25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 17 Istanbuı Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızli A A A A A A A A 29 33 29 32 36 36 40 34 Zonguldak A 24 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas A Y Y Y B B B Y 2b 25 24 25 27 27 28 22 37 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A Y Y 34 21 34 37 34 32 27 21 19 Yurdun kuzeydoğu kesımlerı parçalı bu- lutlu, Orta ve Doğu Karadenız, Iç Anado- lu'nun kuzeydoğusu ıle Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu sa- ğanak ve yer yer gok- güriıltulü sağanak ya- ğışlı, otekı yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcakhğın- daonemlıbırdeğişık- lık olmayacak Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 21 26 26 21 20 20 20 21 Münıh Y 22 Milano Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB PB Y A A Y A 19 30 25 29 34 32 31 35 PB 26 1TO Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tifli? Kahıre A PB PB PB Y PB Y A 2/ 36 36 34 28 36 26 37 Şam 38 0 Aç,k c " ^ Paf Ç aİ1 bulullu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada çe daha bulmuşlar: Para yok! MGK Başkanı ve Cumhurbaşkanı isim vermiyor ama, kimi konuşmalarında "imam-hatip okulların- da 'devlete düşman zihniyette insanlar' yetiştiril- diğini" kabul ediyor. Laik cumhuriyeti korumakla görevli olanların pat- lamasına yol açan ciddi "saptama" budur vedoğ- rudur. Ne çare, kesintisiz 8 yılın gelecek yıla bırakılma- sına maddi olanaksızlığın neden olduğu görüşüne Cumhurbaşkanı da katılıyor. MGK toplantılarından birinde, bu sorunu çöze- cek çalışmaları anlatan eski MEB Mehmet Sağ- lam, uygulamaya başlamak için 50 trilyona gerek- sinildiğini söylemişti. Sağlam bir dayanak bulmuşlar gibi, şimdi eller ovuşturuluyor. "uygulamasına uygulayalım ama.. sorvn para" gibi mazeretler. Şayet murad edilen amaca varılmak isteniliyor- sa, para mara engeli tam bir palavra. Ne paraya gereksinen ne de yasa gerektiren öy- le çözüm yolları bulunabilir ki... Hedefe ulaşmayı kafaya koyarsa bir hükümet, örneğin idari bir ka- rarla "bu yıl imam-hatip ortaokullanna öğrenci alınmayacağına" öncelik verebilir. Ha, bunu da yapma. Yapman gerekeni para yok- luğunu öne sürerek sorunu otomatik pılota bağla ve sonra... O TV'den bu TV'ye koşmaktan nefessiz kalan ta- ze Başbakan olarak çık karşımıza, üstüne üstlük: \ "Bütün ortaokullara seçmeli din dersleri konul- ması gerekiyor" diye konuş! Kısıtlayalım, Takkeli ye eleman yetiştirmenin önüne geçelim diye çabalarken, ülke düzeyine yay anti laik mücahit fabrikalarını. Öyle mi? Farksız! Bu görüşü, bu kafayı Takkeli'den nasıl ayırt ede- ceğiz? Zira, daha önceki söylemleri gözden geçirilirse imam-hatiplersorunundaha Takkeli ha Rizeli mut- lu Mesut! "Yok birbirinden farkı". Üstelik başka biryutturmacanın peşindeler. Ke- sintisiz 8 yılı bir asker dayatması gibi gösteren ve gösterecek olan dokundurmaları yavaş yavaş pi- yasaya sürüyorlar. Oysa, gerçek öyle değil. Geçen yıl mayıs ayın- da yapılan 15. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan kara- ra uyulması, kesintisiz 8 yılın uygulanması istenili- yor. Idare-i maslahat demokrasisini demokrasi diye sindirmeye çalışan yöneticilere anımsatmada bu- lunuyor askerler. Olasıdır ki, önümüzdeki MGK'de ME Şûra kararını "anımsatabiliher". Bu olasılığın dayanağı Cumhurbaşkanı'nın son açıklamalarında. 