25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA 10 KULTUR ÎKSEV Yönetim Kımılıı Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarperfestivali değerlendirdi: Tek beldentimiz hak ettiğinıiz değeri görtnek• Sarper, Türkiye'nin aydınlık geleceğine bir ışık olarak gördüğü festivale bu yıl ilk kez devlet desteği alamamaktan yakınıyor. Geçen yılki coşkuya bu yıl ulaşılmadığını \nrguluyor. ÖZLEM GÜLŞEN İZMİR - Pek çok etkinliğe önderlik eden tzmir Kültür Sanat ve Eğıtim Vak- tVnın (IKSEV) gerçekleştırdiğî 11. Ulus- lararası Izmir Festivali geçen günlerde >ona erdı. Bu yıl "4. Avrupa Caz Günle- ri". "2. Dr. Nejat F. Eczacıbaşı l lusal Bes- te Yanşması". "Parliament Superband JazzFestival9Tve son olarakda"ll.Ulus- lararası Izmir Festivali"ni gerçekleştiren vakıf. 3-5 kasım tarihleri arasında "Izmir Birinci l lusal Kültür Kongresi" başhklı etkinliğe >er \erecek. İKSEV'in Yönetim Kurulu Başkanlı- ğı görevinı üstlenen Filiz Eczacıbaşı Sar- per'ın "•gözdesi" Uluslararası İzmir Fes- tivali. Sarper. festi\ali Türkiye'nin ay- dınlık geleceğine bır ışık olarak görüyor. bu ışığı sürekli yanık tutmak gerektiğini düşünüyor. Sarper bu yıl ilk kez devlet- ten destek alamamaktan yakınıyor. tüm faturavı sanatse\erlere vani biletparası- na yansıtmak istemediklerini belirtiyor. Geçen yılki coşkuya bu yıl ulaşılamadı- ğını vurgulayan Sarper. on biryıldırsür- dürdükleri. kotanlması zor festivalle il- gili sorulannıızı yanıtladı. - Daha önceki yıllan da göz önüne ala- rak bu yıl gerçekleştirilen festrvalin değer- lendirmesini yapar mısıruz? SARPER-Nitelıkten asla ödün verme- meyi amaçlışoruz. Çeşitli sanat dallan- nı içeren programlar ko\ uyor. onlan bel- li bir denge içinde dağıttnayı amaçlıyo- ruz. Sözgelimi bir senfoni orkestrası yer alıyorsa mutlaka bir operaya da yer veri- yonız. Bir tiyatro oyunu. dans ya da ba- le gösterisi de programda yer alıyor. Bu \ıi da yine aynı yöntemi uyguladık. 11 yıllık deneyimimizde gördük ki prog- ramda her ne kadar nitelikli sanatçı yer alsa da daha popülerolan isimler ilgi oda- ğı halıne geliyorlar Bu yıl biraz popüler isimlere de yer vermeye gayret ettik. An- cak bu yıl benim gördüğüm izleyicinin Sarper. Çeşme Açıkhava Tivatrosu'nda yer alan Banşnikov ve grubunun gösterisinin teknik açıdan zor olduğunu belirtiyor. biraz ısteğimiz dışında -bunun nedenle- rini bilemiyorum- beklediğimizdüzeyde olmamasaydı. Geçen yıl düzenlenen fes- tival. tüm 10 yıl içindeki festivaller için- de doluluk oranı en yüksek olanıydı. Sa- dece doluluk oranı degil. aynı zamanda izleyicinin coşkulu bir katılımısözkonu- suydu O da beklediğimizin üzennde bir katılımdı. coşku\ du. Bu yıl aynı katılım \e coşkuyu görememekten üzüntü du- yuyorum. - Bu yıl festivale konuk olan sanatçıla- nn festival hakkındaki izlenimleri neler- dir? - Gelen sanatçılann izlenimlerinin ol- dukça olumlu olduğunu gözlemledim. Bu yıl festival kapsamında en kaprisli olabilecek. organizasyondan memnun kalmayacak \a da sahnenin yetersizli- ğinden dolayı problem yaratabılecek sa- natçı olarak Banşnikov'u görüyorduk. Programa gelmeden önce tüm ekibini gönderdi.Menajeritiimdetavlarhakkın- da bir inceleme yaptı. Bütiin çalışmala- nn sonucunda da bir problemle karşılaş- madık. Çeşme Açıkhava Tıvatrosu sah- nesinın \e nıekânın düzenlenmesi için oldukça yogun ve yorucu çalışmalar ya- pıldı. Teknik açıdan oldukça zor bir dö- nemdi. Sanatçılardan olumlu tepkiler - Ravi Shankar'ın festivale kanlamama- sı ne gibi tepkilere yol açtı? - Ra\i Shankar'ın festıvalde yer alama- ması tabii kı üzücü birdurumdu. Kendi- silstanburdaçokgüzelbirkonserverdi. Konserin ardından ani bir rahatsızlık ge- çirdi. Rahatsızlık onu. yaşının da verdi- ği biretkıden olsa gerek oldukça fazla et- kiledi. Hastahk haberini aldığımız andan itibaren programda bir aksama olmama- sı için elimizden geleni yaptık vesanıyo- rum izleyicımizi de zor durumda bırak- madan başanlı olduk. Basın olayın duyu- rulmasında bize son derece yardımcı ol- du. - Sizce uzun çalışmalar sonucunda ger- çekleştirilen uluslararası nitelikteki festi- val iilkemizde ve dünvada hak ettiği ilgi- yi görüyor mu? -Bufestivalindiğerleri göz önüne alın- dığında çok küçük bir festival olduğu dü- şünülebilir. Ama gerçekte öyle degil. Ge- rek programında yer verdiği sanatçılar gerek kullandığı mekânlar açısından böy- le bir değerlendırme son derece yanlış olur. A\TII şekilde bize de gelen sanatçılann tek- rar gelme istekleri olduğu gibi gelmeyen sanatçılardan da çok olumlu teklifleralı- yoruz. Bir sonraki festivalde yer almak için bu yıldan başvurulannı yapıyorlar. Bız de onlan en iyi şekilde değerlendi- rip izleyicimize sunmak istiyoruz. Bu arada Avrupa'nın önemli festivallerini içeren bir dergininyetkilileri. tzmir Kül- tür Sanat ve Eğitim Vakfınca gerçekleş- tirilen Izmir Festivali'ne de yer veımek istediklerini bildirdiler. Bız de gerekli bilgileri kendilerineulaştırdık. Dergi he- nüz elimize ulaşmadı ama sanınm bu da festivalin dünya çapında bir yer edindi- gini gösteren olumlu birörnek. 11 Tiyatro festivali düzenlenebilir' - Gelecek yıllarda yapma>ı planladığı- nız başka çalışmalar var mı? - Vakıf olarak festival niteliğinde bir- çok başka organızasyonun da başlatıl- masında ilk adımı attık. Aslında kafa- mızda bir tiyatro festivali düşüncesi var. Ancak tabiı her zaman olduğu gibi bu et- kinlıği gerçekleştirmemiz de Izmir hal- kının. izleyicinin duyarlılığına ve deste- ğine bağlı bir şey. Olumlu sonuçlar aldı- ğımız sürece etkinliklerimize yenileri ek- lenecektir. Bu bır tıyatro festivali ya da daha ileride plastik sanatlar dalında dü- zenlenecek bir bienal olabilir. - Finansman açısından karşılaştığınız zoıiuklar nelerdir? Kurumlar nasıl ve ne kadar bir katkı sağlıyorlar? - Finansman açısından karşılaştığımız zorluklarçok. Sanatsal hertürlü etkinli- ği gerçekleştinrken bu tür sorunlarla kar- şı karşıya kalıvoruz. Düzenlediğimiz et- kinliklerin tutan oldukça yüklü. Bu yıla kadar tutarlann bir kısmı devlet tarafın- dan sağlanıyordu: bu yıl o da kalktı. Şim- di bu görev i vakıf üstlenmiş durumda. Biz sırtımızı bilet fi>atlanna dayayıp izleyi- ciyi güç durumda bırakmak istemiyoruz. Birtakım sponsorlar. kurumlar ve vakıf ortaya çıkan maliyeti karşılıyorlar. Vak- fındestekçilennin bize sağladığı finans- mansa yüzde 20 oranında. Tüm olanak- lanmızı bır araya toplayıp gerçekleştir- mek istediğimiz etkinlikleri izleyicimi- ze ulaştırmak en büyük hedefimiz. Tek beklentimızse çalışmalanmızın hak etti- ği değeri görmesi... Doğudan esintileriebitenfestivalÖNDER KÜTAHYALI İZMİR- 11. uluslararası Iz- mir Festivali nde yer alan on gös- tenden üçü Doğu ile ılgilıydi. Bunlardan. Hintlilenn ünlü sitar ustası Ra\i Shankar'ın dinleti- si, sanatçının hastalanması yü- zünden iptal edildi. •"Konva Devlet TürkTasavvuf MüziğiTopluluğu"'nun sema gös- tenlerınde ıse umduğumuzu bu- lamadık. En önemli öğe olan Ayini Şerif'ın makamı ve bes- tecısı belirtilmemişti. Türk müziğini iyi bilen bir dostumdan. seslendirilen yapıtın Hüsevin Fahreddin Dede'nin (1854-1911) acem aşıran ayinı şerifi (1885) olduğunu öğren- dim. Aynca çalgı sanatçılan do- yurucudeğıldi: şarkıcılardaba- zı kalın sesleri rahat çıkarama- dı. New Amsterdam Singers Doğu'ya ilişkin üçüncü gös- teri. özgün ve ılginçti; ancak bu konuya gelmeden önce geçen hafta festival etkinliklerinin dı- şında İzmirli sanatseverlerin kar- şılaştığı bir fırsata deginmeli- yim. Bir tunstik gezi nedeniyle ül- kemızde bulunanu New Amster- dam Singers" adındaki koro, İs- tanbul "da ve Çeşme'de iki dinle- ti vererek gezisini değerlendir- mişti. Topluluk İzmir"e de uğra- dı\eSabancı Kül- tür Sarayı'nda şar- kı söyledı. Otuz yıl önce New York"ta ku- rulan bu koro. ken- tin eski adını taşı- yor. Üyelerinın tü- mü, müzik dışın- dakı işlerleuğras,- maktadır. Arala- nnda kütüphane- ciler.tasanmcılar. sanat yönetmenle- ri. şirketyönetici- leri ve bankacılar var. Yazaylarında izne çıktıklannda ABD dışında din- letiverivorlar. Or- kestra eşliğinde söyle>ecek para- sal güçleri olma- dığmdan. çok il- ginç ve seslendir- mesi güç yapıtla- n dağarlanna al- maktadırlar. Clara Longst- reth'in yönettiği koro. sopranolann biraz zavıfduyul- ması dışında gü- zel tınlı>ordu. Zol- tan Kodaly. \1atthew Harris, Kirk Mechem gibi çağdaş bes- tecileri başarıyla yorumladı. Bruckher, Brahms gibi roman- tiklerle Rönesans bestecilerin- A-, de \ e Bach'ın karmaşık bir mo- tetinde de hemen hemen kusur- suzdu. Bizden. ErdalTuğcular'ın "Suda balık ovnuyor" türküsü üzerine vaptığı düzenlemeyi ek- siksiz seslendirerek güzel bir sürpriz yaptı. Programın sonun- daki spirirüeller de ilginçti. Ye- niden festivale dönersek. son gösteriyi Azerbaycanlı caz pi- yanisti ve şarkıcı Aziza Mustafa Za- deh sundu. Sanat- çı, Bakü Konser- vatman'ndaaldı- ğıpi>anoeğitimi- nin ardından caza yönelmiştir. 199rdenbaşlaya- rak. ".\ziza Musta- fa Zadeh". "Al- v»a\s". "Dance ff Fire"ve "Yedihci Gerçek" adlı al- bümleri ortaya koydu. Chick Co- rea'nıneşlikçileri olan basçı John Patitucci ve vur- ma çalgı sanatçısı Dave WeckJ ile yaptığı ".Ahvays". kendısine Echo ödülünü ve Al- manların Phono Jazz Demeği ödü- lünü getirdi. Aziza Mustafa Zadeh'in sanatı. salt cazın, Azer- baycan müziğinin \e evrensel müzik- ten gelen etkilerin kesişme noktası- dır. Sanatçı usta bir piv anist; tek- niği güvenli: cazın gerektirdiği en sert renklerde bıle evrensel müzik piyanistlenne özgü bir yumuşaklık ve dolgunluk var. zıza Mustafa Zaderfin sanatı, salt cazın, Azerbaycan müziğinin ve evrensel müzikten gelen etkilerin kesişme noktasıdır. Sanatçı usta bir piyanist; tekniği güvenli; cazın gerektirdiği en sert renklerde bile evrensel müzik piyanistlerine özgü bir yumuşakhk ve dolgunluğu var. IstaubuTa Uluslararası Kitap FuarıKültürSCTVTSİ- CNR Fuarcılik AŞ nin kardeş kuruluşlanndan tstanbul Fuarcılık ile Türkiye Yaymcılar Birliği'nin ortaldı- ğıyla birincisi 20-29 Mart 1998 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan ve her yıl mart ayında tekrarlanması planlanan "Is- tanbul Uluslararası Kitap Fuan" ile igılı ilk basın toplantısı 15 temmuzda "Diinya TıcaretMerkezi''nde yapıldı. Türkiye Ya- ymcüarBirliği Genel Başkanı Atf Ant Tür- kiye Yaymcılar Birliği Başkan Yardımcı- sı Çetin Tüzüner, Türkiye Yaymcılar Bir- liği Yönetim Kurulu Üyesi Işıtan Gfln- düz. CNR Yönetim Kurulu Başkanı Cey- da Erem ve îstanbul Fuarcılık Genel Mü- dürü ŞemsiYüceltoplantıya konuşmacı ola- rak katıldılar. Yeşilköy'deki Dünya Tica- ret Merkezi'nde düzenlenecek olan fuar. bugüne dek Türkiye'de yapılan en büyük kitap fuan unvanını alacak. Yaymcılar Bir- liği'nin organize edeceği kültürel etkinlik- ler çerçe%esi içersinde çeşitli yanşmalar gerçekleştirilecek. Çok sayıda yabancı ya- zar ve yayıncmın katılacağı fuara özellik- le Türk Cumhuriyetleri'nden yaymcılar ve kütüphane müdürlerinin de konuk edil- meleri için Dışişleri ve Kültür bakanlık- lannın desteği sağlanacak. Îstanbul Fuar- cılık ve Türkiye Yayıncılar Birliği üyele- rinden oluşan Fuar Yürütme Komitesi ça- lışmalanna başlamış durumda. Basın toplantısı kapsamında, fuara ev sabipliği yapacak olan Dünya Tıcaret Mer- kezi ile Ûgili bilgiler veren bir konuşma yapan CNR Yönetim Kurulu Başkanı Cey- da Erem. 8 bin metrekarelik bu modern alan ve ücretsiz ulaşım ağı ile birlikte 1. Ulus- lararası tstanbul KitapFuan'nın Orta Do- ğu ve Balkanlar'da gerçekleştirilen benze- ri organizasyonlar arasında Frankfurt Ki- tap Fuan "ndan sonra en büyük kitap fuan olacağmı belirtti. Türkiye'nin. dış kay- naklı yayın e\ien için önemli bir müşteri potansiyeli oluşturduğunu söyleyen "H'B Yönetim Kurulu Üyesi Işıtan Gündiiz, kültürel içeriğinin yanı sıra, bu fuarın te- lif haklan. korsan yayıncılık ve yayınevi- yazar ilişkileri gibi konularla ilgili sorun- lan ortaya ko>Tnak için iyi bir fırsat oldu- ğunu vurguladı. Gündüz'e göre söz konu- su organizasyon, Türkiye'de düşünce öz- gürlüğüne set çekmeye çalışan hareketle- re karşı da bır yanıt nitelıği taşıyor. T\'B Başkan Yardımcısı Çetin Tüzüner, fuann "uluslararası" nıteliğinin özellikle altı çizilmesi gereken bir aynntı olduğu- nu belirtti. Bu yeni organizasyonun her yıl kasım ayında TÜYAP Sergi Sarayı'nda gerçek- leştirilen kitap fuanndan farklı bir nitelik taşıdığını önemle vurgulayan TYB Genel Başkanı Atıl Ant ise, yaptığı konuşmada şunlan söyledi: "Bugün Avrupa Birliği'nin önerdigi telifyasasına da sahip olan ve Ba- n normiarına ulaşmtş bulunan Türkyayın- cılığı ve dünyanın savilı kültür merkezle- rinden biri haiine gelen JstanbuL böyle bir kitap fuannı çoktan hak etmişti zaten. Bu fuaria birlikte hem dış kajuaklı yayıncılar Türkiyepazannıtanımışolacaklar. hem de yayıncı- yavıncı, v ayıncı-kütüphanc ve ya- yuıct-yazar ilişkileri uluslararası bir düz- lemdt tartışmava sunulacak. Her yeni fu- ar,Türkyayıncdığının bir v ülık gecmişhıin muhasebesini yapmak adına bizkne yeni bir fırsat verecek.*' Kimi yerlerde piyanoyu, ülke- sindekı telli çalgılara özgü süs- lemeleri veımek için kullanıyor. Yaptığı doğaçlamalar, cazın en incelikli armonilenyle dolu. Üç oktava yaklaşan sesi, caz şarkıcılanna özgü biçemi, klasik şan tekniğini ve Azerbaycan halk şarkıcılarının özelliklerini içe- riyor. Yaptığı doğaçlamalarda, usta bir solo gitarcının tekniği- ni. sesiyle ortaya koyabiliyor. Bazı parçalarda kendisine piya- no yerine yerel bir vurma çalgıy- la eşlik etmesi ise son derece il- gınç. Aziza Mustafa Zadeh'in sanatında. çıkış yolu bireşım olan cazın. doğu makamlarıyla, ri- timleriyle ve tınılanyla zengin- leştiğini görmek bizim için bü- yük mutluluktur. Izmir'de festival turizmi Çeşme Açıkhava Tiyatro- su'ndaverilenbudinletiyle, 11. Uluslararası tzmir Festivali'ni de geride bıraktık. Festivaller, ülkemiz insanının sanat anlayı- şına yeni boyutlar getirmekte- dir. Bu bakımdan. tzmirli sanat- se\erler, özellikle de tZDSO, İZ- DOB ve konservatuvar gibi ku- rumlarda bulunan meslekten mü- zikçiler. kendilerine sunulan fır- satı iyi değerlendirmeü, önü- müzdeki yıllarda düzenlenecek festivalleri coşkuyla destekle- melidirler. Tarihsel değeri açısından Efes Büyük Tiyatronun tzmir festi- vallerindeki ağırlığı yadsınamaz; ama tKSEV yöneticileri gele- cekteki festivalleri. elden geldi- ğince tzmir'e kaydırmanın yo- lunu aramalıdırlar. Efes'teki gös- terilerle. ülkemizde bulunan >a- bancılara da seslendiğimiz yolun- daki görüş, epev aldatıcıdır. Ya- bancılann Efes gösterilerindeki varlıgı sadece rastlantıdır. Asıl amaç tzmir'de bir festival turiz- minin yaratılması olabilir ki bu da yapılan etkinliklerde niteliğin ve niceliğin yükseltilmesine bağ- lıdır. Eleştiriler ne olursa olsun Ulus- lararası Izmir Festivali taze bir soluktur. Kentimiz açısından önemli bir fırsattır. Onu başa- nyla gerçekleştirebilmek için di- dinip uğraşmış olan Izmir Kül- tür ve Sanat Vakfı yöneticileri- ne. sanatseverler adına en içten teşekkürlerimi sunar. gelecek- teki festivallerin daha da başa- rılı geçmesini dilerim. DEFNE GOLGESÎ TURGAY FtŞEKÇt Gitmek Altmış bir yıllık hayatının on yedi yılını cezaevle- rinde, dört duvar arasında geçirse de Nâzım Hik- met'imizin hayatı yollarda geçmiştir. Çoğu zaman giderek oluşturmuştur hayat çizgisini. Selanik'teki doğumundan sonra dedesinin va- liliği nedeniyle Halep ve Diyarbakır'da geçen okul öncesi çocukluk yıllarını bir yana bırakalım. Daha on sekizinde (1920) Ulusal Kurtuluş Savaşı'na ka- tılabilmek için Anadolu'ya gider. -Istanbul'dan ge- miyle Inebolu'ya, oradan yürüyerek Ankara'ya, Ankara'dan öğretmen olarak atandığı Bolu'ya.- Buradan Rusya'daki devrimi tanımayı kafasına koyunca Akçakoca. Zonguldak. Trabzon üzerin- den Batum'a gelir. Batum'da, henüz on dokuz yaşında hayatının he- saplaşmasını yapar. Mustafa Suphi ve on dört ar- kadaşının yurda dönerken Karadeniz'de boğulup öldürülmesi bu hesaplaşmayı zorunlu kılmaktadır. Hayatının son yıllarındayazdığı Yaşamak Güzel ŞeyBe Kardeşim adlı otobiyografik romanında, bu hesaplaşmayı da anlatır. "Koyalım sorulan da şu masanın üstüne, Ana- dolu'nun yanı başına. Neyini verebilirsin? Ne ve- rebilirsin?Herşeyimi, herşeyi... Hüm'yetini, evet! Hapisanelerde kaç yıl yatabilirsin bu uğurda?.. Gerekirse ömrün boyunca... İyi ama sen kadınla- n seversin, yiyip içmeyi, temiz giyinmeyi seversin. Avrupa 'yı, Asya 'yı, Amerika 'yı, Afrika 'yı dolaşabil- mek için can atıyorsun. Anadolu'yu Batum'daki rokoko masanın üstünde bırakıp da 77/7/s 'ten Kars 'a, ordan da Ankara'ya döndün mü, beş altı yıla kal- mazmebus olursun, bakan olursun, kadın, yemek, içmek, sanat, dünya... Bırak! Hapislerde gerekir- se ömrüm boyunca yatabilirim... Peki, asılmakda var, öldürülmek de, Suphi'yle arkadaşlan gibi bo- ğulmak da var, komünist olursam diye sormadın mı kendi kendine Batum'da?" Sonrasında devrim heyecanı içinde Moskova'da geçen yıllar. Yurda dönüş. Bu kez yolculuklar ha- pishaneler arasında olur: Hopa, îstanbul, Ankara, Çankın, Bursa... Hapisten çıktıktan sonra da "gitmek"X\r yazgısı. Küba'dan Tanganika'ya, Berlin'den Paris'e gide gi- de örer bu dönem şiirlerini de. Çağdaş tiyatromuzun kurucusu Muhsin Ertuğ- rul da gençliğinin yaklaşık yirmi yılını tiyatrodaki gelişmeleri öğrenebilmek için Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde geçirmiştir. "Gitmek"\e sanatta yeni noktalara ulaşmanın kesiştiği yerter çok olmuştur. Gauguin'in sanatı ok- yanusların ortasındaki adalarda, yerli halklarda bulması gibi. Yüzyılımızın ilk yarısında özellikle de Fransız şa- irleri arasında bir gemiye atlayıp, ortadan kaybo- larak dünyayı tanımak yaygın bir davranıştı. Elu- ard, Cendrars, Breton, Supervielle, Michaux, Soupault gibi ünlü şairlerin böylesi gidişleri ol- muştur. 1950'lerde Akdeniz'den gemiyle Fransa'ya gi- den şairlerimiz arasında en ünlüsü, bu gidişlerini şıirlerine de yansıtan Attilâ llhan'dır. Bir de devlet görevlisi olarak yurdundan uzak- lara giden şaırler vardır. Seferis, Pablo Neruda, Octavio Paz gibileri dünyanın çeşitli köşelerınde görevli olarak bulunmuşlardır. Bizde bir Yahya Ke- mal vardır, ünlü bir şair olup da devletin kendisini dış görevlere gönderdiği. Böyle olmasında çağdaş şairlerimizin hükümetlere muhalif kimliklerinin de rolü var elbet. Günümüz şairlerinin konumlan artık çok farklı. Vapurların, trenlerin, yerini otomobiller ve uçaklar aldı. Yeni dünyalara ulaşmak için gitmek, eskisi ka- dar önemli de değil. iletişim olanaklan, yeryüzünü masanızın üzerine yığabiliyor. Iş, bu yığılma altın- da boğulmamak. Ne yazık bu iletişim bombardı- manı, şiir yazanların da okuyanların da kafalarını bir parça kanştırıyor. Çoğumuz. hayatın öncelik- lerini düşünürken kaçınılmaz olarak bu bombar- dımanın etkisinde kalıyoruz. Ne, neden önem ta- şır; ne, neden önemsizdir, ayırabilene aşk olsun! Şiirin de hayatımızdaki eski önemini koruyamadı- ğı açık. Elbet insanoğlu kafasını toplayıp kendine gele- cektir. Binyılların birikimiyle oluşmuş temel düşün- ce sistemlerinin, sanat dallannın günlük esinti ve dalgalanmaların rüzgârında sürüklenip yok olaca- ğmı düşünmek olacak şey değil! BUGUN • RUMELİ HlSARI KONSERLERİ kapsamında Boğazıçi Üniversitesi Güney Kampusu'nda saat 21.00'de Sezen Aksu konseri yer alıyor. • BOĞAZİÇİ ÜNTVERSİTESİ MURAT DİKMEN SALONU'nda saat 12.00'de Akrebin Yolculuğu, saaat 17.00'de Mum Kokulu Kadınlar, saat 19.00'da Yaz Yağmuru adlı filmler izlenebilir. • İFSAK'ta saat 19.30'da tstanbulu Fotoğraflayanlar Grubu Toplantısı yer alıyor. • BEYOGLU EMEK SÎNEMASInda 12.00/ 15.00 18.30'21.15 saatlerinde Sessiz Gece isimli film izlenebilir. K Ü L T Ü R + Ç İ Z İ K KÂMİL MASARACI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle