Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 KAYIS 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
TURKIYE
Istaroul
Edire
PB 22 Sınop PB 17
PB 28 Samsun PB 18
Çanckkate PB 27 Trabzon Y 20
Kocjeli PB 26 Giresun Y 20
Izmi' A 28 Ankara Y 25
Mansa A 31 Konya PB 28
Aydr A 32 Eskişehır PB 28
Y 25Dendi A 32 Sıvas
Zonçulda< PB 19 Antalya A 29 Kars
Adana
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıırt
Hakkârı
Van
A
A
A
A
A
A
A
PB
3b
26
30
34
30
31
24
20
Y 19
Yurdun kuzeydoğu
kesımlerı parçalı bu-
lutlu. IçAnadolu'nun
kuzeydoğusu, Orta
Karadenız'ın ıç ke-
sımlerı, Doğu Ana-
dolu'nun kuzeyı ile
Doğu Karadenız bol-
gelerı yer yer sağa-
nak ve gok gurultülu
sağanak yağışlı, dı-
ğer yerler az btılutlu
ve açık geçecek.
AVRUPA
Londra
Parıs
Roma
Berlın
Amsterdam
Madrıd
Sofya
Bruksel
PB
Y
PB
Y
Y
Y
PB
Y
18
18
27
22
17
25
24
18
Atina PB 28
Mılano Y 28
Oslo
Helsınkı Y
Stockholm Y
Belgrad PB 27
Vıyana PB 28
Bonn
Budapeşte PB 27 Münih
ASYA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Baku
Bışkek
Tifhs
Kahire
PB
A
PB
PB
Y
PB
Y
A
23
33
17
25
26
17
26
34
Şam 35
f^K Parçalı bjıutlu Sısl , BüutL ^ Çok bulutlu ı Yağmurlu Karlı > Gok gurultülu
G U N C E L CÜNEYTARC4YÜREK
M Bıştarafi 1. Sayfada
şaflı sanklı. Ellerinde bayraklar. Savcılann anlayı-
şınagöre gerici sgrusü "yasaksız bir Türkıyede
mı" /aşıyor? Bu doğruya yanıt; evet!
TûBB Başkanı Fuat Miras geçende "Fatih'te
otunyorum. Geceleri sokağa çıkmaya korkuyo-
rvm' diyordu.
Sap
ıklı,çarşaflı, takkeli insanlar. Istanbul'un gö-
beğhde "adetaküçükbırlran"yaratm\ş\ar, diledik-
leri gbi yaşıyorlar.
Fatih'te Ankara yok, Tahran var.
Devlet ve yasalar o bölgeye giremıyor.
Takkeli Başbakan da yineleyip duruyor:
Devlet. bütün kurumlarıyla "işliyor"muş.
Dediğıne göre öyleyse bir rejim bunalımından
söz edilemez(miş).
Çarşaflı, sanklı, yeşil bayraklı, şeriat kokan ağız-
larıyla gericilerin gıderek çoğaldığı bir ulkede de-
mokrasıye, çağdaş demokrasi denilebilirse, elbet-
te rejım bunalımı söz konusu değildir.
Imam-hatip çarşafıyla örtülmüş gericiler mitingi-
ne katılanları kışkırtanların başında RP'liler geliyor.
Üstelik içlerinden biri. Yasin Hatiboğlu adıyla ün-
KJ olanı laik, çağdaş, sosyal hukuk devletmı tarıf e-
den anayasaya göre kurulan TBMM'de başkanve-
kili!
Ellerindeki silah ortaya çıktı:
Toplumu ve devletin laık cumhuriyete bağlı bü-
tün kurumlarını korkutarak iktıdarda kalmayı umu-
yorlar. Bu korkunun şemsıyesı altında şeriat duze-
nine adım adım yaklaşacaklarını sanıyorlar.
"Sanğa, takkeye, şeriat özlemiyle yanıp tutuşan-
lara sakın dokunma...
Kanşmam ha!..."
Sindirmeye çalıştıkları baskı öğesi, bu.
Oysa, "kım korkarhaın kurttan?"
Evet, kım?
Açıkça dillendirmedikleri tehdit öğesı iki aşama-
lı; önce kan kokusu yaymak, kan dökecekleri kor-
kusu ile devleti ve toplumu sindirmek!
Takkeli Başbakan, Hürriyet'e yapılan "meczup
saldınsı"n\ "bızım bûyükhedeflehmize ulaşmamı-
zı engelleyecek eylemler" diye nitelerken herkesin
bıldığı, amaTakkelı'nın açıktan söylemediğı gızlı ka-
paklı bir arzuyu dışa vurmuyor mu?
Içişleri Bakanı Meral Akşener ın saatlerce sus-
kun kalmasından. Paris'te lahmacun lokantası ara-
yan Şaibe'nin geç saatlere değin kınamayı aklına
getirmemesinden, olaydan ne denli mutlu olduk-
ları anlaşılmıyor mu?
Köktenci mi şeriatçı mı neyin nesı iseler; Akit, Ye-
ni Şafak, Milli Gazete, gerici mitingini ve Şaibe'nin
medyaya saldınsını içeren yazı ve haberien gör-
kemli yalamalarla manşetlerınden ındiremiyorlar.
Sağ kanatta Ihlas ile yola çıkan Türkiye gazete-
miz ıse manşetten bir müjde venyor "DYP liderı
Çiller, elindeki avantajlarla mevcut siyasi yapının
vazgeçilmez lideri olma konumunu sürdurüyor"
diye yazryor.
Gazete, bu müjdeyı önceki salı gunü veriyor. Çok,
ama çoook garip bir rastlantı, aynı gün: DİSK, Türk-
Iş, TİSK gıbi ana kuruluşlann hükümetı bir kez da-
ha çekılmeye çağıracaklan açıklanıyor. Gerici mi-
tingini askerier "çizmeyi aşıyortar" diye niteliyorlar
ve...
TÜSİAD, Şaibe Hanım'ı "ülkeyı karanlığa götü-
ren polıtikacı" diye tanımlıyor.
Evet, evet... Aynı gün, halkımıza Türkiye, Şaibe
Hanım'ın "elindeki avantajlarla hem partisinı hem
de hükümetiayakta tuttuğunu" müjdelıyor.
Oysa, Şaibe Hanım'ın hangi türden mal olduğu-
nu -yıne aynı gün- "ötekı gazeteler" örneklerle hal-
kımıza anlatmaya çahşıyorlar.
Bir başlık göze çarpıyor gazetemizin birinde:
"Arşivler yalan söylemez."
Yalancı Şaibe'ye karşı.
Olağanüstü askeri şûra
YUSUFÖZKAN
ANKARA - Genelkur-
may Karargâhı'nda önceki
2Ün bir araya gelen komu-
fanlann, REFAHYOL hü-
kümetinin düşürülmesi ıçın
"silahsız kuvveder" olarak
adlandınlan demokratık
güçlere "Bu işi bitirüT me-
sajı venlmesi görüşünde
bırleştikleri öğrenıldı. Ge-
nelkurmay Başkanı Orge-
neral tsmâil Hakkı Karada-
yı da 31 mayısta yapılacak
Millı Gü\enlik Kurulu
(MGK) toplantisı öncesin-
de, 26 mayısta Yüksek As-
keri Şûra'yı (YAŞ) olağa-
nüstü toplantıya çağırdı.
RP'lilerin. tSK'yı hedef
alan açıklamalan, koalısy on
partılerinın sokaktakı genlı-
min tırmanmasına dolaylı
katkılan ve son olarak da
pazar günü fstanbu! Sulta-
nahmet'te yapılan ve "şeri-
at provası"na. dönüşen ı-
mam-hatip mitingi üzerine
bir araya gelen üst düzey ko-
mutanlar peş peşe ikı top-
lantı yaptılar Pazartesı sa-
bahı Ğenelkurmay Karargâ-
hı'nda "J başkanlan" dTye
adlandınlan Genelkur-
may'dekı bınm başkanlan,
Millı Güvenlık Kurulu
(MGK) Genel Sekreten Or-
general İlhan Kdıç \e Ge-
nelkurmay tkınıcı Başkanı
Orgeneral Çevik Bir ile bir
toplantı gerçekleştırerikm -
vet komutanlan. akşam da
Ğenelkurmay Başkanı Ka-
radayı'nm Çankaya Köşkü
ıçindekı konutunda bir ara-
ya geldiler.
Cumhurivçt'ın aldığı bil-
gıye göre, toplantıda. son
dönemdekj gelişmelenn re-
jun ıçin büyük tehlıke oluş-
turduğu vurgulandı. RP'nin.
b^z. İcitleleri "kötü emelie-
ri" ıçın kullandığını belır-
ten komutanlar, orduyu
"dinsiz" göstererek, halkla
TSK'yı karşı karşıya getır-
me çabalannın sürdüğüne
dikkat çektıler. Komutanlar
şu değerlendırmey i yaptılar.
"RP'nin bu dönemdeki
tavir ve davranışlan, ülkeyi
iç savaşa sürüklemey i hedef-
liyor. Orduyla balkı karşı
kârşıy a getirmek iste>en son
derece mide bulandıncı bir
harekeL TSK, dini kendi çı-
karlanna alet edenlerden
daha fazla dinine bağlıdır."
RP'nin. orduyu "silahlı.
baskıcı bir güç" olarak. ken-
dısinı de "demokrasi kah-
ramanı, mağdur" gösterme
çabalanna gırdiğine ışaret
eden komutanlar. "Bunla-
nn hedefi, 'Ordu darbeye
hazırlanıyor. Bız demokra-
sıye bağlıyız. buna izın \er-
meyız' mesajı vermek. Ama
biz bu oyuna gelmeyeceğiz.
TSK, herkesten fazla de-
mokrasive bağlıdır ve inan-
maktadır" değerlendırme-
sini yaptılar.
Toplantıda komutanlar.
siyasi parti liderlen ve de-
mokratık kıtle örgütlenne
"Demokratık yollarla bu
hükümeti düşürüıu bu işi bi-
tirin" mesajı venlmesinı ka-
rarlaştırdılar.
Genelkurmay Başkanı
Karada\ı da YAŞ"ı 26 ma-
yısta olağanüstü toplantıva
çağırdı. Ankara'da yapıla-
cak toplantıya komutanlann
yanı sıra Başbakan Erbakan
ile Millı Savunma Bakanı
Turhan Tavan'ın da katıla-
caklan bildınldi Toplantı-
da komutanlann. DYP Ge-
nel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in
"bazı komutanlan emekli
etmeplam". hükümet uygu-
lamaları ile TSK'nın Ata-
türk'e ve laık cumhunyete
yönelik şeriatçı saldınlar-
dan duyduğu rahatsızlıkları
dıle getırmelen beklenıyor
Tansu
• Baştarafı 1. Sayfada
sı Çiller'i istıfava çağırdı. Türki-
ye'yi karanlığa doğru sürükleven
ve ülkede gergin bir ortam yaratan
REFAHYOL "hükümetıne t'epkıler
yoğunlaşıjor.
Baydur. RP \e DYP'nın halkı
kamplara bölerek bir yerlere ulaş-
ma\a çalıştığını söyledı Ba\dur.
Ankara Büromuzdan Banu Sal-
man'a vaptıgı açıklamada. Sultanah-
met Mevdanı'nda DYP'nın düzenle-
dığı "Sağda Biriik". ardından da
RPlılerın katıldığı "İmam-Hatiple-
rime Dokunma" mitınglerını. "Tür-
khe Cumhuriveti tarihinde görülme-
miş bir kaçışuı orta>a kmduğu so-
nuç" olarak değerlendırdi Sıyasal
iktıdann "halkı kamplara bölme gi-
rişimi*'nın ters tepeceğını behrten
Baydur. şunlan söyledı:
"Sanklı ve cüppelilerin en büyük
tepkisi onlara olacaktır. Aydınlar için.
basın için. avdın kuruluşlar için bir
tehlike ikazı olmalıdır. Bizler bir ara-
>a gelmeli>iz. Kendi partilerindeki
namuslu insanlar bu ise karşı çıkma-
bdıriar.Ben\leclis'tesavgın.namus-
lu millervekilleri oiduğuna inanno-
rum."
Budak da. dün DtSK Genel Mer-
kezi'nde düzenledıği basın toplantı-
sında Türkıye'nm REFAHYOL hü-
kümeti elıy le her geçen gün daha ka-
ranlık bir noktaya sürüklendiğinı
vurguladı. Budak. Erbakan \e Çıl-
ler'e. "Türkhe'yi daha kötii nokta-
lara sürüklemeden bu işi bırakın. is-
tifa edin" diye seslendı
Budak. Erbakan'm "shasal İsla-
mın bir toplum vedevlet biçüni ouna-
sı için uğraştığınr savunarak. Refah
Partısf nın ımam-hatıp lıseleri konu-
sunda gösterdıği hassasıyetın. bu
okullan "partinin militan ka>nağına
dönüştürmek istemesinden ka>nak-
landığını" belırttı. Erbakan'ın \e
RP'nm sıvasal kadrolannın gergın-
liği tırmandırdığını ve sıyasal knzı
derinleştırdığinı ifade eden Budak.
"MGK'de tav'şan ohıp yandaşlannı-
köşeye sıkısb5 •/ 3zın öniinde aslan kesilmek Türkiye
Cumhurheti'nin başbakanınavakiş-
maz"dı\ekonuştu
Budak. Çıller'in de seçımden ön-
ce "Laikliğin teminatnim" derken.
seçımden sonra "laiklikdüşmanı Er-
bakan'ı başbakan \aptığuiı ve siva-
sal İslamın öniinii açtığuu"sö)ledı.
Budak. Çıller'in. "çetelere kol kanat
gerdiğini ve çetelerle işbirliği içinde
olduğu iddialannı doğrular biçünde
davrandığını" ılen sürdü. Çıller'in
yurtdışında ülkeyı temsıl edemedığı-
ni \e sözüne kımsenın ınanmadığını
belirten Budak. Çiller'in "globalbir
valancrolduğunu söyledı
Ortak pavdaM demokratık bir sı-
\ asal rejım olan herkesin "bu hükü-
metten kurtulmanın meşru ve de-
mokratık girişimleri içerisindeolma-
sı gerektiğine'' dikkat çeken Budak,
bu paydada buluşan tiim sı\ıl top-
lum kuruluşlarını bir araya gelmeye
çağırdı.
Türkıye'yi bir a\ uç azınlık tara-
fından sa\ unulan. RPye oy v erenle-
nn tamamını bıle kapsamayan geri-
ci düşüncelere teslım etmeyecekle-
nni anlatan Budak. şövle devam et-
tı: "İrtkasokaktadır. irticamevdan-
dadır. Çeteler sokaktadır, çeteler
mevdandadır. Çok kısa bir süre için-
de Türkiye'nin üretenlerini temsil
edenler bir arava gelecekler ve so-
rumluluklannın gereğini yerine geti-
receklerdir."
Bunun ıçın adımların atılmaya
başlandığını belirten Budak. "Eğer
bu ülkey i karanlığa götüriirlerse üre-
timden gelen gücümüzü kuBanmak-
ta tereddüt etmeyiz" diye konuştu.
TÜSİBAK Yönetım'Kurulu Baş-
kanı Cengiz Bozbevoğlu ıse açıkla-
masında. Türkıye'dekı basın özgür-
lüğünün saglanamadığı ve ışadamla-
nnın önünün tıkandığı görüntüsünün
kendılerını uzdüğünü söyledi. Boz-
bevoğlu. bazı sıyasetçılenn "kışkırt-
ma ve tahriklere yönelik tavirtan-
nın". Türkiye'nin karanlığa götürül-
•meve çalışıldığı Lırnsını uyandırdı-
ğına dikkat çekerek "Cumhurivetve
demokrasi kisvesi altında, cumhuri-
yet laik anlavış ve demokrasi katle-
dilmeye çalışıüyor" dedi Bu değer-
leri korumay a soz verenlenn sorum-
luluklarını yenne getırmelennı. ge-
tıremıyorlarsa gıtmelennı söyleyen
Bozbeyoğlu. "İmam-Hatipİerime
Dokunma" mıtıngindekı görüntüle-
ri ıse "ürkütücü" olarak nıtelendır-
di tzmır Tıcaret Odası Yönetım ve
TOBB Tıcaret Odalan Konsey Baş-
kanı Ekrem Demirtaş. "valan üzeri-
ne shasetyapan" Çiller'in "umutol-
maktançıktığını>
'belırterek "Buhü-
kümetin tutulacakyanı kalmadı" de-
dı. Demirtaş, Türkıyede son dönem-
lerde ayann kaçtığı yolundaki görüş-
lerin yoğunluk kazanmaya başladı-
ğını belırttı.
Demokrasi içinde her şeyın konu-
şulması gerektığinı savunan Demır-
taş. "Demokrasi içindefikirterinifa-
desi önemlidir. Ibrahım Halıl Çe-
lık'in 'Cezayır olsun. fıstık gıbı ol-
sun" laflannı hepimiz tepkiv le karşı-
üyoruz. Ama demokrasimizin. reji-
mimizin geleceği için son derece fay-
dalı bu. Gerçek y üzler ortaya çıktı.
Karayüzlerini göriiyoruz. Bunu top-
lum da görüyor" dedı.
Hak-lş Genel Sekreteri ve Öz Çe-
lık-tş Genel Başkanı Recai Başkan
da. Türkiye'nin her zamankınden
daha çok banş ve huzura gereksınım
duyduğunu vurgulayarak şunlan
söyledi: "Siyasal iktidar da ortamı
germemeli. Her alanda bir kaos ya-
şanıyor. İş çevTelerinin de kendi de-
ğerlendirmeleri ortada. Çalışma >a-
samıyla ilgili ILO sözleşmelerinin
mevcut uy gulama çerçevesinde yeni-
den gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu
konuda hükümetin. belirgin bir po-
litikasının olmadığını gözliivoruz.
Çaltşan insanlarla ilgili bir önceki dö-
neme göre iyi yönde ücret artışı söz
konusudur,ama şu andaemeğnlege-
çinen insanlann insanca yaşanabile-
cek ücret sevrvelerini vakaladığım
kimse iddia etmemelL Kayıt dışu ka-
yıt içi sektöıie atbaşı duruma gelmiş-
tir. Kavıt dışı sektörde verilen ücret-
ler komiktir."
TÜSlAD da. önceki gün. Çiller'i
"halkı kışkırtmak"la suçlarken;
"Tansu Çiller, bugüne dek siyaset
sahnesinde sıkıştığı her anda. ya işçi-
ye ya işadamına ya da basına saklır-
mıştır" açıklamasını yapmıştı. Koç
Holdıng Yönetım Kurulu. yaptığı
açıklamada. Çıller'in kendılenne yö-
nelik suçlamalannı "adresyanlışağı''
olarak nıtelendırerek şöyle demışti.
"Koç Topluluğu'nun siyasi bir mi-
tingde hedef gösterUmesinin nedeni
bizce bellidir. O da yasalara ve yük-
sek ahlaki değeriere saygılı çalışma
prensiplerinden ödün vennemesi ve
politik çıkarlara aletolmamasKİır. 71
yıllık geçmişimizde. ima edildiği gibi,
hiç kimse cebimize para koy ma cü-
retinde bulunamanustır."
TÜSİAD Başkanı Muharrem
Kayhan. Çiller'in ıkı büyük medya
grubunu ve ış çevrelenni hedef alan
açıklamalannı yanıtlarken "Bizleri
fazlasıyla rahatsız eden bir konuş-
maydı. Halka, iş dünyası şikâyetedil-
di""dedı. ODTÜ Iş'letme foplulu-
ğu'nun düzenledıği "TÜStAD" ko-
nulu toplantıda konuşan Kayhan. hü-
kümet tartışmalannı değerlendirir-
ken, bir erken seçimin durumu de-
ğıştırmeyeceğını, alternatıfhüküme-
tin bu Meclıs içinde aranması gerek-
tığı söyledı Kayhan. erken seçimin
ancak yapısal reformlar yapıldıktan
sonra gündeme gelmesi gerektiğını
söyledı.
TÜStAD'ın "Demokratik Stan-
dartlann Yükseltilme Perspektifle-
ri" raporunun büyük tartışma yarat-
tığını kaydeden Kayhan, "Türkiye
açık bir toplum, ama demokraside
eksikler var" dedı. Raporun "Zama-
nı değiL biz bunlann hepsiniyapama-
yız" denılerek eleştınldığını belirten
Kayhan. "Buprensiplerinzamanıol-
maz. Bunlargerçekleşnrilmesi hedef-
lenen, vazgeçilmez ilkelerdir" diye
konuştu
BUGUN
Saat 19,25•I M
CUMHURİYET ÇINARI
YA BAĞIMSIZLIK, YA OLUM!"Osmanlı Devletiytkılıyorken Mustafa Kemal'in Türk Ulusu'nun
bağrtnda tarih sahnesine çıkışını, özgürlük ve bağtmsızltğt
ilke edinerek baskıcılığa başkaldırtşını, Çanakkale Destamnı
yazdırtşını ve dünyaya örnek Türk Bağımstzlık Savaşım
başlatmak üzere Samsun'a çıkışınt anlatan belgeself..
Yaptm-Yönetim: Filiz 0ZANKAYA • Sunucu: Müşfik KENTER • Genel Damşman: Özer 0ZANKAYA
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yararlı olduğunu, seçilmiş dinleyicilerıne söyletme-
si bile gelinen noktanın göstergesi. Türkiye'de ge-
lenek oldu, şeriatçı teröre kanşan herkes "mec-
zup"...
Cumhurbaşkanı'na saldıran meczup çıkar...
Anıtkabir'e saldıran meczup çıkar...
Insan ıster istemez merak ediyor, bu ülkede da-
ha ne kadar meczup var?
Hürriyet'in IstanbuPdaki merkezıne düzenlenen
saldınyı kınayıp Ankara'ya dönelim...
Önceki akşamdan başlayan "çokyoğun " bir ha-
reketlilik yaşanıyor. Siyasi gelişmelerde "kilometre
taşı" çoktur. Her dönemeç ayrı kilometre taşını
oluşturur.
Bunlardan biriyle daha karşı karşıyayız. Taş, ıle-
ride karşılaşacaklarımız konusunda net bilgLvermi-
yorama, altında, "Çekmehalatıbulundurun", "Far-
lannızı yaton "uyarılan bulunduğunagöre, önümüz-
dekı yol tekın değıl.
Önceki gün Genelkurmay karargâhında Genel-
kurmay Başkanı, kuvvet komutanlan, Milli Güven-
lik Kurulu Genel Sekreteri ve Genelkurmay Ikınci
Başkanı bir araya geldi. Toplantı gece de Orgene-
ral Karadayı'nın Çankaya Köşkü içındeki konu-
tunda devam etti.
Gündüz belli, işlerı vardı. Gece niye geldiler?
Mönüde REFAHYOL dolması olduğu kesın ama,
hazım için ne kullandılar, şimdilık bilmiyoruz.
Genelkurmay dört durumla karşı karşıya:
- Yasalara, toplumun değerlerine saygısız bir hü-
kümet...
- Başarısını hükümetin başarısızlığına bağlamış
bir muhalefet...
- Ordu nasıl olsa rejımın tehlikeye gırmesini iste-
mez dıyen bir toplum...
- Gelişmelere karşı duyarlı, komuta kademesinin
"daha aktif" olmasını bekleyen Türk Silahlı Kuvvet-
leri subayları...
Hükümet arama çalışmalan...
Genelkurmay'ı kaderıyle başbaşa bırakıp yeni
hükümet arama çalışmalanna gelelim...
Önce sunı Başbakan 25 ayar 148'in dünkü grup
toplantısında kullandığı bir tümceyi aktaralım:
"Milletini seviyorsan RP'yi seveceksin. RP'yi
sevmiyorsan kendini tedavı ettireceksin..."
Tedaviye muhtaç olan RP'yi sevmek zorunda ol-
mayanlar mı, yoksa bu tümceyi yumurtlayanlar mı?
Yalım Erez dün anamuhalefet lıdenyle görüştü.
Görüşmeden sonra Yılmaz şunu söyledi:
"Düğmeye bastık..."
Zahmet oldu...
Erez, Ecevit'le de görüştükten sonra kendinden
emin konuştu:
"Alternatif hükümetin önünde hlç engel kalma-
mıştır..."
Bu açıklamasmdan sonra Erez'le telefonla ko-
nuştum. "Artık tamam. Hayırlı olsun" dedi...
Erez, ayrıntı vermiyor ama, "DYP'yenı hüküme-
ti oluşturma gırişiminin dışında kalamaz" diyor. .
Ecevit de telefon görüşmemizde, Erez'in çok
emın konuştuğunu söyledı. DSP hderıne göre Tür-
kiye'de ılk kez hükümet-devlet çatışması yaşanı-
yor. Ve "iplerkopmak üzere"...
Ecevit, Baykal ın hükümete girmeme "hesabı-
nın" bugün yaşananlar karşısında, "lüks" olduğu-
nu söylüyor...
Baykal'ın da olası yeni hükümette muhalefetın
tumüyle RP'ye bırakılmaması düşüncesı temelsız
değil...
Yazıları huzursuz yazacağımız huzursuz biryaza
giriyoruz...
Bunları konuşmak ıçin erken. Kurulmamış hükü-
mete rol biçilmez ama... Ola ki bu hükümet bozu-
lursa... Ola ki yeni hükümete DYP de bölünmeden
girerse...
Çiller, yakası Atatürk rozetlı yeni kostümünü ve
ılk demecını çoktan hazırlamıştır:
"Irticanın ne kadar tehlikeli olduğunu yaşatarak
göstermek için göğsümü bağır ettim..."
Belediye
başkanlarma
çifte standart
KAVSERİ (Cumhuriyet)
- Kay seri'nın Özvatan
ilçesine bağlı Küpeli
beldesinin CHP'lı
Belediye Başkanı Caner
Akdemir, 5 memuru
kazma- kürekle
çalıştırdığı gerekçesıyle
tutuklandı.
Küpeli Belediye Başkanı
Caner Akdemir, kazma-
kürek işinde
çalıştınldıklannı öne
süren Ali Karaca, Ahmet
Çetinkay a. Yunus
Büyükodabaşı. Ahmet
Bahçıvan ve Ramazan
Demirkol adlı memurlar
tarafından Cumhuriyet
Savcılığı'na şikâyet
edildi.
Hakkında başlatılan
sonıştunnanın ardından
Öz\atan l. Asliye Ceza
Mahkemesf nde
yargılanan Akdemir,
"görevini kötüye
kullandığı" gerekçesiyle
TCK'nin 228. maddesi
gereği. 9 ay 19 gün hapis
cezasına çarptınldı.
Mahkeme karan Yargıtay
tarafından onaylanınca
Akdemir'in cezası
kesinleşti. CHP'li başkan
dün tutuklanarak
Özvatan Cezaevi'ne
konuldu. Caner
Akdemir'in cezaevinden
çıktıktan sonra belediye
başkanhğı görevine
dönemeyeceği belırtıldi.
Bu arada çok sayıda
personelini bulvarlarda
niteliksız işlerde
göreviendiren Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı MeKh Gökçek,
Belediye Orkestrası'nda
yer alan bir müzisyeni de
çim sulama işine
vermişti.
Asiaminor adlı caz
grubunun da üyesı olan
saksofon sanatçısı Yahya
Dai, Gökçek tarafından
.Ankara'daki park ve
bahçe çimlerinin
sulanması işine verilınce,
bir süre çalıştıktan sonra
beledıyeden aynlmak
zorunda bırakıldı. Bu
ışlemler nedenıyle
Gökçek hakkında
herhangi bir yaptınm
uygulanmadı.