Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Rekabette 38.
smaya geriledik
• ANKARA (AA) -
Dünyanın en rekabetçi
ülkeleri sıralamasında
Türkiye 38. sırada yer
aldı. Merkezi Isviçre'nin
Lozan kentinde bulunan
Yönetim Kalkınması Için
Uluslararası Enstitü
tarafmdan hazırlanan
"Dünya Rekabet Raporu"
yayımlandı. Raporda; 46
ülke. iç ekonomi,
küreselleşme, kamu
yönetimi, fınans. altyapı,
yönetim, bilim ve
teknoloji ile insan
kaynaklan göz önüne
alınarak sıralamaya tabi
tutuldu. Genel sıralamada
ABD, Singapur ve Hong
Kong geçen yıl olduğu
gibi bu yıl da birinci,
ikinci ve üçüncülüklerini
korudular. Türkiye geçen
yıl 35. sırada yer alan
küresel düzeyde rekabet
sıralamasındaki yerini bu
yıl koruyamayarak
38'inciliğe indi.
GAPın hedefi
2005
• ŞANLIURFA (AA) -
Türkiye'nin en büyük
kalkınma projesi olan
GAP, 2005 yılında
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'ndeki illeri, sanayi
şehrine dönüştürecek.
GAP Bölge Kalkınma
Idaresi Başkanlığı'nca
yapılan hesaplamalarda,
2005 yılında sadece sanayi
sektöründe 276 trilyon
liralık katma değer elde
edilecek ve her yıl 120 bin
kişiye iş sağlanacak. GAP
Bölge Kalkınma Idaresi
Başkanı Doç. Dr. Olcay
Ünver, yaptıklan
hesaplamalara göre sadece
sanayi sektöründe 2005
yılında 276 trilyon liralık
katma degerin elde
edilecegini bıldirdi.
Alüminyuma zam
• SEVDİŞEHİR(AA)-
Konva'nın Seydişehir
ilçesinde kurulu Etibank
Alüminyum Tesisleri"nde
üretılen ürünlenn
fivatlanna değışik
oranlarda zam yapıldı.
Londra Metal
Borsasfndakı degişmeler
sonucu yapılan yeni
diizenlemeye göre
aliMıayann ûrünlerinin
eskı \e yenı ton fiyatlan
belirlen'di
Menkul kıymet
stoku 3.2
katrilyon
• ANKARA (ANKA) -
Yılın ilk ayındaki menkul
kıymet stoklan 3.2
katrilyonu aştı. Sermaye
Piyasası Kurulu (SPK)
verilerinden yapılan
belirlemeye göre menkul
kıymet stoklan ocak ayı
sonunda 3 katrilyon 244.6
trilyon lıra olarak
gerçekleşti. Menkul kıymet
stoklannın yüzde 85.7
oranındaki 2 katrilyon
780.7 trilyon liralık kısmını
kamu sektörü menkul
kıymetleri oluşturdu.
lrlazıne bonosu stoku 1
katrilyon 745.4 trilyon.
devlet tahvilı stoku 987.1
trilyon lira oldu. Stokta,
özelleştirme tahvillen 28.9
trilyon, dövıze endeksli
senetler 14.8 tnlyon, gelır
ortaklığı senetleri de 4.5
trilyon liralık pay aldı.
Demir-Halk
Bank'a dış kredi
• Ekonomi Servisi -
Demir-Halk Bank'ın
uluslararası piyasalardan
sağladığı 50 milyon mark
tutanndaki bir yıl vadeli
sendikasyon kredisine
ilişkin anlaşma 16 Mayıs
1997tarihinde
Rotterdam'daki Genel
Müdürlük binasında
imzalandı. Standart
Chartered Bank Londra
ve West LB Düsseldorf
liderliğinde 30 milyon
mark olarak uluslararası
piyasaya sunulan kredi,
gösterilen büyük ilgi
sonucu 50 milyon mark
olarak gerçekleşti.
Yaş çay fiyatlan
belirlendi
• ANKARA (AA) -
Devlet Bakaru Ahmet
Demırcan, birinci sürgün
yaş çay fiyatınm 50 bin
lira olarak belirlendiğini
söyledı. Demircan, ikinci
sürgün ıçin belirlenen
fîyatın 52 bin 500 lira,
üçüncü sürgün fiyatınm
da 55 bin lira olduğunu
açıkladı. Demircan, 1997
yılında 750 bin ton
rekolte beklediklerini. bu
yıl üretıciye bu üretim
karşılığında 26 tnlyon lira
civannda ödeme
yapılacağını kaydetti.
Hazine arazilerinin ardından Emekli Sandığı mallarmın satışını düzenleyen yasa da iptal edildi
REFAHYOL'a saüş darbesi
• Anayasa Mahkemesi, Hazine arazilerinin satışını düzenleyen yasanın
ardından, Emekli Sandığı'nın mallannın satışını düzenleyen yasanın Bakanlar
Kurulu'nu yetkili kılan maddesini de iptal etti. Kararla, hükümetin. aralannda
Büyük Ankara, Istanbul Tarabya, îzmir Efes otellerinin de bulunduğu birçok
otelin satışına ilişkin projesi açığa düştü.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, kamu
taşınmazlannın satışını
düzeleyen yasanm ardından,
Emekli Sandığf nın mallannın
satışını düzenleyen yasanın
Bakanlar Kurulu'nu yetkili
kılan maddesini de iptal etti.
Mahkeme, madde için
yürütmeyi durdurma karan da
aldı. Kararla, hükümetin,
aralannda Büyük Ankara,
Istanbul Tarabya, Izmir Efes
otellerinin de bulunduğu
birçok otelin satışına ilişkin
projesi açığa düştü.
Bütçe açıklannın kapatmak
için hazırladığı kaynak
paketleriyle, limanlardan,
kıyılara, petrol sektöründeki
işletmelerden, ormanlara
kadar önemli ülke varlıklannı
satışa çıkarmayı planJayan
hükümet yargı engeline
takılıyor.
Hazine arazilerinin büyük
parseller halinde satılması ile
orman ve kıyı arazilerinin
satışında hükümete yetki
veren yasayı iptal eden
Anayasa Mahkemesi, dünkü
oturumunda Emekli
Sandığı'nın taşınmazlannın
Bakanlar Kurulu karanyla
satışına ilişkin yasa maddesini
görüştü.
Yetki belgesi iptal
DSP Zonguldak Milletvekili
Mümtaz Soysal
önderliğindeki 114
milletvekilinin yaptığı
başvuruyu görüşen Yüksek
Mahkeme yasanın Emekli
Sandığı'nın mallannın
satışında Bakanlar Kurulu'na
yetki veren maddesinin
iptalinı kararlaştırdı. Yetkililer,
bu kararla yasanın tümünün
geçersiz bir konuma
düştüğünü bildırdiler.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta Güngör Özden,
toplantıdan sonra yaptığı
açıklamada. anayasaya göre
Bakanlar Kurulu'nun ancak
satışı onaylayabileceğini,
ancak özelleştirmenin
yöntemlerini
belirleyemeyeceğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal
ettiği maddede, sandığın
mallannın satışı konusunda
Bakanlar Kurulu'na tüm
yöntem ve esaslan belirleme.
gelirleri Hazine'ye
aktarabilme yetkisi
tanınıyordu.
Şu anda her bankanın kendisinin gerçekleştirdiği para taşımacılığına ABD'li şirket talip
Para taşımacılığına tekel yolu
HAYRİYE MENGÜÇ
Bu ay sonunda yapılması planlanan
Bankalar Birliği toplantısında,
bankalar arasında gerçekleştirilen para
nakillennin özelleştirilmesi gündeme
geririlecek.
Şu an Türkiye'de her bankanın
kendisinin gerçekleştirdiği para taşıma
işinin, farklı bir şirkete verilmesinin
Amerikan şirketi Brings tarafindan
Halkbank ve Emlakbank yetkili lerine
iletildiği öğrenildi.
Banka yetkilileri, Türk bankalannın
konuya henüz yabancı olduklannı
fakat yine de Merkez Bankasfnın
katılırmyla bankalar arası para
taşımacılığınm farklı bir şirkete
verilebileceğini ifade ettiler.
'Kurulu bir düzenimiz var'
Konu hakkında bilgi veren Emlakbank
Genel Müdürü Sinan Solok,
"Amerika'daki sistem daha farklı.
Brings, Amerika'da Merkez
Bankasfnın görevini üstlenmiş
dunımda. Çünkü Merkez
Bankası'nın kasasında durması
gereken paralar bu firmada
duruyor. Türkiye'de ise henüz böyle
bir sistem yok" dedi.
Aynca "Burada önemli olan her
bankanın böyle bir sisteme ginnesi"
diyen Solok, "Şu anda her bankanın
kendine özgü kurulu bir düzeni var.
Hiçbir bankanın bu konuda bir
Bankalar arası nakillerde şubelere para dağıtılması gibi işlemler bankalann kendi imkânları ile gerçekleştiriliyor.
sıkıntısı olduğunu tahmin
etmiyorum" diye konuşru.
Türkiye'de bankalar arası nakillerde
şubelerde fazla olan paralar, Merkez
Bankası'ndaki paranın şubelere
şubelerdeki paralann Merkez
Bankası'na taşınması. maaş ödemeleri
sırasında şubelere para dağıtılması gibi
işlemler bankalann kendi imkânlan ile
gerçekleştiriliyor. Fakat yapılacak
Bankalar Birliği toplantısında
bankalann çoğunluğu bu konuda
olumlu görüş bildirirse. bankalar arası
para taşıma işinin farklı bir şirkete
verilmesi söz konusu olabilecek.
MGK'ye sunulan 'şefkat paketi'nde yer alan 4.5 trilyonluk fona 417 başvuru yapıldı
Acil Destek Fonu'na talep yağdı
• 132 şirkete göre ayarlanan fona üç katı fazla başvuru yapılırken
Doğu ve Güneydoğulu işadamlan fonun talep karşısında yetersiz
kaldığını ve arttınlması gerektiğini ileri sürüyor.
HACER GEMİCİ ÖZDEN
ADANA - Milli Güvenlik Kurulu'na
sunulan "şefkat paketi"nde yer alan Acil
Destek Fonu'na bölgedeki yatırımcılar
adeta hücum etti. Toplam 4.5 trilyon lira-
lık bütçesi bulunan fona 417 başvuru ge-
lirken yöre işadamlan fonun talep karşı-
sında yetersiz kaldığını ve arttınlması ge-
rektiğini ileri sürüyor.
Doğulu yatınmcılar, Acil Destek Fo-
nu ile yanm kalmış tesislere hayat vermek
istiyor. Işletme sermayesi bulamayan, ya-
nm kalmış, tamamlandığı halde üretime
geçemeyen tesislere yönelik olarak çıka-
nlan Acil Destek Fonu, yüksek başvuru
nedeniyle bu sefer de yetersiz kalma du-
rumunda. 1996 yılında oluşturulan ve 132
şirkete göre ayarlanan Acil Destek Fonu,
"şefkat paketT'nde yeniden gündeme
getırildi. Daha önceki başvurular iptal
edilerek yatınmcılara iki aylık süre veril-
di. 24 Aralık 1996'da yayımlanan genel-
geyle bölgede yanm kalmış tesisi bulunan
yatınmcılara Acil Destek Fonu'na baş-
vurabilecekleri bildınldi. İlk olarak Do-
ğu ve Güneydoğu'daki 22 ili kapsayan
fon, Malıye Bakanf nın Sıvas ili konu-
sunda bastırmasıyla 23 ili içine aldı.
Temmuz - ağustostan itıbaren yatınm-
cılara dağıtılması beklenen fonun başvu-
rudaki yoğunluk nedeniyle yetersiz oldu-
ğunu belirten Kahramanmaraş Ticaret ve
Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesi Şey-
muz Diken, daha önce 132 şirkete göre
ayarlanan 4.5 tnlyonun 417 başvuru için
yetersiz kalacağını belırtiyor.
FOD miktarı değiştirilmedi
"Genelgeyle bölgede ne kadar yanm
kalmış tesis \arsa hepsi kapsama alın-
dı" dıyen Dıken, firma sayısı üçe katlan-
dığı halde fonda aynlan paranın miktan-
nın değiştırilmediğine dikkat çekiyor.
Genelgenin amacından saptınldığmı
belirten Şeymuz Diken, daha önce fonun
kapsamında olan turizm. sağlık ve hiz-
met yatınmlarının kapsamın dışına çıka-
nlmasını da eleştiriyor. Bölgede turizm ve
hizmet aianında yatınm yapanlann ilgıli
bakanlıklara başvurarak Acil Destek Fo-
nu'ndan faydalanmak için baskı kurma-
ya çalıştıklannı kaydeden Diken, "Aca-
ba, 'Burada turizm yapılmaz mı' den-
mek isteniyor. Sadece Acil Destek Fo-
nu'na değil, 'şefkat paketı'nin bütünü-
ne baktığımızda bu bölgeye yapılması
planlanan yatırımların isabetli olma-
dığı görünüyor. Sadece Diyarbakır'da
işsizlik yüzde30-40'larda" diye konuş-
tu.
417 şirketin başvurduğu 4.5 trilyon li-
ralık fondan her şirkete 10 milyar liraya
yakın para düşerken bölgedeki işadamla-
n yanm kalmış tesisler için söz konusu kay-
nağın yetersiz kalacağını belırtiyorlar.
BENCE
İZZETTİN ÖNDER
Bağımsızlık
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bay-
ramı'nın kutlandığı bu haftada bağımsızlık ko-
nusunu tartışmak yerinde olur kanaatindeyim.
Böyle bir başlık, Türkiye'nin giderek kaybettiği
ve bu nedenle de ona olan gereksinimi arttığı
için güncelliğini koruyan bir konuyu ifade etmek-
tedir.
Bugün, bağımsızlık kavramını, ülke bağım-
sızlığından biraz farklı olarak bireyin bağımsız-
lığı anlamında ele almak istiyorum.
Türk insanının bağımsızlığı üzerinde gölgeya-
pan iki güç, sermaye ve onun maddi ve ideolo-
jik aygıtlarıdır. Günümüzde inanılmaz boyutla-
ra ulaşmış, teknoloji ile birleşmiş ve uluslarara-
sılaşmış olan sermaye, toplumu ve bireyi eko-
nomik alanda baskı altına alırken, tepkileri za-
yrflatıp baskı uygulamasını kolaylaştırabilmek için
yoğun ideolojik propaganda ve yönlendirme
araçlarını kullanmaktadır.
Bence, bireyleri hem de kendilerinin hisset-
mediği bir biçimde baskı altına alan ve onun mü-
cadele amacını ve yönünü saptınp mücadele gü-
cünü kıran söz konusu ideolojik araçlar çok sa-
yıdadır, bunların her biri çok yönlüdür ve daha
da önemlisi şaşırtıcıdır.
Medya, bilim (daha doğru ifade ile, bilgi) ku-
rumları vb. gibi çok bilinen ideolojik aygıtlar ya-
nında, beni en çok tedirgin eden toplumsal ol-
gu, yaşadığımız kafa ve görüş karışıklığıdır. Bel-
ki sermaye sahiplerinin dahi bilinçli bir biçimde
yaratmadığı, hatta belki de kullanmayı dahi
amaçlamadığı bu oluşum, toplumun önünde
görünmez bir perde gibi durmaktadır. "Değer
yargılarına akılcı birstatü verilmesini..." yasak-
layan ve "... nedenle ilgili herhangi bir beyanı
apriori spekülasyon sayarak dikkate almayan"
pozitivist görüş yanında, postmodernizmle iç içe
geçmiş toplumsal bakış ve yorum, bireyleri cid-
di olarak karmaşa içine ıtmektedir.
Bana öyle geliyor ki bugün bireysel düşünce
sistemi üzerinde, siyasallaşmış din ve ırkçı-şo-
ven akımlar yanında bir üçüncü baskı aracı da
söz konusu toplumsal şaşkınlık ortamıdır.
Tarikatları islam felsefesi ile bağdaştıran, bu
medyayı çokseslilik olarak yorumlayan, körpe
kafalan teslim almayı amaçlayan eğitim siste-
mini istemeyi demokratik hak olarak gören ve
bunların hepsinin üzerinde, toplumun bugün-
kü en önemli sorununu demokrasinin eksikliği
biçimindetartışan toplumsal bilinç, bireysel dü-
şünceleri işgal etmekte ve bulandırmaktadır.
Böyle bir fikirsel karmaşanın iki yönünün ol-
duğunu düşünüyorum. Bunlardan birincisi bel-
ki bilinçsizlik ya da ilgisizlik olarak yorumlana-
bilir. Ancak ikinci boyut fevkalade bilinçli ola-
rak karşımızda durmaktadır.
Çok karmaşık bir sistem içinde oluşan top-
lumsal bilincin böylece çarpıtılmasında, siste-
me yönelik şikâyetlere rağmen, sistemden ol-
dukça memnun olan bir kesimin rolü olduğuna
inanmaktayım. Hemen tüm toplumsal örgüt-
lenme ve oluşumlarda başat rol oynayan bu
kesim, kendi çıkarını koruyabilmek için eleştiri
yaparken hangi konuya dokunacağını, nereden
başlayacağını ve nerede duracağını çok iyi he-
saplamaktadır. Toplumda böyle bir merkezden
denetlenerek çıkan fikirler, atomize haldeki di-
ğer alt-katmanlara dalga dalga yayılarak onla-
rı baskı altına almaktadır.
Bireylere hedef göstermek söz konusu ola-
mayacağı gibi, onun düşünce sistemini baskı
ve denetim altına almak da doğru ve demok-
ratik olamaz.
Etkili ve dönüştürücü toplumsal dinamikleri bi-
linç bulandıncı düşünce sistemlerinin oluşturul-
duğu katmanlar değil, fakat bilinci bulandırılan
katmanlar oluşturmaktadır.
Bireysel bağımsızlık gereksinimi, bilinç bu-
landıranlar için değil, fakat bilinci bulandınlan-
lar için gereklidir.
Yeni sağın dayandığı bireyci görüş, her nasıl-
sa, toplumun büyük bölümünü baskı altına alan
bu görüşlere karşı çıkarak, tüm bireyleri düşün-
ce özgürlüğüne kavuşturmak gibi bir amaç güt-
memektedir.
Ne acıdır ki, belki de çelişkidir ki, düşünce su-
çunu algılayıp ayıplayabiliyoruz da, düşüncelerin
baskı altına alınmasını algılayamıyoruz!
Tarnn alanlanmn
talanına Damştay engeli
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - meye gidildiği vurgulanarak şöyle denil-
Tanm alanlanmn yağmasına yolaçan uy-
gulama Danıştay tarafından durduruldu.
Tanm alanlaruun tanm dışı amaçlarla kul-
lanılmasına ilişkin yönetmelikte yapılan
değışiklikler, Danıştay tarafından iptal
edildi. Böylece hangi derecede olursa ol-
sun tanm alanlanna spor ve turistik tesis
yapılamayacak. Danıştay'ın iptal karan-
nın geriye dönük olarak işleyeceği, ruh-
satı ve izinleri alınan tesisleri de kapsa-
yacağı belirtildi.
Tanm Alanlanmn Tanm Dışı Gaye ile
Kullanılmasına Dair Yöneönelik'te de-
ğişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik
1994'te Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe girmişti. Değişiklik yönetme-
liğinin bazı maddelerinin tanm alanlan-
mn tahribine, doğal kaynaklann tüken-
mesine yolaçacağı gerekçesiyle tzmir
Çevre Hareketi Avukatlan, aynı yıl Danış-
tay'da dava açhlar. Dantştay, 31 Mart 1997
tarihh karannda değişiklik yönetmeliği-
nin iki önemli maddesini iptal etti. Bu
maddelerin iptal edilmesiyle tanm alan-
lannda spor ve turizm tesisleri yapılma ola-
nağı ortadan kalktı.
Danıştay'ın, esasa ilişkin verdiği ka-
rarda, dava konusu yönetmeliğin 8/c mad-
desinde, eğitim ve sağlık tesisleri yanın-
da spor tesisleri için de tanm arazilerinin
tahsis edilebilmesinin öngörüldüğü, 8'e
maddesinde ise tanm arazilerinin turizm
amaçh yatınmlar için tanm dışına çıka-
nlabilmesine imkân veren bir düzenle-
di: "Anayasanın 45. maddesinde, tanm
arazileri ile çayır ve meraların amaç
dışı kullanılmasını ve tahribini önle-
mek devletin görevleri arasında sayıl-
mıştır. Davalı idarece, uygulamada or-
taya çıkan birtakım problemlerin çözfi-
mü için yönetmelik değişikliğine gidil-
diği belirtilse de bu değişiklikJerin, ta-
nm alanlanmn gayesine u>gun bir şe-
kilde ve verimli kullanılmasına, zaten
sınırlı olan bu alanların korunmasına
yönelik olarak yapılması zorunludur. Ta-
nm dışı faaliyetlere tahsis edilebilecek
araziler belirlenirken, hizmetin niteli-
ğine göre farklı bir kademelendirme
yapıldığına göre, bu hizmet gereği tah-
sis edilebilecek tanm arazilerinde de bir
sımflandırma yapılması gerekmekte-
dir. Bu itibarla. yönetmeliğin 8/c ve 8/e
maddelerinde sınıf tefriki yapılmaksı-
zın yapılan değişildikler tanm alanla-
nmn amacına aykırı biçimde kullanıl-
masına, yok olmasma yol açacak nite-
likte bulunmuştur."
İzmir Çevre Hareketi Avukatlan'ndan
Noyan Özkan. "30 gün içinde uygulan-
ması gereken bu kararla, bundan son-
ra Tanm Bakanlığı spor veya turizm te-
sisi için izin veremeyecek. Ancak daha
önemlisi karar geriye dönük olarak uy-
gulanacak. Değişiklik yapan yönetme-
liğe dayanarak verilen ruhsat ve izin-
lerin hepsinin durdurulması gereki-
yor" dedi.
BU
AKŞAM
21.05
Ünlö Yunanlı besteci ve yorumcu
Mikis Theodorakis'in sanaf ve siyasetle dopdolu
yaşam öyküsü ve doyumsuz müziği
NTV AkEÎN YOLU