Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFÂ CUMHURİYET 21 HAZİRAN 1997 CUMARTESİ
HABERLER
TÜPk-İş yargıyı
kanştırdı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hakkmda 'yüz
kızartıcı' suç bulunduğu
gerekçesiyle genel mali
sekreterlik görevinden alınan
Demıryol-lş Genel Başkanı
Enver Toçoğlu ile Türk-tş
yönetimi arasmda yargı
yoluyla sürdürülen kavga
karmaşaya neden oldu.
Ankara 5. İş Mahkemesi.
Türk-lş yönetımının.
Toçoğlu'nun görevden
almmasına ilişkin karannı
onaıken Ankara 10. lş
Mahkemesi aynı ışleme
yürürlüğü durdurma karan
verdı. Ankara 10. Iş
Mahkemesi Hâkimi
Abdullah Erdem. Türk-Iş'in
talebi üzerine davadan
çekildi
Kadınlar erken
seçim istemiyor
• İstanbul Haber Servisi -
lstanbul Kadm Kuruluşlan
Birliği Koordinatörii Prof.
Dr. Necla Arat, 48 kadın
kuruluşu adına yaptığı
açıklamada, Türkiye'nin yol
aynmında olduğu bir
noktada erken seçıme karşı
olduklannı belirtti ve CHP
Genel Başkanı Denız
Baykal'dan CHP'nın
hükümette yer almasını
istedı.
Haluk Gerger'in
tfavası
• İstanbul Haber Servisi -
'Basın yoluyla bölücülük
propagandası yapmak'
suçundan dava açılan ve
yargılanan gazetecı Haluk
Gerger hakkında verilen
karann Yargıtay tarafından
bozulması üzerine Gerger'in
yenıden yargılanmasına
başlandı. İstanbul 3 No'lu
DGM'deki duruşmaya
Gerger ve avukatı Osman
Ergin katıldı.
Uyuştupucu
operasyonu
• tstanbul Haber Servisi -
Bahçelıev ler'de, alıcı gıbı
davranan polıse
yakalanacağını anlayınca
ateş açarak bir memuru
yaralayan.İLeBcJiM de yarah
oterak ele geçirılen<Yüksel
Yıİmazer'ın üzennden 18.2
gram eroin, 50 mılyon 500
bin lira para ve ruhsatsız
tabanca çıktığı bildirildı.
Tedavisi tamamlanan
Yılmazer'in Narkotik Şube
Müdürlüğü'nde sorgusunun
sürdügü bildinldı.
Kayseri'de
kamyon dehşeti
• KAYSERİ (Cumhuriyet) -
Kayseri-Snas karayolunda
bir kamyonun mınibüse
çarpması sonucu meydana
gelen kazada 10 kişi öldü.
Sıvas istikametinde seyreden
Bahri Akpolat yönetimındekı
kamyon. karşı yönden gelen
Bolu Emniyet
Müdürlüğü'nde görevli polis
memuru Murat Karakuş
yönetimindeki mınibüsle
çarpıştı. Kazada on kişi öldü.
Hdyeciler
tutuklandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara'da. 'zorla
adam kaçırmak, gasp, fidye
istemek ve almak'
suçlanndan gözaltına alınan
ve aralannda bir yüzbaşı. bir
üsteğmen ve bir başçavuşun
da yeraldığı 7 kışiden 6'sı,
çıkanldıklan .Ankara 7. Sulh
Ceza Mahkemesi'nce
tutuklandılar.
Af Örgütii'ne tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı,
Uluslararası Af Örgütü'nün
son raporuna tepki gösterdi.
Bakanlıktan yapılan
açıklamada, örgütün Türkiye
hakkmdaki'olumsuz,
yanıltıcı vekasıtlf
tutumunun son raporda da
sürdüğü belırtilerek,
"Türkiye'yi dünya kamuoyu
önünde karalama hedefi
güden bu raporu değersiz
buluyoruz" denildi.
CHP Kadın Kolları
• İstanbul Haber Servisi -
CHP Kadın Kollan Genel
Başkanı Güldal Okuducu;
lai!:. demokrat, çağdaş
cumhuriyetc sahıp çıkma
konusunda kimsenin CHP'ye
ders vermeye hakkı
olmadtğını belirtti. Okuducu
"Bağımsızlık Savaşı'nı
veren, cumhuriyeti kuran,
rejimi oturtan CHP, tüm
yaptıklan ve sav^ınduklanyla
dimdik ayaktadır. Ama
cumhuriyetin temel
değerlerinı savunurken bile
yalnız kalmaktadır" dedi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ortaklarm eleştirisine sert tepki gösterdi
'MecKs'm istediği ohır'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, RP
lideri Necmettin Erbakan ve DYP lideri
Tansu Çiller"in kendisine yönelik sert
eleştirilerine aynı biçımde karşılık
vererek, "Kimsecumhurbaşkanının
yetkilerini tarif etmeye kalkışmasın.
Mesele büyüktür ve derüıdir. Ben bu
bunalımı aşmaya çalışıyorum" dedi.
Demirel, dün akşam Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtladı. Demirere
yönelttiğımiz sonılar ve yanıtlar şöyle:
- Erbakan ve Çiller sizi anayasaya
uymamakla suçladılar. Yılmaz'a görev
vermenize Çankaya darbesi dediler.
Bunu nasıl değeriendiriyorsunuz?
- Ben polemiğe girmem. Anayasa'nın
109. maddesinde yetkilerim yazılı.
Kimse cumhurbaşkanının yetkilerini
tarif etmeve kalkmasın. Meclis
• "tstediklerini yapmadım diye bana saldınyorlar" diyen Demirel,
DYP, RP ve BBP'nin yaptığı protokolün Meclis iradesine ipotek
koymak olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, Meclis'in her şeyi
çözeceğini vurguladı. Demirel, hükümeti kurma görevini Mesut
Yılmaz'a vermesini 'Çankaya darbesi' olarak değerlendiren Tansu
Çiller için, "Ben bu durumla muhatap olamam. Kuş ellerinden
kaçınca bunu yapıyorlar" dedi.
iradesinin üstüne çıkan yok. Sonuçta
Meclis ne istiyorsa o olacaktır.
- Ama Erbakan ve Çiller, biz sayısal
çoğunluğu sağlamjstık diyor.
- Olay sayı olayı değildir. Hükümet
kendi istifasının sebebinı gerginliğe
bağladı. Bu gerginlikte bir yansının
payı var, öteki yansının payı yok
denebilir mi? Her şey iyiydi de niye bu
noktaya geldiler. Üstelik kendileri de iyi
demiyor. Mesele büyüktür ve derindir.
Istediklenni yapmadım diye bana
saldınyorlar. Ben anayasa ve kanunlann
adamıyım.
- Erbakan, size RP-DYP-BBP
protokolünü sunmuştu. Size yönelik
suçlamalan buna dayandınyoriar...
- Erbakan bana geldi. Ne düşündüğünü
sordum. Protokolü gösterdi. Onun fıkri,
ötekilerin de fıkriydi. Şimdi bunu
yapmakla Meclis iradesine kendileri
ipotek koymuş olmuyor mu? Bu ipotek
değildir de nedir? Yaptığım doğrudur.
Bugünkü durumu aşacak gûçleri varsa
Meclis'te başanrlar. Ben onlann
isteğıne göre değil. Anayasa'nın 109 ve
104. maddelerine göre hareket ettim.
Benim yaptığımı herkes anlamalı. Ben
Türkiye'yi bir bunalımdan kurtarmaya
çalışıyorum.
- Ama bu yapöğınıza Çiller darbe diyor.
- Ben bu durumla muhatap olmam.
- Yılmaz'ın görev süresini uzatacağı işin
sonuçta Çankaya hükümetine uzanacağı
kküa edilryor. Buna ne diyorsunuz?
- Çankaya kendilığinden hükümet yapar
mı? Onun kanunu var. Hukukun ve
kanunlann cevaz verdiğine niçin karşı
çıkıyorlar? İstediklerine uymayınca. kuş
avuçlanndan kaçınca bunu yapıyorlar
Her şey siyaset biliminin icaplan ıçinde
gerçekleşmektedir.
Düşünceye Özgûriük davasnda tetevizyon kameralan duruşma salonuna alınmadı. (Fotograf: HÜLYA TOPCU)
'Düşünceye Özgürtiik'davasısürüyor
İstanbul Haber Servisi -"Düşünceye Ozgür-
L TiJüJi* kitabımn yayıncısı olduklan gerekeesiv-'
,J|JıaklanndaTerörle MücâdeleYasasıTrMT)
ıfe -halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek* fi-
ilini düzenleyen TC Y 'nın 312. maddesi uyann-
ca dava açılan sanatçı, gazeteci, yazar ve bilim
adamlannın yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 3 No'lu DGM'nin dün yapılan otu-
rumuna Zuhal Olcay. Haluk Bilginer, İpek ve
OralÇauşlar, Yusuf Kurçenli, Latife Tekin, Gü-
rel Yonga. Dinç Tayanç, Omer Lçar, Ali Rıza
Dizdar,Minu İnkaya ile başka suçlardan tutuk-
lu Şanar Yurdatapan katıldı. Zuhal Olcay sor-
gusunda "düşünceözgürlüğüne katkı sağlamak
için kitabın vayıncısıolduğunu
7
' söylerken tpek
Çalışlarr"TüridyenindüşünceözgûrKiğüneka-'
vuşması için bu kitabtn vayınosı oMuğumT be-"
lirtti.
Düşünce ve düşünceyi ifadenin suç olduğu
bir ülkede bu suç ortadan kalkıncaya kadar mü-
cadele edeceğini söyleyen Oral Çahşlar, kita-
bın bu nedenle yayıncısı olduğunu vurguladı.
Latife Tekin düşüncenin suç sayılmadığı bir ül-
kenın hayalini kurduğunu söylerken, gazete-
miz sorumlu yazıişleri müdürlerinden Dinç Ta-
yanç, ^Düşüneevisuçsaymıyorum" dedi. Bu sı-
rada söz alan Şanar Yurdatapan. televızyon ka-
meralannın duruşma salonuna alınmamasımn
aleniyet ilkesine aykın olduğunu savunarak
maMcemeheye^ndenianierabnrfiçerigirrrıc'- •
sirie izin vermesini istedi. Sâriıkiârdaii'A'rrKj-
za Dizdar ise bu davada yargılanan üç sa^nVğttF
1
sorgusu tamamlanamadığı için savcınıh esas
hakkındakı görüşünü bıldiremediğini belirte-
rek. "Önümüzdeki duruşma beklenmeden, üç
sanık gelip ifade verirlerse zaman kaybedilme-
miş olur" dedı
Görüşü sorulan savcı ise duruşmanın zaten
aleni yapıldığını söyleyerek, Şanar Yurdata-
pan'ın isteminin bu dava ile ilgisı olmadığını
belirterek reddini istedi. Mahkeme duruşma-
yı erteledi.
CHP ve ANAP, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın peşini bırakmayacak
'Fezlekeler TBMM'ye insin'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Anayasa \e Adalet
Karma Komısyonu ıçinde oluştu-
rulan Hazırlık Komisyonu, DYP
Elazığ Milletvekilı Mehmet Ağar
ile Şanlıurfa Milletvekıli Sedat
Edip Bucak hakkındaki dokunul-
mazhklannkaldmlması fezlekele-
nni de rafa kaldınrken; muhalefet
partileri umutlannı yeni hüküme-
te bağladı. ANAP Grup Başkan-
vekilı Cumhur Ersümer. Ağar'ın
yeni hükümeti destekleyip destek-
lememesinin tavırlannı etkileme-
yeceğin bildirdi.
TBMM Anayasa ve Adalet Kar-
ma Komisyonu içinde oluştunılan
Hazırlık Komisyonu'nun önceki
günkü toplantısında Ağar ve Bu-
cak'm fezlekeleri REFAHYOL or-
taklannın oylanyla dönem sonuna
bırakıldı. Ağar, komisyona gön-
derdıği savunmasında, kendisine
yönelik suçlamalann DGM'nin
görev alanı dışında kaldığını ve
hakkındakj fezlekenin "yok hük-
münde" olduğunu söyledi.
Ersümer, dün düzenlediği basın
toplantısında. gazetecilerin soru-
lannı yanıtlarken, dokunulmazlık-
lann sınırlandınlması için anaya-
sa değişikliğiönerileri bulunduğu-
nu, bu konuda 7 milyonu aşkın im-
za topladıklannı anımsattı. Bu ko-
nudaki kararlılıklanndan ödün ver-
meyeceklerini kaydeden Ersümer.
Ağar ve Bucak'la ilgili rafa kaldır-
ma karannın alt komisyona ait ol-
duğuna dikkat çekerek, "Bizim ar-
kadaşımız karara muhalefet şerhi
koymuştur. Karma komisyon, alt
komisyon karannı değerlendire-
cek. Karma komisyondan, mutla-
ka kamuoynnu tatmin edecek bir
karar çıkacaknr" dedi. Ersümer,
Ağar'ın, muhalefetin kuracağı hü-
kümeti desteklemesi durumunda
tavırlannda bir değışıklik olmaya-
cağına ilişkin bir soruya. "Ağar'ın
hükümeti destekleme karan bizûn
bu konudaki tutumumuzu ctkile-
mez. Aynca, Anayasa Komisyo-
nu'nun alacağı karann da Ağar'ın
vereceği karan etkileyeceğini san-
mıyorum" yanıtını verdı.
CHP Gnıp Başkanvekili Nihad
Matkap da. "hükümete girme ko-
şullan arasında gereken tüm mil-
lervckillerinin yargı önüne çıkanl-
masının da" yer aldığina dikkat
çekti. Matkap, "Muhalefetin yeni
bir hükümet seceneği oluşturabil-
mesidurumunda komisvonlardaki
dengeler değişecek. Bu milletvekil-
leri munaka yargı önünde kendile-
rini aklamah" dedi.
Susurluk komisyonu üyelerin-
den Fıkri Sağlar da. "Susurluk ola-
yı bugün ülkenin içinde bulunduğu
durumun nedenlerinin başmda ge-
lir. Çiller. bu ola\a adı kanşan nıil-
lervekillerinin yaptıklannı silmek
için yangından mal kaçınrcasına
rejimi değiştirmeye çahşıyor. Bu
dosyalar hasıralo edilmemeli" de-
di. "
Diyarbakır
65 görevliye
cinayet
suçlaması
Dİ\ ARBAKIR (Cumhu-
riyet Bürosu) - Diyarbakır E
Tipi Cezaevi'nde 10 tutuk-
lunun ölümü ve 25 tutuklu-
nun yaralanmasıyla sonuçla-
nan olayın failleri olduğu
öne sürülen 29"u jandarma,
36'sı polis toplam 65 güven-
lik görevlisinin >argılanma-
sına başlandı. Sanıklar, olay-
lar sırasında yaşammı yiti-
ren tutuklulann birbirlerini
öldürüp, yaraladıklanni id-
dia ettiler. Mahkeme,
u
kastı
aşan cürüm sonucu birden
fazla şahsıöldürmekve yara-
lamak" suçlanndan yargıla-
nan sanıklann, "Taammü-
den adam öldürmek suçun-
dan" idam cezası istemıyle
yargılanmasına karar verdi.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dün başla-
yan duruşmaya 65 tutuksuz
sanıktan yalmzca 13 jandar-
ma görevlisi katıldı. Duruş-
mada iddianamcyı pkuvan
. sınde pıyarbakır. E Tıp) Çe-.
zaevi'nde çıkan olaylar sıra-
sında 10 tutuklunun ölümü-
ne ve 23 tutuklunun da yara-
lanmasına neden olan 65 gü-
venlik görevlisinin "kasn
aşan cürüm sonucu birden
fazla şahsı öldürmekve yara-
lamak" suçlanndan 2 ile 8
yıl arasında değişen hapis
cezalanyla yargılanmalarını
istedi.
Olay günü. PKK'li tutuk-
lulann çıkardığı isyanı bas-
tırmak için görevlendirildik-
lerini belirten sanıklar,
suçlamalan kabul etmediler.
Mahkemede tanık olarak
dinlenen tutuklulann yakın-
lan RaziyeÇelik, NevzatÇe-
tin ve Süreyya Tekin ise olay
günü görüşe gittikleri zaman
gardiyanlann ellerinde bü-
yük sopalar gördüklerini be-
lirterek. "İçeriden bağnşma
sesleri duyduk. Görevlilere
'İçeride ne oluyor' diye sor-
duk. Onlar da bize, 'Bir da-
haki görüşmede neler oldu-
ğunu anlarsınız' dediler" di-
ye konuştular.
Duruşmaya müdahıl ola-
rak katılan 30 avukattan Sez-
gin Tannkulu. olayın planlı
bir şekilde gerçekleştiğini
belirterek tüm sanıklann tu-
tuklanmasını istedi.
Duruşma. dava dosyasın-
daki eksikliklenn tamamlan-
ması ve sanık emniyet gö-
revülerinın dınlenilmesi a-
macıyla ileri bir tanhe er-
telendi.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Engin Nurol ve Atilla Gür-
can pektanınan insanlar değil.
Önceki gece Kanal D'de Gök-
sel Polat'ın haberı yayımlana-
na kadar onlann ne iş yaptığı-
nı da bilmiyorduk. Atilla Gür-
can ve Engin Nurol, kamerala-
ra da yansıyan şekilde apar to-
par lojmanlarından atıldılar.
Evden eve nakliyat yapan
kamyon, Özelleştirme Idare-
si'ne ait lojmanlardan birinin
önüne yanaştı. Resmi ünifor-
malı polis, adının Atilla Gürcan
olduğunu öğrendiğimiz görev-
liye, binayı hemen terk edip et-
meyeceğini sordu. Gürcan,
hemen lojmanı terk etmesinin
mümkün olmadığı cevabını
verdi. Polis, bunun üzerine
"Eşyalan biz şimdi hemen ara-
baya yükleyip götüreceğiz"
dedi. Ardından Atilla Gürcan'ın
eşyalan, polis zoruyla 20 yıl-
dan fazla oturduğu lojmanlar-
dan çıkarıldı.
Bir memumn devlet lojman-
larından çıkarılması fazla
'Yalı Çetesi' Belgeseli...
önemli sayılmayabilir. Ancak
bu kez boşaltma işlemine;
Gürcan'ın deyimiyle "Türki-
ye 'nin en büyük holdingi" nite-
liğindeki Özelleştirme Idare-
si'nin başkanı bizzat nezaret
ediyordu. Yardımcısı dayanın-
daydı. Bu boşaltma işleminin
sıradan bir iş olmadığı anlaşı-
lıyordu.
Merakla gözümüzü ekrana
diktik. Acaba altından ne çıka-
caktı. Gürcan, Toprak Mahsul-
leri Ofisi'nde Yönetim Kurulu
üyeliği yaparken "yalı komşu-
su "nun kurtlu pirincinin 20 mil-
yon dolara TMO'ya satılmak
istendiğini ve kendisinin de bu-
na engel olduğunu belirtti. Bir
devlet memuru olarak bu ka-
darını açıklayabildi. Gürcan,
ayrıca Olağanüstü Hal Bölge-
si'nde de açıklamaktan çekin-
diği bir yolsuzluğu ortaya çı-
kardığını sözlerine ekledi.
"Yalı komşusu" kimdi diye
sormanıza gerek yok. Tansu
Çiller'in istanbul Yeniköy'deki
yalısının komşusu eski Beşik-
taş başkanlanndan Mehmet
Üstünkaya. Daha önce de
Üstünkaya'nın Çiller ailesi des-
tekli bazı yolsuzluk olaylarına
adı kanştığı gerekçesiyle, onun
adından "yalı komşusu" diye
söz edilmeye başlandı. Meh-
met Üstünkaya'nın kurtlu pi-
rinçlerinin devlete 20 milyon
dolara satılmasına engel olan
bir üst düzey bürokrat, neden
ve kimın yönlendirmesiyle gö-
revden alınabilirdi? Üst düzey
bir görevli, özel bir çıkarı yok-
sa bürokrata neden böylesine
kötü muamele ediyordu?
Özelleştirme idaresi Başka-
nı basıt bir ev boşaltma işi için
oraya gelmez. Belli ki, ondan
dahayukandaki bırileri, "Gitşu
hehfleri acele oradan çıkar" di-
ye emir vermiş. Gürcan, bu
operasyonu iki bakanın yürüt-
tüğünü belirtti. Birisi Ufuk
Söylemez, diğeri Meral Ak-
şener. Akşener ve Söylemez,
bir bürokratın tepesine binip
onu sokak ortasına atmak için
neden böylesine ilgili davranı-
yorlardı? Belli ki, onlardan da-
ha üst düzeyde bir yetkili,
"Şunlara hadleri bildihlsin" de-
mişti.
Meral Akşener ve Ufuk Söy-
lemez'den daha üst düzey bir
yetkili kim olabilir? Gürcan,
"yalı komşusunun" tekerine
taş koyduğunu söyleyerek, bu
büyük yetkilinin kim olduğu-
nun adresini de gösterdi. Yalı-
daki bay ve bayan, milyonlar-
ca dolarlık bir yolsuzluğu ger-
çekleştırememiş olmanın öfke-
sini bürokratlardan mı alıyor-
lardı?
Türkiye, insanın kanını don-
duran bir süreç yaşıyor. Hiç bu
kadarı görülmedi. Hırsızlık, gö-
zü kara bir şekilde yapılıyor.
Devletin bakanlan, bir takip
memuru gibi bu çıkarlan gö-
zetmek için görevlendiriliyor-
lar. Milyon dolariar, trilyonlarca
liralar ceplere indiriliyor. Bunu
herkes biliyor, konuşuyor, ama
hiçbir şey olmuyor.
•••
Susurluk'tan sonra biraz çe-
kingen davranır diye düşündü-
ğümüz "yalı çetesi", hiçbir şe-
ye aldırmadan Türk Ticaret
Bankası'ndan, TMO'ya kadar
her yere saldırıp paralanna pa-
ra katmaya çalışıyor. Bu yağ-
manın çok azını, bir iki bürok-
rat direndiği için öğrenebiliyo-
ruz. Ya duymadıklarımız?
Bürokratlann lojmandan atıl-
ma sahnesi, Türkiye'deki çürü-
müşlüğün en tepeye tırmandı-
ğının belgeseli gibiydi. Kanal
D'den bu ibret belgeselini tek-
rar tekrar yayımlamasını talep
ediyorum.
CUMARTESt
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Bip Dönemi Niteleyen
Sözcüklep...
Cumhuriyet tarihının ılk (ve inanıyorum ki son) şeri-
atçı başbakanı, uzerinde iğreti giysi gibi duran göre-
vinden istıfa etmek zorunda kaldı. Yaklaşık bir yıl sü-
ren bu talihsız dönemi, acaba hangi sözcüklerie nite-
lemek gerekır? REFAHYOL iktidarının ekonomi ala-
nında başansızlığını görebilmek ıçın uzman olmaya
gerek yok. Zamlar. pahalılık, enflasyon bu hükümet
döneminde yaşamlanmızı daha da güçleştirdi. Dış
politikada. Libya olayında görüldüğü gibi ıhanet nok-
tasına ulaşıldı. İç politikada, ülke iç savaş ve askeri
darbe sınırına dayandı. Bütün bunlann yanı sıra, Re-
fah Partısı ağırlıkh bu iktidar döneminde "görgüsüz",
"şımarık", "cahil", "küstah" ve "nyakâr" sözcükleriy-
le nıtelenmesı gereken bir siyaset ve yaşam modeli
sergilendi.
• • •
Necmettin Erbakan henüz iktidara adımını atma-
mışken "kanlı mı kansız mı" sözcüklerini telaffuz et-
mekle, yasal bir parti hderinın sahıp olması gereken
ölçüiülükten yoksunluğunu gösterdi. Sıkıştmldığında
bu sözleri söylediğinı yadsıdı. Keskın dönüş yapma
yeteneğıni hükümet başkanlığı döneminde (özellikle
MGK toplantıları sırasında ve sonrasında) sayısız kez
yıneledi. Özel yaşamında da şaşırtıcı çelişkiler sergi-
ledi. Sözüm ona "Batı Kı//übü"ne, Batı yaşam biçimi-
ne düşman olan bu kışı, kızlanndan birinin düğününü
Amerikan otelınde, Batı usulünce yaptırmakta sakın-
ca görmedı. Oğlunun şımarık zengin çocuğu görün-
tüsünden tedırgınlık duyduğuna ilişkin bir tepki gös-
termedi. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, herhangi
bir başbakanın çevresınde görülmesi olanaksız bir
korumalar ordusunu neredeyse tuvalete gıderken bi-
le yanında taşıyarak bunlardan kımılenne ayaklannı yı-
katıp kurulatarak garip görüntüler çizdi. Türkiye Cum-
huriyetı'nın başbakanı. Batı ülkelerinde solcu partile-
rın seçimlerı kazanmasını onlann Incil'e bağlılıklanyla
açıklayarak nereden bakılsa çelişkili ve garip siyasi
kültür örnekleri verdi.
• • • „ i
Refah Partisi'nin milletvekilleri, belediye başkânla'-
n, bakanlan, bütün bu konularda başkanlanndan ge-
ri kalmadılar. Şevki Yılmaz ve benzerieri, siyaset ya-
şamımızda kınlması olanaksız düzeysizlik rekorlannın
sahibi oldular. Küttür Bakanı'nın, kültürü aşağılama,
kültür adamını işinden atma ya da sürgüne gönder-
me dışında kültüre ilişkin çabası görülmezken Anka-
ra Belediye Başkanı heykele tüküren. İstanbul Bele-
diye Başkanı bale sanatını müstehcen bulan, Kayse-
ri Belediye Başkanı sinema afişlerindeki açık saçık-
lıklan siyah boyayla kapattıran Refahlı kent yönetici-
leri olarak kültür tarihımizde yerlerıni aldılar. Adalet
Bakanı, fanatık Refahlı militanı cezaevinde ziyaret
ederek en az onun kadar fanatik olduğunu kanıtlar-
ken Refahlı Genel Başkan Yardımcısı, MGK karaıia-
nyla Marksizm arasında bağıntılar kurarak sosyal bi-
lımler alanmdaki bilgi bırikiminı gösterdi. Refah'ın ıle-
ri gelenleri böylece sadece siyaset ve kültür alanla-
nnda değil, bireysel psıkolojı ve kişilık yapısı bakım-
lanndan da incelenmeye deöer kişilikler olduklannı
,, . - t
ww-wf - " •
' • GörgüstöSk', şımanklık, cehalet, küstahlık ve fiya,
günlük yaşamda da gittikçe daha sık görülür oldu.
'Gâvur' icadı milyarlık otomobıllerin direksiyonlannda,
ellerinde yıne 'gâvur' icadı cep telefonlanyla, türban-
lı, çarşaflı kadınlar, şalvarlı, sanklı adamlartüredi. Tür-
banlann üzerine kolej keplen takılarak "hilkat garibe-
si" görüntüler sergilendi. Şeffaf bluzlannın altından
sutyenlerı, yırtmaçlı etekliklerinden baldırlan görünen,
yanlarındakı erkeklerle kucak kucağa dolaşma per-
vasızlığında normal gıyımlileri geride bırakan türban-
lılar, tesettürluler peydahlandı. Ne Osmanlı ne de cum-
huriyet geleneklerıyle ilgili, Arap özentili, geri, görgü-
süz, şımank, cahil, ikiyüzlü bir yaşam biçimi çocuğun-
dan yaşlısına, kadınından erkeğine, köylüsünden
kentlisine, eğitim görmüşünden belkemiksiz aydıne-
na kadar toplumun birçok kesımıni etkisi altına aldı...
• • •
Öyle sanıyorum kı Refah lıderinin başbakanlıktan is-
tifa etmek zorunda bırakılışıyla, ülkemızin siyaset ve
toplumsal yaşamında büyük yıkıntılara yol açan, gör-
güsüz, şımank, cahil, küstah ve nyakâr bir dönemin,
bir siyaset ve yaşam modelinin geriletilmesinde,
önemli bir aşamaya ulaşıkjı... Gelinen bu noktadan ge-
riye adım atmamak, çağdaşlığın daha ileri hedefleri-
ne doğru ılerlemek, toplumsal sağlığımtz bakımından
zorunludur. . • . ,
Hükümet pazarlığmda
kim ne isteyecek?
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hükümeti
kurmakla görevlendinlen
ANAP Genel Başkanı Me-
sutYılmaz'ın temaslan sı-
rasında başbakanlık, hü-
kümete katılım. seçim ta-
rihi ve seçim sistemı ko-
nulan tartışmaya açılacak.
Yılmaz'ın kapısım çala-
cağı siyasal partilerin gün-
deme getireceği temel pa-
zarlık konulan şöyle:
DSP: DSP Genel Baş-
kanı BülentEcevit "Cum-
hurbaşkanı, anayasal ge-
lenekler ve demokrasi ku-
rallan açısından uygun
olanı yapmıştr. Biz geçen
yıl ANAYOL hükümcrjni
dışandan desteklerken de
her türlü kolavhğı göster-
miştik. Partim adına Yıl-
maz'ın çalışmalannda
ona her türlü yardımı yap-
mayı ulusal bir görev bile-
ceğimizi söylüyorum" de-
di. RP dışında geniş ta-
banlı hükümet formüiün-
deki ısrannı koruyan DSP.
nüfus sayımı yapılıp seç-
men kütükleri yenilenme-
den seçime gidılmesine
karşı çıkıyor.
CHP: CHP Genel Baş-
kanı Deniz Bavkal, "Mü-
zakere sürecini etküer" ge-
rekçesiyle süreçle ılgılı de-
ğerlendirme yapmaktan
kaçındı. Yılmaz'a görev
venlmesı CHP'de "şaşkın-
lıkla" karşılanırken. bugü-
nedek REFAHYOL dışın-
da bir hükümet seçenegine
dışandan destek eğilimin-
de olan CHP, hükümete gi-
rip ginneme konusunu da
yetkili kurullannda değer-
lendirecek. Baykal'ın gö-
rüşmeler sırasında en geç
aralık ayında seçim yapıl-
ması konusunda ısrarh
olacağı bildinldi. CHP, hü-
kümete destek için Susur-
luk fezlekelerinin Meclis
Genel Kurulu'na indiril-
mesi ve 8 yıllık kesintisiz
temel eğitimle ilgili yasal
düzenlemelerin yapılması
koşulunu da getirdi.
DTP: DTP Genel Baş-
kanı Hüsamettin Cindo-
ruk bugüne dek yaptığı
açıklamalarda "RFnin
dışlanmaması" gereğine
dikkat çekerken dün dl
Cumhurbaşkanf nın miljî
mutabakat hükümeti ku-
rulması için çaba göster-
mesmi istedi. Cindoruk,
u
Milli mutabakat hükü-
meti yerine YOLREFAH
kurulursa, ordu kışlasın-
dan tankıyla tüfeğiyle ç>-
kar" dedi. :
BBP: Koalisyona destek
veren BBP lideri Muhsin
Yazıcıoglu'nun, görevlen-
dırmeyle ilgili olarak
"Cumhurbaîjkanı'nıntak-
diıieridir. Önemli olan çö-
zümün TBMM'den çik-
masıdır. Bizim deklaraş-
yonla ortaya koyduğumuz
çoğunlukmevcut" demek.-
le yetinmesi dikkat çekti;