Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 1997 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Şeriatla İslam Aynı Şey Değildir -1
Prof. Dr. NEŞET ÇAĞATAY ODTÜve Eskışehır Anadolu
Ünı Öğretım Uyesı
B
ıze ne oldu da kutsal kapsar Yıne bunlardan hıçbın sağlam
duygular, çıkar uğruna metınler değıldırler, çunku TevTat. Mı-
ayaklar altına ahnıyor. sırlı Hz Musa'nın olumunden 500 yıl
her onune gelen dın bıl- sonra, Incıller de Hz Isa'nın olumun-
gınlığı taslıyor1
1927 den 60-90 yıl sonra kaleme ahnmıştır
Ekımı nde Turkıye'nın KuranıKenm'ınbırharfıbıledeğışme-
ıze ne oldu da kutsal
duygular, çıkar uğruna
ayaklar altına ahnıyor.
her onune gelen dın bıl-
gınlığı taslıyor1
1927
Ekımı nde Turkıye'nın
nufusu 13 5 mılyondu Once tstan-
bul'da, sonra Ankara'da olmak uzere bır
tek ılahıvat fakûltesı vardı Sozdebun-
lara oğrencı yetıştırecek ımam okullan
da çok azdı, ama baş bohçalama da ta-
nkat da yoktu Gıtgıde sozde dın okul-
lan arttı Bugun 30 kadar ılahıyat fakül-
tesı. yedı vuze yakın da ımam okulu v ar-
dır Bu ımam okullannın orta kismı
kalkmasın dıye. Turkıye'de zorunlu eğı-
tım hâlâ beş yıldır Oysa kı bu zorunlu
eğıtım, tzlanda'da. Noneç'te Is\eç'te.
Danımarka'da. Fınlandıya'da. Hollan-
da'da Belçıka'da on bır yıldır, yanı 17-
18 yaşına kadar gençlenn okula gıtme-
sı zorunludur Turkıve'de yuz bın kadar
da Kuran kursu vardır Buralarda 605
sayfahk Kuranı Kenm'ın bır sozcuğu-
nîın (kelımesının) anlamı bıle oğretıl-
meden okutulur, ezberletıhr Ustelık
kendılenne çağdaşlık. fen, teknık aley h-
tan fıkırleraşılanır Buduşuncelerleye-
tışmışbıryazar, bırTV kanalında "Ben
2. Vlahmud'u hiç sevmem" dıyordu
Doğrudur. o buyuk hukumdar yurttaşın
eğıtılmesını devlet göre\ı sayan. orta
eğıtım okullan, tıp, muhendıslık okul-
lan açan ılk devlet adamı ıdı O Avru-
pa'ya oğrencı yolladı, asalak Yenıçen-
len kaldırdı
Bu tür kışıler Atatürk'e de duşman-
dırlar. çunku O ulusu uyandırmaya ça-
lışmış \atanımızı duşmandan kurtar-
mıştır
Bıze ahıretı, kâınatı, Tann'nın son-
suz gucunu anlatan Kuranı Kenm'dır
Tann katında seçılen peygamberlere
gondenlen vahıylenn bırleşmelennden
oluşan dort kıtap vardır BunlarHz Mu-
sa'ya>ollananTevTat,Hz Davud'a gon-
denlen Zebur(Mezmurlar) Hz İsa'ya
gondenlen İncil'ler ve Hz Muham-
med'e gondenlen Kuran.
Bunlardan Hz Davud. yenı bır dın
getırmemıştır Zebur. dualarla ılahılen
den gunumuze dek gelmıştır
Ote yandan sadece tslamıyet. Tan-
n"nın her >erde hazır nazır. mekândan
annıkolduğunubıldırmektedır Hınstı-
yanlıkta ve Yahudılıkte soyut bır Tann
kavramı yoktur Tann'ya yapılan yaka-
nlar, kutsal ruhtan gebe Meryem'ın do-
ğurduğu, Allah'laaynı cevherden oldu-
ğu soylenen 1sa' ya y apılır, ama bu Tan-
n"nın oğlu Isa, Kudus'te. Romalılann
en yetkılı mahkeme kurulu Sanidrin'ın
suçlubulması uzenne. Roma İmparato-
ruTîberyus donemınde, Yahuda bolge-
sı Valısı Pontiııs Pilarus un karanyla 31
yaşmda çarmıha genlerek oldurüknüş-
tur
Adem \ e Nuh pe? gamberlerden son-
ra. tektann ınancını yaymaya çalışan
Mezopotamyalı Hz Ibrahim. canyesı
Hacer'den doğma büyuk oğluyla Hı-
caz'a gıdıp Klbe'yı yapmışlar, bu oğlu
İsmail orada kalıp Hz Muhammed'ın
dıp dedelennı oluşturan Hıcaz Vapla-
n'nın dıp dedesı olmuş. Hz Ibrahım'm
nıkâhlı kansı Sarâ'dan doğma kuçuk
oğlu İshak, Kudus bolgesıne \erleşmış,
bunun oğlu Yakup'un bır adı da îsraıl
olduğundan, bu soydan gelme Mısırlı
Hz Musa'nın kavmıne Israılogullan
denılmıştır
Gunûmüzde, anlamlan ûzennde fır-
tınalar kopartılan. "Üin elden gidiyor,
şeriat isteriz" naralan atılan yuce dını-
mız tslamıyet ıçın. bırtakım cahıl kışı-
lenn ılen surduklen tarikat, şeriat din,
hukuk, sank, sakal, ciippe. baş bohça-
lama, imam nikâhı gıbı konular uzenn-
de açıklamalar yapmak ıstı>orum
Partı başkanı, mılletvekılı ya da ba-
kan olmuş kışıler, ellennde tespıh. keçı
sakalı. baştatakke. en ıyı Muslumanım
dıye kasıla kasıla ortalıkta gezıyor, dın,
şenat, tankat vb konular uzennde ah-
kâm kesıyorlar, bılgısızlıklennı sergılı-
yorlar Halk ıse hıçbır şey bılmıyor
Kuran-ı Kenm"de din ile İslam, filah
ile şeriat eş anlamdadır
islam hukukunun eskı adı fıkıhtır
Mecelle'nın bınncı maddesınde fıkıh
"Mesail-i şer'iyei ameliyeyi bilmektir"
dıye tanımlanır
Bız Anadolu Muslumanlannın man-
dığımız Hanefı mezhebının kurucusu
İmam-ı Azam Ebu Hanife'nın tanfine
gore fıkıh. kışinın. yaranna ve zaranna
olanhukumlen yanıhaklannıveodev-
lennı bılmesıdır
Boylece, şeriat, fikıh ve İslam huku-
ku aynı anlamdadır Bunlann kapsadı-
ğı, kurallan. fakıh (a harfı uzun okuna-
cak) denen ınsanlar tanımlar ve saptar
Din nedir? İslam nedir?
İman nedir?
Kuran-ı Kenm'ın pek çok yennde,
dın ile İslam ve mumın, aynı anlamda
ahnmıştır Burada dın doğal olarak is-
lam dmı demek olduğundan, aynı an-
lamda alınması doğaldır
Dın tek başma, butûn dınler ıçın so-
yut bır kavramdır islam dını deyınce.
İslam dınının ana temellennı kapsar İs-
lam dınının temelı Namaz, oruç, hac,
zekât ve kelıme-ı ^ahadet olmak uzere
beştır Ama sadece kelıme-ı şahadetı,
hatta sadece kelıme-ı tev hıd'ı. yanı "La-
ilahe illallah" y a da "Eşhedu en lailahe-
illallah ve eşhedu enne Muhammeden
abduhu ve Resuluh" janı. "Tanıkiık
ederim ki, Tann'dan başka Tann yok-
tur. Yine tanıkiık ederim ki Muhammed
onun kulu \e elçisidir." Bır kışı, bu ıba-
reyı omrunde bır kez, ınanarak, yuksek
sesle soylerse Mıisluman olmuş olur
Elbette islam dınının ötekı dört temelı-
nı de gucu yettığınce yenne getırmeye
çalışması gerekır Bunlan ıhmal eder ve
yenne getırmezse. o Musluman gunah-
kâr olur, kâfır olmaz, dınden çıkmaz O
Musluman gunahını affettırmek ıçın
tev be eder vebağışlanmasınııster Mağ-
fıretı bol olan Allah boyle durumlarda
kullannı affedeceğını soyluyor Anado-
lu Turklenmn mezhebı olan Hanefı
mezhebine gore bir Musluman dinden
ancak \llah'ıınkâredersevesebepsizin-
san öldürürse çıkar, kâfır olur. Bunlar
dışuıdaki suçlar için günahkâr olur. Su-
udılenn mezhebı olan Hanbelılığe go-
re namaz, oruç gıbı dını yukumlulukle-
nnı yenne getırmeyen kâfır olur, dınden
donenler de oldurülür
lslamın bu beş temelınden başka ıma-
nm altı temelının de bılınmesı gerekır
Onlar Amentu'debıldınlmıştırve sade-
ce ınançtırlar Bunlar Tann'va, peygam-
berlere. meleklere, kutsal kıtaplara, ahı-
ret gunune ve kaza ve kadere manmak-
tan ıbarettır Cenab-ı Allah. İslama go-
re amel imandan bir parça değildir, va-
ni dini gbrevleri uygulamak ayn, inanç
ayndır.
Ulu Tann, Nısa sûresının 31 , Necm
suresmın 32 âyetınde v e Şûra suresmın
37 âyetınde, Muslümanlann buyuk gu-
nahlan dışındakı butun gunahlannı af-
fedeceğını buyuruyor Hz Peygamber
bunlan açıklarken hatta dıyor, "bunlar
zina ve hırsızlık bile olsa."
Ote yandan Hz Peygamber. "Benge-
niş ve kolav bir dini yaymakla görevlen-
dirildim, fslamı zorlaştırmayın, kolay-
laştınn. müjdeleyin, nefret ettirmeyin"
buyvuyor
Şimdi şeriat, fikıh ve İslam hukuku
konulanna gelelim:
Bugunlerde malum kışıler. İslam ta-
nhınden, mezhepler tanhınden ve İs-
lam hukukundan (fıkıhtan) haben ol-
mayan kışıler "Şeriat dindir, şeriata sa-
taşmak dine sataşmakür" gıbı ahkâm
kesıyorlar Şeriat, kesinlikk din değiL
din ayn şe\, şeriat a> n şey lerdir.
Dın ve ıman, ınanç konusudur. dının
beş. ımanın altı temelı vardır. değıştın-
lemez Reformyapılamaz, ancak ınanı-
lır Dın gereklennı yenne getınnezsenız
günahkâr olursunuz, dınden çıkmazsı-
nız Şenat tslamda ızlenen genı$ yol-
dur, lugat anlamı da budur Fıkıh İslam
hukuku ve şenat aynı anlamdadır. şen-
at. fıkıh ılmmde şoyle tanf edılmekte-
dır Fıkıh ılme mesaıl-ı şer'ıyeı amelı-
yeyı bilmektir Yanı yururluktekı şer'ı
sorunlan bilmektir Şenat ve fıkıh. top-
lumun uyacağı yaşam kurallannın hep-
sıdır Bu kurallann çok azı Kuran'da da
vardır ama belkı bınde bırı
Kuran"da yer almayan otekı şenat ku-
rallan, fakıh dedığımız. o donemlerde
okul, kıtap olmadığından, çırak, kalfa,
usta hıyerarşıyle yetışmış kışılerce ken-
dı goruşlenne gore duzenlenmıştır, ya-
nı Tann buyruğu değıl. ınsanlann soz-
lendırler Bu kurallar, İmam Şafii'nın
dedığı gıbı "zamanın değişirni ile hü-
kümler değjşir" kuralma gore değışmış
durmuşlardır Oysa kı dın kurallan ke-
sın olarak değışmez Bu nıtehklennden
dolayı kesınlıkle dın ve şenat aynı de-
ğıl. ayn şeylerdır Şenatı ıstememek dı-
nı ıstememeV değildir Şenatta hakkm
ve adaletın dağıtımı ve korunması çok
yetersızdır Şenatta, yanı İslam huku-
kunda mahkemeleT tek hâkımhdır, çok
hakımlı hıç mahkeme yoktur Bu hâ-
kım. ceza, hukuk, ış, tıcaret vb davala-
nn hepsıne de bakar Muhakeme usulu
yasalan hıç olmamıştır Yanlış kararla-
n duzeltecek Yargıtay. Danıştay. Anay a-
sa Mahkemesı gıbı ust mahkemeler
yoktur Hele savcılık kurumu hıç olma-
mıştır
Boyle bır hukuk sıstemıyle hak hu-
kuk nasıl korunur0
lşte bundan dolayı
184O'lı yıllarda ^vrupa'dan, Avrupa'nın
dmî olmayan laık yasalan alındı
1869'da 1851 maddelık 'Meceüe' çıka-
nldı ama bu. sadece Hanefı fıkhına go-
re ve çok ek»ıktı Aıle hukuku ceza, va-
kıf. mıras vb konular yoktu
Esasen uçte bın Şıı-Alevı olan yurt-
taşlann oluşturduğu nufusumuzun yuz-
de 99'u Musluman olan Turkıye'de
kımse İslam dınıne karşı değildir Dın
elden gıdıyor. şenat ıstenz dıye çığırt-
kanlık yapanlar. kendı ıstedıklen bıçım-
dekı dını kılığı. kurallan, yanı başta sa-
nk, sırtta cuppe, supurge sakal, elde tes-
pıh. kadınlann başlan bohçalanmış, to-
puklara kadar mantolar gıymış, tankat
şeyhı bozuntulannın kol gezdığı, ımam
nikâhı denen İslama aykm yontemler-
le dort kadınla ev lenme. bu kadınlan ve
çocuklannı rezıl, sefıl bır yaşam sur-
durmek ısteyenlenn İslam bıçtmı ıstek-
lennden başka bır şey degıldır Yoksa
yetmış beş yıldır Turkıy e'de kımse kım-
senın dınıne ımanına bır şey dememış-
tır Tersıne. kendı halındekı yurttaşlara,
nıçın bızım ıstedığımız gıbı gıyınmıyor.
hareket etmıyor halkı kandırmaya ça-
lışmıyorsunuz dıye sataşanlann zulmu
var bu ulkede Onlann ınandıklan şey-
lenn hıçbın İslam dınıne uygun değil-
dir Yannkı yazımda bunlan bırer bırer
ele alacağım
ARADABIR
ALİ KJLIÇKAYA Arkeobg
Yaşasın Yalan!
Gundemde yalan var Ulke toz duman ıçınde, ya-
lan soyleyen soyleyene, "Mujde "lenyle gozumuzun
ıçıne baka baka
1
Yalanın olçusu ve sının yok At ata-
bıldığın kadar, ısterdesteklı, ıster desteksız Herkes
bırbınyle adeta yarışıyor Ancak, yanşmaya gerek
yok Çunku yalanın bınncısı-sonuncusu, lyısı-kotu-
su, buyuğu-kuçuğu olmaz, olamaz da Yalan yalan-
dır Kaldı kı her yanşmacı bu yanşta zaten bınncıdır
Artık yalanda, ınkârda -çok şukur- unumuz ulke sı-
nıriannı da aşıp uluslararası boyutlara ulaştı
Yalan soyluyoruz dıye uzulmeye gerek kalmadı ar-
tık Yalanı devlet yaşamına, ozellıkle sıyasaya sok-
tuk Artık yalan kotu bır şey değıl
1
Ulkedekı en sade
vatandaştan en tepede oturan vatandaşa kadar her-
kesın yalan soylemeozguriuğu var
1
Bunu hıçbır guç-
kuvvet engelleyemez Yalan, ınsan sağlığı açısından
da yararlıdır Yalanla geçınen de genlımı azaltır, ra-
hatlatır, huzur venr
1
Falıh Rıfkı Atay, "Zeytın Dağı" adlı yapıtında,
"Şarkta yalan soyiemek ayıp değildir" der Şarkta,
yanı guzel Turkçemızle Doğu'da bulunduğumuza
gore utanmadan, sıkılmadan yalan soyleyebılırsınız
dıledığınızce Hatta kuyruklu yalan da soyleyın. bel-
kı boylece daha çok rahatlar ve doğaı yolu daha ça-
buk bulabılırsınız, dıledığınız yere daha çabuk ula-
şabılırsınız
Tan Oral, tek karelık bır kankatur yazısında, "Ya-
lanı hep beraber soylersek doğru olur" der O ne-
de-ıle, daha yuksek sesle, hep beraber koro halın-
de yalan soyleyelım kı yalan daha çok doğru olsun
Aslında hep beraber yalanı değıl, yalanın doğru ol-
duğunusoyluyoruz Oylekıartıkyalan,doğrununye-
rını aldı Başanmak, başarılı olmak, yaranmak ıçın
yalan soyluyoruz Kendımızı ve karşımızdakı ınsanı
kandırmak ıçın yalan soyluyoruz Yalan soyiemek
normal, doğru soyiemek ıse anormal oldu Dahası
yalan suçsuz, doğru suçlu oldu Yalan prım yapıyor,
reytıngı yukseltıyor Artık yalancının mumu yatsıya
kadar yanmıyor çunku hıç sonmuyor kı
Doğru soyleyenı dokuz koyden kovuyoriar, onun-
cu koye de koymuyorlar Adam koyun altında bır ya-
lan soyluyor, kendısı koye gelmeden yalan koye ula-
şıyor Ve koye geldığınde kendısı de kendı soyledığı
yalana ınanıyor
Pekı nasıl oldu da bu duruma geldık Bu bozul-
manın, çurumenın, kokuşmanın ve kırlenmenın ıçı-
ne duştuk?
Oncelıkle kendımızı hep akıllı, başkalannı ıse ap-
tal sandık Yalanı-dolanı hep beraber soyledık ve bu-
nun erdemlı (') bır davranış olduğunu sandık Karşı-
mızdakı ınsanı aptal yenne koymanın aptalca bır dav-
ranış olduğunun ayırdına varamadık Sevgıyı, saygı-
yı, hoşgoruyu ve paylaşmayı oğrenemedık, dahası
adam gıbı adam olamadık
1
Insan olmanın en onem-
lı nıtelıklerınden bın olan doğru sozluluğu ve guvenı
yıtırdık Hep bırbınmızı enayı yenne koyarak, uyan'k,
kurnaz geçınerek, ıkıyuzluluk yaparak ve de yalan
soyleyerek ışte bugunku duruma geldık
Şımdı de antıkçağın unlu duşunurlerınden Sınop-
lu Diyojen gıbı Atına sokaklannda değıl, Turkıye so-
kaklarında gupegunduz, fenerle -durust, temız- ın-
san aramaya çalışıyoruz Italya orneğını bulmak
ıçın Yazık, çok yazık Bu guzelım ulke, bu halk bu-
nu hıç mı hıç hak etmedı Bu karanlık tablo'nun, ay-
dınlık Turkıye'nm habercısı olmasını dılıyorum
İSTANBUL 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ
1997 lOVasıT
Hastalığı sebebıyle Abdurrahman Ertekın
28 2 199"7tanhındemahkemecevesayetaltınaalınmış
olup kendısıne kızı Anfe Ayten Ertekın vası tayın
edılmıştır
Ilanolunur 28 2 1997
Basın 8323
Din Sömürüsü Çağdışılıktır
Prof. Dr. METE TAPAN ITÜ Mımarhk Fakültesı
T
oplum yaranna bir olguyu demok-
rasi kurallannı çiğneyerek yerine ge-
tirmek ne denli çağdışı ise toplum ya-
ranna olmayan bir olguyu da demok-
rasi kurallanna uvgun bir bıçimde
ycnnc getumeye cabalamalvda o dcn-
li çağdışılıkbr. Herhangı bır toplumda toplum ya-
ranna ay kın bır gelışme soz konusuysa ve toplum
bu olumsuz gelışmey ı çeşıtlı uyuşruruculann etkı-
sı altında goremıyorsa, o toplumun bır bıreyı, bır
sıv ıl örgütü ya da dev letının bır kurumu bu toplu-
mu sarsmak ıçın acaba ne yapmalıdır
9
Gunlerdır,
ay lardır hep bu sorunun yanıtmı duşunuyor. ancak
Turkıye'dekı aydın profılıne sahıp bıryoırttaş ola-
rak duşled'ğım sonuca varamıyorum Belkı yara-
tıcı gucumun y etersızlığınden, belkı de bılgısızlık-
ten Almış olduğum eğıtım, edınmış olduğum
ağırlıklı Batı kulturu, yakın çevremın bana kazan-
dırdığı değer sıstemien. deneyımlenm ve ozellık-
le >>on kırk yılda toplumdakı çalkantılar, bır yan-
dan bu soruyu bana sordurtuyor, öte y andan da ya-
nıtsız bıraktınyor
Bır partının genel sekreten ya da başkanı "Ku-
dûs'ü anma toplanüsı*'nın ve "turban" tartı^ma-
lannın hemen arkasından medva mensuplanna
"Demokrasmiçinizesindirin'"dıyebılıyorvearka-
sından da "Laildiğuı esas savunucusu biziz" dıye
deeklıyor Geneldebırçokkonudasoylemlenşe-
natçılıkla örtu^en bır partının onde gelenlennın
soz konusu olaylarla ılgılı değerlendırmelen ve
savunmalan bovle olunca başta ortaya attığım so-
ruyu yanıtlamak çok daha guçleşıyor Şenatla de-
mokrası. şenatla laıkhk, şenatla toplum yaran na-
sil bağdaşabılır15
Boyle karşıtlıklan one surerek
demokrasıyı sav unmak herhalde tanhte ılk kez bı-
zım polıtıkacılann soylemmde yeralmıştır Bu tür-
lu boylemler, ya da ıddıalar bılgı >oksulluğundan
başka bır s,ey değildir kanımca Doğal olarak bu
yoksulluk salt sozun sahıbı ıçın geçerlı olmuyor.
aynı zamanda bu partıye oy verenlenn de bılgı da-
ğarcıklannın ne denlı sınırlı olduğunu gostenyor
Bınncı ve ıkıncı Meşrutıyetdenemelennı saymaz-
sak cumhunyet donemının 74 y ıllık demokrası de-
neyımınden sonra ve 21 yuzyıla uç kala ulkenın
polıtıkasında soz sahıbı olan kışılenn bılgı duzey-
lennın bu dunımda olması benı ve benım gıbı du-
şunenlen yalnızca uzmüyor. bu durum aynı za-
manda zar zor kazanılmaya çalışılan demokrasıye
ozgu değerlenn de yok edıldıgının bır gostergesı
olarak çıkıyor karşımıza
ûeıçek demokrasınm şenatın panzehın. oldu-
ğunu, dıne dayalı bvr yönetımın laıklıkle bağdaş-
mayacağını herkes bılmektedır Bunun ıçındır kı.
bu partı "Laikliğin esas savunucusu biziz" gıbı soy-
lemlerde bulunarak "takıyye" yapıyor RP, bazı ıyı
nıyetlı yorumculann belırttığı gıbı "bir sistem par-
tisi" olamaz Olursa da o zaman ozgorevını (mıs-
yonunu) yenne getırmemış olur Buvarsayım, dık-
kat edılırse, son gunlerde sıstemde yer alan sağ par-
tılenn RP'nın neden olduğu olaylarla ılgılı yorum
ve değerlendırmelenyle daha da güçlenmıştır
RP'nın, obür sağ partılerden, başka bır deyışle,
cumhunyetın ılkelenne açıkça bağlılıklannı dıle
getıren partılerden farklı bırozgorevı vardır Ve ya-
zık kı, bu ozgorev dıne dayalı bır rejımm ulkemız-
de egemen olmasıdır Bu ozgorev, "demokratik
rejimin değerlerinin" bugune dek soylemlenyle,
uy gulamalanyla erozyona uğratılmasına neden
olan sıvasal partılenn aymazlıklan koşutunda ve
"sözde demokrasi'' koşullanna gore adım adım
Refah Partısı'nceyennegetınlmektedır Orneğın.
aymazlıklann başında. tek derecelı seçım sıstemı,
seçım yasasındakı bır dızı sıyasal orgutlenmeyle
ya da mılletvekılı adayı olunmasıyla ılgılı madde-
İenn değıştınlmemesı gelmektedır
Gorulduğu gıbı bır yandan aymazlıklar. ote y an-
dan toplum bıreylen uzenndekı ekonomık basİa ve
her turlu manevı ve maddı değerlenn paspas gıbı
çığnendığı bırortam. bıreyı dınsel soylemlerle hız-
lı bır bıçimde ılgılı kılmı^tır Başka bır deyışle. bı-
rey 21 yuzyılda hıçbır zaman çare olmayacak "di-
ne dayalı bir rejimde" çare aramaya ıtılmeye çalı-
şılmaktadır Cumhunyet rejımınm bu ıtılmeye kar-
şı onlemlen, yasalan varsa da polıtıkacılanmız ta-
rafından gunluk polıtıkalar uğruna. bu onlem ve
yasalara yenı yorumlar getınlerek odunler venl-
mektedır Bu odunlen de bugun en fazla v eren par-
tı D\ P'dır Kanımca ulkemızde uzennde durulma-
sı gereken en hassas nokta cumhunyet rejımının
kendısını korumak ıçın var olan yasalannın çığ-
nenmemesıdır Şunu açıkça behrtelım Dın somü-
rusu, dıne saygısızlıktır. ılkellıktır. çağdışılıktır
Dıne dayalı yonetım ıçındekı Musluman ulkelenn
nasıl bır ılkellık ıçmde olduğu ortadadır
Cumhunyetın temelını oluşturan yasalan sonu-
na dek korur \e bu korumayı göğsumuzu gere ge-
re "demokrasi" uğruna yapıyoruz dersek, "tank"
seslen duymak gıbı t»r gundemımız de olmaz,
Cumhunyetın nıteltklen arasında, bılındığı gibi,
'demokratik, Iaik ve sosyal bir hukuk devletfnın
varlığı anayasal bır zorunluluk olarak yer almıştır
Aynca laıklık ılkesının gereğı kutsal dın duygula-
nnın, devlet ışlenne ve polıtıkaya kesınlıkle kanş-
tınlmayacağı dayıne 1982 Anayasası'nın başlan
gıç bolumunde yer almaktadır
Goruldüğû gıbı bıreyın ınancı sıyasal bır meta
olamaz v e politikacılar dinsel söylem ve eyiemler-
de bulunamazlar. Ba^ka bır dev ı^le Taksım de bır
vatandaş, bır vakıf, bır demek camı yapılmasını ıs-
teyebılır. amabırpolıtıkacı 1982 Anayasası'nago-
re bu ıstemını sıyasal amaçlı olsun ya da olmasın
toplumun onunde dıle getırmemelıdır Yıne bir po-
litikacının toplum içinde namaz kılması, oruç tut-
ması ve topluca tarikat şey hleriyle oruç açması di-
nin politikaya alet edilmesinden başka bir şey de-
ğildir. Polıtıkacı nıtelığı ile bu dını törenlere katıl-
ması ya da törenler duzenlemesı laıklık ılkesıyle
bağdaşmaz Bu turlu dav ranışlara ummet dev letın-
de ancak rastlanır Dunyadakı obür laık devletler-
de bu anlamdakı eylemlere yer venlmez
Ulkemız bır kez daha REFAHYOL ıktıdanyla
bır demokrasi smavıyla karşı karşıyadır Bu sına-
vın başanlabılmesı ıçın devletın tum kadrolan. sı-
vil toplum ve sıyasal orgütlen cumhunyetın nıte-
lıklenne sahıp çıkmalıdır Ozellıkle bagımsızlığı-
nı anay asadan alan yargı organlanna buyuk görev -
ler duşmektedır
Yazımın başında sorduğum sorunun yanıtı, bel-
kı de her bır bıreyın cumhunyet ılkelen ıçınde ul-
kesıne sahıp çıkmasında yatıyor Cumhunyetımı-
zın demokratik olma nıtelığını golgelendırecek her
rurlu gınşımı engellememız ve kutsal ınançlan-
mızı somurenlere karşı tek bır cephe oluşturmamız
gerekmektedır Cumhunyetı sevıyorsak. onun var-
lığını kendı varhğımızlaozdeşleştınyorsak, bu de-
mokrasi sınavından da başanlı çıkanz. kımsenın
endışesı olmasın
TARTIŞMA
Hocam" Değil" Oğretmenim
S
ayın Ozin
Erdemli, 24
Şubat 1997
gûnlu
Cumhunyet'tekı
"Oğretmenim H. V.
Velidedeoğlu" başlıklı
yazınızı buyuk bır sevınçle
okudum Atatûrk ılkelenne
bağlılığın yan>;ıdığı yazınız
ıçın sıze sonsuz
te^ekkurler
Her yanı guzel olan bu yazı
ıçın sıze bır ıkı satır
yazmanın nedenı Sn
Velıdedeoğlu'na
oğretmenim demış
olmanızdır Yazınızın ıçıne
alıntı olarak koyduğunuz
Sn Muammcr \ksoy'un
yazısında ıse oğretmen
yenne "Hocam" sozcuğu
kullanılmıştır
Çok değerlı ınsanlann
Bir Kurtarma Öyküsü
C
umhunyet
gazetesının
\azıyet koşesını
okurken
rastladım o ısme
Gozumun onune hemen DYP
lzmır İl Merkezı'nde
gorduğum, şiş gobeklı,
kırmızı yanaklı v e gozlen
sankı pek de hayırlı
bakmay an o buyuk gozlen
geldı 24 Aralık genel
seçım len oncesı partısınce
yapı lan onseçım --onuçlannı
bcklıyordu O zaman yerel
bır kanalda muhabırlık
yapıvordum Yanımda
dur muş, cep telefonuyla
bınlen ne "Beni kurtann"
dı>e bağınyordu "Beni
\nkara" ya gonderin de ne
vaparsanızyapuı'" dıyordu
Artık neyapıldı yada
yapılmadı bılmıyorum
Ankara'ya gondenlmedı.
gondenlemedı Onseçımde,
lzmır 2 Seçım Bolgesı'nden.
uçuncu sıra mılletvekılı
adayı olmuşru Ama
demokrasi âşığı genel
başkanlan, onun sırasına bır
başkasını yerleştırmı> ve
DYP o bolgeden sadece uç
mılletvekılı çıkarabılmıştı
Sevmmıştım Daha doğrusu
ona takmıştım Benım
gozumde o adam ulkemızı
bugunlere getıren tıpık bır
polıtıkacı sımgesıydı
Gorduğum obur
politikacılar. gerçek yuzlennı
bır parçacık
gızleyebıhyorlardı.
maskenın arkasını
gorebılmek ıçın bıraz çaba
harcamak gerekı yordu Ama
bununkı çok sıntıyordu
Anneannemın Sankız'ı bıle,
ılk bakışta onun ne olduğunu
anlayabılırdı 24 Aralık genel
seçım len akşamı bcn yıne
m P lzmır 11
Merkezı'ndeydım
Televızyondan seçım
alışkanlıldanndan
kurtulamamış olmalan,
onlann değerlennı
azaltmamakla bırlıkte,
uzuntu vermektedır
Cumhunyetımızın ışık
saçan ılklenne bağlı
kalarak bızlen
sonuçlannı ızlerken kendı
sırasına genel merkezınden
yerleşen mılletvekılı adayına
bakışını gonmehydınız Bu
kadar çıplaklık. bu kadar
açıklık gozumu korkutmuştu
Onun mılletvekılı
seçılememesı ıçın belkı
yaran olur dıye dua bıle
edıyordum Sankı onun
yenne gıdecek olanlar çok
hayırlıydı1
Neyse,
seçılemedığını
oğrendığımde denn bır oh
çektım lşte gıdememiitı.
onu kurtaramamışlardı
Seçım ıçın kıraladığı
helıkopter bıle yeterlı
aydınlatacağınıza olan
gûvencımle saygılar
sunanm
Başannız sursun
Rüştü Ergun
Işınbılımcı
(Radyolog)
oknamıştı
Ve Tuzla'dakı tanker
yangını Çınlçıplak kalana
kadar yanan ıtfaıye erlen
lmdat ısteyen. "Kurtann"
dıye ba ğıran ıtfaıye erlen
Tankenn bağlı olduğu kamu
kurulu şunun hatalanndan
^oz edı lıyor Mılletvekılı
adayımızdao kuruluşun
yonetım ku rulunun başında
Ne yazık kı onu
kurtarmışlardı Ankara'ya
değıl belkı ama, en az
Ankara kadar bereketlı bır
yere gondenlmıştı
Göksel Beyoğlu
PENCERE
Hoca'nın Gözleri
Velfecri Okuyor...
Kuran'ın 89'uncu suresı tan yerının ağarmasına
ant ile başladığından 'Fecır' başlığını taşır, ılk tum-
cesı şoyle başlar
"Tanyennın ağarmasına ant olsun "
Fecır guneş doğmadan once ufku saran kızıllık-
tır, Turkçede pek kullanılmaz, ama 'velfecır' sozcu-
ğu kullanılır
Ne demek velfecır?..
Gozlerının parıldamasından ya da bakışlannın
yansımasından kurnaz veya ıçten pazarlıklı olduğu
anlaşılan kışı ıçın "gozlen velfecn okuyor" denır,
bızden oncekı kuşaklar bu deyımı sık sık kullanıriar-
dı
•
Televızyon hayatımızı değıştırdı, polıtıkacılan oda-
mıza soktu, kamera 'zoom' yaptı mı, sıyasetçıyı ya-
kından gozlemlemek talıhsızlığıne enşıyooız
Son gunlerde butun gozler Erbakan'da! .
Pekı, Erbakan'ın gozlen nerede"7
Hazret her gun televızyon ekranına çıktığından
gozlenne bakıyorum
Hoca'nın gozlen velfecn okuyor.
Fecır suresını okusa 19'uncu ayette şu tumceye
rastlayıp duşunecektı
"Sıze kalan mırası hak gozetmeden yıyorsunuz."
•
Erbakan'ın esneklığı dıllere destan1
Hazret 'ba-
na mısın' demıyor Çek uzat, yuvarlayıp katla!. Ge-
leneksel oyunlanmız halt etmış1
Karagoz mu oyna-
tıyoruz'? Başkente tuluat kumpanyası mı yatağı ser-
dı Hayal perdesınde mıyız? Karagoz ile Hacıvat
ya da Kavuklu ile Pışekâr sıyasete mı soyundular'?..
Hazret pışkın
- Hey molla, kendını kolla'
- Solla mı dedınız efendımız?
- Hayır, mangal tahtası dedım
- Ben bayram haftası anladım...
- Senın bayramına
- Ayranına mı dedınız?
Hazret DSP lıderı Ecevrt'le konuşuyor, çıktıktan
sonra medyaya açıklama yapıyor
- Uyum ıçındeyız
Daha sonra CHP lıdenyle uzun süre konuşuyor-
lar, bızımkı çıkıp açıklıyor
- Uyum ıçındeyız
Oysa gerçek taban tabana zıt' Her ıkı lıder de Er-
bakan'adıyorlarkı
- Çekıl'
Hoca
- Çekıldım, seksen okkayım'
Kım ne derse desın Hoca hep uyum ıçınde
1
As-
kerle, koalısyon ortağıyla, muhalefet partılerıyle
Bu gıdışle ış nereye varacak, sonunda bınlerının
tepesı atacak ve dıyecek kı
- Uysa da uymasa da
•
Gozlennın karası, hoca konuşurken bır sağa bır
sola olmadık hızla gıdıp gelıyor
Bır sağ
Bır sol
Hazret ın gozlerı hızlı devır uzenne çalışan araba
şıjeceğı gıbı
Hoca'nın gozlerı velfecn okuyor
Benım oğlum bına okur
Döner doner yıne okur
MARMARİS
ÇAMLIKÖY'de
Kaba ınşaatı bitmiş
turizm kooperatifine
üye alınacaktır.
Tlf: 0.256 -2258662 Aydın
0.252 -495 84 46 Marmaris
AKHAYATSİGORTAA.Ş.
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN
OUĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA
ÇAĞRI
Idare Meclısımızın 21 Şubat 1997 tanhlı toplantıanda, Olagan Genel
Kurulumuzun 28 Mart 1997 Cuma gunu saat 10 00 da Istanbul Fındıklı
Medıs-ı Mebusan Caddesı No 147 Kat 6 da ılışıkte takdım edılen gûn-
demdekı hususlan goruşmek uzere toplanması kararlaştınlmıştır
Toplantıda kendıtenm vekâleten temsıl ettırecek hıssedarlann vekâ-
letname omeklennı şırketımızden ıstemeten ve 1996 yılı Idare Meclısı 0e-
netçıler Raporlar ıte Bılanço ve Kar Zarar Hesaplan toplantıdan 15 gun
evvelkı tanhteti tıbaren pay sahıplenmn tetkıkıne hazır bulundurulacağı
ılan olunur
1. Açılış ve Başkanlık Dıvam Seçımı
2. Genel Kurul Toplantı Tutanagının Başkanlık Dıvanı nca ımzalanması
hususunda yetkı venlmesı
3.1996 yılı faalıyet ve hesaplan hakkında Yonetım Kurtlu ve Denetçı Ra-
poriannın okunması muzakeresı
4.1996 yılı bılançosu ve kar-zarar hesaplannın okunması, muzakeresı
ve tasdıkı ile Yonetım KLirulu'nun 1996 yılı kâr dağıtımı ile ılgılı teklı-
finın goruşulerek karara baglanması
5. Yonetım Kuruiu uyelen le denetçılenn şırketın 1996 yılı faalryetlenn-
den dolayı ıbra edılmelen
6. Boşalan denetçılığe seçım yapılması,
7. Yonetımce belırienen bagımsız dış denetleme kuruluşunun onayı
8. Yonetım Kurulu Başkan ve uyelenne Turk Tcaret Kanunu nun 334 ve
335 maddelernde yazılı muamelelen yapabılmelenne ızın venlmesı,
VEKÂLETNAME
Hıssedarı bulundugum
Anonım Şırketı'nır tanhınde
adresınde saat de yapılacak
yılına aıt olagan / olaganustu gene! kurul toplantısında benı temsıl ettne-
ye ve gundemdekı maddetenn karara baglanması ıçın oy kullanmaya
'yı vekıl tayın ettım
VEKÂLETİVEREN
Isım Imza Tarh
VEKALETİ VERENİN
Sermaye mıktan
Hısse adedı
Oy mıktan
Adresı
NOT Vekâletnamenın noter tasdıksız olması halınde vekâletı vere-
nın noter tasdiKİı ımza sırkulen vekâletnameye eklenecektır
DENİZLİ ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1996 842
Davacı Hatımet Çıftçı tarahndan davalı Ahmet Çıftçı aley-
hıne açılan boşanma davaiinm yapılan yargılaması sırasın-
da venlen ara karan gereğınce,
Davalı Ahmet Çıftçf nın adresı zabıta manfetıyle tespıt
edılemedığınden duru^ma gunü \ e dava dılekçesının ılanen
teblığ edtlmeMne karar \enlmekle duruşma gunu olan
8 4 1997 gunu bızzat kendısinın veva temsıl ettıreceğı ve-
kılledava»ını takıpettırmcsı takıpettırmedığı takdırdeyok-
luğunda karar\enleceğı bu nedenle davadılekçesı ve meş-
ruhatlı dav etıye ılanen tebiıg olunur 7 2 1997 Basın 7533