27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 1997 PAZAR 14 KULTUR 50. UL USLARA RA SI CANNES FİLM F ESTİVALİ 4 Altııı Palmiye' sahibine kavuşuyor Kiarostami bekleneni veremedi. Büyük ödülün en önemli adaylan: Ang Lee ve Atom Egoyan VECDİ SAYAR Festn al maratonu sız bu satır- lan okurken sonuçlanmış,jün ka- rar içın toplanmış olacak. Oysa. bizim bugün izleveceğimiz bir film daha var: Phillippe Rousse- lot'nun "Yılanın Öpücüğü" (Le Baıser du Serpent). Ünlü görüntü yönetmeni. bu ilk yönetmenlik denemesinde tarihsel bir aşk fil- mi gerçekleştirmiş. Bu fılmden ciddı bir sürpnz beklenmediğine göre sonuçlara ilişkin tahminler- de bulunabıliriz artık. Bu gece yapılacak ödül töre- nınde sahiplerini bulacak ödüller için ikı ısmin öne çıktığını söyle- vebılınm: Ang Lee ve Atom Ego- yan. Bu tahmınimin oldukça kişi- sel olduğunu. başka eleştırmenle- rin farklı fılmleri tercih ettikleri- nı bıliyorum. Bu yılki "hasat"ın pek parlak olmamasına bağlana- bılir belki bu durum. Bu yılın programında hiçbır yapıtın "baş- yapıfnitelemesıni haketmediği- nı söv leyebılıriz. Kanımca, bu ni- telemeye en çok yaklaşan fılmler, Ang Lee'nin "Buz FutuıasT (Ice Storm) ve Atom Egoyan'ın "Gü- zel Giinler Gelecek" diye çevirdı- ğımiz "The Sweet Hereafter"i. Yaşadığımız dünvanın ınsani so- runlanna ilişkin söyleyecek sözü olan ve bu sözlerinı olgun bir si- nema dılıyle izleyıcıye aktarabi- len tilmler. Bu ıki fılmın yanı sıra lısteye Michael \Mnterbottom'un "Sa- raybosna'ya Hoşgekliniz"'inı. Sho- hei Imamııra'nın "YılanbahğTnı ve Manuel Poirier'nın "Wes- tern"ını katabılınm. Imamura. tıpkı Egovan ve Lee gibı ınsan gerçeğini ırdelivor. ama onlar gi- bı günümüzü değıl. insanın za- man ve mekânla sınırlı olmayan duygulannı. tutkularve korkular- la dolu iç dünyasını anlatıyor. Jü- ri. klasık bir anlatımı yeğlerse. hiçbir filmın tek başına öne çık- madığı bu liste ıçinde. Imamu- ra'va yönelebilır. Güncelliği ve çarpıcı anlatımı nedenı ile Uinter- bottom da şanslı olabılir. Elcştir- menlerle izleyıcilerin üzerinde buluştuğu küçük ama çok sıcak bir film yapan Poırier'nin "Wes- tern"ıninde.jüriden bir özel ödül alması ya da iki oyuncusunun oyunculuk ödülûnü paylaşması sürpnz ohnaz. Jüride. Nanni Moretti gibi, si- nema dıiinı \enileme gereksınme- si duvan bir yönetmenin varlığı. jüri kararlanna ilişkin tahminler- de bulunmamızı zorlaştınyor. Moretti çizgisının Wlm VNenders. Abbas KiarostamL Michael Ha- neke gıbi bir isme ya da "Yasak Kadın"ın (La Femme Defendue) yönetmeni Philippe HareTe bir jü- ri özel ödülü ya da yönetmen ödü- lü vermek isteyeceğini tahmin et- mek zor değıl. Böylesine bir se- çim, Imamura ya da Francesco Rosi gıbi klasik anlatım ustalan- na fazla şans tanımayacaktır kuş- kusuz. Ama. her zaman olduğu gibı, ödül listesinin oluşturulma- sında dengelerin gözetileceği de bir başka gerçek. En büyük olası- lık, her türlü eğilimin yer alacağı karma bir listenin karşımıza çık- ması. 50. yıl programının böylesine zayıf olması. dünya stnemasında ciddi bir kriz yaşandığını gösteri- yor. Nitekim.yanşmadışıfilmler arasında da başyapıt nitelemesini hak eden yalnızca bir tek film var- dı: Portekız sınemasının ustası Manuel de Olhera'nın "Dünya- nın Başlangıcına \okruluk*'u. Bu filmden ve gene yanşma dışı gös- terilen Kenneth Branagh'ın "Hamlet"inden söz etmeyi bir başka yazıya bırakarak, bu akşarn sonuçlanacak vanşmada yer alan filmlerden hiç değinmediklerimi- ze kısaca değinelim. dilerseniz. Yeni yönetmenler tngiliz oyuncu Gary Old- man'ın "Ağızdan Beslenemez"1 (Nil by Mouth) adlı filmı Lond- ra'nın güneyinde yaşayan orta hallı bir aılenın, içki ve uyuştunı- cu müptelası bir gençliğin dünya- sını anlatıyor. Gerçekçi betimle- meleri, EricClapton'un müziği ve genç oyunculann başansı ile özel- likle Anglosakson eleştirmenle- rin beğenisini kazanan bir yapım bu. Ödül listesinde yer alabilecek sürpnz isımlerden. Amerikalı oyuncu Johnny Depp ise "Cesur" (The Brave) ad- lı fılminde. yoksulluk ıçinde kıv- ranan bir Kızılderili aılesinin ya- şamını anlatmaya soyunmuş. Kuşkusuz soylu bir amaç, ama karşımıza gelen film. Depp'in yö- netmenlik iddıasını terk etmesi- nm doğnı olacağını göstenyor. Yaşadıİdari geceİcondu mahalle- sinın yıkım karan üzerine ailesi- ni banndıracak bir ev alabilmek ıçin. hasta ruhlu bir adamın -Mar- lon Brando'nun bu rolü Kızılde- rılılenn yüzü suyu hürmetme ka- bul ettiğini tahmin etmek zor de- ğıl- işkence koltuğunda yaşamını yitırmeyi göze alan Kızılderili gencin dramını, hiçbir ınandmcı- hk taşımayan bir senaryo ve beğe- niden yoksun bir sinema diliyle anlatıyor. Bızım arabesk yapımla- nmızdan geri kalmayan bir ucuz- luk ıçinde. Gün batımına karşı "kontrlumiere" bir sev ışme sah- nesi de cabası. Bir başka Amenkalı genç yö- netmen. Nick Cassavetes, babası- nın son günlerınde yazdığı senar- yodan yola çıkarak gerçekleştırdi- ği "KızÖylesine Güzel ki"(Shes so lov ely) adlı fılmde kansını tut- kuyla seven sarhoş bir gencin. genç kadının uğradığı tecavüz üzerine başının derde gırmesini ve akıl hastanesıne düşmesıni an- latıyor. On yıl sonra hastaneden çıktığında, yenıden evlenıp, iki çocuk da yapmış olan kansını, kendisinden daha az maço olma- yan yeni kocanın elinden kurtar- maya karar venyor filmin kahra- manı... John Cassavetes'ın karak- terlerinı ustacabetımlenıesi ve se- naryoyu akıcı bir üslupla fınale götürmesı şaşırtıcı değıl kuşku- suz. Cassavetes, fılmın başrolle- nnde Sean Penn'le. Penn'in ger- von Kleist'in Hombourg Prensi" ile zorlu bir ışe girişmış. Bıryara- tıcı için her zaman tuzaklarla do- lu olan edebiyat uyarlaması ala- nında daha önce de ürünler ver- miş. "Martı", "IV. Henry" gibı başanlı uvarlamalargerçekleştır- mış. Bu kez de rahat izlenen. ışle- dıği temayı izleyicısine aktarabı- len bir film yapmış. Otuz yıl sa- vaşlan sırasında aldığı emırlere uymadığı için ölüme mahkûm edilen ve yaşamının kurtulması ıçin herkesin önünde af dilemesi istenen bir prensin ölümü seçerek onurunu korumasını anlatıyor fıl- minde. Bir ustanın elinen çıktığı her halinden belli, ama gençlik yıllannın ürünlerini "Çin Yakın- dır"ı, "Cepteki Yumruklar"ı. "Nel nome del Padre"yı, "Zafer Marşı"nı özlemle anımsamamızı engelleyemiyor. nın "teloizyon fllmi" deyip du- dak bükeceği bu vapım, bana gö- re genış ızleyici yığınlanna sesle- nebilecek. insan sevgisı ile yoğ- rulmuş bir fresk. Yenilikçi bir ya- nı yok kuşkusuz. ama oyuncula- nnın özellıkle Levı'vı canlandı- ran. John Turturro'nun başansı- nı kımseler ınkâredemez. Kanım- ca. Erkek Oyuncu Ödülü'nün en önemli adaylanndan bın Turturro. Ama. 1991'de "Barton Fınk^de- kı oyunuyla Altın Palmıye kazan- mış olması şansını azaltıyor. Bir İtalyan-Fransız-Alman-İsv ıçre- tngıliz ortak yapımı olan "Ateş- kes"in, bu yılki Davıd di Donatel- lo ödüllennde -Italyan Oscar'lan diye nıtelendırilebilir bu ödüller- En lyi Film. Yönetmen. Yapımcı ve Kurgu ödüllenni kazandığını ve ltaKa'da büyük bir gişe başa- nsına ulaştığını ekleyelım. Tarihe bakan ıki usta daha var: Francesco Rosi ve Vusuf Şahin. 1972'de "Mattei Olajı" ile Altın Palmiye'yi alan Rosi, "Ateşkes" Mısır sınemasının usta yönet- meni Yusuf Şahin. "Kader" (Al Massır) adlı fılminde, on ıkinci yüzyılda yaşamış Endülüslü fılo- yaklaşımı oldukça iyimser. Le Monde'un bile filmi "büyük" olarak nıtelendırmesi. ınsanda acaba Batılılar değerlendirmele- nnde çifte standart mı kullanıyor sorusunu sorduruyor. Aynı filmı Avrupalı bir yönetmen yapsa. ala- cağı tepkınin çok farklı olacağını düşünüyorum. Filme yöneltılen övgülerın. fılmın umut dolu me- sajından -köktendinciliğın hiçbir zaman ılerlemeyı durduramaya- cağı. aydınlanmanm önüne geçe- meyeceğı temasından- çok Doğu sinemasına duvoılan -ve belki ıçin- de paternalist duygular barındı- ran- bir sempatiden kaynaklandı- ğı kanısındayım. Bu da Doğu si- nemalannın "kader"ı anlaşılan. Burkina Faso'nun en ünlü yö- netmeni Idrissa Oudreago'nun "Kini ve Adams"ı. Güney Afri- ka'da yoksulluk ıçinde vaşayan i- kı arkadaşın öyküsü. Bir gün bü- yük kente gıderek bu yaşamdan kurtulma umutlannı hiç yitırme- yen ikı arkadaş. bu düşlerinı ger- çekleştirme olanağını buldukla- nnda. dostlukları tehlikeye girer. *u yılın programında hiçbir yapıt 'başyapıt' nitelemesini hak etmiyor. Bu nitelemeye en çok yaklaşan fılmler, Ang Lee'nin 'Buz Fırtınasr ve Atom Egoyan'ın 'Güzel Gelecek Günler'inin yanı sıra Michael Winterbottom'un "Saraybosna'ya Hoşgeldiniz'i, Imamura'nın 'Yılanbalığı' ve Manuel Poirier'nin 'Western'i. • 1) 'Ateşkes' Francesco Rosî 2)'KızÖ>lesine Güzel ld' Nick Cassavetes 3) 'Heinrich von Kleist'm Homborg Prensi' 4) 'Kader' Yusuf Şahin 5) 'Ağızdan Beslenemez' Gary Oldman Adams' Idrissa Oudreago çek yaşamdaki eşi Robin \Yright Penn'i. John Travolta, Ham 1 De- an Stanton gibı ünlüleri ov-natmış. Bu festıvalin tanıttığı genç yönet- menler içinde umut vaat eden iki ısimden biri Oldman sa. diğeri de Cassavetes. Avustralyalı kadın vönetmen Samantha Langıse ilk filmı *"Ku- yu" da. (The Well) bir rastlantı so- nucu tanışan. birbırinden çok farklı iki kadın kahramanın dost- luğunu anlatıyor. Birbırlerinde kendılennı tamamlayan öğeler bulan iki kadının ilışkisi. onlan kendı yalnızlıklanndan kurtara- cak. ama tehlikeli ufuklara yöne- lerek. kontrollerini yitirmelerine yol açacaktır. Lang'ın filmi eleş- tirmenlerin yıldız tablolannda en alt sıraya yerleşii, Johnny Depp'le bırlikte. Cannes'da yanşmaya se- çilmek genç bir yönetmenin yıldı- zını parlatabıleceğı gibi bir anda söndürebıliyor da. Eski ustalardan ltalyan sınemasının ustaların- dan Marco Bellochio. "Heinrich adlı fılminde Ikinci Dünya Sava- şı'nın bıttiğı günlerde, Auschvvitz kampından serbest bırakılan bir grup tutuklunun Polonya ve Rus- ya"dan geçerek ltalya'ya ulaşmak ıçin yaptıkları yolculuğu anlatı- yor. ünlü ttalyan yazar Primo Le- vi'nin anılanndan yola çıkarak. Trajik bir yazgının buluşturduğu bu ınsanlann yolculuğunu epik bir anlatımla sergiliyor Rosi. Temer- küz kampında tutkulannı. kültür- lenni unutan bu insanlann yavaş yavaş yaşama ve aşka yeniden bağlanmalannı anlatıyor. Ayrıntı- lan. küçük gülümsemeleri unut- madan. Tarihin tekerrür ettiğini. savaşlann hiç bitmeyeceğinı anla- tırken. umudu insan yüreğinde buluyor. Levi anılannda. düşma- nın. yani Almanlann da birer in- san olduğu gerçeğini vurguluvor. Ve en olumsuz koşullarda bıle ın- sanın yaşama direncinin devam edeceğı mesajını ven>or. Tutuklu- larla, onlan kurtaran Rus askerle- ri arasındaki dostluğu. gerilimi. kültürel farklılıklan anlatıyor. Eleştirmenlerın büyük kısmı- zof İbn-Rüşt'ün yaşam öyküsünü anlatırken, günümüze ışık tutma- yı. dünyadakı hoşgörüsüzlüğe, düşünce yasaklanna karşı çıkma- yı hedeflıyor. Bir Fransız-Mısır ortak yapımı olan fılmde Ibn- Rüşt. Batılılann tanıdığı bıçimde. Aven'oesadıylaanılıyor. Şahin'in ele aldığı dönem Avrupa'da engi- zisyonun tüm dehşetı ile hüküm sürdüğü. doğuda ise köktendinci- liğin tırmandığı yıllar. Gericilerin etkismde kalan Ha- life Al Mansur'un gazabına uğrar Av erroes. Tüm kitaplannm yakıl- ması buyruğu çıktığında. fılozo- fun yakınlan el yazmalarını kop- yalayarak yurtdışına çıkarmaya karar verir. Batı'da aydınlanma felsefesıne büyük etkisi olmuş İbn-Rüşt'ün yaşamöyküsünü, epik bir sinema diliyle yer yer şar- kılarla süsleyerek anlatıyor. Ka- nımca Şahin'in "Merkez Gan", "Toprak", "İskenderiye Nknn" gi- bi filmlerı ile kıyaslandığında, ol- dukça sıradan, hatta ilkel bir ya- pım. Ama Batılı eleştirmenlerin Beklenmedık olaylar onlan karşı karşı>agetırir. Oudreaogo'nun bu yeni filmi büyük ölçüde düş kınk- İığı yaratırken. -Yaaba", "Tilai" gibı fılmleri ile kazandığı eleştı- rel başanyı bu kez yineleyemedi. Yönetmenin kendini tekrarladığı görüşünde birleşen eleştirmenler, "Kini ve Adams rl a fazla prim ver- medı. Gene de Afrika sinemasına moral vermek isteyen bir jüriden bir sempati ödülü beklenebilir. Bati'dan Doğu'ya aşk.~ Fransız yönetmen Philippe Ha- rel, "Yasak Kadın" (La Femme Defendue) adlı filmi ile Fransız sinemasının en gözde temaların- dan birine. "•zma" olgusuna. yanı evli bir erkekle, genç bir kadının ılişkisineeğilıyor. Builışkiyıpsi- kolojık ayrıntıİanyla. zekâ ve du- yarhk içeren bir senaryo ve dıva- loglarla anlatıyor Harel. Ama fil- min en önemli özellıği. kullandı- ğı "öznel'" kamera. Öyküyü. binnci tekıl şahıstan anlatıyor Harel. Anlatıcı. yani er- kek kahramanı fılmde hemen hiç görmüyoruz aynada vansıyan bır- kaç görüntüsü dı şında Ç ünküka- mera bu kahramanla özdeşleşmış durumda. Erkeğin \ alnızca sesinı duyuyoruz. Perdede ise genç kızın yakın planlannı. Kadın kahrama- nı izlemediğimiz nadır anlarda ise erkeğin bakışıyla yoldan geçen- len ya da odanın tavanını seyredı- yoruz. Kuşkusuz sinema dıli açı- sından oldukça devnmcı bir se- çım bu. Harel'ın fılminin bu ıl- ginç özelliğı, ona bir yönetmen ödülü bile getirebilir. Başroldeki genç oyuncu IsabeUeCarre'nin de oyunculuk ödulünü alması şaşır- tıcı olmaz. Sonuç olarak yasak bir aşkı, tüm boyutlanyla. coşkulan, acılan. çelışkıleri ile anlatan u Ya- sak Kadın". Fransız sınemasının festivaldekı iki başansından bıri- ni oluşturuvor bana göre (bazı eleştirmenlerın filmı "tiyatro" olarak nitelendirdiklerini belirte- yim), Manuel Poirier'nin daha ön- ce sözünü ettiğimiz. yaşama se- vincı dolu "Western"i ilebirlıkte. Çinli yönetmen VVongKar-VV'ai ise Hong Kong yapımı "Mutlu Beraberİîk'' (Happy Together) ad- lı fılminde. eşcınsel bir aşk öykü- sü anlatıyor. Hong Kong'dan kal- kıp Arjantın'e gelen ikı arkadaşın ilişkısinde onaya çıkan gerilım- leri, birbırinden çok farklı iki kül- türün, Uzakdoğu ile Latin Ame- rikan kültürü arasındaki çatışma- lan konu alan "Mutlu Beraber- lik". yapısal zayıflıklannın vanı sıra ıçenk olarak da çok sıradan. yeni hiçbir şey söylemeven bir film. Kar-Wai. bu filmi ile "Chunking Express"dekı başan- sını yıneleyemıyor ne yazık kı. Filmın yanşmaya seçilmesi ise ele aldığı tema açısından olsa gerek. Eşcınsellik teması bu yıl festıval- de agır basan temalar arasında. Özellikle yanşma dışı bölümler- de. Bu alanda Uzakdoğulu sine- macılar başı çekiyor. "Belli Bir Bakış" bölümünde gösterılen "Doğu Sarayı BaO Sarayı" aynı te- may ı ışleyen, çok daha başanlı bir örnek. t KirazTadı' Iranlı usta yönetmen Abbas Ki- arostami. yeni "auteur"ler keşfet- meye bayı^nelcştirmeTÜerm göz- delerınden biridir. "Havat Devam Edhor", "Ctose L p"\ "Zejiiıüik- ler .\lünda" gibı filmleri ile bu ni- telemeyı hak ettiğini kanıtlayan usta yönetmen bu kez beklentile- rimizı karşılıksız bıraktı. "Kiraz Tadı" adlı filmı her zaman oldu- ğu gıbi belgesel tadı taşıyan bir film. Intıhar olgusunu konu alı- yor fılmde Kiarostami ve intihar etmeye karar veren bir adamın bu ışte kendisine yardımcı olacak bınni aramasını anlatıvor tüm film boyunca. Kazdığı bir çukur- da geceledıkten sonra üstüne top- rak atılarak diri diri toprağa gö- mülmeyı planlayan adamın ama- cına ulaşıp ulaşmadığını bilemı- yoruz. çünkü açık bir fınalle nok- talıyor fılmini Kiarostami. Pans'te yaşayan Romen fılozof Cioran'ın bir sözünden yola çık- tığını belirtiyor vönetmen. "tnti- har olanağı olmasavdı, kendimi çok önce öldürmüş olurdum." Kuşkusuz. intihar etmeye karar veren adamı bir metafor olarak kullanıyor Kiarostami. ama basın toplantısında bu konuda açıklama yapmaktan kaçınıyor. Bence ken- dini diri din toprağa gömme ka- ranndaki adam, toplumlarında olup bitenlere tepkısız kalan ay- dmlan ve gençlen anlatmak üze- re seçılmış bir metafor. Kiraz ise ilkbahann gelişinı muştuluyor, >anı bir umut sımgesi. Kiarostami'nın seçtıği metafor ilgınç ilginç olmasına da filmi kurtarmaya yetmiyor. tnsanlara sorular sorarak ve benzer sahne- len tekrar tekrar karşımıza getire- rek geliştiriyor öyküsünü. Evet. bılinçlı bir seçim, ama izleyiciyi bu kadar sıkmava hakkı yok. "Kiraz Tadı", daha çok eleştir- menler içın üretılmış "prefabrik" bir ürün kanımca. İran hükümetı- nin filmi göndermeme tavnndan dönmesi akıllıca bir karar olmuş. Yoksa hak etmediği bir ün kaza- nacaktı Kiarostami "nin bu son fil- mi. Bence Kıarostami'nin buldu- ğu fıkir. ancak kısa bir film ıçin yeterli malzeme oluşturuyor. Ge- nsı. önemi "kendinden menkul" bir gevezelik: "auteur" sineması yapmaya soyunan Doğu sınema- cılannın çıkmazının tipik bir gös- tergesi. Gene de Banlı eleştirmen- lerin bir bölümü filmi çok beğen- diler. Çünkü daha filmi görmeden de hazırdılar beğenmeye. Çünkü zaten onlar için Doğu kültürüne meraklı Batılı aydınlar için yapıl- mış bir üründü. Samimıyetten uzak buldum "Kiraz Tadfnı. Evet. Kiarostami sineması. tıp- kı Haneke ve VVenders gibı eleş- tıımenleri ikıye bölecek. Bakalım jünde de aynı tartışma yaşanacak mı? Sonuçlan bu gece hep be- raber öğreneceğız. Clint East- wood'un "SonsuzGüç"( Absolute Povver) adlı filmi ile kapanıyor 50. Cannes Film Festivali. • Tuhaf ilişkiler Jennifer Tilly ve Gina Gershon'un başroilerini paylaştığı film iki lezbiyenın öyküsünü anlatıyor (Şişli Kent 241 62 03, BeyoğluSinepop 25111 76, Ç. Taş Şafak 516 26 60, Galeria Prestij 560 72 66, Bakırköy Avşar 58314 97, Kadıköy Reks 336 0112, Suadiye Movieplex 385 24 49) • Yalancı, Yalancı Jim Carrey'nin espri anlayışından hoşlananlara hafif bir komedi. (Altunizade Capitol 310 06 16, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Renk 572 18 63, Ç. Taş Şafak 516 26 60, Beyoğlu Atlas 252 85 76, Kadıköy Süreyya 336 06 82, Suadiye Movieplac 385 24 49, Ortaköy Feriye 236 28 64) • Akşam Yıldızı 15 yıl öncesinin 'Sevgı Sözcüklen'nın devamı. Robert Harling'in filminde Shırley McLaine ve Bill Paxton rol alıyor. (Beyoğlu Lale 249 25 24, A. Capitol 39119 35, Fenerbahçe Pyramid 348 01 50, Osmanbey Ga-J247 96 65, Prestij Galeria 560 72 66) , t - • Marvin'in Odası Jerry Zacks'ın filminde Merly Streep. Leonardo Di Caprio, Diane Keaton ve Robert de Niro başrollerde. Keaton, bu filmdekı rolüyle "en iyi kadın oyuncu' dalında Oscar'a aday gösterilmişti. (Etiler Akmerkez 282 05 05, Beyoğlu Emek 293 84 30, Altunizade Capitol 391 19 35, Harbiye As 24 7 6315, Kadıköy Kadıköy 337 74 00, Suadiye Cinemax 46744 67, Bakırköy Carousel 571 83 80) • Richard'ı Ararken Al Pacino'nun ilk yönetmenlik denemesinde Alec Baldvvın, NVinona Ryder. Kev ın Spacey gibı ünlüler bir arada. (Beyoğlu Lale 249 25 24, Kadıköy Broadyvay 346 14 81, Suadiye \loviepiex 385 24 49) • Acı Şeker Ha\analı yönetmen Leon lchaso'nun filmı. (Beyoğlu Beyoğlu 251 32 40) • Tommy Ken Russell'ın yönettiği film Eric Clapton. Elton John, Jack Nicholson hayranlan için kaçırılmaz fırsat. (Etiler Akmerkez 282 05 05, Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Altunizade Capitol 391 19 35) • Kan ve Şarap Bob Rafelson'ın filminde Jack Nicholson çapkın şarap-rüccan rolünde. (Beyoğlu ' Alkazar 293 24 66, Şişli Kent 241 62 03, Ortaköy •'! Princess 227 91 47, Bakırköy Carousel 571 83 80, Altunizade Capitol 391 19 35, Kadıköy Bahariye 414 35 05) • Sessiz Düşman Harrıson Ford ve Brad Pitt, Alan Pakula'nm filminde başrollerde. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Akmerkez Sinema Braun 282 05 05, İstanbul Princess 285 06 95, Parliament Cinema Club 263 18 38, Ortaköy Princess 236 20 72, A. Capitol 391 19 35, Suadiye \fovieplex 302 44 H) • Basquiat Julian Schnabel'in filmı tstanbul Film Festivali'nde Jün Özel Ödülü aldı. Jeffrey Wnght başrolde. (A. Capitol 310 06 16, Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Kadıköy Broadyvay 346 14 81) • Akrebin Yolculuğu Ömer Kavur'un filmi Cannes'da "Özel Bir Bakış Bölümü'nde yer aldı. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Bakırköy Avşar 583 14 97, A. Capitol 391 19 35, Kadıköy As 336 00 50) •Aşkta ve Savaşta Sandra Bullock ve Chris O'Donnell'ın rol aldıklan filmin yönetmeni Rıchard Attenborough. (Bevoğlu Fitaş 249 01 66, Ortaköy Ferive 236 28 64. Etiler Hıllside 263 1838, BakıHiöv Carousel 571 83 80. Bakırköy İncirli 572 64 39, -., A. Capitol 391 19 35, Kadıköv Baharive 414 35 05) •101 Dalmaçyalı Walt Disney Pictures üTünü olan yapımın yönetmeni Stephen Herek. 101 Dalmaçyalı, minik ızleyiciler için Türkçe * seslendirilmış. (Teşvikive AFM 224 05 05, Bakırköv İncirli 572 64 39, Kartal Kartal 389 06 • 16) • Turbulence Robert Butler'ın filmi sıradan bir gerihm.fA Capitol 310 06 16, Beyoğlu Fitas 249 01 66, Akmerkez 282 05 05) ltalyan yönetmen De Santis öltiü • ROMA (Reuter) - italy an sineması. geçen hafta Pans'te yine bir kalp krizi sonucu ölen yönetmen Marco Ferreri'nin ardından -.i bir büyük yönetmenıni daha yitirdi. .> tkıncı Dünya Savaşı sonrası ltalyan sinemasının •-.. önde gelen yönetmenlerinden Gıuseppe De * i Santis, kalp knzı nedeniyle 80 yaşında öldü. < 1949 tarihli 'Rıso Amaro" adlı fılmiyle tanınan î De Santis. Luchino Vıscontı'nın 'Ossessione' adlı ünlü filminde senaryoyu Visconti ile birlikte yazmıştı. 20 yıldır tek bir film bile :» yönetmeyen De Santis. Roberto Rosselini ve •".« Vittorio gibi ünlü sınemacılann temsil ettiğı neo- .î realıst akımın son yönetmenlerinden biri olarak değerlendirilıyordu. BUGÜN • CRRtle II. Uluslararası Gençlik Festivali kapsamında saat 15.00'te 'Genç Yatanaklar Konseri' izlenebihr. (251 56 00) • BEKSAV da saat 15 OO'te "Yılmaz Elmas'm : ' Kırkıncı Sanat Yıh" kapsamında Yenigün Müzik topluluğu konseri ızlenebılir. Aynca saat 18.00'de Cengiz Gündoğdu'nun katıldığı 'Düşünme Yöntemi11 başlıklı konferans izlenebilir. (349 91 55) • TARAÎSTA BABU KÜLTÜR MERKEZİ nde : \ saat 11.00'de Kaan Erten'in sahnelediği 'Sihirü ' .; Değnek' başlıklı müzıkli çocuk oyunu izlenebilir. • SAHAF KAFE KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da "Negatif konser: izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle