14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 NİSAN1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Çiller: Önemli adımlar attık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Baka- nı Tansu Çiller, Türkiye'mn Avrupa Bir- liği'ne (AB) tam iiyelik yolunda önemli adımlar attığını belirterek nisan ayı sonun- da yapılması öngörûlen Ortaklık Konse- yi 'nin de yeni adımlara yol açmasını bek- lediklerini kaydetti. Çiller, Tiirkiye'nin 10 . yıl önce yaptığı başvuruya verilen yanıt- ta, Ankara"mn tam üyeliğe ehil olduğu- nun belirtildiğinı kaydederek "O zaman Avrupa'da ve ülkemizde geçerti şartla- rın tam ü\elik için uvgun olmaması nedeni>le topluluğa katılmamız erte- lenmiştir. İ Ikemizdcki bu önemli geliş- melerin bilincinde olan AB'nin dışiş- leri bakanları son olarak Hollanda'nın Apeldoom kentinde yaptıkları toplan- tıda ûlkemizin tam üyelik hedefini ye- niden teyit etmişler, diğer adaylarla eşit muameleye tabi tutulmamız gerek- tiğini vurgulamışlardır." Uzanlar'a satılan Ergani Çimento'da toplu istifa hareketi DİYARBAK1R (Cumhuriyet) - Ge- çen yıl Türkiye'deki bütün çimento fab- rikalanyla özelleştırme kapsamına alı- nan ve yapılan ıki 'şaibeli' ihaleden son- ra Uzanlar tarafından satın alınan Erga- ni Çimento Fabrikası'nda toplu istifalar başladı. Çimento fabrikasından aynlan 40 işçi, "Fabrikanın yeni patronunun gelişini bile beklemeye gerek yok. Na- sıl olsa bizleri işten atacaklar. Onlar bi- zi atmadan biz istifamızı bile verdik" dedıler. 240'a yakın kişinin çahştığı Er- gani Çimento Fabnkası'nda geri kalan 200'e yakın işçinin tazminatlannı alarak işten aynlacağı belirtiliyor. REFAHYOL, Kombassan için gümrük birliğine aykırı kararname çıkardı îslami sermayeye destek ESRA YENER ANKARA - Başbakan Necmettin Erbakan'ın istemiyle gümrük birliği anlaşmalanna aykın olarak çıkanlan ve üçüncü ülkelerden otomobil-motor- yedek parça ithalatında gümrük vergilerini kaldıran Bakanlar Kurulu karanyla Kombassan' m yatınmlannı desteklediği ortaya çıktı. Islami sermayenin en büyük şirketlerinden biri olan ve MÜStAD'ın en önemli üyesi Kombassan Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram. kâr payı dağıtımı adı altında para topladığı kayıt dışı ortaklanna gönderdiği yazıda, Endonezya ve Malezya ile ortak montaj fabrikası kuracaklannı, motor satışlannı genişleteceklerini açıkladı. Yazısmda. uçak fabrikası açacaklannı belirten Bayram, hükümetin sağladığı kolaylıklan da vurguladı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından. ortaklık yapısının belirlenmesi için Kombassan Holding'in hesaplannda yapılan incelemede. şirketin 40 resmi ortağı olduğu, ancak 25 bin kayıtlı olmayan çoğunluğu Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlannda oluşan fiili pay sahibi bulunduğu ortaya • tslami sermayenin en büyük şirketlerinden biri olan ve MÜSÎAD'm en önemli üyesi Kombassan Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, kâr payı dağıtımı adı altında para topladığı kayıt dışı ortaklanna gönderdiği yazıda, Endonezya ve Malezya ile ortak montaj fabrikası kurdacaklannı açıkladı. Yazısında uçak fabrikası açacaklannı belirten Bayram, hükümetin sağladığı kolayhklan da vurguladı. Şirket 40 resmi ortağa sahip. Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram. Kombassan'a güvenilmesini ve desteklerin siirdüriilmesini istedi. çıktı. SPK tarafından hazırlanan rapora göre, holding, 1995 sonunda20 milyar lira olan sermayesini REFAHYOL hükümeti döneminde 1996'da 30 trilyon liraya çıkardı. Yurtdışından destek Sermayenin, son 1 yılda çoğunluğu yurtdışında yaşayanlardan oluşan 25 bin kayıt dışı ortağın aktardığı 7.7 trilyon liralık dövizle arttınldıği saptandı. Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, sermayesinin büyük bir çoğunluğunu sağlayan ve ağırlıklı olarak Avrupa'daki Türk işçilerden oluşan kayıt dışı ortaklanna gönderdiği mektupta, holdinge trasfer ettikleri kaynaklar için teşekkür ederken yeni yatınmlannı anlattı. Medyanın ve faiz-rant geliriyle çalışan sermayenin kendilennın ortaklık yapısını bozmaya çalıştığtnı. üretimlerini durdurmaya kalktıgını savunan Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, her türlü ıddiaya karşı. Kombassan'a güvenilmesini ve desteklerin sürdürülmesini istedi. Mektupta, Türkiye'deki motosiklet fabrikalannı büyütecekleri. Malezya ve Endonezya ile ortak üretim yaparak. montaj işine de gireceklerini belirten Bayram. maden işlemek üzere bir tesis, gıda sektöründe yeni yatınmlar yapacaklarmı bildirdi. Sivil savunma yatırımı Montaj ve motor tesislerinde ortaklık için, "Anlaşmalar Sayın Başbakanımız'la Uzakdoğu ve Endonezya'ya yaptığımız gezilerde gerçekleşmiştir" diyen Bayram, sivil savunma alanında da yatınm yapacaklannı bildirdi. Bayram, savunma sanayiine yatınm yaparak. silah üreteceklerini açıkladı. BayTam'ın ortaklanna gönderdiği bu yatınm projeleri. Başbakan Erbakan'ın istemiyle gümrük birliği anlaşmalanna aykın olarak alınan Bakanlar Kurulu karanna da açıklık getirdi. Erbakan'ın istemi üzerine 8 Aralık 1996'da yayımlanan Bakanlar Kurulu karanyla, Avrupa Birliği dışındaki üçüncü ülkelerle ortak yatınm yapanlar, teknoloji ve makine getirenler için, ithal edecekleri otomobiller ile makine ve teçhizatta gümrük vergileri kaldınldı. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMJ Erbakan ve Çifler'in Kader Birliği O zellikle 1980 yılından sonra sıyasi hayatımıza yeni bir de- yim yerleşti. Başbakan veya iktidar partilerinin yetkilileri işler kötü gidince hemen "birleşelim" veya "banşalım" çağrılan yapmaya başlıyor. Büyük işadamlarının bir kıs- mı da ıkide bir Türkiye'nin kurtuluşu ve sorunlann giderılmesi için partile- rin birlik ve bütünluk içınde olması ge- rektiğini söylüyor. Daha da ileri gide- rek "Şu partilerin liderteri birlik içinde olsalarda işlerdüzelse" diyenlerde var! Hemen her gün televızyonlarda, radyolarda ve gazeteterde hükümet ve iktıdar partisi yetkililerinin ağzından bu tür öneriler dınliyoruz. Sanki Tür- kıye'de işlerın kötu gitmesinin nede- nı partıler arasındaki sürtüşmeler... Eğer, bu sürtüşmeler bıterse işler he- men düzelıverecek. Nasıl biryutturma- ca! Partiler sanki birer çocuk kulübü. Kulüp başkanlannin eline birer çiko- lata veya bir paket şeker tutturduğu- nuz zaman kavga bitecek ve banş ge- lecek. işler de yoluna gırecek!.. İktidar partileri bu önerileri hemen her gün yapıyor. Ne yazık ki gezileri- mız sırastnda gittiğimiz il ve ilçelerde de iyi niyetli bazı ınsanlarımızın bu sözlerden etkilendiğini görüyoruz. Ay- rıca, katıldığımız konferans ve panel- lerde "İktidarve muhalefetpartileribir- likte hareket etseler de.." veya "Sorun- lan beraber çözseler de..." diye baş- layan ve biraz da muhalefetin daha sa- kın davranmasını isteyen sorularla kar- şılaşıyoruz. Bu tür konuşmalar beceriksiz ikti- darların bir oyunudur. Amaç, işlerin kötü gitmesinin partılerarasındaki tar- tışmalardan meydana geldiğı görün- tüsünü vererek kendilerinı temize çı- karmaya çalışmaktır. Nitekim, Nec- mettin Erbakan ve Tansu Çiller de "bıriik ve beraberiiğı", ülkenin sorun- 1annı çozmek için degıl, sorumluluk- lanna ortak bulmak için istiyor! 80 darbesinın ortaya çıkardığı Tur- gut Özal, zenginleri tutar, emekçiyi ve dar gelirliyi ve hatta fakiri hor gö- rürdü. O da birlik ve beraberlik şarkı- ları söylemekten hoşlanırdı. Hatta, partisinde 4 eğılimi bir araya getir- mekle öğünürdü. Şımdi Erbakan ve Tansu Çiller de birieşmeye davet edı- yor. Partiler aynı görüşleri paylaştık- farı takdirde Türkiye'nin büyüyeceği- ni ıddıa ediyorlar. Bu görüşlere az da olsa sahıp çıkanlar oluyor! ı Ancak, ışbaşına geldıklerı günden beri onlar da zengini daha zengın ede- cek bir sıstemı uygulamaya çalışıyor- lar. Hem de gözü kara bir bıçimde... Üstelık bu uygulamalar sonucu geniş kitlelerin sömürülmesinden, soyulma- sından ve giderek fakirleşmesinden rahatsız olmuyorlar!.. Sol partiler de tam tersi bir polıtıka ızlıyor. Çıftçinm, T! memurun, işçinin, emeklinin, küçük esnafın, dar geliriinin hakkı olan pa- ralann, büyük sermayenin kasalanna aktanlmasına karşı çıkıyor... Kavga- nın temelinde bu yatıyor!.. Holdingler ve onlara hizmet veren kuruluşlar da çitfçinın ürününü elinden ucuz fiyat- larla alıp piyasada yüksek fıyatlarla satmakve büyük paralar kazanmak için her türlü çareye başvunjyor... Türkiye'de tam bir çıkar kavgası var. Bir kesim sömürmeye çalışıyor, bir kesim de sömürülmemek ve haklan- nı koruyabilmekiçinçırpınıyor... 1980 yılından sonra gelen hükümetler ise Türk halkını sömürmeye çalışan kesi- me yardımcı oluyor. Daha açık bir deyimle, sağ partiler geniş halk kitlelerini sömürenlerie bir- likte... Sol partiler de halkı sömüren ke- sime karşı işçiyi, memuru, emekliyi, çift- çiyi, küçük esnafı ve dar gelirliyi ko- rumaya çalışıyor!.. ürkiye'de tam bir çıkar kavgası var. Bir kesim sömürmeye, bir kesim de sömürülmemeye ve haklannı koruyabilmeye çalışıyor. 1980 sonrası hükümetler ise sömürüye yatkın kesime yardımcı oluyor. Pekı bu kadar ayrı görüşlere sahip partiler ve liderler nasıl bir araya ge- lecek? Birleşme ve bütünleşme nasıl olacak? Türkiye'nin sorunlan nasıl çö- zülecek? Erbakan ve Çiller, holding- lerle ve tüccar kesimi ile el ele. Hâlâ çiftçi, memur, işçı, emekli ve dar ge- lirlinin istekleri dikkate alınmıyor. Ama, büyük iş çevrelerinin bir göz kırpma- sı bile, isteklerinin tümünün yerine ge- tirilmesi için yeterli oluyor! Batılı ülkelerin hiçbirinde Türki- ye'deki kadar sömürü yok. 1980 yılın- dan beri ışbaşına gelen tiim hükümet- ler, geniş halk kitlelerini özel sektörün sömürüsüne karşı koruyan tüm sistem- leritekertekeryokettiler. Yeniyasave kararnamelerle sömürüye açık bir or- tam hazıriadılar. Bu uygulamaların acı sonuçlannı da görüyoruz. Holdingler ve tüccar kesimi alabildiğine kazanç- lannı ve vartıklannı arttınyorlar. Yıllık ka- zançlar yüzlerce trilyona ulaştı. Kü- çük diye baktığımız işletmeler bile yıl- da üç beş trilyonluk kazançlan be- ğenmiyorlar. Buna karşıhk, tarımdan geçimini sağlayan nüfusumuzun yansından faz- lası fakirlikten dökülüyor. Büyük çoğun- luğu mahkeme ve icra kapılannda sü- rünüyor. Tarım battı. Hayvancılık bat- tı. Işçisi, memuru, emeklisi, küçük es- nafı, dar gelirlisi geçim sıkıntısı içinde inlıyor. En üst düzey yargı organların- da görev yapan hâkimlerimiz, valile- rimiz, genel müdürterimiz, üniversite hocalanmız geçim sıkıntısı çektikleri- ni haykınyor.. Buna rağmen hükümet- ler hâlâ çeşitli zam söylentileri ile iş- leri sulandırmaya çalışıyor. Susurluk önemli bir olay. Ama sa- dece bir çıban başı. Cerahat bünye- nin içinde tahribatına devam ediyor. Buna rağmen hükümetin iki kanadı çeteyi ortaya çıkarmak için kurulan komisyonlan çalıştırmak için en küçük bir gayret gösterrniyor. Bazı Refah Partililer ve Çiller için açılması istenen Meclis araştırma ve soruşturmalan engelleniyor... Irtica bütün yurda ya- yılıyor. Başbakan Erbakan, Atatürk'ün kurduğu cumhuriyeti ve laik düzeni yıkmak için başlatılan girişimlerin hiç- birini kınamryor. Aksine tavırlan ve söz- leri ile destek veriyor. Yardımcısı Çil- ler ise Erbakan'ın peşinde. Her ne ka- dar "Laikcumhuriyetin teminat benim" diyorsa da kimse inanmıyor... Bu söz- leüe DYP Meclis Grubu içinde başkal- dıranlan tatmin etmeye çalışıyor... Çün- kü DYP Meclis Grubu Hasan Ekinci ve Mehmet Gölhan'dan ıbaret değil. Bu durumda olaylara sağ veya sol meselesi olarak bakılamaz. Elbette demokrasilerde sağ ve sol partiler ola- cak... Elbette onlar aralannda ülke so- runlannı tartışacaklar, gerekirse ko- nuşacaklar... Ama, Türkıye Cumhuri- yeti'ni, demokrasiyi, laik düzeni yıkma- yaçalışanlarla değil birlik ve beraber- lik içinde olmak, onlann ellerini sıkmak bile hatadır... Erbakan ve Çiller gerçekten barış ve birliktelik istiyorlarsa çok kolay... Ba- tılı ülkelerde olduğu gibi üç beş yüz ser- maye sahibini destekleyerek çrftçi, iş- çi, memur, emekli, küçük esnaf ve dar geliriinın soyulmasına neden olan sis- temi terk etsinler. Emek ve sermaye dengesini kuracakyasalan getirsinler. Ülke nimetlerinin bir denge içinde da- ğıtılmasını sağlasınlar. Ozelleştirme adı altında, devletin ve miltetin malla- rını yok pahasına satmaktan vazgeç- sinler. Üretici ve tüketicileri özel sek- töre karşı koruyan kooperatffçiliği ge- liştirsinler. Vergi adaletini sağlasınlar.. Çok kazanandan çok, az kazanan- dan az vergi alsınlar. Devlet bankala- rını ve devlet imkânlannı hısım akra- ba ve partili dostlara sunmasınlar. En önemlisi, irtica hareketlerine karşı cumhuriyete, demokrasiye ve laik düzene sahip çıksınlar. Devletin ıçi- ne kadar sızan çetetere karşı savaş aç- sınlar. Erbakan, kendisi hakkındaki id- dilann araştınlabilmesi için zamanaşı- mının arkasınaı sığınmasın... Tansu Çil- ler hakkındaki iddiaların araştırılabil- mesi için öncülük etsin... Bunlar yapılmadıkça da hiç kimse birlik ve beraberlik söylemleri ile "yoz- laşma"ya yardımcı olmasın!.. • Teşvik ve destek kararnameleri 5 yıldır askıda Güneydoğulunun umudu Milli Güvenlik Kurulu'nda ENVER SEVtŞ DİYARBAKIR-Yıllar- dan ben Doğu ve Güney- doğu Anadolu bölgelerin- de devam eden şiddet olay- lan, göç etme zorunluluğu, buralarda yaşayan insanla- ra hayatı zehir ediyor. Hü- kümet yetkilileri tarafından açıklananpaketlerin, verilen vaatlerin on yıllardan beri yerine getirilmemesi de ha- yatı zindan olan Doğu ve Güneydoğulunun umudunu yitirmesine neden oluyor. Doğu illerinde toplam 22 kent merkezinde 134 fvrma. 4 trilyon 450 milyar lira des- tek ile çalışmaya başlama- yı ve 30 bine yakın insana ekmek kapısı olmayı bekli- yor. Ancak Başbakanlığın tozlu raftannda yıllardan be- ri bekletilen bu teşvik ve destekleme karamame ve kredileri, 5-6 yıldan beri bir türlü verilmiyor. 15 nisanda ödeneceği açıklanan kredi- lerin. devam eden hareket- sizlik nedeniyle bir kez da- ha ertelenebileceği yönün- deki endişeler artıyor. Di- yarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şirin Yiğit, on yıllardan beri Doğu ve Güneydoğu Anadolu Böl- gesi'ndeki yatınm havası- nın 1997 yılında oldukça ol- gunlaştığını söylüyor. Şirin, "Böylesi bir ortamda ya- tınmlar değerlendirile- mezse bu yatınm havası ancak 50 yıl sonra yakala- nabilir" diyor. İllere göre yardım bekleyen şirketler hinadı Adıyaman Ağn_ Ardahan Batman Bingöl Bitis Oryartokır Haağ Emncan Efzurum HaUart K.Maraş Kars Matetva «artrn Siirt S.Urta »mak Tunco» Firma saytst 5 11 Finansman ihtiyacı (milyar TL) 122.474 160.000 63.845 57İ32 78.407 195.378 431.580 686.077 416.338 -48426 62.000 46.885 184.200 214.200 58.030 123.701 131.000 98365 3U.642 4.450.561 % 2.75 360 1.43 1.29 1 76 2.78" 2.94 024 2.21 7.00 100.00 Sektörlere göre yardım bekleyen şirket sayısı Sektor adı Gıda Sanayiı Dokuma-Gıyım Sanayii Pışmiş Kıl ve Çım. Ger. Madenı Eşya Sanayiı Demır Dışı Metaller Sanayiı Ptastık Sana\ \ Ormar Urunlen San. Kağıt Sanay ElektnkMak Sanayii Sağlık Hızmetler r ^ Taşıt Yan Saiayn Demir Çelık Ur Rrma sayısı 59 19 13 9 3 3 8 2 1 1 — t 4 % 44.03 14.18 9.07 6.72 2.24 2.24 5.97 1.49 0.75 0.75 8.21 MHKsssSsff 2.99 ToclaT 134 100.00 ARÇELİK İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bavullar ElimizdeTürk-lş'ten 9 sendikanın koparak sözleşme imza- ladıkları, bölünme oiduğu yorumlarına dün sabah canlı yayında konuşturulan Türk-lş Başkanı Bayram Meral itiraz ediyor. Sendikaların ayrı ayrı sözleşme ımzaladıklarını, ortada bir anlaşmazlığın bulunmadı- ğını söylüyor. Bayram Başkan, henüz kendi sendi- kası Yol-lş adına imza atmamış olmasına karşın, or- tada bir sorun olduğu havasını vermemeye özen gös- teriyor. Sözleşme imzalayanları suçlayan, daha iyi haklar için, kavgaya, ımza atmamaya kararlı bir port- re çizmıyor. Aslında sendikal kültürümüzde, genel- de anlaşmaya varılmış hallerde bile, küçük sorunla- n çözebilmenin aracı olarak tehdit eden, kavgacı üs- lup seçilir. Belli ki ımzalanmamış sözleşmelerde cid- dı bir şeyler daha koparabılmeden çok, sözleşmele- rin ortada kalması kaygısı ağır basıyor. Malumuâlinız önümüz bayram. Bavullar hazırlan- mış, evde yola çıkmak üzere bekletiliyor. Kralın ko- nukluğunda25. hac seferini yapacak Erbakan'ın pe- şinde, nafileden hacca gidecekler arasında sözleş- melerde söz ve karar sahibi tam kadro hükümet cep- hesı yanında sendıkacılar bile var. Tabıi kı sendikacılarımızın çoğunun bavulları, asıl yıllardır alışkın olduklan uzun ve uzak yurtdışı sefer- leri için hazırlanmış bulunuyor. Hacca gidecek bavul- lar ile uzak yurtdışı seferlerine çıkacak bavullann or- tak kaderi ise giderken yan boş ve hafif, dönüşte tı- kabasa, patlayacak kadar dolu halde olmak olacak. Bız bavullan bekletmeme uğruna sözleşmelerin apar topar imzalanmaya çalışıldığı gibi kolaycı bir sonuca ulaşmaya kalkışmadan, ne olup bittiğini anlamaya ça- lışalım: Ne ilginç değil mi, kamu sözleşmelerinın en zor imzalanıyor olması gereken bir süreçte, Türk- Iş'ın, işçilere daha yakın olması gereken hükümetle- rın, geçmişinde yaşanmamış bir kolaylıkta, demeç- lerde 600 bin olarak geçen, gerçekte 500 binin altı- na inmiş bulunan kamu ışçisinin toplu sözleşmeleri bir bir imzalanıyor. Türk-lş Başkanı ve hükümet adına birilerinin imza atarak doğrudan sorumlu olacakları bir protokol im- zalanmamasında anlaşmaya varılıyor. Aslında toplu- sözleşme özerkliği, özgürlüğü anlamında yetkilı olma- yan hükümet ve Türk-lş'in devreden çıkarılmalan gi- bi, hak-hukukaçısından doğru olanı, bırayıptan kaç- ma adına, kâğıt üstünde kalsa da gerçekleştirilmış olu- yor. Bu kez de sözleşme metinlerinde ücret artışlan enflasyona bağlanarak, toplusözleşme hakkının özü, varlık nedeni doğrudan doğruya ayaklar altına alını- yor. 12 Eylül ve Ozal dönemınce ışçilerin sürekli yok- sullaştınlması, kazanılmış haklann gerisıne itilmesi, tek tek yasaklı düzen içinde toplu pazarlık ve grev hak- larının bir işe yaramaması.. gerçeği karşısında, Türk- lş çatısı altında örgütlü işçılerin içgüdüleri ile geliştir- dikleri bir hak arama yolu tarihe gömülüyor.. Bahar eylemlerı, yaz direnişlerinde tek tek sendi- kaların hakları koruyamaması gerçeğine karşı, ta- bandan güçlerıni bırleştiren ışçilerin olumlu kazanım- ları, kamu sözleşmeleri uyuşmazlıklarında bırlikte ha- reket edılmesi, dırenılmesi geleneğinı yerleştirmişti. Kamu işveren Sendikalanna özerk toplu pazarlık hak- kı tanımayan sıyasi iktidartann, hükümetlerin dayat- masına karşı, direnme aracı olarak kurulan ve geriye itılmeye fren olan bu birliktelik ne yazık ki ılk darbeyi kendi başkanlanndan, Türk-lş yönetimınden yemış- ti. Yasa ve hukuk ilkelerine aykın olarak Çiller'e, im- zalanmış sözleşmenın kazanılmış haklanndan geri dönülmesınde, farklann ödenmemesinde ödün veren Türk-lş yönetımi, bir daha toparlanamadı. Geçen dönemin sözleşmelerinde uzun süren pa- zarlık ve direnme de işçinin başan hanesine yazıla- madı. Bu dönem ise bir mücadeleden bile söz ede- bilecek gelişmeler yaşanmadan sözleşmeler imzalan- dı. Önce Şeker ve Demiryolu Işçileri Sendıkalan ka- pıyı açtı. Arkasmdan Türk-tş Başkanlar Kurulu'nun oluş- turduğu pazarlığı güçlendirecek koordinasyon kuru- lu, yeni sözleşmelerin hükümeti zoriamaksızın imza- lanmasına aracı oldu. Susurluk sonrası devletin içıne sızmış çetelere kar- şı, hukuk devleti savaşımında, iktidarı ele geçirmiş, laik cumhuriyeti içinden fethetmeye çalışan şeriat güçleri karşısında, demokrası güçlerı arasında yeri- ni alması beklenen Türk-lş, üyelerinin toplu pazarlık hakkını kullanırken, tarihinde yaşanmamış bir tesli- miyetçı politika ile en büyük primi REFAHYOL iktida- rına veriyor. Bu ne anlama gelıyor? Uzun bir zamandır, işçılerin örgütlü en büyük gü- cü olarak Türk-lş'i aralannda tutmaya çalışan de- mokrasi güçlerinın ittifakı içinde bilinen bir gerçek var Türk-fş başkan ya da uzmanlarının katıldıkları or- tak eylem toplantılarında, Türk-lş'ın kamu sözleşme- leri ımzalanmadan, hükümetle olan işleri çözümlen- meden, hükümete karşı yapılacak eylemlerde olama- yacağı söylenıyor, içinde olunması kaçınılmaz etkın- liklere adını verse de eylem gücünü, işçi ağırlığını ka- tamayacağı bildırıliyordu. Türk-iş'ın öncelikli üyelerinin sözleşmelerinın ım- zalanması, haklarının doğru dürüst alınması savaşı- mma ağırlık vereceği sanılıyordu. Türk-lş'in demok- rası savaşımındaki yeri ve sorumluluğunu alması için, sözleşmelerin bir an önce ve başanlı ölçülerde imza- lanması beklenıyordu. Şimdi herkes, biraz şaşkın, sözleşme özerkliğini rafa kaldıran, işçi haklannı ger- çekten getıye götüren bir sözleşme metnine, hem de hiç zorlanmadan ımza atılmasının anlamını birbirine soruyor, anlamaya, açıklamaya çalışıyor. Ne gam? Önümüz bayram. Bavullar hazır, yol- culuğa çıkmayı bekliyor. Sunar... BU AKŞAM 21.45 Osmanlı' dar» günümüze 500 yıllık serüvec Geçmişe yeni bir gözh bakan Türk İktisat Tari! Defteri beigesı !r Safı akşc ekranlarınızd- J TARIHI EFTERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle