25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Yoksulluk sınırı yükseldi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonu (Türkiye Karnu-Sen) tarafından yapılan araştırmada. dört kişilik ailenin yoksulluk sınınnın nisan ayında 79 milyon 746 bin lıraya yükseldiği belirlendi. 4 kişilik ailenin 1996 yılı sonunda 62 milyon 910 bin lira olanasgari geçinme standardınıtı, bu yılm nısan ayında 16 milyon 836 bin lıra artarak. 79 milyon 746 bin liraya ulaştığı kaydedildi. Açıklamada. hesaplamalarda bir ailenin aylık gıda. konut, yakacak. giyecek. ulaşım, haberleşme, eğitim ve sağlık harcamalannın baz alındığı belirtildi. Vergi kaçırmak hobi oldu • Ekonomi Servisi - Istanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ISMMMO) Başkanı Yahya Ankan. politik belirsizliklerin ekonomide de basiretsizlik yarattığını belirterek vergı yasalannın hakça olmaması nedeniyle her kesimin vergi kaçırma teknikleri geliştirdiğinı söyledı. Açıklanan ıstıkrar paketlerinin de beklenen getinyı sağlayamadığını savunan Ankan. denetimlerin vergi hasılatının ancak yüzde 2'sıne hâkim olduğunu belirtti. TOKİ'den arsa satışı • ANKARA (AA) - Başbakanlık Toplu Konut Idaresi, tstanbul'un Bakırköy ilçesinde, mülkiyetinde bulunan 214 bin 160 metrekare arsayı ihale ıle satışa çıkardı. Resmi Gazete'de yayımlanan duyuruda, kullanım şeklı konut, yerel çarşı. okul, çocuk bahçesi. spor \e oyun alanı olarak belirlenen .arsanın muhammen bedeli 232.5 milyon lira, geçıci teminatı ise 954 milyar 530 milyon lira olarak açıklandı. Kapalı zarf usulüyle gerçekleştirilecek ihale "için tekliflerin en geç 27 Mayıs 1997'ye kadar idareye teslim edilmesi gerek'ıyor. Otomotivciler şaşkın I tZMİR (AA) - Opel Türkiye Genel Müdürü ICevin C. Jackson. Türk otomotıv sektöründe, ithalatta AB normlanna uymayan teşvikler verildiğini kaydederek "Ne yapılmaya çalışıldığını anlamak zor" dedi. Jackson. yabancı yatınmcılann ülkede ekonomik ve siyasal istikrarda güven aradıklannı hatırlatarak. "Maalesef. Türkiye, içinde bulunduğu bu ortamda. sorunlannı çözememiş durumda" diye konuştu. AB'de enflasyon yüzde 1.7 • ANKARA (AA) - AB ülkelerinde yıllık enflasyon oranı ortalamasının mart 1997 itibanyla yüzde 1 7 olarak belirlendiği açıklandı. AB lstatistik Bürosu'nun (Eurostat) venlerine göre üye ülkelerde enflasyon oranlan (yüzde). Finlandiya'da 0.8, tsveç'te 1, Lüksemburg'da 1.3, A\usturya"da 1.2. Almanya'da 1.3, Hollanda'da 1.3, Fransa'da 1.1, Belçika'da 1.3, Danimarka'da 1.5. tngiltere'de 1.8. Italya'da 2.2. Portekiz'de 2.3, Îspanya'da2.2. Yunanistan'da 5.9 oldu. Altın satışı arttı • İSTANBUL (AA) - Istanbul Altın Borsası (İAB) venlenne göre, borsanın açıldığı 1995 yılında 111 işgününde 79 ton altın alım satımı gerçekleştırilırken geçen yıl bu rakam 174 tona ulaştı. Bu yıl 6 mayıs itibanyla gerçekleştirilen işlem hacmi ise 91 bin 198 kilo oldu. İAB Genel Sekreteri Dr. Kaan Rasim Ayioğu. 6 mayıs itibanyla toplam işlem hacmınin 345 tona ulaştığını kavdetti. 4. kaynak paketinde yer alması beklenen kamu arazilerinin satışmda uzlaşmaya vanlamadı Emlakbank'tan Hoca'ya ret • Kamu arazilerinin kamu bankalan aracılığıyla satışı konusunda hükümet, Emlakbank'la anlaşamadı. Emlak Bankası Genel Müdürü Sinan Solok 'Riske girmeyiz' deyince teklif Vakıfbank'a götürüldü. HAYRİYE MENGÜÇ Başbakan Necmettin Erbakan'ın açıklayacağı dördüncü kaynak paketinde yer alması beklenen kamu arazilerinin satışı için hükümetin Emlakbank'a teklifte bulunduğu öğrenildi. Kamu arazilerinin kamu bankalan aracılığıyla satışını öngören düzenleme kapsamında Bakırköy ile Atatürk Havalimanı arasındaki Ayamama bölgesinde bulunan yaklaşık 3 bin metrekarelik arazinin bankaya devredilmesini teklif eden hükümet. Emlakbank'tan "ret*1 ce\abı aldı. Kamp satışına ret Emlak Bankası Genel Müdürü Sinan Solok. "Önce bu işe olumlu baktık. Çiinkii bir >atırım ortaklığı şeklindeydi. Fakat sonra arazinin Emlakbank'a de\redilip banka tarafından satılması söz konusu olunca bunu istemedik. Bu işe ancak aracılık edebiliriz. dedik" şeklinde konuştu. Genel Müdür Solok. aynca aynı çerçe\ede bazı kamu kuruluşlannın Hazine arazilen üzerine yapmış olduklan tahsisli kamplann devremülk şeklinde satılmasının da gündeme geldiğini, fakat hükümetin bir yatınm ortaklığı şirketi kurmadan bu işi yapmalannı istemelen nedeniy le söz konusu teklif i kabul etmediklenni belirtti. Genel Müdür Solok. şöyle konuştu: 'Riske girmeyiz' "Biz alıp satma\ız. Yani o riske girmeyiz. Ben komisyonumu alarak banka olarak bunun satışını yaparım. Tapularını veririm. oradaki hi/meti sağlarız. o şirketi kurarız. Her şeyi yaparız. Ama onların tapularını üzerime alıp, parayı verip ondan sonra herhangi bir riske banka olarak girmem." Genel Müdür Sinan Solok, hükümetin aynı teklıfi Vakıfbank'a götürdüğünü ve görüşmelerin hâlâ de\am ettığini söyledı. Vakıfbank Genel Müdürü Fehmi Gültekin ise konu hakkında açıklama yapmak için erken olduğunu belirtti. ÇÎFTÇİ D O S T U / SADULLAH LSUMİ Tarım Kesimi Liderini ArıyorANKARA- TürkiyeZiraatOdaları Bir- liğı Faruk Yücel'den önce de değişık başkanlar gördü..Sadettin Karaca- bey'ler, Osman Özbek'ler, Erol Ba- raz'lar gibı. Hepsinın değişik özellık- leri vardı. Başarılarını da başarısızlık- larını da hep birlikte yaşadık. Belki çok hataları oldu; ama hiçbiri, tarım kesi- mi ile barışık olmayan iktidarlara sırtı- nı dayayarak muhalefete çatmadı. So- runları açıkça söylemedikleri zaman bile, sürekli raporlar vererek hükümet- leri uyanrlardı. Ziraat Odalan Birliği kongresinın ya- pılacağı günler yaklaşırken geçmiş başkanları hatırlamamak mümkün de- ğil. Osman Özbek milletvekilı seçıle- ne kadar, Erol Baraz da başkanlığa getirildikten sonra iktidarların izlediği yanlış tarım politikalarını sürekli ola- rak eleştirdiler. Özellikle Erol Baraz. seçıldikten kısa bir süre sonra tarım po- litikalarının ana hatlarını çizmeye baş- ladı. Dünyadaki teknolojık gelişmele- ri yakından izliyor ve oralarda başarılı sonuçiar veren uygulamaların Türki- ye'ye de getirilmesini istıyordu. Italya'da iyi bir eğitim gördüğü ve Tür- kiye'de uzun yıllarçiftçilik yaptığı için tecrübe ve bilgi sahibiydi. DYP'li olma- sına rağmen, tanmdaki yanlışlıkları gö- rünce dayanamaz ve DYP'li hükümet- lere sert eleştiriler getirirdi. Çiftçinin yararına olacağına inandığı düşünce- lerini başbakanların, bakanların yuzle- rine karşı söylerdi. Kararlı ve bilgili tu- tumu karşısında hükümetler zaman zaman sıkıntıya düşerdı. Baraz, Türk tarımının can damarı sayılan SEK, Et- Balık Kurumu ve Yem Sanayii gibi ta- nmsal KİT'lerin haraç-mezat satılma- sına büyük tepki gösterdi. Bu kuru- luşların, mutlaka satılacaksa çiftçi ko- operatiflerine veya biriiklerine devre- dilmesini uzun süre savundu. Aynca Trakyabirlik. Çukobirlik, Antbirlik, TA- RİŞ, Fiskobirlik gibi tarım satış koope- ratiflerini devletin baskısından kurtar- mak için çok çaba harcadı. Hele Tan- su Çiller tarım satış kooperatifleri bir- likJerinın yüzlerce trilyon değenndeki sa- nayi tesislerini özel sektöre haraç-me- zat satmaya kalkınca şiddetlı tepki gösterdi. Çiller sessizlik istedi Erol Baraz SEK, EBK gibi kuruluş- lann özel sektöre satılmasına hem kar- şıydı hem de diğer ürünlerde de çift- çinin sanayileşmesinden yanaydı. Zı- ra, çiftçinin kalkınabılmesi için sana- Baraz'ın biıiikleri kurtarmak için verdiği savaş büyük bir onurdur. yıleşmesi gerektiğine inanıyordu. Bu ne- denle, her yıl özel sektör tarafından sömürülen domates üreticilerinın bır- leşerek salça fabrikası kurmalarını is- tiyordu. Bu görüşler Çiller'in izlediği tarım politikalan ile uyuşmuyordu. Zıra, Baş- bakan Çiller çiftçinin sanayileşmesı- ne karşıydı. Özel sektörün çıkarlarına ters düşen isteklerden hoşlanmıyordu. Aksine, hükümetin heruygulamasına, çiftçilerin aleyhine bile olsa sessiz ka- lan veya destekleyen başkanlar istıyor- du. Erol Baraz çeşitli kereler uyarıldı- ğı halde, çiftçilerin haklarını savun- maktan vazgeçmedi. Sontıçta, Türkiye'dekı tarım satış kooperatifleri birliklerinin Kuşadası'nda ortaklaşa yaptıklan toplantıda Tansu Çil- ler ile Erol Baraz'ın yolları tamamen ayrıldı. Çiller, tarım satış kooperatifle- Değerli Eczacılarımızın "14 Mayıs Eczacılık Günü"nü Kutlarız. İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI ABBOTT ABDİ IBRAHİM ABFAR ADEKA ALI RAİF BAYER TÜRK BILİM BRISTOL-MYERS SÛUIBB CARLO ERBA DOĞU DR F FRİK ECZACIBAŞI ECZACIBAŞI-BAXTER EMBİL FAKO GLAXOWELLCOME GRİPİN I.E. ULAGAY İLSAN-İLTAŞ KANSUK KNOLL ALMAN KURTSAN LİBA MERCK SHARP&DOHME MİLEN NOVARTIS ORGANON PFIZER ROCHE SANOVEL SCHERING ALMAN SERVIER SMITHKLINE BEECHAM TOPRAK TURGUT İLAÇ TURK HOECHST VVYETH ATABAY BOEHRINGER INGELHEIM ÇARMOSAN DROGSAN FRESENIUS LILLY NOVO NORDISK ORVA PLANTAFARMA PROCTER & GAMBLE UCB PHARMA ZENECA - ABDİ IBRAHİM ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINDAN DosyaNo 1995 l20E>as Mahkememizce verilen 1995'İ20esas, 1996 585 kararsayıh \e25 12.19% tarıhlı karar, da\a- cı tarafça 10.3.1997 tanhli dilekçe ile temyız edılmış \e temyız deftennın 1997 50 sırasına kaydı yapılmıştır. Temyız dılekçesının teblığı yerine geçerli olmak uzere ilancn teblığ olunur 6 5 199"7 ' BaMn 20İ86 ri birliklerinin yönetımlerini bir oldubit- tıye getirerek 138 trilyon lira borcu ile birlikte üreticilere devretmek ıstiyor- du. Baraz ise borcun birliklerin üzerin- de bırakılmasına karşı çıktı. Çiftçiye borçsuz teslim edilmesınde ısrar etti. Çiller ve bakanlar planları bozulunca ıçerlediler. Ama ortakların da diretme- sı karşısında yönetimlerin borçsuz ola- rak devredilmesı için çalışmalaryapa- caklarına söz verdiler. Bir süre sonra 138 trilyonluk borç silindi. Facia önlendi Borç birliklerin üstünde kalsaydı bü- yük facia yaşanacaktı. 138 trilyon lira yüksek faızlerle birlikte 300 veya 400 trilyon liralara ulaşacak ve birlikler kı- sa süre içinde batacaktı. Böylece, hem TARİŞ. Çukobirlik, Antbirlik, Trakya- birlik, Fiskobirlik gibı, üreticiyi özel sek- Yıl sonu karanhğa ıtıahkûın ANKARA (AA) - De\ iet Planlama Teşkı- latı Müşteşan Necati Özfırat. Türkıye'nın. elektnk enerjisinde, bu yıl sonuna doğru arz ye- tersizliğiyle karşı karşı- ya kalacağını kavdetti. Özfırat. Türkiye İşveren Sendikalan Kpnfederas- yonu'nun (TtSK.) aylık yayın organı olan "İş- veren'* dergisine yaptı- ğı açıklamada, Türki- ye"nın elektnk enerji- sinde halen 22 bin me- gavat (m\\) kurulu güç. 105 milyar kilovatsaat da (k\vh) üretim kapası- tesıne sahip olduğunu bıldirdi. Ekonominin temel sektörlerinin başında ge- len elekrrik enerjisi tale- bınin 2000\ılında 130 milyar k\vh, 2010 yılın- da ise 270 milyar k\vh düzeylerine ulaşacağı- nın tahmın edildiğini be- Iirten Özfırat. şunlan söyledı: •'Yüksekoran- lardaki bu talep artışı- nın karşılanabilmesi için elektrik enerjisi kurulu gücünün 2010 yılına kadar yaklaşık iiç kat arttırılması ve 60 bin mH düzeylerine çıkarılması gerekmek- tedir. Bu kapasite ar- tışının parasal karşılı- ğı yalnızca santral >a- tınmları için 60 milyar doların üzerindedir.* 1 töre karşı koruyan kuruluşlar yok ola- cak hem de yüzlerce trilyon lıra değe- rindeki sanayi tesisleri iflas masaların- da üç beş kuruşa elden çıkacaktı. Baraz. çiftçinin haklarını vegelece- ğıni savunmanın bedelini ağırödedi. Zi- ra, Çiller'in hışmına uğradı. içinde Fa- ruk Yücel'in de bulunduğu yönetim kurulunca görevden alındı. isteseydi çiftçinin zararına olacak uygulamala- ra sessiz kalır ve ılk seçimlerde de mil- letvekili ve hatta bakan olabilirdi. Bu- gün belkı de kendısinı tarım veya sa- nayı bakanı olarak görebilirdik. Ancak bu tür pazarlıklar sırasında Türk tarı- mı da çıftçisı de bir daha belini doğ- rultamayacak biçimde yıkılır giderdi. Dedikodu çarkı Baraz, Çiller'in isteği doğrultusun- da düşürüldükten sonra da üzücü de- dikodular üretildi. Örneğin, yaşlı oldu- ğu ve bu nedenle örgütü dolaşamadı- ğı ılerı sürüldü. Belki ıstendıği kadar ör- gütünü dolaşamıyordu: ama, bunun nedeni yaşlılık veya bıkkınlık değildi. Erol Baraz çiftçi kuruluşlannın dışında da itıbar ve ilgı görüyordu. Türkiye'de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde tarım ıle il- gıli önemli toplantılara çağrılıyor ve gi- diyordu. Baraz'ın tarım satış koope- ratifleri birliklerini kurtarmak için ver- diği savaş bile bir yönetici için ömür boyu yetecek onurdur. Milyon larca çiftçinin temsilcisı olan delegeler 23 mayısta kongrede Ziraat Odaları Birliği'nin yeni yöneticilerini seçecekler. Şu anda genel başkanlı- ğa ve yönetim kuruluna kimlerin aday olduğu tam olarak bilinmiyor. Ama, birkaç güne kadar hepsi açığa çıkacak- tır. Yanlış bir seçim yapılırsa önümüz- deki yıllarda milyonlarca çiftçi gene "Yandım Allah" şarkılarını söylemeye devam edecek. Doğru bir seçim yapı- lırsa çiftçinin haklarını hükümete kar- şı savunabılecek bir kadro oluşturul- muş olacaktır. Kongre delegeleri de bilmelidir ki ata- cakları oylar sadece kendilerini değil; işsizlikten. pahalılıktan, parasızlıktan, sömürülmekten kıvranan milyonlarca kırsal kesım insanının kaderini de et- kileyecektir. Atılacak oylar gene güb- resini. mazotunu, traktörünü. yedek parçasını. her türlü girdisini pahalı alıp bir yıl emek verdiği ürününü maliyeti- nin altında satmak zorunda kalan çift- çinin kaderini de belirleyecektir. iitti BENCE IZZETTIN ONDER Biraz Zaman ve Daha Fazla Aydınlık! Ekonomik sorunlar ağırlaşıp, yakın geleceğe umutlar zayıfladıkça topluma siyasal din iksiri zer- kedilmektedir. işte, yüce inanç ve kutsal birduy- gu olan din ile afyon gibi kullanılan siyasal din arasındaki fark da bu noktada ortaya çıkmakta- dır. Refah Partisi, hiçbir simge kullanmamaya ve topluma kılık kıyafetle ilgili sivri bir mesaj verme- meye özel bir dikkat gösterdiği toplantıda, top- lumsal güçlerı de karşı karşıya getirmekten çe- kinmeden, bu iksiri topluma içirmeye çalıştı. Re- fah Partisi'nin sorumluluk taşımadığı tek alan, ik- sirin hazırlanışıdır. iksirin hazırlanışında birbiri ile yarış içinde olanlar ise, elleri ile hazırladıkları ik- siri topluma verme şerefini Refah Partisi'nekap- tırdıkları için hayıflanıyorlar. • • • Refah'ın oynadığı tehlikeli oyunun ekonomi po- litiği, bir yandan dış sermayenın, diğer yandan içte yetersiz sermaye birikimi ve sermaye-içi ça- tışmaların toplum üzerindeki baskısına karşı top- lumu ve ezilen grupları pasifize edecek afyonu üretmektir. Bu afyonun rolü, güçleşen ekonomik koşullar altında kalan toplumun, kısmen baskı kısmen tevekkül ile yönetımini kolaylaştırmak- tır. Baskı kurmanın önemli bir aracı, içerik ve an- lamdan önce, şekle ağırlık vermektir. Zira şekil, bireyleri tek tip hazır asker konumuna indirger. Böyle bir dünyada bırakalım kadın haklarını, ço- cuk ve birey hakkı da söz konusu olamaz. Hiçbir din, ahlak ya da felsefe öğretisinde böy- le bir davranış modeli öngörülmemış ve öğütlen- memiş olmakla beraber, toplumları uyutmak ve denetlemek için kullanılan siyasal dincilik uygu- lamasında şekilci dayatmacılık ve başkalarının özel alanını denetleme çabaları öne çıkar. Türkiye'de dinin siyasal amaçla kullanılması, iktisadi sistem tartışma seçişlerine kadar götü- rülmektedir. Siyasallaştırılan din, kendi ulvi, insancıl veah- laki anlayışlarına da ters düşecek biçimde, uy- gulanan yoz ekonomik sistemin koruyuculuk iş- levi ile yüklenmektedir. imam-hatip mezunlarının seçiş mahremiyeti- ne girmekten çekinmeyen düzen korucuları, bu insanların sol partilere oy vermediklerini, zımnen ima edercesine, ifade edebılmektedir. Böylece, Türkiye siyasallaşmış din perdesi ile kapatılırken, her gün daha büyük sayıda insanı çaresizliğe iten, buna karşın ufak grupları servete gömen sistem ve onun ışleyişi gözlerden uzak tutulmaya çalı- şılmaktadır. Samimi insanları, kutsal duyguları araç yapa- rak böylesine kandırmak, tüm din ve ahlak duy- gularını bir tarafa bırakıp, yoksullaşan insanla- rın üzerinde yükselen sısteme yanaşan parazit- lerin işi olabilir ancak. • • • Halkımızın dine ve din kurumlarına bakışı ile dini siyasallaştıran siyasilerin söz konusu kutsal duygu ve kurumlara bakışı çok farklıdır. Halk di- ni ulvi duygularla ve samimi olarak bir amaç gi- bi gördüğü halde, siyasiler için din, toplumsal yö- netim ve denetım aracıdır. Halkımız dini siyasete araç eden siyasilerle ta- rihsel hesaplaşmasını gerçekleştirecektir. Türki- ye'de karşı karşıya gelecek olan gruplar bunlar- dır. Böyle bir akıbetten ürkerek çekinen siyasi- ler. bir yandan halkı ve ülke kurumlarını birbiri- ne düşürürken, diğer yandan da halka rağmen ekonomik gücüelindetoplamayaçalışmaktadır. Halkın basireti bu düğümü çözecektir. Halk bu hesaplaşmayı, samimi din duygularının yüce ah- lak anlayışı ile siyasilerin emel ve amaçlarının ça- tışma zemini üzerinde yapacaktır. Bunun için gerekli olan; sadece, biraz zaman ve daha fazla aydınlık! R.J.REYNOLDS REKLAM VE PAZARLAMA A.Ş. DUYURU Ürünlerimizin perakende sahş fiyatları 14 Mayıs 1997 Çarşamba gününden itibaren aşağıdaki gibi belirlenmiştir: Salem Uinston Uzun Kısa L^Uzun Lghts Kıso Uzun YENI FIYAT 160.000 TL 150.000 TL 160.000 TL 150.000 TL 160.000 TL 100.000 TL • ESKI FIYAT 150.000 TL 140.000 TL — 140.000 TL 150.000 TL 90.000 TL IVinston Kısa 90.000 TL 80.000 TL MonteCario MonteCarlo Uzun 90.000 TL 80.000 TL Kısa 80.000 TL 70.000 TL Uzun 60.000 TL 50.000 TL Kısa 50.000 TL 40.000 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle