Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17HAZİRAN1997SALI
HABERLER
Toçoghı
davasmda karar
• ANKARA (Cumhuriyet)
- Türk-tş Yönetim Kurulu
tarafmdan Genel Mali
Sekreterlik görevinden
uzaklaştınlan Enver
Toçoğlu'nun, bu lcarara
itiraz ederek açtığı dava,
Ankara 5. Iş Mahkemesi
tarafmdan reddedildi.
Mahkeme. Enver
Toçoğlu'nun işlediği
eylemin "'yüz kızartıcı suç"
olduğuna ve cezanın
ertelenmiş olmasının bu
mahkûmiyetten
kaynaklanan
"yoksunluklann
uygulanmasını
engellemeyeceğine" karar
verdi.
Ulay için
TBMM'de tören
• ANKARA (AA)-
Ankara'da cuma günü ölen
eski Cumhuriyet Senatosu
tabii üyesi Sıtkı Ulay için
TBMM'de tören
düzenlendi. Törene, Sıtkı
Ulay'ın ailesi ve
yakınlannın yanı sıra
TBMM Başkanı Mustafa
Kalemli, DSP Grup
Başkanvekili Hikmet
Uluğbay. CHP Grup
Başkanvekili Oya Araslı,
Meclis Idare Amiri Yücel
Seçkiner. milletvekilleri ile
eski parlamenterler
katıldılar. Sıtkı Ulay'ın
naaşı, Kocatepe Camii'nde
kılınan cenaze namazınm
ardından lstanbul'a
götürüldü. Sıtkı Ulay,
bugün Şişli Camii'nde
kılınacak öğle namazınm
ardından Ortaköy aile
mezarlığında toprağa
verilecek.
Hatip pîcle'ye
mahkûmiyet
• ANKARA (AA)-
Kapatılan DEP'üı eski
milletvekili Hatip Dicle,
Çankın Cezaevi'nde açlık
grevindeki mahkûmlara
destek vermek amacıyla
gönderdiği ve cezaevi
görevlileri tarafmdan ele
geçirilen mektupta, devletin
ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğü
aleyhinde propaganda
yapmaya "'eksik teşebbüs"
gerekçesiyle 4 ay hapse
mahkûm oldu. Yargıtay 9.
Ceza Dairesi, mahkemenin
ilk yargılama sonunda
"bölücülük propagandası
yapmaya tam teşebbüs"
suçundan verdiği 8 aylık
hapis cezasını bozmuştu.
Odabaşı'na
hapis cezası
• Haber Merkezi - Ankara
2. Asliye Ceza Mahkemesi,
"Düş ve Yaşam" adlı
kitabında "Atatürk'ün
hatırasma hakaret ve
Istiklal Marşı'nı tezlil
(hakir görme) ettikleri"
gerekçesiyle yargılanan
yazar Yılmaz Odabaşı ile
yayıncısı Niyazi Koçak'ı 2
yıl 6'şar ay hapis cezasına
mahkûm etti. Mahkeme
aynca. sanık Koçak'ı iki
ayn suçtan dolayı 4 milyon
550 bın lira da para
cezasına çarptırdı.
Gürsoy'un
oğlu öldü
• Haber Merkezi -
Feshedilen SHP'nin eski
milletvekillerinden tbrahim
Gürsoy'un oğlu EvTen
Gürsoy. tedavi gördüğü
International Hospital'da
dün yaşama veda etti.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
birinci sınıf öğrencisi EvTen
Gürsoy (19), 10 haziranda
Yeşilköy'deki evlerinde
annesine ait Smith VVesson
marka tabancayla kendisini
vurmuştu. Evren
Gürsoy'un iddia edildiği
gibi intihar etmediğini, Adli
Tıp raporunda da bunun
ortaya çıktığını belirten
yakınlan, "Silahtaki
kurşunlan boşaltmış, meğer
bir kurşun daha varmış.
Oynarken kazayla kendini
vurmuş" dediler. Evren
Gürsoy'un cenazesi bugün
Ataköy 2. Kısım Yeni
Camii'nde kılınacak öğle
namazından sonra toprağa
verilecek.
Çukur davası
sonuçlandı
• İZMIR(Cumhurryet .
Ege Bürosu) - Bornova'da 5
kişinin ölümüyle
sonuçlanan "çukur davası"
karara bağlandı. Mahkeme,
Bornova Belediye Başkanı
Aysel Bayraktar ve Yasin
Yıldınm'ın beraatine karar
verirken Şantiye Şefi Murat
Ak'ı 5 yıl. Fen tşleri
Müdürü MücellaÇelik'i de
10 ay hapis cezasına
çarptırdı.
Başbakan Necmettin Erbakan, Türkiye'deki bütün kurumlann kendi görevleriyle meşgul olmasını istedi
RP'den orduya irtica eleştirisiİstanbul Haber Servisi - Başbakan Necmet-
tin Erbakan, ordu ile hükümet arasında yaşa-
nan gerginlikte yine "bir kısım medyayı" suç-
ladı. Erbakan. "Türkiye'de demokrasininen bü-
yük savunucusu ve komyucusunun bizzat Türk
Silahlı Kuvvetleri" olduğunu söyleyerek bir
yandan orduya övgüler yagdırırken diğer yan-
dan da irticayı Genelkurmay "ın ülkeyi tehdit e-
den tehlikeler içinde ılk sırada göstermesini
eleştirdi.
Bütün kurumlann kendi görevleriyle meşgul
olmasını temenni ettiklerini belirten Erbakan.
"Ordu hükümete bağlıdır. Hükümet. ihtiyaç
varsa ordudan hi/met ve destek ister. İç hizmet
talimnamesi ordunun kendi kendine tehditler
koyması. kendi kendine bunu önlemesi demek
degildir. Aksi takdirde bu deraokraksi olmaz"
dedi. Ülkede tam bir teşebbüs hürriyeti. fıkır
hürnyeti. öğrenim hürnyeti ve örgütlenme hür-
riyeti istediklerini ifade eden Başbakan. "Şu
veya bu biçimde fikirler atılarak. bunlann en-
gellenmesini, biz, çağdaşhk değil. asıl irtica ola-
rak görüyoruz. Türİdye geri gitnıeyecektir; ile-
riye gjdecektir" dedi.
Erbakan'ın C'rağan Saravı'nda yabancı ba-
sın kuruluşlan için düzenlediğı basın toplantı-
sına. çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci katıl-
dı. Erbakan konuşmasına "D-8 ZJrvesTni de-
ğerlendirerek başladı. DYP ile yapılan hükümet
protokolünde erken seçim ihtiyacı olduğu tak-
dirde başbakanlığın değiştirileceğinm ifade
edildiğini belirten Erbakan. "Zaten başbakan
ve başbakan yardımcısı hükümette eşit şekilde
görev yapmaktadırlar. Bu nedenle pratikte böy-
le bir değişikliğin önemli bir rolü olmayacakür"
diye konuştu.
En önemli konunun sağlam bir Meclis ço-
ğunluğu olduğunu ifade eden Erbakan, "erken
seçimi havada ikmal olarak gördüklerini" söy-
ledi. Erbakan. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'in başbakanlık konusundaki çoğunluğu gör-
düğü anda tereddüt etmeyeceğıni söyledi.
Erbakan. RP'nin kapatılmasıyla ilgili giri-
şımler konusunda da şu görüşleri dile getirdı:
"Demokrasilerde 'partı kapatmak" diye bir şey
yoktur ve olamaz. Ancak geri demokrasilerde
bö> le bir şey olabflir. Halkın yansını yok saya-
ma/sınız. "Halkm yansına insan haklan vermi-
yorum" diyemezsiniz. Çeşitli partilerde hata, ku-
sur işleyen insanlar olabilir: bu kolektif suç ol-
maz. Suç şahsidir."
Muhalefetin. iktidan tedirgin etmek için ül-
kede huzursuzluk meydana getirebilecek dav-
ranışlar gösterdiğini, "bir kısım büyük medya
kuruluşlannın da" buna destek olduğunu iddia
eden Erbakan "Türkiye'deki bir kısım basının
durumu hiçbir gelişmiş ülkede yoktur. Çiinkü
bunlan. Baülı basının havsalası almaz; hiçbir
tekzip yayımlamaziar. Yalan haber yayıınlamış-
tır, halk tahrik edilmektedir, bile bile saptırma
yapılmaktadır, maksadı yorumlar yapılmakta-
dır" dedi.
Erbakan yabancı bir gazetecinin "Askerterle
bazı sorunlannız var. Onlan nasıl çözmeyi dü-
şünüyorsunuz" sorusunu. "Türkiye bir hukuk
devletidir. Ordunun görevi bellidir, hükümetin
görevi bellidir. Kurumlann görevleri herhangi
bir kanşıklığa mahal \erilmeyecek şekilde be-
lirtilıniştir" diye yanıtladı. Erbakan şöyle de-
\am etti "Bir kısım medyanın Türkiye'de bu
gerginliğe sebep olduğunu biliyoruz. Yalan ha-
ber yazılmakta. kurumlan ve kuruluşlan tah-
rik etmektedir. Yapılması istenen hareketler. ay-
nı medya tarafından yanlış yorumlanıyor. Kah-
raman ordumuz yasalara saygılıdır. demokra-
siye saygılıdır. Türkiye'de demokrasinin en bü-
yük savunueusu ve koruyucusu bizzat Silahlı
Kuvvetier'in kendisidir."
Bir gazetecinin. Türk ordusunun önemini
belirterek generallenn adlarını sokaktaki vatan-
daşlann dahı bıldiğini belırtmesi ve "Bu nasıl
bir özel durumdur" diye sorması üzerine de
Erbakan "Ordu, hükümete bağlıdır. Hükümet
ordudan hizmet ve destek ister; ordu 'Ben
sadece dış ülkelere karşı ülkeyi korurum. iç teh-
dit beni ilgilendirmez' diyemez. Ordu bu göre-
vi yapmakla mükelleftir. Nitekim. PKK'ye kar-
şı miieadele konusu buna örnektir. Ordunun
özel \e genel görevleri \ardır. Dolay ısıy la iç hiz-
met talimnamesi. ordunun kendi kendine teh-
dider koyması. kendi kendine bunu önlemesi de-
mek değildir. Aksi takdirde bu demokrasi obnaz,
Bir Alman ordusu, kendi kendine tehditler koya-
maz. Bizim ordumuz da izinsi/ bir tek askerini
yurtdışmda görevlendiremez" dedi.
Ecevit, Baykal ve Yılmaz, TİM Genel Kurulu nda tartıştı
Muhalefetin ortak noktası yokANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) Genel Kurulu'ndabirara-
ya gelen muhalefet liderleri. ortak
noktada buluşamayarak birbirle-
riyle tartıştılar.
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal. TlM'in dün yapılan 4. olağan
genel kurulunda yaptığı konuş-
mada, ülkede en önemli sorunun
enflasyon olduğunu. yüzde 80 dü-
zeyindekı fiyat artışlannın olağan
kabul ettirilmeye çalışıldığını
söyledi.
Hükümetin, enflasyon. işsizlik.
gelir dağılımındaki bo-
zulma konusunda hiçbir
çözüm üretmediğini be-
lirten Baykal. "Ekonomi
lafla. propaganday la, adil
düzen edebiyaüyla yürür
mü" diye konuştu.
Baykal, dünyada sosyal
demokrat akımın her ge-
çen gün yayıldığını. Av-
rupa Birlıği'ndeki 13 ül-
kede ya sosyal demokrat
partinin iktidarda olduğu-
nu ya da başbakanın sos-
yal demokrat olduğunu
söyledi. Baykal. Türki-
ye'de siyasi ve ekonomik
alanda "kriz" ortamına
girilmesinin en önemli
nedeninin de sosyal de-
mokrasinin zaafa uğratıl-
mış olmasından kaynak-
landığını söyledi.
DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit de ülkede
hükümetle-devlet arasın-
da büyük bir kriz olduğu-
nu, laiklik karşıtı uygula-
malar nedeniyle, en
önemli kurumlardan olan
ordunun hükümetle çatış-
mahalinegirdiğinibelirt-
ti. Oluşan siyasi istikrar-
sızlıktan erken seçimle çı-
kılamayacağını. DYP ile
RP'nin ise yeniden seçi-
me gidip yine koalisyon
kurmak istediklerini söy-
leyen Ecevit, "Bu hükü-
metin yürümediği, ülkeyi
kaosa süriiklediği bellidir.
• DSP lideri Ecevit: Seçim çözüm değil.
• CHP lideri Baykal: Çözüm sosyal demokrat zihniyette.
• ANAP lideri Yılmaz'dan Baykal'a: Sütten çıkmış ak kaşık değilsiniz.
ğin. Güneydoğu Anadolu Bölge-
si'nde olan zorunlu göçlerin
RP'yi güçlendirdiğini belirten
Ecevit, çözüm hükümetınin yal-
nızca siyasi değil. sosyal devlet
ilkesini de harekete geçirmesi ge-
rektiğini söyledi.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz ise iktidann yanı sıra mu-
halefeti de eleştirdi. Türkiye'nin
içinde bulunduğu ekonomik bu-
nalım ve yüksek enflasyonda
SHP-DYP koalisyonu dönemin-
de izlenen politikalann çok bü-
yük rolü olduğunu belırtirken.
CHP lideri Baykal'ı eleştiren Yıl-
maz. şunlan söyledi: "Toplumun
hafıza kaybına sığınıp kendinizi
sütten çıkmış ak kaşık gibi göste-
remezsiniz. Avrupa'da sosyal de-
mokrat partilerin kazanması da
sizi sevindiımesin. İsimlerinden
başka hiçbirsosy al demokratözei-
likleri kalmamıştır. O partilerin
programlannı açıp bakın. benim
partimin programından daha sag-
dadır. Artık sağ ve sol kavramla-
nnın değeri kalmamışür. Hürri-
yetçilik ve liberalizm bunlann
önüne geçmiştir."
D-8 hayaliyle hareket eden hü-
kümetin hem Türkiye'nin Islam
ülkeleriyle olan ilişkilerindeona-
rılmaz yaralar açtığını hem de
Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaş-
tırdığını \urgulayan Yılmaz. hü-
kümetin çağdışı bir zihniyete sa-
hip olduğunu söyledi. Yılmaz,
"Endişe etmeyin, kişisel ihtirasJa-
n önde tutan ve cumhuriyetin te-
mel ilkelerini hedef alan siyasal
zihniyet, demokrarik süreç içeri-
sinde ve en kısa sürede tasfıye ola-
cakür" dedi.
ANAP lideri Mesut Yılmaz \e
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal'ın genel kuruldan sonra bir
arava seldikleri öSrenildi
Yeniden kurulması çö-
züm getirmeyecektir" de-
di.
TBMM'de RP dışında-
ki çoğunluğu oluşturan
390'dan fazla milletveki-
linin bu partiyi sistemden
çıkarabileceğini ifade e-
den Ecevit. laıkliğın ko-
runması için muhalefet
partilennin bir çözüm hü-
kümeti kurması gerekti-
ğini vıırguladı.
Enflasyonun, işsizli-
DİSK, 15-16
Haziran 1970
işçi direnişinin
27. yilını,
işyerlerinde
kitlesel basın
toplantılanyla.
andı. DİSK
Genel
Sekreteri
Kemal Daysal,
'15-16
Haziran'ın.
işçi sınıfının
baskılara karşı
\ arattığı şanlı
direniş
destanının ve
hak
mücadelesini
demokrasi
mücadelesine
dönüştürmeni
n adı olduğunu
belirtti.
İşçi smıfı, tarihinin en büyük direnişi '15-16 Haziran'ı andı
DÎSK: Sorunun kaynağı 1
İstanbul Haber Servisi - Türkiye
Devnmci İşçi Sendikalan Konfede-
rasyonu (DİSK), Türkiye işçi smıfı
tarihinin zaferle sonuçlanan en bü-
yük direnişi olan 15-16 Haziran ey-
lemlerini. dün işyerlerinde düzen-
ledıği kitlesel toplantılarla andı.
DİSK Genel Sekreten Kemal Day-
sal, bugünkü sıkıntılann kaynağının
12 Eylül yönetimı olduğunu söyle-
di.
27 yıl önce DtSK ve bağımsız
sendikalan dağıtmak amacıyla.
Sendikalar Yasasfnda değişıklik
yapılmak istenmiş. ancak bu gıri-
şim. tzmit ve tstanbul'da sokaklara
çıkan işçilenn gösterdiği şiddetli di-
reniş sonucu önlenmişti. Üç ışçinin
yaşamını yitirdiği direniş. sıkıyöne-
tim ilan edilerek önlebilmişti.
DtSK. 15-16 Haziran 1970 işçi
direnişinin 27. yıhnı. işyerilerinde
kitlesel basın toplantılanyla andı.
Merter Keresteciler Sitesı Parkı'n-
daki toplantıya katılan DİSK Genel
Sekreteri Kemal Daysal. 15-16 Ha-
ziran'm. işçi sınıfının baskılara kar-
şı yarattığı şanlı direniş destanının
\e hak mücadelesini demokrasi mü-
cadelesine dönüştürmenin adı oldu-
ğunu belirtti. Direniş sonuda kaza-
nan tarafın işçiler olduğunu vurgu-
layan Daysal. o gün başanlmayan
değişikliklerin. 12Martve 12 Eylül
askeri yönetimleri döneminde, elle-
rindekı haklann tek tek alınarak ger-
çekleştinldığinı söyledi.
Bugünkü sıkıntılann temelinde
12 Eylül askeri yönetiminin uygu-
lamalan olduğunu savunan Daysal.
"12 EylüTden sonra irtica beslendi.
kadrolaştı ve geüşti. Çeteler devlet
2 Eylüliçinde yuvalandı: başta sendikalar
olmak üzere bütün demokrasi güç-
leri sindirildL Şûndi bunun sancısn
nı çekiyonız. İ steük demokrasiyi yi-
tirme tehlikesi ile de karşı karşıya-
yız" dedi.
Bugünkü sendikal hareketin
önündeki en büyük engellerin, an-
tı-demokratık yasalar. işkolu ve iş-
letme barajlan ile grev yasaklan ve
uzadıkça uzayan toplusözleşme yet-
kisi işlemlen olduğunu ifade eden
Daysal. sorunlann sadece sendikal
yasaklarla sınırlı olmadığım anlattı.
NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Tansu Çiller, yeniden baş-
bakan olabilecek mi? Son
günlerin temel merakı, Çiller'in
kaderi üzerinde yoğunlaşıyor.
DYP liderinin siyaset sahnesi-
ne çıkış günlerinin üzerinden
henüz 6 yıl geçti. Tansu Çiller,
en kanşık ve en kanlı dönemin
sorumlusu olarak alışık olma-
dığımız bir politikacı tipi çizdi.
Kişisel çıkartarını herşeyin üs-
tünde tutan, açgözlü ve hırslı
bu tip, Türkiye'nin bugünkü
bunalımadüşmesindeetkili bir
rol oynadı.
Çiller'in böylesine kanşık ve
zor dönemde, Türkiye'nin en
köklü siyasi partilerinden biri-
sini peşinden koşturabilmesi.
araştırmaya değer ilginç bir o-
lay. Demirel'lerin, Cindoruk'-
ların partisi, onlara rağmen Çil-
ler ailesinin eline geçti. Nahit
Menteşe, Necmettin Cev-
heri, Mehmet Gölhan gibi
Demiret'in sadık adamlarının,
Çiller'in karşısında hazırol dur-
maları acaba sosyoloji ve psi-
Naomi ve Tansu
koloji bilimiyle nasıl açıklana-
bilir?
Çiller. siyaset sahnesine Sü-
leyman Demirel tarafından it-
hal edildi. Onlar başlangıçta
baba kız ilişkisi içindeydiler.
Kız, öylesine etkili bir şekilde
babasının partisine hâkim oldu
ki gün geldi Demirel'i emekli
edebileceğini, onun yüzüne
söylemekten çekinmedi. Çiller,
binlerce faili meçhulün, yargı-
sız infazın. Güneydoğu'da bü-
yük kırımlann yaşandığı döne-
min başbakanıydı. Sosyal de-
mokratlan yıllarca parmağında
oynattı. Doğan Güreş'in lider-
liğindeki orduyla Güneydo-
ğu'da yürütülen savaş konu-
sunda tam bıruyum içindeydi.
Çok köşeye sıkıştığı sanılan
bir anda, REFAHYOL hüküme-
tinin kurulmasını sağlayarak ik-
tidara yapıştı. Beş yıldır, siya-
set kurtlarının arasında, onla-
nn hepsini ekarte ederek ayak-
takalmayı başardı. Heryıkıldı-
ğı sanılan zamanda bir çıkış
yolu bularak ipleri elinde tuta-
bildi.
Herkesin şimdi çok kızdığı
Çiller, bütün bunlan nasıl ya-
pabildi? Hiçbir siyasi birikimi
ve deneyi olmamasına karşın
siyasetin erkek kurtları içinde,
dişi kurt olarak en etkili konu-
mu neye dayanarak elinde tu-
tabildi? Asıl sorun burada. 12
Eylül artığı bir parlamento, si-
yasette büyük yıkımlar yüzün-
den ikinci sınıf bir politikacı
topluluğu içinde oldu bütün
bunlar. Kalite düşmüştü. Gü-
neydoğu'da sürüp giden sa-
vaş, demokratik denetım yol-
larını tıkayınca. Çiller'in eli ko-
lu iyice serbest kalmıştı. Ko-
mutanlarla keyif içinde savaş
stratejileri yapıyor, bir yandan
da dünyalığına dünyalık katı-
yordu.
Çiller, çöküş döneminin si-
yasetçisi olarak parladı. Aynı
dönemin diğer parlak siyaset-
çisi de Necmettin Erba-
kan'dı. Sonunda birbirlerine
sanldılar. Batan bir Türkiye'de
kaderleri ortak oldu. Türkiye'yi
batırdıkça kendileri de battılar
vetehlikeli kumarbazlar olarak
ülkeyi ciddi bir tehlikenin içine
attılar. Çiller; cesur, çılgın ve
muhteris bir kadını oynuyor.
Son dakikaya kadar bütün
kozlarını kullanarak o çok şey-
ler kazandığını düşündüğü ik-
tidan bırakmak istemiyor.
Çiller dönemi bütün ayak
oyunlanna rağmen sona eriyor.
Hızlı yükseldiği iktidar merdi-
venlerinden böyle giderse hız-
layuvarlanacağıgörülüyor. Çil-
ler'in bitişi ve Erbakan'ın kö-
şeye sıkışması bir sürecin so-
nunageldiğinin de işareti sayı-
labilir. 1977'deCHP'nin yüzde
41.8 oy aldığı günden bu yana
düşüş içindeki demokrasi güç-
leri, ilk kez yeni bir çıkış olana-
ğını yakalamış gibi görünüyor-
lar. Çiller'in ve Erbakan'ın kay-
betmesiyle, demokrasi güçle-
rinin kazanması arasında cid-
di bir paralellik olduğu giderek
belirginleşiyor.
Ünlü siyahi manken Naomi
Campbell. aşkı uğruna intihar
girişiminde bulunmuş. Sevgili-
sini yitirmek, ona ölümden da-
ha acıgelmiş. Naomi'nin güzel
kara gözlerine dalıp gittim.
Onu Tansu Çiller'le karşılaştır-
dım. Naomi'nin sevdası yü-
zünden yüreği sıkışmış ve aş-
kı yitirmektense ölmeyi yeğle-
miş. Tansu ise Naomi 'den fark-
lı değerlere sahip. İktidar kol-
tuğuna ölümüne sanlıyor, pa-
ra ve güç arzusu, onu, kaçınıl-
maz sonuna hızla yaklaştınyor.
CHP Cenel Başkanı Baykal
'Sorunun çözümü
seçim sanchğı'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal.
dünyanın hızla değiştiği-
nı \e partisının "sosyal
pazar" ekonomısinden
yana olduğunu söyledi.
Baykal. dün Ankara es-
nafı ziyaret etti. Rejime
yönelen tehditleri ortadan
kaldıımanın yolunun san-
dıktan geçtiğinı kaydeden
Baykal. askeri müdahale
istemediklerini belirtti.
Baykal. demokrasinin
yaşatılması gerektiğine
işaret ederek "Ordumuz,
bağımsızlıkveözgüıiüğü-
müzün güvencesi. l lusal
bütünlük. şeref. haysiyet.
namus. ırzımız oraya bağ-
lı. O. bütün milletin ordu-
sudur. Devletimize en bü-
yük hiymeti yapnııştır, ya-
pacaktır. Orduyla bu so-
runu çözmek yanlıştır ve
gereksizdir" dedi.
Dünyanın hızla değiş-
tiğıni, CHP'nın çağın ge-
reklerini yerine getirece-
ğini söyleyen Baykal, ar-
tık devletin ayakkabı üret-
mesinın anlamsız olduğu-
nu savunarak "Sosyal de-
mokratlığu devlet nıülki-
yetçiliği gibi anlamamak
gerekir" diye konuştu.
Baykal. insan öğesi
unutulmamak koşuluyla,
bu çerçevede rekabetin,
özel gınşimın önünü aça-
caklannı belirterek sos-
yal-pazar ekonomisinden
yana olduklannı söyledi.
TÜSİAD toplantısı
'Halkın iradesinden
güçalmaltyız' ,:_—-!
İstanbul Haber Servisi
-Türk Sanayicileri ve Işa-
damları Derneği'nin
(TÜSİAD) "Seçlmler,
TBMM ve Hükümet Sis-
temleri" konulu toplantı-
sında konuşan politikacı,
bilim adamı ve işadamla-
n baskın bir erken seçi-
mın Türk siyasetinde çö-
zümsüzlüğü daha da art-
tıracağı görüşünde birleş-
tiler.
TÜSİAD tarafından
düzenlenen "Demokra-
tik Standartlann ^ üksel-
tilmesi Paketi Taıtışma
Toplantılan Dizisi"nın
ikincisi dün Sabancı
Center'da yapıldı. Top-
lantının açılışında konu-
şan TÜSİAD Yönetim
Kurulu Başkanı Muhar-
rem Kayhan. Türki-
ye'nin demokrasiyle yö-
netılmesini isteyenlerin
taze btr başlangıç yapma-
lan gerektiğini söyledi.
Kayhan. "Kurumsal ya-
pılann hayatiyetini yeni-
den kazanması için. de-
mokrasiyi kullanarak de-
mokrasiyi tahrip etmek
isteyenlere karşı etkin bir
mücadele \ertnek için,
halkın iradesinden güç al-
mak bir zorunluluk hali-
negeWi"dedi.
Panelde söz alan
DYP'li Ahmet lyimaya
ittifaklann serbest olma-
sını savunurken ANAP'lı
Oltan Sungurlu da ma-
halli idarelerin güçlendi-
rilmesi gerektiğini belirt-
ti. DSP Milletvekili Hik-
met Sami Türk ise yüzde
10 olan ülke barajının
makul düzeye ındirilme-
sini istedi.. CHP Millet-
vekili AtilaSav. çifte ba-
rajın adaleti engellediği-
ni savundu. RP Milletve-
kili Mustafa Kamalakda
yurtdışında yaşayan
Türkler için dış seçim
bölgesinin oluşturulma-
sını istedi. DTP'li İsmet
Sezgin ise cumhurbaşka-
nının halk tarafından i se-
çilmesine taraftar olduk-
lannı belirtti. 1Ü Öğre-
tım Üyesi Prof. Dr. Nec-
mi Yüzbaşıoğlu. Marma-
ra Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Nur Ver-
gin ve Galatasaray Üni-
versitesi Öğretim Üyesi
Doç. Dr. SeyfettinGürsel
de seçim sistemleri hak-
kındaki görüşlerini dile
aetirdi.
DSP'lilerden DYPIilereçağrı
'Ülkenin başınayeni
birçorap örülmesin'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DSP Grup
Başkanvekili Hüsanıettin
Özkan. TK? Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcı-
sı Tansu Çiller'in "Bu ba-
cınızın başına çorap örmek
isteyenler var" sözlerini
anımsatarak "D^T'nin.ül-
kenin başına yeni bir çorap
örülmesini. sessizce ve ka-
dercilik anlay ışı ile izleme-
yeceğini umuyoruz" dedi.
Özkan. Çiller'in "ruhu-
nu ve Idşiliğini tahlil ede-
rek bunu kitap haline geti-
rebilen yazann 20. yüzyı-
lın Machıavellı unvanını
taşıyacağım" belirterek
"Prense ilham verenlerin,
Bayan Çiller'in yanında,
ancak fıgüranhk yapacak
çapta olduklan ortaya çık-
mıştır" diye konuştu.
Özkan. dün yaptığı ya-
zılı açıklamada. Çiller"in
Yörük Şenliği'ndeki söz-
lerını ele^tırirken şu görüş-
leri dile getirdi: "Yörükle-
rin akıllanndan ve gönulle-
rinden 'Be he\ bacı. senın
başına çorap ören yok. bir
çorap ören varsa o da sen-
sin. bir şiş senin elinde. dı-
ğeri Erbakan'ın, on bir ay-
dır ülkenin başına birlikte
çorap örüyorsunuz' de-
mek geçse de yörük kültü-
rünün gereği bunu yüzüne
söy leyememişlerdir. Ancak
Bayan Çiller bilmelidir ki
siyasete girdiği günden bu-
güne ülkenin başına sayı-
sız çorap örmüştür. En
muhteşem çorabını da
RP'yi iktidara taşıyarak
örmüştür."
Çiller'in. ülkenin başı-
na yeni bir çorap örmekte
olduğunu vurgulayan Öz-
kan. "Bu çorabın öriilüp
örülmeyeceğine herkesten
önce DYP karar vereeek ve
bu karann sorumluluğunu
larih önünde taşıy acaknr"
dedi.