23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9ARALIK1997SALI 8 DIŞ HABERLER Türkiye Avrupa Birliği ile 12 Aralık Lüksemburg zirvesi öncesinde son dakika pazarlıklannı yapıyor AB'den '15 artı 12' aklatmacası LALE SARIİBRAHtMOĞLU ANKARA-AB ve Kıbns ko- nularında 'davatmacT nitelikte- ki politikalannda esneyerek fark- lı bir taktik izleyen Türkiye, AB ıle 12-13 Aralık Lüksemburg zirvesi öncesinde son dakika pa- zarlıklannı yapıyor. Başbakan Mesut Yümaz \e Dışışleri Ba- karu İsmailCem. AB'ye son da- kika mektuplan gönderdiler. Tür- kiye'nin 'keiime oyunu' oyna- makla suçladığı AB'nin henüz netleşmeyen son formüiüne gö- re ise, Ankara"nın birliğe aday- lığı resmen açıklanmayacak an- cak "tam üyelik başvurusunda b ulunan 12. ülke" olarak anıla- cak. Yılmaz ve Cem, AB'yi. Tür- kiye'ye katılım öncesi stratejı verme konusunda "ketime oyu- nu" oynamak yerine somut ta- leplerle gelmeye çağıran mektup- lan, muhataplanna gönderdıler. 1 l'ler olarak anılan ve Kıbns"m yanı sıra eskı Dogu Avrupa'nın 10 ülkesine tam üyelik öncesi katılım stratejisı uygu- layan AB, 1995 yılmdan bu yana sürege- len uygulamalan çerçevesinde 13 Ara- Türkiye'ye adayhk yolu kapah ANKARA (Gumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birligi, dûn Brüksel'de dışişleri bakanlan düzeyinde yaptığı toplantıdan sonra Türkiye'ye, birliğe aday olduğu yolunda bir güvence vermeyen ve üzerinde halâ müzakere edilen son pozisyonunu açıkladı. Dönem başkanı Lüksem- burg'un şema halinde dağıtbğı plan şu unsurlardan oluşuyor: 9 Birliğin genişleme sürecinde çatıyı, Türldye'nin de dahil edile- ceği Avrupa Konferansı oluşturuyor. Türkiye'yi AB'ye tam üyelik yo- lunu açacak biçimde cesaretlendirmekten uzak kalan Avrupa Korife- ransı'nm içi Türkiye'yi tatmin etmeyen unsurlar içeriyor. •Avnıpa Konferansrna Türkiye dahil AB'ye aday 12 ülke katıia- cak. AB'nin, henüz netleşmemiş olmakla birlikte 12 Aralık zirvesin- de, 'Türkiye'nin de adını vererek 12 ülkenin tam üyelik için başvurdu- ğunu ve bu başvurulanııda eşit biçinıde muamek görecekJerini not ahr" şeklinde bir açıklama yapması bekleniyor. AB, bu ifadesiyle Türki- ye'yi resmen aday olarak ilan etmekten kaçınıyor. # Katılma süreci başlığı altında Çek cumhuriyeti, Polonya, Maca- ristan, Estonya ve Slovenya'mn yanısıra Kıbns Rum Kesimi ile bir- likte 5+1 formülü altında tam üyelik müzakereleri nisan ayında baş- latılacak. Kaölmaya hazırlama grubunda Bulgaristan, Romanya, Slo- vakya, Letonya ve Litvanya yer alıyor. AB üyesi 15 ülke bu 11 ler ile ydda bir zirve düzenleyecek. # Türkiye'yi bu sürecin dışında bırakan AB. Türkiye-AB yakm- laşma stratejisi adı altında yeni bir formül öneriyor. Bu öneriyle Tür- kiye, kendisini tam üyeliğe götürmevecek Avrupa Konferansı'na da- vet edilirken, Ortaklık Konseyi'nin de yılda 2 defa biraraya gelmesi öngörülüyor. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik için daha önce zaten vur- gulanmış olan "ehfl oMuğu" teyit edilirken gümrük birliğinin derin- leştirilmesi öneriliyor. Diplomatik kaynaklar, AB'nin son formülünü "yana dolu yana boş bardağa" benzeterek, Türkiye'nin genişleme süreci dışında bıra- kılmadığını ancak adaylık konusunda ümit verilmedığini kaydettiler. Türkiye, AB'den adaylık statüsünü ilan etmesini istiyor. Ancak AB, tam üyeliğin ön koşulu olan; insan ve azınlık haklanna saygı ile Tür- kiye ve Yunanistan arasındaki anlaşmazlıklann çözümünü de kaste- den 1993 Kopenhag kriterlerine Türkiye'nin uyması konusunda ısrar ediyor. lık'ta 11 "ler ıle bulustuktan sonra Türki- ye'yi akşam yemegine davet etti. Cuma gü- nü AB'nm dönem başkanı Lüksemburg Başbakanı Jacques Poos'a Ankara'nın po- litıkasını vurgulayan yeni bir mektup ya- zan Yılmaz'ın, birliğin Ankara'yı tam üyeliğe hazırlayacak bir stratejı verme- den yemek davetıni kabul etmesi mümkün görülmüyor. Dışişleri Bakanı Cem de dün sabahABKomiseriHaıısvandenBroek'a bir mektup yazdı ve diplomatik bir dille birliği, Türkiye'nin AB'ye adaylığının tes- cıl edilmesi konusunda keiime oyunlan oy- namamaya çağırdı. Cem meİctubunda, Türkiye'nin, AB'nin genişleme sürecin- den dışlanmasını ve birliğe aday ülkelere yönelik ayınmcı politikalar izlenmesini kabul edemeyeceğini belirtti. Cem, Tür- kiye'nin kendi gereksinimlerine yarut ve- recek bir katılım öncesi stratejisı verüme- si yolundaki önerisini de yineledi. Türkiye ve AB ilişkileri. Yıl- maz'ın yann İngiltere'den son- ra Lüksemburg'a yapacağı zi- yaret sırasında daha da netlese- cek. Lüksemburg Başbakanı Poos, Yılmaz İngiltere'de iken Atina'ya gidecek ve çarşamba günü de Yılmaz ile Lüksem- burg'da görüşecek. Ote yandan, Türkiye'nin Kıbns konusunda pozisyonla- nnı zayıflatacak dayatmacı po- litıkalanndan uzlaşmacı poli- tıkalara doğru yöneldiğı konu- sunda önemlı işaretler verili- yor. Türkiye Kıbns için enerji- sini şu anda. "Kıbns Cumhu- riyeti diye anılan Rum kesimi- nin tüm Kıbns'ın temsilcisi ol- madıgını ve adada Kıbns Türk- leri gibi ayn bir siyasi varhk ol- duğu gerceğüii" dünyaya kabul ettirmek için harcıyor. AB, 13 Aralık akşamı Kıbns Rum ke- simi'nin yanı sıra 5 eski Doğu Avrupa ülkesi ile tam üyelik müzakerelerine başlayacağını ilan ede- cek. Ancak Kıbns konusundaki açıkla- masını yaparken, Türkiye ve KKTC'yi yahştırmayı amaçlayan ve üzerinde ha- len müzakere edilmekte olan bir ifadeyi de metne geçirtecek. SIRBİSTAN Seçimler 2. tura kaldıDış Haberler Servisi - Sırbistan'dayapılan Cum- hurbaşkanlıfı seçimlennin ilk turunda Yugoslavya li- deri Slobodan Miloseviç'e yakınhğı>labılınen sosya- list aday Milan Milutino- viç'in önde gittiğı, ancak adaylardan hıçbırinin cum- hurbaşkanı seçilmek ıçın yeterlı oyu alamadığı bil- dirildi. SosyalistPartı(SPS)"den Milan Milurınovıç ıle se- çimlerde ikinci sırayı alan aşın sağın lıden Vo>islav Sesdinin, 21 Arahk"taya- pılacak 2. tura kanlma hak- kını elde ettıkleri belirtil- di. Dacıç. ;.eçımlerin adil \e demokratık bir havada geıçekleştiğı ve katılım oranının yüzde 50'nin üze- rinde olduğunu ıfade ettı. Yedı adayın yanştığı se- çimler, 7 vıl görevde kalan Miloseviç'in temmuz ayın- da Yugoslavya Federai Cumhunyetı (Sırbıstan ve Karadağ) Cumhurbaşkan- lığı'na seçilmesinden son- ra, Sırbistan De\let Baş- kanı'nı belırlemek için ya- pılıyor AGlT'ten30'aya- km gözlemcinin izlediği seçimlerin geçerli olması için kayıtlı 7 milyon 234 bın 769 seçmenin yansın- dan fazlasınınoy kullanma- sı gerekiyor. Bu arada AGtT. Bos- na'dakı Sırp cumhurıye- tinde 22-23 Kasım tarih- leri arasında yapılan par- lamento seçimlennin res- mı sonuçlarını açıkladı. Sonuçlara göre savaş suçlusu Radovan Karad- ziç yanlılannın partisi 83 sandaiyenin 24"ünü ala- rak seçimı kazandı. Di- ğer sertlik yanlısı Radi- kal Partı ıle Devlet Baş- kanı Bilyana Piavsiç'in partisi Sırbistan Halk tt- tifakı 15'er sandalye ka- zanarak üçüncü sırayı paylaştılar. Çoğunluğunu Boşnaklann oluşrurduğu Bosna-Hersek için Ko- alisyon, seçımlerde 16 sandalye çıkararak ikinci partı olurken, sosyalistle- rin dokuz sandalye ile dördüncü partı olduğu bildirildı. Yerliler toprağa kavuştu Dış Haberler Servisi - A\ r ustralya'da Queensland Eyaletı Federai Mahkeme- si, eyaletin kuzeyinde bulu- nan 110 bin hektarlık alarun yerlılere geri venlmesine karar verdi. Cairns kentınde görülen davanın hâkimi Brian Beaumont. "Bu mab- keme yeriilere verilen umanlan belirleme hakkına sahiptir. Ben de bu hakkı kullann yorum" dıyerek söz konusu topraklann yer- iilere iadesıne karar verdi. Davaya katılan 13 yerli kabileden Hopevale Kabilesi adına ko- nuşan Stephen VVaDace. yerlilerin kendile- • Avustralya'nın ilk sakinleri, beyazlann gelmesinden sonra ilk kez kendi topraklannda kendi kurallanyla yaşayabilecekler. rine geri verilen topraklar üzerinde yeni yasalar ko- yup uygulayabileceğini söy- ledi. Davada karşı tarafı oluş- turan Queensland eyaleti hükümeti, Telstra teleko- münıkasyon şirketi, Cooke Shire Council ve Avııstralya Denizcilik Gü- venlik Binmı mahkeme karanna itiraz et- mediler. Bu arada. Avustralya Başbakanı John H(mard, parlamentonunun yeriilere top- raklanrun gen verilmesiyle ilgili yasayı ikin- ci kez geri çevirmesı halinde, erken seçim çağnsında bulunacağını açıkladı. ÇOCUK! IKİYIL GEÇTl KAHKAHALARIN MEKÂNLARIMIZDA ÇINLAMIYOR SANMA! YİNE DE SEN YOKKEN ÇOK ŞEY EKSİK, ARKADAŞLARIN HALKIN BEŞTE DÖRDÜ YOKSLX Ermenistan'da yaşamak zor ERİVAN (AFP) - Azer- baycan'la Ermenistan ara- sında Dağlık Karabağ yü- zünden çıkan çatışmalann Ermenistan'a ekonomik ve siyasi faturası ağrroldu. Er- menistan Cumhurbas.kanı Levon Ter-Petrosyan, ülke- deki ekonomik sorunlann başlıca sorumlusunun, Azerbaycan'ın uyguladığı ambargo olduğu görüşün- de. Dağlık Karabağ konu- sunda uzlaşmaya çok ya- naşmayan Başbakan Ro- bert Koçaryan ıse, ekono- mirun, ıdan refogalarla dü- zelebileceğini önesürüyoV "*- Ermenistan'ın başkenti Erivan'da, AFP haber ajan- sınm sorulannı yanıtlayan Ter-Petrosyan, Azerbay- can'ın uyguladığı ekono- mik ambargonun, "ekono- mryi olumsuz etkflediğmi" söyledi. Ter-Petrosyan"a gö- re, Ermenistan'ın özelleştir- me programı için hayati önemi olan yabancı serma- yenin ülkeden kaçmasının ">üade90 sorumlusu" da bu ülkeye uygulanan ekono- mik ambargo. Azerbaycan, Ermeni nü- fiısun yoğun olarak bulun- duğu Dağlık Karabağ yü- zünden Ermenistan ile çı- kan savaşta toprak kaybet- miş, 1994'te imzalanan ateşkesten sonra da bu ül- keye ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştı. Petrosyan, yabancı ser- mayenin ülkeden kaçması- nın bir başka nedeninin de, ülkedeki yozlaşma olduğu- nu kabul ediyor. "Kamu yönetiminin orta ve aşağı kademelerinde yozlaşma- nın yav guı olarak bulundu- ğu dojğrudur" dıyen Ter- Petrosyan, "Devktin poii- seve gümrük memurianna normal ücretler ödeyecek kadar parası yok. Maaslar, asgari > aşam standartlan- nı bfle karşılamıvor'' şeklin- de konuştu Erivan'daki Fransız Bü- yükelçiliği. 3 milyon 600 bin nüfuslu Ermenistan'da halkın beşte dördünün yok- sulluk içinde yaşadığıru tah- min ediyor. 9 bin 290 Dra- ma (yaklaşık 4 milyon TL) tutanndaki aylık ortalama ücretler, bir aileyi en fazla 10 gün geçindirmeye yeri- yor. Hayvan dostuna 18yılhapisDış Haberler Servisi - İngiltere'de bir hay- van haklan eylemcısı, kent mağazaiannı kun- daklamaktan 18 yıla mahkûm oldu. Ingiltere'de yayunlanan The Independent gazetesinin verdiği habere göre, Isle Of Wight'ta birgecede 3 milyon Sterlin değerin- de ekonomik zarara neden olan Barry Hor- ne adlı Ingiliz için 18 yıllık mahkûmiyet ka- rannı veren Yargıç Simon DarwaU-Smith . suçlunun hiçbir pişmanlık belırtısı gösterme- dığinı ve nıyetinin seçtiğı "kurbanlara" aza- mi düzeyde ekonomik zarar vermek olduğu- nu söyledi. Yargıç. kent terörii olarak gördü- ğü olay vasıtasıylatopluluklann terörebulaş- tınldığını ifade etti. Barry Home mahkeme karannı sükûnetle karşılarken onlarca destekçi bağırarak ve cam bölmeyi yumruklayarak karan protesto edin- ce polis tarafindan dışan çıkanldı. Hiçbir şekilde insan yaşamına kastetmedı- ği belirtilen Barry Horne, kundakçılık suçla- nndan aldığı 18 yıllık cezadan sonra kendi- sini destekleyenleri gülümseyerek selamladı. Hayvan haklan destekçisi Home, Bristol'de geçen yıl alışveriş merkezindeki iki mağaza- yı kundaklamaktan tutuklanmıştı. Horne'un üstünden çıkan ale\r bombalan- nın yapısından Isle Of Wight'taki dört kun- daklama olayının da mahkûm tarafindan plan- landığı anlaşılmıştı. Polis, Barry Home'nun kundakJama olaylannı tek başına planladığını belirtti. GöRÜŞ/ BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Siyasal Paparazzinin Dayamlmaz Çekiciliğı ya da Sanal Aday' Türkiye 64 milyon insanın süreklı kandınldığı bir ömeği dün- yada hiçbir yerde göremezsiniz. Nasreddîn Hoca pa- rasını samanlıkta düşürmüş, sonra da kalkmış dışar- da, aydınlıkta artyor. Türkiye de bulamayacağı bir üye- liği anyor. Avrupa'nın Türkıye'yi "neyapacağını", "ne- reye alıp, nereye sokacağını" medyamız ışin özüne, olup bitenlere, gerçeklere bakmadan, Brüksel mutfa- ğınıgörmeden, "kendisüslediklerivitrinde"göstermek istiyor. Sonuç mu: Sanal aday Türkiye. Brüksel'de her düzeyedeki ilgili. taa 1985'ten beri. Allah nzası için, kalkıp da Türkiye'nin AB'ye tam üye yapılacağına dair bir söz etti mı? Son on yılda, belki on bin sayfalık Brüksel çıkışlı belgede, Türkiye'nin tam üye olacağına dair tek bir satır var mı? Türkiye'nin tam üyeliğıne yönelik herhangi bir komisyon çalışması gö- rüldü mü? Yok, yok. yok. Adamlar açık açık şunu söylüyor - Türkiye'yi dışlamayacağız, - Türkiye Avrupa'nın bir parçasıdır, - llişkilerimiz gelışerek sürecektır. Bunlaryerden göğe kadar doğru, bunlarolacak, an- cak bu başka şey, "Tûrkıye'nin AB'ye tam üye yapıl- ması" bambaşka bir şey. Neden? Çünkü Türkiye AB'ye bugün de yann da öbür gün de tam üye yapılırsa AB için hiçbir kazanç yok: Buna karşılık -yüzüncü defa tek- raredelim-ışgücüdolaşımından AB'nin katlanamaya- cağı malı yardımlara, Türkiye'nin iç sorunlannın AB'ye taşınmasından, onun Almanya ve Fransa ile birlikte AB'nin en tepesıne "baş yönetici" olarak oturtulması- na kadar Avrupa'ya öyle bir yük biniyor ki işte AB, bu- nun düşünerek Türkiye'yi tam üye yaparnayacak. Ama Türkiye'yi yanında tutacak, ilişkiler gelişecek, aynenTunus'ta, Fas'ta, Norveç'te olduğu gıbi. Bufark- lı bir şey. Siyasal ve kurumsal bütünleşme içine Türki- ye'yi sokarak geleceğın Avrupa Devleti içinde yer ver- mek istemr/orlar. Zaten AB, elde etmek istediklerinin tamamım. hem de son noktasına kadar, 6 Mart belge- si ilealmış, artık alacağı bir şey kalmamış. Neleralmış: - Türkiye AB'nin belırtediği ve belırieyeceğı tüm dış ticaret politikalarına tek yanlı uymayı kabullenmiş, AB'nin dünya ile ilişki düzenine kayrtsız şartsız katıla- cağım demiş, - İç pazannı AB'ye sonuna kadar açmış, - AB kurumlartnın alacağı ticari ve ekonomik karar- lara uyacağım demış. Yani tam üyelenn üstlendiklen yükümlülüklen, ben dışarda da otsam, yerine getireceğim demiş. Hem de kendi nzası ile, baskı ve zorlama olmadan, zafer şen- liklen ve naralan ile 6 Mart 1995'te kabullenmiş. Bu bel- ge içinde de "Türkiye ıleride tam üye olacaktır" diye hiçbir kayıt bulunmuyor. Şimdi bızım kalkıp. "Niye bızi tam üye yapmıyorsu- nuz" dememiz kadar mantık dışı ve belge dışı bir şey olamaz. Siyasal açıdan da soyleyemeyiz: Adamlar ne- redeyse yirmı yıldır, bizim tam üyeliğimizle ilgili bir bel- ge hazırlamadılar, bir çalışma yapmadılar. Tam üye ol- masak da gümrük bırlığine yine de gireceğiz diye 1989 yılında biz talepte bulunmadık mı? Sadece bazı AB'li bakanlar, başbakanlar Ankara gezilennde, sırt sıvaz- lamak ve "ihale almak" için yuvartak bazı sözter etti- ler, hepsi bu. AB, Avrupa'nın şekillenmesı konusunda 1991 Ma- astricht Anlaşniası ıle yeni politikalar belirledı. Yeni üye adaylannaEŞunlardır diye 1994 Essen doruğunda isım- len saydılar; siyasal, ekonomik ve kültürel seçenekle- ri doğrultusunda, geleceğin Avrupa Devletı'nin sınır- lannı, isimlerle birlikte çizdiler. Bunlar içinde Türkiye yok, yok, yok. Bizsimdı kalkıp, "mutfaktaki bu gelişmele- rihiç olmamış varsayıp", "lütfen bizide vitrinde gös- terin, bız sanal adaylığa da razıyız" diyoruz. Medyamız pompaladıkça, siyasiler de gerçeklere aldırmadan, "sanal adaylığa oynamayı" Hacivat-Ka- ragöz oyununa çevirerek sürdürmek zorunda kalryor- lar. Daha doğrusu, oyunu birlikte oynuyorlar. Bir ülkenin en önemlı dış ilişkiler boyutunda, bu den- li yüz kızartıcı ve kara mizah konusu olabilecek bir ha- dise olsa olsa bizde olur. Ve oldu da. 1995'te olanlan hatırlayalım. Bırkaç polrtikacı ve dar bir çevre, Türki- ye'yi "vesayetaltına" sokuverdı, Türkiye-AB ilişkilerin- de bugün yaşanan knzin altyapısını hazırladı. Şimdi ıçimiz rahat mı? Tam üye olmayacağımızı, "sanal olarak vitrine konduğumuzu" bile bile 64 mil- yonadönüp "Görüyormusunuz, bizı adaylistesine koy- dular" diye yalan söylediğimiz zaman; - Türkiye çağdaş adımlar mı atmış oluyor? - Türkiye'yi Avrupalılaştırmış mı oluyoruz? - Türkiye'ye yön göstermiş mı oluyoruz? Hayır, hiçbiri olmuyoruz, sadece ve sadeceAvrupa- lılann gözünde alay konusu oluyoruz. Ve diyoruz ki, "Biz kendimizi aldatmayı çok seviyorvz", "Türkiye 'ye doğ- rulan, gerçeklerisakın söylemeyin, bızsanallığa" ba- yılıyoruz diyoruz. Yalan da 6"lsa, Türkiye adaydır deyin diyoruz. Deyin ki sanal medyamız ve politikacılanmız Hacıvat- Karagöz oyunu sürdürsünler. Işin gerçegi, bu tutum ve davranış, bizi çağdaşlık- tan uzaklaştıran en önemli öğe oluyor. Bu tutum ve dav- ranış biçimi bızi Avrupa'ya yaklaştıran değil, aksine, Av- rupa'dan uzaklaştıran koşulları da hazırlıyor. Onlarbu- nun bile farkında değiller. Büyük ve sesız çoğunluk ise olup bitenden habersız, bu Hacivat-Karagöz oyununu seyretmek zorunda bırakılıyor. Benim sözüm, meclisten dışan. Prof. Dr. A. SUAT BİLGE Sevgili İSMET Aramızdan aynlalı 2 yıl oldu. Her gün yokluğunun acısı daha artıyor. Seni sevgi ve özlemle anyorum. EŞİN DUDU İLAN T.C ZE\TİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1997'879 Zeytinburnu Sulh Hukuk Mahkemesi'ne verilen 14.11.1997 tarihli 1997/879 esas 1997-1237 karar sayılı karar ile Hacı Şık'a ablası Fethiye Şık vasi ta- yin edilmiştir. Bu husus ilanen tebliğ olunur. 14.11.1997 Basm: 55108 ALİAĞA SLTLH HLTKUK MAHKEVIESİ'NDEN EsasNo: 1996297 KararNo: 1997-238 Da\acı S. S. Alıağa Körfez Üç Yapı Koop. temsilen Alim Destanoğlu. Hüseyın Yılmaz vekilleri tarafindan davalılar ale\hıne mahkememızde açılan ortakbğrn giderilmesı davası- nın yapılan açık duruşmalan sonunda: davanın kabuiü ıle Iz- mir ılı. Alıağa ilçesı Uzunyalı mevkiınde bulunan tapunun 20K.Ib 2a pafta. 482 ada, 8 parsel nurnarasında kayıtlı 604 m2 mıktannda arsa nıteliğindekı taşınmazın. üzerindeki ortaklı- gın mükellefıvetlen ile birlikte genel açık arttırma suretiyle satılarak ortakJığın bu şekılde gıdaılnıesine. satış bedelinın. tapu kaydındaki hisselere göre taraflar arasında paylaştınlma- sına 10.9.1997 tarihinde karar verilmış olup işbu karann dava- lı Güner Gelgel'ın adresı tespıt edilemedığınden bu da\alıya ilanen teblığıne. ilan tanhınden itıbaren 15 gün içerisınde tem- yız edilmemesı halinde hükmün kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 01. 12.1997 Basın: 58435 SATILIK KOOPERATİF HİSSESl Esenyurt'ta. kaba inşaatı bitmiş 128 m 2 dubleks daire kooperatif hissemi devrediyorum. Tel: 19.00'dansonra 0 216 456 16 65 1970 ilkelerine göre Patriki Istanbul ve Im- roz'daki metropolitler Fener Rum Patrikhane- si'nde toplanarak gizli oyla seçmektedirter. Bu seçim sisteminin değiştirilmesi istenmek- tedir. Bazı önerilere göre Fener Rum Patriki, dünyada, bu arada Amerika'da bulunan ken- dine bağlı Ortodoks kiliselerin temsilcilerinden oluşan bir Dini Meclis tarafindan seçilmelidir. Fener Rum Patrikhanesi'ne Türkiye dışın- da Girit, Amerika, Avustralya başpiskoposluk- lan ve Menteşe (Oniki adalan) ve Yeni Zelan- da metropolitlikJeri bağlıdır. Yeni seçim biçi- mini ileri sürenlerin, Rus Ortodoks Kiliseleri'ni de göz önünde tutup tutmadıklan belli değil- dir. Dünyada yaklaşık 150 milyon Ortodoks vardır. 125 milyonu Rusya Federasyonu'nda yaşamaktadır. Diğer25 mityon dünyanın Rum ve Rus göçmenlerinin oturduklan ülkelere ya- yılmıştır. Fener Rum Patrıkhanesi yeni seçim sistemi ile gerçekten ekümenik olacak ise, Ruslar'ın da söz sahibi olmak isteyeceklerini beklemek gerekir. Lozan BanşAndlaşması önünde Fener Rum Patriki ile Batı Trakya'daki Türk müftüleri ben- zer statüdedirler. Batı Trakya'daki Türk müt- tüler atama yolu ile göreve getirilmektedirler. 24 Aralık 1990 tarihli kanun hükmündeki ka- ramameye göre Yunan hükümeti, müftüleri is- tediği gibi atamaktadır. Türklerin seçtikleri müftüleri de cezaevine yollamaktadır. Acaba Patrikin Amerika'daki Rumlar tarafindan se- çilmesini isteyenler Batı Trakya'daki Türk müf- tülerin Trakya'daki veya Türkiye'deki Türkler tarafindan seçilmesini kabul edecekler mi- Fener Rum Patrikhanesi (5) dir? Hatta Türkiye'deki Müslümanlann Ame- rika'daki Müslümanlann seçimlerine bir bi- çimde katılmalarını düşünmektedirler mi? Eğer dünyada evrenselleşme gerçekleşiyor ise bunun herkes için göz önüne alınması gere- kir. Türkiye'de bazı düşünürier, Patrikhanenin statüsünün yükseltilmesinin Türkiye'nin dış göriitüsünün düzelmesinde yarariı olacağını ümit etmektedirler. Patrik Bartolemeos da Heybeli (Halki) llahiyat Okulu'nun açılmasının "dinsel inancı gerçek saygının ifadesi olarak Türkiye'nin Avrupa 'dakiimajı bakımından çok olumlu" olacağına inanmaktadır. Ortodoks din adamı yetiştirmek için Boston'da ilahiyat okulu vardır. Bu okula ek olarak Heybeli'de- ki okulun açılması dahaziyade Patrikhanenin tarihi imajını canlandıracaktır. Bununla bera- ber Heybeli'deki okulun açılması, Türk huku- kuna bir ayncalık getirmeyecek ise benzeri bir Türk dini okulunun Batı Trakya veya Kuzey Amerika'da açılması ile birlikte yeniden de- ğeriendirilebilir. Patrikin yeni seçim sistemi ile, Türkiye'nin içine Ankara'nın seçimlerini ve faaliyetlerini kontrol etmekte zorianacağı milletlerarası bir din kurumu yerieştirilmiş olacaktır. Türkiye'nin, bu kurumu denetlemeye kalkınca ne gibi tep- kilerie karşılaştığını yukarda belirtmiştik. Ger- çekte, Patrikhanenin denetimi Türkiye dışın- da yerieşmiş Rum ve Rus kökenli Ortodoks- lann eline geçecektir. General C. Gürkan'ın anlattığına göre NATO'nun 1964 yılı toplantı- sında C. Sunay, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı D. Rusk'a iki muhribin ne za- man verileceğini sormuş. D. Rusk şu yanıt ver- miş: "Patrikhaneye karşı icra ettiğiniz baskı- yı kaldınr, sürdürdüğünüz hesap tetkik işle- rine son verirsenizyanndan teziyok Başkan- la görüşeceğim. Size bu ikimuhribin verilme- sini en kısa zamanda sağlayacağım. Söz ve- riyormusunuz?" O zamankı hükümet hemen olumlu yanıt vermemiş. Muhripler 1967 yılın- da alınmış, Menteşe (Oniki) adalannın tümü- nün Yunanistan'a verilmesinde, Kıbns buna- nılımında Amerika Başkanı Johnson'un I. Inönüye mesaj göndermesinde ve daha son- ra Amerika Kongresi'nin Türkiye'ye askeri ambargo koymasında Amerika'daki Rum Or- todokslann oynadıklan rol bilinmektedir. llerki yarar ve sakıncalan açıkçatartışılma- dan ve Türkiye'ye benzer karşrt haklartanın- madan Fener Rum Patrikhanesi'nin statüsü- nün yükseltilmesı ihtiyatlı bir polrtika olmaya- caktır. Şimdilik gördüğümüz, Fener Rum Patrik- hanesi'nin Amerika'daki Ortodokslann çaba- lan ile Türk-Yunan ilişkilelerinden sıynlıp Türk- Amerikan ilişkileri yörüngesine yerleşmeye çalışmasıdır. İİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle