Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmeni Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlerı Müdurlen
IbrahimY ıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu)
• Haber Merkezi Müdüru Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu # Istıhbarat:
CengizYıldınm • Kiıltür Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler:
Sanıi Karaören • Düzeltme Abdullah Vazıcı
• Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge:
Edibe Buğra • Yurt Haberleri: Mehmet Faraç
Yayın Kunjlu. lliıan SdçıüüBaşkant.
Orhan Erinç,'Okta> Kurtbökc
Hikmet Çetinka>a,ŞSkrsuı Soner.
KrgunBakuDim;Ta)anç. İbrahim
Yıldız, Orhan Bursah, Muslafa
Balbav, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısi: Mustafa Balbav 9 HaberMüduru: Doğan
Akm Atatürk Bulvan No: 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel. 4195020 (7 hat). Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı
Serdar Kmk, H Zı>a Bh'. 1352 S 23 Tel 4411220, Faks
4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, lnönü Cd.
119 S No.l Kat.l,Tel-363 12 11. Faks 363 12 15
Koordınalor AhmetKonıtean #
Muhasebe. Bülent Yener •
Idare: HüseyinGürer#lşletme:
ÖnderÇelikJfcBügı-tşlem Naü
İnal V Bilgısayar Sıstem:
Mürfivet ÇUer
MEDYA. C: • Ydnetım Kumlu
Başkanı - Genel Müdür Gûlbin
Erdurao • Koordınator Reha
Işıtman # Genel Müdur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
\ a>"tmla>an \e Basan: Yenı Gun Haber \jans:. Basın \e Yayıncılık A Ş
TürkocağıCaA39 41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95
31MAYIS1997 !msak:3.31 Güneş: 5.28 Öğle: 13.09 tkindi: 17.06 Akşam: 20.36 Yatsı: 22.23
Beymen Kids'in
çocuk
koleksiyonu
• Haber Merkezi -
Çocuklar. Beymen Kids'in
renkli dünyasıyla
buluşuyor. Beymen Kids
1997 ilkbahar-yaz
koleksiyonu, Marine, Jean,
Energy ve Pretty Girl
olmak üzere dört farklı
tema ile tatil coşkusunu
çocuklann giyimine
taşıyor. Küçüklerin
özgürce hareket
edebilecekleri bir yaz
müjdeleyen Belmen Kids,
koleksiyonunda en canlı
rekleri içeriyor.
Kadir Has
Ürûversitesi
• ANKARA (AA) - Kadir
Has Vakfi ile Tüık
Kardiyoloji Vakfı
tarafından "Kadir Has
Üniversitesi" kuruldu.
Yükseköğretim Rurumlan
Teşkilatı Hakkındaki
Kanun'un bir maddesinin
değiştirilmesine lişkin
kanun. Resmi Gazete'de
yayımlandı.
Anayasa
Kupultayı
• Istanbul Habtr Senisi -
Istanbul Barosu însan
Haklan Merkezi'nce
düzenlenen
'Demokratikleşne ve
Anayasa DeğişiÜiğinde
Kapsam, Yönten ve
Adres Sorunu' Vonulu
Anayasa Kurultıyı bugûn
başlıyor. tTÜ Mıçka
Sosyal Tesisleri nde saat
09.15'tebaşlayacak
Kurultay'a siyasal partiler,
sivil toplum kuroluşlan,
işçi ve işveren ssndikalan
temsilcileriyle
akademisyenleı
konuşmacı olarık
katılacak. Anayısa
değişikliğine ilışkin yoğun
tarhşmalara sarne olması
beklenen kurulay iki gün
sürecek.
THK'nin kıruluş
yıldönümî
• ANKARA (VA) - Tûrk
Hava Kuvvetlei'nin
kuruluşunun 8c.
yıldönümü neceniyle özel
gün zarflan satşa
sunulacak. Posa Işleönesi
Genel Müdürligu'nden
yapılan açıklanaya göre
genel müdürlik,
yıldönümü do'ayısıyla 1
haziran giinü, Türk Hava
KuwetlerTnir86.
Kuruluş Yıldöıümü
01.06.1997 Ajkara" yazılı
özel tarih darrçası
kullandıracak.
REFAHYOL, TBMM'den kaçırdığı paralı imar affmda belediyelere de "sus payı" veriyor
Belediyelere yağma rüşvetiOKTAYEKİNCİ
tkridara geldiğinden bu yana kamu-
sal değerlere sadece "pazarlanacak
maTgözüyle bakan REFAHYOL hü-
kümeti, olası erken seçim öncesinde-
ki kaynak sıkıntısını giderebilmek için
şimdi de Hazine arazılerini "kaçak ya-
pı sahiplerine" satmak niyetinde.
Kamuoyunun yoğun tepkısi ve "Re-
fah Partili olmayan" hemen türn bele-
diyelerin karşı çıkmalan üzerme yeni
bir imar affi yasasını TBMM'ye öne-
remeyen hükümet, yasadışı işgal edi-
len Hazine arazilerinı "satıhk arsa"
haline getirebilmek için "Başbakanhk
yetküikrine" sığınıyor.
Bu amaçla yayımladığı 23.01.1997
tarih ve 1997/4 sayılı genelgesindeki
"para karşıhğuıda imar affi" projesi-
ne şimdi de belediyeleri "ortak" etme-
yi hedefleyen Başbakan Erbakan,Ar-
sa Ofısi'ne ait Hazine arazilerinin "sa-
üş yetkisini" de aynı nedenle yerel yö-
netimlere devredıyor. Erbakan'ın bu
genelgesini uygulamaya dönüştürmek
üzere Başbakan Müşaviri Doç. Dr. Kâ-
mü Eren imzasıyla belediyelere gön-
derilen 26.03.1997 tanh ve 414 sayılı
yazıda da "Kentierdeki Hazine taşuı-
malan üzerindeki projeterin gerçek-
leştirilmesi ve gecekondu alanlannın
sanşlan Ugilibelediye ile birtikte yürü-
tülecektir" açıklaması yer alıyor...
'Yasamasrz' yûrütme
REFAHYOL'un kaynak bulabilmek
için bu genelge ve yazılarda Hazine
arazilerine "önceBkli mûşteri" olarak
kabul ettiği "kaçak yapdar", ashnda
hem 775 sayılı Gecekondu Yasası'na,
hem de 3194 sayılı İmar Yasası 'na gö-
• îmar Yasası'ndaki kaçak yapı cezalanmn TBMM'den
yeni bir yasa çıkanlmadan affedilmesini hedefleyen
Başbakanlık genelgesi, üzerinde gecekondu olsun ya da
olmasın, Hazine arazilerinin "belediyelere pay verilerek"
pazarlanmasını öngörüyor.
re "yıkım ve para cezası" da verilme-
si öngörülen "suç"nıteliği taşıyorlar.
2863 sayılı Koruma Yasası'na göre bu
suçun işlendiği Hazine arazilerinin
"StT alanında" kalması durumunda
ise aynı cezalann yükseltilmesiyle bir-
likte sorumlular hakkında "ağır ha-
pis" cezası da hükme bağlanmış durum-
da. Buyasalaryürürlükteyken, sözko-
nusu cezalann uygulanmasmdan so-
rumlu olan belediyelenn, tam tersi bir
tutumla aynı kaçak yapılan yıkmak
yerine işgal ettikleri Hazine arazileri-
ni para karşıhğında "suçlulara sata-
mavacaklannı"behrten hukukçular,
hükümetin de bunu istemesinin yasal
olmadığı görüşündeler. YÖK'le ilgilı
son yasa değişikliğı girişiminde de
TBMM'de gerekli çoğunluğu bulama-
yan REFAHYOL'un, aslında ancakye-
ni bir yasal düzenleme gerektiren boy-
lesi bir girişimi sadece genelgeyle ger-
çekleştirmeye kalkışması ise "y^sama
gücü bik olmayan bir iktidann icraat
ara>Tşı" olarak yorumlanıyor.
Başbakan Erbakan. genelgesini "uy-
gulatmak"üzere Başmüşavir Doç. Dr.
Kâmil Eren imzasıyla belediyelere gön-
derilen son yazıda "işgafcttere doğru-
dan saöş yapdacağı** öngörülen kaçak
yapı alanlan için "şehirciliğe uygun ol-
ma" koşulunun getirilmiş olması ise te-
mel amacın ashnda "gecekondu ısla-
hı"değil, "araripazarlaması"olduğu-
nunbirgöstergesi.
Çünkü Hazine arazilerindeki kaçak
yapılar, ashnda "şehirciHkk ilgili imar
kurallanna uygun olmadıklan için"
ruhsat alamıyorlar ve kaçak olarak in-
şa ediliyorlar. Nitekim gecekondu, tmar
ve Koruma yasalan da yine bu tür iş-
galci yapılar "şehirciliğe uyumlu kıh-
nama>acaklan" için "hemenyıkdma-
laruu" hükme bağlıyorlar.
Bu nedenle Doç. Dr. Eren'in "Baş-
bakan adma"öngördüğü bu uygula-
mada. hemen hiçbir kaçak yapınm sa-
hibine işgal ettiği Hazine arazisi "şe-
hircilik gereğtace" (!) satılamayacak.
Ne var ki bu araziler, "Üzerinde gece-
kondu var" gerekçesiyle yine Başba-
kanlık genelgesikapsamınaalınacak ve
bu kez aynı yazıdaki bir başka açıkla-
maya göre "planlanarak"başka müş'
terilere satılacaklar...
tdare hukukçulan, sadece meslek
odalannın, siyasal partilenn ya da mil-
letvekillerinın değil, her "kentü" yurt-
taşın da ashnda kentierdeki "kamusal
atan* gereksinmelerinde değerlendıril-
mesi gereken Hazine arazilerininbu şe-
kilde satılarak toplumsal kullanım ola-
naklannın yok edilmesine karşı iptal da-
valan açabüeceklerini belirtıyorlar.
REFAHYOL'un "yasama organını
devTe dışında bırakarak" yûrürlükte-
ki yasalann uygulanmasını durdurma-
yı öngören ve açıkça imar suçlanm
"devlete para kaynağı'' yapmaya ni-
yetlenen bu tür girişimlerinin sorum-
lusu da elbette şu"gûvenoyunu hâlâ
esirgemeyen" TBMM oluyor...
Yeşim Salkım'a göre 'bir sanatçınm taklidi olmaktansa onun yerine oturmak daha güzel'
4
Süslü yaşamın içinde dosthık yok'
SERPtLGÜNDÜZ
Karşımızda kararlı ve sa%aşçı bir kadın var. "Başanu
olacağun ve bu işten ben kazançbçıkacağım. Kazanmayı ve
zaferi sevryonım. Bu kadın başanlı desinler."
Eşkıya filminin ihanet eden kadını Emel, yani Yeşim
Sallam. Filmdeki bütün karakterler gıbi o da ihanet ediyor.
Salkım'a göre "Emd", filmdeki rollerden en iyisi. Yeşim
Salkım da "ihanet"i tanımış. Aşka ve dostluğa hiç inanmı-
yor. 7 yıldır şarkı söylüyor. Konservatuvar egitimi var. Ba-
bası Türk Sanat Müziği sanatçısı Dursun Salkım. "Müzik
çağuun çocuklanyız biz" diyor. "Babam sanatçı diye ne et-
rafimdan ne de babamdan destek gördüm.*'
Peki nasıl bir piyasa bu?
" Uğraşmakzorundasınız. Her şe>inbir acemiliği var. Ben
çırakiıktan başladım. Zor günkr yaşadım. Hak etmediğim
davranışlarla karşılaşüm. O sıra ayakta kalmaya çauşıyor-
dum. Bunlar tecrübe getirdi."
Gecelen sahneye çıktığı için "'gece âkmini" de tanımış.
"Kurtlar puslu havayı sever. Bütün kurüar gece çıkıvorlar
eşim SalknMTn
yaşanıla ilgili
tanımlaması oldukça
Jginç:u
Bizsankibir
satranç oyunuyuz.
Yukandan biri bizi
yönetijor ve hep şah
mat durumu var."
meydana. Çoğu erkek ön masada oturduğu zaman, 'Ben
bu kadını istedığim an elde edebilırim, hafif meşrep bir ka-
dın bu'diye düşünüyor. Türkiye bunu ayut etmeyi bibneli
arük. Bö>1e bir manük yok. Czerinizdeki elbtseden bile bu
beffioiur>
Eğlence ortamının da "rezUliği'' çıkmış. Diyor kı "Bu da
beni çokyıprattLArök gecekulübü çahşması yapmrvorum,
Uıthaçda duymuyorum. Bir dönem çokgerekliydL Benbu-
nu yapmaya başladığım zaman bu kadar değüdi. Daha ka-
titeİiydL Şimdi üç kadehten sonra dagıüyorlar."
Yeşim Salkım'ın yeni kaseti 'YoktanGelhorum" şu an-
da piyasada. Kadınlann bu kaseti sev eceğini düşünüyor. Tıp-
kı Deli Mavi gibi. Babası ona ikı şey öğütlemiş. "Banade-
di ki bir hedef belirle, o bedefe inan ve onun doğruttusun-
da hareket et Bir yerlere çıkarken etranndaki herkese gü-
lümse, yann inerken yine onlaria karşüaşaksuı."
Onu çok iddıalı bulabileceklerini ama kendinden emin,
kendine güvenen ve yaptığı işe inanan bir insan olduğynu
y^neliyor. Diyor ki "7 yıidan beri zor bir camiada tek başı-
ma ayaktayım. Ben kimsenin vokalisti olarak bir yere gel-
medim. Destekgörmedim. Kendimeyeni ufuklar açmakis-
tiyorum. Aj da Pekkan'ın şarkısını söy ledinı. Kimse Ajda'vı
taklit ediyor demedi. Yeşim mi Ajda rnı güzel söylüyor de-
diler. Bir sanatçınm taklidi olmaktansa onun bulunduğuye-
re oturmak daha güzel bir şey."
Rekabetortamındaçok fazladostlukdayoktabiı... "Kim-
se kimsenin dostu filan de£U" diyor. "Kendimizi kandın-
yoruz. Herkes iyi gün dostu. Süslü yaşamın içinde olmasay-
dım bir doktor. öğretmen olsaydım belki dostum, arkada-
şun olurdu. Ama ben dünyada bunlann kalmadığuıa ina-
myorum.Herkesyaşam derdinedüşmüş. Bunuyaşarken kar-
şundaki üısanın derdi beni çok fazla ilgilendirmiyor. Dost-
luk kavramı yok arük."
"Süslü bir yaşam..." İçinde bulunduğu çevTeyi böyle ta-
nımlıyor. "Saçmızdan ayağınıza kadar sizin her şeyinizi me-
rak ederler. Bunlar süslü bir yaşamdır."
21 yaşmda dul kalmış. Şimdi 7 yaşındaki kızıyla daha
13 günlükken sokakta kalmışlar. Zor geçmiş ilk gençlik gün-
leri. "Biz sanki bir satranç oyunuyuz'' diyor. "Yukandan
biri bizi yönetiyor ve hep şah mat durumu var. tyi ki zor bir
gençkızhk dönemi geçirmişim. Zorakibir evHUk yapnuşun.
Yaşama karşı olan savaşa sabibim. Ayaktayım ve savaşmak
istiyorum."
1
Sözü aşka da getiriyor Yeşim Salkım. Aşka hiç inanmı-
yor. Ona göre hayatta her şey bir alışvenş. Yani "almak ve
vermek." "Verdiğiniz kadar ahrsınız. Çok fazla Donkişot-
çuluk oynamaya gerek yok. Ben bir kadırum vebununla gu-
rur duyuyorum. Kadınhğımı elimden alan her erkeğe kar-
şıyım. Feminist defilim. Ben bu dünyada bir yere sahibim.
Erkek bana saygı duymak zorunda."
Farelere büyük oranda însan geni nakledîldi
VVASHEVGTON (AA) - Japon bilim
adamlan uzun süredir yaptıklan
çalışmalar sonunda gen
mühendisliğinde önemli bir başanya
daha imzalannı attılar. Dünyada ilk kez
farelere büyük bir oranda insan genleri
nakledildiği açıklandı. Farelere daha
önce de insan geni nakledildiği, ancak
bu oranda genin nakledilmesinin
şimdiye kadar başanlamadığı bildirildi.
NakJedilmiş genlerin farelerin
yavrulannda da göriildüğü ve bu
farelerin yabancı proteinler karşısında
insan antikorlan ürettiği belirlendi.
Bilim adamlannın bu deneyi, kanser ve
diğer birçok hastahkla mücadeleye
yönelik protein üretiminde yeni bir yol
bulunmasına ve genetik anormalliklerin
düzeltilmesi için yürütülen çalışmalara
yeni olanaklar sağlayabilecek.
Nature Genetics dergisinde yer alan
makalede, Japonya'nın Yokohama
kentindeki Kirin Brevvery Technology
Laboratory'de deney yapan
araştırmacılann bin kadar gen içeren
insan kromozomlannı. başanyla
farelere naklettikleri belirtildi. Farelere
insan genlerinin daha önce de
nakledildiği, ancak ilk kez bu ölçüde
önemli bir operasyonunun sözkonusu
olduğu belirtildi.
Yeni karakter yavruya da geçiyor
Operasyonu gerçekleştiren bilim
adamlan. farelerin gen naklinden sonra
normal davranışlara sahip olduklannı ve
yeni karakterlerinin yavrulanna da
geçtiğini belirttiler. Farelerin embriyon
hücrelerine 14. ve 22. kromozomlan
nakleden bilim adamlan, yabancı
proteinlerle karşı karşıya kalan farelerin
insan antikorlannı ürettiklerini
gözlemlediler. Kazuma Tomizuka
başkanlığmdaki araştırmacı ekibi, yeni
genetik karakteristik özelliklerin
yavrulara geçmesini en şaşırtıcı unsur
şeklinde nitelendirdiler. Araştırmacılar,
bu tür nakillerin insan kromozomlannın
bütünü üzerinde, dolayısıyla genetik
anormallikler ve bunlan düzeltmeye
yönelik araştırmalar yapılmasma olanak
sağlayacağını kaydettiler.
Politik gerginlik
turizmi vuruyor
MERİHAK
İZMİR - Son aylarda
hızla tırmanan siyasi ger-
ginlik. Türk ekonomisi-
nin bel bağladığı sektör-
lerin başmda gelen turiz-
mi olumsuz yönde etkile-
meye başladı. Türk tu-
rizmcilerinin büyük umut-
larla girdiği 1997'de se-
zon. rezervasyon iptalle-
riyle başladı.
Körfez krizinin izlerini
hâlâ üzerinden atamayan
turizmciler, umutlu gir-
dikleri 1997'de yılıçıkar-
manın hesaplannı yapma-
ya başladı.
Yaşanan siyasi gergin-
liğin ekonomiyi etkisı al-
tına almasının ardmdan
sarsıntıya giren turizmci-
ler, dış piyasada olumsuz
hava yaratan RP'nin ikti-
dardan gitmesini beklı-
yor.
Turizmcilerin ikinci sı-
kıntısı ise kumarhaneler
konusunda. Özellikle Is-
raiHi turistlerin yoğun ola-
rak ilgi gösterdikleri ku-
marhanelerle ilgili geliş-
meler ve Türkiye'de yaşa-
nan son olaylar bu ülke
turistlerini ürküttü Israil-
lituristgeliminde 1996'da
önceki yıllara göre yakla-
şık 75 binlik düşüş turizm-
cileri korkutuyor.
1995 ve 1996'da Türki-
ye'ye yüz bmin üzerinde
turist gönderen ülkeler ve
rakamlan şöyle.
"ABD29022S-326.172,
Almanya 1.656J87-
2.141.592, Avusturya
181.709-235.540, BDT
U56.735-1.580.840,Bul-
garistan 161.145-139.167,
Danimarka 104.697-
147.528, Finlandiya
102.428-124.627, Fransa
251.609-251.974, HoUan-
da203.029-216.537,İngü-
tere 734.721-758.106, Iran
361.434- 351.072, tsrail
301.074-254.445, tsveç,
127.901-163.940, İtah/a
108J31-160.100,Roman.
ya 283.015-191.506, Suri-
yelll.825-91281,Yııgos-
İavAa 70.034-104.982, Yu-
nanistan 154224-147 J05"
e-posta : tan @ vol. com. tr
MESELA DEDIKERDAL ATABEK
O iyaset düryasma yeni tammlar
kJ geliyor. Kfadanbacaklüar, bun-
lardan birisi. Conuyu hayvanat ve
haşere üzeririen açıklamaya kal-
kınca doğrusıçok zengin bir anla-
tım gücü d e Vtsanılmış oluyor. Şöy-
le bir düşiinûlrse, çakahndan tilki-
sinden t u t u n a timsahına yılanına
kadar uzanan|eniş bir koleksiyona
sahip olmak. ıten bile değil. Böyle
zengin b i r kcmya kayıtsız kalmak
da vatandaşlı.bilincine yakışmadı-
ğı için bu h a f ı buralarda gezinelim
dedik. Balcaln neler varmış?
Ahtapot.
bir şey söyleyecekmiş gibi kulağına
eğilir, avı da
u
dur bakaum ne söyte-
yecek, herhalde önemli bir şey var"
dediği anda kollar sanhverir. Artık
zavallı avın kurtuluşu yoktur. Ken-
dimi kururayım diye çırpındıkça
kollar sanlır, kısknTak yakalanır.
Şimdi sıra vantuzlara gelmiştir. Van-
tuzlar. yakalanan avın nesi var, nesi
yoksa emmeye başlar. Bu arada avm
ne düşündüğü bilinemezse de bu-
nun hiç önerni yoktur. Onun ne dü-
şündüğü değil, ahtapotun kollannda
Kafadanbacaklılar...
jy~ afadanbcaklılar faraüyasmın
x V en t a n ı m ı ş üyelerindendSı. Ba-
caklan k a f a d n çıktığı için famihya-
ya bu ad veümiştir. Sekiz bacağı
vardır. B a c a l a n n iç tarafincîa van-
tuzlarbulıanı; Bu sekiz bacağın her
biri birbirincfeı ayn gibi çalışır, ama
hepsi de o n d a bulunan kafadan
emir ahrlar. .htapot avma sessizce
yaklaşır, s a n ı hiçbir şey yokmuş da
ne yapabileceği önemlidir. Genel
olarak hiçbir şey yapamaz ve sonu-
na kadar emilmeyi bekler. Kazara
kendini kurtarmayı başarırsa ahtapot
ona çok kızar, nasıl kurtulduğunu
anlayamaz, bir süre peşine düşüp
kovalarsa da yeni avlar onu daha çok
ilgilendirmektedir. Ahtapottan kur-
tulanlannuzuncabir süre dinlenme-
leri. başlanna gelenin ne olduğunu
anlamalan gerekir. (Soru: Bu özel-
likler size kirni düşündürüyor? Doğ-
ru yanıtı bulanlar arasında çekile-
cek kurada kazanana bir porsiyon
kalamar armağan edilecektir.)
Yandançarkhlar...
D ufamilyadaçokzengindir. Üye-
£j lerihertarafayayılmışolupbir-
birlerini kenar köşede bulurlar. Hiç
ortalarda görünmemeleri dikkat çe-
kicidir. Yan yan gider, kenarlarda
gezinirler. Bir tehlike sezdikleri za-
man hemen yandan çark ederler. teh-
likesiz bir köşeye kendilerini atarlar.
Ne olur ne olmaz diye bir köşede
çok kalmaz, çeşitli köşelerde yuva
yaparlar. Bu nedenle köşe dönmeye
çok merakhdırlar. Onlan çağırmak
için hep yeni köşe göstermek, bura-
ya çağınrken de "senin asıl köşen
burası,buray^geLköşeol" demek ge-
rekir.
Bu çağnyı alınca hemen koşup
gelmezler. Duyargalanm çalıştınp
hangi köşenin daha iyi, hangi köşe-
nin daha yağlı balh olduğunu araş-
tınrlar. Orıdan sonra yana çark edip
yeni köşeye giderken de eski köşe-
nin yerini işaretlerler. "Neolurneol-
maz, belki gene eski köşelerden biri-
ne dönmek gerekir'' diye her köşe-
ye biraz koku bırakırlar. Ortalarda ge-
zinmedikleri için kazaya uğrama ola-
sıhklan düşüktür. Kuytu köşeler on-
lar içinen iyi bannma yerleridir. On-
lan köşe bucak dolaşırken gördüğü-
nüz zaman hemen yeni bir köşenin
kokusunu aldığını anlarsmız. (So-
ru: Bu özellikler size kimi (ya da
kimleri) düşündürüyor. Doğru ya-
nıtı bulanlar arasında çekilecek ku-
radakazanan talihliye sürpriz bir ar-
mağan verilecektir.)
Kıçtandalanlar...
7 ^ ufamilyaördekgillerdendir. Bi-
D lindiği üzere ördekler, baştan
dalarlar. Suya bas tarafından dalan
ördek nereye gıttiğini bilir. Ama ör-
dekgillerin bu seçkin kolu. suya kıç-
tan dalmaya meraklıdır. Neden böy-
le yaptığını uzmanlar tarüşmakta ise
de bir sonuca varamamaktadırlar.
Bu ördek cinsi suya kıçtan dalmak-
ta, nereye gittiğini ise bir türlü fark
edememektedir. Bu cinsin atalan-
nın "bir deböylesini deneyelim" de-
yip kıçtan daldığı, sonra da hoşlan-
na gidip bu tür dalmayı benimsedik-
leri sambnaktadır. Genlerle geçen
bu huy nedeniyle de bu ördekler ar-
tık baştan dalmayı unutmuşlardır.
Deniz mahlukatı bu üzerlerine gelen
tüy yığınını tanımadıklan için önce
şaşırmakta, sonra da tanıyıp gülüş-
mektedir. "Bak, gene kıçtan dalmış,
bu ördegin aklı bir türlü başına gel-
meyecek" diye yavrulannı eğitmek
için durumu açıkJamaktadırlar. Kıç-
tandalanlarbu şaşkuvlıklan nedeniy-
le arka tarafındaki tüylen korumak-
tan aciz kalmakta. bu tüyler yolun-
duğu için de gen yanlan tüysüz kal-
maktadır. Öbür ördekler, türdeşleri-
nin bu durumuna üzülüp durmakta
iseler de ellerinden fazla bir şey gel-
memektedir.
(Soru: Bu özellikler size kimi (ya
da kimleri) düşündürmektedir? Doğ-
ru yanıtı bulanlar arasında çekile-
cek kurada kazanantalihliye bir por-
siyon ördek kızartması armağan
edilecektir.)