştireoeği bildınldi.
Yeni hükümetin. özellikle RP"nın
Maliye. Çalışma ve Kültür bakan-
lıklannda yoğun olarak yürüttüğü
kadro operasyonunun ardından
önemli görevlere getırılen RP'ye
yakınhğıyla tanman bürokratlan
değıştirecegi vflrgulandt.
ÇİFTÇÎ DOSTU / SADLLLAH USUMİ
1997 Buğdayda Felaket Yıb
E
rbakan-Çiller çiftı yönetım-
den uzaklaştırıldı; ama, ta-
rım kesiminde açtıkları derin
yaralar yıllarca unutulmaya-
cak. Bu ikilınin dönemınde milyon-
larca çıftçi, trilyonlarca lırayı bulan
gübre, süt ve ilaç desteklerinı aylar-
ca alamadı. Çiftçiler urün bedelleri-
ni tahsıl edebilmek ıçın aylarca dev-
let ve banka kapılarını aşındırdı. Bu
arada hemen hepsi parasızlıktan kıv-
randı. Yüksek faizli yeni borçlarınai-
tına ımza atmak zorunda kaldı.
1997'de çıftçi daha büyük sıkıntı-
larla karşı karşıya kaldı. Pancar üre-
ticıleri, 37 trilyon lıralık alacaklarını 6
ila-7 ayda devletten bınbır güçlükle
tabsil edebildi. ihracatçı tüccar, tü-
tün üreticilerinın paralarını uzun sü-
re ödemedı ve sadece faızinden akıl
almaz paralar kazandı. Hükümet ise,
bu gelişmeler sanki çok doğalmış
gıbi uzaktan ızlemekle yetindi.
1997 yılı ürünü buğdayda ise tam
bır felaket yaşanıyor. Deprem gibi.
Tayfun gibi. Devlet, zamanında ka-
litelı tohum ve ucuz gübre yetiştire-
mediği için buğdayda yeterince ve-
rim sağlanamıyor. Üretim çeşitli ne-
denlerle gıderek azalıyorvekalitesü-
ratle bozuluyor. Hasadın başladığı
bölgelerde bu yıl da buğday üretimin-
de verımin düşük olduğu anlaşıldı.
Çukurova bölgesınde üreticiler yas
tutuyor. Çeşitli hastalıklar nedeni ile
verımde yüzde 20 cıvarında eksik
üretim bekleniyordu. Ancak, üretim
kaybının yüzde 50'lileri geçmesı çev-
rede hayal kırıklığı yarattı.
Ege'de de verim düşük. Manisa,
Aydın, Denizli ve Muğla ıllerinde buğ-
day taneleri çok cılız. Normal olarak
dekar başına 600 ila 700 kılo buğ-
day ahnabilen birçok bölgede bu yıl
ortalamasının 250 ile 300 kilo arasın-
da olacağı anlaşılıyor. Bazı ilçe ve
köylerde verımin ise 150 ila 200 kı-
loya kadar düştüğü ıleri sürülüyor.
Marmara Bölgesı'nde de durum
pek ıç açıcı değıl. Bursa ve Balıke-
sır yörelerinde buğdaylarda vurgun
var. Bursa'ya yakın bazı ılçelerde ise
tarlaları fareler ıstila etti. Özellikle
Karacabey'de durum çok vahim.
Merkez ilçeye bağlı 15 köyde fare-
ler buğday tarlalarının altını ustüne
getırdı. Köylüler şaşkın. Karakoca,
Canbaş, Seyran, Subaşı, Taşpınar
köylerınde buğdaylar bıçilmedi bile.
Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nu-
ri Karaca'nın verdıği bılgıye göre,
binlerce çiftçi, ellerınde zehır tene-
keleri ile tarlalarda farelere karşı sa-
vaş veriyor. Ancak, ziraat odalarının
veya çıftçilerin kendi imkânları ılefa-
releri yok etmeleh mümkün değıl.
Çünkü, fareler şu sıralarda Karaca-
bey Ovası'na da indı ve süratle ya-
yılıyor. Yetkililerin söyledığine göre,
Karacabey ilçesinde bulunan tarla-
larda mılyonlarca fare var ve kısa sü-
re içinde üç beş kat birden ürüyor!..
Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca
bu konuda şöyle dıyor:
"Buğday tarialanmızı fareler istila
etti. Biz oda olarak, çiftçiler de ken-
di imkânları ile derhal mücadeleye
başladık. Fakat, önünü alamıyoruz.
Yüz binlerce, belki de milyonlarca
fare, Karacabeyyamaçlarını ve ova-
lannısardı.Hertaraffarekaynıyor. Za-
ten venm dûşük olacaktı. Bir de bu
fareler çıktı ve en azından ürünümü-
zün yansını yediler. Buğdaylar biçi-
lince tüm fareler bir anda domates
ve pancar tahalanna saldırdı. Buğday-
da olduğu gibi bıtkiyı kökünden yı-
yip bitiriyor. Hükümet önlem almaz-
sa Karacabey'dekı farelerbuğdaydan
sonra domates ve pancar tarlalannı
da bitirecek. Durum çok ciddi. Yet-
kilileri göreve çağınyoruz."
Karacabey ve çevresindeki doma-
tes ve pancar üreticileri korku için-
de. Hemen tüm köylüler tarlalannı
gece gündüz dolaşarak farelerin ge-
lip gelmedığinı kontrol ediyor. Mus-
tafakemalpaşa'da da fare gözüktü-
ğu yolunda yayılan haberler çevre-
de heyecan yarattı.
Hükümet el koymazsa farelerin
tum Marmara ve hatta Ege Bölgesi'ne
Erbakan-Çiller çifti
yönetimden
uzaklaştırıldı; ama,
tarım kesiminde
açtıkları derin
yaralar yıllarca
unutulmayacak.
Erbakan ve
Çiller'in çelişkili
açıklamaları ile
bazı gazetelerin
gerçek dışı
yorumları, çiftçiyi
değeri 40 bin lira
olan buğdayını 15
bin lira daha aza
tüccara satmak
zorunda bıraktı.
kadar yayılması olasılığı da var.
Üreticiler, buğdaylarını pazarlar-
ken de sömürülüyor. Erbakan hükü-
metınin 31 bin 300 ve 33 bin lira ola-
rak ilan ettiği alım fiyatları pıyasada
25 ila 26 bin liraya kadar geriledi.
Adana ve çevresinde yüz binlerce
üretıci, hükümetin 33 bin lira açıkla-
dığı buğdayını tüccara 25 ile 26 bin
liraya sattı. Erbakan ve Çiller'in çe-
lişkili açıklamaları ıle bazı gazetele-
rin gerçek dışı yorumları, parasızlık-
tan kıvranan çiftçiyi değeri 40 bin li-
ra olan buğdayını 15 bin lira daha aza
tüccara satmak zorunda bıraktı.
Adana Ziraat Odası yöneticılerın-
den Rıfat Kodal da venm ve kalite-
nın bu yıl çok düşük olduğunu belir-
terek şunları söylüyor:
"Ofis peşin ödeme konusunda gü-
ven veremediği için üreticı, buğda-
yını göz göre göre tüccara 7 ila 8 bin
lira daha ucuza sattı. Ithalattakı fon
yükseltildi, ama üreticınin elinde de
pek buğdaykalmadı. Çukurovalı üre-
tıci böylece bu yıl da büyük bir dar-
be yemiş oldu. Geçmış yıllarda ve-
rim ortalama 600 kilo ıken bu yıl 250
kilonun altına düştü."
Manisa ve Aydın'da da verim dü-
şük. Dekar başına 250 kiloyu geçmı-
yordu. Halbuki, bu yörelerde genel-
lıkle verim hemen hemen her yıl 600
kilonun üstünde oluşmuştur.
Trakya'da ise son hafta başlayan
ve uzun süre devam eden yağışlar,
buğdayı kurtardı. Edirne. Kırklareli
ve Tekirdağ'da hasat bır ıki gün ön-
ce başladı. Verim iyı gibi gözüküyor.
Ancak tüccar, buğdayı 25 ile 27 bin
lira arasında almakta kararlı. Ofis pe-
şin para odeyeceğı konusunda gü-
vence veremezse üreticiler buğda-
yını tüccara satmak zorunda kalacak.
Edirne Ziraat Odası Başkanı is-
mail Bolu ıle Tekirdağ Ziraat Odası
Başkanı Şerif Başkut, üretıcilerın,
buğdayını tüccar yerıne ofise ver-
mesınden yana. Bolu ve Başkut,
'Gerekirse gene meydanlara çıkarız
ve paramızı alırız" dıyor. •
mı inceleyerek, eylül ayında Ulus-
lararası Para Fonu ile görüşmele-
re başlayacak. Bürokratlann. dış
kredi kapılannın açılması için IMF
ıle ılişkilerin yeniden sağlanması-
nın zorunlu olduğunu vurguladık-
lan kaydedıldı. Maliye Bakanlı-
ğı' nda bugün memur maaş zamla-
nnın belirlenmesi için toplantı ya-
pılacağı bildirildi.
Hükümet programında, özelleş-
tirmede öncelığın kamu bankala-
nna verilmesi hedefinin de yer ala-
cağı bildirildi. Hükümetin. aynca.
TBMM'de özelleştirme ihaleleri-
nin araştınlması için kurulan komis-
yona. öncelikle şaibeli ihaleleri ge-
tıreceğıne dikkat çekıldi.
Ilk aşamada. EBK. SEK. Petlas.
KÜMAŞ. HAVAŞ ile Anadolu Ban-
kası, Denizbank ve Etibank'ın iha-
leleri ıncelenecek.
EBK'nin Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerindeki kombina-
ları. Dünya Bankasf nın bu bölge-
lerdekı hayvancılık işletmelerine 4
trilyon liralık kredı vermesinın ar-
dından satışa çıkarılmıştı. Sıverek
Kombinası. DYP Şanlıurfa Millet-
vekıli Sedat Bucak'ın kardeşme
venlmışti. Kombinanın üretimı, sa-
tış sözleşmesindeki 3 yıl çalıştınl-
ması koşuluna karşın 3 ay sonra
durdurulmuştu. Bölgede aşiretlere
satılan EBK kombınalanndaki üre-
timin yüzde 70 düzeyınde düşürül-
düğü ortaya çıkmıştı.
Î995 yı'hnda satılan HAVAŞ'ın.
1994 vılındaki 3 milyon dolarlık
kân, Özelleştirme Fonu yerine, sa-
tın alan Yazeks fiımasına verildı.
Yazeks'ın, ödemesi gereken taksıt-
lerı yatırmamasına karşın, şirkete
yaptırım uysulanmadı.
KÜMAŞ da 1996 yılında, yarı-
sı peşin ödenmek üzere 108 milyon
dolara Zeytınoğlu Holdıng'e satıl-
mıştı. Ancak, şırketin peşinatı ya-
tırmasından hemen önce. KÜ-
MAŞ'ın 40 milyon dolarlık bınk-
mış nakıtinin kamu bankalanndan
çekilerek Zeytınoğlu Holdinge
bağlı Esbank'ayatırıldığı vekuru-
mun peşinatının böy lece de\ let ta-
rafından aktarıldığı ortaya çıktı.
1995 te 54 milyon dolarlık tek-
lif verilen Petlas, bu yıl mart ayın-
da 37 milyon dolara RP'ye yakın-
hğıyla bilinen Kombassan"a satıl-
dı. SPK raporu ile Maliye Bakan-
lığı Hesap Uzmanlan Kurulu'nun
şirketin defterlerinin usule uygun
olmadığı yönündeki bilgi notu Özel-
leştirme Yüksek Kurulu'nca dikkate
alınmadı.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Çağdaşlık Paçalammızdan Akıyor
Televizyoncular kamera ve mikrofon-
larını Beylikdüzü'nde tarlaya çalışma-
ya gidenlere yöneltmişler. Gündelik iş
bekleyen kadınlar, gocunmaksızın tar-
la işlerınin "kadın işi'' olduğunu. erkek-
lerın kahvelerde aylaklık yaptıklarını an-
latıyorlar. Tabıi evdekı bütün ışler de
kadın ışi.
Gazetecilerden "aferin"\ koparan bir
kadın, oğlunun evliliği için para topla-
ma zorunluluğunu ortaya atarak koca-
sını işe, hayvan gütmeye gönderebıldı-
ğini anlatıyor. Erkekler biraz arsız gü-
lümseyerek, yapacak erkek işi olmadı-
ğından, kahvelerde vakıt öldürdükle-
rinden söz edıyorlar..
Haber saatınde karısının boşanma-
sını, kendı deyimı ile "kötüyola düşme-
sıni" içine sındiremeyen babanın, iki
çocuğunu ve kendisini, başına kurşun
sıkarak öldürmesinin kanlı görüntüleri.
Her haber saatınde bırkaç posta, tra-
fik canavanndan teröre uzanan geniş bir
halkada, ölen, öldürülenlerin arkasından
yaşanan, herhalde mazoşıst duygula-
nmızı besledıği gıbı bır varsayımla uzun
uzun verılen, can acısı ıle ağlayanların,
dövünenlerın görüntüleri. Çok ozel acı-
lı anların bütün topluma sergilenmesi
sahneleri..
Kırıkkale'de çalışan işçilerın örgütlü
olduklan Türk Metal Sendikası yönetı-
cilerıne geçmış olsun dileğımi iletirken,
olayın boyutları üzerınde konuşmadan
geçemiyoruz. Yangının boyutu, neden-
lerınin kolay kolay anlaşılamamasını da
getırecek nitelıkte. Kendilerı de bır za-
manlar aynı fabnkada çalışmış. yöne-
ticılik yapmış, içıni dışını en iyı bılen
sendikacılar, yangını sürpriz olarak gör-
müyorlar. Hemen daha önce olmuş
benzer kazaları anımsatıp. benzerleri-
niri olabilirliğini vurguluyorlar. Gumhur-
başkanı Demirel kadar, "olağan, görün-
mez, kaçınılmaz kaza" gözüyle bakma
eğilimindeler. 300 işçınin çalıştığı fab-
rikaya dün bu yazının yazıldığı saatler-
de henüz girılememişti, ancak tama-
men yandığı bilıniyordu. Zarara ılişkin
medyada telaffuz edılen rakamların ger-
çekte iki-üçle katlanmasına kesın gö-
zü ile bakılıyordu..
Çağdaşlığın paçalarımızdan aktığını
(!) sergıleyen "memleketımden ınsan
manzaralanndan" bır günlük kesıtten
örneklerin tümünü saymaya kalksak bu
sayfa almaz.
İHerkes bır şeylere takar ya, ben de.
yüksek duvarlar ve bekçilerle korunan
özel siteler, restoranlar, binalar arasın-
da, artık onlarla, milyarlaria sayılan araç-
larla gidıp gelerek yaşayan, borsa ge-
lişmelerine, bırkaç ışadamının kârları-
na bakıp Turkıye'nin gıdişi hakkında
fetva verenlere takmış bulunuyorum.
Çiller-Erbakan ikilisi gittı ya pek mut-
lular. Zaten ondan once de, siyasette-
ki çoküşe rağmen ekonomınin kendi
kendine ayakta durması ıle övünüp du-
rurlardı. Papua Yeni Gine'de bile satı-
lan Türk ürünu. Türk müteşebbusu bu-
lunduğunu soyleyıp şışinırlerdi. Yüzde
payı çok sınırlı birkaç ciddı işletmeyi
ayırırsak, en ilkel koşullarda, ucuz ya-
tırım, ucuz işçilik, ucuz maliyet, yük-
sek kâra dayalı, tamamen montaj, çev-
reye, insana en zararlı. gelışmış ulke-
lerin genellikle dışladıkları ve önemli bır
çoğunluğu da kayıt dışı yatırımlan. "kal-
kınmış, ekonomisı güçlü büyük Türkıye"
sımgesi olarak görmek, merkez sağın,
Demirel'in, Özal'ın huylarıydı.
Şımdı de, "laik (!) sermayeye karşı
hortlatılan şenatçı sermayenın önü ke-
sılecek, Demirel'in deneyımli taktikleri
ıle merkez sağ bırleştırilecek, sermaye-
nın çıkarlanna yönelik ekonomik karar-
lar daha kolay alınacak.." diye pek bir
iyimserler. Kendı yaşamlarının önün-
dekı tehditlerin kalktığı duygusunu al-
dıklan an, olup bitenler, dünya umurla-
rında değil.
Şeriat tehdıdıni ancak sarıklı, cup-
peli adamda, çarşaflı kadındagörmek-
ten kurtülamadılar. Tarladakı işlerı "ka-
dın ışı" olarak görmeye koşullandınlmış,
kendisı hem tarlada hem evde en ağır
ışlerde sürünürken, erkeğin kahvede
aylak aylak dolaşmasını, yoksulluktan
sürünmelerini sorgulayamayan, kader
olarak gören kadınların varlığının asıl
gelişmenin önünde engel olarak durdu-
ğunu gormemeyı seçıyorlar.
Kansının boşanma hakkını kabul ede-
meyen, bunu kimlık, onursorunu yapıp
çocuklarının ve kendının canına kıyan
babaların var ve çok olduğu bır ulkede
çağdaş toplumdan soz edilemeyece-
ğini atlamak ıstıyorlar.
Ordusu en elverişsiz koşullarda ha-
rekât yapma gücüne sahip olsa da. bır
ülkede mermılerin içınin doldurulduğu
bir fabrikada, bır kentı yok edecek ka-
dar ciddi yangınların, kazaların çıkma-
sı cumhurbaşkanından fabrikada ör-
gütlü sendıkasına kadar herkesçe ola-
ğan sayılıyorsa, o ülke acaba çağdaş-
lığın, gelişmişlığin neresınde olabılir?
Gelırdağılımından, sosyal devletten
falan zaten hıç soz edemez olduk. On-
lar yeni dünya sömurü duzenının ıde-
olojik bombardımanında moda dışı,
"aut" kavramlar oldu. Oysa dunyanın
en gelışmış, en zengin ülkeleri bile. ye-
ni dünya sömurü düzenini, sonuçlarını
ameliyat masasına yatırdılar, tartışma-
ya başladılar. Reddettıklerı sol değer-
leri yeniden gözden geçirme gereğıni
duymaktalar. Ama bız o kadar çağda-
şız (!) ki, bu tartışmalann bile farkına
varamıyor, her şeyi yıllar gerisinden ız-
lemeyi sürdürüyoruz.
TELE FLAS
Kanal 6'nın heyecan ve macera dolu
dizisi... TELE FLAŞ adlı bir haber
ekibinin, her bölümde, İstanbul'un
başka bir yerinde, farklı toplumsal
çevrelerde yaşanan olayları ve
irdelediği sorunları ele alan dizide
başrolde Sibel TURNAGÖL'Ü
izleyebilirsiniz.
HER CUMARTESİ
SAAT 2O:OO'DE
nal Türk Ele