23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 NİSAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk-Iş'te kavga büyüyor. Petrol-Iş Genel Başkanı Yıldırım: Türk-Iş mücadelemize gölge etmesin 4 Işçi lıaklan hükümete teslimANKARA (CumhuriyetBü- rosu)- Hûkûmetina eşd mobfl" sistemini temel alan toplusöz- leşme önerisine karşı çıkma- sına karşın sendikalan bir a- rada tutamayan Türk-îş yöne- timi, bunalımla karşılaştı. Hü- kümetin önerisine razı olma- yan sendikalann ağır tepki- siyle karşılaşan Türk-tş Ge- nel Başkanı Bayram Meral, sendikalar arasında bölünme yaşanmasıyla bu noktaya ge- İindiğiııi doğrulayarak, teşki- latın sıkıntıya sokulduğunu söyledi. Türİc Harb-Iş ve Pet- rol-lş genel başkanlan, koor- dinasyon kurulu oluşturulma- lanna karşın iktidara etkin mü- cadele edemeyen ve hüküme- te yakın sendikalara karşı çıkamayan Türk- Iş yöneticilerini "teslimiyetçilikle'' suçla- dılar. Tüık-Iş Başkanlar Kurulu, 3 Aralık 1996 tarihinde yaptığı toplantıda, satın alma gü- cünde meydana gelen kayıplann gideril- mesiyönündekararalmıştı. Türk-lş'in yap- tığı araştırma, kayıplann giderilmesi için ücretlere yüzde 138-146 oranlannda artış yapılması gerektiğini ortaya koyarken Şe- ker-tş ve Demiryol-îş, kümülatif olarak yüzde 58.7'lik bir artışa ve ikinci 6 ayın B a y r a m M e r a l v e S a I i m u s l u s ö z d ü e l l o s u n a g i r d i Sözleşmede konfederasyon çekişmesi ANKAKA(CnmhurryetBörosa)-Toplusöz- leşme görüşmeleri konfederasyonlar arasında da kavgaya neden oldu. Hak-Iş Genel Başkanı Samu Ushı, "Kimse kendi basiretsiztiğioe Hak- tş'i gerekçe göstennesm" derken Bayram Me- ral, "Çok başanlüarsadaha iyizara t M u t h " dedi. Uslu, dûnkû toplusözleşme imza töreninde, Türk-tş'in yürüttüğü pazarlıklar sonucu gelinen nokta üzerinden sözleşmeyı bagıtlamasına yö- nelik eleşbrileri yamtladı. Bazı sendikacılan "kBkançhkveöfke" içindeolmaklasuçlayan Us- lu, "Kînisenin kendiiçsoruniannı aşmasmıbek- femek zorunda değikiik. Kimse eü kolu bağlan- dı diyebfcdsuçlavamaz" dedi. Uslu, 10 nisan per- şembe gecesi Meral'i aradığını ve anlaşma nok- tasına geldiklerini bildirdiğini anlaürken şun- lan söyledi: "Kendi aralarmda birliktelik sağ- layamayanlaria "Acaba biz birliktelik sağlaya- bilir miyiz' diye çok gayret ettim.'Yavru kon- federasyon ' diyerek komptekslerinizi yenemez- sniz.Henıücretierdegeünennoktayısahiplene- cekhemdeinızaatnıaya<sksuuz.Buçefişkiyiaıı- latamazsıntz.Sendikaltckelohışturacaksın,top- hısözleşmedc özveri bekleyeceksm. Türkije ne çekiyorsa tekeHerden çekiyor. Sendikal tekeüer getişmeyi önlüyor." Bayram Meral ise Uslu'nun sözlerine, "W- zim akhğımız zammın altma imza attılar. Ken- disine tetefonda' Imzalamayın' diye rica ettim. Ama olmadL Eşelmobil bu haliyle yürümez,yü- rümeyecektir. Çünkü bunu yürütecek teknik bügisayar ağı yoktur" yanıtını verdı. başında eşelmobil sistemine geçilmesinı içeren sözleşmeye imza attılar. Bunun üze- rine 10 Mart 1997'detoplanan Başkanlar Kurulu'nda, sözleşmelerin tek elden yü- rütülmesi için koordinasyon kurulu oluş- turulması karan alındı. Hükümetle Türk-îş arasında gerçekleş- tirilen pazarlıklann sonucunda, 8 milyon lira seyyanen ve 3.5 milyon liralık kıdem zammının herkese uygulanması konusun- da anlaşmaya vanldı. Türk-lş'in düşük ücretler için istediğı 2 milyon liralık iyi- leştirmeyi hükümet 1 milyon 400 bin lira olarak belirledi. Dok Gemi-Iş, Ağaç-lş ve Hava-îş'in ar- dından diğer sendikalann da birer birer sözleşme imzalamaya başlaması üzerine Türk-lş protokol imzalamadan görüşme- leri bitirdi. Koordinasyon Kurulu'nda bu- lunan Tes-lş, Haber-lş ve Orman-tş'in, hükümetle görüşmelerinde karşı çılctık- lannı söyledikleri öneriye göre sözleşme- lerini bağıtlamalannın ardından, yine bu kurulda yer alan Teksifve Türk Metal sen- dikalannın da sözleşme imzalamak üze- re olduklan öğrenildi. Başbakan Yardım- cısı Tansu Çüler, sözleşmelerin tek tek bağlanmasının ardından dün Türk-lş Ge- nel Merkezi'ni ziyaret etti. Bayram Me- ral, "Basbakamm" diye hitap ettigi Çiller'e, "sözteşmelerin üç aşağı-bes. yukan masa başında sonuçlanmasından memnuniyet duyduğunu" belirtirken, imzalanmayan sözleşmeler için de Kurban Bayramı ön- cesinde avanslann ödenmesini istedi. Meral'in, genel başkanı olduğu Yol-tş Sendikasf nın Başkanlar Ku- rulu toplanhsında ise "eşehno- bfl" sistemiyle bagıtlanan söz- leşmeleri genel hatlanyla eleş- tirerek, çelişkıye düştü. Pet- rol-îş Genel Başkanı Bayram Yıktanm ise dün yaptığı yazı- lı açıklamada, kımi sendikala- nn birliği bozucu davrandığı- nı belirtirken, "Türk-tşyöne- timi ise eşgüdümün sağbinma- a yönünde.gereken örgütsd ta- vır ve sonımluluğu orta>l a ko- yamamış, aksine seyirci kaJ- mışür" dedi. Harb-lş Genel Başkanı tz- zet Çetin de ışçi haklannın hükümete teslim edildiğini bil- dirdi. Çetin eşelmobil siste- miyle sendikasızlaştırma sü- recinın başlatılacağına dıkkat çekti. Türk-lş'ten ayn olarak ilk 6 ay için yüz- de 40'lık artışa imza atan Hava-lş Genel Başkanı Aüiay Ayçin de Türk-îş'i politi- kasızlıkla suçlayarak. "Başkanlar Kuru- hı'nda istenen 24 ayhk geçmiş kayıplann telafısiydi. Gelinen nokta ihtiyaçlim kar- şılamadığı için önümüzdeki dönem sorun- lan çözecek de değiL Türk-lş, sadece ken- disine danışti. Kendisüıin sadece yetkili ol- duğubirdönem. tşçüerdendestektstenme- nuştir" dedi. DlSK in projesi Sendikal hak ihlali takip edilecek • "Sendikal Hak thlalleri Ulusal îzleme Komitesi" projesiyle sendikal haklann geliştirilmesini hedeflediklerini kaydeden Budak, projenin, Avrupa Komisyonu tarafından MEDA demokrasi programına alındığını bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu (DİSK), Ulus- lararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerinin ve tavsiye kararlannın uygulanmasmı izlemek üzeh "Sendlkal Hak thlalleri Ulusal tzfcme Ko- mttesi" (UİK) projesi başlatıyor. Projenin tanıtımı için düzenlenen toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesinin önün- deki en önemli engellerin ekonomik, siyasal ve demokratik eksiklikler olduğunu söyledi. Çalışma yaşamını düzenleyen 12 Eylül dö- neminden kalma yasalann yasaklarla dolu ol- duğunu vurgulayan Budak, "Bu yetmezmiş gi- bi Idmi işverenler ve kamu yetkilileri yasadışına çıkarak fîili engellemeler yaratmaktadır. Bu du- nım, birçok kez ILO gündemine gelmiş ve ül- kemiz kmanarak> F asal değişikfikler yapılması is- tenilmiştir" dedi. UİK projesiyle sendikal haklann geliştirilme- sini hedeflediklerini kaydeden DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, projenin, Avrupa Ko- misyonu tarafından MEDA demokrasi progra- mına alındığını bildirdi. Avrupa Birliği Türkiye Temsilciliği Başkan Yardrmcısı Jörg V. Keteİsen, aktif ve iyi çalışan sendikalann varhğının demokrasi için kaçmıl- maz olduğunu vurgulayıp Avrupa Komisyonu olarak Türkiye'de sendikal hareketin gelişme- sine katkıda bulunmak istediklerini söyledi. Ke- telsen, sendikal hak ihlalleri, sendikal eğitim ve dokümantasyon konulannda yapılacak çalış- malann, sendikal özgürlüklerin geliştirilmesin- de yardımcı olacağına inandığını belirtti. DlSK Genel Sekreten Kemal Daysal da Tür- kiye'nin, ILO sözleşmelerinin ihlal edilmesi nedeniyle sık sık eleştirildiğini vurgulayarak komisyonun yasal düzenlemelerin değiştiril- mesi konusunda tavsiyelerde bulunduğunu kay- detti. Kemal Daysal, DlSK ve ETUC'un (Avrupa Sendikalan Konfederasyonu) bu durumu dik- kate alarak Türkiye'deki sendikal hak ihlalleri- ni izlemek amacıyla UİK kurulmasına ve ha- zırlanacak raporlann uluslararası kuruluşlara ve Türkiye hükümetine iletilmesine karar ver- diklerini bildirdi. Swissotd'den sonra şimdi de İSKİ, Dohnabahçe Sara>ı'nın havalandırma kanallannı tıkamak üzere. ISKt, sarayı havasız bırakıyor Istanbul Haber Servisi - Dolmabahçe Sarayı'nın önünde kanalizasyon çalışması yaparken sarayın ha- valandırma sistemini tahrip eden İSKİ, bütün uyan- lara karşın çalısmasıru sürdürüyor. Saray yetkilileri, havalandırma sistemini çevreley en tonozlann iş ma- kineleri tarafından parçalandığıru öne sürdü. Swis- sotel'in inşaat çalışmalan sürerken havalandırma ka- nallan tıkanan ve buralarda biriken metan gazı ne- deniyle daha önce tehlike atlatan Dolmabahçe Sara- yı yeni bir tehlikeyle karşı karşıya. Çalışma için ken- dilerinden izin alınmadığı gibi, haber dahi verilme- diğini öne süren Dolmabahçe Sarayı yetkilileri şun- lan söyledi: "Kısa bir süre önce sarayın önündeld alanda İS- KJ, izmahnakşöytedursun. haberdahivermeden ça- uşma bafiatU. Çabşmalar, boyutu genişleyerek siirü- yor. Çakşmaiar, daha önce olduğu gibi kanallan iş- levsiz hak getirebiür endişesi var. Çünkü tonozlar tahrip olmuş. Havalandırma kanallan. Snissotel'den Dolmabahçe Camisi'nin karşısındaki saray tiyatro- sunun bulunduğu yere kadar uzanır." ÎSKİ Basm Danıştnanı Zübeyir Yetik,yapüan ça- hşmanın, Swissotel dahil bölgenin atık sulanmn Ku- zey Haliç Kolektörü'ne bağlama çalışması olduğu- nu söyledi. İSKİ, çalışma sırasında sarayın havalan- dırma sisteminin tahrip edildiği iddialanyla ilgili de yazılı bir açıklama yaptı. Çalışma ile ilgili saray yetkililerinden kültür tanı- tun yardımcısı thsan Yücelve teknik başkan yardım- cısı Zeki Aybek ile görüşüldüğü belirtti. Sarayın ha- valandırma sistemine zarar verildiği şeklindeki id- diayı reddeden İSKİ aynca, saray yetkililerinın salı ve perşembe günleri çalışma yapılmaması şeklin- deki isteklerine uyulduğunu belirtti. Hak-isle sözleşme REFAHYOL imzada gösteri yaptı • Hak-îş'in 20 bin işçi adına gerçekleştirdiği toplusözleşmenin imza töreninde gösteri yapıldı. Çiller, daha önce toplusözleşme anlaşmazlığında "kan emici" olarak suçladığı işçilere "Evlatlanm" diye seslendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAH- YOL hükümeti, RP'ye yakınlığıyla bilinen Hak- Iş'in 20 bin işçi adına gerçekleştirdiği toplusöz- leşmenin imza töreninde gösteri yaptı. Dışişle- ri Bakanı Tansu ÇDIer, daha önce toplusözleş- me anlaşmazlığında "kan emid'' olarak suçla- dığı işçilere "Evtatlannr diye seslenirken; Baş- bakan Necmettin Erbakan, "Emeğin değerini ko- rumak bizim inancunız gereğkür" dedi. Türk-tş'in yürüttügü pazarlıklarda masaya getirilen. 8 milyon liralık seyyanen. düşük üc- retlilere 1 milyon 400 bin liralık iyileştirme, üzerine ilk 6 ay için yüzde 38 zam ve 3.5 mil- yon liralık kıdem zammı önerisini kabul eden Hak-lş'in 20 bin işçi adına gerçekleştirdiği top- lusözleşme dün imzalandı. Başbakan Necmettin Erbakan, memur ve emeklilere Temmuz 1996-Ocak 1997 arasında yüzde 250-300'lere varan oranlarda zam yapıl- dığını ileri sürerken, köylülere de 3 kat daha faz- laparaverdiklerini savunda Bu toplusözleşmey- le de çeşitli dengesızliklerin ortadan kaldmldı- ğını söyleyen Erbakan, "tşte güzel bir Türkiye, yönetnniylehalkrytaloıcakİaşan birTürkKe" di- ye konuştu. Çiller de "Çok değerii, sa>gıdeğer kardeşle- rBn* diye söz ettigi işçilerle geçmişte zor gün- ler yaşadıklannı belirtti. Büyümenin eksi 6'la- ra düştüğü, döviz rezervmin kalmadığı dönemin geride kaldığıru anlatan Çiller, "işçilere o gün verdiğimiz sözü yerinegetirmenin se\incini pay- laşrvonım. Ba> ramı $e\inçle karşılav'abilmeniz için toptusözleşmeden sonra bayram öncesinde sizeavansverilmesİMtenunedeceğjınedesözve- riyorum" diye konuştu. Çiller. sözleşmeye gö- re ikinci 6 ayın başında geçilecek olan ve ücret- lerin aylık enflasyona bağlı olarak arttınlması- nı öngören "eşdmobü'' sisteminin. "Enflasyon o)ur, red ücretler iner, bizim üzerimizden onla- rabunlarakaynakaktardır'" anlayışını sona er- dirdiğini söyledi. Hak-Iş Genel Başkanı Sahm Lshı da "Reafist birçözüm" olarak nitelendirdiği sözleşmeyle üc- ret dengesizliğinin giderilmesine özel birönem verildiğini kaydetti. Uslu, işçilerin aylarca bek- lemeye, Türkiye ekonomisinin de üretimsizli- ğe dayanacak gücü olmadığını söyledi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Allah'ın iktidarı Sanınm okurlarım anımsayacaklardır. Bundan bir süre önce "laik"(!) Doğan Grubu'nun yayımladığı, "anti- laik ağıriıkiı" Son Çağn gazetesinde, Sayın Mehmet Şevket Eygi'nin bir yazısını değerlendir- miş ve (bence) yanlış bir laiklik tanımını eleştirmiş- tim. Bu yazımın, Sayın Eygi ile hiç istemediğim bir po- lemiğe yol açması bir yana; bu konuyla ilgili çok sa- yıda faks, mektup ve telefon aldtm. Pek çok oku- rum; şu ya da bu bıçimde bu tartışmaya katıldılar ve görüşlenni aktardılar. Benımle "hemfikir" olan- lar da sağolsun, olmayanlar da... Bu mesajlardan ıki tanesini çok ilginç ve üzerin- de durulmaya değer buldum. Her ikisi de Istaibul'dan fakslanmtştı. Sayın Eygi ile ilgili kimi değerlendir- meler de yaptığı için adını vermediğim okurum şöy- le yazıyordu: "21 Mart tarihindeki yazınızda Meh- met Şevket Eygi hakkındaki olumsuz duygulannı- zı ve düşüncelehnizi dile getirmişsiniz. Sayın Ateş, bu şahıs hakkında çok doğru düşünüyorsunuz ve emin o/un böyle düşünen tek kişi de sız değilsiniz. Gerçekten de ne olduğu anlaşılamayan, neye hiz- met ettigi tartışma konusu olan, kafası kanşık bir adamcağız. Sizin yazılannızı ise genelde çok beğenerek oku- yorum, genelde diyorum çünkü, bahsettiğim hoş- nutsuzluğun bir istısnası da yine aynı tarihli yazı- nızda. Bu yazınızda egemenlığin Tann'da değil, halkta olması gerektiğinden bahsetmiş ve bu savınızı ör- neklerle açıklamaya çalışmışsınız. Sayın Ateş, birülkede isterlaik, isterse dine da- yalı devlet o/sun esasen değişen bir şey o/amaz. Çünkü, her iki durumda da olaylan kontrol eden, düzenleyen Allah'tır. Bizneyaparsakyapalım, onun hükmünün dışına çıkamayız. Zaten şu kesin bir gerçektir ki, Kuran'da anlatı- lan gerçek din, milletin menfaatlerıni başka her şeyden veya herkesten fazla koruyacak ve sahip çıkacaktır. Bu yüzden, bu yönde endişe çok yer- siz olur. Umanm bundan sonraki yazılannızı bu yönde yazar, beni ve daha birçok insanı memnun eder ve bilgilendirirsiniz. Saygılanmla." Bir başka okurum, makine mühendisi ismail Hakkı Ataman şu mektubu fakslamış: "Muhterem Hocam, 21 mart tarihinde Arayış adlı köşenizde, 'Laiklik ve Demokrasi' başlığını taşıyan makalenizi oku- dum. Bu makalenizde laikiiğin tanımını 'Tannsal kökenli iktidara karşı, halk egemenliği ilkesine da- yanan iktidar' şeklınde yapmışsınız. Bu tanımmıza katılmanın mümkün olamayacağını ve bunun ne- denlerini ızninizle açıklamak istiyorum. Sayın Hocam, çevremizde meydana gelen bü- tün hadıselerin ancak tek bir yaratıcısı ve yönete- ni vardır. Kabul edilse de edılmese de herşeyi Yü- ce Allah kontrol etmektedir. Bunun aksini düşün- mek ve buna inanmak insanlan hem bu dünyada, hem de ahirette çok yanıltır. Kuran-ı Kerim 'de bu konu şöyle ifade edilmiştir: 'Allah dilemedikçe, siz hiçbir şey dileyemezsiniz. 1 Aynca bu bir gerçektir ki; din zaten tüm bireyle- rin menfaatlerini herkesten ve tüm sistemlerden da- ha iyi korumaktadır. Dünya üzerinde bildiğimiz hiç- bir sistem, milletlere dinin sağlayacağı hak ve ada- leti veremez. Bu gerçekleri; takdirettiğim değerii biraydına ilet- me ihtıyacını hissettım. Aynca bu önemli husus- larda sizin de tekrar düşüneceğinize kanaatım var. Saygı ve hürmetlehmle." Dikkat edilirse, her ikı mektupta da mesaj aynı. "O Tann ki; tüm bu âlemin yaratıcısıdır, tek iktidar elbette Tann'nındır ve insanlar için en hayıhı ikti- dar Tann'nın iktidandır." Bu mesaj, ya da bu anlayış sık sık dile getirilen biranlayıştır. "Sen Müslüman değilmisin" diye so- rarlar adama, "Eğer Müslümansan, Allah 'ın emir- lerine nasılkarşı gelirsin, Allah 'ın iktidanna nasılkar- şı çıkarşın?" Bu tür tartışmalarda "Ben de Müslümanım" di- ye kimlik belirtmemiz, kimi arkadaşlarımız tarafın- dan eleştiriliyor. Bu konuyu bir başka yazımda ele alacağım. Ancak bir ınsanın Müslüman olması baş- ka şeydir, o insanın "Müslümanlığı kendince yorvm- layan insanlann" peşine takılarak. sözde "Tann ik- tidannı" temsil eden bir "islam şeriatı düzenıne" inan- ması bambaşka bir şey. Bu konulara girmeyi sevmem, ama Kuran-ı Ke- rim'de İslam toplumunun "nasıl" yönetilmesi ge- rektiğine dair hiçbir işaret yoktur. Monarşi mi, oli- garşi mi, demokrasi mi, ya da bir başka yönetim biçimi mi?.. Insanlık tarihi "Tann adına" hükmettiğini iddia eden şarlatanlarta doludur. Ve insanlann kendi ege- menliklerine sahip olmaları, son birkaç yüzyılın ürü- nüdür. Zaten benim "Tahnm" böyle siyasal "itişmelere" sokulursa incinir. Bırakın herkes kendi Müslüman- lığını yaşasın ve kendi egemenliğine sahip olduğu gibi, istediğı gibi ıbadet etsin. Ama eğer Islamıyeti siyasete sokar ve herkesin nasıl Müslüman olmalan gerektiğini empoze etme- ye yönelik bir sistemin kavgasına girerseniz, bunun kimseye yaran olmayacağı gibi, en çok zaran da Islamiyete verirsiniz. DERİTOPLAMA HAZIRL1KJLARINISÜRDÜRÜYORLAR Şeriotçüar Yargtioy'ı tanımtyor tstanbul Haber Servisi - Kur- ban derisi, bağırsak, fitre ve ze- kât toplama yetkisinin yalnızca Türk Hava Kurumu'na (THK) ait olduğu yönünde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 'kesin ve bağ- layta karanna' karşın köktendin- ci vakıf, yurt, dernek ve Kuran kuTSİan, çeşitli gazete ve dergile- re verdikleri ilan ve dağıttıklan zarflarla deri toplama hazırlıkla- nm sürdürüyor. THK'nin tstan- bul'daki kurban kesim yerleri be- liriendi. THK, lstanbul'da 16 ilçe- de toplam 36 kesim yerinde hiz- met verecek. Içişleri Bakanı Meral Akşener de bir süre önce yayımladığı ge- nelgede kurban derisi toplama yet- kisinin THK'de olduğunu anımsa- tarak,.valiliklerden bukonuda ge- rekli önlemlerin alınmasını iste- mişti. Dinci vakıf, yurt ve dernekler; kurban derisi, bağırsak, fitre ve ze- kâttaki yaklaşık 9 trilyonluk rant- tan v^ızgeçmiyor. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu karan ve Içişleri Bakanlığı'nın genelgesini tanı- mayan, sözkonusukuruluşlar, şe- riatçı gazetelere ilan vererek kur- ban derisi toplayacaklannı duyu- rurken RP'nin gençlik örgütü ni- teliğinde çalışan Milli Gençlik Vakfi da (MGV) örgütlendiği il ve ilçelerde kurban derisi toplama hazırlıklannı sürdürüyor. THK'nin haarhğı tamam Türk Hava Kurumu Genel Sek- reteri Mehmet Tiritoğhı, Kurban Bayramı'yla ilgili yurt genelin- deki hazırlıklannı tamamladıkla- nnı anımsatarak, ülke geneline yayılmış 600'ü aşkın şubede kur- ban derisi, bağırsak, fitre ve ze- kâttoplayacaklannı söyledi. Tıri- toğlu, kurban kesecek yurttaşlara önceki yıllardan daha iyi organi- ze olmuş bir şekilde hizmet vere- ceklennı behrterek. "THK'nta yurt geneöndeki tflm şubeterl Imr- ban deri» ve bağırsak toplamak için seferber olmuş durumdadır r dedi. Yurt genelindekı 623 THK şubesinin deri toplayacağını anım- satan Mehmet Tiritoğlu, tüm şu- belerinin Kurban Bayramı süresin- ce açıkolacağını bildirdi. Makbuz- suz deri verilmemesi gerektiğini belirten Tiritoğlu, "kazancının wrgwni,KDVsinidevleteöde>«n tek kunüuşun THK olduğuna" dikkat çekti. Bayramdavekâletle kurban kes- tirmek isteyen yurttaşlar, kurban bedeli olan 18 milyon lirayı en geç 15 nisan günü mesai bitimine kadar THK'ce hesap açtınlan çe- şitli bankalara da yatırabilecek- ler. THK Genel Sekreteri Mehmet Tiritoğlu, tstanbul'daki kurban ke- secek yurttaşlara THK'nin top- lam 36 kesim yerinde hizmet ve- receğine dikkat çekerek, bu yer- lerden yararlanabileceklerini söy- ledi. HESAP UZMANLARI KURULU BAŞKANI YARGIYA BAŞVURUYOR Küitgörevlerepartizan atama ANKARA (CumhuriyetBürosu) - RP'ye bağlı tüm bakanlık ve ku- ruluşlarda başlatılan kadrolaşma operasyonu, Maliye Bakanlığı'nda- ki kilit görevlerde de mevzuata ay- kın biçimde sürdürülüyor. Maliye Bakanı Abdullatif Şener tarafın- dan, ani bir tebliğle Kopenhag Bü- >r ükelçiliği Maliye Müşavirliği'ne vekâleten atanan Maliye Hesap Uzmanlan Kurulu Başkanı Abdul- lah Aslan, işlemin durdurulması ve iptali için Ankara Nöbetçi 1da- re Mahkemesi'ne başvurdu. Şener, ay başında ani bir tebliğ- le Aslan'ı görevinden alarak Ko- penhag Büyükelçiliği'ne mali mü- şavir olarak atadı. Aslan dün An- kara Nöbetçi tdare Mahkemesi'ne tebliğ için yürütmenin durdurul- ması ve iptal edilmesi istemiyle başvuruda bulundu. REFAHYOL hükümetinin, Cumhurbaşkanı Sükyman Demi- rel'in onaylamayacağı kaygısıyla son dönemlerde, birçok üst düzey yöneticiyi. vekâleten atama yönte- miyle görevden aldığı vurgulanan başvuru dilekçesinde, Emniyet Ge- nel Müdüdürü Alaaddm Yüksd'in de aynı yöntemle görevinden alın- dığı anımsatıldı. Dilekçede, idare mahkemesinin Yüksel"in Çankın Valilıği'ne vekâleten atanmasına ilişkin işlem içinyürütmeyi durdur- ma karan verdiğine dikkat çekil- di. Devlet Memurlan Yasası'nın ve- kâleten atamalan düzenleyen hü- kümleri ile Başbakanlık tarafin- dan 1993 yılında çıkanlan, "Yurt- dışı teşkilah olan kurumlann tem- silciliklerinde, görevin \apılacak daimi atamalarlayürütülmesi esas olduğundan söz konusu görev için geçki görevle persond gönderilme- si cihetine gidilmemesi" tahmatı verilen genelgeye dikkat çekilen başvuruda, işlemin yasa ve genel- ge hükümlerine aykın olduğu vur- gulandı. Vekâleten atamalann ancak di- siplin cezası, yasal izinlerveya gö- revden uzaklaştırma nedeniv le bo- şalan kadrolara yapılabileceği be- lirtilen baş\Tiruda, Kopenhag Bü- yükelçiliği'ndeki müşavirlik gö- revinin uzun süredir boş olduğu belirtildi. Şenertarafından 31 mart- ta imzalanan atama emrinde. As- lan'ın 7 martta görevini bırakma- sı talimatı verildiği bildirilen, As- lan'ın hizmet pasaportuna bile sa- hip olmadığı halde 1 hafta içinde görevini bırakıp, Kopenhag'a git- mesinin istendiği belirtildi. Başvuruda, "Açıkça görülmek- tedir ki davalı bakanlık daha pa- saport dahi temin edilmeden ve de yolluklan da tahakkuk etmeden, Hesap Uzmanlan Kurulu Başkan- lığı görevinin bırakılmasını amaç- lamaktadır" denildı. Kopenhag'daki görevin bir aci- liyeti bulunmadığı belirtilen, "Bu atama ancak hizmet gerekleri dı- şmdabirmulahazaüe açttdanabffîr" değerlendirilmesı yapıldı. Erbakan protesto edildi Yurttaş girişiminden fezleke eylemi İstanbul Haber Servisi - Aydınlık İçin Yurttaş Girişi- mi, Mehmet Ağar ve Sedat Bucakın dokunulmazlıkla- nnın kaldmlması için dü- zenlenen fezlekelerin Mec- lis tçtüzüğü'ne aykın biçim- de Başbakan Necmettin Er- bakan'da bekletılmesini pro- testo etti. Yurttaşlar, TBMM Başkanlığf na bir türlü gön- derilmeyen fezlekeleri Gala- tasaray Postanesi'nden Mec- lis Başkanı Mustafa Kalem- K'ye postaladılar. Yurttaş Girişimi, Meclis tçtüzüğü'ne aykın olarak Erbakan'ın çekmecesinde bekletilen fezlekelen dün Kalemli'ye postaladı. Çok sayıda sanatçı, gazetecı ve yazann da destek verdıği ey- lemde katılımcılar yakala- nna "Sürekli Aydınlık İçin 1 Daldka Karanhk 7 " yazılı be- yaz kurdeleli kokanlar tak- tılar. "SusurlukzınMıSi'' adı verilen bir aleti ve düdükle- ri çalan grup. fezlekeleri Ka- lemli'ye göndermeyi yurt- taş sorumluluğunun yükle- diği demokratik bir görev saydıklannı belfrttiler. Yurttaş Girişimi"ni tem- sılen avoıkat Ergin Cinmen ve Yüksel Selek tarafından gönderilen mektupta, tstan- bul DGM'nin hazırladığı fezlekelerin Meclis tçtüzü- ğü'ne aykın olarak Başba- kanlık'ta tutulduğu ifade edıldı. TBMM ve parlamen- ter demokratik sistem açı- sından ciddi bir prestıj ve güven kaybına yol açan bu uygulamanm yurttaşlan de- rinden yaraladığına dikkat çekıldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle