02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Rekabette 38. smaya geriledik • ANKARA (AA) - Dünyanın en rekabetçi ülkeleri sıralamasında Türkiye 38. sırada yer aldı. Merkezi Isviçre'nin Lozan kentinde bulunan Yönetim Kalkınması Için Uluslararası Enstitü tarafmdan hazırlanan "Dünya Rekabet Raporu" yayımlandı. Raporda; 46 ülke. iç ekonomi, küreselleşme, kamu yönetimi, fınans. altyapı, yönetim, bilim ve teknoloji ile insan kaynaklan göz önüne alınarak sıralamaya tabi tutuldu. Genel sıralamada ABD, Singapur ve Hong Kong geçen yıl olduğu gibi bu yıl da birinci, ikinci ve üçüncülüklerini korudular. Türkiye geçen yıl 35. sırada yer alan küresel düzeyde rekabet sıralamasındaki yerini bu yıl koruyamayarak 38'inciliğe indi. GAPın hedefi 2005 • ŞANLIURFA (AA) - Türkiye'nin en büyük kalkınma projesi olan GAP, 2005 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illeri, sanayi şehrine dönüştürecek. GAP Bölge Kalkınma Idaresi Başkanlığı'nca yapılan hesaplamalarda, 2005 yılında sadece sanayi sektöründe 276 trilyon liralık katma değer elde edilecek ve her yıl 120 bin kişiye iş sağlanacak. GAP Bölge Kalkınma Idaresi Başkanı Doç. Dr. Olcay Ünver, yaptıklan hesaplamalara göre sadece sanayi sektöründe 2005 yılında 276 trilyon liralık katma degerin elde edilecegini bıldirdi. Alüminyuma zam • SEVDİŞEHİR(AA)- Konva'nın Seydişehir ilçesinde kurulu Etibank Alüminyum Tesisleri"nde üretılen ürünlenn fivatlanna değışik oranlarda zam yapıldı. Londra Metal Borsasfndakı degişmeler sonucu yapılan yeni diizenlemeye göre aliMıayann ûrünlerinin eskı \e yenı ton fiyatlan belirlen'di Menkul kıymet stoku 3.2 katrilyon • ANKARA (ANKA) - Yılın ilk ayındaki menkul kıymet stoklan 3.2 katrilyonu aştı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) verilerinden yapılan belirlemeye göre menkul kıymet stoklan ocak ayı sonunda 3 katrilyon 244.6 trilyon lıra olarak gerçekleşti. Menkul kıymet stoklannın yüzde 85.7 oranındaki 2 katrilyon 780.7 trilyon liralık kısmını kamu sektörü menkul kıymetleri oluşturdu. lrlazıne bonosu stoku 1 katrilyon 745.4 trilyon. devlet tahvilı stoku 987.1 trilyon lira oldu. Stokta, özelleştirme tahvillen 28.9 trilyon, dövıze endeksli senetler 14.8 tnlyon, gelır ortaklığı senetleri de 4.5 trilyon liralık pay aldı. Demir-Halk Bank'a dış kredi • Ekonomi Servisi - Demir-Halk Bank'ın uluslararası piyasalardan sağladığı 50 milyon mark tutanndaki bir yıl vadeli sendikasyon kredisine ilişkin anlaşma 16 Mayıs 1997tarihinde Rotterdam'daki Genel Müdürlük binasında imzalandı. Standart Chartered Bank Londra ve West LB Düsseldorf liderliğinde 30 milyon mark olarak uluslararası piyasaya sunulan kredi, gösterilen büyük ilgi sonucu 50 milyon mark olarak gerçekleşti. Yaş çay fiyatlan belirlendi • ANKARA (AA) - Devlet Bakaru Ahmet Demırcan, birinci sürgün yaş çay fiyatınm 50 bin lira olarak belirlendiğini söyledı. Demircan, ikinci sürgün ıçin belirlenen fîyatın 52 bin 500 lira, üçüncü sürgün fiyatınm da 55 bin lira olduğunu açıkladı. Demircan, 1997 yılında 750 bin ton rekolte beklediklerini. bu yıl üretıciye bu üretim karşılığında 26 tnlyon lira civannda ödeme yapılacağını kaydetti. Hazine arazilerinin ardından Emekli Sandığı mallarmın satışını düzenleyen yasa da iptal edildi REFAHYOL'a saüş darbesi • Anayasa Mahkemesi, Hazine arazilerinin satışını düzenleyen yasanın ardından, Emekli Sandığı'nın mallannın satışını düzenleyen yasanın Bakanlar Kurulu'nu yetkili kılan maddesini de iptal etti. Kararla, hükümetin. aralannda Büyük Ankara, Istanbul Tarabya, îzmir Efes otellerinin de bulunduğu birçok otelin satışına ilişkin projesi açığa düştü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, kamu taşınmazlannın satışını düzeleyen yasanm ardından, Emekli Sandığf nın mallannın satışını düzenleyen yasanın Bakanlar Kurulu'nu yetkili kılan maddesini de iptal etti. Mahkeme, madde için yürütmeyi durdurma karan da aldı. Kararla, hükümetin, aralannda Büyük Ankara, Istanbul Tarabya, Izmir Efes otellerinin de bulunduğu birçok otelin satışına ilişkin projesi açığa düştü. Bütçe açıklannın kapatmak için hazırladığı kaynak paketleriyle, limanlardan, kıyılara, petrol sektöründeki işletmelerden, ormanlara kadar önemli ülke varlıklannı satışa çıkarmayı planJayan hükümet yargı engeline takılıyor. Hazine arazilerinin büyük parseller halinde satılması ile orman ve kıyı arazilerinin satışında hükümete yetki veren yasayı iptal eden Anayasa Mahkemesi, dünkü oturumunda Emekli Sandığı'nın taşınmazlannın Bakanlar Kurulu karanyla satışına ilişkin yasa maddesini görüştü. Yetki belgesi iptal DSP Zonguldak Milletvekili Mümtaz Soysal önderliğindeki 114 milletvekilinin yaptığı başvuruyu görüşen Yüksek Mahkeme yasanın Emekli Sandığı'nın mallannın satışında Bakanlar Kurulu'na yetki veren maddesinin iptalinı kararlaştırdı. Yetkililer, bu kararla yasanın tümünün geçersiz bir konuma düştüğünü bildırdiler. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada. anayasaya göre Bakanlar Kurulu'nun ancak satışı onaylayabileceğini, ancak özelleştirmenin yöntemlerini belirleyemeyeceğini söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddede, sandığın mallannın satışı konusunda Bakanlar Kurulu'na tüm yöntem ve esaslan belirleme. gelirleri Hazine'ye aktarabilme yetkisi tanınıyordu. Şu anda her bankanın kendisinin gerçekleştirdiği para taşımacılığına ABD'li şirket talip Para taşımacılığına tekel yolu HAYRİYE MENGÜÇ Bu ay sonunda yapılması planlanan Bankalar Birliği toplantısında, bankalar arasında gerçekleştirilen para nakillennin özelleştirilmesi gündeme geririlecek. Şu an Türkiye'de her bankanın kendisinin gerçekleştirdiği para taşıma işinin, farklı bir şirkete verilmesinin Amerikan şirketi Brings tarafindan Halkbank ve Emlakbank yetkili lerine iletildiği öğrenildi. Banka yetkilileri, Türk bankalannın konuya henüz yabancı olduklannı fakat yine de Merkez Bankasfnın katılırmyla bankalar arası para taşımacılığınm farklı bir şirkete verilebileceğini ifade ettiler. 'Kurulu bir düzenimiz var' Konu hakkında bilgi veren Emlakbank Genel Müdürü Sinan Solok, "Amerika'daki sistem daha farklı. Brings, Amerika'da Merkez Bankasfnın görevini üstlenmiş dunımda. Çünkü Merkez Bankası'nın kasasında durması gereken paralar bu firmada duruyor. Türkiye'de ise henüz böyle bir sistem yok" dedi. Aynca "Burada önemli olan her bankanın böyle bir sisteme ginnesi" diyen Solok, "Şu anda her bankanın kendine özgü kurulu bir düzeni var. Hiçbir bankanın bu konuda bir Bankalar arası nakillerde şubelere para dağıtılması gibi işlemler bankalann kendi imkânları ile gerçekleştiriliyor. sıkıntısı olduğunu tahmin etmiyorum" diye konuşru. Türkiye'de bankalar arası nakillerde şubelerde fazla olan paralar, Merkez Bankası'ndaki paranın şubelere şubelerdeki paralann Merkez Bankası'na taşınması. maaş ödemeleri sırasında şubelere para dağıtılması gibi işlemler bankalann kendi imkânlan ile gerçekleştiriliyor. Fakat yapılacak Bankalar Birliği toplantısında bankalann çoğunluğu bu konuda olumlu görüş bildirirse. bankalar arası para taşıma işinin farklı bir şirkete verilmesi söz konusu olabilecek. MGK'ye sunulan 'şefkat paketi'nde yer alan 4.5 trilyonluk fona 417 başvuru yapıldı Acil Destek Fonu'na talep yağdı • 132 şirkete göre ayarlanan fona üç katı fazla başvuru yapılırken Doğu ve Güneydoğulu işadamlan fonun talep karşısında yetersiz kaldığını ve arttınlması gerektiğini ileri sürüyor. HACER GEMİCİ ÖZDEN ADANA - Milli Güvenlik Kurulu'na sunulan "şefkat paketi"nde yer alan Acil Destek Fonu'na bölgedeki yatırımcılar adeta hücum etti. Toplam 4.5 trilyon lira- lık bütçesi bulunan fona 417 başvuru ge- lirken yöre işadamlan fonun talep karşı- sında yetersiz kaldığını ve arttınlması ge- rektiğini ileri sürüyor. Doğulu yatınmcılar, Acil Destek Fo- nu ile yanm kalmış tesislere hayat vermek istiyor. Işletme sermayesi bulamayan, ya- nm kalmış, tamamlandığı halde üretime geçemeyen tesislere yönelik olarak çıka- nlan Acil Destek Fonu, yüksek başvuru nedeniyle bu sefer de yetersiz kalma du- rumunda. 1996 yılında oluşturulan ve 132 şirkete göre ayarlanan Acil Destek Fonu, "şefkat paketT'nde yeniden gündeme getırildi. Daha önceki başvurular iptal edilerek yatınmcılara iki aylık süre veril- di. 24 Aralık 1996'da yayımlanan genel- geyle bölgede yanm kalmış tesisi bulunan yatınmcılara Acil Destek Fonu'na baş- vurabilecekleri bildınldi. İlk olarak Do- ğu ve Güneydoğu'daki 22 ili kapsayan fon, Malıye Bakanf nın Sıvas ili konu- sunda bastırmasıyla 23 ili içine aldı. Temmuz - ağustostan itıbaren yatınm- cılara dağıtılması beklenen fonun başvu- rudaki yoğunluk nedeniyle yetersiz oldu- ğunu belirten Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesi Şey- muz Diken, daha önce 132 şirkete göre ayarlanan 4.5 tnlyonun 417 başvuru için yetersiz kalacağını belırtiyor. FOD miktarı değiştirilmedi "Genelgeyle bölgede ne kadar yanm kalmış tesis \arsa hepsi kapsama alın- dı" dıyen Dıken, firma sayısı üçe katlan- dığı halde fonda aynlan paranın miktan- nın değiştırilmediğine dikkat çekiyor. Genelgenin amacından saptınldığmı belirten Şeymuz Diken, daha önce fonun kapsamında olan turizm. sağlık ve hiz- met yatınmlarının kapsamın dışına çıka- nlmasını da eleştiriyor. Bölgede turizm ve hizmet aianında yatınm yapanlann ilgıli bakanlıklara başvurarak Acil Destek Fo- nu'ndan faydalanmak için baskı kurma- ya çalıştıklannı kaydeden Diken, "Aca- ba, 'Burada turizm yapılmaz mı' den- mek isteniyor. Sadece Acil Destek Fo- nu'na değil, 'şefkat paketı'nin bütünü- ne baktığımızda bu bölgeye yapılması planlanan yatırımların isabetli olma- dığı görünüyor. Sadece Diyarbakır'da işsizlik yüzde30-40'larda" diye konuş- tu. 417 şirketin başvurduğu 4.5 trilyon li- ralık fondan her şirkete 10 milyar liraya yakın para düşerken bölgedeki işadamla- n yanm kalmış tesisler için söz konusu kay- nağın yetersiz kalacağını belırtiyorlar. BENCE İZZETTİN ÖNDER Bağımsızlık 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bay- ramı'nın kutlandığı bu haftada bağımsızlık ko- nusunu tartışmak yerinde olur kanaatindeyim. Böyle bir başlık, Türkiye'nin giderek kaybettiği ve bu nedenle de ona olan gereksinimi arttığı için güncelliğini koruyan bir konuyu ifade etmek- tedir. Bugün, bağımsızlık kavramını, ülke bağım- sızlığından biraz farklı olarak bireyin bağımsız- lığı anlamında ele almak istiyorum. Türk insanının bağımsızlığı üzerinde gölgeya- pan iki güç, sermaye ve onun maddi ve ideolo- jik aygıtlarıdır. Günümüzde inanılmaz boyutla- ra ulaşmış, teknoloji ile birleşmiş ve uluslarara- sılaşmış olan sermaye, toplumu ve bireyi eko- nomik alanda baskı altına alırken, tepkileri za- yrflatıp baskı uygulamasını kolaylaştırabilmek için yoğun ideolojik propaganda ve yönlendirme araçlarını kullanmaktadır. Bence, bireyleri hem de kendilerinin hisset- mediği bir biçimde baskı altına alan ve onun mü- cadele amacını ve yönünü saptınp mücadele gü- cünü kıran söz konusu ideolojik araçlar çok sa- yıdadır, bunların her biri çok yönlüdür ve daha da önemlisi şaşırtıcıdır. Medya, bilim (daha doğru ifade ile, bilgi) ku- rumları vb. gibi çok bilinen ideolojik aygıtlar ya- nında, beni en çok tedirgin eden toplumsal ol- gu, yaşadığımız kafa ve görüş karışıklığıdır. Bel- ki sermaye sahiplerinin dahi bilinçli bir biçimde yaratmadığı, hatta belki de kullanmayı dahi amaçlamadığı bu oluşum, toplumun önünde görünmez bir perde gibi durmaktadır. "Değer yargılarına akılcı birstatü verilmesini..." yasak- layan ve "... nedenle ilgili herhangi bir beyanı apriori spekülasyon sayarak dikkate almayan" pozitivist görüş yanında, postmodernizmle iç içe geçmiş toplumsal bakış ve yorum, bireyleri cid- di olarak karmaşa içine ıtmektedir. Bana öyle geliyor ki bugün bireysel düşünce sistemi üzerinde, siyasallaşmış din ve ırkçı-şo- ven akımlar yanında bir üçüncü baskı aracı da söz konusu toplumsal şaşkınlık ortamıdır. Tarikatları islam felsefesi ile bağdaştıran, bu medyayı çokseslilik olarak yorumlayan, körpe kafalan teslim almayı amaçlayan eğitim siste- mini istemeyi demokratik hak olarak gören ve bunların hepsinin üzerinde, toplumun bugün- kü en önemli sorununu demokrasinin eksikliği biçimindetartışan toplumsal bilinç, bireysel dü- şünceleri işgal etmekte ve bulandırmaktadır. Böyle bir fikirsel karmaşanın iki yönünün ol- duğunu düşünüyorum. Bunlardan birincisi bel- ki bilinçsizlik ya da ilgisizlik olarak yorumlana- bilir. Ancak ikinci boyut fevkalade bilinçli ola- rak karşımızda durmaktadır. Çok karmaşık bir sistem içinde oluşan top- lumsal bilincin böylece çarpıtılmasında, siste- me yönelik şikâyetlere rağmen, sistemden ol- dukça memnun olan bir kesimin rolü olduğuna inanmaktayım. Hemen tüm toplumsal örgüt- lenme ve oluşumlarda başat rol oynayan bu kesim, kendi çıkarını koruyabilmek için eleştiri yaparken hangi konuya dokunacağını, nereden başlayacağını ve nerede duracağını çok iyi he- saplamaktadır. Toplumda böyle bir merkezden denetlenerek çıkan fikirler, atomize haldeki di- ğer alt-katmanlara dalga dalga yayılarak onla- rı baskı altına almaktadır. Bireylere hedef göstermek söz konusu ola- mayacağı gibi, onun düşünce sistemini baskı ve denetim altına almak da doğru ve demok- ratik olamaz. Etkili ve dönüştürücü toplumsal dinamikleri bi- linç bulandıncı düşünce sistemlerinin oluşturul- duğu katmanlar değil, fakat bilinci bulandırılan katmanlar oluşturmaktadır. Bireysel bağımsızlık gereksinimi, bilinç bu- landıranlar için değil, fakat bilinci bulandınlan- lar için gereklidir. Yeni sağın dayandığı bireyci görüş, her nasıl- sa, toplumun büyük bölümünü baskı altına alan bu görüşlere karşı çıkarak, tüm bireyleri düşün- ce özgürlüğüne kavuşturmak gibi bir amaç güt- memektedir. Ne acıdır ki, belki de çelişkidir ki, düşünce su- çunu algılayıp ayıplayabiliyoruz da, düşüncelerin baskı altına alınmasını algılayamıyoruz! Tarnn alanlanmn talanına Damştay engeli İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - meye gidildiği vurgulanarak şöyle denil- Tanm alanlanmn yağmasına yolaçan uy- gulama Danıştay tarafından durduruldu. Tanm alanlaruun tanm dışı amaçlarla kul- lanılmasına ilişkin yönetmelikte yapılan değışiklikler, Danıştay tarafından iptal edildi. Böylece hangi derecede olursa ol- sun tanm alanlanna spor ve turistik tesis yapılamayacak. Danıştay'ın iptal karan- nın geriye dönük olarak işleyeceği, ruh- satı ve izinleri alınan tesisleri de kapsa- yacağı belirtildi. Tanm Alanlanmn Tanm Dışı Gaye ile Kullanılmasına Dair Yöneönelik'te de- ğişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik 1994'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Değişiklik yönetme- liğinin bazı maddelerinin tanm alanlan- mn tahribine, doğal kaynaklann tüken- mesine yolaçacağı gerekçesiyle tzmir Çevre Hareketi Avukatlan, aynı yıl Danış- tay'da dava açhlar. Dantştay, 31 Mart 1997 tarihh karannda değişiklik yönetmeliği- nin iki önemli maddesini iptal etti. Bu maddelerin iptal edilmesiyle tanm alan- lannda spor ve turizm tesisleri yapılma ola- nağı ortadan kalktı. Danıştay'ın, esasa ilişkin verdiği ka- rarda, dava konusu yönetmeliğin 8/c mad- desinde, eğitim ve sağlık tesisleri yanın- da spor tesisleri için de tanm arazilerinin tahsis edilebilmesinin öngörüldüğü, 8'e maddesinde ise tanm arazilerinin turizm amaçh yatınmlar için tanm dışına çıka- nlabilmesine imkân veren bir düzenle- di: "Anayasanın 45. maddesinde, tanm arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önle- mek devletin görevleri arasında sayıl- mıştır. Davalı idarece, uygulamada or- taya çıkan birtakım problemlerin çözfi- mü için yönetmelik değişikliğine gidil- diği belirtilse de bu değişiklikJerin, ta- nm alanlanmn gayesine u>gun bir şe- kilde ve verimli kullanılmasına, zaten sınırlı olan bu alanların korunmasına yönelik olarak yapılması zorunludur. Ta- nm dışı faaliyetlere tahsis edilebilecek araziler belirlenirken, hizmetin niteli- ğine göre farklı bir kademelendirme yapıldığına göre, bu hizmet gereği tah- sis edilebilecek tanm arazilerinde de bir sımflandırma yapılması gerekmekte- dir. Bu itibarla. yönetmeliğin 8/c ve 8/e maddelerinde sınıf tefriki yapılmaksı- zın yapılan değişildikler tanm alanla- nmn amacına aykırı biçimde kullanıl- masına, yok olmasma yol açacak nite- likte bulunmuştur." İzmir Çevre Hareketi Avukatlan'ndan Noyan Özkan. "30 gün içinde uygulan- ması gereken bu kararla, bundan son- ra Tanm Bakanlığı spor veya turizm te- sisi için izin veremeyecek. Ancak daha önemlisi karar geriye dönük olarak uy- gulanacak. Değişiklik yapan yönetme- liğe dayanarak verilen ruhsat ve izin- lerin hepsinin durdurulması gereki- yor" dedi. BU AKŞAM 21.05 Ünlö Yunanlı besteci ve yorumcu Mikis Theodorakis'in sanaf ve siyasetle dopdolu yaşam öyküsü ve doyumsuz müziği NTV AkEÎN YOLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle