Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Çete davasında
6 tahliye
• DİY ARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hakkân'nin Yüksekova
ilçesınde ortaya çıkanlan
'çete' ola>ıyla ilgili olarak
gözaltında bulunan Yüzbaşı
Bülent Yetüt, polis memuru
Enver Çırak, köy koruculan
İsmet, Kemal ve Cemal
Ölmez ıle Hasan Öztunç,
Diyarbakır DGM Nöbetçi
Mahkemesrnce serbest
bırakıldı. Sanıklann
tutukluluklanyla ilgili
olarak CMUK'un 112.
maddesi uyannca yaptıklan
başvuru, Nöbetçi
Mahkeme'ce kabul edildi.
CMUK'un 112. maddesi,
"hazırlık tahkikatı sırasında
sanığın tutukevinde
bulunduğu sürece en geç
30'ar günlük süreler içinde
tutukluluk halinin gerekıp
gerekmeyeceği konusunda
ilgili mahkemeye başvuruda
bulunabileceği veya
Cumhumet Savcılığı'nın
talebi üzerine Sulh
Hâkimliğı'nce yapılan
başvurunurı
incelenebileceği"ni içeriyor.
DGM'den kitap
yasağı
İstanbui Haber Servisi -
Istanbul DGM ılk kez
Alevılikle ilgili bir kitabı
yasakladı. Istanbul 1 No'lu
DGM, Belge Yayınlan
arasında çıkan yazar Haşım
Kutlu'nun "Alevi Kimliğini
Tartışmak" adlı kitabının
yasaklanmasına, "Alevileri
din. ırk ve bölge farklılığı
gözetılerek kın ve
düşmanlığa açıkça tahrik
etmek" iddıasını gerekçe
eösterdi.
an Çağırıcı
ifade verdi
• BANDIRMA
(Cumhuriyet)-TBMM
Uğur Mumcu Cinayetini
Araştırma Komisyonu, dün
Bandırma Cezaevı'nde
tslami Hareket
davasından tutuklu ve
hükümlü Irfan Çağıncı.
Ekrem Baytap ve Mehmet
Ali Şeker'in ıfadelerini
aldı. Komisyon
Başkanvekili Tevfik Diker,
görüşme sonrasında
konuyla ilgili açıklama
yapmazken komisyon
üyesi Fethullah Erbaş şöyle
konuştu: "Uğur Mumcu
cinayetiyle ilgili olarak
Ankara'da tanık olarak
dinlenen Ayhan Aydın
verdiği ifadede, Irfan
Çağıncı. Ekrem Baytap ve
Mehmet Ali Şeker'i
suçlamıştı. Bunun üzerine
bu üç kişinin ifadesıne
başvurduk. Her üçü de
Mumcu cinayetiyle ılgileri
olmadığını söyledi."
Emeklilerin
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Yüz binlerce
emeklinin maaşından.
haberlen olmaksızın
milyarlarca lıranın
'cemiyet aidatı" adı altmda
kesilerek gasp edildiği öne
sürüldü. Tüm Emekliler
Sendikası (EMEKLt-SEN)
Izmir Şube Başkanı Şevket
Tunca, 1997 değerlenyle
200 milyar liraya ulaşan
kesintilerin Türkiye Işçi
Emeklileri Cemiyeti adına
ve Sosyal Sigortalar (SSK)
Genel Müdürlüğü
aracılığıyla yapıldığını
belirterek '"Aidat
kesintilerinin hangi yasal
gerekçelere
dayandınldığını bugûne
kadaröğrenemedik" dedi.
AP harekete
geçti
I AIVKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Avrupa
Parlamentosu Sosyal ist
Grup üyesi milletvekilleri,
Türkiye'deki gazeteciler
için harekete geçtiler.
Sosyalist grup üyesi Anna
Karâmanou, Yiannis
Roubatis ve Martin Schultz
15 yıl hapse mahkûm
edilen gazeteci Işık
Yurtçu'nun serbest
bırakılması ve Türk
medyasının özgürce
faaliyet göstermesinin
güvence altına ahnmasını
isteyen bir karar tasansı
hazırladılar. Karar
tasansındaki istekler şöyle
sıralandı: "Gazeteci Işık
Yurtçu ve tüm siyasi
suçlular serbest bırakılsm;
Türk hükümeti ve
parlamentosu, Türk
medyası ve gazetecılerinin
özgürce bilgi alma ve
aktarma faaliyetlerini
güvence altına alsın."
DSP Ordu Milletvekili Müjdat Koç, partisinden istifa etti; partinin sandalye sayısı 67'ye indi
DSP'de 'sevsasizBk' istifasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DSP'de parti içı kavga büyürken Ordu
Milletvekili Müjdat Koç da "sevgisizliği"
gerekçe göstererek istifa etti. Koç, "Par-
tideki mevcut sistemin iki Idşilik bir oyun
olduğu, degişmesinin asla mümkün olma-
yacağı inancındayun. Genel başkanımı-
zııı 'Beğenmeyen gıder' söylemine uygun
olarak istifa ediyorum" dedi. Koç, bağım-
sız milletvekili olarak çalışmalannı sür-
düreceğini vurgularken parlamentoya 76
mılletvekılıyle giren DSP'nin sandalye
sayısı da 67'ye indı.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit,
Koç'un, "partiyi içinden yıpratmaya ça-
lışanlardan daha düriist davrandjğuu"
belirterek diğer muhaliflere de örtülü bi-
çimde istifa çagnsında bulundu.
Seçimlerden sonra parlamentoda ilk
transfer DSP Iğdır Milletvekili Adil Aşı-
run'ın ANAP'a geçmesiyle gerçekleşti.
Afyon Milletvekili Kubilay Uygun, Ça-
nakkale Milletvekili Hikmet Aydın ve Bi-
lecik Milletvekili Şerif Çim DYP'ye ge-
çerken Edirne Milletvekili Erdal Kese-
bir, Ankara Milletvekili Gökhan Çapoğ-
• Partideki mevcut sistemi, iki kişilik bir oyun olarak niteleyen
Koç, sistemin değişmesinin de asla mümkün olmayacağı inancını
taşıdığım söyledi. Koç, "Genel başkanımızın 'Beğenmeyen gider'
söylemine uygun olarak istifa ediyorum" dedi. Ecevit, Koç'un
diğer muhaliflerden daha dürüst davrandığını söyledi.
lu, Istanbul Milletvekili Bülent Tanla ile gusunun karşıhksız olduğu gerçeği ile kar-
Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül ihraç
edildi. Istanbul Milletvekili Cevdet Sel-
vi'nin "sevgisizliği" gerekçe göstererek
genel başkan yardımcıhğı görevinden is-
tifa etmesinden sonra, Ordu Milletvr
ekili
Müjdat Koç da aynı gerekçeyle dün par-
tiden istifa etti. Koç, yaptığı yazılı açık-
lamada şu gerekçeleri dile getirdi:
"Krçok milletvekili arkadaşumn da ha-
len rahatsız olduğunu bildiğun parti içi
sorunlanmızL, yaklaşık iki ay önce grup-
ta dile getirmiştün. Daha sonra bölgesel so-
runlarla ilgili genel başkanuna mektup
yazdım. Şu ana kadar olumlu veya olum-
suz hiçbir yamt alamadım. Bu arada par-
ti yönetim tarzmı eleştiren üç arkadaşı-
mız da ihraç edildi. Milletvekili olduğiı-
muzdan bugünedeğin kendilerine göster-
miş olduğumuz sevgi, saygı ve güven duy-
şı karşıva kaldık. Partideki mevcut siste-
min iki Idşilik bir oyun olduğu, değişme-
sinin de asla mümkün olamayacağı inan-
cuıdayım. Bugüne kadar milletvekilleri-
nin büv ük bir bölümünün partiye üye ka-
yıtları dahi voktur. Genel başkanımızın
'Beğenmeyen gıder" söylemine uygun
olarak özeüiklede grup arkadaşlarımdan
aynlmak zor da gelse istifa ediyorum."
1994 yılında yerel seçimlerde Ordu'da
57 il genel meclısi üyelığinden 1 tanesi-
ni dahı alamayan DSP'nin genel seçim-
lerde Ordu'daki 8 milletvekilinden 2'sini
kazanarak büyük bir çıkış yaptığına dik-
kat çeken Koç, bundan boyle çalışmala-
nnı bağımsız olarak sürdüreceğini bildir-
di.
Bülent Ecevit, istifa üzerine yaptığı ya-
zılı açıklamada. kongrelerinin hızla >ürü-
düğünü, tum kışkırtmalara karşın örgütün
huzur ve dayanışma içinde çalıştığını söy-
ledi. Ordu'daki örgütlenme çalışmalan-
nın büyük hız kazandığını belirten Ece-
vit, açıklamasında şunlan kaydetti:
"Fakat partimizden istifa eden Ordu
Milletvekili Sayın Müjdat Koç'un kendi il
örgütüne uyum sağlayamadığı belliydi.
Örgütie ilişki kurma gereği bile duyma-
mışü. Kendisinin aynlmasına elbette üziil-
düm.
Ancak şunu da belirtmeliyim ki parti-
yi içinden yıpratma veya çok farkh çizgi-
deki bazı marjinal partilerindümen suyu-
na sürüklemeçabalannı ısraria sürdüren-
lerden daha dürüst davranmışür. Türki-
ye'nin DSP'ye en çok ihtiyacı olan bir dö-
nemde, onu içinden yıpratmay a veya çık-
maz yollara saptırmaya kalkışanlar hüs-
rana uğrayacaklardır. Boşuna valdt kay-
betmektedirler."
Koç'un istifasıyla ortaya çıkan son par-
lamento aritmetiği şöyle:
RP: 160, DYP: 121,ANAP: 127, DSP:
67, CHP: 49, BBP: 7, DTP: 7, Bağımsız:
10, Boş:2.
DSP'li muhalifler Izmir'de
'Bunahmın
nedeni
solsuz siyaset'
İZMtR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Solda "bü-
yük uzlaşma" için Ana-
dolu'ya çıkan DSP'lı mu-
halifler. irticaya karşı
güçbirliği arayışlannı sür-
' dürüyor. DSP Istanbul
Milletvekili Cevdet Sehi.
ülkenin "solsuz siyaset"
nedenıyle bunahma düş-
tüğünü vurgulayarak RE-
FAHYOL'un demokratik
kurallar içinde düşürül-
mesi gerektiğini söyledi.
DSP'deki parti içı mu-
halefetin bayraktarların-
dan Cevdet Selvi. Yüksel
Aksu, Tahir Köse, Veli
Aksoy; Hilmi Develi ile
paı ciden ihraç edilen Be-
kir Yurdagül. ırtica tehlı-
kesine karşı bütünleşme
arayışlan çerçevesinde
dün Izmir'de sivil toplum
kuruluşlannı ziyaret etti-
ler. Türk-lş 3. Bölge Tem-
sılcılıği'nde sendıkalann
şube başkanlanyla bir
araya gelen DSP'li millet-
vekilleri, ülkenin cumhu-
riyet tarihinin en tehlikeli
dönemini yaşadığını ve
rejimin tehdit altmda ol-
duğunu dile getirdiler.
Türk-lş 3. Bölge Temsil-
cisi Mustafa Kundakçı.
Susurluk'ta meydana ge-
len trafik kazası sonrası
ortaya çıkan gelişmelerle,
çetelerin ve aşiretlerin,
devlet gücünü de arkala-
nna alarak hukuk devleti-
nin üzerine çıktığını söy-
ledi. Gelir dağılımında
yaşanan adaletsizlikten
yakınan Kundakçı, ka-
nunda değişiklikler yapı-
larak seçime gidilmesini
isteöı.
Türkiye'nin "sobuz si-
yaset" nedeniyle bunalı-
ma düştügünü vurgulayan
Cevdet Selvi, REFAH-
YOL hükümetinin bir an
önce demokratik kurallar
içinde. Meclis dışında çö-
züm aramadan düşürül-
mesı gerektiğini söyledi.
HADEP'in bayrak
davası karara kaldı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-HADEP'ın
olaylı kongresi ile ilgili
davanın duruşmasına
Ankara 1 No'lu DGM'de
dün devam edildi.
HADEP Genel Başkanı
Murat Bodak ın da
aralannda bulunduğu 46
parti yöneticisi hakkında
açılan davanın, karar
aşamasına geldiği
bildirildi. Duruşmaya
davanın tutuksuz
bulunan sanıklan
katılmazken, duruşmada
sadece tutuklu sanık
Faysal Akçan ile
tutuksuz sanıklann
avukatlan hazır bulundu.
Duruşmada son
savunmasını yapan sanık
avukatlanndan Yusuf
Alataş. davanın siyasi
amaçlı olduğunu,
hukuksal dayanaktan
yoksun bulunduğunu
ileri sürerek "Kongrede
Türk Bayrağı'nın
indirUmesi nedeniyle asıl
suçlanması ve
yargılanması gerekenier,
kongre sırasında görevli
olan güvenlik güçleridir"
dedi. HADEP'in Türk
Bayrağı'na
saygısızlığınm
olmadığını vurgulayan
Alataş. HADEP'in tüm
yöneticilerinin banşı
savunduğunu ve her
türlü şıddete karşı
olduklannı söyledi.
Alataş, "Türkiye'de
bugün ne çüayorsa
yasakcı zinniyetten
çıkıyor. Örneğin bugün
türban yasağı olmasay dı,
türban bugün RP'nin
silahı haline geunezdi''
diye konuştu. Mahkeme
Başkanı Orhan
Karadeniz, davanın
karar aşamasına
geldiğinı belirterek
sanıklar hakkında karar
verilmek üzere
duruşmayı erteledi.
Daıuştay Başkanı Füruzan tkincioğullan. üyeler ve idari yargı hâkimleri, Da-
nıştay'ın kuruluşunun 129. yıldönümü ve İdari Yargı Günü dolavxsıyla Anıt-
kabif'i ziyaret ettikr. (Foto^af: (AA)
Daniştay'dan
Anıtkabir'e ziyaret
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Danıştay Başkanı ve üyeleriyle idari
yargı yargıçlan.
Danıştay'ın kuruluşunun 129.
yıldönümü ve İdari Yargı Günü
nedeniyle Anıtkabir'i ziyaret ettiler.
Füruzan tkincioğullan
başkanlığındaki heyet, dün
Atatûrk'ün mozolesine çelenk
konulması ve saygı duruşunun
ardından Misak-ı Milli Kulesj'ne
geçti. Burada Anıtkabir Özel
Defteri'ni imzalayan Danıştay
Başkanı tkincioğullan,
şunlan yazdı: "Yüce Atatûrk,
Danıştay ve idari yargı mensuplan
bir kez daha huzurunda, büyük
özlem içinde, saygımın ve
şükranlannuzı sunuyoruz. Çizdiğin
uygariık yolundayız. İlke ve
inkılaplann. her zaman ve her
yerde. Türkiye Cumhuriyeti
devletini akıl ve bilimin ışığında
çağdaş uygariık düzeyine
taşıyacaktır. Danıştay; laik.
demokratik ve çağdaş Türkiye
Cumhuriyeti'nin korunup
güçlenmesinde üzerine düşen görevi
yerine getirmeye devam edecektir.
Sana sevgimiz bitmevecek... Sana
hağlılığımız tükenmeyecek™"
Kuruluş yıldönümü nedeniyle
Danıştay'da bugün düzenlenecek
törene Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel de katılıp bir konuşma
yapacak.
DYP'den
DemireVe
suçlama
• Hasan Ekinci,
Orgeneral Karadayı ile
Çiller'in konuşmasmın
Cumhurbaşkanı
tarafından basına
sızdınldığını ima etti.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP Genel
Başkan Yardımcısı
Hasan Ekinci, DYP
Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller ıle
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral tsmail Hakkı
Karadayı arasında geçen
konuşmalann
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel
tarafından basına
sızdınldığını ima etti.
Çiller'in. Karadayı'ya,
"RP'den şikâyetçiyseniz
bana destek verin. bunu
bertarafedenm"
dediğinı yalanlamayan
Ekinci, haberlerin
Demirel'in Polonya
ziyareti sırasında
yazılmasinı kastederek,
"Mahreçlere göre haber
Polonya'dan geliyor.
Nasıl veriliyor, kim
veriyor, onu bulmak
sizin göreviniz"
dedi.
'Topartanma
mitJngT
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Ekinci, dün
düzenlediği basın
toplantısında, mayıs
aynnın DYP için "Yeter,
söz miUetin" dendiği bir
ay olduğunu
kaydederek, partisinin
çalışmalanyla ilgili bilgi
verdi. Ekinci. bugün
Istanbul'da "Demokrasi
mitinginin"
gerçekleştirileceğıni
belirterek, bu mitingin
yeniden toparlanma.
ayağa kalkjş ve kıratın
ayak sesinin tüm
Türkiye'ye
duyurulmasına aracı
olacağını savundu.
Ekinci. 14 mayısta
Adnan Menderes'in
Kütahya milletvekili
seçilmesi nedeniyle bir
miting düzenleneceğini
kaydederek, aynı gün
müze haline getirilen
Celal Bayar Köşkü'nün
de açılacağını bildirdı.
ÜIFIÎNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
MOSKOVA - Petrograd-
Moskova uçağında, Dosto-
yevski'nin, Çariçe Kateri-
na'nın, Büyük Petro'nun
kentinin üzerimde bıraktığı
şaşkınlığı atmaya çalışıyorum.
St. Petersburg, Petrograd, Le-
ningrad, hepsi aynı büyülü
şehrin isimleri. Petersburg,
yalnız Dostoyevski'nin değil,
Çaykovski'nin, Puşkin'in,
Lermontov'un, Gogol'ün,
Rubinstein'ın, Mussorgs-
ki'nin, Turgenyev'in ve Ple-
hanov'un kenti.
Rusya'nın büyük yazariarı-
nın ve müzikçilerinin dramatik
yaşamlan beni her zaman et-
kilemiştir. Bunlar içinde en faz-
la Çaykovski'nin hayat acıları
hafızama yer etmiş. Onun, ya-
ratıcılıkla gerilim arasında ge-
çen çarpıcı trajedisi, bir döne-
me damgasını vuran öncü in-
Nevski Bulvan'nda Yürürken...
sanların adeta kaderini sim-
geliyor.
Petersburg'da Aleksandr
Nevski Bulvan'nda uzun bir
gece yürüyüşü yaptık. Ma-
rinsky Tiyatrosu'ndaki "La
Slyphide" oyununun ardından
yaptığımız bu yürüyüş, "6e-
yaz Geceler" yürüyüşü idi.
"Beyaz Geceler" Dostoyevs-
ki'nin bir romanının adı. Aynı
zamanda bu şehrin bir mevsi-
mine damgasını vuruyor. Ma-
yıs ayında bu kentte güneş
gece 23.00 civarında batıyor
ve sabah 03.00'de yeniden
doğuyor. Haziranda ise nere-
deyse ortalık hiç kararmıyor.
Petersburg, dünyanın kutup-
lara en yakın olan şehirlerin-
den birisi.
Biz Petersburg'dan ayrılır-
ken, bu şehrin gururlu ve çile-
li insanlan, Hitler'in 900 gün
süren ablukasından kurtuluşu
törenlerle kutluyorlardı. Her
yer bayraklarla süslenmişti.
Hitler'in bu şehri kuşatmaa sı-
rasında 1 milyon insan açlık
ve salgın hastalıklardan yaşa-
mını yitiriyor. Kentin yüzde 35'i
bombardımanlarla yerle bir
oluyor.
Işte bu büyük yıkım ve ola-
öanüstü direniş, Leningrad'ı
fkinci Dünya Savaşı'nın sem-
bol şehri haline getiriyor.
Dünyanın en büyük ve en
zengin müzelerinden Hermi-
tage'ın çevresindeki direkleri
orak-çekiçli kızıl bayraklar
süslüyor. Leningrad adı değiş-
se de bu şehirde komünistle-
rin izleri variığını belli ediyor.
Hermitage Müzesi, barok
stilindeki asıl binası, 1050 sa-
lonu, 1886 kapısı, 1945 pen-
ceresi ile bir ihtişamı yansıtı-
yor. Müzenin müdür yardımcı-
sı, çok büyük maddi sıkıntılar
içinde olduğunu anlattı. 2.7
milyon eserin yer aldığı bu
müzede yalnızca bunlann 65
bini sergilenebiliyor. Her gün
30 bin kişinin gezdiği bu mü-
zedeki her eserin önünde ya-
rım dakika durdukça, hepsini
görmek için 10 yıl gerekiyor-
muş.
Aleksandr Nevski Bulvarı
tam 5 kilometre ve dümdüz.
Nevski Bulvan'nda yürürken
1968'lı yıllardaki tartışmalara
yeniden geri döndüm. Mahir
Çayan'ı hatırtıyorum. Bir tar-
tışmada elinde Lenin'in bir ki-
tabı, şöyle bir alıntı yapıyordu:
"Devrim Nevski Bulvan kadar
düz değildir. Devrimin yolu
engebeli ve çetindir."
Bu dümdüz bulvarda sokak
ressamlarıyla pazarlık eder-
ken, bu bulvan örnek göstere-
rek yaptığımız tartışmaları ye-
niden anımsadım.
•••
Yolculuk bitti, Moskova'nın
CosmosOteli'neyerleştik. O-
tel odasından dışanya baktım,
bütün şehri heykeller ve anıt-
larsüslüyordu. Heykel, şehrin
önemli güzelliklerinden.
Bizim şehirlerimizde neden
heykel yok? Heykelsiz şehir
olur mu? Doğru dürüst bir re-
sim müzemizdeyok... Neden
dersiniz?
CUMARTESİ
ATAOL BEHRAMOGLU
Bir Çizgi Film İçin
Senaryo Taslagı
Birinci Sahne "Altınoburtar" ülkesinden görün-
tüler. Altın saraylar ve gökdelenler. Altından yapıl-
mış motorlu araçlar. Erimiş altın kıvamında akan bir
nehrin üzerinde altın tekneler, kotralar. Altın tıkınan
erkekler, kadınlar ve çocuklar. Mama yerine altın
yedirilen, altın kusanfc^bekler.Bütün ilişkilerdeya-
pay bir altın parıltısı, soğukluk ve katılık.
Ikinci Sahne "Güneşoburlar" ülkesinden gö-
rüntüler. Güneş ışınlarının aydınlattığı portakal bah-
çeleri, ormanlar, çiçektarlaları. Güneş ışınlan altm-
da bir kumsal ve masmavi bir deniz. Bütün ilişki-
lerde doğallık, yumuşak. barışçı bir sıcaklık.
Üçüncü Sahne "Güneşoburlar" ülkesinde ye-
raltı. Yeraltı ananın tosuncuklan, altın, bakır, kurşun,
demir, arsenik vb. ağır metaller, koyun koyuna,
mutlu. derin uykudadır.
Dördüncü Sahne Çok kollu (çokuluslu da de-
nebilir) ve son derece çirkin bir yaratık olan altın av-
cısı, canavar "Eurogold" (adı Tüprag, Cominco ya
da RTZ de olabilir) "Altınoburtar" ülkesinden "Gü-
neşoburtar" ülkesine doğru yola çıkar. Hızla (belki
uçarak) hareket eden, geçtiği her yerde yaşam kı-
pırtılannı yok eden bu çirkin yaratığın her kolu "si-
yanür" adlı zehırli ışınlar saçan bir silahtır.
Beşinci Sahne "Gûneşoburtar" ülkesinde bir
portakal ağacının altmda uyumakta olan bir adam
birdüşgörmektedir. Düşünde, canavar "Eurogold"
"Gûneşoburtar" ülkesine gelmekte, kollanndan fış-
kırttığı "siyanür" adlı zehirli ışınlarla yeraltı ananın
tosuncuklarını derin uykularından uyandırmakta,
onlan yine zehirli ışınlanyla bırbirinden ayırarak al-
tınlan yüklenip gitmektedir.
Altıncı Sahne Canavar "Eurogold" "Altınobur-
lar" ülkesinde bir kahraman gibi karşılanırken, kar-
deşleri zorla alınıp götürülen yeraltı tosuncuklannı
bir daha uyku tutmaz. Her biri birer canavara dö-
nüşür. Yeraltı sularına kanşarak "Gûneşoburtar"
ülkesinin insanlannı zehirler, ağaç köklerine saldı-
rarak ormanları kuruturiar. Altınoburtar" ülkesinin
insanlan "Eurogold"un getirdiğı yeni altınları tıkın-
maktalarken "Güneşoburlar" ülkesinin insanlan
sararıp solar, denizin rengi grileşir, kumsal zehirli
atıklarla dolar, güneş ışınlan cılızlaşır, bebekler mo-
rararak, kan kusarak ölürler. "Gûneşoburtar" ülke-
sı depremle, nükleer silahlarla yıkılmış bir ülke gö-
rünümü alır.
Yedinci Sahne Portakal ağacının altmda düş
görmekte olan adam sıçrayarak uyanır. Gözlerıni
ovuşturarak çevresine bakmır. Güneş ışınlan mas-
mavi denizi, kumsalı, portakal bahçelerini, orma-
nı, çam ağaçlarmı hâlâ aydınlatmaktadır. Bir koşu,
yurttaşlarının topluca bulundukları yerlere giderek
onlara düşünü anlatır. Kimileri merakla, kimileri ara-
lannda gülüşüp eğlenerek onu dinlemektelerken
ufukta canavar "Eurogold" belirir...
Sekizinct ve Sonraki Sahneler Bergama hal-
kıyla bir Avustralya-Kanada firması olan Eurogold
Madencilik AŞ arasında savaş böylece başlar. Ber-
gama halkı bu savaşta gafil avlanmaktan kurtul-
duysa. bu gerçekten de büyük düşler görmeye ye-
tenekh öncü insanlar sayesindedir ve şimdi siya-
nür kullanarak altın ayrıştınmanın (indirgemenin)
ölümcül sonuçlannın düş ürünü olmadığını çok iyi
bilmektedirler. Güney Afrika ve yanı başımızdaki
Kıbrıs (Lefke bolgesi) örnekleri ortadadır: Kendi
gözlerimledegördüğüm, bir nükleer savaş sonra-
sı görünümünü andıran bu bölgede, Cyprus Mining
Corporation (CMC) adlı ABD firması yaklaşık alt-
mış yıl siyanür kullanarak altın ve bakır elde ettik-
ten sonra 1974 yılında bölgeyi terk ettiğinde geri-
de 3 milyon ton zehirli atık bırakmış... Doğadaki uy-
kularından uyandınlan ağır metaller, bir daha uy-
kulanna geri dönmüyorlar. Yağmurlarla, yer sar-
sıntılarıyla yeraltı sularına kanşan tonlarca zehirli
atık, çevredeki tüm canlıhğı zehirliyor.
Senaryo Taslağımız için Yararlı Bazı Aynnti-
lar ve Sonuç: Bergamalı köylülerin (yaklaşık 3 bin
kişi) sağanak altmda yaptıklan mitingden görüntü-
ler müthiş. Çoğunluğunu yaşmaklı (türbanlı değil)
köylü kadınlannın oluşturduğu bir fotoğraftaki ay-
dınlık yüzlere tek tek bakıyorum... Cesaret, öfke,
sevimlilik bir arada... Kollar yukan kalkmış, yum-
ruklar sıkılı, sloganlar haykınlıyor... 12 köy adına yüz
erkeğin yine Bergama'da düzenledikleri "çıplak
eylem" görkemli... Halkın öfkesini, kararlılığını gö-
rebilmek için "Potemkin Zırhlısı"rur\ görüntülerine
kadar gitmeye gerek yok... "Eurogold"a alan sağ-
lanması amacıyla üç bin çam ağacının katledilme-
si senaryomuzda mutlaka yer almalı... Siyanürün
zarariı olmadığı, hatta belki sağlığa yararlı olduğu
yönünde görüş belirten bazı "bilim" adamları, çiz-
gi fılmde çok dikkate değer karakterler oluşturabi-
lir...
"Eurogold" zehirli ışınlannı yer altına gönderme-
ye henüz başlayamadı... Ovacık-Çamköy arasın-
da, dikenli teller ve korumalarla çevrili bir alanda
hazıriıklarını tamamlıyor. 1994'te kendisinin yaptır-
dığı ve sonuçlarını yine kendisinin örtbas etmek zo-
runda kaldığı bir araştırma, yöre halkının yüzde
96'sının siyanür kullanılarak altın aranmasına kar-
şı olduğunu gösteriyor. Ocak 97'de yapılan halk oy-
lamasında 17 köyün tümü (yüzde 90 katılımla) si-
yanürle altın aranmasına "hayır" diyor. Halkın ka-
rarlı ve birleşik direnişi karşısında çete (pardon,
devlet) şaşkın... Senaryomuz acaba nasıl sonuç-
lanacak? Portakal ağacı attında görülen düşteki
gibi mi?
Bu sorunun yanıtı, sadece Bergama çevresind©
değil, tüm Türkiye'de yürüyüşler, mitingler düzen-
leyerek "Eurogold, defol!", "Siyanürtü şirket, Tür-
kiye'yi tert<et!" diye haykırmaktan, Bergamalılan di-
renişlerinde yalnız bırakmamaktan geçiyor...
Not: 18 mayıs pazar günü Bergama'da düzen-
lenecek "gün doğumundan gün batımına piknik"
konusunda iletişim ve bilgi için, M. Balcı Tel: 0232
369 61 09, faks: 0232 425 5819. Pikniğe katılmak
üzere istanbul'dan hareket edecek yazarlar-sa-
natçılar otobüsü için Tel: 0212 259 74 74 (TYS) ve
0212 293 67 88 ve 91 (Nevzat Çelik)
Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır.
Kalbinizi koruyun.
TÜRK KALP VAKFI
Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX) 10 Hat
Faks: (0212) 212 68 35