Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 NİSAN1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Çiller:
Önemli
adımlar attık
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Baka-
nı Tansu Çiller, Türkiye'mn Avrupa Bir-
liği'ne (AB) tam iiyelik yolunda önemli
adımlar attığını belirterek nisan ayı sonun-
da yapılması öngörûlen Ortaklık Konse-
yi 'nin de yeni adımlara yol açmasını bek-
lediklerini kaydetti. Çiller, Tiirkiye'nin 10
. yıl önce yaptığı başvuruya verilen yanıt-
ta, Ankara"mn tam üyeliğe ehil olduğu-
nun belirtildiğinı kaydederek "O zaman
Avrupa'da ve ülkemizde geçerti şartla-
rın tam ü\elik için uvgun olmaması
nedeni>le topluluğa katılmamız erte-
lenmiştir. İ Ikemizdcki bu önemli geliş-
melerin bilincinde olan AB'nin dışiş-
leri bakanları son olarak Hollanda'nın
Apeldoom kentinde yaptıkları toplan-
tıda ûlkemizin tam üyelik hedefini ye-
niden teyit etmişler, diğer adaylarla
eşit muameleye tabi tutulmamız gerek-
tiğini vurgulamışlardır."
Uzanlar'a satılan
Ergani Çimento'da
toplu istifa hareketi
DİYARBAK1R (Cumhuriyet) - Ge-
çen yıl Türkiye'deki bütün çimento fab-
rikalanyla özelleştırme kapsamına alı-
nan ve yapılan ıki 'şaibeli' ihaleden son-
ra Uzanlar tarafından satın alınan Erga-
ni Çimento Fabrikası'nda toplu istifalar
başladı. Çimento fabrikasından aynlan
40 işçi, "Fabrikanın yeni patronunun
gelişini bile beklemeye gerek yok. Na-
sıl olsa bizleri işten atacaklar. Onlar bi-
zi atmadan biz istifamızı bile verdik"
dedıler. 240'a yakın kişinin çahştığı Er-
gani Çimento Fabnkası'nda geri kalan
200'e yakın işçinin tazminatlannı alarak
işten aynlacağı belirtiliyor.
REFAHYOL, Kombassan için gümrük birliğine aykırı kararname çıkardı
îslami sermayeye destek
ESRA YENER
ANKARA - Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
istemiyle gümrük birliği
anlaşmalanna aykın olarak
çıkanlan ve üçüncü
ülkelerden otomobil-motor-
yedek parça ithalatında
gümrük vergilerini kaldıran
Bakanlar Kurulu karanyla
Kombassan' m yatınmlannı
desteklediği ortaya çıktı.
Islami sermayenin en büyük
şirketlerinden biri olan ve
MÜStAD'ın en önemli üyesi
Kombassan Holding'in
Yönetim Kurulu Başkanı
Haşim Bayram. kâr payı
dağıtımı adı altında para
topladığı kayıt dışı
ortaklanna gönderdiği
yazıda, Endonezya ve
Malezya ile ortak montaj
fabrikası kuracaklannı,
motor satışlannı
genişleteceklerini açıkladı.
Yazısmda. uçak fabrikası
açacaklannı belirten Bayram,
hükümetin sağladığı
kolaylıklan da vurguladı.
Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK) tarafından. ortaklık
yapısının belirlenmesi için
Kombassan Holding'in
hesaplannda yapılan
incelemede. şirketin 40 resmi
ortağı olduğu, ancak 25 bin
kayıtlı olmayan çoğunluğu
Avrupa'da yaşayan Türk
vatandaşlannda oluşan fiili
pay sahibi bulunduğu ortaya
• tslami sermayenin
en büyük şirketlerinden
biri olan ve
MÜSÎAD'm en
önemli üyesi
Kombassan Holding'in
Yönetim Kurulu
Başkanı Haşim
Bayram, kâr payı
dağıtımı adı altında
para topladığı kayıt dışı
ortaklanna gönderdiği
yazıda, Endonezya ve
Malezya ile ortak
montaj fabrikası
kurdacaklannı
açıkladı. Yazısında
uçak fabrikası
açacaklannı belirten
Bayram, hükümetin
sağladığı kolayhklan
da vurguladı. Şirket 40
resmi ortağa sahip. Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram. Kombassan'a
güvenilmesini ve desteklerin siirdüriilmesini istedi.
çıktı. SPK tarafından
hazırlanan rapora göre,
holding, 1995 sonunda20
milyar lira olan sermayesini
REFAHYOL hükümeti
döneminde 1996'da 30 trilyon
liraya çıkardı.
Yurtdışından destek
Sermayenin, son 1 yılda
çoğunluğu yurtdışında
yaşayanlardan oluşan 25 bin
kayıt dışı ortağın aktardığı
7.7 trilyon liralık dövizle
arttınldıği saptandı.
Kombassan Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
Haşim Bayram, sermayesinin
büyük bir çoğunluğunu
sağlayan ve ağırlıklı olarak
Avrupa'daki Türk işçilerden
oluşan kayıt dışı ortaklanna
gönderdiği mektupta,
holdinge trasfer ettikleri
kaynaklar için teşekkür
ederken yeni yatınmlannı
anlattı.
Medyanın ve faiz-rant
geliriyle çalışan sermayenin
kendilennın ortaklık yapısını
bozmaya çalıştığtnı.
üretimlerini durdurmaya
kalktıgını savunan Yönetim
Kurulu Başkanı Haşim
Bayram, her türlü ıddiaya
karşı. Kombassan'a
güvenilmesini ve desteklerin
sürdürülmesini istedi.
Mektupta, Türkiye'deki
motosiklet fabrikalannı
büyütecekleri. Malezya ve
Endonezya ile ortak üretim
yaparak. montaj işine de
gireceklerini belirten
Bayram. maden işlemek
üzere bir tesis, gıda
sektöründe yeni yatınmlar
yapacaklarmı bildirdi.
Sivil savunma
yatırımı
Montaj ve motor tesislerinde
ortaklık için, "Anlaşmalar
Sayın Başbakanımız'la
Uzakdoğu ve Endonezya'ya
yaptığımız gezilerde
gerçekleşmiştir" diyen
Bayram, sivil savunma
alanında da yatınm
yapacaklannı bildirdi.
Bayram, savunma sanayiine
yatınm yaparak. silah
üreteceklerini açıkladı.
BayTam'ın ortaklanna
gönderdiği bu yatınm
projeleri. Başbakan
Erbakan'ın istemiyle gümrük
birliği anlaşmalanna aykın
olarak alınan Bakanlar
Kurulu karanna da açıklık
getirdi.
Erbakan'ın istemi üzerine 8
Aralık 1996'da yayımlanan
Bakanlar Kurulu karanyla,
Avrupa Birliği dışındaki
üçüncü ülkelerle ortak
yatınm yapanlar, teknoloji ve
makine getirenler için, ithal
edecekleri otomobiller ile
makine ve teçhizatta gümrük
vergileri kaldınldı.
ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMJ
Erbakan ve Çifler'in Kader Birliği
O
zellikle 1980 yılından sonra
sıyasi hayatımıza yeni bir de-
yim yerleşti. Başbakan veya
iktidar partilerinin yetkilileri
işler kötü gidince hemen "birleşelim"
veya "banşalım" çağrılan yapmaya
başlıyor. Büyük işadamlarının bir kıs-
mı da ıkide bir Türkiye'nin kurtuluşu
ve sorunlann giderılmesi için partile-
rin birlik ve bütünluk içınde olması ge-
rektiğini söylüyor. Daha da ileri gide-
rek "Şu partilerin liderteri birlik içinde
olsalarda işlerdüzelse" diyenlerde var!
Hemen her gün televızyonlarda,
radyolarda ve gazeteterde hükümet ve
iktıdar partisi yetkililerinin ağzından
bu tür öneriler dınliyoruz. Sanki Tür-
kıye'de işlerın kötu gitmesinin nede-
nı partıler arasındaki sürtüşmeler...
Eğer, bu sürtüşmeler bıterse işler he-
men düzelıverecek. Nasıl biryutturma-
ca! Partiler sanki birer çocuk kulübü.
Kulüp başkanlannin eline birer çiko-
lata veya bir paket şeker tutturduğu-
nuz zaman kavga bitecek ve banş ge-
lecek. işler de yoluna gırecek!..
İktidar partileri bu önerileri hemen
her gün yapıyor. Ne yazık ki gezileri-
mız sırastnda gittiğimiz il ve ilçelerde
de iyi niyetli bazı ınsanlarımızın bu
sözlerden etkilendiğini görüyoruz. Ay-
rıca, katıldığımız konferans ve panel-
lerde "İktidarve muhalefetpartileribir-
likte hareket etseler de.." veya "Sorun-
lan beraber çözseler de..." diye baş-
layan ve biraz da muhalefetin daha sa-
kın davranmasını isteyen sorularla kar-
şılaşıyoruz.
Bu tür konuşmalar beceriksiz ikti-
darların bir oyunudur. Amaç, işlerin
kötü gitmesinin partılerarasındaki tar-
tışmalardan meydana geldiğı görün-
tüsünü vererek kendilerinı temize çı-
karmaya çalışmaktır. Nitekim, Nec-
mettin Erbakan ve Tansu Çiller de
"bıriik ve beraberiiğı", ülkenin sorun-
1annı çozmek için degıl, sorumluluk-
lanna ortak bulmak için istiyor!
80 darbesinın ortaya çıkardığı Tur-
gut Özal, zenginleri tutar, emekçiyi
ve dar gelirliyi ve hatta fakiri hor gö-
rürdü. O da birlik ve beraberlik şarkı-
ları söylemekten hoşlanırdı. Hatta,
partisinde 4 eğılimi bir araya getir-
mekle öğünürdü. Şımdi Erbakan ve
Tansu Çiller de birieşmeye davet edı-
yor. Partiler aynı görüşleri paylaştık-
farı takdirde Türkiye'nin büyüyeceği-
ni ıddıa ediyorlar. Bu görüşlere az da
olsa sahıp çıkanlar oluyor!
ı
Ancak, ışbaşına geldıklerı günden
beri onlar da zengini daha zengın ede-
cek bir sıstemı uygulamaya çalışıyor-
lar. Hem de gözü kara bir bıçimde...
Üstelık bu uygulamalar sonucu geniş
kitlelerin sömürülmesinden, soyulma-
sından ve giderek fakirleşmesinden
rahatsız olmuyorlar!.. Sol partiler de
tam tersi bir polıtıka ızlıyor. Çıftçinm,
T!
memurun, işçinin, emeklinin, küçük
esnafın, dar geliriinin hakkı olan pa-
ralann, büyük sermayenin kasalanna
aktanlmasına karşı çıkıyor... Kavga-
nın temelinde bu yatıyor!.. Holdingler
ve onlara hizmet veren kuruluşlar da
çitfçinın ürününü elinden ucuz fiyat-
larla alıp piyasada yüksek fıyatlarla
satmakve büyük paralar kazanmak için
her türlü çareye başvunjyor...
Türkiye'de tam bir çıkar kavgası
var. Bir kesim sömürmeye çalışıyor, bir
kesim de sömürülmemek ve haklan-
nı koruyabilmekiçinçırpınıyor... 1980
yılından sonra gelen hükümetler ise
Türk halkını sömürmeye çalışan kesi-
me yardımcı oluyor.
Daha açık bir deyimle, sağ partiler
geniş halk kitlelerini sömürenlerie bir-
likte... Sol partiler de halkı sömüren ke-
sime karşı işçiyi, memuru, emekliyi, çift-
çiyi, küçük esnafı ve dar gelirliyi ko-
rumaya çalışıyor!..
ürkiye'de tam bir çıkar
kavgası var. Bir kesim
sömürmeye, bir kesim de
sömürülmemeye ve haklannı
koruyabilmeye çalışıyor. 1980
sonrası hükümetler ise
sömürüye yatkın kesime
yardımcı oluyor.
Pekı bu kadar ayrı görüşlere sahip
partiler ve liderler nasıl bir araya ge-
lecek? Birleşme ve bütünleşme nasıl
olacak? Türkiye'nin sorunlan nasıl çö-
zülecek? Erbakan ve Çiller, holding-
lerle ve tüccar kesimi ile el ele. Hâlâ
çiftçi, memur, işçı, emekli ve dar ge-
lirlinin istekleri dikkate alınmıyor. Ama,
büyük iş çevrelerinin bir göz kırpma-
sı bile, isteklerinin tümünün yerine ge-
tirilmesi için yeterli oluyor!
Batılı ülkelerin hiçbirinde Türki-
ye'deki kadar sömürü yok. 1980 yılın-
dan beri ışbaşına gelen tiim hükümet-
ler, geniş halk kitlelerini özel sektörün
sömürüsüne karşı koruyan tüm sistem-
leritekertekeryokettiler. Yeniyasave
kararnamelerle sömürüye açık bir or-
tam hazıriadılar. Bu uygulamaların acı
sonuçlannı da görüyoruz. Holdingler
ve tüccar kesimi alabildiğine kazanç-
lannı ve vartıklannı arttınyorlar. Yıllık ka-
zançlar yüzlerce trilyona ulaştı. Kü-
çük diye baktığımız işletmeler bile yıl-
da üç beş trilyonluk kazançlan be-
ğenmiyorlar.
Buna karşıhk, tarımdan geçimini
sağlayan nüfusumuzun yansından faz-
lası fakirlikten dökülüyor. Büyük çoğun-
luğu mahkeme ve icra kapılannda sü-
rünüyor. Tarım battı. Hayvancılık bat-
tı. Işçisi, memuru, emeklisi, küçük es-
nafı, dar gelirlisi geçim sıkıntısı içinde
inlıyor. En üst düzey yargı organların-
da görev yapan hâkimlerimiz, valile-
rimiz, genel müdürterimiz, üniversite
hocalanmız geçim sıkıntısı çektikleri-
ni haykınyor.. Buna rağmen hükümet-
ler hâlâ çeşitli zam söylentileri ile iş-
leri sulandırmaya çalışıyor.
Susurluk önemli bir olay. Ama sa-
dece bir çıban başı. Cerahat bünye-
nin içinde tahribatına devam ediyor.
Buna rağmen hükümetin iki kanadı
çeteyi ortaya çıkarmak için kurulan
komisyonlan çalıştırmak için en küçük
bir gayret gösterrniyor. Bazı Refah
Partililer ve Çiller için açılması istenen
Meclis araştırma ve soruşturmalan
engelleniyor... Irtica bütün yurda ya-
yılıyor. Başbakan Erbakan, Atatürk'ün
kurduğu cumhuriyeti ve laik düzeni
yıkmak için başlatılan girişimlerin hiç-
birini kınamryor. Aksine tavırlan ve söz-
leri ile destek veriyor. Yardımcısı Çil-
ler ise Erbakan'ın peşinde. Her ne ka-
dar "Laikcumhuriyetin teminat benim"
diyorsa da kimse inanmıyor... Bu söz-
leüe DYP Meclis Grubu içinde başkal-
dıranlan tatmin etmeye çalışıyor... Çün-
kü DYP Meclis Grubu Hasan Ekinci
ve Mehmet Gölhan'dan ıbaret değil.
Bu durumda olaylara sağ veya sol
meselesi olarak bakılamaz. Elbette
demokrasilerde sağ ve sol partiler ola-
cak... Elbette onlar aralannda ülke so-
runlannı tartışacaklar, gerekirse ko-
nuşacaklar... Ama, Türkıye Cumhuri-
yeti'ni, demokrasiyi, laik düzeni yıkma-
yaçalışanlarla değil birlik ve beraber-
lik içinde olmak, onlann ellerini sıkmak
bile hatadır...
Erbakan ve Çiller gerçekten barış
ve birliktelik istiyorlarsa çok kolay... Ba-
tılı ülkelerde olduğu gibi üç beş yüz ser-
maye sahibini destekleyerek çrftçi, iş-
çi, memur, emekli, küçük esnaf ve dar
geliriinın soyulmasına neden olan sis-
temi terk etsinler. Emek ve sermaye
dengesini kuracakyasalan getirsinler.
Ülke nimetlerinin bir denge içinde da-
ğıtılmasını sağlasınlar. Ozelleştirme
adı altında, devletin ve miltetin malla-
rını yok pahasına satmaktan vazgeç-
sinler. Üretici ve tüketicileri özel sek-
töre karşı koruyan kooperatffçiliği ge-
liştirsinler. Vergi adaletini sağlasınlar..
Çok kazanandan çok, az kazanan-
dan az vergi alsınlar. Devlet bankala-
rını ve devlet imkânlannı hısım akra-
ba ve partili dostlara sunmasınlar.
En önemlisi, irtica hareketlerine
karşı cumhuriyete, demokrasiye ve
laik düzene sahip çıksınlar. Devletin ıçi-
ne kadar sızan çetetere karşı savaş aç-
sınlar. Erbakan, kendisi hakkındaki id-
dilann araştınlabilmesi için zamanaşı-
mının arkasınaı sığınmasın... Tansu Çil-
ler hakkındaki iddiaların araştırılabil-
mesi için öncülük etsin...
Bunlar yapılmadıkça da hiç kimse
birlik ve beraberlik söylemleri ile "yoz-
laşma"ya yardımcı olmasın!.. •
Teşvik ve destek kararnameleri 5 yıldır askıda
Güneydoğulunun umudu
Milli Güvenlik Kurulu'nda
ENVER SEVtŞ
DİYARBAKIR-Yıllar-
dan ben Doğu ve Güney-
doğu Anadolu bölgelerin-
de devam eden şiddet olay-
lan, göç etme zorunluluğu,
buralarda yaşayan insanla-
ra hayatı zehir ediyor. Hü-
kümet yetkilileri tarafından
açıklananpaketlerin, verilen
vaatlerin on yıllardan beri
yerine getirilmemesi de ha-
yatı zindan olan Doğu ve
Güneydoğulunun umudunu
yitirmesine neden oluyor.
Doğu illerinde toplam 22
kent merkezinde 134 fvrma.
4 trilyon 450 milyar lira des-
tek ile çalışmaya başlama-
yı ve 30 bine yakın insana
ekmek kapısı olmayı bekli-
yor. Ancak Başbakanlığın
tozlu raftannda yıllardan be-
ri bekletilen bu teşvik ve
destekleme karamame ve
kredileri, 5-6 yıldan beri bir
türlü verilmiyor. 15 nisanda
ödeneceği açıklanan kredi-
lerin. devam eden hareket-
sizlik nedeniyle bir kez da-
ha ertelenebileceği yönün-
deki endişeler artıyor. Di-
yarbakır Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Şirin Yiğit,
on yıllardan beri Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Böl-
gesi'ndeki yatınm havası-
nın 1997 yılında oldukça ol-
gunlaştığını söylüyor. Şirin,
"Böylesi bir ortamda ya-
tınmlar değerlendirile-
mezse bu yatınm havası
ancak 50 yıl sonra yakala-
nabilir" diyor.
İllere göre yardım bekleyen şirketler
hinadı
Adıyaman
Ağn_
Ardahan
Batman
Bingöl
Bitis
Oryartokır
Haağ
Emncan
Efzurum
HaUart
K.Maraş
Kars
Matetva
«artrn
Siirt
S.Urta
»mak
Tunco»
Firma
saytst
5
11
Finansman
ihtiyacı (milyar TL)
122.474
160.000
63.845
57İ32
78.407
195.378
431.580
686.077
416.338
-48426
62.000
46.885
184.200
214.200
58.030
123.701
131.000
98365
3U.642
4.450.561
%
2.75
360
1.43
1.29
1 76
2.78"
2.94
024
2.21
7.00
100.00
Sektörlere göre yardım bekleyen şirket sayısı
Sektor adı
Gıda Sanayiı
Dokuma-Gıyım Sanayii
Pışmiş Kıl ve Çım. Ger.
Madenı Eşya Sanayiı
Demır Dışı Metaller Sanayiı
Ptastık Sana\ \
Ormar Urunlen San.
Kağıt Sanay
ElektnkMak Sanayii
Sağlık
Hızmetler r ^
Taşıt Yan Saiayn
Demir Çelık Ur
Rrma sayısı
59
19
13
9
3
3
8
2
1
1 — t
4
%
44.03
14.18
9.07
6.72
2.24
2.24
5.97
1.49
0.75
0.75
8.21
MHKsssSsff
2.99
ToclaT 134 100.00
ARÇELİK
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Bavullar ElimizdeTürk-lş'ten 9 sendikanın koparak sözleşme imza-
ladıkları, bölünme oiduğu yorumlarına dün sabah
canlı yayında konuşturulan Türk-lş Başkanı Bayram
Meral itiraz ediyor. Sendikaların ayrı ayrı sözleşme
ımzaladıklarını, ortada bir anlaşmazlığın bulunmadı-
ğını söylüyor. Bayram Başkan, henüz kendi sendi-
kası Yol-lş adına imza atmamış olmasına karşın, or-
tada bir sorun olduğu havasını vermemeye özen gös-
teriyor. Sözleşme imzalayanları suçlayan, daha iyi
haklar için, kavgaya, ımza atmamaya kararlı bir port-
re çizmıyor. Aslında sendikal kültürümüzde, genel-
de anlaşmaya varılmış hallerde bile, küçük sorunla-
n çözebilmenin aracı olarak tehdit eden, kavgacı üs-
lup seçilir. Belli ki ımzalanmamış sözleşmelerde cid-
dı bir şeyler daha koparabılmeden çok, sözleşmele-
rin ortada kalması kaygısı ağır basıyor.
Malumuâlinız önümüz bayram. Bavullar hazırlan-
mış, evde yola çıkmak üzere bekletiliyor. Kralın ko-
nukluğunda25. hac seferini yapacak Erbakan'ın pe-
şinde, nafileden hacca gidecekler arasında sözleş-
melerde söz ve karar sahibi tam kadro hükümet cep-
hesı yanında sendıkacılar bile var.
Tabıi kı sendikacılarımızın çoğunun bavulları, asıl
yıllardır alışkın olduklan uzun ve uzak yurtdışı sefer-
leri için hazırlanmış bulunuyor. Hacca gidecek bavul-
lar ile uzak yurtdışı seferlerine çıkacak bavullann or-
tak kaderi ise giderken yan boş ve hafif, dönüşte tı-
kabasa, patlayacak kadar dolu halde olmak olacak.
Bız bavullan bekletmeme uğruna sözleşmelerin apar
topar imzalanmaya çalışıldığı gibi kolaycı bir sonuca
ulaşmaya kalkışmadan, ne olup bittiğini anlamaya ça-
lışalım: Ne ilginç değil mi, kamu sözleşmelerinın en
zor imzalanıyor olması gereken bir süreçte, Türk-
Iş'ın, işçilere daha yakın olması gereken hükümetle-
rın, geçmişinde yaşanmamış bir kolaylıkta, demeç-
lerde 600 bin olarak geçen, gerçekte 500 binin altı-
na inmiş bulunan kamu ışçisinin toplu sözleşmeleri
bir bir imzalanıyor.
Türk-lş Başkanı ve hükümet adına birilerinin imza
atarak doğrudan sorumlu olacakları bir protokol im-
zalanmamasında anlaşmaya varılıyor. Aslında toplu-
sözleşme özerkliği, özgürlüğü anlamında yetkilı olma-
yan hükümet ve Türk-lş'in devreden çıkarılmalan gi-
bi, hak-hukukaçısından doğru olanı, bırayıptan kaç-
ma adına, kâğıt üstünde kalsa da gerçekleştirilmış olu-
yor. Bu kez de sözleşme metinlerinde ücret artışlan
enflasyona bağlanarak, toplusözleşme hakkının özü,
varlık nedeni doğrudan doğruya ayaklar altına alını-
yor. 12 Eylül ve Ozal dönemınce ışçilerin sürekli yok-
sullaştınlması, kazanılmış haklann gerisıne itilmesi, tek
tek yasaklı düzen içinde toplu pazarlık ve grev hak-
larının bir işe yaramaması.. gerçeği karşısında, Türk-
lş çatısı altında örgütlü işçılerin içgüdüleri ile geliştir-
dikleri bir hak arama yolu tarihe gömülüyor..
Bahar eylemlerı, yaz direnişlerinde tek tek sendi-
kaların hakları koruyamaması gerçeğine karşı, ta-
bandan güçlerıni bırleştiren ışçilerin olumlu kazanım-
ları, kamu sözleşmeleri uyuşmazlıklarında bırlikte ha-
reket edılmesi, dırenılmesi geleneğinı yerleştirmişti.
Kamu işveren Sendikalanna özerk toplu pazarlık hak-
kı tanımayan sıyasi iktidartann, hükümetlerin dayat-
masına karşı, direnme aracı olarak kurulan ve geriye
itılmeye fren olan bu birliktelik ne yazık ki ılk darbeyi
kendi başkanlanndan, Türk-lş yönetimınden yemış-
ti. Yasa ve hukuk ilkelerine aykın olarak Çiller'e, im-
zalanmış sözleşmenın kazanılmış haklanndan geri
dönülmesınde, farklann ödenmemesinde ödün veren
Türk-lş yönetımi, bir daha toparlanamadı.
Geçen dönemin sözleşmelerinde uzun süren pa-
zarlık ve direnme de işçinin başan hanesine yazıla-
madı. Bu dönem ise bir mücadeleden bile söz ede-
bilecek gelişmeler yaşanmadan sözleşmeler imzalan-
dı. Önce Şeker ve Demiryolu Işçileri Sendıkalan ka-
pıyı açtı. Arkasmdan Türk-tş Başkanlar Kurulu'nun oluş-
turduğu pazarlığı güçlendirecek koordinasyon kuru-
lu, yeni sözleşmelerin hükümeti zoriamaksızın imza-
lanmasına aracı oldu.
Susurluk sonrası devletin içıne sızmış çetelere kar-
şı, hukuk devleti savaşımında, iktidarı ele geçirmiş,
laik cumhuriyeti içinden fethetmeye çalışan şeriat
güçleri karşısında, demokrası güçlerı arasında yeri-
ni alması beklenen Türk-lş, üyelerinin toplu pazarlık
hakkını kullanırken, tarihinde yaşanmamış bir tesli-
miyetçı politika ile en büyük primi REFAHYOL iktida-
rına veriyor. Bu ne anlama gelıyor?
Uzun bir zamandır, işçılerin örgütlü en büyük gü-
cü olarak Türk-lş'i aralannda tutmaya çalışan de-
mokrasi güçlerinın ittifakı içinde bilinen bir gerçek var
Türk-fş başkan ya da uzmanlarının katıldıkları or-
tak eylem toplantılarında, Türk-lş'ın kamu sözleşme-
leri ımzalanmadan, hükümetle olan işleri çözümlen-
meden, hükümete karşı yapılacak eylemlerde olama-
yacağı söylenıyor, içinde olunması kaçınılmaz etkın-
liklere adını verse de eylem gücünü, işçi ağırlığını ka-
tamayacağı bildırıliyordu.
Türk-iş'ın öncelikli üyelerinin sözleşmelerinın ım-
zalanması, haklarının doğru dürüst alınması savaşı-
mma ağırlık vereceği sanılıyordu. Türk-lş'in demok-
rası savaşımındaki yeri ve sorumluluğunu alması için,
sözleşmelerin bir an önce ve başanlı ölçülerde imza-
lanması beklenıyordu. Şimdi herkes, biraz şaşkın,
sözleşme özerkliğini rafa kaldıran, işçi haklannı ger-
çekten getıye götüren bir sözleşme metnine, hem de
hiç zorlanmadan ımza atılmasının anlamını birbirine
soruyor, anlamaya, açıklamaya çalışıyor.
Ne gam? Önümüz bayram. Bavullar hazır, yol-
culuğa çıkmayı bekliyor.
Sunar...
BU
AKŞAM
21.45
Osmanlı' dar» günümüze
500 yıllık serüvec
Geçmişe yeni bir gözh
bakan Türk İktisat Tari!
Defteri beigesı
!r Safı akşc
ekranlarınızd-
J TARIHI
EFTERİ