8 yılın sadece "MGK karan olmadığını, Eğitim Şûrası'nın 'geçen yıl' aldığı bir karar gereği" uy- gulanacağını söylüyor Cumhurbaşkanı. Şu günlerde Mesut Yılmaz hükümetine kesinti- siz 8 yıl eğitimini gelecek yıllara ve başka baharia- ra bırakmamasını salık veriyor olmalı. Vakıf ve sosyal kuruluş yöneticilerine "kesintisiz eğitimin uygulanacağını" altını çizerek duyurur- ken; Cumhurbaşkanı taze hükümete de ne yapıp yapıp uygulamanın "bu yıl başlamasındaki zorun- luğu" herhalde duyurmuştur. Bu kez zamanında işleme koyar inşallah: öyle ya; anayasanın 104. maddesi gereğince görevi "kurumlar arasında uyum ve düzeni sağla- mak" değil mi? Pazartesi günü TBMM'ye sunulacak olan hükü- met programında, Başbakan Yardımcısı Ecevit'in söylediğine göre, "bu soruna 'ağırlık' verili- yor'Ynuş. Neymiş, göreceğiz. Ya umudun tükenişini... Ya da üç aydır izlediğimiz filmin yeniden vizyona girişini... Sısı. , B J L ^ Çok Dulutlu Yağmurlu Karlı Oktay'ın acı I Baştarafi 1. Sayfada ettiği öne sürülürken; polis cinayet olasılığı üzerinde de duruyor. Dikilitaş Setaltı Sokak Bahar Apartmanı'nın çatı katında oturan Yeşim Dere- lioğlu. Oktay'ın askere git- mesi üzerine 5 aylık oğlu B.'yle birlikte bir alt katta- ki kaympederi ve kayınva- lidesinin dairesine taşındı. Dün sabah 09.00 sıralann- da eşyalannı almak için kendi dairesine çıkan Ye- şim Derelioğlu'nun uzun süre ortahkta görünmeme- si nedeniyle saat 13.00 sı- ralannda Oktay'ın babası Cezmi Derelioğlu üst kata çıktı. Gelininin kapıyi aç- mamasi üzerine kapıyı kı- rarak içeri gıren Cezmi De- relioğlu. Yeşim'in cesediy- le karşılaştı. Olay yerinde yapılan incelemede Yeşim Derelioğlu'nun kafasımn îrkasından giren kurşunun jaşının ön taraftan çıktığı k'e genç kadının olay anın- la yaşamını yitirdiği anla- jildı. Polis olay yerinde uhsatsız olduğu belirlenen ) mm. çapında Browning narka bir labanca ve bir ıdet boş ko\an buldu. Yet- dlilerevde intihara ilişkin ıerhangi bir notun bulun- nadığını bildirdiler. Olay- a ilgili araştırma çok yön- ü sürdürülürken, cinayet htimali nedeniyle de geniş aplı soruşturma başlatıl- dı. Olayın otopsi sonucu açıkJıga kavuşacağı bildi- rildi. " Yaklaşık 8 yıldır birbir- lerini tanıyan ve Oktay'ın Karagümrük'ten çocukluk aşkı olan Yeşim Derelioğ- lu'nun yakınlan olaya ina- namadıklannı açıklarlar- ken. "Evlerinde hiç bir so- run yaşamayan bir çiftti. Olayın nasıl meydana geldJ- ğini anlayamadık" dediler. Oktay Karagümrük'te fut- bol oynarken tanıştığı Ye- şim Derelioğlu ile geçen yıl evlenmiş ve çiftin B. adı verilen bir erkek çocuğu ol- muştu. Oktay hastanede Beşiktaş'ın genç golcü- sü Oktay. eşinin ölüm ha- berini Riva kampı dönüşü takım otobüsünde öğrendi. Bir anda şoka giren Oktay. kendini yerden yere atar- ken. takım arkadaşlan da genç futbolcuyu sakinleşti- rebilmek için büyük çaba sarf etti. Futbol tesislerine gelene kadar arkadaşlan- nın yardımıyla sakinleşen Oktay. burada 2 sakinleşti- rici iğne olduktan sonra Al- man Hastanesi'ne kaldınl- dı. Şok nedeniyle baygınlık geçiren ve hayati tehlike ih- timali üzerine yoğun bakı- ma alınan Oktay için dok- torlar. "Ani şokta ölebilir- di. Dururnu iyiye gidiyor" açıklamasını yaptılar. Ecevit: Uyarılar dinlenmedi EBRl1 TOKTAR EMİNE KAPLAN CELALETTtN YAMAN KIRIKKALE/ANKARA - Baş- bakan Mesut Yılmaz, Makina Kım- ya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Kı- nkkale Mühimmat Fabrikası'ndaki yangın olayında, sabotaj dahil bir- kaç olasılığın söz konusu olduğunu belirtti. Başbakan Yardımcısı Bü- lentEmit 1993. 1995 ve 1996 yıl- lannda yapılan denetim raporlann- daki uyanlara karşın ciddi adımla- nn atılmadığının görüldüğünü kay- detti. Başbakan Mesut Yılmaz da. sabotaj dahil her türlü olasılık üze- rinde durulduğunu açıkladı. MKEK Mühimmat Fabnkası'nda 2 kişinin yaşamını yitırmesine ne- den olan patlamalar ve yangınla bü- yük panik yaşanan Kınkkale'de. kente girme yasağı bugün saat 12.00'den itibaren sona erecek. Yan- gının tam atım depolanna ulaşma ihtimali ortadan kalkarken Kırıkka- le'yi tehdit eden patlama riskinin de ortadan kalktığı belirtildi. Havadan kimyasal madde ve su ile yapılan soğutmaçalışmalan sonrasında itfa- iye ekipleri tesise girerek yanıcı madde bulunan sahalan denetim al- tına almaya başladı. Hasar Tespit Komisyonu. kente giriş yasağının kalkmasından sonra maddi zarann açıklanacağını bildirdi. Başbakan Yılmaz, Devlet Bakanı Metin Gür- dere, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan. CHP Genel Başkanı De- niz BaykaJ \e BBP Genel Başkanı Muhsin Yaacıoğlu kentte inceleme- lerde bulundular. Sabotaj kuşkusu Başbakan Yılmaz. olayda sabotaj olup olmadığının araştırmalardan sonra ortaya çıkacağını kaydederek, "Sabotaj dahil birkaç ihtimal söz ko- nusu. Padama teknik bir nedenle de oluşabilir. Bunlar soruşturma sonu- cunda ortaya çıkacakür" dedi. Yıl- maz. tesislerin, kente 15 kilometre uzaklıktakı Bedesten'de yeniden ya- pımının planlandığını bildirdi. Baş- bakan Yardımcısı Ecevit de dün dü- zenlediği basın toplantısında. ola- yın araştınlması için Çalışma ve Sosval Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı \ e 6 müfettişin Kı- nkkale'ye gönderildiğini belirtti. Ecevit. sabotaj olasılığına yönelik sorular üzenne "Sabotaj \-arsa bile, ki umanm yoktur. gerekli önlemler zamanında alınmıs olsaydı bu kadar hasar mevdana geunezdi. İncelemc- ler ve sa\cılığın da yardımıyla sabo- taj olup olmadığı anlaşılacakür" di- ye konuştu. Bu arada PKK'ye yakınlığıyla ta- nınan DEM Ajansın dün bir haber geçerek olayın ARGK tarafından üstlenildiğini bildirmesi dikkat çek- ti. Ajansın haberine göre. PKK'nin askeri kolu olan ARGK. Kınkka- le'deki patlamanın kendilenne bağ- lı bir birlik tarafından gerçekleştiril- diğini açıkladı. Ecevit. "Söz konusu fabrikada 1993,1995 ve 19%yülanndayapüan müfettiş incelemelerinde çok ciddi cksiklikkr bulunmuş. Bu rapoıiara ve uyanlara karşın çok ciddi adım- lann atılmadığı görülü\or. Diğer fabrika ve maden ocaklannda da uyanlar dikkate alınmıyor" dedı. Ecevit'in gönderme yaptığı Yük- sekDenetlemeKurulu'nun 1995 yı- lı raporunda, patlayıcı madde dolum tesisine yedek olarak yeni birdolum tesisınin yapılması için başlatılan çalışmalann yoğunlaştınlması ge- rektıği \ urgulanırken yedek ümte- nin mermi dolumuna da olanak sağ- laması önerildi. Raporda. ekonomık ömrünü ta- mamlamış tezgâh \e teçhizatın ye- nilenmesi amacı>la proje vatınm çalışmalanna dikkat çekildi. MKEK Genel Başkanı RecaiÖn- derise, Imla Fabrikası'nın 1986 yı- lında meydana gelen patlamanın ar- dından kent dışına çıkanlmaması hakkında. "Ozamantaşınmasınıge- rektirecek bir şe> yoktu" şeklinde açıklama yaparken, tesisın Bedes- ten'e taşınacağını söylemesi çelişki yarattı. Önder, yanan atölyelerin de 3 ay içinde onanlabileceğini savun- du. Önder. "TSKViezaafKete neden olacak hiçbir şey yok" dedi. Önder. aynı fabnkada 11 yıl sonra gerçek- leşen üçüncü patlamanın da "patla- yacının karakteristiğinden ka> nak- landığım' savundu. Fabrikanın dün- ya standanlannda otomatik yağ- murlama sistemine sahip olduğunu belirten Önder, itfaiyenin gelmesi- ne rağmen yangının önlenememesi- III. 'felaketin biiyüklüğüne' bağladı. Önder şu açıklamayı yaptı: "Müessif kaza, Mühimmat Fabri- kası'nda mermilerin içine TNT'nin doldurulduğu İmlaTesisleri'ndeol- du. Saat HSO'de. 500 librelik bomba- lann imal edildiği böliimde \angın başladı. Atöhe şefı hemen irfai>c>i çağırdı. İtfaiye tesise çok kısa bir sü- rede ulaşmasına karşın. yangının di- ğer mühimmatlara sıçrama tehlike- si göz önüne alınarak hemen tahliye çalışmaları başlatıldı. \angın daha sonra İkmal Atöhesi'ne geçti. Saat 3J8'de en bü\ük patlama. 100 adet 500 librelik 50'şer Uok halindeki bombalann padamasıyla oluştu. Bundan sonraki patlamalar zifrin yanması sonucu oldu. Yapılan son müdahalelerie ve İsrailli helikopter- lerin katılımıyla yangının tam atım deposuna ulaşması onlcndi." 3 ölü, 1 kavıp Patlamalarda 2 kişi yaşamını yi- tirirken. dün gece kentin girişinde bekletilen bir yolcu otobüsünün çarptığı 60 yaşlanndaki yoırttaş öl- dü. Kırıkkale Valisi BehiçÇelik. Mü- himmat Fabrikası'nda çalışan tsmet .Alünışık isimli işçinin ailesinin Kriz Masası'nayaptığı başvuru sonunda kayıp olduğunun belirlendiğini kay- dettı.Çelik. İsmetAltınışık'ınnere- de olduğunun fabrikaya girişten sonra netleşeceğini söyledı. Yangın nedeniyle hiç kimsenin gözaltına alınmadığını belirten Çelik, "Ancak felaketin büyüklüğü nedeniyle so- mşturmanın adli yönü de olacak" dedi. Zıraat Bankası'ndan yapılan açıklamada. kentte bulunan çitfçi- lerin borçlannın vade tanhinden iti- baren 1 yıl süreyle ertelendiği kay- dedildi. Kente dün akşamdan itibaren elektrik \erilmeye başlandı. Türk Telekom'dan yapılan açıklamada, kentle iletişimin sağlanabilmesi için. uydu üzerinden çalışan 30 ka- nallı IBS sıstemleri ile seyyar 500 hat kapasitelı otomatik santral siste- minin gönderildiği belirtildi. Açık- lamada, olay yerine 30 adet ankesör gönderilerek gereksinim olan yer- lerde hizmete sunulacağı bildirildi. De\ let Bakanı Metin Gürdere. fe- laket nedeniyle zarargören yurttaş- lara yardım etmek isteyenlenn Va- kıflar Bankası Hamamönü Şube- si'ndeki 30440-365-1 nolu hesaba bağışta bulunabileceğini bildirdi. Kızılay Genel Başkan Yardımcı- sı Nurettin Ozdemir. dışarda yat- mak zorunda kalan yurtaşlara yar- dım amacıyla 400 çadır. 3 bin bat- taniye. 10 bin ekmek ve lokal aydın- larma için de 5 jeneratörün getiril- diâini sövledi. Uzun birfelaketgecesi • Baştarafi 1. Sayfada da kaldılar. Kentin boşaJtılması karanna karşın ba- zı Kınkkalelilerevlerini terketmek istemedi. Elekt- rigj kesik kentin karanlık bir duvannın altına dizi- len yurttaşlar, bir taraftan alev toplannı parlatan yan- g , bir taraftan da sakin yıldizlan se>xedıyorlardi, Yaşlı bir Kınkkaleli, "Dahaöncedeoklu,aIışJtık'"der- cesine elini sallarken. yaşlı bir kadın. "Nereye gide- biliriz Id?" diyerek çaresizliğini ortaya koyuyordu. Kenti terk eden Kınkkalelilerin buluşma noktası, Samsun asfaltındaki "Hanedan Petron dinlenme te- sisleriydi. Yurttaşlar, geride bıraktıklan evlerini, dükkânlannı düşünüyorlardı. Yağma haberleri he- men yayılmıştı. "Bizim komşunun evine girmişkr akşam üstü, bin 500 nıarkını almışlar" diyordu bir taksi şoförü.Polisin ve askerlerin yağmaya karşı her türlü önlenıi aldığı anımsatıldığında ise "Asker ba- şını çevirdi mi girerler içeriy*. kim engel olabilir ki?" yanıtını veriyordu. Kınkkalelilerin konuştuğu bir başka konu "patlamalann nedeni" oldu. Bir yurttaş. "Vardiya sabaha karşı 03. 30'da başlar. TNT'lerin ka>natıldığı kazaıüar vardır. Bu kazanlar belli bir ISH ya ulastıklannda devıi daim düğmesine basılarak so- ğutulur. Oradaki görevli 'Bir şey olmaz' di>e soğut- ma işiemini başlatmadan molaya gitmiş*' diyordu. Hanedan Petrol'ün marketine hücum başlayınca, fîyatlarda da ister istemez anlık enflasyon yaşandı. Arz-talep ilkesine göre hareket eden market yöneti- cisi, 60 bin lirahk meşrubatı 100 bin liraya satarken hoşnut görünüyordu. Halk tam şikâyete başlayacak- tı ki, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait gezici aşevi araçlan Hanedan Petrol'ün girişinde göründü. Gezici aşevinin mönüsü sadeydi: biraz pilav ve ek- mek. Ancak sadelık..u/un kuyruklaroluştnasına en- gel olmadı. Saatler ilerledikçe, Hanedan Petrol'deki Kınkka- leliler uyuyacak kuytu bir yer, bölgede görevli jan- daımalar telefon kartı, basın _mensuplan da haber yazdıracak yerararken Artvinİi TanerTakmaz, pat- lamalar sırasında kaybettiği eşini ve çocugunu me- rak ediyordu. Takmaz. ".\rt>iıı'de 'Takmaziar' de- din mi herkes bflir. Patlamalar sırasında evde defil- dinı. E\e gekliğimde eşim ve çocuğum yoktu. Sonra ben de kcn ti terk ettim. Ama onlan hâlâ bulamadım. Artvin''de olsam şıp djye bulurdum" diyordu. Salt Artvinİi Taner'i değil, Türkiye'yi Kınkkale'de yakalayan felaketler. aslında daha birkaç ay önce Tuzla'da bir kez daha yanaşmamış rruydı limana? Ya- nan itfaiye erlerinin reytingi yüksek görüntüleri dışında felaketi doğuran yetersizlikler üzerinde durulmuş muydu? Sahi, Kınkkale, bundan önce en son ne zaman patlaıruştı? Şimdiden en son patlayan grizulann. nüftıs kütüğünden düşülen madencilerin, yanan saraylann, patlayan tankerlerin. düşen uçak- îann, kül olan ormanlann listesini çıkarmalı mı? MKE'de sabotaj gibi kadrolaşma -\N1C\RA (Cumhuriyet Bürosu) -Kınkkale'de mühimmat fabrikala- nnda meydana gelen ve büyük mad- di zarara neden olan yangında ön- lem ve müdahalelerin. RP'nin uz- man olmayan kişileri Makina Kim- ya Endüstrisi Kurumu'na (MKE) atamasının da etkisiyle zayıf kaldı- ğı öne sürüldü. lstifa eden REFAH- YOL hükümeti, uzman olan MKEK yöneticilerini görevden alarak. ara- lannda "turizmci, öğretmen" ve "tüpçii" de bulunan çok sayıda RP'ye yakın ismi. Türkiye'nin en büyük savunma sanayii kurumuna bürokrat olarak atadı. MKEK'ioluşturan 18 fabrikadan 6'sı Kınkkale'de bulunuyor. Temel- leri 1921 "de atılan MKEK 1950'de kurumlaştı. Yetkililer. her fabrika- nın bir diğerinin gereksinimi olan ürünü ürettiğini kaydederken. "Her birinin bir ikincisi yok. Bu tür fabri- kalaruı yöneticilerinin kimya mü- hendisi olması gerekiyor. Devlet De- netiemc Kumlu'nun raporlannda. patlamanın olduğu Mühimmat- san'ın bir yedeğinin yapılması için uyarılar yer alıyordu. Son olarak 1995 yıb raporunda da bu konunun alö çizUdi" bilgisini aktardılar. REFAHYOL. iktidara gelmesinin ardından kurumun genel müdürü EminGök'ügöre\denaldı. Gök'ün görevden almmasından sonra 7 ay boş bırakı lan makama emekl i Tüm- general Recai Önder getirildi. Pat- layıcı maddeler konusunda önde ge- len uzmanlardan MehmetÇelik. ge- nel müdür yardımcılığından alına- rak. yerine öğretmenlık formasyo- nuna sahip olan Doğan Mahmutoğ- lu getirildi. İTÜ mezunu Genel Müdür Yar- dımcısı Ergun Sungur'un yerine İlk yardım İsraiPden geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kınkkale de- ki askeri mühimmat fabrikalanndaki patlamaların ardından çıkan yangının olanaksızlıklar nedeniyle söndürülememesi üzerine Dışişleri Bakanlığı; tsra- il, ABD, Almanya, Hollanda, İngiltere ve Fransa ile temasa geçerek yardım istedi. Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan yazılı açık- lamada, Türkiye'nin yardım istemine şu yanıtlann alındığı bildirildi: İsrail: Bütün gece (3 temmuzu 4 temmuza bağ- layan gece) aralıksız süren temaslar sonucunda ls- raiPe ait havadan su boşaltma kabiliyetine sahip 2 adet CH-53 helikopteri ve bunlann teknik malze- melerini taşıyan bir nakliye uçaği 41 mürettebatı ile birlikte sabah 08.30'da Aİcıncılar Hava Ossü'ne gel- miştir. Yangın sahasında bulunan mühimmatın so- ğutularak patlamalannı engellemek üzere dün saat 11.00'de bu helikopterlerin de katımıyla operasyon başlamıştır. Fraıtsa: Fransız hükümeti. bu kapsamdaki yan- gınlar konusunda geniş deneyimi olan 3 uzmanını dün öğle saatlerinde yangın bölgesinde olacak şe- kilde göndermeyi kararlaştırdı. Almanya: Temas edilen Altnan yetkililer, yar- dımcı olmayı çok anzu ettiklerini, ancak ellerinde bulunan ve sadece orman yangınlannda kullanıl- mak üzere tasarlanmış olan heIikopterlerin,Türki- ye'ye %p armalannın 3 ila 6 gün süreceğini, bu ba- kımdan yangınla mücadeleye fiilen katkıda bulun- malannın mümkün olmadığını kaydettiler. İngiltere: tngiliz hükümeti, lojistik sorunlan hal- ledebilmek için bütün gece çaba sarfedildiğini ve yangın bölgesine Kıbns'taki üslerinden helikopter tahsis edilmesini amaçladıklannı kaydetti. ABD: ABD yetkilileri de, Avrupa ve Akde- niz'deki kuvvetlerinde havadan yangın söndürme kabiliyetine sahip helikopterbulunmadığını, ancak her türlü lojistik desteği sağlamaya hazır oldukla- nnı bildirdiler. Hollanda: Hollanda hükümeti, söz konusu yan- gında kullanılmak üzere kimyasal madde ve kö- pük sağlayabileceklerini bildirdiler. Ancak yangı- nın özelliği açısından bu tür maddelerin kullanı- lamaması nedeniyle, Hollanda hükümetinin tekli- finden bu aşamada yararlanma olanağı buluna- mamıştır. idari personelden Ahmet San atan- dı. Selahattin Balta. Kayaş Kapsül Fabrikası Genel Müdürlüğü göre- \inden alınarak yerine maden mü- hendisi N'ecati Beycan atandı. Mustafa Gökçedağ Pirinçsan A.Ş. Genel Müdürlüğü'nden alındı. Gökçedağ "ın yerine RP Kınkkale Milletvekili adayı. mesleği turizm- cilik olan MuratYılmazer getirildi. Çeliksan'da İhsanOtağgöresden ahndı. yenne DYP Kınkkale Mil- letvekili Hacı Filiz'in akrabası Yıl- maz Altan atandı. Otağ. mahkeme karanyla görevine lade edildi. Feramuz Altm, Çelbor'un genel müdürlüğü görevinden alınarak ye- rine ticaret müdürü Zafer Erdal ge- tirildi. Zeynep L Ikenli Nitrosan Genel Müdürlüğü'nden alındı. Ülken- li'den boşalan göreve birim müdür- lüğü deneyimi olmayan Hüseyin Kalkan atandı. Tüpçü genel müdür Aşir Yalçın Hurdasan'ın genel müdürlüğünden alınırken yerine PTT hat bakım bölümünden emek- li, sonra da Zonguldak'ta tüpçülük yapmaya başlayan Rafet Kara geti- rildi. Mehmet Şadi Gurcüoğiu. Antal- ya'da kurulu pil ve batarya üreten Anpil A.Ş.'nin Genel Müdürlüğü görevinden uzaklaştınlırken. yerine V'an'ın Erciş ilçesinde seçimi kaybe- den eski belediye başkanı, tunzm yüksekokulu mezunu İsmail Hakkı Erdinç getirildi. Hasan Özcan Etimesgut Ağaç Donanımı (ETAG) Genel Müdürlü- ğü'nden alındı. Özcan dan boşalan göreve de, elektrik teknisyeni olarak TEK'te şeflik yapan Binali Yılmaz atandı. OSuluk» , Gok güruttülü G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada konusunda herkesin bir düşüncesi oluyor. Kimi bir bakışta sabotaj olduğunu anlıyor, kimi yangını ki- lometrelerce öteye taşıyıp, olası felaketleri haber veriyor. Olayın pek çok yönü var. Önce bölgeye giden politikacılarımızın değer- lendirmelerinden birer tümce aktaralım, sonra ko- nunun başka bir yönüne değinelim... Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Kınkka- le'de konutlar arasında incelemelerde bulunduk- tan sonra, felsefi bir değerlendirme yaptı: "Yurttaş burada patlama olacağını nereden bil- sin?" Ee tabii, bomba üreten fabrikada hiç patlama olur mu?.. Başbakan Mesut Yılmaz, olaydan 24 saat son- ra bölgeye gitti. Duruma el koydu: "Tehlike henüz geçmiş değil..." Acaba Yılmaz kendisini hâlâ muhalefette mi sa- nıyor?.. Öfkesi burnunda muhalefet lideri Erbakan ise, yanına RP'Iİ milletvekillerini, Ankara Belediye Baş- kanı'nı aldı, felaketten pay çıkarmaya gitti. Olaya sadece kendileri müdahale etmiş, yurttaşlara ye- mek dağıtmışlar... Kaderin cilvesine bakın ki, Erbakan Kınkkale'de kendini gezdirirken, İsrail helikopterleri yangın ala- nının üzerine köpük döküyordu... Konumuza gelelim... Makina Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK) Kınkkale tesısleri altı fabrikadan oluşuyor: Silahsan, Mühimmatsan, ÇelikSan, Pirinçsan, Çelbor, Nitrosan... Patlama Mühimmatsan'da, yani bomba dolum tesislerinde meydana geldi. En tehlikeli yer, barut üretiminin yapıldığı Nitrosan'dı. Bu kurumlann başında sadece yöneticilik yete- neği olan değil, aynı zamanda fabrikanın özellikle- rinden anlayan kişilerin olması gerekiyor. Harta ki- milerinde genel müdürün kimya mühendisi olma- sı birinci koşul... MKEK'nin altısı Kınkkale'de toplam 18 fabrika- sı var. REFAHYOL hükümeti bu fabrikalann yönetimi- ne kimleri getirdi? Yorumsuz aktaralım... Tüpçü-turizmci müdürler... Işbaşına geldiler, MKEK Genel Müdürü Emin Gök'ü aldılar. Yedi ay yerine yeni atama yapama- dılar. Meslektaşlarının "patlayıcı maddeler konu- sunda bir numaralı uzman" dediği Mehmet Çe- lik Genel Müdür Yardımcılığı'ndan alındı, yerine Öğretmen Doğan Mahmutoğlu getirildi. Pirinçsan AŞ'nin Genel Müdürü Mustafa Gök- çedağ alındı. yerine RP Kırıkkale Milletvekili ada- yı Murat Yılmazer getirildi. Yılmazer'in mesleği turizmcilik. Çelbor'un Genel Müdürü Feramuz Altın görev- den alındı, yerine Ticaret Müdürü Zafer Erdal ge- tirildi. Nitrosan'ın Genel Müdürü Zeynep Ülkenli alın- dı, yerine birim müdürlüğü yapmamış Hüseyin Kalkan atandı. Hurdasan'ın Genel Müdürü Aşir Yalçın alındı, yerine PTT hat bakım bölümünden emekli, sonra da Zonguldak'ta tüpçülük yapmaya başlayan Ra- fet Kara getirildi. Antalya'da kurulu, pil ve batarya üreten Anpil AŞ'nin Genel Müdürü Mehmet Şadi Gürcüoğlu alındı, yerine Van'ın Erciş ilçesinde seçimi kaybe- den Belediye Başkanı İsmail Hakkı Erdinç geti- rildi. Erdinç'in kapı gibi diploması var: Turizm Yüksekokulu... Kayaş Kapsül Fabrikası Müdürtüğü'nden alınan Selahattin Balta, "En büyük tehlike uzman kad- ronun işten uzaklaştırılması" diyor. Kadrolaşmayla ilgili kaygılanmızı bu sütunlarda defalarca ilettik. Nasıl ki, doktorcami imamlığı ya- pamazsa, imam da kütüphane müdürlüğü yapa- maz. Atamalar böylesine keyfi olmamalı, düşün- cesini sık sık vurguladık. MKEK'de REFAHYOL dönemindeki atamalarla yeni görevlere gelenleri küçümseme amacında de- ğiliz. Ancak, patlayıcı ve parlayıcı maddelerin üre- timinden sorumlu olan kişilerin eğitiminin turizm ol- ması nasıl açıklanabilir? Bu, devlet çarkının altına dinamit koymak değil midir? Benzetme çok ürkütücü ama, altını çizmek zo- rundayız. Kırıkkale'deki bombalar önce devlet çar- kının kadroları arasında patladı... Çarpık yapılaşma İstanbul Haber Servisi - Makina Kimya Endüst- risi'ne ait sılah fabrika- sındaki büyük patlama- larla Türkiye ve dünya gündemine çıkan Kırık- kale. fabrikalann dene- timsiz geliştirdiği bir kent. Fabrikada meydana gelen patlamalann ve yangının kentin boşaltıl- masına neden olması. çarpık yapılaşmaya bağ- lanıyor. Prof. Dr. İlhan Tekeli, "Türkiye'de yaşa- nan kontrolsüz ve plansız kentleşme bu sonucu do- ğurdu. Buna göz yuman yönetimler. İmar Bakan- hğı, belediyeler, gecekon- du yapan halk, kısacası herkes bu işten sorumlu- dur" dedı. Demirel'in. patlamala- nn ardından Kınkkale'de yaptığı inceleme sırasın- da kent ile silah fabrika- lannın birbirine yakın ol- masıyla ilgili bir soru üzerine "Bu tesisler 60 yıllık. Patlamanın olaca- ğını kim bilebilirdi" şek- lindeki değerlendirmesi de eleştiriliyor. Uzmanlann eleştirileri özetle şöyle: "Büyükpat- lamalann, küçük patla- malar ve yangının ardın- dan gelmesi büyük bir fa- ciayi önlemiştir. İnsanlar bölgeden büyük ölçüde uzaklaşabilmişlerdir. A- ma büyük patlama yan- gından kısa bir süre son- ra meydana gelseydi. olay bu kadar ucuz atlatıla- mazdı. Yaklaşık 200 bin kişinin yaşadığı bir kent böyle bir patlamanın so- nunda boşamlıyorsa orta- da bir çarpıkbk vardır. Bu çarpıklık da yapılaşma- dadır. Büyük bir riski olan silah fabrikasınm ya- kınına yapılaşmaya izin verilmesi kesinlikle savu- nulamaz. Bu çarpıklık, fabrikalann geliştirdiği bütün kentler için gecer- lidir. Mühimmat, bomba ve mayın depolarının bu- lunduğu kentlcrin bu tür patlamalara karşı du- rumları gözden geçiril- meli, önlemler alınmalı- dır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle