Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 MAYIS1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Bankalarda
kadın-erkek
aynmı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakanlık Kadının
Statüsü ve Sorunlan
Genel Müdürlüğü'nce
yaptınlan araştırma, kadın
çaİışanlann en çok
bankalarda "cinsiyete
dayalı aynmcılıkla" karşı
karşıya kaldıkJannı ortaya
koydu. "Kadın
Istihdamının
Geliştirilmesi Projesi"
kapsamında yaptınlan
araştırmada, bankacılık
sektöründe özellikle hızlı
gelişmelerin yaşandığı
birimlerde, hamilelik ve
doğum nedeniyle işten bir
süre aynlan kadınlann,
geri döndüklerinde başka
görevlere atandıklan
saptandı. Araştırmada,
bazı bankalarda hâlâ
"yönetim kadrolanna
müfettışliğe kadınlann
uygun olmadığı"
görüşünün yaygın olarak
benimsendiği kaydedildi.
Denk bütçe için
gayrimenkul
satışı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet, kamu açıklannı
kapatmak için Hazine
taşınmazlannın satışından
gelecek gelire güveniyor.
Maliye Bakanı Abdüllatif
Şener bütçenin. Telekom,
santrallar ve kamu
taşınmazlannın satışından
elde edilecek gelirlerle
birlikte yıl sonunda denk
olacağını ileri sürdü.
(jpetim artışında
nispi gerileme
• GAZİANTEP (AA)-
DPT Müsteşan Necati
Özfırat. bu yılın ılk 3
ayında üretim artış
hızında geçen yılın aynı
dönemine göre nispi
gerilemenin söz konusu
olduğunu kaydetti.
Özfırat. tanmsal üriinler
ve girdi fiyatlanndaki
artışa rağmen yılın ilk 3
aylık döneminde
enflasyon oranının geçen
yılın aynı dönemindeki
seviyenin altında • .••
gerçekleştiğini
belirtti.Özfırat, son
yıllarda iç ve dış
dengelerde gözlenen
dalgalanmalann, bir
yandan para ve maliye
politikalannın uyum
içinde uygulanması
gereğini, diğer yandan da
süreklı ve sürdürülebilir
bir büyüme ortamı
yaratmak için yapısal
sorunlara süratle çözüm
getirilmesi ihtiyacını
ortaya koyduğunu ifade
etti.
Havalimanına
yüpütmeyi
dupdupma
• ANKARA (AA)-
Istanbul Atatürk
Havalimanfnda yap-işlet-
devret modeliyle
yaptınlacak yeni dış
hatlar terminali ile ilgili
olarak açılan proje
yanşması için Ankara 3.
ldare Mahkemesi'nce
yürütmeyi durdurma
karan verildi. Bu karann,
Tepe-Akfen-Flughafen
Wıen Ag
konsorsiyumunun
kazandığı yapım ihalesini
etkilemediği bildirildi.
DHMl Genel Müdürü
Mustafa Özatamer,
mahkemenin verdiği bu
karara Ankara Bölge
îdare Mahkemesi
nezdinde itirazda
bulunacaklannı bildirdi.
Kapasite
kullanımı gepiledi
• ANKARA (AA) -
İmalat sanayiinde
kapasite kullanımı. bu
yılın ilk 3 ayında yüzde
77 olarak gerçekleşti.
Geçen yılın ocak-mart
döneminde kapasite
kullanımı yüzde 76.7
olarak saptanmıştı. Devlet
Istatistik Enstitüsü'nün
(DlE), 2.320 işyennde
gerçekleştirdiği "3 Aylık
Fmalat Sanayii Eğilim
Anketı'"ne göre 1997
yılının l. dönemi olarak
kabul edilen yılın ilk 3
ayında, imalat sanayii
kuruluşlannın tam
kapasite ile çalışamama
nedenleri arasında, iç ve
dış pazarda talep
yetersizliği, ithal ve yerli
mallarda hammadde
yetersizliği. mali
imkânsızlıklar ve
işçilerle ilgili meseleler
rol oynadı.
Diyarbakır'da devam eden Yoksulluk Zirvesi'ne milletvekilleri ilgi göstermedi
Hükümet yoksullıığa yüz çevîrdi
ENVER SEVİŞ
DtYARBAKIR - TESEV ve BM Kal-
kınma Programı tarafından düzenlenen
uluslararası zirve toplantılanna siyasile-
rin katılmaması tepkiyle karşılanırken,
bölgenin kalkınması için devlet desteği-
nin şart olduğu vurgulandı.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Erüdler
Vakfi TESEV ile Bırleşmiş Milletler Kal-
kınma Programı UNDP tarafindan gerçek-
leştirilen "Yoksulluk Zirvesi"nin ikinci
gününde. toplantılara katılmayarak bölge-
nin sorunlanna duyarsız kalan milletve-
killeri protesto edildi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki
eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik.
ekonomi somnlannın ele alındığı "Sos-
yal Gelişme Politikalan" konulu top-
lantının açılış konuşmasını yapan Güney-
B i n b e b e k t e n 1 0 0 ü ö l ü y o r
Diyarbakır"da önceki gün başlayan ve
bugün sona erecek olan toplantılarda,
yerli ve yabancı uzmanlar Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki yok-
sulluğun çarpıcı tablosunu verilerle or-
taya koydular. Buna göre, yoksulluk ora-
nı Marmara ve Ege bölgelerinde yüzde
l .4 iken, Doğu ve Güneydoğu'da bu oran
yüzde 30'a kadar çıkıyor. Türkiye'de ya-
şayan her 7 kişiden biri ve Doğu'daki her
üç kişiden birinin aç olduğunu gösteren
bu çelişkinin nedeni, bölgeler arası ge-
lir dağılımındaki eşitsizlik tablosuna
bağlanıyor.
Türkiye de nüfusun en zengin yüzde
20'si toplam gelirin yüzde 55'ini alırken,
nüfusun geri kalan yüzde 80'i yüzde 45
ile yetinmek durumunda. Bu arada
I987"de zengin ile fakir arasındaki far-
kın 9.6 kattan bugün 11.2 kata çıkmış ol-
ması da gelir dağılımı uçurumunun gi-
derek açıldığını gösteriyor.
doğu Sanayici ve Işadamlan Derneği Ku-
rucu Başkanı Mücahit Can, yıllardan be-
ri iktidara gelen hükümetlerin bölgenin so-
runlanna duyarsız kaldığını anlattı ve bu
tür oturum ve toplantılara milletvekille-
rinin katılmamasına dikkat çekerek "Ben
bu millervekillerine çantacı milletveki-
li diyorum. Bu insanlar genel başkan-
larının elini öperek milletvekili olmuş
insanlardır. Bu tür oturumlara neden
katılmadıkları ve neden katkı sağla-
madıkları oldukça dikkat çekici ve
önemlidir" dedi. Bölgenin kalkınması-
nın şart olduğunu ve bunun da gerçekleş-
mesi için bir vakfın kurulmasının gerek-
li olduğunu söyleyen Mücahit Can, "Bu
vakfa devlet destek vermeli ve katkı
sağlamalıdır. Bölgedeki sorunlar hiç
olmazsa bir nebze olsun azaltılabilir"
dıye konuştu. Hükümetin özelleştirme
politikalannı da sert bir dille eleştiren
Can. bölgede özelleştinnenin yanlış ya-
pıldığını öne sürerek "Ergani Çimento
Fabrikası gibi işletmeler özelleştirme sı-
rasında başkalarına verildi. Yani böl-
ge işadamlarına verilmesi gerekirdi. Şu
an L zanlar'ın elinde bulunan bu fab-
rikanın bunlardan alınarak bölge işa-
damlarına verilmesi gerekmektedir"
şeklinde konuştu.
Demir Kyrgyz Intemational Bank, 'Orta Asya'nın İsviçre'liğine aday' Kırgızistan'da açıldı
Demirbank'ın Bişkek çıkarması
SEDA OĞLZ
BİŞKEK - Demirbank'ın, In-
ternational Finance Corporation
(IFC), European Bank for Re-
consrruction and Development
(EBRD) ve Netherland Develop-
ment Finance Company (FMO)
ortaklığıyla Kırgızistan'ın baş-
kenti Bişkek'te kurduğu Demir
Kyrgyz Intemational Bank, geçen
çarşamba günü Kırgızistan Cum-
hurbaşkanı Askar Akayev tara-
fından açıldı. Akayev ve Demir-
bank Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Halit Cıngıllıoğlu.
Bişkek'te düzenlenen törende,
Kırgızistan'ın gelecekte "bölge-
nin İsviçre'si" gibi finans mer-
kezi olacağını belirttiler.
Demirbank'ın yüzde 60 ortak-
lığıyla kurulan 3 milyon dolar
sermayeli Demir-Kyrgyz Inter-
national Bank'ın (DKIB). Kırgı-
zistan'ın tek uluslararası banka-
sı olduğunu belirten Cıngıllıoğ-
lu, ülkedeki yatınm ve dış tica-
ret işlemlerinin banka kanalıyla
gerçekleştirileceğini kaydetti. Cın-
gıllıoğlu, "Clkenin şu anda 1.4
milyar dolar olan dış ticaret
hacmi hızla artacak.Bazı fir-
Ulusal Kaynaktar
Tanmsal urunlef
Yıllık Enflasyon
GSMH
DövnKuru
ÎDışborç
Yabsncı ystınm
i Ihracat
Ithatat
Aftn, Kömûr, Uranyum. Ova
Pamuk, Yün, Ipek
%35
1.345mJyon$
1 S = 17 90 SOM inısan 97]
617.5 mıtyonS
61 msfyorı $
505 mtfon $
892mlyonS
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Akayev"in (solda) açılışını yaptığı Demir Kyrgyz
Intemational Bank'ın Bişkek'teki binası 1 milyon dolara mal oldu.
malar bankacılık hizmetleri-
nin çok ağır işlemesi ve yüksek
komisyonlar nedeniyle parala-
rını ülkelerine bavullarla taşı-
mak durumundalar. l luslara-
rası bir bankanın hizmete gir-
mesi. Türkve yabancı vatırım-
cıların bölgeye ilgisini daha da
artıracak. Avrıca Eximbank
kredilerinin devreye girmesi de
söz konusu" dedi.
Cıngıllıoğlu. Kırgızistan'ı "ge-
leceğin tsviçresi" olarak gördük-
lerini belrterek şu açıklamayı yap-
tı: "Kırgızistan Hükümet Ajan-
sı ile Kanadalı Comeco şirketi-
nin ortak girişimi olan 452 mil-
von dolarlık Kumlor Altın Ma-
deni Prujesi'vle ülkcdt 1997 vı-
lında altın üretimi başlayacak.
Bu yatırımın ülkenin ihra-
catında büyük etkisinin olma-
sı bekleniyor. Proje de\ reye gir-
diğinde 1997 yılı endüstriyel
üretiminde yüzde 2l'lik büyü-
me gerçekleşmesi planlanıyor.
Bu da GSMH'yi yüzde 7.2ar-
tıracaktır."
Kazakıstan ve Türkmenistan'da
banka kuracaklannı bildiren Cın-
gıllıoğlu, Doğu Avrupa bölgesin-
de Romanya ve Bulgaristan, Ba-
tı Avrupa'da ise ilk aşamada Al-
manya Düsseldorf "ta olmak üze-
re İtalya. lngiltere'de banka kur-
ma projelerini açıkladı.
Hububat fiyatları reel değil
Hükümet tarımla
kıımar oynuyor
HÜLYA GENÇ
Seçim ekonomisi uygu-
layan REFAHYOL iktida-
nnın açıkladığı yüksek ra-
kamlı hububat taban fi-
yatlan, üreticinin yüzünü
güldürmeyecek. Dünya pi-
yasalannda tonu 170 do-
lar olan buğdayın tonunun
235 dolar olarak açıklan-
masının üreticinin zaran-
na olduğunu iddia eden
bazı çevreler. özellikle
buğday ithalatının durdu-
rulmamamıası ve TMO'-
nun yapacağı nakit alım-
lann arttınlmaması halin-
de üreticinin spekülatörle-
re teslim edilmiş olacağı-
nı savunuyorlar.
TMO'nun alım gücü-
nün düşük olduğunu öne
süren piyasa çevreleri.
TMO'nun 2.5 milyon to-
nu buğday olmak üzere
toplam 3.7 milyon ton hu-
bubat ürünü satın alması-
nın hiçbir önemi olmadı-
ğını belırterek. "Üretici,
açıklanan fiyat üzerin-
den ürününü TMO'ya
satamayınca,çok ucuza
tüccara vermek zorun-
da kalacak" görüşünü sa-
vunuyorlar.
TMO'nun iç piyasada
istikrarı sağlayıcı denet-
leme mekanizması olmak-
tan çıkanldığmı söyleyen
Türkiye Ziraatçiler Der-
neği Başkanı İbrahim
Yetkin, bu nedenle hubu-
bat taban fiyatlanmn açık-
lanmasının büyük bir
önem taşımadığını vurgu-
ladı. TMO'nun geçen yıl
ancak 1 milyon ton civa-
rında buğday satın aldığı-
nı hatırlatan Yetkin. pi-
yasadan 1-2 milyon ton
buğday toplamanın oluşa-
bilecek fiyat dalgalanma-
lanrun önüne geçemeyece-
ğini dile getirerek, "TMO
en az 4.5-5 milyon ton
buğday satın almalı ki.
piyasada kontrolü ele ge-
çirebilsin" diye konuştu.
TMO'nun elinde nakit pa-
rası bulunmadığını. tran-
sit ticaretten kazandığı pa-
ranın geri dönüşünü bek-
lediğini voırgulayan Yet-
kin. üreticinin uzun süre
beklemeye tahammülü ol-
madığmı söyledi.
Kademeli fiyat sistemi-
nin üreticinin aleyhine ol-
duğunu bildiren Yetkin.
buna ancak piyasayı elin-
de bulunduran, speküla-
törlerin dayanabileceğini
ileri sürdü. Taban fiyat-
lan yüksek açıklayan RE-
FAHYOL iktıdan'nm yal-
nızca politik hesaplar pe-
şinde koştuğunu söyleyen
Izmir Ticaret Borsası Baş-
kanı Hasan Özmen,
TMO'nun bir an önce ha-
rekete geçip. üreticiyi spe-
külatörün elinden kurtar-
ması gerektiğini vurgula-
dı. Özmen, parası olma-
dığı için piyasadan buğ-
day başta olmak üzere di-
ğer hububat ürünlerinı top-
layamayan TMO'nun. üre-
ticinin zaranna elindeki
ürünü satmasına neden
olacağını dile getirdi.
Uzaydan tahmin
Özmen. DlE. DPT ve
TMO'nun rakamlarının
birbirini tutmadığını vur-
gulayarak. birkaç yıl önce-
sine kadar uzaydan rekol-
te tahminleri yapıldığını
belirtti. Uzaydan yapılan
rekolte tahminlerinin dev-
letin açıkladığı rakamla-
nn çok çok altında olduğu-
nu hatırlatan Özmen, bu
durumun milli gelir rakam-
lannm bile düşmesine ne-
den olduğunu söyledi.
Açıklanan yüksek ra-
kamlı taban fiyatlarının
hem üreticinin. hem de rü-
ketıcinin aleyhine olacağı-
nı vurgulayan Türk Tan-
mına Can Vakfı Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet
Reis üretimi arttırmadan
taban fiyat açıklamanm
anlamı olmadığını söyle-
yerek. "•Piyasalar taban
fiyatlar açıklanmadan
birkaç av önce hareket-
lenmeve başladı" dedi.
Buğday için dünya fi-
yatlannın üzerinde bir ta-
ban fiyat açıklanmasmın
doğru olmadığını belirten
İstanbul Ticaret Odası Yö-
netim Kurulu Başkanı
Mehmet Yıldınm, hükü-
metin yıllık programlarda
fınansman ihtiyacının azal-
tılmasına ve dünya fiyat-
larının dikkate alınarak
stok artışlannın önlenme-
sine dikkat edileceğinı
açıklamışken bu gereğe
aykın ve politik endişeler-
le taban fiyat açıklaması-
nın, ekonomiye zarar ve-
receğini bildirerek bu du-
rumun halkın temel gıda-
sı olan ekmeğin fiyatının
sıçrama göstermesine ne-
den olacağını söyledi.
' f > vi ; i r -ş >-, ı t f » • > -
v ttkÜLTÜRBAKANÜĞI
: -• 1 A-
4. ASPENDOS
OPERA VE BALE FESTİVALİ BAŞLIYOR...
7-24 HAZIRAN 1997
ANTALYA
ÖGER TOURS, AYSU AYDINER SU, DIŞBANK, IBER OTEL,
DAKOR TOUR, ANTALYA OTELİ, BİLİŞİM INTERNET FİRMALARI
İLE HÜRRİYET, MİLLİYET, SABAH, YENİYÜZYIL, RADİKAL
VE CUMHURİYET GAZETELERİNİN KATKILARIYLA
PROGRAM: 7 Haziran Cumartesi: G. Bizet - "Carmen" - İstanbul Devlet Opera ve Balesi
/ 9 Haziran Pazartesi: P. I. Çaykovski "Kuğu Gölü" - İstanbul Devlet Opera ve Balesi /
12 Haziran Perşembe: G. Puccini "La Boheme" - Izmir Devlet Opera ve Balesi / 14
Haziran Cumartesi: L. Minkus'un - "Don Kişot" - Mersin Devlet Opera ve Balesi / l 7
Haziran Salı: G. Verdi - "Üç Silahşörler" - Ankara Devlet Opera Balesi / 19 Haziran
Perşembe: G. Puccini - Tosca" - Ankara Devlet Opera Balesi / 22 Haziran Pazar: G. Verdi
- "Maskeli Balo" / 24 Haziran Salı: "Gala Konser" - Ankara Devlet Opera Bale Orkestra,
Solo ve Korosu
BİLET SATIŞ GİŞELERİ: Ankara Opera ve Balesi Gışesı: 0.312.324 22 10/248 - İstanbul Opera ve Balesi
Gışesı 0 212 251 10 23 - Izmir Opera ve Balesi Gışesi: 0.232.484 64 45 - Mersin Opera ve Balesi Gişesi
0.324 238 04 92 - DKYN (Donna Karan New York). 0.312 468 92 3 0 - 3 2 -AnsanGışe: 0.242.248 00
08 - Antalya Arkeoiojı Muzesı Gışesı 0 242 241 45 28 - Side Arkeoloji Müzesı Gişesi. 0.242.753 10 06 -
Aspendos Tıyatrosu Gışesı 0 242 735 70 38 - Alanya Arkeoiojı Gişesi: 0.242.513 12 28 - Bilışım Intemet
Cafe 0 242 247 14 21 - Antalya Kültür Merkezı Gışesı: 0.242.247 85 43 - Sepa Magazası: 0.242 241 35 27
- Vakkorama Magazası: 0.242.241 93 67 - Vurallar Mefruşat: 0.242.243 05 80
DANIŞMA: ANKARA: Tel 0 312 309 1 4 09 - 31 0 I 6 58 • Fax'0 312 310 72 48/ANTALYA: Konyaaltı Cad
Ataturk P?rkı Gırışı (Aitın Portakal Sanat Vakfı) • Tel. 0 242.248 01 21 - 243 61 55
tŞÇtNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Seyretmek Zorunda
Değiliz
DYR REFAHYOL iktidarından kopmaya çalışın Çil-
ler, bu nedenle hükümetten ayrılmaya zorlanırken
öteyandan Refah'la ittifakına, BBP'yi eklemenın for-
müllerini arıyor.
Erbakan, hükümetin ömrünü yaza kadar uzata-
bılmek, zaman kazanmak üzere MGK'de, Yüksek
Askeri Şûra'da, dışarıda savunduklarının tam ter-
sine imza atmakla kalmıyor, Çiller'le yeni çirkin pa-
zartıklara oturuyor.
Erbakan'ın, "Başbakanlığı vereceğim" sözü ile
Çiller'i oyalamaya niyetli olduğu, istediği zamanı
kazandıktan sonra çark etmeyi hesapladığı söyle-
niyor. Çiller'in seçim tarihini ileri atma pazarlığında,
Refah'ın kapatılması ve oylarını kapmaya oynadığı
anlatılıyor.
Çiller, bitmeyen tutkuları, çıkarlan uğruna DYP'yi
merkez sağ parti kimliğinden çıkarıp, sadece Çiller
ailesi ile çıkar bağları geçerli, çeteler-ülkücü tosun-
lar ve şerıatçılar karması bir partiye benzetmiş bu-
lunuyor.
Erbakan'ın Refah'ında; inanmış, ahlaki değerleri
her şeyin üstünde tutan Müslümana yer yok. Dini
siyaset ve çıkar aracı olarak gören, bu uğurda her
tür yalana, hileye gözünü kırpmadan "Evet" diye-
bilenler; çete, vurgun, yolsuzluk suçlarına, yolsuz-
luklara ortak olanlar, en azından onaylayanlar gide-
rek ağırlık kazanıyorlar.
REFAHYOL'un gidişinde parlamento ve parla-
mento dışı muhalefet üzerlerine düşen demokratik
görevleri yapamadıkça, bu işler uzadıkça, belki Çil-
ler ve Erbakan'ın gerçek kimlikleri daha çok su yü-
züne çıkıyor. Kişiliklerinde simgeleşmiş siyasal ya-
pılanma, siyasetteki kirlenme büyüdükçe, öncelik-
le siyaset olmak üzere bütün alanlarda kökten te-
mizlik için koşullar daha bir oluşmuş oluyor.
Ama oynanan oyunların kalitesi duştükçe, de-
mokrasimizin, toplumumuzun gördüğü zarar çok faz-
la büyüyor. Bir yandan da başarılı mağdur rolü ile
yeniden puan toplama çareleri aranıyor. Son zaman-
larda sağ medyanın "zulüm ve mazlum" sözcükle-
rine ne kadar çok sarıldığına dikkat etmek ve bu tu-
zağa da düşmemek giderek önem kazanıyor.
Belki duygusal olacak ama ikisi bir iktidarda bu-
luşmadan önceden bu yana, kişisel inancım ve de
umudum, Türkiye'de öncelikle siyasette olmak üze-
re yaşamın bütün alanlardaki kırlilikte gerçekçi bir
temizlik sürecinin, bu en simgesel iki isimden baş-
layacağı ve her yere yansıyacağı yolundaydı. Çiller
ve Erbakan'ın demokratik yoldan düşürülmelerinin
Türkiye'de yaşamın her alanında başlayacak cıddi
bir doğal temizlik için, önemli bir başlangıç olaca-
ğını düşünüyorum.
Tabii büyük suçlulardan mağdur kahramanlar ya-
ratılmasına fırsat verilmemesi koşulu ile. Yüksek
Askeri Şûra toplantısı sonrası Erbakan'ın çenesin-
den damlayan terlerin görüntüsünün, inanmadığı ka-
rarlara imza atması ile kaybettiği puanların bir bö-
lümünü hiç değilse kimi çevrelerde toplamaya ya-
rayacağını da görmek gerekiyor.
En önemlisi parlamentodan, sıyasi partilerden. de-
mokratik güçlerden. parlamento dışı toplumsal mu-
halefetten gelmesi gereken karşı çıkışlar, demok-
ratik çözümler geciktikçe, 28 şubatla su yüzüne çı-
kan, askerin doğrudan oynadığı rol büyüyor. Güven
oylaması kaybından doğan açığı, Yüksek Askeri
Şûra toplantısı kapatıyor.
Doğrusu Çiller ve Erbakan'ın gitmemekte diren-
melerini, sadece kişiliklerine bağlamak ve bu uğur-
da her yolu denemelerini sadece onlar açısından ka-
yıplar hanesine yazmak bana çok akılcı gelmiyor.
Çiller ve Erbakan'ın gidişlerinin yöntemi, demokra-
si güçlerinin rol eksikliği giderek daha büyük önem
kazanıyor.
Örneğin partilerin liderleri ile hesaplaşma süreci
yaşanmadan, hiç değilse anayasa değişiklikleri Si-
yasi Partiler Yasası ve ilgili diğer yasalara yansıtıl-
madan, siyasal partiler başta olmak üzere bütün il-
gili yasalarda nefes aldıracak, toplumdaki havayı de-
ğiştirecek demokratikleşme süreci yaşanmadan,
seçimleri kurtuluş olarak görmeyi anlayamıyorum.
Biz bu kadar kötü ve zararlı bir oyunu, REFAH-
YOL iktidarındaki taktik uzatmaları böyle seyrede-
cek mıyiz? Öyle işin içinden çıkılmaz, sözlerin an-
lam yitirdiği bir noktaya geldik ki, Türk-lş, DİSK. TİSK
ve işçi-işverenin yanlarına meslek odalarını, esna-
fı alıp, şalter indirme, kepenk kapama eylemlerin-
de buluşacaklannı ilan etmeleri dahi pek bir etki yap-
mıyor. Söylenenleri laf olsun diye söylemediklerine,
seyirci rolünden vazgeçeceklerine de güven olmu-
yor.
Bu kötü oyunu bozmak üzere, demokrasi güçle-
rinden gelecek etkili, caydırıcı somut eylemlere,
güce, her zamankinden daha fazla gereksinim
duyuluyor.
THY-ÎHY arasında
hangar davası
MJUTLL GUNEŞ
SÖNMEZ
Türkiye'nin iki büyük ha-
vayolu kuruluşu. bir hangar
ve bir telsiz direği yüzünden
mahkemelik oldu.
Özel sektörün en büyük
havayolu şirketi olan İstan-
bul Havayollan (tHY), Dev-
let Hava Meydanlan Işlet-
mesi (DHMİ) tarafından ge-
çen yıl kiralama yoluyla
İcendisine tahsis edilen Ata-
türk Havalimanı içerisinde-
ki 9 bin metrekarelik arazi-
de bakım tesisi ve hangar
kurmak isteyince Türk Ha-
va Yollan'nı (THY) karşı-
sında buldu. Arazi içinde
yaklaşık 10 milyon dolarlık
yatınm yapmak için çalış-
malar başlatan İH Y. bunun
yaklaşık yansını tamamla-
dığını açıkladı.
Ancak, THY, kendisine
ait hangarlarla İHY hangar-
lannın iç içe olmasından
doğabilecek sakmcalan ile-
ri sürerek DHMt'den bu ara-
ziyi kendisine vermesini is-
tedi. Başvuruyu yerinde bıı-
lan DHMt, araziyi geri al-
dığını açıkladı. İHY'ninza-
rarlannın da THY tarafın-
dan karşılanması kabul edil-
di. Ancak araziyi geri ver-
mek istemeyen İHY, bu kez
Ankara 15. Asliye Hukuk
Mahkemesi"nde dava açtı.
Dosyayı inceleyen mahke-
me, hüküm gerekçesini de
açıklayarak arazinin kulla-
nımını kiracı durumunda
olan İHY'ye verdi. Fakat
bu kez de telsiz direği yü-
zünden mahkemelik olunca
icra karan çıkardı.
Arazinin kullanımını alan
İHY, inşaat çalışmalanna
başladı; fakat THY arazi
içinde yer alan telsiz dire-
ğinin hava ulaşımındaki
önemini mahkeme bilirkişi-
sine tespit ettirip tehir-i ic-
ra karan aldınnca hangar
kurma çalışmaları tekrar
durmak zorunda kaldı. Bu-
nun üzerine İHY tekrar
mahkemeye başvıardu ve te-
hir-i icra İcarannı kaldırdı.
THY de boş durmadı ve
Bakırköy 1. İcra Müdürlü-
ğü'ne başvurarak Yargı-
tay'ın onama kararının
DHMİ ile İHY arasındaki
kiracılığın tespitine dair ol-
duğunu, oysa söz konusu
edilen telsiz direğinin
THY'nin mülkiyetinde ol-
duğunu belirterek kaldın-
lamayacağını bildirdi.
Telsiz direğinin başka ta-
rafa nakledilme^i için uzun
süredir çağrı yapan İHY,
Yargıtay 11. Hukuk Daire-
si'nce onaylanan mahkeme
karanna dayanarak önümüz-
deki günlerde tekrar icra
yoluyla direğin sökülmesi
işlemint başlatacaâını açık-
ladı.