Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15NİSAN1997SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Sermin Sherif in "Indigo" başlıklı enstalasyonu 3 mayısa dek BM Çağdaş Sanat Merkezi'nde
Kımdaktan kefene teırin bezle teması
AHUANTMEN
İtalyan yazar Italo Cahino'nun "Zor
Sevdalar" kıtabındakı, "EvU Çiftin Ma-
ceraa" başlıku öykü. bin gece öteki gün-
düz vardiyasında çalışan bır kan-kocayı
anlatır. Biri uyanırken, öteki uyumaya
yatar. Birbirlerini pek göremedikleri gi-
bi. aralanndaki gerçekanlamdatek 'sıcak
bağ'. yataklanndaki çarşaftır. Sabah eve
gelen adam. kansmm henûz terkettiği ya-
takta. onun sıcaklığını. kokusunu hâlâ
koruyan bölüme ilişir. Çarşafin bir tara-
fi hep soğuk kalır.
Türkiye'dekı ilk kışisel sergisinı BM
Çağdaş Sanat Merkezi'nde açan Sermin
Sherif. 24 saatın önemli bir bölümünde
tenle temas halinde olan bir malzemeyle
uğraşıyor: Yatak çarşaflan. Sergisinde.
bu çok tanıdık, çok samimi malzeme ara-
cıhğıylaCalvino'nundaoöyküsünde sö-
zünü ettığı bır duyguyu yüklüyor mekâ-
na. Tenin kokusunu, ısısını, kıvnmlannı
ve elbette sırlannı taşıyan çarşaf. elle tu-
tulamaz bir gövde metaforu oluveriyor.
Bu gövde doğumda kundakla, yaşam-
da yatak carşaflany la. ölümde kefenle te-
mas halmde. Gövdenin her türlü hahni
paylaşan, deneyimlere açık bir 'tabula
rasa'... Insan yaşamının tûm evrelerinde
karşısına çıkan ak bir sayfa. Ünlü video
sanatçısı BillMoladaannesininölümü ve
çocuğunun doğumu üzerine yaptığı "The
Passing" (Geçiş) başlıklı vıdeo fılminde.
varlık ve yolduk duygulannı görûntüle-
re aktanrken kundak ve kefen bezlennin
zaman zaman üstüste binen görüntüle-
rinden yararlanmış ve yaşamın, bu ıkı
bez arasında kalan zaman sürecındeki ıl-
ginç macerasını anlatmıştı. Sermin She-
rif de benzer bir yol izliyor: Doğum ve
ölüme göndermelerde bulunan yapıtı,
mekânı dolduran bir ses düzenlemesiyle
- soluk alıp veren bir kadın - izlemekte
olduğumuzun, yaşamın bir kesidi oldu-
ğu izlenimini veriyor. Sherif i, kendi de-
T2. eı
enin kokusunu, ısısını,
kıvnmlannı ve elbette sırlannı
taşıyan çarşaf, Sermin
Sherif'in BM Çağdaş Sanat
Merkezi'nde sergilenen
"Indigo" başlıklı
enstalasyonunda bir gövde
metaforu oluveriyor. Doğumda
kundakla, yaşamda çarşafla,
ölümde kefenle temas halinde
olan insan gövdesinin her türlü
halini paylaşan çarşaflar
aracılığıyla, doğum ve ölüm
arasında kalan süreci irdeliyor
Sermin Sherif.
Knstalasyonun kişisel bir
geçmişi de var: "Çocukken
çarşaflann yıkanışını
seyrederdim. Bu çarşaflar
neden bu kadar uğraşılarak
beyazlatılmak isteniyor diye
çok merak ederdim. Üzerinden
geçen zaman unutulsun mu
isteniyordu?"
yişiyle, doğum ve ölüm arasında yani
'anida kalan' zaman ilgilendinyor.
Sermin Sherif ın "Indjgo" adını ver-
diği enstalasyonunda 32 adet kullanılmış
çarşaf yer alıyor. Kısacası. çarşaflann her
biri, 'onlanndeneyimkrini' taşıyan birer
bellek sayfası. Indigo ya da çivıt rengi
ışık içinde, mınimalist bir tarzda yerlere
belli aralıklarla yerleştirilmiş bu katlı çar-
şaflann ve mekânı dolduran soluk alıp
verişlerin arasında dolaşırken 'onlaruT
deneyimleri 'benim' deneyimime dönü-
şüyor. Ötekiyle paylaşılan özel bir an bu:
Sermin Sherif, Muskalar, 1995
Kendimızı ötekinin yenne. ötekini ken-
dimızın yerine koyduğumuz ortak bir ze-
min oluveriyor beyaz çarşaflar.
Enstalasyonun oldukça kişisel bir geç-
mişi var: Çarşaflar, yaşamını yıllardır In-
gıltere'de sürdüren Sermin Shenf ıçin
'çocukluğundan kalan bir haüra.' Sergi-
ye "Indigo" ismini veren de bu: "Çocuk-
ken beni çok etkilemiş olmalı... Çarşafla-
nn yıkanışını seyrederdim. ÇKit kullanı-
hrdL Bu çarşaflar neden bu kadar uğra-
şılarak beya/latılrnak isteniyor diye çok
merak ederdim. Üzerinden geçen zaman
unutulsun mu isteniyordu? Sonra çrvit,
mavi renkliydi ama beyaziaüyordiL- Bu-
na çok şaşınrdım_."
Yaptığı işi "yaşayarak, terleyerek. e-
mekvererek" gerçekleştırmek ısteyen ve
32 adet kullanılmış çarşafi tıpkı çocuk-
luğunda gördüğü gibi yıkayan, ütüleyen
ve katlayan Sermin Sherifin sanatı, bu
yönüyle kendi dünyasının - bütün kadın-
lann, kırsal kesimde olsun, kentte olsun
aynı şeyleri yaşadıklanna inanıyor sanat-
çı - içinden kopup gelen kişisel bir ifade-
nin ürünü. Sergi kataloğunda BeralMad-
nı'nın da değındığı gıbı resimden ensta-
lasyona 'yumuşak bir geçiş' yapan Ser-
min Sherif, önce tuvalin, bezin tek başı-
na bir malzeme olabileceğini keşfetmiş,
sonratuvali parçalara ayirmış, bazen kat-
lamış, bazen sarmalamış ama sonuçta
kendi çerçevesini kırmış.
Ve bu sessiz, 'sır saklar' malzemeyle
yaşamı olduğu kadar ölümü. şefkati ol-
duğu kadar şiddeti çağnştıran bir iş orta-
ya koymuş. Sherif in enstalasyonu, 3 ma-
yıs tarihine dek BM Çağdaş Sanat Mer-
kezi'nde görülebilir.
Oscarlar festivali rahat bırakmadı...
CUMHUR CANBAZOĞLU
Bu yıl ilginç bir festival yaşadı Is-
tanbullu sinemaseverler. Geçmiş
yıllara oranla seyirci sayısı azalır-
ken festival dışındaki Oscar filmle-
nne kaydı ilgi. Ustalann filmleri es-
kısı gibi yükünüaldı almasına,ama
keşfetmeyı seven, yenı isimleri me-
rak eden seyırcı bu yıl sürprizden
uzak durtiü ve salonlara getmetff.
Festival in başında Hürya Uçan-
su'nun da altım çizdıği gibi gençle-
re ustalan tanıtmayı amaçlayan. si-
nefıllerin özlediği 'avnnü'yı geti-
ren bir programdı bu yılki organi-
zasyon. Kimse program \çin kötü
demedi. ama seyirci azalmasında
Oscar filmlerinin olumsuz etkisi
yanında aşın film sayısına, yüksek
bilet fiyatlannm da etkisi olabilece-
ği söylendi.
16. yaşını dolduran festivali ya-
kından ızleyen sınema ınsanlan da
aşağı yukan bu görüşlerdeydı:
Mustafa AKıoklar (Yö-
n e t m e n ) : Fcstıvalde o kadar çok
sayıda film vardı ki hangısıni izle-
yeceğiz diye şaşkına döndük. Film
sayısını ındirip daha derli toplu bir
program sunmak, bence doğnı ola-
cak. Bir de bu yıl Beyoğlu'nda kar-
şılaşhğım insanlann Shine'a, Jerry
Maguire'a gittiklerini gördüm, ge-
çen yıllarda böyle olmazdı. Os-
car'ın hemen arkasından ödül alan
filmler ya da adaylar yeniden gün-
deme gelince festival izleyicisi iyi-
ce dışanya kaydı. Gelecek yıllarda
az, ama kahteli filmler seçilmesıni,
toplu gösterilerin artarak sürmesı-
ne özen gösterilmesini istiyorum...
Bu yıl fılmlerde ara olmaması fes-
tivalin artılanndandı. müthiş bİT si-
gara tıryakısıyim, ama fılmi arasız
seyretmek daha keyıf venyor.
Behlç Ak (Çlzer, Yönet-
mfifl): Festıvaldakı fılmlerin bir
kısmı piyasada gösterime girecek
filmlerdi, ikincisi bu yıl diğer sine-
malarda da çok kalitelı filmler var-
dı Bir de bilet fryatlan çok yüksek
olunca seyirci sayısı düştü. Genel
olarak film seçimini başanh bulu-
yorum. Her yıl bazı yönetmenlen
öne çıkarmalan güzel bence. Bu-
nueTlenn getirtilmesi, Elia Ka-
zan'ın davet edilmesi ve 'America,
America' gibi bir filminüı gösteril-
mesi çok hoştu ve seyirci de bu hoş-
luklan değerlendirdi zaten. Bu da
seyircinin ilgisininbitmediğini fes-
tivaldeki en ufak bir yeniliği bile iz-
lediğini gösteriyor. Aslında tstan-
bul Festivali bir ölçüde sinemanın
son durumunu, uluslararası marke-
ti yansıtıyor, dünya festvallerinden
toparlanmış bir program yapılıyor.
O yıl kaliteli film üretilmemışse yö-
neticilerin yapabileceği fazla bir şey
kalmıyor
İSil özgentürk (Yönet-
men ve Senaryo Yazan): Bu
yıl çok iyi takip edemedim, ama
festivalin Istanbul için bir gerekli-
lik olduğuna inanıyorum. Hemen
Film sayısının çok fazla oldufiunu
belirteyım: B ve C tıpı fılmlen bol-
ca getiriyorlar. Doğal olarak bu
filmler seyircıyi tatmin etmiyor. O-
nun için film sayısının azaltılıp ka-
litenın arttınlmasından yanayım.
Bunun dı şında çok sevdiğim Bunu-
el'in filmlerinin oynaması çok ho-
şuma gitti. Ancak ilginçtir, Bunu-
el'le yeni taruşan sinema seyircisi
bir zamanlann en devrimci yönet-
meninı geride buldu. Festival dışın-
da gösterilen Dalgalan Aşrnak, Shi-
ne gibi filmler de sanki biraz seyir-
ci sayısını azalttı gibi.
Yavuz özkan (Yönet-
men): Sinema işletmecilen festi-
val seyircisinde bır düşüş olduğunu
söylüyor, ama zaten genelde sinema
seyircisinde bır düşüş var. İstatıs-
tiklerden. Eşkıya'nın yaptığı giriş
çıkartıhrsa geçen yıla oranla hası-
latlann ç ok kötü olduğu görülecek-
tir. Programa gelince, festivalin se-
çiminden memnunum. Istanbul
Festivali giderek çok özel bir festi-
vale dönüşüyor. Yelpaze çok geniş;
Bunuel'ler var, ustalar var; Ameri-
kan bağımsız sinemasıylatanışıyor
seyirciler. Ben Beter Greenaway'ın
Sayılarda Boğulmak filmini çok
sevdim. Tavernier'nin Yüzbaşı Co-
nan'daki savaş sahnelerinin bugüne
kadargördüğüm en iyi savaş sahne-
si olduğunu söyleyebılirim. Win
VVenders'in Ne Kadar Uzak o Ka-
dar Yakın'mı çok beğendim. Ara-
• Bu yıl gençlere
ustalan tanıtmayı
amaçlayan bir
program ile 16.
yılına giren
Uluslararası
Istanbul Film
Festivali,
piyasadaki Oscarlı
filmlerden epeyce
etkilendi. Festival
sinemalannı
dolduranlar ise yıl
boyu Avrupa filmi
özlemi
çekenlerdi...
nırsa birçok hata bulunabilİT, ama
ben festivali heyecanladestekleme-
yi sürdürüyorum.
Hale Soygazl (Oyuncu):
Sezon boyunca yalnız Amerikan
filmi izliyoruz; tıcari ağda Avrupa
smemasının bile yen yok. Bu açı-
dan festivalin smefillere yönelik ol-
ması. klasikleri göstermesi, yeni
yönetmenleri tanıtması, Asya, Af-
rika gibi fılmlerine hiç ulaşamadı-
ğımız sınemalan getirmeleri önem-
li bence. Bu açıdan Istanbul Festi-
vali, üzerine düşeni başanyla yeri-
ne getiriyor. Gelecek için önerim
insanlann keşfetme duygulanna
yönelik bölümlenn zenginleştiril-
mesi. Sinemasuu bilmediğimiz ül-
kelere daha fkda yer aynlabilir. ttal-
yan sınemasını çok sevdiğim için
özel olarak bu filmlenn sayısının
arttınlmasını da diliyorum.
Adalet Dinamit (Alkazar
Bir grup tiyatro sanatçısı, Moliere'in ünlü oyununu sahnelemek üzere buluştu
Inisiyatif bır çahşma: Tartuffe
DUYGU DURGUN
Hepimizin bildıği, tanık olduğu, belki de
yaşadığı bir öykü bu. Yüzyıllar öncesıne de
ait olabilir, günümüze de. Gülünç de olabilir,
trajik de. Bilinen tek gerçek, insanın insana
uyguladığı şiddet ve baskının tarihin her dö-
neminde onanlması güç hasarlara yol açtığı.
Konumuz Moliere'in 'Tartuffe' adlı oyunu.
Radıkal dini akımlann baskı ve vahşeti altın-
da acı çeken: bedelini öncelikle kadınların ve
tüm ülke halkının ödediği ülkelerden birinde
geçiyor öykü. Kimilerine göre vodvil tadın-
da bir güldürü olan 'Tartuffe', kimilerine gö-
re toplumsal bir trajediye parmak basıyor.
Devlet Tiyatrolan ve özel tiyatrolardan bir
grup sanatçı, ınisiyatif bir çalışmayla bir ara-
ya gelerek Moliere'in her çağa damgasını vu-
ran bu ünlü yapıtını sahnelemeye karar ver-
di. Ancak 'Tartuffe' bukezkeyifli saatler ge-
çirmeyi vaat etmiyor. Tam tersine, çağımız-
da ürkütücü bir tırmanışa geçen köktendincı
akımlann yol açtığı siyasi, toplumsal trajedi-
ye göndermelerde bulunuyor.
'Tartuffe', 1664'te yazılmış. Dine hakaret
ettiği gerekçesiyle ilk temsihnde yasaklan-
mış. 17. yüzyıl Fransası'nda ülkenin her ya-
nında örgütlenmiş 'Saint-Sacrement' tarika-
tı, Molıere'i ve yapıtını yakarak yok edilme-
ye mahkûm etmiş. Moliere dın ve yobazhk
ikilemini işlemerun bedelini çok ağırödemış.
Istanbul Etevlet Tiyatrosu'ndan Nesrin Ka-
zankaya ve Ozden Çiftçi. 'Tartuffe'ü bir dra-
maturgi çalışması olarak yeniden düzenlen-
'Tartuffe'u yeniden düzenleyen Nesrin Kazankaya Oe oyunda rol alan Köksal Engür.
mişler. tstanbul Sanat Merkezi Kumpanya
Sahnesi'nde sergilenen oyunda Tamer Le-
ventKöksal Engûr, Özden Çiftçi, Figen Ev-
ren,Özdemir Çiftçi ve Eraslan Sağlam yer alı-
yorlar. Oyun bu sezon sadece 9 temsılle (pa-
zar ve pazartesi günleri saat 19.30) tiyatrose-
verlerle buluşacak. 'Tartuffe'un rejisinde se-
yirci için sürprizler düşünülmüş. Oyun, kla-
sik sahnede değil, binanın olanaklan ölçü-
sünde, aynı anda birden çok mekânda sahne-
lenecek. Oyunun belkemiğini oluşturan dra-
maturgi yaklaşım şu sorulara yanıt anyor:
"Vobaznk nedir? Dini inançlarda tutucıiluk
ne zaman bir tebJike oluşturur? Kendi yaşa-
mını ve yakın çevresini inançlan doğrultusun-
da bir yaşanı biçiminerorlavan bireyler ve tek
vakalar, toplum düzeni için bir dayatmaya na-
sıl ve ne zaman dönüşür?"
Dramaturgi çalışmasına imza atan Nesrin
Kazankaya, bir sanatçı olarak. radikal dinci
akımlann güçlendiği şu günlerde tüm dünya-
da ve Türkiye'de yaşananlardan etkilendiğı-
ni belirtiyor, ancak olaylan birebir Türkıye'ye
uyarlamaktan kaçınıyor. "Tartuffe'ü, günü-
müzde de ürkütücü bir brmanışa geçen radi-
kalizmi günceUeştiren bir j aklaşımla ek almı-
yoruz. Olavlann geçtiği yer Cezayir de olabi-
"Br,Fransa"da"
Genellikle ınisiyatif projelerde çalışan Ka-
zankaya, yaşamın içinden sorunlan anlatma-
ya yöneliyor. Ikı yıl önce Mahir Günşıray,
Özden Çiftçi ve Ayşe Lebriz Günşıray'la bir-
lıkte kaybedilen ınsanlar üzerine 'Kaybolma
Czerine Bir Oyun' adlı çalışmayı gerçekleş-
tiren Kazankaya, inisiyatif projelere çok
önem veriyor. "Böyle projelerde parayokhır,
pulyoktur. Sadeceözveri vannr. İnisiyatif pro-
jelerin en önemli özelliği sadece ve sadece sa-
natçtlann ga>reti\it ortaya cıkmasıdır. Türk
tiyatrosundaki kıpırdanış w aübm önemli öl-
çüde bu tip çalışmalarda yaüyor."
Dev let Tiyatrolan 'nın çahşma ortamından
sonra böyle projelerde yer almak ne gibi fark-
lılıklar taşıyor? "Bir kurumda çalışrvorsanız
befli bir süreniz ve o sürenin sonunda oyunu
sahnelemek gibi bir zorunluluğunuz vanhr,
ama inisiyatifprojelerde böyle dcğildir. Örne-
ğin btz 'kaybolma' üzerine çalışırken son gün
teksti baştan aşağı değiştirerek yeniden yaz-
dık ve öyle sahneJedik."
tnisiyatif çalışmalann kendi seyircisini ya-
ratan çahşmalar olduğunu belirten Kazanka-
ya. sahne- seyirci ilişkisinı yeniden oluştur-
mayıamaçlıyor. Seyirci, yabancısı olduğu bir
evde bir ailenin öyküsüne tanık olacak. Her
şeyı göremeyecek ama hissedecek. Bazen bir
kapı aralığından izleyecek oyunu. Gecenin
sessizliğini bozan gürültüyüteypten değil so-
kaktan gelen gerçek gürültüyle hissedecek.
"İnisiyatif çalışmanın bir özelliği de ken-
di seyircisini oluşturmasıdır" dıyor Kazan-
kaya. "Başkatürlübirsevircioluşturmakicin
biraz riziko almak gerek. 600 kişiyi 10 kişiye
yeğlerim. Benim ve arkadaşlanmın politik,
ideolojik \e tiyatro kimliği bagiamında söyle-
mek istediği bir şey var."
Slneması yönetlcisi): Bu yıl
festıvalle aynı tanhlerde piyasada
oynayan filmler çok güçlüydü. Ay-
nca bilet fiyatlan da pahahydı. Gö-
nül ister ki kültürhizmeti yapan fes-
tival bilet fiyatını aşağıda tutsun.
Ancak bol konuklan oluyor, bütçe-
leri giderleri zor karşılayabıliyor.
Tüm bu nedenlerle seyirci sayısın-
da düşme yaşaruyor, Benim prog- •
ram konusunda hiçbir ıtırazım yok.
Genç kuşağa sunulan klasiklerin
yanında 1996'da çekilmış eli yüzü
düzgün filmler seyirciye ulaşıyor.
eleştirmenler de yazilanyla seçime
yardımcı oluyor. Bol film sorun gi-
bi görülmemeli. seyirci artık seç-
meyi öğrendi; arada sırada hayal kı-
nklığına uğramak da çok doğal. Ge-
lecek için festivalin ana başlıklan-
nın devam ermesinı, her yıl ustala-
ra saygı bölümlerinın olmasmı isti-
yorum. Bu yıl olduğu gibi Amen-
kan Bağımsız Sineması gibi ilginç
bölümlerin seyirci sayısını arttıra-
cağma inanıyorum
Turgay Fişekçi (Yazar):
Festivali her yıl coşkuyla karşılıyo-
rum: çünkü yıl boyu yerli sinema-
larda izleyemediğimiz birçok filmi,
Fransız ve İtalyan sınemalannın ör-
neklerini, 3. Dünya ülkeleri sine-
malannı festivalde buluyoruz. Us-
talar bölümleri de sinemanın geç-
mişini genç kuşaklara tanıtma açı-
smdan çok yararlı. Yıl boyu bu boş-
luğu dolduracak bir sinematek ya-
pılanmasıda artık tartışılmalı. Çün-
kü program ne kadar zengin olursa
olsun, yılda 15 günlük gösten dü-
zeni sinema kültürüyle ilgilenen in-
sanlara yetmıyor.
Bence festivaldeki seyirci azhğı
sanatınher alanmda yaşanı-
yor. Kasette, kıtapta. tiyat-
roda aşın fıyat artışı, satışı
süreklı düşürüyor.
Uğur vardan (Eleş-
tlrmen): Buyıl fesmalın
ilk haftasında suskun da% -
ranan seyirci ikinci hafta ha-
rekete geçti ve özellikle
Çarpışma, Şehvet ve tntı-
kam, Sayılarda Boğulmak
gibi filmler kapah gışe oy-
nadı. Ancak bunlann genel
eğilimi için fikir verebile-
ceğini sanmıyorum, çünkü
Cronenberg, Cox ve Gre-
enavvay. festival seyırcısinin
'ne çekse' izleyeceği ısün-
ler. Ben kendi adıma özel-
likle Emek Sıneması'ndaki
filmlenn geçmiş yıllara
oranla boş kolruklara oyna-
dığını gözlemledim. Bunda
festivalin tercihlennin rol
oynayıp oynamadıgına ge-
lince; Elia Kazan'ın ve ^ri
Menzel'in yapıtlanna ilgi
yoktu. Fitaş-3 ve Fitaş-5'te
oynayan filmler de salonla-
nn küçük olması bakımm-
dan doluydu. Seneye hem
popüler, hem de entelekrü-
el seyirciyi kavrayacak
filmlere yönelmek mantık-
lı olabilir. Aklıma gelen ilk
ısım de Alfred Hitchcock.
Kişisel olarak 1998'des-
por filmleri, westem klasik-
leri ve gerilim klasikleri
toplu gösterilerinin prog-
rainda yer alabileceğini söy-
leyebilirim.
in nesimleri Dallas'ta
I Kültür Servisi - Çalışmalannı 1987 yılından bu
yana Amerika'da sürdüren Ertuğnıl Ateş, Dallas
kentınde 6-29 mayıs tarihleri arasında kişisel bir resim
sergisi gerçekleştirecek. Sanatçının yaklaşık 15 tuval
üzerine yağlıboya resminin yer alacağı kapsamlı bir
katalog da sergi süresince sanatseverlere sunulacak.
Dallas kentindeki bu sergi Internet aracılığıyla tüm
dünyaya tanıtılacak ve pazarlanacak. Ertuğrul Ateş'in
İnternet adresi şöyle: www. ateş.com.flash.
Necatign ŞHP Ödüki Ergülen'in
• Kültür Servisi - Şaır Behçet Necatigil anısına
geleneksel olarak düzenlenen Necatigil ŞiirÖdülü'nü
bu yıl Haydar Ergülen kazandı. Adalet Ağaoğlu,
Füsun Akatlı, Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Fethi Naci,
Hilmı Yavuz ve Tahsin Yücel'den oluşan seçiciler
kurulu, bu yılki ödülün '40 Şiir ve Bir' adlı yapıtıyla
Ergülen'e verilmesini kararlaştırdı. Ergülen"e ödülü,
1979'da yitirdiğimız Necatigirin doğum günü olan 16
nisan çarşamba günü, Yapı Kredi Sermet Çifter
Kütüphanesi'nde düzenlenecek törenle verilecek.
Aziz Nesin yeniden İsveccede
• STOCKHOUvl(Cumhurivet)-Azız Nesinin 15
öyküsünden oluşan bir kıtap ısveç'in genç
yayınevlerinden Leandennalmsten tarafindan "Sizin
Memlekette Hiç Eşek Yok mu?' başlığı altında ve Ulla
Lundström'ün çevirisıyle yayımlandı Öykülerin
seçimini de yapan Lundström. kitabın basın
tanıtımında şöyle diyor:
"'Aziz Nesin'i bu öykü seckısiyle tanıyın. Hepsi,
büyük bır fantezinın ve akıl almaz derecede
çarpıcılığm birer örneğı. Politikacılan iğnelerken,
zengınlerin ya da hepimizin budalalığıyla alay ederken
kullandığı vnrucu ve yalın biçem, okumayı
kolaylaştınyor ve okuru güldürüyor.
Nesin "le birlikte bir okuma serüvenine atılan hiçbir
lsveçli, asla düş kmklığına uğramayacaktır."
Landström. daha önce de Orhan Veli'nin şıirlennden
oluşan birkıtabı Is'veççeye kazandırmıştı. Isveç
Radyosu'nda yapımcılık da yapan yazar, aynı
zamanda Demir Özlü'nün eşi.
Kutiu Adahdla yanşması sonuçlandı
•Kültür Ser\isâ - Tarih ve Toplum dergisi ile FEST
Seyahat Acentesi'nin bu yıl Kıbns'ta öldürülen
gazeteci Kutlu Adalı anısına düzenlediği 'Gezi Dialan
Yanşması" sonuçlandı. Fahri Aral, lsa Çelik, Ara
Güler, Sabıt Kalfagil ve Engın Özendes'ten oluşan
değerlendirme kurulu binnciliğe "Meksika'
diası ile Lütfiye Eroğlu'nu. ıkinciliğe 'Karmandu'
diasıyla Deniz Teztel'i. üçüncülüğe ise 'Ispanya' adlı
diası ile Edibe Bugra'yı değer gördü.
Ödüller bugün Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde
saat 18.30'da düzenlenecek törenle sahiplenne
verilecek.
Yaşar Kemal ödül için İsveç'te
^ ı M •STOCKHOLM
(Cumhnriyet)-Yaşar
Kemal, İsveç'teki bir
vakıf tarafindan verilen
"Özgür Söz' ödülünü
almak üzere isveç'te.
Uppsala'da bulunan
Kenne Fant-Özgür Söz
Vakfı tarafindan iki yılda
bir verilen Monismanien
Ödülü'nün bu yılki
sahibi olan Yaşar Kemal,
çarşamba günü 30 bin
Isveç Kronu (500 milyon
TL) tutanndaki ödülü
alacak. Kemal, törenin
ardından Uppsala Üniversitesi'nde bir konuşma
yapacak. Kemal'i, Uppsalalı öğrencilere yazar
Mehmet Uzun tanıtacak. Etkinlikler akşam yemeğiyle
birlikte sürecek.
Psikolojinin sanata etkisi
• Kültür Servisi - Aylık kültür-sanat dergisi Berfın
Bahar. nisan sayısında 'Gerçek Sanatçı' ve
"Psikolojınin Sanata Etkisi'ni inceliyor.
Derginin kapak konusunu Muzaffer Onıçoğlu'nun
konuyia ilgilı yazılan oluşturuyor. Oruçoğlu, 'insanın
görünmeyen cevherini, incelik örgüsünde döven bir
duygu işçisi" olarak tanımlıyor sanatçıyı.
Sanatçının portresini çizdikten sonra, sanatın topluma
vansımasını, toplum üzenndeki etkisini ele alıyor.
Ibrahim Üçyol ise "Psikolojinin Sanata Etkisi' başlıklı
yazısında konuyu toplumsal ve günümüzün
değişen değerleri bazında inceliyor.
Dergide araştırmacı yazar Abdullah Rıza
Ergüven 'Uzayın Dennliğine Doğru: İnsan
Tannlaşmaya Başladı' ve Ali thsan Sakmaz 'Güney
Kafkasyalı BirTopluluk: Lazlar' başlıkJı
yazılanyla yer alıyor.
Aydm Doğan Roman
Ağaoğlu'na veriHyor
• Kültür Servisi - Aydın
Doğan adına her yıl 15
nisanda verilmek üzere
düzenlenen roman
ödülü, bugün
düzenlenecek bir törenle
Adalet Ağaoğlu'na
verilecek. 105basılmış
ya da basılmamış yapıt
üzerinde çalışan. Vedat
Günyol'un
başkanlığında Adnan
Benk. Cevat Çapan,
Nükhet Esen, Talat
Halman. Doğan Hızlan,
Zeynep Kerman. Fethi
Naci, Zeynep Oral, Şara
Sayın ve Tahsin Yücel'in yer aldığı seçiciler karulu, 6
milyarTL tutanndaki ödülün Ağaoğlu'nun 'Romantik
Bir Viyana Yazı' adlı yapıtma verilmesini
kararlaştırmıştı.
'Kapdeş Sofrasr Yunus Emre
Kültür Merkezi'nde
• Kültür Servisi - Ankara Sanat Tiyatrosu (AST),
Yeşim Dorman"ın yazdığı. Rutkay Aziz'in sahnelediği
'Kardeş Sofrası" adlı oyunu 28-29 nisan tarihleri
arasında Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde
sergileyecek. Yeşim Dorman'ın Mine G. Soulnier'in
'Gülün Öteki Adı' adlı yapıtindan esinlenerek
yazdığı 'Kardeş Sofrası' adlı oyunda, tarih boyunca
özgürlük adına mücadele edenlerle hiçbir şey
üretmeden yaşayanlann karşı karşıya
gelişleri, tarihsel belge ve kitaplara dayandmlarak
anlatılıyor.