Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 HA2İRAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Bakanlıktaki atamalar, Türkiye'nin bir 'hukuk devleti' olup olmadığının da göstergesi
Kültür Bakanhğı'nda RP kadrolaşması
AHMET SAY
ANKARA- "KadroUşmak" ne keli-
me? Refah Partisi, Kültür Bakanlığfnı
"tepedea omağa" ele geçirmiştir. Müs-
teşardar; "geçici işçi"lere kadar bin do-
layında ''Refah ahniyetii" eleman. son
bııyü içinde Kültür Bakanlığı'nda iş-
bası yapmıştır. Türkiye Cumhuriye-
ti 'nin kültür politikalannı Refahlı baka-
nın getirdiği görevliler yönlendirmek-
tedir.
Bakanlıktaki atamalar, Türkiye'nin
bir "bukukdevleti" olup olmadığının da
göstergesıdir. Müsteşar ve müsteşar
yardımcılan. genel müdürler ve yar-
dırncılan, daire başkanlan, stratejik ko-
numdakı üst düzey uzman bürokratlar,
şube müdürleri, şef, memur, sekreter.
odacı, işçi, her kademe ve görevden
yüzlerce eleman, "hukuk dışı" yoliar
da kullanılarak değiştirilmiştir. Bu uy-
gulama \e işlemlerin inanılmaz birper-
vasızlıkla "hukuk dışı" yapılmış oldu-
ğunun kanıtlan, Danıştay ve idare mah-
kemelerinin kararlandır. Dahası. bakan-
lık. mahkeme kararlarını uygulama-
maktadır. Kültür Bakanlığı'nın bu tutu-
muna bakarsanız Türkiye Cumhuriye-
ti. anayasanın öngördüğü bir "hukuk
devleti" değildir. Atatûrk'ün temellen-
dirdıği kültür politikalannın uygulayı-
cısı hiç değildir. tkisinin de karşıtıdır.
Öyleyse, "Türkiye nereye gkliyor" so-
rusunu değıl, "Türldye nerededir" so-
rusunu yanıtlamak dunımundayız. Aşa-
ğıda özet olarak verdiğim liste, Refah
Partisrnın Kültür Bakanlığı kadrolann-
da yaptığı değişiklikleri içermektedir.
Gekcek belgelenmeli
Bu birbelgedir. Kültür Bakanlığı ör-
nek alınarak Türkiye'nin "nerede" ol-
duğunu gösteren, gündelik politikanın
üstünde ve ötesinde bir "belge"dir.
Gündelik politıka kapsamında iktidar-
lar değişebilir; iktidar partileri ve ba-
kanlar da değişebilir. Olumlu ya da
olumsuz değişimler olabilir. Ama önce
"durnm' bilinmelidir. Gerçek belgelen-
melidir. Kadın ve erkek, genç ve yaşlı,
sivil ve asker. gerçeği bilmelidir:
Müsteşardan başlıyorum. Çünkü Re-
fahlı bakan, işe müsteşar ve üç müste-
şar yardımcısını değiştirmekten başla-
R.efah Partisi, Kültür
Bakanlığı'nı 'tepeden
tırnağa' ele geçirmiştir.
Müsteşardan 'geçici işçi'lere
kadar bin dolayında 'Refah
zihniyetli' eleman, son bir
yıl içinde Kültür
Bakanlığı'nda işbaşı
yapmıştır. Türkiye
Cumhuriyeti'nin kültür
politikalannı Refahlı
bakanın getirdiği görevliler
yönlendirmektedir.
Bakanlıktaki atamalar,
Türkiye'nin bir 'hukuk
devleti' olup olmadığının da
göstergesıdir. Bu uygulama
ve işlemlerin inanılmaz bir
pervasızlıkla 'hukuk dışı'
yapılmış olduğunun
kanıtlan, Danıştay ve idare
mahkemelerinin kararlandır.
Dahası, bakanlık, mahkeme
kararlannı
uygulamamaktadır.
mıştır. Müsteşar Tevfik Rüştü Gökalp
ve müsteşar yardımcılan Gülgün Per-
kins, Şakir Çelik, Nebahat Tüysûzoğlu
görevlerinden ahnmışlardır. Müsteşar
Tevfik Rüştü Gökalp, bakanlıkta yirmi
beş yıldan beri görev yapan üst düzey
bir bürokrattır. Emre Kongar'dan son-
ra müsteşar olmuştur. Kongar dönemin-
de de müsteşar yardımcısıydı. Gökalp,
önce müşavirliğe kaydınlmış, sonra
müşavirlikten de alınmak istenmiş, oy-
sa kararnamesı Cumhurbaşkanlı-
ğı'ndan dönmüştür. Danıştay'da açtığı
"yürütmeyi durdurma" davasmı da ka-
zanmıştır. Şimdi karann uygulanması-
nı beklemektedir.
Kütüphaneler Genel Müdürü Gökçin
Yalçın da müşavirliğe kaydınlmış, Da-
nıştay'dan "yürütmeyi durdurma" ka-
ran almasına rağmen Bingöl, Tekirdağ
ve Malatya'ya "geçici görev "Ie gönde-
rilmıştir. Yasal olarak Kütüphaneler Ge-
nel Müdürlüğü görevıne dönmesi gere-
kirken taşrada dolaştınlmaktadır.
Sinema ve Telif Haklan Genel Mü-
dürü thsan Yücesoy, müşavirliğe alın-
mıştır.
HAGEM Genel Müdürü Yahya Ak-
so>, APK uzmanı olarak görevlendiril-
mış. yürütmeyi durdurma karan almış,
emekliye aynlmıştır.
Sinema ve Telif Haklan Genel Mü-
dür Yardımcısı Gürbuz Mutlu, Ankara
Kültür Müdür Yardımcılığı'na nakle-
dilmış, Danıştay"dan "yürütmeyi dur-
durma" cıkmış olmasma karşın bu ka-
rar henüz uygulanmamış, Ağn'ya geçi-
ci görevle gönderilmiştir.
Kütüphaneler Genel Müdür Yardım-
cısı Bekir Sıtkı Şenol, APK uzmanlığı-
na ahnmış, Danıştay'ın verdiği "yürüt-
meyi durdurma" karanna karşın, göre-
ve başlatıldıktan sonra Ardahan'a geçi-
ci görevle gönderilmiştir.
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdür Yar-
dımcısı Kenan YurttagüL, "arkeolog"
olarak görevlendirilmiş, Danıştay'dan
"yürütmeyi durdurma" karan aldığı
halde Ankara dışına üç kez geçici gö-
revle gönderilmiş, "bakanlık kara-
n"nın Danıştay'ca iptal edilmesine kar-
şın geçici görevle Mardin'e gönderil-
miştir.
Güzel Sanatlar Genel Müdür Yar-
Yeniden inşa edilen ünlü yazann tiyatrosunda Richard Olivier'nin yorumuyla 'V Henry' sahneleniyor
Shakespeare, Globe'la canlarayor
Kültür Servisi - Ünlü şair ve
oyun yazan Shakespeare'in Glo-
be Tiyatrosu geçen hafta Kraliçe
II. Elizabeth ve Prens Philip'in
Elizabeth dönemi kıyafetleri
içinde katıldığı bir törenle yeni-
den izleyicilerle buluştu. Glo-
be'un aslına uygun olarak yeni-
den inşa edilmesi aynı anda hem
doğumu hem de yeniden doğu-
mu simgelıyor.
Devlet desteği görmeyen, Sha-
kespeare ve çağdaşlannm oyun-
lanna kucak açaa, orijinal Globe
mımarisine göre inşa edilen 'ye-
ni' bir tiyatro var artık tngilte-
re'de. lngiliz tiyatrosu köklerine
dönüyor: Geleneksel lngiliz Ti-
yatrosu'nun doğduğu, geliştiği,
kendı ızleyicısini yarattığı, bu iz-
leyicilenn taleplerine yanıt ver-
meye başladığı 70 yıllık dönem
yeniden canlanacak Globe'da.
400 yıllık tıyatro, 1993 yılında
ölen aktör Sam Wanamaker'ın
topladığı yardımlarla yeniden in-
şa edilirken bu proje için toplam
13 milyon dolar harcandı.
Globe'un yeniden inşası sanat-
sal amaçlı ticari bir girişim aslın-
da. Bu sahnede izleyiciyle bulu-
şan oyunlar sayesinde ünlü usta
Shakespeare'in tiyatronun yapı-
taşı sayılacak bir dizi oyunu na-
sıl yazdığı, bu ustanın tiyatroda
nasıl çalıştığı, izleyicilerinenasıl
ulaştığı canlı olarak incelenebile-
cek.
Böylelikle kültürel tarih yaşa-
ma geçirilmiş olacak. Geleneksel
tiyatronun ilk dönemleri incele-
nirken en önemli gelişme, izleyi-
cilerin de dönemin tiyatro dilini
yeniden öğrenecek olması. Sha-
keşpeare Globe Tiyatrosu'nun
kurulduğu ilk dönemlerde V
Henry'yi sahnelemişti bu me-
kânda. Genel Sanat Yönetmeni
Mark Rylance'm 1997'nin Glo-
be'unda sahnelenecek ilk oyun
olarak V Henry'yi seçmesi de
doğru bir tercih bu bağlamda.
Geç Tudor dönemi özelliklen-
ni taşıyan oyun yurtseverlik, şüp-
hecılik, zafer ve merhamet gibi
temalan bir potada topluyor, po-
litik tarihi işlerken günümüz in-
sanını eğlendirebiliyor. Oyunun
yönermeni, Ulusal Tiyatro'nun
kurulmasında büyük katkılan ge-
çen Sir Laurence Olivier'in oğlu
Richard Olivier.
Toplumsal biriiğin ve
eşitliğin simgesi
Sözcüklere günümüzde yükle-
nen anlamlar bakımından baktı-
ğımızda yanlış olsa da, bu döne-
min oyunlan 'popüier' tiyatro
olarak adlandınlırdı. 1599 yılın-
da kurulan tiyatro 1613 yilında-
kı büyük yangında yandıktan
• Shakespeare ve çağdaşlannm oyunlanna kucak açan, orijinal Globe
mimarisine göre inşa edilen 'yeni' bir tiyatro var artık Ingiltere'de. lngiliz
tiyatrosu köklerine dönüyor. 400 yıllık tiyatro, 1993 yılında ölen aktör
Sam Vvanamaker'ın topladığı yardımlarla yeniden inşa edilirken bu proje
için toplam 13 milyon dolar harcandı.
• Globe'un yeniden inşasıyla asıl amaçlanan, Shakespeare Tiyatrosu'nun
ruhunun, o günlerin heyecanının, sınıfsız izleyici anlayışının yakalanması.
Bütün tartışmalara karşın en azından bu yöndeki beklentiler karşılandı. Ingilizler
artık Elizabeth dönemi tarihine, kültürüne, tiyatrosuna daha bir ilgililer.
sonra restore edilmiş, ancak kısa
bir süre sonra, 1642'de Cromwefl
tarafından kapatılmıştı. Crom-
well'in tiyatrolan kapatmasından
sonra eğlendirici, sınıfsız tiyatro
geleneği ortadan kalktı. Il.Char-
lesdöneminde ise bir yandan top-
lumsal sınıflar oluşurken bir yan-
dan da sarayın katkısıyla sanat ve
bılim belirgin birgelişme süreci-
ne girdi.
Shakespeare döneminde de el-
bette sınıflar arasında birtakım
eşitsizlikler vardı. Özellikle Glo-
be'un bilet fiyatlannda gösteri-
yordu bu dengesizlik kendisini.
Halk oyunu birkaç penny ödeye-
rek açık alanda izlerken, soylular
çok daha yüksek ücretler ödeye-
rek kapalı bölümde oturma hak-
kına kavuşuyordu. Buna karşın
yuvarlak bir mimari yapıya sa-
hip olan tiyatro, toplumsal birli-
ği ve eşitliği simgeliyordu. Bu
özellik Shakespeare oyunlannda
da gösterir kendini. Aynm ve bü-
tünlük bir aradadır bu oyunlarda
da.
Globe'un 1997 ilk sezonunda
sahnelediği bir başka oyun da,
David Freeman'ın yönettiği 'Kış
Masalı'. Ancak V. Henry ıle kar-
şılaştınnca 'Kış Masalı'nın izle-
yicilerden yeterli ilgiyı görmedi-
ği söylenebilir.
Tartışmalara yol açtı
Globe Tiyatrosu'nun yeniden
inşası Ingiltere'de heyecanın ya-
nı sıra tartışmalara da yol açtı.
Tiyatronun aslına uygun olup ol-
madığı; mimarlan, tiyatroculan,
öğretim görev lilerini, edebiyat-
çılan farklı gruplara ayırdı.
Ancak çoğunluk. günümüz
Globe'unun Elizabeth dönemin-
den farklı olacağını kabul etmiş
bile. Çünkü o dönemin insanına
yabancılaşmış bir topluma hiz-
met verecek yenı tiyatro.
Elizabeth dönemine ait bu ti-
yatronun planlarının aslına uy-
gun olup olmadığı da Ingiltere'de
büyük tartışmalara yol açtı. Sah-
nenin taslaklan günümüze ula-
şamadığı için baş mimar Theo
Crosbydönemle ilgili araştırma-
lar yaptı. 16. yüzyılda bir sahne
inşa etmek için ne kadar
tahta kullanıldığmı bile
buldu ve çizimlerini ona •
göre gerçekleştirdi. So-
nuç mu?.. Elbette yapı-
nın herhangi bir 16. yüz-
yıl sahnesinden
farkı kalmadı. Ye-
ni yapıdan mem-
nun kalmayanlar.
mimarlann, yapı-
nın yeniden in-
şası sırasında bi-
limsellikten uzaklaşarak tah-
minlerine çok büyük yer ver-
diklerini sa\'unuyorlar. Bir de, tu-
ristlerin dolaşması için eklenen
özel yollardan şikâyetçiler. Pro-
jede çalışan kişiler ise projenin
güvenilirliğini kanıtlama kaygı-
smdalar. Kostüm tasanmcısı Jen-
ny Tıramani, Elizabeth dönemi
yakalannın dikimi için pek çok
iğneciyle çalışırken elle örülmüş
yünlerle dikilen çoraplann yapı-
mında yönetici kadro bile görev
almak zorunda kaldı.
Gece oyunlan, izleyicilerin
yerleşeceği bölümün bir kısmı-
Globe'dt samıtienen 'Kış Masalı' adlı oyundan bir kesit
nın üzerini kaplayacak olan saz-
dan yapılmış çatının arasına giz-
lenen ışıklar tarafından aydınla-
tılacak. Sahne üç katlı salonla
çevrilirken izleyiciler burada me-
şe banklar üzerinde oyunu izler-
ken yönetmen ve oyunculann
özellikle sahnenin yanlannda y-
er alan iki büyük sütuna dikkat
etmesi gerekiyor.
Ovuncularm sonımluluğu
Tiyatro binası, yapısı nedeniy-
le oyuncuya büyük sorumluluk
yüklüyor. Üstü tamamen açık
olan sahne, bir izleyici çembe-
riyle çevrildiği için iç konuşma-
lar ve izleyiciyle konuşma bö-
lümleri daha yakın bir nitelik ka-
zanıyor. Birçok sahnede ışıklan-
dırma çok güçlü olduğu için
oyuncular ancak ilk sıradaki iz-
leyicileri görebiliyorlar.
Globe Tiyatrosu'nda ise sanat-
çılar bütün izleyiciye doğrudan
sesleniyor. Bir de bu açıkhava
sahnesinde artık ışıkçılar dikka-
timizi istedikleri oyuncunun üze-
rine toplayamayacaklar. Her
oyuncu sesiyle ve yeteneğiyle,
ışığa ihtiyaç duymadan izleyici-
lerin kendisiyle ilgilenmesini
sağlamak zorunda kalacak.
Globe'un yeniden inşasıyla
asıl amaçlanan, Shakespeare Ti-
yatrosu'nun ruhunun, o günlerin
heyecanının, sınıfsız izleyici an-
layışının yakalanmasıydı. Bütün
tartışmalara karşın en azından bu
yöndeki beklentiler karşılandı.
İpgilizler artık Elizabeth dönemi
tarihine, kültürüne, tiyatrosuna
daha bir ilgililer. Daha şimdiden,
bu dönemin mimarisinde günü-
müz izlerini taşıyan özgün yapıt-
lann sahnelenmesi heyecanı sar-
dı insanlan.
dımcısı Tbnç Tanışık, APK uzmanlığı-
na nakledilmiş, "yürütmeyi durdurma"
karanndan sonra Hatay'a geçici görev-
le gönderilmiştir.
Güzel Sanatlar Genel Müdür Yar-
dımcısı Tulga Ocakçıoğlu da APK uz-
manlığına kaydınlmış, "^Tİrütmeyi dur-
durma" karanna karşın Erzincan'a ge-
çici görevle gönderilmiştir.
Bakanlık müşaviri ve koordinatörü
Ve0erGüngör,Eskişehir Kültür Müdür-
lüğü'ne "şube müdürü" olarak gönde-
rilmiş, Danıştay'dan "yürütmeyi dur-
durma" karan almıştır.
Bakanlık Müşaviri Türan Karakaş,
Erzincan Kültür Müdürlüğü'ne Şube
Müdürü olarak nakledilmiş ve yürüt-
meyi durdurma karan almıştır.
Tefbş Kurulu Başkanı AhmetAtasoy,
müşavir olarak görevlendirilmiş, Da-
nıştay'dan "yürütmeyi durdurma" ka-
ran almıştır. Atasoy halen "bekleme-
de*dir.
Sinema ve Telif Haklan Genel Mü-
dür Yardımcısı Ozkan Yüdınm, Zon-
guldak'a şube müdürü olarak gönderi-
lince emekli olmuştur.
HAGEM Genel Müdür Yardımcısı
Aydın Yertikaya, önce müşavir yapıl-
mış, sonra Izmir Kültür Müdürlüğü'ne
"şube müdürü" olarak gönderilmiştir.
Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Genel Müdür Yardımcısı Füsun Ersoy;
"arkeotog" olarak istıhdam edilmiştir.
Milli Kütüphane Başkanı AJtınay
SernikH, müşavirliğe alınmışrır.
Stuttgart Kültür Ataşesi Tülin Bumin
ve Londra Kültür Ataşesi H^riye Er-
kııt, görevlerinden ahnmışlardır.
Yayımlar Dairesi Başkan Vekili Peün
Kıraoğtu, Kütüphaneler Genel Müdür-
lüğü'ne "şube müdürü" olarak nakle-
dilmiştir.
HAGEM'de Daire Başkanı olan Ser-
pfl Budak, çeşitli cezalar verilerek gö-
revden alınmış, Anıtlar ve Müzeler'e
"uzman" olarak atanmıştır.
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlü-
ğü'nde "Daire Başkanı" olan Ayşegül
Uğuıiuol, Ankara Koruma Kurulu"na
arkeolog olarak atanmıştır. Uğurluol,
"yürütmeyi durdurma" karan almıştır.
Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Genel Müdürlüğü'nde "Daire Başka-
nı"yken görevden alınan Emine Aynur,
"yürütmeyi durdurma"
karanna karşın "arke-
olog" olarak görevlendi-
rilmiştir.
HAGEM'de Daire
Başkanı olan Seyhan Li-
vaneli, Ankara Kültür
Müdür Yardımcılığı'na
getirilmiştir. Livaneli,
"yürütmeyi durdurma"
karan almıştır
Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğü'nde "Daire
Başkanı" olan Ahmet
Oruç, "yürütmeyi dur-
durma" karanna karşın
geçici görevle Kırşehir
ve Hakkâri'ye gönderil-
miştir. Oruç, uğradığı
haksızlık dolayısıyla ba-
kanlık aleyhine beş mil-
yarlık tazminat davası
açmıştır.
Bakanlık suç
işüyor
Yukandaki listeyi,
başkan yardımcılan, şu-
be müdürleri ve yardım-
cılanyla ve daha alt ka-
demedeki görevlilerle
sürdürecek olursak ga-
zetemizin sayfalan yet-
mez.
Kültür Bakanlığı'nda-
ki kıyımın, yasadışı iş-
lemlerin, usulsüzlükle-
rin dökümü, ancak bir
"ek gazete"de yayımla-
nabilir. Işten çıkanlan
bin dolayındaki "geçici
işçi"nin listesi, okurlan-
mıza "krymı" konusun-
da fıkir verebilir. "Sayı-
sal taMo"dan daha
önemli olan, "yasadışı"
uygulamalardır. Mahke-
me kararlanmn uygulan-
mayışı, Danıştay'ın ver-
diği "yürütmeyi durdur-
ma" kararlannın yerine
getirilmeyişi suçtur.
Bakanlık, «hukuk dı-
şı"na çıkmakla suç işle-
mektedir. "Geçka görev"
ne demektir? Bir devlet
görevlisinin mahkeme
kararlanna rağmen "ge-
çid görev"le yurdun dört
bucağına gönderilmesi
ne demektir? Bu, "göre-
vi kötüye kullanmak"tır.
Mahkeme karannı uy-
guluyor gözüküp aslın-
da uygulamamaktır. Adı
nedirbilemiyorum; "hi-
te-i şer'iye" mi, "takıy-
ye" mi nedir?
Durun, daha bitmedi.
Bütün bu uygulamalann
özünde ne vardır? Ne
amaçlanmaktadır? Ata-
türk'ün temellendirdiği
kültür politikalan şimdi
nerededir?
Kültür Bakanlığı ör-
neğinden yola çıkarak
"Türldye nerede"dir?
Asıl sorun budur ve asıl
görev bunu belgelemek-
tir!
BU AgAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
40 Kuşağından
Cahit Külebi
İlk şiirlerini 194O'lı yıllann edebiyat dergilerinde yB-
yımlama olanağı bulan yaratı adamlannın ortak yaz-
gılan şu beş sözcüğün içeriğınde gizlidir:
Seferberlik ekmeğiyle büyüyen şairier kuşağı.
Birinci savaşta çocuktular.
ikincisi yüksekc^renim yıllarında yakaladı onlan.
Nazi ordulan Balkanlar'da Ege adalannda kol ge-
zerken yangın yerine dönmüş dünyayı algılama yü-
kümlülüğü bindi omuzlarına.
Üstelik Tanndağ, Gokbörü, Çınaraltı gibi faşizm ba-
ğımlılıklan sayfalanndaki yazılara, ştirlere yansıyan der-
gilerde savaşa çağn edebiyatı yapılıyordu.
"Özlüyorum cedlerimin döğüştüğü cenkleri
Başımda çelik tolga, eğri kılıç belimde."
Seferberlik ekmeğiyle büyüyen 40 kuşağının öteki
şairieri gibi aykın toplum güçlerinin temsil ettiği geliş-
memiş edebiyat odaklarına kapılmama gücünü han-
gı düşünsel binkjmden aldı Cahit Külebi?
Bilemeyiz.
Bildiğimiz, daha ilk şiirterinde içindeki insanın Ana-
dolusu'nu yansrtan dizeler getirmiş olmasıdır.
Başucunda Nâzım Hikmet, yanıbaşında Ahmet
Muhip, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat gibi
nice deneyimden geçmiş şairier varken kendi şiirini
aradı Cahit Külebi.
Yalnızca "aydın bir saz şairi içtenliğinden" gelmi-
yordu bu şiir.
Özgün tekniği, "Şairane"ye düşmeyen lirizmi var-
dı.
Çağnşım zenginliği vardı.
"Çağdaş Türk Edebiyatı - Cumhuriyet Dönemi'nöe
"Istanbul" şiirinden (Sokak dergisi, sayı: 1-6 Mart
1940) birkaç dıze vererek şöyle yazmıştım:
"Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm, . ,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm
- Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm-.
Şiirin bu parçasında -8'/ yinelendiği için sayı dışı b-
rakırsak- 15 sözcükten yalnız ikisı 'hürlük ve düşün-
ce' soyut kavramlar olduğu halde 13 sözcûğü ege-
menliğine almış gibidir.
Somut dunımlarda şairce çağnşımlaruyandırmak...
Bunu Külebi şiirinin belirgin özellıklerinden sayabi-
liriz. Güncele bağlı sorunlan yansttırken somutla so-
yut arasında dolaşmayı sever şair, sorunsalı arama-
dan, dünyayı şiırsel olarak algıladığını düşündüren di-
zeler yazar.
Estetiğini oluştururken ayn bir uğraş vermemiş gi-
bi rahattır.
Az sözcük, kısa dizeler ve elden geldiğince annma-
nın rahatlığıdır bu.
Bir de sorunlara halk gibi yaklaşmanın.
Belki bu yakJaşım nedeniyle 'O'nunla Hasan ya da
MehmetAIİ'yle kendisi arasındaki bihikteliği koruma-
ya özen gösterir. 'Işte bu dünya onun, sizin ve benim
mutluluğumuzun dünyasıdır. Acılanmızın, savaşımla-
nmızın dünyasıdır' dediğıni duyar gibiyizdir. Savaşa
katılmışlann, savaşa evlat gönderenlerin, gurbetten
mektup bekleyenlenn yürek çarpıntısı ve duygululu-
ğu içtenlik olarak görünür Külebi'nin şiirinde. Ve şiir-
sel öğelerini berabennde getirir."
• • • *
Cahit Külebi özümsemekle öykünmenin, duyariık-
la duyar gibi olmanın aynmını gösterdi şiirinde.
özgünlüğü bu özelliğinden geliyordu.
Adı çağdaş klasiklerimiz arasında anılacak.
Istanburda tango ezgileri
• Kültür Servisi - Dünyaca ünlü keman virtüözü
Gidon Kremer. 22 yıl sonra tekrar Uluslararası
Istanbul Müzik Festivali'nin "gümüş yıh"na
katılmak üzere ülkemize geliyor. Boeing
sponsorluğunda ülkemize gelen Gidon Kremer, "Le
Grand Tango" adını verdiği konserinde, "Çağdaş
Aıjantin Müziği" olarak bilinen klasik müzik ve caz
etkisiyle zenginleşmiş modern tangonun yaratıcısı,
Arjantinli ünlü bandoneoncu Astor Piazzola'nın
eserlerini yonımlayacak. 24 haziran salı günü Aya
Irinı'de gerçekleşecek olan konser sırasında Gidon
Kremer Grubu'na bir de solist eşlik edecek.
Dölek'in Kippi' adlı romam çıktı
• Kültür Servisi - Gülmece yazan Sulhi Dölek'in,
Türkiye Iş Bankası 1996 Yılı Edebiyat Büyük
Ödülü'nü kazanan Kirpi isimli romanı, Türkiye Iş
Bankası Kültür Yayınlan'ndan çıktı. Sulhi Dölek,
yapıtlannda güç koşullar ve ters durumlar
İcarşısındaki sıradan insanlann öykülerini mizahi bir
dille aktanyor. Romanın kahramanı 'Kirpi Reşat'.
Ona, yalnızca saçlannm kirpi dikenleri gibi dört bir
yana dikilmesi yüzünden değil, kendisine yapılan
kötülüğü hiç aftetmediği. mutlaka bir yolunu bulup
intikamını aldığı için de 'kirpi' diyorlar. Kirpi Reşat
aslında son derece korkak, silik bir insan, sıradan bir
aile babası. Ama bir de dokunuyorsa intikam almak
için elinden gelen her şeyi yapıyor. Sulhi Dölek,
bugüne dek birçok ödüle imzasını atan bir yazar.
Koruganadh romanı 1975 Milliyet Yayınlan Roman
Yanşmasf nda üçüncüjük ödülünü; Vidalar adlı öykü
kitabı Sabahattin Alı Öykü Ödülü'nü; Kiracı,
Madaralı Roman Ödülü'nü; Aynalar adlı kitabı ise
Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü kazandı.
Çocuklar Eskişehir Festivali'nde
•Kültür Servisi - 11-19 ekim tarihleri arasında
Zeytinoğlu Eğitim. Bilim ve Kültür Vakfı tarafından
düzenlenecek olan '3. Uluslararası Eskişehir
Festivali'nde bu yıl çocuklar da festivalin önemli bir
parçası haline gelecek. Festival kapsamında
çocuklara yönelik bir dizı gösteri düzenlenerek
"Çocuk Konseri", "Tiyatrolar", "Kukla Tiyatrosu"
ve "Resim Atölyesi" oluşturulacak.
T.C.
MAZGİKT ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1993/36
Davacılar Kemal Tunç ve Şari Tunç vekili Av. Türkan
Gündoğan tarafından davalılar Hazıne, Orman ldaresi ve
Dazkaya Köyü tüze'.kışilığini temsılen köy muhtarlığı
aleyhine açıian senetsızden tescil davasının yapılan açık
yargılaması sonunda;
Mazgirt ilçesı (Hasonk) Dazkaya Köyü hudutlan da-
hilinde yazı mevkiinde bulunan ve tescili istenilen taşın-
mazın Doğusu: Alı Koç, Şari Tunç, Kemal Tunç. Heriye
Tunç, Saadet Tunç ve Veli Tunç'a aıt 10,11, 12 nolu par-
seller, Batısı: MunzurÇayı, Kuzeyi: Ali Koç, Şere Tunç,
Kemal Tunç, Hediye Tunç, Saadet Tunç, Veli Tunç'a ait
9 nolu parsel, ıle fopağaç Deresi, Güneyi: aynı kişilere
ait 12 ve 65 nolu parsellerle çevnli 210.000 m2'lik mik-
tanndaki taşınmazın kendi adlanna tescilini talep ettiğin-
den, ışbu ılanm yurt çapında yayımlanan bir gazetede
ilanından itibaren 3 ay ıçındc hak ıddiasında bulunan-
lann ellerindeki tûm kanıtlan ıle birlikte mahkememizin
1993/36 esas sayılı dosyaya müracaat etmeleri ilan
olunur. Basın: 26369