28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAYTA CUMHURİYET 14ŞUBAT1997CUMA 2 OLAYLAR VE GORUŞLER ** • Gorbaçov'un Yazısı Ustüne Iki Mektup VIELİH CEVDET ANDAY • lk mektup dostum Yıklız Sertel'den: I "Saym Melih Cevdet, 28 Ocak ta- rihli Cumhuriyet gazetesinde, Gor- baçov'la ilgili yazınızda, Vlikhael Gorbaçov'un Marxizm üzerine gö- rüşlerini belirtiyor ve bu konuyu utışilım, diyorsunuz. Gcrbaçov'a göre. Mancist açıdan de\ let. gem;n sınıflann iktidararacı olarak insa- •B iısanı sömünnesınin bekçisi olur. İn- anhk bu beladan kurtulmalı, devlet önce iüçühıeli. güçsüzleşmeli \e giderek, ku- uyup, yok olmalıdır. Ma^ist açıdan devlet sorunu böyle ko- ıunc£. sanki Marx ile küreselleşmeciler rasırda bır göriiş birliği var gibi görünü- \>r Onlar da. 'ulusdevlet'in yaşayamaya- ağın;. devletm küçülmesi gerektiğini söy- fciTLİyorlarmı? Gorbaçov 'un sözlerinin çe- !İn yspilırken asıi anlamından biraz uzak- kştınlmış olması olasıdır. Bıldığım kadanyla Marxist açıdan dev- fct gerçekten de egemen sınıflann daya- rağıdır. Onlann sömürûsünü gerçekleştir- nek için vardır. Diğer bir deyımle, sınıflı Uplumun bir ürünüdür. Sosyalizm, smıf fırklannı kaldıracak. sınıfsız toplumu ger- pkleştirecektir. Bu aşamaya vanldığında a devlet fonksiyonunu kaybedecek ve kendıliğınden ortadan kalkacaktır. Bu son aşama 'komünizm' aşamasıdır. Yani tarihı gelışme seyri içinde, önce, kapitalist düzen yıkılıp, ışçi sınıfinın ıktıdan altında bır sos- yalist düzen kurulacak. bu uygulamavla sınıflar ortadan kalkınca devletsiz toplu- ma, komünizme vanlacaktır. Bu son aşa- ma bence bir iitopya'dır. Sınıflar kalkma- yacağı gıbı, devletin de kalkacağına inan- mıyorum. Bahis konusu olan sosyalizm aşamasında devletin oynayacağı roldür. Sovyetler Birliği 'ndekı 'sözde sosyahst uy- gulamada' devlet ceberut devlet bıçımini aldığı ıçin, Gorbaçov, 'Aman bundan kur- tulalım', diyebilir. Ama bız biliyoruz kı, bazı Kuzey. Batı ve Orta Avrupa ülkelerin- de, bir 'Sosyal Devlet' kuruldu. Bu devlet, kapitalist düzen içinde, halka pek çok hiz- metler sağladı, sosyal eşıtsizliği azaltma- ya hizmet ettı. Bugün Avrupa'da sosyal devleti yok etmek isteyen idarecılerle, halklar arasında büyük kavga var. Gerçek- çı olmak ıstiyorsak. ütopik bir dönemde devletin yok olmasını değıl; kapitalist, sos- > al demokrat bir düzen içinde devletin oy- naması gereken rolü tartışmahyız. Saygılar." • Ikıncısi sayın okurumuz Güner Bü- yük'ten: "Sayın M.C. Anday, Genç bır okurunuz olarak 28 Ocak salı günkü yazmızla ılgilı düşüncelerimi iyi ni- yetinize inanarak iletmek istedım. Gorbaçov, ahntısını yaptığınız yazısın- daki görüşlenn ne ılk ne de tek savunucu- sudur. Öncelikle. Gorbaçov'un bunu pek iyı bilmesigerekırkı. Marx'ı yalnızbirfı- lozofmuş gıbı almaktansa. onu ınsanlığin bin yıllardır özlemını çektiği özgürlük ve eşithk düşünü bılimsel temele oturtmuş ki- şiliğiyle görmek gerekir. 'Mara'ın temel kuramsal derdi' olarak tanımlanan devlet konusuna gelirsek. Mart'ın temel derdinin toplumdaki sınıf- lar olduğunu. devletınse yalnızca sınıflar mücadelesinin bir aracı olduğunu söyleye- ceğim. Aynca Gorbaçov'un göz göre gö- re çarpıtmaya çalıştığı düşünceye bakınız: 'Devtet egemen sınıfın iktidar aracı olarak - insanın insanı sömürmesinin bekçisi ola- rak.' Tanımın ilk bölümü genel anlamda devlet için, ıkinci bölümüyse burjuva dev- let için geçerlidır. Dolayısıyla tarihin başı- na gelen en büyük bela olan 'sınıflar' or- tadan kalkmadıkça devlet {egemen sınıfin iktidar aracı) yerli yerinde duracaktır. Ya- nı insanın insanı sömürmedıği zamanlar- da da (Bkz. Mandzmler) sınıflar ve kalın- tılan var olacağından de\ lete de gereksi- nim duyulacaktır. Artık 'egemen sınıfın ik- tidar aracı' tanımı doğru 'insanın insanı sömürmesinin bekçisi' tanımı yanhştır. 'Bu açıdan Marvizmlere bakarsak' Mar- xizmlerde sınıflann ortadan kaldınlmadı- ğını, yalnız işçı sınıfinın egemenliğı bur- ju\azinın elınden aldığını görürüz kı. bu devletin varlığının da büyüklüğünün de. hele bizzat sizin bır örneğinı verdiğmiz ko- şullan da göz önünde bulundurursak, ye- terli nedeni sayılmalıdır. Yine Gorbaçov 'un pek iyi bildiği bir şe- yı yinelemek isterim ki. proleter devlet tam da devletin kuruyup yok olması ıçın kurul- muştur. Ancak 'güçlendirmek, büyütmek. yaygınlastınnak'tan kastedilen yığınlardan aynlmak, bürokratlaşmak ıse bunun so- rumlusu Marxizm değil, Gorbaçov'un bu- gün temsilcisi olduğu revızyonizmdir. Oysa, Sovyetler'in çöküşünü de burada aramak gerekir ki, işçi sınıfı ve ezilen hal- kın karşısmda bürokrat 'devlet'in, emper- yalizmın. emperyalist 'devletler'in yanın- da olan da Gorbaçov'un ve revızyonizmin ta kendisidir. Ancak, Gorbaçov'un anımsamaktan korktuğubir şey vardır ki, işçi sırufi ve ezi- len halklar Gorbaçov'lara rağmen Manc'ın yolundan gidecek, sermayeyi devirip eme- ğin iktıdannı kuracaktır. Mektubum. sözünü ettığınız enıne boyu- na tartLşmanın bir parçası olabilırse ne mutlu bana. Saygılanmla." • Bugünlerde okumakta olduğum "Mo- dern Düşüncenin Doğuşu" adlı (Cemal Bâ- li Akal) kıtabının ginş bölümünden şu par- çayı da yazıma almak istıyorum. Konu- muzla, dolaylı da olsa, bir ılintisi bulunur belki. "Stefan Zweig Rotterdamb Erasmus'un Zaferi ve Trajedisi (Triumph und Tragik des Erasmus von Rotterdam) başlıklı kita- bında şöyleder: Son nefesini vermekte olan Erasmus'un. Avrupa birliğine ilişkin mane- vi mirasuu sonraki kuşaklara en soylu gö- re\ olarak bıraktığı sıralarda. Floransa'da, insalık tarihinin en önemli ve iddialı kitap- lanndan biri, Niccolo Machıavellı'nin Principe'si yayımlanır-. Erasmus. hüküm- darlardan ve halklardan, bütün insanlann kardeşlik havası içersüıde oluşturacaklan bir toplumu kendi kişisel >e bencil emper- yalist isteklerinin uzerinde tutmaiannı is- terken. Machiavelli. her hükümdann ve ulusun iktidar isteğini. o hükümdann ve ulusun düşünce \e davranıştamun en birin- ci hedefı ilan eder." TARTIŞMA Eleştirel Gözle Cumhuriyet G azete deyince aklı- na hemen Cumhu- rîyet'i getirenler- den bırisi olarak, eğrisiyle doğrusuy- la gazeteyi eleştir- rneye hakkım var diye düşünürüm. Bana göre yanlış olduğunu dü- şûndüğüm yazının dozu karşısında hevecanımı yenemezsem. yazanyla lcşısel savaşıma gırişinm. Sevgili Toktamış Ateş'le olduğu gibi. Çok ivi bilırim ki Ateş. Atatürkçülüğü. birinci cumhuriyeti ve laik düzeni savunmak için gerektiğinde kendi- sini ateşe atmakta tereddüt etmeye- cektir. Ama bugün de hâlâ Fethul- lah Hoca'ya gösterdiği hoşgörünün, "hoşgörû" sınırlannı aştığına ina- nınm. Söz açılmışken, Sevgili Toktamış Ateş'ın, içeriklerine kesinhkle katıl- dığım yazılannı, daha kısa yazabi- leceğine ve değerlerini yıtınneden de o güzel düşüncelerini okuyucu- ya aktarabıleceğine inanınm. Hoş- görüsüne sığınarak... Kısaca derım ki; keskın gözlemleri ile yanlışlara çuvaldız batıran, CUMOK'lan usanmadan izleyip yüreklendiren, Çağdaş Yaşam'ın okul girişimleri- ne verdığı destekle bızleri bıle gu- rurlandıran Deniz Som, Orhan Bur- sah'yı yanlış anlamasaydı da o iki yazı da yazılmasaydı, acaba gazete- nin okuru birşeyler mi kaybederdi diyedüşünüyorum. 1945 ve 1950 yıllan arasında CHP'nın önde gelen sılahşorlann- dan. şimdilerin deneyimlı dunnuş oturmuş politıkacısı ve de Doğan Vakfrnm Başkanı Sa\ ın Orhan Bir- git, o grubun çok satan gazetelenn- de değil de neden 'gazete'de yaz- mayı yeğliyor der ve bu sorunun ya- nıtını bır türlü bulamam. Say.n Hıncal Uluç'la sınıf arka- daşhğının ötesinde artık herhangi bir ortak yanlannın kalmadığını dü- şündüğüm Kışklı ıçin bazılan fazla partilı diye düşünse de, ben o yanı- nın da doğru olduğuna ınanır, bık- madan tekrar tekrar okurum. Sözümü hiç sakınmadan söyle- meliyim ka ressam olarak dehası (o konunun uzmanı değılim) kabul Bir Cumhuriyet'le Toprağa Verildi D iyarbakır Dıcle Köy Enstitüsü mü- dürlennden Nazif Evren'i de yitirdık 21 ocakta. Köy Enstitülü koca bir çınar daha dev rıldi. Ankara'da bay- rağa sanlı naaşını Karşıyaka Gö- mütlüğü'nde toprağa verdik. Nazif Evren hocama bir kürek toprağım nasip olsun diye kalaba- lığı zorlayarak gömütüne güçlükle ulaştım. Bır de ne göreyim, Ev- ren'in kabire konulan naaşı üzerine. katlanmış bir Cumhuriyet gazetesi ile lormızı kaplı bir kitapçık konul- muştu. Bir türlü gözlenme ınana- madım. Cumhunyet gazetesi, bem- beyaz kefen uzerinde adeta yenı aç- mış kırmızı bir gül gibi ne güzel du- ruyordu. Demek Nazif Evren. "Gö- mütüme birCumhuriyetgazetesi ile bir kitap koyun" diye vasiyette bu- lunmuş. Nazif Evren hocamtz, Cumhuriyet gazetesi ile sonsuza dek kucak kucağa yatsın. Bu olay bana lzmir Çocuk Kıtaplığı okurla- nndan Bataçar Baysal'm şu sözle- nni anımsattı. "Ah kitaplar, sizde ne engin bir sihir var. Sizlere doya- ıruyorum birtürlü... Gönlûm istiyor ki. si/ieri hep okuva>ım. Ne yazık ki buna benim değiL hiçbir kimsenin giicü yetmez. Ne olur, np bilimi şu uykuya bir çare bulsa da geceleri de okusam. Mezarda okunabilse de. öl- meden tüm kitapları toplasam. mahşere kadar hep okusam. dur- madan okusam." Evet, Nazif Evren Hocam da 86 ytllık yaşarnmda okumaya, okut- maya doymamış olmalı İci gömü- tünde bu işı sürdürmek ıstemış... Nazif EvTen'in doğduğu köyün adı- nı verdiği "Pbyraz Köyü" adlı bir yapıtinın bugünlerde ikmcı basımı- nın yapılmakta olduğunu öğren- dım. Saynevinde ziyaretine gelen- lere "PoyrazKöyü kitabımın kapa- ğı nasıl oldu" diye yinelemiş dur- muş. Tüm bunlardan şunu anlıyo- ruz ki, Nazif Evren yaşamı boyun- ca okumuş, okutmuş: ama, doya- mamış... Nazif Evren, öğretmen olarak, eğitimcı ve yönetıci olarak Türk görse de siyaset yorumcusu olarak Sayın Kışlah'yı düzeltecek yetkiye sahip olabileceğıni kabullenemiyo- rum. Yapılacak ilk seçimler için CHP Parti Meclisi üyelığinden öte bir beklentısı mı var kı bırdenbıre yü- reğinı Baykal sevgısı kaplayıverdi diye ev hamlanıyorum. Resim, siya- set neyse ne de Sayın Baykam'ın sopr yazılan doğrusu o sayfayı yö- neten için büyük kazanç olsa gerek 9 "Yükseten Ateş" başlıklı yazısı ile Fener sevgisinı fanatizmin de ötesı- ulusal eğıtimine pek çok hizmet vermiştir. Özellikle Dıcle Köy Ens- titüsü Müdürlüğü, yaşamında ken- disine pek çok saygınlık kazandır- mıştır. Geçen yıl yitirdığımız de- ğerli eğıtımci M. Rauf İnan, "An- kara'da yaşamda iiç Köv Enstitüsü müdürü kaldık" (İbrahim OyTnak, Nazif Evren) derdı. Bu üç eğitım çınanndan ikısı göçtü. şımdi ya- şamda yalnız İbrahim Oyjnak kal- dı. Nazif EvTen'i en son Öğretmen Dünyası dergısının cumartesı söy- leşilerinde görmüştüm. u Hocam, ne taşırken Galatasaray'la alay et- mek nıye? Acaba Sayın Baykam. Fenerbah- çe tarihine adını yazdırmış değerli spor adamı ve yazan Halit Derin- gör'ü hiç mi okumuyor diye düşün- mez misinız? Bunca kusur kadı kı- zında değil enbiyada bile bulunur dıyorsanız ona da katılınm. . Zıra ıki kere ikı dört. Cumhuriyet. gazete gibi gazete- dır. Hepinize yürekten sevgı. selam. NaimKıhç nasılsınız" dediğım zaman "Bura- lara kadar geldiğime göre, demekki iyiyim" demışti. Her görüştüğü- müzde yayınevime geleceğini söy- lerdi; ama. kısmet olmadı. EvTen. çok insancı (hümanist) bir kişiydı. Her iyi davranışın, her olumlu yaklaşımın yanında idı. He- le eğitımle ılgıli söyieşi ve toplan- tılan hiç kaçırmazdı. Artık, Nazif EvTen'siz yaşama alışmaya çalışa- cağız. Tann'nın rahmeti bol olsun. Hacı Angı / Eğitimci-Yazar PENCERE "Sevgililer Giinii" Eskiden Adana Erkek Lisesi, erkek lisesiydi; okulun çatısı altında ne aşklar yaşanırdı!.. Haytanın teki, uzak- tan uzağa bir kıza Allah'ına kadar vurulur; sevgilisini iz- lemeye, dikizlemeye, kesmeye. gözlemeye başlar; her gün arkadaşlanna rapor verirdi: - Bugün 2.30 matinesindeydik, film başlamadan ön- ce döndü bana baktı. - Valla mı?.. Bizimkinin aşkından kızın haberi yoktur; ama, bir kez yengemiz dmuştur artık kimse o kıza hallenemez, çün- kü bu durumda marizi yer. • Sevda dedin mi, ölümüne!.. - Nasıl?.. - Kızın senden gayrı dünyası olmayacak, senden başkasını tanımayacak, eli kimsenin eline değmeye- cek... - Değerse?.. - Allahıma öldürürüm!.. - Ulan hergele!.. Sen her cumartesi aşağı mahalleye gidiyorsun, orospulara para yediriyorsun... - Ben erkeğım!.. • Paris'te bir konuşma: - Burada aşk bitti artık.. - Ya?.. - istanbul'da var mı?.. - Hem de nasıl!.. Dostoyevski'nin Prens Mişkin'iy- le Nastasya Filipovna'sı yanında halt etmiş... - Inanmam!.. - Urfa'ya git, daha betenni bulursun. - Nasıl?.. Ne kadar köfte, o kadar ekmek; ne kadar yasak, o kadar sevda!.. • "Sevgililer Günü "nün gerçek adı "Aziz Valentin Gü- nü"dür. Noel'de çam dikmek, St. Valentin Günü'nde sevgiliye armağan vennek, sahura kalkmak, REFAH- YOL hükümetini desteklemek bizim yaşam biçemimiz- dir. - Sevgiliye vereceğın armağanı seçtin mi?. - Nealayım?.. - Bugün özel bir gün, sen de özel bir şey al!.. - Neden özel?.. - Çunkü her şeyın genelleşip orta malı olduğu top- lumdaozele merak var. "Özelbirkadın"yada "özelbir erkek" olmak hevesı herkesi sardı. Her şeyin özel ola- cak ki fark edilesin!.. Kendi markanı kendin seç!.. Artık günümüzün insanı seçtiğı markalarla kimlik kazanıyor. - Olur mu canım!.. Adı ustünde marka!.. Insana kim- lik sağlamaz marka, başkasının damgasını vurur!.. • Sevgililer Günü nasıl yaşanır?.. Medyada listelerya- yımlandı, fiyatlar açıklandı: Kazak, kravat, pantolon, eteklik, bere, ind kolye, anahtartık, vb; ama, istersen araba, yat veya kat alıp sevgilini daha çok sevdiğini ka- nıtlayabilirsin; tüketim toplumunda sevgı tüketimle an- lamdaş!.. Paran yoksa, sevgiline bir karamela ver, içinden bir beyıt çıksın: "Bugün ayın on dördü, Kız saçını kım ördü?" Sevgilinin yanıtı belli: Kuvafört. ' l f i ' 1 6 B u b a ş a r ı y a b i r l i k t e i m z a a t t ı k ! VakıfBank geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 1996 yılında da başarı hedeflerini kat kat aşarak i h r a c a t ç ı l a r ı m ı z l a , öğrencilerimizle, ev h a n ı m l a r ı m ı z l a , VakıfBank çalışanlarıyla kısacası g e r ç e k l e ş t i r d i . Özkaynaklardaki artış % 97...19,5 trilyon. Toplam aktiflerin artışı % 115... t ü m T ü r k i y e i l e p a y l a ş ı y o r . Ç ü n k ü V a k ı f B a n k b u b a ş a r ı l a r a y ı l l a r d ı r v e r d i ğ i n i z d e s t e k , 497,7 trilyon. Kaynaklardaki artış % 118... 427,3 trilyon. Takipteki alacaklar (net) 0. Kârdaki I artış % 148... 1 3 , 2 trilyon ( n e t ) . S o n ü ç y ı l d a ö z k a y n a k l a r ı n ı % 7 4 5 a r t t ı r a n V a k ı f B a n k , b u y ı l d a b a ş a r ı s ı n ı d e ğ e r l i m e v d u a t s a h i p l e r i y l e , k u ç ü k v e o r t a b o y i ş l e t m e c i l e r i m i z l e , ( 1 9 9 3 y ı l ı n d a n e t k i r ı m ı z 153,7 m i l y a r , 1 9 9 4 yılı n e t k â r ı m ı z 1,2 t r i l y o n , 1995 yılı n e t k â r ı m ı z S,3 t r i l v o n , 1996 yılı n e t k â r ı m ı z ıse 13,2 t r i l y o n d u r . l , g ö s t e r d i ğ i n i z g ü v e n l e , s i z i n l e b i r l i k t e i m z a a t ı y o r . B u b a ş a r ı n ı n g e r ç e k s a h i p l e r i . VakıfBank sizden aldığı güçle 2 1 . Yüzyıl Bankacılığı'nı bugünden yor, yaşatmaya devam edecek. Bu başarılar yıllarca sürecek! nden yaşatı- f ^ • VakıfBank I" 2 1. Y u z y ı I B a n k a c ı l ı ğ ı "
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle