Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 1997 CUMARTESİ
HABERLER
RP'ninlyılı(S)
Taktyye
sanatmdan
ömekler
İstanbul Haber Senisi -
Başbakan Necmettin
Erbakan, siyasi
bilimciler tarafmdan
"tatayye" olarak
tanımlanan polıtikasını
en belirgin şekilde
orduyla ilişkilerinde
sergiledi. Başbakan
Erbakan, resmi
toplantılarda askeri
kanattan gelen tüm
önerileri benimsedi ve
imzaladı. Ancak aynı
Erbakan. kamuoyu
önünde farklı bir davranış
sergiledi. Erbakan
kamuoyu önünde ve
partisinin grup
toplantılannda imzasını
da unutmuş gözükerek
onayladığı kararlan
arkadaşlannın gözlerinin
içıne baka baka eleştirdi.
Örneğin, 8 yıllık
kesintisiz eğitime karşı
İstanbul Sultanahmet
Meydanı'nda yapılan
mitingi destekler
açıklamalar yaptı ve
kararlann
uygulanmasında oyalama
taktiği izledi.
Erbakan "basının
uydurmasr dese de TSK
üst düzey komutanlan
REFAHYOL'a tepkilerini
tarihlerinin hiçbir
döneminde olmayan bir
açıklıkla dile getirdiler.
Asker tepkisi. Sincan
Belediyesi'nin ünlü
Kudüs gecesinden sonra
Sincan sokaklanndaki
ünlü tank geçişiyle
görüldü; Erzurum
Jandarma Bölge
Komutanı
Tuğgeneral Osman
ÖzbekRP'lileri
kastederek "Yülarca
PKK Ue savaştun,
bunlatia da savaşırun"
diye konuştu; RP'li
belediyenin
Atatürk heykeli
dikmediği Sultanbeyli'ye
heykel Doğu
Silahçıoğlu nun
girişimiyle dikildi.
Genelkurmay Genel
Sekreteri Tümgeneral
Erol Özkasnak medyaya
bir açıklama yaparaİc,
Kuzey Irak
operasyonu için
ıstedikleri paranın
hükümet tarafından
verilmediğini söyledi.
Erbakan,
Genelkurmay'ın laiklik
karşıtı tehlikenin ulaştığı
boyuta dikkat çeken
brifinglerinde perdeye
yansıyan görüntüsü
hakkında ise bir yorum
yapmamayı tercih etti.
Skandal dış geziler
RP'nin Batı karşıtı ve
yönünü Doğu'daki
Müslüman ülkelere
çeviren dış politika
anlayışı. REFAHYOH
hükümetinin programına
"Şahsiyetli dış politika
izlemek ve bu alandaki
aleyhte gelişmeleri
önlemek" sözleriyle
yansıdı.
Islam NATO'su, tslam
ortak pazan kurma
düşündeki Erbakan, bu
görüşüne uygun
davTanarak ilk yurtdışı
gezisini Iran, Pakistan,
Endonezya, Malezya ve
Singapur'u kapsayan 5
Müslüman ülkeye yaptı.
Hükümetin kuruluşundan
1.5 ay sonra gercekleşen
bu dış gezi sırasında
Erbakan'ın söylediği
sözler içerde büyük tepki
topladı. Erbakan, tran'da
MlT'i yanlış istihbarat
vermekle suçladı;
gezisinin sonraki
duraklannda ise ortak
uçak üretim
projelerinden söz etti,
, Türklerin beyin gücünün
yetersiz kaldığmı öne
sürdü.
Ekim ayı başında Mısır,
Libya ve Nijerya'yı
kapsayan ikinci gezi
sırasında ise adeta
skandallar zinciri boşaldı.
Müslüman Kardeşler
Örgütü'ne duyduğu
yakınlık nedeniyle
Mısır'da soğuk karşılanan
Erbakan, Devlet Başkanı
Hüsnü Mübarek'in bir
görüşmesi bahane
edilerek ziyareti 3 saat
geciktirildi. Kahire
Havaalam'nda Türk
bayragı asılmadı;
Erbakan'a eşlik eden
mılletvekilleri Mısır
polisi tarafından
tartaklandı.
Hükümete irticanm kaynaklanna ilişkin belge vermeyen Genelkurmay'dan net açıklama
'REFAHYOL'a güven yok'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Genelkurmay Başkanlığı. la-
ik rejimi hedef alan ırticai hare-
ketlerin içinde gösterdiği Başba-
kan Necmettin Erbakan* ın ardın-
dan. başbakan olması durumunda
ülkedeki gerilimin azalacağını
öne süren Tansu ÇUler"i ağır bi-
çimde suçladı. Genelkurmay
tkinci Başkanı Orgeneral Çevik
Bir, güvenmediklerinı açıkladığı
hükümete irticanın kaynaklanna
ilişkin bilgı vermeyeceklennı bil-
dirdi. Dışişleri Bakanlığı bürok-
ratlan, Bir'in Çiller'e yönelik
suçlamalannda haklı olduğunu
kaydettiler.
Dışişleri Bakanı Çıller ise Or-
general Bir'in kendisi ile ilgilı
eleştirilerine Amsterdam'da yanıt
verdi. Çiller. "Türk ordusu mu-
vaffak, ama komutanlan başan-
sız diyemezsiniz" dedi.
Genelkurmay"ın Dışişleri Ba-
kanlığı personeline verdiği bri-
fıngde söz alan Müsteşar Yardım-
cısı Büyükelçı Temeltskit'in "Biz
İran politikasını dikkaüe izliyo-
ruz, gerekeni yapıyoruz" sözleri
üzerine Bırin. "REFAHYOL hü-
kümetine güven duymadıklannı"
söylediği öğrenıldi. Alınan bilgi-
ye göre. irticanın kaynaklan ile
ilgili belgeleri REFAHYOL hü-
kümetine veremeyeceklerini be-
lirten Bir, "Brifîngdeanlatnklan-
nuz aysbergin (buzdağı) ucunun
bir kısnıı. Elimizde, söy lediğimiz
her şe>in belgesi \ar. Ancak RE-
FAHYOL hükümetinin bununge-
rekkrini yerine getireceğini dü-
şünmüyonız" dedi. Bir, Genel-
kurmay'ın eleştirilennin bakanli-
ğa değil, Dışişleri Bakanı Tansu
Çiller'e yönelik olduğunu vurgu-
layarak şöyle devam etti:
u
Benim eleştirilerim, Dışişleri
Bakanlığı bürokratlanna değil,
Dışişleri Bakanı'nadır. Dışişleri
Bakanı daha çok iç politikay la iV-
gilenmektedir ve bakanlığına uğ-
ranıamaktadır. Dışişleri Baka-
nı'nın Türkiye'yi yeterince temsü
etmediğini düşünüyoruz. Başka
ülkelerin dışişleri bakanlan dışge-
ziler yaparak ülkelerinin tezlerini,
görüşlerini anlatryorlar. Türk Dı-
şişleri Bakanı ise görevini yerine
getirmiyor.*1
Başka bir soru üzerine Genel-
kurmay 2. Başkanı. "irticanınya-
yümasına yönelik önlemlerin
1983'ten beri üzerinde çalışılan
konular olduğunu" belirterek
"Özellikle, son zamanlarda. Al-
manya'daki faaliyefJer üzerinde
yoğunlaşıkü. Bütün tedbüier ab-
myor, çoğalmalannı önlüyoruz"
dedi.
Genelkurmay'ın önceki gün
düzenlediği brifınge katılan Dı-
şişleri bürokratlan Cumhuri-
yet'in soruları üzerine, Çiller'i
eleştiren Orgeneral Bir'in "hak-
h" olduğunu söylediler. Bürok-
ratlar. "Çevik Bir'in dediği çok
doğnı. Biz Genelkurmay ile çok
abenkli çahşıyonız. Örneğin NA-
TO dairesinde, Yunan ve Iran da-
irelerindc hiçbir problcmimiz
yok" değerlendirmesini yaptılar.
Aynı bürokratlar, yeni kurulacak
hükümetin güvenoyu almast du-
rumunda dış politikada ıstikrann
yeniden sağlanacağını dabildirdi-
ler.
Çiller, Amsterdam'da Türk ga-
zetecileri için düzenlediği basın
toplantısında, Orgeneral Bir'in
kendisi ile ilgili eleştirilerine ya-
nıt verdi. Türkiye'de askenn si-
yaset dışına taşınması gerektiğı-
ni söyleyen Çiller şöyle konuştu:
"Türk ordusu muvafTak, ama ko-
mutanlan başansız di> emezsiniz.
Bunu derseniz çelişkih olur. Bu bir
bütûndür. Dışişleri bürün olarak
çahşnuşnr. Demokrasilerdc dene-
tim Meclis'indir. değerlendirme
ise tarihin olacakür."
Bakanhklar transferlereendeksüANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-ANAPlideri MesutYılmazın
kuracağı 3"lü koalisyonun bakan-
lık dağılımı ve program çalışmala-
n için oluşturulan komisyon dün
çalışmaya başlarken: parlamento
aritmetiğinde meydana gelen dal-
galanmalann pazarlıklan yönlen-
direbıleceği bıldinldi. DTP lideri
Hüsamettin Cindoruk. kendisinin
kabineye girmeyeceğinı. İsmet
Sezginın üstleneceğıni açıkladı
MHP'nin 10 dolayında milletve-
kiline ulaşması durumunda hükü-
mete girebileceği, ancak CHP'nın
karşı çıkacağı gerekçesiyle bu se-
naryonun güvenoylamasından
sonra yaşama geçirilebileceğı söy-
lentileri de kulislerde yayıldı.
ANAP'tan Grup Başkanvekili
Murat Başesgioglu ile Eyüp Aşık;
DSP grup başkanvekilleri Hüsa-
mettin Özkan ve Hikmet L luğbay;
DTPden RrfatSerdaroğluıleNec-
det Menzir'den oluşan komisyon
dünçahşmalannabaşladı. Komis-
yon Yılmaz'ın konutunda topla-
nırken; DSP liden Bülent Ecevit,
"hükümetin yapılanması ve prog-
ram üzerinde çalışılacağınu nihai
kararlan da liderlerin vereceğini"
söyledi.
Ecevıt, bakanlıkpaylaşımı ile il-
gili soruya da. "TBMM'deld olu-
şumlar değişiyor. DTP'de inşallah
aruşlar olacak. DYP'den >eni isti-
falar olacak. Bunlara göre dağılım
şekilknir. Henüz miiletvekili sayıla-
n kesinleşmedi" yanıtını verdi.
Toplantıdan sonra bir açıklama
yapan Başesgioglu, tam bir muta-
bakat içinde çalıştıklarını. kurula-
cak hükümetin toplumsal gerilimi
düşürme açısmdan büyük önem
taşıdığını söyledi. Toplantıda. pro-
tokolde yer alacak temel ılkelerin
'eğitim, yargı, demokrarikleşme.
devletin yeniden \apılanmasu ye-
rel yönetünlerin yeniden yapüan-
ması' başlıklan altında toplanma-
sının kararlaştırıldığı öğrenildi.
Toplantıya kısa bir süre katılan
DYP'den istifa eden Uygun ve Köse törenle MHP'ye girerken kurt işareti yaptılar. (TAR1K TINAZAY)
Yılmaz'ın. 'mümkün olduğu ka-
dar kısa' olmasını istediği proto-
kolde. 8 yıllık kesintisiz temel eği-
time geçilmesi hedefine de yer ve-
rildiği kaydedildi. Komisyonun
bugün yapacağı toplantıda da. ba-
kanlık dağılımının ele alınacağı
bildirildi.
Protokolde, 54. hükümetin ya-
rartığı gerilimin düşürülmesi he-
define yer verilirken adil bir seçim
için gerekli altyapının oluşturul-
ması, milletvekili dokunulmadı-
ğının sınırlanması, bankalar siste-
minin denetlenmesi. Ekonomik ve
Sosyal Konsey'e işlerlik kazandı-
nlması gereğine de dikkat çekildi.
Cindoruk. Yılmaz'ın Başbakan
Yardımcılığı önerisini Ecevit'in
aksine kabul etmedı. Cindoruk'un
"DYP'nin dağılması ve partisinin
güçlenmesi sürecinde ülkeyi dola-
şarak secimlere hazuianmak iste-
diğjni"". ancak kurmaylarının ka-
bineye girmesı baskısıyla karşılaş-
tığı bildirildi. Cindoruk, bu görevi
partısinden İsmet Sezgin'in yürü-
teceğini açıkladı. Bırkaç gün için-
de yeni katılımlann DTP'nin ala-
cağı bakanlık sayısı ve icracı ba-
kanlıklar konusunda şansını arttı-
racağına da dikkat çekildi.
Başkent kulislennde. 2 millet-
vekiliyle TBMM'de temsil edilme-
ye başlanan MHP'nin de süreç
içinde koalisyona girebileceği söy-
lentileri yaygınlaştı. Genel Başkan
Vekili TuğrulTürkeş'in kongrede
genel başkanlığa seçilmesi duru-
munda bu senaryonun yaşama ge-
çirilebileceği bildirildi. MHP'nin
hükümete girmesine CHP karşı çı-
kacağından, bu senaryonun güve-
noylamasından sonra yaşama ge-
çirilebileceği kaydedildi.
ANAP-DSP ve DTP kurmayla-
n pazarlığa otururken. bakanlık
kulisleri de yoğunlaştı. DSP'ye 3
devlet bakanlığı. 5 icracı bakanlık
venleceğibelirtilirken: Diyanet Iş-
leri Başkanlığı ile Köy Hizmetle-
ri Genel Müdürlüğü'nün bağlı ol-
duğu devlet bakanlıklarının bu
partide kalacağı bildirildi. Millı
Eğitim. Maliye. Bayındırlık. Ada-
let, Kültür ve Çalışma bakanlıkla-
rının da DSP'ye verilebıleceği
kaydedildi. ANAP tarafında ba-
kanlık için Cumhur Ersümer,
Mehmet Keçeciler, Oltan Sungur-
lu, SümerOral, YaşarOkuyan, Va-
şar Dedelek, Ahad Andican, Bur-
han Kara, Lale Avtaman, Güneş
Taner, Mustafa Taşar, Hüsnü Do-
ğan ve Avni Akyol'un adlan kulis-
lerde dile getiriİdi. ANAP'ta kabi-
neye girecek isimlerin, transferler
ile DSP ve DTP'ye verilecek ba-
kanhklann belirlenmesinden son-
ra netleşeceği bildirildi.
Paylaşımda sorun çıkmaması
durumunda Maliye Bakanlığı için
DSP İstanbul Milletvekili Zekeri-
ya Temizel'in, Kültür Bakanlığı
için Grup Başkanvekili HikmetC-
luğbay ile Trabzon Milervekili
Hikmet Sami Türk"ün adlan geçi-
yor. Bu yıl hacı olan Türk'ün Di-
yanet tşieri Başkanlığı'nın bağlı
olduğu Devlet Bakanlığı'nadage-
tirilebıleceği bildirildi.
DTP lideri Cindoruk, güvenoyunun belirgin biçimde alınacağını söyledi
6
Çahna çırpma dönemi bitiyor'
tstanbul Haber Servisi -Demokrat Türkiye
Partisi (DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cin-
doruk, Türkiye'nin salı günü demokrat, laik ve
cumhuriyetçi bir hükümete kav uşacağını \ e be-
lirgin bir şekilde gü\enoyu alacağını belirterek
"Yeni hükümetle beraber çalma çırpma dönemi
bıtecek" dedi.
Cindoruk. partisinin Büyükçekmece llçe
Merkezi'nin açıhşında yaptığı konuşmada, An-
kara'da yeni bir hükümet kuımak için uğraş ver-
diklerini söyledi. Bunun yeni bir hükümet ku-
ruluşu değil, Türkiye'nin ferah ve gerçek özgür-
lükçü bir geleceğe gitmesi anlamına geldiğini
kaydeden Cindoruk, yeni hükümetin ana hatla-
nnı şöyle açıkladı:u
Bu hükümet ahlaka da\a-
nan bir hükümet olacaktır. Yolsuzluğa. hırsı/lı-
ğa ve arsızhğa karşı olacakbr. Kimsenin suçunu
örtmeyecektir. Kimseye haksızlık yapmayan, ta-
rafsız bir hükümet olacaknr."
'Tansu İmelda Marcos'
Eskı partisi DYP'nin durumuna üzüldüğünü
de belırten Cindoruk. şunlan söyledi:
"Bu partiyi biz kurduk. biz iktidara taşıdık.
Demirel cumhurbaşkanı olduğu zaman, hem
cumhurbaşkam, hem Meclis başkanı hem baş-
bakamn DYP'den olduğu bir iktidar vardı. Bu-
gün 100 miller\ekilinedüştükr,önümüzdeki haf-
ta 90'a düşecekler. Bu partinin temelinde. taşın-
da.topra«ında Demirel \ar,Menderes var.Oha-
nun yanına Erbakan'ı, Yazıcıoğlu'nu alarak De-
mirel ile alay edi>'or. Sen ona 'Süleyman Koru-
türk" dersen, ben desana "Tansu İmelda Marcos'
derim. Sayın Demirel'e söyleyecek laf mı anyor-
sun. De ki 'Baba. nasıl yanıldın da beni başba-
kan yaptırVOnu da bu günahından bu salı gü-
nü kurtaracağız.*"
Erbakan. Çiller \e Yazıcıoğlu'nun milletve-
killerinden topladığı imzalı dilekçelere de deği-
nen Cindoruk, Cumhurbaşkanf ndan dilekçey-
le "mahalle muhtanndan belge alınır"'gıbi baş-
bakanlık alınamavacaSmı ifade etti.
Ecevit
MEB'i
istiyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit 8
yıllık kesintisiz temel
eğitim konusunda
ANAP'tan bir engel ge-
leceğini sanmadığını be-
lirterek, "Bu konuda so-
rumluluk üstlenmeye ha-
zınz. MiUi Eğitim Bakan-
lığı(lMEB) ile Diyanet tş-
leri Başkanlığı'nın bağlı
olduğu Devlet Bakanlt-
ğı'rtı alabileceğimizi sanı-
yorum" dedi. Ecevit, se-
çim konusunda herhangi
bir tarihle kendilerini
bağlamayacaklannı.
l
alt-
yapının tamamlanması
için vürütülecek7-8 aybk
çalışma sonunda oturu-
lup konuşulabileceğini"
söyledi.
DSP PM dünkü top-
lantısında, hükümet ça-
lışmalan konusunda
Ecevit'e tam yetki verdi.
Ecevit de daha sonra
yaptığı açıklanada, Me-
sut Yılmaz'ın kuracağı
hükümetin güvenoyu al-
ması olasılığının her ge-
çen gün arttığını söyledi.
CHP lideri Deniz Ba>-
kal'ın kurulacak hükü-
mete güvenoyu vereceği-
ni açıklamakla yetindıği-
ni bildiren Ecevit sözle-
rıni şöyle sürdürdü:
"Bununla beraber
CHP'nin seçim tarihi ko-
nusunda Sayın Çiller ve
Erbakan'la işbiriiğini ön-
gördüğü anlaşılıyor. Se-
çim tarihi karannı RE-
FAHYOL ortaklanyla
danışıklı olarak belirieme
eğUiminde olduğu anlaşı-
lıyor. Fakat ben bu tür in-
ce oyunlann toplumda
büyük tepki uyandıraca-
ğı kanısındayun. Kaldı ki,
REFAHYOL artık bir
daha kolay kolay dirile-
meyecek biçimde tarihe
gömülmüştür. tktidar-
dan düştükten sonra
DYP de, bir erken seçimi
kolay kolay göze alama-
yacaktır. Çünkü gidip de
gelmemek vardır. İbp-
lum da baskuı seçim iste-
miwr."
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Necmettin Erbakan'ı nasıl
tanırsınız? O şimdi demokrat.
Parlamentonun egemenliğini
savunan kahramanca bir mü-
cadele yürütüyor. Bu büyük in-
sanlık (!) kavgasında Erbakan
Hoca'nın bir yanında Tansu
Çiller, bir yanında Muhsin Ya-
zıcıoğlu yeralıyor. Onların üçü
de şimdi tam anlamıyla de-
mokrat. Tayinle seçtirdiklerı
milletvekillerinin ellerinden al-
dıkları biat belgelerini basın
mensuplanna ve Çiller'i siyasi
yaşamımıza kazandıran Sü-
leyman Demirel'e doğru sal-
layıp demokrasi yeli estiriyor-
lar.
Erbakan konuşuyor, Çiller
kahkaha atıyor. Çiller konuşu-
yor, Erbakan geriniyor. Erba-
kan, istifa ettirdiği milletvekille-
rinin imzasını da alıp gelmiş.
Şevki Yılmaz da "pezevenk
paıiamento "nun onurunu ko-
rumak amacıyla basmış imza-
yı. Ibrahim Halil Çelik, Hasan
Hüseyin Ceylan ve Büyük Bir-
lik Partisi'nin 12 Eylül döne-
Onlar Şimdi Demokrat
minde kitle katliamlarından
idamla yargılanan milletvekil-
leri tabloyu tamamlıyorlar.
Ben bu demokrasi üçlüsünü
çok sevdim. Tam birbirlerine
uydular. Tansu Çiller, Susur-
luk'la ortaya çıkan suçların üs-
tünü örtmek için onlardan iyi
ortak bulamazdı. Abdullah
Çath ya pasaport veren, onu
koruyup kollayan Mehmet
Ağar'ı en iyi Büyük Birlik Par-
tisi'nin desteğiyle savunabilir-
di. Muhsin Yazıcıoğlu, Abdul-
lah Çatlı'ın eski bir ülküdaşı
olarak, demokrasiyi Çiller'le
birliktesavunacaken uygun ki-
şilerden birisiydi. Sonunda bir-
birlerini buldular.
• • •
Önümde RP'li Üsküdar Be-
lediyesi'nin yeni bir kültür faali-
yeti duruyor. Tam demokrat
üçlü birliğe uygun bir faaliyet.
Üsküdar Belediyesi ile anlı
şanlı Kültür Bakanlığı birlikte
önemli bir tiyatro topluluğunu
yersiz yurtsuz bırakmak ama-
cıyla etkili bir işbirliği oluştur-
muşlar.
Zuhal Olcay, Ahmet Le-
vendoğlu ve Haluk Bilgi-
ner'in yönetımindeki "Tiyatro
Stüdyosu"nur\ kullandığı Ode-
on Sineması 15 ay önce yan-
mıştı. AÇOK limited şirketi,
1.1.1994 tarihinde bu salonu
"yap-işlet-devret" modeli uya-
rınca belediyeden kiralamış ve
sinema salonu olarak kullan-
maya başlamıştı. Yangın son-
rası Tiyatro Stüdyosu, kendi
olanaklan ve kültürel etkinlikle-
re destek veren kurum ve kişi-
lerin katkılanyla binayı onarma-
ya girişti.
Kasım 1996 yılında başlayan
bu onarım çalışmalan Refah
Partili Üsküdar Belediyesi'nin
engellemelerine uğradı. Çalış-
malar zabıt tutulmaksızın mü-
hürlendi. Bu arada Üsküdar
Belediyesi de AÇOK hakkında
tahliye davası açtı. Bu davayı
gerekçe göstererek inşaat izni-
ni de engelledi. Bu nedenle Ti-
yatro Stüdyosu, bu salonda bir
türlü perdesini açma olanağı
bulamadı. Ayrıca Kültür Ba-
kanlığı bu onarım nedeniyle
Ekim 1996 yılında vermeyi ka-
rarlaştırdığı 3 milyar liralık yar-
dımı da kesti. Hesaplannı bu-
na göre yapan topluluğu iyice
zor durumda bıraktı.
"Tiyatro Stüdyosu" ve
AÇOK bu engellemeleri orta-
dan kaldırmak amacıyla mah-
kemeye başvurdu. Duruşma 3
Temmuz 1997 günü Üsküdar
adliyesinde yapılacak. Zuhal
Olcay, Ahmet Levendoğlu ve
Haluk Bilginer'in birlikte kur-
dukları "Tiyatro Stüdyosu", bu
üç önemli oyuncunun kişisel
gayretleri ve özverileriyle deği-
şik salonlarda varlığını sürdür-
meye çalışıyor.
Erbakan, Çiller ve Yazıcıoğ-
lu, "demokrasi üçlüsü" olarak
basın toplantısı yaparken "77-
yatro Stüdyosu" perdesini ka-
patıyor. Üsküdar'daki örnek bir
tane değil. Onlarca sanat et-
kinliği ve kurumu, RP'lilerin sal-
dırısı altında. Güçleri yetse,
Türkiye'yi Karagöz perdesıne
çevirecekler. Zuhal Ölcay'lann
tiyatro yapmasına engel olmak
için olağanüstü gayret harca-
yan RP'li Belediye Başkanı,
Üsküdar Meydanı'na ramazan
ayında göçebe çadın kurmayı
da bir kültür faaliyeti olarak
gerçekleştiriyor. Tam kendi kül-
tür kavrayışlanna uygun bir iş
yapıyor.
Tiyatrolar perdelerini indiri-
yor; festivaller, engeller nede-
niyte zorluklar içinde. Türkiye,
bir ilkellik ortamında çırpınıp
duruyor. Dernekler kapatılıyor,
düşünceleri nedeniyle yazan-
çizen insanlar hapishanelere
dolduruluyor. Erbakan ve Çiller
şimdi tam anlamıyla demok-
rat...
II
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLL
"Kamyonlap Kavun
Taşır ve Ben '
Bütün bir Divan, Tanzimat ve Serveti Fünun şiirin-
de (Fikret'inkiler, Hâşim ve Yahya Kemal'inkiler de
içinde olmak üzere) ülkemizin birırmağından, birda-
ğından. bir toprak parçasından. İstanbul dışındaki
bir insanından söz eden tek bir şiir değil tek bir di-
ze bulabilmek güçtür... Genellikle büyük kentlerde
(ve asıl olarak istanbul'da) yaşayan kentli şairler, şi-
irlerinde doğallıkla, yaşadıklan bu yerleri yansıtmış-
lar; Anadolu'nun coğrafyası, yaşamı ve insanı ise
ancak halk ozanlannın şiirierinde ve türkülerde dile
gelmiştır... Anadolu coğrafyasının ve insanının kent
şiirine girebilmesi için 1920'lere, hececi şairlere ka-
dar beklemek gerekecektir. Orhan Seyfi Orhon'un
(romantik ve yüzeysel) "Anadolu Toprağı" bu tür şi-
irlere bir giriş gibidir. Faruk Nafiz Çamlıbel, "Ço-
ban Çeşmesi", "Han Duvarlan", "Talas Bağlannda
Batı" gibi şiirterie, İstanbul dışındaki bir dünyaya,
Anadolu coğrafyasınaveinsanınaaçılır... Fakat ben-
ce, "Bataklık Güneşleri", "Çoruh Akşamlan" vb.
birkaç şiiriyle de olsa, gerçekçi renkleri ve görüntü-
leriyle Anadolu coğrafyası ve insanının kent şiirin-
deki en önemli ilk temşilcisi, adı ve değeri bugün ne
yazık ki çok az bilinen Ömer Bedrettin Uşaklı'dır...
• • •
Nâzım Hikmet Bolu üzerinden Ankara'ya gider-
ken ilk kez gördüğü Anadolu gözlemleriyle 1922'de
"Yalnayak" gibi bir şiir yazabılmiş; sonraki yıllann
ürünü şiirlerindeki, tümü cezaevlerinde yazılan "In-
san Manzaralan "ntiaki Anadolu bir yerden bir yere
tutuklu olarak götürülürken tren pencerelerinden ya
da demir parmaklıklar arkasından görülen. ceza-
evindeki halk insanlanndan işrtılen; kitaplardan, tür-
külerden öğrenilen bir Anadolu'nun (eşsiz bir başa-
rıyla) şiirleştirilmesi olmuştur... Bir değerlendirme
değil fakat bir karşılaştırma yapmak için söyleyecek
olursak renkleri ve coğrafyasıyla daha somut, da-
ha kişisel gözlenip yaşanabilmiş bir "taşra" ya da
köy gerçekliği ise, Dağlarca, Bedri Rahmi Eyu-
boğlu, Necati Cumalı, Niyazi Akıncıoğlu, Cahit
Külebi,CeyhunAtuf Kansu.TalipApaydın, Meh-
met Başaran vb. "halkçı", "toplumcu", "memle-
ketçi" şairlerin (toplumsal ya da kişisel temalı) ürün-
lerinde yansımıştır... Bu şairler içinde Külebi'nin öz-
günlüğü, ince, neredeyse kırılgan lirizmindedir...
• * •
Onu ilk kez, öğrencisi olduğum küçük Orta Ana-
dolu kentinin lisesine öğretim müfettişi olarak gel-
diği 1950'lerde görmüştüm. "Adamın Biri", "Rüz-
gâr", "Yeşeren Otlar" adlı kitaplanndaki şiirlerini ise
daha öncelerden okumuştum. Birçok kez okun-
maktan bütünüyle ya da bazı dizeleriyle bugün de
ezberimde olan bu şıirier arasında, kamyonlann ka-
vun taşıdığı "Istanbul" adlı şiirin ayn bir yeri vardır...
"Kamyonlar kavun taşır ve ben I Boyuna onu dü-
şünürdüm I Kamyonlar kavun taşır ve ben I Boyu-
na onu düşünürdüm I Niksar'da evimizdeyken I
Küçük bir serçe kadarhürdüm." Şimdi, tümü on se-
kiz dizelik bu şiirdeki yoğun, büyüleyici şiir tadının
nedenlerini düşündüğümde, ince, kınlgan, fısıltıyla
söylenmişçesine ipeksı lirizmi oluşturan nice anlam
ve biçim öğesi arasında, ilk iki dizedeki "n" tekrar-
lannın; "kamyon" "kavun" ve "boyuna" sözcükle-
rindeki ses benzeıiiğinin de yadsınamaz bir yeri ol-
duğu sonucuna varıyorum...
• • *
Külebi'yi ve şiirini sonraki yıllarda daha yakından
tanıdım. "Tokat'a Doğru" gibi bir şiirin tadını, 70'li
yıllardaki arayışlanm sırasında daha derinlığine du-
yumsadım: "Çamlıbel'den Tokat'a doğru I Tozlu
yollann aktığı ırmak! / Ben seni çoktan unuttum, I
Sen de unuttun mu, dön geri bak/Atların kuyruğu
düğümlü I Biryandan yağmuryağar, ıslak I Biryan-
dan hamutlar şak şak eder I Biryandan tekerier dö-
ner, dön geri bak."
Dönüp gerıye baktığımda kişiliğimi, duyariığımı,
insana, şiire, anadılime ve ülkeme sevgimi oluştu-
ran şairler arasında. bütün gerçek şairler gibi,
Külebi'nin özgün, unutulamaz yerıni görüyorum...
Karsılıklı suclamalar basladı
Ortaklar
birbirine düştü
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DYP'deki
çözülmeler nedeniyle ye-
ni bir REFAHYOL hükü-
metinden umudunu ke-
sen koalisyon ortaklan
birbirini eleştiren açıkla-
malar yapmaya başladı-
lar. Başbakan Necmettin
Erbakan. "Dünyanın
hiçbir ülkesinde bu kadar
çabuk dağılan parti yok-
tur" diyerek DYP'deki
çözülmeyi eleştırdi. RP
Genel Başkan Yardımcı-
sı Ahmet Tekdal. DYP
Genel Başkanı Tansu
Çiller'in "Başbakanlık
kaprisinden vazgeçmesi
gerektiğini" söyledi.
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Hasan Ekinci ise
RP'lilerin söylemek iste-
diklerini daha açık ifade
etmelen gerektiğini be-
lirterek "Bu, atılan imza-
lara uyulmadığını göste-
rir ve protokole ters düş-
mektedir" dedi.
Erbakan dün genel
merkezde başkanlık di-
vanı üyeleriyle yaptığı
değerlendirme toplantı-
sında DYP'deki istifalara
değinerek "Dünyanın
hiçbir ülkesinde bu kadar
çabuk dağılan bir parti
yoktur" dedi. Başkanlık
dıvanı üyelerı de. "Ope-
rasyonun arkasında De-
mirel var" sözleriyle isti-
falardan Cumhurbaşka-
nı'nı sorumlu tuttular.
Çiller'i de eleştiren bazı
uyeler, "Bizckazıkatma-
ya kalkıştı. Önce hükü-
metin istifasını istedL
Sonra azuıhk hüküme-
tinden söz etmeye başla-
dL Istifalar bir dersoldu"'
görüşünü dile getirdiler.
Bazı üyeler de, hemen
DYP'nin hedef alınması-
nın yanlış olacağını be-
lırterek, Tekdal'ın çıkışı-
nı zamansız buldular. Er-
bakan. başkanlık divanı
toplantısının ardından
ASKİ Tesisleri'nde
DYP'h devlet bakanlan
Bekir Aksoy, Nevzat Er-
can, Genel Başkan Yar-
dımcısı Hasan Ekinci ve
RP'li Devlet Bakanı Fe-
him Adak, Adalet Baka-
nı Şevket Kazan ve Ge-
nel Sekreter Oğuzhan
Asiltürk ile bir toplantı
yaptı.
Tekdal'ın, dünkü basın
toplantısında yaptığı
u
Yılmaz ve Çiller'in baş-
bakan ouna kaprisinden
vazgeçmeleri lazun" şek-
lindeki açıklamaya
DYP'li Ekinci tepki gös-
terdi. Ekinci, parti genel
başkanlannın başbakan-
lıktan vazgeçme ve biri-
lerine ikram etme hakkı-
na sahıp olmadıklarını
belirterek "Bununla ne>i
söy lemek istediğini daha
açık ifade etmelidirier. Bu
ifade, atılan imzalara
ıı\ ulmadığını gösterir ve
protokole ters düşmek-
tedir" diye konuştu.