Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1TEMMUZ1997SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
47. Venedik Bienali kapsamındaki 'Modernlikler ve Bellekler' sergisinde Türkiye de yer aldı
Saııat dünyasmm 'azmhkları'AHUANTMEN
YENEDİK- Bu yılki Venedik Biena-
li çerçevesinde düzerüenen "Modern-
Bkler ve Beflekler" sergisi, sanat dün-
yasmın "azınlıklannı' bir araya getirdi.
Pakistan, Fas, Mali, Cezayir, Sudan,
Endonezya. Mısır, Malezya ve Türki-
ye'den 13 sanatçının katıldığı sergi, bu
ülkelerde çağdaş sanat üretildiğinden
bile habersiz olan pek çok sanat izleyi-
cisine yeni bir pencere açtı: Gelenek-
selin siizgecinden geçen ve her ülkenin
kendi çapında yaşadığı 'modernizm'in
etkısini hissettiren sanat yapitlannda,
ülkelerin sanatsal, toplumsal ve hatta
polıtik durumlanna, sanatçılannın ise
bireysel varlık sorunlanna ilişkin ipuç-
lan olcunuyordu.
Söz konusu ülke'.erin yanı sıra Avru-
pa'nın çeşitli başkentlerinde sergilen-
mesı beklenen "Modernlikler ve Bd-
leklerT
'in, yirminci yüzyılın son çeyre-
ğinde ötekileri anımsayan Batı'nın en
köklü sanat etkinliği olan Venedik Bi-
enali 'nde açıhşını yapıyor olması, sa-
nat dünyasında artık yeni gruplaşmala-
nn söz konusu olabileceğini tüm dün-
yaya duyuruyor.
Serginin altbaşlığı, "İslam ülkelerin-
den yeni sanat yapıtlan." Dokuz ülke-
nin lcüratörlerinin bir araya gelerek bu
başlık altmda sanatçilannı toplaması,
doğrusu "sanatsal bir D-8" düşüncesi-
ni akla getirmiyor değil ama, ötekile-
rin bu birlıkteliğinde, sanat dünyasın-
da genelde olduğu gıbi yine Batı'nın
arabulucuğu söz konusu. Sergi, Roc-
kefeller Vakfi'nın önderliğinde gerçek-
leştıriliyor
^.Modernlikler ve Bellekler". sergi
küratörlerinden Pakistanlı Hasan-Ud-
din Khan'ın da belirttiğı gibi sanat ara-
cılığıyla söz konusu toplumlann geç-
mişine değil, bugününe değiniyor ve
bu toplumlann gelecekteki olası yöne-
lımlerini ortaya koyuyor. Temel mese-
le, Müslüman toplumlarda çeşitli deği-
şitnlerin nasıl yasandığı... Söz konusu
ülkelerden en *yeni' üretimi seçerek
ürkiye'yi tnci Eviner ile Serhat
Kiraz'ın temsil ettiği 'Modernlikler ve
Bellekler' sergisinde Pakistan, Fas, Mali,
Cezayir, Sudan, Endonezya, Mısır ve
Malezya'dan toplam 13 sanatçı bir araya
geldi. Rockefeller Vakfi'nın düzenlediği
sergi, söz konusu ülkelerin bazı ortak
toplumsal ve sanatsal sorunlannın
tartışıldığı bir platform oluşturdu.
Sergide yer alan sanatçüardan Pakistanlı SiKat Aziz île Türkiye'den tnci Eviner'in (sağda) yapıdan-
sergiye getiren küratörlerin belirlediği
sanatçılar, resim, heykel ve enstalas-
yonlar aracılığıyla (Venedik Biena-
li'nde video enstalasyonlardan geçil-
mezken bu sergide tek bir tane olma-
ması ilginç) çağdaşhk-geleneksellik,
kadın-erkek, doğa-teknoloji gibi konu-
lara değiniyorlar.
Kimisi geleneksel malzemeler kulla-
narak kökenlerine göndermelerde bu-
lunuyor. Bellek yaratmak, yine sanat-
çılara düşüyor. Tıpkı Türkiye gibi bel-
leksizlik sorunu yaşayan ülkeleri bir
araya getiren serginin başlığındaki
"bellek" bu duruma isaret ederken
"modenüikler", bu toplumlann kendi
içinde yaşadıklan bazı ileriye dönük
atılımlann yanı sıra, bizce Batı'ylaolan
etkileşımlerinden kaynaklanan etkıle-
nimlerini ortaya koyuyor. Sergide yer
alan sanatcılann özgeçmişlerine baktı-
ğırruzda, hemen hemen hepsınin bir
Batı sanat kurumunun diplomasına sa-
hıp olduğunu görüyoruz. Venedik'te
Zenobio Enstitüsü'nde bienal süresin-
ce açık kalacak sergide, Pakistanlı res-
samlar Zahoor ul Akhlaq ve Sflvat Az-
iz büyük boyutlu tuvallerinde geçmiş
ile bugün arasındaki karşıtlıklar üze-
rinde duruyorlar. Kadının tslam top-
lumlarındaki konumuna da değinen
Silvat Aziz, kadın çıplaklığı ve kara
çarşaf imgelerinden yararlanarak erkek
egemen lslam toplumlannda kadının
yaşadığı baskılan gözler önüne seriyor.
Endonezya'dan Anusapati'nin ahsap
heykelleri, köy yaşantısının gündelik
nesnelerinin yeniden anlamlandınlma-
sı üzerine kurulu. Fas'tan Farid Belka-
bia ile Türkiye'den tnci Eviner, farklı
yaklaşımlarla bellek meselesine deği-
niyorlar: Derinin bir bellek deposu ola-
rak konumunu irdeliyor ve bir malze-
me olarak olanaklannı araştınyorlar.
Sonuç ve göndermeler ise birbirinden
alabildiğine değişik.
Sergiye Türkiye'den katilan öteki sa-
natçı Serhat Kiraz ise farklı kültûr ve
inançlarda 'Sıfir'm anlamını sorgula-
yan enstalasyonuyla izleyiciye evrensel
bir mesaj veriyor.
Mali'den Abdoulaye Konate ile Ce-
zayir 'den Rachid Korakhi gerek mal-
zeme gerekse kavramsal olarak ülkele-
rinin geleneklerinden yola çıkan işler
sergılerken Sudan'dan Hassan Mtısa ile
Malezya'dan Zulkifli Yusoff, kendi top-
lumlannın Batı kültürüyle olan etkile-
şimlerini ortaya seren yapıtlanyla yer
aldılar sergide. Mısır'dan Adel el-Si-
wi'nin teması kimlikti. Endonezya'dan
Setiawan Sabana ile Hendrawan Ri-
yanto ise insan ve doğayı konu almış-
lardı
Serginin Türkiye küratörü Beral
Madra, "tslam, sergide valnızca bir din
olarak değil, bir yaşam biçimi, bir kül-
tür - modernJeşmis, bir küttûr - olarak
gündeme getiriliyor. Bu ülkelerde yaşa-
yan insanlann çoğunluğunu Müslü-
manlar oluşturuyor. Onlann modern-
leşmiş kültürünün, en iyi biçimde çağ-
daş sanat üretimiyle gösterilebileceği
dttşüncesi üzerine yapüan 3-4 yılhk ça-
lışmalardan bu sergi doğdu" diyor.
"Modernlikler ve Bellekler" sergisi,
dünyada yaşanan değişimlere ayak uy-
durmak için çaba harcayan ama geçmi-
şinin ağırlığından ancak yavaş yavaş
sıynlabilen bazı ülkelerin, bir tür "çağ-
daş vttrin" oluşturma çabası olarak gö-
rülebilir. Bu vitrini kurarken, batı
aracılığıyla da olsa 'ötekileri' biraraya
getiren sergi, bazı ortak toplumsal ve
sanatsal sorunlan karşılaştırma ve
tartışma platformu oluşturuyor.
50 iilke katılıyor
Yazarlar
'Dünya
Banşı için *
örgütleniyor
Kültür Servisi- Dünyanın
bırçok yerinde patlak veren
savaşlar, bunu yapıtlanna
malzeme olarak kullanan
yazarlan da rahatsız ediyor.
Dünya yazarlan 'Dünya Banşı
İçin Edebiyat Federasyonu'
çatısı altında birleşiyor.
Nisanda yapılan 'Asyah
Yazarlar Konferansı'nda ortaya
atılan federasyon kurma
düşüncesi geçen günlerde
Washıngton'da gerçekleştirilen
'Batılı Yazarlar Konferansı'nda
biraraya gelen yazarlar
tarafından da kabul edildi.
Washington Times dergisinin
de öncülük ettiği girişim.
"Dünya Banşı için Edebiyat
Federasyonu" adı altında 50
ünlü yazar ve düşün adamının
onayı ile resmen kuruldu. 50
ülkede birer yazar tarafmdan
temsil edilen federasyonun
Türkiye temsilciliğini
çevirmen Nevzat Erkmen
üstlendi. Dünya üzerindeki
yerel kültürleri korumak ve
tanıtmak için çahşmalar
yapacak olan federasyon, bu
amaçla çeşitli etkinlikler ve
projeler gerçekleştirecek.
Erkekler ve kadınlar arasında
erdem ve karakter ideallerini,
aileler ve toplumlar arasında
banş ve uyumu geliştirici edebi
yazınbilimcilerin ve
uzmanlann konferans ve
toplantılannı düzenlemek,
onlann sponsorluğunu yapmak
ve kültürün her aşamasında,
dünyanın farklı kültürleri
arasında uyumun arttınlmasına
yönelik eğitim programlannı
ve edebi konferanslannı teşvik
etmek, federasyonun
gerçekleştirmeyi planladığı
etkinlikler arasında yer ahyor.
Dünya Banşı İçin Edebiyat
Federasyonu'nun Türkiye
temsilciliğini üstlenen Nevzat
Erkmen, malzemesi insan ve
insana dair her şey olan
yazarlann, dünyada yaşanan
olaylara en duyarlı insanlar
olduğunu belirterek, "Yazarlar,
tarihin her döneminde
meydana gelen savaş ve
çatışmalara tepki
göstermişlerdir" dedi.
Federasyonun tanınmayan
kültürlerin yazın ürünlerini
çevirerek basacagını, çocuklara
yönelik kitaplar
yayımlayacağını ve edebiyatla
ilgili projeiere imza atacağını
belirten Erkmen, Türk
yazarlannı da federasyona
katılmaya çağırdı.
Kibbutz Çağdaş Dans Topluluğu Be'er'in 'Makomshehu' adlı eserini sergiledi
Adımkm kowdqyankoreogntfRANA EVCtM O'BRIEN ^
Bu yıl Uluslararası lstanbul Müzık Fes-
tivali'nde dans sanatını bir tek Kibbutz
Çağdaş Dans Topluluğu temsil etti. Yaptj-
ğı iki gösteri ile tstanbullu dans izleyicisın-
den büyük alkış alan bu topluluk, 1970 yı-
lında Israil'deki Kibbutz Hareketı'nin bir
parçası olarak kurulmuştu. Kibbutzlar, baş-
langıçta üretımın ve tüketimın paylaşıldı-
ğı çiftlikler şeklindeydiler. tkinci Dünya
Savaşı'nı atlatmayı başarmış Yahudilerin
büyük bir çoğunluğu Kibbutzlara yerleşti-
ler ve 1948'de yer alan birinci tsrail-Arap
savaşında lsrailliler'in kendilerini savun-
masında büyük bir rol oynadılar. Kibbutz-
lar, bir tanmsal kooperatif hareket olarak
başlamıştı. Zaman içinde nitelik değiştire-
rek kapitalist bir yapıya dönüşmüş olsa da
Kibbutz Hareketi'nin özündeki toplumsal
kavramlar günümüzde de geçerliliğini ko-
rumaktadır.
Dolayısıyla, Kibbutz Çağdaş Dans Top-
luluğu, toplumsal hedefleri iddıalı, eğitime
büyük önem veren, işbölümünü ve toplum-
sal değerleri paylaşarak tüketmeyi vurgu-
layan oldukça idealist idealler içinde yoğ-
rulmuş bir topluluk. Bayan YehudJth Ar-
non, bu topluluğu kurmadan önce, tkinci
Dünya Savaşı'nda Yahudi Soykınmı'nı ya-
şamış, daha sonra Macaristan'da tanınmış
koreograf Kurt Jooss'un bir öğrencisiyle
dans çalışmaya başlamış, Londra Çağdaş
Dans Tiyatrosu ve Okulu'nda Rambert Ba-
lesi'nde ve Maurice Bejart'ın okulunda ça-
lışmalannı sürdürmüş. Ga'ton'da bir dans
merkezinin kurulması üzenne oraya gide-
rek Kibbutz Hareketi'nin içinde dansa da
önem verilmesi için çalışmalara başlamış.
Sonuç olarak lstanbul "da ayakta alkışlanan
bu gösteriler, koreograf Rami Be'er'in ba-
şansı kadar Yehudith Arnon'un kararlı ve
mücadeleci kişiliğinin de ürünüydü.
Çokiyi eğhilmiş dansçılar
Toplam 70 dakika hiç arahksız süren
"Makomshehu" (Zaman İçinde Bir Yer),
birbirinden atik, esnek ve kondisyonlu on-
beş dansçıdan oluşan kadro için göz kırp-
nrmayacak bir konsantrasyon ve dikkat ge-
rektiriyordu. Buna rağmen dansçılar, gös-
oplam 70 dakika hiç arahksız süren 'Makomshehu'
birbirinden atik, esnik ve kondisyonlu 15 dansçıdan oluşan kadro
için göz kırptırmayacak bir konsantrasyon ve dikkat
gerektiriyordu. Be'er, topluluğu için yüreğinden dökülen görsel
öğeler ve devinimleri kovalarcasına yüklü bir eser sahnelemişti.
terinin selam kısmına gelinceye kadar ne-
fes nefese kaldıklannı ve ayakta zor dura-
cak hale geldiklerini asla hissettirmediler.
Be'er'in kullandığı hareket ve beden dilin-
de çok iyi eğıtilmış dansçılara gereksınim
duyuldugu hemen göze çarpıyordu. Klasık
balenın kontrolü. sıçramalan ve modern
dansm akışkan devinimlen, keskin düşüş-
leri, aletli cimnastiğin ve atletizmin çevik-
liği ve cesarehyle bırleştirilmişti. Kısaca-
sı, Kibbutz dansçılannın bale ve modern
dansm yanı sıra ciddi beden geliştirme ve
atletizm idmanlan da yaptığı belli oluyor-
du. Bunun Kibbutz toplumunun sağlıklı
kişilikleri güçlü bedenlerle yetişrirme ülkü-
süyle de ilgili olduğunu düşünebiliriz.
Koreografıyi, sahne ve ışıkdüzenini bir-
likte gerçekJeştirmiş olan Be'er, sahneyi
çeşitli düzeylere bölmüştü. Arkada iki kat-
tan oluşan çelik barlarla inşa edilmiş bir ya-
pı, önde ise AKM'nin geniş sahnesinin ka-
pasitesini tam kıvamıyla kullanan büyük
bir alan vardı. Dansçılar, zaman zaman bu
üç bölümde. üç ayn koreografiyi aynı an-
da sergiliyorlardı. Sanki koreograf Be'er,
Alex Gaude tarafmdan hazırlanmış müzik
kolajuu kullanmaya doyamamış, yüreğin-
den geçen adımlann çoğunu eserine sığdı-
rabilmek için aynı müzık üzerine tekrar
tekrar koreografi yapmış, sonra da bunla-
n sahnenin çeşitli düzeylerine serpiştirmiş-
ti.
Koreografide ûç farktı tavır
"Makomshehu"ya anlatım ve görüntü
zengınliği katan bir başka öğe de kullanı-
lan küçük kutu-sandıkçıklardı. Koreogra-
fi boyunca dansçılanna birer yapı işçisi gi-
bi bu sandıklan yan yana ve üst üste dizdi-
rerek duvarlar, sütunlar, sıralar oluşturan ve
bunlan aynı hızla kaldırtan koreograf, ko-
reografıye sürekli dinamik ve sahne düze-
ni kazandırmıştı. Bunun yanı sıra hızla dü-
şen bir dansçıyla aynı anda bir sütun yıkı-
lıyor, ya da bir dansçı hızla öne atlarken bir
duvar öne doğru patlıyor, adeta duvarlar
dansçılarla birlikte dans ediyordu. Bazen
de bir dansçı bu kutulardan binnı köşesııv
den tutarak çevirmeye başlıyor, böylece
aksesuar dönen bir dansçı gibi estetik bir
görüntü sergiliyordu.
Be'er'in koreografisinde üç farklı tavır
kullanılmıştı. Birincisi en başlangıçta ve
en sonda da olduğu gibi yan karanhk, ya-
vaş ve melankolik; ikincisi patlamalar, sıç-
ramalar ve koşuşturmalarla yüklü dinamik;
üçüncüsü ise bir ordu düzenini yansıtan tek
düze ölçülü tekrarlara dayalı yapıydı. Bu
bölümlerden birinden diğerine geçişler ki-
mi zaman sahnenin karanlığa gömülme-
siyle, kimi zaman keskin bir düdük sesiy-
le oluyordu. Hangi hareket ışık ve ses to-
nu kullanılıyor olursa olsun eser boyunca
bir inşaat hali. sürekli bir yapım yıkım ça-
lışması sürüyordu. Özellikle müziğin yük-
seldiği ve patladığı anlarda ise İsrail toplu-
munun vazgeçilmez bir parçası haline gel-
miş olan savaş teması yansıtıhyordu. De-
korun çelik sütunlan üzerine asılan, çar-
pan, firlayan ve takılı kalan dansçılar smır-
lar, tutsaklık ve kısıthlık imgelerini, birbi-
ri üzerine yığılmış hareketlerle minimaliz-
min karşıtı maksimalizmi yakalamaya ça-
hşınruşçasma sergiliyorlardı.
a
Makomsbehu"da yüz ifadelen ve teat-
ral bir anlatım yalnızca bir dansçıda kulla-
nılmıştı. Ne yazık ki dansçılann isimleri
programda yer almadığı için ismini bileme-
diğimiz bu sanatçı, yaşının diğer sanatçı-
lardan ileri olmasına rağmen nitelikli de-
neyimini hissettiriyor, eserde bireysel an-
latım kullanan başlıca sanatçı olarak göze
batıyordu.
Be'er, bu dansçı için yaptığı koreogra-
filerde, hicivli ve eleştirel bir anlatım kul-
lanıyordu. Diğer solo veya ikili dans eden
dansçılarda, anlatım ya pelerin gibi bir ak-
sesuarla tamamlanıyor ya da yüzün katıl-
madığı, yalın dinamizm veya durağanlık-
la ifade oluşturuluyordu. Bu solo ve ikili
danslara tezat olarak, grubun egemen ol-
duğu bölümlerde son derece uyumlu bir
düzenle, birörnek adımlarla oya gibi işlen-
miş çizgiler de vardı. Kısacası Be'er, Kib-
butz Çağdaş Dans Topluluğu için yüreğin-
den dökülen görsel ögeler ve devinimleri
kovalarcasına yüklü bir eser sahnelemişti.
Kitabın da 'şipşakçısı
9
var arbk...
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Dılediğınız
kitabı bulmakta güçlük mü çeki-
yorsunuz? Artık bunun da bir çö-
zümü var. Kitabevlerinden çok
satan kitaplara yaşam hakkı ta-
nınması, diğerlerinin bulunmaz
hale gelmesi, kitapse\erler için
can sıkıcı bir sorundur. Şimdi
"Print On Demand" adlı bjr sipa-
riş sistemi. Internet aracılığıyla
okurlann hizmetine sokuldu. Gü-
nümüzdeki gelişmiş fotokopi tek-
niğinın yardımıyla tnternet ara-
cılığı ile ulaşan siparişler yerine
getiriliyor. Yani, müşteri bekler-
ken kitabı hazırlanıyor... Söz ko-
nusu gelişmiş fotokopi makinele-
rinin değeri halen oldukça yüksek
olduğu için böyle birkaç adet ço-
ğaltılan kitaplann fıyatı da. kita-
bevindekinden pek ucuz değil. Is-
veç'te Mare Balticum adı altında
tntemefteki sayfada halen 3 ya-
zann 10 kitabını ısmarlama ola-
nağı var. tsveç Yazarlar Birli-
ği 'nın önceki genel başkanı Prter
Curman. bunlardan biri. Cur-
man'm bir şiir kitabının Türkçe-
si de bulunuyor ve kısa süre için-
de 20 adedi istenmiş ve gönderil-
miş bile. Peter Curman, bu girişi-
min en önemli yanının kitaplann
bulunabilir olması olduğunu vur-
guluyor:
"Yayınevlerinin pek kazanç
getirici olarak degerlendirme-
Peter Curman
dikleri için yayımlamaya yanaş-
madıkları yapıtlar, bu sistem
sayesinde okura ulaşabilecek.
Ayrıca, yaşadığı ülkenin dilin-
de yazmayan yazarlar da ken-
di dillerindeki okurlara ulaşa-
bilecekler. Benim Türkçe kita-
bı m 20 adet ısmariandı; ısmar-
layanlar arasında hem özel Id-
şiler vardı hem de kütüphane-
ler."
Yayıncılann pek hoşlanmadık-
lan Print On Demand sistemin-
den kitabevlennin de yararlanabi-
leceğini belirten Curman, ilgigö-
ren kitabı mahzeninde, kitabevi-
nin bir köşesinde "şipşak" bası-
vereceklerini söylüyor.
Bu girişimi Peter Curman'la
birlikte Isveç'in en tanınmış ya-
zarlanndan Jan Myrdal ve çağdaş
ozanlanndan Lars Forsefl başlat-
tı. Gelen tepkilerin önemli bir bö-
lümü olumlu. Peter Curman şöyle
diyor- "Biz bu girişimi bir tar-
tışmayı başlatmak için yaptık.
Yazaıiardan, kütüphanelerden
ve kurumlardan son derece
olumlu yankılar aldık. Ne var
ki yayıncılar pek hoşnut kalma-
dılar. Ben de en iyi dostlarım-
dan birini kaybettim. 1965'ten
beri benim yayıncım olan Per
Gedin'le aram açıldı. Yayıncı-
lar, bu şekilde onlan devre dışı
bırakmayı amaçladığımız gö-
rüşündeler. Biz öyle düşünmü-
yoruz. tyi yayıncılara her za-
man gereksinme olacakbr. Yi-
ne, malzemeyi gözden geçiren,
redakte eden birileri olacak. A-
ma artık piyasada bulunama-
yan yapıtlan okura kazandır-
mak için bu eşsiz bir olanak..."
Kuyrukluyıldız Altında' Bursa
turnesinde
• Kültür Servisi - Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın
"Kaynanam Nasıl Kudurdu" ve "Kuyrukluyıldız
Altında Bir İzdivaç" adlı romanlanndan Güner
Sümer tarafından oyunlaştınlarak Savaş Dınçel
tarafından sahneye konulan "Kuyrukluyıldız
Altında" adlı müzıkal oyunu. Bursa Kültür ve Sanat
Vakfi'nın davetlisı olarak 5 temmuzda Bursa
seyircisine bir günlüğüne perde açacak. Bursa
Açıkhava Tiyatrosu'nda sahnelenecek olan
"Kuyrukluyıldız Altında7
", 1910'lu yıllarda dünyaya
çarpacağı söylenen Halley kuyrukluyıldızının
lstanbul sokaklanndaki çalkantılannı komik bir
şekilde konu alıyor. Müziğini Melih Kibar'ın,
dekorunu Atıl Yalkut'un. kostümünü Canan
Göknil'in, dramaturgluğunu Zuhal Ergen'in, şarkı
sözlerini Savaş Dinçel'ın, koreografisini Eflal
Gülbudak'ın ve ışık tasanmını da Murat tşçi'nin
yaptığı "Kuyrukluyıldız Altında" müzikalinde şu
oyuncular rol alıyor: HaJe Akınlı, Levent Üzümcü,
Yıldıray Şahinler, Kerem Yılmazer, Binnur Uyar,
Uğur Kıvılcım, Derya Kurtuluş, Güneş Han, Şehnaz
Bölen. Mahperi Mertoğlu, Bilge Zobu, Erkan Sever,
Gürol Güngör. Murat Garipağaoğlu, Ergün Işıldar,
Aziz Sarvan. Sibel Seyhan ve Berat Yenilmez.
l
0smanlı kültüpü ve gündelik
yaşam'
• Kültür Servisi - Türkiye Ekonomik ve Toplumsal
Tarih Vakfı tarafından Suraiya Faroghı'nin
"Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam"
(Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla) başlıklı kitabı
yayımlandı. Yazar, yeni kitabında. Osmanlılann
gündelik yaşamlannı, zaman, mekân ve güzellik
kavramlannı, yemek ve sohbet kültürlerini, iletişim
ağlannı irdeliyor; o çağlann Osmanlı toplumuna
alışılmışın dışında bir yöntemle bakıyor.
Festiyaöere 25. yılında
Ilk giin zarfı'
• Kültür Servisi - Bu yıl kuruluşunun 25. yılını
kutlayan lstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından
düzenlenen lstanbul Festıvalleri Türk filatelı
tarihine de bir ilkle geçti. lstanbul Festivallerinin 25.
yılı nedeniyle grafık sanatçısı Bülent Erkmen
tarafından hazırlanan ve satışa sunulan 'ilk gün'
zarflannda yer alan pullar aynı zamanda Türk
filateli tarihinin ilk kare pulu olma özelliğini taşıyor.
T.C. Ulaştırma Bakanlığı ve Posta Işletmesi Genel
Müdürlüğü'nün katkılanyla hazırlanan ilk gün
zarflan postanelerden ve festival gişelerinden
alınabilir.
Genç Etkinlik lll'ün teması Kaos'
• Kültür Servisi - Uluslararası Plastik Sanatlar
Demeği'nce (UPSD) 4-13 temmuz tarihleri arasında
TÜYAP'ta gerçekleştirilecek olan ve bu yılki teması
"KAOS" olarak belirlenen Genç Etkinlik IH'e,
Yeşim Ağaoğlu "Şairin Odası (Kaosu)" adlı
çalışmasıyla katılıyor. Şair çalışmasında öncelikle
kendi kişisel deneyimlerinden yola çıkarak bugüne
dek kendisine ve birçok genç şaire sıklıkla
yöneltildiğini sandığı, sanatsal içerikten uzak ve
doğal bir ironı taşıyan soru ve yorumlara yer
veriyor.
Edebiyatçılar Derneği'nin
yeni başkanı Ali Cengizkan
• Kültür Servisi - Edebiyatçılar Derneği
Başkanlığı'na Ali Cengizkan seçildi. Edebiyatçılar
Derneği'nin 5. Olağan Genel Kurulu, Yeni Sahne'de
yapıldı. Genel kuruldaki seçimler sonucunda, Ali
Cengizkan Başkanlığa seçilirken, başkan
yardımcılığına Abdülkadir Budak. genel
sekreterliğe Ali Balkız, genel sekreter
Yardımcılığına Zerrin Taşpınar. genel saymanlığa
ise Gülay Güner getınldi. Dernegin yönetim kurulu
ise şu isimlerden oluştu: Ahmet Ozer, Alaattin
Topçu, Ali Püsküllüoğlu, Cengiz Bektaş, Cezmi
Ersöz, Emin Özdemir, Feride Çiçekoğlu, Hasan Ali
Toptaş, Hüseyin Atabaş. Mert Başat, Kenan
Sanalioğlu, Mahzun Doğan, Mehmet Zaman
Saçlıoğlu, Metin Demirtaş, Neşe Karel. Öner
Ünalan, Ramis Dara ve Veysel Çolak.
Yıldız Mollov'un pesim sergisi
• Kültür Servisi - Yıldız Mollov 'un resim sergisi 8
temmuz salı gününe kadar Enka Rönesans Galeri
Bar'da izlenebilir. 1953 yılında Sofya'da dünyaya
gelen Mollov, 1971 yılında Tatbiki Sanatlar
Lisesi'nden sonra 1979'da Sofya İnce Sanatlar
Akademisi'ni bitirdi. Sanatçı, 1980-90 arasında
Bulgaristan'da, bu tarihten sonra da Paris'te resim,
illüstrasyon, heykellıraşlık, sinetik sanat, iç mimari,
dizayn. oymacılık, tiyatro dekorasyonu gibi çok
çeşitli dallarda yapıtlar üretti. Mollov aynca 1992'de
Paris Milletlerarası lcatlar Yanşması'nda Gümüş
Madalya, 1994'te Bulgaristan Tryavna Milletlerarası
Heykeltıraşlık Yanşması'nda Altm Madalya, 1995'te
Chambre desMetiers de Val de Marne Tatbiki
Sanatlar Sergisi'nde Altın Madalya kazandı
25.ULUSLARARASI İSTANBUL MUZİK FESTİVAL)
BLGUN
• Atatürk Kültür Merkezi Aziz Nesin Sahnesi'nde
saat 19.00'da Berlınlı Çağdaş bestecilerle söyleşi ve
konser, Aya trini müzesi'nde saat 19.00'da BBC Sen-
foni Orkestrası ve Korosu yer alıyor.
YARIN
• Atatürk Kültür Merkezi Aziz Nesin Sahnesi'nde
saat 19.00'da Berlinli çağdaş bestecilerle söyleşi ve
konser, Aya trini müzesi'nde saat 19.00'da BBC Sen-
foni Orkestrası ve Korosu izlenebilir..