Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11T HAZİRAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Etibank'ın
özelleştipilmesi
• ANKARA
(Cumhuri>et Biirosu) -
Etibank'ın
özelleştınlmesi için açılan
ihalede en yüksek teklifı
veren Doğan Kumaşçılık
AŞ'nin. satış bedelenin
yüzde 40'ını henüz
ödemediği ögrenildi.
Özelleştirme Idaresi
Başkanlığı yetkilıleri,
daha önce Doğan
Kumaşçılık AŞ'nin 185
milyon dolarlık satış
bedelinin yüzde 40"ını
dün akşam mesai saati
bitimine kadar ödemesi
gerektiğini belirtmişlerdi.
Idare yetkılileri, söz
konusu sürenin sona
ermesının ardından
konuyla ilgili resmi bir
açıklama yapmadılar.
Etibank"ın satışına ilişkin
kesin durumun bugün
açıklıga kavuşacağı
belirtildi.
'Deli dana etleri
TüPkiye'de'
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Biirosu) - Süt ve Et
Üreticileri Birliği Genel
Başkanı Ahmet Arsan,
Türkiye'nin AB ülkeleri ile
imzaladığı anlaşma ve
sözleşmelerle. geçen yıl
ortaya çıkan "deli dana
hastalığı" krizi döneminde
Avrupa'nm elinde kalan 38
bin ton etten hazırlanan et-
kemik unlarıni ıthal etmeye
mecbur tutulduğunu öne
sürdü. Arsan, "Avrupa. deli
dana hastalığı knzi
sırasında tüketıcinin
endişesi yüzünden elinde
kalan etlen et-kemık unu
haline getirdi. Türkiye,
Avrupalının stokladığı bu
ürünleri ahp hayvan yemı,
gübre ve bazı gıda
mad=delerinde kullanmak
üzere sınırsız olarak ıthal
etmek zorundadır" dedı.
Irak'a ticaret
Türkiye'ye yasak
• tSKENDERUN
(Cumhuriyet Güney
tlleri Bürosu) -
Uluslararası Nakliyatçılar
Derneği'nin Irak ve Suudi
Arabistan'dan sorumlu
yönetim kurulu üyesi
Mehmet Yüksekgönül,
Irak'la ticaret konusunda
her şeyin Birleşmış
Milletler"e
danışılmamasını önerdi.
Yüksekgönül. "BM. her
şeye izın vermiyor, vermek
istemiyor. O zaman
Ürdün'ün Akabe
Lımanı'na gıdıvorlar.
Oralardan Irak'a yapılan
ticarete kimsenin bir şey
dediği yok" diye yakındı.
bıterbank
sermaye arttırdı
• Ekonomi Servisi -
INTERBANK'ın,
sermayesını yüzde 50
oranında arttıımayı
planladığı bıldinldi.
Yapılan yazılı açıklamada,
bankanın dün düzenlenen
Olağanüstü Genel Kurul
Toplantısı'nda. sermayesini
10 tnlyon lıradan 15 trilyon
liraya çıkarma karan aldığı
belirtildi.
Elektrikte Dogu
aboneterhıe af
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgesinde
bulunan 15 ilde, 30 eylüle
kadar elektnk abonesi
olacak yurttaşlardan.
"tesise iştirak bedeli"
alınmayacak. Türkiye
Elektrik Dağıtım A.Ş.
Genel Müdürü Mustafa
Öztürk. söz konusu illerde
1997 Nisan sonuna kadar
tüketilen elektrik bedeline
ait anapara borçlannı
ödeyen yurttaşlardan
gecikme bedelinin de
alınmayacağını açıkladı.
Ajüminyum ve
kömüre zam
• SEYDİŞEHİR (AA) -
Konva'nın Seydişehir
ilçesınde kurulu Etibank
Alüminyum Tesisleri'nde
üretılen ürünlerden külçe
alüminyumun fiyatına
yüzde 2.14 oranında zam
yapıldı. Külçe
alüminyumun ton fiyatı
250 milyon 410 bin lıradan
255 milyon 771 bin liraya
yükseltildı. Öte yandan
Türkiye Taşkömürü
Kurumu'nca üretilen
taşkömürü ve yan
ürünlenne yüzde 10 zam
yapıldı.
TİM'in 4. olağan genel kurulunu 367 oyun 208'ini alan Okan Oğuz'un listesi kazandı
'Ihracat da siyaset gibi tıkandı'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Ihracatçılar Mec-
lisi (TİM) Başkanı Okan Oğuz,
seçim sisteminin getirdiği zayıf
hükümetlerin siyaset ve sistem-
leri tıkadığını savunarak. "Tüm
alanlarda olduğu gibi ihracat da.
siyasetle tıkanıyor. Seçim siste-
mi değiştirilmeli" dedi. Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Başkanı Fuat Miras da ülkenin
hiçbir zaman bu büyüklükte bir
rejim bunalımına sürüklenmediği-
ni söyledi.
Oğuz, TÎM'in 4. olağan genel
kunılunun açılışında yaptığı konuş-
mada, ülkenm yüksek faiz kıska-
cında rant ekonomisine dönüştü-
ğünü. ihracatı, ancak üreten. pa-
zannı kaybetmek istemeyen sana-
yicinin yapmaya çalıştığını söy-
ledi.
Yüksek enflasyon ve istikrar-
sızlık nedeniyle yatınmdan kaçıl-
dığını belırten Oğuz, ekonomıde-
ki bu ukanıklığa siyasi sistemin ne-
den olduğunu söyledi. Yasamaor-
ganının ıstenen ve olması gereken
şekılde çalışmadığını. hükümetin
gündem önceliklerinin yanlış sıra-
lanmasından ka>Tiaklandığını söy-
leyen Oğuz. şöyle konuşru:
"Bu başta tekstil sektörü ol-
• Türkiye Ihracatçılar Meclisi
Başkanı Okan Oğuz, seçim
sisteminin getirdiği zayıf
hükümetlerin siyaset ve
sistemleri tıkadığını sav unarak,
•'Tüm alanlarda olduğu gibi
ihracat da, siyasetle tıkanıyor"
dedi.
mak üzere bütün alanlarda ih-
racatın artışını engellemekte-
dir."
Oğuz. şöyle devam etti "Se-
çim sisteminin getirdiği zayıf ik-
tidar altarnatifleri. politik is-
tikrarsızlık, uzun ömürlü olma-
yan hükümet oluşumları, ilkesiz
birliktelikler.seçmen iradesine
av kırı siyasi oluşumlar... Sonuç;
güçsüz siyasi iktidarlar. birkaç
av sonra gündeme gelen yeni hü-
kümet arayışları, yaşanan belir-
sizlikler ve ertelenen üretim, ya-
tırım, ihracat kararları ve niha-
yet bu istikrarsızlığın. bu belir-
sizliğin doğurduğu spekülatif
eğilimler, denetimden yoksun
ekonomik faaliyetler, güçlenen
rant ekonomisi. Sorun, rejim
tartışmalarını gündeme getiren,
değişime ayak uyduramayan po-
litik yapının kendisidir. Değişik-
liğin seçim sisteminde mi. yöne-
tim biçiminde mi olması gerek-
tiği. iki turlu seçim mi, başkan-
lık veya yarı başkanlık sistemi mi
olacağı tartışılır. Ancak sistemin
değişmesi gerekir."
'Rejim bunalımı'
Oğuz'dan sonra söz alan TOBB
Başkanı Miras, ekonomideki tı-
kanıklığın arttığını, üretim ve ya-
tınmlann durma noktasına geldi-
ğinı belirterek. "İhracatladeğil,
bono satışıyla ve faiz oranlarıv -
la övünür hale gelmeve başla-
dık" dedi.
Miras, Türkiye'nin cumhuriyet
tarihinde, rejim bunalımına bugü-
ne kadar bu büyüklükte hiç sürük-
lenmediğini. ülkede rejimin önü-
nü açacak önlemlenn de alınma-
dığını söyledi.
RP'li Dev let Bakanı Sabri Te-
kir de. hükümeti yıkma çabalan-
nın ekonomıde gösterılmesi du-
rumunda Türkiye'nin büyük bir
gelişmeye gireceğinı söyledi.
Türkiye Ihracatçılar Meclisi 4.
Genel Kurulu'nda Okan Oğuz
başkanlığa yenıden seçildi. 367
delegenin oy kullandığı seçimde,
Oğuz'un listesi 208 oy alırken di-
ğeraday Tunçtan Balcıoğlu'nun
listesine ise 156 oy çıktı. TİM Başkanı Oğuz. ekonominin tıkandığını söyledi.
Kumarhane
kapatmaya
Köşk'ten veto
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Sülev man
Demirel, casino ve kumarhanele-
rin kapatılmasını öngören yasa
değışikliğini TBMM'ye iade etti.
Demirel. "demokratik topluni
düzeninin gerekleri, hukukun
genel ilkeleri ve anayasa hüküm-
leri" uyannca casınolann kapa-
tılması yenne belirlı merkezlerde
toplanması, Türk yurttaşlannın
ginşinin yasaklanarak casinola-
nn dış turizme hizmet eden nite-
liğinin korunması gerektiğini bil-
dirdi.
Cumhurbaşkanlığı Basın Mer-
kezi'nden yapılan açıklamada.
Demirel'in Turizmı Teşvik Yasa-
sı'nda değişiklik öngören yasayı
bir kez daha görüşülmek üzere
TBMM'ye iade ettıği belirtildi.
Demirel. yasayla casinolann tama-
men kapatılması yoluna gıdildiği-
ni belirterek dev letin, casinolann
belli bir süre işletilmesi için an-
laşma yapan yabancı ve özel ser-
maye kuruluşlanna doğacak her
türlü zaran ödemeyi taahhüt etti-
ğini kaydetti. SÖ2 konusu tazmi-
natlarla ilgili sorunlann çözümlen-
mesi ve yasanın yürürlüğünün an-
laşmalann bitim tanhlerine göre
belirlenmesi gerektiğini belirtti.
Bakanlık, turizm sektörüne kazandırılmaları için çalışma başlattı
Yazlıklar turizme açılıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tu-
rizm Bakanlığı, sahil kıyılannda bulunan
yazlıklann turizme açılması amacıyla ça-
lışma başlattı. Bakanlığınbu projeyle.yı-
lın belli aylannda boş kalan yazlıklan tu-
rizme açarak. yaklaşık 460 bin yatak ka-
pasitelik artış yaratmayı amaçladığı bildi-
rildi. Projeye ılgi sağlayabilmek için tu-
rizme açılan yazlıklara emlak vergisinde
indirim yapılması planlanıyor.
Turizm Bakanlığı'nca başlatılan proje-
ye göre site şeklınde kurulan ve içinde yüz-
me havuzu gibi sosyal tesisleri bulunan-
lardan başlanarak yazlıklann şirketleş-
mesi öngörülüyor. Şirketleşen sıtelerin.
gerekli altyapıyı sağlayarak tatil köyü ve-
ya apart otel olarak faaliyete geçebilmesı
için bakanlığa başvurmalan gerekıyor.
Bakanlık yetkilileri, tatil köyü turizmi
için Batı ülkelerinde büyük talep olduğu-
nu kaydederek, yılın önemli bölümünde boş
duran yazlıklann faaliyete geçmesı ile bü-
yük bir döv iz girdisi sağlanabileceğını söy-
lediler. Yetkililer, Türkiye genelınde yak-
laşık 240 bin yazlıktan 100 bin kadannın
turizme kazandınlabileceğinı belirterek.
bu yolla yatak kapasitesinde 460 binlik
bir artışın sağlanabileceğini kaydettiler.
Yazlıkçılığın sahil yörelerinde yoğun ya-
pılaşmaya yol açtığını vurgulayan yetkili-
ler. projenın yazlık furyasına da son ve-
rebileceğını kaydettiler.
Turizm Bakanlığı. projeye ilgiyi artı-
rabilmek amacıyla turizme açılmayan yaz-
lıklann emlak vergisinin yüzde 6'ya çıka-
nlması için Malıye Bakanlığı ile temasa
geçti. Yenıden düzenlenen emlak vergıle-
rinın tunzme açılan yazlıklar için yüzde
3. açılmayanlar için yüzde 6 olmasını öne-
ren Turizm Bakanlığı. Maliye Bakanlığı
ile karşı karşıya geldı. Maliye Bakanlı-
ğı'nın önerıye. farklı vergi oranlarının
eşitlik ılkesıne aykırı olduğu görüşü ile
karşı çıkması üzenne konunun Bakanlar
Kurulu'na götürüleceği bildirildi.
Sabancı, Alman ortağı ile lastik hammaddesi üretimine geçiyor
HOECSA'ıun temeli atddıEkonomi Servisi - Hisselerinin yansı
Hacı Ömer Sabancı Holding'e, yansı ise
Alman kimya şirketi Hoechst'aaitolan HO-
ECSA'nın lzmit'teki fabrikasının temeli dün
Başbakan Necmettin Erbakan, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik,
Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai
Kutan, Sabancı Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Sakıp Sabancı ve Hoechst Yöne-
tim Kurulu üvesi Justus Mısche'nin katıl-
S A
dığı bir törenle atıldı.
1999 yılı hazıran ayın-
da bitirilmesı planla-
nan fabrikada polies-
ter ıplığınden lastik
hammaddesi kord bezi üretileceği bildiril-
di. Fabrikanın üretimının yüzde 80"ının dış
pazara yönelik olacagı ve Hoechst firma-
sınca Ortadoğu, Avrupa, Afrika ve Hindis-
tan'a ihraç edileceği bıldinldi.
Fabrikanın temel atma töreninde konu-
şan Başbakan Necmettin Erbakan. geçen
yıl Türkiye'nin ihracatının 25 milyardola-
n aştığını belirterek. bu rakamın 2000 yı-
lında 50 milyar dolara ulaşacağını öne sür-
dü. Erbakan. "Eskiden Türkiye'ye siz fab-
rika kurmayın. şeftali yetiştirin derlerdi.
Şimdi ise en az yüzde 60-70'ini Türki-
ye'de üretmek üzere uçak fabrikaları
kuruvoruz" dedı.
ÇİFTÇI D O S T U / SADULLAH USUMİ
Türk Çiftçisi Siyasete Ağırlığını Koyuyor
BURSA - Türk çiftçisi de
nihayet siyasete ağırlığını koy-
maya başladı. Bursa'da ge-
çen yıl yapılan başanlı bir çift-
çi hareketinin ardından bu yıl
da kentin göbeğindeki Tayya-
resineması'nda "Tanm Kurul-
tayı" toplandı. Kurultaya ilgi
büyüktü. Salon tıklım tıklım
doluydu. Yüzlerce, binlerce
çiftçi sabahtan akşama ka-
dar konuşmaları büyük bir
dikkatle izledi. Milli Savunma
Bakanı Turhan Tayan, Tarım
Bakanı Musa Demirci ile bir-
likte CHP Bursa Mılletvekili
Yahya Şimşek de kurultaya
katıldı.
Aynı zamanda Bursa Millet-
vekili olan Savunma Bakanı
Turhan Tayan'ın konuşması
çiftçileri pek tatmin etmedi.
Hatta, bakanın çiftçinin ör-
gütlenmesi ile ilgili sözleri tep-
kiye yol açtı.
Buna karşılık. Erbakan-Çil-
ler ortak hükümetinin tarım
politikası şiddetli protestola-
ra neden olduğu halde, Tarım
Bakanı Musa Demircı'nin ko-
nuşması ilgı topladı. Tarım
Bakanı, 1980 yılından sonra
izlenen tarım politikalarının
hayvancılığın çökmesine ne-
den olduğunu söyledi. Bu ara-
da, halen hükümet ortakları
olan Doğru Yol Partisi'nin tu-
tumunu isim vermeden eleş-
tirdı, Bakan, ayrıca hayvan ve
et ithalatına da izin vermeye-
ceğini açıkladı. Ama, Mani-
sa'da olduğu gibi çiftçinin de
kendi sorunlarına sahip çık-
masını önerdi.
Bakan kürsüye çağrıldığı
zaman, salonda heyecan do-
ruktaydı. Yüzlerce çiftçi hükü-
metin tanm politikasını protes-
to ediyordu. Tansu Çiller'in
özelleştirme adı altında SEK,
Et ve Balık Kurumu ile yem sa-
nayii gibi kuruluşları haraç-
mezat özel sektöre sattırma-
sına tepkiler yaygı nlaşıyordu.
Tarım Bakanı bu konuda üre-
Bursalı domates üreticileri birkaç yıldan bu yana facia yaşadıklarını dile getirdiler.
ticiler gibi düşündüğünü an-
latmaya çalıştı. Ayrıca, tarım
kesiminden sanayi kesimine
haksız kaynak aktarıldığı yo-
lundaki eleştirilerin doğrulu-
ğunu kabul ettiğini söyledi.
Ve böylece kendisini tepki ok-
larından korumuş oldu.
REFAHYOL'a eleştiri
Tarım kurultayında buğday
taban fiyatlarının beğenilme-
diği de ortaya çıktı. Çıftçiler
bu konuda hükümete ağır
eleştiriler yöneltti. Örneğin,
Bursa'nın Orhangazi Ziraat
Odası Başkanı Fuat Sarı, Ni-
lüfer Ziraat Odası Başkanı Şa-
ban Yurttaş, Karacabey Zi-
raat Odası Başkanı Nuri Ka-
raca ve diğer konuşmacılar
buğday taban fiyatlannın çok
düşük olmasından yakındı-
lar. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin
peşin para ile hızlı alım yap-
masını istediler.
Fuat Sarı, Nuri Karaca, Şa-
ban Yurttaş ve Bursalı mey-
ve üreticilerinin en büyük sı-
kıntısı ıthalattı. Süt ürünleri it-
hal edilip süt üreticilerine. et
ve hayvan ithal edilerek et
üreticilerine, pamuk ithal edi-
lerek pamuk üreticilerine, tü-
tün ithal edilerek tütün üreti-
cilerine darbe vuruluyordu.
Türk tarımının çökmesinin
başlıca nedenlerinden biri de
kendi üreticimizi ve ürünleri-
mizi yabancı ürünlere vurdur-
maktı. Şımdi de, buzhanele-
rimizde büyük çapta elma bu-
lunduğu halde, Şıli'den veya
başka ülkelerden elma ithal
edilmesi üreticilerimizi isyan
ettirdi.
Zaten meyve üreticileri bu-
güne kadar aracılar tarafın-
dan soyulmuştu. Sıkıntısını
üreticiler yaşarken, kazancı
aracıların kasalarına akmıştı.
Görünürde geniş çaplı alış-
veriş vardı ama, paralar üre-
ticilerin keselerı yerıne başka
kasalara kayıyordu. 12 Eylül
1980 yılından sonra gelen hü-
kümetlerin izledikleri politika-
lar, tarım ürünlerini yetiştiren-
leri batırırken, tüccar ve sa-
nayiçilerini trilyoner yapıyor-
du. Üreticiler borçtan harç-
tan kırılırken, çocuklarına ka-
lem defter almakta zorlanır-
ken..tüccarı, sanayicisi, ihra-
catçısı ve de ithalatçısı akıl
almaz paralar kazanıyordu.
Bankaların yüksek faiz uygu-
lamaları da üreticilerin zarar-
larının büyümesine yol açı-
yordu.
Bursalı domates üreticileri
geçen yıl sanayicilerden ye-
dikleri darbeyi hâlâ unutama-
mışlardı. Kurultayda konuştu-
ğumuz üreticilerin hemen hep-
si birkaç seneden beri yaşa-
dıkları "domates faciası"n\ an-
latıyordu. Domatesleri düşük
fıyatlarla satın alınmış, para-
ları aylarca ödenmemişti. Bu
nedenle bankalara, akarya-
krt bayilerine, çeşitli esnafa
borçlannı ödeyemedikleri için
hayvanlannı, traktörierini, tar-
lalarını satmak zorunda ka-
lan binlerce üretici vardı. Özel-
likle bankalara borçlannı za-
manında kapatamayanlar kat-
merli faiz ödemek zorunda
kalmışlardı. Bu kadar işken-
ce ve sıkıntı çektikleri halde,
hükümetlerin sanayici ve tüc-
cardan yana uygulama yap-
maları domates üreticilerini
çılgına çevırmişti.
Işte. Bursa'nın ünlü Ziraat
Odası başkanlarından Fuat
Sarı. Nuri Karaca ve Şaban
Yurttaş'ı da çileden çıkaran
buydu. Üç başkan da kurul-
tayda REFAHYOL hüküme-
tinin süt, et. domates, buğday
politikalarını şiddetli bir dille
eleştirdiler. Ozellikle tarım
ürünleri ithalatına acele son
verilmesini istediler.
Hükümetin tarım politika-
sına ilk büyük tepki Bursa'dan
gelmışti. Karacabey'de çiftçi-
ler protesto yürüyüşleri yap-
mıştı. Ardından Eskişehir'de
ve Çorum'da büyük miting
ve yürüyüşler düzenlenmişti.
Bursalı çiftçiler, tepkilerini bir-
kaç gün önce kapalı salonda
yapılan kurultayla sürdürdü-
ler.
Bursa'daki kurultay, sağcı
partilerin yıllardan beri sür-
dürdükleri aldatmaca politika-
ların artık iflas etmekte oldu-
ğunu göstermesi açısından
çok önemliydi.
Yapılan konuşmalar ve din-
leyicilerin tutumu, bundan
sonra hiçbir çiftçinin boş va-
atlerle bir sıyasal görüşün ar-
kasından gitmeyeceğini or-
taya koyuyordu. Zira, duygu-
sal yaklaşımlarla bağlandık-
ları sağcı partilerin veya hü-
kümetlerin kendilerini tüccar
ve sanayicinin kucağına attığı
artık sadece konuşulur ol-
maktan çıkmış, gözle görülür
hale gelmişti. •
tŞÇİNİN EVRENÎNDEN
ŞÜKRAN SONER
Fal Bakalım
"Uç gun mu desem, beş gün mü desem, başına
bir kuş konacak. Kuş konuyorbesbellı. amadevletku-
şu mu baykuş mu, orası pek belli değil..."
Bugünlerde siyasi partı lıderlerımizı birfalcının onü-
ne oturtsak hemen hemen hepsı ıçın geçerli olmak üze-
re aynı sözler soylenebılır. Bırılerı için polıtık yaşam-
larının noktalanmasına doğru gibi yaşanan gelışme-
ler, dtğerlerınin yıldızını parlatabılır. CHP'nin ıktidara
yürüyüş yemeğinde Baykal'ın bence en gerçekçı, an-
lamlı saptaması, kendilerınde hiçbir değişiklik olma-
dan. toplumun kendilerine bakışının değişmesi ıdi.
Baykal, özetle daha önce partı olarak savundukları de-
ğerlerin tehdıt atlında olması nedenı ile CHP'ye bakı-
şın ve CHP'den beklentılerın değıştiğının, yenıden
"umut" olduklarının altını çiziyordu. Besbelli kı Bay-
kal, kendisınin ve partisının başlarına konacak kuşun
devlet kuşu olacagına inanıyor. Bu şansı kaçırmak ıs-
temıyor. Ama öyle kıpırdamadan beklerken başa ko-
nacak kuşun, pisliğini bırakıp uçup gıtmesı de olası.
Eh, ondan sonrası da yoruma kalıyor. Malum, kuş
pisliğinın uğur olduğuna, kuş tarafından pislenen in-
sanın şansının dönüp kazanacağına inananlar çok.
CHP'nin istanbul II Örgütü yemeğını bu gözle ızle-
dığınizde, uğurlu kuşa inanan yenı bir halkanın oluş-
tuğunu görebilıyordunuz. CHP'nin şansının dönduğü-
ne, açıldığına ınanıp CHP'ye destek ya da yer kap-
mak uzereyenı gelenler, partınin büyümesi anlamına
geldikleri için olumlu hanesıne yazılıyorlar.
Bir de daha önce ANAYOL - REFAHYOL formül-
leri için çırpınıp sonuç alamayınca Baykal ve CHP'den
merkez sağ bir partı yaratmak üzere hazır ve nazır olan-
larvar. Ben, onları bir zamanlar CHP'nin başında bo-
za pışırenler olarak da anımsıyorum, ama galiba CHP'lı-
ler geçmışı unutmuş görünmeyi seçmışler. Sanki es-
kı yollarını kesenlere, şımdı yollarını, şanslarını aça-
caklar olarak sarılmışlar.
Baykal ve CHP, bu şans dönümüden nasıl yarar-
lanmak ıstıyorlar? Doğrusu bir ıpucu yakalamak zor.
Bana henüz üzerındefazlacadüşünmemişler. herşe-
yı oluruna, rüzgârın yönüne bırakmışlar, tekneye ye-
nı motortakmamışlar gibi geldi. Hanı ortada da bırtek-
neyi gotürecek öyle kuvvetli bir rüzgâr, teknede bun-
dan yararlanacak yelkenler bıle yok.
Baykal ve CHP'nin başlarının üzennde dolaşmak-
ta olan kuşun devlet kuşu. talıh kuşu ya da baykuş
olup olmayacağı ile şüphesız en çok Ecevit ve çev-
resı ılgılenıyor. Ecevit ve çevresı de asıl devlet, talıh
kuşunun kendi başlarının üzerınde dolaşmakta oldu-
ğuna inanıyor. Ecevit; devlet, talih kuşunun kendi ba-
şının üzerinde, baykuşun Baykal'ın üzerinde kalabıl-
mesı üzerine kafa patlatıp formuller üretiyor. Aynı şe-
yı karşı taraf da yapınca, "Bu hukumet gıtsın, ama ye-
nı bir cumhuriyet hükümeti olsun; hayır seçim hükü-
meti olsun" türünden farklı formuller ortaya çıkıyor.
Aynıturden bir oyun, merkez sağı kapmaadınaYıl-
maz-Çiller arasında hep oynanırken şimdı devreye
bir büyük yenı oyun gırmış bulunuyor: Bu yenı kırlı oyun,
çok büyük ve kırlı çıkarlar adına bırlikte görünüp bir-
birıne en büyük oyunu oynayabilme sanatında en us-
talar arasında, Çıller-Erbakan kapışması olarak ya-
şanıyor. Şunun şurasında sayılı gün kaldı, ama bız hâ-
lâ Erbakan ve Çiller'in koltuk pazarlıklarının nerelere
varabıleceğının hesabını yapmıyor, sonuçlarını kestı-
remiyoruz.
Şeriatın geleceğının lıderliğını kapma adına Erba-
kan-Gülen, ülkücü mırası paylaşma adına Türkeş-Ya-
zıcıoğlu.. burada adları ve taktıklerı sayıldığında yer
kalmayacak diğerlerinın turnuvaları da cabası. Siya-
setin ıçınde çözüm üretılememesı ile sıyasetin ıçıne
girmiş askerlerı bu oyunların ıçınde yerlerine oturtmak
çok daha zor. Yöneten, hakem demek de olmuyor. Çun-
ku her tür kuralsızlığın, kırlilığin geçerli olduğu oyun-
lara, müdahalelen yöneten, hakem gıbı de değıl. Oyun-
ların kuralsızlığına, kırliliğine kızıp araya gırdıklennde,
doğrudan topa el koyup oyunu kendi kuralları ile ken-
di çızdikleri sınırlar içinde oynayıp oyundan çıkabıli-
yorlar. Her aşamada. her oyuna gırıp çıkabıliyorlar.
Başı. sonu, kuralları belirsiz oyunlar arasında. lıder-
lerın başlarında devlet kuşu. talih kuşu, baykuş dola-
şıp dururken her şey bu kadar değışken, sonu kesti-
rılemez iken, varlıklarını liderlere bağlamış, mılletin
vekıli olamayanlar, yağdanlıklar ne yapsın?
Çıkarları ve de büyük olasılıkla açıkları ile Çiller'e
gobekten bağlı olanlar, bılselerki Çiller'in ışi bıttı, ken-
di sonlannı da getırmek pahasına yanında kahrlar mı?
Şeriatçılar, Erbakan'ın gıdışınden emın olsalar, "en az
zaiyatla çekilme" stratejisini savunanlann peşıne ta-
kılmazlar mı? Şöyle bıraz kahve, tarot falından anla-
yan çıksa, hangi liderlerin başına devlet, talih kuşu,
hangılerinın başlarına baykuş konacağını kesın açık-
lasa bir sürü milletın vekilı olamamış, kazananın ya-
nında olup kurtulmak isteyenlere yardımcı olacak.
Onların başına konacak kuşun cınsinı belırleyıp onla-
rı bir o yana bir bu yana yalpalamaktan kurtarıp kah-
ramanlar gibi çıkış yapmalarını sağlayacak.
Zaten önümüzdeki yakın günler, bu anlamda cep-
he değıştireceklerin sürprizçıkışlanna, şok bilgılerle,
şok açıklamalarına gebe. Türkiye insan hakları, kısır
demokrasisini daha da çıkmaza sokan günler yaşı-
yor. Insanlar, cumhuriyet tarihinın en kötü yöneticile-
rınin elinde. yaşamlarını, geleceklerinı ipotek altına
alan kötü kararlara hedef oluyor. Ama çirkin olduğu
kadar, akıl almaz entrika, bılinmeyenle dolu, o ölçü-
de merakla izlenen şok oyunların seyrınin büyüsüne
de kapılmış bulunuyor. Olup bitenlere karalar bağla-
mak ya da ınsan gibi tepki göstermek yerine, seyirci
kalışımızda eksik demokrasi kültürümüz yanında, bu
çekiciliğın de galiba bir payı var.
Kombassan sözleşmeye uymuyor
İşçilere sıfır
zam baskısı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - RP'lı ik-
tidarda güç kazanan Isla-
mi sermayenin önde ge-
len kuruluşlanndan Kom-
bassan şirketinin. Petlas'ı
aldıktan sonra satış söz-
leşmesine uymadığı bildi-
rildi. Petrol-lş Genel Baş-
kanı Bayram Yıldınm.
özelleştirme öncesinde
başlatılan toplusözleşme
görüşmelennin de. "ka-
zanılmış hakların yok
sayılması ve sıfır ücret
dayatması" nedeniyle tı-
kandığını kaydetti.
Petrol-tş Genel Baş-
kanı Yıldırım. dün yap-
tığı yazılı açıklamada.
\nayasa Mahkemesf nin
5 Mayıs 1997 tanhinde
Özelleştirme Yasası'nın
değertespit ve ihaleyön-
temlerini iptal etmesine
karşın, 10 milyon dolann
üzerinde alacağı ve sto-
ku bulunan Petlas'ın pe-
şin 3.6 milyon, 7 yıl va-
delı 35.7 milyon dolara
Kombassan'a satıldığını
anımsattı. Yıldınm, ilk 3
ay içinde hiçbir ışçinin iş-
ten atılmaması satış söz-
leşmesınde yer almasına
karşın. üyelerin baskı vo-
luyla istifa ettirildiğini bil-
dirdi. Satış sözleşmesin-
deki "Gelecek 3 vıl için-
de istihdamın 700 işçi-
den aşağı düşürülmeye-
ceği" hükmüne dıkkat çe-
ken Yıldınm. "Bu 700 iş-
çinin mevcut çalışanlar-
dan olmavacağı işveren
tarafından dile getiril-
mektedir. Bu durumda
6 Ağustos 1997'de 3 ay
dolmuş olacak ve işve-
ren işçilerin büyük bir
bölümünü işten çıkara-
bilecektir" dedi.
BayTam Yıldınm, özel-
leştirme öncesinde başla-
tılan toplusözleşme gö-
rüşmelerinın. "kazanıl-
mış hakların yok sayıl-
ması ve sıfır ücret da-
yatması" karşısında tı-
kandığını bildırdi.