Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordinatörir Hikmet
Çetinkava 0 Yazıışlerı Müdürleri.
IbrahimV ıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Damşoğlu 0 tstıhbarat:
CengizYıldmm 0 Kültur: Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makakler:
Sami Karaören 0 Düzeltme Abduliah Yazıcı
0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge:
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu tlhan Sdçuk (Başkan),
Orhan Erinç, Oktay Kurtböke.
Uikraet Çetin&aya, Şükrajs Soner,
Ergon Bala, Dînç Tayanç, tbrahim
Yüdız, Orhan Bursalı, Mastafa
Balbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı. YlustafaBalbay# Haber Müdürü. Doğan
Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 0 tzmır Temsılcısı:
SerdarKınk,rLZıyaBlv 1352S 23Tel:4411220, Faks-
4419117 0 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd.
119S No:l Kat 1, Tel. 363 12 11, Faks 363 12 15
Kooninatör AhmetKorulsan 0
Muhasebe- Bülent Yener 0
Idare. Hüsevin Gürer 0 tşletme
ÖnderÇelikŞBilgi-îşlem Nail
tnal 0 Bilgısayar Sısterrr
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yönetım Kuralu
Başkanı - Genel Miıdür Gulbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman • Genel Müdûr Yanhmcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
"Yayımlayın >e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A.Ş
Tüıkocagı Cad 3>-41 Cağaloglu 34334 Ist. PK 246 Istanbul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks: (0/212) 513 85 95
18HAZÎRAN 1997 îmsak: 3.23 Gûneş: 5.26 Öğle: 13.13 tkindi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.39
Brooke Shields
katalogda
• İstanbul Haber Servisi -
1997 yılı kataloğunda ünlü
top model T>Ta Banks'le
çalışan Zeki Triko, 1998
yılında Brooke Shields'le
çalışacak. ABD'nin Los
Angeles kentinde
önümüzdeki günlerde Zeki
Triko ile anlaşma
imzalayacağı öğrenilen
Shields'in, temmuz aymda
objektiflerin karşısına
geçeceği bildirildi.
Premiere'in
yeni sayısı
• İstanbul Haber Servisi -
Beyaz ve elektronık eşya
dergisi "Premiere"in
haziran sayısı çıktı.
Derginin son sayısında yeni
ûrünler, şirketlerden
haberler, spx)t piyasa gibi
konular yer alırken ek
olarak verilen "San
Sayfalar'"da ise piyasadaki
fırmalann bütün
ürünlerinin fiyatlan ve
özellikleri yer alıyor.
Ismail Soysal'a
fahri doktora
• İstanbul Haber Servisi -
Emeklı Büyükelçi tsmail
Soysal'a, Marmara
Üniversitesi tarafından
uluslararası ilişkiler dalında
fahri doktora unvanı
verildi. Törende konuşan
İsmail Soysal,
diplomasinin, dış
poliükanın
oluşturulmasında ve
uygulanmasında önemli bir
rolü olduğunu belirtti.
Türk-Yunan
dostluğu
• Haber Merkezi - TBMM
çatısı altında, Meclis'te
grubu bulunan beş siyasi
partinin milletvekilleri bir
Türk-Yunan dostluk grubu
oluşturdu. TBMM Türk-
Yunan Dostluk Grubu
Başkanı DSP'li Hakan
Tartan yaptığı açıkJamada
"Oluşturduğumuz dostluk
grubunun en önemli amacı
diyaloğu geliştirmek
halklar arasındaki sevgi ve
banşı kılmaktır" dedi.
Gazeteci Gazel
toprağa verildi
• KONYA(AA)-
Konya'da, dün sabaha karşı
geçirdiği trafik kazasında
hayatını kaybeden emekli
gazeteci Mehmet Gazel,
Sultan Selim Camii'nde
kılınan namazın ardından,
Musalla MezarlığVnda
toprağa verildi. Sürekli san
basın kartı sahibi olan
Mehmet Gazel, Hürriyet
Haber Ajansı Konya Büro
Şefi olarak görev yaparken
emekli olmuştu.
Trafiğe sanatçı
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Trafik Denetleme
Şube Müdürlüğü'nce trafik
sorunlannın sanatçılarla
birlikte tartışıldığı bir
sohbet toplantısı
düzenlendi. tstanbul
Emniyet Müdürlüğü
Gayrettepe Sinema
Salonu'ndaki toplantıya
Emniyet Müdür Yardımcısı
Remzi Tan ile sanatçılar
Metin Akpınar, Zeki
Alasya. Sezen Cumhur
Önal ve Tolga Savacı
konuşmacı olarak katıldı.
MÜ Hukuk'ta
seçim
İstanbul Haber Servisi -
Marmara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nde dekan
adaylannı belirlemek
amacıyla ilk kez aday
seçimi yapıldı. Iki adayın
katıldiğı ve 49 öğretim
üyesinin oy kullandığı
seçimde halen fakûlte
dekanı olan Prof. Dr. Fehim
Üçışık 23 oy. diğeraday
Prof. Dr. Bülerıt Tahiroglu
da lOoy aldı.
OSS'yi kazanan yaklaşık 648 bin aday, pazar günü 'üniversiteli' olmak için yanşacak
OYS için geri sayıııı başLadı• ÖSS'ye göre yerleşmek isteyen adaylann, tercih
formlannı 23 haziranda ÖSYM'de olacak şekilde
postalamalan gerekiyor. Adaylann smavda yanlannda, çağn
cihazı, cep telefonu, telsiz gibi haberleşme araçlan ile
bilgisayar özelliği bulunan cihazlan bulundurmalan yasak.
ANKARA (AA) - Yüz binlerce üni-
versite adayımn gjreceği Öğrenci Yer-
leştirme Sınavı (OYS) için geri sayım
başladı.
Birinci basamak olan Öğrenci Seç-
me Smavı'nda (ÖSS) 120'nin üzerin-
de puan alan toplam 647 bin 921 öğren-
ci, pazar günü yapılacak sınavı heyecan-
la beklemeye koyuldu.
107 merkezde gerçekleştirilecek olan
sınav; saat 09.30'da başlayacak.
Kimlik kontrolleri ve salona yerleş-
tirme işlemlerinin zamanında yapıla-
bilmesi için adaylann en geç saat
09.00'da sınava girecekleri yerlerde ha-
zır bulunmalan istendi.
Yetkililer, sınava girecek adaylan,
ÖYS Sınava Giriş ve Kimlik Belgesi,
1997 ÖSYS Tercih Formu ve nüflıs cüz-
danlannı mutlaka yanlannda bulundur-
malan konusunda uyardılar. Bu belge-
leri bulundurmayan adaylar sınava alın-
mayacaklar. Sınava girecek öğrencile-
rin aynca, kimlik kontrolleri sırasmda
herhangi bir sorun yaşanmaması için,
yanlannda kendilerini açık bir şekilde
tanıtan fotoğraf bulundurmalan da is-
tendi. Adaylann, yanlannda iki adet ko-
yu siyah ve yumuşak uçlu kurşunkalem,
leke bırakmayan silgi ve kalemtıraş bu-
lundurmalan da gerekiyor.
Smavda kurallar
Sınava girecek adaylann, çağn ciha-
zı, cep telefonu, telsiz gibi haberleşme
araçlan ile cep bilgisayan. özel fonksi-
yonu bulunan saat ve her türlü bilgisa-
yar özelliği bulunan cihazlarla salona
gelmeleri yasaklandı.
Adaylar aynca sınav esnasında konuş-
mamalan, görevlilere soru sormamala-
n, hesap cetveli. hesap makinesi, söz-
lük, pergel. cetvel gibi araçlan kullan-
mamalan ve sigara içmemeleri konusun-
da uyanldı.
Bu arada ÖSS'ye göre yerleşmek is-
teyen adaylann tercih formlannı, kıla-
vuzdaki kurallara göre kodlayarak en geç
23 haziranda Öğrenci Seçme ve Yerleş-
tirme Merkezi'nde (ÖSYM) olacak şe-
kilde iadeli taahhütlü olarak postala-
malan gerekiyor. ÖYS'ye göre tercih ya-
panlar ise formlannı, sınav sırasmda
görevlilere teslim edecekler.
Ankara'da önlemler
Ankara Valiliği, pazar günü yapıla-
cak olan Öğrenci Yerleştirme Sınavı'nın
(ÖYS) huzurve güvenlik içinde geçme-
si amacıyla çeşitli önlemler aldı.
Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu. tl
Milli Eğitim, Emniyet, Turizm ve Kül-
tür müdürlükleri. Jandarma Genel Ko-
mutanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu
Genel Müdürlüğü, TCDD, EGO, AŞ-
Tl, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe be-
lediyeleri, Ankara OtelcilerDemeği ile
Ankara Lokantacılar Derneği'ne birer
yazı göndererek gerekli önlemlerin alın-
masını istedi. Bu çerçevede, Ankara Şe-
hirlerarası Terminal Işletmesi (AŞTÎ) ve
Devlet Demirypllan Genel Müdürlü-
ğü'nde (Gar) "Oğrenci Danışma Büro-
lan" oluşturuldu. Danışma bürolan,
20-21-22 haziran tarihlerinde, sınav sa-
atine kadar öğrencılere rehberlik hizme-
ti verecek.
Sınava girecek adaylann ulaşımda
herhangi bir güçlükle karşılaşmaması
amacıyla, EGO Genel Müdürlüğü'nce,
sınav günü ODTÜ ve Hacettepe Üni-
versitesi Beytepe yerleşkelerine servis
konulacak.
Ankara dışından sınava girecek aday-
lar, Yurt-Kur'a bağlı yurtlarda boş ka-
pasiteye göre misafir edilecekJer.
Uzmanlar, deniz suyunun insan cildi için son derece yararlı olduğu görüşünde. Deniz suyu içindeki mineraJler
derinin koruyucu asit katmanlannı, böylece de direncini güçlendiriyor. (Fotoğraf: AA)
Doğal bîr flaç: DenîzÇeviri Servisi - İnsanlar suyla sü-
rekli iç içe olduğundan, yaşamında-
ki öneminin yeterince farkına vara-
mıyor. Yazın serin dalgalara kendi-
ni bırakma isteği duyduğunda, kı-
şın kan avuçlarken, bahar yağmur-
lannda yürürken su sözcüğünü ak-
lına bile getirmiyor belki. Oysa su,
yaşamın temel dört elementinden bi-
ri ve hem gücün hem gençliğin hem
de güzelliğin mucize ilacı. Üstelik en
doğal ilaç.
Suyun tıpta da terapık anlamda
büyük önemi var. Mineralleri zengin
kaynak sulannın içiminden, doğal
kaynaklarda banyo yapılmasına ka-
dar su birçok alanda tedavi amacıy-
la kullanılabiliyor. Bazı hastalıklara
iyi gelen özel sular olduğu da artık
tıp tarafından kabul ediliyor.
Bunte dergisinde yer alan habere
göre sular içinde denizin ayn bir ye-
ri var. Yazla birlikte insanın denize
girme isteği olarak öne çıkan doğal
içgüdüsünün ardında da aslında sağ-
lık nedenleri yatıyor. Deniz suyu içil-
miyor. Ancak deniz suyu mineraller
açısından tatlı sudan yani içme su-
yundan daha zengin. Ve bu mineral-
ler derideki gözenekler tarafından
emilebilir niteliklere sahip.
Deniz iklimi ve deniz suyu insan-
da. yaşam ortarmnda alışkın olma-
dığı değişiklikJere yol açıyor. Deniz
kıyılannda rüzgâr karalara göre 4
kat daha güçlü esiyor. Havadaki ve
sudaki minerallerin insan bedenine
bunca yoğun girişi kan dolaşımından
tansiyona, hormonlardan direnç sis-
temine kadar uzanan birçok reaksi-
yonu çözüyor. Denizden esen rüzgâr-
larda hava kirliliği sorunu bulunmu-
Deniz layısındald temiz hava ve güneş de insan sağbğı açısuıdan önemti.
yor. Örneğin alerjik bünyeler deniz
kenannda çok rahat ediyorlar, çün-
kü denizden esen rüzgârda polen ve
tozlara rastlanmıyor.
Deniz suyunun yararlan
Deniz suyuna gelince... Denize
gjrmek bir anlamda özel bir terapi et-
kisi yaratıyor. Kalp. tansiyon bozuk-
luklan, damar tıkanıklıklan, solu-
num yollan ve bazı alerjik deri has-
talıklan için deniz tedavilerinin öne-
rildiği göriilüyor.
Bunlann bir kısmı suyla denizin
kesiştiği kum şeritte yürüyüşlerola-
bileceği gibi, bir kısmı da su içinde
10-15 dakika yürümek ya da belirli
hareketleri yapmak şeklinde oluyor.
Bazen özel tatlı su banyolannda alı-
namayan sonuçlar, tuzlu su içinde
alınabiliyor. Aynca denize girildi-
ğinde bunlann yanı sıra gûneşten de
yararlamlıyor. Bu nedenle deniz su-
yunun özelliklerine kavuşturulmuş
terapi havuzlannda çoğu kez iste-
nen sonuçlara ulaşılamıyor.
Deniz suyunun insan cildine de
son derece önemli faydalan var. De-
niz suyu içindeki mineraller derinin
koruyucu asit katmanlannı, böylece
de direncini güçlendiriyor. Bu etki bir
yandan ciltteki nem oranının düş-
mesini engelleyerek kınşıklıklan ge-
ciktirirken diğer yandan cilt alerji-
lerinde iyileştirici unsur olarak ken-
dini gösteriyor.
İlk kez bir festivale katılacak
Kültür Bakanı'ndan
şaşırtan bale izni
e-posta : tan (a vol. com. tr
ANKARA(ANKA)-Türk
balesi, tarihinde ilk kez ulus-
lararası bale festivaline ka-
tılıyor. Devlet Balesi, Kültür
Bakanı Ismail Kahramanın
onayıyla, 15-30 temmuz ta-
rihleri arasında Bulgaris-
tan'm Varna kentinde dü-
zenlenecek "2. Uluslarara-
sı Balkan Bak FestivalTne
katılacak. Türk balesi, 17 ve
19 temmuz günlerinde üç
ayn yapıtla Varna Açık Ha-
va Tiyatrosu'nda izleyıciy-
le buluşurken. sanat çevre-
lerinde opera ve bale temsil-
lerine katılmadığı gözlenen
Kültür Bakanı Kahraman'm
onayının şaşırtıcı olduğu be-
lirtiliyor.
UNESCO Bale Ihtisas
Komitesi Başkanı ve bale
sanatçısı MerihÇimencfler.
Devlet Balesi'nin,ilki 1995
yılında yapılan "Uluslara-
rasıBalkan Bak Festivaö"nin
ikincisine davet edildiğini
belirtirken, 17 yıldır ulusla-
rarası bale yanşmalannın
yapıldığı Varna'nın balenin
kalbi olduğunu bildirdi.
2. Uluslararası Balkan Ba-
le Festivali'ne Türkiye'nin
yanı sıra Yunanistan, Ro-
manya, Makedonya, Bulga-
ristan,"Yugoslavya ve büyük
bir olasılıkla Almanya'nın
katılacağını behrten Çimen-
ciler, bale ile ilgili tüm dün-
ya basımnm da festivali iz-
lemesinin önemine dikkat
çekti.
24 kişilik bir sanatçı kad-
rosuyla Varaa'ya gidilece-
ğini bildiren Çimenciler,
"Ankara ve İstanbul Devlet
Balesi ile Modem Dans Top-
luluğu'nun son derece başa-
nh dansçüanyla orada çok
iyi bir işyapacağız, buna bü-
tün kalbimle inanıyorum"
diye konuştu. Çimenciler,
18 temmuzda Türk Devlet
Balesi'nin çağdaş ve sanat-
sal çizgisiyle ilgili bir brifing
vereceğini de kaydetti.
TEMA'dan Cöllesmeye karşı mucadele' paneli
'Liberalekonomidoğa düşmanı'
İstanbul Haber Servisi - TEMA Vakfı
Başkanı Hayrettin Karaca, doğanın hızla
tahrip edildiği bu ortamda, liberal ekono-
minin ve sürdürülebilir kalkınma kavram-
lannın amk sorgulanmasının zamanının gel-
diğini söyledi. Kendisi de bir işadamı olan
Karaca, anayasada yer almasına karşın,
Türkiye'nin sosyal bir devlet olmayı ba-
şaramadığını, benimsenen liberal ekono-
minin, insanı daha fazla tüketmeye ve do-
ğayı tahrip etmeye sürüklediğini vurgula-
dı.
TEMA Vakfı 'nın "Dünya ÇöUeşme Gü-
nû" nedeniyle dün The Marmara Ote-
li 'nde düzenlediğt "Çölleşnıeyle Mücade-
le Panefi"ne Çevre Bakanı Ziyaettin Tokar,
Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi
Michael Lake. BM Gıda ve Tanm Örgü-
tü Türkiye Temsilcisi Manaraj Muthoo,
TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca,
TEMA Vakfı Başkanvekili Nihat Gökyi-
ğit 1Ü Orman Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. ErtuğrulGörceKoğlu ve Eskişehır'in
Arslanbeyli Köyü'nden Hüsevin Çoban
katıldı.
Hayrettin Karaca, önlem alınmaması
halinde 2015 yılında, Türkiye'nin yüzde
80'inin çöl haline geleceğini belirterek
"aşın zenginlik ve aşuı yoksulluğun, doğa-
nın geleceği için en büyük tehlike olduğu-
mı" söyledi. Karaca, doğayı tüketen libe-
ral ekonomi mantığının, "Tükettikçe güç-
lenmek, güçlendikçe kazanmak. kazan-
dıkça büyümek, büyüdükçe daha fazla tü-
kettirmekten ibaret bir kısır döngü oldu-
ğunu" da sözlerine ekledi.
Arslanbeyli Köyü'nden Hüsevin Ço-
ban'ın yaptığı duygulu konuşma, salonda-
ki konuklann uzun süre alkışlamasına ne-
den oldu. Ortaokul'dan terk ettiği eğiti-
miyle öğrenebildiğı kadar, tarihte büyük
uygarlıklarkuran Mısır, Babil ve Orta As-
ya'da Türk devletlerinin, çölleşme sonun-
da yıkıldıklannı gördüğünü anlatan Çoban.
parlamentodan. erozyonun durdurulması
için yasal düzenlemeler yapmasını istedi.
Doğan, bu talebinin gerçekleşmemesi ola-
sılığına karşı sorumlu tutacağı millervekil-
leri için, "Büyük Atatürk'ün bana verdi-
ği yetki ve salahh etk, bu milktin efendLsi
olarak sizleri Türk hâldmlerine şikâyet
ederim" diye konuştu.
Grace Lleuvelyn
'Okullar
yaratıcılığı
öldürüyor'
Çeviri Servisi - Okuldaki
başan, yaşamdaki başanyı
garantilemiyor. ABD'nin
önde gelen eğitimcilerinden
Grace Uovelynin kaleme
aldığı "Okuldan AOlmanın
veDoğru Eğftnne Ulaşntanın
YoDan" adlı kitapta, başan-
sız öğrencilerin gerçek ya-
şamda daha başanlı olduk-
lan ileri sürülüyor. Rosean-
ne Barr, Irving Bertin, WH-
Kam BUke, Thomas F.disoıı,
Bo Didley, liza Minellu Ben-
jamin FrankJin, Florance
Nightingak. David Puttnam
ve VVotfang Amadeus Mo-
zart gibi okulla arası pek de
"iyi" olmayan ünlüleri ör-
nek gösteren yazar, okul dı-
şı eğitimin kışileri yaşama
daha iyi hazırladığını iddia
ediyor.
"Üerici Eğitimciler" adı
verilen görüşün sözcülüğü-
nü yapan Llevveryn, okulun
yaratıcılığı öldürdüğünü ve
konformist insanlar yetiştir-
diğini söylüyor. Llevvelyn'e
göre okullann en büyük za-
rarlan şunlar:
-Okul, insanlan aym yaş-
taki kişilerle ilişki kunnaya
zorlar. tstediğiniz kişiler ile
dost olmanızı engeller.
-Okulda size saçma ve st-
kıcı gelen pek çoksonıya ya-
nrt bulmanız istenirken. ger-
çek sorunlar göz ardı edilir.
-Okul kişilerde kronik
suçluluk kompleksi yaratır.
Bu kompleks ileri yaşlarda
tedavi edilemeyecek boyut-
lara ulaşır.
-OkuLsia şündild zaman-
da değil gelecekte v^şamava
koşullandınr.
-Eğer okula gidiyorsanız,
kendinizi korumak için çev-
renizdekilere karşı son de-
rece kaba, anlayışsız ve gör-
güsüz olmak zorundasınız.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Içerden' Bir İhtilâlciL
Sıvas Kongresi günlerinde, Gâzi'nin yakın arka-
daşı Alfred Rüstem Bey heyecanla demiştir
ki: "... biz burada Cemiyetier Kanunu'na göre
teşekkül etmiş bir hey'et değiliz. Bizim bir ihti-
lâl hey'etinden başka hüviyetimiz yoktur. Bu ma-
hiyetimizin bize verdiği cür'etle her şeyi yapabi-
liriz." (V.CAskun. 'Sıvas Kongresi', S.139). Bilaha-
re, Anadolu Inkılâbı için,"... bu inkılâp kelimenin
ilk anda imâ ettiği ihtilâl manasından başka, on-
dan çok daha vâsi bir tahavvülü ifade etmekte-
dir" diyecek olan Gâzi, o sıralar, Alfred Rüstem Bev/e
karşı çıkmış. "... bizim aramızda ne Bâbıâli Bas-
kını'na, ne Yıldız yağması'na ve ne de herhangi
bir mâceraya yer verecek kimse yoktur" diye ce-
vap vermiştir.
Mustafa Kemal, düşüncesiyle çelişiyor muydu?
Hayıri O, 'dışardan' bir inkılâpçı değildi, 'içerden'bir
inkılâpçı'ydı; bir halk kurtuluş savaşını da içerecek,
Anadolu İhtilâl ve Inkılâbı'nı devletin 'mevcutkad-
rolannı' kullanmadan başarabilmenin, mümkün ol-
madığını görüyordu: Anadolu'ya Ordu Müfettişliği
sıfatıyla geçmesi bundandır. 'Milli Mucadele' süre-
since, devletin 'askeri şifresini', askeri ve mülki im-
kânlannı 'inkılâbın emrine' vermiştir.
Aynca, o dönemde 'ihtilâlci' denilir denilmez, ak-
ta gerçekten Bâbıâli'yi 'basanlar', Yıldız Sarayı'nı
yağma edenler, yani Ittihatçılar' geliyordu; Anado-
lu Ihtilali, tttihatçılar'ın birçoğundanyararlanmıştır, 'Mü-
dafaa-i Hukuk Cemiyeti'nn teşkilat nüvesi çok yer-
de eski ittihatçı, hatta 'Teşkilat-ı Mahsusacıiaröır, ama
Gâzi 'Müdafaa-i Hukuk' teşkilatını, "... hedefi ev-
velâ memleketi düşman istilâsından kurtarmak,
sonra da müstakil ve hür bir milletin lâyık oldu-
ğu devleti kurmak" diye tarif ediyordu.
Başka türlü söylersek, 'Müdafaa-i Hukuk Cemi-
yeö'nin gerçek manasıyla 'Ihtilâlci' ve 'İnkılâpçı' bir
'kadrosu' yoktu. Bu gerçek, yapılacak bazı şeyleri,
önce kolaylaştırmış, ne var ki sonradan Gâzi'nin o
müthiş 'yalnızJığına' yol açmıştır.
Bu değisiklik niye?..
u günlerde, Gâzi'nin Nutku'nu tekrar okumalı-
^ sınız!
İlk okumanızda farketmediğiniz, çok ilginç tespit-
leryapacaksınız: meselâ, Müdafaa-i Hukuk'un baş-
langıç döneminde, Gâzi'nin etrafındaki 'kadro' baş-
ka, 'kurtuluştan sonraki kadro başkadır; ülkenin ör-
gütlenmesi, kongreler, ilk meclis esnasında, yakının-
da görünen Karabekir Kâzım Paşa, Hüseyin Ra-
uf Bey, Ali Fuat Paşa, yerlerini Fevzi Paşa'ya, Is-
met Paşa'ya Kâzım Paşa'ya bırakmışlardır; o ka-
dar ki, Cumhuriyet'in ilanını müteakip, başlangıçta-
ki 'paşalar', 'Terakkiperver Cumhuriyet Fırka-
sı'nın liderleri olacak, Gâzi'ye karşı muhalefeti oluş-
turacaktır bilindiği gibi, o sırada Takrir-i Sükûn Ka-
nunu (bir tür Olağanüstü Hal Yasası) çıkanlmış; bu
fırka, kapatılmıştır.
Bu değisiklik, niye? Gâzi Mustafa Kemal, yola
beraber çıktığı 'devrim arkadaşlanna' ihanet mi edi-
yor? Hayır! 'Yol arkadaşlan', onun Türkiye için ön-
gördüğü, 'Ihtilâlden degeniş değişikliği' içeren pro-
jeksiyonu, ne kavrayabiliyorlar, ne de içlerine sindi-
rebiliyorlar; yollannın aynlmasına bu neden oluyor;
o zaman, hareketin başından beri yanında olma-
yanlar, Gâzi'nin eline yapışıyorlar, inkılâp onlaria sür-
dürülüyor: Ismet Inönü'nün, baş role geçmesi, bu
döneme tekâbül eder!.. Onun Anadolu Hareke-
ti'nden de, onun geleceğinden de, ümitli olmadığı;
hatta çiftliğine çekilip, tavuk beslemeyi tasarladığı,
siyasi rakipleri tarafından yazılmıştır; Anadolu'ya
intikali de hayli geçtir kimbilir belki bundan, belki Gâ-
zi'nin yanında, öbürlerine oranla kendisini eksikli
hissettiğinden, Lausanne'dan başlayarak, inkılâ-
bın baş 'sahsiyetlerinden' birisi olmuştur.
Gâzi, ısmet Paşa, Fevzi Paşa, Kâzım Paşa,
Recep Peker vb. kişilerle yola devam edecektir; bu-
na raömen, inkılâbının 'kadrosunu' bulabilmiş de-
ğildir.Tktidardaki bu ekibi, dengelemek için, 30'lu yıl-
larda ona gerçek bir 'kadro' oluşturma amacıyla or-
taya çıkan Şeyket Süreyya, Yakup Kadri, Fâlih Rıf-
kı, Burhan Âsaf ve ötekileri (Yâni 'Kadrocular'\)
destekleyeceğini biliyoruz. Çünkü, aslında orduya
yaslanan askeri bir müdahale tasavvurundaki Terak-
kiperver Cumhuriyet kadrosunun tasfiyesinde,
önemli rol oynamış olan Ismet Paşa ve takımı, za-
manla yönetimi hem kemikleştirmekte, hem de bü-
rokratlaştırmaktadır. En önemlisi, bu ekip de, aslın-
da 'asker' kökenli bir ekip! Oysa Gâzi'nin projeksi-
yonu, Samsun'dan itibaren 'sivil' bir projeksiyon: bu
yüzden de, hem Kadrocular'ı, hem de Celal Bey (Ba-
yar) çevresindeki 'İş Bankası Grubu'nu 'tutuyor.'
O dönemi yaşayanlar hatırlayacaktır: ismet Pa-
şa / Recep Peker takımı, hem 'Müdafaa-i Hukuk
Cem/yef/'nin 'ilk paşalanna' karşı, hem de' Kadro-
cular'a karşı mücadelesini kazanmıştır; ne var ki 'İş
Bankası Grubu 'na yenildiler. Gâzi, hele CHP Tüzük
ve Programı'nı Nazi modeline göre düzenlemek is-
tediklerini fark ettikten sonra, -belki Hatay konusun-
da gevşek davrandıklannı da düşündüğünden- Is-
met Paşa'yı görevden aldı; daha çok sivil, daha az
bürokrat gördüğü Celâl Bayar'ı, iktidara getirdi.
Böylece 'cumhuriyet' hükümetini, sivilleştirdiğini,
askerlerin etkisinden kurtardığını düşünüyordu.
Acaba öyle miydi?
Pasa'nın Atatürkçülüğü1
farklı...
Gencler -ne gençleri, çoğu ortayaşlılar- Ismet
Pasa'nın cumhurbaşkanlığına seçildiği sırada,
Heybeliada'da yaşayan 'menkûp' bir siyasetçi ol-
duğunu bilmez. Eğer Mareşal Fevzi Çakmak'ın
'ağıhığı' olmasaydj, 'mumaileyhin' o makama ge-
çebileceği de tartışmalıdır. Avrupa'da savaşın eli
kulağında olması, yurtiçinde istikrar lüzumu ve ben-
zeri nedenlerden, inönü 'Millî Şef oldu; böylece,
bürokratik ve asker kökenli zihniyet yeniden iktida-
ra geçti.
Pasa'nın, 'Atatüritçülüğü' çok farklı ve başka tür-
lü anladığı, sonradan davranışlanyla ortaya çıka-
caktır ya; daha başlangıçta dikkati çeken ilginç ve
şaşırtıcı bir jesti var: Terakkiperver Fırka zamanın-
da, en ciddi siyasi hasımlan olan 'paşalan', yâni Gâ-
zi'nin 'akim bıraktınlan müthiş komplo' ile töhmet
altında bıraktığı kişileri 'etrafına' toplaması, onlara
önemli görevler vermesi; böylece, belki 'Müdafaa-i
Hukuk' döneminde çok hizmeti geçmiş, Karabekir
Kâzım Paşa gibi, Ali Fuat Paşa gibi şahsiyetlere,
bir vefa borcu ödeniyor, ama aynı zamanda, 'Gâzi
Mustafa Kemal Paşa Devri'nin artık bitmiş oldu-
ğu ilân ediliyordu.
Yoksa Gâzi'nin resimleri, devlet dairelerinden ne-
den indirilsin; paralardan ve pullardan, portreleri ne-
den silinsindi?
Hay Allah! Şu 'komployu' anlatacaktım değil mi?
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://vww.eda.fr/-bilgiyay/yazar/ailhan.rrOm