25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Yazıişleri Müdürleri IbrahimY ıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) • Haber Merkezı Müdurii. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat CengizYddınm 0 Kültür Handan Şenköken • Spor Abdnlkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme: Abdullah Yazıcı 0 Foıograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge. Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç YaymKunılu: İlhan Sdçuk(Başkan«. Orhan Erinç, Okta> Kurtboke Hikmet Çetinkaya, Şâknuı Soner. Ergun B&kt, Dînç Tayanç, İbrahiın Yıldız. Orhan Bnrsatı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balba) 0 Haber Mudürü. Doğan Akın Atatûrk BuKan No 125, Kat 4, Bakanlüdar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 lzmır Temsılcısı Serdar Kmk. H Zıya Blv. 1352 S 23 Tel: 4411220, Faks 4419117 0 AdanaTemsılcısr Çetin Yiğenoğlu, lnönüCd 119S. No:l Kat. 1, Tel. 363 12 11, Faks-363 12 15 Koordınatör Ahmet Korulsan 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Idare: Hüseyin Gürer 0 İşletme. Önder Çelik 0 Bılgı-tşlem: Nail İnal 0 Bıleısayar Sıstem: Mürüvet ÇDer MEDYA C: • Yonetım Kunılu BaşKanı - Genel Müdür Gülbîa Erduran • Koordınatör Reha Işıtman # Genel Mûdür Yardımcısı Mine Akdağ Tel. 514 07 53 - 51395 80-51384#^61, Faks.5138463 Yayiaıtataa teBasan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş TurkocafrCad "9 41 Cagaloglu 34334 Ist. PK 246 Istanbul Tel fO 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0.212) 513 85 95 10MAYIS1997 İmsak: 3.58 Güneş: 5.44 Öğle: 13.08 İkindi: 17.00 Akşam: 20.17 Yatsı: 21.55 Güneri'den siyanüpe ikna çabası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Madencilikten Sorumlu Devlet Bakanı Rjza Güneri, Bergama'da siyanürle altın üretiminin yapılacağı yöredeki yurttaşlarla bugün bir toplantı yapacak. Izmir Valisi Kutlu Aktaş'ın oturum başkanlığını yapacağı toplantıda, yöre halkının sorulan. bürokratlar ve bilim adamlan tarafından yanıtlanacak. Devlet Bakanı Güneri, "Alınan tedbirlerle siyanürle altın çıkanmı neticesinde yöre halkımızın zarar görmesinin mümkün olmadığmı ortaya koymak, halkımızı tek yanlı bilgilendirmenin etkisinden kurtarmak maksadıyla Bergamalı vatandaşlanmızla kucaklaşmaya gideceğiz" dedi. hternetve sotıbet • İZMİR (AA) - Türkiye genelınde kullanıcısı 25 bine ulaşan internet ağından. en çok, "yeni dostluklar kurmak" ve "karşılıklı elektronik sohbette bulunmak" isteyenlerin yararlandığı bildırildı. Internetcafe Genel Müdürü Banş Tuncertan, "Kullanıcılann genel tercihlerine baktığımızda, hemen her konuda karşılıkh sohbetlerin rağbette olduğunu görüyoruz. Türk internet kullanıcılan sohbetı çok seviyor. Politikadan. ce\Te ya da astroloji gibi, birbirinden çok farkJı konularda bile dünyanın çeşitli ülkelerindeki kişilerle sayfalar dolusu sohbet ediyorlar" dedi. 290 milyon fkflan dikimi hedeftendi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü Ismail Özkahraman, 1997 yılında 290 milyon fidan satmayı hedeflediklerini bildirdi. Özkahraman AGM'nin Türkiye genelinde 152 fidanlıkta 170 tür fıdan yetiştirdiğine dıkkat çekti. Devlet güvenlik mahkemelerinde 1996 yılmda 11-17 yaş grubundan 1000'e yakın kişinin yargılandığı belirtildi 4 Çocıığu DGM'de yargdamak yasadışı'HUIAATOPCU Devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanan çocuklann sayısının, her yı] yaklaşık yüzde 50 oranında arttığı bildirildi. Türkiye'nin uluslararası sözleşmelerin altına imza attığını, bu nedenle çocuklann DGM'lerde yar- gılanmasının yasal olmadığını vur- gulayan Ankara Barosu Çocuk Hak- lan Komisyonu üyesi Türkay Asraa, "Çocuk suçlannda çocuğu kazanma ükesi van DGM'ler bu flkeyi cjğniyor" dedi. Geçen yıl Manisa'da gözalünda po- lis tarafindan işkence gördüğü Adb' Ttp raporlanyla belgelenen 16 çocuk, Tür- kiye'nin gözünü DGM'lere çevirmiş- ti. Çocuklann gözaltmda işkence gör- düklerine ilişkin raporlar, Türkiye'nin de altrnda imzasının bulunduğu çocuk haklan ve uluslararası insan haklan sözleşmelerine aykın davrandığı ger- çeğini bir kez daha ortaya koymuştu. Devlet Istatistik Enstitüsü, Ankara Barosu, Barolar Birliği ile Devlet Planlama Teşkilatı'nın DGM'lerde yargılanan çocuklarla ilgili olarak or- taklaşa başlathğı çalışma. bu konuy- la ilgili bilgilere ulaşmanın zorluğu- nu ortaya koydu. Yapılan çalışma so- nucunda Türkiye genelindeki DGM'lerde 1994 yılında 11-14 yaş grubunda 31 erkek, 6 kız, 15-17 yaş grubunda ise 496 erkek, 56 kızın "Anayasal düzeni değiştinnek, vatan hainligi, örgût üyeliği. yöneticiüği ya da yardım yatakİık" suçlanndan yar- • Ankara Barosu Çocuk Haklan Komisyonu üyesi Türkay Asma, "Çocuk suçlannda çocuğu kazanma ilkesi var. DGM'ler bu ilkeyi çiğniyor" dedi. gılandığı belirtildi. Bu sayı 1995 yı- lında 11-14 yaş grubundan 31 erkek, 8 kız, 15-17 yaş grubu arasından ıse 509 erkek, 132 kız olarak açıklanır- ken, 1996'dabusayının lOOO'eyakın olduğu vurgulandı. Oysa Diyarbakır Barosu'nun yap- tığı bir çalışma yalnızca Diyarbakır DGM'de 1994'de 11-17 yaş grubun- da 497 erkek, 14 kız, 1995'te 262 er- kek 52 kız, 1996'da ise 226 erkek, 193 kız çocuğun yargılandığını orta- ya koydu. Bu çalışma DGM 'lerde her yıl binlerce çocuğun yargılandığını gösterdi. Ankara Barosu Çocuk Hak- lan Komisyonu üyesi Türkay Asma, DGM'lerde yargılanan çocuklarla il- gili sağlıklı istaristiklere sahip olma- nın güç olduğunu söyledi. Çocukla- nn DGM'lerde yargılanmasının yasa- lara aykın olduğunu belirten Ankara Barosu Çocuk Haklan Komisyonu üyesi avukat Türkay Asma, Çocuk Haklan Sözleşmesi'nin uygulanma- dığına dikkat çekti. Yargılanma aşa- masında hâktmin. her türlü uygulama- yı çocuğun lehine yapması gerektiği- ni belirten Asma, "Çocuk suçlannda çocuğu kazanma ilkesi DGM'ler tara» findan çiğneniyor" dedi. Ankara Barosu Çocuk Haklan Ko- misyonu'nun bir süre önce gözaltına alınan çocuklan konımak için baş- lattığı uygulama hakkında bilgi veren Asma şöyle konuştu: "CMUK uya- nnca çocuklar gözamna ahndığında barolardan avukat isteniyor. Çocuk Mahkemeieri Yasası'nın 19, Çocuk Haklan Sözleşmesi'nin de 1. madde- sine göre, 18 yaşın alundaki çocukla- nn sorgusunun savcı tarafindan > apd- ması gerekiyor. Oysa çocuk. polis ta- rafindan sorgulanıyor. Bizler karakoi- lara çağnldığımızda polise 'Biz zabıt tutmuyoruz. Çocuklann da konuşma- sına izin vermiyoruz' diyomz. Çün- kü gözahma ahnan çocuklar karakol- lardan perişan biçünde çıkıyor. Ço- cuklara da. bize de kötü davTanılrvor." Geçen yıl Manisa'da gözaltına alı- nan çoğunluğu lise öğrencisi 16 ço- cuk "DHKP-C örgütüne üye obnak, örgüteyardım ve vataklıketmek" suç- lanndan İzmir DGM'de yargılandı. 7'sı tutuklanan çocuklann terörle mü- cadele şubesinde işkence gördükleri Adli Tıp'tan aldıklan raporlarla bel- gelendi. Çocuklardan 5'i 12'şeryıl 6 ay,4'ü2yıl 6ay. l'i ise3 yıl 9ay ha- pis cezası aldı. Kamuoyunda "2.Ma- nisa davası" olarak bilinen ve yine çoğunluğu çocuk 24 kişinin yargılan- dığı dava hâlâ îstanbul No'lu DGM'de devam ediyor. "TKEP/L örgütüne üye olmak ve örgüte yardmı yataklık etmek" suçlanndan yargılanan ço- cuklardan 12'sine Adli Tıp, işkence gördüklerine dair rapor verdi. Niğde Milletvekili Akın Conen 4 Çocuklar bugüniunüzdür' • ANAP Niğde Milletvekili Akın Gönen, çocuklann kısa vadede siyasi getirisi ve oyu olmadığı için siyasilerin ve medyanın çocuk haklan ile ilgilenmediğini belirtti. tstanbul HaberServisi- yıllık eğıtım konusundaki Anavatan Partisi (ANAP) Niğde Milletvekili Akın Gönen, çocuklann kısa va- dede siyasi getirisi ve oyu olmadığı için siyasilerin ve medyanın çocuk hakla- n ile ilgilenmemesinden yakınarak. "Oysa çocuklar gefeceğbniz değü, bugünü- miizdür. Fakat biz hâlâ 8 yıllık temel eğhimi bir re- jim kavgası olarak taruşı- yoruz" dedi. DİE verileri- ne göre de Türkiye'de 3 milyon 848 bin çocuğun çeşitli işkollanndaçalıştı- ğı bildirildi. Gönen dün ANAP Îs- tanbul ll Kadın Kollan'nca il merkezinde düzenlenen "ÇocukHaklanSözteşme- si ve Yargı" konulu konfe- ransa katıldı. Gönen, Ço- cuk Haklan Sözleşme- si'nin kulisler sonucu TBMM'den geçmesinin büyük bir talihsizlik oldu- ğunu söyleyerek bu dava- nın sahipsız kalmasından duyduğu üzüntüyü dile ge- tirdi. Çocuk konusunun bir ülkenin hem bugününü hem de yannını ilgilendir- diğini savunan Gönen, 8 yanlış tavırlannrejimi tar- tışılır hale getirdiğini söy- ledi. Gönen, Türk halkı- nın göçer tabiatını henüz yitirmediği için çocuklan çok önemsediğini, onlan geçmişi geleceğe taşıyan varlıklar olarak gördüğü- nü belirterek şöyle devam etti: "Buyüzden çocuk ko- nusunda kötümser deği- lim. Bugün TürkKe'de 7 mihon insan özel eğhime muhtaç. Çocuk Haklan Sözleşmesi daha dünyada yokken TBMM bunu de- ğeıiendirdi ama, yürürlü- ğesokmaaçokgeç oMu. Bu sözJeşmenmafnnaimzaat- tığımız için artık riim yap- hklanmi7i ıılııslararası bir kurulun incelemesine aç- mak durumundayız. Hii- kümet2 yıl sonra bu konu- da Birleşmiş MMletier Ço- cukHaklan Komisyonu'na rapor sunacak. * AN'AP Îstanbul Kadın Komisyonlan Başkanı Sev- gi Turanh da Türkiye'nin imza attığı sözleşmelere göre uyum yasalannı he- men çıkarmasını, bu ko- nuda politıkacılann gere- keni yapmasını istedi. Uyuşturucudan dağdan aüenin öyküsü İngiliz oyuncu Gary Oldman, ilk yönetmenlik denemesi plan 'Nil By Mouth"un Cannes'daki gösterimine Italyan asülı eşi Dona Fiorentuno ve iinlü İngiliz müzisycn Eric Clapton ile birükte geldi. 1993 yılında jüri üyesi olarak katıldığı Cannes Uluslararası Filrn Festivali'ne ilk yönetmenlik \« yapımcıük denemesi olan 'Nil By Mouth"la geri dönen Oldman, bu filmde uyuşturucu ve alkol nedeniyle dağılan ailesinin öyküsünü anlatryor. Oldman, festivalin açıhş filmi olan Besson'un 'Beşinci Elemenfinde de Bnıce VVilhs'le birtikte rol aldı. Festivalin bir diğer ilginç konuğuysa Michael Jackson. Stan VV'inston'm 'Ghost' adli kısa metraj gerilim-komedi türü fîlminde binbir kıhğa giren Michael Jackson, filmin önceki geceki gösteriminde ha\ ranlannın ve gazetecilerin yoğun ilgisiyle karşılaşû. (Fotoğraf: REUTER) Rus medyasında iktidar sa\ aşlaıi e-posta : tan (5- vol. com. tr /^•illerden rahatsız olan birçok in- V ' s a n vardır kı bunlar sabah akşam "Ne yapsak da şu çillerden kurtul- sak?" diye düşünür dururlar. Bir de çillerden çok memnun olanlar vardır, bunlar da "Çiuerim benim süsüm- dür" diye gu^urlanırlar. Çiller konu- sunu şimdi ele almamızm nedeni za- manının gelmiş olmasındandır. Yok- sa şimdi durduk yerde "Çffler" diye bir mesele ortaya atıp sizin de başı- nızı ağntmanın lüzumatı olmazdı. Ama her şeyi bir yana bırakıp da çil- leri dert edinen insanlara da birileri- nin yardımcı olması gerekmez mi? lşte biz de bu hafta çillerle başını der- de girmiş hissedenlere önerilerde bu- lunmak istiyoruz. Fazıl çil İlacını deneyin... ( i TJI azılçil ilaa". patenti Fazıl Bey ± tarafindan alınmış bir mer- hem olup çillenn çok görüldüğü böl- gelere sürülür. Rıvayete göre bu ilaç çillere bire bir gelip bir süre dikkat- lice sabah akşam sürüldüğünde çiller- Çeviri Servisi - Rusya'da komünızmin çöküşü ile başlayan değışim süreci Rus medyasını da etkisi altına aldı. Son yıllarda ekonomik gücü eline geçiren özel sektör, gücünü pekiştirmek amacıyla televizyon ve basın organlanna da el atıyor. "Tehlikeli yatak arkadaşlan" başlığı altında Rus medyasının son durumuna geniş yer veren haftahk haber dergisi Time, ekonomik sıkıntılar içindeki komünızm yanlısı gazetelerin ayakta kalma mücadelesi verdiklerini yazıyor. Diplomatik kaynakiara göre 1996 yılında yapılan seçimlerde Boris Yeltsin'in seçilmesine büyük rol oynayan medya, seçim kampanyası sırasında milyonlarca dolar harcayarak Yeltsin'in cıddi şekilde hasta olduğuna ilişkin haberlen hasıraltı edip komünizm tehMkesinı öneçıkardı. "Medyanmyüzde90'mı arkana almış ve fınansal dcstck de sağlamışsan seçimi kazanmamak için ortada neden kalmaz" diye konuşan yabancı bir diplomat, Yeltsin'in son seçim zaferini şöyle yorumluyor:" 2000yılmda medyayı kim elegeçirirse devlet başkanı obna şansını elde eder" Rusya'da medyanın büyük bölümü şimdiden iş dünyasmın ünlü isimlerinden \ ladimirGusinski ve Boris Berezovski gibi patronlann eline geçmiş durumda. Yeni medya patronlan, şimdi gözlerini komünist dönemin iki gazetesine diktiler. Sovyetler Birliği döneminde parlamentonun sözcüsü olarak • hizmet veren tzvestiya ve Komsomolskaya Pravda bugün liberal ekonominin "çarlanna" karşı var gücüyle direniyor. Komsomolskaya Pravda'nın mücadelesi, ne yazık ki gazetenin editörü Valeri Simonov'un isrifası ilebaşansızlıkla sonuçlandı. Yelsin'i ve yakın çevresini hedef alan eleştirileri nedeniyle "susturulmaa gereken çatlak bir ses" olarak iktidann boy hedefı haline gelen gazete, en büyük hissedan Oneksim Bank'm baskılanyla editörünü istifaya zorladı. Banka yetkilileri istifa olayında rol oynamadıklannı iddia etseler de Simonov'un istifasıyla gazetede daha etkin olacaklannı açıklamakta bir sakınca görmüyorlar. Izvestiya ise, mücade- lesini sürdürmeye kararlı görünüyor. Başbakan Çernomırdin ile yakın bağları olduğu ortaya çıkanlan Lukoil petrol şirketinin tüm çabalanna karşın İzvestiya, Çernomırdin'in adının karıştığı yolsuzluk ıddıalan üzerine gitmekte direniyor. Cuven, m a l i y e t t e n o n e m l i ' Newsweek hatalı sayısını toplattı WASHINGTON (Cumhuriyet)-ABD'de yayunlanan haftalık ha- ber dergisi Newsweek'in beş aylık bebeklerin boğuhnasına yol aça- bilecek çiğ havuç ve kraker gibi yiyecekleri yiyebileceğinı yazan özel sayısını piyasadan toplattığı bildirildi. Söz konusu karann alınmasında ekı okuyan bir çocuk doktoru- nun dergiyı arayarak bahsedilen yiyeceklenn bebeklerin nefes bo- rusunu tıkayıp ölumlere yol açabileceğini söylemesinın etkın oldu- ğu belirtildi. The VVashmgton Post Şirketi'ne ait Newsweek dergi- si adına açıklama yapan Karen VVheeter. özel sayının iki haftadır satışta olduğunu ve temmuzun sonuna kadar satışta kalmasının planlandığını. ancak son alınan bir kararla yüz binjerce adet dergi- yi piyasadan gen çektiklenni söyledi. \VTieeler "Bizim için dergi- nin güvenilirliligi maliyetinden daha önemüdir" dedi. Söz konusu hatanm, değişik yaş gruplanndaki çocuklara yöne- lik iki yazı üzerinde çalışan ve daha sonra bu yazılan birleştiren ya- zıişleri müdürü tarafindan yapıldığı açıklandı. Newsweek'in abo- nelerine özür mektubu ve düzeltilînış baskı gönderildiği bildirildi Çocuk platformu 'Öğrenciler özgür düşünemiyor' KOC AELt (Cumhuriyet) - Kocaeli Barosu Çocuk Hak- lan Komisyonu tarafindan "Yüreğinde ve Gündemin- deÇocukOlan Herkes" slo- gamyla başlatılan 'Kocaeli Çocuk Platformu' toplantı- lannda çocuklar eğitım sis- temim eleştırdi. Önceki gün baroda yapı- lan toplantıda, sunucu ve yö- neticiler de çocuklardı. Top- lam 16 öğrenci, platformda yer alan yetışkinlerle de ta- nıştıktan sonra eğitimdeki, okullanndaki sorunlan or- taya koydular ve çözüm öne- rileri getirdiler. Platforma katılan öğren- cıler okullannda anketler, toplantılardüzenlediler. Ar- kadaşlanyla yaptıklan ortak çalışmalar sonucunda, top- lantıda sunacaklan bildin- leri hazırladılar. Öğrencile- rin dile getirdikleri sorunla- nn başında, eğitimde yaşa- nan fırsat eşitsizliği geldi. Öğretim kurumlannın gide- rek paralı ticarethanelere dö- nüşmeye başladığı, mevcut sistemle öğrencilerin özgür düşünemedikleri ve özgür düşünce olmadan bilimsel düşünce olamayacağını vur- gulayan öğrenciler, eğitim sisteminin öğretmenı her şe- yi bilen, düşünen, öğrencı- yi ise öğretmenin düşündük- lerini ezberleyen bir konuma yerleştirdiğini voırguladılar. Konuşmacı çocuklar. eği- ticilerin eğitimi göz ardı et- ti ğini, disıplin yönetmeliğin- de, çocuk haklan sözleşme- si ve insan haklanna aykın maddelerin olduğuna dückat çektıler. Uzman masasında yer alan Kocaeli Üniversitesi Çocuk Psikiyatri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ayşen Coşkua eği- tim sisteminin bir geçiş sü- reci yaşadığmı, çocuklann ruhsal açıdan desteklenme- si gerektiğini belirterek "Ye- tenek geliştirici ve baskıcı ol- mayan bireğitim sistemi otur- rulmadı. Yanş sistemine gö- re yapılan eğitimden vazge- çilmesi gereklidir" dedi. Eğitimci Necati Kur ise çağdaş ülkeler arasına yer ahnanın bir yolunun da zo- runlu eğitim süresinin 12 yı- la çıkanlmasından geçtiğine dikkat çekerek ders kitapla- n yazma konusunda bilim adamlan, yazarlar, öğrenci- lerden oluşan platformlar kurulması gerekliliğini vur- guladı. den kurtulmak ihtimali fazla imiş. "Rivayet" deyişimiz artık bu ilacın pek bulunamayışı. Fazıl Bey belki de bir eczacı olarak bu ilacın formülü- nü bulup "Benim de bir nevi hizme- tim obun" diyerek vatandaşlann im- dadınakoşmuştur. Şimdilerdepekbu- lunmayışı ya Fazıl Bey'in çillerle uğ- raşmaktan çekinip işi bırakmış olma- smdandırya da zamane çülerinin böy- le merhemlere pek kulak asmama- sındandır. Her ne olursa olsun artık Fa- zıl çil ılacı gibi tarih olmuş devalann MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Çillerden Nasıl Kuntulupsunuz? çillerden mustarip olanlann derdine çare olamadığı gerçeğiyle karşı kar- şıya bulunuyoruz. Bu nedenle de çil- ler meselesinde başka çareler düşün- mek zarureti doğmuş bulunuyor. Günes yüzü görmeyin... f 1 illerden hiç hoşlanmayan, mutla- y ka kurruhnak isteyenlere uzman- laraı bir tavsiyesi var: Aman güneşe çıkmayın, mümkünse bodrumlarda saklanm. Güneşin çilleri tahrik etme gibi bir özelliği varmış. Buna aldır- mayıp "Hadi canım, güneş her şeye şi- fah da bana mı zarariı olacak! Ben böyle şeykre akiırmam" diyenler bir de bakarlarmış ki güneş gören yerle- rini çiller basmış. lşte o zaman "Ey- vah, ben ne yapmışım, nasıl bi hata et- mişim ki her tarafimı çiller basrj" di- ye yanıp yakılmak da fayda etmezmiş. İşte böyle kazalara ugramamak için güneş yüzü görmemek, serin bod- rumlara kapanmak, mümkün oldu- ğunca bodrumda yaşamak gerekir- miş. Sakın bu sözleri "Bodrum'da yaşamak çillere iyi gelirmiş" diye an- layıp şu turistik bölge olan Bodrum'a gitmek anlaşılmasın. Zira oralarda güneş pek etkili olup çillenn basma- sı sık sık görülebilirmiş. Bu işi ken- dine mevzu edip araştıranlar daha ile- ri gidiyor ve "Eğer çiller basarsa Fa- zıl çil ilacının hiçbir faydası olmava- cağuıı, merbem yerine sargı bezi,tent- dürdiyotgibi malzemeıün daha çokise yarayacağını'" söylüyorlar. Altın suyu çillere iyi gelir mi?.. 7} u konuya kafayı takmış olanlar- D dan kimileri de altın suyunun çil- lere çok iyi geldiğini söylüyor. Bun- lara göre darphaneden yeni çıkmış, pı- nl pınl parlayan altınlara "çil çil altın" denmesi de bu yüzdenmiş. Reçetele- ri de şöyle: Bir kese yeni altın alını- yor, bir kâse suyun içine konuluyor. Kâse pencerenin kenanna konulup yedi sabah ayazında bırakılıyor. Kâ- senin yanına bir de kara saplı bıçak konuluyor. Yedi sabah ayazından son- ra kâsedeki su, çillerin üzerine sürü- lüyor. Bunu yapanlann kısa bır süre sonra çillerden kurtulduğunu, bu re- çetenin sahiplen ısrarla söylüyorlar. Kâsenin yanındaki kara saplı bıçak da şifanın bıçakla kesilir gibi gelmesini sağlıyormuş. Kâsenin içindeki altın- lara gelince, onlann ne olduğu bilin- mez, kâsenin içinden sır olur gider- miş. Çillerden kurtulmak isteyenler fe- dakârlık yapmak zorundaymış. Re- çete sahıpleri böyle söy lüyor. Ne ka- •dar altın gerektiğine gelince, bunun çillerin durumuyla ilgili bir şey oldu- ğu söyleniyor, başka bir şey de söy- lenmiyor. Çil basması nasıl oluyor?.. Bu konuda yaptığımız bütün araş- tırmalar sanki bir duvara çarpmışız gi- bi sonuçsuz kaldı. Görüştüğümüz ki- şiler, bu sözü duyar duymaz susup iki yanlanna baktılar, yakalanna tü tü yaptılar, solmuş renkleriyle saranp kaldılar. Güçlükle konuşan bir iki ki- şi zorlukla şunlan söyledi: "Aman,biz- den duymuş ounayin, çiller tckin de- ğildir. Cinleri falan vardır, hem ba- sarlar hem çarparlar. Çil basmasmın cin çarpmasından farkı yoktur. Çil basmca görünüşte bir şey obnaımş gi- bi durur, ama işlerin ters gider, tuttu- ğun yer kül olur, durduğun yerde bir kapak açınr, başına saksı düşer, yığı- lır kahrsın. Aman ha. siz bunu sorma- mış olun, biz duymanuş «lahm. O iş sizin büdiğiniz gibi değildir, akh olan çillerle uğraşmaz. Uğraşan da çil yav- nısu gibi dağılır." Demek ki çillerle yaşamak da bir sanat olmalı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle