Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'2DMAYIS1997SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Ulusal Ingiliz Kraliyet Tiyatrosu, Richard Eyre'ın yorumuyla 'Kral Lear'ı üç gün sahneleyecek
' Yemek masasına siz de buyrun...9
r EMRE KOYUNCUOĞLU
; Ingıltere'demart sonunda prömiyeri-
; niyapan "Kral Lear"da, Holm'un oyun-
culuğu için eleştırmenler şimdiden sa-
; natçıyı "yüzyıhn en iyi Lear'ı" olarak lan-
se etmeye başladılar. The Tımes gaze-
- tesi tiyatro eleştirmeni Damien VVhit-
vrorth, "Dünya tiyatrosunun en zoriu
roOerinden biri olan Kral Lear, Hotm'un
- yorumuyla bir zafere dönüşüyor" dıye
- yazarken aynı gazeteden BenedictNign-
, tingak, "Sanınm gördüğüm en m Le-
ar*" diye yazısını bitiriyor. The Inde-
pendent gazetesındeki haberde. "Holm'u
izJeyenlerin gözleriparhyordu" diye baş-
- lık atılırken Daily Mail'den Shaun Us-
. neryazısında, "Holm, kesinlikle yüzyt-
lın en iyi Lear'lanndan biri, zaten bu
kadar iyi olan, toplasan ya iki ya da üç-
tür* diyor. Bu basannın en ilginç yanı.
Holm'un yıllar sonra "sahne korkusu-
- nuyenip"burolletiyatroyadönmüşol-
ı ması. 1976'da Ingiliz Shakespeare Kra-
liyet Tiyatrosu'nda Eugene O'NeiD'in
"The Ice Man Cometiı" oyunu için sah-
ne arkasında hazırlıklartamamlanırken,
diğer aktörler Ian Holm'u odasında bir
köşeye büzülmüş halde. "Sahneye çı-
£ kamam" diye bağınp ağlarken buîmuş-
lar. O gün bugündür sahnelerden uzak
c durmayı tercıh eden Holm, tam 20 yıl
- sonra korktuğu yere, sahneye büyük bir
başanyla dönüyor.
Tiyatro Festivali'nin kaçınlmaması
gereken gösterilerinden biri olan "Kral
i Lear"ı, Ulusal Ingiliz Kraliyet Tiyatro-
-, su'nun Shakespeare yorumlanndaki gü-
cüyle tanınan ünlü yönetmeni Richard
- Eyresahneliyor. Holm'un yeniden sah-
r neye çıkmasında Eyre'ın ısrannın rolü
ı çok büyük. "Ian Holm'un bu kadar ba-
şanlı olacağını umuyor muydunuz" so-
- rusuna Eyre, kesin bir cevap veriyor:
- "Ummakbiry/ana,biliyorduın." Yönet-
ı men herzaman Ian Holm'un Lear'ı oy-
namasını istemiş. "Uzun zamandır bu
! rokte onu düşlüyordum. Gidip sordu-
ğumda onun da heyecanlandığının far-
, kına vardım. Projemi uzun uzun anlat-
tım. Ve sonunda bu rolü kabul edip ken-
. dini tümüyie bu role vermesi benim için
, nıüthiş bir şeyoMu." Holm, sahnede sü-
rekli enerji yayabilen ve izleyiciyi var-
- lığıyla etkıleyen bir sanatçı. Richard Ey-
r
re, Holm'un oyunculuğuyla ilgili baş-
S.IUSUMMMSI
İSTMBUL
TtYATRIFESTİ
onetmen
Richard Eyre,
'yüzyılın en iyi
Lear'ı olarak
tanımlanan Ian
Holm'u uzun
süredir bu rolde düşlediğini ve bu denli başanh olacağını
bildiğini söylüyor. 'Kral Lear' bir yemek masası etrafında
geçiyor. Eyre, oyunu aile-içi ilişkilerin yansıtıldığı çok karmaşık
bir oyun olarak görüyor: Ailenizle, ister kabul edin, ister
etmeyin, iç içe yaşamak zorunda kaldığınız ilişkiler söz
konusu. Kendilerini mutlu sayan ailelerin içinde banndırdıklan
şiddet, aile fertlerinin birbirlerini karşılıksız sevmeyi
bilmemelerinden kaynaklanır. Karşılıksız sevmeyi
öğrendiklerinde ise çoğu zaman çok geç olmuştur.
ka bir konuya daha değiniyor: "Bu tra-
jik kahramana en uygun sahne sanatçı-
sı olduğunu düşünüyonım. Holm. 65 ya-
şında ve benim için bir aktörün yaşam
birikimi çok önemlidir. Belli roller için
bu gerekmektedir. Lear rolü de bunlar-
danbiri."
Yönetmen Richard Eyre'ın "King Le-
ar" yorumu için basında "radikal bir tar-
nyeğlediği'' yazıyor. E>Te, oyunu hazır-
larken özellikle iki nokta üzerinde dur-
muş: Oyunu kurdugu mekân \e oyunun
kahramanlan arasındaki ilişki biçimi.
Oyunun merkezini Ian Holm'un Lear yo-
rumu oluşturuyor. Yönetmen. Kral Le-
ar oyununun insanı hayatın farklı dönem-
lennde veya farklı duygusal yoğunluk-
larda birbirinden farklı sonuçlara ve yo-
rumlara yöneltebileceğinı savunuyor.
Eyre, "Ben geneMe bu aldatmacadan
uzak durmayı yeğiedim. Ancak benim
yorumum. uçlara gidilerek yapılmış bir
deneysel çahşma" diyerek oyundaki ba-
kış açısını dile getiriyor.
Yönetmen, "Kral Lear"ı bir aile iliş-
kisi çerçevesinde ele almış. Oyunu iz-
leyenın "Tam aıüamryla çılgm bir aile kav-
gasımn icindeyim'" dü^üncesine kapılma-
sını istemiş. "Sarf erriğimiz her keKme
bizi bulunduğumuz noktadan başka bir
yerevebaşka bir konomadûşürebSr.ken-
dimizi hiç beklenmedik bir yerde bula-
büiriz"1
diyor Eyre. En yakın ve en sıkı
insan ilışkılerine sahne olan aile içi iliş-
kilerde ise bu en yoğun biçimde gerçek-
leşiyor elbette. Oyun, herhangi bir ka-
rakterin bakış açısıyla aktanlmıyor. Hiç
kimse suçlu veya haklı degil. Ne Lear
ne de kızlan... Aslında soytannın Lear'a
en sonunda kabul ettırdiği gibi her şe-
ye biraz mizahla yaklaşiyor yönetmen.
Tragedyalarda trajik durum çogunluk-
la kader bağlantılı olarak ortaya çıkar.
Kral Lear'daki trajik durum kaderte bağ-
lantılı değil. Oyunda trajik olan aslında
hayatın ta kendisi oluyor. Oyundaki ka-
rakterler kendi yıkımlannı kendileri ya-
ratıyor. Eyre bunun nedenini çok kısa ve
net bir şekilde veriyor "Çönkü onlar,
kesin cevapiar btedSer."
Yorum klasik bir sahne kullanımını
içermiyor. Sahne, izleyicinin içine uza-
tılmış ve sahnenin üç kenan izleyiciyle
çevrilmiş. Oyunun böyle bir sahnede
kurulmuş olması tabii ki izleyicinin gös-
teriyi algılama şeklini değiştiriyor. Yö-
netmen. Kral Lear'ı açık bir alanda sah-
neye koymak istemiş. Oyundaki sıcağı,
firtınayı ancak böyle, dogayla iç içe ya-
kalayabilirim diye düşünmüş.. Ancak
oyunu sahneye koyarken bunu yapmak-
tan vazgeçmi ş." Knü Lear" bir masa et-
rafında geçiyor. Bu. hemiçtenliğin hem
de geleneksel ailelerde aile fertlerinin kar-
şı karşıya olduğu bir mekân; yemek ma-
sası. "Küıg Lear"ı, Cottesloe gibi kü-
çük bir mekânda sahneyi uzunlaması-
na kullanarak sahnelemek bir anlamda
izleyiciyi de sahnede oyunculann otur-
duğu gibi masaya oturtmak anlamına
geliyor.
Oyuncularla izleyiciler birbirlerine
çok yakın olmuşoluyorlar. Tıpkı aile içi
ilişkilerdeki konumlanmalar gibi. Yö-
netmen. Eyre yorumunu detaylandınyor
"Kral Lear'ın metnini aile içi ilişkilerin
yansıtıldığı çok karmaşık bir oyun ola-
rak göriiyorum. Ailenizle ister kabul
edin, ister etmeyin, iç içeyaşamak zorun-
da kaldığınız ilişkiler söz konusu. Ken-
dilerini mutlu sayan ailelerin içinde ba-
nndırdıklan şiddet, aile fertlerinin bir-
birlerini karşüıksız sevmeyi bilmeme-
lerinden kaynaklanır. Karşılıksız sev-
meyi öğrendiklerinde ise çoğu zaman
çok geç olmuştur.''
Bir sanatçının kumda bıraktığı izler
Alman sanatçı Birgit Maria Wolf'un "Kum Sandıklan" sergisi
7 hazirana dek BM Çağdaş Sanat Merkezi'nde görülebilir
AHUANTMEN
Alman sanatçı Birgit Maria
Wolf un BM Çağdaş Sanat
• Merkezı"ndesergüenen
-
Kum
Sandıklan". izleyiciyi çocuk-
" luğun kum kalelerinden, çeşit-
" lisimgeleraracılığıylakültür-
lerarası etkileşime taşıyan bi-
" rer ortak bellek hazinesine gö-
1
türûyor. Sanatçı. Türkiye'nin
' çeşitli bölgelerinden taşıdığı
" farklı tür ve renklerde kum ta-
necikleriyle çağnşım yoluyla
" izleyicinin önündepencereler
1
açan sandıklannda, çeşitlı yo-
rumlarla çoğalan öykücükler
'' yazıyor.
Bu yıl nisan ayında eşi Ber-
nard Garbert ile birlikte Mar-
mara Cniversitesi'nde "Iki
Durum" başlıklı bir sergi açan
f
ve bu sergide kum sandıkla-
nyla birlikte sergi mekânının
orta yerine bir de kum havu-
zu koyarak şu sıralar ürettiği
işlere bir ipucu vereır, izleyi-
~ ciyi yaratı sürecine biranlam-
' da ortak eden Birgit Maria
c
Wolf'un sanatı, oyun kavra-
mıyla yakından ilintili. Sanat-
çtnın yaratma dürtüsünü çocu-
ğun oyunlanna benzeten Fre-
ud'un düşünceleri ışığında
Wolf'un küçük boyutlu kum
sandıklanna baktığımızda, sa-
natçının tıpkı bir çocuk gibi
kum havuzuna girerek bilin-
çalhna yerleşmiş çok sayıda
imgeyi bu uçucu aynı zaman-
da yogun malzemeyle yeni-
den biçimlendirdiğini görii-
yoruz. Hangi çocuk, kum ha-
vuzunda oynamamıştır?
Kumdan pencereler
Çocuğun yaptığı kumdan
kaleleri, dalgalar zaman için-
de alıp götürür. Birgit Maria
Wolf da bir açıdan dalgalann
-zamanın ve unutkanlığın- alıp
götürdüğü tarihin, kültürün
kumdan kalelerini işaretler yo-
luyla yeniden kurguluyor. Bu
' işaretler ya da motifler. kimi
_ zaman silinmiş bir kültürden
arta kalan tarihi bir simge, ki-
- mi zaman sanatçının dün bel-
lef ine yerleşen bir imge ola-
biliyor. İzleyicinin önünde, so-
yut bir dünyanın pencereleri
aralanıyor. Kum sandıklannın
en ilginç tarafı, galiba izleyi-
; ciye de sonsuz bir hayali oyun
» olanağı sunması. Bu seramik
benzeri yapıtlann kum gibi
ı bir malzemeyle (nasıl) yapıl-
mış olmasından kaynaklanan
önce merak ve sonra dokun-
• Çocuğun yaptığı kumdan kaleleri,
dalgalar zaman içinde alıp götürür. Birgit
Maria Wolf da bir açıdan dalgalann -
zamanın ve unutkanlığın - alıp götürdüğü
tarihin, kültürün kumdan kalelerini işaretler
yoluyla yeniden kurguluyor.
ma arzusu uyandırarak izle-
yiciyi adeta tahrik eden Birgit
Maria Wolf. kum havuzundan
-kaostan- muntazam kum san-
dıklanna -düzene- uzanıyor.
Kaostan düzene
Kaosa bir düzen vermek
dürtüsü, Wolf'un serg^mekâ-
nını ele geçiren, kontrolüne
alan ve mekâna adeta yeni bir
kimlik kazandıran bazı başka
işlerinde de görülüyor. Belkı
BM Çağdaş Sanat Merkezi.
bir başka sergide sanatçının
"Domino'' serisine kendını bı-
rakir.' Wolf 'un 1995 tarihli işi
"Domino", yine tuval ve kum
ile, bu kez oldukça büyük bo-
yutlarda dikdörtgenler ve bun-
lann üzerinde günlük yaşan-
tıda karşımıza çıkan her türlü
işaretle -bilgisav ar, dönüştürü-
lebilir kâğıt. yüzme havuzu.
kadın. erkek, trafik ışıklan
\s- oluşturulmuş bir başka
oyundu. Sanatçı. galeri mekâ-
nında domino oynuyordu.
Sanat aracılığıyla herhangi
bir mesaj vermek gibi bir ta-
vır içinde de degil Birgit Ma-
ria Wolf. Sanatçı. işlerinin da-
ha çok görsel yönüyle ilgile-
niyor. Bu açıdan bakıldığında.
sanatının asıl belirleyicisi. as-
lında kullandığı tnalzeme olan
kum. Kumla tuval üzerinde
bir doku oluşturmaya çalışan
Birgit Maria Wolf, tıpkı. örnek
gösterdiğı Yves Klein'ın mo-
nokrom resimlerinde oldugu
gibi. izleyiciyi yarattığı doku-
nun karşısında şaşkın bırakı-
yor. Wolf'un sanatı. akıldan
önce göze seslenen bir sanat.
"Çünkü" diyor, "göz her şe-
yi daha çabuk algüıyor" Yıl-
lar önce tuttuğu bir günlüğü sı-
kılarak bırakan sanatçı. söz-
cüklerin degil, imgelerin diliy-
le konuşuyor.
Yalnızca ilgisini çeken sim-
geleri sanatına aktaran Birgit
Maria Wolf. "Bu işaretleri,
kendi biyografîme kanyorum.
.\maonlanaramiyonim_San-
kigefip beni buhryorlar. Her işa-
retyeni birsayfa açıyoryaşa-
mımda. Bu sandıklan bir ba-
kuna oldukça otobiyograTık"
diyor. Kum. bir anlamda ge-
çen zamanı da simgeliyor.
"Kum hep hareket halinde-
dir" diyor Wolf. Bu açıdan
sergisine, belkı, yaşamının
kumla çekilmış fotoğrafları
da diyebiliriz.
199O'lı yıllann başında New
York'ta birbirine eklenmış tu-
vallerle yarattığı dev boyutlu
yelpazelerle sanki galeri me-
kânıyla ızleyici arasına per-
deler ören ve giz, smır, ileti-
şim, 'aura' gibi çeşitli kav-
ramlan irdeleyen Wolf'un yel-
pazesi. sonunda dairesel bir
şekıl kazanarak ömrünü ta-
mamlamıştı. Sanatçının son
yıllarda kumla giriştiği mace-
ra, küçük karelerde kurgula-
dığı dünyalar ise daha uzun
zaman süreceğe benziyor. Bir
kere kum, adeta kendi başına
yolculuklara çıkan. rüzgârla
savrulan. yerinde duramayan
bir malzeme. Sanatçı mı ku-
mu ele geçirmiş, kum mu sa-
natçıyı? Buna karar vermek
için. Wolf'un Türkiye'nin renk
renk kumuyla yaptığı sandık-
lan mutlaka görmelisinız.
Ölen şarkıcılann yeni sesi: Cecilia
Küitür Servisi - Reggae müziğj-
nin efsanevi ismi Bob İVIaney, yeni
birsistemle sesi kopyaianacakbir di-
zi ölü müzisj'enm başında geliyor.
Bu yeni sistemle. artık aramızda ol-
m^fan müzisyenler. bilgisayar ara-
cılığıyla kopyalanan sesleriyle yeni
şarküar söyleyebiiecekler.
Oxford Üniversitesi'nde genc bir
araşnrtnacı tarafından keşfedilen ve
Ceeilia adı verilen bu yeni teknik. öl-
tnüş film oyunculannın bilgisayar aracılığıyla
19901ı yıllann fılmlerinde görimtüleriyle yer al-
dığt yöntemi andınyor. Her iki sistemde de ses
ya da görûntülerin elektronik baskısı kopyala-
nıyor, parçalanıyor ve bilgisayar aracılığıyla
sentezi yapılarak yeni şekillerelde ediliVor.
Cecilia adı \eriien bu sistem, geçen yıliarda
geride kalan üç Beatles üyesinin Juhn Len-
aon'ın sesinin kaydıyla birlikte verdikleri kon-
serden sonra müzik teknolojisinde atılan yeni
biradun olarak nitelendiriliyor.Cecilia
müzik sistemini keşfeden 29 yaşında-
ki Ken Lomax, operadivası Maria Cal-
las ile caz kraliçesi Elk FrtzgeraM'm
"sabte" sesleriylegösteri ler sundu. Lo-
max, müzik uzmanlanndan kanşık tep-
kileraldı. Bunlannarasmda, BobMar-
ley'nin müziğinin telif haklannı üstle-
nen Blue Mountain Music firmasm-
dan Aiastair N'orbury, •'Bob Marley "BİB
yazdığı ama kaydetmediği birçok şar-
kı var. Cecilia'yia yeni bir Bob Marlev albümü
çAarabiUriz''dedır
Cecilia sistemınin müzik dünyasmda büyük
bir kanşıklık yaratma olasıhgı da var. Bu sis-
temle. ElvfePresfey'e SpiceGirlsşarkılan söy-
letilebilir...Caz müzisyeni George MeDyi Ceci-
iia'nın "Körütükdohı. kötü bir akt" olduğunu
söylüyor \e "İnsanla makine arasındaki fark,
duygudur. Hiçbir makiiK Ella gibi şarkı söy-
diyor.
Bolşoy
Balesi 'nin
sanat
yönetmeni
Vladimir
Vasiliev,
tüm
zoduklara
karşın baleyi
eski günlerinin
görkemine
kavuştumcağım
iddia edivor
Rusya'nın can
çekişeıı kuğusu
Küitür Servisi - Rusya'nın büyük
kültürel hazinelerinden 200 yıllık Bol-
şoy Balesi. yeniden doğmak için büyük
çaplı birrestorasyon geçinyor. Her an-
lamda. Balenin yönetmeni Vladimir
Vasiliev, Bolşoy'u 2000'li yıllara eski
günlerin görkemiyle ama yepyeni bir
çehreyle taşımaya kararlı. Çünkü Bol-
şoy'un sorunlan. baleye yuva olan bi-
nanın restorasyonuyla sona erecek gi-
bi değil. Birzamanîann ünlü dansçısı,
bugün Bolşoy Balesi'nin sanat yönet-
meni Vladimir Vasiliev, parasız, moral-
siz. üstelik aşın kabank kadrosuyla.
Bolşoy ruhunun yenilenen duvarlan
kadar kolay kolay yenüenemeyeceği-
nin bilincinde.
Vladimir Vasiliev bundan iki yıl ka-
dar önce Sovyet rejiminden kalma ve
anlatı lanlara göre "Stalin'i aratmayan"
eski sanat yönetmeninin yerine geçti-
ğinde, Bolşoy Balesi'nin bir gün yine
eski görkemine kavuşacağı yolunda
umutlan yeşertecek çeşitli atıhmlarda
bulunmaya başlamıştı. Dünyanın bu
en büyük. en ünlü balesi, umutlan boş
çıkartmamalıydı... Vasiliev, işe başlar
başlamaz baleye ünlü orkestra şefleri
ve dansçılar getıreceğine söz vermiş-
ti. 2000 kişiyi geçen kadroyu küçülte-
ceğini ve baleye yeni bir nih getirece-
ğini iddia ediyordu. Bolşoy Balesi'nin
tarihinde gerçekleştirilen ilk grevden
sonra gelen bu sözler, o dönem umut
verici görünmüş olabilir ama Vasiliev.
"Önümüzde çok uzun bir yol \ar" di-
yor. "Bolşoy'daneyazıkkisorunlardbı
çok bolşoy (büyük) oluyor" diyen Va-
siliev, zaman zaman diktatörce yön-
temlerle daha iyi sonuçlar ahnabilece-
ği hissine kapıldığını da saklamıyor.
Sanatçının yaptığı ılk işlerden biri. Çay-
kovski'nin ünlü balesi "KuğuGölü"nü
bazı dramatik değişiklikler ve eksik bı-
rakılan temel karakterlerden biriyle ye-
niden sahnelemek olmuştu. Balesever-
lerin ve eleştirmenlerin tepkisini alan
Vasitiev'in bu ilk performansıyla ilgi-
li olarak basın da sözlerini sakınmamış-
tı "Yeni Kuğu Göiü'nde kuğulann tüy-
leriyolunmuş.'' Ardından gelen yurtdı-
şı turneleri de Vasiliev'e beklediği
olumlu puanlan getirmedi. Bilet satış-
lan kötü. eleştiriîer berbattı.
Bolşoy değişmişti. 1959 yıhnda ba-
lenin çıktığı turnede gösterilere bilet bul-
mak için bir gece önceden sokaklarda
yatan hayranlar yok olmuştu. Geçen
yıl Las Vegas'a yaptıklan turnede Bol-
şoy Balesi koltuklara dans etti.
Vasiliev, eleştirilere üzülüyor. Ama
zaman içinde durumun düzeleceği inan-
cında. Şu sıralar yeni bir Giselle bale-
si için kollan sıvayan Vasiliev. "Ame-
rika turnesi gerçekten başansızUüa so-
nuçlandı. çünkü iyi bir organizasyon
değfldi. Bir kere köntrol bende değUL
Bir daha asb böyle bir deneyim yaşa-
mayacağız'' diyor ve eklıyor: "Bİrf-
şoy'un zaman içinde eski görkemine
kavuşacağuıa ant içiyorum."
Rusya'nın yansıması
Orkestrayı. baleyi. operayı yenile-
mek yolunda çeşitli adımlar atıldığını
belirten Vasiliev, "Size ütopya gibi ge-
lebflir.ama bir gün otocak" şeklinde ko-
nuşuyor. Bolşoy Balesi'nin dansçılan
ise bu denli umutlu değil. Balenin ta-
nınmış balerinlerinden GedîminasTa-
randa, "Evet, moralimiz daha iyi. tsjer
daha iyi yurüyor. Ama repertuvar çok
kötü. Bau'dan birinci sınıf dansçılann
getirBecefi yolunda sözler verilmişti.
Ud yıkhr künse gebnedL Aynca, Vasf-
liev'in kendi yetenekb' dansçdannı ye-
terince değeriendinnediği ve kendi yü-
dızlannı varatmadığı da bir gerçek"
diyor.
Vasiliev, bugünkü Bolşoy'un sonuç-
ta günümüz Rusyası'nın bir yansıma-
sı olduğunu belirtiyor. Tıpkı ülkeyi yol-
suzluk, bürokrasi ve mafya kıskacın-
da yenilemeye çalışan YeHsin gibi, Va-
siliev de bilet mafyası. sanatçılann
maddi sıkıntılan ve değişime karşı ge-
nel bir isteksizliğin yaşandığı balede ye-
nilik yapmaya uğraşıyor. Durum umut-
suz görünse de pek çok kişi, Bolşoy'u
ancak bu adamın kurtarabileceği kanı-
sında. Bir zamanlar kendisini şöhrete
kavuşturan rolü Spartaküs gibi
çabalannın trajediyle sonuçlanmaması
ise herkesin umutlu beklentisi...
Gazhane
• KüJtür Servisi- Kadıköy'ün Hasanpaşa semtindeki
Gazhane. ilkokul öğrencilennin resimlerinde yeşil
alanlı, tiyatrolu, müzeli bir küitür merkezine dönüştü.
Kaptan Hasanpaşa tlköğretim Okulu'nda
gerçekleştirilen "Öğrenciler Gazhane Hakkında Ne
Düşünüyor?" başlıklı sergide semt sakinleri. 1887
yapım tarihli Gazhane'nin restore edilerek bir kültürel
bulus.ma ortamı olabilmesi için bir araya geldi.
Koruma kurulunun 1995 yıhnda 'küitür varlığı' olarak
tescil ettiği Hasanpaşa Gazhanesı. öğrencilenn
hayalindekı görüntüsüne kavuşabilecek mi? Hasanpaşa
saİcinlen, Büyükşehir Belediyesi'nden hâlâ bir yanıt
beklıyor.
ŞiiHiK'te günümüz Fransız şiiri
• Kühür Servisi - Yayın yaşamını Almanya'da
sürdüren aylık şiir dergisi Şiır-lık'ın mayıs sayısı
günümüz Fransız şiirine ayrıldı. Aytekin Karaçoban ve
Halil Gökhan'ın katkılanyla hazırlanan dosyada
günümüz Fransız şairleriyle onlarla aynı yaşta olan
ülkemiz şairlerinin şiırinın kesişme noktalan
incelenıyor. Türk şiirinin yaşayan en önemli
şairlerinden Salâh Birsel'ın "Salâh Birsel Ben
miyim?" adlı yeni şiıri de Şıir-lik'in bu sayısında
karşımıza çıkıyor. 1997 Behçet Necatıgil Şıir
Ödülü'nün sahıbi Haydar Ergülen, yepyeni bir şiinyle
(Yağmurun İyiliği) okurlan Felamlıyor Salih Bolat ise
Adnan Azar'ın 'Unutmak Sulan'ndan tam 16 yıl sonra
yayımladığı "Parçalanmış Zamanlar' kitabındaki
şiirlere eğilıyor.
Fiz Tokcan'm kadınları
• Küitür Servisi-
Ressam Filız
Tokcan'ın 'kadın
yüzleri'ni konu aldığı
resim sergisi Maltepe
Sanat Galerisi'nde
sürüyor. Tokcan,
hıçlik, kaygı, korku,
tedırginlik gibi
varoluşçu izleklerle
birlikte resimlerinde
kadını, estetik bir
idolleştirmeye
götürmeden 'bir
kadının üstünden'
kadınlann "varlık
sorunu'na eğiliyor.
Tokcan'ın resimlerinde kadın, "Ben kimım, kat
ettiğim bu çöküş. düşüş ve kaybetme yokuşunun
anlamı nedir, yorgunluk nedir, biriken nedir. saklı
kalan nedir" türünden kendi \aroluşuna ilişkin sorular
soruyor. Bu resimlerde kadın, gündelik hayatın
dışında, felsefi biretkinlik içinde.
2. Karaderez Kısa Rlm Festivalî
• ANKARA (ANKA)- Kısa filmcıleri desteklemek
üzere ılki geçen yıl düzenlenen Karadeniz Film
Festivali'nin ikincisi 24-31 mayıs tarihleri arasında
Samsun'da yapılacak. Gazi Belediyesi ile Klas TV ve
Akdeniz Sinema Grubu işbirliğiyle düzenlenen festival
kapsamında altı ülkeden toplam 7_1 kısa film
gösterilecek. Türkiye'den Ethem Özgüven, Vural
Çavuşoğlu. Hilmi Etikan, Mehmet Eryılmaz, Bülent
Erçetin ve Faruk Akbaş'ın filmleri uluslararası kısa
film gösteriminde yer alacak.
"Copito, Öyteyse Descartes'
• Küitür Servisi - Üç aylık düşünce dergisi
Cogito'nun 10. sayısı •Cogıto, Öyleyse Descartes'
Yapı Kredı Yayınlan'ndan çıktı. Dünya tarihinde
önemli bir yeri olan Descartes'ı yepyeni bir gözle
inceleyen bu sayıda, kartezyen ve anti-kartezyen
düşünce, Descartes hakkında yüzyıllardır süren
tartışmalar. eleştiriîer, yüceltmeler. yergiler, hem kendi
gözüyle hem de yandaşlan ve karşıtlannın bakışıyla
günümüze taşıyan felsefe tarihi yer alıyor.
IGeaçtt Kitabevi Oykü Yarışmas
• Küfiür Servisi-Gençlık Kitabevi. 50. kuruluş
yıhnda başlattığı 30 yaşını aşmamış gençlere yönelik
öykü yanşmasının bu yıl dördüncüsünü düzenliyor.
Adaylar, 3 öyküyle 6 nüsha olarak en geç 31 ağustos
tarihinedek yanşmayakatılabilir. Feridun Andaç,
Mustafa Öneş. Adnan Özyalçıner, Güven Turan ve
Muzafferliyguner'inoluşturduklanjüri, Ekim 1997
sonunda toplanarak yanşma sonuçlannı belirleyecek.
Aynntıh bılgi için Tel: 0 216-337 96 05.
Kadıniar, Savaş, Komedi'
• Küitür Servisi-
Tiyatro Tanı, Thomas
Brasch'ın oyunu
'Kadınlar, Savaş,
Komedi'yi 24 ve 31
mayıs günlerinde,
Martı Sanatevi'nde
son kez sahneleyecek.
Özkan Schulze'nin
çevirdiği oyunun
dramaturjisi Attila
Engin'e ait. Oyunda
Özkan Schulze ve
Ayşe Başkut rol
alıyor. Thomas
Brasch. oyunda savaşlann kadınları ve çocuklan da
yok ettiğinin altını çiziyor. Oyun tarihsel bir doğruluk
değil, sembolik bir doğruluk arayışında. Rosa ve
Klara, erkeklerin savaşında onlara verilen rollere karşı
farklı şekillerde direniyorlar
EskişehiPli küçükler festivale
hazırlaıiıyor
• KüHür Servisi - Zeytinoğlu Egıtim Bılim ve Küitür
Vakfı tarafından 11-19 ekim tarihtennde düzenlenecek
3. Uluslararası Eskişehir Festivali kapsamında
düzenlenen 'Festivaller ve Şenlikler' temalı resim
yanşması ilkokullardan ılgi görüyor. Sonuçlan eylül
ayında açıklanacak yanşmada dereceye giren 20 küçük
yetenek, festival çerçevesinde açılacak resim
atölyesinde ücretsiz eğitimın yanı sıra. Anadolu
Oniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi başan belgesi
almaya hak kazanacak.
Poster Dünyası'nda Bülent
Çetinor sergisi
• Kühür Servisi - Poster Dünyası.' Her Ay Bir Türk
Ressamı' sürekli sergisine 6 mayısta Çetinor'la başladı.
Sergide Çetinor'un kültürümüzü yansıtan eski ev, konak
ve yalılar ile kent, köy, kasaba görünümlerini konu alan
suluboya çalışmalan yer alıyor. Sergi bir ay süreyle
Poster Dünyası'nda gezilebilecek. (Tel 274 89 12)
\