23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1997 CUMARTESİ HABERLER RP'ninlyılı(S) Taktyye sanatmdan ömekler İstanbul Haber Senisi - Başbakan Necmettin Erbakan, siyasi bilimciler tarafmdan "tatayye" olarak tanımlanan polıtikasını en belirgin şekilde orduyla ilişkilerinde sergiledi. Başbakan Erbakan, resmi toplantılarda askeri kanattan gelen tüm önerileri benimsedi ve imzaladı. Ancak aynı Erbakan. kamuoyu önünde farklı bir davranış sergiledi. Erbakan kamuoyu önünde ve partisinin grup toplantılannda imzasını da unutmuş gözükerek onayladığı kararlan arkadaşlannın gözlerinin içıne baka baka eleştirdi. Örneğin, 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı İstanbul Sultanahmet Meydanı'nda yapılan mitingi destekler açıklamalar yaptı ve kararlann uygulanmasında oyalama taktiği izledi. Erbakan "basının uydurmasr dese de TSK üst düzey komutanlan REFAHYOL'a tepkilerini tarihlerinin hiçbir döneminde olmayan bir açıklıkla dile getirdiler. Asker tepkisi. Sincan Belediyesi'nin ünlü Kudüs gecesinden sonra Sincan sokaklanndaki ünlü tank geçişiyle görüldü; Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Osman ÖzbekRP'lileri kastederek "Yülarca PKK Ue savaştun, bunlatia da savaşırun" diye konuştu; RP'li belediyenin Atatürk heykeli dikmediği Sultanbeyli'ye heykel Doğu Silahçıoğlu nun girişimiyle dikildi. Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak medyaya bir açıklama yaparaİc, Kuzey Irak operasyonu için ıstedikleri paranın hükümet tarafından verilmediğini söyledi. Erbakan, Genelkurmay'ın laiklik karşıtı tehlikenin ulaştığı boyuta dikkat çeken brifinglerinde perdeye yansıyan görüntüsü hakkında ise bir yorum yapmamayı tercih etti. Skandal dış geziler RP'nin Batı karşıtı ve yönünü Doğu'daki Müslüman ülkelere çeviren dış politika anlayışı. REFAHYOH hükümetinin programına "Şahsiyetli dış politika izlemek ve bu alandaki aleyhte gelişmeleri önlemek" sözleriyle yansıdı. Islam NATO'su, tslam ortak pazan kurma düşündeki Erbakan, bu görüşüne uygun davTanarak ilk yurtdışı gezisini Iran, Pakistan, Endonezya, Malezya ve Singapur'u kapsayan 5 Müslüman ülkeye yaptı. Hükümetin kuruluşundan 1.5 ay sonra gercekleşen bu dış gezi sırasında Erbakan'ın söylediği sözler içerde büyük tepki topladı. Erbakan, tran'da MlT'i yanlış istihbarat vermekle suçladı; gezisinin sonraki duraklannda ise ortak uçak üretim projelerinden söz etti, , Türklerin beyin gücünün yetersiz kaldığmı öne sürdü. Ekim ayı başında Mısır, Libya ve Nijerya'yı kapsayan ikinci gezi sırasında ise adeta skandallar zinciri boşaldı. Müslüman Kardeşler Örgütü'ne duyduğu yakınlık nedeniyle Mısır'da soğuk karşılanan Erbakan, Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in bir görüşmesi bahane edilerek ziyareti 3 saat geciktirildi. Kahire Havaalam'nda Türk bayragı asılmadı; Erbakan'a eşlik eden mılletvekilleri Mısır polisi tarafından tartaklandı. Hükümete irticanm kaynaklanna ilişkin belge vermeyen Genelkurmay'dan net açıklama 'REFAHYOL'a güven yok'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Genelkurmay Başkanlığı. la- ik rejimi hedef alan ırticai hare- ketlerin içinde gösterdiği Başba- kan Necmettin Erbakan* ın ardın- dan. başbakan olması durumunda ülkedeki gerilimin azalacağını öne süren Tansu ÇUler"i ağır bi- çimde suçladı. Genelkurmay tkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, güvenmediklerinı açıkladığı hükümete irticanın kaynaklanna ilişkin bilgı vermeyeceklennı bil- dirdi. Dışişleri Bakanlığı bürok- ratlan, Bir'in Çiller'e yönelik suçlamalannda haklı olduğunu kaydettiler. Dışişleri Bakanı Çıller ise Or- general Bir'in kendisi ile ilgilı eleştirilerine Amsterdam'da yanıt verdi. Çiller. "Türk ordusu mu- vaffak, ama komutanlan başan- sız diyemezsiniz" dedi. Genelkurmay"ın Dışişleri Ba- kanlığı personeline verdiği bri- fıngde söz alan Müsteşar Yardım- cısı Büyükelçı Temeltskit'in "Biz İran politikasını dikkaüe izliyo- ruz, gerekeni yapıyoruz" sözleri üzerine Bırin. "REFAHYOL hü- kümetine güven duymadıklannı" söylediği öğrenıldi. Alınan bilgi- ye göre. irticanın kaynaklan ile ilgili belgeleri REFAHYOL hü- kümetine veremeyeceklerini be- lirten Bir, "Brifîngdeanlatnklan- nuz aysbergin (buzdağı) ucunun bir kısnıı. Elimizde, söy lediğimiz her şe>in belgesi \ar. Ancak RE- FAHYOL hükümetinin bununge- rekkrini yerine getireceğini dü- şünmüyonız" dedi. Bir, Genel- kurmay'ın eleştirilennin bakanli- ğa değil, Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'e yönelik olduğunu vurgu- layarak şöyle devam etti: u Benim eleştirilerim, Dışişleri Bakanlığı bürokratlanna değil, Dışişleri Bakanı'nadır. Dışişleri Bakanı daha çok iç politikay la iV- gilenmektedir ve bakanlığına uğ- ranıamaktadır. Dışişleri Baka- nı'nın Türkiye'yi yeterince temsü etmediğini düşünüyoruz. Başka ülkelerin dışişleri bakanlan dışge- ziler yaparak ülkelerinin tezlerini, görüşlerini anlatryorlar. Türk Dı- şişleri Bakanı ise görevini yerine getirmiyor.*1 Başka bir soru üzerine Genel- kurmay 2. Başkanı. "irticanınya- yümasına yönelik önlemlerin 1983'ten beri üzerinde çalışılan konular olduğunu" belirterek "Özellikle, son zamanlarda. Al- manya'daki faaliyefJer üzerinde yoğunlaşıkü. Bütün tedbüier ab- myor, çoğalmalannı önlüyoruz" dedi. Genelkurmay'ın önceki gün düzenlediği brifınge katılan Dı- şişleri bürokratlan Cumhuri- yet'in soruları üzerine, Çiller'i eleştiren Orgeneral Bir'in "hak- h" olduğunu söylediler. Bürok- ratlar. "Çevik Bir'in dediği çok doğnı. Biz Genelkurmay ile çok abenkli çahşıyonız. Örneğin NA- TO dairesinde, Yunan ve Iran da- irelerindc hiçbir problcmimiz yok" değerlendirmesini yaptılar. Aynı bürokratlar, yeni kurulacak hükümetin güvenoyu almast du- rumunda dış politikada ıstikrann yeniden sağlanacağını dabildirdi- ler. Çiller, Amsterdam'da Türk ga- zetecileri için düzenlediği basın toplantısında, Orgeneral Bir'in kendisi ile ilgili eleştirilerine ya- nıt verdi. Türkiye'de askenn si- yaset dışına taşınması gerektiğı- ni söyleyen Çiller şöyle konuştu: "Türk ordusu muvafTak, ama ko- mutanlan başansız di> emezsiniz. Bunu derseniz çelişkih olur. Bu bir bütûndür. Dışişleri bürün olarak çahşnuşnr. Demokrasilerdc dene- tim Meclis'indir. değerlendirme ise tarihin olacakür." Bakanhklar transferlereendeksüANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-ANAPlideri MesutYılmazın kuracağı 3"lü koalisyonun bakan- lık dağılımı ve program çalışmala- n için oluşturulan komisyon dün çalışmaya başlarken: parlamento aritmetiğinde meydana gelen dal- galanmalann pazarlıklan yönlen- direbıleceği bıldinldi. DTP lideri Hüsamettin Cindoruk. kendisinin kabineye girmeyeceğinı. İsmet Sezginın üstleneceğıni açıkladı MHP'nin 10 dolayında milletve- kiline ulaşması durumunda hükü- mete girebileceği, ancak CHP'nın karşı çıkacağı gerekçesiyle bu se- naryonun güvenoylamasından sonra yaşama geçirilebileceğı söy- lentileri de kulislerde yayıldı. ANAP'tan Grup Başkanvekili Murat Başesgioglu ile Eyüp Aşık; DSP grup başkanvekilleri Hüsa- mettin Özkan ve Hikmet L luğbay; DTPden RrfatSerdaroğluıleNec- det Menzir'den oluşan komisyon dünçahşmalannabaşladı. Komis- yon Yılmaz'ın konutunda topla- nırken; DSP liden Bülent Ecevit, "hükümetin yapılanması ve prog- ram üzerinde çalışılacağınu nihai kararlan da liderlerin vereceğini" söyledi. Ecevıt, bakanlıkpaylaşımı ile il- gili soruya da. "TBMM'deld olu- şumlar değişiyor. DTP'de inşallah aruşlar olacak. DYP'den >eni isti- falar olacak. Bunlara göre dağılım şekilknir. Henüz miiletvekili sayıla- n kesinleşmedi" yanıtını verdi. Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Başesgioglu, tam bir muta- bakat içinde çalıştıklarını. kurula- cak hükümetin toplumsal gerilimi düşürme açısmdan büyük önem taşıdığını söyledi. Toplantıda. pro- tokolde yer alacak temel ılkelerin 'eğitim, yargı, demokrarikleşme. devletin yeniden \apılanmasu ye- rel yönetünlerin yeniden yapüan- ması' başlıklan altında toplanma- sının kararlaştırıldığı öğrenildi. Toplantıya kısa bir süre katılan DYP'den istifa eden Uygun ve Köse törenle MHP'ye girerken kurt işareti yaptılar. (TAR1K TINAZAY) Yılmaz'ın. 'mümkün olduğu ka- dar kısa' olmasını istediği proto- kolde. 8 yıllık kesintisiz temel eği- time geçilmesi hedefine de yer ve- rildiği kaydedildi. Komisyonun bugün yapacağı toplantıda da. ba- kanlık dağılımının ele alınacağı bildirildi. Protokolde, 54. hükümetin ya- rartığı gerilimin düşürülmesi he- define yer verilirken adil bir seçim için gerekli altyapının oluşturul- ması, milletvekili dokunulmadı- ğının sınırlanması, bankalar siste- minin denetlenmesi. Ekonomik ve Sosyal Konsey'e işlerlik kazandı- nlması gereğine de dikkat çekildi. Cindoruk. Yılmaz'ın Başbakan Yardımcılığı önerisini Ecevit'in aksine kabul etmedı. Cindoruk'un "DYP'nin dağılması ve partisinin güçlenmesi sürecinde ülkeyi dola- şarak secimlere hazuianmak iste- diğjni"". ancak kurmaylarının ka- bineye girmesı baskısıyla karşılaş- tığı bildirildi. Cindoruk, bu görevi partısinden İsmet Sezgin'in yürü- teceğini açıkladı. Bırkaç gün için- de yeni katılımlann DTP'nin ala- cağı bakanlık sayısı ve icracı ba- kanlıklar konusunda şansını arttı- racağına da dikkat çekildi. Başkent kulislennde. 2 millet- vekiliyle TBMM'de temsil edilme- ye başlanan MHP'nin de süreç içinde koalisyona girebileceği söy- lentileri yaygınlaştı. Genel Başkan Vekili TuğrulTürkeş'in kongrede genel başkanlığa seçilmesi duru- munda bu senaryonun yaşama ge- çirilebileceği bildirildi. MHP'nin hükümete girmesine CHP karşı çı- kacağından, bu senaryonun güve- noylamasından sonra yaşama ge- çirilebileceği kaydedildi. ANAP-DSP ve DTP kurmayla- n pazarlığa otururken. bakanlık kulisleri de yoğunlaştı. DSP'ye 3 devlet bakanlığı. 5 icracı bakanlık venleceğibelirtilirken: Diyanet Iş- leri Başkanlığı ile Köy Hizmetle- ri Genel Müdürlüğü'nün bağlı ol- duğu devlet bakanlıklarının bu partide kalacağı bildirildi. Millı Eğitim. Maliye. Bayındırlık. Ada- let, Kültür ve Çalışma bakanlıkla- rının da DSP'ye verilebıleceği kaydedildi. ANAP tarafında ba- kanlık için Cumhur Ersümer, Mehmet Keçeciler, Oltan Sungur- lu, SümerOral, YaşarOkuyan, Va- şar Dedelek, Ahad Andican, Bur- han Kara, Lale Avtaman, Güneş Taner, Mustafa Taşar, Hüsnü Do- ğan ve Avni Akyol'un adlan kulis- lerde dile getiriİdi. ANAP'ta kabi- neye girecek isimlerin, transferler ile DSP ve DTP'ye verilecek ba- kanhklann belirlenmesinden son- ra netleşeceği bildirildi. Paylaşımda sorun çıkmaması durumunda Maliye Bakanlığı için DSP İstanbul Milletvekili Zekeri- ya Temizel'in, Kültür Bakanlığı için Grup Başkanvekili HikmetC- luğbay ile Trabzon Milervekili Hikmet Sami Türk"ün adlan geçi- yor. Bu yıl hacı olan Türk'ün Di- yanet tşieri Başkanlığı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanlığı'nadage- tirilebıleceği bildirildi. DTP lideri Cindoruk, güvenoyunun belirgin biçimde alınacağını söyledi 6 Çahna çırpma dönemi bitiyor' tstanbul Haber Servisi -Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cin- doruk, Türkiye'nin salı günü demokrat, laik ve cumhuriyetçi bir hükümete kav uşacağını \ e be- lirgin bir şekilde gü\enoyu alacağını belirterek "Yeni hükümetle beraber çalma çırpma dönemi bıtecek" dedi. Cindoruk. partisinin Büyükçekmece llçe Merkezi'nin açıhşında yaptığı konuşmada, An- kara'da yeni bir hükümet kuımak için uğraş ver- diklerini söyledi. Bunun yeni bir hükümet ku- ruluşu değil, Türkiye'nin ferah ve gerçek özgür- lükçü bir geleceğe gitmesi anlamına geldiğini kaydeden Cindoruk, yeni hükümetin ana hatla- nnı şöyle açıkladı:u Bu hükümet ahlaka da\a- nan bir hükümet olacaktır. Yolsuzluğa. hırsı/lı- ğa ve arsızhğa karşı olacakbr. Kimsenin suçunu örtmeyecektir. Kimseye haksızlık yapmayan, ta- rafsız bir hükümet olacaknr." 'Tansu İmelda Marcos' Eskı partisi DYP'nin durumuna üzüldüğünü de belırten Cindoruk. şunlan söyledi: "Bu partiyi biz kurduk. biz iktidara taşıdık. Demirel cumhurbaşkanı olduğu zaman, hem cumhurbaşkam, hem Meclis başkanı hem baş- bakamn DYP'den olduğu bir iktidar vardı. Bu- gün 100 miller\ekilinedüştükr,önümüzdeki haf- ta 90'a düşecekler. Bu partinin temelinde. taşın- da.topra«ında Demirel \ar,Menderes var.Oha- nun yanına Erbakan'ı, Yazıcıoğlu'nu alarak De- mirel ile alay edi>'or. Sen ona 'Süleyman Koru- türk" dersen, ben desana "Tansu İmelda Marcos' derim. Sayın Demirel'e söyleyecek laf mı anyor- sun. De ki 'Baba. nasıl yanıldın da beni başba- kan yaptırVOnu da bu günahından bu salı gü- nü kurtaracağız.*" Erbakan. Çiller \e Yazıcıoğlu'nun milletve- killerinden topladığı imzalı dilekçelere de deği- nen Cindoruk, Cumhurbaşkanf ndan dilekçey- le "mahalle muhtanndan belge alınır"'gıbi baş- bakanlık alınamavacaSmı ifade etti. Ecevit MEB'i istiyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit 8 yıllık kesintisiz temel eğitim konusunda ANAP'tan bir engel ge- leceğini sanmadığını be- lirterek, "Bu konuda so- rumluluk üstlenmeye ha- zınz. MiUi Eğitim Bakan- lığı(lMEB) ile Diyanet tş- leri Başkanlığı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanlt- ğı'rtı alabileceğimizi sanı- yorum" dedi. Ecevit, se- çim konusunda herhangi bir tarihle kendilerini bağlamayacaklannı. l alt- yapının tamamlanması için vürütülecek7-8 aybk çalışma sonunda oturu- lup konuşulabileceğini" söyledi. DSP PM dünkü top- lantısında, hükümet ça- lışmalan konusunda Ecevit'e tam yetki verdi. Ecevit de daha sonra yaptığı açıklanada, Me- sut Yılmaz'ın kuracağı hükümetin güvenoyu al- ması olasılığının her ge- çen gün arttığını söyledi. CHP lideri Deniz Ba>- kal'ın kurulacak hükü- mete güvenoyu vereceği- ni açıklamakla yetindıği- ni bildiren Ecevit sözle- rıni şöyle sürdürdü: "Bununla beraber CHP'nin seçim tarihi ko- nusunda Sayın Çiller ve Erbakan'la işbiriiğini ön- gördüğü anlaşılıyor. Se- çim tarihi karannı RE- FAHYOL ortaklanyla danışıklı olarak belirieme eğUiminde olduğu anlaşı- lıyor. Fakat ben bu tür in- ce oyunlann toplumda büyük tepki uyandıraca- ğı kanısındayun. Kaldı ki, REFAHYOL artık bir daha kolay kolay dirile- meyecek biçimde tarihe gömülmüştür. tktidar- dan düştükten sonra DYP de, bir erken seçimi kolay kolay göze alama- yacaktır. Çünkü gidip de gelmemek vardır. İbp- lum da baskuı seçim iste- miwr." NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Necmettin Erbakan'ı nasıl tanırsınız? O şimdi demokrat. Parlamentonun egemenliğini savunan kahramanca bir mü- cadele yürütüyor. Bu büyük in- sanlık (!) kavgasında Erbakan Hoca'nın bir yanında Tansu Çiller, bir yanında Muhsin Ya- zıcıoğlu yeralıyor. Onların üçü de şimdi tam anlamıyla de- mokrat. Tayinle seçtirdiklerı milletvekillerinin ellerinden al- dıkları biat belgelerini basın mensuplanna ve Çiller'i siyasi yaşamımıza kazandıran Sü- leyman Demirel'e doğru sal- layıp demokrasi yeli estiriyor- lar. Erbakan konuşuyor, Çiller kahkaha atıyor. Çiller konuşu- yor, Erbakan geriniyor. Erba- kan, istifa ettirdiği milletvekille- rinin imzasını da alıp gelmiş. Şevki Yılmaz da "pezevenk paıiamento "nun onurunu ko- rumak amacıyla basmış imza- yı. Ibrahim Halil Çelik, Hasan Hüseyin Ceylan ve Büyük Bir- lik Partisi'nin 12 Eylül döne- Onlar Şimdi Demokrat minde kitle katliamlarından idamla yargılanan milletvekil- leri tabloyu tamamlıyorlar. Ben bu demokrasi üçlüsünü çok sevdim. Tam birbirlerine uydular. Tansu Çiller, Susur- luk'la ortaya çıkan suçların üs- tünü örtmek için onlardan iyi ortak bulamazdı. Abdullah Çath ya pasaport veren, onu koruyup kollayan Mehmet Ağar'ı en iyi Büyük Birlik Par- tisi'nin desteğiyle savunabilir- di. Muhsin Yazıcıoğlu, Abdul- lah Çatlı'ın eski bir ülküdaşı olarak, demokrasiyi Çiller'le birliktesavunacaken uygun ki- şilerden birisiydi. Sonunda bir- birlerini buldular. • • • Önümde RP'li Üsküdar Be- lediyesi'nin yeni bir kültür faali- yeti duruyor. Tam demokrat üçlü birliğe uygun bir faaliyet. Üsküdar Belediyesi ile anlı şanlı Kültür Bakanlığı birlikte önemli bir tiyatro topluluğunu yersiz yurtsuz bırakmak ama- cıyla etkili bir işbirliği oluştur- muşlar. Zuhal Olcay, Ahmet Le- vendoğlu ve Haluk Bilgi- ner'in yönetımindeki "Tiyatro Stüdyosu"nur\ kullandığı Ode- on Sineması 15 ay önce yan- mıştı. AÇOK limited şirketi, 1.1.1994 tarihinde bu salonu "yap-işlet-devret" modeli uya- rınca belediyeden kiralamış ve sinema salonu olarak kullan- maya başlamıştı. Yangın son- rası Tiyatro Stüdyosu, kendi olanaklan ve kültürel etkinlikle- re destek veren kurum ve kişi- lerin katkılanyla binayı onarma- ya girişti. Kasım 1996 yılında başlayan bu onarım çalışmalan Refah Partili Üsküdar Belediyesi'nin engellemelerine uğradı. Çalış- malar zabıt tutulmaksızın mü- hürlendi. Bu arada Üsküdar Belediyesi de AÇOK hakkında tahliye davası açtı. Bu davayı gerekçe göstererek inşaat izni- ni de engelledi. Bu nedenle Ti- yatro Stüdyosu, bu salonda bir türlü perdesini açma olanağı bulamadı. Ayrıca Kültür Ba- kanlığı bu onarım nedeniyle Ekim 1996 yılında vermeyi ka- rarlaştırdığı 3 milyar liralık yar- dımı da kesti. Hesaplannı bu- na göre yapan topluluğu iyice zor durumda bıraktı. "Tiyatro Stüdyosu" ve AÇOK bu engellemeleri orta- dan kaldırmak amacıyla mah- kemeye başvurdu. Duruşma 3 Temmuz 1997 günü Üsküdar adliyesinde yapılacak. Zuhal Olcay, Ahmet Levendoğlu ve Haluk Bilginer'in birlikte kur- dukları "Tiyatro Stüdyosu", bu üç önemli oyuncunun kişisel gayretleri ve özverileriyle deği- şik salonlarda varlığını sürdür- meye çalışıyor. Erbakan, Çiller ve Yazıcıoğ- lu, "demokrasi üçlüsü" olarak basın toplantısı yaparken "77- yatro Stüdyosu" perdesini ka- patıyor. Üsküdar'daki örnek bir tane değil. Onlarca sanat et- kinliği ve kurumu, RP'lilerin sal- dırısı altında. Güçleri yetse, Türkiye'yi Karagöz perdesıne çevirecekler. Zuhal Ölcay'lann tiyatro yapmasına engel olmak için olağanüstü gayret harca- yan RP'li Belediye Başkanı, Üsküdar Meydanı'na ramazan ayında göçebe çadın kurmayı da bir kültür faaliyeti olarak gerçekleştiriyor. Tam kendi kül- tür kavrayışlanna uygun bir iş yapıyor. Tiyatrolar perdelerini indiri- yor; festivaller, engeller nede- niyte zorluklar içinde. Türkiye, bir ilkellik ortamında çırpınıp duruyor. Dernekler kapatılıyor, düşünceleri nedeniyle yazan- çizen insanlar hapishanelere dolduruluyor. Erbakan ve Çiller şimdi tam anlamıyla demok- rat... II CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLL "Kamyonlap Kavun Taşır ve Ben ' Bütün bir Divan, Tanzimat ve Serveti Fünun şiirin- de (Fikret'inkiler, Hâşim ve Yahya Kemal'inkiler de içinde olmak üzere) ülkemizin birırmağından, birda- ğından. bir toprak parçasından. İstanbul dışındaki bir insanından söz eden tek bir şiir değil tek bir di- ze bulabilmek güçtür... Genellikle büyük kentlerde (ve asıl olarak istanbul'da) yaşayan kentli şairler, şi- irlerinde doğallıkla, yaşadıklan bu yerleri yansıtmış- lar; Anadolu'nun coğrafyası, yaşamı ve insanı ise ancak halk ozanlannın şiirierinde ve türkülerde dile gelmiştır... Anadolu coğrafyasının ve insanının kent şiirine girebilmesi için 1920'lere, hececi şairlere ka- dar beklemek gerekecektir. Orhan Seyfi Orhon'un (romantik ve yüzeysel) "Anadolu Toprağı" bu tür şi- irlere bir giriş gibidir. Faruk Nafiz Çamlıbel, "Ço- ban Çeşmesi", "Han Duvarlan", "Talas Bağlannda Batı" gibi şiirterie, İstanbul dışındaki bir dünyaya, Anadolu coğrafyasınaveinsanınaaçılır... Fakat ben- ce, "Bataklık Güneşleri", "Çoruh Akşamlan" vb. birkaç şiiriyle de olsa, gerçekçi renkleri ve görüntü- leriyle Anadolu coğrafyası ve insanının kent şiirin- deki en önemli ilk temşilcisi, adı ve değeri bugün ne yazık ki çok az bilinen Ömer Bedrettin Uşaklı'dır... • • • Nâzım Hikmet Bolu üzerinden Ankara'ya gider- ken ilk kez gördüğü Anadolu gözlemleriyle 1922'de "Yalnayak" gibi bir şiir yazabılmiş; sonraki yıllann ürünü şiirlerindeki, tümü cezaevlerinde yazılan "In- san Manzaralan "ntiaki Anadolu bir yerden bir yere tutuklu olarak götürülürken tren pencerelerinden ya da demir parmaklıklar arkasından görülen. ceza- evindeki halk insanlanndan işrtılen; kitaplardan, tür- külerden öğrenilen bir Anadolu'nun (eşsiz bir başa- rıyla) şiirleştirilmesi olmuştur... Bir değerlendirme değil fakat bir karşılaştırma yapmak için söyleyecek olursak renkleri ve coğrafyasıyla daha somut, da- ha kişisel gözlenip yaşanabilmiş bir "taşra" ya da köy gerçekliği ise, Dağlarca, Bedri Rahmi Eyu- boğlu, Necati Cumalı, Niyazi Akıncıoğlu, Cahit Külebi,CeyhunAtuf Kansu.TalipApaydın, Meh- met Başaran vb. "halkçı", "toplumcu", "memle- ketçi" şairlerin (toplumsal ya da kişisel temalı) ürün- lerinde yansımıştır... Bu şairler içinde Külebi'nin öz- günlüğü, ince, neredeyse kırılgan lirizmindedir... • * • Onu ilk kez, öğrencisi olduğum küçük Orta Ana- dolu kentinin lisesine öğretim müfettişi olarak gel- diği 1950'lerde görmüştüm. "Adamın Biri", "Rüz- gâr", "Yeşeren Otlar" adlı kitaplanndaki şiirlerini ise daha öncelerden okumuştum. Birçok kez okun- maktan bütünüyle ya da bazı dizeleriyle bugün de ezberimde olan bu şıirier arasında, kamyonlann ka- vun taşıdığı "Istanbul" adlı şiirin ayn bir yeri vardır... "Kamyonlar kavun taşır ve ben I Boyuna onu dü- şünürdüm I Kamyonlar kavun taşır ve ben I Boyu- na onu düşünürdüm I Niksar'da evimizdeyken I Küçük bir serçe kadarhürdüm." Şimdi, tümü on se- kiz dizelik bu şiirdeki yoğun, büyüleyici şiir tadının nedenlerini düşündüğümde, ince, kınlgan, fısıltıyla söylenmişçesine ipeksı lirizmi oluşturan nice anlam ve biçim öğesi arasında, ilk iki dizedeki "n" tekrar- lannın; "kamyon" "kavun" ve "boyuna" sözcükle- rindeki ses benzeıiiğinin de yadsınamaz bir yeri ol- duğu sonucuna varıyorum... • • * Külebi'yi ve şiirini sonraki yıllarda daha yakından tanıdım. "Tokat'a Doğru" gibi bir şiirin tadını, 70'li yıllardaki arayışlanm sırasında daha derinlığine du- yumsadım: "Çamlıbel'den Tokat'a doğru I Tozlu yollann aktığı ırmak! / Ben seni çoktan unuttum, I Sen de unuttun mu, dön geri bak/Atların kuyruğu düğümlü I Biryandan yağmuryağar, ıslak I Biryan- dan hamutlar şak şak eder I Biryandan tekerier dö- ner, dön geri bak." Dönüp gerıye baktığımda kişiliğimi, duyariığımı, insana, şiire, anadılime ve ülkeme sevgimi oluştu- ran şairler arasında. bütün gerçek şairler gibi, Külebi'nin özgün, unutulamaz yerıni görüyorum... Karsılıklı suclamalar basladı Ortaklar birbirine düştü ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP'deki çözülmeler nedeniyle ye- ni bir REFAHYOL hükü- metinden umudunu ke- sen koalisyon ortaklan birbirini eleştiren açıkla- malar yapmaya başladı- lar. Başbakan Necmettin Erbakan. "Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar çabuk dağılan parti yok- tur" diyerek DYP'deki çözülmeyi eleştırdi. RP Genel Başkan Yardımcı- sı Ahmet Tekdal. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in "Başbakanlık kaprisinden vazgeçmesi gerektiğini" söyledi. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Hasan Ekinci ise RP'lilerin söylemek iste- diklerini daha açık ifade etmelen gerektiğini be- lirterek "Bu, atılan imza- lara uyulmadığını göste- rir ve protokole ters düş- mektedir" dedi. Erbakan dün genel merkezde başkanlık di- vanı üyeleriyle yaptığı değerlendirme toplantı- sında DYP'deki istifalara değinerek "Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar çabuk dağılan bir parti yoktur" dedi. Başkanlık dıvanı üyelerı de. "Ope- rasyonun arkasında De- mirel var" sözleriyle isti- falardan Cumhurbaşka- nı'nı sorumlu tuttular. Çiller'i de eleştiren bazı uyeler, "Bizckazıkatma- ya kalkıştı. Önce hükü- metin istifasını istedL Sonra azuıhk hüküme- tinden söz etmeye başla- dL Istifalar bir dersoldu"' görüşünü dile getirdiler. Bazı üyeler de, hemen DYP'nin hedef alınması- nın yanlış olacağını be- lırterek, Tekdal'ın çıkışı- nı zamansız buldular. Er- bakan. başkanlık divanı toplantısının ardından ASKİ Tesisleri'nde DYP'h devlet bakanlan Bekir Aksoy, Nevzat Er- can, Genel Başkan Yar- dımcısı Hasan Ekinci ve RP'li Devlet Bakanı Fe- him Adak, Adalet Baka- nı Şevket Kazan ve Ge- nel Sekreter Oğuzhan Asiltürk ile bir toplantı yaptı. Tekdal'ın, dünkü basın toplantısında yaptığı u Yılmaz ve Çiller'in baş- bakan ouna kaprisinden vazgeçmeleri lazun" şek- lindeki açıklamaya DYP'li Ekinci tepki gös- terdi. Ekinci, parti genel başkanlannın başbakan- lıktan vazgeçme ve biri- lerine ikram etme hakkı- na sahıp olmadıklarını belirterek "Bununla ne>i söy lemek istediğini daha açık ifade etmelidirier. Bu ifade, atılan imzalara ıı\ ulmadığını gösterir ve protokole ters düşmek- tedir" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle