23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'2DMAYIS1997SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Ulusal Ingiliz Kraliyet Tiyatrosu, Richard Eyre'ın yorumuyla 'Kral Lear'ı üç gün sahneleyecek ' Yemek masasına siz de buyrun...9 r EMRE KOYUNCUOĞLU ; Ingıltere'demart sonunda prömiyeri- ; niyapan "Kral Lear"da, Holm'un oyun- culuğu için eleştırmenler şimdiden sa- ; natçıyı "yüzyıhn en iyi Lear'ı" olarak lan- se etmeye başladılar. The Tımes gaze- - tesi tiyatro eleştirmeni Damien VVhit- vrorth, "Dünya tiyatrosunun en zoriu roOerinden biri olan Kral Lear, Hotm'un - yorumuyla bir zafere dönüşüyor" dıye - yazarken aynı gazeteden BenedictNign- , tingak, "Sanınm gördüğüm en m Le- ar*" diye yazısını bitiriyor. The Inde- pendent gazetesındeki haberde. "Holm'u izJeyenlerin gözleriparhyordu" diye baş- - lık atılırken Daily Mail'den Shaun Us- . neryazısında, "Holm, kesinlikle yüzyt- lın en iyi Lear'lanndan biri, zaten bu kadar iyi olan, toplasan ya iki ya da üç- tür* diyor. Bu basannın en ilginç yanı. Holm'un yıllar sonra "sahne korkusu- - nuyenip"burolletiyatroyadönmüşol- ı ması. 1976'da Ingiliz Shakespeare Kra- liyet Tiyatrosu'nda Eugene O'NeiD'in "The Ice Man Cometiı" oyunu için sah- ne arkasında hazırlıklartamamlanırken, diğer aktörler Ian Holm'u odasında bir köşeye büzülmüş halde. "Sahneye çı- £ kamam" diye bağınp ağlarken buîmuş- lar. O gün bugündür sahnelerden uzak c durmayı tercıh eden Holm, tam 20 yıl - sonra korktuğu yere, sahneye büyük bir başanyla dönüyor. Tiyatro Festivali'nin kaçınlmaması gereken gösterilerinden biri olan "Kral i Lear"ı, Ulusal Ingiliz Kraliyet Tiyatro- -, su'nun Shakespeare yorumlanndaki gü- cüyle tanınan ünlü yönetmeni Richard - Eyresahneliyor. Holm'un yeniden sah- r neye çıkmasında Eyre'ın ısrannın rolü ı çok büyük. "Ian Holm'un bu kadar ba- şanlı olacağını umuyor muydunuz" so- - rusuna Eyre, kesin bir cevap veriyor: - "Ummakbiry/ana,biliyorduın." Yönet- ı men herzaman Ian Holm'un Lear'ı oy- namasını istemiş. "Uzun zamandır bu ! rokte onu düşlüyordum. Gidip sordu- ğumda onun da heyecanlandığının far- , kına vardım. Projemi uzun uzun anlat- tım. Ve sonunda bu rolü kabul edip ken- . dini tümüyie bu role vermesi benim için , nıüthiş bir şeyoMu." Holm, sahnede sü- rekli enerji yayabilen ve izleyiciyi var- - lığıyla etkıleyen bir sanatçı. Richard Ey- r re, Holm'un oyunculuğuyla ilgili baş- S.IUSUMMMSI İSTMBUL TtYATRIFESTİ onetmen Richard Eyre, 'yüzyılın en iyi Lear'ı olarak tanımlanan Ian Holm'u uzun süredir bu rolde düşlediğini ve bu denli başanh olacağını bildiğini söylüyor. 'Kral Lear' bir yemek masası etrafında geçiyor. Eyre, oyunu aile-içi ilişkilerin yansıtıldığı çok karmaşık bir oyun olarak görüyor: Ailenizle, ister kabul edin, ister etmeyin, iç içe yaşamak zorunda kaldığınız ilişkiler söz konusu. Kendilerini mutlu sayan ailelerin içinde banndırdıklan şiddet, aile fertlerinin birbirlerini karşılıksız sevmeyi bilmemelerinden kaynaklanır. Karşılıksız sevmeyi öğrendiklerinde ise çoğu zaman çok geç olmuştur. ka bir konuya daha değiniyor: "Bu tra- jik kahramana en uygun sahne sanatçı- sı olduğunu düşünüyonım. Holm. 65 ya- şında ve benim için bir aktörün yaşam birikimi çok önemlidir. Belli roller için bu gerekmektedir. Lear rolü de bunlar- danbiri." Yönetmen Richard Eyre'ın "King Le- ar" yorumu için basında "radikal bir tar- nyeğlediği'' yazıyor. E>Te, oyunu hazır- larken özellikle iki nokta üzerinde dur- muş: Oyunu kurdugu mekân \e oyunun kahramanlan arasındaki ilişki biçimi. Oyunun merkezini Ian Holm'un Lear yo- rumu oluşturuyor. Yönetmen. Kral Le- ar oyununun insanı hayatın farklı dönem- lennde veya farklı duygusal yoğunluk- larda birbirinden farklı sonuçlara ve yo- rumlara yöneltebileceğinı savunuyor. Eyre, "Ben geneMe bu aldatmacadan uzak durmayı yeğiedim. Ancak benim yorumum. uçlara gidilerek yapılmış bir deneysel çahşma" diyerek oyundaki ba- kış açısını dile getiriyor. Yönetmen, "Kral Lear"ı bir aile iliş- kisi çerçevesinde ele almış. Oyunu iz- leyenın "Tam aıüamryla çılgm bir aile kav- gasımn icindeyim'" dü^üncesine kapılma- sını istemiş. "Sarf erriğimiz her keKme bizi bulunduğumuz noktadan başka bir yerevebaşka bir konomadûşürebSr.ken- dimizi hiç beklenmedik bir yerde bula- büiriz"1 diyor Eyre. En yakın ve en sıkı insan ilışkılerine sahne olan aile içi iliş- kilerde ise bu en yoğun biçimde gerçek- leşiyor elbette. Oyun, herhangi bir ka- rakterin bakış açısıyla aktanlmıyor. Hiç kimse suçlu veya haklı degil. Ne Lear ne de kızlan... Aslında soytannın Lear'a en sonunda kabul ettırdiği gibi her şe- ye biraz mizahla yaklaşiyor yönetmen. Tragedyalarda trajik durum çogunluk- la kader bağlantılı olarak ortaya çıkar. Kral Lear'daki trajik durum kaderte bağ- lantılı değil. Oyunda trajik olan aslında hayatın ta kendisi oluyor. Oyundaki ka- rakterler kendi yıkımlannı kendileri ya- ratıyor. Eyre bunun nedenini çok kısa ve net bir şekilde veriyor "Çönkü onlar, kesin cevapiar btedSer." Yorum klasik bir sahne kullanımını içermiyor. Sahne, izleyicinin içine uza- tılmış ve sahnenin üç kenan izleyiciyle çevrilmiş. Oyunun böyle bir sahnede kurulmuş olması tabii ki izleyicinin gös- teriyi algılama şeklini değiştiriyor. Yö- netmen. Kral Lear'ı açık bir alanda sah- neye koymak istemiş. Oyundaki sıcağı, firtınayı ancak böyle, dogayla iç içe ya- kalayabilirim diye düşünmüş.. Ancak oyunu sahneye koyarken bunu yapmak- tan vazgeçmi ş." Knü Lear" bir masa et- rafında geçiyor. Bu. hemiçtenliğin hem de geleneksel ailelerde aile fertlerinin kar- şı karşıya olduğu bir mekân; yemek ma- sası. "Küıg Lear"ı, Cottesloe gibi kü- çük bir mekânda sahneyi uzunlaması- na kullanarak sahnelemek bir anlamda izleyiciyi de sahnede oyunculann otur- duğu gibi masaya oturtmak anlamına geliyor. Oyuncularla izleyiciler birbirlerine çok yakın olmuşoluyorlar. Tıpkı aile içi ilişkilerdeki konumlanmalar gibi. Yö- netmen. Eyre yorumunu detaylandınyor "Kral Lear'ın metnini aile içi ilişkilerin yansıtıldığı çok karmaşık bir oyun ola- rak göriiyorum. Ailenizle ister kabul edin, ister etmeyin, iç içeyaşamak zorun- da kaldığınız ilişkiler söz konusu. Ken- dilerini mutlu sayan ailelerin içinde ba- nndırdıklan şiddet, aile fertlerinin bir- birlerini karşüıksız sevmeyi bilmeme- lerinden kaynaklanır. Karşılıksız sev- meyi öğrendiklerinde ise çoğu zaman çok geç olmuştur.'' Bir sanatçının kumda bıraktığı izler Alman sanatçı Birgit Maria Wolf'un "Kum Sandıklan" sergisi 7 hazirana dek BM Çağdaş Sanat Merkezi'nde görülebilir AHUANTMEN Alman sanatçı Birgit Maria Wolf un BM Çağdaş Sanat • Merkezı"ndesergüenen - Kum Sandıklan". izleyiciyi çocuk- " luğun kum kalelerinden, çeşit- " lisimgeleraracılığıylakültür- lerarası etkileşime taşıyan bi- " rer ortak bellek hazinesine gö- 1 türûyor. Sanatçı. Türkiye'nin ' çeşitli bölgelerinden taşıdığı " farklı tür ve renklerde kum ta- necikleriyle çağnşım yoluyla " izleyicinin önündepencereler 1 açan sandıklannda, çeşitlı yo- rumlarla çoğalan öykücükler '' yazıyor. Bu yıl nisan ayında eşi Ber- nard Garbert ile birlikte Mar- mara Cniversitesi'nde "Iki Durum" başlıklı bir sergi açan f ve bu sergide kum sandıkla- nyla birlikte sergi mekânının orta yerine bir de kum havu- zu koyarak şu sıralar ürettiği işlere bir ipucu vereır, izleyi- ~ ciyi yaratı sürecine biranlam- ' da ortak eden Birgit Maria c Wolf'un sanatı, oyun kavra- mıyla yakından ilintili. Sanat- çtnın yaratma dürtüsünü çocu- ğun oyunlanna benzeten Fre- ud'un düşünceleri ışığında Wolf'un küçük boyutlu kum sandıklanna baktığımızda, sa- natçının tıpkı bir çocuk gibi kum havuzuna girerek bilin- çalhna yerleşmiş çok sayıda imgeyi bu uçucu aynı zaman- da yogun malzemeyle yeni- den biçimlendirdiğini görii- yoruz. Hangi çocuk, kum ha- vuzunda oynamamıştır? Kumdan pencereler Çocuğun yaptığı kumdan kaleleri, dalgalar zaman için- de alıp götürür. Birgit Maria Wolf da bir açıdan dalgalann -zamanın ve unutkanlığın- alıp götürdüğü tarihin, kültürün kumdan kalelerini işaretler yo- luyla yeniden kurguluyor. Bu ' işaretler ya da motifler. kimi _ zaman silinmiş bir kültürden arta kalan tarihi bir simge, ki- - mi zaman sanatçının dün bel- lef ine yerleşen bir imge ola- biliyor. İzleyicinin önünde, so- yut bir dünyanın pencereleri aralanıyor. Kum sandıklannın en ilginç tarafı, galiba izleyi- ; ciye de sonsuz bir hayali oyun » olanağı sunması. Bu seramik benzeri yapıtlann kum gibi ı bir malzemeyle (nasıl) yapıl- mış olmasından kaynaklanan önce merak ve sonra dokun- • Çocuğun yaptığı kumdan kaleleri, dalgalar zaman içinde alıp götürür. Birgit Maria Wolf da bir açıdan dalgalann - zamanın ve unutkanlığın - alıp götürdüğü tarihin, kültürün kumdan kalelerini işaretler yoluyla yeniden kurguluyor. ma arzusu uyandırarak izle- yiciyi adeta tahrik eden Birgit Maria Wolf. kum havuzundan -kaostan- muntazam kum san- dıklanna -düzene- uzanıyor. Kaostan düzene Kaosa bir düzen vermek dürtüsü, Wolf'un serg^mekâ- nını ele geçiren, kontrolüne alan ve mekâna adeta yeni bir kimlik kazandıran bazı başka işlerinde de görülüyor. Belkı BM Çağdaş Sanat Merkezi. bir başka sergide sanatçının "Domino'' serisine kendını bı- rakir.' Wolf 'un 1995 tarihli işi "Domino", yine tuval ve kum ile, bu kez oldukça büyük bo- yutlarda dikdörtgenler ve bun- lann üzerinde günlük yaşan- tıda karşımıza çıkan her türlü işaretle -bilgisav ar, dönüştürü- lebilir kâğıt. yüzme havuzu. kadın. erkek, trafik ışıklan \s- oluşturulmuş bir başka oyundu. Sanatçı. galeri mekâ- nında domino oynuyordu. Sanat aracılığıyla herhangi bir mesaj vermek gibi bir ta- vır içinde de degil Birgit Ma- ria Wolf. Sanatçı. işlerinin da- ha çok görsel yönüyle ilgile- niyor. Bu açıdan bakıldığında. sanatının asıl belirleyicisi. as- lında kullandığı tnalzeme olan kum. Kumla tuval üzerinde bir doku oluşturmaya çalışan Birgit Maria Wolf, tıpkı. örnek gösterdiğı Yves Klein'ın mo- nokrom resimlerinde oldugu gibi. izleyiciyi yarattığı doku- nun karşısında şaşkın bırakı- yor. Wolf'un sanatı. akıldan önce göze seslenen bir sanat. "Çünkü" diyor, "göz her şe- yi daha çabuk algüıyor" Yıl- lar önce tuttuğu bir günlüğü sı- kılarak bırakan sanatçı. söz- cüklerin degil, imgelerin diliy- le konuşuyor. Yalnızca ilgisini çeken sim- geleri sanatına aktaran Birgit Maria Wolf. "Bu işaretleri, kendi biyografîme kanyorum. .\maonlanaramiyonim_San- kigefip beni buhryorlar. Her işa- retyeni birsayfa açıyoryaşa- mımda. Bu sandıklan bir ba- kuna oldukça otobiyograTık" diyor. Kum. bir anlamda ge- çen zamanı da simgeliyor. "Kum hep hareket halinde- dir" diyor Wolf. Bu açıdan sergisine, belkı, yaşamının kumla çekilmış fotoğrafları da diyebiliriz. 199O'lı yıllann başında New York'ta birbirine eklenmış tu- vallerle yarattığı dev boyutlu yelpazelerle sanki galeri me- kânıyla ızleyici arasına per- deler ören ve giz, smır, ileti- şim, 'aura' gibi çeşitli kav- ramlan irdeleyen Wolf'un yel- pazesi. sonunda dairesel bir şekıl kazanarak ömrünü ta- mamlamıştı. Sanatçının son yıllarda kumla giriştiği mace- ra, küçük karelerde kurgula- dığı dünyalar ise daha uzun zaman süreceğe benziyor. Bir kere kum, adeta kendi başına yolculuklara çıkan. rüzgârla savrulan. yerinde duramayan bir malzeme. Sanatçı mı ku- mu ele geçirmiş, kum mu sa- natçıyı? Buna karar vermek için. Wolf'un Türkiye'nin renk renk kumuyla yaptığı sandık- lan mutlaka görmelisinız. Ölen şarkıcılann yeni sesi: Cecilia Küitür Servisi - Reggae müziğj- nin efsanevi ismi Bob İVIaney, yeni birsistemle sesi kopyaianacakbir di- zi ölü müzisj'enm başında geliyor. Bu yeni sistemle. artık aramızda ol- m^fan müzisyenler. bilgisayar ara- cılığıyla kopyalanan sesleriyle yeni şarküar söyleyebiiecekler. Oxford Üniversitesi'nde genc bir araşnrtnacı tarafından keşfedilen ve Ceeilia adı verilen bu yeni teknik. öl- tnüş film oyunculannın bilgisayar aracılığıyla 19901ı yıllann fılmlerinde görimtüleriyle yer al- dığt yöntemi andınyor. Her iki sistemde de ses ya da görûntülerin elektronik baskısı kopyala- nıyor, parçalanıyor ve bilgisayar aracılığıyla sentezi yapılarak yeni şekillerelde ediliVor. Cecilia adı \eriien bu sistem, geçen yıliarda geride kalan üç Beatles üyesinin Juhn Len- aon'ın sesinin kaydıyla birlikte verdikleri kon- serden sonra müzik teknolojisinde atılan yeni biradun olarak nitelendiriliyor.Cecilia müzik sistemini keşfeden 29 yaşında- ki Ken Lomax, operadivası Maria Cal- las ile caz kraliçesi Elk FrtzgeraM'm "sabte" sesleriylegösteri ler sundu. Lo- max, müzik uzmanlanndan kanşık tep- kileraldı. Bunlannarasmda, BobMar- ley'nin müziğinin telif haklannı üstle- nen Blue Mountain Music firmasm- dan Aiastair N'orbury, •'Bob Marley "BİB yazdığı ama kaydetmediği birçok şar- kı var. Cecilia'yia yeni bir Bob Marlev albümü çAarabiUriz''dedır Cecilia sistemınin müzik dünyasmda büyük bir kanşıklık yaratma olasıhgı da var. Bu sis- temle. ElvfePresfey'e SpiceGirlsşarkılan söy- letilebilir...Caz müzisyeni George MeDyi Ceci- iia'nın "Körütükdohı. kötü bir akt" olduğunu söylüyor \e "İnsanla makine arasındaki fark, duygudur. Hiçbir makiiK Ella gibi şarkı söy- diyor. Bolşoy Balesi 'nin sanat yönetmeni Vladimir Vasiliev, tüm zoduklara karşın baleyi eski günlerinin görkemine kavuştumcağım iddia edivor Rusya'nın can çekişeıı kuğusu Küitür Servisi - Rusya'nın büyük kültürel hazinelerinden 200 yıllık Bol- şoy Balesi. yeniden doğmak için büyük çaplı birrestorasyon geçinyor. Her an- lamda. Balenin yönetmeni Vladimir Vasiliev, Bolşoy'u 2000'li yıllara eski günlerin görkemiyle ama yepyeni bir çehreyle taşımaya kararlı. Çünkü Bol- şoy'un sorunlan. baleye yuva olan bi- nanın restorasyonuyla sona erecek gi- bi değil. Birzamanîann ünlü dansçısı, bugün Bolşoy Balesi'nin sanat yönet- meni Vladimir Vasiliev, parasız, moral- siz. üstelik aşın kabank kadrosuyla. Bolşoy ruhunun yenilenen duvarlan kadar kolay kolay yenüenemeyeceği- nin bilincinde. Vladimir Vasiliev bundan iki yıl ka- dar önce Sovyet rejiminden kalma ve anlatı lanlara göre "Stalin'i aratmayan" eski sanat yönetmeninin yerine geçti- ğinde, Bolşoy Balesi'nin bir gün yine eski görkemine kavuşacağı yolunda umutlan yeşertecek çeşitli atıhmlarda bulunmaya başlamıştı. Dünyanın bu en büyük. en ünlü balesi, umutlan boş çıkartmamalıydı... Vasiliev, işe başlar başlamaz baleye ünlü orkestra şefleri ve dansçılar getıreceğine söz vermiş- ti. 2000 kişiyi geçen kadroyu küçülte- ceğini ve baleye yeni bir nih getirece- ğini iddia ediyordu. Bolşoy Balesi'nin tarihinde gerçekleştirilen ilk grevden sonra gelen bu sözler, o dönem umut verici görünmüş olabilir ama Vasiliev. "Önümüzde çok uzun bir yol \ar" di- yor. "Bolşoy'daneyazıkkisorunlardbı çok bolşoy (büyük) oluyor" diyen Va- siliev, zaman zaman diktatörce yön- temlerle daha iyi sonuçlar ahnabilece- ği hissine kapıldığını da saklamıyor. Sanatçının yaptığı ılk işlerden biri. Çay- kovski'nin ünlü balesi "KuğuGölü"nü bazı dramatik değişiklikler ve eksik bı- rakılan temel karakterlerden biriyle ye- niden sahnelemek olmuştu. Balesever- lerin ve eleştirmenlerin tepkisini alan Vasitiev'in bu ilk performansıyla ilgi- li olarak basın da sözlerini sakınmamış- tı "Yeni Kuğu Göiü'nde kuğulann tüy- leriyolunmuş.'' Ardından gelen yurtdı- şı turneleri de Vasiliev'e beklediği olumlu puanlan getirmedi. Bilet satış- lan kötü. eleştiriîer berbattı. Bolşoy değişmişti. 1959 yıhnda ba- lenin çıktığı turnede gösterilere bilet bul- mak için bir gece önceden sokaklarda yatan hayranlar yok olmuştu. Geçen yıl Las Vegas'a yaptıklan turnede Bol- şoy Balesi koltuklara dans etti. Vasiliev, eleştirilere üzülüyor. Ama zaman içinde durumun düzeleceği inan- cında. Şu sıralar yeni bir Giselle bale- si için kollan sıvayan Vasiliev. "Ame- rika turnesi gerçekten başansızUüa so- nuçlandı. çünkü iyi bir organizasyon değfldi. Bir kere köntrol bende değUL Bir daha asb böyle bir deneyim yaşa- mayacağız'' diyor ve eklıyor: "Bİrf- şoy'un zaman içinde eski görkemine kavuşacağuıa ant içiyorum." Rusya'nın yansıması Orkestrayı. baleyi. operayı yenile- mek yolunda çeşitli adımlar atıldığını belirten Vasiliev, "Size ütopya gibi ge- lebflir.ama bir gün otocak" şeklinde ko- nuşuyor. Bolşoy Balesi'nin dansçılan ise bu denli umutlu değil. Balenin ta- nınmış balerinlerinden GedîminasTa- randa, "Evet, moralimiz daha iyi. tsjer daha iyi yurüyor. Ama repertuvar çok kötü. Bau'dan birinci sınıf dansçılann getirBecefi yolunda sözler verilmişti. Ud yıkhr künse gebnedL Aynca, Vasf- liev'in kendi yetenekb' dansçdannı ye- terince değeriendinnediği ve kendi yü- dızlannı varatmadığı da bir gerçek" diyor. Vasiliev, bugünkü Bolşoy'un sonuç- ta günümüz Rusyası'nın bir yansıma- sı olduğunu belirtiyor. Tıpkı ülkeyi yol- suzluk, bürokrasi ve mafya kıskacın- da yenilemeye çalışan YeHsin gibi, Va- siliev de bilet mafyası. sanatçılann maddi sıkıntılan ve değişime karşı ge- nel bir isteksizliğin yaşandığı balede ye- nilik yapmaya uğraşıyor. Durum umut- suz görünse de pek çok kişi, Bolşoy'u ancak bu adamın kurtarabileceği kanı- sında. Bir zamanlar kendisini şöhrete kavuşturan rolü Spartaküs gibi çabalannın trajediyle sonuçlanmaması ise herkesin umutlu beklentisi... Gazhane • KüJtür Servisi- Kadıköy'ün Hasanpaşa semtindeki Gazhane. ilkokul öğrencilennin resimlerinde yeşil alanlı, tiyatrolu, müzeli bir küitür merkezine dönüştü. Kaptan Hasanpaşa tlköğretim Okulu'nda gerçekleştirilen "Öğrenciler Gazhane Hakkında Ne Düşünüyor?" başlıklı sergide semt sakinleri. 1887 yapım tarihli Gazhane'nin restore edilerek bir kültürel bulus.ma ortamı olabilmesi için bir araya geldi. Koruma kurulunun 1995 yıhnda 'küitür varlığı' olarak tescil ettiği Hasanpaşa Gazhanesı. öğrencilenn hayalindekı görüntüsüne kavuşabilecek mi? Hasanpaşa saİcinlen, Büyükşehir Belediyesi'nden hâlâ bir yanıt beklıyor. ŞiiHiK'te günümüz Fransız şiiri • Kühür Servisi - Yayın yaşamını Almanya'da sürdüren aylık şiir dergisi Şiır-lık'ın mayıs sayısı günümüz Fransız şiirine ayrıldı. Aytekin Karaçoban ve Halil Gökhan'ın katkılanyla hazırlanan dosyada günümüz Fransız şairleriyle onlarla aynı yaşta olan ülkemiz şairlerinin şiırinın kesişme noktalan incelenıyor. Türk şiirinin yaşayan en önemli şairlerinden Salâh Birsel'ın "Salâh Birsel Ben miyim?" adlı yeni şiıri de Şıir-lik'in bu sayısında karşımıza çıkıyor. 1997 Behçet Necatıgil Şıir Ödülü'nün sahıbi Haydar Ergülen, yepyeni bir şiinyle (Yağmurun İyiliği) okurlan Felamlıyor Salih Bolat ise Adnan Azar'ın 'Unutmak Sulan'ndan tam 16 yıl sonra yayımladığı "Parçalanmış Zamanlar' kitabındaki şiirlere eğilıyor. Fiz Tokcan'm kadınları • Küitür Servisi- Ressam Filız Tokcan'ın 'kadın yüzleri'ni konu aldığı resim sergisi Maltepe Sanat Galerisi'nde sürüyor. Tokcan, hıçlik, kaygı, korku, tedırginlik gibi varoluşçu izleklerle birlikte resimlerinde kadını, estetik bir idolleştirmeye götürmeden 'bir kadının üstünden' kadınlann "varlık sorunu'na eğiliyor. Tokcan'ın resimlerinde kadın, "Ben kimım, kat ettiğim bu çöküş. düşüş ve kaybetme yokuşunun anlamı nedir, yorgunluk nedir, biriken nedir. saklı kalan nedir" türünden kendi \aroluşuna ilişkin sorular soruyor. Bu resimlerde kadın, gündelik hayatın dışında, felsefi biretkinlik içinde. 2. Karaderez Kısa Rlm Festivalî • ANKARA (ANKA)- Kısa filmcıleri desteklemek üzere ılki geçen yıl düzenlenen Karadeniz Film Festivali'nin ikincisi 24-31 mayıs tarihleri arasında Samsun'da yapılacak. Gazi Belediyesi ile Klas TV ve Akdeniz Sinema Grubu işbirliğiyle düzenlenen festival kapsamında altı ülkeden toplam 7_1 kısa film gösterilecek. Türkiye'den Ethem Özgüven, Vural Çavuşoğlu. Hilmi Etikan, Mehmet Eryılmaz, Bülent Erçetin ve Faruk Akbaş'ın filmleri uluslararası kısa film gösteriminde yer alacak. "Copito, Öyteyse Descartes' • Küitür Servisi - Üç aylık düşünce dergisi Cogito'nun 10. sayısı •Cogıto, Öyleyse Descartes' Yapı Kredı Yayınlan'ndan çıktı. Dünya tarihinde önemli bir yeri olan Descartes'ı yepyeni bir gözle inceleyen bu sayıda, kartezyen ve anti-kartezyen düşünce, Descartes hakkında yüzyıllardır süren tartışmalar. eleştiriîer, yüceltmeler. yergiler, hem kendi gözüyle hem de yandaşlan ve karşıtlannın bakışıyla günümüze taşıyan felsefe tarihi yer alıyor. IGeaçtt Kitabevi Oykü Yarışmas • Küfiür Servisi-Gençlık Kitabevi. 50. kuruluş yıhnda başlattığı 30 yaşını aşmamış gençlere yönelik öykü yanşmasının bu yıl dördüncüsünü düzenliyor. Adaylar, 3 öyküyle 6 nüsha olarak en geç 31 ağustos tarihinedek yanşmayakatılabilir. Feridun Andaç, Mustafa Öneş. Adnan Özyalçıner, Güven Turan ve Muzafferliyguner'inoluşturduklanjüri, Ekim 1997 sonunda toplanarak yanşma sonuçlannı belirleyecek. Aynntıh bılgi için Tel: 0 216-337 96 05. Kadıniar, Savaş, Komedi' • Küitür Servisi- Tiyatro Tanı, Thomas Brasch'ın oyunu 'Kadınlar, Savaş, Komedi'yi 24 ve 31 mayıs günlerinde, Martı Sanatevi'nde son kez sahneleyecek. Özkan Schulze'nin çevirdiği oyunun dramaturjisi Attila Engin'e ait. Oyunda Özkan Schulze ve Ayşe Başkut rol alıyor. Thomas Brasch. oyunda savaşlann kadınları ve çocuklan da yok ettiğinin altını çiziyor. Oyun tarihsel bir doğruluk değil, sembolik bir doğruluk arayışında. Rosa ve Klara, erkeklerin savaşında onlara verilen rollere karşı farklı şekillerde direniyorlar EskişehiPli küçükler festivale hazırlaıiıyor • KüHür Servisi - Zeytinoğlu Egıtim Bılim ve Küitür Vakfı tarafından 11-19 ekim tarihtennde düzenlenecek 3. Uluslararası Eskişehir Festivali kapsamında düzenlenen 'Festivaller ve Şenlikler' temalı resim yanşması ilkokullardan ılgi görüyor. Sonuçlan eylül ayında açıklanacak yanşmada dereceye giren 20 küçük yetenek, festival çerçevesinde açılacak resim atölyesinde ücretsiz eğitimın yanı sıra. Anadolu Oniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi başan belgesi almaya hak kazanacak. Poster Dünyası'nda Bülent Çetinor sergisi • Kühür Servisi - Poster Dünyası.' Her Ay Bir Türk Ressamı' sürekli sergisine 6 mayısta Çetinor'la başladı. Sergide Çetinor'un kültürümüzü yansıtan eski ev, konak ve yalılar ile kent, köy, kasaba görünümlerini konu alan suluboya çalışmalan yer alıyor. Sergi bir ay süreyle Poster Dünyası'nda gezilebilecek. (Tel 274 89 12) \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle