Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0
Genel Yavın Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlerı
IbrahimYıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu)
9 Haber Merkezi Müdürü. Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Diş Haberler: Şinasi Danışoğln 9 tstihbarat:
Cengiz Yıldınm 0 Kültür Handan Şenköken
0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler
Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Vazıcı
0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belgc
Edibe Bnğra 0 Yun Haberleri: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu: Ühan Setçuk (Başkan).
Orhan Erinç, OkUy Kurtbökc
Hikmet Çednkaya, Şfikran Sooer,
ErgnnBata.r>in<;Tsyanç, tbrihm
Yıldız, Orhan bursaü. Mustafa
BJbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balbay0 Haber Müdurii. Dogan
Akın Atatürk Bulvan No: 125. Kat 4, Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 bat), Faks: 4195027 0 izmır Terasılcısı
Serdar Kmk, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel 4411220, Faks:
4419117 0AdanaTemsılcısı:ÇetinYiğenoğlıı, lnönüCd.
119 S. Noi Kat:l. Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 15
Koordinatör Ahmet Konılsaıı 0
Muhasebe Bülent Yener 0
Idare HüseyinGürer0tşletme.
ÖnderÇeUk0Bügı-lşlem: Naü
İnal 0 Bılgısayar Sistem:
Mürûvet Çiler
MEDYA C: • Yöoetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdûr* Gülbin
Erduran • Koordınatör Reha
[şıtman # Genel Müdur Yaıdnncısı:
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513846<V61,Faks 5138463
Yayımbyan ve Basan: Yenı Gun Haber \jansı, Basm ve Yayıncılık \ Ş
TurkocajıCi.139 41 Cagaloglu 34334 tst PK. 246 Istanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)5:3 85 95 21MAYIS1997 Imsak: 3.43 Güneş: 5.34 Öğle: 13.08 tkindi: 17.03 Akşam: 20.27 'Yatsı: 22.10
Koca dayağına
karşı destek
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adana Barosu
bünyesinde oluştunüan
Hukuksal Danışma
Merkezi, fiziksel veya
cinsel şiddete uğrayan
kadınlara "içinde
bulunduğu koşullar ne
olursa olsun" adli destek
vermeye başladı. Zıya
Yergök başkanlığındaki
Adana Barosu yönetiminin
oluşturduğu komisyon,
kadınlara "karakola
başvurmalan". "doktor
raporu almalan" veya
"savcılığa ve mahkemeye
gitmeleri" konulannda
yardımcı oluyor
Öğrencilere
birlik çagrısı
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- Ege
Üniversitesi'nde okuyan bir
grup ögrenci demokratik
egitım için birlik çağnsı
yaptı. "Ege Üniversitesi
Öğrenci Meclisleri
Girişimi" adı altındabir
araya gelen öğrenciler,
"Demokratik bir üniversite
istiyorsak, eğitimde fırsat
eşitliği istiyorsak, adalet
istiyorsak, anadilde eğitim
istiyorsak, namuslu, onurlu
bir yaşam istiyorsak, özgür
yaşamak istıyorsak,
yönetilen değil. yöneten
olmak istiyorsak biz de
vanz" sloganıyla tüm
iiniversite gençlığinin bir
çatı altında toplanması
gerektiğini belirttıler.
HÜ'de bahar
şenliği
• Haber Merkezi -
Hacettepe Üniversitesi
(HÜ) 3. Geleneksel Bahar
Şenliği, üniversıtenin 30.
kuruluş yıldönümü
çerçevesinde 25 mayıs
pazar günü
gerçekleştırilecek. Beytepe
Kampusu'nda yapılacak
olan şenlikte halk danslan
topluluğu. KJasik Dans
Kulubü'nün gösterileri ile
çeşitli müzik gruplannın
konserleri yer alacak.
Bırincı ve ikınci el eşya
satışlannın da yapılacağı
şenlikte. öğrenciler,
kurulacak standlarda
hediyelik eşya. kitap gibi
ürünleri de satışa
çıkarabilecekJer.
Özelleştirmeye
inek eylemi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hak-Iş
Konfederasyonu'na bağlı
Öz Gıda-lş Sendikası Genel
Sekreteri Agâh Kafkas, Et
ve Balık Kurumu'nun
(EBK) kalan tesıslerinin
satışının yapılamayacağını
belirterek, "Kızılay
Meydanı'nda 5 bin ineği
görürlerse şaşirmasınlar"
dedı. Öz Gıda-lş"in Yunus
Emre Kültür Merkezi'nde
düzenlediği eğitim
seminerine katılan Kafkas.
"Biz bu işe baş koyduk.
Kimse ateşle oynamasın..
EBK'nın özelleştirilmesi
için. önce bizim
cesetlerimız çiğnenmelidir'"
diye konuştu.
Yönetmelik
değişikliği
• ANKARA (ANKA)-
Mımar Sinan Üniversitesi,
Türk Sanat Tarihi
Uygulama ve Araştırma
Merkezi Yönetmeliği'nde,
Türk topluluklannın
kronolojik bir sıralama ile
sanat tarihlerini düzenleyen
ve Merkez Kurulu'nun
kimlerden oluşacağTna
ilişKİn maddelerinde
değişiklik yapıldı. Resmi
Gazete'de yayımlanan
yönetmelikle, dünyadaki
değişik adlarla bilinen Türk
topluluklannın, bugün
mevcut olmayan Türk
si>ası oluşumlannın tanh
öncesinden itibaren
kronolojik bir sıralama ile
sarat tarihleri yeniden
düıenlendi.
Stma tehlikesi
• ADANA (AA)-Saghk
Bakanlığı Sıtma Savaş
Daresi Başkanı Dr. Coşkun
Tk>uk. önlem alınmadığı
taldırde. sıtma hastalığının
Tirkiye'nin başına dert
açibileceğinı belirterek,
" Bu nedenle mücadeleye
an \ermeyecegiz" dedi.
DInya Sağlık Orgütü
Tirkiye Temsilcısi Hannu
Vıori de, sıtmanın son
yılarda yeniden görülmeye
bîşlandığına dıkkat çektı.
Burak Kut ve Sakis Rouvas tüm baskılara karşın üç bin kişiye dostluk şarkılan söylediler
Siyasflere barışdersiCUMHURCANBAZOĞLL
Burak Kut'la Yunanlı şar-
kıcı Sakis Rouvas" ın Kıbns
Yeşil Hat'taki banş konseri,
tüm baskı ve olumsuz propa-
gandaya karşın 3 bin kışinin
katılımıyla gerçekleşti ve
Kıbnslı Türklerle Rumlar iki
saatlik konser süresince po-
litikacılara dostluk dersi VCT-
di. 19 Mayıs gecesi, Birleş-
miş Milletler kontrolündeki
Ledra Palace'ın yanmdaki
Taksim sahasında düzenlenen
konser. 1974'tenbuyanaiki
toplumu bir araya getiren en
önemli organizasyondu. Da-
ha önce Lakadamya takımı
ile Arap Ahmet takımının
oynadığı bir dostluk maçı ve
yine BM'lerin her iki taraf-
tan kalburüstü kesimi topla-
dığı resepsiyon dı şında böy-
le bir yakınlaşma yaşama-
mıştı Kıbns halkı.
Konserden bir gün önce,
ellerinde Birleşmiş Millet-
ler'in yalnız Kıbns dogum-
lu Türklere dağattığı davetı-
yeler bulunmasına karşın Bu-
rak Kut'la Sakis Rouvas'ı
dinlemek için Yeşil Hat'ta
gitmekten çekinenlerin sa-
yısı çok fazlaydı Türk kesi-
minde.
Bir tarafta Burak Kut'u,
Yunan uşaklığıyla ve Kıbns
Türk'ünün sırtından ulusla-
rarası ün peşinde olmakla
suçlayan KKTC ÜMOcak-
ları'nın baskısı, diğer yanda
gazetelenn büyük bölümü-
nün konseri aldatmaca diye
değerlendirmesı ve her sa-
tırda 1974 öncesı yaşanılan
vahşete göndermeler yapıl-
ması halkı iyiden iyiye ürküt-
müştü. Çevrede konserle il-
gili hiçbir afiş ve duyurunun
bulunmaması diğer dikkat çeken
bir noktaydı.
Sakis'e tehdit
Güney Kıbns'tan gelen bilgi-
ler de aynı yöndeydi. Rum Mo-
tosikletliler Federasyonu, Sakis'i
adaya ayak basmaması için teh-
dit ediyor, kilisenin televizyonu
Logos, sürekli geçen yaz Yeşil
Hat'ta ölen iki Rum'un görüntü-
lerini yayımlıyordu. Bu arada ge-
çen hafta kalp spazmı geçiren
Klerides'in konsere katılmaya-
cağı açıklanıyor, böylelikle kon-
ser hakkında olumlu bir şey söy-
'Bir
Kutve
Rouvas'uı
Gün' adJı
parçayı Türkçe
ve Rumca
söyleyerek
başladıklan
konser Ud saat
sürdü. Konser
için Yeşil
Hat'taki
Taksim
sahasına iki ayn
kapıdan gelen
Türklerve
Rumlar
birbirlerini
çiçekler ve
zeytin dallanyla
karşıladılar ve
tüm dünyaya
dostluk mesajı
verdikr.
polis yaralanmıştı.
Oysa aynı saatlerde Yeşil
Hat'taki ortam çok farklıydı.
Türk ve Rum taraflanndan
Taksim sahasına açılan iki
kapıdan girenler karşı kapı-
nın önüne giderek ellerinde çi-
çeklerle ve zeytin dallanyla
dostlannı bekliyorlardı. Kon-
seri izlemeye hazu"lanan yüz.
kadar Türk ve Rum gazeteci-
televizyoncu için bulunmaz
görüntülerdi bunlar.
Konsere, 'Notre Dame'm
Kamburu' filrru için yaptık-
lan 'Bir Gün' (Some Days)
adlı parçayı Türkçe ve Yu-
nanca söyleyerek başladılar
Kut ve Rouvas. Ardından iki-
şer ikişer kendi parçalannı
yorumlayan genç şarkıcıla-
nn herparçasına kanldı seyir-
ci. Bu arada Burak'uı birçok
parçasını Rum genç kızlann
da söylemesi dikkat çekiciy-
di. Burak'ın, sahne perfor-
mansı yönünden bir parça Sa-
kis'in gerisinde kalması nor-
maldi. Konserden bir buÇuk
saat önce yaşadığı tehlikenin
şokunu atlatıp banş adtna sah-
nede gözükmesi bile çok
önemliydi.
Konserbu banş dolu atmos-
ferde sürerken sahneye çok
yakın bir yerde 'Başbuğ Tür-
keş' diye slogan atmaya baş-
layan iki Kıbnslı Türk gence
etraftan serttepkı gelince, BM
askerleri gençleri süratle olay
yerinden uzaklaştınp Kuzey
Kıbns Türk polisine temsil
ettiler.
Burukson
lemeyen Denktaş'ın da ışı koıay-
laşıyordu. "O gelmezse ben de
geonem" gibı ilginç bir mantık ta-
bii ki ülkücü kesimi memnun edi-
yordu.
Konser günü, karşı propagan-
da ve baskı daha da yoğunlaştı.
Sakis Rouvas özel bır uçakla Lef-
koşa'ya gelir gelmez gizlice Led-
ra Palace'a yerleştirilmiş, öğle-
den sonra silah kuşanan BM as-
kerlerinin geniş güvenlik önlem-
leri altında Burak Kut'la prova-
ya çıkmıştı. Motosikletliler ve
"Kıbns'ta Müzik Yoiuyla Dost-
luk" adlı bu konseri protesto eden
aıger kuruıuşıar, Logos TV'nin
ayru saatlerde Yeşil Hat'a çok ya-
kın Elefteria (Özgürlük) Meyda-
nı'nda düzenleyeceği alternatif
konsere adam toplarken Türk ke-
siminde ülkücüler, mehter mar-
şı eşliğinde otomobillerden üç
hilalli bayraklannı dalgalandıra-
rak gövde gösterisi yapıyordu.
Otobûse saldın
Bu turlar sırasında Burak
Kut'u, organizatör Ahmet San'ı.
orkestra elemanlannı ve bir tele-
vızyon ekibini konser alanına ta-
şıyan otobüsle karşı laşan ülkücü
kafile, aracın camlannı kırarak
Burak Kut'a milliyetçilik dersi
verme şansını yakalıyordu (!)..
Türk tarafindaki ülkücüler bun-
lan yaparken Rum tarafındaki
benzerleri, alternatif konserde
'Kıbns Yunandır, Yunan kala-
caktır', 'Ya özgürlük ya ölünı',
'Konseri Tansu Çiller'in evinin
önünde yapın' gibi sloganlar atı-
yor, Yeşil Hat'taki banş konseri-
ne katılmak amacıyla alandan
geçenleri lanetliyordu. Gelen bil-
gilere göre baskı artınca polis
müdahale etmiş, çıkan çatışma-
da dükkânlar yağmalanmış, iki
Gecenin sonunda, bir za-
manlarberaber gezdikleri, oy-
nadıklan, top koşturduklan
Taksim sahasmı ayn kapılar-
dan terk etmeye haziTİanan
birçok insanın gözü yaşlıydı. Bir
daha kimbilir ne zaman görüşe-
ceklerdi...
BM Genel Sekreter Yardımcı-
sı Gustave Feissel'la düzenledik-
leri ortak basın toplantısında Kut
ve Rouvas'a göre banş konser-
lerinin Yunanistan'da ve Türki-
ye'de tekrarlanması için çalışma-
lara başlanacaktı.
Konseri uzun bir yoldaki ilk
adım olarak değerlendiren iki
genç şarkıcmın cesareti, banş
yanlılanna moral, onlara da Ab-
di tpekçi Banş ve Dostluk Ödü-
lü adayhgı getirdi.
Focus dergisi 3 sayfa ayırdı
'Köktendincilik
Türk turizmini
etkilemedi'
Çeviri Servisi - Alman
Focus dergisi, 17 mayıs
tarihli sayısında 3 sayfa
ayırdığı Türkiye'yi bu yaz
tatil geçirmek için ilk dü-
şünülecek ülke olarak gös-
terdi. Istanbul'u Avrupa-
hlar tarafından en çok gö-
rülmek istenen kent olarak
niteleyen Focus, köten-
dinci hareketin Türkiye
turizmini henüz olumsuz
etkilemediğini belirtti.
Türkiye'ye 1990-94 yü-
lan arasında ortalama bir
milyon Alman turist gel-
diği hatırlatılan 'Işık ve
Gölge' başlıkh yazıda,
1996 yılında Türkdye'ye 2
milyonun üzerinde Alman
turist geldiği ve 1994 yı-
lındaki bombalı terör ey-
lemleri sonunda düşen tu-
rist sayısının böylece ge-
çen yıl içinde 94 öncesi-
nin iki katına firladığı ifa-
de edildi. Körfez savaşın-
da ilk darbeyi, 1994 yı-
lındaki PKK saldınlany-
la da ikinci darbeyi alan
Türk turizminin bu sar-
srntılı süreci atlatöğını be-
lirten Focus, 1997 yılında
Türkiye'ye 2.5 milyon Al-
man turistin giriş yapma-
suun beklendiğini yazdı.
Türkiye'de yükselen
köktendincilik sorununun
henüz turizmi etkileme-
diği belirtilen yazıda, Ege
ve Akdeniz kıyılannda bi-
le çarşaflı kadınlara her
yıl biraz daha fazla rast-
landığına dikkat çekildi.
"Ancak Türldye arök
ne uçuşlar açısından ne de
yaşam açısından eskilerin
o ucuz tatil beklesi deP"
diye not düşen dergi, kı-
yılanmız boyunca süren
çirkin otel ve tatil köyü
inşaatlannı da Türkrye'nin
"ajıplan'' olarak göster-
di.
e-posta : tan (â vol. com. tr
DANIŞTAY, YÖRE HALKININ İSTEĞİNİ HAKLI BLXDU
Bergama'dan sonra Kaymaz'da da
altıncılar yargı kararına yenîldi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)
- Danıştay 6. Dairesi, Bergama'dan
sonra Kaymaz'da da yöre halkını hak-
lı buldu. Yöre halkı adına dava açan
avukat Senih Oza>' altıncılann artık
Türkiye'nin hiçbir yerinde bannama-
yacağını söylerken. Kaymaz Beledi-
ye Başkanı Be>tullah Karabuhıt "Hu-
kuk, temiz bir çevrede insanca yaşa-
ma hakkuıa sahip çıktı" dedı.
Sivrihısar'ın Kaymaz yöresinde sı-
yanürle altın çıkarmak isteyen Tüp-
rag'a Danıştay "dur" dedi. Tüprag'ın
yörede altın çıkarmak için hazıladığı
mevzii imar planı. Kaymaz Belediye
Meclısi'nce reddedılmiş, Eskışehir
Idare Mahkemesi 'ne yaptıklan başvu-
ru ise haklı bulunmuştu. Danıştay,
Eskişehir Idare Mahkemesi 'nin altın-
cılan destekleyen karannı bozdu ve
karan postayla taraflara gönderdi. Da-
nıştay'a baş\Tiran davacılardan Izmir
Çevre Hareketi avukatlan grubundan
SenihOzay, karan duyar duymaz yap-
tığı açıklamada şunlan söyledi: "Es-
kişenir tdare Mahkemesi'nin de üp-
kı Bergama'da olduğu gibi alön firma-
sı lehindeki karannı Danıştay 6. daire-
si bozdu ve postaya verdL ÖnceHav-
ran Küçükdere'dedaha sonra Berga-
ma Ovacık'ta ve son olarak Eskişehir
Sivrihisar Kaymaz'da yabancı altın
finnalannın yenilgileri gdstenniştir
ki alüncüar Türkiye'nin hiçbir yerin-
de bannamayacaklardır. Eğeraltıncı-
lann Arrvin ve Gümüşhane gibi ha-
yaDeri varsa vazgeçsinler. O yöre in-
sanlan da gereken dersi vermeye ha-
zmürlar."
Kaymaz Belediye Başkanı Beytul-
lah Karabuhıt sonucu hukukun zafe-
ri olarak yorumladı. Karabulut, şun-
lan söyledi: "Tüprag'm getirdiği mev-
zii imar planını reddettik. Buna rağ-
men idare mahkemesine başMirdu-
lar. Kaymaz Beledhesi temyiz davası
açü. Hukuk, temiz bir çevrede insan-
ca yaşama hakkma sahip çıkti."
Almanya'dan uyan
Öte yandan Almanya'daki Starn-
berg Çe\Te Araştırma Enstitüsü'den
Prof. Dr. Lutz Castell, Bergama Be-
lediye Başkanı Sefa Taşkm'a yazdığı
mektupta, siyanürle altın arama ma-
denlerinin çevreye verdigi zararlan
içeren bir rapor sundu. Mektubunda.
siyanürle altın arama işletmeleri ko-
nusunda pek çok deneyimi olduğunu
vurgulayan Prof. Castell, Papua Yeni
Gine ve Kanada'da siyanürle altın ara-
ma çalışmalannı örnek vererek, yarat-
tığı sonuçlan belirtti.
THY 64 yaşında
Türk Hava YoUan'nm (THY) 64. kuruluş
yıldönümü İstanbul'da törenlerle kutlandı. Taksim
Anıtı'nda dün düzenlenen törende konuşan THY
Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkâm Atilla
Çelebi, 64 yaşın her ha\avoluna nasip olmadığını
belirterek, "Bunu gördük, inşallah 100. yaşım da
göreceğiz'' dedL "İstikbal göklerdedir" sözünün
arkasında olduklanm haürlatan Çelebi, THY'nin
adım dünyamn her yerinde dvrjuracaklannı söyledi.
1933 yılında bir devîet işlermesi olarak kurulan
THY, bugün anonim ortaklık olarak modem
teknoloji üriinü uçaklardan oluşan Avrupa'nın en
genç filosuna sahip. THY. üstün servis arilayışı ile de
dünyamn en iyi havayolu şirketleri arasında
gösteriliyor. (Fotoğraf: KADER TUGLA)
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
1997'ye mi Kalmalıydı?.
Hiç unutulmamak lâzım: Moskova'ya öğretime
giden Nâzım Hikmet, on dokuz yaşındaydı:
Istanbul'dan 'Anadolu'ya intikal etmiş bir 'Ke-
malist't\; o yıllarda yazdığı şiirler, 'Hececiler'in ha-
vasındadır; 7nefc>o/ı/'(1920)şiirinden, birkıt'aoku-
yalım mı?: "İki arkadaş tuttuk dağlara giden yo-
lu / öyle yükselmişiz ki, sahilde Inebolu / ince
sokaklanyla ufaldıkça ufaldı / minareler bir çiz-
gi, camiler nokta kaldı" (Nâzım Hikmet / Şiirler.
Cilt I. s. 46 / Narodna Prosveta, Sofya 1967)
Oysa 1926'da yazacağı 'Sanat Telâkkisi', onun
da içine katıldığı yeni şiir galaksisinin, şiir idrâkini
yansıtır: "Bazen ben de gönül ahlanmı / çeke-
rim birer birer / kan kırmızı yakırt bir tesbih gi-
bi / ve bu kızıl pınltılı tesbihin ipi / sırma saç
tellerindendir / Fakat / benim / şiirime ilham ve-
ren perimin? omuzlannda açılan kanat / asma
köprülerimin / demir putrellerindendir / Dinle-
nir / Dinlenmez değil / bülbülün güle karşı fer-
yatlan / fakat asıl / benim anladığım dil / bakır,
demir, tahta, kemik ve kirişlerle çalınan / Bet-
hoven'in sonatlan... ve ilh" (aynı eser, s. 13 d).
Nail V., aynı kan grubundan olan şair, '1+1-Bir'de
yayımladığı 'Yeni Sanatın Akını' şiirini, aynı do ma-
jör gamda yazılmış mısralarla bitirmiyor mu: "...mor
bir patlıcan gibi çürük omuzlanna basarak ka-
nmızın / atladık terli sırüanna / Şaha kalkan at-
lanmızın / "Haydaaaa! / ok yayda. / haaayyda!
/ kanşıyor at sesleri, at nağralanna / açık ağız-
lar, benziyor ateş saçan ejder mağaralanna!."
Ercüment Behzat, aynı dönemin şairi, 'S.O.S'
adlı kitabının (1931) ilk şiirine şöyle girer: "Uzay-
da uykunun uykusu / fnn / Cinn / Açılır / sağı /
karanlıklann ağzı / Esir / katiannda sesler /
elektriklenir / Çarpar / radyo antenlerinde ar-
zın nabzı".
Örnekler çoğaltılabilir, sonuç değişmez: 1930'lu
yıllarda, Avrupa'nın üzerinde yeni bir şiir galaksi-
si oluşuyor: Türkiye'de de bu galaksinin 'yıldızla-
n' vardır da, acaba neden, onlara ve onlann getir-
diği dünya ve şiir anlayışına dair etraflı araştırma-
lar, kapsamlı incelemeler yoktur?
Şair Nail V.'nin yeniden gündeme gelmesi,
1997'ye mi kalmalıydı?
'Klâsik nazmın çözülüşü1
/~\ başlık acaba hangi edebiyat tarihi kitabında-
V ^ dır? Agâh Sırn bey'inkinde mi, yoksa Isma-
il Habib bey'inkinde mi? Doğrusu, unutmuşum:
unutamadığım, şiirimizde Tanzimat'la başlayan
'başkalaşma'sürecini ifadeedişşekli: "KlâsikNaz-
mın Çözülüşü!" Tanzimat, yeni bir edebiyat dö-
neminin başı sayılmıştır, gerçekte, Batı (daha çok
Fransız) edebiyatını taklit dönemi başlıyordu: Ede-
biyat-ı Cedide'nin, Fecr-i Âti'nin hatta Yedi Meşa-
leciler'in Bat'lı 'muadilleri' kolaylıkla bulunabilir, Os-
manlı'nın 'asriliği', gerçekte, kültürdesömürgeleş-
me anlamını taşıyor.
Yalnız Osmanlı için mi böyle bu, yooo, XIX. yüz-
yıl 'Sistem'in bütün gezegeni, ekonomik düzey-
de olduğu kadar, kültürel düzeyde de 'küreselleş-
tirdiği' bir yüzyıl: Japonlar, Çinliler, Ruslar, Hintli-
ler, bu arada Osmanlılar ve Iranlılar da, bu 'sömür-
geleşmeden' nasiplerini alıyorlar. Ruslar, belki de
ulusal burjuvazisi en gelişmişi olduğu için, dayatı-
lan bu kültür baskısından en 'ulusal' edebiyat sen-
tezini çıkarabilmişler: Herzen, Dobroluyibof, he-
le Çernişevskiy ve Plekhanof, neresinden bakıl-
sa, bilahare Bat edebıyatçılannı etkileyebilecek çap-
taki fikir adamlanydı. Etkilemişlerdir de!
Buna rağmen, 1917 devrimi sonrasında 'devrim-
cişiir' o sentez içinden yuğrulmamış, tam tersine,
o yıllarda Bati'da yaşanmakta olan 'klâsik nazmın
çözülmesi 'nden yararlanmıştır. Çoğumuz bayrak-
tarlığını Mayakovskiy'in yaptığı 'konstrüktivist'
toplumcu gerçekçi şiiri, bolşevikliğin özbeöz şiir sen-
tezi sanır. Öyle değildir! O yıllarda isviçre'de Da-
daist, Fransa'da Sürrealist, Italya'da Fütürist şiir
fırtınalan yaşanıyordu; bu hareketlerin önde gelen
şairterinde, şiirin algılanışı, yazış tarzı incelenirse
görülür ki, Mayakovskiy şiirleriyle ötekilerin, çar-
pıcı benzerlikleri vardır: Yanhş hatırlamıyorsam,
Sürrealizm üzerindeki çalışmaîarıyta ünlü Mauri-
ce Nadeau, Mayakovskiy'in en çok Fütürist Ma-
rinetti'den etkilendığini yazmıştı; Fransızcalan kar-
şılaştırıldığında, bir benzeriik göze çarpıyor, ama
Rusçasında benzeriik farklıymış, bunu banaTrots-
kist arkadaşım Mark Apter söylemişti, çünkü Ma-
yakovskiy, Rus 'anjz' vezninin 'müsfezâf/'tarzın-
da yazıyormuş!
Nerede o eleştirmen?
Nâzım Hikmet, on dokuz yaşında genç bir 'Ke-
malist' olarak Moskova'ya vardığında, işte
böyle bir şiir atmosferinin içine düşmüştü: Valâ
Nurettin, 'hatıralan'nda (Bu Dünyadan Nâzım Geç-
ti), Ekber Babayef ise Nâzım'la ilgili araştırmasın-
da (Yaşamı ve Yaprtlanyla Nâzım Hikmet), Nâzım'ın
nasıl etkilendiğini anlatır Henüz ondokuz yaşında,
Nâzım hassasiyetindeki bir gencin, bence asıl o
'cihanşümûl' fırtınadan, etkilenmemesi garip olur-
du!
Türk edebiyatı, tamamıyla sanat dışı baskılarla
unutturulmuş olan o şiir galaksisini ve yıldızlannı,
'yeniden' keşfedecek 'eleştirmeni' bekliyor.
http^/ www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-btlgiyay/yazar/ailhan.htim