25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11T HAZİRAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Etibank'ın özelleştipilmesi • ANKARA (Cumhuri>et Biirosu) - Etibank'ın özelleştınlmesi için açılan ihalede en yüksek teklifı veren Doğan Kumaşçılık AŞ'nin. satış bedelenin yüzde 40'ını henüz ödemediği ögrenildi. Özelleştirme Idaresi Başkanlığı yetkilıleri, daha önce Doğan Kumaşçılık AŞ'nin 185 milyon dolarlık satış bedelinin yüzde 40"ını dün akşam mesai saati bitimine kadar ödemesi gerektiğini belirtmişlerdi. Idare yetkılileri, söz konusu sürenin sona ermesının ardından konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmadılar. Etibank"ın satışına ilişkin kesin durumun bugün açıklıga kavuşacağı belirtildi. 'Deli dana etleri TüPkiye'de' • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) - Süt ve Et Üreticileri Birliği Genel Başkanı Ahmet Arsan, Türkiye'nin AB ülkeleri ile imzaladığı anlaşma ve sözleşmelerle. geçen yıl ortaya çıkan "deli dana hastalığı" krizi döneminde Avrupa'nm elinde kalan 38 bin ton etten hazırlanan et- kemik unlarıni ıthal etmeye mecbur tutulduğunu öne sürdü. Arsan, "Avrupa. deli dana hastalığı knzi sırasında tüketıcinin endişesi yüzünden elinde kalan etlen et-kemık unu haline getirdi. Türkiye, Avrupalının stokladığı bu ürünleri ahp hayvan yemı, gübre ve bazı gıda mad=delerinde kullanmak üzere sınırsız olarak ıthal etmek zorundadır" dedı. Irak'a ticaret Türkiye'ye yasak • tSKENDERUN (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) - Uluslararası Nakliyatçılar Derneği'nin Irak ve Suudi Arabistan'dan sorumlu yönetim kurulu üyesi Mehmet Yüksekgönül, Irak'la ticaret konusunda her şeyin Birleşmış Milletler"e danışılmamasını önerdi. Yüksekgönül. "BM. her şeye izın vermiyor, vermek istemiyor. O zaman Ürdün'ün Akabe Lımanı'na gıdıvorlar. Oralardan Irak'a yapılan ticarete kimsenin bir şey dediği yok" diye yakındı. bıterbank sermaye arttırdı • Ekonomi Servisi - INTERBANK'ın, sermayesını yüzde 50 oranında arttıımayı planladığı bıldinldi. Yapılan yazılı açıklamada, bankanın dün düzenlenen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda. sermayesini 10 tnlyon lıradan 15 trilyon liraya çıkarma karan aldığı belirtildi. Elektrikte Dogu aboneterhıe af • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan 15 ilde, 30 eylüle kadar elektnk abonesi olacak yurttaşlardan. "tesise iştirak bedeli" alınmayacak. Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Öztürk. söz konusu illerde 1997 Nisan sonuna kadar tüketilen elektrik bedeline ait anapara borçlannı ödeyen yurttaşlardan gecikme bedelinin de alınmayacağını açıkladı. Ajüminyum ve kömüre zam • SEYDİŞEHİR (AA) - Konva'nın Seydişehir ilçesınde kurulu Etibank Alüminyum Tesisleri'nde üretılen ürünlerden külçe alüminyumun fiyatına yüzde 2.14 oranında zam yapıldı. Külçe alüminyumun ton fiyatı 250 milyon 410 bin lıradan 255 milyon 771 bin liraya yükseltildı. Öte yandan Türkiye Taşkömürü Kurumu'nca üretilen taşkömürü ve yan ürünlenne yüzde 10 zam yapıldı. TİM'in 4. olağan genel kurulunu 367 oyun 208'ini alan Okan Oğuz'un listesi kazandı 'Ihracat da siyaset gibi tıkandı' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Ihracatçılar Mec- lisi (TİM) Başkanı Okan Oğuz, seçim sisteminin getirdiği zayıf hükümetlerin siyaset ve sistem- leri tıkadığını savunarak. "Tüm alanlarda olduğu gibi ihracat da. siyasetle tıkanıyor. Seçim siste- mi değiştirilmeli" dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Fuat Miras da ülkenin hiçbir zaman bu büyüklükte bir rejim bunalımına sürüklenmediği- ni söyledi. Oğuz, TÎM'in 4. olağan genel kunılunun açılışında yaptığı konuş- mada, ülkenm yüksek faiz kıska- cında rant ekonomisine dönüştü- ğünü. ihracatı, ancak üreten. pa- zannı kaybetmek istemeyen sana- yicinin yapmaya çalıştığını söy- ledi. Yüksek enflasyon ve istikrar- sızlık nedeniyle yatınmdan kaçıl- dığını belırten Oğuz, ekonomıde- ki bu ukanıklığa siyasi sistemin ne- den olduğunu söyledi. Yasamaor- ganının ıstenen ve olması gereken şekılde çalışmadığını. hükümetin gündem önceliklerinin yanlış sıra- lanmasından ka>Tiaklandığını söy- leyen Oğuz. şöyle konuşru: "Bu başta tekstil sektörü ol- • Türkiye Ihracatçılar Meclisi Başkanı Okan Oğuz, seçim sisteminin getirdiği zayıf hükümetlerin siyaset ve sistemleri tıkadığını sav unarak, •'Tüm alanlarda olduğu gibi ihracat da, siyasetle tıkanıyor" dedi. mak üzere bütün alanlarda ih- racatın artışını engellemekte- dir." Oğuz. şöyle devam etti "Se- çim sisteminin getirdiği zayıf ik- tidar altarnatifleri. politik is- tikrarsızlık, uzun ömürlü olma- yan hükümet oluşumları, ilkesiz birliktelikler.seçmen iradesine av kırı siyasi oluşumlar... Sonuç; güçsüz siyasi iktidarlar. birkaç av sonra gündeme gelen yeni hü- kümet arayışları, yaşanan belir- sizlikler ve ertelenen üretim, ya- tırım, ihracat kararları ve niha- yet bu istikrarsızlığın. bu belir- sizliğin doğurduğu spekülatif eğilimler, denetimden yoksun ekonomik faaliyetler, güçlenen rant ekonomisi. Sorun, rejim tartışmalarını gündeme getiren, değişime ayak uyduramayan po- litik yapının kendisidir. Değişik- liğin seçim sisteminde mi. yöne- tim biçiminde mi olması gerek- tiği. iki turlu seçim mi, başkan- lık veya yarı başkanlık sistemi mi olacağı tartışılır. Ancak sistemin değişmesi gerekir." 'Rejim bunalımı' Oğuz'dan sonra söz alan TOBB Başkanı Miras, ekonomideki tı- kanıklığın arttığını, üretim ve ya- tınmlann durma noktasına geldi- ğinı belirterek. "İhracatladeğil, bono satışıyla ve faiz oranlarıv - la övünür hale gelmeve başla- dık" dedi. Miras, Türkiye'nin cumhuriyet tarihinde, rejim bunalımına bugü- ne kadar bu büyüklükte hiç sürük- lenmediğini. ülkede rejimin önü- nü açacak önlemlenn de alınma- dığını söyledi. RP'li Dev let Bakanı Sabri Te- kir de. hükümeti yıkma çabalan- nın ekonomıde gösterılmesi du- rumunda Türkiye'nin büyük bir gelişmeye gireceğinı söyledi. Türkiye Ihracatçılar Meclisi 4. Genel Kurulu'nda Okan Oğuz başkanlığa yenıden seçildi. 367 delegenin oy kullandığı seçimde, Oğuz'un listesi 208 oy alırken di- ğeraday Tunçtan Balcıoğlu'nun listesine ise 156 oy çıktı. TİM Başkanı Oğuz. ekonominin tıkandığını söyledi. Kumarhane kapatmaya Köşk'ten veto ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Sülev man Demirel, casino ve kumarhanele- rin kapatılmasını öngören yasa değışikliğini TBMM'ye iade etti. Demirel. "demokratik topluni düzeninin gerekleri, hukukun genel ilkeleri ve anayasa hüküm- leri" uyannca casınolann kapa- tılması yenne belirlı merkezlerde toplanması, Türk yurttaşlannın ginşinin yasaklanarak casinola- nn dış turizme hizmet eden nite- liğinin korunması gerektiğini bil- dirdi. Cumhurbaşkanlığı Basın Mer- kezi'nden yapılan açıklamada. Demirel'in Turizmı Teşvik Yasa- sı'nda değişiklik öngören yasayı bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iade ettıği belirtildi. Demirel. yasayla casinolann tama- men kapatılması yoluna gıdildiği- ni belirterek dev letin, casinolann belli bir süre işletilmesi için an- laşma yapan yabancı ve özel ser- maye kuruluşlanna doğacak her türlü zaran ödemeyi taahhüt etti- ğini kaydetti. SÖ2 konusu tazmi- natlarla ilgili sorunlann çözümlen- mesi ve yasanın yürürlüğünün an- laşmalann bitim tanhlerine göre belirlenmesi gerektiğini belirtti. Bakanlık, turizm sektörüne kazandırılmaları için çalışma başlattı Yazlıklar turizme açılıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tu- rizm Bakanlığı, sahil kıyılannda bulunan yazlıklann turizme açılması amacıyla ça- lışma başlattı. Bakanlığınbu projeyle.yı- lın belli aylannda boş kalan yazlıklan tu- rizme açarak. yaklaşık 460 bin yatak ka- pasitelik artış yaratmayı amaçladığı bildi- rildi. Projeye ılgi sağlayabilmek için tu- rizme açılan yazlıklara emlak vergisinde indirim yapılması planlanıyor. Turizm Bakanlığı'nca başlatılan proje- ye göre site şeklınde kurulan ve içinde yüz- me havuzu gibi sosyal tesisleri bulunan- lardan başlanarak yazlıklann şirketleş- mesi öngörülüyor. Şirketleşen sıtelerin. gerekli altyapıyı sağlayarak tatil köyü ve- ya apart otel olarak faaliyete geçebilmesı için bakanlığa başvurmalan gerekıyor. Bakanlık yetkilileri, tatil köyü turizmi için Batı ülkelerinde büyük talep olduğu- nu kaydederek, yılın önemli bölümünde boş duran yazlıklann faaliyete geçmesı ile bü- yük bir döv iz girdisi sağlanabileceğını söy- lediler. Yetkililer, Türkiye genelınde yak- laşık 240 bin yazlıktan 100 bin kadannın turizme kazandınlabileceğinı belirterek. bu yolla yatak kapasitesinde 460 binlik bir artışın sağlanabileceğini kaydettiler. Yazlıkçılığın sahil yörelerinde yoğun ya- pılaşmaya yol açtığını vurgulayan yetkili- ler. projenın yazlık furyasına da son ve- rebileceğını kaydettiler. Turizm Bakanlığı. projeye ilgiyi artı- rabilmek amacıyla turizme açılmayan yaz- lıklann emlak vergisinin yüzde 6'ya çıka- nlması için Malıye Bakanlığı ile temasa geçti. Yenıden düzenlenen emlak vergıle- rinın tunzme açılan yazlıklar için yüzde 3. açılmayanlar için yüzde 6 olmasını öne- ren Turizm Bakanlığı. Maliye Bakanlığı ile karşı karşıya geldı. Maliye Bakanlı- ğı'nın önerıye. farklı vergi oranlarının eşitlik ılkesıne aykırı olduğu görüşü ile karşı çıkması üzenne konunun Bakanlar Kurulu'na götürüleceği bildirildi. Sabancı, Alman ortağı ile lastik hammaddesi üretimine geçiyor HOECSA'ıun temeli atddıEkonomi Servisi - Hisselerinin yansı Hacı Ömer Sabancı Holding'e, yansı ise Alman kimya şirketi Hoechst'aaitolan HO- ECSA'nın lzmit'teki fabrikasının temeli dün Başbakan Necmettin Erbakan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik, Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ve Hoechst Yöne- tim Kurulu üvesi Justus Mısche'nin katıl- S A dığı bir törenle atıldı. 1999 yılı hazıran ayın- da bitirilmesı planla- nan fabrikada polies- ter ıplığınden lastik hammaddesi kord bezi üretileceği bildiril- di. Fabrikanın üretimının yüzde 80"ının dış pazara yönelik olacagı ve Hoechst firma- sınca Ortadoğu, Avrupa, Afrika ve Hindis- tan'a ihraç edileceği bıldinldi. Fabrikanın temel atma töreninde konu- şan Başbakan Necmettin Erbakan. geçen yıl Türkiye'nin ihracatının 25 milyardola- n aştığını belirterek. bu rakamın 2000 yı- lında 50 milyar dolara ulaşacağını öne sür- dü. Erbakan. "Eskiden Türkiye'ye siz fab- rika kurmayın. şeftali yetiştirin derlerdi. Şimdi ise en az yüzde 60-70'ini Türki- ye'de üretmek üzere uçak fabrikaları kuruvoruz" dedı. ÇİFTÇI D O S T U / SADULLAH USUMİ Türk Çiftçisi Siyasete Ağırlığını Koyuyor BURSA - Türk çiftçisi de nihayet siyasete ağırlığını koy- maya başladı. Bursa'da ge- çen yıl yapılan başanlı bir çift- çi hareketinin ardından bu yıl da kentin göbeğindeki Tayya- resineması'nda "Tanm Kurul- tayı" toplandı. Kurultaya ilgi büyüktü. Salon tıklım tıklım doluydu. Yüzlerce, binlerce çiftçi sabahtan akşama ka- dar konuşmaları büyük bir dikkatle izledi. Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, Tarım Bakanı Musa Demirci ile bir- likte CHP Bursa Mılletvekili Yahya Şimşek de kurultaya katıldı. Aynı zamanda Bursa Millet- vekili olan Savunma Bakanı Turhan Tayan'ın konuşması çiftçileri pek tatmin etmedi. Hatta, bakanın çiftçinin ör- gütlenmesi ile ilgili sözleri tep- kiye yol açtı. Buna karşılık. Erbakan-Çil- ler ortak hükümetinin tarım politikası şiddetli protestola- ra neden olduğu halde, Tarım Bakanı Musa Demircı'nin ko- nuşması ilgı topladı. Tarım Bakanı, 1980 yılından sonra izlenen tarım politikalarının hayvancılığın çökmesine ne- den olduğunu söyledi. Bu ara- da, halen hükümet ortakları olan Doğru Yol Partisi'nin tu- tumunu isim vermeden eleş- tirdı, Bakan, ayrıca hayvan ve et ithalatına da izin vermeye- ceğini açıkladı. Ama, Mani- sa'da olduğu gibi çiftçinin de kendi sorunlarına sahip çık- masını önerdi. Bakan kürsüye çağrıldığı zaman, salonda heyecan do- ruktaydı. Yüzlerce çiftçi hükü- metin tanm politikasını protes- to ediyordu. Tansu Çiller'in özelleştirme adı altında SEK, Et ve Balık Kurumu ile yem sa- nayii gibi kuruluşları haraç- mezat özel sektöre sattırma- sına tepkiler yaygı nlaşıyordu. Tarım Bakanı bu konuda üre- Bursalı domates üreticileri birkaç yıldan bu yana facia yaşadıklarını dile getirdiler. ticiler gibi düşündüğünü an- latmaya çalıştı. Ayrıca, tarım kesiminden sanayi kesimine haksız kaynak aktarıldığı yo- lundaki eleştirilerin doğrulu- ğunu kabul ettiğini söyledi. Ve böylece kendisini tepki ok- larından korumuş oldu. REFAHYOL'a eleştiri Tarım kurultayında buğday taban fiyatlarının beğenilme- diği de ortaya çıktı. Çıftçiler bu konuda hükümete ağır eleştiriler yöneltti. Örneğin, Bursa'nın Orhangazi Ziraat Odası Başkanı Fuat Sarı, Ni- lüfer Ziraat Odası Başkanı Şa- ban Yurttaş, Karacabey Zi- raat Odası Başkanı Nuri Ka- raca ve diğer konuşmacılar buğday taban fiyatlannın çok düşük olmasından yakındı- lar. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin peşin para ile hızlı alım yap- masını istediler. Fuat Sarı, Nuri Karaca, Şa- ban Yurttaş ve Bursalı mey- ve üreticilerinin en büyük sı- kıntısı ıthalattı. Süt ürünleri it- hal edilip süt üreticilerine. et ve hayvan ithal edilerek et üreticilerine, pamuk ithal edi- lerek pamuk üreticilerine, tü- tün ithal edilerek tütün üreti- cilerine darbe vuruluyordu. Türk tarımının çökmesinin başlıca nedenlerinden biri de kendi üreticimizi ve ürünleri- mizi yabancı ürünlere vurdur- maktı. Şımdi de, buzhanele- rimizde büyük çapta elma bu- lunduğu halde, Şıli'den veya başka ülkelerden elma ithal edilmesi üreticilerimizi isyan ettirdi. Zaten meyve üreticileri bu- güne kadar aracılar tarafın- dan soyulmuştu. Sıkıntısını üreticiler yaşarken, kazancı aracıların kasalarına akmıştı. Görünürde geniş çaplı alış- veriş vardı ama, paralar üre- ticilerin keselerı yerıne başka kasalara kayıyordu. 12 Eylül 1980 yılından sonra gelen hü- kümetlerin izledikleri politika- lar, tarım ürünlerini yetiştiren- leri batırırken, tüccar ve sa- nayiçilerini trilyoner yapıyor- du. Üreticiler borçtan harç- tan kırılırken, çocuklarına ka- lem defter almakta zorlanır- ken..tüccarı, sanayicisi, ihra- catçısı ve de ithalatçısı akıl almaz paralar kazanıyordu. Bankaların yüksek faiz uygu- lamaları da üreticilerin zarar- larının büyümesine yol açı- yordu. Bursalı domates üreticileri geçen yıl sanayicilerden ye- dikleri darbeyi hâlâ unutama- mışlardı. Kurultayda konuştu- ğumuz üreticilerin hemen hep- si birkaç seneden beri yaşa- dıkları "domates faciası"n\ an- latıyordu. Domatesleri düşük fıyatlarla satın alınmış, para- ları aylarca ödenmemişti. Bu nedenle bankalara, akarya- krt bayilerine, çeşitli esnafa borçlannı ödeyemedikleri için hayvanlannı, traktörierini, tar- lalarını satmak zorunda ka- lan binlerce üretici vardı. Özel- likle bankalara borçlannı za- manında kapatamayanlar kat- merli faiz ödemek zorunda kalmışlardı. Bu kadar işken- ce ve sıkıntı çektikleri halde, hükümetlerin sanayici ve tüc- cardan yana uygulama yap- maları domates üreticilerini çılgına çevırmişti. Işte. Bursa'nın ünlü Ziraat Odası başkanlarından Fuat Sarı. Nuri Karaca ve Şaban Yurttaş'ı da çileden çıkaran buydu. Üç başkan da kurul- tayda REFAHYOL hüküme- tinin süt, et. domates, buğday politikalarını şiddetli bir dille eleştirdiler. Ozellikle tarım ürünleri ithalatına acele son verilmesini istediler. Hükümetin tarım politika- sına ilk büyük tepki Bursa'dan gelmışti. Karacabey'de çiftçi- ler protesto yürüyüşleri yap- mıştı. Ardından Eskişehir'de ve Çorum'da büyük miting ve yürüyüşler düzenlenmişti. Bursalı çiftçiler, tepkilerini bir- kaç gün önce kapalı salonda yapılan kurultayla sürdürdü- ler. Bursa'daki kurultay, sağcı partilerin yıllardan beri sür- dürdükleri aldatmaca politika- ların artık iflas etmekte oldu- ğunu göstermesi açısından çok önemliydi. Yapılan konuşmalar ve din- leyicilerin tutumu, bundan sonra hiçbir çiftçinin boş va- atlerle bir sıyasal görüşün ar- kasından gitmeyeceğini or- taya koyuyordu. Zira, duygu- sal yaklaşımlarla bağlandık- ları sağcı partilerin veya hü- kümetlerin kendilerini tüccar ve sanayicinin kucağına attığı artık sadece konuşulur ol- maktan çıkmış, gözle görülür hale gelmişti. • tŞÇİNİN EVRENÎNDEN ŞÜKRAN SONER Fal Bakalım "Uç gun mu desem, beş gün mü desem, başına bir kuş konacak. Kuş konuyorbesbellı. amadevletku- şu mu baykuş mu, orası pek belli değil..." Bugünlerde siyasi partı lıderlerımizı birfalcının onü- ne oturtsak hemen hemen hepsı ıçın geçerli olmak üze- re aynı sözler soylenebılır. Bırılerı için polıtık yaşam- larının noktalanmasına doğru gibi yaşanan gelışme- ler, dtğerlerınin yıldızını parlatabılır. CHP'nin ıktidara yürüyüş yemeğinde Baykal'ın bence en gerçekçı, an- lamlı saptaması, kendilerınde hiçbir değişiklik olma- dan. toplumun kendilerine bakışının değişmesi ıdi. Baykal, özetle daha önce partı olarak savundukları de- ğerlerin tehdıt atlında olması nedenı ile CHP'ye bakı- şın ve CHP'den beklentılerın değıştiğının, yenıden "umut" olduklarının altını çiziyordu. Besbelli kı Bay- kal, kendisınin ve partisının başlarına konacak kuşun devlet kuşu olacagına inanıyor. Bu şansı kaçırmak ıs- temıyor. Ama öyle kıpırdamadan beklerken başa ko- nacak kuşun, pisliğini bırakıp uçup gıtmesı de olası. Eh, ondan sonrası da yoruma kalıyor. Malum, kuş pisliğinın uğur olduğuna, kuş tarafından pislenen in- sanın şansının dönüp kazanacağına inananlar çok. CHP'nin istanbul II Örgütü yemeğını bu gözle ızle- dığınizde, uğurlu kuşa inanan yenı bir halkanın oluş- tuğunu görebilıyordunuz. CHP'nin şansının dönduğü- ne, açıldığına ınanıp CHP'ye destek ya da yer kap- mak uzereyenı gelenler, partınin büyümesi anlamına geldikleri için olumlu hanesıne yazılıyorlar. Bir de daha önce ANAYOL - REFAHYOL formül- leri için çırpınıp sonuç alamayınca Baykal ve CHP'den merkez sağ bir partı yaratmak üzere hazır ve nazır olan- larvar. Ben, onları bir zamanlar CHP'nin başında bo- za pışırenler olarak da anımsıyorum, ama galiba CHP'lı- ler geçmışı unutmuş görünmeyi seçmışler. Sanki es- kı yollarını kesenlere, şımdı yollarını, şanslarını aça- caklar olarak sarılmışlar. Baykal ve CHP, bu şans dönümüden nasıl yarar- lanmak ıstıyorlar? Doğrusu bir ıpucu yakalamak zor. Bana henüz üzerındefazlacadüşünmemişler. herşe- yı oluruna, rüzgârın yönüne bırakmışlar, tekneye ye- nı motortakmamışlar gibi geldi. Hanı ortada da bırtek- neyi gotürecek öyle kuvvetli bir rüzgâr, teknede bun- dan yararlanacak yelkenler bıle yok. Baykal ve CHP'nin başlarının üzennde dolaşmak- ta olan kuşun devlet kuşu. talıh kuşu ya da baykuş olup olmayacağı ile şüphesız en çok Ecevit ve çev- resı ılgılenıyor. Ecevit ve çevresı de asıl devlet, talıh kuşunun kendi başlarının üzerınde dolaşmakta oldu- ğuna inanıyor. Ecevit; devlet, talih kuşunun kendi ba- şının üzerinde, baykuşun Baykal'ın üzerinde kalabıl- mesı üzerine kafa patlatıp formuller üretiyor. Aynı şe- yı karşı taraf da yapınca, "Bu hukumet gıtsın, ama ye- nı bir cumhuriyet hükümeti olsun; hayır seçim hükü- meti olsun" türünden farklı formuller ortaya çıkıyor. Aynıturden bir oyun, merkez sağı kapmaadınaYıl- maz-Çiller arasında hep oynanırken şimdı devreye bir büyük yenı oyun gırmış bulunuyor: Bu yenı kırlı oyun, çok büyük ve kırlı çıkarlar adına bırlikte görünüp bir- birıne en büyük oyunu oynayabilme sanatında en us- talar arasında, Çıller-Erbakan kapışması olarak ya- şanıyor. Şunun şurasında sayılı gün kaldı, ama bız hâ- lâ Erbakan ve Çiller'in koltuk pazarlıklarının nerelere varabıleceğının hesabını yapmıyor, sonuçlarını kestı- remiyoruz. Şeriatın geleceğının lıderliğını kapma adına Erba- kan-Gülen, ülkücü mırası paylaşma adına Türkeş-Ya- zıcıoğlu.. burada adları ve taktıklerı sayıldığında yer kalmayacak diğerlerinın turnuvaları da cabası. Siya- setin ıçınde çözüm üretılememesı ile sıyasetin ıçıne girmiş askerlerı bu oyunların ıçınde yerlerine oturtmak çok daha zor. Yöneten, hakem demek de olmuyor. Çun- ku her tür kuralsızlığın, kırlilığin geçerli olduğu oyun- lara, müdahalelen yöneten, hakem gıbı de değıl. Oyun- ların kuralsızlığına, kırliliğine kızıp araya gırdıklennde, doğrudan topa el koyup oyunu kendi kuralları ile ken- di çızdikleri sınırlar içinde oynayıp oyundan çıkabıli- yorlar. Her aşamada. her oyuna gırıp çıkabıliyorlar. Başı. sonu, kuralları belirsiz oyunlar arasında. lıder- lerın başlarında devlet kuşu. talih kuşu, baykuş dola- şıp dururken her şey bu kadar değışken, sonu kesti- rılemez iken, varlıklarını liderlere bağlamış, mılletin vekıli olamayanlar, yağdanlıklar ne yapsın? Çıkarları ve de büyük olasılıkla açıkları ile Çiller'e gobekten bağlı olanlar, bılselerki Çiller'in ışi bıttı, ken- di sonlannı da getırmek pahasına yanında kahrlar mı? Şeriatçılar, Erbakan'ın gıdışınden emın olsalar, "en az zaiyatla çekilme" stratejisini savunanlann peşıne ta- kılmazlar mı? Şöyle bıraz kahve, tarot falından anla- yan çıksa, hangi liderlerin başına devlet, talih kuşu, hangılerinın başlarına baykuş konacağını kesın açık- lasa bir sürü milletın vekilı olamamış, kazananın ya- nında olup kurtulmak isteyenlere yardımcı olacak. Onların başına konacak kuşun cınsinı belırleyıp onla- rı bir o yana bir bu yana yalpalamaktan kurtarıp kah- ramanlar gibi çıkış yapmalarını sağlayacak. Zaten önümüzdeki yakın günler, bu anlamda cep- he değıştireceklerin sürprizçıkışlanna, şok bilgılerle, şok açıklamalarına gebe. Türkiye insan hakları, kısır demokrasisini daha da çıkmaza sokan günler yaşı- yor. Insanlar, cumhuriyet tarihinın en kötü yöneticile- rınin elinde. yaşamlarını, geleceklerinı ipotek altına alan kötü kararlara hedef oluyor. Ama çirkin olduğu kadar, akıl almaz entrika, bılinmeyenle dolu, o ölçü- de merakla izlenen şok oyunların seyrınin büyüsüne de kapılmış bulunuyor. Olup bitenlere karalar bağla- mak ya da ınsan gibi tepki göstermek yerine, seyirci kalışımızda eksik demokrasi kültürümüz yanında, bu çekiciliğın de galiba bir payı var. Kombassan sözleşmeye uymuyor İşçilere sıfır zam baskısı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - RP'lı ik- tidarda güç kazanan Isla- mi sermayenin önde ge- len kuruluşlanndan Kom- bassan şirketinin. Petlas'ı aldıktan sonra satış söz- leşmesine uymadığı bildi- rildi. Petrol-lş Genel Baş- kanı Bayram Yıldınm. özelleştirme öncesinde başlatılan toplusözleşme görüşmelennin de. "ka- zanılmış hakların yok sayılması ve sıfır ücret dayatması" nedeniyle tı- kandığını kaydetti. Petrol-tş Genel Baş- kanı Yıldırım. dün yap- tığı yazılı açıklamada. \nayasa Mahkemesf nin 5 Mayıs 1997 tanhinde Özelleştirme Yasası'nın değertespit ve ihaleyön- temlerini iptal etmesine karşın, 10 milyon dolann üzerinde alacağı ve sto- ku bulunan Petlas'ın pe- şin 3.6 milyon, 7 yıl va- delı 35.7 milyon dolara Kombassan'a satıldığını anımsattı. Yıldınm, ilk 3 ay içinde hiçbir ışçinin iş- ten atılmaması satış söz- leşmesınde yer almasına karşın. üyelerin baskı vo- luyla istifa ettirildiğini bil- dirdi. Satış sözleşmesin- deki "Gelecek 3 vıl için- de istihdamın 700 işçi- den aşağı düşürülmeye- ceği" hükmüne dıkkat çe- ken Yıldınm. "Bu 700 iş- çinin mevcut çalışanlar- dan olmavacağı işveren tarafından dile getiril- mektedir. Bu durumda 6 Ağustos 1997'de 3 ay dolmuş olacak ve işve- ren işçilerin büyük bir bölümünü işten çıkara- bilecektir" dedi. BayTam Yıldınm, özel- leştirme öncesinde başla- tılan toplusözleşme gö- rüşmelerinın. "kazanıl- mış hakların yok sayıl- ması ve sıfır ücret da- yatması" karşısında tı- kandığını bildırdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle