Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Suçlu medya'
Refah
sözcüsü
Yılmaz'ı
savundu
• ŞevkiYılmaz
hakkında inceleme
başlatan RP, zamana
yayarak savsaklamaya
çalışıyor. Salih
Kapusuz, kesin olmayan
konuşmayla RP'nin
yıpratılmak istendiğini
ve konunun kendilerini
bağlamadığını söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Rıze
Milletvekilı Şevki
Yılmaz'ın tepkilere
neden olan sözlerini
savunamayan RP, çareyi
yine medyayı
suçlamakta buldu. RP
Grup Başkanvekili Salih
Kapusuz, "kesin
olmayan bir konuşmayla
RP'nin yıpratılmak
istendiğini" savunurken.
Yılmaz'ın ıfadesmin
alınacağını ve "gerekirse
disipline verileceğini"
söyledi. Tepkiler
karşısında Şevkı Yılmaz
hakkında inceleme
başlatmak zorunda
kalan RP'nin, konuyu
zamana yayarak
savsaklamayı planladığı
belirtildi.
Şevki Yılmaz'ın sözleri
nedeniyle Refah Partisi
Genel Merkezi'ne de
protestolar yağarken, RP
Grup Başkanvekili Salih
Kapusuz, başkanlık
divanı toplantısından
sonra yaptığı
açıklamada. "tfadesi
alınacak, gerekirse
disipline verilecek" dedi.
Kapusuz. sunı gündem
yaratmak ve RP'yi
yıpratmak için 7-8 yıl
öncekı konuşmalann
ğündeme getirildiğini
öne sürerek, "Yapıldığı
söylenen o konuşma
kesin olmadığı halde,
tasvip etmediğimiz bu
konuşmayla RP
yıpratılmak istemyefc
Ama çirkin sözler RP'yi
flzam etmez (bağlamaz)"
diye konuştu.
Ahmet Doğan
medyayı suçladı
RP Adıyaman
Milletvekili Ahmet
Doğan da medyayı
suçladı. Ahmet Doğan,
gazetecilerin Şevki
Yılmaz'ın bu sözleri
söylediğine ilişkin
görüntüler bulunduğunu
belirtmeleri üzerine
"Fesuphanallah. Sizler
zaten hep böyle kendi
bildiğiniz biçimde
yorumluyorsunuz. Ama
sonunda
kaybediyorsunuz" dedi.
RP Istanbul
Milletvekıli Abdülkadir
Baş. "Maalesef zaman
zaman bu tiir aşınlıklar
ohıyor.ANAPIiderinin
genel başkanımız için
başpapaz. başmünafik
dediğini unutmadık.
Yani bu sadece bir-iki
kişinin işi değil. İnsan
tabiatu ban insanlann
bu rür aşınlıklan
olabilir. Bunlar teda\i
edüebBir" görüşünü
savundu.
Şevki Yılmaz'a
milletvekili secildiği
tarıhten itibaren
konuşmaması için
uyanda bulunulduğunu
belirten Mustafa Baş,
"Ben bizzat kendisiyie
meşgul oldum.
Konuşmasını önledik. O
da arada bir patladı.
Belki konuşmasma izin
versejdikdahaiyi
olurdu. Bu tiir
aşınlıklan olmazdı" diye
konuştu.
Adalet Bakanı Şevket
Kazan. RP Genel
Merkezi'ne gidişinde
sorular üzenne
"Görevlilergereğini
yapıyor" dedi. Çevre
Bakanı Ziyattin Tokar
da Yılmaz'ın sözlerini
hos karşılamadığını
belirtti. Tokar bir soru
üzerine Şevki Yılmaz'ın
partiden ihraç edilip
edılmeyeceğine yetkili
kunıllann karar
veıeceğini kaydetti.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Necati
Çetik, halkı rahatsız
edecek söz ve
da'.ranışlardan
kacınılması gerektiğini
sövledi.
Ydmaz'a teplriyağdıBaşbakan, RP milletvekilinin iğrenç suçlamalanna hedef olan Gaziantep
Belediye Başkanı Celal Doğan'ı arayıp 'Kem söz sahibine aittir' dedi
Haber Merkezi - RP Rize Milletvekili
Şe\ ki Yılmaz' ın. parlamento. cumhuriyetin
temel nıtelikleri ve Gaziantep Büyükşehır
Belediye Başkanı Celal Doğan'a yönelık ha-
karetleri büyük tepkilere neden oldu. Apar
topar memleketı Rize'ye giden Şevki Yıl-
maz'ın TBMM'deki telefon ve fakslan ge-
len tepkiler nedeniyle kilitlendi. Izmir'de
sokaklara dökülen yurttaşlar RP Balçova il-
çe binasını taşladılar. Celal Doğan, Erba-
kan'ın kendisini telefonla aradığını, "Kem
söz sahibine aittir" diyerek özür dılediğini
söyledi. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli.
savcılan göreve çağınrken muhalefet parti-
leri ise Yılmaz'ın "RP'nin gerçekyüzü" ol-
duğunu söylediler.
Etimesgut'ta yaptığı konuşmada devletin
dininin Hıristiyanlık olduğunu söyleyen.
cumhuriyetin temel niteliklerinı aşağılayan
ve TBMM 'den "Pezevenklerin oluşturduğu
Türk parlamentosu" diye söz eden Şevki
Yılmaz'a tepki yağdı. Yılmaz'ın öncekı ge-
ce tele\ ızvonda yayımlanan konuşmasının
ardından Izmir'de çok sayıda yurttaş sokak-
lara döküldü. "Türkiye taiktir laik kalacak.
Laikler buradaşeriatçılar nerede? Yılmaz is-
tifa" sloganlan atan yurttaşlar. tepkılenni
dile getirdiler.
Bu arada Balçova RP tlçe Merkezi önün-
de toplanan bir grup. parti binasını taşlaya-
rak tepkisini gösterdi. RP'ye yönelik kentin
değişik semtlerinde protesto gösterilerinin
yapıldığını haber alan Izmır Emniyet Mü-
dürlüğû yetkilıleri, güvenlik önlemlenni art-
tırdı.
Kanal D'deki program yayına girmeden
önce Gazıantep'ı zıyaret eden TÜSİAD yö-
netimiyle beraber olan Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Celal Doğan, gazetecilerin "Taz-
minat davası acacak mısınız" yolundaki so-
rusunu
u
Her ite taş anlmaz" diye yanıtladı.
Ancak dün bir toplantı ıçın Dıyarbakır'da
bulunan Doğan, kişisel olarak dava açaca-
ğıru belirterek "Şevki Yılmaz'ın manevi taz-
minaüa cezalandınlması bile benim için
üzüntü verecektir. Çünkü Şe% ki Yılmaz'dan
sağlanacak para bile haramdır" dedi.
Yılmaz'ın cumhuriyet kurumlannın tü-
mûne tetikçilık yaparak yeni bir cephe aç-
mak ıstedığinı belirten Doğan, "Şevki Yü-
maz gibi bir yarank ne insandır, ne de tslam-
dır" diye konuştu.
"Başbakan'dan bir cevap geldi mi?" so-
rusu üzerine Doğan. Erbakan'm dün öğle
saatlerinde kendisini telefonla aradığını,
"kem sözün sahibine ait olduğunu" belirte-
rek kendisınden Başbakan ve Partı Genel
Başkanı olarak özür dılediğini söyledi.
» TBMM Başkanlık Di\anı toplantısında.
• Yılmaz ıte ılgili bır ışlem yapılması için RP
grubuna uyanda bulunulması yönünde ka-
rar alınabileceği bildirildi. TBMM Başkanı
Mustafa Kalemli, dün yaptığı açıklamada.
mevcut anayasa maddesinın milletvekili do-
kunulmazlığının kaldınlması konusunda
uzun birprosedürü kapsadığını anımsatarak
şunlan söyledi:
"Ancak bu dunım karşısında bir toplu
oiayın olması lazun. Birikrinin bir şeye ce-
vap vermesi lazım. Herhalde Şevki Yü-
maz'ın mensup olduğu si> asi kurum bunun
gereğini yapacaknr. Ama Meclis de gereğini
yapacaknr. Bundan bütün millotin enıin ol-
nıasını istiyorum. Herkes sakin olsun, mille-
timize sakin olmasını ta> si>e ediyorum. Tür-
kiye bir bukuk devletidir. Hukuk devletinin
kurallan içinde herkes hakkını arayacakor.
Öyle ümit ediyorum ki cumhuriyetin cesur
savcılan üzeıierine düşen görevi yapacak-
tır."
DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Tansu Çiller. gazetecilerin sorusu
gittıler. Ancak Yılmaz'ı da sekreterinı de
bulamadılar. Rizede bulunan Yılmaz'ın da-
nışmanıyla bir telefon görüşmesi yapan mil-
letvekılleri tepkilerinı ilettıler. Şevki Yıl-
maz'a yönelık tepkiler özetle şöyie:
BülentEcevit(DSP Genel Başkanı): Şev-
ki Yılmaz RP içinde tek örnek değil. Onun
üslubuyla konuşan. kışkırtıcı davranışlarda
bulunan başka RP milletv ekilleri de var. Bu
zıhniyetteki kışıleri içinde banndıran parti-
ye Türkiye'nın yönetımı bır gün bile teslim
edılemez.
Refah'ın gayri resmi sözcüsü Rize Milletvekili Şe\ki Yılmaz açıklamalanyla Refah
Partisi'nin şeriat devleti özlemlerini her firsatta dile getirmekten çekinmiyor.
üzerine. Şevki Yılmaz'a serteleştinyöcıelt:
mekten kaçınarak "konuşmanın içerlğine •
kanlmalannın-mümkün olmadığuM" söy^
ledi. Çiller, "Ancak bir yanlış daha var,
1990'da söylenmiş olan birtakım şeyleri.
1997'inin gündemine. sanki bugünmüş gibi
taşıyıp. buna bir başka alevlendirme. toplu-
mun adeta kesimlerini istikrar ötesi bir tep-
Idye zoriamak veya onun yolunu açmak is-
temek yanhşar" görüşünü dile getırdi.
ANÂP milletvekilleri İbrahim Gürdal.
Şükrü Yürür ve Ahmet Alkan, Yılmaz'ı
protesto etmek için TBMM'deki odasına
Deniz Baykal (CHP Genel Başkanı): Bu
- sözier-iğrenc BuF-milletvekiİHrin bu düzey-
"deortaya çıkrmç obnası iizüntü vericıdrr.
TBMMbukonudahareketegeçti. Milletve-
killeri dava açacaklar.
Kamer Genç (TBMM Başkanvekili): Ne
diyeyim şimdı. Bır sapıkla muhatap olun-
maz kı. Gereken cevabı alacak. Böyle bır in-
sanı muhatap kabul etmek de bir insan için
onur kıncıdır. Bir milletvekili seviyesınde
olduğu için gerekli cezanın verilmesi lazım.
RP'nin de eereken cezayı vermesi gerekir.
Hüsamettin Cindoruk (DTP Genel Baş-
kanı): Türkıye Cumhuriyetı Dev leti'ne'Hı-
ristiyan' dedi. Allah onun taksiratını affet-
sin dıyeceğim ama. oiayın sıyası bir yönü
var. Konuşmasını bır parti toplantısında
yaptı. En üzücü yanı da onu dinleyen genç-
lerin ayağa kalkıp alkışlamasıydı. Gün duy-
guların değil, aklın konuşacağı gündür.
Meclis'te birleşme aramalıyız.
Hasan Ekinci (DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı): Delidır, ne derse yendir. Ehliyetı-
nin olmadığını daha önce de göstermişti.
RP'li yöneticeler TBMM'ye ağır suçlama-
larda bulunan biri için gerekeni yapmalıdır.
TevfikDiker(ANAP Manisa Milletveki-
li): Dava açacağım. Türklüğunden şüphe
ediyorum. Müslümanlığından şüphe ediyo-
rum. Insanlığından şüphe ediyorum.
Adnan Keskin (CHP Genel Sekreteri):
Yılmaz'ın sözlen kendi kişisel yaklaşımla-
rı değil. partisinin sıyasi üslubudur. Yıl-
maz'ın Gaziantep Belediye Başkanı Celal
Doğan hakkında söyledıklerini de aynen
kendisine iade ediyorum.
Halit Dağb (Orman Bakanı): Gerçekten
bunlan söy lemişse bu adam kafayı yemiş.
Doktora götürmek lazım. Acil tedaviye ih-
tiyacı var. Bu kafadakı insanlann milletve-
kili olması mümkün değil. Derhal hastane-
ye yatması lazım. Akşamdan karantinaya
alınmalı.
Hayri Kozakçıoglu (DYP Genel Başkan
Yardımcısı): Samımı ise. o sözleri gerçek-
ten söylemışse TBMM çatısı altında bulun-
maması. terk etmesi lazım. RP'nin bu ko-
nuda bır işlem yapıp yapmaması çok önem-
li değil. Hukuk sisteminin çalışması ve hak-
kında gerekli ışlemin yapılması lazım. DYP
konuyu incelemektedir ve grup başkanve-
kilıni görevlendirmıştir.
Işüay Sa>in (DYP tzmir Milletvekili): Ko-
nuşmasının bırbölümünde "Mertkrsebeni
mahkemeye verirler" dedi. Ben mahkeme-
ye v ererek gerekeni hemen yapıyorum. Yar-
gıyı, Adalet Bakanlığı'nı ve Başbakanlığı da
süratle görev yapmaya davet ediyorum.
Yıklınm Aktuna (Istanbul Mıllervekilı):
Türkıye'de laık düzeni değıştınp şenat ku-
rallannı getirmeye çalışmak akıl dışı değil
midir? Akıl dışıdır. ancak bunlan yapanla-
nn hiçbiri deli değildir. Çünkü bunlar butür
hareketleri hep yapan insanlar.
Bayram Meral (Türk-Iş Genel Başkanı):
TBMM üyeleri. parlamentoya ve millerve-
killerine hakaret eden üyeyi, o yüce çatı al-
tında banndırmamalıdır.
Türk Parlamenterler Birliğı. 68'liler \ak-
fı Yönetım Kurulu. Türkıye GazetecilerCe-
mıyeu (TGC), ÇY'DD, Atatürkçü Düşünce
Dwnteği. ÇHP Irtanbul II Merkezi. Basm
Konse^ı, Gaçamep Genç tşadamlan Der-
neği, Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odalan,
CHP Gaziantep ve Adana il başkanlan, Ga-
ziantep Gazetecıler Cemiyeti başta olmak
üzere. çok sayıda meslek kuruluşu ile sivil
toplum örgütü de dün yaptıklan açıklama-
larla Şevki Yılmaz'a tepki yağdırdılar.
Gaziantepspor Kulübü, yayımladığı bır
bıldiri ile Şevki Yılmaz'ın kulüp başkanı
Celal Doğan hakkında söylediğı sözleri şıd-
detle kınadı.
Laiklik düşmanma çifte soruşturma; DSP ve CHP'liler suç duyurusunda bulundu
6
Pezevenk' için soruşturma açıldı
ANK\RA (Cumhuriyet Büro-
su) - 1990 yılında Etımesgut'ta
yaptığı laiklik karşıtı bir konuş-
mada halkı devletin anayasal ku-
rumlanna karşı çıkmaya çağıran,
TBMM ve cumhuriyetin temel ni-
teliklerine hakaret eden RP'li Şev-
ki Yılmaz yargı kıskacına alındı.
Ankara Cumhuriyet ve DGM baş-
savcılıklan Yılmaz hakkında ayn
ayn inceleme başlatırken şeriatçı
eylemlere karşı açtğı davalarla bi-
linen DGM Savcısı Nuh Mete
YükseL konuşmayı "infıal uyandı-
ncı" olarak değerlendırdi.
Istanbul DGM Başsavcılığı,
Şevki Yılmaz hakkında soruştur-
ma başlattı. Başsavcılığın soruş-
turmayı halkı din, dil, ırk ve sınıf
farkı gözeterek açıkça kin \ e düş-
manlığa tahrik etmek fiilini dü-
zenleyen TCK'nin 312. maddesi
uyannca soruşturmayı yürüttüğü
öğrenildi. DGM Başsavcılığı Yıl-
maz'ın konuşmalannın yeraldığı
program kasetlerini Arena'dan is-
tediği bildınldı.
TBMM Başkanı Mustafa Ka-
lemli Yılmaz'ın görüntülü kaset-
lenni istedi, DSP ve CHP de ceza
davası açılması için Ankara Cum-
huriyet Başsavcılığf na suç duyu-
rusunda bulundular.
Ankara DGM Başsavcılığı,
Yılmaz'ın konuşmasını kendi gö-
rev alanına giren suçlar açısından
incelemeye aldı. Ankara DGM
Başsavcısı Cevdet Volkan'ın ola-
ya ilişkin soruşturmayı Sıncan'da-
ki "Kudüs Gecesi'' soruşturması-
nı yürütüp dava açan askeri savcı
Nuh Çetinkaya'ya verdiği bildi-
rildi. Çetinkaya, soruşturmaya
ilişkin olarak herhangi bir şey söy -
lemeyeceğinı belirterek DGM'nin
görev alanına girmesı durumunda
TCY'nin "memleket emniyetini
tehlikeye sokacak yayınlar" suçu-
nu düzenleyen 155. ya da 312.
maddesinın uygulanabileceğıni
söyledi.
Şeriatçı eylemlere karşı açtığı
davalarla bılinen Yüksel ise ko-
nuşmayı "infıal uyandıncu tahrik
edjd" olarak değerlendırdi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı da, Yılmaz'ın konuşmalanyla
ilgili olarak "res'en" inceleme
başlattı. Başsavcı tlhan Mesutoğ-
lu, konuşmayı ızlemedığini. an-
cak kasetin Basın Savcılığı tara-
fından incelemeye alındığını kay-
detti.
Adalet Bakanı Kazan. dün bır
soru üzerine. "Şevki Yılmaz'ın ba-
zı televizyon kanailannda yayım-
lanan konuşmalany la ilgili olarak
Ankara Cumhuriyet Başsavcüı-
ğı'na talimat verdim. Soruşturma
açılması için gerekli emri verdim"
dedi. Yılmaz hakkında TCY'nin
"halkı sınıf. ırk. din. mezhep veya
bölge farklılığı gözeterek kin ve
düşmanlığa açıkça tahrik" fiilini
düzenleyen 312., "Deviet güçleri
aleyhinesuçlar" başlığı altında y-
er alan "anayasal düzene karşı ey-
lem"ı düzenleyen ve idam cezası-
nı öngören 146., "isyana teş\ik"
suçlannı düzenleyen ve 20 yıldan
az olmamak üzere ceza öngören
149.. "devlet güçleruıe hakaret"
suçunu düzenleyen 159. ve T-
MY'nin ilgili hükümlerince so-
ruşturma yürütebileceğine dikkat
çebldi. Yılmaz'ın taşıdığı millet-
vekili dokunulmazlığmın dava
açılmasını önleyici birunsuroldu-
ğuna işaret edildi.
CHP Genel Sekreteri Adnan
Keskin dün Y'ılmaz aleyhine An-
kara Cumhuriyet Başsavcılığı'na
suç duyurusunda bulundu. DSP
de Y'ılmaz hakkında, cumhuriye-
te ve TBMM'nin manevi şahsiye-
tine açıkça hakarette bulunduğu
gerekçesıyle dava açılması için
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'na suç duyurusunda bulundu.
ANAP tzmir Milletvekıli Sûha
Tanık ile eski millervekıli Ramız
Sevinç, Yılmaz hakkında soruş-
turma açılması için İzmir Cum-
huriyet Savcılığı'na suç duyuru-
sunda bulundu.
IFIMNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Şevki Yılmaz'ı epeyce uzun
bir zamandan beri tanınm. Av-
rupa Milli Görüş Teşkilatı Ikin-
ci Başkanı iken yıllar önce gö-
rüşmüştük. Yine o yıllarda
Flash-TV'de onunla "Islam ve
Terör" konusunu tartışmıştık.
Şevki Yılmaz, iddia edildiği gi-
bi meczup mu, yoksa ruh has-
tası mı?
Hiç değil. Şevki Yılmaz, uya-
nık bir Anadolu çanklısı. lyi bir
hatip. Bu özellikleriylesiyasi Is-
lamcı akım içinde sivrildi. Taş-
ranın, kasabanın en geri dü-
şünce yapısına, ilkel topluluk-
lann ruh haline seslenmedeki
yetenekleriyle RP'lilerin sem-
patisini kazandı. Bu yüzden
onu Avrupa'dan Rize'ye Bele-
diye Başkanı olarak ithal ettiler.
Rize Belediye Başkanlı-
ğı'ndan milletvekilliğine geç-
mesi de dokunulmazlık arayışı
nedeniyle gerçekleşmedi. Re-
fah'ın üst düzey kurmayları,
Şevki Yılmaz Rize Belediye
Başkanı'yken, ona parti hatip-
lerıni yetiştirme görevi verdiler.
Şevki Yılmaz, il il dolaşarak
'Moderin Komple'
RP'ye konuşmacı yetiştiriyor-
du. Rize Belediye Başkanlı-
ğı'yla bu işi birlikte yürütmesi
zorolduğundan onun milletve-
kili seçilmesini daha uygun
buldular. Şevki Yılmaz'ın mil-
letvekili seçilmesinin asıl nede-
ni böyle bir ihtiyaçtı. Dokunul-
mazlık falan değil.
Şevki Yılmaz'ın konuşmala-
rı dikkatle incelenmeli. Refah
Partisi'nin dayandığı fikri te-
mel, en açık şekilde bu konuş-
malarda yer alıyor. Nedir bu
konuşmaların ana mantığı?
Önceliklederin bir ilkellık. Sıra-
dan bir kahve kültürü. Belden
aşağı sohbetlerden zevk alan,
kadını mal olarak gören baya-
ğı bir cinsellik. Anadolu insanı-
nın, Anadolu erkeğinin alt-kül-
türü. Köy ve kasaba kahvele-
rinde, şimdi ise göçle birlikte
şehirlerin varoşlarında böyle
bır kültür ağı oluşmuş durum-
da.
Bu kültür, en inanılmazöykü-
lere ve masallara dayanır.
Türklerin kahramanlığı, hakiki
erkeklikleri, din önderlerinin
inanılmaz yeteneklere sahip ol-
duğu, sarmısak ve soğan ko-
kuluağızlardadolaşırdurur. Bu
kültür bir göç kültürü, bir fetih
kültürü olarak şekillenir. Biryö-
nüyle ise tam anlamıyla zaval-
lı birçaresizlıği içerir. Işsizgüç-
süz, ezik Anadolu insanı. bu
sohbetlerle kendini tatmın e-
der, umutsuz ruhuna sığınacak
bir yer bulur.
Şevki Yılmaz'ın Gaziantep
Belediye Başkanf nın eşine yö-
nelik cinsel saldırı içeren söz-
leri, bu zavallı kalabalığın en
çok alkışladığı sahne oldu.
Orada bütün ezikliğine rağmen
kadını yenebilen bir erkek key-
fi ortayaçıkıyordu. Yılmaz. ka-
dın cinselliğinı sömüren baya-
ğı bir üslup kullandıkça ona
olan destek artıyordu. işte Re-
fah Partisi buydu.
Şevki Yılmaz, tam anlamıyla
bir Anadolu uyanığı. Onun şey-
tan gibi bakan gözleri, birtaş-
ra imamının pratik zekâsını
yansıtıyor. Şevki Yılmaz, birart-
kültür temsilcisi. Düşünce ve
fikır düzeyi de oldukça düşük.
O "komplo" ile "komple" ara-
sındaki ayrımı kavrayamaya-
cak kadar da bilgisiz. Konuş-
malarında sürekli "komplo"
yerine "komple" diyor. Düşü-
nün. bu milletvekili RP'ye ko-
nuşmacı yetiştiriyor. Onların
nasıl konuşacaklarını ve halkı
nasıl etkileyeceklerini anlatıyor.
Ama komplo ile komple ara-
sındaki farkı kavrayamayacak
kadar da cahil. Tam Refah'a
uygun. Refah'ın kültüre değil,
kasaba uyanıklarına ihtiyacı
var. Refah Partisi içinde böyle
çok sayıda milletvekili olduğu-
nu bıliyorum. Kültür ve bilgi bi-
rikımi önemli değil. Önemli
olan. şeytani bir kurnazlık ve
garıbanı kandırma yeteneği.
Şevki Yılmaz, "modern"
sözcüğünü de doğru kullana-
mıyor, "moderin" dıyor. Onun
ilkel kültürü etkileme başarısı-
nın ardında, kendisinin de ay-
nı kültürün bir parçası olması
gerçeği yatıyor. Yılmaz, sanıl-
dığı ve iddia edildiği gibi parti-
si içinde sapkın bır milletvekili
değil, tam tersine ilgi ve des-
tek gören bir isim. Hemen her
gün Anadolu'da bir parti top-
lantısında konuşma yapıyor.
Herkes onu kendi iline konuş-
macı olarak çağırıyor. Refah
yönetimi de onun bu çalışma-
lanndan çok memnun. Kimse-
nin bir şikâyeti yok.
Uğur Dündar, Arena prog-
ramında, Refah Partisi yöneti-
cilerinin ve milletvekillerinin
böyle düşünmediği türünden
iyi niyetli açıklamalar yaptı.
Şevki Yılmaz'ın parti içinde ne
kadar etkili bir konuşmacı ol-
duğunu merak eden, partinin
resmi yayın organı Milli Gaze-
te arşivlerini karıştırsın yeter.
Şevki Yılmaz, Refah Partisi için
tam anlamıyla "moderın" ve
"komple" bir konuşmacı.
CUMARTESİ
Y4ZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
68 Kuşağı mı,
6O'lı Yıllar Kuşağı mı?
Türkiye'de 6O'lı yıllardaki devrimcı, anti emperya-
list gençlik hareketlerini "68 kuşağı" başlığı altında
toplayabilir miyiz? Bu soruyu hem bir öğrenci liderı
hem genç bir şair kimliğiyle bu eylemlerin içinde
yer almış birı olarak kişisel tanıklığımla yanıtlamak is-
tiyorum.
27 Mayıs askeri darbesinin tarihi olan 1960, be-
nim lise öğrenimini tamamlayarak üniversite öğren-
ciliğine adım atışımın da tarihidir. 1962'de, sanki bü-
tüm ömrümce buna hazırlanmışım, yakın bır akraba
evine girermişim gibi Türkiye işçi Partisi'ne üye olu-
şum hayatımın bir başka dönüm noktasıdır. Nâzım
Hikmet'in önce "YÖN" dergisinde sonra da kitap-
laşarak (önceden ancak birkaçını bildiğim) şiirlerinin
yayımlanmaya başlaması ise benim (ve kuşağımız)
için yine aynı yıllann en önemli, belirleyici olgulann-
dandır.
• • •
1965'te Ankara'da Kızılay Bulvan'nda faşizm ve
emperyalizm karşıtı sloganlarla sattığımız "Dönü-
şüm" dergisinin iç kapağında, dergınin sahibı olarak
benim adım yazılıdır. Dergı, kuşağımızın malıdır ve
büyük ölçüde SBF öğrencisı arkadaşlarımızın ürü-
nüdür. CKMP içinde örgütlenen "ülkücülerin polis
destekli saldırılarıyla yayını engellenen "Dönüşüm",
bir süre sonra kurulacak Fikir Kulüpleri Federasyo-
nu'nun ilk adımıdır. 6O'lı yıllann devrımci, anti emper-
yalist gençlik eylemlerinde "Dönüşüm "ün ve FKFnin
öncülüğü yadsınamaz.
• • •
1963'te Zonguldak'ta öldürülen maden işçileri için
Ankara'da biz ögrencilerin ışçi örgütlerini harekete
geçırmesiyle o yıllann belki de en kitlesel ışçi-öğren-
ci katılımlı yürüyüşü düzenlenmişti. Yürüyüşün ön
saflannda yine kendimizin hazırladığı pankartlardan
bırini birlikte taşadığımız ince uzun boylu genç kız,
önce sevgilim, sonra ilk eşim olacaktır. 1965 tarihli
"Bir Gün Mutlaka"üak\ genç kız odur. "Sevgilim on
sekizinde bir kız, yürüyoruz bulvarda, sandviç yiyo-
ruz, dünyadan konuşuyonız..." "Bir Gün Mutlaka"
(içeriğıyle ve biçimiyle) bizim kuşağımızın (I. Özel'in,
"Partizan "lyla birlikte) "manifest" şiirierindendir. Yıl
1965'tir. Bilgı ve duygu dağarcığımızda Marksizmin
dilimize son hızla çevrilmekte olan klasiklerinin yanı
sıra. varoluşçuluğun, gerçeküstücülüğün yaprttan
vardır (Sartre'ın, Camus'nün yapıtlan ve Fransız
gerçeküstücü şiiri).
• • •
1960'ların ilk yıllan Türkiye işçi Partisi'nin kuruluş
dönemidir. Bu aynı zamanda (CKMP, Komünızmle
Mücadele Derneklen, daha sonra MHP çatısı altın-
da) faşist güçlerin de -devlet desteğinde- örgütlen-
diği dönemdir. Saldınların başlıca hedefi Türkıye İş-
çi Partisi'dir. Bunların en örgütlü ve kitlesel olanı (bir-
çok arkadaşım gibi benim de öldürülmekten, linç
edilmekten belki de kıl payı kurtulduğum) TIP Bur-
sa Kongresi'ne yapılan saldırıdır.
• • •
Fransa'da (ve Aimanya'da) öğrenci hareketleriniri
patlak verdiği 1968'de, Türkiye'de 6O'lı yıllar devrim-
ci. anti emperyalist hareketinin ilk kuşağı içinde yer
alan ben yaştakilerin üniversite çağı sona ermiş ya
da ermektedir. Türkiye İşçi Partisi önderliğindeki sol
hareket etkinliğini yitirmiş, gençlikle bağlan kopmuş
ya da zayıflamış, parti çoktan parçalanmış. gençlik
içinde "radikal sol" eğiîimler daha 1965'lerde baş-
lamıştır. 1968'de Türkiye'de de yeniden yükselişe
geçen devrimcı, anti emperyalist öğrenci hareketle-
rini, 1969'daABD 6. Filosu'na karşı eylemleri ve son-
rasındaki olayları Batı'daki öğrenci hareketlerinin
yansıması ya da benzeri mi, yoksa ülkemizin 6O'lı yıl-
lardaki dinamizminin ve soldakı oluşumların ve so-
runlann doğal sonucu mu saymak gerekir? Doğru
olan, bence ikinci yaklaşımdır.
Modern Türk edebiyatı, Tanzimat döneminden
başlayarak Batı (özellikle de Fransız) edebiyatıyla
yakın ilişki içinde olmuş, kimi kez öykünme düzeyin-
de ürünler vermekte de sakınca görmemiştir. Bizden
birönceki kuşağın şaırteri (ve yazarlarıyla) onlann da
ustalan olan "İkinci Yeni" kuşağından şairlerin her
birinin bir ya da birden fazla çok yakın Batılı "usta"s\
vardır... Aynı şeyi bizim kuşağımız için söylemek ola-
naksızdır. Bunun bir nedeni, 6O'lı yıllann Türkiye için
her alanda bir silkiniş olması; bir başka neden, yine
her alanda yapılmaya başlanan çok sayıda çevirile-
rin kazandırdığı geniş ufukluluktur. Tıpkı bunun gibi,
6O'lı yıllar devrimci, anti emperyalist gençlik hareket-
lerini de (TİP dönemi olan ilk yıllan kesinlikle, sonra-
ki dönemi büyük ölçüde) Batı'daki öğrenci hareket-
lerinin yansıması ya da benzen değil, ülke koşullan-
nın sonucu, özgün olgular olarak görmek gerekir. Bu
nedenle de bütün o dönemlerdeki devrimci, anti em-
peryalist gençlik hareketlerini Batı'daki öğrenci ha-
rekeöerinı Batı'daki öğrenci birlikleriyle birebtr koşut-
luk çağnştıran "68 kuşağı" tanımından çok (bu tanı-
mı bellı birevre için sınırlı tutarak) "607/ yıllarkuşağı"
tanımıyla nitelemek sanıyorum kı daha doğru ve
kapsayıcı olacaktır.
Yılmaz: Kaset
tamamen montaj
TRABZON / RİZE
(Cumhuriyet)-Kanal D'de-
ki Arena programında 7 yıl
önce yaptığı bir konuşma-
da parlamentoya. millerve-
killerine, devlete ve Gazi-
antep Belediye Başkanı
CelaJ Doğan'a ağır sözler
söyleyen RP Rize Millet-
vekili Şevki Yılmaz. kaset-
teki sesle görüntünün fark-
lı olduğunu öne sürdü ve
ilgili kişıleri mahkemeye
vereceğını açıkladı.
Seçim çevresi Rize'ye
gıderken Trabzon 'da gaze-
tecilerin konuya ilişkin so-
rulannı yanıtlayan Şevkı
Yılmaz, bir komplo ile kar-
şı karşıya bulunduğunu.
bütün bu ıddialann medya-
nın hazımsızlığmdan kay-
naklandığını. "medyanın
hortumunun kesilmesin-
den sonra" bu tür iddiala-
nn arttığını söyledi. Yıl-
maz sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"Bu yayımlanan prog-
ram tamamen art niyetli-
dir. Medya, menfaatleri ke-
sikJiği için feryat ediyor. 7
yıl önce konuşulduğu öne
sürülen kasetlerde teknik
oyunlardan yaraıianılarak
gerçekten şahsımı üzen bir-
takım oyıınlar mey dana ge-
tirildi. Tamamen raontaj-
dır. Mahkeme sonuçlanın-
caya kadar kardeşlerime.
parlamento üyelerine,
Meclis Başkam'na tavsi-
yem susmalandır, gün ola
harman ola_"
Şevki Y'ılmaz. görüntü
ve sesın başka başka oldu-
ğunu öne sürerek "Avru-
pa'da konuştuğunı söyleni-
yor. Aimanya'da Milli
Gençlik Vakfı nerede var?
Elbette her olayda insan
dinlenir. Dünyanın her
mahkemesinde suçlandığı
zaman sanığa müdafaa
hakkı verirler. Ben kendimi
sanık olarak da kabul ctnıi-
yorum. Çünkü medya sav-
cı değildir. Ben sanık deği-
lim. Hukukun neticesini
beklemclLsiniz" dedi.
Yılmaz. Rize'de de. ko-
nuşmalarıyla ilgili tartış-
malan "Sunigündem"ola-
rak vorumladı.