Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 HAZİRAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFÂ
KULTUR 11
Şükran Kurdakul, yeni basımı yapılan kitaplan ve son şiirleriyle okurlarla buluştu
Heybesinde umut, sevda, direnç...
DUYGU DÜRGUN
Cemal Siireya. Türkiye'nın ünlü si-
malannı yansıttığı usta ışı 'insan port-
releri'nde konu aldığı her kışinin eline
birer şemsıye tutuşturmuştu. Şemsıye. Sü-
reya'nın mızahi bakış açısıyla o kişiyi çı-
nlçıplak ele veriyor: kişinin karakteriy-
le özdeşleşıyordu sanki. Cemal Süreya,
bugün Şükran Kurdakul'u anlatacak ol-
saydı herhalde şemsiye yenne bır hey-
be sokuştururdu koltuğunun altına. İçin-
de umudu. sevdayı, kavgayı. direnci ta-
şıyan yüklü bir heybe.
'Kültür savaşımının insanlanyız'
Önümüzde Şükran Kurdakul'un şiir se-
rüveninın kilometre taşlan altı kitap du-
ruyor. 1940'lardan 1997'yedek uzanan
kitaplar tarih sırasıyla şöyle: 'NiceKay-
gılardan Sonra*, 'Acüar Dönemi'. 'Ök-
selerin Yöresinde", 'Ölümsüzlerle', 'Bir
Yürektcn Bir Yaşamdan". 'İhtiyar Yiiz-
yıla' (Cmit Yayıncılık I.
"Toplumsal açısını hiç yitirmeden de-
ğişik ürünler yazdı. Duyarh, ezik, içe dö-
nük şörler yazdığı gibL alanlarda yiiksek
sesle okunacak ka\ ga şiirleri de yazdı".
MemetFuat Kurdakul'un şıırini böy-
le tanımlıyor 'Çağdaş Türk Şiiri Anto-
tojisi'nde. Kurdakul'un şiirinin anahtar
sözcüklen bılmç ve se\da. "Bensevda-
yım, al beni sevecenliğine" diye usul usul
sevdayı sesleyen şiiri. yen gelınce mey-
dan okuyor: "Gücûnüz varsa sizin/Söz-
cüğii tutuklayın/Oğrend, kitap, Türkçe/
Engüzelkavramıdilimin/Ozgürlügünü
tutuklayui— Cücünûz varsa sianJ Ölümü
tutuklayın" Ozanın umutsuzluğu umut
bellediğı söylenir. Şükran Kurdakul da
umutsuzluğu umuda dönüştürenlerden.
'Ağıdistan ülkesi' Türkiye'de ozan ol-
maktan söz ediyoruz. "Toplumsal siya-
sal analizieri geçmişten günümüze iyi
yapmışsan o zatnan diyalektik bir sava-
şundan geçmiş oluyor şair" diyor Kur-
dakul. Şiir serüveninde de. yaşam serü-
veninde de 'soku korsanlar'dan biri ol-
madığını belirtıyor. Şeçimını dinamizm-
den. uygarlıktan yana yapan bir yazın ada-
mı o çünkü
1940'larda "komünist avcılannın' sor-
gularından. hapishanelerinden geçip. 12
Mart'lara, 12 Eylül'lere, "acılar döne-
minden eUerini Idrletmeden' gelen bır şa-
Şükran Kurdakul'un şiir
serüveninin kilometre taşlan
olan, 1940'lardan 1997\e dek
uzanan altı kitabı Ümit
Yayıncılık tarafindan
vavımlandı.
A ttığı her adım, kurduğu her cümle geçmişten süzülüp gelen olaylar ve olgulara yaslanıyor.
Eleştirel tavnnı bugünü yaşarken de koruyor, yanna hazırlanırken de. Akademik bilgiyi,
deneyimleriyle birleştirirken sorgulamaktan vazgeçmiyor. Şiir, direncin diğer adı ona göre.
Bugünün Türkiye'sinde üzüntünün son aşamasını yaşıyor olsa bile umuttan vazgeçmiyor.
Heybesinde taşıdıklan direncinin direği.
ir Kurdakul.
Attığı her adım. kurduğu her cümle
geçmişten süzülüp gelen olaylar ve ol-
gulara yaslanıyor. Eleştirel ta\ nnı bugü-
nü yaşarken de koruyor. yanna hazırla-
nırken de. Çağnlı oldugu söyleşilerde.
Cumhuriyet gazetesine yazdığı haftalık
yazılarda hep o bılincin yansımalannı gö-
rüyoruz. Akademik bilgivi, deneyimle-
riyle birleştinrken sorgulamaktan vazgeç-
miyor. Her defasında özgün olmaya ça-
lışıyor haftalık yazılannda. "Sanki şiir
yazar gibi bir simetri anyorum düzyazı-
larda da. Bir de vinelemekten korkuyo-
rum bazı şe> leri. Okuyucu alışmasın is-
tiyorum".
Komünist görüşleriyle bılinen Saba-
hattin Alive mıstıkduyarlılıklardanyo-
la çıkan Necip Faal gıbi imzalann bir-
bırinden tümüyle farklı öykülennin bir
arada yayımlandığı edebiyat dergılerini
okuyarak. sahaflarda kıtaplann arasın-
da bır kitap kurdu gibi dolaşarak 'ede-
biyat mikrobunıT kapmış Kurdakul.
1943 'te ılk şıinni hece ölçüsüyle yazmış;
1944"te ilk büyük değışımini yaşamış
şiirde. "Çevre ilişkilerinin getirdiği du-
yarlınklar" dıve nıteliyor o dönemını.
"İstanbul 900 bin nüfus. Şehrin merke-
zine uzak yerlerde terkos suyu alnıak o
zamanm bütçesini zoıiuyor. Benim çocuk-
luğumda çeşmelere gidilirdL Elektrik da-
hi eve girmemişti. Bizinı gibi orta halli bir
aüe için kaldınlacak > ük değildi. Beş nu-
marah lanıbamı/ın etrafinda toplandığı-
mız o geceler şiire vansımaz mı?~
Yazmayı o duyarlılıklann getırdığı
yükten kurtulma olarak görüyor Kurda-
kul. Yaşamı sorgulayıcı tavrı şiire yak-
laşımında da kendini göstenyor. Şiir söz
konusu olunca eleştirel. hatta acımasız
bileolabılıyor "MelihCevdet Şiıryaz-
mak demez 'şiire çahşmak' der. Şiire ça-
lıştığım evreyle o şiirin oluşum evresi
farklı. İşteo başlangıç dönemınde duyar-
lıkla düşünsel olan arasında uvum sağ-
lanmazsa şiirin etkı gücü olmaz. Duyar-
lılık önemli ama çalışmak da çok önem-
li."
Kendi şiiri söz konusu olunca da bun-
ca sorguluyormu? "Elbette.amabenim
şiire aykın dönemlerim de oklu. Edebi-
yat araştırmalanna girdiğimdeçok say*-
da okuma \aptım. Örgüt savaşınuna ka-
tıldım. Biz bir kültür sa\aşımının insan-
lanvız."
Toplumsal savaşım ve örgütlülük adi-
na çeşitli platformlarda onun adını gö-
rüvonız 1966'daTürki\eİşçiPartisiBa-
lıkesir İl Başkanjığı. l97f>"daTürkiyeYa-
zariarSendikasıİkmciBaşkanüğı. 19^8'de
Sosyalist Kültür Ansiklopedhi Genel Ya-
yın V önetmenliği, Çağdaş Türk Edebi-
yatı'nı kalemeahşı. LlusalSanatKunı-
lu Başkanlığı \e geçen günlerde sona
eren PEN Yazariar Derneği Genel Baş-
kanlığı. uygarlıkla eş anlamlı olan örgüt-
lülüğün yaşama geçmesı için üstlendi-
ğı göre\ ler arasında. "Şiir yazmak nasıl
vazgeçemediğimiz bir şeyse bu çabalar da
vazgeçilmez bir nokta\a geli>or. O so-
rumluluk vazgeçilmez bir zorunluluk.
Elbette. bütün bunlar şiire zaman ayır-
raayı engeüiyor. Şiir şairin tüm zamanı-
nı iste>en bir uğraş".
Son dönemde 'ihtiyar \üz\Tİ'la
hesaplaşıyor
Ancak şıinn zamanı gelivor. çünkü o
şıın şıır de onu ıstiyor. Son dönem şıir-
lerinde bır başka arayış içınde 'ihtiyar
yüzyıl'la hesaplaşıyor şımdı. Ona 'sitem
vekuiur'lerini göndenyor "1990sonra-
sı gençliği bir boşluk içinde o boşluğun
da kendine özgü bir tragedyası var. İşte
onu >akalama>a çahşıyorum". Pekı o
boşluğa ızley ıcı olarak mı bakıyor, yok-
sa 90lara tanıklık eden bir şair olarak boş-
luğun içinde mi? "O boşluğun büyük
bir kısmını ben de \aşı>orum ama Sov-
yetler Biriigi'ndeki çöküşü şaşkınlıkla iz-
leyenlerden değilinL 20 >aşındaki genç kız
elinde \abancı sigaralaria gelen turist ka-
fılesine başka amaçlaria >anaşı\orsa onun
ardında toplumsal bir sıkıntı > ardır. Bu-
nun nedeni de ekonomiktir. Nâzım Hik-
met günlerinden birindeşunu sö>lemiş-
tim. So\y etler Büiiği çöker ama suııf mü-
cadelesi ka\ ramı ortadan kalkmaz. \e-
ni yoilar arayacaktır insanoğlu. Yeni yol
arayamayan kendine özgü bir trajedi >a-
şıyordur. Ben o trajedinin içinde değilim
ama onunla bir ortak paydam var".
Ideolojilerın çöktüğü 90"larda, ken-
dine özgü ikılemler ülkesı Türkiye'de
yaşamak şair olarak umutsuzluğa düşü-
rüyor mu Kurdakul'u? "Umutsuzluk
değil ama karamsarlığa düşürüyor. Ka-
ramsarük. üzüntünün son aşaması ben-
ce".
Şiir dırencın diğer adı. Şükran Kurda-
kul. geldıği >er üzüntünün son aşaması
olsa bile. umuttan \azgeçmı\or. Hevbe-
sınde taşıdıklan direncinin direği "Deh-
şeti. karanhğı, korkusu. gizi/ Üstümüze
çöktüğü zaman bile, /Ölüm gerisinde
kalıyor \ aşamın/ Hey bemizdekiler ayak-
ta tutUMir bizi".
Camerata Academia Salzburgbu akşam veyarın iki konser verecek, TheKing's Singers büyükilgi topladı
SchubertrüzgânKüitür Servisi - 25. Uluslararası tstan-
bul Müzik Festıvali'nın bu akşam ve ya-
nn akşamki konuklan Aya İrini'de iki kon-
ser verecek olan Camerata Academia Salz-
burg (CAŞ). 1951 yılmda Bemhard Pa-
umgartner tarafından kurulan topluluk.
1978 yılından itibaren SandorVegh'in yö-
netiminde geniş bir aile haline geldi. Or-
kestra henüz kurulma aşamasındayken Pa-
umgartner'ın belirlediği. Salzburg Mo-
zarteum Y'üksek Okulu'ndan hem öğren-
cıleri hem de profesörlerı seçmek böyle-
likle genç ve yaşlı sentezıyle. enerjisinı ön-
celikle Mozart'ın yapıtlanna adayan biror-
kestra olarak özetlenebilecek amacı bugün
hâlâ gözeüliyor ve meyvelerini vermeyi sür-
dürüyor.
CAS'ın üyelen "oda müziği dünyasın-
da derin bir şekilde kök salmış olan kişisel
müzikfelsefesi, keskin müzik kulağu yeni-
Kkçi fikirler. kendine güven \e hoşgörü" gi-
bi ayırt edici özellikleriyle üyesi oldukla-
n orkestrayı tam anlamıyla profesyonel
bır topluluk olmaktan çıkanp öteki or-
kestralar arasında ayncalıklı bir konum
kazanmasını sağlıyorlar.
ŞefPinchasSteinberg
Müzisyen sayısı 21 ila 45 arasında de-
gışen CAS'ın repertuvan Mozart'ın çok
bılinen yapıtlannın yanı sıra az tanınan-
lannı da içerirken Barok ustalarla Haydn,
Beethoven, Schubert, Mendelssohn.
Brahms, thorak, Çaykovski ve VVoirtan
20. yüzyılın öncülerine kadar geniş bir
yelpazeyi kapsıyor.
Yurtiçinde ve yurtdışında yılda 90 ka-
dar etkinliği kapsayan ve kendi kendini fi-
nanse eden aktıf bir konser ve turne prog-
ramına sahıp bulunan CAS'ın bu konser-
lerinin çoğunda orkestra üyelen solistlik
görevini de üstleniyor. CAS. 1993 'ten be-
ri Salzbuıg Festıvah ıle düzenli olarak Mo-
zart Haftası'na da katılıyor. Orkestra
1996'da bu festivallerde Sandor Vegh.
Sylvain Cambreling, Fanz Welser- Möst
ve Helmuhth Rilling ıle konser verdi Ca-
merata Academia 1997 Salzburg Festiva-
li'ne de Mitridate. Lucio Silla ve La Cle-
menza di Tito başlıklı üç Mozart Opera-
sı seslendirecek.
CAS'ın müzik festivali kapsamında ve-
receği konserleri yönetecek olan şef Pe-
ter Schreirer sağlık sorunlan nedeniyle
bu programla bırlıkte bütün Avrupa Tur-
nesinı iptal ettı. Bu nedenle Peter Schre-
ireryenne orkestrayı PinchasSteinbergyö-
netecek. 17 hazıranda gerçekleşecek olan
konsere AlexanderJankzekve TOl Fellner
solist olarak katılacaklar. İlk akşam Schu-
bert'in Keman.' Vivolonyel ve Pıyano için
Üçlüsü", "Rosamunde" Dörtlüsü ve "Piya-
no. Keman, V'ıyola. V'ıyolonsel ve Kont-
rabas için Beşlisi'si seslendirilirken, 18
haziranda gerçekleştirilecek ikinci buluş-
mada ise Schubert'ın "3 ve 5 No'lu Sen-
fonileri'yle. "Keman ve Orkestra İçin Ron-
do'su seslendirilecek.
Orkestradakı müzisyen sayısı, yeralan
projeye göre. 21 ila 45 arasında değış-
mekte. CAS'un repertuvan Mozart'ın çok
bilinen vapıtlannın yanı sıra az tanınan-
lan da içerdiğı gıbi barok ustalarla Haydn.
Beethoven, Schubert. Mendelssohn.
Brahms, Dvorak, Çaykovski ve Wolf'tan
20. yüzyılın öncülenne kadar geniş bir
yelpazeyi kapsıyor. CAS yurtiçinde ve
yurtdışında yılda 90 kadar etkinliği kap-
sayan ve kendi kendini fınanse eden ak-
tif bır konser ve turne programına sahip.
Bu konserlerin çoğunda orkestra üyeleri
solistlik görev ini de üstlenen CAS, Salz-
burg Festivali ile 1993'ten beri de Mozart
Haftası'na düzenli olarak katılıyor
Ayalrini, Kralhri
Şarkıcıkın'nı ağırkuh
ESRAALIÇAVUŞOGLU
25. Uluslararası fstanbul Müzik Fes-
tivali önceki gün, İngiltere'nin önde
gelen vokal grubu 'The King's Sin-
gers'ın verdiği bir konser ile açıldı. Da-
vid Hurley, Nigel Short, Bob Chilcott
Philip Lawson,Gabriel Crouch ve Step-
henConnoK'den oluşan grup, 28 yıl ön-
ce Cambridge'deki Kings College'de ku-
ruldu. Aya Irininin tarihi atmosferin-
de yalnız insan sesinden oluşan muh-
teşem bır konser veren grup. Aya Iri-
ninin ikonoklazma döneminden ka-
lan haçının altında, izleyenleri zaman
tünelinden geçirerek 60'lann Beatles
efsanesine dek götürdü.
28 yıldır gelıştirdikleri repertuvar-
lan ile Rönesans ustalan Monteverdi ve
Lassus'tan, çağdaş ustalara György Li-
geti ve Henry Gorecki'ye kadar uzanan
geniş bir dönemi kapsayan konser, iz-
leyenleri büyüledi. Dünyanın bırçok
yerinde konser veren ve aralannda.
dünyanın çeşıtli bölgelennden aşk şar-
kılannı içeren 'Chansons d'Amour',
birgeceyansı Salisburg Katedrali'nde
mum ışığında kaydedilen Gorecki'nin
'TotusTuus' parçasını içeren 'Sermon
Devotions' ve 'İngOiz Rönesans Müzi-
ği'nın de bulunduğu 60'ın üzennde ka-
yıt gerçekleştıren grup Carl Davis'le
beraber 'Bodyguard' ve 'Batman Fore-
ver' ile daha birçok fılm müziklerinden
seçmeler ve Beach Bovs'dan Bruce
Johnston'ın vapımcılığını üstlendığı
yeni bir pop albümüne de imza attılar.
Vılın büyük bır bölümünü tumede ge-
çiren 'The King's Singers' vokal gru-
bunun üyelerinden Stephen Connolly.
Gabnel Crouch. Philip Lawson ve Bob
Chilcott ıle önceki gün verecekleri kon-
ser öncesi konuştuk. Grup üyeleri. Is-
tanbul Festivali gibi özel önemı olan bir
festıvalin açılış konuğu olarak burada
bulunmanm kendileri için büvük bir
onur olduğunu belirtırken göstenlen
yakın ılginin kendileri için önemli ol-
duğunu dile getirdiler
Amaç, geniş repertuvan en
iyi biçimde yorumlamak
Stephen Connolly; açılış konserin-
de Aya Inni'nin olağanüstü mekânını
dolduran yüzlerce izleyiciyle çok hoş
dakıkalar geçirdiklenni ve bütünleş-
tiklerini söyledi. Connolly: repertuvar-
lannın bu kadar geniş ve çeşitlı olma-
sının olumlu tarafının çok fazla olma-
dığını. fakat bu kadar çe$ıtli bir reper-
tuvan en iyi biçimde seslendirmek için
çok fazla çalıştıklannı ve kendılerini özel
bir grup olarak adlandırdıklarını be-
lırttı. Connolly: "Repertuvanmızm bu
kadar geniş olmasının pek fazla avan-
tajı olmasa da farklı kültürlere ve dö-
nemlere ah müzikleri tanınıanın bizim
için çok hoş bir fırsat olduğunu düşü-
nüyoruz". Grup üyeleri aynca, bu ka-
dar geniş bir zaman dılimını ıçine ya-
yılan yapıtlan seslendirmenin dene-
yimlerini olumlu yönde etkilediğıni de
vurguladı.
Türk müziği konusundaki deneyim-
lerinin sadece Londra'dakı restoranlar-
dan ve gece klüplennden ıbaret oldu-
ğunu söyleyen grup elemanlan. Türk
müziğinın dünya müziği dışmda tutu-
lamayaeağını ve Türk müzığinin ken-
dine özgü armonisinin kendilerini et-
kilediğıni de belirttiler.
Repertuvarlarında yer alan müzik
katmanlannın hiçbinnin özel biryeri ol-
madığını. konser gününe göre değişti-
ğıni. bazen rönesans bazen Beatles'ın
öne çıktığını söyleyen Bob Chilcott ay-
nca. izley icinin de bu çeşitlikten mem-
nun olduğunu söyledi.
Söyledıklen her dönemın kendileri
için önemli olduğunu ve konser günü-
ne göre bazılannın öne çıktığını belir-
ten Philip Lavv son. "Dönemlerin bizim
için önemi yok. Önemli olan en iyi bi-
çimde yorumlamak" dedı.
İstanbul'da verdikleri konserin ken-
dileri için çok önemli birmekânda. Aya
İnnı'de gerçekleştiğını her fırsatta dile
getiren grup. şarkılannın bu mekân ile
bire bir örtüştüğünü vurguluyor Gab-
riel Crouch.
"Aya İrini bizinı için çok önemi olan
bir mekân oldu. Çünkü biz Hıristiyanız
ve bizim müziğimtzin nıhu 3eçok iyi bir
biçimde örtüşüvor burası."
Kuzey'in en
büyük pop
festivali
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Is-
veç'in Hultsfred kentinde-
kı pop festivali bu yıl da
binlerce müzikseveri bir
araya getirdi. Perşembe gü-
nü başlayan üç günlük fes-
tıvale. 100'den fazla pop
sanatçısı \e grubu katılı-
yor. 20 bin gencin bir ara-
ya geldiği festivali 900 ga-
zetecı. çok sayıda TV şir-
ketı izliyor. Aynı zamanda
3.500 kişi de görev li olarak
çalışıyor. 14 büyük müzik
şirketi festivali ızleyenler
arasında.
İlk gecenin en ılgi çeken
gösterisinı, büyük sahne-
de rap grubu Wu-Tang-
Clan yaptı. Eksiksiz ola-
rak Hultsfred'e gelen 9 rap-
çı, 26 derece sıcakta genç-
leri coşturdu. saatlerce dans
ettırdi
Aynı gün farklı bir izle-
yici grubu. The Prodigy'nın
konserinde bir araya gel-
dı. Biraz daha olgun yaşta-
kı gençler. gece geç vakıt
sahneye çıkan gözdelerinı
sabahın ilk ışıklanna dek -
kı burada bu olay saat 3 ci-
vannda oluyor- coşkuyla
ızleyerek kendilerinden
geçtıler.
Hultsfred de yer alan di-
ğer bazı gruplar şunlar.
Rammsteın. \Vannadies,
Cardigans. Charlatans. Ra-
ge Against The Machıne
ve Suede. Bu arada önce-
den duyurulmadan bir ya
da birkaç ünlü yıldızın son
gün katılması da söz ko-
nusu. Chuck Berry'nın adı
sık sık duyuluyor. Bu ara-
da en genç popçulann göz-
delerine de bu yıl özel yer
aynlmış. 14-16 yaşlannda-
kilerin gözdelerinin başın-
da. Süpergrass. Spock, Hel-
lacopters \ e bob hund (kü-
çük harfle yazılıyor) geli-
vor.
Bu yılkı festıvalin mali-
yetı 20 milyon kron (yak-
laşık 400 milyar lira). Ne
var ki daha festival başla-
madan önce 21.500 bilet
satıldığı için aranjörlerşım-
dıden kâra geçmış durum-
dalar. Aynca aralannda Rus
TV'sinden Channel 40 da
olmak üzere bırçok şırke-
te satılan yayın hakkından
gelecek para da eklenince
sonuç daha da sevındiricı
olacak. 10. yıldönümünü
kutlayan festıvalin başlan-
gıçtan beri sorumlusu ola-
rak çaba gösteren Gunnar
Lagermansevincini gızle-
me gereğı duymuyor
"Bundan sonraki hedefne"
sorusuna bıraz düşündük-
ten sonra şu yanıtı veriyor:
"Bdkide RoDingStones.
BobDylan..."
Lagerman'ın fazla al-
çakgönüllü olmasına ge-
rek yok. Çünkü bu yılkı
festivale katılanlar arasın-
da, halen İngiltere'nin en
başanlı rock bandı kabul
edılen Suede de var. Su-
ede. en son isveç'te platın
plak kazanmıştı (80 bin
satış)...
Samulnari Perküsyon Topluluğu
Trilok Gurtu-Supesh Talvvalker
Açık Hava Tıyatrosu'nda
I Kültür Servisi - Boğaziçi Festivali kapsamında
Okay Temiz'in de aralannda bulunduğu 'Trilok
Gurtu - Suresh Talvvalker' Hınt müzığininın ve
dansının canlı renklennı bu akşam saat 21.30'da
Açık Hava Tiyatrosu'na getınyor. Yine bu akşam
Samulnari Perküsyon Topluluğu da ritim sazlar ve
perküsyon konusundaki ustalıklannı sergilıyor.
Bombay'da doğan Trilok Gurtu, çok genç yaşlarda
tabla adı veriien Hint davulunu çalmayı A\rupa ve
Hındistan'da tanınmış bir şarkıcı olan annesınden
ögrendi. Caz ve etnik müziğe ilgi duvınası
nedeniyle 1973 yılında Amerika'ya gıtti. 1977de
New Y'ork'a yerleşerek çeşitli caz gruplanda
çalmaya başladı. 1983 yılında Randy Brecker. Lee
Konıtz ve Ed Blackvvell ile Cool Jaz Festıvah'nde
çalan Trilok Gurtu Jack DeJohnette, Don Cherry.
Philp Catharine gibi ünlülere de vurma çalgılarla
eşlik ettı. Suresh Talvvalker. müzik alanında pek çok
katkıda bulunan "tabla'nın en iyi temsılcılerinden.
Oka> Temiz ise günümüzde heyecan vericı yaratıcı
yorumlan çok kültürlü bir müzik türüne özgün bir
yaklaşım sergiliyor.
Osman Polafın resim sergisî
• Kültür Servisi - Bugün. Kültür Bakanlığı Devlet
Güzel Sanatlar Galerisi'nde Osman Polat Resim
Sergisi açılıyor. Sergı. 30 hazırana dek gezilebilir.
Antalya Sanatçılar Derneği Yönetım Kurulu
Başkanlığı yapan Osman Polat'ın abstre-ekspresyonist
bir sanat çizgisi olduğu belirtilıyor "Ben sadece resim
yapanm gerisine kanşmam' dıven Polat'ın yabancı
koleksiyonlarda 32 yapıtı bulunuyor. Yanşmalara
katılmayan. karşı çıkan. sanatçının bu konudaki
görüşleri yansızlık olması konusunda odaklanıyor
'Sanatçının görevı bugüne kadar yapılmamış olanı
bulup yapmaktır' diyen Polat. kendisını ve doğasını
sorguluyor.
MEFC < L L i f R 1
DUYURU
1997-1998
EĞİTİM-ÖĞRETİM ÜCRETLERİ
OZEL MEF LİSESİ (HAZIRUK-LİSE l. SINIFLAR)
YILLIK : 840.000.000 TL + KDV
ÖZEL MEF ORTAOKULU (HAZIRUK-ORTA 1 SINIFLAR)
YILLIK : 840.000.000 TL + KDV
ÖZEL MEF İLKOKULU (/ // /// SINIFLAR)
YILLIK : 840 000.000 TL + KDV
ÖZEL MEF ANAOKULU (1992 doğumiular)
AYUK : 70.000.000 TL + KDV
(Ücreflenmjz. her vıl l Hazııan tarıhll merkez baniası efekuf saitj kurfiyaft uzenndtn.
AnaokuJu 5 000 Amerıkan Dotart . likokul, Ortaokuİ. Lıse tüm sınıflarda 6 000
Amenkan Doian TL'ye çnrtlerek + KDV karjthçtdır ı
M EJİ Ozef Oçretım Kunımları ticret ır tahstl \onelmehçı gfeğtnce ıtan oiunur
Sot Yüîık eğnım ııcren. sabah kah\atuian {\naokulu. ılkokttll - ıLındı kah\aluiar
t \e
oğltn vemeği ıle o yıl okuiulacak ders kıtaptan, ucrettcre dahıldır. Sosyûl etkınlıkltr
için. aynca ueret atınmaz
Ambarhdeif Mr\hi Dereboyu Cad. 8840 Onaköv ı
7W (0212) 263 72 12 ! 287 38 66
Fax (0212)2*708 22