06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17HAZİRAN1997SALI HABERLER Toçoghı davasmda karar • ANKARA (Cumhuriyet) - Türk-tş Yönetim Kurulu tarafmdan Genel Mali Sekreterlik görevinden uzaklaştınlan Enver Toçoğlu'nun, bu lcarara itiraz ederek açtığı dava, Ankara 5. Iş Mahkemesi tarafmdan reddedildi. Mahkeme. Enver Toçoğlu'nun işlediği eylemin "'yüz kızartıcı suç" olduğuna ve cezanın ertelenmiş olmasının bu mahkûmiyetten kaynaklanan "yoksunluklann uygulanmasını engellemeyeceğine" karar verdi. Ulay için TBMM'de tören • ANKARA (AA)- Ankara'da cuma günü ölen eski Cumhuriyet Senatosu tabii üyesi Sıtkı Ulay için TBMM'de tören düzenlendi. Törene, Sıtkı Ulay'ın ailesi ve yakınlannın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, DSP Grup Başkanvekili Hikmet Uluğbay. CHP Grup Başkanvekili Oya Araslı, Meclis Idare Amiri Yücel Seçkiner. milletvekilleri ile eski parlamenterler katıldılar. Sıtkı Ulay'ın naaşı, Kocatepe Camii'nde kılınan cenaze namazınm ardından lstanbul'a götürüldü. Sıtkı Ulay, bugün Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazınm ardından Ortaköy aile mezarlığında toprağa verilecek. Hatip pîcle'ye mahkûmiyet • ANKARA (AA)- Kapatılan DEP'üı eski milletvekili Hatip Dicle, Çankın Cezaevi'nde açlık grevindeki mahkûmlara destek vermek amacıyla gönderdiği ve cezaevi görevlileri tarafmdan ele geçirilen mektupta, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhinde propaganda yapmaya "'eksik teşebbüs" gerekçesiyle 4 ay hapse mahkûm oldu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, mahkemenin ilk yargılama sonunda "bölücülük propagandası yapmaya tam teşebbüs" suçundan verdiği 8 aylık hapis cezasını bozmuştu. Odabaşı'na hapis cezası • Haber Merkezi - Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, "Düş ve Yaşam" adlı kitabında "Atatürk'ün hatırasma hakaret ve Istiklal Marşı'nı tezlil (hakir görme) ettikleri" gerekçesiyle yargılanan yazar Yılmaz Odabaşı ile yayıncısı Niyazi Koçak'ı 2 yıl 6'şar ay hapis cezasına mahkûm etti. Mahkeme aynca. sanık Koçak'ı iki ayn suçtan dolayı 4 milyon 550 bın lira da para cezasına çarptırdı. Gürsoy'un oğlu öldü • Haber Merkezi - Feshedilen SHP'nin eski milletvekillerinden tbrahim Gürsoy'un oğlu EvTen Gürsoy. tedavi gördüğü International Hospital'da dün yaşama veda etti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi birinci sınıf öğrencisi EvTen Gürsoy (19), 10 haziranda Yeşilköy'deki evlerinde annesine ait Smith VVesson marka tabancayla kendisini vurmuştu. Evren Gürsoy'un iddia edildiği gibi intihar etmediğini, Adli Tıp raporunda da bunun ortaya çıktığını belirten yakınlan, "Silahtaki kurşunlan boşaltmış, meğer bir kurşun daha varmış. Oynarken kazayla kendini vurmuş" dediler. Evren Gürsoy'un cenazesi bugün Ataköy 2. Kısım Yeni Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra toprağa verilecek. Çukur davası sonuçlandı • İZMIR(Cumhurryet . Ege Bürosu) - Bornova'da 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan "çukur davası" karara bağlandı. Mahkeme, Bornova Belediye Başkanı Aysel Bayraktar ve Yasin Yıldınm'ın beraatine karar verirken Şantiye Şefi Murat Ak'ı 5 yıl. Fen tşleri Müdürü MücellaÇelik'i de 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Başbakan Necmettin Erbakan, Türkiye'deki bütün kurumlann kendi görevleriyle meşgul olmasını istedi RP'den orduya irtica eleştirisiİstanbul Haber Servisi - Başbakan Necmet- tin Erbakan, ordu ile hükümet arasında yaşa- nan gerginlikte yine "bir kısım medyayı" suç- ladı. Erbakan. "Türkiye'de demokrasininen bü- yük savunucusu ve komyucusunun bizzat Türk Silahlı Kuvvetleri" olduğunu söyleyerek bir yandan orduya övgüler yagdırırken diğer yan- dan da irticayı Genelkurmay "ın ülkeyi tehdit e- den tehlikeler içinde ılk sırada göstermesini eleştirdi. Bütün kurumlann kendi görevleriyle meşgul olmasını temenni ettiklerini belirten Erbakan. "Ordu hükümete bağlıdır. Hükümet. ihtiyaç varsa ordudan hi/met ve destek ister. İç hizmet talimnamesi ordunun kendi kendine tehditler koyması. kendi kendine bunu önlemesi demek degildir. Aksi takdirde bu deraokraksi olmaz" dedi. Ülkede tam bir teşebbüs hürriyeti. fıkır hürnyeti. öğrenim hürnyeti ve örgütlenme hür- riyeti istediklerini ifade eden Başbakan. "Şu veya bu biçimde fikirler atılarak. bunlann en- gellenmesini, biz, çağdaşhk değil. asıl irtica ola- rak görüyoruz. Türİdye geri gitnıeyecektir; ile- riye gjdecektir" dedi. Erbakan'ın C'rağan Saravı'nda yabancı ba- sın kuruluşlan için düzenlediğı basın toplantı- sına. çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci katıl- dı. Erbakan konuşmasına "D-8 ZJrvesTni de- ğerlendirerek başladı. DYP ile yapılan hükümet protokolünde erken seçim ihtiyacı olduğu tak- dirde başbakanlığın değiştirileceğinm ifade edildiğini belirten Erbakan. "Zaten başbakan ve başbakan yardımcısı hükümette eşit şekilde görev yapmaktadırlar. Bu nedenle pratikte böy- le bir değişikliğin önemli bir rolü olmayacakür" diye konuştu. En önemli konunun sağlam bir Meclis ço- ğunluğu olduğunu ifade eden Erbakan, "erken seçimi havada ikmal olarak gördüklerini" söy- ledi. Erbakan. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'in başbakanlık konusundaki çoğunluğu gör- düğü anda tereddüt etmeyeceğıni söyledi. Erbakan. RP'nin kapatılmasıyla ilgili giri- şımler konusunda da şu görüşleri dile getirdı: "Demokrasilerde 'partı kapatmak" diye bir şey yoktur ve olamaz. Ancak geri demokrasilerde bö> le bir şey olabflir. Halkın yansını yok saya- ma/sınız. "Halkm yansına insan haklan vermi- yorum" diyemezsiniz. Çeşitli partilerde hata, ku- sur işleyen insanlar olabilir: bu kolektif suç ol- maz. Suç şahsidir." Muhalefetin. iktidan tedirgin etmek için ül- kede huzursuzluk meydana getirebilecek dav- ranışlar gösterdiğini, "bir kısım büyük medya kuruluşlannın da" buna destek olduğunu iddia eden Erbakan "Türkiye'deki bir kısım basının durumu hiçbir gelişmiş ülkede yoktur. Çiinkü bunlan. Baülı basının havsalası almaz; hiçbir tekzip yayımlamaziar. Yalan haber yayıınlamış- tır, halk tahrik edilmektedir, bile bile saptırma yapılmaktadır, maksadı yorumlar yapılmakta- dır" dedi. Erbakan yabancı bir gazetecinin "Askerterle bazı sorunlannız var. Onlan nasıl çözmeyi dü- şünüyorsunuz" sorusunu. "Türkiye bir hukuk devletidir. Ordunun görevi bellidir, hükümetin görevi bellidir. Kurumlann görevleri herhangi bir kanşıklığa mahal \erilmeyecek şekilde be- lirtilıniştir" diye yanıtladı. Erbakan şöyle de- \am etti "Bir kısım medyanın Türkiye'de bu gerginliğe sebep olduğunu biliyoruz. Yalan ha- ber yazılmakta. kurumlan ve kuruluşlan tah- rik etmektedir. Yapılması istenen hareketler. ay- nı medya tarafından yanlış yorumlanıyor. Kah- raman ordumuz yasalara saygılıdır. demokra- siye saygılıdır. Türkiye'de demokrasinin en bü- yük savunueusu ve koruyucusu bizzat Silahlı Kuvvetier'in kendisidir." Bir gazetecinin. Türk ordusunun önemini belirterek generallenn adlarını sokaktaki vatan- daşlann dahı bıldiğini belırtmesi ve "Bu nasıl bir özel durumdur" diye sorması üzerine de Erbakan "Ordu, hükümete bağlıdır. Hükümet ordudan hizmet ve destek ister; ordu 'Ben sadece dış ülkelere karşı ülkeyi korurum. iç teh- dit beni ilgilendirmez' diyemez. Ordu bu göre- vi yapmakla mükelleftir. Nitekim. PKK'ye kar- şı miieadele konusu buna örnektir. Ordunun özel \e genel görevleri \ardır. Dolay ısıy la iç hiz- met talimnamesi. ordunun kendi kendine teh- dider koyması. kendi kendine bunu önlemesi de- mek değildir. Aksi takdirde bu demokrasi obnaz, Bir Alman ordusu, kendi kendine tehditler koya- maz. Bizim ordumuz da izinsi/ bir tek askerini yurtdışmda görevlendiremez" dedi. Ecevit, Baykal ve Yılmaz, TİM Genel Kurulu nda tartıştı Muhalefetin ortak noktası yokANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulu'ndabirara- ya gelen muhalefet liderleri. ortak noktada buluşamayarak birbirle- riyle tartıştılar. CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal. TlM'in dün yapılan 4. olağan genel kurulunda yaptığı konuş- mada, ülkede en önemli sorunun enflasyon olduğunu. yüzde 80 dü- zeyindekı fiyat artışlannın olağan kabul ettirilmeye çalışıldığını söyledi. Hükümetin, enflasyon. işsizlik. gelir dağılımındaki bo- zulma konusunda hiçbir çözüm üretmediğini be- lirten Baykal. "Ekonomi lafla. propaganday la, adil düzen edebiyaüyla yürür mü" diye konuştu. Baykal, dünyada sosyal demokrat akımın her ge- çen gün yayıldığını. Av- rupa Birlıği'ndeki 13 ül- kede ya sosyal demokrat partinin iktidarda olduğu- nu ya da başbakanın sos- yal demokrat olduğunu söyledi. Baykal. Türki- ye'de siyasi ve ekonomik alanda "kriz" ortamına girilmesinin en önemli nedeninin de sosyal de- mokrasinin zaafa uğratıl- mış olmasından kaynak- landığını söyledi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de ülkede hükümetle-devlet arasın- da büyük bir kriz olduğu- nu, laiklik karşıtı uygula- malar nedeniyle, en önemli kurumlardan olan ordunun hükümetle çatış- mahalinegirdiğinibelirt- ti. Oluşan siyasi istikrar- sızlıktan erken seçimle çı- kılamayacağını. DYP ile RP'nin ise yeniden seçi- me gidip yine koalisyon kurmak istediklerini söy- leyen Ecevit, "Bu hükü- metin yürümediği, ülkeyi kaosa süriiklediği bellidir. • DSP lideri Ecevit: Seçim çözüm değil. • CHP lideri Baykal: Çözüm sosyal demokrat zihniyette. • ANAP lideri Yılmaz'dan Baykal'a: Sütten çıkmış ak kaşık değilsiniz. ğin. Güneydoğu Anadolu Bölge- si'nde olan zorunlu göçlerin RP'yi güçlendirdiğini belirten Ecevit, çözüm hükümetınin yal- nızca siyasi değil. sosyal devlet ilkesini de harekete geçirmesi ge- rektiğini söyledi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ise iktidann yanı sıra mu- halefeti de eleştirdi. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik bu- nalım ve yüksek enflasyonda SHP-DYP koalisyonu dönemin- de izlenen politikalann çok bü- yük rolü olduğunu belırtirken. CHP lideri Baykal'ı eleştiren Yıl- maz. şunlan söyledi: "Toplumun hafıza kaybına sığınıp kendinizi sütten çıkmış ak kaşık gibi göste- remezsiniz. Avrupa'da sosyal de- mokrat partilerin kazanması da sizi sevindiımesin. İsimlerinden başka hiçbirsosy al demokratözei- likleri kalmamıştır. O partilerin programlannı açıp bakın. benim partimin programından daha sag- dadır. Artık sağ ve sol kavramla- nnın değeri kalmamışür. Hürri- yetçilik ve liberalizm bunlann önüne geçmiştir." D-8 hayaliyle hareket eden hü- kümetin hem Türkiye'nin Islam ülkeleriyle olan ilişkilerindeona- rılmaz yaralar açtığını hem de Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaş- tırdığını \urgulayan Yılmaz. hü- kümetin çağdışı bir zihniyete sa- hip olduğunu söyledi. Yılmaz, "Endişe etmeyin, kişisel ihtirasJa- n önde tutan ve cumhuriyetin te- mel ilkelerini hedef alan siyasal zihniyet, demokrarik süreç içeri- sinde ve en kısa sürede tasfıye ola- cakür" dedi. ANAP lideri Mesut Yılmaz \e CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal'ın genel kuruldan sonra bir arava seldikleri öSrenildi Yeniden kurulması çö- züm getirmeyecektir" de- di. TBMM'de RP dışında- ki çoğunluğu oluşturan 390'dan fazla milletveki- linin bu partiyi sistemden çıkarabileceğini ifade e- den Ecevit. laıkliğın ko- runması için muhalefet partilennin bir çözüm hü- kümeti kurması gerekti- ğini vıırguladı. Enflasyonun, işsizli- DİSK, 15-16 Haziran 1970 işçi direnişinin 27. yilını, işyerlerinde kitlesel basın toplantılanyla. andı. DİSK Genel Sekreteri Kemal Daysal, '15-16 Haziran'ın. işçi sınıfının baskılara karşı \ arattığı şanlı direniş destanının ve hak mücadelesini demokrasi mücadelesine dönüştürmeni n adı olduğunu belirtti. İşçi smıfı, tarihinin en büyük direnişi '15-16 Haziran'ı andı DÎSK: Sorunun kaynağı 1 İstanbul Haber Servisi - Türkiye Devnmci İşçi Sendikalan Konfede- rasyonu (DİSK), Türkiye işçi smıfı tarihinin zaferle sonuçlanan en bü- yük direnişi olan 15-16 Haziran ey- lemlerini. dün işyerlerinde düzen- ledıği kitlesel toplantılarla andı. DİSK Genel Sekreten Kemal Day- sal, bugünkü sıkıntılann kaynağının 12 Eylül yönetimı olduğunu söyle- di. 27 yıl önce DtSK ve bağımsız sendikalan dağıtmak amacıyla. Sendikalar Yasasfnda değişıklik yapılmak istenmiş. ancak bu gıri- şim. tzmit ve tstanbul'da sokaklara çıkan işçilenn gösterdiği şiddetli di- reniş sonucu önlenmişti. Üç ışçinin yaşamını yitirdiği direniş. sıkıyöne- tim ilan edilerek önlebilmişti. DtSK. 15-16 Haziran 1970 işçi direnişinin 27. yıhnı. işyerilerinde kitlesel basın toplantılanyla andı. Merter Keresteciler Sitesı Parkı'n- daki toplantıya katılan DİSK Genel Sekreteri Kemal Daysal. 15-16 Ha- ziran'm. işçi sınıfının baskılara kar- şı yarattığı şanlı direniş destanının \e hak mücadelesini demokrasi mü- cadelesine dönüştürmenin adı oldu- ğunu belirtti. Direniş sonuda kaza- nan tarafın işçiler olduğunu vurgu- layan Daysal. o gün başanlmayan değişikliklerin. 12Martve 12 Eylül askeri yönetimleri döneminde, elle- rindekı haklann tek tek alınarak ger- çekleştinldığinı söyledi. Bugünkü sıkıntılann temelinde 12 Eylül askeri yönetiminin uygu- lamalan olduğunu savunan Daysal. "12 EylüTden sonra irtica beslendi. kadrolaştı ve geüşti. Çeteler devlet 2 Eylüliçinde yuvalandı: başta sendikalar olmak üzere bütün demokrasi güç- leri sindirildL Şûndi bunun sancısn nı çekiyonız. İ steük demokrasiyi yi- tirme tehlikesi ile de karşı karşıya- yız" dedi. Bugünkü sendikal hareketin önündeki en büyük engellerin, an- tı-demokratık yasalar. işkolu ve iş- letme barajlan ile grev yasaklan ve uzadıkça uzayan toplusözleşme yet- kisi işlemlen olduğunu ifade eden Daysal. sorunlann sadece sendikal yasaklarla sınırlı olmadığım anlattı. NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Tansu Çiller, yeniden baş- bakan olabilecek mi? Son günlerin temel merakı, Çiller'in kaderi üzerinde yoğunlaşıyor. DYP liderinin siyaset sahnesi- ne çıkış günlerinin üzerinden henüz 6 yıl geçti. Tansu Çiller, en kanşık ve en kanlı dönemin sorumlusu olarak alışık olma- dığımız bir politikacı tipi çizdi. Kişisel çıkartarını herşeyin üs- tünde tutan, açgözlü ve hırslı bu tip, Türkiye'nin bugünkü bunalımadüşmesindeetkili bir rol oynadı. Çiller'in böylesine kanşık ve zor dönemde, Türkiye'nin en köklü siyasi partilerinden biri- sini peşinden koşturabilmesi. araştırmaya değer ilginç bir o- lay. Demirel'lerin, Cindoruk'- ların partisi, onlara rağmen Çil- ler ailesinin eline geçti. Nahit Menteşe, Necmettin Cev- heri, Mehmet Gölhan gibi Demiret'in sadık adamlarının, Çiller'in karşısında hazırol dur- maları acaba sosyoloji ve psi- Naomi ve Tansu koloji bilimiyle nasıl açıklana- bilir? Çiller. siyaset sahnesine Sü- leyman Demirel tarafından it- hal edildi. Onlar başlangıçta baba kız ilişkisi içindeydiler. Kız, öylesine etkili bir şekilde babasının partisine hâkim oldu ki gün geldi Demirel'i emekli edebileceğini, onun yüzüne söylemekten çekinmedi. Çiller, binlerce faili meçhulün, yargı- sız infazın. Güneydoğu'da bü- yük kırımlann yaşandığı döne- min başbakanıydı. Sosyal de- mokratlan yıllarca parmağında oynattı. Doğan Güreş'in lider- liğindeki orduyla Güneydo- ğu'da yürütülen savaş konu- sunda tam bıruyum içindeydi. Çok köşeye sıkıştığı sanılan bir anda, REFAHYOL hüküme- tinin kurulmasını sağlayarak ik- tidara yapıştı. Beş yıldır, siya- set kurtlarının arasında, onla- nn hepsini ekarte ederek ayak- takalmayı başardı. Heryıkıldı- ğı sanılan zamanda bir çıkış yolu bularak ipleri elinde tuta- bildi. Herkesin şimdi çok kızdığı Çiller, bütün bunlan nasıl ya- pabildi? Hiçbir siyasi birikimi ve deneyi olmamasına karşın siyasetin erkek kurtları içinde, dişi kurt olarak en etkili konu- mu neye dayanarak elinde tu- tabildi? Asıl sorun burada. 12 Eylül artığı bir parlamento, si- yasette büyük yıkımlar yüzün- den ikinci sınıf bir politikacı topluluğu içinde oldu bütün bunlar. Kalite düşmüştü. Gü- neydoğu'da sürüp giden sa- vaş, demokratik denetım yol- larını tıkayınca. Çiller'in eli ko- lu iyice serbest kalmıştı. Ko- mutanlarla keyif içinde savaş stratejileri yapıyor, bir yandan da dünyalığına dünyalık katı- yordu. Çiller, çöküş döneminin si- yasetçisi olarak parladı. Aynı dönemin diğer parlak siyaset- çisi de Necmettin Erba- kan'dı. Sonunda birbirlerine sanldılar. Batan bir Türkiye'de kaderleri ortak oldu. Türkiye'yi batırdıkça kendileri de battılar vetehlikeli kumarbazlar olarak ülkeyi ciddi bir tehlikenin içine attılar. Çiller; cesur, çılgın ve muhteris bir kadını oynuyor. Son dakikaya kadar bütün kozlarını kullanarak o çok şey- ler kazandığını düşündüğü ik- tidan bırakmak istemiyor. Çiller dönemi bütün ayak oyunlanna rağmen sona eriyor. Hızlı yükseldiği iktidar merdi- venlerinden böyle giderse hız- layuvarlanacağıgörülüyor. Çil- ler'in bitişi ve Erbakan'ın kö- şeye sıkışması bir sürecin so- nunageldiğinin de işareti sayı- labilir. 1977'deCHP'nin yüzde 41.8 oy aldığı günden bu yana düşüş içindeki demokrasi güç- leri, ilk kez yeni bir çıkış olana- ğını yakalamış gibi görünüyor- lar. Çiller'in ve Erbakan'ın kay- betmesiyle, demokrasi güçle- rinin kazanması arasında cid- di bir paralellik olduğu giderek belirginleşiyor. Ünlü siyahi manken Naomi Campbell. aşkı uğruna intihar girişiminde bulunmuş. Sevgili- sini yitirmek, ona ölümden da- ha acıgelmiş. Naomi'nin güzel kara gözlerine dalıp gittim. Onu Tansu Çiller'le karşılaştır- dım. Naomi'nin sevdası yü- zünden yüreği sıkışmış ve aş- kı yitirmektense ölmeyi yeğle- miş. Tansu ise Naomi 'den fark- lı değerlere sahip. İktidar kol- tuğuna ölümüne sanlıyor, pa- ra ve güç arzusu, onu, kaçınıl- maz sonuna hızla yaklaştınyor. CHP Cenel Başkanı Baykal 'Sorunun çözümü seçim sanchğı' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. dünyanın hızla değiştiği- nı \e partisının "sosyal pazar" ekonomısinden yana olduğunu söyledi. Baykal. dün Ankara es- nafı ziyaret etti. Rejime yönelen tehditleri ortadan kaldıımanın yolunun san- dıktan geçtiğinı kaydeden Baykal. askeri müdahale istemediklerini belirtti. Baykal. demokrasinin yaşatılması gerektiğine işaret ederek "Ordumuz, bağımsızlıkveözgüıiüğü- müzün güvencesi. l lusal bütünlük. şeref. haysiyet. namus. ırzımız oraya bağ- lı. O. bütün milletin ordu- sudur. Devletimize en bü- yük hiymeti yapnııştır, ya- pacaktır. Orduyla bu so- runu çözmek yanlıştır ve gereksizdir" dedi. Dünyanın hızla değiş- tiğıni, CHP'nın çağın ge- reklerini yerine getirece- ğini söyleyen Baykal, ar- tık devletin ayakkabı üret- mesinın anlamsız olduğu- nu savunarak "Sosyal de- mokratlığu devlet nıülki- yetçiliği gibi anlamamak gerekir" diye konuştu. Baykal. insan öğesi unutulmamak koşuluyla, bu çerçevede rekabetin, özel gınşimın önünü aça- caklannı belirterek sos- yal-pazar ekonomisinden yana olduklannı söyledi. TÜSİAD toplantısı 'Halkın iradesinden güçalmaltyız' ,:_—-! İstanbul Haber Servisi -Türk Sanayicileri ve Işa- damları Derneği'nin (TÜSİAD) "Seçlmler, TBMM ve Hükümet Sis- temleri" konulu toplantı- sında konuşan politikacı, bilim adamı ve işadamla- n baskın bir erken seçi- mın Türk siyasetinde çö- zümsüzlüğü daha da art- tıracağı görüşünde birleş- tiler. TÜSİAD tarafından düzenlenen "Demokra- tik Standartlann ^ üksel- tilmesi Paketi Taıtışma Toplantılan Dizisi"nın ikincisi dün Sabancı Center'da yapıldı. Top- lantının açılışında konu- şan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muhar- rem Kayhan. Türki- ye'nin demokrasiyle yö- netılmesini isteyenlerin taze btr başlangıç yapma- lan gerektiğini söyledi. Kayhan. "Kurumsal ya- pılann hayatiyetini yeni- den kazanması için. de- mokrasiyi kullanarak de- mokrasiyi tahrip etmek isteyenlere karşı etkin bir mücadele \ertnek için, halkın iradesinden güç al- mak bir zorunluluk hali- negeWi"dedi. Panelde söz alan DYP'li Ahmet lyimaya ittifaklann serbest olma- sını savunurken ANAP'lı Oltan Sungurlu da ma- halli idarelerin güçlendi- rilmesi gerektiğini belirt- ti. DSP Milletvekili Hik- met Sami Türk ise yüzde 10 olan ülke barajının makul düzeye ındirilme- sini istedi.. CHP Millet- vekili AtilaSav. çifte ba- rajın adaleti engellediği- ni savundu. RP Milletve- kili Mustafa Kamalakda yurtdışında yaşayan Türkler için dış seçim bölgesinin oluşturulma- sını istedi. DTP'li İsmet Sezgin ise cumhurbaşka- nının halk tarafından i se- çilmesine taraftar olduk- lannı belirtti. 1Ü Öğre- tım Üyesi Prof. Dr. Nec- mi Yüzbaşıoğlu. Marma- ra Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Ver- gin ve Galatasaray Üni- versitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. SeyfettinGürsel de seçim sistemleri hak- kındaki görüşlerini dile aetirdi. DSP'lilerden DYPIilereçağrı 'Ülkenin başınayeni birçorap örülmesin' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DSP Grup Başkanvekili Hüsanıettin Özkan. TK? Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcı- sı Tansu Çiller'in "Bu ba- cınızın başına çorap örmek isteyenler var" sözlerini anımsatarak "D^T'nin.ül- kenin başına yeni bir çorap örülmesini. sessizce ve ka- dercilik anlay ışı ile izleme- yeceğini umuyoruz" dedi. Özkan. Çiller'in "ruhu- nu ve Idşiliğini tahlil ede- rek bunu kitap haline geti- rebilen yazann 20. yüzyı- lın Machıavellı unvanını taşıyacağım" belirterek "Prense ilham verenlerin, Bayan Çiller'in yanında, ancak fıgüranhk yapacak çapta olduklan ortaya çık- mıştır" diye konuştu. Özkan. dün yaptığı ya- zılı açıklamada. Çiller"in Yörük Şenliği'ndeki söz- lerını ele^tırirken şu görüş- leri dile getirdi: "Yörükle- rin akıllanndan ve gönulle- rinden 'Be he\ bacı. senın başına çorap ören yok. bir çorap ören varsa o da sen- sin. bir şiş senin elinde. dı- ğeri Erbakan'ın, on bir ay- dır ülkenin başına birlikte çorap örüyorsunuz' de- mek geçse de yörük kültü- rünün gereği bunu yüzüne söy leyememişlerdir. Ancak Bayan Çiller bilmelidir ki siyasete girdiği günden bu- güne ülkenin başına sayı- sız çorap örmüştür. En muhteşem çorabını da RP'yi iktidara taşıyarak örmüştür." Çiller'in. ülkenin başı- na yeni bir çorap örmekte olduğunu vurgulayan Öz- kan. "Bu çorabın öriilüp örülmeyeceğine herkesten önce DYP karar vereeek ve bu karann sorumluluğunu larih önünde taşıy acaknr" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle