27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 1997 CUMARTESİ HABERLER Çete davasında 6 tahliye • DİY ARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkân'nin Yüksekova ilçesınde ortaya çıkanlan 'çete' ola>ıyla ilgili olarak gözaltında bulunan Yüzbaşı Bülent Yetüt, polis memuru Enver Çırak, köy koruculan İsmet, Kemal ve Cemal Ölmez ıle Hasan Öztunç, Diyarbakır DGM Nöbetçi Mahkemesrnce serbest bırakıldı. Sanıklann tutukluluklanyla ilgili olarak CMUK'un 112. maddesi uyannca yaptıklan başvuru, Nöbetçi Mahkeme'ce kabul edildi. CMUK'un 112. maddesi, "hazırlık tahkikatı sırasında sanığın tutukevinde bulunduğu sürece en geç 30'ar günlük süreler içinde tutukluluk halinin gerekıp gerekmeyeceği konusunda ilgili mahkemeye başvuruda bulunabileceği veya Cumhumet Savcılığı'nın talebi üzerine Sulh Hâkimliğı'nce yapılan başvurunurı incelenebileceği"ni içeriyor. DGM'den kitap yasağı İstanbui Haber Servisi - Istanbul DGM ılk kez Alevılikle ilgili bir kitabı yasakladı. Istanbul 1 No'lu DGM, Belge Yayınlan arasında çıkan yazar Haşım Kutlu'nun "Alevi Kimliğini Tartışmak" adlı kitabının yasaklanmasına, "Alevileri din. ırk ve bölge farklılığı gözetılerek kın ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" iddıasını gerekçe eösterdi. an Çağırıcı ifade verdi • BANDIRMA (Cumhuriyet)-TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu, dün Bandırma Cezaevı'nde tslami Hareket davasından tutuklu ve hükümlü Irfan Çağıncı. Ekrem Baytap ve Mehmet Ali Şeker'in ıfadelerini aldı. Komisyon Başkanvekili Tevfik Diker, görüşme sonrasında konuyla ilgili açıklama yapmazken komisyon üyesi Fethullah Erbaş şöyle konuştu: "Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili olarak Ankara'da tanık olarak dinlenen Ayhan Aydın verdiği ifadede, Irfan Çağıncı. Ekrem Baytap ve Mehmet Ali Şeker'i suçlamıştı. Bunun üzerine bu üç kişinin ifadesıne başvurduk. Her üçü de Mumcu cinayetiyle ılgileri olmadığını söyledi." Emeklilerin • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yüz binlerce emeklinin maaşından. haberlen olmaksızın milyarlarca lıranın 'cemiyet aidatı" adı altmda kesilerek gasp edildiği öne sürüldü. Tüm Emekliler Sendikası (EMEKLt-SEN) Izmir Şube Başkanı Şevket Tunca, 1997 değerlenyle 200 milyar liraya ulaşan kesintilerin Türkiye Işçi Emeklileri Cemiyeti adına ve Sosyal Sigortalar (SSK) Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapıldığını belirterek '"Aidat kesintilerinin hangi yasal gerekçelere dayandınldığını bugûne kadaröğrenemedik" dedi. AP harekete geçti I AIVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Parlamentosu Sosyal ist Grup üyesi milletvekilleri, Türkiye'deki gazeteciler için harekete geçtiler. Sosyalist grup üyesi Anna Karâmanou, Yiannis Roubatis ve Martin Schultz 15 yıl hapse mahkûm edilen gazeteci Işık Yurtçu'nun serbest bırakılması ve Türk medyasının özgürce faaliyet göstermesinin güvence altına ahnmasını isteyen bir karar tasansı hazırladılar. Karar tasansındaki istekler şöyle sıralandı: "Gazeteci Işık Yurtçu ve tüm siyasi suçlular serbest bırakılsm; Türk hükümeti ve parlamentosu, Türk medyası ve gazetecılerinin özgürce bilgi alma ve aktarma faaliyetlerini güvence altına alsın." DSP Ordu Milletvekili Müjdat Koç, partisinden istifa etti; partinin sandalye sayısı 67'ye indi DSP'de 'sevsasizBk' istifasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP'de parti içı kavga büyürken Ordu Milletvekili Müjdat Koç da "sevgisizliği" gerekçe göstererek istifa etti. Koç, "Par- tideki mevcut sistemin iki Idşilik bir oyun olduğu, degişmesinin asla mümkün olma- yacağı inancındayun. Genel başkanımı- zııı 'Beğenmeyen gıder' söylemine uygun olarak istifa ediyorum" dedi. Koç, bağım- sız milletvekili olarak çalışmalannı sür- düreceğini vurgularken parlamentoya 76 mılletvekılıyle giren DSP'nin sandalye sayısı da 67'ye indı. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Koç'un, "partiyi içinden yıpratmaya ça- lışanlardan daha düriist davrandjğuu" belirterek diğer muhaliflere de örtülü bi- çimde istifa çagnsında bulundu. Seçimlerden sonra parlamentoda ilk transfer DSP Iğdır Milletvekili Adil Aşı- run'ın ANAP'a geçmesiyle gerçekleşti. Afyon Milletvekili Kubilay Uygun, Ça- nakkale Milletvekili Hikmet Aydın ve Bi- lecik Milletvekili Şerif Çim DYP'ye ge- çerken Edirne Milletvekili Erdal Kese- bir, Ankara Milletvekili Gökhan Çapoğ- • Partideki mevcut sistemi, iki kişilik bir oyun olarak niteleyen Koç, sistemin değişmesinin de asla mümkün olmayacağı inancını taşıdığım söyledi. Koç, "Genel başkanımızın 'Beğenmeyen gider' söylemine uygun olarak istifa ediyorum" dedi. Ecevit, Koç'un diğer muhaliflerden daha dürüst davrandığını söyledi. lu, Istanbul Milletvekili Bülent Tanla ile gusunun karşıhksız olduğu gerçeği ile kar- Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül ihraç edildi. Istanbul Milletvekili Cevdet Sel- vi'nin "sevgisizliği" gerekçe göstererek genel başkan yardımcıhğı görevinden is- tifa etmesinden sonra, Ordu Milletvr ekili Müjdat Koç da aynı gerekçeyle dün par- tiden istifa etti. Koç, yaptığı yazılı açık- lamada şu gerekçeleri dile getirdi: "Krçok milletvekili arkadaşumn da ha- len rahatsız olduğunu bildiğun parti içi sorunlanmızL, yaklaşık iki ay önce grup- ta dile getirmiştün. Daha sonra bölgesel so- runlarla ilgili genel başkanuna mektup yazdım. Şu ana kadar olumlu veya olum- suz hiçbir yamt alamadım. Bu arada par- ti yönetim tarzmı eleştiren üç arkadaşı- mız da ihraç edildi. Milletvekili olduğiı- muzdan bugünedeğin kendilerine göster- miş olduğumuz sevgi, saygı ve güven duy- şı karşıva kaldık. Partideki mevcut siste- min iki Idşilik bir oyun olduğu, değişme- sinin de asla mümkün olamayacağı inan- cuıdayım. Bugüne kadar milletvekilleri- nin büv ük bir bölümünün partiye üye ka- yıtları dahi voktur. Genel başkanımızın 'Beğenmeyen gıder" söylemine uygun olarak özeüiklede grup arkadaşlarımdan aynlmak zor da gelse istifa ediyorum." 1994 yılında yerel seçimlerde Ordu'da 57 il genel meclısi üyelığinden 1 tanesi- ni dahı alamayan DSP'nin genel seçim- lerde Ordu'daki 8 milletvekilinden 2'sini kazanarak büyük bir çıkış yaptığına dik- kat çeken Koç, bundan boyle çalışmala- nnı bağımsız olarak sürdüreceğini bildir- di. Bülent Ecevit, istifa üzerine yaptığı ya- zılı açıklamada. kongrelerinin hızla >ürü- düğünü, tum kışkırtmalara karşın örgütün huzur ve dayanışma içinde çalıştığını söy- ledi. Ordu'daki örgütlenme çalışmalan- nın büyük hız kazandığını belirten Ece- vit, açıklamasında şunlan kaydetti: "Fakat partimizden istifa eden Ordu Milletvekili Sayın Müjdat Koç'un kendi il örgütüne uyum sağlayamadığı belliydi. Örgütie ilişki kurma gereği bile duyma- mışü. Kendisinin aynlmasına elbette üziil- düm. Ancak şunu da belirtmeliyim ki parti- yi içinden yıpratma veya çok farkh çizgi- deki bazı marjinal partilerindümen suyu- na sürüklemeçabalannı ısraria sürdüren- lerden daha dürüst davranmışür. Türki- ye'nin DSP'ye en çok ihtiyacı olan bir dö- nemde, onu içinden yıpratmay a veya çık- maz yollara saptırmaya kalkışanlar hüs- rana uğrayacaklardır. Boşuna valdt kay- betmektedirler." Koç'un istifasıyla ortaya çıkan son par- lamento aritmetiği şöyle: RP: 160, DYP: 121,ANAP: 127, DSP: 67, CHP: 49, BBP: 7, DTP: 7, Bağımsız: 10, Boş:2. DSP'li muhalifler Izmir'de 'Bunahmın nedeni solsuz siyaset' İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Solda "bü- yük uzlaşma" için Ana- dolu'ya çıkan DSP'lı mu- halifler. irticaya karşı güçbirliği arayışlannı sür- ' dürüyor. DSP Istanbul Milletvekili Cevdet Sehi. ülkenin "solsuz siyaset" nedenıyle bunahma düş- tüğünü vurgulayarak RE- FAHYOL'un demokratik kurallar içinde düşürül- mesi gerektiğini söyledi. DSP'deki parti içı mu- halefetin bayraktarların- dan Cevdet Selvi. Yüksel Aksu, Tahir Köse, Veli Aksoy; Hilmi Develi ile paı ciden ihraç edilen Be- kir Yurdagül. ırtica tehlı- kesine karşı bütünleşme arayışlan çerçevesinde dün Izmir'de sivil toplum kuruluşlannı ziyaret etti- ler. Türk-lş 3. Bölge Tem- sılcılıği'nde sendıkalann şube başkanlanyla bir araya gelen DSP'li millet- vekilleri, ülkenin cumhu- riyet tarihinin en tehlikeli dönemini yaşadığını ve rejimin tehdit altmda ol- duğunu dile getirdiler. Türk-lş 3. Bölge Temsil- cisi Mustafa Kundakçı. Susurluk'ta meydana ge- len trafik kazası sonrası ortaya çıkan gelişmelerle, çetelerin ve aşiretlerin, devlet gücünü de arkala- nna alarak hukuk devleti- nin üzerine çıktığını söy- ledi. Gelir dağılımında yaşanan adaletsizlikten yakınan Kundakçı, ka- nunda değişiklikler yapı- larak seçime gidilmesini isteöı. Türkiye'nin "sobuz si- yaset" nedeniyle bunalı- ma düştügünü vurgulayan Cevdet Selvi, REFAH- YOL hükümetinin bir an önce demokratik kurallar içinde. Meclis dışında çö- züm aramadan düşürül- mesı gerektiğini söyledi. HADEP'in bayrak davası karara kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-HADEP'ın olaylı kongresi ile ilgili davanın duruşmasına Ankara 1 No'lu DGM'de dün devam edildi. HADEP Genel Başkanı Murat Bodak ın da aralannda bulunduğu 46 parti yöneticisi hakkında açılan davanın, karar aşamasına geldiği bildirildi. Duruşmaya davanın tutuksuz bulunan sanıklan katılmazken, duruşmada sadece tutuklu sanık Faysal Akçan ile tutuksuz sanıklann avukatlan hazır bulundu. Duruşmada son savunmasını yapan sanık avukatlanndan Yusuf Alataş. davanın siyasi amaçlı olduğunu, hukuksal dayanaktan yoksun bulunduğunu ileri sürerek "Kongrede Türk Bayrağı'nın indirUmesi nedeniyle asıl suçlanması ve yargılanması gerekenier, kongre sırasında görevli olan güvenlik güçleridir" dedi. HADEP'in Türk Bayrağı'na saygısızlığınm olmadığını vurgulayan Alataş. HADEP'in tüm yöneticilerinin banşı savunduğunu ve her türlü şıddete karşı olduklannı söyledi. Alataş, "Türkiye'de bugün ne çüayorsa yasakcı zinniyetten çıkıyor. Örneğin bugün türban yasağı olmasay dı, türban bugün RP'nin silahı haline geunezdi'' diye konuştu. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, davanın karar aşamasına geldiğinı belirterek sanıklar hakkında karar verilmek üzere duruşmayı erteledi. Daıuştay Başkanı Füruzan tkincioğullan. üyeler ve idari yargı hâkimleri, Da- nıştay'ın kuruluşunun 129. yıldönümü ve İdari Yargı Günü dolavxsıyla Anıt- kabif'i ziyaret ettikr. (Foto^af: (AA) Daniştay'dan Anıtkabir'e ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay Başkanı ve üyeleriyle idari yargı yargıçlan. Danıştay'ın kuruluşunun 129. yıldönümü ve İdari Yargı Günü nedeniyle Anıtkabir'i ziyaret ettiler. Füruzan tkincioğullan başkanlığındaki heyet, dün Atatûrk'ün mozolesine çelenk konulması ve saygı duruşunun ardından Misak-ı Milli Kulesj'ne geçti. Burada Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Danıştay Başkanı tkincioğullan, şunlan yazdı: "Yüce Atatûrk, Danıştay ve idari yargı mensuplan bir kez daha huzurunda, büyük özlem içinde, saygımın ve şükranlannuzı sunuyoruz. Çizdiğin uygariık yolundayız. İlke ve inkılaplann. her zaman ve her yerde. Türkiye Cumhuriyeti devletini akıl ve bilimin ışığında çağdaş uygariık düzeyine taşıyacaktır. Danıştay; laik. demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin korunup güçlenmesinde üzerine düşen görevi yerine getirmeye devam edecektir. Sana sevgimiz bitmevecek... Sana hağlılığımız tükenmeyecek™" Kuruluş yıldönümü nedeniyle Danıştay'da bugün düzenlenecek törene Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de katılıp bir konuşma yapacak. DYP'den DemireVe suçlama • Hasan Ekinci, Orgeneral Karadayı ile Çiller'in konuşmasmın Cumhurbaşkanı tarafından basına sızdınldığını ima etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ıle Genelkurmay Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı arasında geçen konuşmalann Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından basına sızdınldığını ima etti. Çiller'in. Karadayı'ya, "RP'den şikâyetçiyseniz bana destek verin. bunu bertarafedenm" dediğinı yalanlamayan Ekinci, haberlerin Demirel'in Polonya ziyareti sırasında yazılmasinı kastederek, "Mahreçlere göre haber Polonya'dan geliyor. Nasıl veriliyor, kim veriyor, onu bulmak sizin göreviniz" dedi. 'Topartanma mitJngT DYP Genel Başkan Yardımcısı Ekinci, dün düzenlediği basın toplantısında, mayıs aynnın DYP için "Yeter, söz miUetin" dendiği bir ay olduğunu kaydederek, partisinin çalışmalanyla ilgili bilgi verdi. Ekinci. bugün Istanbul'da "Demokrasi mitinginin" gerçekleştirileceğıni belirterek, bu mitingin yeniden toparlanma. ayağa kalkjş ve kıratın ayak sesinin tüm Türkiye'ye duyurulmasına aracı olacağını savundu. Ekinci. 14 mayısta Adnan Menderes'in Kütahya milletvekili seçilmesi nedeniyle bir miting düzenleneceğini kaydederek, aynı gün müze haline getirilen Celal Bayar Köşkü'nün de açılacağını bildirdı. ÜIFIÎNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] MOSKOVA - Petrograd- Moskova uçağında, Dosto- yevski'nin, Çariçe Kateri- na'nın, Büyük Petro'nun kentinin üzerimde bıraktığı şaşkınlığı atmaya çalışıyorum. St. Petersburg, Petrograd, Le- ningrad, hepsi aynı büyülü şehrin isimleri. Petersburg, yalnız Dostoyevski'nin değil, Çaykovski'nin, Puşkin'in, Lermontov'un, Gogol'ün, Rubinstein'ın, Mussorgs- ki'nin, Turgenyev'in ve Ple- hanov'un kenti. Rusya'nın büyük yazariarı- nın ve müzikçilerinin dramatik yaşamlan beni her zaman et- kilemiştir. Bunlar içinde en faz- la Çaykovski'nin hayat acıları hafızama yer etmiş. Onun, ya- ratıcılıkla gerilim arasında ge- çen çarpıcı trajedisi, bir döne- me damgasını vuran öncü in- Nevski Bulvan'nda Yürürken... sanların adeta kaderini sim- geliyor. Petersburg'da Aleksandr Nevski Bulvan'nda uzun bir gece yürüyüşü yaptık. Ma- rinsky Tiyatrosu'ndaki "La Slyphide" oyununun ardından yaptığımız bu yürüyüş, "6e- yaz Geceler" yürüyüşü idi. "Beyaz Geceler" Dostoyevs- ki'nin bir romanının adı. Aynı zamanda bu şehrin bir mevsi- mine damgasını vuruyor. Ma- yıs ayında bu kentte güneş gece 23.00 civarında batıyor ve sabah 03.00'de yeniden doğuyor. Haziranda ise nere- deyse ortalık hiç kararmıyor. Petersburg, dünyanın kutup- lara en yakın olan şehirlerin- den birisi. Biz Petersburg'dan ayrılır- ken, bu şehrin gururlu ve çile- li insanlan, Hitler'in 900 gün süren ablukasından kurtuluşu törenlerle kutluyorlardı. Her yer bayraklarla süslenmişti. Hitler'in bu şehri kuşatmaa sı- rasında 1 milyon insan açlık ve salgın hastalıklardan yaşa- mını yitiriyor. Kentin yüzde 35'i bombardımanlarla yerle bir oluyor. Işte bu büyük yıkım ve ola- öanüstü direniş, Leningrad'ı fkinci Dünya Savaşı'nın sem- bol şehri haline getiriyor. Dünyanın en büyük ve en zengin müzelerinden Hermi- tage'ın çevresindeki direkleri orak-çekiçli kızıl bayraklar süslüyor. Leningrad adı değiş- se de bu şehirde komünistle- rin izleri variığını belli ediyor. Hermitage Müzesi, barok stilindeki asıl binası, 1050 sa- lonu, 1886 kapısı, 1945 pen- ceresi ile bir ihtişamı yansıtı- yor. Müzenin müdür yardımcı- sı, çok büyük maddi sıkıntılar içinde olduğunu anlattı. 2.7 milyon eserin yer aldığı bu müzede yalnızca bunlann 65 bini sergilenebiliyor. Her gün 30 bin kişinin gezdiği bu mü- zedeki her eserin önünde ya- rım dakika durdukça, hepsini görmek için 10 yıl gerekiyor- muş. Aleksandr Nevski Bulvarı tam 5 kilometre ve dümdüz. Nevski Bulvan'nda yürürken 1968'lı yıllardaki tartışmalara yeniden geri döndüm. Mahir Çayan'ı hatırtıyorum. Bir tar- tışmada elinde Lenin'in bir ki- tabı, şöyle bir alıntı yapıyordu: "Devrim Nevski Bulvan kadar düz değildir. Devrimin yolu engebeli ve çetindir." Bu dümdüz bulvarda sokak ressamlarıyla pazarlık eder- ken, bu bulvan örnek göstere- rek yaptığımız tartışmaları ye- niden anımsadım. ••• Yolculuk bitti, Moskova'nın CosmosOteli'neyerleştik. O- tel odasından dışanya baktım, bütün şehri heykeller ve anıt- larsüslüyordu. Heykel, şehrin önemli güzelliklerinden. Bizim şehirlerimizde neden heykel yok? Heykelsiz şehir olur mu? Doğru dürüst bir re- sim müzemizdeyok... Neden dersiniz? CUMARTESİ ATAOL BEHRAMOGLU Bir Çizgi Film İçin Senaryo Taslagı Birinci Sahne "Altınoburtar" ülkesinden görün- tüler. Altın saraylar ve gökdelenler. Altından yapıl- mış motorlu araçlar. Erimiş altın kıvamında akan bir nehrin üzerinde altın tekneler, kotralar. Altın tıkınan erkekler, kadınlar ve çocuklar. Mama yerine altın yedirilen, altın kusanfc^bekler.Bütün ilişkilerdeya- pay bir altın parıltısı, soğukluk ve katılık. Ikinci Sahne "Güneşoburlar" ülkesinden gö- rüntüler. Güneş ışınlarının aydınlattığı portakal bah- çeleri, ormanlar, çiçektarlaları. Güneş ışınlan altm- da bir kumsal ve masmavi bir deniz. Bütün ilişki- lerde doğallık, yumuşak. barışçı bir sıcaklık. Üçüncü Sahne "Güneşoburlar" ülkesinde ye- raltı. Yeraltı ananın tosuncuklan, altın, bakır, kurşun, demir, arsenik vb. ağır metaller, koyun koyuna, mutlu. derin uykudadır. Dördüncü Sahne Çok kollu (çokuluslu da de- nebilir) ve son derece çirkin bir yaratık olan altın av- cısı, canavar "Eurogold" (adı Tüprag, Cominco ya da RTZ de olabilir) "Altınoburtar" ülkesinden "Gü- neşoburtar" ülkesine doğru yola çıkar. Hızla (belki uçarak) hareket eden, geçtiği her yerde yaşam kı- pırtılannı yok eden bu çirkin yaratığın her kolu "si- yanür" adlı zehırli ışınlar saçan bir silahtır. Beşinci Sahne "Gûneşoburtar" ülkesinde bir portakal ağacının altmda uyumakta olan bir adam birdüşgörmektedir. Düşünde, canavar "Eurogold" "Gûneşoburtar" ülkesine gelmekte, kollanndan fış- kırttığı "siyanür" adlı zehirli ışınlarla yeraltı ananın tosuncuklarını derin uykularından uyandırmakta, onlan yine zehirli ışınlanyla bırbirinden ayırarak al- tınlan yüklenip gitmektedir. Altıncı Sahne Canavar "Eurogold" "Altınobur- lar" ülkesinde bir kahraman gibi karşılanırken, kar- deşleri zorla alınıp götürülen yeraltı tosuncuklannı bir daha uyku tutmaz. Her biri birer canavara dö- nüşür. Yeraltı sularına kanşarak "Gûneşoburtar" ülkesinin insanlannı zehirler, ağaç köklerine saldı- rarak ormanları kuruturiar. Altınoburtar" ülkesinin insanlan "Eurogold"un getirdiğı yeni altınları tıkın- maktalarken "Güneşoburlar" ülkesinin insanlan sararıp solar, denizin rengi grileşir, kumsal zehirli atıklarla dolar, güneş ışınlan cılızlaşır, bebekler mo- rararak, kan kusarak ölürler. "Gûneşoburtar" ülke- sı depremle, nükleer silahlarla yıkılmış bir ülke gö- rünümü alır. Yedinci Sahne Portakal ağacının altmda düş görmekte olan adam sıçrayarak uyanır. Gözlerıni ovuşturarak çevresine bakmır. Güneş ışınlan mas- mavi denizi, kumsalı, portakal bahçelerini, orma- nı, çam ağaçlarmı hâlâ aydınlatmaktadır. Bir koşu, yurttaşlarının topluca bulundukları yerlere giderek onlara düşünü anlatır. Kimileri merakla, kimileri ara- lannda gülüşüp eğlenerek onu dinlemektelerken ufukta canavar "Eurogold" belirir... Sekizinct ve Sonraki Sahneler Bergama hal- kıyla bir Avustralya-Kanada firması olan Eurogold Madencilik AŞ arasında savaş böylece başlar. Ber- gama halkı bu savaşta gafil avlanmaktan kurtul- duysa. bu gerçekten de büyük düşler görmeye ye- tenekh öncü insanlar sayesindedir ve şimdi siya- nür kullanarak altın ayrıştınmanın (indirgemenin) ölümcül sonuçlannın düş ürünü olmadığını çok iyi bilmektedirler. Güney Afrika ve yanı başımızdaki Kıbrıs (Lefke bolgesi) örnekleri ortadadır: Kendi gözlerimledegördüğüm, bir nükleer savaş sonra- sı görünümünü andıran bu bölgede, Cyprus Mining Corporation (CMC) adlı ABD firması yaklaşık alt- mış yıl siyanür kullanarak altın ve bakır elde ettik- ten sonra 1974 yılında bölgeyi terk ettiğinde geri- de 3 milyon ton zehirli atık bırakmış... Doğadaki uy- kularından uyandınlan ağır metaller, bir daha uy- kulanna geri dönmüyorlar. Yağmurlarla, yer sar- sıntılarıyla yeraltı sularına kanşan tonlarca zehirli atık, çevredeki tüm canlıhğı zehirliyor. Senaryo Taslağımız için Yararlı Bazı Aynnti- lar ve Sonuç: Bergamalı köylülerin (yaklaşık 3 bin kişi) sağanak altmda yaptıklan mitingden görüntü- ler müthiş. Çoğunluğunu yaşmaklı (türbanlı değil) köylü kadınlannın oluşturduğu bir fotoğraftaki ay- dınlık yüzlere tek tek bakıyorum... Cesaret, öfke, sevimlilik bir arada... Kollar yukan kalkmış, yum- ruklar sıkılı, sloganlar haykınlıyor... 12 köy adına yüz erkeğin yine Bergama'da düzenledikleri "çıplak eylem" görkemli... Halkın öfkesini, kararlılığını gö- rebilmek için "Potemkin Zırhlısı"rur\ görüntülerine kadar gitmeye gerek yok... "Eurogold"a alan sağ- lanması amacıyla üç bin çam ağacının katledilme- si senaryomuzda mutlaka yer almalı... Siyanürün zarariı olmadığı, hatta belki sağlığa yararlı olduğu yönünde görüş belirten bazı "bilim" adamları, çiz- gi fılmde çok dikkate değer karakterler oluşturabi- lir... "Eurogold" zehirli ışınlannı yer altına gönderme- ye henüz başlayamadı... Ovacık-Çamköy arasın- da, dikenli teller ve korumalarla çevrili bir alanda hazıriıklarını tamamlıyor. 1994'te kendisinin yaptır- dığı ve sonuçlarını yine kendisinin örtbas etmek zo- runda kaldığı bir araştırma, yöre halkının yüzde 96'sının siyanür kullanılarak altın aranmasına kar- şı olduğunu gösteriyor. Ocak 97'de yapılan halk oy- lamasında 17 köyün tümü (yüzde 90 katılımla) si- yanürle altın aranmasına "hayır" diyor. Halkın ka- rarlı ve birleşik direnişi karşısında çete (pardon, devlet) şaşkın... Senaryomuz acaba nasıl sonuç- lanacak? Portakal ağacı attında görülen düşteki gibi mi? Bu sorunun yanıtı, sadece Bergama çevresind© değil, tüm Türkiye'de yürüyüşler, mitingler düzen- leyerek "Eurogold, defol!", "Siyanürtü şirket, Tür- kiye'yi tert<et!" diye haykırmaktan, Bergamalılan di- renişlerinde yalnız bırakmamaktan geçiyor... Not: 18 mayıs pazar günü Bergama'da düzen- lenecek "gün doğumundan gün batımına piknik" konusunda iletişim ve bilgi için, M. Balcı Tel: 0232 369 61 09, faks: 0232 425 5819. Pikniğe katılmak üzere istanbul'dan hareket edecek yazarlar-sa- natçılar otobüsü için Tel: 0212 259 74 74 (TYS) ve 0212 293 67 88 ve 91 (Nevzat Çelik) Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. TÜRK KALP VAKFI Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX) 10 Hat Faks: (0212) 212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle