27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 HAZİRAN 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 Trilyoner belediyeler RP, giderayak Melih Bey ve Erdo- ğan Bey 'e, trilyonlar aktanvermiş. Biri zevksizlik örneği havuzlara mil~ yatiarödesin, diğeride Istanbul 'uye- nidenfethetsin diye. Hele birgelin. Mamak'a uzanıve- relim: Mamak'ı haziran ayı başında sel bastı. Türközü, General Zeki Doğan, Misket, Tuzluçavır, Boğaziçi, Der- bent, Anadolu mahallelerinde 150- 160 haneyi, 50 'yeyakrn da dükkânı su bastı, eşyalar kullamlamaz oldu. Sokaklardaki asfaltlann hemen he- men tümü kalktı. 4 trilyonayahn za- rar var. Buna karşılık trilyoner oluveren RP 'li Ankara Anakent Belediyesi ne yaptı? Mamak Belediye Başkanı ts- mail DeğeHi anlatsın: "45 kilometre imar yolu açtık, Anakent Belediyesihiçbirinin altya- pısını tamamlamadu Anakentten, 1.5 yıldır bir gram asfalt alamıyo- ruz. Sel zararımızın giderilmesiiçin RP'liBaymdırhk Bakanı 'ndan ran- devu istedik. Afet Işleri'neyazılar yazdık. Tıkyok." RP lilerettkırtıkır verdiler ama... Tosuncuğun emziği Ziraat Bankası Genel Müdür Ve- kiliSalihŞevkiDoruk, TBMMKlT Komisyonu 'na vakınmış: "Ziraat Bankası 'mportakal gi- bi emiyorlar." Istanbul Bankası da, Türk Tıca- ret Bankası da benzer bir süreçten geçmişti. Herhangi bir bebek bakımı kita- bını açın bakrn, çocuğun bir kere em- ziğe alıştı mı, bunu bırakmasımn çok zor oiduğunu yazar. Çiller'jn el becerisiMesut Yılmaz 'ın oluşturacağı hükümetin güvenoyu alıp almayacağı biiyiik ölçüde DYP lideri Tansu Çiller'in el becerisine bağlı. Şövle ki: Tansu Çiller, insanlan inan- dırma aracı olarak ellerini kullanıyor. DYP grubundan birinin sesi çatlak mı çıkıyor, Çiller, koridorda vanına yanaşıp ellerini omuzuna kovuvor: "Gel canım, biraz konusalım." Sonrasını, bövle bir olava bizzat tanık ol- muş DYP li milletvekillerinden dinleyelim: "İçerigirince geneilikle karşıhklı oturulu- yor. Çiller, isyankâr miUetvekilinin elini avuçlannın içine aJıyor, gözlerini gözleri- nin içine dikiyor, başını haftfçeyana kay- dınyor ve çokyumuşak bir ses tonuyla ko- nuşmaya başlıyor." Bu yöntemle. Çiller'in yamndan hoşaf gibi çıktığını kendi ağzıyla dile getiren bir- çok DYP 'li milletvekili var. Yahn zamana de- ğin Çiller 'in el becerisine "köfteleme " di- yenler çoğunluktaydı. Bugûnlerde bir baş- ka niteleme gözde: "Çiller'in tostlamasına geldik." Onbinlerin istemi Atatürkçü Düşünce Derneği 'nin sube başkanlan geçenlerde Ankara 'daydı. Toplantida, örgüt içi konulann dışında ülke sorunları da ele almdı. Demek Genel Başkanı Suphi Gürsoytrak, şube başkanlanmn, yeni hükümeti laik devlet düzeninden yana oiduğunu söyleyen muhalefetpartilerinin kurmasından yana olduklannı söyledi. Ayrıca, hazırhkstz bir erken seçime karşıydılar. Seçimler öncesi şu koşulların yerine getirilmesi gerekliydi: "8yûhk kesintisiz zorunlu eğitim kabul edilmeli Yasama dokunulmazlığt sınırlandırılmtılu Mafya-tarikut-aşiret- siyaset Uiskileri tasflye edilmeli, bu olaylarut sorumlulart yargı önüne çıkanlmalu Yargı bağımsızlığı sağlanmah. Seçim Yasası, milli iradeyi tam anlamıyla yansıtacak biçimde düzeltilmelL Seçmen kütükleri yenüenmelV Yüzlerce şubesi, onbinlerce üyesi ile gücûyadstnamayacak bayvta varan Atatürkçü Düşünce Derneği üyelerinin bir başka özlem ve istemini Suphi Gürsoytrak şöyle dile getirdi: "Aslında RP karşıstnda birinri derecede rejimi korumaktan sorumlu olan solpartilerdir. Üyelerimiz, solun birleşmesini talep ediyorlar" Tiyatroya karşı kültür Devlet Tıyatrolan turneyeçık- tı. Kimi kültür müdürleri, "Biz, ilimizde, ilçemizde, köyümüz- detiyatroistemiyoruz " diye ka- zan kaldırmış. Niye? Niyesi belli. RP, Kültür Bakanlığı 'nı Diyanet tşleri Baş- kanlığı 'na çevirdi de ondan. Kültür müdürleri, kütüphane müdürleri oradan orava sürül- dü, yerlerine cami imamları atandı. Oyun yazarı Orhan Asena, olaya farklı yönden bakıyor: "Tıyatroyu, zorla sevdirme- nin olanağı yok. Elbette elden geldiğince tiyatroyu her tara- fa ulaştırmak gerek, ama sev- direrek, Tiyatro bir köye gide- cekse, o köyün eğilimlerini dik- kate almak gerekiyor. Eğilim derken, örneğin HazretiAİi 'nin Cengi gibi bir oyun götürüle- cek değil tabiL" Ya kültür müdürlerinin tutu- muna ne demeli? Asena, özün- de "kültür müdürü "lanımına bir anlam veremiyor. Onların üstlendikleri görevi iyi kullan- madıklan için de eleştirileri var: "Sabancı, Izmit'e kosko- ca bir tiyatroyaptırmış ve bina- yı mecburen kültür müdürlü- ğüne bırakmış. Kültür müdü- rü de tutmuş tiyatro binasını kütüphaneye çevirmiş. Oysa orada o denlitiyatroyaheves- ligençgördüm ki, anlatamattu.. Hem de Gılgamış 'ı oynayacak kadar gözüpekler. Ama oyna- yamıyorlar. Çünkü, kültür mü- dürü 5lü mevsimde bir hafta, bilemediniz on güntiyatroiçin izin veriyor, yılın diğer günte- ri tiyatro binası işlevsiz kalı- yor." "Kültür" Bakanı. kültür mer- kezlerini imam-hatip lisesiya- par müzeleri camiye çevirirse; tiyatro binasını tiyatroya kapatan, tiyatronun adına bile karşı "kültür" müdürleri, "Kül- tür "Bakanlığı ndan maaş alır- lar "kültür" adına. Aldattın beni zalim DYP 7; Nahit Menteşe Ve. Me- sut Yılmaz 'ın yeni hükümet ara- yışı karşısında DYP 'nin durumu soruldu. Menteşe,fıkra anlatma- yı seçti: "Adama demişler ki, 'Kann seni aldatıvor.' Inanma- mış. 'Aldattığı yerin adresi bile var' demişler. Kanmamış. Kan- sını bir erkekle birlikte evegirer- ken, göstermişler. Hele durun bakalım' diye avunmuş. Karıst sevgiUsiyleyatak odasınayönel- miş, adam umudunu korumuş: 'Durun, iftira etmeyin.' Kansı soyunmuş, yatağa gir- miş. Arkadaşları, Gördün mü rezaleti' diyecek olmuşlar, adam hâlâ 'Durun durun, daha birşey olmadı ki' diye ısrarediyormuş." Temenni mahiyetinde Yerel gazeteler DSP Gazian- tep Milletvekili Mustafa Yıl- mafınyeni hükümette Bayındır- lık ve tskân Bakanı olacağım yazıyorlarmış. Gazeteciler, fır- satı kaçırmayıp Yılmaz 'a kulis- te tahldılar: "Hayırlı haberler duyuyo- ruz." Mustafa Yılmaz, eliyle "boş- verin " anlamına gelen bir ha- reketyaptı: "Geçmişte, SODEP tl Başkanı iken Gaziantep 'te- kiyerelgazetelerdönemin Cum- hurbaşkanı Kenan Evren "\n ili ziyaret edeceğini yazıyorlardu 'Ben böyle bir şey duvmadım. Gelse il başkanı olarak haberi- miz olurdu' dediğimde, 'Biz za- ten gelsin dive bövle vazıvoruz' yanıtını almıştım." Yüksel Endeğer yazıyor Duygusal Oynaklık Olacağı buy- 'du. Sonunda Sayın Çiller'i delirttiniz. Tansu Hanım'ın karagün dostlan Nec- mettin Bey ve Muhsin Bey ile ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında sürekli gülücük dağıtması, özellikle Sayın Er- bakan Demirel'i eleştirirken yüksek dozda gülmesi, bir psi- kiyatri profesörü tarafından "ra- hatsızjık" olarak nitelenmiş. An- kara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkan- vekili Prof. Dr. Saynur Canat, Sayın Çiller'e "Duygusal oynak- lık, affektif labilite" teşhisi koy- muş. "Üstelik bu hastalık teda- vi de edilemez" demiş. Güzelim beyaz gülü soldu- ranlar utansın. Sayın Çiller bu duruma düşecek insan değil- di. Fakat Demirel'in en zalim üvey babada bile rastlanmayan haşin tavn Çiller'in dengesini bozdu. Kendi kızını dışlayan, zaman zaman onu pencereden atmaya bile kalkışan bu insan, yüksek zekâlı ve yufka yürekli bu yavrucağa göstermediği il- giyi, tuttu, komşunun problem- li, zor konuşan, gözlüklü çocu- ğuna gösterdi. İnsan ruhu bu acıya ne kadar dayanabilir? Sa- yın Çiller delirmekte haklıdır. 0, komplo kurbanı bir duygusal oynaktır. Haklı gerekçelerle oy- natmıştır. Ben kendi adıma ve küresel- leşme uğruna, Sayın Çiller'i hep destekledim. Ama bugün gel- diğimiz noktada Tansu Hanım ve arkadaşlarına iktidan yedir- meyeceklergibi görünüyor. Şim- di soğukkanlı olmak ve realist bakmak dayatıyor. Bu ülke için babamdan bile soğurum. Şu aşamada koltuk şansı minimu- ma inmiş, üstelik delilik kulva- rına girmiş bir Çiller'i destekle- mem, destekleyemem. Her ne kadar "problemli, zor konuşan, gözlüklü" de olsa za- man, demokrasi ve globalizm uğruna Sayın Yılmaz'a destek zamanıdır. (Hemen herkes göz- lüklü zaten, herkesin kendine göre problemi var, ağır konuş- mak datemkinden kaynaklanı- yor.) Meslektaşım llnur Çevik'e tamamen katılıyorum. Mesut Bey'i yıpratmayalım, aksine ona yakınlaşalım. Geleceğimiz için! Intenet: htp / www / Elleriniz- den öperim Sayın DemirelL GÜVENLİK ELEMANI Büyük bir kurumda çalıştırılmak üzere güven- lik elemanı aranmaktadır. Askerliğini komando olarak yapmış, lise veya muadili okul mezunu is- teklilerin 512 05 05 no'lu telefonla güvenlik ami- rinden randevu alıp, bizzat müracaat etmeleri gereklidir. HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1993/718 Esas Davacı Mustafa Şerbetçioğlu tarafından davalılar Maliye Hazi- nesi, Orman Idaresi ve Gökçegöz Köyü Muhtarlığı aleyhine açı- lan tescil davası nedeniyle; Antakya Gökçegöz Köyü Yanmca mevkiinde bulunan 8259.73 m2 alandakı kuzey ve güneyi. doğu- su dere. batisı makilik alanla çevrili tarla cinsinden tapusuz taşın- mazm zilyetliğe dayanarak davacı adına tescili talep edildiginden, Bu yerde hak ıddia edenlerin Medeni Kanurfun 639. maddesi ge- reğince son ilan tarihinden itibaren 3 ay içerisinde bir itiraz dava- sı açmadıklan takdirde bu yerin senetsizden davacı adına tescili- nekarar verileceği ilan olunur. 26.5.1997 Basın: 27P8 KAYSERİ 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996/636 E. 1997/434 K. Davacı Türcanlar Eğitim Kültür Dayanışma Vakfı ile davalılar Büşra Kırbeli ve Mehmet Rauf arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının verilen karan uyannca: Aşağıda eski adresleri yazılı davalılann belirtilen adreslerinde yaptınlan tüm tahkikatlarda yeni adresinin tespit edilemediği. ken- disi tarafindan da adres belirtilmediğinden mahkememizde görül- mekte olan davanın yokluğunda karar verilmiş olup. Mahkememizin yukanda esas ve karar numarası yazılı ortaklı- ğın giderilmesi davası 22.5.1997 tarihinde sonuçlandınlarak Cır- galan Köyü 1. pafta, 443. parselde kayıtlı taşınmazın ortaklığın gi- derilmesine karar verilmiş ve satışı için 1. Satış Md.'lüğünün gö- revlendirilmesine karar verilmiş olup. tlan metninin gazetede ilanından itibaren 8 gün içerisinde iste- nildiği takdirde temyiz edileceği, aksi takdirde süresinde temyiz edılmedığınde karann kesinleştirileceği hususu ilan olunur. 5.6.1997 Basın: 27540 HAYVANLAR ISMAIL GVLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK ÇİZGİLÎK KÂMtL MASARACI r HARBİ SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Haziran Pirmdelh, 193*'fe ödülûu atmifh. P/K4/VÛEUO 45 OYUN YAZMfST/f. f867'PE eüGUfiJ,ÜNLÜ İmt-YAN OYC//V YAZA/Sf, OZ4M VE ROMı4N- aSI LMlGl PfgANOELLO POĞMUŞrV- 2O. YÛZYtLIM ÖNDe OYUMU ÇOGCIA/U I'. PÜMM SAI/AŞrkf İ2L£yEA/ PA YA2M/Ş77. /Çc/f/f &C/AA4L/MCı4/£ /Ç'MOEK' Eff YÜZÜUOEU <ACtL/j İ/2OA/Sf/S. OÖNEM GEÇi/SEN YA2MZ , DUYGULA/ZtH/M " SEi-U eiR İ&ONtYLE yAPrrtAISfMA YANSIUAS/NA M£D&/ OL- MUÇTU. Bi£ B/İKfMA, OUÜN ICÖTVM- SEfiUĞt,-2AAAAtJt> OYOMC/l&A/£>/f*:/ Vj BİR SÖ2. eTMELEHİHİ Ç İŞTTE BAZI OYUMlAJSf: *ACT7 K/Şf >*2A£fN/ POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Seçimiyeden Olsun... Toplumsal olaylar karmakarışık duruma girdi- ğinde herkes bir kurtarıcı arıyor. Bu kurtarıcı şöy- le böyle birisi değil. bir yeni Atatürk'tür. Le Mon- degazetesi 'YenibirAtatürk'ün ancakTürkiye'nin sivil toplumu içinden çıkacağını söylüyor. Sivil toplum bugüne değin bir Atatürk çıkaramamıştı. 1960'tan günümüze kadar oluşan olaylar karşı- sında bir Atatürk çıkmamıştır. Olaylara sivil ol- sun, asker olsun yön vemek isteyenler görülmüş, fakat hiçbirisi yön verememiştir. Son olaylar Refah'la orduyu karşı karşıya ge- tirmiş. Bir toplumun askerlikten sivilliğe. sivillik- ten askerliğe geçmesi kolay değildir. Şöyle ki: Yeni bir Atatürk, sivil toplumun içinden çıkabilir. 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal sivil top- lumdan gelmiştir. Nitekim askeri giysilerini çıka- rıp sırası geldiğinde sivilleri giymesini de bilmiş- tir. Bir gerçeği aktaralım, Atatürk'ün sağlığında Amerikan elçisi olan, uzun uzun konuşmalarya- pan General Sherill şöyle konuşur: "Talih, biryandan Yunanlıları Izmir'e çıkanrken, öteyandan onlara karşı koyacak Mustafa Kemal'i Samsun'aulaştınyordu. Budramda, Yunanlılan Iz- mir'e gönderen Loyd Corç ve Mustafa Kemal'i Anadolu'ya tayin eden Vahdettin'in payı vardır." Tarihi liderliğin bir ucu Ege kıyılarında öte ucu Samsun'dadır, liderliğin yönü sivilden geçer. Günler var ki güncel olayların eksenini Cezayir olayları çiziyordu. Günde en az 5-10 kişi boğaz- lanıyordu. Oldürülen Müslümanın sayısı belli de- ğildi. Kafası kızan Müslümanın, Müslümanı bo- ğazlaması işten değildi. Boğazlanmış ölü sayısı belli değildi. "Korkuyorum.." "Neden?" "Boğazlanmış ölülerden..." Şimdi Müslüman boğazlamanın yerini Çiller'in korkutmaları aldı. Biryanına kefenin asker koyu- yorsunuz, biryanına başıbozuk... Eskiden sivıli res- miden ayırmak için "asker-başıbozuk" derierdi. As- ker indirimli olurdu, sivil arttırımlı. Bu ayrım kalk- tı. Politikada ayrım yok. Ikisi de bir düzeyde.. Ce- zayir korkutmacaları, Arnavut kızıştırmaları unu- tulur gibi oldu. Bindiğim arabanın sürücüsü yakınıyor: "Vallahi Bey, şunu artık, şurada kesmeli; rahat- lık batıyor. Bundan sonra kazansan ne yazar. ka- zandığını tadıyla yiyemedikten sonra! Nafile!.. Her yerde zam, her şeyde zam. Şeker alan çocuk bi- le zammı biliyor. Onun için geceleri yapıyorlar zamlan.. Şeker alan çocuğun parası yetişmeyin- ce, 'Amca yarın zam var mı?' diye soruyor." "Neden sordun?" "Şeker param yetmedi." "Zamlı yaz.." Seçim geliyor. Bundan sonra her şey yeni tari- fesinden gelecek. Ha gayret... Geceye kalan zamlı!.. BÜLMACA SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 SOLDAN SAĞA: 1/ Geneilikle kazak yapımın- da kullanılan. ^ sağlam ve daya- 3 nıklı yün iplik. 2/ Mübalağa... 4 Aşkateşi.3/ls- tanbul'un bir semti... Gele- neksel Havvaıi dansı 4/ Üye... Eski di 1de oyun. eğlence. 5/ Du- manlekesı...Tı- " raş için kulianılan. açı- lır kapanır çok keskin bıçak. 6/ "Sana bir —- kesip uzatıyor ya doğa 2 1 Tutsam tanelenni' Se- 3 vıncin gözyaşları der- dim buna" (Edip Can- sever)... Yabancı. II Av- 5 şa Adası'nda yetişen 6 üzüm çeşidinden elde edilen şarap. 8/ Gemi enkazı. batık... Maden- ° leri yonrmakta kullanı- 9 lan çelik araç. 9/ Alışverişte durgunluk... Böregı. çiçegı ve terazisı vardır. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gözde bir akvaryum balığı. 2/ "Unım abdallan gelir dost deyü < Eğnimizde —- hırka post deyü" (Kaygusuz Abdal)... içine ok konulan torba ya da kılıf. 3/ Genelev işleten kadın... Tıtreme. titreyiş. 4/ Kömür ocaklarında ortaya çıkan ve patlaması büyük zararlara yol açan gaz... Geneilikle yakmak için kullanılan iri saman. 5/ Bir hay- van... Bir kıta. 6/ Mürekkebı kurutmakta kullanılan in- ce kum... Topu düşman ateşinden koruyan zırhlı kule. 7/ Yurdumuzun en önemli kayak merkezi. 8/ Erzurum'un bir ilçesi... Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabı. 9/ Yehı- çeri örgütünde, görevi alaylarda selam törenlerinı düzen- lemek ve yönetmek olan subay. Aramızdan aynlalı iki yıl olan TMMOB MMO Istanbul Şubesi 21. Dönem Yönetim Kurulu yedek üyesi M. HULİSİ SAKA'yı unutmadık, eksiklğini yüreklerimizde taşıyoruz. TMMOB M.4KİNA MÜHENDİSLERl ODASI İŞTANBLL ŞUBESİ YÖNETİM KURULU Ehliyetimi kaybettim hükümsüzdür. HAKA\! KARAKOYUS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle