23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZİRAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFÂ KULTUR 11 Şükran Kurdakul, yeni basımı yapılan kitaplan ve son şiirleriyle okurlarla buluştu Heybesinde umut, sevda, direnç... DUYGU DÜRGUN Cemal Siireya. Türkiye'nın ünlü si- malannı yansıttığı usta ışı 'insan port- releri'nde konu aldığı her kışinin eline birer şemsıye tutuşturmuştu. Şemsıye. Sü- reya'nın mızahi bakış açısıyla o kişiyi çı- nlçıplak ele veriyor: kişinin karakteriy- le özdeşleşıyordu sanki. Cemal Süreya, bugün Şükran Kurdakul'u anlatacak ol- saydı herhalde şemsiye yenne bır hey- be sokuştururdu koltuğunun altına. İçin- de umudu. sevdayı, kavgayı. direnci ta- şıyan yüklü bir heybe. 'Kültür savaşımının insanlanyız' Önümüzde Şükran Kurdakul'un şiir se- rüveninın kilometre taşlan altı kitap du- ruyor. 1940'lardan 1997'yedek uzanan kitaplar tarih sırasıyla şöyle: 'NiceKay- gılardan Sonra*, 'Acüar Dönemi'. 'Ök- selerin Yöresinde", 'Ölümsüzlerle', 'Bir Yürektcn Bir Yaşamdan". 'İhtiyar Yiiz- yıla' (Cmit Yayıncılık I. "Toplumsal açısını hiç yitirmeden de- ğişik ürünler yazdı. Duyarh, ezik, içe dö- nük şörler yazdığı gibL alanlarda yiiksek sesle okunacak ka\ ga şiirleri de yazdı". MemetFuat Kurdakul'un şıırini böy- le tanımlıyor 'Çağdaş Türk Şiiri Anto- tojisi'nde. Kurdakul'un şiirinin anahtar sözcüklen bılmç ve se\da. "Bensevda- yım, al beni sevecenliğine" diye usul usul sevdayı sesleyen şiiri. yen gelınce mey- dan okuyor: "Gücûnüz varsa sizin/Söz- cüğii tutuklayın/Oğrend, kitap, Türkçe/ Engüzelkavramıdilimin/Ozgürlügünü tutuklayui— Cücünûz varsa sianJ Ölümü tutuklayın" Ozanın umutsuzluğu umut bellediğı söylenir. Şükran Kurdakul da umutsuzluğu umuda dönüştürenlerden. 'Ağıdistan ülkesi' Türkiye'de ozan ol- maktan söz ediyoruz. "Toplumsal siya- sal analizieri geçmişten günümüze iyi yapmışsan o zatnan diyalektik bir sava- şundan geçmiş oluyor şair" diyor Kur- dakul. Şiir serüveninde de. yaşam serü- veninde de 'soku korsanlar'dan biri ol- madığını belirtıyor. Şeçimını dinamizm- den. uygarlıktan yana yapan bir yazın ada- mı o çünkü 1940'larda "komünist avcılannın' sor- gularından. hapishanelerinden geçip. 12 Mart'lara, 12 Eylül'lere, "acılar döne- minden eUerini Idrletmeden' gelen bır şa- Şükran Kurdakul'un şiir serüveninin kilometre taşlan olan, 1940'lardan 1997\e dek uzanan altı kitabı Ümit Yayıncılık tarafindan vavımlandı. A ttığı her adım, kurduğu her cümle geçmişten süzülüp gelen olaylar ve olgulara yaslanıyor. Eleştirel tavnnı bugünü yaşarken de koruyor, yanna hazırlanırken de. Akademik bilgiyi, deneyimleriyle birleştirirken sorgulamaktan vazgeçmiyor. Şiir, direncin diğer adı ona göre. Bugünün Türkiye'sinde üzüntünün son aşamasını yaşıyor olsa bile umuttan vazgeçmiyor. Heybesinde taşıdıklan direncinin direği. ir Kurdakul. Attığı her adım. kurduğu her cümle geçmişten süzülüp gelen olaylar ve ol- gulara yaslanıyor. Eleştirel ta\ nnı bugü- nü yaşarken de koruyor. yanna hazırla- nırken de. Çağnlı oldugu söyleşilerde. Cumhuriyet gazetesine yazdığı haftalık yazılarda hep o bılincin yansımalannı gö- rüyoruz. Akademik bilgivi, deneyimle- riyle birleştinrken sorgulamaktan vazgeç- miyor. Her defasında özgün olmaya ça- lışıyor haftalık yazılannda. "Sanki şiir yazar gibi bir simetri anyorum düzyazı- larda da. Bir de vinelemekten korkuyo- rum bazı şe> leri. Okuyucu alışmasın is- tiyorum". Komünist görüşleriyle bılinen Saba- hattin Alive mıstıkduyarlılıklardanyo- la çıkan Necip Faal gıbi imzalann bir- bırinden tümüyle farklı öykülennin bir arada yayımlandığı edebiyat dergılerini okuyarak. sahaflarda kıtaplann arasın- da bır kitap kurdu gibi dolaşarak 'ede- biyat mikrobunıT kapmış Kurdakul. 1943 'te ılk şıinni hece ölçüsüyle yazmış; 1944"te ilk büyük değışımini yaşamış şiirde. "Çevre ilişkilerinin getirdiği du- yarlınklar" dıve nıteliyor o dönemını. "İstanbul 900 bin nüfus. Şehrin merke- zine uzak yerlerde terkos suyu alnıak o zamanm bütçesini zoıiuyor. Benim çocuk- luğumda çeşmelere gidilirdL Elektrik da- hi eve girmemişti. Bizinı gibi orta halli bir aüe için kaldınlacak > ük değildi. Beş nu- marah lanıbamı/ın etrafinda toplandığı- mız o geceler şiire vansımaz mı?~ Yazmayı o duyarlılıklann getırdığı yükten kurtulma olarak görüyor Kurda- kul. Yaşamı sorgulayıcı tavrı şiire yak- laşımında da kendini göstenyor. Şiir söz konusu olunca eleştirel. hatta acımasız bileolabılıyor "MelihCevdet Şiıryaz- mak demez 'şiire çahşmak' der. Şiire ça- lıştığım evreyle o şiirin oluşum evresi farklı. İşteo başlangıç dönemınde duyar- lıkla düşünsel olan arasında uvum sağ- lanmazsa şiirin etkı gücü olmaz. Duyar- lılık önemli ama çalışmak da çok önem- li." Kendi şiiri söz konusu olunca da bun- ca sorguluyormu? "Elbette.amabenim şiire aykın dönemlerim de oklu. Edebi- yat araştırmalanna girdiğimdeçok say*- da okuma \aptım. Örgüt savaşınuna ka- tıldım. Biz bir kültür sa\aşımının insan- lanvız." Toplumsal savaşım ve örgütlülük adi- na çeşitli platformlarda onun adını gö- rüvonız 1966'daTürki\eİşçiPartisiBa- lıkesir İl Başkanjığı. l97f>"daTürkiyeYa- zariarSendikasıİkmciBaşkanüğı. 19^8'de Sosyalist Kültür Ansiklopedhi Genel Ya- yın V önetmenliği, Çağdaş Türk Edebi- yatı'nı kalemeahşı. LlusalSanatKunı- lu Başkanlığı \e geçen günlerde sona eren PEN Yazariar Derneği Genel Baş- kanlığı. uygarlıkla eş anlamlı olan örgüt- lülüğün yaşama geçmesı için üstlendi- ğı göre\ ler arasında. "Şiir yazmak nasıl vazgeçemediğimiz bir şeyse bu çabalar da vazgeçilmez bir nokta\a geli>or. O so- rumluluk vazgeçilmez bir zorunluluk. Elbette. bütün bunlar şiire zaman ayır- raayı engeüiyor. Şiir şairin tüm zamanı- nı iste>en bir uğraş". Son dönemde 'ihtiyar \üz\Tİ'la hesaplaşıyor Ancak şıinn zamanı gelivor. çünkü o şıın şıır de onu ıstiyor. Son dönem şıir- lerinde bır başka arayış içınde 'ihtiyar yüzyıl'la hesaplaşıyor şımdı. Ona 'sitem vekuiur'lerini göndenyor "1990sonra- sı gençliği bir boşluk içinde o boşluğun da kendine özgü bir tragedyası var. İşte onu >akalama>a çahşıyorum". Pekı o boşluğa ızley ıcı olarak mı bakıyor, yok- sa 90lara tanıklık eden bir şair olarak boş- luğun içinde mi? "O boşluğun büyük bir kısmını ben de \aşı>orum ama Sov- yetler Biriigi'ndeki çöküşü şaşkınlıkla iz- leyenlerden değilinL 20 >aşındaki genç kız elinde \abancı sigaralaria gelen turist ka- fılesine başka amaçlaria >anaşı\orsa onun ardında toplumsal bir sıkıntı > ardır. Bu- nun nedeni de ekonomiktir. Nâzım Hik- met günlerinden birindeşunu sö>lemiş- tim. So\y etler Büiiği çöker ama suııf mü- cadelesi ka\ ramı ortadan kalkmaz. \e- ni yoilar arayacaktır insanoğlu. Yeni yol arayamayan kendine özgü bir trajedi >a- şıyordur. Ben o trajedinin içinde değilim ama onunla bir ortak paydam var". Ideolojilerın çöktüğü 90"larda, ken- dine özgü ikılemler ülkesı Türkiye'de yaşamak şair olarak umutsuzluğa düşü- rüyor mu Kurdakul'u? "Umutsuzluk değil ama karamsarlığa düşürüyor. Ka- ramsarük. üzüntünün son aşaması ben- ce". Şiir dırencın diğer adı. Şükran Kurda- kul. geldıği >er üzüntünün son aşaması olsa bile. umuttan \azgeçmı\or. Hevbe- sınde taşıdıklan direncinin direği "Deh- şeti. karanhğı, korkusu. gizi/ Üstümüze çöktüğü zaman bile, /Ölüm gerisinde kalıyor \ aşamın/ Hey bemizdekiler ayak- ta tutUMir bizi". Camerata Academia Salzburgbu akşam veyarın iki konser verecek, TheKing's Singers büyükilgi topladı SchubertrüzgânKüitür Servisi - 25. Uluslararası tstan- bul Müzik Festıvali'nın bu akşam ve ya- nn akşamki konuklan Aya İrini'de iki kon- ser verecek olan Camerata Academia Salz- burg (CAŞ). 1951 yılmda Bemhard Pa- umgartner tarafından kurulan topluluk. 1978 yılından itibaren SandorVegh'in yö- netiminde geniş bir aile haline geldi. Or- kestra henüz kurulma aşamasındayken Pa- umgartner'ın belirlediği. Salzburg Mo- zarteum Y'üksek Okulu'ndan hem öğren- cıleri hem de profesörlerı seçmek böyle- likle genç ve yaşlı sentezıyle. enerjisinı ön- celikle Mozart'ın yapıtlanna adayan biror- kestra olarak özetlenebilecek amacı bugün hâlâ gözeüliyor ve meyvelerini vermeyi sür- dürüyor. CAS'ın üyelen "oda müziği dünyasın- da derin bir şekilde kök salmış olan kişisel müzikfelsefesi, keskin müzik kulağu yeni- Kkçi fikirler. kendine güven \e hoşgörü" gi- bi ayırt edici özellikleriyle üyesi oldukla- n orkestrayı tam anlamıyla profesyonel bır topluluk olmaktan çıkanp öteki or- kestralar arasında ayncalıklı bir konum kazanmasını sağlıyorlar. ŞefPinchasSteinberg Müzisyen sayısı 21 ila 45 arasında de- gışen CAS'ın repertuvan Mozart'ın çok bılinen yapıtlannın yanı sıra az tanınan- lannı da içerirken Barok ustalarla Haydn, Beethoven, Schubert, Mendelssohn. Brahms, thorak, Çaykovski ve VVoirtan 20. yüzyılın öncülerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Yurtiçinde ve yurtdışında yılda 90 ka- dar etkinliği kapsayan ve kendi kendini fi- nanse eden aktıf bir konser ve turne prog- ramına sahıp bulunan CAS'ın bu konser- lerinin çoğunda orkestra üyelen solistlik görevini de üstleniyor. CAS. 1993 'ten be- ri Salzbuıg Festıvah ıle düzenli olarak Mo- zart Haftası'na da katılıyor. Orkestra 1996'da bu festivallerde Sandor Vegh. Sylvain Cambreling, Fanz Welser- Möst ve Helmuhth Rilling ıle konser verdi Ca- merata Academia 1997 Salzburg Festiva- li'ne de Mitridate. Lucio Silla ve La Cle- menza di Tito başlıklı üç Mozart Opera- sı seslendirecek. CAS'ın müzik festivali kapsamında ve- receği konserleri yönetecek olan şef Pe- ter Schreirer sağlık sorunlan nedeniyle bu programla bırlıkte bütün Avrupa Tur- nesinı iptal ettı. Bu nedenle Peter Schre- ireryenne orkestrayı PinchasSteinbergyö- netecek. 17 hazıranda gerçekleşecek olan konsere AlexanderJankzekve TOl Fellner solist olarak katılacaklar. İlk akşam Schu- bert'in Keman.' Vivolonyel ve Pıyano için Üçlüsü", "Rosamunde" Dörtlüsü ve "Piya- no. Keman, V'ıyola. V'ıyolonsel ve Kont- rabas için Beşlisi'si seslendirilirken, 18 haziranda gerçekleştirilecek ikinci buluş- mada ise Schubert'ın "3 ve 5 No'lu Sen- fonileri'yle. "Keman ve Orkestra İçin Ron- do'su seslendirilecek. Orkestradakı müzisyen sayısı, yeralan projeye göre. 21 ila 45 arasında değış- mekte. CAS'un repertuvan Mozart'ın çok bilinen vapıtlannın yanı sıra az tanınan- lan da içerdiğı gıbi barok ustalarla Haydn. Beethoven, Schubert. Mendelssohn. Brahms, Dvorak, Çaykovski ve Wolf'tan 20. yüzyılın öncülenne kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. CAS yurtiçinde ve yurtdışında yılda 90 kadar etkinliği kap- sayan ve kendi kendini fınanse eden ak- tif bır konser ve turne programına sahip. Bu konserlerin çoğunda orkestra üyeleri solistlik görev ini de üstlenen CAS, Salz- burg Festivali ile 1993'ten beri de Mozart Haftası'na düzenli olarak katılıyor Ayalrini, Kralhri Şarkıcıkın'nı ağırkuh ESRAALIÇAVUŞOGLU 25. Uluslararası fstanbul Müzik Fes- tivali önceki gün, İngiltere'nin önde gelen vokal grubu 'The King's Sin- gers'ın verdiği bir konser ile açıldı. Da- vid Hurley, Nigel Short, Bob Chilcott Philip Lawson,Gabriel Crouch ve Step- henConnoK'den oluşan grup, 28 yıl ön- ce Cambridge'deki Kings College'de ku- ruldu. Aya Irininin tarihi atmosferin- de yalnız insan sesinden oluşan muh- teşem bır konser veren grup. Aya Iri- ninin ikonoklazma döneminden ka- lan haçının altında, izleyenleri zaman tünelinden geçirerek 60'lann Beatles efsanesine dek götürdü. 28 yıldır gelıştirdikleri repertuvar- lan ile Rönesans ustalan Monteverdi ve Lassus'tan, çağdaş ustalara György Li- geti ve Henry Gorecki'ye kadar uzanan geniş bir dönemi kapsayan konser, iz- leyenleri büyüledi. Dünyanın bırçok yerinde konser veren ve aralannda. dünyanın çeşıtli bölgelennden aşk şar- kılannı içeren 'Chansons d'Amour', birgeceyansı Salisburg Katedrali'nde mum ışığında kaydedilen Gorecki'nin 'TotusTuus' parçasını içeren 'Sermon Devotions' ve 'İngOiz Rönesans Müzi- ği'nın de bulunduğu 60'ın üzennde ka- yıt gerçekleştıren grup Carl Davis'le beraber 'Bodyguard' ve 'Batman Fore- ver' ile daha birçok fılm müziklerinden seçmeler ve Beach Bovs'dan Bruce Johnston'ın vapımcılığını üstlendığı yeni bir pop albümüne de imza attılar. Vılın büyük bır bölümünü tumede ge- çiren 'The King's Singers' vokal gru- bunun üyelerinden Stephen Connolly. Gabnel Crouch. Philip Lawson ve Bob Chilcott ıle önceki gün verecekleri kon- ser öncesi konuştuk. Grup üyeleri. Is- tanbul Festivali gibi özel önemı olan bir festıvalin açılış konuğu olarak burada bulunmanm kendileri için büvük bir onur olduğunu belirtırken göstenlen yakın ılginin kendileri için önemli ol- duğunu dile getirdiler Amaç, geniş repertuvan en iyi biçimde yorumlamak Stephen Connolly; açılış konserin- de Aya Inni'nin olağanüstü mekânını dolduran yüzlerce izleyiciyle çok hoş dakıkalar geçirdiklenni ve bütünleş- tiklerini söyledi. Connolly: repertuvar- lannın bu kadar geniş ve çeşitlı olma- sının olumlu tarafının çok fazla olma- dığını. fakat bu kadar çe$ıtli bir reper- tuvan en iyi biçimde seslendirmek için çok fazla çalıştıklannı ve kendılerini özel bir grup olarak adlandırdıklarını be- lırttı. Connolly: "Repertuvanmızm bu kadar geniş olmasının pek fazla avan- tajı olmasa da farklı kültürlere ve dö- nemlere ah müzikleri tanınıanın bizim için çok hoş bir fırsat olduğunu düşü- nüyoruz". Grup üyeleri aynca, bu ka- dar geniş bir zaman dılimını ıçine ya- yılan yapıtlan seslendirmenin dene- yimlerini olumlu yönde etkilediğıni de vurguladı. Türk müziği konusundaki deneyim- lerinin sadece Londra'dakı restoranlar- dan ve gece klüplennden ıbaret oldu- ğunu söyleyen grup elemanlan. Türk müziğinın dünya müziği dışmda tutu- lamayaeağını ve Türk müzığinin ken- dine özgü armonisinin kendilerini et- kilediğıni de belirttiler. Repertuvarlarında yer alan müzik katmanlannın hiçbinnin özel biryeri ol- madığını. konser gününe göre değişti- ğıni. bazen rönesans bazen Beatles'ın öne çıktığını söyleyen Bob Chilcott ay- nca. izley icinin de bu çeşitlikten mem- nun olduğunu söyledi. Söyledıklen her dönemın kendileri için önemli olduğunu ve konser günü- ne göre bazılannın öne çıktığını belir- ten Philip Lavv son. "Dönemlerin bizim için önemi yok. Önemli olan en iyi bi- çimde yorumlamak" dedı. İstanbul'da verdikleri konserin ken- dileri için çok önemli birmekânda. Aya İnnı'de gerçekleştiğını her fırsatta dile getiren grup. şarkılannın bu mekân ile bire bir örtüştüğünü vurguluyor Gab- riel Crouch. "Aya İrini bizinı için çok önemi olan bir mekân oldu. Çünkü biz Hıristiyanız ve bizim müziğimtzin nıhu 3eçok iyi bir biçimde örtüşüvor burası." Kuzey'in en büyük pop festivali GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Is- veç'in Hultsfred kentinde- kı pop festivali bu yıl da binlerce müzikseveri bir araya getirdi. Perşembe gü- nü başlayan üç günlük fes- tıvale. 100'den fazla pop sanatçısı \e grubu katılı- yor. 20 bin gencin bir ara- ya geldiği festivali 900 ga- zetecı. çok sayıda TV şir- ketı izliyor. Aynı zamanda 3.500 kişi de görev li olarak çalışıyor. 14 büyük müzik şirketi festivali ızleyenler arasında. İlk gecenin en ılgi çeken gösterisinı, büyük sahne- de rap grubu Wu-Tang- Clan yaptı. Eksiksiz ola- rak Hultsfred'e gelen 9 rap- çı, 26 derece sıcakta genç- leri coşturdu. saatlerce dans ettırdi Aynı gün farklı bir izle- yici grubu. The Prodigy'nın konserinde bir araya gel- dı. Biraz daha olgun yaşta- kı gençler. gece geç vakıt sahneye çıkan gözdelerinı sabahın ilk ışıklanna dek - kı burada bu olay saat 3 ci- vannda oluyor- coşkuyla ızleyerek kendilerinden geçtıler. Hultsfred de yer alan di- ğer bazı gruplar şunlar. Rammsteın. \Vannadies, Cardigans. Charlatans. Ra- ge Against The Machıne ve Suede. Bu arada önce- den duyurulmadan bir ya da birkaç ünlü yıldızın son gün katılması da söz ko- nusu. Chuck Berry'nın adı sık sık duyuluyor. Bu ara- da en genç popçulann göz- delerine de bu yıl özel yer aynlmış. 14-16 yaşlannda- kilerin gözdelerinin başın- da. Süpergrass. Spock, Hel- lacopters \ e bob hund (kü- çük harfle yazılıyor) geli- vor. Bu yılkı festıvalin mali- yetı 20 milyon kron (yak- laşık 400 milyar lira). Ne var ki daha festival başla- madan önce 21.500 bilet satıldığı için aranjörlerşım- dıden kâra geçmış durum- dalar. Aynca aralannda Rus TV'sinden Channel 40 da olmak üzere bırçok şırke- te satılan yayın hakkından gelecek para da eklenince sonuç daha da sevındiricı olacak. 10. yıldönümünü kutlayan festıvalin başlan- gıçtan beri sorumlusu ola- rak çaba gösteren Gunnar Lagermansevincini gızle- me gereğı duymuyor "Bundan sonraki hedefne" sorusuna bıraz düşündük- ten sonra şu yanıtı veriyor: "Bdkide RoDingStones. BobDylan..." Lagerman'ın fazla al- çakgönüllü olmasına ge- rek yok. Çünkü bu yılkı festivale katılanlar arasın- da, halen İngiltere'nin en başanlı rock bandı kabul edılen Suede de var. Su- ede. en son isveç'te platın plak kazanmıştı (80 bin satış)... Samulnari Perküsyon Topluluğu Trilok Gurtu-Supesh Talvvalker Açık Hava Tıyatrosu'nda I Kültür Servisi - Boğaziçi Festivali kapsamında Okay Temiz'in de aralannda bulunduğu 'Trilok Gurtu - Suresh Talvvalker' Hınt müzığininın ve dansının canlı renklennı bu akşam saat 21.30'da Açık Hava Tiyatrosu'na getınyor. Yine bu akşam Samulnari Perküsyon Topluluğu da ritim sazlar ve perküsyon konusundaki ustalıklannı sergilıyor. Bombay'da doğan Trilok Gurtu, çok genç yaşlarda tabla adı veriien Hint davulunu çalmayı A\rupa ve Hındistan'da tanınmış bir şarkıcı olan annesınden ögrendi. Caz ve etnik müziğe ilgi duvınası nedeniyle 1973 yılında Amerika'ya gıtti. 1977de New Y'ork'a yerleşerek çeşitli caz gruplanda çalmaya başladı. 1983 yılında Randy Brecker. Lee Konıtz ve Ed Blackvvell ile Cool Jaz Festıvah'nde çalan Trilok Gurtu Jack DeJohnette, Don Cherry. Philp Catharine gibi ünlülere de vurma çalgılarla eşlik ettı. Suresh Talvvalker. müzik alanında pek çok katkıda bulunan "tabla'nın en iyi temsılcılerinden. Oka> Temiz ise günümüzde heyecan vericı yaratıcı yorumlan çok kültürlü bir müzik türüne özgün bir yaklaşım sergiliyor. Osman Polafın resim sergisî • Kültür Servisi - Bugün. Kültür Bakanlığı Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde Osman Polat Resim Sergisi açılıyor. Sergı. 30 hazırana dek gezilebilir. Antalya Sanatçılar Derneği Yönetım Kurulu Başkanlığı yapan Osman Polat'ın abstre-ekspresyonist bir sanat çizgisi olduğu belirtilıyor "Ben sadece resim yapanm gerisine kanşmam' dıven Polat'ın yabancı koleksiyonlarda 32 yapıtı bulunuyor. Yanşmalara katılmayan. karşı çıkan. sanatçının bu konudaki görüşleri yansızlık olması konusunda odaklanıyor 'Sanatçının görevı bugüne kadar yapılmamış olanı bulup yapmaktır' diyen Polat. kendisını ve doğasını sorguluyor. MEFC < L L i f R 1 DUYURU 1997-1998 EĞİTİM-ÖĞRETİM ÜCRETLERİ OZEL MEF LİSESİ (HAZIRUK-LİSE l. SINIFLAR) YILLIK : 840.000.000 TL + KDV ÖZEL MEF ORTAOKULU (HAZIRUK-ORTA 1 SINIFLAR) YILLIK : 840.000.000 TL + KDV ÖZEL MEF İLKOKULU (/ // /// SINIFLAR) YILLIK : 840 000.000 TL + KDV ÖZEL MEF ANAOKULU (1992 doğumiular) AYUK : 70.000.000 TL + KDV (Ücreflenmjz. her vıl l Hazııan tarıhll merkez baniası efekuf saitj kurfiyaft uzenndtn. AnaokuJu 5 000 Amerıkan Dotart . likokul, Ortaokuİ. Lıse tüm sınıflarda 6 000 Amenkan Doian TL'ye çnrtlerek + KDV karjthçtdır ı M EJİ Ozef Oçretım Kunımları ticret ır tahstl \onelmehçı gfeğtnce ıtan oiunur Sot Yüîık eğnım ııcren. sabah kah\atuian {\naokulu. ılkokttll - ıLındı kah\aluiar t \e oğltn vemeği ıle o yıl okuiulacak ders kıtaptan, ucrettcre dahıldır. Sosyûl etkınlıkltr için. aynca ueret atınmaz Ambarhdeif Mr\hi Dereboyu Cad. 8840 Onaköv ı 7W (0212) 263 72 12 ! 287 38 66 Fax (0212)2*708 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle