Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 MAYIS1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
fiünrük
Vönetmeliğinde
değişiklik
• ANKARA (AA)-
Güttrük Kanunu'nun
L'ygulanmasma Dair
Gümrük Yönetmeliği"nin
iki maddesi değiştirildi.
Resmi Gazete"nin dünkü
sayBinda yayımlanan
yönetmelik değişikliklerine
göre. gümrük
muayenesinde. geçicı kabul
yoluyla yurda sokulacak
feşya muayene olarak
ayniyetleri denetlemeye
yarayacak nitelekleri
belirenecek olması halinde,
gümrük beyannamesinın
ılgilı sütununa. eşyanın
ozelliklerinin ka>dedilmesi
ile yetinilecek.
Euromoney
konferansı
• İSTANBUL (AA) -
Devlet Bakanı Ayfer
Yılmaz. Türkiye sermaye
piyasalannda daha fazla
güven ve şeffaflık
istediklerini söyledi.
Euromoney tarafmdan
düzenlenen "Türkiye: Iş,
Finans ve Yatırım" konulu
konferansın açılışında bir
konuşma yapan Devlet
Bakanı Ayfer Yılmaz.
devletın sadece. sağlık,
eğitim. adalet. sosyal
güvenlik ve savunma gibi
alanlarda yoğunlaşması
yaklaşımını
benimsediklerini kaydetti.
Istanbul'u finansal bir
merkez yapmak
ıstediklerini behrten
Yılmaz. "Bunun için
yasal. kurumsal altyapıyı
organize ediyoruz ve Türk
sermaye piyasasını
ulusiararası ve ulusal
rekabete açmak istiyoruz.
Aynı zamanda menkul
değerlerdeki araçlar birlıği
de oluşturulacaktır" dedi.
Akbank, İstanöul
vergi şampiyonu
• Ekonomi Servisi -
tstanbul'da 1996 yılı
faaliyetlerinden doğan
kazançlar üzerinden. en
fazla Kurumlar Vergisi'ni
Akbank ödeyecek. tstanbul
Befterdarlığı'ndan yapılan
açıklamada. Akbank 5
trilyon 715 milyar 249
milyon lirayia birinci sırada
yer alırken. Boğaziçi
Elektrik 4 trilyon 760
milyar 829 milyon lirayla
ıkinci. Otosan da 3 trilyon
96 milyar 623 milyon
lirayla üçüncü oldu. Geçen
yıl 84 trilyon 40 milyar 917
milyon lira olan Kurumlar
Vergisi gelirleri, bu yıl
yüzde 158.4 artarak 217
trilyon 193 milyar 933
milyon liraya ulaştı.
GOS ödemeleri
başlıyop
• ANKARA (AA) -
Daha önce ihraç edilen
"TEFE~6" gelir payı
ödemeli 14. tertip gelir
ortaklığı senetlerinin gelir
payı ve anapara
ödemelerine 16 Mayıs
Cuma günü. 15. tertip
senetlerin ödemelerine ise
20 Mayıs Salı günü
başlanıyor. Söz konusu
ödemeler Türkiye Iş
Bankasf nın tstanbul'da
Şişli-Yenicami-
Rıhtım, Kadıköy
şubelerinden. Ankara'da
Merkez ve Yenişehir
şubeleri ile Izmir. Adana,
Gaziantep ve Mersin
şubelerinden
gerçekJeştirilecek. İki
gelir ortaklığı senedinin
bin liralık kupürlerine
isabet eden gelir payı, 788
bin lira olarak saptandı.
Bankacıların
gizli faiz şikâyeti
• ANKARA (AA)-
Bankacılar son bir kaç
aydır yoğunlaşan 'gizli
faiz' uygulamasına karşı.
Hazine'nin önlem almasını
istediler. Şikâyet konusu
olan gizli faiz uygulaması
kapsamında, bazı
bankalann tasarruf
mevduatma uyguladıklan
faiz oranlannda. paranın
miktanna göre. ilan
ertikleri oranın '3 ile 25'
puana kadar üzerine
çıkabildikleri bildirildi.
Gizli faiz uygulamasının.
özellikle Kurban Bayramı
öncesi piyasalarda yaşanan
sıkışıklıkla birlikte daha da
arttığına işaret eden
bankacılar. bunun
nedeninin Hazine'nin
gerekli önlemleri almaması
ve yasal düzenlemeleri
yapmaması olduğunu
sövledıler.
Önümüzdeki hafta yapılacak zirvede, Türkiye'nin AB üyeliği gündeme getirilecek
Avrupa'da tam üyelik lobisiSEDA OĞUZ
AB'nin genişleme sürecine ilişkin temel
politikalannın oluşturulacağı
Amsterdam ve Kopenhag toplantılan
öncesinde Türk siyasetçileri,
akademisyenleri ve iş dünyası
temsılcilen Münih'te bir araya gelerek.
Türkiye'nin tam üyeliğe aday ülkeler
grubuna dahil edilmesi için lobi
yapacaklar. 22-23 mayıs tarihlerinde
EATA (Avrupa Türk Akademisyenler
Birliği) tarafmdan düzenlenen konferans
öncesinde yapılacak basın açıklamasıyla
da, Türkiye'nin tam üyelik konusundaki
tezleri Avrupa kamuoyuna duyurulacak.
AB'ye üye ülkelerin hükümet
başkanlannın Amsterdam ve
Kopenhag'da. önümüzdeki ay içinde
yapacağı toplantılarda: Çek
Cumhuriyeti, Polonya ve Macaristan'ın
topluluğun yeni üye adaylan olarak
açıklanması beklenirken. EATA'nın,
Münih'te düzenlediği konferansta, AB
üyesi ülkeleri Türkiye'nin tam üyeliği
konusunda iknaya çalışılacak.
"Avrupa'nın yeni siyasi, ekonomik ve
stratejik mimarisi" konulu
konferansın, AB'nin genişleme
politikalannda Doğu Avrupa ülkelerine
öncelik tanınması tezini savunan
Almanya'da yapılmasının, Başbakan
Helmut Kohl'e mesajlann konferansa
katılacak Alman parlamenterler
kanalıyla iletilmesi açısından önem
taşıdığı belirtiliyor. Haziran ayında AB
üyesi hükümet başkanları düzeyinde
yapılacak toplantılar öncesinde
düzenlenen konferansa Almanya'dan
çok sayıda milletvekili katılırken
Türkiye°den Bülent Akarcalı, Hikmet
Çetin. Hasan Denizkurdu ve Cem
Kozlu'nun katılımları kesinleşti.
EATA Danışma Kurulu üyesi Ertuğrul
Lzun, konferansta dile getirilecek Türk
tezlerinin, Avrupa'daki 3 milyon Türkün
uyumu için Türkiye'nin AB'ye
entegrasyonunun gerekliliği ve
Türkiye'nin tam üyeliği konusunda AB
resmi görüşünün açıklanması
konulannda yoğunlaşacağını belirterek
şu bilgileri verdi: "2 milyonu
Almanya'da olmak üzere Avrupa'daki
3 milyon Türkün uyumu için
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin
sağlanması gereklidir. Aksi halde
Türkiye 'Rusya-Çin-İran ittifakı' gibi
farklı opsiyonlara yönelebilir. Münih
konferansında. Fransa'nın ortak
havuz yaklaşımı paralelinde, bütün
aday ülkelerin üyelik kriterlerinin net
olarak açıklanması yönünde AB
hükümetlerine mesaj verilecek. AB,
Türkiye'nin görünür zamanda üye
olamayacağı yönünde net formül
içermeyen yaklaşımı yerine. üyelik
için diğer adaylarla birlikte hangi
kriterlere uyması gerektiği görüşünü
resmi olarak ortaya koymalıdır. Bu
yaklaşım, Türkiye'nin bazı reformları
gerçekleştirmesinde de katalizör
olacaktır."
Özel okul ücretleri
milyara dayandıEkonomi Servisi - Özel okullardaki
zammın ortalama yüzde 92 olarak belir-
lenmesinden sonra velilere maliyeti 1
milyar liraya yükseldı. Özel Okullar Der-
neğı Başkanı Dündar Lçar, yeni fiyat-
lan oluştururken, İTO'nun nisan ayı iti-
banyla yüzde 92'lik yıllık Tüketici Fi-
yatlan Endeksi'ni baz alacağını belirtir-
ken, bu orana aynen uymak zorunda ol-
mayan özel okullann yüzde 85-105 ara-
lığında fiyat belirlemelerinin beklendi-
ğini kaydetti. Uçar. özel okullar üzerin-
deki yüzde 50"ye varan vergi yükünün
azaltılması gerektiğine de dikkat çekti.
Zam oranma göre en yüksek fiyatı uy-
gulayan Üsküdar Amerikan Lisesi'nin
okul ücreti 858 milyon liraya yükselecek.
Okul ücretlerinin yaklaşık yüzde 15' i tu-
tarında olduğu açıklanan kitap, servis, gi-
yim. yemek giderleriyle birlikte hesaplan-
dığında. 1997-98 öğretim döneminde Üs-
küdar Amerikan Koleji'nde okumanın
maliyeti 986 milyon lirayı buluyor. Ay-
nı şekilde Robert Koleji ve Koç Lise-
si'nin ücretleri de milyara yaklaştı.
Özel yabancı ve Türk kolejleri. okul üc-
retlerine genellikle 5 taksit uygularken,
geçen yılın en düşük özel okul ücretınin
Bazı özel okullann
velilere maliyeti
,. Toplam maliyet
u s e
(mifyonTL)
ÜSKÜDAR AMERİKAN
ROBERT
KOÇ r~~*-i
ALMAN \ _ J
SAINT BENOIT / £ _ J \
NOTRE DAME SIOl/ f f f l Y
DOĞUŞ / \ " ^ " J .
KÜLTÜR
x
/ j &
B O Ğ A Z İ Ç İ ^ ^ ' ^ ^
Ç A V U Ş O Ğ L U ^ ^ .
986
929
929
610
662
617
715
"684
655
615
TARHAN ^ ^ ^ 5 9 5
'Fıyatlar, Ozel Okullar Derneğı'nın açıklaûığı yüzde
92 zarr, orar,na gore; yemek. servis, giyim ücretleri
de dahıl edılerek oluşturulmuştur.
250 milyon lira olduğu göz önüne alın-
dığında, bu yıl özel okulda okumanın
maliyetinin diğer masraflarla birlikte as-
gari 550 milyon lirayı bulacağına dikkat
çekiliyor.
Optik ürünlere 'garanti'
tartışması Danıştay'da
HÜLYAGENÇ
Optik ürünlere garanti belgesi zorunlu-
luğu. karara itiraz eden gözlükçüleri Da-
nıştay'a götürdü. Optik ürünlerde garan-
ti belgesi uygulamasına sektörün ve mev-
zatın hazır olmadığı gerekçesıyle itiraz
eden gözlükçüler. 100'ün üzerinde optik
ürüne ilişkin standartı bulunan Avrupa ül-
kelerinde bile garanti bel-
gesi uygulamasına 1998'den
itibaren başlanacağını ifade
ediyorlar.
Türkiye'de gözlük ve op-
tik ürünlere yönelik TSE
standardının bulunmadığı-
nı vurgulayan meslek örgütleri, bu şartlarla
garanti belgesi uygulamasına başlamanın
büyük yanılgı olduğunu ileri sürüyorlar.
Garanti belgesinin araç ve alet olarak ni-
telendirilen ürünlerle birlikte verilmesi
gerektiğıni öne süren gözlükçüler. gözlük
ve optik ürünlenn gereç olarak nitelendi-
rildiğini anımsatarak. "Aynca hangi par-
çanın garanti kapsamına alınacağı, han-
gisinin alınmayacağı bile bilinmiyor"
diye konuşuyorlar. Bakanlığın herhangi
bir uyum süresi tanımadan garanti belge-
si uygulamasını eleştiren meslek örgütle-
ri, "Optik ürünlerde garanti belgesi uy-
gulamasının başlatılması için en az 6
aya ihtiyaç var*" dediler. Karann Resmi
Gazete'de yayımlanmasının ardından Sa-
nayi Bakanlığı'na ıtirazda bulundukları-
nı açıklayan meslek örgütleri, olumlu bir
cevap alamamalan üzerine karann iptali
için Danıştay'a başvurduklannı bildirdi-
ler.
Avrupa ülkelerinde gözlü-
ğe ilişkin şikâyetlerde hare-
ket noktasınm standartlar ol-
duğunu söyleyen Gözlük
İmalatçılan Derneği Başkan
Yardımcısı Rıza Gözlükçü,
Türkiye'de optik ürünlere ilişkin standart-
lar bulunmadığını ileri sürdü. Ürün ga-
rantısi verilmesine kimsenin itirazının ol-
madığını söyleyen Gözlükçü. "Tüketici
memnuniyetini sağlamak için gerekli
uygulamalar zaten yapılıyor" dedi.
Garanti belgesi uygulamasının herürün
için uygulanmasını arzu ettiklerini söyle-
yen Tüm Fenni Gözlükçüler Derneği Baş-
kan Yardımcısı Yücel Toksoy, mevzuatın
ve sektörün buna hazırlanması gerektiği-
ni vurguladı.
ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUMİ
Buğday Bu Yıl da Vurgun Yedi
B
uğdayda bu yıl da ne
yazık ki yüzümüz gül-
meyecek. Türkiye'nin
ambarı sayılan Çukuro-
va, Marmara, Trakya, Ege ve kıs-
men Orta Anadolu bölgelerinde
daha şimdiden çeşitli hastalıklar
belirdi. Birçok bölgede saplar
köklerinden çürüdü. Adana ve
çevresinde sarı pas, septorya,
külleme türü hastalıklar büyük
tahribat yaptı. Çiftçinin en çok
korktuğu sarı pas ve kınacık de-
nilen hastalık, bu yıl Aydın ilinde
de görüldü. Trakya ve Anado-
lu'nun birçok yerinde umut ke-
silen buğdaylar biçildi ve yerte-
rine yazlık ürünler ekildi. 1997
yılı ürünü buğday rekoltesinde
yüzde 30 ile 40 arasında verim
düşüklüğü olacağı tahmin edili-
yor. Kaliteden ise hemen hemen
umut kesilmiş gibi.
Manisa, Aydın, Balıkesir, Bur-
sa, Denizlı, Sakarya, Edirne, Te-
kirdağ, Kırklareli yörelerinde ekim
sırasında başgösteren kuraklık,
ardından da don ve yağışlar, buğ-
dayın gelişmesini engelledi. Şim-
di bastıran aşın sıcaklar da tane-
nin oluşmasını geciktirıyor. Özel-
likle Manisa ve Aydın'da büyük
tahribat var. Birçok tarlada buğ-
daylann kurumaya başladığı göz-
leniyor. Bursa ve Balıkesir'de ise
köklerde mantarlaşmalar oluş-
tu. Tecrübeli çiftçilerin verdiği
bilgiye göre kış geç kalınca eki-
len buğdaylar vaktinden önce
yetişti ve gelişti. Arkasından da
kış bastırınca buğdaylar dipten
çürüdü.
Ayrıca birçok ziraat odası baş-
kanı, gelişigüzel ithal edilen ve-
ya Türkiye'de hiçbir denetime
tabi tutulmadan üretilen tohum-
ların da hastalıklara neden oldu-
ğunu ve kötü hava koşulların-
dan çok çabuk etkilendiğini ile-
ri sürüyor. Bu arada gene süne
tehlikesi başgösterdi. Şu sıra-
larda tanm il müdürlükleri ciddi
çalışmalar yaparak süne olan
yerleri tespit etmeye çalışıyor-
lar. Ancak aşın sıcaklar sürerse
Türkiye'nin birçok bölgesinde
geçmiş yıllarda olduğu gibi, sü-
ne her tarafta birden yaygınlaşa-
cak ve önünü almak mümkün
olamayacak. Nitekim Trakya,
Marmara ve Orta Anadolu'nun
birçok yerlerinde sünenin tespit
edildiği bildiriliyor.
Çiftçide panik başladı
Sarı pas, mantar, septorya,
külleme, çinko, kınacık ve süne
gibi hastalıklar çıkınca, çiftçiler
arasında tam bir panik havası
esmeye başladı. Hemen hemen
herkes gelişmeleri kuşku içinde
izliyor. Durum gerçekten çok kri-
tik. Diğer hastalıklann ardından
süne de yaygınlaşır ve önlene-
mezse verim düşüklüğü belki de
yüzde 50'nin üstüne çıkacak.
Geçmiş yıllarda Türkiye'nin buğ-
Buğdaydaki hastalıklar çiftçiyi ürkütüyor.
dayrekoltesi21 milyon tona ka-
dar çıkmıştı. Kalite çok yüksek-
ti. Her bölgede yetişen buğday-
lar pırıl pırıldı. Un üretiminde ka-
yıp noımallerin çok altındaydı.
Bu güzelliklerin hepsi artık anı-
larda kaldı. Ancak Turgut Özal
ve Tansu Çiller hükümetlerinin
tarımı dışlayan politikaları ve des-
teklemekten vazgeçmeleri, za-
manla hem rekoltenin düşmesi-
ne hem de kalitenin bozulması-
na neden oldu.
Önceki yıl 17 ile 18 milyon ton
rekolte ilan edilmesine rağmen.
üretim 15 milyon tonun altında
kaldı. Geçen yıl ise rekolte üze-
rinde bir mutabakat sağlanama-
dı. Bakanlık yetkilileri rekolteyi
15 milyon tonun üstünde açık-
ladı ama, gelişmeler 13 ile 14
milyonu geçmediğini ortaya koy-
du. Nitekim. milyonlarcatonek-
meklik buğday ithal edilmesi, re-
kolte ve kalitenin düşük olduğu-
nu kanıtlamış oldu.
Son günlerde yaşanan kurak-
lık buğdayda ciddi biçimde teh-
likeli olmaya başladı. Haziran
ayının ilk haftasında Çukurova
bölgesinde, haziran ayının son-
larına doğru da Ege, Trakya ve
Marmara bölgelerinde hasata gi-
dilecek. Eğer önümüzdeki haf-
ta içinde yeterli yağışlar olmaz-
sa buğday tanelerinin içi de boş
kalacak. Böylece sağlanan ve-
rimin belki de yarısı sadece ka-
buktan ibaret olacak!.. Bir deği-
şiklik olmazsa, bu yıl tahmin edi-
len buğday üretimi 13 milyon ton
civarında. Tanelerin bir kısmı da
boşçıkarsa. dünyadayıllarcata-
rım ülkesi olarak tanınan Türki-
ye, 5-6 milyon tondan daha faz-
la buğday ithal etmek zorunda
kalacak. Böyle bir sonuç Türk
ekonomisi için felaket demektir.
Çiftçi ilgisizlik kurbanı
Ziraat Odaları başkanlannın
görüşleri:
Manisa (Nuri Sorman): "Çift-
çi kaderine terk edilmiş durum-
da. Hem yeterli verim alamıyor
hem de ürettiğini değerine sata-
mıyor. insaniara bıkkınlık geldi.
Önce kuraklık, ardından don,
buğdayları olumsuz etkiledi. Bir-
çok bölgede saplarda kuruma
oldu. Verim yüzde 30 civarında
eksik olabilir. Ayrıca kalite de pek
iyi sayılmaz."
Aydın (Kemal Çetin): "Buğ-
daylarpek sağlıklı değil. Sarıpas
ve kınacık hastalıkları var. Yağış-
lı ve ılık havalar buğdayın geliş-
mesini engelledi. Ayrıca dene-
timsiz ithal edilen veya Türki-
ye 'de gelişigüzel üretilen tohum-
lar kötü hava koşullarına karşı
dayanıksız. Araştırma enstitüle-
h iyi çalışmıyor. Sıkıntıyı çiftçi çe-
kiyor. Başkalarından kaynakla-
nan hatalann bedelini biz çiftçi-
ler ödüyoruz."
Tekirdağ (Şerif Baykut): "Te-
kirdağ yöresinde de buğdaylann
durumu pek parlak gözükmüyor.
Kötü hava koşullan ürünü etkile-
di. Kök boğazı veya külleme de-
diğimiz hastalık verim ve kalite-
yi düşûrecek. Tanm il ve ilçe mü-
dürlüklerinin ciddi önlemler al-
masına rağmen süne de çiftçiyi
korkutuyor."
Balıkesir (Ahmet Kahraman):
"Bahar havası erken geldi. Ürü-
nü etkiledi ve çabuk büyümesi-
ne neden oldu. Arkasından kar
bastınnca köklerde mantar oluş-
tu. Verimiyüzde 30 civarında et~
kileyebilir."
Bursa (Fuat San): "Buğday-
lar çabuk gelişti. Kış bastınnca
dipten çürüme başladı. Çok tah-
ribat var. Ancak ithal edilen kali-
tesiz tohumlann da hastalıklara
neden olduğunu ileri sürenler
çoğunlukta. Hatta yabancı ülke-
lerin Türk tanmını bozmak için
kasten kötü tohum sattıklannı id-
dia edenler bile var. Destekle-
menin kaldınlması, gübre, ma-
zot gibi girdilerdeki fiyat artışla-
rı tanm kesimini güç durumda
bıraktı. insanlarımız tarlalarına
değil, kendilerine bakamaz hale
geldi."
Denizli (Rıza Şen): "Buğday-
lann kökleri soğuklann ardından
mantarlaştı. Arkasından da sı-
caklar bastırdı. Çevremizde çin-
ko denilen hastalık buğdayda
tahribat yapıyor. Bu yıl verim ve
kalite oldukça düşük olacak."
Eskişehir (Ismail Büyüksan):
"Şu sıralarda başka yörelerde
görülen hastalıklarbizdeyok. Sü-
ne olabilir. Tabii o da çok tehli-
keli bir hastalıktır. Ancak gerekli
önlemleralındı. Süne ile ilgili ge-
lişmeleri çok dikkatle izliyoruz.
Bu arada, pahalı olduğu için bir-
çok çiftçi gübre atamadı. Bu ne-
denle verim ve kalitede düşme
olabilir."
Adana (Süleyman Girmen):
"Geçmiş yıllarda olduğu gibi sa-
rı pas, septorya ve külleme türü
hastalıklaryöremizisardı. Sıcak-
lar çöktü. Başaklar kurumaya
başladı. Hem kalite hem de ve-
rim düşük olacak."
Edime (Ismail Bolu): "Buğday-
da gelişmeler sevindirici değil.
Önce kuraklık, ardından yağışlar
ve kar bazı bölgelerimizde etkili
oldu. Don tahribat yaptı. Buğ-
day tartalannı. bozup pancareken-
ler oldu. Tunca Nehri taşınca da
pancarları seller alıp götürdü.
Arazilerimizin bir kısmı hâlâ sular
altında. Çiftçinin durumu neyazık
ki bu yıl da çok kötü." •
SSK genel kurulu
Seçim için
delegeler
belirlendi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türk-lş'te
toplusözleşme sürecinde
başlayan, Genel Mali Sek-
reter, Demiryol-tş'in Ge-
nel Başkanı Enver To-
çoğlu'nun dışlanmasıyla
süren gerginlik SSK genel
kuruluna yansıyacak.
Türk-lş, sendikalann kaç
işçi için üyelik aidatı öde-
diğıni esas alarak SSK ge-
nel kuruluna katılacak de-
lege sayılarını belirledi.
Türkiye İşçi Emeklile-
riCemiyeti(TlEC)10de-
legeyle genel kurulda tem-
sil edilirken Türk-lş ve
TlSK'ten 93'erdelege ka-
tılacak. SSK Yönetim Ku-
rulu'nda Türk-lş. TİSK
ve TlEC'i temsil eden 3
kişi de doğal üye sayıla-
caklar.
Ankara'da 26-27 hazi-
ran tarihlerinde toplanacak
SSK genel kurulu için de-
legelerin belirlenmesi
Türk-lş'te tartışma yarat-
tı. RP'ye yakın olduğu
ileri sürülen Sağlık-lş Ge-
nel Başkanı Mustafa Ba-
şoğlu, 4792 sayılı SSK
Kuruluş Yasası'mn 12.
maddesine göre. genel ku-
rula bütün işkollarından
eşit sayıda delegenin ka-
tılmasının öngörüldüğü-
nü belirterek kendilerine
az delege ayrıldığını söy-
ledi. Başoğlu, Türk-lş Ge-
nel Başkanlığı'na bir ya-
zı göndererek konunun
yasa çerçevesinde ince-
lenmesini istedi.
İŞÇtNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Medya İki Holding mi?
Hürriyet'e düzenlenen silahlı saldırıyı yapan Hü-
seyin Vuran'ın akıl hastalığına ilişkin önceden ra-
porlu olması, olayın önemini hafifletmiyor. Tam ter-
si ağırlaştırıyor.
Nasıl bir örgütlülük söz konusudur kı arka ar-
kaya yaşanan bu türden saldırıların sahipleri hep
akıl hastası, sadece ve sadece haberlerden etki-
lenip eylemlerini tek başına yapan kişiler oluyor?
Kamu vicdanı artık birinci dereceden olmasa da
asıl suça azmettirenlerin, suçluların Çiller-Erba-
kan ikilisi olduğunda yeterli kanaat sahibi bulunu-
yor.
Koltuk, iktidar için yapmayacakları şey olma-
yan ve yapıştıklan koltukları kolay kolay bırakma-
yacakları bilinen ikilinin, şimdilerde besledikleri
çoğu şeriatçı bir kısım gazete ve televizyon kanal-
ları dışında, medya ile gerçekten başları belada.
Uzlaşma umudu kalmayınca da öfke ile saldırı yo-
lunu seçmiş durumdalar. Ölçüleri olmadığı için de
gerçekten her şeye zarar veriyorlar.
Onlarınki "vuruşa vuruşa çekilme" değil, bal gi-
bi de "yakıp yıkarak, yağmalayarak, her şeye zarar
vererekçekilme"slra\e\\s\ oluyor. iktidarda kaldık-
ları her gününün, "ülkede boyutları giderek ürkü-
tücü ölçülere varan kutuplaşma, düşmanlık yarat-
ma, onanlmaz toplumsalyara açma" anlamına gel-
diği için, medyanın onlara karşı açtığı savaşın ya-
nında olmak gerekiyor.
Elbette ikilinin hoşuna gitmeyen yayınları nede-
ni ile hukuk dışı saldınlara hedef olan medyanın ya-
nında olmak da bir basın özgürlüğü, demokrasi,
hukuk devletine sahip çıkma sorumluluğu oluyor.
Ancak bu noktada medyanın yüzde 70'inden faz-
lasının sahibi iki holdinge bağlı gazete ve televiz-
yon kanallarının yönetimleri ve çoğunluk yazarla-
rının çizmeye çalıştıkları bir görünümün ve ulaş-
mak istedikleri kimi sonuçların da yanlışlığını gör-
mek koşulu ile.
İki holdingin yöneticileri ve yazarları, Çiller ve
Erbakan'a karşı verilen demokrasi, hukuk devleti
savaşımının, her şeyin tek başına sahipleri imiş gi-
bi davranma eğilimindeler. Bu ikili, en çok asker-
lerin baskı gücü ile, nasılsa gitmelerine kesin gö-
zü ile bakılan bir aşamada, birazcık ucuz bir kah-
ramanlığa oynuyorlar gibime geliyor. Varsın kah-
raman olsunlar ama, devleti, siyaseti yönetme per-
vasızlıkları ile üretecekleri çözümlerin gerçekten de-
mokratik, ülke çıkarlarından yana olacağı yolun-
da kişisel ciddi kaygı ve kuşkularım var.
Örneğin, onların önemli bir çoğunluğunun gö-
zünde, işi bitmiş, "Kemalistlenn, dinozorların"top-
landığı Cumhuriyet gazetesi ve daha çok sol çiz-
gideki yayın organları, o tarihlerde henüz bir ikti-
dar ortaklığında buluşmamış Çiller ve Erbakan'ın
bütün yaptıkları, ideolojileri ve kişisel ahlak zaaf-
ları ile yol açtıkları zararların üzerine giderlerken on-
lar önce Çiller'in, sonra Erbakan'ın iktidara geliş
yollarını açtılar.
Bugün yaşadığımız sonuçta suç paylarının he-
saplaşılması noktasında değiliz, ancak basın öz-
gürlüğü, demokrasi, hukuk devleti savaşımının tek
başına kahramanları ve bedel ödeyen rollerdeki ta-
vırları biraz ayıp oluyor. Devlet içindeki çeteler, hu-
kuk dışı iktidar uygulamaları, devlet terörünün, şe-
riat savaşımının bayraktarlığını yapan, en çok be-
del ödeyen sol ve kimi bağımsız basının başına ge-
lenlere karşı hep duyarsız kalmış büyük medya, şim-
di kendileri saldırıya uğrayınca, kendi çıkar çatış-
masında, ikiliye karşı savaş ilan ediyor.
. Asıl kişisel kaygı duyduğum nokta ise sorunu,
çatışmayagirdikleri ikiliyi götürmekle sınırlı görme-
leri. Bu uğurda demokrasi, hukuk devleti, çağdaş
yaşam kaygısı taşımadan, aynı türden iktidar ya-
pılanmaları ve oluşumuna çanak tutmaları. Bir gün
Çiller'i iktidar yapmış Erez takımını, bir başka gün
Menderesformülünü, Fethullah Hoca'nın kadro-
sunu kurtarma kaygılannın peşinde.. birbirinden sağ-
lıksız reçeteleri topluma pompalayıp duruyorlar.
Basının saldınlara karşı dayanışması niteliğin-
de önceki gün Valiliğe düzenlenen yürüyüşün ha-
berlerinde bile benmerkezci bakışlarının yansıma-
sı vardı. Ikitelli'deki çalışanlannın işten ayrılıp araç-
larla getirilmesi istenmediğinden, sadece ünlü yö-
netici ve yazarları ile katıldıkları yürüyüşte çoğun-
luk TGS'nin üyeleri Cumhuriyet ve Anadolu Ajan-
sı çalışanları iken, örneğin atv, haberlerinde TGS'nin
adını bile kullanmayı belli ki içine sindirememişti.
Ama işkolu ile ilgisi olmayan DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak'ın, ikiliyi iktidardan götürmek üze-
re gerekirse greve gidecekleri sözleri, önemli ha-
ber sıralamasında yer alıyordu.
Yine bir hafta önce uluslararası basın örgütleri
ile TESEV'in organizasyonunda düzenlenen, fi-
nansmanında ortak katkıda bulundukları toplan-
tılarda, medya adına tek bir farklı sesin olmayışı
da basında tekelcilik anlayışının çarpıcı bir sergi-
lemesi değil mi?
Başına yönelik saldırıların, nereden gelirse gel-
sin, kime gelirse gelsin, demokrasinın özüne yö-
nelik saldırılar olması nedeni ile hep birlikte. var-
güçle karşı çıkmaya "evet", ancak düzen ve çıkar-
lar adına bir başka egemenliğe, medya gücünü elin-
de tutanlara teslim olmaya da "hayır".
Ne yazık ki demokrasinın sağlıklı işlediği. tekel-
lere yönelik yasal önlemlerin alındığı, siyasi parti-
lerin güçlü ve ilkeli olduğu gelişmiş ülkelerde bile,
medyayı elinde tutan büyük güçlerin toplum çıkar-
larına aykın şekilde toplumu yönlendirmeleri, hâlâ
yaşamsal ve toplumu tehdit eden en önemli güç
ve sorun olarak duruyor.
PLASTİK İNŞAAT MALZEMELERİ A.Ş.
YÖNETİM KURULU BAŞKANUĞINDAN
ORTAKIARIMIZA
Şirketimizin 31 Man 1997 tarihinde yapılan Ortaklar Olağan Genel Kurul Toplantısında 1996 yılı
dağmlabilir kanndan ortaklara %53 oranında (212.000.000.000 TL.) nakit temetni dağıtılmasma,
temettü ödemelerınin 30 Mayıs 1997
tarihinden itibaren yapılmasına karar verilmiştir.
Ortaklanmıza %53 oranında nakit temettü ödemesi 1996 yılı kar payi kuponlan karşüığında 30 Mayıs
1997
- 30 Haziran 1997 tarihleri arasmda aşağıda adresleri belirtilen Demirbank Şubelerinden 1 Temmuz
1997
tarihinden itibaren Bestekar Şevki Bey Mah. Enka II. Binası Kat: 2 Balmumcu/Beşıktaş/İSTANBUL
adresindeki Şirket Merkezınden yapılacakur.
Sayın ortaklanmıza saygj ile duyurulur.
BAŞVURU ADRESLERİ
DEMİRBANK T.A.Ş.
MAÇKA ŞUBESİ
Abdi İpekçi Cad. No: 79 Maçka 80200
Tel: (0212) 225 03 23/24
ANKARA ŞUBESİ
Sımon Bolivar Cad No: 5 Çankaya / ANKARA 00690
Tel: (0312) 440 30 10
KADIKÖY ŞüBESİ
Zûhtü Paşa Mah. No: 78 2/3 Kıaltoprak 81090
Tel: (0216) 414 53 00
İZMİR ŞUBESİ
Gazi Bulvan No 63/B İZMİR 35210
Tel (0232)489 26 88