Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç #
Genel Yaym Koordınatöru. Hikmet
Çetinka\a # Yazıişlerı Müdürlerı:
lbrahimYıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
# Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu 9 lstihbarat:
Cengiz Yddınm • Kültür Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman # Makalelen
Sami Karaörsn • Düzeltme: Abdullah Yancı
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belgc
Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Mehraet Faraç
YaymKunılu: İBun Sdçak (Başkan),
Orhan Erinç, Okla> Kurtböke,
Hiknıct Çetinka)a, Şükran Soner,
Ergun Bala,Dinç Tayanç, tbrahim
Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcisr Mustafa BattnyO Haber Müdünı: Doğan
Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat 4, Bakanlıklar-Ankara
Tel. 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmtr Temsılcısı:
S«rdarKıak,H ZıyaBlv 1352S 2/3Tel:4411220, Faks:
4419117 • Adana Temsilcısı. Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd.
119S.No:l Kat 1. Tel: 363 12 11,Faks. 363 12 15
Koonünator Ahmet Korulsan #
Muhasebe Bûlent ^ ener 9
tdare. Hüseyin Gürer 9 l^letme.
Önder Çelik 9 Bılgi-Işletn: NaU
toal 9 Bılgısayar Sistem:
Mürûvet ÇUer
MEDYA C: • Yöneüm Kjjrulu
Başkanı - Genel Müdûr Gûlbin
Erduran • K.oordmatör Reh»
Işıtman # Genel Müdür Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513846ft*l,Fak5 5138463
Yayımla>an ve BasaD: Yenı Gun Haber Aıansı, Basm ve Yayıncüık A Ş.
Ttrkocağı Cad 39 41 Oğaloglu 34334 ist>K.246 lstanbul Tel. (0'212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95
21 HAZtRAN 1997 Imsak: 3.23 Güneş: 5.25 Öğle: 13.13 îkindi: 17.11 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.39
Joker
Türkiye'de
• İstanbul Haber Servisi -
Fransa'da 60 yıldır üretilen
saf meyve suyu Joker,
Eksen Gıda tarafindan
Türkiye'ye ithal edildi.
Yıldızbahçe Restaurant'ta
düzenlenen kokteylle
manken Merve Ildeniz ve
Deniz Pulaş tarafindan
tanıtılan Joker kimyasal
madde. kontyucu,
renklendirici, su ve ilave
şeker ıçermeyen portakal,
meyve kokteyli, multi-
vitamin çeşitleriyle
tüketicinin beğenisine
sunulacak.
Çeyre yarışması
odiilleri
• İstanbul Haber Servisi -
lstanbul Çevre K.oruma
Vakfi ve Vakıfbank işbirliği
ile 1996-1997 ders yılı
ortaöğretim seviyesindeki
okullar arasında
düzenlenen ödüllü çevre
yanşmas|nda dereceye
girenlere ödülleri Adile
Sultan Öğrefmenevi'nde
düzenlenen bır törenle
verildi.
KEMYAD'dan
konser
• İstanbul Haber Servisi -
Kadıköy İlçe Emniyet
Müdürlüğü ve
Karakollannı Yapma ve
Yaşatma Derneği
(KEMYAD), 1996/97
öğretim yılının sona ermesi
nedeniyle gençlere yönelik
ücretsiz bir konser
düzenliyor. Bostancı
Gösteri Merkezi'nde bu
akşam saat 20.30"da
gerçekleştırilecek olan
" Kadıköy Polisi-Kadıköy
Gençlıği El Ele" adh
konserde; Ufuk Yıldınm,
Nılüfer Örer, Hakan-Aykut-
Ayşe üçlüsüyle Kubat ve
Meyra'nın da aralannda
bulunduğu genç şarkıcılar
sahne alacak.
Nöpopsikiyatri
sempozyumu
• İstanbul Haber Servisi -
Çekirdek Gelişim Öğrenme
ve Davranış lncelemeleri
Vakfı ile MÜ Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilım Dalı
tarafindan düzenlenen "2.
Gelişimsel Nöropsikıyatri
Sempozyumu". İstanbul
Teknik Universitesi'nde
yapıldı. "Hiperaktivite"
konusunun ele alındığı
sempozyumda konuşan
ABDlı nörolog Prof. Dr.
Marcel Kinsbourne,
"Dikkateksikliğı
bozukluğu" olarak
tarumlanan hiperaktivitenin
bir anormallik veya
hastalık değil, birkişilik
tarzı olduğunu söyledi.
Hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerine çıktı. Uzmanlar insanları sıcaktan korunmalan için uyardılar
Geç gelen yaz, bunaltıyor• 35^4-0 dereceye ulaşan hava sıcaklığı, 30.4 olan haziran
ayı ortalamasının çok üstüne çıktı. Türkiye son yıllann en
sıcak haziranını yaşarken, meteoroloji yetkilileri, tüm
yurtta havalann ısınmaya devam edeceğini ve sıcaklığın
uzun süre 35 derecenin altına düşmeyeceğini belirttiler.
MERİHAK
IZMIR-Haziranla birlikte yağış ve
serin havadan dolayı başlayan yakın-
malar, şimdiİCTde birdenbire bastıran
ve 40 dereceye kadar yükselen sıcak-
lıkla şekil değiştirdi. Sıcaklık, özel-
likle çalışan insanlann veriminde dü-
şüşlere neden olurken tatil beldeleri
de hareketlendi.
Ege ve Akdeniz bölgeleri sıcak ha-
vanın etkisi altına girdi. Ege Bölge-
si'nde hava sıcaklığı 35-40 derece ara-
sında değişirken ortalamanın son yıl-
lann en yüksek düzeyine ulaştığı bil-
diriliyor. Meteoroloji yetkilılen, 30.4
olan haziran ayı ortalamasının aşıldı-
ğına dikkat çekiyorlar. Meteoroloji
yetkililerine göre tüm yurtta hava ısı-
sı artarak sürecek. Sıcaklığın uzun sü-
re 35 derecenin altına düşmeyeceği
yetkilılerce belirtiliyor.
Ülkenin genelinde hava sıcaklığı-
nın 30-40 derece arasında değişmesi-
nin yanı sıra özellikle sahil kentlerin-
de yaşayanlar, yoğunlaşan nem oran-
lanyla da boğuşuyorlar.
Sahil kentlerde gündüz saatlerinde
yaşanan aşın sıcaklık geceyle birlik-
te yerini neme bırakıyor. Açık deniz-
den karaya esen rüzgâr, nemin artma-
sına yol açıyor. Uzmanlar, aşın sıcak
ve nemli havalann birdenbire bastır-
masıyla bir dizi uyanda bulunuyorlar.
Acil Tıp Derneği Başkanı İ lkümen
Rodoptu. acil servislerde son günler-
de yüksek tansiyon, kalp hastası ve
şeker hastalannın şikâyetlerinin yo-
ğunlaştığına dikkat çekiyor. Ani sı-
caklık değişimine bilimsel anlamda
vücudun uyum sağlayamadığmı be-
lirten Rodoplu şunlan söyledi:
"Bir kere çok riskli olan yaş grupla-
n var. Bu mevsimde daha çok travma-
lar arüyor. Bisikletten düşme, yaralan-
ma aröyor. Bunun yanı sıra acil servis-
lereyapılan baş> urularda >üksek tan-
siyon, kalp krizleri de çok artü. Bilim-
selanlamdaviicut uyum sağlamıyor. Bu-
na karşı en büyük önlem, korunmak.
Özellikle risklignıplar saat 10-17ara-
sı kesinlikle sokağa çıkmamah. Bu sa-
aticr içinde mecbur kalmadıkça uzun
süregüneş alünda da kalınmamalı. Sı-
cağa bağlı ani ölümler geliyor."
Ne yapılmalı?
Aşın sıcak sinirliliği arttıran biret-
men olarak değerlendiriliyor uzman-
larca. Nemli havalann vücutta su ve
elektrolit kaybına yol açması sonucu
sinir sisteminin etkilendiği uzmanlar-
ca belirtilirken buna paralel olarak si-
nirli. asabi, kontrolsüz bir kişiligin or-
taya çıkabileceğine dikkat çekiliyor.
9 Vücutta potasyum kavİM, kaslar-
da da güçsüzlük oluşuyor. Kişinin ve-
rimi düşerken, işte ve evde isteksizlik.
aşın yorgunluk kendini daha yoğun
olarak gösteriyor.
9 Aşın nemin, en çok kalp ve da-
mar hastalanyla. yüksek tansiyon has-
talannı etkilediği uzmanlarca vurgu-
lanıyor. Uzfnanlara göre bu dönemde
kalp krizleri ve riski artıyor. Tansiyon
kontrol altına alınamıyor. Tansiyon
krizleri başlıyor. Bunun sonucu da felç
durumlan, beyin kanamalan artıyor.
9 Bunun için bu tür hastalann sı-
cakhğın yoğun olduğu öğlen saatlerin-
de dışanda doiaşmamalan, güneş al-
ünda fazla kalmamalan,su veelektro-
lit yönünden dikkatli obnalan önerifi-
yor. Tansiyonu yüksek olanlann, kalp
yetmeztiği çekenlerin ve kroner arter
hastalannın, nem oranımn vükseldiği
sıcak dönemlerde doktorlanyla ilişki-
ye geçmeleri de isteniyor. Özellikle yaş-
lı kişflerin sıcak saaüerde dışan çık-
maması önerilryor.
9 Nemli havalarda vücut duyarlılı-
ğınm arttığı uzmanlarca vurgulanıyor.
Nemli ortamlarda kronik bronşit ve
astımlı hastalann durumlan daha ağır-
laşabiliyor, nefes darlıklan bu dönem-
de daha çok artıyor Bu tür hastalığı
olanlann gerekli önlemleri kesinlikle
alması isteniyor.
9 Sıcakla birlikte giysi seçimi de bü-
yük önem taşryor.
On yılı aşkın süredir birlikte müzik yapan ikili, değişik bir albümle karşımızda
Oya-Bom'nuı 'aşida imtihanı'
Oya, Bora'yla olan iüşkilerini, "Önemli olan eşini bulmak, Kadın erkek flişldsi gi-
bi değil bizim ilişkimiz. Her şeyimLde birbirimizi tamamladığımıza inanıyorum"
şeklinde değeriendiriyor. Bora da,
u
Birlikte oMuğunuzinsanın etrafina sınır çizer
onu da içine hapsederseniz her türlü biruktenk dayandmaz olur" diyor.
SERPtL GÜNDÜZ
Hayatta iyi gitmeyen şeylerbazen çok şey
öğretiyor. Büyûmek biraz da bu galiba. Yaş-
la değil, yaşadığınız olaylarla ilgili bir bü-
yümek bu... Onlara da öyle olmuş. Eski Oya-
Bora yok artık. Müzikleri değişmiş, söyle-
dikleri sözler değişmiş. Oya, "Ben bep ço-
cuk kalacağım derdim ama olmadı, babam
beni şimdi görse inanamazdı" diyor. Baba-
sını, ünlü tiyatro sanatçısı Zihni Küçümen'i
bir süre önce kaybetti Oya. Giy dıği o delı do-
lu giysileri bile kız çocuklanna venniş.
Şarkılar aşkı, ihaneti, vesaireyi sorgulu-
yor artık. "Bu albümü oluşturma aşaması-
na geküğimiz zaman çok farkhydık" diye
anlatıyor Oya "Havaüa. yaşadığumz olay-
larla birlikte değiştik. Bunlann çoğu acı olay-
lardı. Ölümler. aynlıklar, ihanctlcr hepsi üst
üste gelir ya öyle oklu. Sonuçta bir de bak-
ük ki biz değişmişiz. Müağimiz değişmiş.
sözler değişmiş, dünyaya bakışunız değiştigi
icin olgunlas,nuşız.*
Albümün adı "Aşk, İhanet Vesaire-" Di-
yoriar ki sözler bire bir hayatm içinden. Pe-
ki bu vesairenin içinde ne var?
Her şeye karşın aşic.
"Bu vesairenin içinde o kadar çok şey var
ki Bana Bir Masal Anlat Baba'nın yeniden
söylenişi var. Çünkü ben onu söylerken ba-
bam bjn attaydı. GeneUikle insan iKşkOeriile
ilgili Bir isyan var. Her şeye rağmen hayata
" cool" bir tavuia bakmak var, ihanetvar. Aşk
var. Çünkü her şeye rağmen aşkı savunuyor
şarküar."
* Yeni dönem romantikleri'' denebilir on-
lara. Çünkü her şeye rağmen aşkı savunu-
yor şarkılar. Bütün şarkılar ilişkileri sorgu-
luyor. Sorunlan, mutluluğu, acılan. aynlık
korkusu ve tutkusuyla... " 2 ^ yü içinde ha-
yatm bizi etkileyen yönü bu otdu" diyor Bo-
ra. Çünkü onlar da yaşadıklan ülke sorun-
lanndan uzak değil. Okuyorlar, entelektüel
faaliyetleri var." Bu duygusal olarak insanı
jTpranyor ve her şeye yansıyor."
10 yıh aşkın birlikte yaşayıp birlikte mü-
zik yapıyorlar. "Piyasa kurallannı uygula-
nuyonız, ama buna rağmen vanz" diyor Bo-
ra. "O yıpratKi dünyanın içide olmadığunız
için başka şeylerden zevk aİıyoruz. Yapay ve
yapmacık bir dünyanın dışında kaldık. Pop
müziğin içinde popüler olduk."
Peki evde. işte bitmez ve tükenmez bir
beraberlik insanı sıkmıyor mu?
"Albümdeki sözterde bu da var.Önemi olan
eşini bulmak. Kadın erkek ilişkisi gibi değil
bizim iKşkimiz. Her şeyimLde birbirimizi ta-
mamladığımıza inanryonım. Bizim her şeyi-
miz birbirimize karşı inanılmaz açıkür" di-
yor Oya. Ve ekliyor "Bir gerçek var Id her
an onu kaybedebflirsiniz. Başkasına âşıkolup
gidebilir. Böyle bir şey motive ediyor insanı.
Bazen gerçek tehlikelerle de karşılaşıyoruz
birbirimizi kaybetmek adma."
"Birlikte olduğunuzinsanın etrafina sınır
çizer onu da içine hapsederseniz her türlü bir-
liktelik dayanıunaz olur. Özgürtüğü karşı-
nızdakinesaygıyla tanımanız gereki r" dı yor
Bora.
Oya 31 yaşında ve onun yaşındaki kadın-
lann ne yaptığını bilmiyor. Çünkü hep ça-
lışrruş. Bora'nındatüm vaktini bilgisayaralı-
yor. "Babamın bir lafi vardı bu işe başbufa-
ğun zaman" diyor Oya. Bu söz onun kula-
ğına küpe oluyor. 'Tek söyleyecegim şey var
sana' dedi babam. "Şimdi televizyonlara çı-
kacaksuı başka bir dünya içine gireceksin. Ben
bu kadar senelik rjyatrocuyum bu kadar ün-
lü olmadım. Bir maymunu 5 gün süreyle te-
levizyona çıkar ve göster ve o maymunla so-
kağa çık herkes o maymunun peşinde ko-
şar."
Peki bunca pop müzik yapan gençler için
ne düşünüyor Oya-Bora?
"İnsanlar artık seçmeye başladı. Önemli
olan kaliteli iş yapıp ticari başan kazanmak.
Hızh bir ırmak akı>or. İyi bir taş atarsamz o
pat diye orada kahyor. Biz toplum olarak
anında bir şeyi yüceltiriz sonra da yerin di-
bine baonnz. Böyle belleksiz bir topluma
pop müziği iyi geldi galiba. Çabuk dinleyip
tüketip anyoruz. Önemliolan buendüstrinin
içinde iyi şeyter yapıp çok insana ulaşmak."
Uztnanlardan ııyıui: Bugün ders çahşmayın
Türkiye genelinde 107 merkezde yarın yapılacak ÖYS'ye yaklaşık 648 bin üniversiteli adayı katılacak
YUSUFZİYAAY
Öğrenci Yerleştırme Sınavı
(ÖYS), yann Türkiye genelinde-
ki 107 merkezde yapılacak. Sına-
va Öğrenci Secme Sınavı'nda
(ÖSS) 120'nin üzerinde puan alan
toplam 647 bin 921 öğrenci katı-
lacak.
Saat 09.30'da başlayacak sınav
3.5 saat sürecek. Adaylann yanla-
nnda ÖYS Sınava Giriş ve Kim-
lik Belgesi. 1997 ÖSYS Tercih
Formu ve nüfus cüzdanlannı bu-
lundurmalan gerekiyor.
Psikiyatrist Prof. Dr. ÖzcanKök-
nd, adaylann girecekleri ÖYS'nin,
yaşamlan boyunca karşılaşacak-
lan çok sayıda sınavdan biri oldu-
ğunu belirterek sınavın "ölüm ka-
hm sorunu" oUnadığım vurgula-
dı. Sınav sonucunda başansız ola-
cak adaylann önlerinde çok sayı-
da seçenek bulunduğuna dikkat
çeken Köknel, "Sınavı kazanama-
yanadaylarseneyetekrarsınavagt-
rebileceklerini, yabana dilöğrene-
bileceklerini. yurtdışma öğrenhn
için gidebileceklerini, bügisayar gi-
bikonulardakurslara gidebilecek-
lerini göz ardı etmesüüer" dedi.
ÖYS adaylannın, sınavdan bir
gün önce ders çalışmayı bırakma-
lan gerektiğine dikkat çeken Kök-
nel, adaylann sınav öncesi geri-
lim yaratacak kaygı verici düşün-
ce ve korkulardan kendilerini arm-
dırmalannı istedi.
Koç Üniversitesi Psikoloji Bö-
lümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sa-
mi Gülgöz de adaylann, sınav ön-
cesinde her zaman gösterdikleri
rutin davranışlann dışına çıkma-
malan gerektiğine dikkat çekerek
sınava hazırlıklı olduklannı dü-
şünmelerini istedi.
MEF Dershanesi Rehberlik
Araştırma Birimi Müdürü Süley-
man Hecebilde adaylann dikkat et-
meleri gereken önemli noktalan
da şöyle sıraladı:
" - Heyecanunza engel olmayın.
Heyecarunızı bastırmaya çahşır-
ken paniğe kapdırsınız ve dikkati-
niz, düşünme yeteneğiniz zayıflar.
Normal özellikteld her insan. 648
bin kişinin kanklığı bir yanşta ol-
maktan heyecanlanır.
- Sorulan dikkatli okuyun,soru
köklerini iyi anlamayaçahşın. An-
lamadığınız ve yanrtuu bümediği-
niz sorulann üstünde fazla dtır-
mayın.
- Sorulanyanıuarken aceteetme-
yin. Acele panik getirir. Hiçbir so-
ruya fazla zaman harcamayın.
- Cevaplamaya i>i bildiğiniz test-
tenbaşlayın.
- Suıav bitmeden, sınav sonucu-
nu düşünüp dikkatinizi dağrtma-
yın.
- Her sorununyanıünı anında ce-
%-ap kâğtdmaişaredevia Btokişaret-
leme > apmayıru yanıtlar kavabilir.
- Yanıtiannızı kontrol edin."
ELMAU VE ALİBEYKÖY
Suhavzalan
tehlike altında
• İTÜ Jeodezi ve Fotogrametri
Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri
tarafindan yapılan analizlere göre, Elmalı
havzasında yerleşim alanlan 1984-1992
arasında yüzde 10 oranmda arttı.
İstanbul Haber Servisi -
Istanbul'un büyük bir bö-
lümünün ıçme suyu ihti-
yacını karşılayan Elmalı ve
Alibeyköy havzalanndaki
koruma alanlannın, yerle-
şim ve sanayi tarafindan
kuşatıldığı ve bu kuşatma-
nın genişleyerek havza
alanlannı tehlikeli bir bi-
çimde daralttığı belirtildi.
tTÜ Jeodezi ve Fotog-
rametn Mühendisliği Bö-
lümü öğretim üyeleri Dr.
Çiğdem Göksel ile Prof.
CankutÖrmed tarafindan
hazırlanan, farklı zamanla-
ra ait uydu görüntülerj lcul-
lanılarak yapılan arazi kul-
lanım analizlerine göre, El-
malı havzasında yerleşim
alanlan 1984-1992 arasın-
da yüzde 10 oranında art-
tı. Yine Elmalı havzasında
mutlak koruma kuşağında
orman ve koruluk alanlan
31.5 hektar, kısa koruma
kuşağında 123 hektar, or-
ta korumakuşağında 103.9
hektar, uzak koruma kuşa-
ğında ise 678.8 hektar azal-
dı. Buna karşılık, yerleşim
alanlan mutlakkoruma ku-
şağında 6.4 hektar, kısa ko-
ruma kuşağında 39.6 hek-
tar, orta koruma kuşağın-
da 44.7 hektar artış göster-
di. Alibeyköy köy havza-
sında ise ayru dönem için-
de mutlak, kısa ve orta me-
safeli koruma kuşaklann-
da toplam 1314 hektar or-
man ve makilik alan aza-
lırken yerleşim alanlannda
232 hektarlık bir genişle-
me gözlendi.
Aynı bölge ve dönem
içinde sanayi alanlannda
18.9 hektarlık bir yayılma
görülürken maden ocakla-
nnda da 185 hektarlık bir
artış kaydedildi.
e-posta : tan @ vol. com. tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
J y nlü bir atasözü "HffSE seniöper-
(_/ se, dişlerini say" demiştir. Bu
söz bizim için de çok önemlidir. He-
le de öpülmelere. sevilmelere çok
dikkat etmek gerekiyor. Birisi öper-
ken dişlerinize yeniden sayım yap-
manız gerekir. Birisi severken son-
radan başınıza neler geleceğini bi-
lemezsiniz. Sırtınız tapışlanırken
ciizdan cebmizi iyice kollamak ge-
rekir. Üzerinize yaslanıp kucaklar-
ken bedenınizin her yanı tehlikeye
gırmiş olabilir. Otururken sırtınızı du-
\ara vermelisiniz. Yatarken bir gö-
zünüz açık olmalı. Uyurken tilkile-
n kendınıze ömek almalısınız. He-
le de birisine bir şeyinizi verirken çok
üüşünmelısiniz. ummadığınız işler
başınıza gelebılır. Baksanıza, dün-
vada neler oluyor?
Gözünü veren kadın ne
oldu?..
u olay Suudi Arabistan'da geç-
miş, biz de gazetelerde okuduk.
HIPSE Seni Operse?..
Gözleri görmeyen bir adamla evli
olan kadın kocasının haline acımış.
"Zavalh kocam, şu güzelim dünya-
yı bir kere olsun göremeden ölüp gi-
decek' diye üzülmüş. doktorlara gi-
dip soruşturmuş. Doktorlar da eğer
kadın bir gözünü verirse kocasının
bir gözle olsun göreceğini söyleyin-
ce kadıncağız. "Bir gözden ne ola-
cak? Canım kocacıgıma feda olsun,
ikimiz de tek gözle görüriiz" diye
razı olmuş. Adama göz nakli yapıl-
mış, üstelik başanh da olmuş. Adam
tek gözle görmeye başlayınca önce
şöyle bir kansına bakmış ki aman Al-
lah, kansının pek çirkin olduğunu gö-
rüvermiş. Haberin arkası pek firak-
lı geliyor. Gözü açılan adam hemen
kansını boşayıp başka bir kadınla ev-
lenmemiş mi? Tam da "gözü kör
olasKa" denilen cinsten bir koca çık-
mış. Şimdi siz siz olun, ama koca-
nıza göz falan vermeyin mi deme-
li? Her erkek bir olmaz mı demeli?
Bunlan bilemiyoruz ama kıssadan
şöyle bir hisse çıkıyor, birisine bir
şey vermeden kırk kere düşünmeli.
çingeneye beylik
vermeyin...
ce Çingenelerden özür diliyoruz.
Çünkü biz Çingenelere hiç beylik
vermedik, onun için ne yapacaîda-
nnı bilemeyiz. Ama beylik verdik-
lerimizin neler yaptıklannı çok iyi
gördük. Bizimkilere yanıhp da bey-
lik verince önce 'ne oldum delisi'
oluyorlar. "Ben neymişim de habe-
ingeneye beylik vermişler,
t tutmuşbabasunasmış'.Bu
^ da bizim deyişimizdir. Ön-
rim yokmuş" diye şişinmeye başlı-
yorlar. Arkadan etrafina dalkavuk-
lan doldurup onlan dinlemeye baş-
hyorlar.
Bizim Çingenenin (gene Çinge-
nelerden özür diliyorum) eski arka-
daşlan önce şaşınyor, sonra yanına
yaklaşıp eski doğrulannı anlatma-
ya çahşıyorlar ama ne çare? Bizim
yeni bey kim olduğunu unutmuş,
oralara nasıl geldiğini belleğinden sil-
miş, eski arkadaşlanna kızıp köpü-
rüyor.
Laf anlatmak ne mümkün. Eski
arkadaşlar gene ona kıyamıyorlar
da "Bizünld iyidir ama etran kötü"
diye teselli bulmaya çahşıyorlar.
Ama gidiş o gidiş değil.
Sonunda bu BEY'ler ya eski arka-
daşlannı asıyor. ya olmadık kişile-
ri asıyor, kendi mayasını ortaya çı-
kanyor.
Kıssadan hisse: Kimseye beylik
vermeyin, herkes kendinin beyi ol-
sun.
Elinizl sakın vermeyin...
Amanha, sakmbizimkilere eli-
nizi vermeyin. Bizimkiler öy-
le. hırsız öpermiş de bir iki dişin gi-
dermiş cinsinden değil. Elinizi ver-
diniz mi kolunuz da gider. Siz eli-
nizi kolunuzu ararken bir de bakar-
sınız ki cebiniz boşalmış. "Aman
cebime ne oWu?"derken ceket gi-
der, arkadan pantolon, etek gider.
Don gömlek ortada kalırsınız san-
mayın. Acele edip oralardan sıvış-
mazsanız donunuz da gider. Onun
için baştan söyleyelim elinizi verme-
yin. Bizimkilerden biriyle karşılaşır-
sanız hemen kendinizi iki adım ge-
riye çekin. Ellerinizi arkanıza kaçı-
nn. Öyle durup konuşun. Konuşur-
ken sakın söz vermeyin. O da başı-
nıza bela olur. Bizimkilerin bir de cin-
li tayfası vardıt kı onlardan uzak
durmanız da yetmez. Kendi yapaca-
lannı uzaktan cinlerine de yaptınr-
lar. Bir de bakarsınız ki cebiniz de
boşalmış, cüzdanımz da uçmuş. Son-
radan ah vah edip dolanmanm hiç
faydası yoktur. Biz işte buracıkta
söylüyoruz ki kimseye bir şeyinizi
vermeyin.
Hele de aklınızı, gönlünüzü kim-
seciklere vermeyin. Onlan verince
bakın neleroluyor, haftaya göreceğiz.